Saatleri Ayarlama Enstitüsü | Kafa Kafaya 6
Вставка
- Опубліковано 7 січ 2024
- Kafa Kafaya'nın bu bölümünde Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü üzerine konuşan Yaşar ve Vahit modernleşmenin sancıları ve Türkiye'de modernleşmenin kurumsal zaaflarını tartıştı.
Sosyal Medya:
/ discord
/ kirkdokuzw
/ kirkdokuzw
/ kirkdokuzw
1 aydır okuyacağım dediğim kitabın incelemesini yapan 49w ekibine selamlar, dev hizmet.
Sizi bende yeni keşfettim, tartışma videolarınız benim için çok faydalı. Üniversite mezunuyum İngilizce Uluslararası İlişkiler bitirdim. Birkaç sebepten dolayı bölümümü özverili şekilde bitiremedim. Fakat bir tarafım hep açtı, bilgiye ve öğrenmeye çok önem veriyordum. Kendimi camisiz hissediyorum diyen arkadaş gibi, üniversiteye gidince yaşıtlarımla tartışma ve entellektüel birikim oluşturacak ortam bulamayınca çok hayıflanmıştım. Üniversiteden kopmuştum bir noktada yine birkaç sebepten dolayı. Sonra sizi keşfettiğime çok sevindim. Sizi yetiştiren aileleriniz ve sizin adınıza gurur duydum. Kendinizi çok güzel yetiştirmişsiniz. Birçok övebileceğim noktanızı gördüm. Bana umut oldunuz. Sayenizde eksikliklerimi görüyorum ve farklı bakış açıları kazanıyorum. Bu yüzden emeği geçen herkese teşekkür ederim. Saatleri Ayarlama Enstitüsü analizinizi beğendim, ilgi çekiciydi. Siyasete dair olay, kavram veya durumların edebi anlatısını bize fark ettirmeniz benim için faydalı. Yani kitap analizinin devamını isterim.
şahane. tehlikeli oyunlar ve kara kitap'ı da bekliyoruz!
Hem kurmaca hem de akademik kitapları el almanızı tavsiye ederim. Okuduğum ve okuyacak olacağım kitapları dinlemek güzel geliyor bana. Teşekkürler.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü bence Türk edebiyatının ( Türkiye Edebiyatı mı demeliyiz yoksa 😊 ) en önemli yapı taşlarından biridir zira sizin de belirttiğiniz üzere kendinden sonraki bir çok yazara ve esere ışık tutmuştur .
Şahsen Tanpınar’ın alameti farikasının roman tekniğine olan takıntısı olduğuna inanmaktayım. Bu takıntısı Saatleri Ayarlama Enstitüsü gibi edebiyat tarihimizin ilk post modern eserlerinden birini ortaya çıkartmıştır.
Tanpınar’ ın kültürel hatıramızda son derece kuvvetli olması ise bence onun samimi burukluğunu , acısını roman tekniğini ustaca kullanıp bizlere kolayca anlatabilmesinden ileri gelir. Çoğu eserinde hissedilen burukluk Saatleri Ayarlama Enstitüsünde de kendini belli eder . Bu burukluk , Batı kültürünü ve sanatını çok iyi bilen birinde hissedilen , modernleşme çabalarına giren Türkiye’de kasıtlı bir şekilde yok edilen eski edebiyatın ve kültürün kaybının yarattığı burukluktur. Tanpınar çoğu muhafazakarın aksine hissettiği burukluk yüzünden Cumhuriyeti suçlamaz zira kendisi de hem bir okur olarak Batı kültürünü ve edebiyatını sever hem bir yazar olarak da Batı tekniklerini eserleri yaratırken kullanır.
Siyaset Bilimi okurken üniversitede en sevdiğim ders , Edebiyat ve Politika dersi idi. Bu ilgi çekici içeriğiniz bana o dersi hatırlattı . Türk siyasetiyle ilgili roman incelemesi yapmaya devam ederseniz tavsiye olarak ;
Orhan Pamuk - Sessiz Ev
Adalet Ağaoğlu - Ölmeye Yatmak
Tarık Buğra - Dönemeçte
Bu üç romanda bence Türk siyasetinin önemli cereyanlarının temsilcilerini anlamak açısından önemli eserlerdir.
