Neden depresyona girmek istiyorsun ki bende o kadar vaktim var ki boş kalmaktan yatmaktan depresyon denecek kadar olmasa da çok mutsuzum ve artık depresyona doğru gidiyorum ne yazık ki Bazen insanoğlu elinde olmayan şeyler ona daha çekici gelir o duruma düşünce aslında değerini anlıyorsun malesef ki
@@Hayalperest_Genc Günde 10 saat çalış, yemek yap, evi temizle, ona buna zaman ayırmaya çalış.. Bir ton olumsuz olay olsun ama senin şöyle oturup yarım saat kendini dinlemeye vaktin olmasın. Gerçekten çok kötü bir hayat. İşi bıraksan eve haciz gelir. Mecbur çalışmak zorundasın. Bıraksalar var ya bir ay uyumak dışında bir şey yapmam.
@@mucahiddogan750 gelecek planım yok hobim yok köyde yaşiyorum baba askari maaşta çalişiyor üvey bide öz babam yok okusam bile ekonomik olarak sıkıntı yaşarim kesin ki okuyacak zeka da yok zaten uzun süredir et yemiyorum mk hiçliğin içindeyim bildiğin bı internet var evde bir de gölde sülük tutarak aldiğim bisiklet ve telefonum var ben hiçlikten nasıl vaar olayim birader gidip garson olarak çalişarak türkiye gibi bir yerde kendimi hayata nasıl kazandirayim bütün günüm şarki dinleyerek oyun oynayarak geçiyor annem babamlarda bıktı artık benden işe girmemi istiyorlar insanlarla iletişim problemim var kız görünce utanıyorum 31 çekmekten kendime öz saygım kalmadı işe gitmediğim halde kendi kafamda öz babama kin güdüyorum hayal kuruyorum hayal kurmaktan akşamlari yorgun giriyorum yatağa cahilim bir de bı sikimde yeteneğim yok yaş oldu 20 meslek yok bı beceri yok tek becerim MOBA oynamak loldür vs bedenim de güçsüz bir işi yaparken adeta götüm çıkıyor anasını satiyim ne bileyim buraya yazayım istedim her günüm sikimsonik düşlerle düşüncelerle geçiyor kendimi sevemiyorum hiç pozitif vatana millete hayırlı bir ozelligim yok cümle bile kuramiyorum baksanıza her şey birbirine karışık yazmışım okurken eror vereceksiniz ben de böyle boş bir insanım işte kendimi yok etmeye cesaretim bile yok usta ucubeyim tıp de yok bişi de yok bitkim yaşantimdan da Allah affetsin çok isyan ediyorum ettikçe de batiyorum ama ne yapayım elimden sadece isyan etmek geliyor.
Cemrenin samimiyetine ve dürüstlüğüne bayılıyorum gereksiz acı problemi gerçekten inanılmaz bir şey Cemrenin de dediği gibi olay çocuk ve hayvanlar olunca çekilen o acıya cevap bulamıyorum müslümanken de cevap bulamıyordum hala bulamıyorum
Bütün iyilik isteyen ve iyilik yapan insanları (cemre abi dahil) aynı yere toplasak orada bile kötülük olacaktır. Bence yaratılış gereği kötülük olması gereken birşeydir
gereksiz acı problemi için aklıma gelen en mantıklı cevap; Bence Allah bize net bir mesaj veriyor. Küçücük masum çocuklar için bile kurallar, yasalar değiştirilmeyecek kadar çok katıysa, bizim için asla değiştirilmez. Gençliğimi yaşarım, yaşlanınca tövbe ederim Allah affeder cennete girerim diyosan, acı çeken çocuklara bak ibret al. Bu işin şakası yok. Kendini bi anda cehennemin kapısında bulursun.
Çok saçma be kardeşim işin ciddiyetini anlamamız için illa çocukların acı çekmesi gerekmiyor öyle ibret'e lanet olsun bu söylediğin nedenden dolayı olsa bile bu cevap beni tatmin etmiyor küçücük bir çocuğun acı çekmesinden daha ağır bir şey bilmiyorum çok daha hafif şeylerle ibret alınabilir
@@CanerYasayan ibret alalım diye yapılmıyo zaten. Kurallar kimse icin esnetilmiyo diyom. Trafik kazasında ölen çocuk olunca zamanı geri alınıp kaza mı önlenmeli yani?
Gereksiz acı problemine düşünebildiğim tek cevap, Kuran'da geçen, Hz. Musa'nın yanındaki zatın bir ailenin çocuğunu öldürmesi ve Hz. Musa kızınca da, o çocuğun ilerde kötü birisi olup annesiyle babasına zarar verecek olduğunu söylemesi. Belki de o öldürülen, tecavüz edilen çocuklar ilerde Firavun gibi kötü olacaklardı? Belki Allah onlara yapılan bu işkence yüzünden kaderlerini değiştirip onları cennet nimetlerine boğacak? Bilemiyorum, benim aklıma gelen bu.
@@Cussmem07aslında soykırım gerçekleştirme ihtimali olan çoğu olası lider çocukken ölmüş olabilir ve sadece biz bunu bilmiyor olabilir miyiz? Yani biz insanlar olarak bir şeye neye göre gereksiz acı diyebiliriz ki o zaman? Bence gereksiz acı argümanı baştan eksik ve yanlış bir bakış açısından bakıyor olaylara
İmtihana dahil olanlar, yakın cevaplar üzere gayba iman eder veya inkâr eder. Aslında verdiğin örnek çok yerinde bir örnek. Çünkü bahsi geçen kıssada öylesine şeyler yaşanıyor ki, peygamber olan Mûsa bile itiraz ediyor. Burada şahit olunan şey sistematik yönetim mekanizmasıdır. Allah tarafından yetki verilen kişi veya kişiler, sistemin devamlılığı için müdahalelerde bulunma görevi üstleniyor. Öyle ki, Allah Zülkarneyn'e azap etme ve merhamet etme gibi yetkileri bile veriyor. Bu olayların ahiret yönüne bakan kısmıyla ilgili Allah nasıl bir tasarrufa sahip olur orasını bilemiyoruz. Kur-an'da her şeyin bir cevabı vardır. Düşünme şeklinin bile örnekleri vardır.
