Üstadım ağzınıza sağlık. Kanalınızı yeni keşfettim.Bu nasıl ses rengi, diksiyon, tonlama ve herşeyden önemlisi okunan metne uyum, o duyguyu verme.Bu kitap özelinde mi bilmiyorum ama resmen tanzimat esintisi verdiniz, o dönemleri hissettirdiniz.Saygılarımla tekrardan ağzınıza sağlık.👏🏼👏🏼👏🏼👏🏼
Memduh Şevket ESENDAL kitaplarını da seslendirmelisiniz. Tarihimizin en müthiş yazarlarından biri olduğunu düşünüyorum. Maalesef yeterince popüler olamamış ve bu beni çok üzüyor
Araba Sevdası - Bölüm 1 Yağmurlu bir İstanbul sabahında, kalbimde garip bir huzursuzluk hissiyle köhne konağımızın geniş cumbasından dışarı bakıyordum. Bahçedeki ıslak çiçekler ve nemli hava, ruhumun derinliklerinde bir tür sıkıntı uyandırıyordu. Ancak tüm bu düşüncelerimi bölen bir ses duydum. Bihter'in narin ayak sesleri, merdivenlerde yankılanıyordu. Onun gelişiyle hava değişti. Zarafetiyle bulunduğu her yere hükmeden, ince uzun boyu, zeytin karası gözleri ve kıvrımlı saçlarıyla Bihter, tam anlamıyla bir cazibenin sembolüydü. Ancak onun bu çekiciliğinin ardında yatan tutku, bizi yakında trajik bir sona sürükleyecekti. Bihter’in, içinde sakladığı hayalleri vardı. Bunlar basit, sıradan şeyler değildi; hayalindeki otomobilin tekerleklerinden çıkan dumanla bulutlara yükselen bir kadın gördüm onda. O arabalar, onun gözünde birer özgürlük sembolüydü. O Günün Başlangıcı Bihter yanıma geldiğinde, yüzündeki heyecanı fark etmemek mümkün değildi. "Behlül," dedi, "bugün yeni bir araba alacağım. O arabayı görünce anlayacaksın... Hayatımda eksik olan her şeyi tamamlayacak bir araba bu." "Bir araba mı?" dedim, şaşkınlıkla. "Ama zaten birkaç tane var, Bihter. Bir yenisine gerçekten ihtiyacın var mı?" Bihter, gözlerini hafifçe kısmış, bakışlarını uzaklara dikmişti. "Bu bir ihtiyaç meselesi değil, Behlül," dedi. "Bu bir sevda. Bu araba, benim hayalim." Onun bu cümleleri, içimde garip bir huzursuzluk doğurmuştu. Bir nesneye bu kadar tutkuyla bağlanmak, bana fazlasıyla yüzeysel görünüyordu. Ama Bihter’in kararlılığına karşı durmak ne mümkün! Garajdaki Karşılaşma Bihter, o gün beni de peşine takıp şehrin en ünlü araba galerisinin yolunu tuttu. Galeriye girdiğimizde, ışıkların altında parlayan araçlar, adeta başka bir dünyanın yansımaları gibiydi. Her biri birer sanat eseri gibi tasarlanmış, parlak kaportaları, kusursuz hatları ve deri koltuklarıyla büyüleyici birer görüntü sunuyorlardı. Galeride dolaşırken, Bihter’in gözü bir arabaya takıldı. Simsiyah, keskin hatlara sahip, güçlü bir motor sesi vaadiyle adeta çağırıyordu onu. "İşte bu," dedi Bihter, eliyle aracı işaret ederek. "Aradığım şey tam da bu." "Bu sadece bir araba, Bihter," dedim alaycı bir tonda. "Bütün bu heyecana değer mi gerçekten?" Bihter, yüzünü bana döndü ve gülümseyerek, "Sen bunu anlamazsın, Behlül," dedi. "Bu araba, benim hayallerimin anahtarı." Hayalin Bedeli Ancak o araba, Bihter’in hayallerinin çok ötesinde bir maliyete sahipti. Galerinin sahibi, "Bu araç özel siparişle üretilmiş, dünyada yalnızca üç tane var," dediğinde, Bihter’in gözleri daha da parlamıştı. "Ne kadar eder?" diye sordu, dudaklarını hafifçe ısırarak. Adam, dudaklarından dökülen rakamlarla adeta bir fırtına estirdi. Ancak bu rakam, Bihter’in neşesini bir an bile gölgelemedi. Onun bu hayalini gerçekleştirmek için her şeyi yapabileceğini biliyordum. Behlül’ün Tereddütleri O akşam konağa döndüğümüzde, Bihter’in gözlerindeki o hayalperest ışığı düşündüm. Bir araba uğruna bu kadar çaba harcamak, beni hem hayran bırakıyor hem de endişelendiriyordu. Onun bu tutkusunun bizi nereye sürükleyeceğini bilmiyordum. Kendi kendime, "Bu araba sevdası, bir gün bizi mahvedecek," dedim. Ancak bunu ona söyleyemezdim. Çünkü Bihter’in hayallerine dokunmak, yasak bir bölgeye adım atmak gibiydi. O gece, gökyüzünde kara bulutlar birikmeye başlamıştı. Ve bu bulutların, sadece dışarıdaki hava değil, iç dünyamızın bir yansıması olduğunu hissediyordum. --- Devamı İçin Bölüm 2’ye Geçin...
