Habertürk TV UA-cam hesabına “Abone” olarak, güncel haberleri ve tarafsız yorumları takip edebilirsiniz. Bağlantıya tıklayarak abone olabilirsiniz. ⬇ hbr.tk/QNhqSs
Murat Bey, Fatih Sultan Mehmet’in valilere fermani (Allah’in soracagi sorulari kullara sormayacaksiniz) diye internette dolasan bir ferman var. Bu ferman dogru mudur? Dogruysa tam metni nedir? Tesekkur ederim.
Abdülhamid osmanlıda ilk yahudi mason okulu açan pislik. Abdülhamid Tarsus Amerikan koleji 1883 yılında açma izni verdi, Erdoğan müslümanlara dolar garantili faizi getiren ilk yahudi madalyalı, dolar garantili faizi bütün islam ülkelerine yayılıyor.
Öğrendiğimiz çoğu şeyi tekrar sorgulamamız gerekiyor... Cidden dehşet verici.. İnsan bi hayret ediyor.. sonra kızıyor.. ama siniri yatışınca bilgiye olan doğruya olan açlıkta artıyor...
AYYAS, GAY, DIKTATOR...NUFUSTA ADINI (IBRANICE) KAMAL OLARAK DEGISTIRDI.SELANIK YAHUDISIDIR. "bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.”BUNUNLA ACIKCA DINSIZ IMANSIZ OLDUGUNU ACIKLIYOR..DECCALDIR. 18 SENE EZANI YASAKLADI.INGILIZ AJANIDIR.. CAGDASLIK UYGARLIK GIBI LAFLAR...HEPSI BOS.. INGILIZLERIN EMRINDEYDI...ULKEYI DAHA IYI BIR YER YAPMA ,TEKNOLOJI VE SANAYI UMURUNDA DEGILDI . ILK ACTIGI FABRIKA RAKI FABRIKASIDIR. TUM YAPTIGI DEVRIMLER ISLAMI YOK ETMEK ICINDI.600 SENE DUNYANIN SUPER GUCU OLMUS ALEMI ISLAMIN LIDERI OSMANLIYI YERE SERMEK ONUN GOREVIYDI.CANAKKALE SAVASINDAN SONRA ISTANBULU ISGALA EDEN INGILIZLER KAMAL YONETIMI ELE GECIRINCE TEK KURSUN ATMADAN ISTANBULU TERK ETTI. .CANAKKALEDE YEDEKLERIN ARDINDAKI YEDEK OLDUGU HALDE , KENDI YAZDIRDIGI YALAN TARIHLE, SAHTE KAHRAMANLIKLARLA ZAVALLI NESILLERE ANAOKULUNDAN ITIBAREN ZORLA SEVDIRILEN YAHUDI PUT. CANKAYA KOSKU MEYHANE VEYA KERHANE GIBIYDI.AYYAS TIKSIRINCAYA KADAR RAKI ICER. AHLAKSIZLIKDA DA SINIR TANIMAZDI. LATIFE HANIM VEDATIN ALTINCA GORUNCE BOSANMISTIR. ESCINSELDIR. AHLAKSIZLIKLARI ANCAK KORUMA KANUNUYLA KORUNABILEN DUNYADADAKI TEK YAHUDIDIR.KORUMA KANUNU DA YAHUDI Ernst Eduard Hirsch TARAFINDAN HAZIRLAMISTIR. GUYA PADISAHLIGI KALDIRDI...TEREKESINE BAKIVERIN: OLDUGUNDE ULKENIN EN ZENGINIYDI.HINDISTANDAN GELEN SAVAS YARDIMI ALTINLARA COKMUSTUR..(MECLIS KAYITLARINA BAKINIZ)PADISAHIN YAVERI CULSUZ BIR ASKERIN NASIL BANKASI OLABILIR! GEBERDIGINDE, DEVLET BUTCESI 200 MILYON KEN ,TEREKESINDE SAYISIZ TASINMAZIN YANINDA SADECE IS BANKASINDA 1,6 MILYON TL NAKIT BANKADA PARASI VARDIR.TOPLAM SERVETI 1O MILYON U ASMAKTADIR. BIRI CUMHURIYET MI DEDI !! DIKTATORLUGUNU ILAN ETTI.OLENE KADAR TEK PARTI TEK ADAM OLARAK! DOLMABAHCE SARAYINDA GEBERDI. KIM MUHALEFET ETTIYSE OLDURTTU.BUGUNKU BUYUK SOSYAL PROBLEMLERIN TEK KAYNAGIDIR. ISTIKLAL MAHKEMESI ADI ALTINDA GEZICI MAHKEME KURDU..HUKUKCU OLMAYAN 3 HAKIM(CELLAD)LA BINLERCE MASUM INSANI SAPKA VE KIYAFET KANUNUNA MUHALEFETTEN SABAH YARGILADI AKSAM ASTI.BU YAHUDI PICININ HALKA YAPTIGI ZULMU INGILIZ GAVURU YAPMADI. YAHUDILERDEN KENDI ZENGIN GURUBUNU OLUSTURDU.BUGUN ONLAR "OLMASAYDIN OLMAZDIK" DIYOR. ARDINDAN GELENLER SISTEMIN DEVAMI ICIN 20 TON ALTIN HARCAYARAK ISRAF YUNAN TAPINAGI ANITKABIR YAPTIRDI OKULLARA PUTUNU KOYDURDU..EZANA DINE IMANA SAYGI BILMEZLER BU DINSIZ IMANSIZA SAYGI DURUSU ADI ALTINDA TAPIYOR.,,..
Abdülhamid osmanlıda ilk yahudi mason okulu açan pislik. Abdülhamid Tarsus Amerikan koleji 1883 yılında açma izni verdi, Erdoğan müslümanlara dolar garantili faizi getiren ilk yahudi madalyalı, dolar garantili faizi bütün islam ülkelerine yayılıyor.
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir. Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor. Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır. Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim.. Makalenin Türkçe çevirisi: Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti. Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu. Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi. Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu. Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu: “… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu. Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu. Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım. Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
Bilgiye güvenilmez, erişilir. Daha bunun tanımını idrak edemiyoruz. Ayrıca Bardakçı ile Ortaylı egemen iktidarın adamlardır, egemenin sofrasında oturanın fetvası dinlenmez diye söz vardır. Her yıl iki kere Fethullah hocasının dizinin dibine oturup Türk okulları hakkında rapor veren İlber'i mi, yoksa tarih üzerine hiçbir eğitim almamış, yalaka Bardakçı'yı mı otorite olarak kabul edeceğiz!
@@murataydin4616 kimmiş Türk kökenli olmayan ikisi de Türk hocaların.ama den bir iyice şecereni öğren sonra konuş He şimdi sen İlber hoca kırım tatarı diye gevur da yaparsın.siz tarih çamurcuları zaten bir bok okumaz anlamazsınız
@@sypenks Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir. Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor. Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır. Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim.. Makalenin Türkçe çevirisi: Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti. Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu. Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi. Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu. Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu: “… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu. Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu. Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım. Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
@@sypenks Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK...,
@@hg62adtom64 çıkar kavgası işte hangi siyasi malzeme kullanmak istiyorsa öyle kullanıyor . Benim gözümde şimdiki siyasiler ultra zengin koltuk sevdalısı . Zengin fakirin hakkını savunucak buna inanmiyorum
@@hakkgulsen3878 bu özet biraz eksik. Vatandaşlık görevleri kanunda ve anayasada belirtilmiştir. Anayasada kapı gibi TC'nin LAİK ve DEMOKRATİK bir Cumhuriyet olduğu yazıyor. Vatandaşlık görevini buna göre yerine getirmiyorsan eyvallah. Hacı-hoca-cemaate tapıyorsan, ne yapsan "vatandaş" olamazsın, sadece bir b.ka yaramayan mürit olursun
1919 yılının mayıs ayının 19. günü samsuna çıktım. Osmanlı devletinin içinde bulunduğu topluluk genel savaşta yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda zedelenmiş, koşulları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük savaşın uzun yılları boyunca ulus, yorgun ve yoksul bir durumda. Ulusu ve yurdu genel savaşa sürükleyenler, kendi başlarının kaygısına düşerek yurttan kaçmışlar. Padişah ve halife olan Vahdettin soysuzlaşmış kendini ve yalnız tahtını koruyabileceği alçakça yollar araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet güçsüz, onursuz, korkak; yalnız padişahın isteklerine uymuş ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş. Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta. İtilaf devletleri ateşkes antlaşması hükümlerine uymuyorlar... MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ( NUTUK )
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK.
PADISAH ASLA HAIN DEGILDIR...INGILIZLER TUM RUTBELI SUBAYLARI HAPSE ATIP ADAMLARI KAMAL YONETIMI ELEGECIRINCE PADISAHI ZORLA PARASINI BILE ALAMADAN GEMIYE BINDIRMISLERDIR...PADISAHIN GONDERILME KARARI KAMAL TARAFINDAN DIKTE EDILMIS. DR.RIZA NUR TARAFINDAN YAZILMISTIR..HAIN OLAN YAHUDI PICI KAMAL DIR....
Murat hocam, bende Atatürk'ü sultan vahdettin Anadolu milli mücadele için gönderdiği yönünde bir kaç kitapda okudum, lakin sizin tarihi belge ile isbatladığınıza çok programda şahit oldum, şah baba kitabınınızı okuyacağım kesinlikle
Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal Atatürk. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
Samsunda rumlara Türkler tarafından saldırı var. İngilizlerin talebi incelensin diye Mustafa Kemal samsun a gönderiliyor Atatürkü olum fermanını vahdettin seyhulislam aracılığıyla veriyor O sırada m.kemal Erzurum da. O sırada şark cephesi komutanı Fevzi çakmak yolun sonuna gelen m.kemal kendisini teslim almaya gelen askerlere m.kemali teslim etmemiş. Topuk selamı vererek paşam emrindedir diyerek kurtuluş savaşı yeniden baslamistir
Nasıl milli mücadele için gönderir?Akıl var izan var.ADAM SONRA Atatürk'ü engellemek için ordu kurup başına katil Anzavur'u getiriyor ve üstelik bir de onu paşa yapıyor
Turkiye gavur İzmiri herkes bilir neden böyle denmiş çünkü İzmir de kadife kale rumlara ait Osmanlı zamanında Peki ne alaka dersen samsuna da gavur samsun denir bunu halkın 99₺ bilmez Samsunda bulunan rumlara Türklerindir saldırıyor diye ingilizler vahdettin e şikayette bulunuyor Ve Mustafa kemali samsuna müfettiş olarak gönderiyor Ülkeyi kurtar diye degil
@@ssoo1777 benim yazimdan ne anladiniz ve ne mana cikardiniz anlamadim,ama benim bu yazdim tarihi bilmeyip carpitanlar icindi,yani aktroller ve ulkenin kurucu mustada kemal ataturk'e laf atanlar icindi,aninda bu isi bilmeyen okumayan korkan aktrol adam olduk, nasil cikariyorsunuz bu anlamalari pes dogrusu
@@MrSekmekci Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir. Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor. Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır. Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim.. Makalenin Türkçe çevirisi: Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti. Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu. Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi. Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu. Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu: “… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu. Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu. Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım. Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir. Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor. Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır. Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim.. Makalenin Türkçe çevirisi: Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti. Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu. Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi. Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu. Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu: “… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu. Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu. Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım. Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
@@ramatv3781 Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar.Robert Gerwarth..BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK..
"Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
AYYAS, GAY, DIKTATOR...NUFUSTA ADINI (IBRANICE) KAMAL OLARAK DEGISTIRDI.SELANIK YAHUDISIDIR. "Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.”BUNUNLA ACIKCA DINSIZ IMANSIZ OLDUGUNU ACIKLIYOR..DECCALDIR. 18 SENE EZANI YASAKLADI.INGILIZ AJANIDIR.. CAGDASLIK UYGARLIK GIBI LAFLAR...HEPSI BOS.. INGILIZLERIN EMRINDEYDI...ULKEYI DAHA IYI BIR YER YAPMA ,TEKNOLOJI VE SANAYI UMURUNDA DEGILDI . ILK ACTIGI FABRIKA RAKI FABRIKASIDIR. TUM YAPTIGI DEVRIMLER ISLAMI YOK ETMEK ICINDI.600 SENE DUNYANIN SUPER GUCU OLMUS ALEMI ISLAMIN LIDERI OSMANLIYI YERE SERMEK ONUN GOREVIYDI.CANAKKALE SAVASINDAN SONRA ISTANBULU ISGALA EDEN INGILIZLER KAMAL YONETIMI ELE GECIRINCE TEK KURSUN ATMADAN ISTANBULU TERK ETTI. .CANAKKALEDE YEDEKLERIN ARDINDAKI YEDEK OLDUGU HALDE , KENDI YAZDIRDIGI YALAN TARIHLE, SAHTE KAHRAMANLIKLARLA ZAVALLI NESILLERE ANAOKULUNDAN ITIBAREN ZORLA SEVDIRILEN YAHUDI PUT. CANKAYA KOSKU MEYHANE VEYA KERHANE GIBIYDI.AYYAS TIKSIRINCAYA KADAR RAKI ICER. AHLAKSIZLIKDA DA SINIR TANIMAZDI. LATIFE HANIM VEDATIN ALTINCA GORUNCE BOSANMISTIR. ESCINSELDIR. AHLAKSIZLIKLARI ANCAK KORUMA KANUNUYLA KORUNABILEN DUNYADADAKI TEK YAHUDIDIR.KORUMA KANUNU DA YAHUDI Ernst Eduard Hirsch TARAFINDAN HAZIRLAMISTIR. GUYA PADISAHLIGI KALDIRDI...TEREKESINE BAKIVERIN: OLDUGUNDE ULKENIN EN ZENGINIYDI.HINDISTANDAN GELEN SAVAS YARDIMI ALTINLARA COKMUSTUR..(MECLIS KAYITLARINA BAKINIZ)PADISAHIN YAVERI CULSUZ BIR ASKERIN NASIL BANKASI OLABILIR! GEBERDIGINDE, DEVLET BUTCESI 200 MILYON KEN ,TEREKESINDE SAYISIZ TASINMAZIN YANINDA SADECE IS BANKASINDA 1,6 MILYON TL NAKIT BANKADA PARASI VARDIR.TOPLAM SERVETI 1O MILYON U ASMAKTADIR. BIRI CUMHURIYET MI DEDI !! DIKTATORLUGUNU ILAN ETTI.OLENE KADAR TEK PARTI TEK ADAM OLARAK! DOLMABAHCE SARAYINDA GEBERDI. KIM MUHALEFET ETTIYSE OLDURTTU.BUGUNKU BUYUK SOSYAL PROBLEMLERIN TEK KAYNAGIDIR. ISTIKLAL MAHKEMESI ADI ALTINDA GEZICI MAHKEME KURDU..HUKUKCU OLMAYAN 3 HAKIM(CELLAD)LA BINLERCE MASUM INSANI SAPKA VE KIYAFET KANUNUNA MUHALEFETTEN SABAH YARGILADI AKSAM ASTI.BU YAHUDI PICININ HALKA YAPTIGI ZULMU INGILIZ GAVURU YAPMADI. YAHUDILERDEN KENDI ZENGIN GURUBUNU OLUSTURDU.BUGUN ONLAR "OLMASAYDIN OLMAZDIK" DIYOR. ARDINDAN GELENLER SISTEMIN DEVAMI ICIN 20 TON ALTIN HARCAYARAK ISRAF YUNAN TAPINAGI ANITKABIR YAPTIRDI OKULLARA PUTUNU KOYDURDU..EZANA DINE IMANA SAYGI BILMEZLER BU DINSIZ IMANSIZA SAYGI DURUSU ADI ALTINDA TAPIYOR,,.,..
Sevgili günlük bugün tarih 1 Eylül 1921, binlerce vatan evladı Sakarya savaşında bu gece şehit düşerken ben 18 yaşındaki Nimet Nevzad hanım ile evlendim düğün yaptım, ama her şey vatan sevgisi için, kendim için bir şey istiyorsam namerdim, benim gönderdiğim Mustafa Kemal paşa kaburgaları kırık bir şekilde cephede, işte bakın ben kahramanım diye yazmıştır hatıralarında….😀
"Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
Düşünün ki bir kişinin söylediği şey daha o hayattayken çarpıntılıyor ve adam defalarca kendini anlatmaya çalışıyor. Biz bu yalancılık ile 100 yıl öncesini, 1000 yıl öncesini bize yazılanlardan okuyoruz (!)
Abdülhamid osmanlıda ilk yahudi mason okulu açan pislik. Abdülhamid Tarsus Amerikan koleji 1883 yılında açma izni verdi, Erdoğan müslümanlara dolar garantili faizi getiren ilk yahudi madalyalı, dolar garantili faizi bütün islam ülkelerine yayılıyor.
@@nazoleylo AYYAS, GAY, DIKTATOR...NUFUSTA ADINI (IBRANICE) KAMAL OLARAK DEGISTIRDI.SELANIK YAHUDISIDIR. " bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.”BUNUNLA ACIKCA DINSIZ IMANSIZ OLDUGUNU ACIKLIYOR..DECCALDIR. 18 SENE EZANI YASAKLADI.INGILIZ AJANIDIR.. CAGDASLIK UYGARLIK GIBI LAFLAR...HEPSI BOS.. INGILIZLERIN EMRINDEYDI...ULKEYI DAHA IYI BIR YER YAPMA ,TEKNOLOJI VE SANAYI UMURUNDA DEGILDI . ILK ACTIGI FABRIKA RAKI FABRIKASIDIR. TUM YAPTIGI DEVRIMLER ISLAMI YOK ETMEK ICINDI.600 SENE DUNYANIN SUPER GUCU OLMUS ALEMI ISLAMIN LIDERI OSMANLIYI YERE SERMEK ONUN GOREVIYDI.CANAKKALE SAVASINDAN SONRA ISTANBULU ISGALA EDEN INGILIZLER KAMAL YONETIMI ELE GECIRINCE TEK KURSUN ATMADAN ISTANBULU TERK ETTI. .CANAKKALEDE YEDEKLERIN ARDINDAKI YEDEK OLDUGU HALDE , KENDI YAZDIRDIGI YALAN TARIHLE, SAHTE KAHRAMANLIKLARLA ZAVALLI NESILLERE ANAOKULUNDAN ITIBAREN ZORLA SEVDIRILEN YAHUDI PUT. CANKAYA KOSKU MEYHANE VEYA KERHANE GIBIYDI.AYYAS TIKSIRINCAYA KADAR RAKI ICER. AHLAKSIZLIKDA DA SINIR TANIMAZDI. LATIFE HANIM VEDATIN ALTINCA GORUNCE BOSANMISTIR. ESCINSELDIR. AHLAKSIZLIKLARI ANCAK KORUMA KANUNUYLA KORUNABILEN DUNYADADAKI TEK YAHUDIDIR.KORUMA KANUNU DA YAHUDI Ernst Eduard Hirsch TARAFINDAN HAZIRLAMISTIR. GUYA PADISAHLIGI KALDIRDI...TEREKESINE BAKIVERIN: OLDUGUNDE ULKENIN EN ZENGINIYDI.HINDISTANDAN GELEN SAVAS YARDIMI ALTINLARA COKMUSTUR..(MECLIS KAYITLARINA BAKINIZ)PADISAHIN YAVERI CULSUZ BIR ASKERIN NASIL BANKASI OLABILIR! GEBERDIGINDE, DEVLET BUTCESI 200 MILYON KEN ,TEREKESINDE SAYISIZ TASINMAZIN YANINDA SADECE IS BANKASINDA 1,6 MILYON TL NAKIT BANKADA PARASI VARDIR.TOPLAM SERVETI 1O MILYON U ASMAKTADIR. BIRI CUMHURIYET MI DEDI !! DIKTATORLUGUNU ILAN ETTI.OLENE KADAR TEK PARTI TEK ADAM OLARAK! DOLMABAHCE SARAYINDA GEBERDI. KIM MUHALEFET ETTIYSE OLDURTTU.BUGUNKU BUYUK SOSYAL PROBLEMLERIN TEK KAYNAGIDIR. ISTIKLAL MAHKEMESI ADI ALTINDA GEZICI MAHKEME KURDU..HUKUKCU OLMAYAN 3 HAKIM(CELLAD)LA BINLERCE MASUM INSANI SAPKA VE KIYAFET KANUNUNA MUHALEFETTEN SABAH YARGILADI AKSAM ASTI.BU YAHUDI PICININ HALKA YAPTIGI ZULMU INGILIZ GAVURU YAPMADI. YAHUDILERDEN KENDI ZENGIN GURUBUNU OLUSTURDU.BUGUN ONLAR "OLMASAYDIN OLMAZDIK" DIYOR. ARDINDAN GELENLER SISTEMIN DEVAMI ICIN 20 TON ALTIN HARCAYARAK ISRAF YUNAN TAPINAGI ANITKABIR YAPTIRDI OKULLARA PUTUNU KOYDURDU..EZANA DINE IMANA SAYGI BILMEZLER BU DINSIZ IMANSIZA SAYGI DURUSU ADI ALTINDA TAPIYOR,,.
Sayin ILBER ORTAYLI'YI dinlemeye doyamiyoruz❤. Sayin Fatih Altayli kendisini daha cok davet etsin. Ancak, bu davet YALNIZCA ILBER ORTAYLIYA yapilsin. Tesekkurler Sn. Fatih Altayli.
Murat Bardakçı hocam o vakit her hafta TV de derslere devam. 2 ay sizden ders almazsak işte böyle olur. Eksik olmayın hatta TV de çok çok olun lütfen. Bu yaşadığınız sürece yapmanız gereken bir misyon ne yazık ki. Aman yorulmak bıkmak usanmak yok. Aksi halde cehalet 3 günde herşeyi çarpıtıyor.
yüzyıl önce hain yüzyıl sonra kahraman yüzyıl önce kahraman yüzyıl sonra hain başkada bişey yok doğrusunu Allah bilir. Er yarın Hakk divanında belli olur. (Yunus Emre )
M. Kemal: “Huzurdayken Izmir’in işgali karşısında “pek mahzun olan” kalbinizin “bu nokta-i necâta ait ilhamatı”nı, (yani ülkenin sizin öncülüğünüzde(Sultan Vahdettin) millî mukaddes bir kudretle kurtulacağına dair verdiğiniz ilhamları) şu an gibi hatırlıyorum. Sizin “ilkâ”nızdan, (yani Şemseddin Sami’nin “Kamus-i Türkî “sine bakılırsa, “benim fikrimi çelmenizden”) aldığım imanın azmiyle görevime devam ediyorum.” “Bu sırada yüce şahsınız Boğaziçi’nde bulunan Ingiliz donanmasının saraya yönelik toplarını göstererek: ‘Görüyorsun’ dediniz. ‘Ben artık memleket ve milletin nasıl kurtarılması gerekeceği hususunda kararsızlığa düşüyorum.’ Ve ellerinizi kaldırarak ‘Inşallah millet akıllanır ve uyanır, bu üzücü durumdan hem kendini, hem de beni kurtarır’ buyurdunuz.”[16] KAYNAK: TBMM Zabıt Ceridesi, Dönem 1, Cild 1, Içtima 2, sayfa 10. 24 Nisan 1920
‘Inşallah millet akıllanır ve uyanır,...... bunu diyen kim? ingiliz gemileri namlusunu kendisine cevirene kadar saraydan cikmayan.. bunu diyen kim? isler yolundayken kullarim basi sikisnca milletim diyen.... bunu diyen kim? kendisini akilli milleti aptal gören.
Vahdettin İngilizlerin kuklası olacağına Türk milletine güvenip Türk ordusunun yanında olsaydı bugün kimse ona hain demezdi. Bu vatanda kalıp şerefiyle ölürdü biz de ona saygı duyardık.
@erarce yahu tartışmaya girmemek için ve de hocalara saygımdan bu şekilde konuşmam sizleri yaniltmasin. Ancak önyargı ve büyük konuşmak bizim milletimizin en büyük hastaligidir. Bu Osmanlı hayranları içinde geçerli Atatürk hayranları içinde geçerli. Burası maalesef yeri değil. Uzun uzadıya anlatamam vaktim de yok. Ayrıca büyük konuşan insanları not almisimdir ve hepsi de o laflarını yemislerdir. O günleri tekrar yasamama ümidi ile hoşçakalın
Atatürkün Samsuna gönderilmesi devlet operasyonu,son imzayı atan devletin bir numarası ama Atatürkü niye gönderildiğinden haberi yok.Çok inandırıcı,ikna edici.
Hatıratlardan demek ki böyle bir anlam çıkarıyor. Padişahın çaresiz olduğu belli. Bir padişah hem vatanı kurtarma görevi verip hem de ülkesini terk etmiş olamaz. Vahdettin devletin bir numarası falan da değil. Devletin bir numarası olsa zaten bugün onu konuşuyor olurduk.
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar.Robert Gerwarth..BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK..
Bugün en ufak bir kurumda bile patron birisini bir yere gönderecek te, gönderilenin haberi olmayacak. Sultan Vahdettin bir sürü imza ile Atatürk'ü Samsun'a göreve gönderecek, emrine gemi tahsis edecek, gönderilen de hem gemiyi kullacak, hem gidecek, hem de haberi olmayacak. Sizinki hepten inandırıcı, ikna edici. Allah akıl, fikir versin.
