Bi kuzenim var, kafa derse basmıyor (bence hiç sorun yok, bizimki basıyodu da noldu) ama kız çok iyi makyaj yapıyor, nail art falan degisik güzel bi seyler yapıyor. Annesine dedim ki bu kuaför olsun. Küfretmişim gibi baktı bana. Ya sevgili 70liler siz ne sanıyorsunuz bu üniversite diplomasını?
Yorumunuzu görünce yazmadan edemedim. Bizim mahallenin kuaförü 1 sene içinde ingiltere’ye taşındı ve kendi dükkanını açtı, mühendis olan kardeşim yıllardır denklik, iş mülakatları vs derken hala çalışma vizesi bile alamadı. Mavi yaka işler özellikle yurt dışına da çok kolay adapte oluyor.
Nail-make up artist deseydiniz öyle bakmazlard. Bir anlamda haklı bir anlamda haksizlar bana kalırsa. Artık univ okumanin bir anlami kalmadi, entelektüel birikim yapmayı bir kenara koyarak söylüyorum bunu, zira bizim univlerse zaten o duruma bir katki olmaz. Ai den sonra hizmet sektörünün geleceği cok parlak ayrica
Annem babam temel düzeyde ilkokul eğitimi bile almamış, köyde olgunlaşıp şehir merkezine inmiş insanlardı. Biz de bayağı fakirdik, ilkokulda katkı payı ödemeleri korkulu rüyamdı ne bileyim okul aile birliğinin herkesin gözü önünde yaptığı giyecek yardımları vs. bayağı travmatikti. Babamın bir bağkur emekli maaşından başka hiçbir gelirimiz yoktu ve bu insanlar para biriktire biriktire ben 15 yaşımdayken bir apartman dairesi alabildiler. Belki 40-50 yıllık ama deprem tehlikesi olmayan bir bölgede başını sokabildiğin 2+1 daire nihayetinde. Bizim kuşağımız "makbul vatandaş" olmaktan başka hiçbir şey yapmadı. Üniversiteyi kazandım, yurt dışına gittim 1 yıl kendimi idame ettirerek Fransa'da yaşadım, dil öğrendim, farklı kültürlere adapte oldum. Beyaz yakalı olduk, saygı duyulan bir mesleği yapıyorum güya... Anne babamın o imkanlarla aldığı evi almanın yanından bile geçemiyorum. Dahası geçenlerde ilkokul arkadaşları ile Whatsapp grubu kurduk, ilkokul Trabzon'daydı grubun ortalama profili esnaf, bekçi, polis, işçi gibi meslekler ve herkes erkek tabii. Bu ultra muhafazakar grupta bir fabrikada kalite kontrolcü olarak çalışıp lüks bir Mercedes'e binen adam var. Yani işin özeti sadece nesiller arası adaletsizlik değil, şu anda Türkiye'de bu videoyu izleyen herkese karşı alerjisi var hakim anlayışın. Çünkü sen izliyor ve okuyorsun.
Ben memur olarak küçük bir Anadolu şehrine atandım, gelin buradaki "akademisyen" lere bakın hocam, erkekleri kahvehaneden kadınları kısır gününden alıp getirmişler gibi.
İyi sayılabilecek bir üniversitede, büyükşehirde okumama rağmen kendi bölümüm akademisyenlerinin %30'u için aynı şeyi söyleyebilirim. Özellikle sözel ve muhafazakar sayılabilecek bölümlerde (örn: hemşirelik) bu durum kronikleşmiş gibi görünüyor.
Benim anladığım Emrah Hoca Flu tv ye "kanalı ben götürüyorum beni ortak et" demiş. İlker o dönem kızmıştı ama geçenlerde şimdi ikimizin de kanalı oldu iyi oldu demişti. Şimdi Hoca Flu tv var deyince hoşuma gitti. Hepimiz insanız da biri iyi kötü bir şey yapıyorsa, kişisel kırgınlıklardan uzak bir şeyler söyleyebilmek erdemdir.
Ali Babacan ekonomi bakanıyken zamanının YÖK başkanına "siz bu bölümleri bu kontenjanları açıyorsunuz da öyle bir ihtiyaç yok Türkiye'de" demişti. Yök başkanının cevabı ibretlik: "okutması bizden işe yerleştirmesi sizden o sizin probleminiz". Çoğu siyasi sizi umursamıyor çocuklar. ESG hocamızın saydığı ünilerden de mezun olsanız ya iş bulamayacaksınız ya da asgari ücretin bir tık üstüne çalıştırılacaksınız.
94 doğumluyum ailem köy kökenlidir. Babam da 69 doğumlu meslek lisesi mezunu bir adam. Meslek lisesi mezunu olarak 16-17 yaşından beri fabrikada çalışmış. İlk zamanlarda aldığı maaşla şu anki aldığı maaş arasında dehşet bir uçurum var. Eskiden aldığı maaşa güvenerek evlenebilmiş. Hayatını kurmuş. Ben 6.sınıftan üniversiteyi kazanıncaya kadar babam ve ailemin geri kalan üyeleri hep oku, derslerini iyi çalış, düzgün bir mesleğin olsun kendini kurtar kızım diyerek büyüttüler. Babam da özel sektörde hep zorluklar çektiğini anlatırdı. Çok zeki değildim matematik geometri fizik derslerine kafam basmazdı. Ama kendimi iyi tanıyordum. Ben sosyal bilimlere tarihe sosyolojiye edebiyata yatkındım. Edebiyat bölümünü kazandım okudum. Aslında aklımda gazetecilik de vardı fakat ailem de dik başlı ve lafını esirgemeyen bir mizacım olduğu için gazetecilik okumamı istemedi. Ben de edebiyat bölümü yazdım. Kpss'ye gireceğimi de biliyordum. Eğitim sorularına da baktım kpss sorularında baktım. Yapılabilir geldi 2012 yılında ve tercihimi bundan yana kullandım. 2013 yılında üniversiteye başladım. 2013 yılından 2017'ye kadar bir sürü değişiklik yapıldı. Öğretmenlik alan bilgisi testi geldi tam son senemde darbe oldu 15 Temmuz 2016 yılında ve öğretmenlere mülakat geldi. Mülakatlarda torpiller gözümüzün içine sokula sokula yapıldı. Bu da bende ve birçok kişide öğrenilmiş çaresizliğe sebep oldu. Çünkü hiçbir şekilde torpilsiz atanamayacağımı düşündüm. Sözleşmeli öğretmenlik geldi şimdi de milli eğitim akademisi diye aptalca bir sistem getirildi. Bu kadar şeyde biz gençlerin hiçbir suçu yok. Birileri cebini daha çok doldurmak için bizim elimizden her şeyimizi çalıyorlar. Biz de hep onların yaptıklarına karşılık sürekli yaşamak için başka yollar bulmaya çalışıyoruz. Ben meslek lisesi mezunu işçi bir babayla ortaokul terk ev hanımı bir annenin kızı olarak çevremde bana hiçbir kariyer planlaması, bilgisi verilmediği halde yine 15-18 yaş arasında bildiğim gördüğüm tek meslek olan öğretmenliği seçtim. Ben lisedeyken 4 yıl boyunca hiçbir rehber öğretmen okul müdürü falan gelip de evet gençler geleceğinizi nasıl planlıyorsunuz diye bir şey sormadılar. Meslekleri tanıtmadılar. Sadece okula gittim geldim derslere girdim sınavlardan 75-80 arasında puanlar alıyordum. Ömrümde 2 kez dershaneye gidebildim. 1 kez üniversite sınavına hazırlanırken gittim o bile ekonomik olarak zorluyordu. Bir de üniversite bitince kpss dershanesine gittim o kadar. Devlet gençlerin eğitimi meslek edinmesi konusunda insanları kaderine terk etmemeli. Eğer bunu yapıyorsak devlete vergi de ödemeyelim. Nitekim Dilan Polat'la Engin Polat'ın salınmasıyla vergi ödeyip de eğitime sağlığa istihdama yatırım yapmayan devlet/hükümet bize keriz demiş oldu. Türkiye gibi bir ülkede ne kadar iyi bir strateji yaparsan yap Türkiye asla öngörülemez bir ülke. Bundan 15-20 yıl önce bu olanları sokaktan insan çevirip sorsaydık bize güler geçerdi hadi canım sende derdi. Sorıun biz gençlerin stratejisiz olması değil. Sorun bu ülkenin yönetimi sorun halktır. Benim gibi babası ömür boyunca asgari ücrete çalışan insanlar var. Onlar nasıl iyi eğitim alacak meslek edinecek ve üretim araçlarına sahip olup burjuvazi olacak. Bu konuları konuştuğum insanlar bana da sen hala chpli kafasıyla memur zihniyetiyle konuşuyorsun millet böyle şeylere bakmıyor artık diyor. Herkes herkesi s...kiyor yolunu buluyor diyor. Tamam ESG bunu demiyor elbette ama toplum bu hale getirildi. Bu kadar çalışma yaşında olup da niteliksiz işsiz gençler varsa devlet/hükümet öncelikle kaçakları gönderecek kadın erkek demeden sektörün istediği niteliklere uygun bir mesleki eğitim seferberliği başlatılacak. Onlara sertifika verilecek ve iş verenler de bu kişileri istihdam edecek. Bunun için de devlet vergi borcu olan devlet bankalarından yüksek krediler çekip de geri ödemeyen bütün akpli yandaşlardan bunları tahsil edecek. Herkesin vergiyi tam ödemesi sağlanacak. Bunlar yoksa sen lisede istediğin kadar strateji yap. Dünyaya küresel olarak baksan bile Türkiye dünyanın tersine giden bir ülke. Küresel olarak bile başına gelmeyecek bir olay bir düzenleme burada yapılabilir.
Eline emeğine sağlık tamamen katılıyorum. Eskiden "ya bizim halkımız cahil ondan olmuyoruz para yok ondan olmuyoruz" diye düşünürdüm çocukken. 40 yıl spnra artık kesin anladım ki bu ülkenin yöneticileri liyakatsizdir ve bu yüzden hal budur oysa halk çok çalışkandır bunu anladım. Bu siyasi bir söz de değşl partiker gelse gitse bir şey değişmiyor, yönetimler yine liyakatsiz. Çok ileri batı laboratuvarlarında bir sürü Türk bilim insanı var. İnşaatlarda sabahtan akşama emek veren türkü çığıran insanlar dolu. Bu insanlar çalışmamış mı? Ama haram yiyeni bol, ahlaki değerlerle alay edilen bir ülke. Olmuyor. Halk olarak Allah yardımcımız olsun
bu egitim sisteminden cikip da girilebilecek vasat bir bolum olan ogretmenlige girmek,ogretmenlikte atanmak bransina gore onca zorken -ki öabt yokken kimi bolumler komedi dusuklukte puanlarla atanma firsati sunuyordu- zaten konusulmakta olan öabt ile ayni yil ogretmenlik tercih etmek... hem universitede hem kpss'de dersaneye gitme imkani ve zamani bulmak az sey mi ayrica.anlatilandan daha beter aile kokenleriyle lisede dersaneye gitmeden hukuk vs kazanan var, 1995' te huka, tibba vb girebiken boyle çok ogrenci vardi. ya da o kadariyla yine bogazici,odtu yapanlar .. bunlarin da hepsi matematik dahisi degil ayrica.elbette sinif farki, bilincli aile vs farklar o zaman da vardi.bir atama doneminde ancak 15 tane kadro acilan ve gayet zor girilen (kontenjanlar patlatilarak yilda onbin mezun ile ilk 1000' den yuzellibine kadar ogrenci bollugunun bedelini odedigimiz) lisanslardan mezun insanlar, evli cocuklu iken kpss ile memurluga yerlesebilenler...yani herhangi, kolay da girilen kolay da okunan bir bolume girip egitim ve meslek hayatinda zorluk yasayan herkes de bu videonun konu ettigi kesim degil sanirim.kapitalizm durdukca ya da aniden bir bolluk ortami zuhur etmedikce yarisma olacak, secme olacak.devlet lisesinde aldigimiz egitimin kalitesi, siyasetin su andaki egitimin icine etmesi ayri mesele.fakat mulakat olayi,her haliyle bir siyasi mudahale olsa da, oyle her adayi eleyen bisey de degil en azindan ortalama apolitik cogunluga yonelik olarak, issizligin gerekcesi olabilecek bisey degil yani.ama yanlis bir uygulama orasi yine ayri.
Eğer okuyacağınız bölümde mesleki tanıdığınız yok ise ve ailenizde bu işi yapacak tek siz olacaksınız işiniz çok zor. İster tasarım okuyun ister hukuk okuyun
ben pek katılamadım yorumunuza açıkçası. Ben mesleğimde ailemdeki ilk kişiyim ve hiçbir tanıdığım yok meslekte. ancak üniversite 2 sınıftan itibaren aranan şartların bende olması için çok çabaladım. ve sonunda şu anda alanında dünyada en ilk 50 arasına giren bir şirkette çalışıyorum. Kolay olmadı ama umutsuz olmaya da gerek yok. not: önce o ilk 50nin 1 sırasındakine sonra sırasıyla 4-5 ve 30. sırasındakine başvurdum son olarak 50. sıradaki oldu ama oldu ^_^
okumayanlar için de geçerlidir bu, mesela sen kalktın doğrama ustası oldun, sanayide senin için falan ustanın oğlu dedikleri zaman işin garantidir, ben yaptığım meslekte en vurdumduymaz en salak adamım ama Turan ustanın oğlu olduğum ve askeri disipline sahip olmamdan ötürü her zaman iş bulabildim mesela
Mesleğime 16 yaşımda başladım. 27 yaşında işimin işletmecisi oldum. 33 yaşında mesleğimin üniversitesine gidiyorum bu sene 2. sene. Bu arada 32 yaşında lise mezunu oldum. Yani meslek edinin sonra okursunuz. Bir işi bilen yapmaz, yapabilen yapar.
Ben çocukluğumdanberi aşçı olmak isteyen biriydim, lise de gıda teknolojisi (meslek lisesi) okudum. 14 yaşında akdenizin en lüks 5 yıldızlı otelinde çalışmaya başladım , çalışırken Kocatepe üniversitesinde 2 yıllık Gıda teknolojisi bölümünü okudum ordan çıkıp 2011 de Balıkesir üniversitesine Et ve Et ürünleri bölümünü 2013 de bitirip Anadolu üniversitesinin Konaklama işletmeciliği bölümüne başlayıp 2015 de bitirdim Bu arada holdingin 5 yıldızlı otelinde çalışma devam ediyordum. Yazarken yoruldum 🤦♂️🤭 Neyse işte ülkede eğitim kalitesi çok kötü.Eski eğitim disiplini eğitimin ve eğitimcinin degeri yok. Az Üniversite olmasılazım Köylü olması , sebze,meyve, hayvancılık olması lazım. Sağlıklı besinler kolay ulaşılabilir olmalı. İnsanlar sağlıklı beslenirlerse sağlıklı düşünebilir. Bence 🤔
Çözüm de yok gibi bu saatten sonra çok geç. Ekonominin çöküşü, eğitimin çöküşü, sosyal çöküş hepsi işsizliğe kapı açtı. 1 yıldır işsizim harika bir üniversiteden mezun olmadım ama kendimi geliştirmek için çok çaba gösterdim. Mimarlık bölümünü bitirdim. Ofise de adapte olabilirim şantiyeye de çok çalışmak istedim ancak zar zor iş bulduğum ofisten sigortamı yapmadıkları asgari ücretin altında olan maaşı bile vermedikleri için (başlangıçta başka bir ücret konuşulmuştu) ayrıldım. Tecrübe için çalışanlara normalde para bile verilmezmiş. Ben stajyer miyim? Patronlar da bu çaresizliğimizi çok güzel kullanıyorlar.Kurum kültürü yok birçok şirkette rezalet bir dönem gerçekten işin içinden çıkamıyorum. 2018'e kadar bir inşaat balonu oluşturdular ekonomik kriz ile birlikte patladı. Devir müteahhit zengin etme devri kimsenin mimara ihtiyacı yok biri gider biri gelir gibi bakıyorlar ve haklılar her sene 10bin yeni mezun veriyor bu meslek.
