En sevdiğim konulardan..frekans çok önemli.. ve söylemeliyimki hep yanlış anlamışım.. başkası gibi davrandığımda frekans yaptım yükselir diye..çünkü sen kendin olduğunda zaten gerçek frekansın çıkıyor. Hile yok, kandırma yok .. frekans kendin olduğunda değişiyor ve dünya da değişiyor 🎉 iyiki frekans serilerine katıldım da gerçeği öğrendim 🤓🤩.
Frekansı ilk yillar once yine senin kurumsal egitimlerinden birinde duymustum, sonrasında frekans serisinin tamamina katildim gercek sihirli degnek gibi birsey.Farkina vardiginiz da hayatınızı kökten degistirecek bir sistem ❤
Ne yazık ki savaş, soykırım ve kitlesel öldürmeler “normal insan davranışı”dır; çünkü hepsi de düzenli bir şekilde meydana gelir. Tarihe ister savaş, çekişme ve şiddet ile ara verilen barış dönemleri ya da barışla ara verilen savaş, çekişme, şiddet dönemleri olarak bakabilirsiniz. Bir tarihçi olarak, insan agresyonunu, kabalığını, şiddeti ve çekişmelerini insan tarihinin tam da merkezinde olduğunu düşünüyorum. Çoğumuzun kabul etmek isteyebileceğinden daha fazla “normal”lik söz konusu; çünkü biz insanlar kendimizle alakalı bazı ilüzyonlardan vazgeçmekte zorlanıyoruz. Kim olduğumuz ve ne yaptığımız gerçeğini doğrudan görmekten çekiniyoruz; çünkü gerçeğin bizi üzmesinden korkuyoruz.[1] Tarihin bize verdiği kanıt, insanların zalim ve canavarca eylemleri yapabilme kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor, hem bireysel olarak hem de bir gruba dahil olarak. Soykırımı “bir grup güçlü bireyin akıldışı bir davranışı” olarak göremememin sebebi bu. Tam tersine soykırım, bizim neleri yapabileceğimizin çok net bir ispatıdır. Soykırımsal boyutlardaki mega suçlar, insan tarihinin görünen yüzünün hemen arkasında meydana gelmeyi bekliyor; çünkü kurbanlaştırdığımız hayvanların başına daima bu olay geliyor. Yahudi yazar Isaac Bashevis Singer söz konusu hayvanlar olunca bütün insanların birer Nazi olduğunu söylemiştir. Hayvanların yaşadığı şey, “Sonsuz Treblinka”’dır.[1] Masum canlıların kitlesel olarak öldürülmesine 1945’te son verilmedi ki; sadece hayvanların “sonsuza dek” sömürülmesi ve katledilmesine doğru bir rota değişikliği yaşandı; bu da insan baskısı ve şiddetinin bir modeli ve itici gücü olmaya yaradı. Mezbahalar olduğu sürece Treblinka ve Auschwitz daima var olacak. Yahudi Alman düşünür Theodor Adorno’nun söylediği gibi, “ Auschwitz, birisi bir mezbahaya bakıp, “ama onlar hayvan” diye düşündüğünde başlar”.[1] Hayvanların katledilmesini güçlünün güçsüzleri sömürmeye hakkı olduğu şeklinde onayladığımız sürece birbirimize karşı şiddet uygulamaya ve yıkıcı davranışlarda bulunmaya devam edeceğiz. Adolf Hitler, “gücü olmayan, hayatta kalmış şansını hakkını kaybeder” diyor. Savaşı kaybettiyse de onun faşist görüşü başarılı oldu, ne kadar ironik. İnsan uygarlığı da bu faşist görüşle yapıyor yapacağını; inekler, domuzlar, koyunlar, tavuklar ve diğer hayvanlar kendilerini savunamadığı için, hayatta kalma haklarını kaybediyorlar. Bundan dolayı onlara ne istersek yapmakta özgürüz sanıyoruz. Elbette hayvanlara yardım etmenin en önemli yolu, onları yememektir. Herkes en azından bunu yapabilir: Mezbahaları ağzınızdan uzak tutun. Yirminci yüzyılın kanıtlayacağı gibi Amerika’daki mezbahaların endüstriyel itlafı ile Nazi Almanyası’nın montaj hattı seri itlafı arasında sadece bir adım vardı. Her şeye hükmeden tür olma yolunda yükselişimizin tarihi boyunca hayvanları kurban etmemiz birbirimizi kurban haline getirmemizin hem temelini atmış hem de bir modelini oluşturmuştur. İnsan tarihinin incelenmesi buradaki örüntüyü açıkça ortaya koyar: öncelikle insanlar hayvanları sömürür ve katleder; ardından insanlar diğer insanlara hayvan gibi davranır ve onlara da aynısını yaparlar.