@@irfanalan4411 padişahın Atatürk'ü görevlendirmesi ile Atatürk ve diğer askerlerin farklı bir düşünce içinde olması başka şeyler. Memleket için yapabilecek bir şeyi kalmayan padişahın memleketin kurtarılması için görevlendirme yaptığını düşünmeniz gerçekten komik. Hem de İngiliz gemisi ile ulkesini terkeden bir padişah.
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar.Robert Gerwarth..BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK..
Önce Allaha sonra İngilize güvendim, der Vahidettün. Osmanlı hanedanı zaten soyu sopu karışmış, diğer kraliyet ailelerine benzemiştir. Boşuna Osmanlı için Romanın devamı demiyorlar. Bir Türk boyu olarak geldikleri Anadolu'da imparatorlaşıp Bizanslaşmışlardır, saraylarına tek bir Türk kızı sokmayarak soylarını Türklükten tamamen arındırmışlardır. Bugünkü Osmanlı hanedanından sağ kalanların fotoğraflarına baktığınızda hiçbirinin Türk'e benzemediğini görürsünüz. Hala şu şirk hanedanını, kendilerini Allah'ın gölgesiyle eş tutanları savunan müşrik, putperest alçak yığını var. Bu müşrik et yığınları olduğu sürece bu dünyada kralların, kraliçelerin, sultanların, tağutların egemenliği son bulmaz.
Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal Atatürk. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
Sunucu ikide bir Padişah kurtarıcı olarak göndermedi degil mi diyor. Resmi formalite içinde yazı ile müfettiş olarak gönderilmesi bir kılıftır. Ancak sözlü olarak kurtuluş harekatı misyonu hatırlatılarak gönderilmiştir.
Anlamazlar tabiki de istisnalar kaideyi bozmaz ama ilkokul mezunu diyosun adam sadece kahvehane veya atıyorum elinde kanıtı olmadan konuşan insanlarla muhatap oluyor o yüzden halk cahil kalıyor kulaktan duyma bilgilerle insanların beynini çürüttüler...
@@huntertube7890 videoda hiçbirşeyin cevabı yok lafı dolandırıyor oda biliyorki Vahdettin Mustafa Kemal’i git vatanı kurtar diye Samsun’a yolladı ama söyleyemiyor
@@cihantas1808 Vatanı değil "devleti" kurtar diye gönderiyor. Devleti kurtarmaktan kastı Milli Mücadeleyi bastırmak ve kendi saltanatını kurtarmak. Yoksa Anadolu'da direniş örgütlenip düşmanın kovulması filan değil. Aradaki farkı anlamak lazım.
Bu devlet operasyonunu anlamadım vallahi... Tekrar tekrar izledim ama anlayamadığım... Ben de dedim ki o zaman olsa olsa bu "Devlet operasyonu Fevzi Çakmak Paşa, Cevat Paşa ve Mustafa Kemal Paşa" dır. zaten sizin hatırat tarihçiliğinizde Vahdettin'in ben göndermedim, sadece önüme konulan belgeyi onayladım dediğini de kabul ediyorsunuz.
Şu ekranda gördüklerine sen tarihçi mi diyorsun? Holding medyasının, kodaman sınıfının şişirdiği balonlardır bunlar. Hele Bardakçı'nın tarih bilgisi, Necip Fazıl Kısakürek'in tarih bilgisinden bile geridedir. Bir insan sırf Osmanlıca abecesine ve arşivlerine hakim diye büyük tarihçi olamaz. Tarih bir bilimdir, metotları vardır; her şeyden evvel ciddiyet ister. Vahdettin'in Milli Mücadeleyi başlatmak için 5 sandık altın yolladığı, İngilizleri aldatmak için tahtında oturduğu hikayeleri Aytunç Altındal, NFK, Kadir Mısıroğlu, Nihal Atsız, H.H.Ceylan, gibi saptırıcılar tarafından yıllarca üfürüldü durdu. Ben demiyorum ki illa gidin Sinan Meydan, Uğur Dündar, Yılmaz Özdil gibi burjuva kemalistlerinin para kazanma araçlarını hatmedin! Ama bunları da ciddiye almayın. Atatürk üzerinden milyon kazanan ile tarih saptırıcılığı ile milyon kazanan şarlatanları bir tutun; onları birbirleriyle kıyaslamayın.
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK..
@@Khaganate1919 Tabi bir de çevresindeki herkesin imajını lekelemiş bir şekilde biri ruh çağırıyor biri gerici. Tek adam olma hırsı bir şey diyemem ama doğru değil. Çevresindekilere pek az pay vermek istiyor zaferden.
İlber Ortaylı hocadan sonra Türkiye'nin en iyi tarihçisi Murat Bardakçı'dır. Muazzam tarafsız bir insan. Neyse onu söylüyor. İsterse Atatürkçüsü isterse Osmanlıcısı rahatsız olsun çekinmiyor. Tebrik ve teşekkür ederim kendi adıma.
@@berkayozturk2463 bence kendisine o sıfatı secmesi yanlış ya mükemmel bir tarihçi işte İlber hocada söylüyordu bu sıfatı seçmesinin kendisi için yanlış olduğunu
@erarce öncelikle Halil İnalcık zaten bir numaradır ben aktif olanlar içerisinde söyledim Murat Bardakçıyı çok severim çünkü bir kesime yalakalık yapacağım diye yanlışları söylemekten kaçırmıyor
Sonuç olarak Osmanlı’da bizim Türkiye cumhuriyeti de bizim . Osmanlı misyonunu tamamladı gitti inşallah Türkyenin ömrü güzel olur büyük zaferler Hizmetler yapar
Sultan Vahdettin: "...Facialara kalkan olamadım ise de; siper sâika (paratoner) vazifesi gördüm... Bütün musibetleri üzerime çektim. Kendimi feda ederek vatanı kurtarmaya çalıştım. Dinine, devletine, vatanıma ve milletine hıyanet edenlerin aziz Allah'ın kahreden kudretli gücüne hedef olması için yakarıyorum..." (Murat Bardakçı, Şahbaba, İnkılâp Kitabevi, 5. Basım)
Bardakci lafi kivirmaktan arastirmaci dansozluge gecmis. Vahdettin denen mahluk, Ingiliz gemisi ile kuyrugunu bacaginin arasina almis, kacmadan once vatani kurtarmak isteyen insanlar icin olum vermani vermis. Isgal altindaki Osmanli nin kalan hukmu topu topu bir Istanbul caddesinde kalmis. Bardakci bir de Vahdettin mahluku su bu degil diyor. Tartismasiz BAS HAIN, nokta.
Bu üç deyyusun anlattıklarına inanmayın. Bunlar rüzgar nereden eserse oraya konuşurlar. Eğer ülkenin %60'ı hatta %70'i Atatürkü sevmiyorsa bu işte bir iş vardır! Neden başka isim tartışılmıyorda, sadece İnönü ile Kamal problem? Yani, bir düşünün!
O yüzden mi millet sakarya meydan Muharebesi'nde can verirken vahdettin kendinden 43 yaş küçük kızla yıldız sarayında düğün yapıyor.. Vahdettin'in İtalya'da yaşadığı eve bakın.. Adam tamamen kişisel konforunu düşünen bir zavallıydı
Adamı nerdeyse masum göstreceksiniz anadoluda ayaklanmaların arkasında ki adam İngilizlere yazılı imzalı teminat vermiş ama İngiliz gemisine binip kaçması tek hatasiymis size ancak gülünür🤣🤣🤣
Bu vatanın evlatları savaştayken, sakarya meydan muharebesi olurken ve vatan evlatlari orda can verirken, yıldız sarayında 16 lık kızla düğün yapmak ne demek?
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK...,
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir. Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor. Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır. Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim.. Makalenin Türkçe çevirisi: Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti. Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu. Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi. Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu. Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu: “… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu. Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu. Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım. Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
"Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
Bi kere cüret edemedi Mantıken düşünsene Reis-i Cumhur ve hilafet makamı etrafı istihbaren sarılmış gerilla operasyonu ile kurtulanacağı aşikar (Nutuk'tan ve resmi yanlı batı tandanslı kaynaklardan kafayı kaldırtmayan bi at gözlüğü) Tam yetkili Kurmay Albay statüsünde görevlendiriyorsun ordu müfettişi olarak yani meşaleyi yak demek bu gittiği yerlerde "hilafet ve saltanatı temin ve sıhhati" şeklinde beyanatta bulunuyor Gazi Paşa Sonrasında da gözden çıkarıyorsun Hürriyet'e mani keyfemayeşa Sultan'dır" tozunu kaldırınca Vahideddin'e emniyet sağlanmayınca ülkeyi terke mecbur etmiş oluyorsun Vahideddin hatıratında "Biz beceriksiz olabiliriz gaflet te etmiş olabiliriz lâkin hainlik asla tiyniyetimizde yoktur ve olmamıştır da"şeklinde Mustafa Kemal'e kırgınlığını belirtmiştir
tvnette gordum benzer bi videoyu, bi kismini kesip kullanmislardi, iyidir kotudur demiyorum ama var boyle seyler. Ayni videoda konusan arkadas VAhdettinin baslattigini dusunuyormus
Tarihin arka odası çok değerli bir programdı ve Sayın Bardakçı bu konuyu o zamandan beri bu şekilde açıklamıştır. Önyargısız, tarihi gerçekler ve Atatürk sevgisiyle, bilinciyle dinleyelim.
Abdülhamid osmanlıda ilk yahudi mason okulu açan pislik. Abdülhamid Tarsus Amerikan koleji 1883 yılında açma izni verdi, Erdoğan müslümanlara dolar garantili faizi getiren ilk yahudi madalyalı, dolar garantili faizi bütün islam ülkelerine yayılıyor.
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar. Robert Gerwart..BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK...,
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK..
@Emir Yıldız ingilizler 100 yillik planla calisir...1839 sultan Abdulazize azinliklari askeri okullara kabul etmesi icin baski yapti..yani osmanli devsirme muessessini tersine cevirdi...azinliklar orduya girdiler...selanik yahudi sehriydi...iitihat terakki orada yahudilerce kuruldu....bu yahudi ekip adim adim osmanliyi icerden cokertti...
"Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir. Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor. Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır. Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim.. Makalenin Türkçe çevirisi: Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti. Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu. Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi. Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu. Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu: “… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu. Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu. Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım. Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.,.
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK...,
Mason dedenin torunu Murat Bardakçı'dan kıvırmalar! Vahdettin göndermemişmiş ama 9.Ordu müfettişi olarak göndermiş. Devletin başı Sultan Vahdettin değil mi? Sultan Vahdettin imza vermese Kamâl sınırsız padişah fermanı altın para silah araba asker ve subaydan oluşan 48 kişiyle ve İngiliz istihbarat subayı J.G.Bennet'in verdiği ingiliz vizesiyle gönderildiği Samsun'a asla hareket edemezdi. Ey Murat Bardakçı! İngiliz baskısıyla alınmış fetva hakkında Kamâl'ın neler söylediğini de söyle! Kamâl Samsun'dan Erzurum'dan çektiği telgraflarda güya kendisi hakkında idam ferman çıkartmış Vahdettin ve Saltanat için Cenab-ı Vâcibul Ağmal hazretlerinden niyâzım odur ki diyerek bir Alim Ulema şeriatçı gibi niye dua etsin? Kamâl Ankara'da Hacı Bayram Veli camisinden tekbirlerle salavatlarla sağına soluna hacı hocayı alarak açtığı mecliste 24 Nisan 1920 günü meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada gayelerinin din-i islâm'ı hilafeti saltanatı vatanı kurtarmak olduğunu niye söylesin? Güya vatan kurtaran Kamâl'a ve yanındakilere Samsun'daki ingiliz binbaşı Salter yüzbaşı Hurst, Erzurum'daki İngiliz Albay Rawlinson, Ankara'daki İngiliz yüzbaşı Whittall Fransız yüzbaşı Boissier emrindeki silahlı birliklerle niye müdahale etmediler? Fransızlar işgal ettikleri ilk meclis binası Kamâl Ankara'ya geldikten sonra işgali sonlandırıp binayı Kamâl'a niye verdiler? Yoksa alternatif devlet kurdurularak yüzyıllarca Hristiyan batı dünyasına kafa tutup bela olmuş islâm'ın müslümanların hamiliğini yapmış, devlet sistemini İslâmî temellere oturtmuş, üç kıtaya şan şeref nam salıp adaletle hükmetmiş bir Ecdad'dan kurtulup, laik seküler dînsiz temelllere dayalı İslâm müslüman mukaddesat düşmanı devlet sisteminin temelleri mi atılmıştır? Velhasıl Kamâl, İstanbul'dan hareket etmeden bir gün önce Vahdettin'e verdiği sözleri yeminleri unutup ingilizlerin değirmenine su taşımıştır. 1923'den sonra yani türlü entrikalara tehditlere gücü kuvveti yetkiyi ipleri eline tam olarak aldıktan sonra gerçek yüzünü göstermiştir. Osmanlının posta telgraf araba silah mühimmat subay asker vs. her türlü imkanını kullanıp da 1 Kasım 1922'de meclisteki mebusları "Muhtemel bazı kafalar kesilecektir" diyerek tehditle Saltanatı kaldırıp 623 yıllık Osmanlı'yı yıkmanın adını sen koy kardeş. Hiçbir tarih kitabında Osmanlıyı ingilizler Fransızlar İtalyanlar Ruslar vs.yıktı diye yazmaz. Hem bize vatan kurtardı diye yutturulan Kamâl, Fransızlarla İtalyanlarla Ruslarla ve 1918-23 arası 5 yıl kaldıkları İstanbul'dan bizim kandırdıkları Yunan'la dalaşmamızı seyredip istedikleri düzeni kurduktan sonra Ekim 1923'de ülkeyi törenlerle veda partileriyle terk eden İngilizlerle nerde ne zaman hangi savaşı yapmıştır da vatanı kurtarmıştır? 1914-18 arası 4 yıl boyunca yüzbinlerce kişilik ordularıyla Osmanlı üzerine yürüyen İngilizler, 1918-23 arası 5 yıl kaldıkları İstanbul'dan Ankara'ya Kamâl'ın üzerine niye yürümediler? Bu ingilizler İstanbul'a turistik gezi yapmaya mı geldiler? Bugün Akdeniz'de başımızı ağrıtan Antalya'ya 2 km, Yunanistan'a ise 580 km uzaktaki Meis adasını bile güya denize dökülen Yunan'a verenler vatan kurtarmış olabilir mi? Asla!