Bundan 5 yıl önce üniversite sınavı sonrası ailem Türkçe öğretmenliği yazmadığım için resmen linç etmişti. Puanım pek iyi değildi ama çok iyi İngilizce biliyordum ve okuldaki Almanca derslerinde de hep en iyi notları çıkartıyordum. Aslında en büyük hayalim Felsefe okumaktı ama 4 yılın sonunda işsiz kalacağımı biliyordum. Baktım, iyi kötü İngilizce ile fark yaratabileceğim ve yaratıcılığımla belki bir şeyler yapabileceğim tek bir alan vardı: Reklamcılık. Ağladım sızladım ama yazdım gittim. Dersler ağır olmadığı için bol bol sanat filmleri, galeriler, sergiler kovaladım. E bir de pandemi girince Almanca'ya geri dönüp temelimi güçlendirdim. Sonra okula geri dönünce de belediyenin İtalyanca kurslarına katıldım bir ara. Mezun olduktan sonra 6 ay bir yerde staj yapıp biraz para biriktirip bir de onlardan tavsiye mektubu aldım ve İngilizce sınavlarına girdim sonra da master için yurtdışına başvurdum. 3 ülkeden kabul aldım. Kısmetse bu ayın sonunda gidiyorum. Strateji her şeydir gerçekten. Ha, ailenizden ufak bir destek de lazım para konusunda ama ortalamanız iyiyse burs olanaklarını araştırın mutlaka.
Daha 3. sınıfa geçerken YL yapamayacağım için(özelde inanılmaz pahalı olması ve devlette de girmenin çok zor olması sebebiyle) uzmanlık alamayacağımı sonuç işsiz kalacağımı biliyordum. Her ne kadar net bir meslek yasası olmasa da uzman olmadan terapi yapmak tam anlamıyla bir etik ihlal. Her ne kadar pekçok lisans mezunu bunu yapıyor olsa da kesinlikle yapılmaması gereken bir konu. Psikologi mezunu olup da İK'da çalışmak veya çeşitli özel kurumlarda rehber adı altında çoluk çocukla uğraşmayı meslek ideallerim arasında saymıyorum zira İKcılık ne benim hedefimdi ne de bölümüm ile doğrudan bağlantılı bir meslek. Severek girsem de okulda nispeten güzel bir eğitim almış olsam da uzman psikolog olamadığınız zaman psikoloji okumanızın pek bir anlamı kalmıyor. Sonuç olarak ben de bir zamandır ilgili olduğum başka bir alanda kendimi yetiştirmeye başladım derken o sektörde de işler olduğu gibi sarpa sarmış durumda. Alan dışı bir bölüm çıkışlı gözüktüğüm için de kimse beni yetiştirmek üzere işe almayacak muhtemelen. Bir tanıdık referansı ile giremediğim sürece o alandaki tüm uğraşlarım da çöpe gidecek. Üniversitenin beni işsiz bırakacağını bilmekten daha çok sinirlendiğim şey ise insanların bizleri üniversite okuma konusundaki ısrarlarından sonra bir de işsiz kaldığımızda bizi değersiz görmeleri konusu. Şimdiki yegane hedefim ise yaşlıları olabildiğince kendime düşman edebilmek ve kendi yolumu yeniden çizmek.
Bu konuyu dile getirdiğiniz için teşekkür ederim. Ben de doktorayı bıraktım. Daha fazla yozlaşmaya tahammül edemeyeceğim.Onca tarikatın, cemaatin, partinin, örgütün, teşkilatın ve grubun içinde başarılı olmak imkansıza yakın.
Ben üç bölüm bitirdim, üçüyle de alakasız bir işte çalışıyorum. Bizim üniversitelerin %90 belki daha fazlası işsizliği erteleme merkezi gibi. Gençler 4 yıl daha oyalanıyor sadece. Reelde hiçbir karşılığı olmayan onlarca çöp bölüm var.
Gençler. Türkiye’de az üniversite varken de sıkıntılıydı işhayatı. Türkiye’de network, tanıdık önemlidir. Bir iş bulduğunuzda ise zekanız, çabanız, mezun olduğunuz üniversite değil, üsttekiyle ilişkiniz kariyerinize yön verecek. Ben kendimle ilgili söyleyeyim. Aileniz inşaat işleriyle uğraşmıyorsa bu ülkede inşaat mühendisliği ve mimarlık yazmayın ve yapmayın.
Dayı zaten herkes biliyor networkün gerektiğini, üstle ilişkinin önemini falan. Herkes işini kirli-temiz bir networkle görüyor zaten. Mevzu geldiğimiz noktada o sıkıntılı işhayatına dahi giremiyor olmak. Bir halta yaramayacak şekilde yetiştiriliyor olmak. Buna kör biçimde yetiştirilmiş bi neslin ferdi olarak söylüyorum kurduğun şu cümlelerin kimseye bir faydası yok gözünü seveyim biz zaten akraba ziyaretine gelmiş bi dayıdan duyduk bunları. Biz o dönemden büyüdük de sizde hala değişen yok.
Gençlere naçizane tavsiyem kendinizin eğitmeni olun. Her tür bilgiye hızlı ulaşım konusunda kendinizi yetiştirin. Multidisipliner hayat görüşünüz olsun. Emek yoğun işlerde de eğitim alın. Günümüzde bu tip işlerde daha çok kazanıyorlar. Ayrıca yüksek eğitimli biri için bu işlerde başarılı olmak çok da zor değil. Sahada olmaktan çekinmeyin. Örneğin kadınsanız ve mezun olup iş bulamıyorsanız. Belediyenin kadınlar için kaynakçılık kurslarına katılın. Üniversite mezunundan çok daha yüksek maaşla işe başlarsınız.
Bunu bir tarihçinin söylemesini beklemiyordum ama sonuna kadar katılıyorum. Bu kadar tarih öğrencisinin, bu kadar tarih bölümünün ve tarih alanında çalışan bu kadar akademisyenin ne gereği var?
Araştırma görevlisi olduğum dönem (garip ve aslında illegal) kendime ait 15 saat dersim vardı. Buna ek olarak gelmeyen hocaların ve hatta bölüm başkanlarının derslerine girişimle abartmıyorum ders yüküm 30 saati buluyordu. Ayrıca bölümün ve ASD’nın bütün yazışmalarını yapıyordum. Hatta gelen profesörlük dosyalarını bölüm başkanımız hiç kapağını açmadan bana veriyordu. O halimle bile yarısının çöp olduğunu anlıyordum ama gerekçe filan yazacak vaktim olmadığından okeyletip geçiyordum. O Bologna sürecinin Allah belasını versin zaten. Hocanın evini bile sırtımda taşıdım. (Buzdolabı filan) Yazın bile sabah 9 akşam 5 okula gelmezsek olay çıkıyordu. Tez danışmanım yüksek lisansta daha tez konumu öğrenmeden 300 sayfa tez istiyorum demişti. Size dün açılmış bir bozkır üniversitesinden bahsetmiyorum. Yüz yılı aşkın tarihi olan, konusunda en yetkin görülen, İstanbul’da bir üniversiteden bahsediyorum ve en ufak bir abartmam yoktur. Akademi budur. Arz ederim.
@@MrSamannezlesi Hocam ben tarihçi-akademisyen olmak istiyorum fakat biraz korkularım var , işsiz kalırım diye korkuyorum ve İngilizceyi çok gözümde büyütüyorum , ingilizce olmadan akademisyende olamam dimi?
34:40 dil konusunda mutlaka eklenmesi gereken bir şey varsa o da Türkçe’nin de gerçek anlamda öğrenilmesi gerektiğidir. İngilizce öğrenmenin önemi elbette tartışılamaz, ancak ülkemizde basit alışveriş ihtiyacının ötesinde birbirimizle iletişim kurmayı beceremiyoruz. Gidebilenler şanslı, ama büyük çoğunluğumuz bu ülkede kalmaya mahkum ve burayı ilerletmek istiyorsak İngilizce sayesinde öğrendiklerimizi bu ülkede ingilizce bilmeyen insanların da anlayabileceği şekilde Türkçe anlatabilmek zorundayız.
İşte Onlardan birisi benim. 2009 Lisansa girdim. 2013 Mezuniyet yılım. Ama iş bulamadığıma saşırmamıştım. Çünkü 3. Sınıfta farkına varmıştım. Ama geç kalmıştım. !
33 yaşındayım liseye giderken boğaziçi siyaset bilimi hedefimdi, o zamanlar herkes sadece kendi bölümünden tercih yapabiliyordu, gittiğim özel lisede eşit ağırlık sınıfının ortamı orangutan bahçesi gibiydi sosyal bir insan olduğum için onlara kapılıp tümden kaybedeceğimi bildiğimden sayısala devam ettim. Son sene puanlarım iyi olduğu için ailem (memurlar) ve çevrem kafamı tıpa çeldiler. Uzman tabip olarak hayatıma devam ediyorum etrafıma kıyasla maddi olarak şükrediyorum. Hedefimi şuan hobim haline getirdim, siyaset bilimi ve sosyoloji okumaları yapıyorum. O yaşta biliçsiz de olsa bizim ülkemiz şartları düşünüldüğünde bir strateji kabul edilebilir 😅 Özellikle bu videoda hocamın anlattıklarının ne kadar değerli olduğunu 20’li yaşların başındaki arkadaşlara söylemek istiyorum. Bu acı ve bir o kadar kritik tespitleri parayla hatta networkle bile zor işiteceksiniz. Zaman herkes için eşit değil genelgeçer kabuller herkesin globalle rahatça temas kurabildiği bu çağda çoğunlukla boşa düşüyor. Ne olur sürüye kapılmayın kendinizi tanımak için erken davranın.
Toprağa karışmanın umut olduğu topraklara döndü vatanımız.Geçmiş ola...Ankara Üniversitesi DTCF felsefe bölümünde ,yüksek lisans yapıyorum.Tezin bir kısmını Aselsan Şantiyesinde işçi olarak çalışırken yazdım.Tez konusu ülkemizle iç içe geçen bir konu, Neden Düşünmüyoruz?Astsubay veya polis olmadığım için maruz kaldığım baskınının haddi hesabı yok.Üçün beşin yoluna bak diyen zihniyet yerine "felsefe yolda olmaktır" vecizesini seçtim.Pişman da değilim.Evde neyin peşinde olduğum sorgulanınca bu vecizeyi kullanıp bir yere varmayı değil yürümeyi seviyorum,meraklarımı tatmin etmek için okuyorum filan diyorum.Ama dışarıda ilkokul mezunu dahi olmayan akıl küplerinden gına geldi.Yerinde olsaydım safsatasıyla başlayan ve şimdiye şunun bunun olurduyla biten mantıksız laf silsileleriyle cebelleşiyorum. Bir kere yerimde olamazsınız,zihnimde hiç olamazsınız, özdeş hiç olamayız.Ah kötücül empati yeteneğiyle can yakmaya ,sinir bozmaya kalkışan,iyiliğim için debelenen ve söylenen güruh,yazık sizlere! Memlekette koyun alıp,kendimi dağlara vurmak, güdülmek yerine koyun gütmek istedim.Babam icazet vermedi :)Fakat en nihayetinde bir dağ kulubesi yaptım.Cahille sohbeti kesmek namına harç kardım duvar ördüm ,münzevi ve asi olup çıktım.Adım deliye çıkmasın diye naber nasılsın ötesine geçmem sakıncalı görülüyor ,iletişim stilim Part tıme hal hatır, full time suskun oldu.. Annem felsefenin din aleyhtarlığı olduğunu işitmiş, tezimi din hakkında yazmamamı tembihledi.Geçenlerde facebook üzerinden hökümetimizin kıraathane politikasını eleştirdim,babam kardeşimin muhtemel kpss atamasına engel olacak diye bir kamyon papara yaptı. Kısaca vatanımıza güzel bir işkence tezgahı kurmuşuz.Sinir harbi yaşamamak için bayağı ,tepkisiz ,ölgün ve vurdumduymaz olmaya mecbur bırakılıyoruz.Kafamdaki gelgitleri eserlere aksettirebilsem, fantastik distopik yapıtlar çıkardı.Fakat heyecan ve mecal bırakmadılar.Güya Ontolojiye eğilecektim , serzenişe daldım ve orada kaldım.
@@OMNIBUSLIVE Hocam mesele benim için işsizlikten ziyade, sizin de dediğiniz gibi bize dolaylı yoldan bir söz verildi ve biz ne kadar uğraşırsak uğraşalım, yüksek ihtimalle bu söz tutulmayacak. Beni geren bu.
@@aliettokadi Yüksek ihtimalle tutulmayacak değil; tutulmuyor zaten. Mezun olduğun zaman anlayacaksın, dostum. Bir yerlerde dayın yoksa işin yaş. O yüzden bir b hatta c planın olsun. Onlar, ne olabilir? Onu bilmiyorum. Orası sana kalmış artık.
@@Prens1 Ben elimden geleni yapacağım hocam. Elbette b,c planlarım olacak fakat sevdiğim işi yapmak için sonuna kadar çırpınacağım. En azından elimden geleni yapmış olmanın rehavetiyle yaşarım
bu ülkede hiç bir şey düzelmez arkadaşlar. Tanıdığım bir çocuk futbol hastası. 2. sınıfa gidiyor. Fiziksel özellikleri(yaşından dolayı) hariç süperlig topçularını alaşağı eder. Çocuğu hala futbol kursuna ya da okuluna göndermiyorlar. Çünkü futbola giderse ve ufak da olsa başarılı olursa, dersleri kötü etkilenir(!). Sen bu adama ne anlatabilirsin ki? Çocuk yalvarıyor. Annesi babası çocuğa ayakkabı almadılar. İzin istedim ve kendi paramdan biraz biriktirip çocuğa bir krampon aldım. Ailenin cümlesini aynen aktarayım. "Yav aldın iyi hoş da ayağından çıkartmıyor, yatağının yanına baş ucuna koyuyor geceleri. Pis ediyor her yer dışarda giydiği ayakkabı sonuçta." Alın size anadolu irfanı. Bu ortamdaki bir çocuk kendi stratejisini belirlese ne belirlemese ne. 100 kişiden 3 5 tanesi doğru insanlarla karşılaşır yol bulur kendini kurtarır. Kalanlar da ömür boyu sürünecek maalesef okusa da okumasa da
İs ve meslek danışmanı olarak yıllardır bu minvalde danışmanlık yapmaya çalışıyorum. İnsan objektif bir varlık olmadığı için tatlı yalanı acı gerçeğe tercih eder çoğunlukla..
sosyoloji bölümünde okuyorum. bölüme girerken işsizlik oranının çok fazla olduğunu biliyordum, felsefe benzeri alanlara ve dünyayı anlamaya merakım da vardı ama kendimi tanıdığım kadarıyla çok hırslı bir bilim insanı olmayacağımı ve ortalama bir öğrenci olarak çıkacağımı da biliyordum. "herhangi bir üniversite bölümünde okumam lazım olduğu" için girdim üniversiteye aslında. sonuçta dershaneye gönderildim, test kitapları alıp soru çözdüm, derslerimde fena değildim, kuzenlerim ve denklerim iyi üniversiteler kazanıyor, ailem de üniversite mezunu, yani bir bölüme girmem gerekiyordu. yoksa yüz karası gibi hissedecektim. şöyle düşündüm; meslek kazanmasam da dünyayı anlayacağım, farklı bir bakış açısı edineceğim, bir çevre edineceğim ve eğitime devam ederken bana gerçekten başka bir meslek öğrenebilirim bir yandan. ama öyle olmadı. öncelikle yeterli bir sosyal bir çevre edinemedim, hem çekingenim hem de insan seçiciyim, bunu aşamadım. büyüdüğüm şehirden daha küçük bir şehre okumaya geldim ve buranın insanına yakın hissedemedim. bölüm arkadaşlarımla ya da kulüplerden tanıştığım insanlarla bağ kuramadım, hatta hor gördüm onları, kendimin daha gülünç bir durumda olduğunu unutarak. bölümde birçok dersi slayt okuyarak geçtiğim gibi okuduğum bölümden genel olarak soğudum, işsizlik kaygısından ve yalnızlıktan mutsuz olduğum için kendimi kapattım. kendimi tanımak için fırsat olacağını sandığım bu yıllarda kendimden uzaklaştığımı gördüm. yazları garsonluk gibi işlerde çalışarak dünyanın gerçek yüzünü gördüm ve vasıflı biri olmanın değerini anladım. üniversitemin büyük bir kütüphanesi ve imkanları var, ama benim "dünyayı ve işleyişi anlamak, ufkumu açmak" hevesim kalmadı. kendimi o kadar niteliksiz hissediyorum ki, sadece belli bir konuda becerikli bir çalışan olmak için her şeyimi veririm, ama hangi alanda ihtiyaç olduğu ve ne öğrenirsem gerçekten bunu mesleki hayatta yapabileceğim konusunda kafam çok karışık. yemek yapmak işine ilgim var, ama restoranda 12 saat asgari ücrete çalıştırılmak için bile işe alınmayabilirim. dillere ilgiliyim, öğretmenlik ve çevirmenlik bölümleri de bitmiş gibi gözüküyor. bilgisayar programları, özellikle adobe gibi tasarım programlarını öğrenmeyi denedim ama cinnet geçirerek vazgeçtim. kendi alanımla alakalı spss veri analizi programı öğrenebilirim ama bunun da karşılığını almama ihtimalim yüksek görünüyor. yurt dışında iş bulabilirim, bağlantılarım var, ama önce kendime ve piyasanın ihtiyaçlarına uygun bir iş için kendimi hazırlamaya başlamam lazım, rastgele bir şekilde gidemem herhalde. ne plan kuracağımı bilemiyorum, önümü göremiyorum. bir şeyler paylaşmak isteyenler yanıtlarsa sevinirim.
