TÜRKLÜK VE OSMANLILIK FARKI

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 17 гру 2024
  • İstanbul’un fethi Osmanlı gücünün sınırlarını tespit etti. Yani zaten İstanbul’u almak Osmanlıların rüyasıydı, onun için Yıldırım Bayezid İstanbul’da Güzelce Hisarı yaptırdı. Bugün Anadolu Hisarı diye anılan yer önce Güzelce Hisarı diye anılıyordu, bunun gayesi İstanbul’un fethine dönük bir şeydi. İşte arkasından biliyorsunuz Timur’un galibiyetiyle beraber bir fetret devri geliyor. Fetret devri tabi Osmanlı mantığına göre fetret devri. Ama Yıldırım’ın torununun oğlu Fatih Sultan Mehmet veyahut İkinci Mehmet birincisi Çelebi Mehmet-; Nurettin Topçu’nun benzetmesiyle yeni bir Muaviye doğdu. Yani İkinci Mehmet, nasıl Emevi saltanatının kurumsallaşmasında Muaviye merkez rolü oynadıysa Osmanlı saltanatının esas karakterini kazanmasında da, -kazanmasında değil, kökleştirmesinde İkinci Mehmet rol oynadı ve biliyorsunuz bir imparatorluk mantığıyla hareket edildi; yani bir İslâm devleti olmaktan ziyade bir uzlaşma teşkilatı oldu. Yani Fatih’ten sonra Patrikhane devlet işlerinde ikinci derecede önemli yer haline geldi. Ermeniler Fatih’in eliyle bir Patriklik kazandılar, zaten Yahudilerle daha Osman zamanında anlaşmışlardı. Yani hahambaşılığı tesis ederek Osmanlılar daha en başında Yahudilerle anlaştılar. Önce Yahudileri kendi ortakları haline getirdiler, sonra Rumları; tabi ta bu toprakların İslâmlaşması döneminden itibaren bir Ermeni işbirliği var. Yani Ermeniler Bizans’a karşı Türklerle beraber hareket ediyorlar. Her ne hal ise, şimdi böyle bir alan doğdu. Yani burada Türklük ve Osmanlılık farkını iyi anlamamız lazım. İşin Kur’an’ın nazil olmasına vesile olan kısmı Türkleri ilgilendiriyor. Kur’an-ı Kerim’in cephe aldığı taraf da Osmanlı saltanatı haline geliyor. Bu sebeple 1571 yılına kadar bir Türk düzeni söz konusu bu topraklarda. Osmanlı düzeni de var, Türk düzeni de var. Şimdi Osmanlı düzeni devlet-reaya ayrımına müstenit. Bir sunuf-u devlet var: Seyfiye, kalemiye, ilmiye; bir de reaya var. Fakat Osmanlı teşkilatı reayanın gayr-i müslim unsurlarının desteğiyle yürüyor. Reaya içinde, onların devlet olarak reaya, hâlâ reaya saydıkları fakat kendilerine beraya dedirten bir zümre var, yani Müslümanlar. Müslümanlar devlete haraç vermiyorlar. O yüzden bir Osmanlı düzeni var, bir de Türk düzeni var. Devlete haraç vermeyenlerin tanzimat alanı, berayanın gücünün olduğu şey…
    Bugün gene insanlar ahmak yerine konularak, insanlar tabi bu ahmak yerine konmayı defalarca hak ediyorlar, o ayrı hikâye… İstiklâl Marşı Derneği’nin bünyesi içinde defalarca böyle şeyleri söyledim ama kime ne? “Hâkimiyet bilâ kayd-ü şart milletindir”, bu ne demek? Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yazıyor bu: “Hâkimiyet bilâ kayd-ü şart milletindir.” Ne demek bu: Elimizde sadece beraya kaldı. Millet-i hâkime deriz ona biz, “Hâkimiyet bilâ kayd-ü şart milletindir.” Diğerleri? Tamam, onlar da yaşayabilir, fakat bariz bir şey, bunu hiç kimse inkâr edemiyor, Lozan gayr-i müslimlerin haklarını güvenlik altına aldı, gayr-i müslim hakları Lozan’la teminata kavuştu. Yani Türklerin bir devlet teşkil etmelerine itiraz edilemiyor; ama bunları da ben koruyacağım diyor birileri. Bunu anlamamak için öbür tarafta olmak lazım, yani Türklerin karşı tarafında olmak lazım.
    İstiklal Marşı Derneği Dördüncü Olağan Genel Kurulunda Fahri Genel Başkan Şair İsmet Özel'in yaptığı konuşmadan alınmıştır.
    Devamı için: • İsmet Özel'in İstiklal...
    -------------------------------------
    İsmet Özel'in "Türklük Nedir? Türk Kime Denir? Neden Türklük?" sorularına verdiği cevaplardan derlenmiş 46 farklı kısa videoyu bulabileceğiniz bir oynatma listesi.
    • TÜRKLÜK

КОМЕНТАРІ •