[2] İnsanların kendi kontrolü altına giren hayvanlara davranış biçimini nitelendiren baskı, kontrol ve manipülasyon, aynı zamanda insanların birbirine davranma biçimi anlamında bir model oluşturdu. Hayvanların köleleştirilmesi/evcilleştirilmesi insan köleliğine giden yolu araladı. Karl Jacoby’nin söylediği gibi, kölelik “evcilleştirme sürecinin insanlara doğru genişletilmesi” idi.[3] Avustralya’daki Hartheim ötenazi merkezinde 2 sene geçirmeden önce Bruno Bruckner, Linz mezbahasında kapı görevlisi olarak çalışmıştı. Treblinka’daki sadist gardiyan Willi Mentz iki T4 imha merkezi olan Grafeneck ve Hadamar’daki ineklerden ve domuzlardan sorumluydu. Treblinka’nın son kumandanı Kurt Franz, SS’e katılmadan önce kasap olarak eğitim almıştı. Sobibor ölüm kampında görevlendirilmeden önce Hadamar’da imha fırınında çalışan Karl Frenzel de aslında kasaptı. Polanya’ya Yahudileri imha etmek için gönderilen Alman personel için hayvan sömürüsü ve hayvan öldürmede tecrübe sahibi olmanın mükemmel bir eğitim anlamına geldiği ortaya çıkıyordu. Hayvan sömürüsü ve hayvanların öldürülmesi insanların kitlesel olarak öldürülmesi için bir emsâl oluşturuyor, ve bunu daha mümkün kılıyor; çünkü bizi bizden farklı olan ötekilere empati, şefkat ve hürmetle yaklaşmamaya şartlandırıyor.[3] Yemek seçimleri ne olursa olsun Hitler, Almanya'daki vejetaryen akımına karşı az bir sempati duymuştu. 1933'te iktidara geldiğinde Almanya'daki tüm vejetaryen derneklerini yasaklamış, önde gelen isimlerini tutuklamış ve Frankfurt'ta basımı yapılan ana vejetaryen dergisini kapatmıştı. Nazi zulmü, karnivor bir ulus içerisinde sadece küçük bir azınlık olan Alman vejetaryenlerini ya ülkeden kaçmaya ya da kendilerini saklamaya zorlamıştı. Almanyalı barış yanlısı ve vejetaryen Edgar Kupfer-Koberwitz önce Paris'e, sonra da Gestapo'nun kendisi yakalayıp oradan da Dachau Nazi kampına geri gönderdiği İtalya'ya kaçmıştı. Vejetaryen beslenmenin savaş zamanında yaşanan gıda kıtlığı sorununu hafifletmede yardımcı olacak olmasına rağmen Nazi Almanyası savaş süresince işgal ettiği tüm bölgelerdeki vejetaryen derneklerini yasaklamıştı. Charles Patterson
Et ve Balık Hayvanları yemek frekansımızı düşürür. Nokta. Çoğumuz, et lezzetli olduğu için ve zamanın başlangıcından itibaren et yediğimiz için bunu duymak istemeyiz. Ama özellikle enerji seviyesini yüksek tutmak isteyenler için, uygunsuz şekilde yetiştirilen ve korku ve acı getiren affedilemez öldürme süreçlerinden geçen bu hayvan etlerini yemek kötü titreşimlere neden olur. Bu durum, serbest çiftliklerde organik usullerle yetiştirilen hayvanlardan yenilerek yumuşatılabilir, ama yine de yüksek frekanslar için yeterli değildir. #etcinayettir #veganol
@@Rousseau-YalnizGezgin bu paylaşımınız icin teşekkürler. Cok kıymetli bakış açıları. Bu konuyla ilgili ozellikle frekans ayarlaması yapılmasıyla ilgili benim farkli yaklaşımlarım var. Belki bir videoda da onları anlatırım. Her şeyin frekansını kendi frekansınıza döndürebilirsiniz diye bir savım var.(aslında ispatlanmış ama yine de ben kati konuşmalar yapmak yerine sav demeyi tercih ediyorum. ) tekrar teşekkürler