Yıllar önce babam ve oğlum filminde ağlaya ağlaya farkettiğim birşey oldu. Sana ait bir odanın olması… Buna çok değer verdim. Çocuklarım olursa onlar içinde bu değeri göstericem
Hocam sizin videolarda cehaletimle karşı karşıya kalıyorum. Alttan bir kitap adı çıkıyor, akımlar, felsefe, tarih, insan, kültür... resmen bilmediğim o kadar çok şey duyuyorum ki tokatlanıyorum, knock-out oluyorum. Bu da beni bi bok bilmiyormuş gibi hissettirdiği için kitaplarıma, derslerime ve kendi gelişimime geri dönebiliyorum. Benim sizin videolarınızdan sağladığım fayda budur.
Bu sene üniversiteye başlıyorum ve gördüğüm kadarıyla diplomamın geçerliliği yok denecek kadar az, iş başa düştü şimdiden belli ki. Kendime alternatif yollar bulmaya şimdiden başlamam gerekiyor. Gün geçtikçe değişim hızlanıyor ve ayak uydurmak da zorlaşıyor. Umarım hayatım oradan buraya sürüklenerek geçmez..
İstediğin kadar çeşit çeşit navigasyon App in olsun telefonunda, kafadan gideceğin yer hakkında stratejin yok ise... Bir yere varamazsın. Diyor hocamız... Bende ekliyorum; söyleyecek sözü olmayan kişinin çıkarttığı sesler, gürültüden öteye geçemez... Ağzınıza sağlık hocam...
Hocam asıl problem biz gençler olarak ne istediğimizi bilmiyoruz. Yeteneklerinize, kişiliğinize göre yapın diyorsunuz mesela ama bizim büyük çoğunluğumuz küçüklükten beri maalesef "okula git-gel yemek ye uyu" düzeninde robot gibi yetiştiğimiz ve bu beyin yıkama sistemine kurban gittiğimiz için büyük bir boşluğun içindeyiz. İleride ne yapmak istiyorsun sorusunun cevabı yok bizde. Olanlar da (daha doğrusu olduğunu iddia edenler) genelde onlara toplum tarafından yerleştirilen hedeflere göre ilerliyor NPC gibi. kafayı yiyeceğim az kaldı.
Hocam mezun olduktan sonra 1 yıl iş aradım. Güç bela bir staj bulabildim (son 5 ay evde sabah akşam kendi kendimi alanımda geliştirmekle uğraştım). Bulduğum stajda yemek kartı bile yok teknik olarak çalışmak için para ödüyorum
ESG, Üniversite A dan D ye düşüyor. B yok dİyor. Geçen bir tartışma programında inşaat sektörünü anlatıyorlardı. 10 müteahit 10 tane işe başlıyor, 10 u da lüks konut yapıyır. Orta ve alt sınıfa yönelik ev yapılmıyor diyorlardı. En alt TOKİ yapıyor. Ara kesime hitap yok gibi. Sanırım tüm sektörler aynı gibi.
Gazeteci Yavuz Donat yazmıştım köşesinde okumuştum yıllar önce sanırım Almanya'da okuyormuş lisede çocuğu. Tüm velilere sormuşlar çocuğunuzun liseden sonra ne yapacağını veya ne yapmasını istiyorsunuz diye ben ve ya iki kişi ya 3 kişi üniversiteye gitmesini istiyoruz demiş veliler. Çoğu bir meslek sahibi olmasını istiyoruz demiş kimi kasap Demiş kimi manav demiş. O hesap yakında işi olmayan yüzbinlerce üniversite mezunumuz olacak. Hayırlı uğurlu olsun 😢
Zihin açıcı ve farkındalık oluşturucu harika bir anlatım olmuş. Hocam aydınlanma yaşadım. Videolarınızı zaten beğeniyordum, bu yayını izleyince kanalınıza abone de oldum. Teşekkürler.
2 dil biliyorum, yeni yüksek lisans kazandım ama bitirip Avrupaya açılmak istiyorum. Çünkü maaş gününü beklemek, zar zor geçinmek, şükredip tembelleşmek, kaderime razı gelmek değil bilgi üretmek, katma değer üretmek istiyorum. Yetişmek ve yetiştirmek istiyorum. Burada ise akademide bir gelecek göremiyorum. Çünkü danışman hocana da asistan olarak şunu seç bunu seçme diye -hüsn-ü tabirle söylemek istiyorum- bir yerlerden tavsiye olabiliyor. Asgari ücret diyorsunuz ki nüfusun yarısı asgari ücretle geçinmeye çalışıyor, Memur olsan ne olur? Ne eksilir ne kısalır yaptığın hizmet hep aynı ve bir atalete düşersin illa ki. Ülkenin ekonomik, adli ve toplumsal geleceği de ayrı kaygı meselesi. Son dönemdeki gündem herkesi karamsar yapıyor. Hep birlikte el ele yükseltmemiz gereken ülke, ziyalıların ellerinde yükselmesi gerekirken ülkede okuyana ve okutana değer verilmiyor, şeytanlaştırılıyor, sağ-sol, hangi kesimden olursan ol, "bizden mi değil mi, biat eder mi" deniyor. O biz hizip değil, vatandaşlık, eşitlik ortak değerler olmalı kuruluş felsefemize uygun olarak ama olmuyor bu coğrafyada.
İlköğretim matematik öğretmenliği mezunuyum, bu seneye kadar alımlar diğer öğretmenlik branşlarına göre yüksekti. Bu yıl ciddi bir düşüş yaşandı 2024 eğitim yılı başladı ve hala öğretmen ataması olmadı. Ciddi düşüş yaşandığı için kontejana da giremedim gerçekten çok bunaldığım ve yıprandığım bir sene oldu. Özel okullara cv bıraktım ama iş deneyimim olmadığı için kabul görmedim. Gerçekten kafayı yeme noktasına geldiğim bir süreç oldu o kadar ki herhangi bir kurumda inanın 10 bin lira dahi verseler hatta daha az çalışmaya razıyım yeter ki cv'ye yazacak bir tecrübem olsun. Ayrıca köklü bir üniversiteden iyi bir dereceyle mezun oldum ama iş verenin pek umrunda değil bunlar.
Resmen aynı durumdayız. Ben de yeni mezun deneyimsiz bir edebiyat öğretmeniyim, işsizim, cv bıraktığım yerler dönmedi. Kafamı toplayıp dershanelerde etüt öğretmenliği (bir nevi stajyer öğretmenlik) için başvuracağım. Asgari ücret altında verseler bile tamamım, yeter ki bir uğraşım olsun, kendi alanımda bir işim olsun ve cv dolsun. Yalnız değilsiniz hocam. Çok sabır dilerim🙏🫂 Ayrıca 2023 ilköğretim mat öğrt kontenjanı hepimizi şok etti. Bunun sadece 2023 ile kalmasını umuyorum. İnşallah bundan sonra hak ettiğiniz kontenjanı alırsınız🙏🙏
Hacettepe okul öncesinden şeref öğrencisi olarak mezun oldum.2023 sınavında okul öncesinde birden azalan kontejan ile kont dışı kaldım kesin atanacağımı düşündüğüm dönemde özelde iş aradım 5k ye yardımcı öğretmenlik teklif ettiler tam güne karşılık kabuk etmedim ücretli olarak çalışmaya başladım kontenjandanlar açıklanınca işten ayrıldım ders çalışmak için hem 2024 sınavına hem mülakata girdim 2025 sınavına hazırlanacağım sonuç beklerken tükendim tükendim ( İlk mat kontenjanı için kendi branşımdan daha çok üzüldüm 😢)
Konuyu fırsat eşitliği penceresinden değerlendirin. Arkası, torpili olanların işe girme oranlarıyla, elde cv kapı kapı gezenlerin işe girme oranlarını karşılaştırın. 10.000 kişiden 5 tane istisna bulup demek ki oluyormuş diye millete ayar vermeyin. 10k da 1k, 2k, 3k olursa bileğinin hakkıyla işe giren oturup konuşalım. Yoksa 10k da 5-10 hatta 100 istatistik bilimine veri olur. Evinin garajında Microsoft u kuran Bill gates doğru örnek değil. Torpillilerin meslekte diğerlerine göre daha hızlı ilerlediği gerçeğini konuşmuyorum bile. Edit: lafım hocaya değil. Yorumlarda “şöyle kursa gittim. Böyle eğitimlere katıldım. Şimdi aylık 100 bin dolar kazanıyorum” diyerek bireyleri suçlayanlara.
Hocam, otomotiv mühendisiyim. İş bulamıyorum. Mühendis olduğum için mavi yaka pozisyonlarına da almıyorlar. Sakarya'da tek başıma yaşıyorum başımda ailem de yok. Gerçekten artık intihar etme psikolojisine büründüm. Bankalar günde 1000 kere arıyor. Yurtdışına da kaçamıyorum. Sadece herhangi bir yere içimi dökmek istedim.
Annem babam emekli prof. izlemeden önce anneme anlattım izleyeceğim diye. "İZLEME MORALİN BOZULUR DEMOTİVE OLURSUN ÇÖZÜM DE SÖYLEMEZLER" DEDİ. ÖYLE DE OLDU :) TEK ÇÖZÜM BEYİN GÖÇÜ MÜ YANİ :( ? ? ? YAZIK..
Sısteme bel baglama, diplomana guvenmeden serbest piyasada para kazanacak hale gelebilecek sekilde bir bireysel strateji kur. Verdikleri cozum bu. Daha ne diyebilir ki? Yalanin neresinden donulse kardir minvalinde.
Videoyu izlemedim ana sayfama çıkmıştı yorumlara bakıyordum öylesine ve çok haklısınız demoralizeden başka bi işe yaramıyor bu videolar çözüm falan da anlatmıyorlar hiçbir zaman
PDR bölümü okurken, harçlığımı çıkartmak için kafe restorantların mutfaklarında çalıştım. Şimdi Katar' da aşçılık yapıyorum. İlerde kendi bölümümle alakalı iş yapacağım inşallah 😂
Hocam sizin videoları izledikten sonra herhangi bir konuda bir işin tek bir formülü varmış gibi konuşan kimseyi dinleyemez oldum. Yani kimseyi dinleyemiyorum teşekkürler :D
4:03 waaw, tam beni anlattınız hozom, felsefede akademisyen olacakken öğretmenliğe, sonra markette personel olmaya kadar düştük. Şimdi ben de polis akademisine girmeyi düşünüyorum bu ara.
hayat dersi niteliginde video. arka ses surekli kapitalizm liberalizm gibi ufak dokundurmalarla ideolojik çamura saplanmışken esg hocam insanin bireyselligi ve özgürlüge parmak basiyor. ne kadar özgürlüge acsak o kadar basarili ve maddi manevi anlamda tatminkar bir insan olarak goceriz bu dunyadan.keske senin gibi biri olsaydı gencligimde yanimda yoremde hocam saygilar
Uyanmış olmayan kendini uyandıramaz, uyanmış olan da zaten uyanmıştır. ''kendin uyanacaksın'' diye bir sorumluluk yüklemek anlamlı değil. Ama 20-30 genci harekete geçirecektir, bu da güzel.
Emrah Hocam şöyle saçma bir konu da var ama, ben İnşaat Mühendisliği (İngilizce) mezunuyum 3.10 gpa ile bitirdim bölümümü, burada yaklaşık 1 yıl iş aradım ve 6 ay çalıştım. Sonra İtalya'nın en saygın teknik üniversitelerinden birinden master kabulü aldım ve şuan öğrenci halimle Türkiye'de girmiş olduğumdan daha fazla interview'a çağırıyorlar. Bazılarına zamanım yok diye bile giremediğim oldu. Belki de alan değiştirdiğim içindir bilemiyorum ama. Burada bok muamelesinden daha farklı bir şey görememiştim
Ülke içinde online alışveriş yasaklanmalı veya sınırlandırılmalı..bir kaç yıl bocalanır fakar sonra düzen oturur bu sayede sermaye sahiplerine akan büyük pasta küçülür..böylece para reel sektöre akar yeni iş imkanları oluşur..zincir marketler de kapatılmalı şubeleri 5-10 marketle sınırlandırılmalı.kimse peynirin yanında iki kapılı dolap satmamalı iş tanımı net olmalı.tarım arazileri toprak ve iklimin uygun olduğu ürünlerin ekilmesine müsade edilecek şekilde düzenleme yapılmalı..sahte ürün, taklit ürün yasaklanmalı ve cezaları ağırlaştırılmalı.üniversite baraj puanları 250 üzerinde olmalı.. ihtiyaç duyulacak kadar bölümlere öğrenci alınmalı.her bireyin bir kaç günlük"vatandaşlık dersi" almalı yazılı sınava tabi tutulup okuduğunu ve dinlediğini anlamayanların oy kullanma hakkı üreme hakkı elinden alınmalı.bu sınavda vatan nedir millet nedir, devlet ve hükümet arasındaki farklar nelerdir, temel ev ekonomisi ülke ekonomisi gibi konulardan sınava tabi tutulmalı. büyük teknelerle balık tutulması 5 yıl boyunca yasaklanmalı sonrasında da belirli derinliklerin dışında balık tutulması yasaklanmalı.içinde süt olmayan peynir et olmayan sucuk gibi ürünlerin ürtilmesi ve satılması yasaklanmalı.doktor dövenlerin sonsuza dek ücretsiz sağlık hizmeti alması yasaklanmalı.aynı zamanda emeklilik hakkı gibi devletin verdiği haklar elinden sonsuza dek alınmalı.Karılarını çocuklarını dövenlere öldürenlere 100cc günlük östrojen verilmeli.vatan millet bayrak kavramları ortak milli değerlerimiz ve milli bayramlarımız dışında tüzel ve gerçek kişilerin cümle içinde kullanması yasaklanmalı.Cem yılmaz yeni bir gösteri yazsın.arka sokaklar bitsin.sigara ucuzlasın taksitle ayfon ve araba satılmasın.veganlara insanın besin zincirinin tepesinde olduğunu, bitkilerinde acı çekiyor olabileceğini, sorunlu olanın et yemek değil, endüstriyel hayvancılık olduğunu bunun için daha fazla üremememiz gerektiği anlatılmalı.hayvan severlere bazı insanların fobilerinin olduğunu (yükseklik korkusu, hijyen sorunu gibi) bir tek hayvanları sevenlerin kendileri olmadığını, sokak hayvanları öpmenin risklerini ve şahsiyetlerini ortaya koymanın başka yolları olduğu anlatılmalı.elektrikli arabalar doğa dostu değildir zenginlerin oyuncağıdır.bütün akaryakıtla çalışan araçların elektrikli olduğu durumda, ihtiyaç duyulan enerjiyi doğa dostu yollarla üretmenin ve depolamanın imkansız oldğu anlatılmalı.tatil beldesi kavramı ortadan kalkmalı aşırı pahalı olmalı insanların ömürlerinde bir kaç kez hakettiklerinde instagrama tatil fotosu atabileceği bir düzenleme yapılmalı, bunun birlikte plajlar dağ bayır tesissizleştirilmeli herkes gönlünce kullanmalı. fakat bira şişesi gibi sivri çöpleri atanların tenasül uzuvlarına sokulmalı.aynı şekilde çocuklarının boklu bezlerini atan arkadaşlarında yüzlerine boca edilmeli.
hocam yorumları okumadan önce umut sıfırdı bende yorumları okuduktan sonra 0.1 puanlık bir umut doğmadı değil yalan söylemeyelim şimdi. bunun yorum yazanlarla veya kitle ile alakası yok aman yanlış anlaşılmasın fakat çok kıymetli gençlerin, insanların, fikirlerin olduğunu görünce yorumlarda, sevindim. sevindim de bulundukları dünyayı, yaşamı, hayatı bildiğim, gördüğüm için üzülmedim dersem kendime haksızlık etmiş olurum. daha önceki videoların altlarına veya x e yazmışlığım vardır, bu insanların ilber ortay lar'a, c, şengör ler'e, sizlere ihtiyacı var, uçurumdan aşağı yuvarlanırken bilinçli yuvarlansınlar hiç olmazsa :)) evet uçurumdan yuvarlanıyorlar, bak bu iyi bir önerme haaa :)) uçurumun dibini bulmuşa '' yuvarlanıyorsun dikkat et '' demek kötü bir şey olurmu hiç. 1 kg domatesi kandırılma korkusu olmadan alamayan insan uçurumun neresindedir bi diyiverin hele !! günümüzde olan haksızlıkları, katl'leri, kadın, erkek, çocuk, yaşlı, genç demeden hayattan koparılan garipleri açmıyorum burada, trafikte kurala uyduğu için vurulan insanlardan bahsetmedim !! sokrates'e öğrencilerine '' namuslu olun, yalan söylemeyin '' dediği için verilen baldıran zehrini bugün teklif etseler gönüllü içecek çok insan var bu dünyada fakat çoğunluk içiren tarafta, içirenlerinde haberi var bundan, kimse kimseden daha az akıllı değil. amaan amma kafa açtım be :)) sevgiler, saygılar.
