💫 Jeon Jungkook ♾ Kim Adel ⚪ Yanlışlar için sorry! ⚫ Konu ÖZGÜN! 📜 Seni Aldatan Sevgilinin Kimsesi Olmadığı İçin Kaza Geçirdiğinde Sen Bakarsın hikayeye geçelim ✍🏻 İşte baya yorulmuş olmalıydım ki bedenimi hareket ettirecek gücüm dahi yoktu. Dinlenmek adına uzandığım bu koltuğa yapışmıştım resmen. Ancak kalkmam ve üzerimi değiştirmem gerekiyordu, tabi yemeği ve yarına yetişmesi gereken bir ton reklam fikirlerini saymazsak. Ah.. hadi Adel, kalk güzelim yerinden. Günlerden beri nedenini anlamadığım şekilde uyku düzenimde bozulmuş bu yüzden sabahları gereğinden fazla erken kalkmaya başlamıştım. Ve buda elbette gün içindeki halimi etkiliyordu. Kendimi ayık tutmak adına. birkaç bardak kahve içiyordum. Sağlıksız olduğunu biliyorum ancak... yapıcak bişey yok.. Uzandığım koltuktan kalktım ve üzerimdekilerden kurtulmak adına odama yöneldim. Ahh.. güzel, sıcak bir duşa hayır demezdim sanırım, hem günün de yorgunluğunu alır- Odama geçecekken koridordan salonda bıraktığım telefonumun sesini duydum. Kim arıyordu bu saate? Saniseler geçerken zil sesinin durmamasıyla önemli bir şeyler olabileceğini düşündüm ve hızlı adımlarla masanın üzerinde duran telefonumu elime alıp ekrana baktım. N-ne? J-jungkook mu? O kim mi? Beni a-aldatan eski sevgilim. Evet doğru duydunuz.. aldattı beni. Üç yıllık ilişkimizi raftan alıp çöpe atacak kadar değersizdi herşey demek ki onun gözünde..bunu anlamam biraz sürmüş,onun ardından çok acı çekmiştim. Ancak.. başarmıştım. Şimdi ne olduda aradan geçen dört ayın sonunda yeniden aradı, hem de böyle büyük bir ısrarla? Bedenimi anlık bir cesaretin kapladığını hissederek aramayı onayladım ve kulağıma götürdüm. Ancak beklediğim kişi değildi konuşan 'Merhaba, Bayan Adel ile mi görüşüyorum?' "E-evet de siz kimsiniz? Jungkook nerede? " 'Bay Jeon inşaattan düşmüş hanımefendi. Şuan da ameliyathane de ancak arkadaşları hariç çok yakın birine rastlamadım telefonunda. Sevgilim diye kayıtlıydınız.. O yüzden sizi aradım' dediklerini anlamaya çalışıyordum. Ne diyordu o.. Jungkook i-inșaattan mı düşmüştü? Jungkook inşaat mühendisiydi ve projelerinin çoğu yüksek katlı bina veya rezidanslardan oluşuyordu 'Pardon, orda mısınız?' "Ha..e-evet" adam konuşmasına devam ederken bense hala nasıl olabilir diye düşünüyordum. Çünkü Jungkook işinin en iyilerindendi. Konuşmamız sonlandıktan sonra hemen çantamı ve askılığa astığım araba anahtarımı da alıp evden çıktım. Umarım durumu iyidir, her ne kadar beni aldatmış bile olsa içimdeki nefret, duygularım onun ölmesini isteyecekti.. .. .. .. Jungkook'un ameliyat olduğu kata geldiğimde kapısının önünde bazı iş arkadaşları ve yetimhaneden arkadaşları vardı. Evet Jungkook'un annesi - babası küçükken onu yetimhaneye bırakmıştılar.. Kapının yanındaki sandalyelere oturmuş beklerlerken bende büyük adımlarla yanlarına gittim. "Durumu nasıl?" Başlarını kaldırıp beni gördüklerinde şaşırmıştılar. 'A-adel?' "Durumu nasıl diye sordum?" 'B-bizde bekl-' cümlesini bitirememiști çünkü ameliyathane'nin kapısı açılmış sedyede yatan bir jungkook çıkmıştı. Görmeyeli.. pek de değişmemiş, ama şimdiyse kollarında bazı sargılar vardı. Onu böyle görmek.. yalan değil üzmüştü, kim bu hale düşmek ister ki? Hemşireler onu yine bu kattaki bir odaya götürüyorlardı, gözüm onlara takılıyken içerden çıkan doktor ile bakışlarım bu sefer ona dönmüştü. : Geçmiş olsun.. Hastanın betonun üstüne düşmeye bağlı olarak malesef ki bazı kemikleri büyük zarar görmüş. : Bu yüzden bel aşağısı felç olma ihtimali var. Bunu dediğinde burda bekleyen herkesin şok kesildiğine emindim. Genç bir adamın felç kesilmesi..başkalarına muhtaç kalması...ne demekti? 'Doktor bey? Bir çözümü yok mu?' : Şuan için hayır, ameliyatta elimden geleni yaptım. Bu saatten sonrası ona verilen öz bakım, ilaçlar ve birkaç zaman sonra başlaması gereken fizik tedavi ile sonuçlanıcak. Tekrardan geçmiş olsun demiş aramızdan sıyrılıp bulunduğumuz yerden uzaklaşmaya başlamıştı. Bizde Jungkook'un yatırıldığı odaya doğru gitmeye başladık. Doktorun dediklerini düşünüyordum. Öz bakım? Fizik tedavi? Bunların hepsi çok büyük süreçlerdi.. umarım atlatabilir Bunları düşünürken aklıma bir anda beni aldattığı sevgilisi gelmiş, aralarından yürüdüğüm kişilere yeniden göz gezdirmiștim. Ama.. yoktu. "Rose nerde?" bunu dediğim de herkesin şaşkın bakışları bana dönmüştü. Fakat.. merak etmem normal değil miydi? İşin aldatma kısmını geçtim.
Sonuçta 'sevdiği adam' kaza geçirmişti ve çok daha kötü şeyler de olabilirdi.. ancak o burda, sevgilisinin ona en ihtiyaç duyduğu zamanda yoktu?! Jack : Rose, Jungkook'u aldattı Adel. Onlar iki ay önce ayrıldılar. Bunu dediğinde şaşkın gözlerle bakmıştım..Beklemiyordum tabiki ama.. Bir gerçek vardı bu dünyada "Yaşattığını yaşamadan ölmezsin" .. Odanın camından ona baktığım da nefes alması için burnuna takılı apereyler, kolunda makine kabloları.. bana yaptıklarının cezası mı çıkıyordu? Bu.. bu gerçekten büyük bir cezaydı öyleyse. Daha yirmi beş yaşında genç bir adamın başka birilerine muhtaç kalması.. çok kötü bir duygu Ben onu camdan izlerken arkadaşlarının bazı konuşmaları kulağıma gelmeye başlamıştı. : Ee kim bakıcak şimdi ona? 'Üzgünüm bende kalamaz, işler çok yoğun nerdeyse şirkette sabahlıyorum bu ara' Jack : Bende bakamam ki koca adama - Bende de malesef kalamaz, tatile gitme planım vardı. İznim b- Bu konuşmalar neydi böyle? En yakın hatta kardeş dedikleri kişi şuan ölüm kalım savaşı verirken neyin kavgasıydı bu? Sinirle onlara döndüğüm de resmen birbirlerinden geçmiş bir şekilde kim bakacak kavgası yapıyorlardı.. "yeter!" yüksek, kızgın sesim yüzünden bana dönmüşlerdi. "Siz ne konuştuğunuz farkında mısınız? Arkadaşınız şuan burda çok büyük bir ameliyattan çıktı.. felç kalabilir ya.. Ama siz burda gelmiş tatilden, izinden bahsediyor birde kavga ediyorsunuz.." Hepsi mahçupça yüzünü yere eğerken sinirli bakışlarım onların üstünde geziniyordu. " O sizin arkadaşınız ve.. ve emin olun sizin onun hakkında böyle bir durumda kendinizi düşünüp birde bunun üzerinden kavga ettiğinizi görse.. suratınıza bakar mı emin değilim" "Yanlış anlamayın, zamanında sevdiği kişi tarafından kandırılmış biri olarak söylüyorum bunu." Önüme döndüm sakinleşmek adına derin nefesler alıp onun bedenine odaklandım. Keşki.. keşki annesi - babası onu küçük yaşından terk etmemiş olsaydı. Belkide herşey, tüm bu yaşananlar daha farklı olabilirdi. En azından annesi olsaydı, oğulu kimseye muhtaç olmazdı. Kardeşim dediği insanlarda ona bakmayacaktı bir ailesi de yoktu.. Peki kim bakacaktı? Aklım bu soruya cevap bulmaya çalışırken koridora bir hemşire girmiş bize doğru gelmeye başlamıştı. : Hastayı yormamak şartıyla ziyaret edebilirsiniz.. geçmiş olsun demiş gitmişti. Arkadaşları 'büyük bir sevinçle' içeriye girmeye başladıklarında girip - girmemek arasında kaldım. Fakat..fakat girmeyi tercih ettim Buraya kadar gelip de kaçmanın mantığı neydi? Yavaşça açık kapıdan içeriye girdim ve kapattım sessizce. Gözlerini yavaşça açmaya çalışıyor, uzun süre kapalı kalan gözlerini ışığa alıştırmaya çalışıyordu. Bakışları tamamen açılıp bizi tüm kadrajına sığdırabildiği zaman önce arkadaşlarının üzerinde tek tek göz gezdirmiș bana gelince de gözleri açılmıştı.. JK : A-adel? kalınlașmıștı sesi kazanın etkisiyle.. tabi uzun zmaan sonra konuşmasını böyle bir durumda görmek tuhaf hissettirmiști. " Geçmiş olsun" JK : N-noldu bana? 