Bu sadece kurgudur 📌Oppacı değilim 📌Müzikle okuyun lütfen 📌Yazım yanlışı varsa özür dilerim Maria~23 yaşında Taehyung~24 Yaşında Suhoo-Tae'nin babası Mihi-Tae'nin annesi Haru-Maria'nın babası Sarah-Maria'nın annesi ^Hikaye^ Sabah uyandığım gibi bugün ki yemek için hazırlanmaya başladım. Bildiğim kadarıyla düşman olduğumuz krallık ile bugün dostluk için bir gün geçirilecekti. Ardindan ise akşam yemeği yenilecekti. Birkaç kere kralı,kraliçeyi ve oğulları prens Tae-hyung'u görmüştüm. Prens oldukça yakışıklı ve son derece nazik biriydi. Birkaç kere konuşmaya çalişsakta babasi buna izin vermemişti. En son birbirimizi gördüğümüz zaman baya mutlu olmuşa benziyordu. Beni sevdiği izlenimini vermişti banaOnun da buraya geleceğini bilerek en güzel elbisemi giydim. Hafif bir makyaj yaptım ve saçlarımı açık bıraktım. Aynanın karşısına geçip kendime baktıkm. Çok hoş görünüyordumElime aldığım bardağa şarap doldurdum. Üst kattaki balkona gittim.Bir yandan onların gelmesini bekliyor diğer yandan ise şarabımı yudumluyordum. Bir sürenin ardından gelen atlı arabaları gördüm. Heyecanla yerimden doğruldum ve elimdeki boş bardağı gördüğüm hizmetçinin elindeki tepsiye koydum ve merdivenlerden hızlı bir şekilde indim. Kapının önüne geldiğimde üstümü ve saçımi düzelttim sonra yerimi aldım. Önden Kral Suhoo arkasından Kraliçe Mihi ile Prens Tae-hyung geliyordu. Tae-hyung en arkadan gelirken bana göz kırptı ve gülümsedi. Başımı öne eğerek gülümsedim. Babamın yalandan öksürmesiyle başımı hemen kaldırıp selam verdim. Kral Suhoo başıyla hafif selam berdikten sonra içeri girdi. Kraliçe Mihi ise düşman krallık olmamıza rağmen cana yakın bir şekilde beni ve annem ile babamı selamlamış ve içeri geçmiştiHerkes oturma odasında yerlerini almış birbirine bakıyordu. Galiba kimse ne diyeceğini bilmiyordu veya söze nasıl başlayacaklarıni bilmiyorlardı. Bu sessiz ortam beni biraz germişti. Bu yüzden aklıma gelen ilk fikri ortaya attım Maria:"İsterseniz ben Prens Tae-hyung'a buradaki çiçek bahçesini göstereyim. Hem siz de rahat bir şekilde konuşur ve aranızdaki meseleyi halledersiniz bizi karıştırmadan" Babam bu fikri hemen kabul etti. Kral Suhoo ise babam kabul edince isteksiz de olsa kabul etti. Tae-hyung ile hızlıca salondan çıktık. Kolunu omzuma attı Maria:"Tae!" Sesimin hafif sert ve endişeli çıkmasıtla kolunu omzumdan çekti. Her yerde oldukça rahattı. Bu rahatlığı her ne kadar bazen beni sinir etse bile ona kızamıyordum çoğu zaman. Daha sadece birkac kere görüşüp az konuşsak bile ona aşıktımÇiçek bahçesine geldiğimizde ikimiz de aynı anda birbirimize baktık. Gülümsedim ve yoluma devam ettim. Göz göze gelmekten kaçınıyordum. Çünkü fazla göz teması kuran biri değildim Tae-Hyung:"Çok şık olmuşsun Prenses Maria" Maria:"Yalnızken resmi konuşmana gerek yok. Ve teşekkür ederim" Tae-hyung:"Peki,dediğin gibi olsun bakalım. Ama sana..." Bir süre sustu. Konuşmasını bekledim fakat konuşmadı Maria:"Cümlenin devamı nedir?" Tae-hyung:"Sana alışsam ve aşık olsam bile resmi konuşmaya alışmışım. Bunu zaten anlamışsındır ama yine de söylemek istedim" Maria:"Emin ol bu duyguları bende sana karşı hissediyorum Prens Tae-hyung" Yürümeye