Hintler kendi dillerini unutmuş haldeler fakat aya çıktılar ve global firmaların ceo'su olabilecek yetkinliğe geldiler. Yani bazı şeylerin lisanla pek bir ilgisi yok, biraz fonksiyonel/pragmatist bakmak lazım. Ayrıca otobüs (oturgaçlı götürgeç), tren, radyo, gitar (çalgı), hostes, marş (düttürü) global (küresel), direkt (doğrudan), istiklâl, istikbal gibi kelimeler de Türkçe değil; TDK'da yeri olması, bunların başka dillerden zamanla Türkçeye geçmiş olduğu gerçeğini ve başka kelimelerin de aynı şekilde zamanla geçebileceği ihtimalini değiştirmiyor. Ve ayrıca maalesef kavramlar ile sözcüklerin birbiriyle uyuşmadığı durumlar var, bunları kanıksadığımız için bize normal geliyor, örneğin; "bilgisayar" terimi aslında saçmalığın daniskasıdır çünkü "to compute" yani "hesaplamak" tan köken alır ve bu, 0 ve 1'lerden ibaret birtakım girdilerin hesaplanarak belli çıktılar elde edilmesini refere eder... Yani ne "bilgi" ne de "saymak" ile doğrudan bir alakası bulunur, bizim uydurmamızdır. Bu durum özellikle felsefede ciddi bir problem çünkü biz felsefe yapan, düşünce üreten bir millet olmamışız, bunun yerine fikirleri yarım yamalak anlayıp örneğin "ateizm" gibi bir terime "tanrı-tanınamaz" gibi alakasız, saçma sapan bir türkçeleştirmeyle don biçmisiz, "determinizm" gibi derya deniz bir konuya "nedensellik" deyip geçmişiz... Ne yazık ki bunlar saçmalıktır ve uluslararası platformlarda hiçbir karşılığı bulunmamaktadır. İmla konusuna %100 katılıyorum yalnız, okumayı ve anlamayı inanılmaz etkiliyor. :)
Terimsel ifadeler konusunda kesinlikle katılıyorum. Determinizm, determinizmdir; ateizm, ateizmdir. Bu kavramların adını değiştirmek kargaşadan başka bir şeye yol açmıyor. Her dilin başka dillerden aldığı kelimeler vardır. Bir dini güzel gösteren nasıl ki ona iman edenlerin amelleriyse benzer bir şekilde dili özel ve zengin yapanın da kelimelerden ziyade onu kullanan halk olduğuna inanıyorum. Ders kitaplarımızda geçmeyen, edebiyatımızda yeri olmayan ve bunlarla beraber alternatifi bulunan kelimelerin kullanılmasını desteklemiyorum. Değerli yorumunuz için teşekkürler 🙏
aya çıktılar ama umumi tuvaleti icat edemediler hala sokağa dışkılıyorlar, Hindistan bize çok yabancı çok "uzaylı" bi toplum bizi ilgilendiren herhangi bir konuda onları ölçek almamakta fayda var. Farklı kültür, farklı din, farklı dil, ırk herşey. Mamafih ben başka dillerden kelime almaktansa kendi dilimizde kelime üretmeyi tercih ediyorum "Bilgisayar" kelimesi buna çok nefis bir örnek.
Dil şimdiye kadar bence nispeten sağlıklı evrimleşmiş ancak globalizm ile birlikte özellikle beyaz yakalıların çok sık maruz kaldığı İngilizce sağ olsun, plaza dili diye bir saçmalık var şu anda. Tren, otobüs vs. gibi kelimeler dilin yaşayan ve etkileyen bir oluşum olduğunu gösterirken "Maili forwardladım" tarzı bir kullanım İngilizce olmaktan da Türkçe olmaktan da çıkıyor, hatta İngilizce'ye Türkçe'ye olduğundan daha yakın. Bilim konusunda haklısınız, bilimi maalesef biz üretmediğimiz için batının terimlerini kullanmak uluslararası arenada da bilimi anlama yolunda da daha sağlıklı olabilir.
Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni ve uzmanlık alanı harf devrimi/dil devrimi olan biri olarak, senin gibi bu kadar genç birinin bir şeylerin bu kadar erken farkına vardığını görmek, içimdeki umut filizlerini yeşertti. Eğer bu konuda kendini ilerletmek istersen sana bazı kitaplar önerebilirim. (Ayrıca seni eleştiren yorumlara sakın aldırma, hepsini okudum ve tamamı yüzeysel, bilgi hatalı, yanlı yorumlar🍀🙏🏻 cevap vermeye değmezler.)