'İnşaattan düşmüşsün, ama merak etme şimdi iyisin dostum!' - Fakat Jeon.. Bir durum var demişti nasıl dile getireceğini bilmediği bir şekilde. JK : Noldu? - hmm...f-felç kalma ihtimalin var Jungkook Jungkook'un çehresine kaymıştı bakışlarım, vereceği tepkiden korktuğumu İtiraf etmeliyim.. Gözlerinin dolduğunu gördüm. Elleri çarşafı sıkmaya çalışırken, vücuduna bulunan onca dikiş izi ve büyük yaralara rağmen ayaklanmaya çalıştığını gördük. Tabi bunu yapmasıyla arkadaşları hemen yanına koşmuş, yatırmaya çalışmıştı. 'Sakin ol!' Jack : yaraların açılacak.. böyle hareket edemezsin! Jungkook'un yüzü bacaklarına dönüktü.. s-sanırım hareket ettirmeye çalışıyordu. JK : B-bacaklarımı hareket e-etmiyorum.. olmuyo neden? Neden hareket etmiyorlar? Arkadaşları onu durdurmaya çalışırken oysa durmadan hareket ettirmek için elinden geleni yapıyordu. Durmadığını görünce hemen odadan çıktım ve az önce bizimle ilgilenen hemşireyi bulmaya çalıştım. Tanrıya şükür ki buradaydı "Pardon.. Bay Jeon kriz geçiriyor, yardım eder misiniz?" başını sallamış hemen odaya geri koşmaya başlamıştık. Jungkook'un bağırıșları buradan duyuluyordu. Hemşire odaya girdiği gibi hemen iğne ayarlamaya başlamıştı, Jungkook ise hala kendini bu gerçeğe inandıramıyor, arkadaşlarının elinden kurtulmaya çalışıyordu. Fakat herşey koluna vurulan iğne ile birkaç saatliğine bile olsa son bulmuştu. .. .. .. Aradan geçen bir kaç gün sonra Jungkook'un bugün hastaneden çıkışı yapılmıș şimdi de gitmeye hazırlanıyorduk. Bir iki arkadaşı bugün gelmeyeceğini söylemiş diğerlerine. Odanın önünde ki sandalyelerde oturuyorken kapı açılmış tekerlekli sandalyede oturan bir Jungkook çıkmıştı. Tabi arkadaşı giyinmesine yardım etmişti. Bende oturduğum yerden yavaşça kalktığım da arkadaşı Jungkook'u tamamen odadan çıkarıp kapısını kapattı. Çıkış işlemleri halledilmiști fakat herkes anlamaz, sorar bakışlarla birbirine bakıyordu. "Noldu?" 'Ehm.. Şey benim şirkete gitmem gerekiyor toplantım var acil, Gregor Jungkook'u senin evine bırakalım' Gregor : B-benimde işim var, yoksa biliyorsun jungkook ev senin.. JK : Sorun yok ona baktığım da sesi burukça çıkmış, başınıysa eğmişti. Bunlar nasıl arkadaşlar böyle? Sinirle ilerleyip arkadaşının yanına geçtim ve ellerini çektim. "Bırak!" Bana şaşkınlıkla ile bakmaya başlamıştı fakat umrumda dahi değildi. Bir insan kardeşim dediği kişiye nasıl böyle yapardı? hem de zor gününde? Sandalyeyi asonsöre doğru sürmeye başladığımda arkamdan buraya doğru koştuklarını gördüm.
A- adel! nereye götürüyorsun onu?' "Ne ilgilendirir seni?" 'Ne demek ne ilgilen-' Jack : Adel bak.. bizi yanlış anladı- "Ben kimseyi yanlış anlamadım, sadece siz iki yüzlü insanlarsınız, bende de öyle kişilere tahammül yok" demiş gülümseyip açılan asonsöre doğru sürmüştüm sandalyeyi. Jungkook'a baktığım da başı eğikti. Onu bu halde görmek üzmüştü.. kim isterdi bu halde olmak? Böyle şeylere şahit olmak.. Neyse, bunlar da geçicekti elbet değil mi. Asonsör kapıları ben alt kat tuşuna bastığım gibi kapanmıştı. .. .. .. Onu eve zar zor getirmiş, koltuğa yatırmıştım. Yanlış duymadınız tabiki evime getirdim. Bu haliyle o iğrenç adamların eline bırakamazdım. Açıkçası bedeni bana göre çok ağırdı. Ve bu onu taşımamı biraz zorlamıştı ancak halletmiştim. Onu koltuğa yatırdım ve koltuğun kenarında katlı duran battaniyeyi açıp bacaklarına örttüm ve biraz geriye çekilip ona baktım. bakışlarında mahçupluk vardı.. "Yemek olarak ne istersin?" JK : B-birşeye gerek yok aç değilim "Aç olmamanın imkanı yok, saatlerdir birşey yemiyorsun" JK : Dediğim gibi aç d- "Ah... Tanrım, eğer sana kalırsak kendini açlıktan öldüreceksin! Kumanda hemen yanında, istediğini aç. Bugün sevdiğin dizi vardı, gerçi hala seviyor musun bilmiyorum ama.. aç onu izlerken bende sana yemek hazırlıyayım" Arkamı dönüp mutfağa gidecekken bana seslenmesiyle ona döndüm. JK : Adel! "Hm?" JK : T-teșekkür ederim, herşey için. Başımı yukarı - aşağı sallayıp mutfağa doğru gitmeye başladım. Son dediği.. evet doğru içimi parçalamıştı. 'Teşekkür ederim, herşey için' Mutfağa girdiğim gibi kendimi duvara yasladım, onu bu şekilde görmek.. nedenszice canımı yakmıștı.. onun aksine.. -Flasback- "Sen beni nasıl aldatırsın? Söylesene!" ellerimle onun göğsüne vurup cevap ararken onun tek yaptığı duygusuzca bana bakmaktı.. Ama neden böyle bakıyordu? Ben.. ben alışık değildim ki bana böyle bakmasına. O her zaman bana gözleri parıldar şekilde bakardı, gözlerine bakınca bile bana olan aşkını anlardım. O Jungkook ile bu Jungkook aynı kişi miydi? JK : Üzgünüm Adel.. ancak artık seni sevmiyorum -Flasbackend- Gözlerimin dolduğunu hissettiğim zaman yavaşça kıpraștırdım ve hazırlıyacağım yemeğin malzemelerini çıkarmaya başladım. .. .. .. .. Yemekler hazır olduğu zaman tepsiye koyup salona doğru gitmeye başladım. Fakat yüksek bir düşüş sesi gelmişti Tepside ki yemekleri dökmemeye çalışarak adımlarımı hızlandırdım. Nerden gelmişti bu ses? Salona gittiğim de Jungkook'u yerde görmem ile bakışlarım büyümüş tepsiyi masaya bırakıp Jungkook'un yanına koştum. "Jungkook!" kollarını koltuğa koymuştu bende bacaklarını tutmuştum. Kaslarından gücü alarak koltuğa oturmuş ben de bacaklarını koltuğa uzatmıştı. "Nasıl düştün?" mahçup bakışlarını üzerime diktiğin de bende sorgular bakışlarımı ona gönderdim. Yüzü saniyeler geçtikçe düşüyordu Elimi kucağımdan kaldırdım ve onun yüzüne doğru götürdüm. Elimi götürüp götürmemek arasında kaldığım da derin bir iç çektim ve elimi yüzüne atıp kaldırdım. "Nasıl düştün Jungkook?" JK : B-ben, ben sadece.. Derin bir iç çekmiş ardından gözlerini kıpraștırıp yeniden konuşmaya başlamıştı. JK : Sadece denemek istemiştim hıck.. Gözlerinde ki yaşlar dökülmeye başladığın da iç çekip ellerimi çektim ve tepsinin üzerinde ki peçeteyi ona uzattım. JK : Teşekkür ederim hıck..peçeteyle gözlerini silmiş ardından ellerini ellerimle buluşturmuștu. Gözlerim büyükçe açılmış, birbirine sıkıcı sarılı olan ellerimize gitmişti. JK : Bu.. bu zor zamanımda yanımda olduğun için teşekkür ederim. Çok pişmanım yaptıklarım için, sana yaşattıklarım için. JK : Senden s-son birşey isteyebilir miyim.. sadece son birşey Başımı evet anlamında salladığım da yaşlar firar eden gözlerini, irislerimin derinlerine dikmişti. JK : Bana bir şans daha v-versen? Yemin ederim.. Tanrı u- "Jungkook" elimi elinden çektim ve derin bir iç çektim.. "Jungkook.. ben seni affedemem. Bana yaptıklarını, yaşattıklarını unutamam. Şuan sana tek yapabileceğim zor zamanında yanında olmak. Sonuçta.. iyi-kötü bir geçmișimiz var. Ve.. ve ben bu zaman içinde senin için elimden geleni yapacağım. Ama.. ama sadece bu kadar " Dediklerimi dinledikten sonra ağır hareketlerle başını salladı ve gülümsedi. JK : P-peki umuyorum ki,burda olduğum sürece sana acı vermeyeceğim. "Eğer öyle birşey olsaydı baştan almazdım. Neyse.. hadi yemeğini yeme zamanı" Oturduğum koltuktan kalktım ve masanın üzerinde ki tepsiyi alıp onun bacaklarının üstüne koydum. Elleri kaşığı kavradığın da çorbadan yavaşça içmeye başlamıştı. Onu süzerken şunu fark etmiştim. Gerçekten yaptıklarımız bize mahsus kalmıyor, daha büyük bir acıyla bizi buluyordu.. thendss..🌚 like : 90 abone : 2,315 sizce Adel iyi mi yaptı? yoksa ona bakmamalı mıydı? siz olsanız yapardınız
İlkte bende asla kabul etmezdim ama eskiden onun için canımı verebilceğim kişi şuan bana muhtaçsa ne diybilirimki?? yani bakardım ve iyileştirip gönderirdimm.... ama asla tekrar beraber olmazdık asla...