devam ederken kollarımdan tuttu ve karşıma geçti Tae-hyung:"Seni her zaman daha fazla seveceğim" Bana yaklaştı iyice. Dudaklarımız arasında sadece dört beş santim vardı. Heyecandan kalbim hızlı atmaya başladı. O sırada beni öptü ve bende karşılık verdim. Ama kısa bir süre sonra geri çekilmek zorunda kaldım. Tae-hyung bana sorar bakışlarla bana bakıyordu Maria:"Üzgünüm ama biri bizi böyle görürse bunu babalarımıza yetiştirirse ikimiz için de kötü olacak Tae-hyung:"Peki,ama bir dahaki sefere böyle olmayacak"Ne demek demek istediğini anlamıştım. Ama bilmemezlikten geldim. Bir süre öylece gezindikten sonra geri krallığa döndük. Koridorda gayet sakin ama içten içe mutlulukla yürürken Kral Suhoo'nun sinirli bir şekilde salondan çıktığını gördüm. Arkasından Kraliçe Mihi ise çaresiz bir şekilde arkasından geliyordu. Sadece birkaç saat geçmişken anlaşmanın bu kadar kötü ve sinir bozucu bitmesini beklemiyordum Suhoo:"Tae-hyung! Derhal önüme düş ve yürü" Tae-hyung:"Ne? Hay-" Suhoo:"Dediğimi yap!" Tae-hyung çaresiz bir şekilde babasınin dediğini yapmak zorunda kaldı. Giderken kulağıma "Geri geleceğim"diye fısildadı Ona şaşkın gözlerle bakarken o çoktan gitmişti bile. Ne olduğunu tam sindirememişken salona doğru ilerledim hızla. Babam oturmuş kendi kendine söyleniyordu. Annem ise camdan dışarıyı seyrediyorduMaria:"Ne konuştunuz baba?" Haru:"Ne dedimse ona ters düştü. Orta yolu bulmaya çalıştım. Ona da yok dedi. Bende de sabır bir yere kadar. En sonunda patlayınca o da bana patladı. Bağırdık çağırdık birbirimize en sonunda çekip gitti işte" Kral Suhoo'dan soğumaya başlamış ve ona olan saygım azalmıştı Aradan günler geçti. Tae-hyung'u özlemiştim. Onunla görüşme umudum her geçen gün azalıyordu. Bu yüzden artık doğru düzgün yemek yemez olmuştum. Bu babam ile annemin gözünden kaçmamış olacak ki bugün yanıma geldiler yemekten önce Haru:"Biraz konuşabilir miyiz kızım?" Maria:"Tabiki" Yanıma geldi ve yatağımın köşesine oturdu Haru:"O günden sonra doğru düzgün yemek yemiyorsun,odana kapandın. Kral Suhoo'nun oğlu Tae-hyung'u mu seviyorsun kızım? Dürüst ol lütfen" Yutkundum. O an bunu demesini beklemiyordum. Ama doğruyu söylemekten başka bir şey yapamazdım Maria:"Evet,onu seviyorum. Hatta o gün..." Bir anlığına sustum. Babam pür dikkat dediklerimi dinliyordu Maria:"Aramızda daha özel şeyler oldu. Yani sevgiliyiz" Babamın ne tepki vereceğini kestiremiyordum. Ama şaşırtıci bir şekilde omzumu sıvazladı Haru:"Bu yaşlarda birine aşık olman çok normal. Her ne kadar düşman krallıktan birini sevsen de bir şey diyemem. Sonuçta aşk konusunda kendine hakim olamıyorsun. Ama şunu unutma ki Kral Suhoo varken bir arada olmanız biraz fazla zor" Maria:"Peki Kral Suhoo ile sen konuşsan olmaz mı?" Haru:"Konuşmak konusunda istekli değilim. Ama senin için konuşmayı denerim" Maria:"Teşekkürler baba" Diyerek sarıldım. Sarılmayı bıraktığımda odanın kapısı tıklatıldı. "Gir!"komutunu verdiğimde hizmetçimiz Areum içeri girdi