Peki meslek öğrenmek için üniversiteye kadar beklemeni sağlayan bir sistem ne kadar mantıklı? Meslek öğrenmek çocuk yaşta başlanırsa gençlikte usta olunur. Güzel eserler verilir. Üniversiteler sadece AR-GE ve akademi için olsa daha iyi olmaz mıydı? Meslekleri ortaokul ve lisede öğretirsin sağlam olur bence. 8:17 Liseler de böyle ki, 110 bin kişilik ilçede 13 tane lise var. Okullar 700'er kişilik. Sınıflar 40'ar kişilik. Çevresine hemen test kitabı satan 3-5 kitapçı, bir o kadar da fast food dükkanı, zincir market ve bakkal. Herkes kazanıyor öğrenciler hariç. 10:15 Haliyle ABD çıkmazının bir değişiğini yaşar oluyoruz. Ar-Ge için fon verecek olan bir bağımsız kurum veya devlet kurumu olmadığından akademisyenler de fon verecek zenginlerin ağzına bakıyorlar. Yaptıkları araştırmalarda fon sağlayanın dediği oluyor. ABD'de tıbbi araştırmaların yarısından fazlası fon sahibinin istekleri doğrultusunda(büyük ecza devleri vs) yapılıyor. 10:55 Buna katılıyorum, en basiti ilk kurulan ve harbili lise olan liselerin öğrencilerine ve Anadolunun rastgele bir öğrencisine bakalım. Galatasarayda okuyan çocuk siyasetle orada tanışır, içki ve sigarayı eğer istiyorsa orada gayet kolay bulabilir, kız arkadaş zaten yapabilir beyoğlundasın yani, kendi kafasında adam bulur gezer tozar. Okul da onu zorlar akademisi devam eder o sırada. Yani üniye geçince çoğu hazını, hevesini almış olur çocuk. Ben lisemin ilk 2 yılını Ortaköy'de kalan 3 yılını Ordu'da okudum(hazırlık+4 yıl). Gerçekten de Ortaköy'de okurken okulumun, binamın ve öğretmenlerimin, Beşiktaş Çarşı'nın bana verdiği deneyimler her geçen gün beni daha da olgunlaştırıyordu. Ordu'ya geldiğimdeyse bir anda çok yavaşladı. Siyaset yapıyoruz, sağlam hocalar var, kız arkadaşım ortamım var vs ama o olgunlaşma sürecim durdu gibi bir şey oldu. Bu sene mezun oldum ve düşündüm bunu baya. 22:30 Bu çok iyiydi 39:30 Hocam muhacir muhacir ADSPİHGQWUDŞFYIWEFYIDASDAGSFDASY.SAD
Hocamız haklı fakat eksik durumlarda da var Ünivversiteler aslında şehirlerin sosyolojisini çok değiştirdi. İçe kapanık şehirler bu şekilde daha Türkiye'ye entegre oldular bu arada bu kadar üniversitenin açılmasını desteklemiyorum ama insanların göz ardı ettiği bi durum bu şehirimiz artık yabancıyı kötü görmüyor. örn veriyorum bundan 20 sene önce Kütahya da yolda bi kadın bi erkek el ele gezemezken şuanı anlatmaya bile gerek yok bu sistemin bu yönünü unutmamak lazım
Üni 1deyken fransızca mı almanca mı öğrensem diye sormuştum esg ye. UA-cam'dan yazmıştım ve cevaplamıştı. "Kullanmazsan unutursun." Demişti. Fransızca aldım birkaç sene. Unuttum gerçekten dkglhkhkhk. 8 sene olmuş.
hocam bence disiplin toplumu ile neoliberal toplumun mekanzimaları( seçeneksiz bırakacak bir özgürlük varmış görüntüsü) çok farklı, başımızda bir çar olması bazı şeyleri çok daha iyi görüp cephe almamıza yarayabilirdi.
8 yıl Dünya turu yaptım. Otostopla 87 ülke gezdim (Avrupa hariç😎). Yoldayken anadil seviyesinde İngilizce ve ileri seviye İspanyolca öğrendim. Onca tecrübeden sonra, 30'lu yaşlarımın başında, Arjantin Patagonya'sında sıfırdan restoran sahibi oldum. Şimdi benim gibi dünya turu hayali kuranlara ya da en azından anlamlı hayata sahip olmak isteyen gençlere elimden geldiğince ilham olmak istiyorum ama bana verilen genel tepki, ''Eee gezdin de noldu?'' oluyor. Ya da hayallerimi elde etmek için verdiğim mücadelelere inanmayıp, ''Herkes sen gibi şanslı değil.'' diyor. ''Nasıl yapacaz?'' diyenlere, ''Kitabımı oku, bitirdiğin gibi hazırsın, sana yazdım o kitabı.'' diyorum. Video yok mu diyor. Zora gelemeyen, hakkını aramayan, tembel, hayalgücünden yoksun, risk almaktan korkan, ana kuzusu garip bir gençti yetişti.
2 senelik üniversite okuyun hiçbir kaybınız olmaz. Ben 2 senelik kazanıp 2 haftada bıraktım pişman oldum. 25 yaşındayım arada düşünüyorum 2 senelik okusam mı diye.
Daha insan olduğumuzu tam anlamıştık. Millet olduğumuzu hissetmemiz için henüz bir fırsatını bulamamıştık. İşte tam bu sırada Avrupalı ustalarımız insan ruhunun yorulduğunu, insanın dehşet verici bir ortam içinde kaybolmaya yüz tuttuğunu ithal ettiler bize. Bunalım dediler. Biz daha ferahlamanın özlemini çekiyorduk.
Emrah hoca zaten hızlı konuşan biri, o yüzden videoda sadece uzun duraklamaların olduğu yerleri kesseniz de diğer kısa duraklamalar kalsa böylece Emrah beyi genel olarak kesintisiz dinlesek nasıl olur? Odaklanmak biraz zor oluyor, Emrah hocayı 1.5 hızda izliyormuş gibi oluyorum.
Hocam popülerliğinizin artması sizi muhafazakarlaştırmadı, bu çok sevindirici. Sıklıkla temel ayrımın sınıfsal olduğuna işaret ediyorsunuz ki buna mecbur değilken bi anlamda mecbur hissetmişsiniz, bunu da takdire şayan buluyorum 🙌🏻 Bir ufak eleştirim şu olacak; gençlerin başına gelenler karşısında iradelerini hangi yoldan göstereceklerini söylerken bireysel çözümler önermekle yetiniyorsunuz, halbuki bu çabanın yanı sıra örgütlenip kendilerine benzeyenlerle bir araya gelerek toplumsal kimliklerini hatırlamaları da gerekmez mi? Saygılar 🎩
Hocam tanıdığım olmadan hiç bir şey olamayacağını düşünüyordum sizi dinledim artık kimsenin hiç bir şey olamayacağını düşünüyorum… Muazzam tersine motivasyon videosu 😂
Keşke en baştan böyle öğretselerdi bize pembe masallarla büyümek yerine bunları bilseydik belki o kadar zaman içinde bir şeyler düşünür yapardık. 20li yaşlarına gelince bunun farkında varıyorsun. İşte o zaman da bazı şeyler için çok geç oluyor.
Peki, üniyi bitirip akademi düşünenler ne yapsın? Her seferinde en kötü seçenek akademiymiş gibi hissediyorum. Ama liseden beri hayalim olduğu için bir türlü vazgeçemiyorum. Kütüphaneye oturup bilim yapma hayali boşa çıktıysa hepten bilimi terk mi edelim? Eee, C. Ş. gibi burjuva da değiliz nihayetinde. Yok mu bize bir strateji önerisi? Not: Özellikle sosyal bilimler için tavsiye harika olurdu.
hocam geçen bir bölümde greaber’ın bullshit jobs kitabını önermiştiniz. bu bölümde bahsettiğiniz bazı konular o kitapta baya detaylı inceleniyor. bu iş gücündeki insan sayısının (hem ‘vasıflı’ hem ‘vasıfsız’) aslında varolan iş sayısından fazla olması durumu çok depresif bir şey değil mi? aslında üstteki belirli bir kesim 7 sülalesinin ihtiyacından daha fazla kazandığı parayı kalanımızla paylaşmasın diye nüfusun neredeyse yarısı hiçbir anlamı olmayan ve hayatlarından alabilecekleri tadın zerresini keşfedebildikleri hayatlar yaşaması, yaşamamız insanın tüylerini ürpertiyor. hayat bana sanki biz age of köylüsüymüşüz de belirli statlar için çalışıyormuşuz gibi geliyor ancak herkes bu hayata bir kez geliyor ve çoğumuz varoluşsal sancılar içinde yaşayıp memnuniyetsiz bir şekilde ölüp gidiyoruz
hislerimin tercümanı olmuşsunuz, vasıflı işçi kavramı ve dünyadaki zenginler için yaşadığımız gerçeği çok kahredici gerçekten. doktorlar mühendisler tasarımcılar reklamcılar dişçiler avukatlar vs vs çok satıda meslek koskoca bir sistemin yürütücü piyonları aslında. bunu düşündükçe yükselmek kariyer yapmak falan istemiyorum kendimi bu sistemi daha iyi nasıl anlarım diye okumalar yaparken buluyorum ve bir şekilde kendi özgünlüğümle basit bir hayat yaşamak istediğimi anlıyorum
Hocam şuan sınava hazırlanıyorum anlattıklarınız düşüncelerimi sekillendirmede yardımcı oldu ama ben şuan bir semt lisesinde okuyorum adı Anadolu ama hiç öyle öğrenciler yok o yüzden yine de kendini kurtarabilecek en fazla 20 kişi vardır 600 kişinin içinde işçi çok olacak gibi geliyor ilerde
iş sahibi olmak için iki üniversite bitiren! Öğretmen olarak kızgınlık içinde izledm.Bilgi üretmek , ilim üretmek yok. Sadece tüketen bir toplum olduk.Daha kötü günler bizi bekliyor sanki😢
"70 lerdeki lise 2 den atılmış adama denksin üstüne 10 yaşta büyüksün..." korkunç dramatik bi tespit
Bunu ilk Chis Rock dan duymuştum
Bi kuzenim var, kafa derse basmıyor (bence hiç sorun yok, bizimki basıyodu da noldu) ama kız çok iyi makyaj yapıyor, nail art falan degisik güzel bi seyler yapıyor. Annesine dedim ki bu kuaför olsun. Küfretmişim gibi baktı bana. Ya sevgili 70liler siz ne sanıyorsunuz bu üniversite diplomasını?
Yorumunuzu görünce yazmadan edemedim. Bizim mahallenin kuaförü 1 sene içinde ingiltere’ye taşındı ve kendi dükkanını açtı, mühendis olan kardeşim yıllardır denklik, iş mülakatları vs derken hala çalışma vizesi bile alamadı. Mavi yaka işler özellikle yurt dışına da çok kolay adapte oluyor.
Nail-make up artist deseydiniz öyle bakmazlard. Bir anlamda haklı bir anlamda haksizlar bana kalırsa. Artık univ okumanin bir anlami kalmadi, entelektüel birikim yapmayı bir kenara koyarak söylüyorum bunu, zira bizim univlerse zaten o duruma bir katki olmaz. Ai den sonra hizmet sektörünün geleceği cok parlak ayrica
Annem babam temel düzeyde ilkokul eğitimi bile almamış, köyde olgunlaşıp şehir merkezine inmiş insanlardı. Biz de bayağı fakirdik, ilkokulda katkı payı ödemeleri korkulu rüyamdı ne bileyim okul aile birliğinin herkesin gözü önünde yaptığı giyecek yardımları vs. bayağı travmatikti. Babamın bir bağkur emekli maaşından başka hiçbir gelirimiz yoktu ve bu insanlar para biriktire biriktire ben 15 yaşımdayken bir apartman dairesi alabildiler. Belki 40-50 yıllık ama deprem tehlikesi olmayan bir bölgede başını sokabildiğin 2+1 daire nihayetinde. Bizim kuşağımız "makbul vatandaş" olmaktan başka hiçbir şey yapmadı. Üniversiteyi kazandım, yurt dışına gittim 1 yıl kendimi idame ettirerek Fransa'da yaşadım, dil öğrendim, farklı kültürlere adapte oldum. Beyaz yakalı olduk, saygı duyulan bir mesleği yapıyorum güya... Anne babamın o imkanlarla aldığı evi almanın yanından bile geçemiyorum. Dahası geçenlerde ilkokul arkadaşları ile Whatsapp grubu kurduk, ilkokul Trabzon'daydı grubun ortalama profili esnaf, bekçi, polis, işçi gibi meslekler ve herkes erkek tabii. Bu ultra muhafazakar grupta bir fabrikada kalite kontrolcü olarak çalışıp lüks bir Mercedes'e binen adam var. Yani işin özeti sadece nesiller arası adaletsizlik değil, şu anda Türkiye'de bu videoyu izleyen herkese karşı alerjisi var hakim anlayışın. Çünkü sen izliyor ve okuyorsun.
👏
Oha çok güzel bir yazı 👏
@@emredemirklc9589 teşekkür ederim hocam
👏💯
Mercedes’e binmem seni rahatsız mı etti Sinan? Bizi bu şekilde afişe etmen hiç hoş değil. Gruptan atıyorum seni kardeşim.
Ben memur olarak küçük bir Anadolu şehrine atandım, gelin buradaki "akademisyen" lere bakın hocam, erkekleri kahvehaneden kadınları kısır gününden alıp getirmişler gibi.
Çok benzer bir şeyi İstanbulda öğretmenlik yapan bir tanıdığım öğretmenler odası için söylemişti
Genel porterden farkli bir durum olmasini beklemek;olan bu iste..idare edin
Doğru söylemiş @@hicri9739
İyi sayılabilecek bir üniversitede, büyükşehirde okumama rağmen kendi bölümüm akademisyenlerinin %30'u için aynı şeyi söyleyebilirim. Özellikle sözel ve muhafazakar sayılabilecek bölümlerde (örn: hemşirelik) bu durum kronikleşmiş gibi görünüyor.
@@XX-yj2vr hemşirelik sözel değil ki
Benim anladığım Emrah Hoca Flu tv ye "kanalı ben götürüyorum beni ortak et" demiş. İlker o dönem kızmıştı ama geçenlerde şimdi ikimizin de kanalı oldu iyi oldu demişti. Şimdi Hoca Flu tv var deyince hoşuma gitti. Hepimiz insanız da biri iyi kötü bir şey yapıyorsa, kişisel kırgınlıklardan uzak bir şeyler söyleyebilmek erdemdir.
