Şu an 50 yaşındayım... 25 ile 30 yaşlarım arasında yoğun bir okuma serüveni yaşamıştım ve bunu Orhan Pamuk a borçluyum... Onun Kara Kitap ını kütüphanede aramış ve bulamamıştım , yerine ., elime geçen Yeni Hayat ı okumuş ve romanın ilk satırlarında dendiği gibi sıradan hayatım en azından düşünsel , videoda da belirtildiği üzere mana anlamında değişmişti... Orhan Pamuk u okuduğum için , o bana okumayı sevdirdiği için , onu okumanın verdiği haz ve mutlulukla , ardından Tanpınar ı , Nazım ı , ikinci yenicileri , Sevgi Soysal ı , Ferit Edgü yü ve nicelerini okuma şansına erişmiştim ... Ekonomim ve sağlığım bozulmasa , yine o ilk Orhan Pamuk okumanın verdiği heyecan , merak , ve mutlulukla okuma serüvenimi devam ettirirdim ama olmadı ve bundan sonra da , hayatım sona erene dek okuyabileceğimi sanmıyorum... Hayatıma anlam kattığın için , mana üzerine düşünmemi sağladığın için , Kara Kitap ı ve diğer tüm harika romanlarını yazdığın için çok teşekkürler Orhan Pamuk...
“Bir kitap okudum hayatım değişti” cümlesini hatirliyorum. Ben de orhan pamuk okudum edebiyatçı oldum, bir kitap hayatıma dokunmuş bunu düşününce fark ediyor insan
Yorumunuzu okuyunca heyecanlandım çünkü ben daha sizin geçtiğiniz yolların başımdayım ve ilerisi ne getirir bilmiyorum. 18 yaşındayım yavaş yavaş Pamuk, Nazım, Soysal ve Tanpınar okumaya başladım. Tanpınarı ayrıca çok seviyorum gençliğinizi şuan ki halime benzetince yazmak istedim🤍
Son iki aydır Orhan Pamuk'un güncel bir röportajına denk gelmek için sürekli UA-cam'da arama yapıyordum. Dün yüklenmiş bu video. Görünce o kadar mutlu oldum ki. Çok teşekkür ederim Murat Sabuncu ve T24 ekibi. Lütfen Orhan bey ile daha sık röportajlar gerçekleştirin.
Kendi içinde savaşı olan bir adam. Kitap Penceresi sayfamda Orhan Pamuk'u Kar kitabını yorumladım ve birçok kişinin Orhan Pamuk yargısını kırdım. Ve elimden geldiğince de Orhan Pamuk'u hep araştırıp, okuyup, izleyeceğim. İnsanlara anlatacağım. Neden mi yapıyorum? Çünkü onu anlıyorum. Ben 25 yaşında, adı olan bir üniversiteden mezunum. Önüme amansız teklifler, işler geldi. Yapamadım. Ait hissedemedim. İşim yazmak, okumaktı. Sonra bu durum o kadar arttı ki, çevrem kalmadı. varolan çevremle de görüşmek istememeye başladım. İnsan içine çıkmak benim kalbimi hızlı attıırıyordu, ellerim titriyordu, sevilmek istiyordum. Karakterime, şahsiyetime kötü söz gelsin istemiyordum. En ufak laftan anlamlar çıkarıp tüm günümü zehir ediyordum. Zoraki gülmek, zoraki sohbet hiç bana göre değildi. Kalabalık olan neresi varsa oradan uzakta yaşadım. -di'li geçmiş zaman yazıyorum ama ben hala öyleyim. Ve benim gibi birini keşfettim. Orhan Pamuk'u. Nasıl anlatmam? Nasıl yazmam? İçimde bir kadın var. Telaşlı, anı anına uymayan. Düşünceli... Çok düşünceli. Böyle zamanlarda bende hemen yazıya koşarım. İki gün sonra beğenmem. Bazen de öyle bir kaptırırım ki 1 haftalık yazacağım yazıyı 1 saatte çıkarırım. Yazarken müzik dahi dinleyemem. Organize toplum işlerini hiç beceremem. Kaçarım. Ben 25 yaşındayım. Ölümü düşünüyorum. Bu bana bazen bilgelik, bazen acı veriyor. Keşke Orhan Pamuk'la yüz yüze görüşme şansım olsaydı. O kadar çok soracak sorum var ki!
İmrendim resmen. Adalar şu yeryüzündeki en sevdiğim yerdir. Kitap yazmak en büyük hayalimdir. Her şeyin olan bir eş sahibi olmak. Nazarım değmesin Orhan Beye, maşallah maşallah maşallah :) Ben henüz edebiyat dergilerinden cevap bekliyorum öykümün yayınlanması için. Adaya taşınma sürecim için daha var ama geliyorum :))
Harika bir sohbetti. Orhan Pamuk'u -sadık bir okuyucusu olarak- ne kadar sevdiğimi anlatmaya kelimelerim yetersiz kalır... Orhan Pamuk iyi ki var, iyi ki bir romancı olmaya sürüklemiş hayat onu.