Devamını merakla bekliyorum 😊
Arkadaşlar..Türk Dili ve Edebiyatı mezunuyum.Bu kitabı ve bu kitap üzerine birçok makale okumuştum.
Hakikaten güzel anlatmışsınız.
Kitabı okudum ve üzerine bu konuşma tam oturdu. Kitabı ilk fırsatta bir daha incelemek şart oldu. Emeğinize sağlık 👏🏻👏🏻👏🏻
Yakup Kadri'nin Yaban Romanı da güzel olabilir. Bu seri devam etsin.
Böyle kurmaca eserlere yer vermeye devam edin bence serinizde. Oğuz Atay'ın eserlerinin bireysel yönü ağır bassa da toplum normları ve dönem zihniyet unsurları açısından içerikleri çok zengin. Bunları anlatmaya değer görürseniz Oğuz Atay eserlerinin sosyolojik okumasını objektifinizden dinlemeyi çok isterim. Esenlikler dilerim
Oğuz atay’ı analiz etmek öyle kolay değil
@@alikamer4983 Doğru 🤷♂️. 49W da çocuk değil ama 🙋♂️. Bir denesinler, biz de bir değerlendirelim 👌.
Çok iyi konu seçimi, teşekkürler. (Ben olmadık ortamlarda devam ediyorum dinlemeye. Ses bir %20 kadar artarsa ne güzel olur.)
Öncelikle merhabalar. Bu kanalı yeni keşfettim ve kısa zamanda kanaldaki çoğu videoyu izledim. Gerçekten içeriklerinizi beğenerek izliyorum. Hem içerikler hem de içeriklerin işlenişi çok güzel. Yalnız benim bir önerim olacak. Bazı videolarda kitap önerileri oluyor ancak bu tavsiyeler yerinde tavsiyeler olmakla birlikte dağınık bir şekilde veriliyor. Videonun içeriğine bağlı olarak. Benim önerim, örneğin sıfırdan başlamak gibi bir başlıkla belirli bir alanda yeni başlayanlardan ileri düzeye kadar olacak şekilde kitap ve diğer tavsiye içeriklerin olduğu bir video serisi çıkarılması. Yani örneğin, "Sıfırdan Sosyoloji" gibi bir video yapılıp o alanda ilk önce yeni başlayanlar için sonra orta seviye sonra da ileri seviye için tavsiyeler sıralanabilir bir videoda. Tabi diğer alanlar için de yapılabilir. Hatta çevrenizdeki farklı alanlarda akademik düzeyde çalışan kişiler çağırılıp bu tavsiyeler beraber verilebilir. Bu imkâna sahip olduğunuzu düşünüyorum. Böylece biz izleyiciler için derli toplu bir kitap vs tavsiye videosu ortaya çıkar. Benim gibi amatör olarak bir alanla ilgilenip kendini geliştirmek isteyenler için güzel bir fırsat olur böylece. Tabi benimki sadece bir fikir ve daha da geliştirilebilir. Umarım kaliteli içerikler paylaşmaya devam edersiniz ve kanal gittikçe daha fazla kişiye ulaşır. Böylece hep beraber daha da bilinçleniriz
Ankara'ya ve kütüphaneme kavuştum nihayet. Bu kitap da henüz okunmamışlarımdan :) Böyle bir seriniz olduğunu bilmiyordum, kuşkusuz diğerleri gibi tadından yenmeyecek 🤗
Okuma listemde önceledim, bitirince geri geleceğim ✌️
Kitapta şöyle bir şey oluyordu.Enstitude çalışanlar, oradan para kazandıkları için modernizmi falan ovuyorlar.Fakat kendi evleri modern tarzda yapılacağı zaman buna karşı çıkıyorlar.Burada aslında özellikle cumhuriyetin ilk dönemindeki üst kesimin modernizmi kendi işlerine geldiği için desteklediği fakat özel hayatlarında muhafazakar oldukları yönünde bir eleştiri var.