Misafir odasına girdiğimde tahmin ettiğim gibi Tae-hyung'u gördüm. Ama yanında ise Kral Suhoo vardı. Bunu beklemiyordum. İçten içe Tae-hyung'u gördüğüme,kavuştuğuma sevinsem de Kral Suhoo varken davranışlarıma daha dikkat etmem gerektiğinden gidip sarılamamıştım bile. Sadece gülümsemekle yetindim. Karşılarına oturduğum zaman içeri babam girdi. Babamın gelmesiyle rahatlamıştım. Babam yanıma oturduktan sonra Kral Suhoo konuya girdi direkt Suhoo:"Konuya gireceğim hemen. Konu uzatmaktan nefret ediyorum İkinizin ilişkisini onaylamıyorum açıkcası. Karşı krallıktan özellikle daha doğrusu düşman krallıktan biriyle oğlumun aşk yaşamasını istemem" Ben konuşacağım sırada araya babam girdi Haru:"Seninle aynı görüşte olsam bile insan aşkın önüne geçemez Kral Suhoo. Her ne kadar düşman olsakta bu çocuklarımızı pek ilgilendirmiyor. Bu yüzden onların birlikte olmasıni sağlamaktan başka bir şey gelmez elimizden" Suhoo:"Haklı olabilirsin ama yine de hoş karşılanacakbir şey değil" Maria:"Siz de bizim krallığımızla dostluk anlaşmasi yapabilirdiniz ona kalırsa Kral Suhoo. O gün huysuzluk yapmak yerine olumlu yaklaşabilirdiniz. Haddimi aşdıysam özür dilerim ama gerçekler bunlar" Bunları dememi beklemiyormuş gibi afallamıştı. Babam ile Tae-hyung ise "işte benim kızım" dercesine bana bakıyorlardı. Suhoo:"Bunu düşüneceğim" Böyle bir tepki vermesini beklemesem de şaşırmamıştım veya bir umut olmasına sevinmemiştim 1 HAFTA SONRA Aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen hâla bie cevap gelmemişti Kral Suhoo'dan. Bu sefer daha uzun sürmüştü bir karar verilmesi. Bu beni hem streslendiriyor hem de bu aşkın imkansız olduğunu doğuruyordu bende Tae-Hyung'dan Aradan bir hafta geçmesine rağmen babam bir sonuca varamamıştı. Bir yanim Maria'ya olan aşkım ve özlemimden yanıp tutuşurken bir yandan babamın böyle yapmasi beni korkutuyordu. Onu ikna etmek için elimden ne geldiyse yaptım ama artık umutsuzluğa kapılmaya başlamıştım. Bu yüzden Maria'nin yanına gitmeye karar verdim temelli olarak. Bunu babama yüz yüze söyleyemeyeceğimden dolayı mektup olarak yazmaya karar verdim. Odama geçmiş masamın başına oturmuş kağıt kalem çıkarttım. Mektubun başındayken hizmetçim Jae-Ha içeri girdi Jae-Ha:"Babaniz sizi çağırıyor" Oflayarak ayağa kalktım ve babamın yanına gittim. Yanına oturmasını söylediğinde dediğini yaptım. Her ne kadar Maria ile birlikte olamayacağımızı söylemesinin korkusuna kapılsam da içimde küçük bir umut ışığı yandı Suhoo:"Madem Mariayı bu kadar çok seviyorsun. İlişkinize izin veriyorum. Ama o krallik ile mecbur olmadıkça konuşmam,her ne kadar dostluk anlaşması yapacak olsak bile" Hem rahatlamış hem de mutlu olmuştum. Kare şeklinde gülümsemiş ve babama sarılacakken durmuştum. Babam bunu fark etti ve kendi gelip bana sarıldı. Bu kadar gaddar bir adamdan böyle bir adama dönüşmesi mucize gibi bir şeydi. Ve bu mucizeyi yaratan Maria idi Maria'dan Akşam yemeğe oturmuşken kapı çaldı. Areum gidip kapıya baktı. Kapıyı kapatma sesi gelince yaklaşık bir iki dakikanın ardından içeriye Kraliçe Mihi ve Tae-hyung girdi. En sonda ise Kral Suhoo. Kral Suhoo'nun o yüzünde olan her zaman ki ifade silinmiş yerine daha canlı bir ifade gelmişti. Bu beni şaşırtmıştı ki onların buraya gelmesi deiyi bir haberi getirmişti. Bundan emindim Haru:"Areum! Sofraya üç tabak daha koy" Areum:"Tamam efendim" Üçü