Adel yapması gerekeni yaptı bir daha Jungkook a şans veremezdi verseydi gururunu hiçe saymış olurdu . Evine alması çok ince bir davranış bunu herkes yapmazdı. Kalemine sağlık canım 😌
Mükemmeldi bence çok doğru bir hareketti Adel'in yaptığı takdir ettim şahsen. Keşke buna 1 2 bölüm daha devam ettirsen de süreci görsek çok güzel olurdu tekrar sevgili olmasalar bile arkadaş olarak kaldıklarını görmek ve her şeyin düzeldiğini görebilsek mükemmel olurdu cidden 💜💜
Onu o halde bırakmayıp bakmasi onu affettigi anlamına gelmez ki onu o halde birakamazdi zaten bence adel en iyisini yapmış jungkookada hayatı boyunca unutamayacağı bir ders olmuş bence aldattığı kız en zor anında yanında kalan tek kişi olması yaptığı hatanın farkına varmasina yardımcı olmuştur umarım her gün yaptığı hata için pişman olmaya devam eder acı çeksin diyemem çünkü daha büyük bir acısı var zaten birde bunun acısını çekmesin ama adele helal olsun emeğine sağlık çok beğendim hikâyeyi 🌼💙
Yine çok güzel olmuş. Adel bence de en doğru olanı yaptı. Onu öylece ortada bırakamazdı o haliyle, ama affetse de olmazdı. Yani kısacası dört dörtlük bir hikaye olmuuş balll🍯💜
Sonuçta 'sevdiği adam' kaza geçirmişti ve çok daha kötü şeyler de olabilirdi.. ancak o burda, sevgilisinin ona en ihtiyaç duyduğu zamanda yoktu?! Jack : Rose, Jungkook'u aldattı Adel. Onlar iki ay önce ayrıldılar. Bunu dediğinde şaşkın gözlerle bakmıştım..Beklemiyordum tabiki ama.. Bir gerçek vardı bu dünyada "Yaşattığını yaşamadan ölmezsin" .. Odanın camından ona baktığım da nefes alması için burnuna takılı apereyler, kolunda makine kabloları.. bana yaptıklarının cezası mı çıkıyordu? Bu.. bu gerçekten büyük bir cezaydı öyleyse. Daha yirmi beş yaşında genç bir adamın başka birilerine muhtaç kalması.. çok kötü bir duygu Ben onu camdan izlerken arkadaşlarının bazı konuşmaları kulağıma gelmeye başlamıştı. : Ee kim bakıcak şimdi ona? 'Üzgünüm bende kalamaz, işler çok yoğun nerdeyse şirkette sabahlıyorum bu ara' Jack : Bende bakamam ki koca adama - Bende de malesef kalamaz, tatile gitme planım vardı. İznim b- Bu konuşmalar neydi böyle? En yakın hatta kardeş dedikleri kişi şuan ölüm kalım savaşı verirken neyin kavgasıydı bu? Sinirle onlara döndüğüm de resmen birbirlerinden geçmiş bir şekilde kim bakacak kavgası yapıyorlardı.. "yeter!" yüksek, kızgın sesim yüzünden bana dönmüşlerdi. "Siz ne konuştuğunuz farkında mısınız? Arkadaşınız şuan burda çok büyük bir ameliyattan çıktı.. felç kalabilir ya.. Ama siz burda gelmiş tatilden, izinden bahsediyor birde kavga ediyorsunuz.." Hepsi mahçupça yüzünü yere eğerken sinirli bakışlarım onların üstünde geziniyordu. " O sizin arkadaşınız ve.. ve emin olun sizin onun hakkında böyle bir durumda kendinizi düşünüp birde bunun üzerinden kavga ettiğinizi görse.. suratınıza bakar mı emin değilim" "Yanlış anlamayın, zamanında sevdiği kişi tarafından kandırılmış biri olarak söylüyorum bunu." Önüme döndüm sakinleşmek adına derin nefesler alıp onun bedenine odaklandım. Keşki.. keşki annesi - babası onu küçük yaşından terk etmemiş olsaydı. Belkide herşey, tüm bu yaşananlar daha farklı olabilirdi. En azından annesi olsaydı, oğulu kimseye muhtaç olmazdı. Kardeşim dediği insanlarda ona bakmayacaktı bir ailesi de yoktu.. Peki kim bakacaktı? Aklım bu soruya cevap bulmaya çalışırken koridora bir hemşire girmiş bize doğru gelmeye başlamıştı. : Hastayı yormamak şartıyla ziyaret edebilirsiniz.. geçmiş olsun demiş gitmişti. Arkadaşları 'büyük bir sevinçle' içeriye girmeye başladıklarında girip - girmemek arasında kaldım. Fakat..fakat girmeyi tercih ettim Buraya kadar gelip de kaçmanın mantığı neydi? Yavaşça açık kapıdan içeriye girdim ve kapattım sessizce. Gözlerini yavaşça açmaya çalışıyor, uzun süre kapalı kalan gözlerini ışığa alıştırmaya çalışıyordu. Bakışları tamamen açılıp bizi tüm kadrajına sığdırabildiği zaman önce arkadaşlarının üzerinde tek tek göz gezdirmiș bana gelince de gözleri açılmıştı.. JK : A-adel? kalınlașmıștı sesi kazanın etkisiyle.. tabi uzun zmaan sonra konuşmasını böyle bir durumda görmek tuhaf hissettirmiști. " Geçmiş olsun" JK : N-noldu bana? 'İnşaattan düşmüşsün, ama merak etme şimdi iyisin dostum!' - Fakat Jeon.. Bir durum var demişti nasıl dile getireceğini bilmediği bir şekilde. JK : Noldu? - hmm...f-felç kalma ihtimalin var Jungkook Jungkook'un çehresine kaymıştı bakışlarım, vereceği tepkiden korktuğumu İtiraf etmeliyim.. Gözlerinin dolduğunu gördüm. Elleri çarşafı sıkmaya çalışırken, vücuduna bulunan onca dikiş izi ve büyük yaralara rağmen ayaklanmaya çalıştığını gördük. Tabi bunu yapmasıyla arkadaşları hemen yanına koşmuş, yatırmaya çalışmıştı. 'Sakin ol!' Jack : yaraların açılacak.. böyle hareket edemezsin! Jungkook'un yüzü bacaklarına dönüktü.. s-sanırım hareket ettirmeye çalışıyordu. JK : B-bacaklarımı hareket e-etmiyorum.. olmuyo neden? Neden hareket etmiyorlar? Arkadaşları onu durdurmaya çalışırken oysa durmadan hareket ettirmek için elinden geleni yapıyordu. Durmadığını görünce hemen odadan çıktım ve az önce bizimle ilgilenen hemşireyi bulmaya çalıştım. Tanrıya şükür ki buradaydı "Pardon.. Bay Jeon kriz geçiriyor, yardım eder misiniz?" başını sallamış hemen odaya geri koşmaya başlamıştık. Jungkook'un bağırıșları buradan duyuluyordu. Hemşire odaya girdiği gibi hemen iğne ayarlamaya başlamıştı, Jungkook ise hala kendini bu gerçeğe inandıramıyor, arkadaşlarının elinden kurtulmaya çalışıyordu. Fakat herşey koluna vurulan iğne ile birkaç saatliğine bile olsa son bulmuştu. .. .. .. Aradan geçen bir kaç gün sonra Jungkook'un bugün hastaneden çıkışı yapılmıș şimdi de gitmeye hazırlanıyorduk. Bir iki arkadaşı bugün gelmeyeceğini söylemiş diğerlerine. Odanın önünde ki sandalyelerde oturuyorken kapı açılmış tekerlekli sandalyede oturan bir Jungkook çıkmıştı. Tabi arkadaşı giyinmesine yardım etmişti. Bende oturduğum yerden yavaşça kalktığım da arkadaşı Jungkook'u tamamen odadan çıkarıp kapısını kapattı. Çıkış işlemleri halledilmiști fakat herkes anlamaz, sorar bakışlarla birbirine bakıyordu. "Noldu?" 'Ehm.. Şey benim şirkete gitmem gerekiyor toplantım var acil, Gregor Jungkook'u senin evine bırakalım' Gregor : B-benimde işim var, yoksa biliyorsun jungkook ev senin.. JK : Sorun yok ona baktığım da sesi burukça çıkmış, başınıysa eğmişti. Bunlar nasıl arkadaşlar böyle? Sinirle ilerleyip arkadaşının yanına geçtim ve ellerini çektim. "Bırak!" Bana şaşkınlıkla ile bakmaya başlamıştı fakat umrumda dahi değildi. Bir insan kardeşim dediği kişiye nasıl böyle yapardı? hem de zor gününde? Sandalyeyi asonsöre doğru sürmeye başladığımda arkamdan buraya doğru koştuklarını gördüm.