Evet hatırlıyorum çok güzel bi nokta. Yawlum Vahitten beklerdim ama gelmemiş
Kitap incelemelerinin hastasıyız.Teşekkürler 49W.❤
saatleri ayarlama enstitüsü başladığım üçüncü seferde bitirdiğim bir kitaptı. bahsettiğiniz gibi dönemine ışık tutan ve hatta satirik olarak nitelendirebileceğimiz kısımları olan bir roman olsa da romanı yalnızca dönemine hapsederek yorumlamak doğru olmaz. elbette bu kanaldan konsepti gereği bir edebiyat yorumu beklemiyorum ancak sanki ahmet hamdi’yi, hayri irdal’ı şöyle otuz beş sayfalık bir cep kitabına sıkıştırıp anlatmışsınız gibi hissettim dinlerken. hayri’nin babası ve babasının saati metaforu, varlıklı ama bencil akrabalar, psikiyatri sahneleri bence bu incelemede mutlaka bahsini geçirmeye değerdi. yine de ağzınıza sağlık, düşünmediğim birkaç noktayı düşünmeme vesile oldunuz.
sadık hidâyet’in hacı aga isimli romanını da sosyopolitik bi düzlemde inceleyebilirsiniz. liyakat hak edilen bir şey midir yoksa doğuştan varsıllardan, balagati yüksek ama gayesiz halk insanlarından söküp alınması gereken bir şey midir bunun üzerine konuşulabilir. 1980 iran devrimini farklı portrelerde yorumlamamıza da alan yaratıyor kitap. dilerim fikir olur 🤍
Çok rafine bir sohbet olmuş. Ağzınıza sağlık. Kurmacaya ağırlık verirseniz sevinirim. Albert Camus'dan Yabancı üzerine konuşmanızı dinlemek isterdim.
Teşekkürler! Serkan Keskin de sahneye taşımış (tabi ben büyülendim) ama Doğu-Batı vurgusu pek baskın gelmemişti. Yine de izlemediyseniz ondan da izleyin nolur :)))) Kitap önerisi de Büyük Kedi Katliamı'nı söylemek isterim :)
keyifli olmuş daha çok roman incelemesi vs. görmek isteriz, ağzınıza sağlık
Çok güzel bi seri. içinde olduğum bi tahlil gurubunda farkı fikirler edinmişim hissi veriyor. Sonraki bölümlerde Zülfü Livaneli nin Serenad kitabını da konu edinebilirsiniz.
Emeğinize ve ağzınıza sağlık çok güzel bir program olmuş!
Taner Akçam’ın Yüzyıllık Apartheid kitabını da konuşma programınıza alırsanız çok mutlu olurum.
Sevgiler
Çok keyif aldım incelemenizden, salt kitabı değil kitabın üzerinizdeki etkisini de çok güzel anlatmışsınız, dillerinize sağlık.
Kurgu eser inceleme olayı çok güzel. Bu tür bir okumayı Tutunamayanlar üzerinden de yapılabileceğini düşünüyorum. Özellikle darbe sonrası Türkiye, Türk aydını ve Türkiye'de kültür sanat okuması yapılabilecek bir eser.
Kitaplara artık önsöz yerine öniçerikleri izleyerek başlıyoruz🙂 kitap baya ilgimi çekti. Teşekkürler ❤❤❤
Bu arada yıllarz önce Boğaziçi üni de bir seminere katılmıştım. Orada Türkçe eserleri Japonca ya çeviren bir japon vardı. Adını unuttum kusura bakmayın. En sevdiği eserin Saatleri Ayarlama Enstitüsü olduğunu söylemişti.
Bu video bana çok faydalı oldu teşekkürler.
Bu videonuzu görünce önce gidip kitabı satın aldım videoyu anlayacak şekilde izlemek için. Kitabı bitirdim ve ilk iş videonuzu izledim. Devamını bekliyorum 🎉
49W ekibinden Kara Kitap incelemesi görmeyi çok isterim.
