Ramazan Demir; Kuran'ı anlama yolculuğu

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 23 гру 2024
  • KUR’AN İLE KUTUPLARA YOLCULUK YAPMAK
    Diyelim ki Kur’an’dan kutuplara gitmeyi arıyorsunuz. ‘Kutup’ kelimesi ile ilgili kafanızda bilgiler var. Size göre kutup, sıcaklığı +30, +40 derecenin olduğu, her zaman tek mevsimin olduğu, aylak turistlerin şezlonglar üzerinde içkilerini yudumladığı bir yerdir. İnsanlar terlikle, şortla ve tişörtle gezmektedir... (Kutuplara dâir bilginiz varsa Kur’an’dan sizi kutuplara götürmesini zaten istemezsiniz.)
    İşte siz bu hâldeyken Kur’an’a “Haydi beni kutuplara götür, seni kılavuz olarak tuttum.” dediniz. Kur’an şöyle size bakıyor ve “Hazırlığın var mı?” diye soruyor. Siz gerinerek “Ne hazırlığı, lâzım olan bir don. Bir de gömlek ama onu da orada alırım.” diyorsunuz. Kur’an size hiç itiraz etmiyor. “Tamam, takıl peşime.” diyor... Başlıyorsunuz Kur’an önde, siz arkada yürümeye. Biraz gittikten sonra hava yavaş yavaş serinlemeye başlıyor. Kur’an size göz ucuyla bakıp “Üşümeye mi başladın?” diye soruyor. Siz “Evet, biraz üşümeye başladım.” diyorsunuz. Kur’an size “Aaa bak şurada üstüne giyebileceğin bir şey var, üşümemek için istersen onu giy, galiba onu buraya biri koymuş.” diyor. Siz hemen onu giyiyorsunuz. Çok az gittikten sonra terlikle yola çıktığınız için ayaklarınız da üşümeye başlıyor. Kur’an yine, sanki durumu bilmiyormuş gibi “Hava iyice bozdu, aaa bak şurada ayakkabılar var, istersen onu giy.” diyor. Biraz daha gidiyorsunuz ve hava daha da soğumaya başlıyor. Sizin yola çıkmadan önceki kutuplarla ilgili bilgileriniz akla geliyor ve yavaş yavaş kendinizden şüphelenmeye başlıyorsunuz. Kendi kendinize “Acaba ben kutupları yanlış mı öğrendim?” diyorsunuz ama sonra kalkıp “Yoo, ben yanlış öğrenmiş olamam, burası dağlık olduğu için soğuk sadece, kutba gidince hava yanacak.” diyerek kendinizi teselli ediyorsunuz. Fakat gittikçe hava soğuyor ve her havanın soğuyuşunda Kur’an sanki bilmezmiş gibi “Aaa bak orada bir kazak var, bak orada bir palto var, bak orada bir eldiven var, bak orada şu var, bu var...” diyerek sizi varacağınız kutba yavaş yavaş hazırlıyor. En sonunda sizi buzdağlarının arasına getiriyor ve “İşte kutuplar!” diyor. Fakat siz oraya gelene kadar zaten kutupların nasıl olması gerektiğini anlamış, ona göre donanmış oluyorsunuz. Yani Kur’an sizi asla ayağınızda terlikle, donla, gömlekle KUTBA GETİRMİYOR.
    İşte, her kişinin Kur’an ile yolculuğu böyledir. Kur’an, aradığınız şeyle ilgili sizi tam donatmadan, sizi oraya asla götürmüyor.
    BEN BUNU BİNLERCE KEZ YAŞADIM VE HÂLÂ YAŞIYORUM.
    Kronolojisini Allah ile başlatan kişi artık Kur’an’ın kılavuzluğuna râzı olmuş demektir. O kılavuz sizi ne kadar dolaştırırsa dolaştırsın kem küm etmeden, kılavuzu beğenmezlik etmeden ve sonsuz bir güvenle onu takip etmek, işte, kronolojisi Allah ile başlayanların üzerine düşen şeydir. Beğenmediğin anda bırakıp kendine başka kılavuz arama seçeneğin ise her zaman vardır.
    Daha yeni sizinle bölüştüğüm Asr sûresi şöyle bitiyordu:
    ‘VE TEVASAV BİL HAKKİ VE TEVASAV BİS SABR’
    O HAKK’A İKNÂ OLUNMUŞSA BAŞKASINI ARAMAMAK VE SONUNA KADAR TAHAMMÜL GÖSTEREREK ONA YAPIŞMAK, ONUN ARKASINDAN AYRILMAMAK.
    İşte Kur’an’ın kronolojik okuması budur!
    EY “BİR!” DİYEREK KRONOLOJİSİNİ ALLAH İLE BAŞLATAN KİŞİ!
    İKİYİ (2) KILAVUZUNA BIRAK, SEN SADECE O’NU İZLE, O SANA 2, 3, 4, 5... vs.LERİN EN GÜZELİNİ GÖSTERECEK!
    BUNA İNAN VE O’NA TESLİM OL!
    ALLAH’TAN GÜZEL İLÂH, KUR’AN’DAN GÜZEL KILAVUZ YOKTUR! ÇÜNKÜ KUR’AN EN GÜZELDEN GELEN EN GÜZELDİR!
    Bizi Kur’an ile şereflendiren YÜCE ALLAH’A sonsuz şükürler olsun. VESSELÂM.
    Ramazan Demir 09.12.2020

КОМЕНТАРІ •