Birçok ingilizce öğretmenine ingilizce öğretecek kadar iyi ingilizce biliyorum ve Almancam da iyidir, Latince, Yunanca gibi birçok dili iyi kötü okur yazarım ama Türkçe'nin içinde slay kelimesinin yeri yok. Hele hele "mansplaining" gibi 3-5 yarım akıllı kolej öğrencisinin türettiği politik terimleri Türkçe'mize sokuşturmaya hiç ama hiç gerek yok. Türk siyasetine dışarıdan çok Orwell vari bir yönlendirme olarak görüyorum bunu. Herkes yabancı dil öğrensin, hatta isteyenlere özel ders verebilirim, ama Türkçe konuşurken Türkçe konuşalım.
Başka birini ağzından çıkan kelimeleri değiştirmesi için uyarırkenki motivasyonunuz nedir? Türkçe bilen biriyle konuşurken tüm kelimelerimi Türkçe seçmek için motivasyonum ne olmalı? Kendimi nasıl tamamen Türkçe konuşmaya gayret etmeye ikna ederim?
@@TurkishRepublicanX Ben bir çirkinlik görmüyorum, farkında bile olmuyorum genellikle. İletişebildiğim sürece gerisine önem vermiyorum. Teşekkür ederim cevap için.
Dediklerin çok doğru ve yerinde tespitler ancak şu İstanbul Türkçesi mevzusuna katıldığımı söyleyemeyeceğim. Naçizane güzel Türkçe insanların kulağına hoş gelen Türkçe demek yerine kelimeleri daha doğru seçip karşıya kendini daha iyi açıklamaktır diye düşünüyorum. Her insan birkaç diksiyon eğitimi ile kulağa hoş gelen bir Türkçe konuşabilir ancak gerçekten güzel bir Türkçe için insanların belli bir yaşanmışlığa belli bir entellektüel bilgi birikimine belli bir kitap bilgi birikimine ihtiyacı vardır diye düşünüyorum, saygılarımla. Bu arada şu canlı yayınlar daha sık gelsin.
Kesinlikle katılıyorum, zaten ben de İstanbul Türkçesiyle konuşmak isteyen biri değilim açıkçası. Hoş konuşmakla iyi/güzel konuşmak arasında bir fark var. Mesela ben güzel konuşan bir insanım, bu konuda mütevazı olamayacağım fakat çok hoş konuşabildiğimi söyleyemem. En uzun cümlesi 4 kelime olan bir insan hoş konuşabilir, peltek biri güzel konuşabilir.
anladığım kadarıyla 13 dakikanın özeti "türkçe konuşun çünkü ben öylesinden hoşlanıyorum." videoda salladığın tip kişiliklerden ben de hoşlanmıyorum ama "türkçe konuş" demiyorum çünkü sıradan bir vatandaş olarak insanların ağzından çıkacak lafa karışacak ne haddim ne de motivasyonum var. düzgün türkçe kullansa ne, kullanmasa ne. bana bir etkisi yok. bir de kültürü unutmak tarihi unutmak gibi kullanımlar bence çok saçma, ben bir devletin veya milletin kendisi değilim, 60-70 yıl ömrü olan ufacık 1 bireyciğim. benden 500 yıl önce yaşadıysa adı ister mehmet olsun ister edward olsun, neden umursayıp da mehmet'in hayatını öğreneyim, kanımızda ufak bir benzerlik var diye mi? hem hadi tamam mehmet'in hayatını öğrendim diyelim, kiminle kanım benzer ise hepsini öğreneyim, sonra ne olacak? okuduysan teşekkür ederim. söylediklerim hakkında ne düşündüğünü yazarsan sevinirim
@@Lityumkarbonatözenti dediğin şey doğal bir süreçtir. Kimin kültürü baskınsa o taklit edilir ister istemez. Güzel türkçe ne? Dil dediğin iletişim aracıdır. Sen karşındakini anla o seni anlasan yeter. Sanat yapmak için elbette daha derli toplu bir dil kullan. Takmayin bunlara artık.
@@Lityumkarbonat hahaha ne güzel olurdu ne yazıkkı bu gibi konular hakkında da hiç fikrim yok ama elbette illerde başarılı olacağına inandığım birine şuan yardımcı olabilirim :)
Bu konuda benimle aynı düşüncede olan bir insan gördüm, mutlu oldum. Senin de dediğin gibi bazı durumlarda kullanılması gayet doğal (he/she, lonely/alone gibi) ama bunlar dışındaki çoğu durumda Türkçe söylenmesi gerek. Söylediklerinin dışında birde şöyle kötü bir durum var: cool, post gibi kelimeler sosyal medya olmasa hayatımızı çok etkilemezdi ancak bazı kelimeler yüzyıllar önce dilimize girmiş ve çok ilginç bir şekilde Türkçe karşılığı yok. Örneğin "kalem" yerine kullanabileceğim bir sözcük yok. Türk Dil Kurumunun bu duruma el atması gerekiyor.