Ali Babacan ekonomi bakanıyken zamanının YÖK başkanına "siz bu bölümleri bu kontenjanları açıyorsunuz da öyle bir ihtiyaç yok Türkiye'de" demişti. Yök başkanının cevabı ibretlik: "okutması bizden işe yerleştirmesi sizden o sizin probleminiz".
Çoğu siyasi sizi umursamıyor çocuklar. ESG hocamızın saydığı ünilerden de mezun olsanız ya iş bulamayacaksınız ya da asgari ücretin bir tık üstüne çalıştırılacaksınız.
Ali Babacan Kdv'den de ötv alan arkadaşmiydi?
94 doğumluyum ailem köy kökenlidir. Babam da 69 doğumlu meslek lisesi mezunu bir adam. Meslek lisesi mezunu olarak 16-17 yaşından beri fabrikada çalışmış. İlk zamanlarda aldığı maaşla şu anki aldığı maaş arasında dehşet bir uçurum var. Eskiden aldığı maaşa güvenerek evlenebilmiş. Hayatını kurmuş.
Ben 6.sınıftan üniversiteyi kazanıncaya kadar babam ve ailemin geri kalan üyeleri hep oku, derslerini iyi çalış, düzgün bir mesleğin olsun kendini kurtar kızım diyerek büyüttüler. Babam da özel sektörde hep zorluklar çektiğini anlatırdı. Çok zeki değildim matematik geometri fizik derslerine kafam basmazdı. Ama kendimi iyi tanıyordum. Ben sosyal bilimlere tarihe sosyolojiye edebiyata yatkındım. Edebiyat bölümünü kazandım okudum. Aslında aklımda gazetecilik de vardı fakat ailem de dik başlı ve lafını esirgemeyen bir mizacım olduğu için gazetecilik okumamı istemedi. Ben de edebiyat bölümü yazdım.
Kpss'ye gireceğimi de biliyordum. Eğitim sorularına da baktım kpss sorularında baktım. Yapılabilir geldi 2012 yılında ve tercihimi bundan yana kullandım. 2013 yılında üniversiteye başladım. 2013 yılından 2017'ye kadar bir sürü değişiklik yapıldı. Öğretmenlik alan bilgisi testi geldi tam son senemde darbe oldu 15 Temmuz 2016 yılında ve öğretmenlere mülakat geldi. Mülakatlarda torpiller gözümüzün içine sokula sokula yapıldı. Bu da bende ve birçok kişide öğrenilmiş çaresizliğe sebep oldu. Çünkü hiçbir şekilde torpilsiz atanamayacağımı düşündüm. Sözleşmeli öğretmenlik geldi şimdi de milli eğitim akademisi diye aptalca bir sistem getirildi. Bu kadar şeyde biz gençlerin hiçbir suçu yok. Birileri cebini daha çok doldurmak için bizim elimizden her şeyimizi çalıyorlar. Biz de hep onların yaptıklarına karşılık sürekli yaşamak için başka yollar bulmaya çalışıyoruz.
Ben meslek lisesi mezunu işçi bir babayla ortaokul terk ev hanımı bir annenin kızı olarak çevremde bana hiçbir kariyer planlaması, bilgisi verilmediği halde yine 15-18 yaş arasında bildiğim gördüğüm tek meslek olan öğretmenliği seçtim. Ben lisedeyken 4 yıl boyunca hiçbir rehber öğretmen okul müdürü falan gelip de evet gençler geleceğinizi nasıl planlıyorsunuz diye bir şey sormadılar. Meslekleri tanıtmadılar. Sadece okula gittim geldim derslere girdim sınavlardan 75-80 arasında puanlar alıyordum. Ömrümde 2 kez dershaneye gidebildim. 1 kez üniversite sınavına hazırlanırken gittim o bile ekonomik olarak zorluyordu. Bir de üniversite bitince kpss dershanesine gittim o kadar.
Devlet gençlerin eğitimi meslek edinmesi konusunda insanları kaderine terk etmemeli. Eğer bunu yapıyorsak devlete vergi de ödemeyelim. Nitekim Dilan Polat'la Engin Polat'ın salınmasıyla vergi ödeyip de eğitime sağlığa istihdama yatırım yapmayan devlet/hükümet bize keriz demiş oldu. Türkiye gibi bir ülkede ne kadar iyi bir strateji yaparsan yap Türkiye asla öngörülemez bir ülke. Bundan 15-20 yıl önce bu olanları sokaktan insan çevirip sorsaydık bize güler geçerdi hadi canım sende derdi. Sorıun biz gençlerin stratejisiz olması değil. Sorun bu ülkenin yönetimi sorun halktır. Benim gibi babası ömür boyunca asgari ücrete çalışan insanlar var. Onlar nasıl iyi eğitim alacak meslek edinecek ve üretim araçlarına sahip olup burjuvazi olacak. Bu konuları konuştuğum insanlar bana da sen hala chpli kafasıyla memur zihniyetiyle konuşuyorsun millet böyle şeylere bakmıyor artık diyor. Herkes herkesi s...kiyor yolunu buluyor diyor. Tamam ESG bunu demiyor elbette ama toplum bu hale getirildi. Bu kadar çalışma yaşında olup da niteliksiz işsiz gençler varsa devlet/hükümet öncelikle kaçakları gönderecek kadın erkek demeden sektörün istediği niteliklere uygun bir mesleki eğitim seferberliği başlatılacak. Onlara sertifika verilecek ve iş verenler de bu kişileri istihdam edecek. Bunun için de devlet vergi borcu olan devlet bankalarından yüksek krediler çekip de geri ödemeyen bütün akpli yandaşlardan bunları tahsil edecek. Herkesin vergiyi tam ödemesi sağlanacak. Bunlar yoksa sen lisede istediğin kadar strateji yap. Dünyaya küresel olarak baksan bile Türkiye dünyanın tersine giden bir ülke. Küresel olarak bile başına gelmeyecek bir olay bir düzenleme burada yapılabilir.
Güzel yazmışsın eline sağlık
Eline emeğine sağlık tamamen katılıyorum. Eskiden "ya bizim halkımız cahil ondan olmuyoruz para yok ondan olmuyoruz" diye düşünürdüm çocukken. 40 yıl spnra artık kesin anladım ki bu ülkenin yöneticileri liyakatsizdir ve bu yüzden hal budur oysa halk çok çalışkandır bunu anladım. Bu siyasi bir söz de değşl partiker gelse gitse bir şey değişmiyor, yönetimler yine liyakatsiz. Çok ileri batı laboratuvarlarında bir sürü Türk bilim insanı var. İnşaatlarda sabahtan akşama emek veren türkü çığıran insanlar dolu. Bu insanlar çalışmamış mı? Ama haram yiyeni bol, ahlaki değerlerle alay edilen bir ülke. Olmuyor. Halk olarak Allah yardımcımız olsun
@@PraetorAkinHalk neyse seçtikleri de öyle .
bu egitim sisteminden cikip da girilebilecek vasat bir bolum olan ogretmenlige girmek,ogretmenlikte atanmak bransina gore onca zorken -ki öabt yokken kimi bolumler komedi dusuklukte puanlarla atanma firsati sunuyordu- zaten konusulmakta olan öabt ile ayni yil ogretmenlik tercih etmek... hem universitede hem kpss'de dersaneye gitme imkani ve zamani bulmak az sey mi ayrica.anlatilandan daha beter aile kokenleriyle lisede dersaneye gitmeden hukuk vs kazanan var, 1995' te huka, tibba vb girebiken boyle çok ogrenci vardi. ya da o kadariyla yine bogazici,odtu yapanlar ..
bunlarin da hepsi matematik dahisi degil ayrica.elbette sinif farki, bilincli aile vs farklar o zaman da vardi.bir atama doneminde ancak 15 tane kadro acilan ve gayet zor girilen (kontenjanlar patlatilarak yilda onbin mezun ile ilk 1000' den yuzellibine kadar ogrenci bollugunun bedelini odedigimiz) lisanslardan mezun insanlar, evli cocuklu iken kpss ile memurluga yerlesebilenler...yani herhangi, kolay da girilen kolay da okunan bir bolume girip egitim ve meslek hayatinda zorluk yasayan herkes de bu videonun konu ettigi kesim degil sanirim.kapitalizm durdukca ya da aniden bir bolluk ortami zuhur etmedikce yarisma olacak, secme olacak.devlet lisesinde aldigimiz egitimin kalitesi, siyasetin su andaki egitimin icine etmesi ayri mesele.fakat mulakat olayi,her haliyle bir siyasi mudahale olsa da, oyle her adayi eleyen bisey de degil en azindan ortalama apolitik cogunluga yonelik olarak, issizligin gerekcesi olabilecek bisey degil yani.ama yanlis bir uygulama orasi yine ayri.
👏💯
Eğer okuyacağınız bölümde mesleki tanıdığınız yok ise ve ailenizde bu işi yapacak tek siz olacaksınız işiniz çok zor. İster tasarım okuyun ister hukuk okuyun
En doğru yorum. Kısa ve öz.
Tıp hariç katılıyorum
ben pek katılamadım yorumunuza açıkçası. Ben mesleğimde ailemdeki ilk kişiyim ve hiçbir tanıdığım yok meslekte. ancak üniversite 2 sınıftan itibaren aranan şartların bende olması için çok çabaladım. ve sonunda şu anda alanında dünyada en ilk 50 arasına giren bir şirkette çalışıyorum. Kolay olmadı ama umutsuz olmaya da gerek yok.
not: önce o ilk 50nin 1 sırasındakine sonra sırasıyla 4-5 ve 30. sırasındakine başvurdum son olarak 50. sıradaki oldu ama oldu ^_^
okumayanlar için de geçerlidir bu, mesela sen kalktın doğrama ustası oldun, sanayide senin için falan ustanın oğlu dedikleri zaman işin garantidir, ben yaptığım meslekte en vurdumduymaz en salak adamım ama Turan ustanın oğlu olduğum ve askeri disipline sahip olmamdan ötürü her zaman iş bulabildim mesela
en doğru yorum. Hukuk fakültesinde olan arkadaşlarımın %80i bu sebeple hukuk fakültesine girmişti.
Mesleğime 16 yaşımda başladım. 27 yaşında işimin işletmecisi oldum. 33 yaşında mesleğimin üniversitesine gidiyorum bu sene 2. sene. Bu arada 32 yaşında lise mezunu oldum. Yani meslek edinin sonra okursunuz.
Bir işi bilen yapmaz, yapabilen yapar.
Ben çocukluğumdanberi aşçı olmak isteyen biriydim, lise de gıda teknolojisi (meslek lisesi) okudum. 14 yaşında akdenizin en lüks 5 yıldızlı otelinde çalışmaya başladım , çalışırken Kocatepe üniversitesinde 2 yıllık Gıda teknolojisi bölümünü okudum ordan çıkıp 2011 de Balıkesir üniversitesine Et ve Et ürünleri bölümünü 2013 de bitirip Anadolu üniversitesinin Konaklama işletmeciliği bölümüne başlayıp 2015 de bitirdim Bu arada holdingin 5 yıldızlı otelinde çalışma devam ediyordum. Yazarken yoruldum 🤦♂️🤭 Neyse işte ülkede eğitim kalitesi çok kötü.Eski eğitim disiplini eğitimin ve eğitimcinin degeri yok.
Az Üniversite olmasılazım
Köylü olması , sebze,meyve, hayvancılık olması lazım.
Sağlıklı besinler kolay ulaşılabilir olmalı.
İnsanlar sağlıklı beslenirlerse sağlıklı düşünebilir. Bence 🤔
"Nasıl kanmayayım diye soru mu olur lan, kanma yani" Underrated marka söylem, teşekkürler ESG
Gibi repligi gibi geldi , yilmazin sesiyle okudum.
Çözüm de yok gibi bu saatten sonra çok geç. Ekonominin çöküşü, eğitimin çöküşü, sosyal çöküş hepsi işsizliğe kapı açtı. 1 yıldır işsizim harika bir üniversiteden mezun olmadım ama kendimi geliştirmek için çok çaba gösterdim. Mimarlık bölümünü bitirdim. Ofise de adapte olabilirim şantiyeye de çok çalışmak istedim ancak zar zor iş bulduğum ofisten sigortamı yapmadıkları asgari ücretin altında olan maaşı bile vermedikleri için (başlangıçta başka bir ücret konuşulmuştu) ayrıldım. Tecrübe için çalışanlara normalde para bile verilmezmiş. Ben stajyer miyim? Patronlar da bu çaresizliğimizi çok güzel kullanıyorlar.Kurum kültürü yok birçok şirkette rezalet bir dönem gerçekten işin içinden çıkamıyorum. 2018'e kadar bir inşaat balonu oluşturdular ekonomik kriz ile birlikte patladı. Devir müteahhit zengin etme devri kimsenin mimara ihtiyacı yok biri gider biri gelir gibi bakıyorlar ve haklılar her sene 10bin yeni mezun veriyor bu meslek.
Bundan 5 yıl önce üniversite sınavı sonrası ailem Türkçe öğretmenliği yazmadığım için resmen linç etmişti. Puanım pek iyi değildi ama çok iyi İngilizce biliyordum ve okuldaki Almanca derslerinde de hep en iyi notları çıkartıyordum. Aslında en büyük hayalim Felsefe okumaktı ama 4 yılın sonunda işsiz kalacağımı biliyordum. Baktım, iyi kötü İngilizce ile fark yaratabileceğim ve yaratıcılığımla belki bir şeyler yapabileceğim tek bir alan vardı: Reklamcılık. Ağladım sızladım ama yazdım gittim. Dersler ağır olmadığı için bol bol sanat filmleri, galeriler, sergiler kovaladım. E bir de pandemi girince Almanca'ya geri dönüp temelimi güçlendirdim. Sonra okula geri dönünce de belediyenin İtalyanca kurslarına katıldım bir ara. Mezun olduktan sonra 6 ay bir yerde staj yapıp biraz para biriktirip bir de onlardan tavsiye mektubu aldım ve İngilizce sınavlarına girdim sonra da master için yurtdışına başvurdum. 3 ülkeden kabul aldım. Kısmetse bu ayın sonunda gidiyorum. Strateji her şeydir gerçekten. Ha, ailenizden ufak bir destek de lazım para konusunda ama ortalamanız iyiyse burs olanaklarını araştırın mutlaka.
Bu dedigin kolay değil stresli
@@ahmetfGkolay hiçbir şey yok ekmek aslanın ağzında strese giriceksin
Hayırlı olsun, eline emeğine sağlık, çok daha güzel yerlerde görmek dileğiyle.
@@ahmetfG Elbette stresli, ne yaşadığımı bir ben bir Allah bilir. Ancak zorundasın bir yerlere varmak istiyorsan
Sen şimdi tam olarak ne yaptın ve ne işe yarayacak?
Daha 3. sınıfa geçerken YL yapamayacağım için(özelde inanılmaz pahalı olması ve devlette de girmenin çok zor olması sebebiyle) uzmanlık alamayacağımı sonuç işsiz kalacağımı biliyordum. Her ne kadar net bir meslek yasası olmasa da uzman olmadan terapi yapmak tam anlamıyla bir etik ihlal. Her ne kadar pekçok lisans mezunu bunu yapıyor olsa da kesinlikle yapılmaması gereken bir konu. Psikologi mezunu olup da İK'da çalışmak veya çeşitli özel kurumlarda rehber adı altında çoluk çocukla uğraşmayı meslek ideallerim arasında saymıyorum zira İKcılık ne benim hedefimdi ne de bölümüm ile doğrudan bağlantılı bir meslek. Severek girsem de okulda nispeten güzel bir eğitim almış olsam da uzman psikolog olamadığınız zaman psikoloji okumanızın pek bir anlamı kalmıyor. Sonuç olarak ben de bir zamandır ilgili olduğum başka bir alanda kendimi yetiştirmeye başladım derken o sektörde de işler olduğu gibi sarpa sarmış durumda. Alan dışı bir bölüm çıkışlı gözüktüğüm için de kimse beni yetiştirmek üzere işe almayacak muhtemelen. Bir tanıdık referansı ile giremediğim sürece o alandaki tüm uğraşlarım da çöpe gidecek. Üniversitenin beni işsiz bırakacağını bilmekten daha çok sinirlendiğim şey ise insanların bizleri üniversite okuma konusundaki ısrarlarından sonra bir de işsiz kaldığımızda bizi değersiz görmeleri konusu. Şimdiki yegane hedefim ise yaşlıları olabildiğince kendime düşman edebilmek ve kendi yolumu yeniden çizmek.