@@malkocoglu4770 Oğlum siz işinize gelmeyen herkese niye mason, yahudi terörist hain damgası yapıştırıyorsunuz. İngilzilerin baskısıyla İdam fermanı çıkartmışlar diyorsun sende. Koskoca Osmanlı, İngilizlerin köpeği maskarası olmuş kendin itiraf ediyorsun. İngilizin sözüyle ferman çıkaran devletin beyin ölümü çoktan gerçekleşmiş zaten. Sen söyledin ben değil :). Dünyada herkes yanlış söylüyor. Bütün Türk doçent tarihçiler yalancı. Alman yalancı. Fransız yalancı. Bütün dünya arşivleri yalancı. Anadolu da yaşayan bütün gün kahvehanede batak oynayan Seyfettin dayı biliyor herşeyi. Ona göre yalan yazan tarih utanacakmış ahahahha. Ulan Türklerin 450 sene sonra ilk defa kazandığı meydan muharebesini yalanlayabilirmisin. Sakarya Meydan Muharebesi. Çok şehit verildiği için Subay Savaşı da denir. Mustafa Kemal nasıl kazandı o savaşı. Hattı müdafa yoktur Sathı müdafa var o satıh bütün vatandır ne demek? Nereden bileceksin :). Polatlıya kadar inen işgalcileri inkar edebiliyorsan et. İzmirin Kurtuluşunu inkar edebiliyorsan et. 3 gün önce Yunan Başbakanı açıklama yaptı 100 yıl önce ağır bir trajedi yaşadk anadoluda ki hakimiyetimiz bitti dedi. Yunanlılarla ayn saftasınız. Sizler Vatan haini ve korkaksınız. Hep böyle sahte hesaplardan yazarsınız. Düşmanınızı yenmek istiyorsanız onun gibi cesur olmak zorundasınız. Aksi takdir de yenemezssiniz Mustafa Kemali..Kaç tane savaştan geçtik sizim kadar hain değillerdi
Sonradan haddine dusmiyen Inan varislerinin de elestirisine hatta davasina neden olan ve tamamini okuttamadigi halde tv programin da yorum yapan Muhterem pasayi ataislikle itham ettigi, yayiinlarin tam aksisi oldugu, ispatlandigin da U donusunu istiklal mahkelmeleri olayina cekerek degistiren bir gidis gelisler otesindeydi cepler zaten doluydu vesaire "Millet tarafından, millet adına, devleti idareye yetkili kılınanlar için, gerektiği zaman millete hesap vermek mecburiyeti, lâubalilik ve keyfî hareketle uzlaşamaz." (1930
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK...,
@@pabloescobar5371 "Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir. Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor. Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır. Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim.. Makalenin Türkçe çevirisi: Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti. Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu. Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi. Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu. Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu: “… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu. Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu. Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım. Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
Evelemeye gevelemeye gerek yok dahi Atatürk çok zor birsey,i imkansızı gerçekleştirmiştir Allah ondan ve tüm silah arkadaşlarından razı olsun yattıkları yer cennet olsun.
Murat Bardakçı: "Ben tarihçi değilim" dedikçe; hala ısrarla habertürk olarak "tarihçi-yazar" yazıp millete yanlış lanse ediyorsunuz. "Araştırmacı-gazeteci" veya "gazeteci-yazar" yazmak bu kadar mı zor!
AYYAS, GAY, DIKTATOR...NUFUSTA ADINI (IBRANICE) KAMAL OLARAK DEGISTIRDI.SELANIK YAHUDISIDIR. "Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.”BUNUNLA ACIKCA DINSIZ IMANSIZ OLDUGUNU ACIKLIYOR..DECCALDIR. 18 SENE EZANI YASAKLADI.INGILIZ AJANIDIR.. CAGDASLIK UYGARLIK GIBI LAFLAR...HEPSI BOS.. INGILIZLERIN EMRINDEYDI...ULKEYI DAHA IYI BIR YER YAPMA ,TEKNOLOJI VE SANAYI UMURUNDA DEGILDI . ILK ACTIGI FABRIKA RAKI FABRIKASIDIR. TUM YAPTIGI DEVRIMLER ISLAMI YOK ETMEK ICINDI.600 SENE DUNYANIN SUPER GUCU OLMUS ALEMI ISLAMIN LIDERI OSMANLIYI YERE SERMEK ONUN GOREVIYDI.CANAKKALE SAVASINDAN SONRA ISTANBULU ISGALA EDEN INGILIZLER KAMAL YONETIMI ELE GECIRINCE TEK KURSUN ATMADAN ISTANBULU TERK ETTI. .CANAKKALEDE YEDEKLERIN ARDINDAKI YEDEK OLDUGU HALDE , KENDI YAZDIRDIGI YALAN TARIHLE, SAHTE KAHRAMANLIKLARLA ZAVALLI NESILLERE ANAOKULUNDAN ITIBAREN ZORLA SEVDIRILEN YAHUDI PUT. CANKAYA KOSKU MEYHANE VEYA KERHANE GIBIYDI.AYYAS TIKSIRINCAYA KADAR RAKI ICER. AHLAKSIZLIKDA DA SINIR TANIMAZDI. LATIFE HANIM VEDATIN ALTINCA GORUNCE BOSANMISTIR. ESCINSELDIR. AHLAKSIZLIKLARI ANCAK KORUMA KANUNUYLA KORUNABILEN DUNYADADAKI TEK YAHUDIDIR.KORUMA KANUNU DA YAHUDI Ernst Eduard Hirsch TARAFINDAN HAZIRLAMISTIR. GUYA PADISAHLIGI KALDIRDI...TEREKESINE BAKIVERIN: OLDUGUNDE ULKENIN EN ZENGINIYDI.HINDISTANDAN GELEN SAVAS YARDIMI ALTINLARA COKMUSTUR..(MECLIS KAYITLARINA BAKINIZ)PADISAHIN YAVERI CULSUZ BIR ASKERIN NASIL BANKASI OLABILIR! GEBERDIGINDE, DEVLET BUTCESI 200 MILYON KEN ,TEREKESINDE SAYISIZ TASINMAZIN YANINDA SADECE IS BANKASINDA 1,6 MILYON TL NAKIT BANKADA PARASI VARDIR.TOPLAM SERVETI 1O MILYON U ASMAKTADIR. BIRI CUMHURIYET MI DEDI !! DIKTATORLUGUNU ILAN ETTI.OLENE KADAR TEK PARTI TEK ADAM OLARAK! DOLMABAHCE SARAYINDA GEBERDI. KIM MUHALEFET ETTIYSE OLDURTTU.BUGUNKU BUYUK SOSYAL PROBLEMLERIN TEK KAYNAGIDIR. ISTIKLAL MAHKEMESI ADI ALTINDA GEZICI MAHKEME KURDU..HUKUKCU OLMAYAN 3 HAKIM(CELLAD)LA BINLERCE MASUM INSANI SAPKA VE KIYAFET KANUNUNA MUHALEFETTEN SABAH YARGILADI AKSAM ASTI.BU YAHUDI PICININ HALKA YAPTIGI ZULMU INGILIZ GAVURU YAPMADI. YAHUDILERDEN KENDI ZENGIN GURUBUNU OLUSTURDU.BUGUN ONLAR "OLMASAYDIN OLMAZDIK" DIYOR. ARDINDAN GELENLER SISTEMIN DEVAMI ICIN 20 TON ALTIN HARCAYARAK ISRAF YUNAN TAPINAGI ANITKABIR YAPTIRDI OKULLARA PUTUNU KOYDURDU..EZANA DINE IMANA SAYGI BILMEZLER BU DINSIZ IMANSIZA SAYGI DURUSU ADI ALTINDA TAPIYOR,,.,.
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir. Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor. Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır. Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim.. Makalenin Türkçe çevirisi: Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti. Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu. Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi. Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu. Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu: “… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu. Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu. Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım. Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
Mason dedenin torunu Murat Bardakçı'dan kıvırmalar! Vahdettin göndermemişmiş ama 9.Ordu müfettişi olarak göndermiş. Devletin başı Sultan Vahdettin değil mi? Sultan Vahdettin imza vermese Kamâl sınırsız padişah fermanı altın para silah araba asker ve subaydan oluşan 48 kişiyle ve İngiliz istihbarat subayı J.G.Bennet'in verdiği ingiliz vizesiyle gönderildiği Samsun'a asla hareket edemezdi. Ey Murat Bardakçı! İngiliz baskısıyla alınmış fetva hakkında Kamâl'ın neler söylediğini de söyle! Kamâl Samsun'dan Erzurum'dan çektiği telgraflarda güya kendisi hakkında idam ferman çıkartmış Vahdettin ve Saltanat için Cenab-ı Vâcibul Ağmal hazretlerinden niyâzım odur ki diyerek bir Alim Ulema şeriatçı gibi niye dua etsin? Kamâl Ankara'da Hacı Bayram Veli camisinden tekbirlerle salavatlarla sağına soluna hacı hocayı alarak açtığı mecliste 24 Nisan 1920 günü meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada gayelerinin din-i islâm'ı hilafeti saltanatı vatanı kurtarmak olduğunu niye söylesin? Güya vatan kurtaran Kamâl'a ve yanındakilere Samsun'daki ingiliz binbaşı Salter yüzbaşı Hurst, Erzurum'daki İngiliz Albay Rawlinson, Ankara'daki İngiliz yüzbaşı Whittall Fransız yüzbaşı Boissier emrindeki silahlı birliklerle niye müdahale etmediler? Fransızlar işgal ettikleri ilk meclis binası Kamâl Ankara'ya geldikten sonra işgali sonlandırıp binayı Kamâl'a niye verdiler? Yoksa alternatif devlet kurdurularak yüzyıllarca Hristiyan batı dünyasına kafa tutup bela olmuş islâm'ın müslümanların hamiliğini yapmış, devlet sistemini İslâmî temellere oturtmuş, üç kıtaya şan şeref nam salıp adaletle hükmetmiş bir Ecdad'dan kurtulup, laik seküler dînsiz temelllere dayalı İslâm müslüman mukaddesat düşmanı devlet sisteminin temelleri mi atılmıştır? Velhasıl Kamâl, İstanbul'dan hareket etmeden bir gün önce Vahdettin'e verdiği sözleri yeminleri unutup ingilizlerin değirmenine su taşımıştır. 1923'den sonra yani türlü entrikalara tehditlere gücü kuvveti yetkiyi ipleri eline tam olarak aldıktan sonra gerçek yüzünü göstermiştir. Osmanlının posta telgraf araba silah mühimmat subay asker vs. her türlü imkanını kullanıp da 1 Kasım 1922'de meclisteki mebusları "Muhtemel bazı kafalar kesilecektir" diyerek tehditle Saltanatı kaldırıp 623 yıllık Osmanlı'yı yıkmanın adını sen koy kardeş. Hiçbir tarih kitabında Osmanlıyı ingilizler Fransızlar İtalyanlar Ruslar vs.yıktı diye yazmaz. Hem bize vatan kurtardı diye yutturulan Kamâl, Fransızlarla İtalyanlarla Ruslarla ve 1918-23 arası 5 yıl kaldıkları İstanbul'dan bizim kandırdıkları Yunan'la dalaşmamızı seyredip istedikleri düzeni kurduktan sonra Ekim 1923'de ülkeyi törenlerle veda partileriyle terk eden İngilizlerle nerde ne zaman hangi savaşı yapmıştır da vatanı kurtarmıştır? 1914-18 arası 4 yıl boyunca yüzbinlerce kişilik ordularıyla Osmanlı üzerine yürüyen İngilizler, 1918-23 arası 5 yıl kaldıkları İstanbul'dan Ankara'ya Kamâl'ın üzerine niye yürümediler? Bu ingilizler İstanbul'a turistik gezi yapmaya mı geldiler? Bugün Akdeniz'de başımızı ağrıtan Antalya'ya 2 km, Yunanistan'a ise 580 km uzaktaki Meis adasını bile güya denize dökülen Yunan'a verenler vatan kurtarmış olabilir mi? Asla!