@@Lityumkarbonat Kalem burada sadece bir örnek. Bunun gibi onlarca hatta yüzlerce sözcük dilimize girmiş. Bunların önüne biraz geçmek gerekiyor, sonuçta dil ulusun kendisidir.
Dilimizi güzel konuşmak için edebiyat bölümünü bitirmek yada okullu, tahsilli olmak şart değil, hatta kendi uzmanlık alanında bazı sanatçılar (alaylı doğal olduğu için) alaylı olmaya çalışırlar; çünkü bazı alaylılar okullulardan çok daha başarılı olabiliyorlar. Konuşma yetisi sade, müzüksiz çığlıklarla değil, müzikli, melodili çığlıklarla başlamış. Örneğin: anlaşarak, güzel konuştuktan sonra şive ile konuşumakta güzeldir, mesela diksiyon dersinde 'kocaman' kelimesi şan dersinde 'gocuman' dır, kocaman denilmesi yanlıştır. Resimde de böyledir ki herkes aynı güzel manzarayı seyretmek zorunda değildir, başka biri güzel olan başka bir manzara seyrediyor olabilir. Bu arada kring ne? 😁 Konusuyla birlikte video konferansın çok güzeldi 🤝 teşekkür ederim 🤲🙏
ben olaya bu şekilde bakmıyo(ru)m. bence insanların her birinin kendine özgü bir dilinin olması, asıl toplumu zenginleştiren şey(dir). mesela, ben çoğu yerde ve durumda refleks olarak yabancı kelimeler kullanıyo(ru)m veya "bizim kültürümüzde" olmayan tepkiler veriyo(ru)m. Ama artık bu benim kişiliğimin bir parçası olduğu ve beni tanıyan insanlar bu konuşma tarzını bana atfettikleri için benim samimi ve kendim olduğumu hissediyo(r)lar. (ya da ben şizofrenim ve her şeyi kafamda kuruyorum)
yani diller, insanların kendini ifade etmesinden çok, büyük kitlelerin birbirleriyle belli kalıplar ve kurallar altında daha kolay iletişim kurup, daha sağlam temellere sahip toplumlar kurmasını sağlar. aksi halde aksan veya lehçelerin olmaması lazım. konuşma dediğimiz şey, kurallar çerçevesinden çok insanların hislerini karşıya aktarma biçimidir (BENCE)
Yine slaylemissin askom böyle viduolara devam et iyi yerlere gelcenden şuphem yok kanzi boyle devam pls Yine güzel bir iş çıkarmışsın canım arkadaşım. Çok hızlı gelişiyorsun. Umarım bu süreç hiç bir zaman çizgini aşmanı gerektirmez. Kitlen de senin gibi, gelişiyorsunuz ve gelişeceksiniz. Daha nice güzel içeriklere💆🏾
Çok elitist buldum. (sinirli yumruk sıkan emoji) (İngilizce konusunda günlük hayatta resmen Türkçe-İngilizce karışık konuşuyorum. Bilerek değil, kelimelerin Türkçelerini gerçekten hatırlamıyorum.)
Uzun süre, yoğun bir biçimde ingilizce içeriğe maruz kalınca olabiliyor. Ben de ingilizce yayınları takip ettiğim dönemlerde bunu yaşamıştım. Belli bir dozu aşmadığı sürece gerektiğinde kullanılması büyük bir sorun teşkil etmez diye düşünüyorum.
Selam, bir süredir takip ediyorum seni, ilk kez de yorum atıyorum. Konusurken çok heyecanlanıyorsun, lutfen biraz daha sakin :) Kanalin çok hos, takipteyim
Senin buna kızman yanlış bir şey arkadaşım kimseye karışamazsın. Bu ne hadsizlik. türkçe kelime dediğin nedir sanki? Farsça mi Arapça mi ? Burda kelime kelime dediğin şey bile arapçadan geliyor
belki de 2-3 yaş daha büyüyünce ortaokul türkçe öğretmeni-vari aşırı sıkıcı dil naziliğini bırakırsın ve boş bir özcülük kovalamak yerine yabancı kelimelerin dilin esnekliğini arttırdığını kabul edersin. türkçe - son 1000 senedir- kendinden "üstün" kültürlerin kavramlarına çöreklenmediği senaryoda bir hiç olurdu.