Bu konuyu dile getirdiğiniz için teşekkür ederim. Ben de doktorayı bıraktım. Daha fazla yozlaşmaya tahammül edemeyeceğim.Onca tarikatın, cemaatin, partinin, örgütün, teşkilatın ve grubun içinde başarılı olmak imkansıza yakın.
Ben üç bölüm bitirdim, üçüyle de alakasız bir işte çalışıyorum. Bizim üniversitelerin %90 belki daha fazlası işsizliği erteleme merkezi gibi. Gençler 4 yıl daha oyalanıyor sadece. Reelde hiçbir karşılığı olmayan onlarca çöp bölüm var.
Gençler. Türkiye’de az üniversite varken de sıkıntılıydı işhayatı.
Türkiye’de network, tanıdık önemlidir.
Bir iş bulduğunuzda ise zekanız, çabanız, mezun olduğunuz üniversite değil, üsttekiyle ilişkiniz kariyerinize yön verecek.
Ben kendimle ilgili söyleyeyim. Aileniz inşaat işleriyle uğraşmıyorsa bu ülkede inşaat mühendisliği ve mimarlık yazmayın ve yapmayın.
Dayı zaten herkes biliyor networkün gerektiğini, üstle ilişkinin önemini falan. Herkes işini kirli-temiz bir networkle görüyor zaten. Mevzu geldiğimiz noktada o sıkıntılı işhayatına dahi giremiyor olmak. Bir halta yaramayacak şekilde yetiştiriliyor olmak. Buna kör biçimde yetiştirilmiş bi neslin ferdi olarak söylüyorum kurduğun şu cümlelerin kimseye bir faydası yok gözünü seveyim biz zaten akraba ziyaretine gelmiş bi dayıdan duyduk bunları. Biz o dönemden büyüdük de sizde hala değişen yok.
key takeaway:"Özel okula 1M veren adamın evinde kitap yok, bütün gün candy crush oynuyor"
Gençlere naçizane tavsiyem kendinizin eğitmeni olun. Her tür bilgiye hızlı ulaşım konusunda kendinizi yetiştirin. Multidisipliner hayat görüşünüz olsun. Emek yoğun işlerde de eğitim alın. Günümüzde bu tip işlerde daha çok kazanıyorlar. Ayrıca yüksek eğitimli biri için bu işlerde başarılı olmak çok da zor değil. Sahada olmaktan çekinmeyin. Örneğin kadınsanız ve mezun olup iş bulamıyorsanız. Belediyenin kadınlar için kaynakçılık kurslarına katılın. Üniversite mezunundan çok daha yüksek maaşla işe başlarsınız.
Bunu bir tarihçinin söylemesini beklemiyordum ama sonuna kadar katılıyorum. Bu kadar tarih öğrencisinin, bu kadar tarih bölümünün ve tarih alanında çalışan bu kadar akademisyenin ne gereği var?
“En azından kendi kafanda ihtilal yap” okulların girişlerine yazılmalı.
Araştırma görevlisi olduğum dönem (garip ve aslında illegal) kendime ait 15 saat dersim vardı. Buna ek olarak gelmeyen hocaların ve hatta bölüm başkanlarının derslerine girişimle abartmıyorum ders yüküm 30 saati buluyordu. Ayrıca bölümün ve ASD’nın bütün yazışmalarını yapıyordum. Hatta gelen profesörlük dosyalarını bölüm başkanımız hiç kapağını açmadan bana veriyordu. O halimle bile yarısının çöp olduğunu anlıyordum ama gerekçe filan yazacak vaktim olmadığından okeyletip geçiyordum. O Bologna sürecinin Allah belasını versin zaten. Hocanın evini bile sırtımda taşıdım. (Buzdolabı filan) Yazın bile sabah 9 akşam 5 okula gelmezsek olay çıkıyordu. Tez danışmanım yüksek lisansta daha tez konumu öğrenmeden 300 sayfa tez istiyorum demişti. Size dün açılmış bir bozkır üniversitesinden bahsetmiyorum. Yüz yılı aşkın tarihi olan, konusunda en yetkin görülen, İstanbul’da bir üniversiteden bahsediyorum ve en ufak bir abartmam yoktur. Akademi budur. Arz ederim.
Bir memur çocuğu olarak istifa beni çok zorlamıştı ama hayatımda verdiğim en iyi kararmış. Bir kadronun kölesi olmayın.
@@MrSamannezlesi Hocam ben tarihçi-akademisyen olmak istiyorum fakat biraz korkularım var , işsiz kalırım diye korkuyorum ve İngilizceyi çok gözümde büyütüyorum , ingilizce olmadan akademisyende olamam dimi?
Bilkent'te okuyorum. Burdaki hocamın 2 dönemde vermesi gereken 4 ders varmış bu da haftada 6-8 saat yapıyor.
Bolonga süreci ne ve hangi üni
@@yigitguzel280ee yani normali o ama tr de olan var
34:40 dil konusunda mutlaka eklenmesi gereken bir şey varsa o da Türkçe’nin de gerçek anlamda öğrenilmesi gerektiğidir.
İngilizce öğrenmenin önemi elbette tartışılamaz, ancak ülkemizde basit alışveriş ihtiyacının ötesinde birbirimizle iletişim kurmayı beceremiyoruz.
Gidebilenler şanslı, ama büyük çoğunluğumuz bu ülkede kalmaya mahkum ve burayı ilerletmek istiyorsak İngilizce sayesinde öğrendiklerimizi bu ülkede ingilizce bilmeyen insanların da anlayabileceği şekilde Türkçe anlatabilmek zorundayız.
İşte Onlardan birisi benim. 2009 Lisansa girdim. 2013 Mezuniyet yılım. Ama iş bulamadığıma saşırmamıştım. Çünkü 3. Sınıfta farkına varmıştım. Ama geç kalmıştım. !
33 yaşındayım liseye giderken boğaziçi siyaset bilimi hedefimdi, o zamanlar herkes sadece kendi bölümünden tercih yapabiliyordu, gittiğim özel lisede eşit ağırlık sınıfının ortamı orangutan bahçesi gibiydi sosyal bir insan olduğum için onlara kapılıp tümden kaybedeceğimi bildiğimden sayısala devam ettim. Son sene puanlarım iyi olduğu için ailem (memurlar) ve çevrem kafamı tıpa çeldiler. Uzman tabip olarak hayatıma devam ediyorum etrafıma kıyasla maddi olarak şükrediyorum. Hedefimi şuan hobim haline getirdim, siyaset bilimi ve sosyoloji okumaları yapıyorum. O yaşta biliçsiz de olsa bizim ülkemiz şartları düşünüldüğünde bir strateji kabul edilebilir 😅
Özellikle bu videoda hocamın anlattıklarının ne kadar değerli olduğunu 20’li yaşların başındaki arkadaşlara söylemek istiyorum. Bu acı ve bir o kadar kritik tespitleri parayla hatta networkle bile zor işiteceksiniz. Zaman herkes için eşit değil genelgeçer kabuller herkesin globalle rahatça temas kurabildiği bu çağda çoğunlukla boşa düşüyor. Ne olur sürüye kapılmayın kendinizi tanımak için erken davranın.
Toprağa karışmanın umut olduğu topraklara döndü vatanımız.Geçmiş ola...Ankara Üniversitesi DTCF felsefe bölümünde ,yüksek lisans yapıyorum.Tezin bir kısmını Aselsan Şantiyesinde işçi olarak çalışırken yazdım.Tez konusu ülkemizle iç içe geçen bir konu, Neden Düşünmüyoruz?Astsubay veya polis olmadığım için maruz kaldığım baskınının haddi hesabı yok.Üçün beşin yoluna bak diyen zihniyet yerine "felsefe yolda olmaktır" vecizesini seçtim.Pişman da değilim.Evde neyin peşinde olduğum sorgulanınca bu vecizeyi kullanıp bir yere varmayı değil yürümeyi seviyorum,meraklarımı tatmin etmek için okuyorum filan diyorum.Ama dışarıda ilkokul mezunu dahi olmayan akıl küplerinden gına geldi.Yerinde olsaydım safsatasıyla başlayan ve şimdiye şunun bunun olurduyla biten mantıksız laf silsileleriyle cebelleşiyorum. Bir kere yerimde olamazsınız,zihnimde hiç olamazsınız, özdeş hiç olamayız.Ah kötücül empati yeteneğiyle can yakmaya ,sinir bozmaya kalkışan,iyiliğim için debelenen ve söylenen güruh,yazık sizlere! Memlekette koyun alıp,kendimi dağlara vurmak, güdülmek yerine koyun gütmek istedim.Babam icazet vermedi :)Fakat en nihayetinde bir dağ kulubesi yaptım.Cahille sohbeti kesmek namına harç kardım duvar ördüm ,münzevi ve asi olup çıktım.Adım deliye çıkmasın diye naber nasılsın ötesine geçmem sakıncalı görülüyor ,iletişim stilim Part tıme hal hatır, full time suskun oldu.. Annem felsefenin din aleyhtarlığı olduğunu işitmiş, tezimi din hakkında yazmamamı tembihledi.Geçenlerde facebook üzerinden hökümetimizin kıraathane politikasını eleştirdim,babam kardeşimin muhtemel kpss atamasına engel olacak diye bir kamyon papara yaptı. Kısaca vatanımıza güzel bir işkence tezgahı kurmuşuz.Sinir harbi yaşamamak için bayağı ,tepkisiz ,ölgün ve vurdumduymaz olmaya mecbur bırakılıyoruz.Kafamdaki gelgitleri eserlere aksettirebilsem, fantastik distopik yapıtlar çıkardı.Fakat heyecan ve mecal bırakmadılar.Güya Ontolojiye eğilecektim , serzenişe daldım ve orada kaldım.
:) ve daha ziyade 🥲
Hocam şahsen fantastik distopik eserinizi okumak isterdim.
Hozom, bir tarih öğrencisi olarak geleceğimden, yapmak istediğim mesleği yapamamaktan hep korkuyordum. Sayenizde daha çok korkuyorum. Teşekkür ederim
rehberlik vs. bir b planı olarak değerlendirin derim. 2 yıl, uzaktan okuma vs
@@OMNIBUSLIVE Hocam mesele benim için işsizlikten ziyade, sizin de dediğiniz gibi bize dolaylı yoldan bir söz verildi ve biz ne kadar uğraşırsak uğraşalım, yüksek ihtimalle bu söz tutulmayacak. Beni geren bu.
@@aliettokadi Yüksek ihtimalle tutulmayacak değil; tutulmuyor zaten. Mezun olduğun zaman anlayacaksın, dostum. Bir yerlerde dayın yoksa işin yaş. O yüzden bir b hatta c planın olsun. Onlar, ne olabilir? Onu bilmiyorum. Orası sana kalmış artık.
@@Prens1 Ben elimden geleni yapacağım hocam. Elbette b,c planlarım olacak fakat sevdiğim işi yapmak için sonuna kadar çırpınacağım. En azından elimden geleni yapmış olmanın rehavetiyle yaşarım
Bırak bence yol yakınken yoksa derin pişmanlık olur bizimki gibi
bu ülkede hiç bir şey düzelmez arkadaşlar. Tanıdığım bir çocuk futbol hastası. 2. sınıfa gidiyor. Fiziksel özellikleri(yaşından dolayı) hariç süperlig topçularını alaşağı eder. Çocuğu hala futbol kursuna ya da okuluna göndermiyorlar. Çünkü futbola giderse ve ufak da olsa başarılı olursa, dersleri kötü etkilenir(!). Sen bu adama ne anlatabilirsin ki? Çocuk yalvarıyor. Annesi babası çocuğa ayakkabı almadılar. İzin istedim ve kendi paramdan biraz biriktirip çocuğa bir krampon aldım. Ailenin cümlesini aynen aktarayım. "Yav aldın iyi hoş da ayağından çıkartmıyor, yatağının yanına baş ucuna koyuyor geceleri. Pis ediyor her yer dışarda giydiği ayakkabı sonuçta." Alın size anadolu irfanı. Bu ortamdaki bir çocuk kendi stratejisini belirlese ne belirlemese ne. 100 kişiden 3 5 tanesi doğru insanlarla karşılaşır yol bulur kendini kurtarır. Kalanlar da ömür boyu sürünecek maalesef okusa da okumasa da
İs ve meslek danışmanı olarak yıllardır bu minvalde danışmanlık yapmaya çalışıyorum. İnsan objektif bir varlık olmadığı için tatlı yalanı acı gerçeğe tercih eder çoğunlukla..
Plansız ekonomi, plansız eğitim, maksimum sömürü.
sosyoloji bölümünde okuyorum. bölüme girerken işsizlik oranının çok fazla olduğunu biliyordum, felsefe benzeri alanlara ve dünyayı anlamaya merakım da vardı ama kendimi tanıdığım kadarıyla çok hırslı bir bilim insanı olmayacağımı ve ortalama bir öğrenci olarak çıkacağımı da biliyordum. "herhangi bir üniversite bölümünde okumam lazım olduğu" için girdim üniversiteye aslında. sonuçta dershaneye gönderildim, test kitapları alıp soru çözdüm, derslerimde fena değildim, kuzenlerim ve denklerim iyi üniversiteler kazanıyor, ailem de üniversite mezunu, yani bir bölüme girmem gerekiyordu. yoksa yüz karası gibi hissedecektim. şöyle düşündüm; meslek kazanmasam da dünyayı anlayacağım, farklı bir bakış açısı edineceğim, bir çevre edineceğim ve eğitime devam ederken bana gerçekten başka bir meslek öğrenebilirim bir yandan. ama öyle olmadı. öncelikle yeterli bir sosyal bir çevre edinemedim, hem çekingenim hem de insan seçiciyim, bunu aşamadım. büyüdüğüm şehirden daha küçük bir şehre okumaya geldim ve buranın insanına yakın hissedemedim. bölüm arkadaşlarımla ya da kulüplerden tanıştığım insanlarla bağ kuramadım, hatta hor gördüm onları, kendimin daha gülünç bir durumda olduğunu unutarak. bölümde birçok dersi slayt okuyarak geçtiğim gibi okuduğum bölümden genel olarak soğudum, işsizlik kaygısından ve yalnızlıktan mutsuz olduğum için kendimi kapattım. kendimi tanımak için fırsat olacağını sandığım bu yıllarda kendimden uzaklaştığımı gördüm. yazları garsonluk gibi işlerde çalışarak dünyanın gerçek yüzünü gördüm ve vasıflı biri olmanın değerini anladım. üniversitemin büyük bir kütüphanesi ve imkanları var, ama benim "dünyayı ve işleyişi anlamak, ufkumu açmak" hevesim kalmadı. kendimi o kadar niteliksiz hissediyorum ki, sadece belli bir konuda becerikli bir çalışan olmak için her şeyimi veririm, ama hangi alanda ihtiyaç olduğu ve ne öğrenirsem gerçekten bunu mesleki hayatta yapabileceğim konusunda kafam çok karışık. yemek yapmak işine ilgim var, ama restoranda 12 saat asgari ücrete çalıştırılmak için bile işe alınmayabilirim. dillere ilgiliyim, öğretmenlik ve çevirmenlik bölümleri de bitmiş gibi gözüküyor. bilgisayar programları, özellikle adobe gibi tasarım programlarını öğrenmeyi denedim ama cinnet geçirerek vazgeçtim. kendi alanımla alakalı spss veri analizi programı öğrenebilirim ama bunun da karşılığını almama ihtimalim yüksek görünüyor. yurt dışında iş bulabilirim, bağlantılarım var, ama önce kendime ve piyasanın ihtiyaçlarına uygun bir iş için kendimi hazırlamaya başlamam lazım, rastgele bir şekilde gidemem herhalde. ne plan kuracağımı bilemiyorum, önümü göremiyorum. bir şeyler paylaşmak isteyenler yanıtlarsa sevinirim.
Haytımda kafamı daha çok açan bir video görmemiştim. Harika bir içerk olmuş ağzınıza ellernize sağlık ❤
Yıllar önce babam ve oğlum filminde ağlaya ağlaya farkettiğim birşey oldu.