(Umarım Orhan Pamuk okuyordur) 1992’den beri Ne yazdıysa okudum, ne konuştuysa dinledim. Okuyan düşünen samimi her insan onu sever benim gibi. Hatta İki romanını başarısız buldum. Tüh keşke bunu yayımlamasaydı dedim, yine sevdim. İyi bir insan olduğu için, içimdeki nice düşünceye tercüman olduğu için, beni iyi kurgusu, iyi hikayeleri ve güzel cümleleri ile büyüttüğü için, Türkçeye ve Türk edebiyatına katkısı için, derin manaları bulmuş insanları hatırlattığı için… çok sevdim. Bilsin isterim, bilinsin isterim.
Ondört yıl boyunca İstanbul'da yaşadım, meğer Orhan Pamuk'un büyüdüğü Pamuk Apartmanı Galata Muhallebicisi'nin yanındaymış da, bir kere dönüp bakmamışım. Bakarkörüm ben...Nişantaşı'nda zamanında çok (mağaza ve cafe) gezdim ama Orhan Pamuk'un orada büyüdüğünü bilmeden. Şimdi uzaklarda yaşıyorum ve Nişantaşı'ndaki oyuncakçının röportajına tesadüfen UA-cam'da denk geldim ve bu oyuncakçının Orhan Pamuk'un Kara Kitap'ında geçtiğini öğrendim. Bir kere bile o oyuncakçıya da gitmedim, ama eminim önünden kaç kere geçmiş, bakmış ve görmemişimdir. Annem hep görmekle bakmak arasında fark var derdi. Sen bakıyorsun ama görmüyorsun derdi. Rastlantının böylesi Kara Kitap'ı Türkiye'den geçen yaz almışım (belki Bodrum DR dan belki başka yerden hatırlamıyorum) ve yanımda getirmişim ama okumamışım...Dün okumaya başladım. Arada bu röportajını izledim ve The New Yorker'daki The Pamuk Apartments yazısını okudum. 2005 yılında Orhan Pamuk kaleme almış. Büyüdüğü aile ve kökleri hakkında detaylı yazmış. İngilizceniz varsa tavsiye ederim. Yıllar önce bir sene boyunca Cihangir'de çalıştım (2009 muydu) hatta kendisi müşterimizdi ama asla bize gelmedi, çalışan yada kapıcısı bir bey vardı o geldi belki ben ona demişimdir çok sevdiğim bir yazar diye (basic bir fan gibi iletirmisiniz dememişimdir umarım, yemin ederim hatırlamıyorum), ama gençliğimde yazar hakkında pek birşey bilmiyormuşum şimdi anladım. İstanbul'da yaşadığım dönem hatta Taksimin arka sokaklarında Masumiyet Müzesi'ne denk gelmiştim. Kitabı yıllar önce almıştım ama psikolojim elvermedi yarısında bıraktım. Çok depresif geldi içinde boğuldum çok mutsuz bir aşk hikayesiydi ve nedense ağlamaktan okuyamadım o dönem ve bıraktım. Bu sebeple o romanı bitiremedim. Kara Kitap'ı bitirmek istiyorum. Veba Geceleri eserini de aldım ama çok tarihi bir romandı, o da yazlıkta yarım kaldı onu da biteceğim. Bitiremedim çünkü annemin koyduğu yeri bulamadık sonra kışın kendisi bulmuş sağolsun. O da okuyordu. Bu arada yaşadığım Nordik ülkesinde kitabının yerel dilde satıldığını gördüm birkaç kere kitapçıda denk geldim ve gurur duydum. Daha gurur vericisi bu Nordik ülkesinde bir şehirden diğerine seyahat ederken Danimarkalı yaşlı bir hanım yanıma oturdu ve bir ara benimle sohbet etti Türk olduğumu söyleyince Orhan Pamuk okuduğunu söyledi hatta kitap ismi verdi bende okudum dedim Nobel ödülü kazandığını konuştuk... Böyle de bir anım var...Bu röportajı da bana tekrar günlük tutmam ve yazılar yazmam için ilham verdi. Kafamı toparlarsam bende yazmaya başlayacağım. Sadece nereden başlamam gerektiğini hatırlamam lazım. Röportaj ilham vericiydi çok teşekkürler ve sevgiler.