Çok geç keşfetmiştim Tanpınar’ı ve SAE’yi. Üniversitedeyken ilk kez okumuştum ve her beş altı yılda bir kez okurum. Daha sonra Hikayeleri’ni okudum ve gördüm ki Hikayeleri açık ara tüm romanlarından çok daha keyifli ve bir o kadar da derindir. Abdullah Efendi’nin Rüyaları zirve noktasındır bana göre. Eğer okumadıysanız kesinlikle ıskalamayın derim.
Olamadığım entellektüel seviyenize imrenerek sevgilerimi iletiyorum.
Çok güzeldi. Dediğiniz gibi Çankaya ile Ankara yı bir arada ele alabilirsiniz? Çok kimse bilmiyordur o iki kitabı.
Kitabı okudum ve bazi ciksrimlarim olmuştu ama Yaşar'ın dedikleri cok farkli bir ufuk açtı hepinize teşekkürler!!🎉 Ve bu tarz videolar daha fazla gelmeli bence diğer videonuz huzur ve Çalıkuşu olmalı
Harikasınız!💐
1 hafta önce okumuştum iyi denk geldi
Kafa kafaya serisinin çok aydınlatıcı olduğunu düşünüyorum herkes bi kitabı okuyabilir ama sizin gibi değerlendirip yorumlayabilmek bi zanaat bence
35:29 “Büyük Türkiye Toplumu” değil Büyük TÜRK Toplumu.
🐺😂 ülkenin bana sundukları ve yaşam standartları beni milli duygularımdan azade etmiş olsa da yıllarca kullanılan kalıp sözleri Netflixvari sözlerle yuvarlatmak, yumuşatmak, değiştirmek eğreti oluyor o bakımdan…
Bir kaç kitap tahliline katılmış ve kitap tahlillerine önem veren biri olarak Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün bu kadar kaliteli tartışıldığı bir ortamda bulunabilir miydim bilmiyorum. Kafa Kafaya'yı ve yaptığınız işleri çok faydalı buluyorum. Gayretiniz daim olur ve bizlere bulaşır umarım...
Ya girdiğin ortamlar çok kötü ya da abartıyorsun
Yaşar'ın okuduğu yorumla ilgili söylediklerini sokak köpekleri videonuzu izlediğimde hissetmiştim. O zamana kadar dediğiniz her şeye neredeyse tamamen katılırken sokak köpekleri videosunda uzun uzun yorumlar yazıp göndermekten vazgeçip silmiştim. Belki de Yaşar'ın dünya görüşlerini çoğunlukla paylaştığımdan bu konuda da düşündüğüm şeyi savunacağını sanmıştım, ancak ne savunursanız savunun saygı dilini hiçbir zaman yitirmemeniz beni bu kanala her gün daha çok bağlıyor sanırım
Orhan Pamuk “Kar” ı bir programda tartışsanız çok güzel olabilir
Kesinlikle bu tarz okuma içerikleri daha fazla gelmeli .🌸
tam da kitabı bitirmek üzereydim
Kurmaca eserlerin yer alması faydalı olur bence kanalın yelpazesini genişletir yeni izleyicileri kanala çeker
Kişiler ve Şeyler kitabını da ele alsanız keşke. Okurken zorlanmıştım sizden dinlemek güzel olur🌸
29:34 İlker Hoca ve Nevzat Kaya "Böyle Buyurdu Kültür" serisinde Ahmet Hamdi Tanpınar konuşmuşlardı.
Sesi çok az çıkıyor videolarınız hem sizi dinleyip hem bulaşık yıkayamıyorum çünkü duymuyorum diğerlerinin videosunda böyle olmuyor
Teşekkürler.
Kemal tahirin kurt kanunu yorgun savaşçısı dönemi iyi anlatan kitaplar bu tarz kitapların incelendiği videolar güzel olur
Turgut Uyar'ın Terziler Geldiler şiirinde dediği gibi bir şey modernleşme sanki.