A- adel! nereye götürüyorsun onu?' "Ne ilgilendirir seni?" 'Ne demek ne ilgilen-' Jack : Adel bak.. bizi yanlış anladı- "Ben kimseyi yanlış anlamadım, sadece siz iki yüzlü insanlarsınız, bende de öyle kişilere tahammül yok" demiş gülümseyip açılan asonsöre doğru sürmüştüm sandalyeyi. Jungkook'a baktığım da başı eğikti. Onu bu halde görmek üzmüştü.. kim isterdi bu halde olmak? Böyle şeylere şahit olmak.. Neyse, bunlar da geçicekti elbet değil mi. Asonsör kapıları ben alt kat tuşuna bastığım gibi kapanmıştı. .. .. .. Onu eve zar zor getirmiş, koltuğa yatırmıştım. Yanlış duymadınız tabiki evime getirdim. Bu haliyle o iğrenç adamların eline bırakamazdım. Açıkçası bedeni bana göre çok ağırdı. Ve bu onu taşımamı biraz zorlamıştı ancak halletmiştim. Onu koltuğa yatırdım ve koltuğun kenarında katlı duran battaniyeyi açıp bacaklarına örttüm ve biraz geriye çekilip ona baktım. bakışlarında mahçupluk vardı.. "Yemek olarak ne istersin?" JK : B-birşeye gerek yok aç değilim "Aç olmamanın imkanı yok, saatlerdir birşey yemiyorsun" JK : Dediğim gibi aç d- "Ah... Tanrım, eğer sana kalırsak kendini açlıktan öldüreceksin! Kumanda hemen yanında, istediğini aç. Bugün sevdiğin dizi vardı, gerçi hala seviyor musun bilmiyorum ama.. aç onu izlerken bende sana yemek hazırlıyayım" Arkamı dönüp mutfağa gidecekken bana seslenmesiyle ona döndüm. JK : Adel! "Hm?" JK : T-teșekkür ederim, herşey için. Başımı yukarı - aşağı sallayıp mutfağa doğru gitmeye başladım. Son dediği.. evet doğru içimi parçalamıştı. 'Teşekkür ederim, herşey için' Mutfağa girdiğim gibi kendimi duvara yasladım, onu bu şekilde görmek.. nedenszice canımı yakmıștı.. onun aksine.. -Flasback- "Sen beni nasıl aldatırsın? Söylesene!" ellerimle onun göğsüne vurup cevap ararken onun tek yaptığı duygusuzca bana bakmaktı.. Ama neden böyle bakıyordu? Ben.. ben alışık değildim ki bana böyle bakmasına. O her zaman bana gözleri parıldar şekilde bakardı, gözlerine bakınca bile bana olan aşkını anlardım. O Jungkook ile bu Jungkook aynı kişi miydi? JK : Üzgünüm Adel.. ancak artık seni sevmiyorum -Flasbackend- Gözlerimin dolduğunu hissettiğim zaman yavaşça kıpraștırdım ve hazırlıyacağım yemeğin malzemelerini çıkarmaya başladım. .. .. .. .. Yemekler hazır olduğu zaman tepsiye koyup salona doğru gitmeye başladım. Fakat yüksek bir düşüş sesi gelmişti Tepside ki yemekleri dökmemeye çalışarak adımlarımı hızlandırdım. Nerden gelmişti bu ses? Salona gittiğim de Jungkook'u yerde görmem ile bakışlarım büyümüş tepsiyi masaya bırakıp Jungkook'un yanına koştum. "Jungkook!" kollarını koltuğa koymuştu bende bacaklarını tutmuştum. Kaslarından gücü alarak koltuğa oturmuş ben de bacaklarını koltuğa uzatmıştı. "Nasıl düştün?" mahçup bakışlarını üzerime diktiğin de bende sorgular bakışlarımı ona gönderdim. Yüzü saniyeler geçtikçe düşüyordu Elimi kucağımdan kaldırdım ve onun yüzüne doğru götürdüm. Elimi götürüp götürmemek arasında kaldığım da derin bir iç çektim ve elimi yüzüne atıp kaldırdım. "Nasıl düştün Jungkook?" JK : B-ben, ben sadece.. Derin bir iç çekmiş ardından gözlerini kıpraștırıp yeniden konuşmaya başlamıştı. JK : Sadece denemek istemiştim hıck.. Gözlerinde ki yaşlar dökülmeye başladığın da iç çekip ellerimi çektim ve tepsinin üzerinde ki peçeteyi ona uzattım. JK : Teşekkür ederim hıck..peçeteyle gözlerini silmiş ardından ellerini ellerimle buluşturmuștu. Gözlerim büyükçe açılmış, birbirine sıkıcı sarılı olan ellerimize gitmişti. JK : Bu.. bu zor zamanımda yanımda olduğun için teşekkür ederim. Çok pişmanım yaptıklarım için, sana yaşattıklarım için. JK : Senden s-son birşey isteyebilir miyim.. sadece son birşey Başımı evet anlamında salladığım da yaşlar firar eden gözlerini, irislerimin derinlerine dikmişti. JK : Bana bir şans daha v-versen? Yemin ederim.. Tanrı u- "Jungkook" elimi elinden çektim ve derin bir iç çektim.. "Jungkook.. ben seni affedemem. Bana yaptıklarını, yaşattıklarını unutamam. Şuan sana tek yapabileceğim zor zamanında yanında olmak. Sonuçta.. iyi-kötü bir geçmișimiz var. Ve.. ve ben bu zaman içinde senin için elimden geleni yapacağım. Ama.. ama sadece bu kadar " Dediklerimi dinledikten sonra ağır hareketlerle başını salladı ve gülümsedi. JK : P-peki umuyorum ki,burda olduğum sürece sana acı vermeyeceğim. "Eğer öyle birşey olsaydı baştan almazdım. Neyse.. hadi yemeğini yeme zamanı" Oturduğum koltuktan kalktım ve masanın üzerinde ki tepsiyi alıp onun bacaklarının üstüne koydum. Elleri kaşığı kavradığın da çorbadan yavaşça içmeye başlamıştı. Onu süzerken şunu fark etmiştim. Gerçekten yaptıklarımız bize mahsus kalmıyor, daha büyük bir acıyla bizi buluyordu.. thendss..🌚 like : 90 abone : 2,315 sizce Adel iyi mi yaptı? yoksa ona bakmamalı mıydı? siz olsanız yapardınız
💫 Jeon Jungkook ♾ Kim Adel
⚪ Yanlışlar için sorry!
⚫ Konu ÖZGÜN!
📜 Seni Aldatan Sevgilinin Kimsesi Olmadığı İçin Kaza Geçirdiğinde Sen Bakarsın
hikayeye geçelim ✍🏻
İşte baya yorulmuş olmalıydım ki bedenimi hareket ettirecek gücüm dahi yoktu. Dinlenmek adına uzandığım bu koltuğa yapışmıştım resmen.
Ancak kalkmam ve üzerimi değiştirmem gerekiyordu, tabi yemeği ve yarına yetişmesi gereken bir ton reklam fikirlerini saymazsak.
Ah.. hadi Adel, kalk güzelim yerinden. Günlerden beri nedenini anlamadığım şekilde uyku düzenimde bozulmuş bu yüzden sabahları gereğinden fazla erken kalkmaya başlamıştım.
Ve buda elbette gün içindeki halimi etkiliyordu. Kendimi ayık tutmak adına. birkaç bardak kahve içiyordum.
Sağlıksız olduğunu biliyorum ancak... yapıcak bişey yok..
Uzandığım koltuktan kalktım ve üzerimdekilerden kurtulmak adına odama yöneldim. Ahh.. güzel, sıcak bir duşa hayır demezdim sanırım, hem günün de yorgunluğunu alır-
Odama geçecekken koridordan salonda bıraktığım telefonumun sesini duydum. Kim arıyordu bu saate?
Saniseler geçerken zil sesinin durmamasıyla önemli bir şeyler olabileceğini düşündüm ve hızlı adımlarla masanın üzerinde duran telefonumu elime alıp ekrana baktım.
N-ne? J-jungkook mu?
O kim mi? Beni a-aldatan eski sevgilim. Evet doğru duydunuz.. aldattı beni. Üç yıllık ilişkimizi raftan alıp çöpe atacak kadar değersizdi herşey demek ki onun gözünde..bunu anlamam biraz sürmüş,onun ardından çok acı çekmiştim. Ancak.. başarmıştım.
Şimdi ne olduda aradan geçen dört ayın sonunda yeniden aradı, hem de böyle büyük bir ısrarla?
Bedenimi anlık bir cesaretin kapladığını hissederek aramayı onayladım ve kulağıma götürdüm. Ancak beklediğim kişi değildi konuşan
'Merhaba, Bayan Adel ile mi görüşüyorum?'
"E-evet de siz kimsiniz? Jungkook nerede? "
'Bay Jeon inşaattan düşmüş hanımefendi. Şuan da ameliyathane de ancak arkadaşları hariç çok yakın birine rastlamadım telefonunda. Sevgilim diye kayıtlıydınız..
O yüzden sizi aradım' dediklerini anlamaya çalışıyordum. Ne diyordu o.. Jungkook i-inșaattan mı düşmüştü?
Jungkook inşaat mühendisiydi ve projelerinin çoğu yüksek katlı bina veya rezidanslardan oluşuyordu
'Pardon, orda mısınız?'
"Ha..e-evet" adam konuşmasına devam ederken bense hala nasıl olabilir diye düşünüyordum.
Çünkü Jungkook işinin en iyilerindendi.
Konuşmamız sonlandıktan sonra hemen çantamı ve askılığa astığım araba anahtarımı da alıp evden çıktım.