Orhan Pamuk çok özel bir insan. Kendine has bu özelliği kalemine de yansıyan bir yazar. Geçmişte Pamuk'a yapılanları kınıyorum. Bu kadar önemli bir yazar başka bir ülkede yaşasaydı el üstünde tutulurdu. Bu büyük yazarın değerinin hala daha bilinmemesi hususunda büyük utanç duyuyorum. Ülkede başka hangi yazarın yayınladığı bir kitabı Batılı okur bir an önce İngilizce'ye çevrilsin diye bekliyor? Pamuk hariç böyle bir yazarımız yok. Söz gelimi; Masumiyet Müzesi'ni görmek için yurt dışından yabancı okurlar geliyor. Masumiyet Müzesi dünyada bir ilk. Pamuk, Türkiye coğrafyasında nadir rastlanan bir çiçek gibi.
Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanı Rusya’da ve eski Sovyet cumhuriyetlerinde halen çok popüler. TRT dizisiyle toplum hafızasına adeta kazınmış ve roman da kitapçılarda bulunuyor. Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonnası’na ve Nazım Hikmet’in şiirlerine de rastlamak mümkün.
insanın içindeki şiiri koruması için birazda ( haberlerden ) uzak durmayı da öğrenmesi lazım.... ne güzel bi söz...... Orhan abiye sevgiler saygılar ,,, iyi ki var.
36:06 Sizi çok iyi anlıyorum. Ben de aynı korkuyu yaşıyorum. Daha önce yüzlerce kişiye konferans verdim ama o korkuyu ben de yaşıyorum. Bir masanın etrafında 10 kişi özellikle karışık cinsiyetten kişilerle oturunca o korkuyu yaşıyorum. Huzursuz hissediyorum. Herkesi bir birey olarak görüp kendimi bireyliğe yakıştıramıyor gibiyim. Birey olmaya çok uzak gibiyim. Sanırım kendimi çok iyi tanıdığımdan. İyi tanıdığım insanların yanında bu korkuya bu denli maruz kalmıyorum. Dışarıdan o kadar iyi birey rolü yapıyorlarki onları birey olarak görüyorum. Bu role aldanıp kendimi yargılıyorum. Yargılamam neticesinde kendimin aciz olduğuna hükmediyorum. Mesela, bir insan yeni tanıştığı birisine nasıl espri yapabilir? Espri yapıyor olmak aynı frekansta olmayı gerektirir. Yeni tanıştığın birisiyle aynı frekansta olamazsın. Yeni tanıştığın birisine espri yapmak baya cesurca bir iş. Yeni birisiyle tanışmak da öyle. Ben cesur değilim sanırım. Kendime güvenim yok. Bir kendimin olduğundan da şüpheliyim açıkçası...
Her insanın başka bir insana ihtiyacı var Birbirini besleyen iki insan Kadın Erkek ilişkisi var ya Tamda böyle! Ana yardır Bazan eşinizi öyle görmek istiyoruz Aklı başında her kadın hem anadır hemde yâr Az bulunur bulana aşk olsun ❤️
Doğa kadına doğurma yani "yaratma " görevi gücü vermiş! Her ana her kadın Bulunduğu şartlara göre şekillenir Erkeklerde olduğu gibi! İnsan en zararlı canavar da olabilir!
Röportaj için çok teşekkür ederim. Orhan beyin samimiyeti ve defterlerini bizlere açmasına çok sevindim. Defterlerinde yazı ve resmi birlikte kullanımının ne kadar ilham verdiğinin sevincini anlatamam. Hemen uygulamaya başladım. Zihnine sağlık
Altin degerinde bir soylesi. T24’e tebrikler. Iste bunlarla gelin bize… Bravo! Orhan Pamuk’a not: Sizi anliyoruz, 70 yasindan sonra daha cok iz birakin, bize kamusal alanda daha cok icerik verin lutfen. Adasiniz olmaktan gurur duyuyorum. Bircok yabanci ile ilk konusmam mutlaka sizle basliyor.
Ne güzel hep birseyler yazıp çizmek ve projelerle dolu dolu olmak. Her yıl yeni bir kitap geliyor drmektir☺️ bu arada Orhan Pamuk, pamuk saçlarını boyamış mi?? ¿
Orhan Pamuk'un Nobel aldığı gün orta okulda edebiyat öğretmenimiz vatan haini falan filan diye bir ders boyunca Orhan Pamuk kötülemişti. Bu ülkede önemi gerçekten ne kadar anlaşıldı çok şüpheliyim.
Nedense hiç şaşırmadım. Türkiye’de öğretmenlik kurumu şişirilmiş bir balondur. Boş beleş insanlar başka bir şey olamadığı için öğretmen olurlar ve öğrencilerin geleceğini karartırlar. Ne zaman ki öğrenciler üniversiteye kapağı atarlar, üzerlerindeki baskıcı kabuğu kırarak sonsuz bilgiye ulaşırlar.