1- Hadi diyelim eski zamanlarda peygamberler ermiş kişiler vardı bir çocuğun geleceğini Allah onlara bildiriyordu ve çocuğu öldürüyorlardı cehenneme gitmesin ve dünyada kötülük yapmasın diye bu devirde bir çocuğun büyüyünce nasıl biri olacağını kim nerden bilecek ? Ama çocuklar hala acı çekmeye devam ediyor bunun sebebi nedir ? 2- Bir çocuğun ileride kötü biri olacağını %100 olarak bilsek bile (öbür dünyanın var olduğunu baz alarak söylüyorum öbür dünya yoksa öldürmek gerekir mi tartışılır çünkü öldürme sebebi cennete gitmesini sağlamak cehenneme gitmesini önlemek) o çocuğu acısız öldürmek yerine işkence etmek ya da tecavüz etmek mi gerekir ? Bu kişi sonuçta çocuk peygamberlerin olduğu zamanlarda bile inanılmaz acılar çeken bir sürü çocuk olmuştur illa ki bu çocuklar acısız ölmek yerine neden bu acıları çektiler ? Bir çocuk ileride kötü biri olacakken masum bir çocuk olmasına rağmen acı mı çekmeli ?
Gereksiz acı tanrının varlığı aleyhine bir argüman değil bence. Bu dünya zıtlıklar dünyası acıyı burda sonsuz hayata kıyasla çok kısa bir süreliğine deneyimliyoruz sadece. Burda acı çekmek olmasaydı ahirette acı çekeceğimizi kavrayamazdık Allah da bizi acıyla tehdit edemezdi. Ayrıca masumların acı çekmediği bir dünya olsaydı imtihan ortamı ortadan kalkardı sadece günahkarlar acı çekiyor düşünsenize o zaman herkes bunu tanrıya bağlardı.
tabi ki de kötülük mantıksal olarak gereklidir. kötülüğün olmadığı bir durumda özgür irade olmazdı. ve de her şey iyi olsaydı Allah’ın varlığı net olurdu ve inanç olmazdı.
Merhaba arkadaşım ; Senin sorularına dünya ,kainat ve Allah ı anlamanı sağalacak kitap önermek geçti içimden. Muhiddin arabanin fususul hikem okumanı isterim. Her okuduğunda başka bakış açıların açılacak idrak ettikçe idrakin çoğalacak ve sonra ahlak teorisinin karşısına oturup bu muymuş diyeceksin.
15:08 bu soruya bir cevap bulamamamız, imtihanı açıklayan şey. Masumlara acı çektirmedende imtihan edebilirdi, öyleyse neden ? Aslında bu imtihanı gerçekci kılan şey bence.
Fazlasıyla “Bence”li bi cevap olmuş. Tutmak istedikten sonra ufacık yerdende tutulur. Hayvanlarda imtihan içerisinde mi ? Neden daha ayaktaki hayvanın yarısını yiyorlar ?
@@MultiTheft Senin imtihanının içerisine giriyorlar kendi imtihanları yok. Ayrıca bu şekilde işlerin anlaşılmaz olması imtihanı gerçek kılıyor. Kötülük problemi denilen şey zaten acaba teslim olacak mısın bunu görmek için bu şekilde tasarlanmış. ( Cevap herkesi tatmin edebilecek bir cevap olmayabilir, böyle bi iddiam yok zaten)
@@Hax.9q “Acımasız olup olmadığımı sorgulayacak mısın ?” diye bana saygı duyan seni şüpheye düşürmek için hayvanı canlı canlı delik deşik edersem “bu saygı duyduğum bir kişidir illa bildiği bir şey vardır diyerek terör estirmeme sağa sola tacizde bulunmama göz yumarsın öyleyse. İşte böyle durumlar yüzünden huşuculuk dünya üzerinde sömürülmenin temelidir.
@@MultiTheftYanlış varsayımlar üzerinden gidiyorsun. İlk olarak sana saygı duyduğumu kim söyledi? Veya Tanrının sana saygı duyduğunu kim söyledi? Bir de sana saygı duyduğum için senin yaptıklarının bir anlamı olabileceği gibi bir düşünceye niye varayım? Huşucudan kast ettiğin tasavvufcular sorunu yanıtlasın, daha benim söylediklerimi anlayamayan birine ne anlatayım.
Bize anlatmadığın veya anlatamadığın veya zaten kendinin de hatırlamadığımdam veya sıraya koyamadığın bilmediğin için anlatamayacağın birşeyler var sende.Bunca yıl bunu danıştıkların ve sen çözemediysen milleti meşgul etmekle iyi hissediyorsan bu da bir tarif olabilir.Bazen boşver deyip vazgeçiyorum ben bazen de arayıp bulamayınca delmeye çalışıp delemiyorum.Ya vazgeç ya del ve dışarı çık.Dostane yorumum bu.
@@ozgedalklc127Durumunu Rabbine arz et. Yüzyüze konuşuyor gibi durumundan, beklentilerinden, isteklerinden bahset. Ardından cevabını beklemeye başla. O sana yollar sunacaktır. Fakat sakın seni bu durumdan kurtardıktan sonra O'na nankörlük etme. Şükret ki daha da arttırsın. O'na olan inancın ve güvenin tam olsun.