Araba Sevdası - Bölüm 2 Yağmur, gece boyunca hiç durmadan yağmıştı. Konağın geniş pencerelerinden dışarı baktığımda, sanki gökyüzü Bihter’in içindeki fırtınayı yansıtır gibiydi. Ancak onun yüzündeki kararlılık, hiçbir kasvetli havanın söndüremeyeceği kadar güçlüydü. Sabah erkenden, konağın taş zemininde yankılanan topuk sesleriyle uyandım. Bihter, bana veda bile etmeden çıkmıştı. Nereye gittiğini tahmin etmek zor değildi. Galeriden o arabayı almak için tüm planlarını yapmış olmalıydı. Borç ve Bedeller Bihter’in hayalini gerçekleştirmek için sahip olduğu her şeyi gözden çıkarmış olduğunu bilmiyordum. O arabanın bedelini karşılamak için konaktaki bazı eşyaları gizlice satmış, hatta babasından kalan mücevherlerini bile rehine bırakmıştı. Ancak bu yeterli olmadığından, yüksek faizle borç almayı bile göze almıştı. Onun bu çılgınlığı beni endişelendiriyordu. Konağın soğuk ve kasvetli salonunda düşüncelere dalmışken, Nihal yanıma geldi. "Behlül," dedi fısıldayarak, "Bihter abla neden böyle yapıyor? Neden kendini bu kadar tehlikeye atıyor?" Cevap veremedim. Çünkü ben de bilmiyordum. Ama bir şeyden emindim: Bihter’in bu tutkusunun bizi bir felakete sürüklemesi an meselesiydi. Arabayı Aldığı Gün Birkaç gün sonra, Bihter konağa döndüğünde, o hayalini kurduğu arabayı almıştı. Simsiyah, parlayan bir yıldız gibi avluya park etmişti. Bihter, o arabadan indiğinde gözlerindeki zafer ışıltısını görmemek imkânsızdı. "İşte," dedi bana dönerek, "hayallerim gerçek oldu, Behlül." Ama ben, bu zaferin neye mal olduğunu biliyordum. Onun hayali, ailemizin geleceğini tehlikeye atmıştı. Ancak ona bunu söyleyemezdim. Çünkü Bihter’in hayallerine dokunmak, onun varlığını sorgulamak demekti. İlk Yolculuk Bihter, arabasıyla ilk yolculuğunu yapmaya karar verdiğinde beni de yanına aldı. Şehrin dar sokaklarından geçerken, bu arabanın gücünü ve zarafetini hissetmemek imkânsızdı. Ama içimdeki huzursuzluk bir türlü geçmiyordu. Bir süre sonra, Bihter arabayı durdurdu ve bana dönerek, "Ne düşünüyorsun, Behlül?" diye sordu. "Araba gerçekten etkileyici," dedim dürüstçe. "Ama bu kadar büyük bir hayalin altında ezilmekten korkmuyor musun?" Bihter, dudaklarında hafif bir tebessümle, "Korku, yalnızca hayalleri olmayanlar içindir," dedi. Bu cümle, onun tutkusunun ne kadar derin olduğunu bir kez daha anlamamı sağladı. Ama aynı zamanda, onun bu tutkusu bizi bir felakete sürükleyecek gibiydi. Büyük Çöküş Bihter’in arabası kısa sürede şehrin her köşesinde konuşulmaya başladı. Onun bu arabaya olan düşkünlüğü, sadece bir sevda değil, aynı zamanda bir takıntıya dönüşmüştü. Sürekli arabayla vakit geçiriyor, hatta bazen konakta bile görünmüyordu. Ancak borçların ağır yükü, kısa sürede kendini hissettirmeye başladı. Alacaklılar kapıya