" Her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği.... "
Bu programda bende katılımcı olsaydım çok iyi olurdu 😊
Beş Şehirde Vahit'in 20 dakikada dediğine benzer bir şeyler söylüyor Ahmet Hamdi.Yani ben Bakiyi Mimar Sinanı seviyorum ama onların zamanında yaşamak istemezdim
Kanalın ismi yanlış; w49 olacak zira İlker hoca geçen yayında öyle söylemişti 😁
Kitaplara devam lutfen.
Zülfü Livaneli’nin “Son Ada” kitabının anafikri hakkındaki görüşlerinizi de duymak isteriz
Dört defa okuduğum bu harika kitabı, beşinciyi okumayı düşünüyordum, zamanı gelmiş demekki...
Ahmet Hamdi Tanpınar deyip, uzuuuuuunnn uzuuuuuunnn düşünmek lazım...
22 yaşındayken o kitabı okumuştum hiçbir tat alamadım hiç sarmadı.
Hayri İrdal’a ortalama insan demişsiniz çok doğru bir tesbit olmuş zira sanırım sadece benim farkettiğim bir durum ki Tanpınar İrdal soyismiyle güzel bir oyun yapmış. İrdal eski harfler ile Laedri (isimsiz, Anonim) kelimesinin yeni harfler ile tersten yazımıdır.😊😊
Ses biraz az hocam videoda.
yakub kadri "yaban" romanı veya şevket süreyya "suyu arayan adam" hakkında konuşabilirsiniz!
Teşekkür ederim. Çok güzel ve zengin bir çalışma.
Sıradan ölümlüler için Tanpınar diyorum.
Ahmet Hamdi Tanpınar, sıradan insanların hayatlarına odaklanması ve onların mücadelelerini, isteklerini ve çevreleriyle olan etkileşimlerini vurgulamasıyla tanınır. “Huzur” adlı romanı, İstanbul’da yaşayan bir ailenin hikayesini anlatır. Roman, Tanpınar’ın en ünlü eserlerinden biridir ve Türk edebiyatının en önemli romanları arasında kabul edilir. “Mahur Beste” adlı romanı, sıradan insanların hayatlarına odaklanması ve onların mücadelelerini, isteklerini ve çevreleriyle olan etkileşimlerini vurgulamasıyla tanınır. Roman, Eyyübi Ebubekir Ağa’ya ithaf edilmiştir. Ayrıca, Eyyübi Bekir Ağa’nın da Mahur makamında bir bestesi bulunmaktadır. “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” adlı romanı, İstanbul’da bir saat tamircisi olan Hayri Irdal’ın hikayesini anlatır. Roman, Tanpınar’ın modernist yaklaşımını yansıtır ve Türk edebiyatının en önemli romanlarından biridir. Bu eserler, Tanpınar’ın sıradan insanların hayatlarına odaklanması ve onların mücadelelerini, isteklerini ve çevreleriyle olan etkileşimlerini vurgulamasıyla öne çıkar. Bu yaklaşım, Tanpınar’ın eserlerindeki zaman, bellek, kimlik, modernleşme, Batı etkisi, geleneksel Türk kültürü ve sanatı gibi temaları ele almasına olanak tanır.
Sanatı öneriyor sıradan hayatlara, eğer hayatta bir şey yapmak istiyorsanız, bu dünyaya katkıda bulunmak istiyorsanız sanat yapın diyor.
Ağzınıza sağlık...
Bence hayvan çiftliğini (george orwell) konuşmalısınız
Tarihi perspektif super olmus. Baska romanlarin tartismasini da duymak isterim. Aklima gelenler:
* Araba sevdasi
* Sodom ve gomore
* Yaban
Garp kurnazı diyebilirsiniz o zaman 🤣
En sevdiğim kitap, en sevdiğim kanal...
Harika bir programdı
Zorla güzellik olur mu? -- Jakobenizm: “Ya benimsin ya da Kara Topragin”
Hiç politik gibi görünmesede Jack London, Amerika'da 20.yy başındaki evsizlerin, Amerika işçi sınfının en iyi hikayelerini anlatır. HOBO (Amerikan İşçi Sınıfı) kültürünün entellektüeliteye katkısı bence cok cok önemli. Şikago Okul ve kent sosyolojisinin doğuşunu sanayi devrimi ile yorumlayabilirsiniz. Jack London HOBO kültürünün en iyi temsilcilerinden biri zaten.