Dünyada ortaya çıkmamış ya da çıkmayacak (en az 1 gözlemci tarafından müşahade edilmemiş ya da edilmeyecek) tek bir vakıa yoktur, iyi ya da kötü. İyi olanları gördüğümüzde gereksiz zevk demiyoruz ama kötü olanları gördüğümüzde gereksiz acı diyoruz. Bu, iyiliğin bir gerekçeye dayanmaması gerektiğine dair taşıdığımız içsel bilgi ile kötü bir davranışınya da olayın mutlaka bir nedeni olması gerektiğine dair vardığımız mantık yürütmesinden geliyor, bu nedenle sebeplerini bilmediğimiz acılara olan şahitliğimizde , yaşanan acının gereksiz acı olduğu yanılgısına düşüyoruz. Allah için değişen birşey yok, gereksiz acı ya da gereksiz zevk olarak bakılan olay yaşandığında bu olay Allah'ın başına gelmiyor tabiri caizse. Bu olay gözlemcilerin yani bizlerin başına geliyor. Hiçbir şey gereksiz yere olmadığına göre-ki gerçekten de gereksiz yere olan bir şey görmedim şimdiye kadar-gereksiz acı da gereksiz yere olmuyor. Bir tiyatro oyuncusunu sergilediği drama sahnesinde izlerken bazı tiyatro izleyicileri onunla birlikte ağlar, kimisi onu düştüğü durum yüzünden eleştirir, kimisi ise ne ağlayanlara ne de eleştirenlere bir anlam veremez çünkü sergilenen şeyin bir tiyatro oyunu olduğuna dair bilgileri ağlamalarına da karakteri eleştirmelerine de engel olur. Onlar bir oyun izlemeye geldiklerinin farkındadırlar ve tiyatro eserini yazan kişinin bu drama sahnesiyle neye değindiğini anlarlar, bu sahne eserin en vurucu sahnesidir, mesaj genelde bu sahnededir. Mesaj genelde kıssadadır. İnsan hayatı kıssalardan ibarettir. Hayat boşluk kabul etmez, trajedilere bakın hepsi aynı şekilde gelişir. Yasa gibidir, hiç şaşmaz. Yasa gibidir. Bir iyilik gördüğümde sevindim, bir kötülük gördüğümde üzüldüm. Bir iyilik gördüğümde anladım, bir kötülük gördüğümde anladım. Anladım zıtlıklar hep benim için. Benim için bu perde, bu perde bizim için. İman edenler hala anlamadılar mı ki
Totem yapmaktan farksız bu dediğin. İnsan zaten her türlü güzelleme bahaneyi üretir inandıktan sonra.. Burada problem dinlerin varlığını sorgulamak. Öyle bir şuursuzluk ki tanrının farklı dinden olduğu için suçsuz insanların ölümüne sebebiyet verecek şekilde dinlerinin bozulup yenisini göndererek insanları ayrıştırıp bozgunculuk yaptırttığı iddia edilirken şefkat ve merhametli bir tanrıdan bahsediliyor. Her şeye bir bahane her şeyi eğip bükme bitmiyor. İnsanoğlunun birbirleriyle ayrı düşüp kavga etmesi için dinlere ırklara gerek yoktu Habil’le Kabil olayı bir örnek Ademin daha demin tanıştığı tanrısıyla huzurunda tanrısının gözbebeği asırlardır tanıştığı şeytanla kavgalarına sebeb ve şait olup biraz sonra şeytana ayıp olmasın diye elmadan bir ısırık almasınıda aynı dinler iddia ediyor . Hep bir çelişki hepte bir bahane var.
Bir kötülük gördüğünüzde ne hissettiğiniz, ne düşündüğünüz, ne yaptığınız, ne yapmadığınız, neye dönüştüğünüz sizi sizin açınızdan görünür kılar, Allah zaten sizin kalplerinizin içinde olanı bilmektedir, mesele sen bilebildin mi? Aynı şey bir iyilik gördüğünüzde de geçerlidir. Bir de insan çok şey bildiğini zanneder, bir "kötülük" gördüğünde, tırnak içinde söylüyorum kötülüğü, onun önünü ve ardını, sonrasını ve ötesini bilmez, bilmediği için de ve bilmediğini bilmediği için de bir çıkarımda bulunur. Oyun da burada başlar. Evet kötü kötüdür de hiçbir şey gereksiz yere, hasbelkader olmamıştır, Allah'ın koyduğu yasalar var, Allah sözünden dönmez, birçok kötülük dediğimiz şey bir oluştur, iyilik gibi. Başınıza gelen "kötü" şeylere üzülmeyin, başınıza gelen "iyi" şeylere sevinmeyin. Herşey bittiğinde iyi ve kötü dediğiniz şeylerin başınıza gelen olaylar silsilesinden başka birşey olmadığını asıl meselenin bunlar olurken sizin hangi çıkarımlarda bulunup neler yaptığınız ya da yapmadığınızla ilgili olduğunu, bunların sizi hangi tercihlerde bulunmaya ittiğiyle ilgili olduğunu anlayacaksınız. Yaşamın bize iyi davranmak gibi bir görevi yok, yaşamın bize kötü davranmak gibi de bir görevi yok, asıl mesele bize verilen sürede ne yaptığımız. Kabil ona verilen sürede kardeşini öldürdü, Habil ona verilen sürede kardeşi tarafından öldürüldü, sen sana verilen sürede bundan haberdar oldun, şimdi gelelim senin asıl meselene, sen ne yapıyorsun? Acı, ölüm, mutluluk, zevk bunların hepsi duyularımızın anlık deneyimleri, ortada çok daha büyük bir deneyim var, o da herkesin tek tek yaşamları, biri acı çekerken senin şahit olman boşa değil yani. Yasa var, biz de şahitleriz. İnandım, iman ettim bütün işler Allah'a aittir. Sen burdasın burda bir hayatı yaşıyorsun, başkası başka yerde başka bir hayatı deneyimliyor bir de hepimizin ortak deneyimleri var, niye ? Allah için değişen hiçbir şey yok, imtihanda olan biziz, onun koyduğu yasalar her daim işler, biz de onu deneyimleriz.