dayandığında, Bihter’in bu tutkusunun bedelini ne kadar ağır ödediğini fark ettik. Konağın huzuru kaçmış, ailemiz dağılma noktasına gelmişti. Bir gece, Bihter’le bu konuda yüzleşmeye karar verdim. Onu konağın bahçesinde bulduğumda, simsiyah arabasının yanında, yıldızlara bakıyordu. "Behlül," dedi, sesindeki hüzünle. "Bu araba benim her şeyim. Ama aynı zamanda her şeyimi aldı." Onun bu sözleri, içimdeki öfkeyi dindirdi. Çünkü Bihter, hayallerinin peşinde koşarken, aslında kendini kaybetmişti. Araba Sevdasının Sonu Ertesi sabah, Bihter arabasını satmaya karar verdi. Bu, onun için kolay bir karar değildi. Ama konağımızı ve ailemizi kurtarmak için başka bir çare yoktu. Arabayı satıp borçlarımızı ödedikten sonra, Bihter’in gözlerindeki o hayalperest ışık kaybolmuştu. Onun yerine, derin bir pişmanlık ve hüzün yerleşmişti. O günden sonra, Bihter’in araba sevdası bir daha asla eskisi gibi olmadı. Ama onun bu tutkusu, bize bir ders verdi: Hayaller uğruna her şeyi feda etmek, bazen sadece yıkım getirir. --- Sonuç Bu hikâye, Bihter’in tutkusunun ve benim ona olan hayranlığımın bir yansımasıydı. Onun sevdası, hem hayranlık uyandırıcı hem de yıkıcıydı. Ama sonunda, hepimiz bir şey öğrendik: Hayat, tutkular ve sorumluluklar arasında bir denge kurmayı gerektirir. Bihter’in bu hikâyesi, yalnızca bir araba sevdası değil, aynı zamanda hayaller ve gerçekler arasındaki çarpışmanın trajik bir örneğiydi.
Merhaba, çok teşekkür ederiz. Kitaplar "Sadeleştirilmiş" değil mi? Keşke orijinalden okumanız mümkün olsa. Zannederim bir çok kişi artık anlamaz diye böyle tercih ediyorsunuz.
Nisan bey, sizi severek dinliyor ve başarılarınızın devamını diliyorum fakat bir konuda rahatsızlığımı bildirmek istiyorum o da videolarda çok fazla reklam olması. Bu konuyu dikkate alırsanız dinleyicileriniz olarak çok seviniriz. Teşekkürler.
Bu pahalılık da kitap almak hayli güç , okumak için vakit de yok ama dinlemek adeta bir terapi 😊
Üstadım ağzınıza sağlık. Kanalınızı yeni keşfettim.Bu nasıl ses rengi, diksiyon, tonlama ve herşeyden önemlisi okunan metne uyum, o duyguyu verme.Bu kitap özelinde mi bilmiyorum ama resmen tanzimat esintisi verdiniz, o dönemleri hissettirdiniz.Saygılarımla tekrardan ağzınıza sağlık.👏🏼👏🏼👏🏼👏🏼
Teşekkürler emeğinize sağlık
Harika bir seslendirme. Teşekkürler Nisan KUMRU
Seslendirmeniz harika, zevkle dinledim. Teşekkürler 🌸
Çok teşekkürler, ağzınıza sağlık 👏👍🌟🌟🌟🌟🌟👏👍
Hocamiza cok teşekkürler boyle eserleri bize sunduğu icin minnet tariz uzun eserleriniz ve emekleriniz icin teşekkürler
Çok teşekkürler sesinize yüreğinize sağlık
Ne güzel okuyorsunuz. Çok teşekkürler.
OKUYAN ABİMİZE EMEĞİNDEN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİM. ROMANDAN ÇOK BİRŞEY ANLAYAMADIM. NE ANLATMAK İSTEMİŞ RECAİADE MAHMUD EKREM.?