Bir de edebiyat öğretmeni mi yapıyor bunu? Yazıklar olsun. Evet, Pamuk'un kitaplarından birini dahi okumamış insanlar o dönem bol bol atıp tutmuştu. Öne sürülen bir karalamanın gerçeğini keşfetmek için oysa bir kitabını okuyabilir insan. Ama okumak bu tembel coğrafyada cam silmekten çok sonra geliyor.
MARKA EFSANE BİR İNSANDAN ÇOK GÜZEL SORULAR VE CEVAPLAR SAYIN SABUNCU VE ORHAN PAMUK BEYE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM SANKİ BENİ TARİF EDİLİYORUM GİBİME GELDİ NOT TUTMAK GEÇMİŞİ NOT ALMAK ÇOK BÜYÜK ZENGİNLİK BÖYLE GÜZEL RÖPORAJ'LARIN DEVAMI GELİR İNŞALLAH
Son romanı hariç nerdeyse tüm kitaplarını okuduğum bir yazar.Malum insan müsvetteriyle kendi iradesiyle özel bir ortamda yanyana geldiği gün bitti benim için.Yazmayı,sanatı hayatı yapan biri için anlayamayacağım bir tercih.Ya dürüst değil(kendine karşı dürüsttür de okuruna değil) ya da çok hırslı.Bence ikisi de mevcut sayın Orhan Pamuk'ta.Profesyonel romancı.
Fotoğraflarken (Balkon isimli kitabında bunu söylüyor zaten) örneğin kamerayı tripoda kurup orada günlerce tutarak balkonundan belli aralıklarla görüntü alıyormuş. Bu şekilde manzaraları karşılaştırmış.
Harika bir röportaj olmuş. Murat Sabuncu çok çok teşekkür ederim. Orhan Pamuk’la aynı dönemde yaşadığım için çok mutluyum
Orhan Pamuk senin gözünden İstanbul u sevdim ve hiç gitmedigim bir sehre tutku ile bağlandım. Uzaktan sevmek tuhaf ama çok da derin bir heyecan.
"Ben arkadaşlarla değil
Eşimle bir dünya kurmak isterim."
Çok güzel bir söyleşi olmuş.
Emeğinize sağlık..
Hangi esiyle oncekimi yoksa 2022 de evlendigimi.
Şu an 50 yaşındayım... 25 ile 30 yaşlarım arasında yoğun bir okuma serüveni yaşamıştım ve bunu Orhan Pamuk a borçluyum... Onun Kara Kitap ını kütüphanede aramış ve bulamamıştım , yerine ., elime geçen Yeni Hayat ı okumuş ve romanın ilk satırlarında dendiği gibi sıradan hayatım en azından düşünsel , videoda da belirtildiği üzere mana anlamında değişmişti... Orhan Pamuk u okuduğum için , o bana okumayı sevdirdiği için , onu okumanın verdiği haz ve mutlulukla , ardından Tanpınar ı , Nazım ı , ikinci yenicileri , Sevgi Soysal ı , Ferit Edgü yü ve nicelerini okuma şansına erişmiştim ... Ekonomim ve sağlığım bozulmasa , yine o ilk Orhan Pamuk okumanın verdiği heyecan , merak , ve mutlulukla okuma serüvenimi devam ettirirdim ama olmadı ve bundan sonra da , hayatım sona erene dek okuyabileceğimi sanmıyorum... Hayatıma anlam kattığın için , mana üzerine düşünmemi sağladığın için , Kara Kitap ı ve diğer tüm harika romanlarını yazdığın için çok teşekkürler Orhan Pamuk...
“Bir kitap okudum hayatım değişti” cümlesini hatirliyorum. Ben de orhan pamuk okudum edebiyatçı oldum, bir kitap hayatıma dokunmuş bunu düşününce fark ediyor insan
Yorumunuzu okuyunca heyecanlandım çünkü ben daha sizin geçtiğiniz yolların başımdayım ve ilerisi ne getirir bilmiyorum. 18 yaşındayım yavaş yavaş Pamuk, Nazım, Soysal ve Tanpınar okumaya başladım. Tanpınarı ayrıca çok seviyorum gençliğinizi şuan ki halime benzetince yazmak istedim🤍
İnsaallah sagligina kavusur ve daha cok okursun üstad.
Hayat herkese farklı getirdiğini ne güzel ifade etmişsiniz
Son iki aydır Orhan Pamuk'un güncel bir röportajına denk gelmek için sürekli UA-cam'da arama yapıyordum. Dün yüklenmiş bu video. Görünce o kadar mutlu oldum ki. Çok teşekkür ederim Murat Sabuncu ve T24 ekibi. Lütfen Orhan bey ile daha sık röportajlar gerçekleştirin.