Sizin derdiniz tanrınım meden anlamsız kötülüye izin verdiğine cevap bulmamak. Bizim gibi non teisti düşünün şimdi. Anlamsız acı, kötülük var ve sebebi belli değil. İnsan deli oluyor
Allah yasalarını koymuş, olanlar da o yasalar çerçevesinde oluyor. Özgür irade vermiş olay bitmiş, eğer bu dünyada sadece kötüler acı çekseydi özgür iradesiyle hareket edebilecek kim kalırdı? iyiliği, özgür iradeniz dışında seçmeye yönlendirilmiş olacaktınız. Acı çekerim korkusuyla iyiliği seçmiş olunca Allah sizi niye mükafatlandırsın? Hangi öğretmen sınavdaki öğrencisine kopya verip sonra da aferin konuyu anlamışsın deyip sınavdan geçirir ki? özgür irademiz imtihanda olduğumuz için var. Biz süre verilenlerdeniz, ölüm özgür iradenin sonlandığı bir deneyim sadece. Aslımıza rücu ettiğimizde özgür irademizle ne yapmış olduğumuza göre bize bir ödül ya da ceza verilecek, çünkü zaten o ödül ya da ceza için yaşadık, nefes alıp verdik, gördük, duyduk, deneyimledik. Ödül sadece huri değil, ceza da sadece ateşten ibaret değil. Allah anlayalım diye bize deneyim dünyasından örnekler sunuyor. İnsan Allah tarafından bir imtihana sokuldu, çünkü o bilinç sahibi oldu ve imtihanı kaçınılmaz oldu, Allah sözünden dönmez. Sonsuz mükafatın ve sonsuz azabın içinde olan ruhlarımız olacak yine.
Sabahtan beri yorumları okuyorum herkes yanlış cevap veriyor. Asıl soru tam özgür irade verilip verilmemesi değil. Tecavüz edilen özgür ve bilinçli çocukların niye acı çektiği senin niye o olayları yaşayamaman buradaki asıl soru bu. Sen onlardan farklı mısın? sen neden yaşamadın? Çocukların acı çekmesi gerekli miydi? Tecavüzü yapanlar için sıkıntı yok cehhennem'de 1000x acı çekecekler fakat çocukların acıları? Direkt cennete gitseler bile örneğin bende cennete gideceğim ne farkı kalacak?
@@jesterstoy4274 anladım şey gibi, kimisi yatağında yatarken ölüyor kimisi ülkesini savunurken, kimisi iş kazasında ölüyor kimisi enkaz altında acı çekerek saniye saniye, kimisi yanarak ölüyor kimisi boğularak, kimisi katlediliyor kimisi kendini öldürüyor. Yani kişinin ölürken ölme şeklinden yola çıkarak, ölme anında çekilen acının gerekli ya da gereksiz acı olduğu yargısına varıyorsunuz. Belki de ölüm şekillerimiz farklı olsa da ölüm deneyimimiz aynıdır. Ruh bedenden ayrılırken ölüm şeklimiz geride kalan insanlar için bir anlam ifade edebilir, ibret vb anlamında ya da acılı, acısız ölüm gibi ama ölürken bütün nefisler hemen hemen aynı ölüm deneyimini tadıyor bence. Ölüm ve doğumu yanyana koyup bakarsak aslında doğarken de aynı eşit şartlarda doğmuyoruz ama nedense nasıl öldüğümüze göre çektiğimiz acının gereksiz ya da gerekli olduğunu düşünebiliyoruz. Acaba bu şekilde ölen biri dirilse ve ona ölürken çektiğin acının gereksiz acı olduğunu düşünüyoruz sen bu konuda ne düşünüyorsun diye sorsak bize ne derdi? Ya da Allah'ım bu şekilde ölenler gereksiz acı çekerek mi öldü diye sorabilir miyiz? Bilmiyorum sorarken bile kulağıma tuhaf geliyor, acaba ölüme bakış açımız ve yüklediğimiz anlamlar nedeniyle mi kimisine gereksiz acı argümanı kuvvetli bir argüman olarak gelirken kimisine zayıf bir argüman hatta baştan hatalı gibi geliyor bunu bilmiyorum. Ama umarım düşünmeye devam edersiniz çünkü sizin için sağlam bir soruysa cevabı da sağlam olacaktır. Bu arada beni kötü hissettirmeden kendinizi anlatabilme nezaketini gösterdiğiniz için teşekkür ederim.
Bende çok mutsuzum cemre bu hayatın yaşattığı iniş çıkışları kaldıramıyorum …
Geçmeyecek ulan geçmeyecek biz geçip gidicez. Bi şeylerin değişeceğine inanmakla geçiyor hayat ama her seferinde daha da kötüye daha da dibe gidiyoruz
Depresyona giremiyorum bile. O kadar iş var ki tek isteğim hiçbir şey yapmadan yatmak.
Neden depresyona girmek istiyorsun ki bende o kadar vaktim var ki boş kalmaktan yatmaktan depresyon denecek kadar olmasa da çok mutsuzum ve artık depresyona doğru gidiyorum ne yazık ki
Bazen insanoğlu elinde olmayan şeyler ona daha çekici gelir o duruma düşünce aslında değerini anlıyorsun malesef ki
@@Hayalperest_Genc Günde 10 saat çalış, yemek yap, evi temizle, ona buna zaman ayırmaya çalış.. Bir ton olumsuz olay olsun ama senin şöyle oturup yarım saat kendini dinlemeye vaktin olmasın. Gerçekten çok kötü bir hayat. İşi bıraksan eve haciz gelir. Mecbur çalışmak zorundasın. Bıraksalar var ya bir ay uyumak dışında bir şey yapmam.
@@zeynep6275 keşke bir aylığına hayatlarımızı değişebilsek işte o zaman belki daha iyi empati kurabiliriz
İmtihan bana çok saçma geliyor
Mutsuzum cemre abim gibi.