Memduh Şevket ESENDAL kitaplarını da seslendirmelisiniz. Tarihimizin en müthiş yazarlarından biri olduğunu düşünüyorum. Maalesef yeterince popüler olamamış ve bu beni çok üzüyor
Cok teşekkurler, iyi ki varsınız.🌹🌹🌹
teşekkür ederim
Paylaşım için teşekkürler
Reis bu nasıl bi seslendirme yahu:)❤ Sesli kitap dinleyeceğim ikinci bir kanal daha buldum.❤
🌹🌿muhteşem bir ses, yorum ve ironik bir roman....teşekkürler❤
Yazacagim yorum zaten coktan yazilmis🤘 aklin yolu bir😊
Seslendirme de eser de muhteşem
Emeğinize sağlık
Teşekkürler
Süper kanal
Niye böyle bitti ya o kadar şey yaşadı kadın için delirecekken..
Araba Sevdası - Bölüm 1
Yağmurlu bir İstanbul sabahında, kalbimde garip bir huzursuzluk hissiyle köhne konağımızın geniş cumbasından dışarı bakıyordum. Bahçedeki ıslak çiçekler ve nemli hava, ruhumun derinliklerinde bir tür sıkıntı uyandırıyordu. Ancak tüm bu düşüncelerimi bölen bir ses duydum. Bihter'in narin ayak sesleri, merdivenlerde yankılanıyordu.
Onun gelişiyle hava değişti. Zarafetiyle bulunduğu her yere hükmeden, ince uzun boyu, zeytin karası gözleri ve kıvrımlı saçlarıyla Bihter, tam anlamıyla bir cazibenin sembolüydü. Ancak onun bu çekiciliğinin ardında yatan tutku, bizi yakında trajik bir sona sürükleyecekti.
Bihter’in, içinde sakladığı hayalleri vardı. Bunlar basit, sıradan şeyler değildi; hayalindeki otomobilin tekerleklerinden çıkan dumanla bulutlara yükselen bir kadın gördüm onda. O arabalar, onun gözünde birer özgürlük sembolüydü.
O Günün Başlangıcı
Bihter yanıma geldiğinde, yüzündeki heyecanı fark etmemek mümkün değildi. "Behlül," dedi, "bugün yeni bir araba alacağım. O arabayı görünce anlayacaksın... Hayatımda eksik olan her şeyi tamamlayacak bir araba bu."
"Bir araba mı?" dedim, şaşkınlıkla. "Ama zaten birkaç tane var, Bihter. Bir yenisine gerçekten ihtiyacın var mı?"
Bihter, gözlerini hafifçe kısmış, bakışlarını uzaklara dikmişti. "Bu bir ihtiyaç meselesi değil, Behlül," dedi. "Bu bir sevda. Bu araba, benim hayalim."
Onun bu cümleleri, içimde garip bir huzursuzluk doğurmuştu. Bir nesneye bu kadar tutkuyla bağlanmak, bana fazlasıyla yüzeysel görünüyordu. Ama Bihter’in kararlılığına karşı durmak ne mümkün!
Garajdaki Karşılaşma
Bihter, o gün beni de peşine takıp şehrin en ünlü araba galerisinin yolunu tuttu. Galeriye girdiğimizde, ışıkların altında parlayan araçlar, adeta başka bir dünyanın yansımaları gibiydi. Her biri birer sanat eseri gibi tasarlanmış, parlak kaportaları, kusursuz hatları ve deri koltuklarıyla büyüleyici birer görüntü sunuyorlardı.
Galeride dolaşırken, Bihter’in gözü bir arabaya takıldı. Simsiyah, keskin hatlara sahip, güçlü bir motor sesi vaadiyle adeta çağırıyordu onu. "İşte bu," dedi Bihter, eliyle aracı işaret ederek. "Aradığım şey tam da bu."
"Bu sadece bir araba, Bihter," dedim alaycı bir tonda. "Bütün bu heyecana değer mi gerçekten?"
Bihter, yüzünü bana döndü ve gülümseyerek, "Sen bunu anlamazsın, Behlül," dedi. "Bu araba, benim hayallerimin anahtarı."
Hayalin Bedeli
Ancak o araba, Bihter’in hayallerinin çok ötesinde bir maliyete sahipti. Galerinin sahibi, "Bu araç özel siparişle üretilmiş, dünyada yalnızca üç tane var," dediğinde, Bihter’in gözleri daha da parlamıştı.