@BelginOturgan hayvanları mezbahanelerde katledip sömürüp anayi yavrusundan ayırıp, birbirlerinin önünde kesip ,anne olan canlılari katledip, yumurta yemek için civcivleri katledip iyi insan olmak? İnsanca pek insanca. Not: Google'a sozcu gazetesi Diyarbakır'da hamile kesilen hayvanlar yazın, ben anlayamıyorum kadınların hem de anne olan kadınların bu vahşete neden olmasına, hayvanlara zulüm etmesine, Kendi anne olan bacılarım sizler niye anlayamıyorsunuz kendinizi düşünüyorsunuz frekansta frekans, kötülük yapıp neyin frekansını düşünüyorsunuz neyi bekliyorsunuz? Sadece tadını sevdiğiniz için hamburger yemek için kebap yemek için bu vahşet 🆘👿🤡💔 erkek civcivleri kart ediyorlar siz yumurta yiyin diye, anne olan canlıları kalpte diyorlar dondurma yoğurt peynir yiyn diye, ar talep, gerçekten korkunç bir dünya, dünyanın size iyilik vermesini zenginlik vermesini bekliyorsunuz, başka canlılara zulüm ederek bu nasıl olacak, gerçekten, mezbahane gördünüz mü korkutan aklını yitirmiş hayvan gördünüz mü, korkudan bir yarım metre dışarı çıkmış gözleri kördüğüm'ü kesilirken veya zincirinden boşanıp kanların içine düşen hayvan gördünüz mü, Kezban eden kanlar içinde kaçan hayvan gördünüz mü? Benim yediklerim mezbaha neden korkarak aklın yitirmiş bir şekilde kaçmıyor, hayvanların anne baba olan biri sahibi canlılara bunları yapmaya hakkımız yok,
@BelginOturgan anne olan canlılari nasıl katledip yiyebilorsunuz, korkutan aklı giden hayvanları nasıl yiyebiliyorsunuz nasıl boğazınızdan geçiyor o süt yoğurt yumurta et peynir için vahşet..🤡
Ben de işimi şansa bırakmayıp kendi frekansımı kendim ayarlamak için frekans seminerlerinize gelmiştim 🤩 iyi ki 🙏🏽✨
Nefis bir Frekans Serisi oldu o siz katılımcıların da katkılarıyla ❤❤
@BelginOturgan "BİR" likte daha ötelerine ✨
🙏🏻🙏🏻🙏🏻🌸🌸🌸@@huseyinaltintas3536
Her izlediğimde ayrı bir heyecan🎉
@@ebrucinar-s6s nasıl olmasin 😍😍
Muhteşem bir yayın oldu emeğinize yüreğinize sağlık ❤
İzlediğiniz için ben teşekkür ederim ❤❤
Frekans serisine katılan şanslı katılımcılardan biri olarak katkınıza şükran ❤
@@ebrucinar-s6s o seriye gelen herkes çok şanslı ❤️❤️
En sevdiğim konulardan..frekans çok önemli.. ve söylemeliyimki hep yanlış anlamışım.. başkası gibi davrandığımda frekans yaptım yükselir diye..çünkü sen kendin olduğunda zaten gerçek frekansın çıkıyor. Hile yok, kandırma yok .. frekans kendin olduğunda değişiyor ve dünya da değişiyor 🎉 iyiki frekans serilerine katıldım da gerçeği öğrendim 🤓🤩.
@@elifoturgantereska7060 adanmışlık önemli. Şükran 🌸🌸🌸🌸❤️🔥❤️🔥❤️❤️🫂🫂
Frekansı ilk yillar once yine senin kurumsal egitimlerinden birinde duymustum, sonrasında frekans serisinin tamamina katildim gercek sihirli degnek gibi birsey.Farkina vardiginiz da hayatınızı kökten degistirecek bir sistem ❤
@@isinugural1033 o gün bugündür tam adanmışlıkla yola devam eden yeganelerdensin ❤️❤️❤️
Ne yazık ki savaş, soykırım ve kitlesel öldürmeler “normal insan davranışı”dır; çünkü hepsi de düzenli bir şekilde meydana gelir. Tarihe ister savaş, çekişme ve şiddet ile ara verilen barış dönemleri ya da barışla ara verilen savaş, çekişme, şiddet dönemleri olarak bakabilirsiniz. Bir tarihçi olarak, insan agresyonunu, kabalığını, şiddeti ve çekişmelerini insan tarihinin tam da merkezinde olduğunu düşünüyorum. Çoğumuzun kabul etmek isteyebileceğinden daha fazla “normal”lik söz konusu; çünkü biz insanlar kendimizle alakalı bazı ilüzyonlardan vazgeçmekte zorlanıyoruz. Kim olduğumuz ve ne yaptığımız gerçeğini doğrudan görmekten çekiniyoruz; çünkü gerçeğin bizi üzmesinden korkuyoruz.[1]