Ben 5 senedir mutsuzum şizofren oldum artık
@@mucahiddogan750 gelecek planım yok hobim yok köyde yaşiyorum baba askari maaşta çalişiyor üvey bide öz babam yok okusam bile ekonomik olarak sıkıntı yaşarim kesin ki okuyacak zeka da yok zaten uzun süredir et yemiyorum mk hiçliğin içindeyim bildiğin bı internet var evde bir de gölde sülük tutarak aldiğim bisiklet ve telefonum var ben hiçlikten nasıl vaar olayim birader gidip garson olarak çalişarak türkiye gibi bir yerde kendimi hayata nasıl kazandirayim bütün günüm şarki dinleyerek oyun oynayarak geçiyor annem babamlarda bıktı artık benden işe girmemi istiyorlar insanlarla iletişim problemim var kız görünce utanıyorum 31 çekmekten kendime öz saygım kalmadı işe gitmediğim halde kendi kafamda öz babama kin güdüyorum hayal kuruyorum hayal kurmaktan akşamlari yorgun giriyorum yatağa cahilim bir de bı sikimde yeteneğim yok yaş oldu 20 meslek yok bı beceri yok tek becerim MOBA oynamak loldür vs bedenim de güçsüz bir işi yaparken adeta götüm çıkıyor anasını satiyim ne bileyim buraya yazayım istedim her günüm sikimsonik düşlerle düşüncelerle geçiyor kendimi sevemiyorum hiç pozitif vatana millete hayırlı bir ozelligim yok cümle bile kuramiyorum baksanıza her şey birbirine karışık yazmışım okurken eror vereceksiniz ben de böyle boş bir insanım işte kendimi yok etmeye cesaretim bile yok usta ucubeyim tıp de yok bişi de yok bitkim yaşantimdan da Allah affetsin çok isyan ediyorum ettikçe de batiyorum ama ne yapayım elimden sadece isyan etmek geliyor.
Olma
@@ardacevik1309yıllardır bu telkini bekliyorduk. Teşekkür ederiz. Tanrı seni korusun ve yüceltsin
Cemrenin samimiyetine ve dürüstlüğüne bayılıyorum gereksiz acı problemi gerçekten inanılmaz bir şey Cemrenin de dediği gibi olay çocuk ve hayvanlar olunca çekilen o acıya cevap bulamıyorum müslümanken de cevap bulamıyordum hala bulamıyorum
Bütün iyilik isteyen ve iyilik yapan insanları (cemre abi dahil) aynı yere toplasak orada bile kötülük olacaktır. Bence yaratılış gereği kötülük olması gereken birşeydir
Cemre ben makinistim yolda giderken seni açıyorum dinliyorum muhabbetin Çok sarıyor on numara eşlik ediyorsun ağzına sağlık dostum
Hayat a dan z ye bi imtihandır
Seni daha iyi görmek ne güzel Cemre
seyhim cok guzel konustu
Evet evet bu hayat gittikce daha cikilmaz oluyor ve tek bir secenek birakiyor
Valla seni daha iyi gördüğüme çok sevindim
Allah'ım nasip et
Yaşamak çare deil ölmek yok olmak degil
İnan ben de bilmiyorum abi meşgul ediyoruz kendimizi başka türlü geçmiyor spor sosyallik vesaire
gereksiz acı problemi için aklıma gelen en mantıklı cevap; Bence Allah bize net bir mesaj veriyor. Küçücük masum çocuklar için bile kurallar, yasalar değiştirilmeyecek kadar çok katıysa, bizim için asla değiştirilmez. Gençliğimi yaşarım, yaşlanınca tövbe ederim Allah affeder cennete girerim diyosan, acı çeken çocuklara bak ibret al. Bu işin şakası yok. Kendini bi anda cehennemin kapısında bulursun.
Bu yorum beni mahvetti
Çok saçma be kardeşim işin ciddiyetini anlamamız için illa çocukların acı çekmesi gerekmiyor öyle ibret'e lanet olsun bu söylediğin nedenden dolayı olsa bile bu cevap beni tatmin etmiyor küçücük bir çocuğun acı çekmesinden daha ağır bir şey bilmiyorum çok daha hafif şeylerle ibret alınabilir
@@CanerYasayan ibret alalım diye yapılmıyo zaten. Kurallar kimse icin esnetilmiyo diyom. Trafik kazasında ölen çocuk olunca zamanı geri alınıp kaza mı önlenmeli yani?
Vallahi çok zor
abi seni izlemeden uyumuyorum
Orneklendirir misin iyilik örneklerini lütfen
Gereksiz acı problemine düşünebildiğim tek cevap, Kuran'da geçen, Hz. Musa'nın yanındaki zatın bir ailenin çocuğunu öldürmesi ve Hz. Musa kızınca da, o çocuğun ilerde kötü birisi olup annesiyle babasına zarar verecek olduğunu söylemesi. Belki de o öldürülen, tecavüz edilen çocuklar ilerde Firavun gibi kötü olacaklardı? Belki Allah onlara yapılan bu işkence yüzünden kaderlerini değiştirip onları cennet nimetlerine boğacak? Bilemiyorum, benim aklıma gelen bu.
Mantıklı değil. Böyle bir durumda dünyada soykırım gerçekleştiren o kadar liderin de çocukken ölmesi gerekirdi.
@@Cussmem07aslında soykırım gerçekleştirme ihtimali olan çoğu olası lider çocukken ölmüş olabilir ve sadece biz bunu bilmiyor olabilir miyiz? Yani biz insanlar olarak bir şeye neye göre gereksiz acı diyebiliriz ki o zaman? Bence gereksiz acı argümanı baştan eksik ve yanlış bir bakış açısından bakıyor olaylara
İmtihana dahil olanlar, yakın cevaplar üzere gayba iman eder veya inkâr eder. Aslında verdiğin örnek çok yerinde bir örnek. Çünkü bahsi geçen kıssada öylesine şeyler yaşanıyor ki, peygamber olan Mûsa bile itiraz ediyor. Burada şahit olunan şey sistematik yönetim mekanizmasıdır. Allah tarafından yetki verilen kişi veya kişiler, sistemin devamlılığı için müdahalelerde bulunma görevi üstleniyor. Öyle ki, Allah Zülkarneyn'e azap etme ve merhamet etme gibi yetkileri bile veriyor. Bu olayların ahiret yönüne bakan kısmıyla ilgili Allah nasıl bir tasarrufa sahip olur orasını bilemiyoruz. Kur-an'da her şeyin bir cevabı vardır. Düşünme şeklinin bile örnekleri vardır.