"Ne kadar eder?" diye sordu, dudaklarını hafifçe ısırarak.
Adam, dudaklarından dökülen rakamlarla adeta bir fırtına estirdi. Ancak bu rakam, Bihter’in neşesini bir an bile gölgelemedi. Onun bu hayalini gerçekleştirmek için her şeyi yapabileceğini biliyordum.
Behlül’ün Tereddütleri
O akşam konağa döndüğümüzde, Bihter’in gözlerindeki o hayalperest ışığı düşündüm. Bir araba uğruna bu kadar çaba harcamak, beni hem hayran bırakıyor hem de endişelendiriyordu. Onun bu tutkusunun bizi nereye sürükleyeceğini bilmiyordum.
Kendi kendime, "Bu araba sevdası, bir gün bizi mahvedecek," dedim. Ancak bunu ona söyleyemezdim. Çünkü Bihter’in hayallerine dokunmak, yasak bir bölgeye adım atmak gibiydi.
O gece, gökyüzünde kara bulutlar birikmeye başlamıştı. Ve bu bulutların, sadece dışarıdaki hava değil, iç dünyamızın bir yansıması olduğunu hissediyordum.
---
Devamı İçin Bölüm 2’ye Geçin...
Araba Sevdası - Bölüm 2
Yağmur, gece boyunca hiç durmadan yağmıştı. Konağın geniş pencerelerinden dışarı baktığımda, sanki gökyüzü Bihter’in içindeki fırtınayı yansıtır gibiydi. Ancak onun yüzündeki kararlılık, hiçbir kasvetli havanın söndüremeyeceği kadar güçlüydü.
Sabah erkenden, konağın taş zemininde yankılanan topuk sesleriyle uyandım. Bihter, bana veda bile etmeden çıkmıştı. Nereye gittiğini tahmin etmek zor değildi. Galeriden o arabayı almak için tüm planlarını yapmış olmalıydı.
Borç ve Bedeller
Bihter’in hayalini gerçekleştirmek için sahip olduğu her şeyi gözden çıkarmış olduğunu bilmiyordum. O arabanın bedelini karşılamak için konaktaki bazı eşyaları gizlice satmış, hatta babasından kalan mücevherlerini bile rehine bırakmıştı. Ancak bu yeterli olmadığından, yüksek faizle borç almayı bile göze almıştı.
Onun bu çılgınlığı beni endişelendiriyordu. Konağın soğuk ve kasvetli salonunda düşüncelere dalmışken, Nihal yanıma geldi. "Behlül," dedi fısıldayarak, "Bihter abla neden böyle yapıyor? Neden kendini bu kadar tehlikeye atıyor?"
Cevap veremedim. Çünkü ben de bilmiyordum. Ama bir şeyden emindim: Bihter’in bu tutkusunun bizi bir felakete sürüklemesi an meselesiydi.
Arabayı Aldığı Gün
Birkaç gün sonra, Bihter konağa döndüğünde, o hayalini kurduğu arabayı almıştı. Simsiyah, parlayan bir yıldız gibi avluya park etmişti. Bihter, o arabadan indiğinde gözlerindeki zafer ışıltısını görmemek imkânsızdı.
"İşte," dedi bana dönerek, "hayallerim gerçek oldu, Behlül."
Ama ben, bu zaferin neye mal olduğunu biliyordum. Onun hayali, ailemizin geleceğini tehlikeye atmıştı. Ancak ona bunu söyleyemezdim. Çünkü Bihter’in hayallerine dokunmak, onun varlığını sorgulamak demekti.
İlk Yolculuk
Bihter, arabasıyla ilk yolculuğunu yapmaya karar verdiğinde beni de yanına aldı. Şehrin dar sokaklarından geçerken, bu arabanın gücünü ve zarafetini hissetmemek imkânsızdı. Ama içimdeki huzursuzluk bir türlü geçmiyordu.
Bir süre sonra, Bihter arabayı durdurdu ve bana dönerek, "Ne düşünüyorsun, Behlül?" diye sordu.
"Araba gerçekten etkileyici," dedim dürüstçe. "Ama bu kadar büyük bir hayalin altında ezilmekten korkmuyor musun?"
Bihter, dudaklarında hafif bir tebessümle, "Korku, yalnızca hayalleri olmayanlar içindir," dedi.