Sana ait bir odanın olması…
Buna çok değer verdim. Çocuklarım olursa onlar içinde bu değeri göstericem
Hocam sizin videolarda cehaletimle karşı karşıya kalıyorum. Alttan bir kitap adı çıkıyor, akımlar, felsefe, tarih, insan, kültür... resmen bilmediğim o kadar çok şey duyuyorum ki tokatlanıyorum, knock-out oluyorum. Bu da beni bi bok bilmiyormuş gibi hissettirdiği için kitaplarıma, derslerime ve kendi gelişimime geri dönebiliyorum. Benim sizin videolarınızdan sağladığım fayda budur.
Bu sene üniversiteye başlıyorum ve gördüğüm kadarıyla diplomamın geçerliliği yok denecek kadar az, iş başa düştü şimdiden belli ki. Kendime alternatif yollar bulmaya şimdiden başlamam gerekiyor. Gün geçtikçe değişim hızlanıyor ve ayak uydurmak da zorlaşıyor. Umarım hayatım oradan buraya sürüklenerek geçmez..
İstediğin kadar çeşit çeşit navigasyon App in olsun telefonunda, kafadan gideceğin yer hakkında stratejin yok ise... Bir yere varamazsın. Diyor hocamız... Bende ekliyorum; söyleyecek sözü olmayan kişinin çıkarttığı sesler, gürültüden öteye geçemez... Ağzınıza sağlık hocam...
Hocam asıl problem biz gençler olarak ne istediğimizi bilmiyoruz. Yeteneklerinize, kişiliğinize göre yapın diyorsunuz mesela ama bizim büyük çoğunluğumuz küçüklükten beri maalesef "okula git-gel yemek ye uyu" düzeninde robot gibi yetiştiğimiz ve bu beyin yıkama sistemine kurban gittiğimiz için büyük bir boşluğun içindeyiz. İleride ne yapmak istiyorsun sorusunun cevabı yok bizde. Olanlar da (daha doğrusu olduğunu iddia edenler) genelde onlara toplum tarafından yerleştirilen hedeflere göre ilerliyor NPC gibi.
kafayı yiyeceğim az kaldı.
Kesinlikle ben 21 yaşındayım hala şu mesleği yapmak istiyorum diyemiyorum. Çok nadir böyle kişiler.
Hoca orta sinif eriyor dedikce HOCAM PEKİ NAPALIM diyecek bir İlker Canikligil ihtiyaci duyuyorum
Sosyalizm için örgütlenin ve Canikligil'in liboş yorumlarını pek iplemeyin diyecek değerli insanlar tanıyorum.
Sosyalizm 😂😂@@Arhatu
Yok burası böyle daha iyi.
@@Arhatu Bak şu anda herkes örgütlendi her şey çözüldü hayat çok güzel...
@@Yusuf_AGAC varoluşsal sorunlarını paylaşmana yardım edecek zamanım yok. Bir süre kendi kendine aşmama çalışman gerekiyor değerli kardeşim.
Memur olun çünkü memur olarak iş güvencesi, iş rahatlığı, düzgün maaş ve statü elde edersiniz. Özel sektörde çalışma koşulları hiç insani değil...
Hocam mezun olduktan sonra 1 yıl iş aradım. Güç bela bir staj bulabildim (son 5 ay evde sabah akşam kendi kendimi alanımda geliştirmekle uğraştım). Bulduğum stajda yemek kartı bile yok teknik olarak çalışmak için para ödüyorum
Hangi bölümü okumuştunuz?
Hangi bölüm
Ancak bu kadar net anlatılır. Esg
Lets Rock the Education in Turkey 🗽
12:19 eu4 detayı çok iyi hocam
ESG, Üniversite A dan D ye düşüyor. B yok dİyor.
Geçen bir tartışma programında inşaat sektörünü anlatıyorlardı. 10 müteahit 10 tane işe başlıyor, 10 u da lüks konut yapıyır. Orta ve alt sınıfa yönelik ev yapılmıyor diyorlardı. En alt TOKİ yapıyor. Ara kesime hitap yok gibi.
Sanırım tüm sektörler aynı gibi.
Hocamızın son zamanlarda izlediğim en iyi videosu gerçekten saygılar 👏🏾
19:50 masum hocam benim sweet bonanza yi bilmediği icin candy crush olduğunu düşündü herhalde 😢
Yemek yerken iyi geldi, tam zamanında hocam
Gazeteci Yavuz Donat yazmıştım köşesinde okumuştum yıllar önce sanırım Almanya'da okuyormuş lisede çocuğu. Tüm velilere sormuşlar çocuğunuzun liseden sonra ne yapacağını veya ne yapmasını istiyorsunuz diye ben ve ya iki kişi ya 3 kişi üniversiteye gitmesini istiyoruz demiş veliler. Çoğu bir meslek sahibi olmasını istiyoruz demiş kimi kasap Demiş kimi manav demiş. O hesap yakında işi olmayan yüzbinlerce üniversite mezunumuz olacak. Hayırlı uğurlu olsun 😢
Zihin açıcı ve farkındalık oluşturucu harika bir anlatım olmuş. Hocam aydınlanma yaşadım. Videolarınızı zaten beğeniyordum, bu yayını izleyince kanalınıza abone de oldum. Teşekkürler.
2 dil biliyorum, yeni yüksek lisans kazandım ama bitirip Avrupaya açılmak istiyorum. Çünkü maaş gününü beklemek, zar zor geçinmek, şükredip tembelleşmek, kaderime razı gelmek değil bilgi üretmek, katma değer üretmek istiyorum. Yetişmek ve yetiştirmek istiyorum. Burada ise akademide bir gelecek göremiyorum. Çünkü danışman hocana da asistan olarak şunu seç bunu seçme diye -hüsn-ü tabirle söylemek istiyorum- bir yerlerden tavsiye olabiliyor. Asgari ücret diyorsunuz ki nüfusun yarısı asgari ücretle geçinmeye çalışıyor, Memur olsan ne olur? Ne eksilir ne kısalır yaptığın hizmet hep aynı ve bir atalete düşersin illa ki. Ülkenin ekonomik, adli ve toplumsal geleceği de ayrı kaygı meselesi. Son dönemdeki gündem herkesi karamsar yapıyor. Hep birlikte el ele yükseltmemiz gereken ülke, ziyalıların ellerinde yükselmesi gerekirken ülkede okuyana ve okutana değer verilmiyor, şeytanlaştırılıyor, sağ-sol, hangi kesimden olursan ol, "bizden mi değil mi, biat eder mi" deniyor. O biz hizip değil, vatandaşlık, eşitlik ortak değerler olmalı kuruluş felsefemize uygun olarak ama olmuyor bu coğrafyada.
hocam bu bölümünüz çok samimi geldi hani çok içten çekmişsiniz bu kadar ciddi pek görmedik sizi bölüm de çok harikaydı
İlköğretim matematik öğretmenliği mezunuyum, bu seneye kadar alımlar diğer öğretmenlik branşlarına göre yüksekti. Bu yıl ciddi bir düşüş yaşandı 2024 eğitim yılı başladı ve hala öğretmen ataması olmadı. Ciddi düşüş yaşandığı için kontejana da giremedim gerçekten çok bunaldığım ve yıprandığım bir sene oldu. Özel okullara cv bıraktım ama iş deneyimim olmadığı için kabul görmedim. Gerçekten kafayı yeme noktasına geldiğim bir süreç oldu o kadar ki herhangi bir kurumda inanın 10 bin lira dahi verseler hatta daha az çalışmaya razıyım yeter ki cv'ye yazacak bir tecrübem olsun. Ayrıca köklü bir üniversiteden iyi bir dereceyle mezun oldum ama iş verenin pek umrunda değil bunlar.
O yüzden strateji konusunda çok ama çok haklısınız ben pişmanım. Ama bir şekilde kendi yolumu bulmaya çalışacağım...
Resmen aynı durumdayız. Ben de yeni mezun deneyimsiz bir edebiyat öğretmeniyim, işsizim, cv bıraktığım yerler dönmedi. Kafamı toplayıp dershanelerde etüt öğretmenliği (bir nevi stajyer öğretmenlik) için başvuracağım. Asgari ücret altında verseler bile tamamım, yeter ki bir uğraşım olsun, kendi alanımda bir işim olsun ve cv dolsun. Yalnız değilsiniz hocam. Çok sabır dilerim🙏🫂 Ayrıca 2023 ilköğretim mat öğrt kontenjanı hepimizi şok etti. Bunun sadece 2023 ile kalmasını umuyorum. İnşallah bundan sonra hak ettiğiniz kontenjanı alırsınız🙏🙏
Hacettepe okul öncesinden şeref öğrencisi olarak mezun oldum.2023 sınavında okul öncesinde birden azalan kontejan ile kont dışı kaldım kesin atanacağımı düşündüğüm dönemde özelde iş aradım 5k ye yardımcı öğretmenlik teklif ettiler tam güne karşılık kabuk etmedim ücretli olarak çalışmaya başladım kontenjandanlar açıklanınca işten ayrıldım ders çalışmak için hem 2024 sınavına hem mülakata girdim 2025 sınavına hazırlanacağım sonuç beklerken tükendim tükendim
( İlk mat kontenjanı için kendi branşımdan daha çok üzüldüm 😢)
Konuyu fırsat eşitliği penceresinden değerlendirin. Arkası, torpili olanların işe girme oranlarıyla, elde cv kapı kapı gezenlerin işe girme oranlarını karşılaştırın. 10.000 kişiden 5 tane istisna bulup demek ki oluyormuş diye millete ayar vermeyin. 10k da 1k, 2k, 3k olursa bileğinin hakkıyla işe giren oturup konuşalım. Yoksa 10k da 5-10 hatta 100 istatistik bilimine veri olur. Evinin garajında Microsoft u kuran Bill gates doğru örnek değil. Torpillilerin meslekte diğerlerine göre daha hızlı ilerlediği gerçeğini konuşmuyorum bile. Edit: lafım hocaya değil. Yorumlarda “şöyle kursa gittim. Böyle eğitimlere katıldım. Şimdi aylık 100 bin dolar kazanıyorum” diyerek bireyleri suçlayanlara.
Hocam, otomotiv mühendisiyim. İş bulamıyorum. Mühendis olduğum için mavi yaka pozisyonlarına da almıyorlar. Sakarya'da tek başıma yaşıyorum başımda ailem de yok. Gerçekten artık intihar etme psikolojisine büründüm. Bankalar günde 1000 kere arıyor. Yurtdışına da kaçamıyorum. Sadece herhangi bir yere içimi dökmek istedim.
@@emreicen8380Mühendisliğin iş imkanları nasıl? Kötü diyor birçok kişi ben de mühendislik okuyorum.
Annem babam emekli prof. izlemeden önce anneme anlattım izleyeceğim diye. "İZLEME MORALİN BOZULUR DEMOTİVE OLURSUN ÇÖZÜM DE SÖYLEMEZLER" DEDİ. ÖYLE DE OLDU :) TEK ÇÖZÜM BEYİN GÖÇÜ MÜ YANİ :( ? ? ? YAZIK..
Sısteme bel baglama, diplomana guvenmeden serbest piyasada para kazanacak hale gelebilecek sekilde bir bireysel strateji kur. Verdikleri cozum bu. Daha ne diyebilir ki? Yalanin neresinden donulse kardir minvalinde.
@@FatmaKAYA-t5f Alanları. Alanları değil ise neden problemi gösteriyorlar biraz daha derin çalışmalısınız bence eksikleriniz var.
@@FatmaKAYA-t5f artı beyin göçü yapmış yurtdışında iş deneyimli bir kadınım. Ne dediğime hakimim geri dönmüş biri olarak FATMA HANIM..
Videoyu izlemedim ana sayfama çıkmıştı yorumlara bakıyordum öylesine ve çok haklısınız demoralizeden başka bi işe yaramıyor bu videolar çözüm falan da anlatmıyorlar hiçbir zaman
PDR bölümü okurken, harçlığımı çıkartmak için kafe restorantların mutfaklarında çalıştım. Şimdi Katar' da aşçılık yapıyorum. İlerde kendi bölümümle alakalı iş yapacağım inşallah 😂
Hocam sizin videoları izledikten sonra herhangi bir konuda bir işin tek bir formülü varmış gibi konuşan kimseyi dinleyemez oldum. Yani kimseyi dinleyemiyorum teşekkürler :D
çok önemli bir konu, daha çok dile getirilmeli
4:03 waaw, tam beni anlattınız hozom, felsefede akademisyen olacakken öğretmenliğe, sonra markette personel olmaya kadar düştük. Şimdi ben de polis akademisine girmeyi düşünüyorum bu ara.
hayat dersi niteliginde video. arka ses surekli kapitalizm liberalizm gibi ufak dokundurmalarla ideolojik çamura saplanmışken esg hocam insanin bireyselligi ve özgürlüge parmak basiyor. ne kadar özgürlüge acsak o kadar basarili ve maddi manevi anlamda tatminkar bir insan olarak goceriz bu dunyadan.keske senin gibi biri olsaydı gencligimde yanimda yoremde hocam saygilar
İzlediğim en iyi 0.75 bölümü bu olabilir.Gerçekten güzeldi.
Uyanmış olmayan kendini uyandıramaz, uyanmış olan da zaten uyanmıştır. ''kendin uyanacaksın'' diye bir sorumluluk yüklemek anlamlı değil. Ama 20-30 genci harekete geçirecektir, bu da güzel.
Sensible soccer daki bug ı hatırlayan adamdan korkacaksın aga! 😅
Müthiş bir bölümdü keyifle ve üzüntüyle izledim.
Emrah Hocam şöyle saçma bir konu da var ama, ben İnşaat Mühendisliği (İngilizce) mezunuyum 3.10 gpa ile bitirdim bölümümü, burada yaklaşık 1 yıl iş aradım ve 6 ay çalıştım. Sonra İtalya'nın en saygın teknik üniversitelerinden birinden master kabulü aldım ve şuan öğrenci halimle Türkiye'de girmiş olduğumdan daha fazla interview'a çağırıyorlar. Bazılarına zamanım yok diye bile giremediğim oldu. Belki de alan değiştirdiğim içindir bilemiyorum ama. Burada bok muamelesinden daha farklı bir şey görememiştim
Yine eğlenirken öğrendik. Teşekkür ederiz.
84 doğrumlu olarak gördüğüm; yeni jenerasyon inanılmaz muhafazakar geliyor, dünyada da mı böyle bilmiyorum
Evet ABD ve Avrupa daki araştırmalar da aynısını söylüyor. Özellikle z kuşağı erkekleri çok muhafazakar
Evet tutucu desek daha doğru olur ama Z kuşağının içinde sorgulayan , hakkını arayan bir grup da var
bölüm geçişleri sesi çok yüksek kulaklıkla makul bir seste metroda dinliyorum kulağı çınlatıyor
Ülke içinde online alışveriş yasaklanmalı veya sınırlandırılmalı..bir kaç yıl bocalanır fakar sonra düzen oturur bu sayede sermaye sahiplerine akan büyük pasta küçülür..böylece para reel sektöre akar yeni iş imkanları oluşur..zincir marketler de kapatılmalı şubeleri 5-10 marketle sınırlandırılmalı.kimse peynirin yanında iki kapılı dolap satmamalı iş tanımı net olmalı.tarım arazileri toprak ve iklimin uygun olduğu ürünlerin ekilmesine müsade edilecek şekilde düzenleme yapılmalı..sahte ürün, taklit ürün yasaklanmalı ve cezaları ağırlaştırılmalı.üniversite baraj puanları 250 üzerinde olmalı.. ihtiyaç duyulacak kadar bölümlere öğrenci alınmalı.her bireyin bir kaç günlük"vatandaşlık dersi" almalı yazılı sınava tabi tutulup okuduğunu ve dinlediğini anlamayanların oy kullanma hakkı üreme hakkı elinden alınmalı.bu sınavda vatan nedir millet nedir, devlet ve hükümet arasındaki farklar nelerdir, temel ev ekonomisi ülke ekonomisi gibi konulardan sınava tabi tutulmalı.
büyük teknelerle balık tutulması 5 yıl boyunca yasaklanmalı sonrasında da belirli derinliklerin dışında balık tutulması yasaklanmalı.içinde süt olmayan peynir et olmayan sucuk gibi ürünlerin ürtilmesi ve satılması yasaklanmalı.doktor dövenlerin sonsuza dek ücretsiz sağlık hizmeti alması yasaklanmalı.aynı zamanda emeklilik hakkı gibi devletin verdiği haklar elinden sonsuza dek alınmalı.Karılarını çocuklarını dövenlere öldürenlere 100cc günlük östrojen verilmeli.vatan millet bayrak kavramları ortak milli değerlerimiz ve milli bayramlarımız dışında tüzel ve gerçek kişilerin cümle içinde kullanması yasaklanmalı.Cem yılmaz yeni bir gösteri yazsın.arka sokaklar bitsin.sigara ucuzlasın taksitle ayfon ve araba satılmasın.veganlara insanın besin zincirinin tepesinde olduğunu, bitkilerinde acı çekiyor olabileceğini, sorunlu olanın et yemek değil, endüstriyel hayvancılık olduğunu bunun için daha fazla üremememiz gerektiği anlatılmalı.hayvan severlere bazı insanların fobilerinin olduğunu (yükseklik korkusu, hijyen sorunu gibi) bir tek hayvanları sevenlerin kendileri olmadığını, sokak hayvanları öpmenin risklerini ve şahsiyetlerini ortaya koymanın başka yolları olduğu anlatılmalı.elektrikli arabalar doğa dostu değildir zenginlerin oyuncağıdır.bütün akaryakıtla çalışan araçların elektrikli olduğu durumda, ihtiyaç duyulan enerjiyi doğa dostu yollarla üretmenin ve depolamanın imkansız oldğu anlatılmalı.tatil beldesi kavramı ortadan kalkmalı aşırı pahalı olmalı insanların ömürlerinde bir kaç kez hakettiklerinde instagrama tatil fotosu atabileceği bir düzenleme yapılmalı, bunun birlikte plajlar dağ bayır tesissizleştirilmeli herkes gönlünce kullanmalı. fakat bira şişesi gibi sivri çöpleri atanların tenasül uzuvlarına sokulmalı.aynı şekilde çocuklarının boklu bezlerini atan arkadaşlarında yüzlerine boca edilmeli.