Umarım durumu iyidir, her ne kadar beni aldatmış bile olsa içimdeki nefret, duygularım onun ölmesini isteyecekti..
..
..
..
Jungkook'un ameliyat olduğu kata geldiğimde kapısının önünde bazı iş arkadaşları ve yetimhaneden arkadaşları vardı.
Evet Jungkook'un annesi - babası küçükken onu yetimhaneye bırakmıştılar.. Kapının yanındaki sandalyelere oturmuş beklerlerken bende büyük adımlarla yanlarına gittim.
"Durumu nasıl?" Başlarını kaldırıp beni gördüklerinde şaşırmıştılar.
'A-adel?'
"Durumu nasıl diye sordum?"
'B-bizde bekl-' cümlesini bitirememiști çünkü ameliyathane'nin kapısı açılmış sedyede yatan bir jungkook çıkmıştı.
Görmeyeli.. pek de değişmemiş, ama şimdiyse kollarında bazı sargılar vardı. Onu böyle görmek.. yalan değil üzmüştü, kim bu hale düşmek ister ki?
Hemşireler onu yine bu kattaki bir odaya götürüyorlardı, gözüm onlara takılıyken içerden çıkan doktor ile bakışlarım bu sefer ona dönmüştü.
: Geçmiş olsun.. Hastanın betonun üstüne düşmeye bağlı olarak malesef ki bazı kemikleri büyük zarar görmüş.
: Bu yüzden bel aşağısı felç olma ihtimali var.
Bunu dediğinde burda bekleyen herkesin şok kesildiğine emindim. Genç bir adamın felç kesilmesi..başkalarına muhtaç kalması...ne demekti?
'Doktor bey? Bir çözümü yok mu?'
: Şuan için hayır, ameliyatta elimden geleni yaptım. Bu saatten sonrası ona verilen öz bakım, ilaçlar ve birkaç zaman sonra başlaması gereken fizik tedavi ile sonuçlanıcak. Tekrardan geçmiş olsun
demiş aramızdan sıyrılıp bulunduğumuz yerden uzaklaşmaya başlamıştı. Bizde Jungkook'un yatırıldığı odaya doğru gitmeye başladık.
Doktorun dediklerini düşünüyordum. Öz bakım? Fizik tedavi? Bunların hepsi çok büyük süreçlerdi.. umarım atlatabilir
Bunları düşünürken aklıma bir anda beni aldattığı sevgilisi gelmiş, aralarından yürüdüğüm kişilere yeniden göz gezdirmiștim.
Ama.. yoktu.
"Rose nerde?" bunu dediğim de herkesin şaşkın bakışları bana dönmüştü. Fakat.. merak etmem normal değil miydi? İşin aldatma kısmını geçtim.
Sonuçta 'sevdiği adam' kaza geçirmişti ve çok daha kötü şeyler de olabilirdi.. ancak o burda, sevgilisinin ona en ihtiyaç duyduğu zamanda yoktu?!
Jack : Rose, Jungkook'u aldattı Adel. Onlar iki ay önce ayrıldılar.
Bunu dediğinde şaşkın gözlerle bakmıştım..Beklemiyordum tabiki ama.. Bir gerçek vardı bu dünyada
"Yaşattığını yaşamadan ölmezsin"
..
Odanın camından ona baktığım da nefes alması için burnuna takılı apereyler, kolunda makine kabloları.. bana yaptıklarının cezası mı çıkıyordu?
Bu.. bu gerçekten büyük bir cezaydı öyleyse. Daha yirmi beş yaşında genç bir adamın başka birilerine muhtaç kalması.. çok kötü bir duygu
Ben onu camdan izlerken arkadaşlarının bazı konuşmaları kulağıma gelmeye başlamıştı.
: Ee kim bakıcak şimdi ona?
'Üzgünüm bende kalamaz, işler çok yoğun nerdeyse şirkette sabahlıyorum bu ara'
Jack : Bende bakamam ki koca adama
- Bende de malesef kalamaz, tatile gitme planım vardı. İznim b-
Bu konuşmalar neydi böyle? En yakın hatta kardeş dedikleri kişi şuan ölüm kalım savaşı verirken neyin kavgasıydı bu?
Sinirle onlara döndüğüm de resmen birbirlerinden geçmiş bir şekilde kim bakacak kavgası yapıyorlardı..
"yeter!" yüksek, kızgın sesim yüzünden bana dönmüşlerdi.
"Siz ne konuştuğunuz farkında mısınız? Arkadaşınız şuan burda çok büyük bir ameliyattan çıktı.. felç kalabilir ya..
Ama siz burda gelmiş tatilden, izinden bahsediyor birde kavga ediyorsunuz.."
Hepsi mahçupça yüzünü yere eğerken sinirli bakışlarım onların üstünde geziniyordu.
" O sizin arkadaşınız ve.. ve emin olun sizin onun hakkında böyle bir durumda kendinizi düşünüp birde bunun üzerinden kavga ettiğinizi görse.. suratınıza bakar mı emin değilim"
"Yanlış anlamayın, zamanında sevdiği kişi tarafından kandırılmış biri olarak söylüyorum bunu."
Önüme döndüm sakinleşmek adına derin nefesler alıp onun bedenine odaklandım. Keşki.. keşki annesi - babası onu küçük yaşından terk etmemiş olsaydı.
Belkide herşey, tüm bu yaşananlar daha farklı olabilirdi. En azından annesi olsaydı, oğulu kimseye muhtaç olmazdı.
Kardeşim dediği insanlarda ona bakmayacaktı bir ailesi de yoktu.. Peki kim bakacaktı?
Aklım bu soruya cevap bulmaya çalışırken koridora bir hemşire girmiş bize doğru gelmeye başlamıştı.
: Hastayı yormamak şartıyla ziyaret edebilirsiniz.. geçmiş olsun
demiş gitmişti. Arkadaşları 'büyük bir sevinçle' içeriye girmeye başladıklarında girip - girmemek arasında kaldım. Fakat..fakat girmeyi tercih ettim
Buraya kadar gelip de kaçmanın mantığı neydi? Yavaşça açık kapıdan içeriye girdim ve kapattım sessizce. Gözlerini yavaşça açmaya çalışıyor, uzun süre kapalı kalan gözlerini ışığa alıştırmaya çalışıyordu.
Bakışları tamamen açılıp bizi tüm kadrajına sığdırabildiği zaman önce arkadaşlarının üzerinde tek tek göz gezdirmiș bana gelince de gözleri açılmıştı..
JK : A-adel? kalınlașmıștı sesi kazanın etkisiyle.. tabi uzun zmaan sonra konuşmasını böyle bir durumda görmek tuhaf hissettirmiști.
" Geçmiş olsun"
JK : N-noldu bana?
'İnşaattan düşmüşsün, ama merak etme şimdi iyisin dostum!'
- Fakat Jeon.. Bir durum var
demişti nasıl dile getireceğini bilmediği bir şekilde.
JK : Noldu?
- hmm...f-felç kalma ihtimalin var Jungkook
Jungkook'un çehresine kaymıştı bakışlarım, vereceği tepkiden korktuğumu İtiraf etmeliyim.. Gözlerinin dolduğunu gördüm.
Elleri çarşafı sıkmaya çalışırken, vücuduna bulunan onca dikiş izi ve büyük yaralara rağmen ayaklanmaya çalıştığını gördük.
Tabi bunu yapmasıyla arkadaşları hemen yanına koşmuş, yatırmaya çalışmıştı.
'Sakin ol!'
Jack : yaraların açılacak.. böyle hareket edemezsin!
Jungkook'un yüzü bacaklarına dönüktü.. s-sanırım hareket ettirmeye çalışıyordu.
JK : B-bacaklarımı hareket e-etmiyorum.. olmuyo neden? Neden hareket etmiyorlar?
Arkadaşları onu durdurmaya çalışırken oysa durmadan hareket ettirmek için elinden geleni yapıyordu.
Durmadığını görünce hemen odadan çıktım ve az önce bizimle ilgilenen hemşireyi bulmaya çalıştım. Tanrıya şükür ki buradaydı
"Pardon.. Bay Jeon kriz geçiriyor, yardım eder misiniz?" başını sallamış hemen odaya geri koşmaya başlamıştık.
Jungkook'un bağırıșları buradan duyuluyordu. Hemşire odaya girdiği gibi hemen iğne ayarlamaya başlamıştı, Jungkook ise hala kendini bu gerçeğe inandıramıyor, arkadaşlarının elinden kurtulmaya çalışıyordu.
Fakat herşey koluna vurulan iğne ile birkaç saatliğine bile olsa son bulmuştu.
..
..
..
Aradan geçen bir kaç gün sonra Jungkook'un bugün hastaneden çıkışı yapılmıș şimdi de gitmeye hazırlanıyorduk. Bir iki arkadaşı bugün gelmeyeceğini söylemiş diğerlerine.
Odanın önünde ki sandalyelerde oturuyorken kapı açılmış tekerlekli sandalyede oturan bir Jungkook çıkmıştı. Tabi arkadaşı giyinmesine yardım etmişti.
Bende oturduğum yerden yavaşça kalktığım da arkadaşı Jungkook'u tamamen odadan çıkarıp kapısını kapattı.
Çıkış işlemleri halledilmiști fakat herkes anlamaz, sorar bakışlarla birbirine bakıyordu.
"Noldu?"
'Ehm.. Şey benim şirkete gitmem gerekiyor toplantım var acil, Gregor Jungkook'u senin evine bırakalım'
Gregor : B-benimde işim var, yoksa biliyorsun jungkook ev senin..