Tarihin bize verdiği kanıt, insanların zalim ve canavarca eylemleri yapabilme kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor, hem bireysel olarak hem de bir gruba dahil olarak. Soykırımı “bir grup güçlü bireyin akıldışı bir davranışı” olarak göremememin sebebi bu. Tam tersine soykırım, bizim neleri yapabileceğimizin çok net bir ispatıdır. Soykırımsal boyutlardaki mega suçlar, insan tarihinin görünen yüzünün hemen arkasında meydana gelmeyi bekliyor; çünkü kurbanlaştırdığımız hayvanların başına daima bu olay geliyor. Yahudi yazar Isaac Bashevis Singer söz konusu hayvanlar olunca bütün insanların birer Nazi olduğunu söylemiştir. Hayvanların yaşadığı şey, “Sonsuz Treblinka”’dır.[1]
Masum canlıların kitlesel olarak öldürülmesine 1945’te son verilmedi ki; sadece hayvanların “sonsuza dek” sömürülmesi ve katledilmesine doğru bir rota değişikliği yaşandı; bu da insan baskısı ve şiddetinin bir modeli ve itici gücü olmaya yaradı. Mezbahalar olduğu sürece Treblinka ve Auschwitz daima var olacak. Yahudi Alman düşünür Theodor Adorno’nun söylediği gibi, “ Auschwitz, birisi bir mezbahaya bakıp, “ama onlar hayvan” diye düşündüğünde başlar”.[1]
Hayvanların katledilmesini güçlünün güçsüzleri sömürmeye hakkı olduğu şeklinde onayladığımız sürece birbirimize karşı şiddet uygulamaya ve yıkıcı davranışlarda bulunmaya devam edeceğiz. Adolf Hitler, “gücü olmayan, hayatta kalmış şansını hakkını kaybeder” diyor. Savaşı kaybettiyse de onun faşist görüşü başarılı oldu, ne kadar ironik. İnsan uygarlığı da bu faşist görüşle yapıyor yapacağını; inekler, domuzlar, koyunlar, tavuklar ve diğer hayvanlar kendilerini savunamadığı için, hayatta kalma haklarını kaybediyorlar. Bundan dolayı onlara ne istersek yapmakta özgürüz sanıyoruz. Elbette hayvanlara yardım etmenin en önemli yolu, onları yememektir. Herkes en azından bunu yapabilir: Mezbahaları ağzınızdan uzak tutun.
Yirminci yüzyılın kanıtlayacağı gibi Amerika’daki mezbahaların endüstriyel itlafı ile Nazi Almanyası’nın montaj hattı seri itlafı arasında sadece bir adım vardı.
Her şeye hükmeden tür olma yolunda yükselişimizin tarihi boyunca hayvanları kurban etmemiz birbirimizi kurban haline getirmemizin hem temelini atmış hem de bir modelini oluşturmuştur. İnsan tarihinin incelenmesi buradaki örüntüyü açıkça ortaya koyar: öncelikle insanlar hayvanları sömürür ve katleder; ardından insanlar diğer insanlara hayvan gibi davranır ve onlara da aynısını yaparlar.[2]
İnsanların kendi kontrolü altına giren hayvanlara davranış biçimini nitelendiren baskı, kontrol ve manipülasyon, aynı zamanda insanların birbirine davranma biçimi anlamında bir model oluşturdu. Hayvanların köleleştirilmesi/evcilleştirilmesi insan köleliğine giden yolu araladı. Karl Jacoby’nin söylediği gibi, kölelik “evcilleştirme sürecinin insanlara doğru genişletilmesi” idi.[3]
Avustralya’daki Hartheim ötenazi merkezinde 2 sene geçirmeden önce Bruno Bruckner, Linz mezbahasında kapı görevlisi olarak çalışmıştı. Treblinka’daki sadist gardiyan Willi Mentz iki T4 imha merkezi olan Grafeneck ve Hadamar’daki ineklerden ve domuzlardan sorumluydu. Treblinka’nın son kumandanı Kurt Franz, SS’e katılmadan önce kasap olarak eğitim almıştı. Sobibor ölüm kampında görevlendirilmeden önce Hadamar’da imha fırınında çalışan Karl Frenzel de aslında kasaptı. Polanya’ya Yahudileri imha etmek için gönderilen Alman personel için hayvan sömürüsü ve hayvan öldürmede tecrübe sahibi olmanın mükemmel bir eğitim anlamına geldiği ortaya çıkıyordu.