1- Hadi diyelim eski zamanlarda peygamberler ermiş kişiler vardı bir çocuğun geleceğini Allah onlara bildiriyordu ve çocuğu öldürüyorlardı cehenneme gitmesin ve dünyada kötülük yapmasın diye bu devirde bir çocuğun büyüyünce nasıl biri olacağını kim nerden bilecek ? Ama çocuklar hala acı çekmeye devam ediyor bunun sebebi nedir ?
2- Bir çocuğun ileride kötü biri olacağını %100 olarak bilsek bile (öbür dünyanın var olduğunu baz alarak söylüyorum öbür dünya yoksa öldürmek gerekir mi tartışılır çünkü öldürme sebebi cennete gitmesini sağlamak cehenneme gitmesini önlemek) o çocuğu acısız öldürmek yerine işkence etmek ya da tecavüz etmek mi gerekir ? Bu kişi sonuçta çocuk peygamberlerin olduğu zamanlarda bile inanılmaz acılar çeken bir sürü çocuk olmuştur illa ki bu çocuklar acısız ölmek yerine neden bu acıları çektiler ? Bir çocuk ileride kötü biri olacakken masum bir çocuk olmasına rağmen acı mı çekmeli ?
🐯
Gereksiz acı tanrının varlığı aleyhine bir argüman değil bence. Bu dünya zıtlıklar dünyası acıyı burda sonsuz hayata kıyasla çok kısa bir süreliğine deneyimliyoruz sadece. Burda acı çekmek olmasaydı ahirette acı çekeceğimizi kavrayamazdık Allah da bizi acıyla tehdit edemezdi. Ayrıca masumların acı çekmediği bir dünya olsaydı imtihan ortamı ortadan kalkardı sadece günahkarlar acı çekiyor düşünsenize o zaman herkes bunu tanrıya bağlardı.
*2 izlememe ragmen yavas geliyor
Pompa
Doğrudur şeyhim.
yayın başlığı ne kadar güzel
Üyelik nasıl yapılır?
@@iconmusicveb katıla bas seni yönlendiriyor işte
Ben de mutsuzum 1 gr yaşama sevincim yok
Gidip geleyim dedim hemen kapattı aw
Vallaha ya
Felsefe kanalları hangileriydi?
@@cebrailakn6546 ne dinlemek istediğine göre deisir
@@cebrailakn6546 dakika 6 da söylüyor hocam
@@cebrailakn6546 6:05
tabi ki de kötülük mantıksal olarak gereklidir. kötülüğün olmadığı bir durumda özgür irade olmazdı. ve de her şey iyi olsaydı Allah’ın varlığı net olurdu ve inanç olmazdı.
Merhaba arkadaşım ; Senin sorularına dünya ,kainat ve Allah ı anlamanı sağalacak kitap önermek geçti içimden. Muhiddin arabanin fususul hikem okumanı isterim. Her okuduğunda başka bakış açıların açılacak idrak ettikçe idrakin çoğalacak ve sonra ahlak teorisinin karşısına oturup bu muymuş diyeceksin.
triod bezinize baktırın.ondan bu rahatsızlıklar
nasıl anladınız sayın profesör?
15:08 bu soruya bir cevap bulamamamız, imtihanı açıklayan şey. Masumlara acı çektirmedende imtihan edebilirdi, öyleyse neden ? Aslında bu imtihanı gerçekci kılan şey bence.
Fazlasıyla “Bence”li bi cevap olmuş. Tutmak istedikten sonra ufacık yerdende tutulur. Hayvanlarda imtihan içerisinde mi ? Neden daha ayaktaki hayvanın yarısını yiyorlar ?
@@MultiTheft Senin imtihanının içerisine giriyorlar kendi imtihanları yok. Ayrıca bu şekilde işlerin anlaşılmaz olması imtihanı gerçek kılıyor. Kötülük problemi denilen şey zaten acaba teslim olacak mısın bunu görmek için bu şekilde tasarlanmış. ( Cevap herkesi tatmin edebilecek bir cevap olmayabilir, böyle bi iddiam yok zaten)
@@Hax.9q “Acımasız olup olmadığımı sorgulayacak mısın ?” diye bana saygı duyan seni şüpheye düşürmek için hayvanı canlı canlı delik deşik edersem “bu saygı duyduğum bir kişidir illa bildiği bir şey vardır diyerek terör estirmeme sağa sola tacizde bulunmama göz yumarsın öyleyse. İşte böyle durumlar yüzünden huşuculuk dünya üzerinde sömürülmenin temelidir.
@@MultiTheftYanlış varsayımlar üzerinden gidiyorsun. İlk olarak sana saygı duyduğumu kim söyledi? Veya Tanrının sana saygı duyduğunu kim söyledi? Bir de sana saygı duyduğum için senin yaptıklarının bir anlamı olabileceği gibi bir düşünceye niye varayım? Huşucudan kast ettiğin tasavvufcular sorunu yanıtlasın, daha benim söylediklerimi anlayamayan birine ne anlatayım.
@@MultiTheftGit şeyhlere sor.
Bize anlatmadığın veya anlatamadığın veya zaten kendinin de hatırlamadığımdam veya sıraya koyamadığın bilmediğin için anlatamayacağın birşeyler var sende.Bunca yıl bunu danıştıkların ve sen çözemediysen milleti meşgul etmekle iyi hissediyorsan bu da bir tarif olabilir.Bazen boşver deyip vazgeçiyorum ben bazen de arayıp bulamayınca delmeye çalışıp delemiyorum.Ya vazgeç ya del ve dışarı çık.Dostane yorumum bu.