Hayri İrdal ın takıldığı kahve geldi aklıma😅
O kitap zaten bir Sosyal Bilimler üstü kitaptır.
Süper beni şaşırtan bir video bu hadi bakalım 🎉
Sıvacıııı vaaaahid!😂
güven-francis fukuyama
Okumuş biri olarak söylim mükemmel bir kitap.
Cemiyet cemaat ben bi kavramları biliyorum ama sizi izlerken aslinda tam da manasını anlamadığımı fark ettim.Acaba birçok sorunumuzun kaynağı bu kavramları bilmemiz olabilir mi diye düşündüm.
Bir yerde hilâfetin kaldırıldığı gece uyuyamadım diyor,
Ses çok kısık yaa yemekhanede dinleyemiyorumm 😞
ses az :/
abi sesi yükseltin artık
Besim dellaloglu modernite ile modernizmin ayrimina dikkat cekiyor ozellikle edebiyat sanat konusurken. Videonun basinda canli yayindan kalma yorgunlukla bir karisiklik olmus sanirim. Sizin kitap secimleriniz gayet guzel. Ben ne cekseniz izlerim.
Ses az ses
ses çok az
❤❤❤❤❤
Kurmacaya lütfen daha çok yer verin👏🏻
Bence akademiye devam edin)
kurmacaya yer vermenin dezavantajı o videonun çoğunlukla kitabı okuyanlara daha fazla anlam ifade etmesi diğer kişilerin baya bir şeyi kaçırması olabilir.
Yaşar ve Vahit moralinizi cahil adamların yorumları ile bozmayın. Çok iyi gidiyorsunuz, cok zor ama bazen yok saymayıda öğrenmek gerekiyor. Serkan Keskin'in tiyatro oyunu da cok güzel, bence güzel yorumlamış, mutlaka izleyin. Emeğinize sağlık.
Tappınar bu kitapta fahim bey ve bizden ilham almış gibi gelir hep.Ayrıca Ahmet romanda olması gereken,ideal, Türk insanı bence.Halit Ayarcı gibi masal kıvamında yaşamıyor.Halit Ayarcı gibi insanları manipule etmeye çalışmıyor...Olması gerek kişi o sanki..
Tutunamayanlar ve Kemal Tahir kitapları da konuşabilirsiniz hatta Kemal Tahir ve Oğuz Atayın kısa bir tartışması vardır Kemal Tahir 68 kuşağını eleştirirken Atay savunur(Normalde bunun tersini bekliyor insan)
İçerik gayet güzel olmuş. Ben Türk Edebiyatı 3. sınıf öğrencisiyim. Tanpınar, bizim bölümde adeta bir put gibidir. Eleştirilmesi teklif dahi edilemez:) Siz tabi disiplinlerarası bakmışsınız meseleye. Akademiye kalsak bu romanın karakter psikolojisini incelemekten öteye gidemiyoruz malesef.
Doğu ile batı arasında kalmışlık..
Var olun, var olsun cemiyetimiz!
Tanpınar’ın içsel sıkıntısını, buhranını anlatmamışsınız, Tanpınar’ı siyasi aktivist gibi anlatmışsınız, cynic yanlarını konuşmadan eksik kalmış.
Mehmet arkadasimiz birak gidip bahceli dinlesin bu insansilara bir sey anlatmayi kimse beceremezdi zaten onemsene yasar.
Bu arkadaşlar takip edilebilir.
iyi aile yoktur kitabı
Toplum fakir değil; FAKFAKİR
mikrofonlarınız çok zayıf
SAE'yi on kereden fazla okumuş biri olarak müdahil olmam lazım. Huzur'u da okudum ama Huzru'u yazan yalnız aradığı aşkı bulamamış bira buruk kırık Ahmet Hamdi Tanpınar'ken, SAE yazan ise uzaydan gelmiştir. Aynı kişi olamazlar.
Halit Ayarcı saatçi değil.