de masaya oturmuştu. Konuya yine Kral Suhoo girdi Suhoo:"Size hem dostluk anlaşması yapmak için geldik hem de Tae-hyung ile Prenses Maria için" Tebessüm ederek Tae-hyung'a baktım. O dakare gülüşünü göstermişti bana Yemekten sonra ben Tae-hyung ile dans odasına geçtim. Müzik bittiğinde birbirimize iyice yaklaştık. Onunlayken çok huzurlu ve güvende hissediyordum Tae-hyung:"Sen benim başıma gelen en güzel şeysin Maria. Benim için bir mucizesin" Maria:"Benim için çok değerlisin Tae. İyi ki çıktın karşıma" Beni öpeceği sırada annem ile Kraliçe Mihiyi gördüm. O yüzden basımı hafif geriye çektim. O da anladığı içinden geri çekildi Tae-hyung:"Yarım kalan işi tamamlamaya ne dersin?" Her ne kadar bir yandan istesem diğer yandan hazır olmasam da kabul ettim. Beni kucağına aldığı gibi odama götürdü Tae-hyung ile aynı anda "Seni seviyorum sevgilim"dedik ve gülüştük
Bu sadece kurgudur
📌Oppacı değilim
📌Müzikle okuyun lütfen
📌Yazım yanlışı varsa özür dilerim
Maria~23 yaşında
Taehyung~24 Yaşında
Suhoo-Tae'nin babası
Mihi-Tae'nin annesi
Haru-Maria'nın babası
Sarah-Maria'nın annesi
^Hikaye^
Sabah uyandığım gibi bugün ki yemek için hazırlanmaya başladım. Bildiğim kadarıyla düşman olduğumuz krallık ile bugün dostluk için bir gün geçirilecekti. Ardindan ise akşam yemeği yenilecekti. Birkaç kere kralı,kraliçeyi ve oğulları prens Tae-hyung'u görmüştüm. Prens oldukça yakışıklı ve son derece nazik biriydi. Birkaç kere konuşmaya çalişsakta babasi buna izin vermemişti. En son birbirimizi gördüğümüz zaman baya mutlu olmuşa benziyordu. Beni sevdiği izlenimini vermişti banaOnun da buraya geleceğini bilerek en güzel elbisemi giydim. Hafif bir makyaj yaptım ve saçlarımı açık bıraktım. Aynanın karşısına geçip kendime baktıkm. Çok hoş görünüyordumElime aldığım bardağa şarap doldurdum. Üst kattaki balkona gittim.Bir yandan onların gelmesini bekliyor diğer yandan ise şarabımı yudumluyordum. Bir sürenin ardından gelen atlı arabaları gördüm. Heyecanla yerimden doğruldum ve elimdeki boş bardağı gördüğüm hizmetçinin elindeki tepsiye koydum ve merdivenlerden hızlı bir şekilde indim. Kapının önüne geldiğimde üstümü ve saçımi düzelttim sonra yerimi aldım. Önden Kral Suhoo arkasından Kraliçe Mihi ile Prens Tae-hyung geliyordu. Tae-hyung en arkadan gelirken bana göz kırptı ve gülümsedi. Başımı öne eğerek gülümsedim. Babamın yalandan öksürmesiyle başımı hemen kaldırıp selam verdim. Kral Suhoo başıyla hafif selam berdikten sonra içeri girdi. Kraliçe Mihi ise düşman krallık olmamıza rağmen cana yakın bir şekilde beni ve annem ile babamı selamlamış ve içeri geçmiştiHerkes oturma odasında yerlerini almış birbirine bakıyordu. Galiba kimse ne diyeceğini bilmiyordu veya söze nasıl başlayacaklarıni bilmiyorlardı. Bu sessiz ortam beni biraz germişti. Bu yüzden aklıma gelen ilk fikri ortaya attım
Maria:"İsterseniz ben Prens Tae-hyung'a buradaki çiçek bahçesini göstereyim. Hem siz de rahat bir şekilde konuşur ve aranızdaki meseleyi halledersiniz bizi karıştırmadan"
Babam bu fikri hemen kabul etti. Kral Suhoo ise babam kabul edince isteksiz de olsa kabul etti. Tae-hyung ile hızlıca salondan çıktık. Kolunu omzuma attı
Maria:"Tae!"