@@ozgedalklc127Durumunu Rabbine arz et. Yüzyüze konuşuyor gibi durumundan, beklentilerinden, isteklerinden bahset. Ardından cevabını beklemeye başla. O sana yollar sunacaktır. Fakat sakın seni bu durumdan kurtardıktan sonra O'na nankörlük etme. Şükret ki daha da arttırsın. O'na olan inancın ve güvenin tam olsun.
Dünyada ortaya çıkmamış ya da çıkmayacak (en az 1 gözlemci tarafından müşahade edilmemiş ya da edilmeyecek) tek bir vakıa yoktur, iyi ya da kötü.
İyi olanları gördüğümüzde gereksiz zevk demiyoruz ama kötü olanları gördüğümüzde gereksiz acı diyoruz. Bu, iyiliğin bir gerekçeye dayanmaması gerektiğine dair taşıdığımız içsel bilgi ile kötü bir davranışınya da olayın mutlaka bir nedeni olması gerektiğine dair vardığımız mantık yürütmesinden geliyor, bu nedenle sebeplerini bilmediğimiz acılara olan şahitliğimizde , yaşanan acının gereksiz acı olduğu yanılgısına düşüyoruz. Allah için değişen birşey yok, gereksiz acı ya da gereksiz zevk olarak bakılan olay yaşandığında bu olay Allah'ın başına gelmiyor tabiri caizse. Bu olay gözlemcilerin yani bizlerin başına geliyor. Hiçbir şey gereksiz yere olmadığına göre-ki gerçekten de gereksiz yere olan bir şey görmedim şimdiye kadar-gereksiz acı da gereksiz yere olmuyor.
Bir tiyatro oyuncusunu sergilediği drama sahnesinde izlerken bazı tiyatro izleyicileri onunla birlikte ağlar, kimisi onu düştüğü durum yüzünden eleştirir, kimisi ise ne ağlayanlara ne de eleştirenlere bir anlam veremez çünkü sergilenen şeyin bir tiyatro oyunu olduğuna dair bilgileri ağlamalarına da karakteri eleştirmelerine de engel olur. Onlar bir oyun izlemeye geldiklerinin farkındadırlar ve tiyatro eserini yazan kişinin bu drama sahnesiyle neye değindiğini anlarlar, bu sahne eserin en vurucu sahnesidir, mesaj genelde bu sahnededir. Mesaj genelde kıssadadır. İnsan hayatı kıssalardan ibarettir.
Hayat boşluk kabul etmez, trajedilere bakın hepsi aynı şekilde gelişir. Yasa gibidir, hiç şaşmaz. Yasa gibidir.
Bir iyilik gördüğümde sevindim, bir kötülük gördüğümde üzüldüm.
Bir iyilik gördüğümde anladım, bir kötülük gördüğümde anladım. Anladım zıtlıklar hep benim için. Benim için bu perde, bu perde bizim için.
İman edenler hala anlamadılar mı ki
Totem yapmaktan farksız bu dediğin. İnsan zaten her türlü güzelleme bahaneyi üretir inandıktan sonra.. Burada problem dinlerin varlığını sorgulamak. Öyle bir şuursuzluk ki tanrının farklı dinden olduğu için suçsuz insanların ölümüne sebebiyet verecek şekilde dinlerinin bozulup yenisini göndererek insanları ayrıştırıp bozgunculuk yaptırttığı iddia edilirken şefkat ve merhametli bir tanrıdan bahsediliyor. Her şeye bir bahane her şeyi eğip bükme bitmiyor. İnsanoğlunun birbirleriyle ayrı düşüp kavga etmesi için dinlere ırklara gerek yoktu Habil’le Kabil olayı bir örnek Ademin daha demin tanıştığı tanrısıyla huzurunda tanrısının gözbebeği asırlardır tanıştığı şeytanla kavgalarına sebeb ve şait olup biraz sonra şeytana ayıp olmasın diye elmadan bir ısırık almasınıda aynı dinler iddia ediyor . Hep bir çelişki hepte bir bahane var.
Bir kötülük gördüğünüzde ne hissettiğiniz, ne düşündüğünüz, ne yaptığınız, ne yapmadığınız, neye dönüştüğünüz sizi sizin açınızdan görünür kılar, Allah zaten sizin kalplerinizin içinde olanı bilmektedir, mesele sen bilebildin mi? Aynı şey bir iyilik gördüğünüzde de geçerlidir.
Bir de insan çok şey bildiğini zanneder, bir "kötülük" gördüğünde, tırnak içinde söylüyorum kötülüğü, onun önünü ve ardını, sonrasını ve ötesini bilmez, bilmediği için de ve bilmediğini bilmediği için de bir çıkarımda bulunur. Oyun da burada başlar. Evet kötü kötüdür de hiçbir şey gereksiz yere, hasbelkader olmamıştır, Allah'ın koyduğu yasalar var, Allah sözünden dönmez, birçok kötülük dediğimiz şey bir oluştur, iyilik gibi. Başınıza gelen "kötü" şeylere üzülmeyin, başınıza gelen "iyi" şeylere sevinmeyin. Herşey bittiğinde iyi ve kötü dediğiniz şeylerin başınıza gelen olaylar silsilesinden başka birşey olmadığını asıl meselenin bunlar olurken sizin hangi çıkarımlarda bulunup neler yaptığınız ya da yapmadığınızla ilgili olduğunu, bunların sizi hangi tercihlerde bulunmaya ittiğiyle ilgili olduğunu anlayacaksınız. Yaşamın bize iyi davranmak gibi bir görevi yok, yaşamın bize kötü davranmak gibi de bir görevi yok, asıl mesele bize verilen sürede ne yaptığımız. Kabil ona verilen sürede kardeşini öldürdü, Habil ona verilen sürede kardeşi tarafından öldürüldü, sen sana verilen sürede bundan haberdar oldun, şimdi gelelim senin asıl meselene, sen ne yapıyorsun? Acı, ölüm, mutluluk, zevk bunların hepsi duyularımızın anlık deneyimleri, ortada çok daha büyük bir deneyim var, o da herkesin tek tek yaşamları, biri acı çekerken senin şahit olman boşa değil yani. Yasa var, biz de şahitleriz. İnandım, iman ettim bütün işler Allah'a aittir. Sen burdasın burda bir hayatı yaşıyorsun, başkası başka yerde başka bir hayatı deneyimliyor bir de hepimizin ortak deneyimleri var, niye ? Allah için değişen hiçbir şey yok, imtihanda olan biziz, onun koyduğu yasalar her daim işler, biz de onu deneyimleriz.