Tarafsız? Adam doğrudan saraya bağlı! Başşak mı geçiyorsun, yoksa kafan mı güzel? Bardakçı denilen kripto daha iki gün önce Erdoğan'ın adamıyla çöktükleri yalıları gezdi. Kripto Bardakçı'nın yanındaki Dilber de yılların Fethullahçısı. Tüm kitapları Gülen cemaatine bağlı Timaş'tan basılmıştır. Siz ne gazel okuyorsunuz! Bu yorumları okuyan saf insanlar bu alçak adamları da bir şey zanneder.
@@darbelimatkapdarbelimatkap5634 Martin gilbert ingiliz gizli servisinin bir ajanıdır.tarihciliği ek işdir.İngiltere M.K.ATATÜRK.le savaşından yani Türklerle savaşından önce üstünde güneş batmayan bir koca imparatorluktu.ama 1919.savaşdan sonra içinden onlarca devlet çıkmış.adeta küçücük bir ada devletine dönmüştür.ingiliz sömürüsünden kurtulan başta hindistan anzaklar vs.hepside özgürlüğümüz başta atatürke ve Türklere borçluyuz demişlerdir.çünkü ilhamı atatürkten almışlardır.sen hala bir ingiliz ajanı sahte tarihcinin.Türklere ve atatürke karşı dürüst olmasınımı bekliyorsun.daha çok beklersin.
Eğer Vahdettin Mustafa Kemal Atatürk'ün idam ile yargılanması için tutuklanması ni emrettiyse ve bu emri Kazım Karabekir paşa uygulamayip aksine tutuklanması istenen Mustafa Kemal in emrine girmesi sonucunda Kazım Karabekir paşa nasıl görevine devam etti onunda emre itaatsizlik yaptığı için görevden alınıp tutuklanması gerekmez miydi
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar.Robert Gerwarth..BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK..
Biri diyor ki videoyu kesmeyip hepsini izleyin, ötekide “hı hı” diyor. Bu arkadaşlar Kadir Mısıroğlu’nun ne karşısına çıkıp belge çarpıştırdılar ne de Yunan galip gelseydi videosunu oturup tam seyrettiler. Benim gözümde bu programda objektif bir akademisyen veya gazeteci yok.
@@suleymancinali5994 kurtuluş mücadelesi verenler için idam fermanı çıkarıyorsan ve kaybedince ingiliz gemisine binip kaçıyorsan, sana hain derler, çok da haksız bir itham değil bu. murat bardakçı hanedan ailesiyle kişisel dostluk kurduğu için böyle diyemez ama.
Vahdettin koltuğuna sadık , ingilize dost ,tebasına karşı sorumsuz bir lider. Osmanlı devleti topraklarını , halkını ,başkent istanbulu itilaf devletlerine teslim etmiş, Mustafa Kemali'de toprakları kurtar diye değil , Anadoluda itilaf devleti askerlerinin zulmüne karşı gelen halkın isyanlarını bastırsın diye göndermiştir. Hain midir ? Halkına yapılan taciz ve tecavüz ve cinayetleri kendi canını kurtarmak için sessiz kalan bunu millete reva gören bir adam benim için bencil ,ödlek,iktidarsızdır. Hain kelime anlamı olarak vahdettine pek uygun değil. Kendi sahibi olduğu hanedanı çökertmek için kendine hainlik yapacak değil. Mal onun mülk onun maraba onun kime hainlik edecek.?Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğu cumhuriyet döneminde büyüyünce osmanlıda da mülk sahibi oldumuğumuzu sanan kişiler vahdettine hain diyebilir ama bu bir zaman yanılgısıdır.Devlet ve mülk pahişahındı hiçbir padişah hainlik ederek kendi ayağına sıkmaz ama canını kurtarmak için vahdettin gibi ingilizlere teslim eden basiretsizler çıkabilir.O yüzden Murat Bardakçı büyük hata diyor.
Ölçü şu: Memleketi yıkmaya yelteniyorsa haindir. Memleketin geleceği için bir çaba içerisinde ise hain değildir. Bu kısımda çabanın doğru veya yanlış olmasın sonucu değiştirmiyor.
çanakkale zaferi güçsüz denen osmanlı cephelerinde kazanıldı şüphesiz hemen akabinde 2.zaferimiz kutul amare zaferi hanî osmanlı güçsüzdü ya ? peki kutul amare zaferimiz okullarimizdaki tarih kitaplarimizdan neden kaldırıldı ?bunlarida anlatırmısınız neden kaldırıldı ?neden ?
yasar emirza kardeş, Murat Bardakçı da vahdettin gönderdi diyor. Ama askerler plan yaptı, başka bir amaç için gönderiyormuş gibi aciz Vahdettin'e imzalattı'' diyor. Bak bir daha yazayım, Vahdettin'e ACİZ diyor. Gönderirken Vahdettin'in amacı başkaydı, vatanı kurtarmayı düşünen askerlerin amacı başkaydı diyor. Sen bunun neresini ve nasıl yanlış anlayabiliyorsun? Ecevit de vahdettin gönderdi der, ban de vahdettin gönderdi derim. Plan yapılmış, vahdettin taklaya getirilmiş. En son imzayı atan kişi vahdettin. Niye? La adam padişah, tabii ki en son imza atacak.
@@onur_baltaci selanikli nezamandir milli oluyor? onu sevmeyen milli olamiyormu? yok böyle sacmalik benim Ata dediklerim belli zaten ismimden profilfotodan belli oluyor aslinda ama sende bunu anlicak zeka yok.
@@kipcakturku4821 herifler zorla atatürk devrimlerini sevdirecek. askerliğini seviyorum ama siyasetini sevmiyorum desen bile yakar bu herifler. bkz. nihal atsız
@The Turc Petchenegues kuran harici bütün kitaplar yazanlarin heva ve heveslerine göre yazildiği için olabilirmi acaba.yani kuran hariç her kitap sorgulanir .adini dürkçe yazamayan biri ancak densiz ve ahmaktan başka birşey değildir.densiz🤣
Birde kaçarken kaç bin altını götürdüğünüde söyleseydinizde kaç milyon kul hakkınıda yediğini millet öğrenseydi ben biliyorumda sizde söyleyecek cesaret varmı?
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir. Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor. Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır. Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim.. Makalenin Türkçe çevirisi: Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti. Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu. Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi. Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu. Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu: “… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu. Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu. Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım. Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir. Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor. Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır. Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim.. Makalenin Türkçe çevirisi: Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti. Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu. Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi. Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu. Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu: “… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu. Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu. Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım. Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.,.,
Habertürk TV UA-cam hesabına “Abone” olarak, güncel haberleri ve tarafsız yorumları takip edebilirsiniz. Bağlantıya tıklayarak abone olabilirsiniz.
⬇
hbr.tk/QNhqSs
Tamamdır
7
Vahdettin i nerdeyse vatan sever göstereceksiniz ! Niye kaçtı o zaman ?
Murat Bey, Fatih Sultan Mehmet’in valilere fermani (Allah’in soracagi sorulari kullara sormayacaksiniz) diye internette dolasan bir ferman var. Bu ferman dogru mudur? Dogruysa tam metni nedir? Tesekkur ederim.
Ahmrt şimsitgil bunşarı nir cuvala lpuar tokatlar nunlar tarıhcı degıl
Sülalemizden Ermenilere karşı 13 şehit vermişiz giden bütün şehid ve gazilerimize rahmet dilerim
Büyük büyük Annenin 7 çocuğundan 6'sı Yemen ve Filistin'de şehit düşmüştür :(
@Eftalit amin
@@mgs7914 mekanları cennet olsun 🤲🤲
Abdülhamid osmanlıda ilk yahudi mason okulu açan pislik. Abdülhamid Tarsus Amerikan koleji 1883 yılında açma izni verdi, Erdoğan müslümanlara dolar garantili faizi getiren ilk yahudi madalyalı, dolar garantili faizi bütün islam ülkelerine yayılıyor.
Allah hepsine rshmet eylesin, onlarin yasayamadigi guzellikleri siz yasayin insallah...
Öğrendiğimiz çoğu şeyi tekrar sorgulamamız gerekiyor...
Cidden dehşet verici..
İnsan bi hayret ediyor.. sonra kızıyor.. ama siniri yatışınca bilgiye olan doğruya olan açlıkta artıyor...
AYYAS, GAY, DIKTATOR...NUFUSTA ADINI (IBRANICE) KAMAL OLARAK DEGISTIRDI.SELANIK YAHUDISIDIR.
"bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.”BUNUNLA ACIKCA DINSIZ IMANSIZ OLDUGUNU ACIKLIYOR..DECCALDIR.
18 SENE EZANI YASAKLADI.INGILIZ AJANIDIR..
CAGDASLIK UYGARLIK GIBI LAFLAR...HEPSI BOS.. INGILIZLERIN EMRINDEYDI...ULKEYI DAHA IYI BIR YER YAPMA ,TEKNOLOJI VE SANAYI UMURUNDA DEGILDI . ILK ACTIGI FABRIKA RAKI FABRIKASIDIR. TUM YAPTIGI DEVRIMLER ISLAMI YOK ETMEK ICINDI.600 SENE DUNYANIN SUPER GUCU OLMUS ALEMI ISLAMIN LIDERI OSMANLIYI YERE SERMEK ONUN GOREVIYDI.CANAKKALE SAVASINDAN SONRA ISTANBULU ISGALA EDEN INGILIZLER KAMAL YONETIMI ELE GECIRINCE TEK KURSUN ATMADAN ISTANBULU TERK ETTI.
.CANAKKALEDE YEDEKLERIN ARDINDAKI YEDEK OLDUGU HALDE , KENDI YAZDIRDIGI YALAN TARIHLE, SAHTE KAHRAMANLIKLARLA ZAVALLI NESILLERE ANAOKULUNDAN ITIBAREN ZORLA SEVDIRILEN YAHUDI PUT.
CANKAYA KOSKU MEYHANE VEYA KERHANE GIBIYDI.AYYAS TIKSIRINCAYA KADAR RAKI ICER. AHLAKSIZLIKDA DA SINIR TANIMAZDI. LATIFE HANIM VEDATIN ALTINCA GORUNCE BOSANMISTIR. ESCINSELDIR. AHLAKSIZLIKLARI ANCAK KORUMA KANUNUYLA KORUNABILEN DUNYADADAKI TEK YAHUDIDIR.KORUMA KANUNU DA YAHUDI Ernst Eduard Hirsch TARAFINDAN HAZIRLAMISTIR. GUYA PADISAHLIGI KALDIRDI...TEREKESINE BAKIVERIN: OLDUGUNDE ULKENIN EN ZENGINIYDI.HINDISTANDAN GELEN SAVAS YARDIMI ALTINLARA COKMUSTUR..(MECLIS KAYITLARINA BAKINIZ)PADISAHIN YAVERI CULSUZ BIR ASKERIN NASIL BANKASI OLABILIR! GEBERDIGINDE, DEVLET BUTCESI 200 MILYON KEN ,TEREKESINDE SAYISIZ TASINMAZIN YANINDA SADECE IS BANKASINDA 1,6 MILYON TL NAKIT BANKADA PARASI VARDIR.TOPLAM SERVETI 1O MILYON U ASMAKTADIR.
BIRI CUMHURIYET MI DEDI !! DIKTATORLUGUNU ILAN ETTI.OLENE KADAR TEK PARTI TEK ADAM OLARAK! DOLMABAHCE SARAYINDA GEBERDI. KIM MUHALEFET ETTIYSE OLDURTTU.BUGUNKU BUYUK SOSYAL PROBLEMLERIN TEK KAYNAGIDIR.