Sesimin hafif sert ve endişeli çıkmasıtla kolunu omzumdan çekti. Her yerde oldukça rahattı. Bu rahatlığı her ne kadar bazen beni sinir etse bile ona kızamıyordum çoğu zaman. Daha sadece birkac kere görüşüp az konuşsak bile ona aşıktımÇiçek bahçesine geldiğimizde ikimiz de aynı anda birbirimize baktık. Gülümsedim ve yoluma devam ettim. Göz göze gelmekten kaçınıyordum. Çünkü fazla göz teması kuran biri değildim
Tae-Hyung:"Çok şık olmuşsun Prenses Maria"
Maria:"Yalnızken resmi konuşmana gerek yok. Ve teşekkür ederim"
Tae-hyung:"Peki,dediğin gibi olsun bakalım. Ama sana..."
Bir süre sustu. Konuşmasını bekledim fakat konuşmadı
Maria:"Cümlenin devamı nedir?"
Tae-hyung:"Sana alışsam ve aşık olsam bile resmi konuşmaya alışmışım. Bunu zaten anlamışsındır ama yine de söylemek istedim"
Maria:"Emin ol bu duyguları bende sana karşı hissediyorum Prens Tae-hyung"
Yürümeye devam ederken kollarımdan tuttu ve karşıma geçti
Tae-hyung:"Seni her zaman daha fazla seveceğim"
Bana yaklaştı iyice. Dudaklarımız arasında sadece dört beş santim vardı. Heyecandan kalbim hızlı atmaya başladı. O sırada beni öptü ve bende karşılık verdim. Ama kısa bir süre sonra geri çekilmek zorunda kaldım. Tae-hyung bana sorar bakışlarla bana bakıyordu
Maria:"Üzgünüm ama biri bizi böyle görürse bunu babalarımıza yetiştirirse ikimiz için de kötü olacak
Tae-hyung:"Peki,ama bir dahaki sefere böyle olmayacak"Ne demek demek istediğini anlamıştım. Ama bilmemezlikten geldim. Bir süre öylece gezindikten sonra geri krallığa döndük. Koridorda gayet sakin ama içten içe mutlulukla yürürken Kral Suhoo'nun sinirli bir şekilde salondan çıktığını gördüm. Arkasından Kraliçe Mihi ise çaresiz bir şekilde arkasından geliyordu. Sadece birkaç saat geçmişken anlaşmanın bu kadar kötü ve sinir bozucu bitmesini beklemiyordum
Suhoo:"Tae-hyung! Derhal önüme düş ve yürü"
Tae-hyung:"Ne? Hay-"
Suhoo:"Dediğimi yap!"
Tae-hyung çaresiz bir şekilde babasınin dediğini yapmak zorunda kaldı. Giderken kulağıma "Geri geleceğim"diye fısildadı
Ona şaşkın gözlerle bakarken o çoktan gitmişti bile. Ne olduğunu tam sindirememişken salona doğru ilerledim hızla. Babam oturmuş kendi kendine söyleniyordu. Annem ise camdan dışarıyı seyrediyorduMaria:"Ne konuştunuz baba?"
Haru:"Ne dedimse ona ters düştü. Orta yolu bulmaya çalıştım. Ona da yok dedi. Bende de sabır bir yere kadar. En sonunda patlayınca o da bana patladı. Bağırdık çağırdık birbirimize en sonunda çekip gitti işte"
Kral Suhoo'dan soğumaya başlamış ve ona olan saygım azalmıştı
Aradan günler geçti. Tae-hyung'u özlemiştim. Onunla görüşme umudum her geçen gün azalıyordu. Bu yüzden artık doğru düzgün yemek yemez olmuştum. Bu babam ile annemin gözünden kaçmamış olacak ki bugün yanıma geldiler yemekten önce
Haru:"Biraz konuşabilir miyiz kızım?"
Maria:"Tabiki"
Yanıma geldi ve yatağımın köşesine oturdu
Haru:"O günden sonra doğru düzgün yemek yemiyorsun,odana kapandın. Kral Suhoo'nun oğlu Tae-hyung'u mu seviyorsun kızım? Dürüst ol lütfen"
Yutkundum. O an bunu demesini beklemiyordum. Ama doğruyu söylemekten başka bir şey yapamazdım Maria:"Evet,onu seviyorum. Hatta o gün..."