Hatta aslında Hayri İrdal da ustasına göre iyi biri olmasına rağmen bu konuda yetenekli değil. O bile saatçi değil aslında.
SAE bir modernleşme eleştirisi olarak kabul edilir. Hem de hemen. Anında. Herkes bir anda bu temeli şiar edinir. Pek değil aslında. Ya da ilk sıradaki bir tahlil değil.
Ki bence moderne eleştirisine bağlamak kolaycılıktır. Osmanlı'nın bu kitaptaki meselesi modernleşmek değildir. Ölümün yok olmanın sancısıdır. Dertsiz ölmek tık diye. Acısız. Ama olmamış işte.
Kitapta çok geçmez Hayri İrdal 1. dünya savaşında savaşmıştır. sonra yeniden şehre geliyor.
Ki Osmanlının bitişinden neşesiz der vapurların ötüşü bile. Onun bahsettiği "özgürlük" (tanzimat da bir tanesi) gelmesinin toplum üzerindeki oturmamışlığıdır. Milli mücadeleden ise bahsetmez pek.
Saat insanın kalbinde kolunda (ikisi de kanla itisaklı) nasıl çalıştığını ve değerni bilmediği İLK ALETTİR. Ondan önce şapka, ayakkabı, elibse nasıl olduğunu yapıldığını bilir az çok. Ama saat onun dışındaki bir meseledir. Her gün kullandığınız arabanızın ateşleme sistemini bilmemeniz gibi.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü bir ponzidir. Saatleri ayarlamıyor, yanlışsa ceza veriyor. Cezalar vidolu şekilde artıyor (o da karısının parayla oynadığı tavla partilerinden) Örnek Eminönündeki bir saat eğer 4 dakika Sirkeci'dekinden geri ise ama Unkapanın'dakinden 2 dakika ileride ise vidolu ceza ödüyor. Cezayı ödeyenler oldukça mutlu. Özel totomobil göndertiyorlar. Bu saçma mesele ile ceza kesme durumunun Enstitü'ye gelen POLİTİKACILARA para ulaştırma meselesi olduğu da az çok ortada. Çoookkk ince geçer mesele Halit Ayarcı'nın onlarla ilişkisi. Hayri irdal ve enstitü çalışanları akrabalardan seçilir bu sebeple. Gazeteler o akdar övgü içindeyken bir anda düşman olurlar.
Şimdi yazsa Ahmet Hamdi Saatler yerine bitcoin hash fonksiyonarzincirlerini ayarlama meselesine getirirdi.
Doğuda zaman da dakiklik gerektirir. Sabır ise muvakkit Nuri efendinin saate gösterilen müsamahada acele tamir edilmemesi üzerine geçiyor. Doğuda bunun dışında bir sabır telkini yok. Dakiklik semtlere göre namaz saatleri için de gerekli. Bu konudaki tahliliniz kitaba uymuyor.
Hayri İrdal kendini pısırık gösterse bile ilk eşi öldükten sonra çocuklarına (Dr olacak büyük oğlu Ahmet soyadını değiştirmiştir) yaptıkları veeeeeeeee Türlü işler bankasında çalışırken müdrünün karısına aşık olmuş ve sonra onla işi pişirmiş bir oprtunisttir. Bunu kaçırmışsınız beyler. Pısırığım ben derken azıcık hepinizi yiyor.
Halit Ayarcı'nın ilişkileri sayesinde eski doktoru Ramiz Bey'e dahi enstitüden maaş bağlayan iş takiçisi formundadır. Kısaca Halit ayarcı belediye başkanı, ya da devlet adamıylen yanında pis işleri yapan bunu da bu enstitütü ile halleden Hayridir.
Ayrıca posta idaresinde çalışmış işsiz kaldıktan sonra Türlü işler bankasına girmiştir. Halit Ayarcı ile tanışması çok daha sonra.
Ben SAE'den etkilenip TUHAFİYEDEKİ HAFİYE diye bir roman yazdım. Bayağı da sattı.