ISTIKLAL MAHKEMESI ADI ALTINDA GEZICI MAHKEME KURDU..HUKUKCU OLMAYAN 3 HAKIM(CELLAD)LA BINLERCE MASUM INSANI SAPKA VE KIYAFET KANUNUNA MUHALEFETTEN SABAH YARGILADI AKSAM ASTI.BU YAHUDI PICININ HALKA YAPTIGI ZULMU INGILIZ GAVURU YAPMADI.
YAHUDILERDEN KENDI ZENGIN GURUBUNU OLUSTURDU.BUGUN ONLAR "OLMASAYDIN OLMAZDIK" DIYOR.
ARDINDAN GELENLER SISTEMIN DEVAMI ICIN 20 TON ALTIN HARCAYARAK ISRAF YUNAN TAPINAGI ANITKABIR YAPTIRDI OKULLARA PUTUNU KOYDURDU..EZANA DINE IMANA SAYGI BILMEZLER BU DINSIZ IMANSIZA SAYGI DURUSU ADI ALTINDA TAPIYOR.,,..
İlber ve Murat hocanın kıymetini bilmeliyiz.
Cok doru
Abdülhamid osmanlıda ilk yahudi mason okulu açan pislik. Abdülhamid Tarsus Amerikan koleji 1883 yılında açma izni verdi, Erdoğan müslümanlara dolar garantili faizi getiren ilk yahudi madalyalı, dolar garantili faizi bütün islam ülkelerine yayılıyor.
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir.
Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor.
Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır.
Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim..
Makalenin Türkçe çevirisi:
Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti.
Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu.
Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi.
Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu.
Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu:
“… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu.
Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu.
Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım.
Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
Üçünüzün de bende yarattığı tek bir duygu var o da saygı, iyiki varsınız.
İlber hocamın ve Murat hocamın bilgisine güvenirim. Bu güzel program için Fatih beye katkıları için kıymetli hocalarıma teşekkür ederim.
Bilgiye güvenilmez, erişilir. Daha bunun tanımını idrak edemiyoruz. Ayrıca Bardakçı ile Ortaylı egemen iktidarın adamlardır, egemenin sofrasında oturanın fetvası dinlenmez diye söz vardır. Her yıl iki kere Fethullah hocasının dizinin dibine oturup Türk okulları hakkında rapor veren İlber'i mi, yoksa tarih üzerine hiçbir eğitim almamış, yalaka Bardakçı'yı mı otorite olarak kabul edeceğiz!
Tabi Türk kökenli olmadıklarından herhal.
@@murataydin4616 kimmiş Türk kökenli olmayan ikisi de Türk hocaların.ama den bir iyice şecereni öğren sonra konuş He şimdi sen İlber hoca kırım tatarı diye gevur da yaparsın.siz tarih çamurcuları zaten bir bok okumaz anlamazsınız
@@murataydin4616 Nasıl Türk değil adamlar İlber Ortaylı Kırım Türk'üdür. Senden emin ol daha Türk. Tabi sen Türk isen.....
İkisi de korkak
Allah bilim insanlarına sabır versin Türkiye de. Türk insanına bir şey anlatmak hakikaten zor iş. Temel düşünme becerisi , mantık yok maalesef.
Bence TÜRK tarihini 100 yıl içine sigdirmak işte bu hainliktir
En kolay palavra sikilan bilimler Tarih ve Ekonomi. Turkiye'de bunlari herkes bilir.
Aziz Nesin bundan dolayı o meşhur sözünü söylemiştir.
@@sypenks Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir.
Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor.
Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır.
Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim..
Makalenin Türkçe çevirisi:
Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti.
Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu.
Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi.
Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu.
Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu:
“… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu.
Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu.
Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım.
Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
@@sypenks Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK...,
Muhteşem bir yayın… Herkes de ağzının payını almış oldu böylece …
Vatanını en çok seven vatandaşlık görevlerini en dürüst yerine getirendir . Gerisi fasa fiso gerisi istismar
Yani???
@@hg62adtom64 çıkar kavgası işte hangi siyasi malzeme kullanmak istiyorsa öyle kullanıyor . Benim gözümde şimdiki siyasiler ultra zengin koltuk sevdalısı . Zengin fakirin hakkını savunucak buna inanmiyorum
Bu hepimizin görevidir de nerde o bilinçli meziyet
Buranın özeti bu cümledir. ''Vatanını en çok seven vatandaşlık görevlerini en dürüst yerine getirendir . Gerisi fasa fiso gerisi istismar''
10
@@hakkgulsen3878 bu özet biraz eksik. Vatandaşlık görevleri kanunda ve anayasada belirtilmiştir. Anayasada kapı gibi TC'nin LAİK ve DEMOKRATİK bir Cumhuriyet olduğu yazıyor. Vatandaşlık görevini buna göre yerine getirmiyorsan eyvallah. Hacı-hoca-cemaate tapıyorsan, ne yapsan "vatandaş" olamazsın, sadece bir b.ka yaramayan mürit olursun
bir müslüman türk olarak muhafazakar olarak murat beye cok teşekür ederim objektif şekilde iki kesimede gereken cvbı verdi ama anlayan anlar
1919 yılının mayıs ayının 19. günü samsuna çıktım. Osmanlı devletinin içinde bulunduğu topluluk genel savaşta yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda zedelenmiş, koşulları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük savaşın uzun yılları boyunca ulus, yorgun ve yoksul bir durumda. Ulusu ve yurdu genel savaşa sürükleyenler, kendi başlarının kaygısına düşerek yurttan kaçmışlar. Padişah ve halife olan Vahdettin soysuzlaşmış kendini ve yalnız tahtını koruyabileceği alçakça yollar araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet güçsüz, onursuz, korkak; yalnız padişahın isteklerine uymuş ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş. Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta. İtilaf devletleri ateşkes antlaşması hükümlerine uymuyorlar... MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ( NUTUK )
Ordunun silahları işgalciler tarafından toplanmıştı.. Koca bir kurtuluş ordusu silahları nereden temin etti?
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK.
PADISAH ASLA HAIN DEGILDIR...INGILIZLER TUM RUTBELI SUBAYLARI HAPSE ATIP ADAMLARI KAMAL YONETIMI ELEGECIRINCE PADISAHI ZORLA PARASINI BILE ALAMADAN GEMIYE BINDIRMISLERDIR...PADISAHIN GONDERILME KARARI KAMAL TARAFINDAN DIKTE EDILMIS. DR.RIZA NUR TARAFINDAN YAZILMISTIR..HAIN OLAN YAHUDI PICI KAMAL DIR....
Ve de sonrasinda Vahdettin kuyrugunu bacaginin arasina alip bir Ingiliz gemisi ile kaciyor...
Yalan tarih yazanlar utansın cumhuriyet döneminde yazılan tarih baştan sona yalan ve öğretilmek istendiği gibi yazılmıştır
🎀ECDADIMIZIN RUHU ŞAD OLSUN 🎀
Amin Amin Amin
@@nadidesonmez3419 👍
Murat Bardakcı dünyada belgeli konuşan en iyi Araştırmacı Tarih Yazarlardan birisi...kiymeti bilinmesi lazım
Ama Nutuk'u okumamış. Okusaydi Atatürk'ün ,Vahdettin için hain dediğini bilirdi. Atatürk'ün idam emrini veren elbette haindir.
Murat Bardakçı : Gerçekler sadece budur ! 🤝🏻
Saĝcılar : 😡🤬
Solcular : 😡🤬
Murat hocam, bende Atatürk'ü sultan vahdettin Anadolu milli mücadele için gönderdiği yönünde bir kaç kitapda okudum, lakin sizin tarihi belge ile isbatladığınıza çok programda şahit oldum, şah baba kitabınınızı okuyacağım kesinlikle
Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal Atatürk. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
Samsunda rumlara Türkler tarafından saldırı var. İngilizlerin talebi incelensin diye Mustafa Kemal samsun a gönderiliyor
Atatürkü olum fermanını vahdettin seyhulislam aracılığıyla veriyor
O sırada m.kemal Erzurum da. O sırada şark cephesi komutanı Fevzi çakmak yolun sonuna gelen m.kemal kendisini teslim almaya gelen askerlere m.kemali teslim etmemiş. Topuk selamı vererek paşam emrindedir diyerek kurtuluş savaşı yeniden baslamistir
Nasıl milli mücadele için gönderir?Akıl var izan var.ADAM SONRA Atatürk'ü engellemek için ordu kurup başına katil Anzavur'u getiriyor ve üstelik bir de onu paşa yapıyor
Göndermiş sizde buna inanın yazık Vahdettin denilen vatan haini İngiliz muhripleri cemiyet nin başkanıdır uyanın artık
Turkiye gavur İzmiri herkes bilir neden böyle denmiş çünkü İzmir de kadife kale rumlara ait
Osmanlı zamanında
Peki ne alaka dersen samsuna da gavur samsun denir bunu halkın 99₺ bilmez
Samsunda bulunan rumlara Türklerindir saldırıyor diye ingilizler vahdettin e şikayette bulunuyor
Ve Mustafa kemali samsuna müfettiş olarak gönderiyor
Ülkeyi kurtar diye degil
Herhalde bu soruna artik aciklik getirilmistir.Sorun kapanir insallah, artik kimse atip tutmaz, isine bakar, dogruyuda ogrenmis olur
@@libz3745 seninde aktrolden farkin yok benmisim gibi neden yaziyorsun iki lestirmeyi birakin benden tavsiye
@@MrSekmekci arkadaşta korku başlamışta ondan abisi.konunun secımden önce kapanması sağlıkları acısından ıyı olur
@@ssoo1777 benim yazimdan ne anladiniz ve ne mana cikardiniz anlamadim,ama benim bu yazdim tarihi bilmeyip carpitanlar icindi,yani aktroller ve ulkenin kurucu mustada kemal ataturk'e laf atanlar icindi,aninda bu isi bilmeyen okumayan korkan aktrol adam olduk, nasil cikariyorsunuz bu anlamalari pes dogrusu
@@MrSekmekci Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir.
Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor.
Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır.
Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim..
Makalenin Türkçe çevirisi:
Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti.
Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu.
Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi.
Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu.
Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu:
“… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu.
Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu.
Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım.
Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
@@darbelimatkapdarbelimatkap5634 he he oldu ingiliz elcisini cagirmisda basa gecsin istemisde bilmemnede allahin trolu
MEDYA DA GÖRDÜĞÜMÜZ YÜZLERDEN, EN ENTELLEKTÜEL KİŞİLİKLERDEN BİRİSİDİR MURAT BARDAKÇI.GÜZEL ADAM.
Bu millet Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e minnettardır.
😂
@@alex-lu8mi bu millet dedi sen üstüne alınma
Vahdettin göndermedi, devlet gönderdi diyor. İşgalde de olsa Devleti kim yönetiyordu?
Artık şu arşivleri açın kardeşim bir toplum tarihiyle yüzleşmezse böyle yüzyıl boyunca kavga edilir
sen meraklanma kavgayı cıkaran murat bardakçıdır o bu hukumetle birlıkte hıdınce sorun bıtıyo meraklanma
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir.
Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor.
Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır.
Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim..
Makalenin Türkçe çevirisi:
Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti.
Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu.
Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi.
Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu.
Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu:
“… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu.
Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu.
Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım.
Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
@@darbelimatkapdarbelimatkap5634 😂
@@darbelimatkapdarbelimatkap5634 hikâyeci seni 😂😂😂
@@ramatv3781 Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar.Robert Gerwarth..BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK..
15:39 Fatih Altaylı’nın yüz ifadesi 🤣
İlber Hocam yine şahanesiniz🌹👍🙏
"Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
Altaylının ismail kahraman açıklamasına tavrı çok iyiydi, biz de saf değiliz
sorma hatta tanımıyo ısmaili o kim diyo
AYYAS, GAY, DIKTATOR...NUFUSTA ADINI (IBRANICE) KAMAL OLARAK DEGISTIRDI.SELANIK YAHUDISIDIR.
"Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.”BUNUNLA ACIKCA DINSIZ IMANSIZ OLDUGUNU ACIKLIYOR..DECCALDIR.
18 SENE EZANI YASAKLADI.INGILIZ AJANIDIR..
CAGDASLIK UYGARLIK GIBI LAFLAR...HEPSI BOS.. INGILIZLERIN EMRINDEYDI...ULKEYI DAHA IYI BIR YER YAPMA ,TEKNOLOJI VE SANAYI UMURUNDA DEGILDI . ILK ACTIGI FABRIKA RAKI FABRIKASIDIR. TUM YAPTIGI DEVRIMLER ISLAMI YOK ETMEK ICINDI.600 SENE DUNYANIN SUPER GUCU OLMUS ALEMI ISLAMIN LIDERI OSMANLIYI YERE SERMEK ONUN GOREVIYDI.CANAKKALE SAVASINDAN SONRA ISTANBULU ISGALA EDEN INGILIZLER KAMAL YONETIMI ELE GECIRINCE TEK KURSUN ATMADAN ISTANBULU TERK ETTI.