JK : Sorun yok
ona baktığım da sesi burukça çıkmış, başınıysa eğmişti. Bunlar nasıl arkadaşlar böyle?
Sinirle ilerleyip arkadaşının yanına geçtim ve ellerini çektim.
"Bırak!" Bana şaşkınlıkla ile bakmaya başlamıştı fakat umrumda dahi değildi. Bir insan kardeşim dediği kişiye nasıl böyle yapardı? hem de zor gününde?
Sandalyeyi asonsöre doğru sürmeye başladığımda arkamdan buraya doğru koştuklarını gördüm.
A- adel! nereye götürüyorsun onu?'
"Ne ilgilendirir seni?"
'Ne demek ne ilgilen-'
Jack : Adel bak.. bizi yanlış anladı-
"Ben kimseyi yanlış anlamadım, sadece siz iki yüzlü insanlarsınız, bende de öyle kişilere tahammül yok"
demiş gülümseyip açılan asonsöre doğru sürmüştüm sandalyeyi. Jungkook'a baktığım da başı eğikti. Onu bu halde görmek üzmüştü.. kim isterdi bu halde olmak?
Böyle şeylere şahit olmak.. Neyse, bunlar da geçicekti elbet değil mi.
Asonsör kapıları ben alt kat tuşuna bastığım gibi kapanmıştı.
..
..
..
Onu eve zar zor getirmiş, koltuğa yatırmıştım. Yanlış duymadınız tabiki evime getirdim. Bu haliyle o iğrenç adamların eline bırakamazdım.
Açıkçası bedeni bana göre çok ağırdı.
Ve bu onu taşımamı biraz zorlamıştı ancak halletmiştim.
Onu koltuğa yatırdım ve koltuğun kenarında katlı duran battaniyeyi açıp bacaklarına örttüm ve biraz geriye çekilip ona baktım.
bakışlarında mahçupluk vardı..
"Yemek olarak ne istersin?"
JK : B-birşeye gerek yok aç değilim
"Aç olmamanın imkanı yok, saatlerdir birşey yemiyorsun"
JK : Dediğim gibi aç d-
"Ah... Tanrım, eğer sana kalırsak kendini açlıktan öldüreceksin! Kumanda hemen yanında, istediğini aç.
Bugün sevdiğin dizi vardı, gerçi hala seviyor musun bilmiyorum ama.. aç onu izlerken bende sana yemek hazırlıyayım"
Arkamı dönüp mutfağa gidecekken bana seslenmesiyle ona döndüm.
JK : Adel!
"Hm?"
JK : T-teșekkür ederim, herşey için.
Başımı yukarı - aşağı sallayıp mutfağa doğru gitmeye başladım. Son dediği.. evet doğru içimi parçalamıştı.
'Teşekkür ederim, herşey için'
Mutfağa girdiğim gibi kendimi duvara yasladım, onu bu şekilde görmek.. nedenszice canımı yakmıștı.. onun aksine..
-Flasback-
"Sen beni nasıl aldatırsın? Söylesene!"
ellerimle onun göğsüne vurup cevap ararken onun tek yaptığı duygusuzca bana bakmaktı..
Ama neden böyle bakıyordu? Ben.. ben alışık değildim ki bana böyle bakmasına. O her zaman bana gözleri parıldar şekilde bakardı, gözlerine bakınca bile bana olan aşkını anlardım.
O Jungkook ile bu Jungkook aynı kişi miydi?
JK : Üzgünüm Adel.. ancak artık seni sevmiyorum
-Flasbackend-
Gözlerimin dolduğunu hissettiğim zaman yavaşça kıpraștırdım ve hazırlıyacağım yemeğin malzemelerini çıkarmaya başladım.
..
..
..
..
Yemekler hazır olduğu zaman tepsiye koyup salona doğru gitmeye başladım. Fakat yüksek bir düşüş sesi gelmişti
Tepside ki yemekleri dökmemeye çalışarak adımlarımı hızlandırdım. Nerden gelmişti bu ses?
Salona gittiğim de Jungkook'u yerde görmem ile bakışlarım büyümüş tepsiyi masaya bırakıp Jungkook'un yanına koştum.
"Jungkook!" kollarını koltuğa koymuştu bende bacaklarını tutmuştum. Kaslarından gücü alarak koltuğa oturmuş ben de bacaklarını koltuğa uzatmıştı.
"Nasıl düştün?" mahçup bakışlarını üzerime diktiğin de bende sorgular bakışlarımı ona gönderdim. Yüzü saniyeler geçtikçe düşüyordu
Elimi kucağımdan kaldırdım ve onun yüzüne doğru götürdüm. Elimi götürüp götürmemek arasında kaldığım da derin bir iç çektim ve elimi yüzüne atıp kaldırdım.
"Nasıl düştün Jungkook?"
JK : B-ben, ben sadece..
Derin bir iç çekmiş ardından gözlerini kıpraștırıp yeniden konuşmaya başlamıştı.
JK : Sadece denemek istemiştim hıck..
Gözlerinde ki yaşlar dökülmeye başladığın da iç çekip ellerimi çektim ve tepsinin üzerinde ki peçeteyi ona uzattım.
JK : Teşekkür ederim hıck..peçeteyle gözlerini silmiş ardından ellerini ellerimle buluşturmuștu.
Gözlerim büyükçe açılmış, birbirine sıkıcı sarılı olan ellerimize gitmişti.
JK : Bu.. bu zor zamanımda yanımda olduğun için teşekkür ederim. Çok pişmanım yaptıklarım için, sana yaşattıklarım için.
JK : Senden s-son birşey isteyebilir miyim.. sadece son birşey
Başımı evet anlamında salladığım da yaşlar firar eden gözlerini, irislerimin derinlerine dikmişti.
JK : Bana bir şans daha v-versen? Yemin ederim.. Tanrı u-
"Jungkook" elimi elinden çektim ve derin bir iç çektim..
"Jungkook.. ben seni affedemem. Bana yaptıklarını, yaşattıklarını unutamam. Şuan sana tek yapabileceğim zor zamanında yanında olmak.
Sonuçta.. iyi-kötü bir geçmișimiz var. Ve.. ve ben bu zaman içinde senin için elimden geleni yapacağım. Ama.. ama sadece bu kadar "
Dediklerimi dinledikten sonra ağır hareketlerle başını salladı ve gülümsedi.
JK : P-peki umuyorum ki,burda olduğum sürece sana acı vermeyeceğim.
"Eğer öyle birşey olsaydı baştan almazdım. Neyse.. hadi yemeğini yeme zamanı"
Oturduğum koltuktan kalktım ve masanın üzerinde ki tepsiyi alıp onun bacaklarının üstüne koydum.
Elleri kaşığı kavradığın da çorbadan yavaşça içmeye başlamıştı.
Onu süzerken şunu fark etmiştim. Gerçekten yaptıklarımız bize mahsus kalmıyor, daha büyük bir acıyla bizi buluyordu..
thendss..🌚
like : 90
abone : 2,315
sizce Adel iyi mi yaptı? yoksa ona bakmamalı mıydı? siz olsanız yapardınız
eyerki ailesi olsa bakmamalı ancak onun ailesi yok ve bakacak arkadaşı da o yüzden bak ması gerekiyor bende olsam bakardım
@@berivantazefidan361 katılıyorum, bıraksam vicdanım el vermezdi galiba
@@Sweet_Kookiee aynen aşkom 😚😚😘
Jk üzüldüm adel ne büyük kalbin varmış zor bir durumdu ,karma ya inanırım ettiğini elbet bulursun çok güzel olmuş tatlım
teşekkürlerr ♥️
@@Sweet_Kookiee ne atmışım yaw ama tutturamadım bu aklıma gelmezdi
@@yalnz740jin bshsgsgsg kimsenin aklına bu kadarı gelmedi nshshs
@@Sweet_Kookiee tahmin etmek eğlenceliydi arada yap böyle jhjhjhj
@@yalnz740jin sen her yerde karşıma çıkıyon sfkkfsdy
İlkte bende asla kabul etmezdim ama eskiden onun için canımı verebilceğim kişi şuan bana muhtaçsa ne diybilirimki?? yani bakardım ve iyileştirip gönderirdimm.... ama asla tekrar beraber olmazdık asla...
katılıyorum 🌠
Adel yapması gerekeni yaptı bir daha Jungkook a şans veremezdi verseydi gururunu hiçe saymış olurdu . Evine alması çok ince bir davranış bunu herkes yapmazdı. Kalemine sağlık canım 😌
teşekkürler 💖
Adel bence iyi yapmış çünkü bir yaşanmışlık var
Mükemmeldi bence çok doğru bir hareketti Adel'in yaptığı takdir ettim şahsen. Keşke buna 1 2 bölüm daha devam ettirsen de süreci görsek çok güzel olurdu tekrar sevgili olmasalar bile arkadaş olarak kaldıklarını görmek ve her şeyin düzeldiğini görebilsek mükemmel olurdu cidden 💜💜
teşekkür ederimm 💜
@@Sweet_Kookiee rica ederim 💜 düşünür müsün peki 1 2 bölüm daha uzatmayı merak ettim..