Ben de surekli bakiyordum
Sizi çok seviyoruz Orhan bey, iyi ki varsınız. Sizin kitaplarınızı okumak büyük şans her şey için sonsuz teşekkürler 💐
Eşinin hareketlerinden yapmış olduğu çıkarımları anlattığı kısım çok güzel, aslında sevmek, değer vermek bundan ibaret: "dikkatini vermek"
Bence korkusunu her yerde dile getiren ama en cesur ve delikanlı bir yazar Orhan Pamuk❤
Kendi içinde savaşı olan bir adam. Kitap Penceresi sayfamda Orhan Pamuk'u Kar kitabını yorumladım ve birçok kişinin Orhan Pamuk yargısını kırdım. Ve elimden geldiğince de Orhan Pamuk'u hep araştırıp, okuyup, izleyeceğim. İnsanlara anlatacağım. Neden mi yapıyorum? Çünkü onu anlıyorum. Ben 25 yaşında, adı olan bir üniversiteden mezunum. Önüme amansız teklifler, işler geldi. Yapamadım. Ait hissedemedim. İşim yazmak, okumaktı. Sonra bu durum o kadar arttı ki, çevrem kalmadı. varolan çevremle de görüşmek istememeye başladım. İnsan içine çıkmak benim kalbimi hızlı attıırıyordu, ellerim titriyordu, sevilmek istiyordum. Karakterime, şahsiyetime kötü söz gelsin istemiyordum. En ufak laftan anlamlar çıkarıp tüm günümü zehir ediyordum. Zoraki gülmek, zoraki sohbet hiç bana göre değildi. Kalabalık olan neresi varsa oradan uzakta yaşadım. -di'li geçmiş zaman yazıyorum ama ben hala öyleyim. Ve benim gibi birini keşfettim. Orhan Pamuk'u. Nasıl anlatmam? Nasıl yazmam?
İçimde bir kadın var. Telaşlı, anı anına uymayan. Düşünceli... Çok düşünceli. Böyle zamanlarda bende hemen yazıya koşarım. İki gün sonra beğenmem. Bazen de öyle bir kaptırırım ki 1 haftalık yazacağım yazıyı 1 saatte çıkarırım. Yazarken müzik dahi dinleyemem. Organize toplum işlerini hiç beceremem. Kaçarım.
Ben 25 yaşındayım. Ölümü düşünüyorum. Bu bana bazen bilgelik, bazen acı veriyor. Keşke Orhan Pamuk'la yüz yüze görüşme şansım olsaydı. O kadar çok soracak sorum var ki!
Kitap Penceresi sayfanıza nasıl gideceğiz Esra hanım
Ben buldum sanırım Kitappenceresi yazın instagram sayfası var. Esra yazıyor😊
@@tedkuzu8508 teşekkür ederim
Esra ,senin kitap yorumlarına bakayım dedim bulamadım
Bombos yazmissin
İmrendim resmen. Adalar şu yeryüzündeki en sevdiğim yerdir. Kitap yazmak en büyük hayalimdir. Her şeyin olan bir eş sahibi olmak. Nazarım değmesin Orhan Beye, maşallah maşallah maşallah :) Ben henüz edebiyat dergilerinden cevap bekliyorum öykümün yayınlanması için. Adaya taşınma sürecim için daha var ama geliyorum :))
Harika bir sohbetti. Orhan Pamuk'u -sadık bir okuyucusu olarak- ne kadar sevdiğimi anlatmaya kelimelerim yetersiz kalır... Orhan Pamuk iyi ki var, iyi ki bir romancı olmaya sürüklemiş hayat onu.
(Umarım Orhan Pamuk okuyordur)
1992’den beri Ne yazdıysa okudum, ne konuştuysa dinledim. Okuyan düşünen samimi her insan onu sever benim gibi. Hatta İki romanını başarısız buldum. Tüh keşke bunu yayımlamasaydı dedim, yine sevdim. İyi bir insan olduğu için, içimdeki nice düşünceye tercüman olduğu için, beni iyi kurgusu, iyi hikayeleri ve güzel cümleleri ile büyüttüğü için, Türkçeye ve Türk edebiyatına katkısı için, derin manaları bulmuş insanları hatırlattığı için… çok sevdim. Bilsin isterim, bilinsin isterim.
Sen bu adamın hayranıysan🍆🍆🍆🍆🍆
Hangi romanlarını başarısız bulduğunu da yazsaydın keşke. Bunlardan biri”Masumiyet müzesi” olabilir mi?
Çok kıymetli bir içerik olmuş. Teşekkürler.
Tesekkurler Murat Bey.
"Kalabalık size, herkesin inandığı yanlış fikirleri hatırladıyor çoğu zaman." Nefis bir tanım. Derin bir nefes aldırıp "hah tam da bu işte" dedirti. 💙
Murat bey güzel bir söyleşi. Tşk. Ederim.