Bu cümle, onun tutkusunun ne kadar derin olduğunu bir kez daha anlamamı sağladı. Ama aynı zamanda, onun bu tutkusu bizi bir felakete sürükleyecek gibiydi.
Büyük Çöküş
Bihter’in arabası kısa sürede şehrin her köşesinde konuşulmaya başladı. Onun bu arabaya olan düşkünlüğü, sadece bir sevda değil, aynı zamanda bir takıntıya dönüşmüştü. Sürekli arabayla vakit geçiriyor, hatta bazen konakta bile görünmüyordu.
Ancak borçların ağır yükü, kısa sürede kendini hissettirmeye başladı. Alacaklılar kapıya dayandığında, Bihter’in bu tutkusunun bedelini ne kadar ağır ödediğini fark ettik. Konağın huzuru kaçmış, ailemiz dağılma noktasına gelmişti.
Bir gece, Bihter’le bu konuda yüzleşmeye karar verdim. Onu konağın bahçesinde bulduğumda, simsiyah arabasının yanında, yıldızlara bakıyordu.
"Behlül," dedi, sesindeki hüzünle. "Bu araba benim her şeyim. Ama aynı zamanda her şeyimi aldı."
Onun bu sözleri, içimdeki öfkeyi dindirdi. Çünkü Bihter, hayallerinin peşinde koşarken, aslında kendini kaybetmişti.
Araba Sevdasının Sonu
Ertesi sabah, Bihter arabasını satmaya karar verdi. Bu, onun için kolay bir karar değildi. Ama konağımızı ve ailemizi kurtarmak için başka bir çare yoktu.
Arabayı satıp borçlarımızı ödedikten sonra, Bihter’in gözlerindeki o hayalperest ışık kaybolmuştu. Onun yerine, derin bir pişmanlık ve hüzün yerleşmişti.
O günden sonra, Bihter’in araba sevdası bir daha asla eskisi gibi olmadı. Ama onun bu tutkusu, bize bir ders verdi: Hayaller uğruna her şeyi feda etmek, bazen sadece yıkım getirir.
---
Sonuç
Bu hikâye, Bihter’in tutkusunun ve benim ona olan hayranlığımın bir yansımasıydı. Onun sevdası, hem hayranlık uyandırıcı hem de yıkıcıydı. Ama sonunda, hepimiz bir şey öğrendik: Hayat, tutkular ve sorumluluklar arasında bir denge kurmayı gerektirir.
Bihter’in bu hikâyesi, yalnızca bir araba sevdası değil, aynı zamanda hayaller ve gerçekler arasındaki çarpışmanın trajik bir örneğiydi.
Yüreğinize sağlık
Merhaba, çok teşekkür ederiz. Kitaplar "Sadeleştirilmiş" değil mi? Keşke orijinalden okumanız mümkün olsa. Zannederim bir çok kişi artık anlamaz diye böyle tercih ediyorsunuz.
Nisan bey, sizi severek dinliyor ve başarılarınızın devamını diliyorum fakat bir konuda rahatsızlığımı bildirmek istiyorum o da videolarda çok fazla reklam olması. Bu konuyu dikkate alırsanız dinleyicileriniz olarak çok seviniriz. Teşekkürler.
Çok teşekkür ederim. UA-cam otomatik yerleştiriyor. Aralarını epey açıyorum. Tekrar kontrol edeyim.
Bihruz la Periveş kavuşup evlenecekler diye bekledim .
❤❤❤❤
❤
Kitap seçimi, seslendirme her şey güzel fakat daha 9 dakika oldu açalı 2 tane reklam çıktı biraz fazla gibi değil mi
Premium alsan mı?
@ sen alsana kanka
Premium de hayat var @@vitUStudio
@@farukemre4057ben aldım kafam rahat indirip iş yerimde dinliyorum epey cüzi bir miktar + youtube music de geliyor
@@farukemre4057 Var benim kardeşim
O yokuşu nasıl yürüyerek çıkmışlar? 😂😂
5:31:15
Kimse Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkand okumuyor ☹️
Yeteri kadar Yeşilçam filmlerinde gòrdüler sanırım.
Bu ne araba sevdası ya, en iyisi Honda civictir aksini iddia eden annesiyle pazara gitsin 🫡
Volvo ?
@ tamam Volvo da olur
Teşekkürler
💐