@@gamzehelli350 hiç bilmiyorum şimdi ne dersem yalan olur 🤷🏼♀️
@@Sweet_Kookiee anladım o zaman bekleyip göreceğiz 🤗
@@gamzehelli350 abla her yerdesinnnnn aağağağağağ
Onu o halde bırakmayıp bakmasi onu affettigi anlamına gelmez ki onu o halde birakamazdi zaten bence adel en iyisini yapmış jungkookada hayatı boyunca unutamayacağı bir ders olmuş bence aldattığı kız en zor anında yanında kalan tek kişi olması yaptığı hatanın farkına varmasina yardımcı olmuştur umarım her gün yaptığı hata için pişman olmaya devam eder acı çeksin diyemem çünkü daha büyük bir acısı var zaten birde bunun acısını çekmesin ama adele helal olsun emeğine sağlık çok beğendim hikâyeyi 🌼💙
çok teşekkür ederim 💕
Ah Adelim ya güzel kalpli ben olsam bende bırakmazdım onlara belki bi kaç seneye düzelirler çok güzel yazmışsın ellerine sağlık >>>
teşekkür ederim 💕
Bana oyle yapan birine ne bakarim nede sans verirdim bana okadar sey yaptiktan sonra bide onami bakicam(sondaki yazilar icin)
Eskisi gibi olamasam da arada uğrayıp,şaheserlerini okuyorum güzel yazar..🙂❤🩹
ya teşekkürler 💖 güzel okur
Beni aldatan birisi karşımda öldürülse umrumda olmazdı
dhkzfjduaıjk ben fazla duydusalım yinede onunla olurdum....
Ah ne yazar
Yine kalbimizden vurdun
🤧💖
Bence Adel çok iyi yaptı bende olsam bende öyle yapardım
Bencede ;)
Valla çok güzel oldu açıkçası çok üzüldüm. Ama adel eğer affederse jungkooku güzel olur bence😊😊😊
Çook duygulandım ya🥲yaşattıklarının bedelini böyle ödemiş desene🤧peki ya sonsuza kadar felçmi kaldı peki sonsuza kadar adelmi baktı jeona?
Ellerine sağlık bu arada yine döktürmüşsün becerilerini❤️😍
orasını senin hayal gücüne bırakıyorumm nasıl istersen öyle düşünebilirsin
@@jeonswoman teşekkür ederim 💕
@@Sweet_Kookiee hmm tamam😍❤️
Çok guzel ama cok ucu acik bir yerden bitmis devami gelmeli ❤
Bunu ikinci kez okuyuşum😭😍
Ben bunada ağlıyayım az sonra dönerim
Ağlamaaa
Çok güzel olmuş beklediğimize değdi ayrıca müzikle şarkıda birbiriine baya uyumlu
teşekkür ederim beğenmene sevindim 💖
Rosé askmijn ne suçu vardı jssisjjw. Çok güzel olmuş hsjajaj
teşekkür ederimm ama bu bpdeki Rose değil
@@Sweet_Kookiee oylesine yazdım ask sksi
Okuyorum şimdi bismillah
BENIM TAHMINLER COK ACAIP CIKTI XIHFDF
Her zamanki gibi güzelliğinizi anlatmak için kelimler kifayetsiz kalıyor hanımefendi..
Mükemmel😻😽
senin tahminler asla çıkmadı nshshshs teşekkürler efenim
@@Sweet_Kookiee FJJFJFJDJD
Ne demek efenim mutlu olduysanız ne mutlu bana.
Çok çok çok güzel olmuş ellerine emeğine sağlık 👏
çok teşekkür ederim 💕
Ahhh askk efsanee olmuşş bayıldımmmm
teşekkür ederim 💕
@@Sweet_Kookiee 💝
ya çoooook güzəldi 💜💜💜
ellerine salık canm benim
teşekkürler 💖
Sey güzelim part 2 yapar misin lütfennnnn🥺💗
Yine çok güzel olmuş. Adel bence de en doğru olanı yaptı. Onu öylece ortada bırakamazdı o haliyle, ama affetse de olmazdı. Yani kısacası dört dörtlük bir hikaye olmuuş balll🍯💜
teşekkür ederim bencede💕
Devamı yokmu rose nerde dediği yerde bitmiş
okudun mu😳
Sonuçta 'sevdiği adam' kaza geçirmişti ve çok daha kötü şeyler de olabilirdi.. ancak o burda, sevgilisinin ona en ihtiyaç duyduğu zamanda yoktu?!
Jack : Rose, Jungkook'u aldattı Adel. Onlar iki ay önce ayrıldılar.
Bunu dediğinde şaşkın gözlerle bakmıştım..Beklemiyordum tabiki ama.. Bir gerçek vardı bu dünyada
"Yaşattığını yaşamadan ölmezsin"
..
Odanın camından ona baktığım da nefes alması için burnuna takılı apereyler, kolunda makine kabloları.. bana yaptıklarının cezası mı çıkıyordu?
Bu.. bu gerçekten büyük bir cezaydı öyleyse. Daha yirmi beş yaşında genç bir adamın başka birilerine muhtaç kalması.. çok kötü bir duygu
Ben onu camdan izlerken arkadaşlarının bazı konuşmaları kulağıma gelmeye başlamıştı.
: Ee kim bakıcak şimdi ona?
'Üzgünüm bende kalamaz, işler çok yoğun nerdeyse şirkette sabahlıyorum bu ara'
Jack : Bende bakamam ki koca adama
- Bende de malesef kalamaz, tatile gitme planım vardı. İznim b-
Bu konuşmalar neydi böyle? En yakın hatta kardeş dedikleri kişi şuan ölüm kalım savaşı verirken neyin kavgasıydı bu?
Sinirle onlara döndüğüm de resmen birbirlerinden geçmiş bir şekilde kim bakacak kavgası yapıyorlardı..
"yeter!" yüksek, kızgın sesim yüzünden bana dönmüşlerdi.
"Siz ne konuştuğunuz farkında mısınız? Arkadaşınız şuan burda çok büyük bir ameliyattan çıktı.. felç kalabilir ya..
Ama siz burda gelmiş tatilden, izinden bahsediyor birde kavga ediyorsunuz.."
Hepsi mahçupça yüzünü yere eğerken sinirli bakışlarım onların üstünde geziniyordu.
" O sizin arkadaşınız ve.. ve emin olun sizin onun hakkında böyle bir durumda kendinizi düşünüp birde bunun üzerinden kavga ettiğinizi görse.. suratınıza bakar mı emin değilim"
"Yanlış anlamayın, zamanında sevdiği kişi tarafından kandırılmış biri olarak söylüyorum bunu."
Önüme döndüm sakinleşmek adına derin nefesler alıp onun bedenine odaklandım. Keşki.. keşki annesi - babası onu küçük yaşından terk etmemiş olsaydı.
Belkide herşey, tüm bu yaşananlar daha farklı olabilirdi. En azından annesi olsaydı, oğulu kimseye muhtaç olmazdı.
Kardeşim dediği insanlarda ona bakmayacaktı bir ailesi de yoktu.. Peki kim bakacaktı?
Aklım bu soruya cevap bulmaya çalışırken koridora bir hemşire girmiş bize doğru gelmeye başlamıştı.
: Hastayı yormamak şartıyla ziyaret edebilirsiniz.. geçmiş olsun
demiş gitmişti. Arkadaşları 'büyük bir sevinçle' içeriye girmeye başladıklarında girip - girmemek arasında kaldım. Fakat..fakat girmeyi tercih ettim
Buraya kadar gelip de kaçmanın mantığı neydi? Yavaşça açık kapıdan içeriye girdim ve kapattım sessizce. Gözlerini yavaşça açmaya çalışıyor, uzun süre kapalı kalan gözlerini ışığa alıştırmaya çalışıyordu.
Bakışları tamamen açılıp bizi tüm kadrajına sığdırabildiği zaman önce arkadaşlarının üzerinde tek tek göz gezdirmiș bana gelince de gözleri açılmıştı..
JK : A-adel? kalınlașmıștı sesi kazanın etkisiyle.. tabi uzun zmaan sonra konuşmasını böyle bir durumda görmek tuhaf hissettirmiști.
" Geçmiş olsun"
JK : N-noldu bana?
'İnşaattan düşmüşsün, ama merak etme şimdi iyisin dostum!'
- Fakat Jeon.. Bir durum var
demişti nasıl dile getireceğini bilmediği bir şekilde.
JK : Noldu?
- hmm...f-felç kalma ihtimalin var Jungkook
Jungkook'un çehresine kaymıştı bakışlarım, vereceği tepkiden korktuğumu İtiraf etmeliyim.. Gözlerinin dolduğunu gördüm.
Elleri çarşafı sıkmaya çalışırken, vücuduna bulunan onca dikiş izi ve büyük yaralara rağmen ayaklanmaya çalıştığını gördük.
Tabi bunu yapmasıyla arkadaşları hemen yanına koşmuş, yatırmaya çalışmıştı.
'Sakin ol!'
Jack : yaraların açılacak.. böyle hareket edemezsin!
Jungkook'un yüzü bacaklarına dönüktü.. s-sanırım hareket ettirmeye çalışıyordu.
JK : B-bacaklarımı hareket e-etmiyorum.. olmuyo neden? Neden hareket etmiyorlar?
Arkadaşları onu durdurmaya çalışırken oysa durmadan hareket ettirmek için elinden geleni yapıyordu.
Durmadığını görünce hemen odadan çıktım ve az önce bizimle ilgilenen hemşireyi bulmaya çalıştım. Tanrıya şükür ki buradaydı
"Pardon.. Bay Jeon kriz geçiriyor, yardım eder misiniz?" başını sallamış hemen odaya geri koşmaya başlamıştık.
Jungkook'un bağırıșları buradan duyuluyordu. Hemşire odaya girdiği gibi hemen iğne ayarlamaya başlamıştı, Jungkook ise hala kendini bu gerçeğe inandıramıyor, arkadaşlarının elinden kurtulmaya çalışıyordu.