Bir anlığına sustum. Babam pür dikkat dediklerimi dinliyordu
Maria:"Aramızda daha özel şeyler oldu. Yani sevgiliyiz"
Babamın ne tepki vereceğini kestiremiyordum. Ama şaşırtıci bir şekilde omzumu sıvazladı
Haru:"Bu yaşlarda birine aşık olman çok normal. Her ne kadar düşman krallıktan birini sevsen de bir şey diyemem. Sonuçta aşk konusunda kendine hakim olamıyorsun. Ama şunu unutma ki Kral Suhoo varken bir arada olmanız biraz fazla zor" Maria:"Peki Kral Suhoo ile sen konuşsan olmaz mı?" Haru:"Konuşmak konusunda istekli değilim. Ama senin için konuşmayı denerim" Maria:"Teşekkürler baba" Diyerek sarıldım. Sarılmayı bıraktığımda odanın kapısı tıklatıldı. "Gir!"komutunu verdiğimde hizmetçimiz Areum içeri girdi
Misafir odasına girdiğimde tahmin ettiğim gibi Tae-hyung'u gördüm. Ama yanında ise Kral Suhoo vardı. Bunu beklemiyordum. İçten içe Tae-hyung'u gördüğüme,kavuştuğuma sevinsem de Kral Suhoo varken davranışlarıma daha dikkat etmem gerektiğinden gidip sarılamamıştım bile. Sadece gülümsemekle yetindim. Karşılarına oturduğum zaman içeri babam girdi. Babamın gelmesiyle rahatlamıştım. Babam yanıma oturduktan sonra Kral Suhoo konuya girdi direkt Suhoo:"Konuya gireceğim hemen. Konu uzatmaktan nefret ediyorum İkinizin ilişkisini onaylamıyorum açıkcası. Karşı krallıktan özellikle daha doğrusu düşman krallıktan biriyle oğlumun aşk yaşamasını istemem"
Ben konuşacağım sırada araya babam girdi Haru:"Seninle aynı görüşte olsam bile insan aşkın önüne geçemez Kral Suhoo. Her ne kadar düşman olsakta bu çocuklarımızı pek ilgilendirmiyor. Bu yüzden onların birlikte olmasıni sağlamaktan başka bir şey gelmez elimizden" Suhoo:"Haklı olabilirsin ama yine de hoş karşılanacakbir şey değil" Maria:"Siz de bizim krallığımızla dostluk anlaşmasi yapabilirdiniz ona kalırsa Kral Suhoo. O gün huysuzluk yapmak yerine olumlu yaklaşabilirdiniz. Haddimi aşdıysam özür dilerim ama gerçekler bunlar"
Bunları dememi beklemiyormuş gibi afallamıştı. Babam ile Tae-hyung ise "işte benim kızım" dercesine bana bakıyorlardı. Suhoo:"Bunu düşüneceğim"
Böyle bir tepki vermesini beklemesem de şaşırmamıştım veya bir umut olmasına sevinmemiştim
1 HAFTA SONRA
Aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen hâla bie cevap gelmemişti Kral Suhoo'dan. Bu sefer daha uzun sürmüştü bir karar verilmesi. Bu beni hem streslendiriyor hem de bu aşkın imkansız olduğunu doğuruyordu bende Tae-Hyung'dan Aradan bir hafta geçmesine rağmen babam bir sonuca varamamıştı. Bir yanim Maria'ya olan aşkım ve özlemimden yanıp tutuşurken bir yandan babamın böyle yapmasi beni korkutuyordu. Onu ikna etmek için elimden ne geldiyse yaptım ama artık umutsuzluğa kapılmaya başlamıştım. Bu yüzden Maria'nin yanına gitmeye karar verdim temelli olarak. Bunu babama yüz yüze söyleyemeyeceğimden dolayı mektup olarak yazmaya karar verdim. Odama geçmiş masamın başına oturmuş kağıt kalem çıkarttım. Mektubun başındayken hizmetçim Jae-Ha içeri girdi