Ondört yıl boyunca İstanbul'da yaşadım, meğer Orhan Pamuk'un büyüdüğü Pamuk Apartmanı Galata Muhallebicisi'nin yanındaymış da, bir kere dönüp bakmamışım. Bakarkörüm ben...Nişantaşı'nda zamanında çok (mağaza ve cafe) gezdim ama Orhan Pamuk'un orada büyüdüğünü bilmeden. Şimdi uzaklarda yaşıyorum ve Nişantaşı'ndaki oyuncakçının röportajına tesadüfen UA-cam'da denk geldim ve bu oyuncakçının Orhan Pamuk'un Kara Kitap'ında geçtiğini öğrendim. Bir kere bile o oyuncakçıya da gitmedim, ama eminim önünden kaç kere geçmiş, bakmış ve görmemişimdir. Annem hep görmekle bakmak arasında fark var derdi. Sen bakıyorsun ama görmüyorsun derdi. Rastlantının böylesi Kara Kitap'ı Türkiye'den geçen yaz almışım (belki Bodrum DR dan belki başka yerden hatırlamıyorum) ve yanımda getirmişim ama okumamışım...Dün okumaya başladım. Arada bu röportajını izledim ve The New Yorker'daki The Pamuk Apartments yazısını okudum. 2005 yılında Orhan Pamuk kaleme almış. Büyüdüğü aile ve kökleri hakkında detaylı yazmış. İngilizceniz varsa tavsiye ederim. Yıllar önce bir sene boyunca Cihangir'de çalıştım (2009 muydu) hatta kendisi müşterimizdi ama asla bize gelmedi, çalışan yada kapıcısı bir bey vardı o geldi belki ben ona demişimdir çok sevdiğim bir yazar diye (basic bir fan gibi iletirmisiniz dememişimdir umarım, yemin ederim hatırlamıyorum), ama gençliğimde yazar hakkında pek birşey bilmiyormuşum şimdi anladım. İstanbul'da yaşadığım dönem hatta Taksimin arka sokaklarında Masumiyet Müzesi'ne denk gelmiştim. Kitabı yıllar önce almıştım ama psikolojim elvermedi yarısında bıraktım. Çok depresif geldi içinde boğuldum çok mutsuz bir aşk hikayesiydi ve nedense ağlamaktan okuyamadım o dönem ve bıraktım. Bu sebeple o romanı bitiremedim. Kara Kitap'ı bitirmek istiyorum. Veba Geceleri eserini de aldım ama çok tarihi bir romandı, o da yazlıkta yarım kaldı onu da biteceğim. Bitiremedim çünkü annemin koyduğu yeri bulamadık sonra kışın kendisi bulmuş sağolsun. O da okuyordu. Bu arada yaşadığım Nordik ülkesinde kitabının yerel dilde satıldığını gördüm birkaç kere kitapçıda denk geldim ve gurur duydum. Daha gurur vericisi bu Nordik ülkesinde bir şehirden diğerine seyahat ederken Danimarkalı yaşlı bir hanım yanıma oturdu ve bir ara benimle sohbet etti Türk olduğumu söyleyince Orhan Pamuk okuduğunu söyledi hatta kitap ismi verdi bende okudum dedim Nobel ödülü kazandığını konuştuk... Böyle de bir anım var...Bu röportajı da bana tekrar günlük tutmam ve yazılar yazmam için ilham verdi. Kafamı toparlarsam bende yazmaya başlayacağım. Sadece nereden başlamam gerektiğini hatırlamam lazım. Röportaj ilham vericiydi çok teşekkürler ve sevgiler.
Orhan Pamuk çok özel bir insan. Kendine has bu özelliği kalemine de yansıyan bir yazar. Geçmişte Pamuk'a yapılanları kınıyorum. Bu kadar önemli bir yazar başka bir ülkede yaşasaydı el üstünde tutulurdu. Bu büyük yazarın değerinin hala daha bilinmemesi hususunda büyük utanç duyuyorum. Ülkede başka hangi yazarın yayınladığı bir kitabı Batılı okur bir an önce İngilizce'ye çevrilsin diye bekliyor? Pamuk hariç böyle bir yazarımız yok. Söz gelimi; Masumiyet Müzesi'ni görmek için yurt dışından yabancı okurlar geliyor. Masumiyet Müzesi dünyada bir ilk. Pamuk, Türkiye coğrafyasında nadir rastlanan bir çiçek gibi.
Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanı Rusya’da ve eski Sovyet cumhuriyetlerinde halen çok popüler. TRT dizisiyle toplum hafızasına adeta kazınmış ve roman da kitapçılarda bulunuyor. Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonnası’na ve Nazım Hikmet’in şiirlerine de rastlamak mümkün.