.CANAKKALEDE YEDEKLERIN ARDINDAKI YEDEK OLDUGU HALDE , KENDI YAZDIRDIGI YALAN TARIHLE, SAHTE KAHRAMANLIKLARLA ZAVALLI NESILLERE ANAOKULUNDAN ITIBAREN ZORLA SEVDIRILEN YAHUDI PUT.
CANKAYA KOSKU MEYHANE VEYA KERHANE GIBIYDI.AYYAS TIKSIRINCAYA KADAR RAKI ICER. AHLAKSIZLIKDA DA SINIR TANIMAZDI. LATIFE HANIM VEDATIN ALTINCA GORUNCE BOSANMISTIR. ESCINSELDIR. AHLAKSIZLIKLARI ANCAK KORUMA KANUNUYLA KORUNABILEN DUNYADADAKI TEK YAHUDIDIR.KORUMA KANUNU DA YAHUDI Ernst Eduard Hirsch TARAFINDAN HAZIRLAMISTIR. GUYA PADISAHLIGI KALDIRDI...TEREKESINE BAKIVERIN: OLDUGUNDE ULKENIN EN ZENGINIYDI.HINDISTANDAN GELEN SAVAS YARDIMI ALTINLARA COKMUSTUR..(MECLIS KAYITLARINA BAKINIZ)PADISAHIN YAVERI CULSUZ BIR ASKERIN NASIL BANKASI OLABILIR! GEBERDIGINDE, DEVLET BUTCESI 200 MILYON KEN ,TEREKESINDE SAYISIZ TASINMAZIN YANINDA SADECE IS BANKASINDA 1,6 MILYON TL NAKIT BANKADA PARASI VARDIR.TOPLAM SERVETI 1O MILYON U ASMAKTADIR.
BIRI CUMHURIYET MI DEDI !! DIKTATORLUGUNU ILAN ETTI.OLENE KADAR TEK PARTI TEK ADAM OLARAK! DOLMABAHCE SARAYINDA GEBERDI. KIM MUHALEFET ETTIYSE OLDURTTU.BUGUNKU BUYUK SOSYAL PROBLEMLERIN TEK KAYNAGIDIR.
ISTIKLAL MAHKEMESI ADI ALTINDA GEZICI MAHKEME KURDU..HUKUKCU OLMAYAN 3 HAKIM(CELLAD)LA BINLERCE MASUM INSANI SAPKA VE KIYAFET KANUNUNA MUHALEFETTEN SABAH YARGILADI AKSAM ASTI.BU YAHUDI PICININ HALKA YAPTIGI ZULMU INGILIZ GAVURU YAPMADI.
YAHUDILERDEN KENDI ZENGIN GURUBUNU OLUSTURDU.BUGUN ONLAR "OLMASAYDIN OLMAZDIK" DIYOR.
ARDINDAN GELENLER SISTEMIN DEVAMI ICIN 20 TON ALTIN HARCAYARAK ISRAF YUNAN TAPINAGI ANITKABIR YAPTIRDI OKULLARA PUTUNU KOYDURDU..EZANA DINE IMANA SAYGI BILMEZLER BU DINSIZ IMANSIZA SAYGI DURUSU ADI ALTINDA TAPIYOR,,.,..
Vahdettin bir hayindir diyemiyorlar. Bunlarmı tarihçi😂😂😂
Sevgili günlük bugün tarih 1 Eylül 1921, binlerce vatan evladı Sakarya savaşında bu gece şehit düşerken ben 18 yaşındaki Nimet Nevzad hanım ile evlendim düğün yaptım, ama her şey vatan sevgisi için, kendim için bir şey istiyorsam namerdim, benim gönderdiğim Mustafa Kemal paşa kaburgaları kırık bir şekilde cephede, işte bakın ben kahramanım diye yazmıştır hatıralarında….😀
Reis Avrupada 100 yıl savaşları vardı iyiki o dönem yaşamamışsın yoksa savaştayız diyip evlenmezdin soyun kururdu
"Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
Murat Bardakçı kıvırırken, ilber Ortaylı böyle kıvıran dansöz görmedim deyip izlemesi
Düşünün ki bir kişinin söylediği şey daha o hayattayken çarpıntılıyor ve adam defalarca kendini anlatmaya çalışıyor. Biz bu yalancılık ile 100 yıl öncesini, 1000 yıl öncesini bize yazılanlardan okuyoruz (!)
Abdülhamid osmanlıda ilk yahudi mason okulu açan pislik. Abdülhamid Tarsus Amerikan koleji 1883 yılında açma izni verdi, Erdoğan müslümanlara dolar garantili faizi getiren ilk yahudi madalyalı, dolar garantili faizi bütün islam ülkelerine yayılıyor.
imza
Tarih dedikodudan ibaret söylentiler silsilesidir
@@Oldboy53 Tarih bir dedikodu değildir. Koyduğu doğru ama dediği yanlış
@@nazoleylo AYYAS, GAY, DIKTATOR...NUFUSTA ADINI (IBRANICE) KAMAL OLARAK DEGISTIRDI.SELANIK YAHUDISIDIR.
" bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.”BUNUNLA ACIKCA DINSIZ IMANSIZ OLDUGUNU ACIKLIYOR..DECCALDIR.
18 SENE EZANI YASAKLADI.INGILIZ AJANIDIR..
CAGDASLIK UYGARLIK GIBI LAFLAR...HEPSI BOS.. INGILIZLERIN EMRINDEYDI...ULKEYI DAHA IYI BIR YER YAPMA ,TEKNOLOJI VE SANAYI UMURUNDA DEGILDI . ILK ACTIGI FABRIKA RAKI FABRIKASIDIR. TUM YAPTIGI DEVRIMLER ISLAMI YOK ETMEK ICINDI.600 SENE DUNYANIN SUPER GUCU OLMUS ALEMI ISLAMIN LIDERI OSMANLIYI YERE SERMEK ONUN GOREVIYDI.CANAKKALE SAVASINDAN SONRA ISTANBULU ISGALA EDEN INGILIZLER KAMAL YONETIMI ELE GECIRINCE TEK KURSUN ATMADAN ISTANBULU TERK ETTI.
.CANAKKALEDE YEDEKLERIN ARDINDAKI YEDEK OLDUGU HALDE , KENDI YAZDIRDIGI YALAN TARIHLE, SAHTE KAHRAMANLIKLARLA ZAVALLI NESILLERE ANAOKULUNDAN ITIBAREN ZORLA SEVDIRILEN YAHUDI PUT.
CANKAYA KOSKU MEYHANE VEYA KERHANE GIBIYDI.AYYAS TIKSIRINCAYA KADAR RAKI ICER. AHLAKSIZLIKDA DA SINIR TANIMAZDI. LATIFE HANIM VEDATIN ALTINCA GORUNCE BOSANMISTIR. ESCINSELDIR. AHLAKSIZLIKLARI ANCAK KORUMA KANUNUYLA KORUNABILEN DUNYADADAKI TEK YAHUDIDIR.KORUMA KANUNU DA YAHUDI Ernst Eduard Hirsch TARAFINDAN HAZIRLAMISTIR. GUYA PADISAHLIGI KALDIRDI...TEREKESINE BAKIVERIN: OLDUGUNDE ULKENIN EN ZENGINIYDI.HINDISTANDAN GELEN SAVAS YARDIMI ALTINLARA COKMUSTUR..(MECLIS KAYITLARINA BAKINIZ)PADISAHIN YAVERI CULSUZ BIR ASKERIN NASIL BANKASI OLABILIR! GEBERDIGINDE, DEVLET BUTCESI 200 MILYON KEN ,TEREKESINDE SAYISIZ TASINMAZIN YANINDA SADECE IS BANKASINDA 1,6 MILYON TL NAKIT BANKADA PARASI VARDIR.TOPLAM SERVETI 1O MILYON U ASMAKTADIR.
BIRI CUMHURIYET MI DEDI !! DIKTATORLUGUNU ILAN ETTI.OLENE KADAR TEK PARTI TEK ADAM OLARAK! DOLMABAHCE SARAYINDA GEBERDI. KIM MUHALEFET ETTIYSE OLDURTTU.BUGUNKU BUYUK SOSYAL PROBLEMLERIN TEK KAYNAGIDIR.
ISTIKLAL MAHKEMESI ADI ALTINDA GEZICI MAHKEME KURDU..HUKUKCU OLMAYAN 3 HAKIM(CELLAD)LA BINLERCE MASUM INSANI SAPKA VE KIYAFET KANUNUNA MUHALEFETTEN SABAH YARGILADI AKSAM ASTI.BU YAHUDI PICININ HALKA YAPTIGI ZULMU INGILIZ GAVURU YAPMADI.
YAHUDILERDEN KENDI ZENGIN GURUBUNU OLUSTURDU.BUGUN ONLAR "OLMASAYDIN OLMAZDIK" DIYOR.
ARDINDAN GELENLER SISTEMIN DEVAMI ICIN 20 TON ALTIN HARCAYARAK ISRAF YUNAN TAPINAGI ANITKABIR YAPTIRDI OKULLARA PUTUNU KOYDURDU..EZANA DINE IMANA SAYGI BILMEZLER BU DINSIZ IMANSIZA SAYGI DURUSU ADI ALTINDA TAPIYOR,,.
Çok güzel. Olmuş. Çok teşekkür ederim
Sayin ILBER ORTAYLI'YI dinlemeye doyamiyoruz❤. Sayin Fatih Altayli kendisini daha cok davet etsin. Ancak, bu davet YALNIZCA ILBER ORTAYLIYA yapilsin. Tesekkurler Sn. Fatih Altayli.
Murat Bardakcı'sız datadı yarım kalıyor
13:09 ben manavmıyım😊helal olsun hocam.
Murat Bardakçı hocam o vakit her hafta TV de derslere devam. 2 ay sizden ders almazsak işte böyle olur. Eksik olmayın hatta TV de çok çok olun lütfen. Bu yaşadığınız sürece yapmanız gereken bir misyon ne yazık ki. Aman yorulmak bıkmak usanmak yok. Aksi halde cehalet 3 günde herşeyi çarpıtıyor.
yüzyıl önce hain yüzyıl sonra kahraman yüzyıl önce kahraman yüzyıl sonra hain başkada bişey yok doğrusunu Allah bilir.
Er yarın Hakk divanında belli olur. (Yunus Emre )
oncesinde de simdide haindir
M. Kemal: “Huzurdayken Izmir’in işgali karşısında “pek mahzun olan” kalbinizin “bu nokta-i necâta ait ilhamatı”nı, (yani ülkenin sizin öncülüğünüzde(Sultan Vahdettin) millî mukaddes bir kudretle kurtulacağına dair verdiğiniz ilhamları) şu an gibi hatırlıyorum. Sizin “ilkâ”nızdan, (yani Şemseddin Sami’nin “Kamus-i Türkî “sine bakılırsa, “benim fikrimi çelmenizden”) aldığım imanın azmiyle görevime devam ediyorum.”
“Bu sırada yüce şahsınız Boğaziçi’nde bulunan Ingiliz donanmasının saraya yönelik toplarını göstererek:
‘Görüyorsun’ dediniz.
‘Ben artık memleket ve milletin nasıl kurtarılması gerekeceği hususunda kararsızlığa düşüyorum.’
Ve ellerinizi kaldırarak ‘Inşallah millet akıllanır ve uyanır, bu üzücü durumdan hem kendini, hem de beni kurtarır’ buyurdunuz.”[16]
KAYNAK: TBMM Zabıt Ceridesi, Dönem 1, Cild 1, Içtima 2, sayfa 10. 24 Nisan 1920
Devam et.
Sonra?
@@cemasti4524 ne sorasi ln yrrm görmüyon mu
bunun arkasına 27 Nisan 1920 Fevzi çakmağın meclis konuşmasını koyaydin cuk diye yerine otururdu hersey
‘Inşallah millet akıllanır ve uyanır,...... bunu diyen kim? ingiliz gemileri namlusunu kendisine cevirene kadar saraydan cikmayan.. bunu diyen kim? isler yolundayken kullarim basi sikisnca milletim diyen.... bunu diyen kim? kendisini akilli milleti aptal gören.
Tüm suçu yetkileri elinden alınmış padişaha yıkmak zaten saçmalıktır.
Vahdettin İngilizlerin kuklası olacağına Türk milletine güvenip Türk ordusunun yanında olsaydı bugün kimse ona hain demezdi. Bu vatanda kalıp şerefiyle ölürdü biz de ona saygı duyardık.
Tarihini ogrende gellll
Demekki senin bilmediğin birşeyler biliyor adam, hain değil diyor. Kafadan yorum yapmayiniz
@@abdullahkilic985 hain derse müşteri kaybeder adam kitap yazıyor aptal mı? o kadar belge var onun yorumu okuyucuya bırakılıyor.