Sensible Soccer diyen dillerinize kurban hocaaa 🎉😊
hocam yorumları okumadan önce umut sıfırdı bende yorumları okuduktan sonra 0.1 puanlık bir umut doğmadı değil yalan söylemeyelim şimdi. bunun yorum yazanlarla veya kitle ile alakası yok aman yanlış anlaşılmasın fakat çok kıymetli gençlerin, insanların, fikirlerin olduğunu görünce yorumlarda, sevindim. sevindim de bulundukları dünyayı, yaşamı, hayatı bildiğim, gördüğüm için üzülmedim dersem kendime haksızlık etmiş olurum.
daha önceki videoların altlarına veya x e yazmışlığım vardır, bu insanların ilber ortay lar'a, c, şengör ler'e, sizlere ihtiyacı var, uçurumdan aşağı yuvarlanırken bilinçli yuvarlansınlar hiç olmazsa :))
evet uçurumdan yuvarlanıyorlar, bak bu iyi bir önerme haaa :)) uçurumun dibini bulmuşa '' yuvarlanıyorsun dikkat et '' demek kötü bir şey olurmu hiç. 1 kg domatesi kandırılma korkusu olmadan alamayan insan uçurumun neresindedir bi diyiverin hele !! günümüzde olan haksızlıkları, katl'leri, kadın, erkek, çocuk, yaşlı, genç demeden hayattan koparılan garipleri açmıyorum burada, trafikte kurala uyduğu için vurulan insanlardan bahsetmedim !!
sokrates'e öğrencilerine '' namuslu olun, yalan söylemeyin '' dediği için verilen baldıran zehrini bugün teklif etseler gönüllü içecek çok insan var bu dünyada fakat çoğunluk içiren tarafta, içirenlerinde haberi var bundan, kimse kimseden daha az akıllı değil.
amaan amma kafa açtım be :))
sevgiler, saygılar.
Peki meslek öğrenmek için üniversiteye kadar beklemeni sağlayan bir sistem ne kadar mantıklı? Meslek öğrenmek çocuk yaşta başlanırsa gençlikte usta olunur. Güzel eserler verilir. Üniversiteler sadece AR-GE ve akademi için olsa daha iyi olmaz mıydı? Meslekleri ortaokul ve lisede öğretirsin sağlam olur bence.
8:17 Liseler de böyle ki, 110 bin kişilik ilçede 13 tane lise var. Okullar 700'er kişilik. Sınıflar 40'ar kişilik. Çevresine hemen test kitabı satan 3-5 kitapçı, bir o kadar da fast food dükkanı, zincir market ve bakkal. Herkes kazanıyor öğrenciler hariç.
10:15 Haliyle ABD çıkmazının bir değişiğini yaşar oluyoruz. Ar-Ge için fon verecek olan bir bağımsız kurum veya devlet kurumu olmadığından akademisyenler de fon verecek zenginlerin ağzına bakıyorlar. Yaptıkları araştırmalarda fon sağlayanın dediği oluyor. ABD'de tıbbi araştırmaların yarısından fazlası fon sahibinin istekleri doğrultusunda(büyük ecza devleri vs) yapılıyor.
10:55 Buna katılıyorum, en basiti ilk kurulan ve harbili lise olan liselerin öğrencilerine ve Anadolunun rastgele bir öğrencisine bakalım. Galatasarayda okuyan çocuk siyasetle orada tanışır, içki ve sigarayı eğer istiyorsa orada gayet kolay bulabilir, kız arkadaş zaten yapabilir beyoğlundasın yani, kendi kafasında adam bulur gezer tozar. Okul da onu zorlar akademisi devam eder o sırada. Yani üniye geçince çoğu hazını, hevesini almış olur çocuk. Ben lisemin ilk 2 yılını Ortaköy'de kalan 3 yılını Ordu'da okudum(hazırlık+4 yıl). Gerçekten de Ortaköy'de okurken okulumun, binamın ve öğretmenlerimin, Beşiktaş Çarşı'nın bana verdiği deneyimler her geçen gün beni daha da olgunlaştırıyordu. Ordu'ya geldiğimdeyse bir anda çok yavaşladı. Siyaset yapıyoruz, sağlam hocalar var, kız arkadaşım ortamım var vs ama o olgunlaşma sürecim durdu gibi bir şey oldu. Bu sene mezun oldum ve düşündüm bunu baya.
22:30 Bu çok iyiydi
39:30 Hocam muhacir muhacir ADSPİHGQWUDŞFYIWEFYIDASDAGSFDASY.SAD
Hocamız haklı fakat eksik durumlarda da var Ünivversiteler aslında şehirlerin sosyolojisini çok değiştirdi. İçe kapanık şehirler bu şekilde daha Türkiye'ye entegre oldular bu arada bu kadar üniversitenin açılmasını desteklemiyorum ama insanların göz ardı ettiği bi durum bu şehirimiz artık yabancıyı kötü görmüyor. örn veriyorum bundan 20 sene önce Kütahya da yolda bi kadın bi erkek el ele gezemezken şuanı anlatmaya bile gerek yok bu sistemin bu yönünü unutmamak lazım
Allah razı olsun aq
Üni 1deyken fransızca mı almanca mı öğrensem diye sormuştum esg ye. UA-cam'dan yazmıştım ve cevaplamıştı. "Kullanmazsan unutursun." Demişti. Fransızca aldım birkaç sene. Unuttum gerçekten dkglhkhkhk. 8 sene olmuş.
hocam bence disiplin toplumu ile neoliberal toplumun mekanzimaları( seçeneksiz bırakacak bir özgürlük varmış görüntüsü) çok farklı, başımızda bir çar olması bazı şeyleri çok daha iyi görüp cephe almamıza yarayabilirdi.
Ben olayı kendi payıma çözdüm; üniversiteyi emeklilik sonrasına bıraktım. Bölümde gelecek kaygısı olmayan tek öğrenciyim...
Hocanın "Oğlum çok işçisin" dediği yerde koptum😂 Keşke ağabeyim olsaydın ya da seninle çalışma şansım olsaydı hocam😊💙
8 yıl Dünya turu yaptım. Otostopla 87 ülke gezdim (Avrupa hariç😎). Yoldayken anadil seviyesinde İngilizce ve ileri seviye İspanyolca öğrendim. Onca tecrübeden sonra, 30'lu yaşlarımın başında, Arjantin Patagonya'sında sıfırdan restoran sahibi oldum.
Şimdi benim gibi dünya turu hayali kuranlara ya da en azından anlamlı hayata sahip olmak isteyen gençlere elimden geldiğince ilham olmak istiyorum ama bana verilen genel tepki, ''Eee gezdin de noldu?'' oluyor. Ya da hayallerimi elde etmek için verdiğim mücadelelere inanmayıp, ''Herkes sen gibi şanslı değil.'' diyor. ''Nasıl yapacaz?'' diyenlere, ''Kitabımı oku, bitirdiğin gibi hazırsın, sana yazdım o kitabı.'' diyorum. Video yok mu diyor. Zora gelemeyen, hakkını aramayan, tembel, hayalgücünden yoksun, risk almaktan korkan, ana kuzusu garip bir gençti yetişti.
Kitap adı?
Peki geceleri nerede yattın ,
Hadi yol parasını hallettin de konaklama nasıl yaptın
2 senelik üniversite okuyun hiçbir kaybınız olmaz. Ben 2 senelik kazanıp 2 haftada bıraktım pişman oldum. 25 yaşındayım arada düşünüyorum 2 senelik okusam mı diye.
Daha insan olduğumuzu tam anlamıştık. Millet olduğumuzu hissetmemiz için henüz bir fırsatını bulamamıştık. İşte tam bu sırada Avrupalı ustalarımız insan ruhunun yorulduğunu, insanın dehşet verici bir ortam içinde kaybolmaya yüz tuttuğunu ithal ettiler bize. Bunalım dediler. Biz daha ferahlamanın özlemini çekiyorduk.
Emrah hoca zaten hızlı konuşan biri, o yüzden videoda sadece uzun duraklamaların olduğu yerleri kesseniz de diğer kısa duraklamalar kalsa böylece Emrah beyi genel olarak kesintisiz dinlesek nasıl olur? Odaklanmak biraz zor oluyor, Emrah hocayı 1.5 hızda izliyormuş gibi oluyorum.
Hocam popülerliğinizin artması sizi muhafazakarlaştırmadı, bu çok sevindirici. Sıklıkla temel ayrımın sınıfsal olduğuna işaret ediyorsunuz ki buna mecbur değilken bi anlamda mecbur hissetmişsiniz, bunu da takdire şayan buluyorum 🙌🏻
Bir ufak eleştirim şu olacak; gençlerin başına gelenler karşısında iradelerini hangi yoldan göstereceklerini söylerken bireysel çözümler önermekle yetiniyorsunuz, halbuki bu çabanın yanı sıra örgütlenip kendilerine benzeyenlerle bir araya gelerek toplumsal kimliklerini hatırlamaları da gerekmez mi? Saygılar 🎩
İTÜ Jeoloji Mühendisliği ve İnşaat Mühendisliği ÇAP mezunuyum, işsizim.
Yok artık ciddi misin?
7.33 den sonraki 2 dk muhteşem özetlemiş.
İyiki. Varsın. Hocam 😊😊😊😊
Hocam tanıdığım olmadan hiç bir şey olamayacağını düşünüyordum sizi dinledim artık kimsenin hiç bir şey olamayacağını düşünüyorum…
Muazzam tersine motivasyon videosu 😂
Keşke en baştan böyle öğretselerdi bize pembe masallarla büyümek yerine bunları bilseydik belki o kadar zaman içinde bir şeyler düşünür yapardık. 20li yaşlarına gelince bunun farkında varıyorsun. İşte o zaman da bazı şeyler için çok geç oluyor.
@@Prens1 Siz hangi bölümü okumuştunuz?
Aynen derin bir hayal kırıklığı yaşıyorsun 20 li yaşlarda
Babamın en sevdiği seriydi Pardayanlar kendisi derin bir adamdı
"Senin üstündeki baskı firavunun, çarın baskısından fazla değil; kendi kafanda bi ihtilal yap bari ya" lafı inanılmaz uyandırıcıydı 34:00
Şu video her karşıma çıktığında kalbime bir ağrı çöküyor. Ne zaman youtube açsam ilk 5'te bu var. Yeter oğlum izledim zaten nedir bu eziyet.
samimi söylüyorum çok hoş, hem gülüyor hem izliyorum, celal şengör hoca haklı bu arada :))
Üniversite nasıl seçilir? Nelere dikkat edilir? Bir bölümde de bunu konuşun hocam. Biz kaybettik, bari gelecek nesillere kılavuz olsun.
Peki, üniyi bitirip akademi düşünenler ne yapsın? Her seferinde en kötü seçenek akademiymiş gibi hissediyorum. Ama liseden beri hayalim olduğu için bir türlü vazgeçemiyorum. Kütüphaneye oturup bilim yapma hayali boşa çıktıysa hepten bilimi terk mi edelim? Eee, C. Ş. gibi burjuva da değiliz nihayetinde. Yok mu bize bir strateji önerisi?
Not: Özellikle sosyal bilimler için tavsiye harika olurdu.
Hocam çok kıymetlisiniz be ❤
Masterlı tarihciyim ama baba mesleği yapıyorum asıl sorun meslek liselerinin bitirilip üniversite sayısının arttırılması
hocam geçen bir bölümde greaber’ın bullshit jobs kitabını önermiştiniz. bu bölümde bahsettiğiniz bazı konular o kitapta baya detaylı inceleniyor. bu iş gücündeki insan sayısının (hem ‘vasıflı’ hem ‘vasıfsız’) aslında varolan iş sayısından fazla olması durumu çok depresif bir şey değil mi? aslında üstteki belirli bir kesim 7 sülalesinin ihtiyacından daha fazla kazandığı parayı kalanımızla paylaşmasın diye nüfusun neredeyse yarısı hiçbir anlamı olmayan ve hayatlarından alabilecekleri tadın zerresini keşfedebildikleri hayatlar yaşaması, yaşamamız insanın tüylerini ürpertiyor. hayat bana sanki biz age of köylüsüymüşüz de belirli statlar için çalışıyormuşuz gibi geliyor ancak herkes bu hayata bir kez geliyor ve çoğumuz varoluşsal sancılar içinde yaşayıp memnuniyetsiz bir şekilde ölüp gidiyoruz
hislerimin tercümanı olmuşsunuz, vasıflı işçi kavramı ve dünyadaki zenginler için yaşadığımız gerçeği çok kahredici gerçekten. doktorlar mühendisler tasarımcılar reklamcılar dişçiler avukatlar vs vs çok satıda meslek koskoca bir sistemin yürütücü piyonları aslında. bunu düşündükçe yükselmek kariyer yapmak falan istemiyorum kendimi bu sistemi daha iyi nasıl anlarım diye okumalar yaparken buluyorum ve bir şekilde kendi özgünlüğümle basit bir hayat yaşamak istediğimi anlıyorum
Bana daha çok zombilermişiz gibi geliyor. Sabahın köründe binlerce zombi ete doğru koşuyor.
bu hangi bölümdeydi ya?
👏👏
Kral ESG, en iyi üniversiteler arasında kendi ders verdiği üniversiteyi saymadı. Samimiyetiniz için teşekkürler hocam
Hangi üniversite. 29 Mayıs mı.. Oradan ayrıldı..
@@HD-zw8tsşu an nerede
@@qew843 boşta geziyor sanırım bu aralar
tine muhteşem tespitler…
Doktoralı işsiz olarak selamlar 😁
Hocam kitap yorumlama değerlendirme tarzı bi program olsa çok güzel olur
Hocam şuan sınava hazırlanıyorum anlattıklarınız düşüncelerimi sekillendirmede yardımcı oldu ama ben şuan bir semt lisesinde okuyorum adı Anadolu ama hiç öyle öğrenciler yok o yüzden yine de kendini kurtarabilecek en fazla 20 kişi vardır 600 kişinin içinde işçi çok olacak gibi geliyor ilerde
KRAAAL, sensible soccer ın bugını bile biliyor adam.
iş sahibi olmak için iki üniversite bitiren! Öğretmen olarak kızgınlık içinde izledm.Bilgi üretmek , ilim üretmek yok. Sadece tüketen bir toplum olduk.Daha kötü günler bizi bekliyor sanki😢