❤❤❤guzel olmus. Insani yani yumusak yanlarini gormek guzel.
insanın içindeki şiiri koruması için birazda ( haberlerden ) uzak durmayı da öğrenmesi lazım.... ne güzel bi söz...... Orhan abiye sevgiler saygılar ,,, iyi ki var.
Kara Kitap inanılmaz bir eser. Türk edebiyatının en iyi 10 romanı arasında.
Beni kimse sevmiyor demiş. Biz çok seviyoruz en az ailemiz kadar. Lütfen bunu bir daha söyleme 🥺🤍
Ne dersen de çoğunluk sevmiyor. Başarı hırsı uğruna vatanını sattığı için toplumda tüm kesimler tarafından nefret ediliyor.
değerli bir yazar en son Cevdet Bey ve Oğullarını okudum. çok sevdim kitabı, harika yazmış kıymetli Orhan Pamuk
Bende okudum etkilendim
36:06 Sizi çok iyi anlıyorum. Ben de aynı korkuyu yaşıyorum. Daha önce yüzlerce kişiye konferans verdim ama o korkuyu ben de yaşıyorum. Bir masanın etrafında 10 kişi özellikle karışık cinsiyetten kişilerle oturunca o korkuyu yaşıyorum. Huzursuz hissediyorum. Herkesi bir birey olarak görüp kendimi bireyliğe yakıştıramıyor gibiyim. Birey olmaya çok uzak gibiyim. Sanırım kendimi çok iyi tanıdığımdan. İyi tanıdığım insanların yanında bu korkuya bu denli maruz kalmıyorum. Dışarıdan o kadar iyi birey rolü yapıyorlarki onları birey olarak görüyorum. Bu role aldanıp kendimi yargılıyorum. Yargılamam neticesinde kendimin aciz olduğuna hükmediyorum. Mesela, bir insan yeni tanıştığı birisine nasıl espri yapabilir? Espri yapıyor olmak aynı frekansta olmayı gerektirir. Yeni tanıştığın birisiyle aynı frekansta olamazsın. Yeni tanıştığın birisine espri yapmak baya cesurca bir iş. Yeni birisiyle tanışmak da öyle. Ben cesur değilim sanırım. Kendime güvenim yok. Bir kendimin olduğundan da şüpheliyim açıkçası...
Her insanın başka bir insana ihtiyacı var Birbirini besleyen iki insan Kadın Erkek ilişkisi var ya Tamda böyle! Ana yardır Bazan eşinizi öyle görmek istiyoruz Aklı başında her kadın hem anadır hemde yâr Az bulunur bulana aşk olsun ❤️
Doğa kadına doğurma yani "yaratma " görevi gücü vermiş! Her ana her kadın Bulunduğu şartlara göre şekillenir Erkeklerde olduğu gibi! İnsan en zararlı canavar da olabilir!
Hocam sen aşkı çok güzel anlatıyorsun 👏
Röportaj için çok teşekkür ederim. Orhan beyin samimiyeti ve defterlerini bizlere açmasına çok sevindim. Defterlerinde yazı ve resmi birlikte kullanımının ne kadar ilham verdiğinin sevincini anlatamam. Hemen uygulamaya başladım. Zihnine sağlık
Altin degerinde bir soylesi. T24’e tebrikler. Iste bunlarla gelin bize… Bravo!
Orhan Pamuk’a not: Sizi anliyoruz, 70 yasindan sonra daha cok iz birakin, bize kamusal alanda daha cok icerik verin lutfen.
Adasiniz olmaktan gurur duyuyorum. Bircok yabanci ile ilk konusmam mutlaka sizle basliyor.
Ne güzel hep birseyler yazıp çizmek ve projelerle dolu dolu olmak. Her yıl yeni bir kitap geliyor drmektir☺️ bu arada Orhan Pamuk, pamuk saçlarını boyamış mi?? ¿
"eşinize gösterdiğiniz dikkat mutasavvıfın dünyaya gösterdiği dikkate benzer"..... hanımcılık kazanacak
Ne demek istiyor?
Orhan Pamuk'un Nobel aldığı gün orta okulda edebiyat öğretmenimiz vatan haini falan filan diye bir ders boyunca Orhan Pamuk kötülemişti. Bu ülkede önemi gerçekten ne kadar anlaşıldı çok şüpheliyim.
Nedense hiç şaşırmadım. Türkiye’de öğretmenlik kurumu şişirilmiş bir balondur. Boş beleş insanlar başka bir şey olamadığı için öğretmen olurlar ve öğrencilerin geleceğini karartırlar. Ne zaman ki öğrenciler üniversiteye kapağı atarlar, üzerlerindeki baskıcı kabuğu kırarak sonsuz bilgiye ulaşırlar.