@@Lityumkarbonat bak iyi bi noktaya getirdin minik NERD. dil, eş anlamlı kelimeleri sevmez. kara (arap), siyah (fars) eş anlamlıdır ancak zihinde aynı anlamı çağrıştırmazlar. "kara gün" dersin, "siyah gün" demezsin. birinin sığdığı yere öteki sığmaz. bir cümlede birinin çağrıştırdığını öteki %100 çağrıştırmaz. beğenmek like'lamak aynı anlama çağrıştırmaz. kahve içip, kahveyi tadını sevince kahveyi beğenirsin, like'lamazsın. like'lamak spesifik bir sosyal medya jargonuna işaret eder. (son cümlede "bir" ve "eder" hariç türkçe köklü bir kelime yok). "postunu beğendim". nasıl beğendin? sevdin anlamında mı beğenme tuşuna bastın anlamında mı? ha? bazen cümlede spesifik bir manayı zihinde çağrıştırabilmek adına, benzer anlamlara gelen kelimeler arasında seçim yaparsın. yabancı olanları dışlamaya çalışmak ise ağır boş iş. tr'deki inek kelimesinde bi hakaret tınısı var. nerd ise bir stili işaret eder. aynı anlamı güya çağrıştırması gereken iki kelime ancak bu gerçekleşemiyor. birini dışlamak dili fakirleştirir. değil mi?
Bu biraz kabul edilebilir bir açıklama, yine de diğerini tercih edeceğim. Biri bana "gönderini beğendim" derse gayet iyi anlarım ki bu durum bile gereksiz kısaltmaları ve uzatmaları, before/after görüntülerini, bir sürü alternatifi varken kullanılan "Vibe" kelimesini vb. açıklamıyor. Dozunda olduğunda bir sorun görmem fakat her cümlede ingilizceden faydalanmak gerektiğini düşünmüyorum, bunda özentiliğin ve "cool" durduğunun düşünülmesinin özellikle de yaşıtlarımda büyük bir etkisi olduğunu görüyorum.
4:45 "Global" değil yalnız "Evrensel veya küresel" olacak. Eğer kısa anlamını bilmiyorsanız o zaman cümleyi uzun kurun. Tüm dünya tarafından izlenilen, değerlendirilen konular demektir. Sizin gibi ünlü bir içerik üreticisine yakışmadı.
@@Lityumkarbonat ahahahaha saka yapiyom ya, Videoların çok güzel, arkadaşlarımla severek izliyoruz. Umarım herkes seni keşfedebilir ve daha iyi yerlere gelebilirsin.
Hintler kendi dillerini unutmuş haldeler fakat aya çıktılar ve global firmaların ceo'su olabilecek yetkinliğe geldiler. Yani bazı şeylerin lisanla pek bir ilgisi yok, biraz fonksiyonel/pragmatist bakmak lazım. Ayrıca otobüs (oturgaçlı götürgeç), tren, radyo, gitar (çalgı), hostes, marş (düttürü) global (küresel), direkt (doğrudan), istiklâl, istikbal gibi kelimeler de Türkçe değil; TDK'da yeri olması, bunların başka dillerden zamanla Türkçeye geçmiş olduğu gerçeğini ve başka kelimelerin de aynı şekilde zamanla geçebileceği ihtimalini değiştirmiyor. Ve ayrıca maalesef kavramlar ile sözcüklerin birbiriyle uyuşmadığı durumlar var, bunları kanıksadığımız için bize normal geliyor, örneğin; "bilgisayar" terimi aslında saçmalığın daniskasıdır çünkü "to compute" yani "hesaplamak" tan köken alır ve bu, 0 ve 1'lerden ibaret birtakım girdilerin hesaplanarak belli çıktılar elde edilmesini refere eder... Yani ne "bilgi" ne de "saymak" ile doğrudan bir alakası bulunur, bizim uydurmamızdır. Bu durum özellikle felsefede ciddi bir problem çünkü biz felsefe yapan, düşünce üreten bir millet olmamışız, bunun yerine fikirleri yarım yamalak anlayıp örneğin "ateizm" gibi bir terime "tanrı-tanınamaz" gibi alakasız, saçma sapan bir türkçeleştirmeyle don biçmisiz, "determinizm" gibi derya deniz bir konuya "nedensellik" deyip geçmişiz... Ne yazık ki bunlar saçmalıktır ve uluslararası platformlarda hiçbir karşılığı bulunmamaktadır. İmla konusuna %100 katılıyorum yalnız, okumayı ve anlamayı inanılmaz etkiliyor. :)
Terimsel ifadeler konusunda kesinlikle katılıyorum. Determinizm, determinizmdir; ateizm, ateizmdir. Bu kavramların adını değiştirmek kargaşadan başka bir şeye yol açmıyor.