Ayrıca osmanlı'da geçen Ustura ve Camtaşı diye iki romanım daha var. 3. cildi yazıyorum. gerçekten SAE konuşmak istiyorsanız ayrı bir seans yapalım sizle. Yayınlanması şart değil.
Tanpınar ne sağcdı ne de solcudur. Onun derdi parasızlıktır. Ben bu kadar parasızlıktan mustarip biri görmedim. Sağlığı da öyle. Şair olmak istemiş jimse onu dinlememiş. Mektupları yayınlandı. Beşir Ayvazoğlu ile konuşıyoruz bana kendindeki REMZİ'DEN çıkmış ilk baskı SAE'yi gösterdi. 1972'de satın alınmıç. Bak o zamana kadar ikinci baskı yapmamış Kimsenin okuduğu yok. Ne kadar fena aslında.
Tanpınar'ı devrim karşıtı yapmanız da çok cesurca değil mi. Çoğu Alevi Dersim'in bombalanmasında onay verdiği için vekil olarak Tanpınar'a kin besler. kemalist devrimleri sorgulamaz Tanpınar. Nerden çıktı devrim karşılığı?
İlker her zaman olduğu gibi yine saçmalamış (biliyor önceden neden böyle dediğimi) Ahmet Hamdi antikemalist filan değil yahu ne yaptınız. Örneklerle açıklar mısınız mesele nerden çıktı bu tahlil. Aman allahım. Çok fena.
Beyler siz modernleşmeyle batılılaşmayı karıştıryor olmayasınız? Türk Batılılaşması, çok garip ve çok özeldir. Japon batılaşmasına ve hatta Alman batılılaşmasına benzemez. Kendine özgüdür. Sancılıdır. Modernleşme ve batılılaşma arasında fark vardır. Modernleşmeyi batıdan beklerseniz (kaynak) ayak uydurmanız zor olur. Türk batılılaşması bazen modernleşmesinin önüne geçtiği için sancısı kıvrım kıvrım tutumuştur.
Sözleşmeden (kontrat) üzerinden başlamıştınız çok iyi gidiyordu. Neden sonra bıraktınız bilinmez. neyse devam edelim.
Kontrat olursa cemaate gerek yok. O yüzden cemaatin içine girip onun kontratını olduğu kadarı ile imzalıyorlar. Dışarıda kalamazlar çocuklarını onların dersanelerine gönderiyorlarki hakim öğretmen asker olsunlar. Sonra da cemaat onları kullanır.
Son tavsiye: 3 kişi ile cemaat olmaz. Biriniz mesih filan olru trinity kurarsanız ne güzel olur tartışmalar heheh.
Kızmak yok madem eleştiriye açıksınız (kritik tam çevirisi değil kritisizm ayrımak kökünden gelir) SAE 'yi bilen biri ile yeniden yapın. Çok faydalı olur.
parçalama meselesinde İlker'den önce Dücane ve sonra Sinan canan. Çok iyi olabilir. Süper olur. Nefesiniz yeterse tabii. Sonra da Zizek gelsin bakalım.
Bu önerileri sizi sevdiğimi görüm ve İLTİFAT olarak kabul ediniz lütfen. İlker hafif kaçar diye dedim. ROK ve arkasından gelenler çıktıktan sonra FluTV'yi seyretmeyi yok denecek kadar azalttım. Ekonomi bölümleri çok iyi. Nevzat Kaya da dinlenmeli. Onun dışında Flu Tv bir haber kanalı ve maddi zorunlulukları olan bir içerik kanalı. Umarım hep ayakta kalır umarım sizi destekler.
Ancak bana hitap etmiyor artık. ne edelim Türkçe içeriği başka yerde tüketelim.
Kitap derken bir İhsan Oktay Anar yapmalısınız. Puslu Kıtalar Atlası mesela...
Kolay gelsin.
Yani pek cumhuriyetçi filan değildir, imparatorluk söylemi… var…. imtidad
kurmaca
.
siz kimsiniz, ne mezunuz ,işiniz ne, eleştiri hrkes yaparda ,sizin birikimminiz ne , kendinizi bir tanıtsanız sonra parçalasanız