Bir de edebiyat öğretmeni mi yapıyor bunu? Yazıklar olsun. Evet, Pamuk'un kitaplarından birini dahi okumamış insanlar o dönem bol bol atıp tutmuştu. Öne sürülen bir karalamanın gerçeğini keşfetmek için oysa bir kitabını okuyabilir insan. Ama okumak bu tembel coğrafyada cam silmekten çok sonra geliyor.
Hayatın her anı güzel😮
Hiç doyamam dinlemeye okumaya Orhan pamuk iyi ki varsın❤️
MARKA EFSANE BİR İNSANDAN ÇOK GÜZEL SORULAR VE CEVAPLAR SAYIN SABUNCU VE ORHAN PAMUK BEYE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM SANKİ BENİ TARİF EDİLİYORUM GİBİME GELDİ NOT TUTMAK GEÇMİŞİ NOT ALMAK ÇOK BÜYÜK ZENGİNLİK BÖYLE GÜZEL RÖPORAJ'LARIN DEVAMI GELİR İNŞALLAH
Son romanı hariç nerdeyse tüm kitaplarını okuduğum bir yazar.Malum insan müsvetteriyle kendi iradesiyle özel bir ortamda yanyana geldiği gün bitti benim için.Yazmayı,sanatı hayatı yapan biri için anlayamayacağım bir tercih.Ya dürüst değil(kendine karşı dürüsttür de okuruna değil) ya da çok hırslı.Bence ikisi de mevcut sayın Orhan Pamuk'ta.Profesyonel romancı.
Dehasına hayran olduğum bir yazar.
Akepeye oy verirken iyiydi
bizi Orhan Pamuk’la bu kadar doyasıya buluşturduğunuz için çok teşekkürler, gözlerimi doldurdunuz🥹
Orhan Pamuk bu günlükleri dolmakalemle mi yazmış, merak ettim.
yazısı çok kötüymüş, nasıl anlıyor acaba?
Şu eve bak şu manzaraya bak be insan burada nasıl yazar olmaz ki 😅
👍👍👍👍👍👍👍
Jean Jacques Rousseau'nun itirafları gibi değil, Tolstoy gibi itiraf edecek cesaretin var mı?
Bu adamı bildim bileli seviyorum bütün ruh halimle ilgimi çekmiştir
Kara Kitap mı yoksa Kar mı?
Bu defterleri nereden alıyor acaba?
Bülent Börek’ten! 😅 Ne absürt bir soru
@fyzdzgn7 Moleskine
Merhaba poğaçacı
Hey hey
İnsan, Orhan PAMUK hep konuşsa da dinlesem, hep yazsa da okusam diyor.
1 yılda 100 Bin fotoğraf nasıl çekebilir ki? Günde 275 fotoğraf?
Fotoğraflarken (Balkon isimli kitabında bunu söylüyor zaten) örneğin kamerayı tripoda kurup orada günlerce tutarak balkonundan belli aralıklarla görüntü alıyormuş. Bu şekilde manzaraları karşılaştırmış.
Görüntüyü kapatın, ses Caner Taslaman ile aynı.
Çok dikkatlisiniz
Ben benzetemedim ama..Öyle olsa bile zihinsel anlamda kalite farkı var. :)
Taslaman bir bilirbilmez ve şarlatan..
@@b.selcukkoroglu8879 Yarışa sokmak gereksiz. Sadece ses benzerliğini vurguladım. Her fırsatta işin kavgaya laf söylemeye dönmesinden bunaldık.
@@YBT07 Haklısın da bende Caner'i hiç sevmem..Belki bana göre kötü biriyle kıyasladığın için..Seni üzdü isem özür...
@@b.selcukkoroglu8879 Estağfurullah iki isim için de kırılganlık yaşayacak bir gönül bağım yok, teşekkür ederim ince düşünceniz için 🙂
Neden ABD vakıfları ndan örtülü ödenek alan bir yerde sinnnnnnn??????????
Wilim lake?
şu sesi bi düzgün ayarlayın kardeşim orhan pamuk’u sık sık göremiyoruz objektifler karşısında içine ettiniz güzelim sohbetin
Hocam benim gibi bipolar :)
🤣 Hayır sadece ikizler burcu 🤣
Evlilik ve güneş çok yaramamış
Aziz Nesin, Nazım Hikmet, Yaşar Kemal Nobel ödülünü alamadı (vermediler) ama bu ikinci sınıf yazara verdiler. Hmmm.
Hangi kitabini nicin beğenmediniz?
Yapmayın şunu, ikinci sınıfmış peh
Yurtdışında yaşaya yaşaya Türkçesi iyice bozulmuş.
Nobel ödüllü bir Yazarın konuşmasını bile kötü bir ses kalitesi ile yayınlıyorsunuz.Hiç şaşırmadım.Hiç mi kaliteli bir iş çıkmaz şu ülkede.