Fakat herşey koluna vurulan iğne ile birkaç saatliğine bile olsa son bulmuştu.
..
..
..
Aradan geçen bir kaç gün sonra Jungkook'un bugün hastaneden çıkışı yapılmıș şimdi de gitmeye hazırlanıyorduk. Bir iki arkadaşı bugün gelmeyeceğini söylemiş diğerlerine.
Odanın önünde ki sandalyelerde oturuyorken kapı açılmış tekerlekli sandalyede oturan bir Jungkook çıkmıştı. Tabi arkadaşı giyinmesine yardım etmişti.
Bende oturduğum yerden yavaşça kalktığım da arkadaşı Jungkook'u tamamen odadan çıkarıp kapısını kapattı.
Çıkış işlemleri halledilmiști fakat herkes anlamaz, sorar bakışlarla birbirine bakıyordu.
"Noldu?"
'Ehm.. Şey benim şirkete gitmem gerekiyor toplantım var acil, Gregor Jungkook'u senin evine bırakalım'
Gregor : B-benimde işim var, yoksa biliyorsun jungkook ev senin..
JK : Sorun yok
ona baktığım da sesi burukça çıkmış, başınıysa eğmişti. Bunlar nasıl arkadaşlar böyle?
Sinirle ilerleyip arkadaşının yanına geçtim ve ellerini çektim.
"Bırak!" Bana şaşkınlıkla ile bakmaya başlamıştı fakat umrumda dahi değildi. Bir insan kardeşim dediği kişiye nasıl böyle yapardı? hem de zor gününde?
Sandalyeyi asonsöre doğru sürmeye başladığımda arkamdan buraya doğru koştuklarını gördüm.
A- adel! nereye götürüyorsun onu?'
"Ne ilgilendirir seni?"
'Ne demek ne ilgilen-'
Jack : Adel bak.. bizi yanlış anladı-
"Ben kimseyi yanlış anlamadım, sadece siz iki yüzlü insanlarsınız, bende de öyle kişilere tahammül yok"
demiş gülümseyip açılan asonsöre doğru sürmüştüm sandalyeyi. Jungkook'a baktığım da başı eğikti. Onu bu halde görmek üzmüştü.. kim isterdi bu halde olmak?
Böyle şeylere şahit olmak.. Neyse, bunlar da geçicekti elbet değil mi.
Asonsör kapıları ben alt kat tuşuna bastığım gibi kapanmıştı.
..
..
..
Onu eve zar zor getirmiş, koltuğa yatırmıştım. Yanlış duymadınız tabiki evime getirdim. Bu haliyle o iğrenç adamların eline bırakamazdım.
Açıkçası bedeni bana göre çok ağırdı.
Ve bu onu taşımamı biraz zorlamıştı ancak halletmiştim.
Onu koltuğa yatırdım ve koltuğun kenarında katlı duran battaniyeyi açıp bacaklarına örttüm ve biraz geriye çekilip ona baktım.
bakışlarında mahçupluk vardı..
"Yemek olarak ne istersin?"
JK : B-birşeye gerek yok aç değilim
"Aç olmamanın imkanı yok, saatlerdir birşey yemiyorsun"
JK : Dediğim gibi aç d-
"Ah... Tanrım, eğer sana kalırsak kendini açlıktan öldüreceksin! Kumanda hemen yanında, istediğini aç.
Bugün sevdiğin dizi vardı, gerçi hala seviyor musun bilmiyorum ama.. aç onu izlerken bende sana yemek hazırlıyayım"
Arkamı dönüp mutfağa gidecekken bana seslenmesiyle ona döndüm.
JK : Adel!
"Hm?"
JK : T-teșekkür ederim, herşey için.
Başımı yukarı - aşağı sallayıp mutfağa doğru gitmeye başladım. Son dediği.. evet doğru içimi parçalamıştı.
'Teşekkür ederim, herşey için'
Mutfağa girdiğim gibi kendimi duvara yasladım, onu bu şekilde görmek.. nedenszice canımı yakmıștı.. onun aksine..
-Flasback-
"Sen beni nasıl aldatırsın? Söylesene!"
ellerimle onun göğsüne vurup cevap ararken onun tek yaptığı duygusuzca bana bakmaktı..
Ama neden böyle bakıyordu? Ben.. ben alışık değildim ki bana böyle bakmasına. O her zaman bana gözleri parıldar şekilde bakardı, gözlerine bakınca bile bana olan aşkını anlardım.
O Jungkook ile bu Jungkook aynı kişi miydi?
JK : Üzgünüm Adel.. ancak artık seni sevmiyorum
-Flasbackend-
Gözlerimin dolduğunu hissettiğim zaman yavaşça kıpraștırdım ve hazırlıyacağım yemeğin malzemelerini çıkarmaya başladım.
..
..
..
..
Yemekler hazır olduğu zaman tepsiye koyup salona doğru gitmeye başladım. Fakat yüksek bir düşüş sesi gelmişti
Tepside ki yemekleri dökmemeye çalışarak adımlarımı hızlandırdım. Nerden gelmişti bu ses?
Salona gittiğim de Jungkook'u yerde görmem ile bakışlarım büyümüş tepsiyi masaya bırakıp Jungkook'un yanına koştum.
"Jungkook!" kollarını koltuğa koymuştu bende bacaklarını tutmuştum. Kaslarından gücü alarak koltuğa oturmuş ben de bacaklarını koltuğa uzatmıştı.
"Nasıl düştün?" mahçup bakışlarını üzerime diktiğin de bende sorgular bakışlarımı ona gönderdim. Yüzü saniyeler geçtikçe düşüyordu
Elimi kucağımdan kaldırdım ve onun yüzüne doğru götürdüm. Elimi götürüp götürmemek arasında kaldığım da derin bir iç çektim ve elimi yüzüne atıp kaldırdım.
"Nasıl düştün Jungkook?"
JK : B-ben, ben sadece..
Derin bir iç çekmiş ardından gözlerini kıpraștırıp yeniden konuşmaya başlamıştı.
JK : Sadece denemek istemiştim hıck..
Gözlerinde ki yaşlar dökülmeye başladığın da iç çekip ellerimi çektim ve tepsinin üzerinde ki peçeteyi ona uzattım.
JK : Teşekkür ederim hıck..peçeteyle gözlerini silmiş ardından ellerini ellerimle buluşturmuștu.
Gözlerim büyükçe açılmış, birbirine sıkıcı sarılı olan ellerimize gitmişti.
JK : Bu.. bu zor zamanımda yanımda olduğun için teşekkür ederim. Çok pişmanım yaptıklarım için, sana yaşattıklarım için.
JK : Senden s-son birşey isteyebilir miyim.. sadece son birşey
Başımı evet anlamında salladığım da yaşlar firar eden gözlerini, irislerimin derinlerine dikmişti.
JK : Bana bir şans daha v-versen? Yemin ederim.. Tanrı u-
"Jungkook" elimi elinden çektim ve derin bir iç çektim..
"Jungkook.. ben seni affedemem. Bana yaptıklarını, yaşattıklarını unutamam. Şuan sana tek yapabileceğim zor zamanında yanında olmak.
Sonuçta.. iyi-kötü bir geçmișimiz var. Ve.. ve ben bu zaman içinde senin için elimden geleni yapacağım. Ama.. ama sadece bu kadar "
Dediklerimi dinledikten sonra ağır hareketlerle başını salladı ve gülümsedi.
JK : P-peki umuyorum ki,burda olduğum sürece sana acı vermeyeceğim.
"Eğer öyle birşey olsaydı baştan almazdım. Neyse.. hadi yemeğini yeme zamanı"
Oturduğum koltuktan kalktım ve masanın üzerinde ki tepsiyi alıp onun bacaklarının üstüne koydum.
Elleri kaşığı kavradığın da çorbadan yavaşça içmeye başlamıştı.
Onu süzerken şunu fark etmiştim. Gerçekten yaptıklarımız bize mahsus kalmıyor, daha büyük bir acıyla bizi buluyordu..
thendss..🌚
like : 90
abone : 2,315
sizce Adel iyi mi yaptı? yoksa ona bakmamalı mıydı? siz olsanız yapardınız
Çok güzel olmuş devamı olucakmı?
Malesef
Bu da çok güzel olmuş eline sağlık
teşekkürler 💖
Bulmuşum taşı niye almıyım ayol
nhshsjs
Devam etmeli? Adel affetsin
Part 2 olsa güzel olurdu
Okuyacağım
Geldim
hgg
@@Sweet_Kookiee hb
Part 2 lütfen müq olmuş
Balim part2 neolur
Boyle bitemez iylessin kook mutlu olsunlar
PART 2 YAPPP LUTFENNNN
Kapak jk😻
Aha yetiştim😁
valla yetiştin sbsbsbz
Oha müq olmuş yine
teşekkürlerr ♥️
ya +18 sandım ben
swfhdlydyi
@Magical Fairy Tale Book♡ namuslu yoldan gideceğim bu kanalda 💪
Ağladım lan
Pt 2 olacak mı
hayır
Şarkı ismi nedir?
Space song
Yb?
Part2
İlk
tebrikler 🎊
aygggg bunun devamı gelsin nolur elimde kedim ile okudum kedim az kalsa boğup öldürecektim yasa valla bayıldım ellerine emeğine sağlık canım 💜💜💜
çok teşekkürler 💖 kedi iyidir umarım begshs
@@Sweet_Kookiee ah tabi şu an beni öldürecek gibi bana bakıp duruyor 💜💜💜 rica ederim 💜fhfhfhc