Her dilin başka dillerden aldığı kelimeler vardır. Bir dini güzel gösteren nasıl ki ona iman edenlerin amelleriyse benzer bir şekilde dili özel ve zengin yapanın da kelimelerden ziyade onu kullanan halk olduğuna inanıyorum. Ders kitaplarımızda geçmeyen, edebiyatımızda yeri olmayan ve bunlarla beraber alternatifi bulunan kelimelerin kullanılmasını desteklemiyorum.
Değerli yorumunuz için teşekkürler 🙏
aya çıktılar ama umumi tuvaleti icat edemediler hala sokağa dışkılıyorlar, Hindistan bize çok yabancı çok "uzaylı" bi toplum bizi ilgilendiren herhangi bir konuda onları ölçek almamakta fayda var. Farklı kültür, farklı din, farklı dil, ırk herşey. Mamafih ben başka dillerden kelime almaktansa kendi dilimizde kelime üretmeyi tercih ediyorum "Bilgisayar" kelimesi buna çok nefis bir örnek.
@@TurkishRepublicanX "kelime" almaktansa. 🤣
@@thebayvoldemort9047 "kelime" kelimesinde komik birşey mi var kardeşim?
Dil şimdiye kadar bence nispeten sağlıklı evrimleşmiş ancak globalizm ile birlikte özellikle beyaz yakalıların çok sık maruz kaldığı İngilizce sağ olsun, plaza dili diye bir saçmalık var şu anda. Tren, otobüs vs. gibi kelimeler dilin yaşayan ve etkileyen bir oluşum olduğunu gösterirken "Maili forwardladım" tarzı bir kullanım İngilizce olmaktan da Türkçe olmaktan da çıkıyor, hatta İngilizce'ye Türkçe'ye olduğundan daha yakın.
Bilim konusunda haklısınız, bilimi maalesef biz üretmediğimiz için batının terimlerini kullanmak uluslararası arenada da bilimi anlama yolunda da daha sağlıklı olabilir.
Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni ve uzmanlık alanı harf devrimi/dil devrimi olan biri olarak, senin gibi bu kadar genç birinin bir şeylerin bu kadar erken farkına vardığını görmek, içimdeki umut filizlerini yeşertti.
Eğer bu konuda kendini ilerletmek istersen sana bazı kitaplar önerebilirim.
(Ayrıca seni eleştiren yorumlara sakın aldırma, hepsini okudum ve tamamı yüzeysel, bilgi hatalı, yanlı yorumlar🍀🙏🏻 cevap vermeye değmezler.)
Önerilerinizi beklerim🙏
Birçok ingilizce öğretmenine ingilizce öğretecek kadar iyi ingilizce biliyorum ve Almancam da iyidir, Latince, Yunanca gibi birçok dili iyi kötü okur yazarım ama Türkçe'nin içinde slay kelimesinin yeri yok. Hele hele "mansplaining" gibi 3-5 yarım akıllı kolej öğrencisinin türettiği politik terimleri Türkçe'mize sokuşturmaya hiç ama hiç gerek yok. Türk siyasetine dışarıdan çok Orwell vari bir yönlendirme olarak görüyorum bunu.
Herkes yabancı dil öğrensin, hatta isteyenlere özel ders verebilirim, ama Türkçe konuşurken Türkçe konuşalım.
Başka birini ağzından çıkan kelimeleri değiştirmesi için uyarırkenki motivasyonunuz nedir? Türkçe bilen biriyle konuşurken tüm kelimelerimi Türkçe seçmek için motivasyonum ne olmalı? Kendimi nasıl tamamen Türkçe konuşmaya gayret etmeye ikna ederim?
@@migo2259 Tek cevap: Çünkü çirkin. Bir pastanın içine koyacağın turşu gibi, ya da bir kebabın içine koyacağın çilek gibi. Onun yeri orası değil.
@@TurkishRepublicanX Ben bir çirkinlik görmüyorum, farkında bile olmuyorum genellikle. İletişebildiğim sürece gerisine önem vermiyorum. Teşekkür ederim cevap için.
@@migo2259 answer edebileceğim başka question olursa lütfen ask me o zaman
Güzel bir konuya değinmişsin.Sana katılıyorum.Dil milletin aynasıdır ve dilimizi yabancı sözcüklerle bozmayalım lütfen.
Videolarının devamını beklemekteyiz.