@@m.a.5658 kardeş sen mehdi misin niye aynı şeyleri felsefik felsefik tekrar anlatıyosun. Hap mı atıyosun ? Yoksa ölçeğin mi yüksek ?
@@MultiTheft seni rahatsız edecek bir şey mi söyledim? Anlayamadım
@@MultiTheft ölçek? Hap? Herhalde rahatsız oldun sen.
Sizin derdiniz tanrınım meden anlamsız kötülüye izin verdiğine cevap bulmamak. Bizim gibi non teisti düşünün şimdi. Anlamsız acı, kötülük var ve sebebi belli değil. İnsan deli oluyor
52:00
Umarım ahiret vardır abi
Allah yasalarını koymuş, olanlar da o yasalar çerçevesinde oluyor. Özgür irade vermiş olay bitmiş, eğer bu dünyada sadece kötüler acı çekseydi özgür iradesiyle hareket edebilecek kim kalırdı? iyiliği, özgür iradeniz dışında seçmeye yönlendirilmiş olacaktınız. Acı çekerim korkusuyla iyiliği seçmiş olunca Allah sizi niye mükafatlandırsın? Hangi öğretmen sınavdaki öğrencisine kopya verip sonra da aferin konuyu anlamışsın deyip sınavdan geçirir ki?
özgür irademiz imtihanda olduğumuz için var. Biz süre verilenlerdeniz, ölüm özgür iradenin sonlandığı bir deneyim sadece. Aslımıza rücu ettiğimizde özgür irademizle ne yapmış olduğumuza göre bize bir ödül ya da ceza verilecek, çünkü zaten o ödül ya da ceza için yaşadık, nefes alıp verdik, gördük, duyduk, deneyimledik. Ödül sadece huri değil, ceza da sadece ateşten ibaret değil. Allah anlayalım diye bize deneyim dünyasından örnekler sunuyor.
İnsan Allah tarafından bir imtihana sokuldu, çünkü o bilinç sahibi oldu ve imtihanı kaçınılmaz oldu, Allah sözünden dönmez. Sonsuz mükafatın ve sonsuz azabın içinde olan ruhlarımız olacak yine.
Sabahtan beri yorumları okuyorum herkes yanlış cevap veriyor. Asıl soru tam özgür irade verilip verilmemesi değil. Tecavüz edilen özgür ve bilinçli çocukların niye acı çektiği senin niye o olayları yaşayamaman buradaki asıl soru bu. Sen onlardan farklı mısın? sen neden yaşamadın? Çocukların acı çekmesi gerekli miydi? Tecavüzü yapanlar için sıkıntı yok cehhennem'de 1000x acı çekecekler fakat çocukların acıları? Direkt cennete gitseler bile örneğin bende cennete gideceğim ne farkı kalacak?
@@jesterstoy4274 anladım şey gibi, kimisi yatağında yatarken ölüyor kimisi ülkesini savunurken, kimisi iş kazasında ölüyor kimisi enkaz altında acı çekerek saniye saniye, kimisi yanarak ölüyor kimisi boğularak, kimisi katlediliyor kimisi kendini öldürüyor. Yani kişinin ölürken ölme şeklinden yola çıkarak, ölme anında çekilen acının gerekli ya da gereksiz acı olduğu yargısına varıyorsunuz.
Belki de ölüm şekillerimiz farklı olsa da ölüm deneyimimiz aynıdır. Ruh bedenden ayrılırken ölüm şeklimiz geride kalan insanlar için bir anlam ifade edebilir, ibret vb anlamında ya da acılı, acısız ölüm gibi ama ölürken bütün nefisler hemen hemen aynı ölüm deneyimini tadıyor bence. Ölüm ve doğumu yanyana koyup bakarsak aslında doğarken de aynı eşit şartlarda doğmuyoruz ama nedense nasıl öldüğümüze göre çektiğimiz acının gereksiz ya da gerekli olduğunu düşünebiliyoruz. Acaba bu şekilde ölen biri dirilse ve ona ölürken çektiğin acının gereksiz acı olduğunu düşünüyoruz sen bu konuda ne düşünüyorsun diye sorsak bize ne derdi? Ya da Allah'ım bu şekilde ölenler gereksiz acı çekerek mi öldü diye sorabilir miyiz? Bilmiyorum sorarken bile kulağıma tuhaf geliyor, acaba ölüme bakış açımız ve yüklediğimiz anlamlar nedeniyle mi kimisine gereksiz acı argümanı kuvvetli bir argüman olarak gelirken kimisine zayıf bir argüman hatta baştan hatalı gibi geliyor bunu bilmiyorum. Ama umarım düşünmeye devam edersiniz çünkü sizin için sağlam bir soruysa cevabı da sağlam olacaktır. Bu arada beni kötü hissettirmeden kendinizi anlatabilme nezaketini gösterdiğiniz için teşekkür ederim.
Özgür irade mi varmış
İlk (NPC yim)
Abi galiba tek çare ölmek
Öyle zaten