Jae-Ha:"Babaniz sizi çağırıyor" Oflayarak ayağa kalktım ve babamın yanına gittim. Yanına oturmasını söylediğinde dediğini yaptım. Her ne kadar Maria ile birlikte olamayacağımızı söylemesinin korkusuna kapılsam da içimde küçük bir umut ışığı yandı Suhoo:"Madem Mariayı bu kadar çok seviyorsun. İlişkinize izin veriyorum. Ama o krallik ile mecbur olmadıkça konuşmam,her ne kadar dostluk anlaşması yapacak olsak bile" Hem rahatlamış hem de mutlu olmuştum. Kare şeklinde gülümsemiş ve babama sarılacakken durmuştum. Babam bunu fark etti ve kendi gelip bana sarıldı. Bu kadar gaddar bir adamdan böyle bir adama dönüşmesi mucize gibi bir şeydi. Ve bu mucizeyi yaratan Maria idi
Maria'dan
Akşam yemeğe oturmuşken kapı çaldı. Areum gidip kapıya baktı. Kapıyı kapatma sesi gelince yaklaşık bir iki dakikanın ardından içeriye Kraliçe Mihi ve Tae-hyung girdi. En sonda ise Kral Suhoo. Kral Suhoo'nun o yüzünde olan her zaman ki ifade silinmiş yerine daha canlı bir ifade gelmişti. Bu beni şaşırtmıştı ki onların buraya gelmesi deiyi bir haberi getirmişti. Bundan emindim
Haru:"Areum! Sofraya üç tabak daha koy" Areum:"Tamam efendim" Üçü de masaya oturmuştu. Konuya yine Kral Suhoo girdi Suhoo:"Size hem dostluk anlaşması yapmak için geldik hem de Tae-hyung ile Prenses Maria için" Tebessüm ederek Tae-hyung'a baktım. O dakare gülüşünü göstermişti bana
Yemekten sonra ben Tae-hyung ile dans odasına geçtim. Müzik bittiğinde birbirimize iyice yaklaştık. Onunlayken çok huzurlu ve güvende hissediyordum Tae-hyung:"Sen benim başıma gelen en güzel şeysin Maria. Benim için bir mucizesin" Maria:"Benim için çok değerlisin Tae. İyi ki çıktın karşıma"
Beni öpeceği sırada annem ile Kraliçe Mihiyi gördüm. O yüzden basımı hafif geriye çektim. O da anladığı içinden geri çekildi
Tae-hyung:"Yarım kalan işi tamamlamaya ne dersin?" Her ne kadar bir yandan istesem diğer yandan hazır olmasam da kabul ettim. Beni kucağına aldığı gibi odama götürdü
Tae-hyung ile aynı anda "Seni seviyorum sevgilim"dedik ve gülüştük
Muhtesem mustesem muhtesemm
Harika hem de mükemmel ötesii😻😻❤❤❤❤❤
💜💜💜💜
Bu videonun tutması lazımm❤
Tekrardan dönmene çok sevindim kalbim, kanalını birlikte büyüteceğzi ben buna inanıyorumm😽😽😽😽❤❤❤❤❤❤❤
umarımm😚😚💌💜💌💜💌💜💌💌💜💌💜
Oldukça özgün ve harika bir fikir, harika bir hayal et😽💅😎 aynı senin gibi❤
sen varken harikalikta ikinci sıradayım💅💜
Indilanın bu sarkısına asigimm
Biraz fazla kısa oldu ama aceleyle yazdım. Umarım beğenirsinizz💜. Diğer hikayeleri biraz daha uzun tutmaya çalışacağım
@@starmachineee 💌💗
Seni seviyorumm kalbimm harikalar yapmissin😽😽❤❤❤ #keşfet
@@leenmyheartmochi_Querencie224 bwnde seni seviyorum kalbimm😚💎
#keşfet #bts #army #taehyung
teşekkürlerr💗
Etiket yapar mısınızz
#keşfet #keşfetedüş #keşfet #keşfetedüş #keşfet #keşfetedüş #keşfet
#keşfetedüş #keşfet #keşfetedüş #keşfet #keşfetedüş #keşfet #keşfetedüş #keşfet #keşfetedüş #keşfet #keşfetedüş #keşfet #keşfetedüş #keşfet #keşfetedüş #keşfet #keşfetedüş #keşfet #keşfetedüş
@@leenmyheartmochi_Querencie224 teşekkurler kalbimm💗💌