Güzel ve açıklayıcı bir video olmuş.
ooo fang yuan falan
Dediklerin çok doğru ve yerinde tespitler ancak şu İstanbul Türkçesi mevzusuna katıldığımı söyleyemeyeceğim. Naçizane güzel Türkçe insanların kulağına hoş gelen Türkçe demek yerine kelimeleri daha doğru seçip karşıya kendini daha iyi açıklamaktır diye düşünüyorum. Her insan birkaç diksiyon eğitimi ile kulağa hoş gelen bir Türkçe konuşabilir ancak gerçekten güzel bir Türkçe için insanların belli bir yaşanmışlığa belli bir entellektüel bilgi birikimine belli bir kitap bilgi birikimine ihtiyacı vardır diye düşünüyorum, saygılarımla.
Bu arada şu canlı yayınlar daha sık gelsin.
Kesinlikle katılıyorum, zaten ben de İstanbul Türkçesiyle konuşmak isteyen biri değilim açıkçası.
Hoş konuşmakla iyi/güzel konuşmak arasında bir fark var. Mesela ben güzel konuşan bir insanım, bu konuda mütevazı olamayacağım fakat çok hoş konuşabildiğimi söyleyemem.
En uzun cümlesi 4 kelime olan bir insan hoş konuşabilir, peltek biri güzel konuşabilir.
anladığım kadarıyla 13 dakikanın özeti "türkçe konuşun çünkü ben öylesinden hoşlanıyorum."
videoda salladığın tip kişiliklerden ben de hoşlanmıyorum ama "türkçe konuş" demiyorum çünkü sıradan bir vatandaş olarak insanların ağzından çıkacak lafa karışacak ne haddim ne de motivasyonum var.
düzgün türkçe kullansa ne, kullanmasa ne. bana bir etkisi yok.
bir de kültürü unutmak tarihi unutmak gibi kullanımlar bence çok saçma, ben bir devletin veya milletin kendisi değilim, 60-70 yıl ömrü olan ufacık 1 bireyciğim.
benden 500 yıl önce yaşadıysa adı ister mehmet olsun ister edward olsun, neden umursayıp da mehmet'in hayatını öğreneyim, kanımızda ufak bir benzerlik var diye mi?
hem hadi tamam mehmet'in hayatını öğrendim diyelim, kiminle kanım benzer ise hepsini öğreneyim, sonra ne olacak?
okuduysan teşekkür ederim. söylediklerim hakkında ne düşündüğünü yazarsan sevinirim
Ufacık 1 bireycik olmayı küçümsüyorsan sözüm sana değil zaten🙃
Heea oni gettim ben goyiem mi he şişiye?
Dil canlıdır ve değişir. Cok basit. Tarihin her anında bu böyle olmuştur. 1500 sene önceki türkçeyi mi konuşuyoruz sence
Dilin değişmesi ayrı, katledilmesi ayrı, özentilik uğruna körelmesi ayrı...
@@Lityumkarbonat👍😊
@@Lityumkarbonatözenti dediğin şey doğal bir süreçtir. Kimin kültürü baskınsa o taklit edilir ister istemez. Güzel türkçe ne? Dil dediğin iletişim aracıdır. Sen karşındakini anla o seni anlasan yeter. Sanat yapmak için elbette daha derli toplu bir dil kullan. Takmayin bunlara artık.
Mikrofon sorunu nu halletsekmi artık hshdhdbdhd
Elinde varsa yollayabilirsin...
@@Lityumkarbonat hahaha ne güzel olurdu ne yazıkkı bu gibi konular hakkında da hiç fikrim yok ama elbette illerde başarılı olacağına inandığım birine şuan yardımcı olabilirim :)
Oha ne ara abone bu karar arttı
Bu konuda benimle aynı düşüncede olan bir insan gördüm, mutlu oldum. Senin de dediğin gibi bazı durumlarda kullanılması gayet doğal (he/she, lonely/alone gibi) ama bunlar dışındaki çoğu durumda Türkçe söylenmesi gerek. Söylediklerinin dışında birde şöyle kötü bir durum var: cool, post gibi kelimeler sosyal medya olmasa hayatımızı çok etkilemezdi ancak bazı kelimeler yüzyıllar önce dilimize girmiş ve çok ilginç bir şekilde Türkçe karşılığı yok. Örneğin "kalem" yerine kullanabileceğim bir sözcük yok. Türk Dil Kurumunun bu duruma el atması gerekiyor.
Kalem, kalem olarak kalabilir. Her dil ötekilerden ifadeler alabilir, bunda bir sakınca görmüyorum.