Hayvan sömürüsü ve hayvanların öldürülmesi insanların kitlesel olarak öldürülmesi için bir emsâl oluşturuyor, ve bunu daha mümkün kılıyor; çünkü bizi bizden farklı olan ötekilere empati, şefkat ve hürmetle yaklaşmamaya şartlandırıyor.[3]
Yemek seçimleri ne olursa olsun Hitler, Almanya'daki vejetaryen akımına karşı az bir sempati duymuştu. 1933'te iktidara geldiğinde Almanya'daki tüm vejetaryen derneklerini yasaklamış, önde gelen isimlerini tutuklamış ve Frankfurt'ta basımı yapılan ana vejetaryen dergisini kapatmıştı. Nazi zulmü, karnivor bir ulus içerisinde sadece küçük bir azınlık olan Alman vejetaryenlerini ya ülkeden kaçmaya ya da kendilerini saklamaya zorlamıştı. Almanyalı barış yanlısı ve vejetaryen Edgar Kupfer-Koberwitz önce Paris'e, sonra da Gestapo'nun kendisi yakalayıp oradan da Dachau Nazi kampına geri gönderdiği İtalya'ya kaçmıştı. Vejetaryen beslenmenin savaş zamanında yaşanan gıda kıtlığı sorununu hafifletmede yardımcı olacak olmasına rağmen Nazi Almanyası savaş süresince işgal ettiği tüm bölgelerdeki vejetaryen derneklerini yasaklamıştı.
Charles Patterson
Et ve Balık
Hayvanları yemek frekansımızı düşürür. Nokta. Çoğumuz, et lezzetli olduğu için ve zamanın başlangıcından itibaren et yediğimiz için bunu duymak istemeyiz. Ama özellikle enerji seviyesini yüksek tutmak isteyenler için, uygunsuz şekilde yetiştirilen ve korku ve acı getiren affedilemez öldürme süreçlerinden geçen bu hayvan etlerini yemek kötü titreşimlere neden olur. Bu durum, serbest çiftliklerde organik usullerle yetiştirilen hayvanlardan yenilerek yumuşatılabilir, ama yine de yüksek frekanslar için yeterli değildir.
#etcinayettir #veganol
@@Rousseau-YalnizGezgin bu paylaşımınız icin teşekkürler. Cok kıymetli bakış açıları. Bu konuyla ilgili ozellikle frekans ayarlaması yapılmasıyla ilgili benim farkli yaklaşımlarım var. Belki bir videoda da onları anlatırım. Her şeyin frekansını kendi frekansınıza döndürebilirsiniz diye bir savım var.(aslında ispatlanmış ama yine de ben kati konuşmalar yapmak yerine sav demeyi tercih ediyorum. ) tekrar teşekkürler
@BelginOturgan hayvanları mezbahanelerde katledip sömürüp anayi yavrusundan ayırıp, birbirlerinin önünde kesip ,anne olan canlılari katledip, yumurta yemek için civcivleri katledip iyi insan olmak? İnsanca pek insanca.
Not: Google'a sozcu gazetesi Diyarbakır'da hamile kesilen hayvanlar yazın, ben anlayamıyorum kadınların hem de anne olan kadınların bu vahşete neden olmasına, hayvanlara zulüm etmesine, Kendi anne olan bacılarım sizler niye anlayamıyorsunuz kendinizi düşünüyorsunuz frekansta frekans, kötülük yapıp neyin frekansını düşünüyorsunuz neyi bekliyorsunuz? Sadece tadını sevdiğiniz için hamburger yemek için kebap yemek için bu vahşet 🆘👿🤡💔 erkek civcivleri kart ediyorlar siz yumurta yiyin diye, anne olan canlıları kalpte diyorlar dondurma yoğurt peynir yiyn diye, ar talep, gerçekten korkunç bir dünya, dünyanın size iyilik vermesini zenginlik vermesini bekliyorsunuz, başka canlılara zulüm ederek bu nasıl olacak, gerçekten, mezbahane gördünüz mü korkutan aklını yitirmiş hayvan gördünüz mü, korkudan bir yarım metre dışarı çıkmış gözleri kördüğüm'ü kesilirken veya zincirinden boşanıp kanların içine düşen hayvan gördünüz mü, Kezban eden kanlar içinde kaçan hayvan gördünüz mü? Benim yediklerim mezbaha neden korkarak aklın yitirmiş bir şekilde kaçmıyor, hayvanların anne baba olan biri sahibi canlılara bunları yapmaya hakkımız yok,
@BelginOturgan gerçekten korkunç bir durumdasınız sadece peynir ve hamburger kebap yemek yemek için sizin gibi katı düşünmüyorum diyorsunuz 💔
@BelginOturgan anne olan canlılari nasıl katledip yiyebilorsunuz, korkutan aklı giden hayvanları nasıl yiyebiliyorsunuz nasıl boğazınızdan geçiyor o süt yoğurt yumurta et peynir için vahşet..🤡