@@Lityumkarbonat öyle kalmasından kötü olan şey karşılığının olmaması. Bu kadar basit ve kullanılan bir aracın Türkçesini söylemek isterdim.
@@Lityumkarbonat Kalem burada sadece bir örnek. Bunun gibi onlarca hatta yüzlerce sözcük dilimize girmiş. Bunların önüne biraz geçmek gerekiyor, sonuçta dil ulusun kendisidir.
@@gokhanyldrm4653 dili özel yapanın kelimelerden öte onu kullanan halk olduğuna inanıyorum...
@@Lityumkarbonat o da doğru tabii
Dilimizi güzel konuşmak için edebiyat bölümünü bitirmek yada okullu, tahsilli olmak şart değil, hatta kendi uzmanlık alanında bazı sanatçılar (alaylı doğal olduğu için) alaylı olmaya çalışırlar; çünkü bazı alaylılar okullulardan çok daha başarılı olabiliyorlar.
Konuşma yetisi sade, müzüksiz çığlıklarla değil, müzikli, melodili çığlıklarla başlamış. Örneğin: anlaşarak, güzel konuştuktan sonra şive ile konuşumakta güzeldir, mesela diksiyon dersinde 'kocaman' kelimesi şan dersinde 'gocuman' dır, kocaman denilmesi yanlıştır. Resimde de böyledir ki herkes aynı güzel manzarayı seyretmek zorunda değildir, başka biri güzel olan başka bir manzara seyrediyor olabilir.
Bu arada kring ne? 😁
Konusuyla birlikte video konferansın çok güzeldi 🤝
teşekkür ederim 🤲🙏
Konular gitgide çeşitleniyor 🙏🙏🙏🧿❤
ben olaya bu şekilde bakmıyo(ru)m. bence insanların her birinin kendine özgü bir dilinin olması, asıl toplumu zenginleştiren şey(dir). mesela, ben çoğu yerde ve durumda refleks olarak yabancı kelimeler kullanıyo(ru)m veya "bizim kültürümüzde" olmayan tepkiler veriyo(ru)m. Ama artık bu benim kişiliğimin bir parçası olduğu ve beni tanıyan insanlar bu konuşma tarzını bana atfettikleri için benim samimi ve kendim olduğumu hissediyo(r)lar. (ya da ben şizofrenim ve her şeyi kafamda kuruyorum)
yani diller, insanların kendini ifade etmesinden çok, büyük kitlelerin birbirleriyle belli kalıplar ve kurallar altında daha kolay iletişim kurup, daha sağlam temellere sahip toplumlar kurmasını sağlar. aksi halde aksan veya lehçelerin olmaması lazım. konuşma dediğimiz şey, kurallar çerçevesinden çok insanların hislerini karşıya aktarma biçimidir (BENCE)
Fazlası zarar
@@Lityumkarbonathem katılıyorum hem de fayda sağlayacağı yanların zararlarını telafi edeceğini hatta dile katkı sağlayacağını düşünüyorum
Dil değişir kardeşim. Grameri de değişir fonetiği de değişir. Bu dediklerin gayet normal. Dil polise olamaya gerek yok
Etkileşimin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum .
Yine slaylemissin askom böyle viduolara devam et iyi yerlere gelcenden şuphem yok kanzi boyle devam pls
Yine güzel bir iş çıkarmışsın canım arkadaşım. Çok hızlı gelişiyorsun. Umarım bu süreç hiç bir zaman çizgini aşmanı gerektirmez. Kitlen de senin gibi, gelişiyorsunuz ve gelişeceksiniz. Daha nice güzel içeriklere💆🏾
Çok elitist buldum. (sinirli yumruk sıkan emoji)
(İngilizce konusunda günlük hayatta resmen Türkçe-İngilizce karışık konuşuyorum. Bilerek değil, kelimelerin Türkçelerini gerçekten hatırlamıyorum.)
Uzun süre, yoğun bir biçimde ingilizce içeriğe maruz kalınca olabiliyor. Ben de ingilizce yayınları takip ettiğim dönemlerde bunu yaşamıştım. Belli bir dozu aşmadığı sürece gerektiğinde kullanılması büyük bir sorun teşkil etmez diye düşünüyorum.
Selam, bir süredir takip ediyorum seni, ilk kez de yorum atıyorum. Konusurken çok heyecanlanıyorsun, lutfen biraz daha sakin :)
Kanalin çok hos, takipteyim
Teşekkür ederim 🙏
Heyecan değil aslında sadece DEHB'liyim.
Türkçe kelime haznenizi geliştirmek istiyorsanız türk edebiyatları okuyabilirsiniz.
Çok hızlı artıyor abone sayın, tebrik ederim.Bir gün ünlü olursan bizi unutma. 😁
Merak etme Hazan, yorum yapan 3 kadından biri olduğun için sizi unutsam da seni unutmam...
İç sesim olmuşsun :,)
türkçeyi düzgün konuşan beni kastediyor
Sen bi' dur hele
Güzel bir video 🎉🎉🎉
yes👌
🤨
Senin buna kızman yanlış bir şey arkadaşım kimseye karışamazsın. Bu ne hadsizlik. türkçe kelime dediğin nedir sanki? Farsça mi Arapça mi ? Burda kelime kelime dediğin şey bile arapçadan geliyor
Arkadaşın değilim🥱
@@Lityumkarbonat insanların türkçe öğretmeni de değilsin. Unutma
chill bro
It's just ADHD dude,
not excitement
belki de 2-3 yaş daha büyüyünce ortaokul türkçe öğretmeni-vari aşırı sıkıcı dil naziliğini bırakırsın ve boş bir özcülük kovalamak yerine yabancı kelimelerin dilin esnekliğini arttırdığını kabul edersin. türkçe - son 1000 senedir- kendinden "üstün" kültürlerin kavramlarına çöreklenmediği senaryoda bir hiç olurdu.
Ne kadar güzel ve Türkçe bir yorum bu böyle...
@@Lityumkarbonat beni övme minik nerd
@@thebayvoldemort9047 nerd mü... İnek demek istediniz galiba bay kim-olduğunu-bilirsin-sen
@@Lityumkarbonat bak iyi bi noktaya getirdin minik NERD. dil, eş anlamlı kelimeleri sevmez. kara (arap), siyah (fars) eş anlamlıdır ancak zihinde aynı anlamı çağrıştırmazlar. "kara gün" dersin, "siyah gün" demezsin. birinin sığdığı yere öteki sığmaz. bir cümlede birinin çağrıştırdığını öteki %100 çağrıştırmaz.
beğenmek like'lamak aynı anlama çağrıştırmaz. kahve içip, kahveyi tadını sevince kahveyi beğenirsin, like'lamazsın. like'lamak spesifik bir sosyal medya jargonuna işaret eder. (son cümlede "bir" ve "eder" hariç türkçe köklü bir kelime yok). "postunu beğendim". nasıl beğendin? sevdin anlamında mı beğenme tuşuna bastın anlamında mı? ha?
bazen cümlede spesifik bir manayı zihinde çağrıştırabilmek adına, benzer anlamlara gelen kelimeler arasında seçim yaparsın. yabancı olanları dışlamaya çalışmak ise ağır boş iş.
tr'deki inek kelimesinde bi hakaret tınısı var. nerd ise bir stili işaret eder. aynı anlamı güya çağrıştırması gereken iki kelime ancak bu gerçekleşemiyor. birini dışlamak dili fakirleştirir. değil mi?
Bu biraz kabul edilebilir bir açıklama, yine de diğerini tercih edeceğim. Biri bana "gönderini beğendim" derse gayet iyi anlarım ki bu durum bile gereksiz kısaltmaları ve uzatmaları, before/after görüntülerini, bir sürü alternatifi varken kullanılan "Vibe" kelimesini vb. açıklamıyor. Dozunda olduğunda bir sorun görmem fakat her cümlede ingilizceden faydalanmak gerektiğini düşünmüyorum, bunda özentiliğin ve "cool" durduğunun düşünülmesinin özellikle de yaşıtlarımda büyük bir etkisi olduğunu görüyorum.
4:45 "Global" değil yalnız "Evrensel veya küresel" olacak. Eğer kısa anlamını bilmiyorsanız o zaman cümleyi uzun kurun. Tüm dünya tarafından izlenilen, değerlendirilen konular demektir. Sizin gibi ünlü bir içerik üreticisine yakışmadı.
küçük bi hata olmuş, çokta ciddiye almaya gerek yok mu ?
Videoyu editlerken ben de buna takıldım, sonrasında TDK'de yeri olduğunu gördüm. Problem yok.
@@Lityumkarbonat Öz ablam TDK'ye gelen eki bile doğru yazmış
@@Lityumkarbonat ahahahaha saka yapiyom ya, Videoların çok güzel, arkadaşlarımla severek izliyoruz. Umarım herkes seni keşfedebilir ve daha iyi yerlere gelebilirsin.
@@yagamilight9794 Sanane, elestiri kabul edebilecek düzeyde birisi olduğunu bildiğim için yazma gereksinimi duydum.
İstanbul türkçesi tek doğru türkçe değil aslında.
Sadece bir örnekti.