@erarce yahu tartışmaya girmemek için ve de hocalara saygımdan bu şekilde konuşmam sizleri yaniltmasin. Ancak önyargı ve büyük konuşmak bizim milletimizin en büyük hastaligidir. Bu Osmanlı hayranları içinde geçerli Atatürk hayranları içinde geçerli. Burası maalesef yeri değil. Uzun uzadıya anlatamam vaktim de yok. Ayrıca büyük konuşan insanları not almisimdir ve hepsi de o laflarını yemislerdir. O günleri tekrar yasamama ümidi ile hoşçakalın
Adam iç savaş çıkmasın diye gitti hala ne anlatıyorsun. Okullarda fazla propagandaya maruz kalmışsın
Atatürkün Samsuna gönderilmesi devlet operasyonu,son imzayı atan devletin bir numarası ama Atatürkü niye gönderildiğinden haberi yok.Çok inandırıcı,ikna edici.
Hatıratlardan demek ki böyle bir anlam çıkarıyor. Padişahın çaresiz olduğu belli. Bir padişah hem vatanı kurtarma görevi verip hem de ülkesini terk etmiş olamaz.
Vahdettin devletin bir numarası falan da değil. Devletin bir numarası olsa zaten bugün onu konuşuyor olurduk.
Çocuk güler ya👍
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar.Robert Gerwarth..BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK..
Bugün en ufak bir kurumda bile patron birisini bir yere gönderecek te, gönderilenin haberi olmayacak. Sultan Vahdettin bir sürü imza ile Atatürk'ü Samsun'a göreve gönderecek, emrine gemi tahsis edecek, gönderilen de hem gemiyi kullacak, hem gidecek, hem de haberi olmayacak. Sizinki hepten inandırıcı, ikna edici. Allah akıl, fikir versin.
@@irfanalan4411 padişahın Atatürk'ü görevlendirmesi ile Atatürk ve diğer askerlerin farklı bir düşünce içinde olması başka şeyler. Memleket için yapabilecek bir şeyi kalmayan padişahın memleketin kurtarılması için görevlendirme yaptığını düşünmeniz gerçekten komik. Hem de İngiliz gemisi ile ulkesini terkeden bir padişah.
Ahmet anapali cok iyi anlatiyor bu konuyu
İngiliz gemisine binip canımı kurtarmaktansa, kafama sıkar giderdim hain olması için o gemiye adım atması yeterlidir!
Atatürkte ingilizlerle görüşmüştür hainmi oldu şimdi ?
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar.Robert Gerwarth..BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK..
Önce Allaha sonra İngilize güvendim, der Vahidettün. Osmanlı hanedanı zaten soyu sopu karışmış, diğer kraliyet ailelerine benzemiştir. Boşuna Osmanlı için Romanın devamı demiyorlar. Bir Türk boyu olarak geldikleri Anadolu'da imparatorlaşıp Bizanslaşmışlardır, saraylarına tek bir Türk kızı sokmayarak soylarını Türklükten tamamen arındırmışlardır. Bugünkü Osmanlı hanedanından sağ kalanların fotoğraflarına baktığınızda hiçbirinin Türk'e benzemediğini görürsünüz. Hala şu şirk hanedanını, kendilerini Allah'ın gölgesiyle eş tutanları savunan müşrik, putperest alçak yığını var. Bu müşrik et yığınları olduğu sürece bu dünyada kralların, kraliçelerin, sultanların, tağutların egemenliği son bulmaz.
Teşekkür ederim🙏
Hain degil dedi yani kurt koyunu çalmış yemiş onun gibi bişey demeye çalıştı heralde
Zavallı dedi....
Ikısıde haın dıyemıyor
Vahdettın Yanliş yapmıs …
Canını kurtarmak için kaçmıs savunmaya bakın.
Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal Atatürk. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
Sunucu ikide bir Padişah kurtarıcı olarak göndermedi degil mi diyor. Resmi formalite içinde yazı ile müfettiş olarak gönderilmesi bir kılıftır. Ancak sözlü olarak kurtuluş harekatı misyonu hatırlatılarak gönderilmiştir.
Şu ilkokul tarihi bilgisi olanlar, bu insanları hiç dinlemiyor mu? Hadi okumuyorlar, bari merak edip dinleselerde bişeyler öğrenseler…
Anlamazlar tabiki de istisnalar kaideyi bozmaz ama ilkokul mezunu diyosun adam sadece kahvehane veya atıyorum elinde kanıtı olmadan konuşan insanlarla muhatap oluyor o yüzden halk cahil kalıyor kulaktan duyma bilgilerle insanların beynini çürüttüler...
Müfettiş değilde ne olarak gönderseydi peki açık açık yazsamıydı ne için gönderdiğini ?
Doğru dürüst dinleyip anlamadan yorum yazmışsın. Sorunun cevabı videoda zaten var, anlayabilene...
@@huntertube7890 videoda hiçbirşeyin cevabı yok lafı dolandırıyor oda biliyorki Vahdettin Mustafa Kemal’i git vatanı kurtar diye Samsun’a yolladı ama söyleyemiyor
@@cihantas1808 Vatanı değil "devleti" kurtar diye gönderiyor. Devleti kurtarmaktan kastı Milli Mücadeleyi bastırmak ve kendi saltanatını kurtarmak. Yoksa Anadolu'da direniş örgütlenip düşmanın kovulması filan değil. Aradaki farkı anlamak lazım.
@@cihantas1808 😄😄😄😄
Ataturke laf edenler utansin
Bizde saf değiliz. 15:39
Aferin Murat hoca sendende bunu beklerdim...en azından tarafsız olabiliyorsun...Atatürke çamur atmıyorsun
Bu devlet operasyonunu anlamadım vallahi... Tekrar tekrar izledim ama anlayamadığım... Ben de dedim ki o zaman olsa olsa bu "Devlet operasyonu Fevzi Çakmak Paşa, Cevat Paşa ve Mustafa Kemal Paşa" dır. zaten sizin hatırat tarihçiliğinizde Vahdettin'in ben göndermedim, sadece önüme konulan belgeyi onayladım dediğini de kabul ediyorsunuz.
Adamın ne dediğini dinleyin. Kendi istediğinizi söylemiyor diye yaftalamayın.tarih konusunda çok iddialıysanız, çıkın karşısına görsün millet boyunuzu
💯
Şu ekranda gördüklerine sen tarihçi mi diyorsun? Holding medyasının, kodaman sınıfının şişirdiği balonlardır bunlar. Hele Bardakçı'nın tarih bilgisi, Necip Fazıl Kısakürek'in tarih bilgisinden bile geridedir. Bir insan sırf Osmanlıca abecesine ve arşivlerine hakim diye büyük tarihçi olamaz. Tarih bir bilimdir, metotları vardır; her şeyden evvel ciddiyet ister. Vahdettin'in Milli Mücadeleyi başlatmak için 5 sandık altın yolladığı, İngilizleri aldatmak için tahtında oturduğu hikayeleri Aytunç Altındal, NFK, Kadir Mısıroğlu, Nihal Atsız, H.H.Ceylan, gibi saptırıcılar tarafından yıllarca üfürüldü durdu. Ben demiyorum ki illa gidin Sinan Meydan, Uğur Dündar, Yılmaz Özdil gibi burjuva kemalistlerinin para kazanma araçlarını hatmedin! Ama bunları da ciddiye almayın. Atatürk üzerinden milyon kazanan ile tarih saptırıcılığı ile milyon kazanan şarlatanları bir tutun; onları birbirleriyle kıyaslamayın.
@@BLADE31620707 kim tarihçi ver bakalım isim zira çok bilgili gibisinn
Bu meseleye dair üstad Kadir Mısıroğlu 'nun (r.h) vesaik ile müdellel kitapları hususiyetle internette ziyadesi ile sohbetleri mevcut.
r.h. peygamberimizin ilk dört halife ve sahabelerinede kullanililir kardes
Bu arada
@@I.A32
Onlara radiyallahu anh denir
Diğer İslam için katkısı olan merhumlara rahnetulahu aleyh denir .
Yanlışlık yok selmetle.
Nutuk da herşey yazılı, kimseye lazım dil.
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK..
Sende bir damla Türk kanın olmadı beli !
Bir gün gelir ve senin gibiler gene
İngiltere kaçar. Alışkanlık yapıyormuş!!!
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Taraflı bir kaynak çünkü herkes kendi anılarını kendi lehine yazar.Ayrica o kadar guveniyorsa neden Kazım Karabekir in anılarını yaktirdi?
@@swann3814 kazım karabekir ruh çağırdığını sana bir adam.. Vizyonu belli vatansever bir insan ama vizyonu düşük...
@@Khaganate1919 Tabi bir de çevresindeki herkesin imajını lekelemiş bir şekilde biri ruh çağırıyor biri gerici. Tek adam olma hırsı bir şey diyemem ama doğru değil. Çevresindekilere pek az pay vermek istiyor zaferden.
Sayın,, tarihçi ve yazar Profesör doktor
İlber ORTAYLI sizi çok seviyoruz.
İlber Ortaylı hocadan sonra Türkiye'nin en iyi tarihçisi Murat Bardakçı'dır. Muazzam tarafsız bir insan. Neyse onu söylüyor. İsterse Atatürkçüsü isterse Osmanlıcısı rahatsız olsun çekinmiyor. Tebrik ve teşekkür ederim kendi adıma.
Esasında tarihçi değildir. Araştırmacı - gazeticidir. Ama dediğiniz gib çok iyidir.
@@berkayozturk2463 bence kendisine o sıfatı secmesi yanlış ya mükemmel bir tarihçi işte İlber hocada söylüyordu bu sıfatı seçmesinin kendisi için yanlış olduğunu
@erarce öncelikle Halil İnalcık zaten bir numaradır ben aktif olanlar içerisinde söyledim Murat Bardakçıyı çok severim çünkü bir kesime yalakalık yapacağım diye yanlışları söylemekten kaçırmıyor
ekonomı mezunu galanda deyil.20 senedir ataturku vahdettın anadolu ya gonderdı yalanı gıbı o yalanıda
vahdetin haindirr atamın nutkuunda bizatt kendii yazısıı var noktta...........
Sonuç olarak Osmanlı’da bizim Türkiye cumhuriyeti de bizim . Osmanlı misyonunu tamamladı gitti inşallah Türkyenin ömrü güzel olur büyük zaferler Hizmetler yapar
Sultan Vahdettin: "...Facialara kalkan olamadım ise de; siper sâika (paratoner) vazifesi gördüm... Bütün musibetleri üzerime çektim. Kendimi feda ederek vatanı kurtarmaya çalıştım. Dinine, devletine, vatanıma ve milletine hıyanet edenlerin aziz Allah'ın kahreden kudretli gücüne hedef olması için yakarıyorum..." (Murat Bardakçı, Şahbaba, İnkılâp Kitabevi, 5. Basım)
Bardakci lafi kivirmaktan arastirmaci dansozluge gecmis. Vahdettin denen mahluk, Ingiliz gemisi ile kuyrugunu bacaginin arasina almis, kacmadan once vatani kurtarmak isteyen insanlar icin olum vermani vermis. Isgal altindaki Osmanli nin kalan hukmu topu topu bir Istanbul caddesinde kalmis. Bardakci bir de Vahdettin mahluku su bu degil diyor. Tartismasiz BAS HAIN, nokta.
Onun için savastayken reşit olmayan kadınla şatafatlı evlendi. Allah'tan sonra İngilizlere güveniyorum diyen kimdi. İyi Atatürk vardı.
Bu üç deyyusun anlattıklarına inanmayın.
Bunlar rüzgar nereden eserse oraya konuşurlar.
Eğer ülkenin %60'ı hatta %70'i Atatürkü sevmiyorsa bu işte bir iş vardır!
Neden başka isim tartışılmıyorda, sadece İnönü ile Kamal problem?
Yani, bir düşünün!
O yüzden mi millet sakarya meydan Muharebesi'nde can verirken vahdettin kendinden 43 yaş küçük kızla yıldız sarayında düğün yapıyor.. Vahdettin'in İtalya'da yaşadığı eve bakın.. Adam tamamen kişisel konforunu düşünen bir zavallıydı
Adamı nerdeyse masum göstreceksiniz anadoluda ayaklanmaların arkasında ki adam İngilizlere yazılı imzalı teminat vermiş ama İngiliz gemisine binip kaçması tek hatasiymis size ancak gülünür🤣🤣🤣
Hocam sen adamsın ister Atatürk olsun Vahdettin olsun eğri varsa doğrusu varsa taraf tutmadan doğru söyleyen adamsın
Bu vatanın evlatları savaştayken, sakarya meydan muharebesi olurken ve vatan evlatlari orda can verirken, yıldız sarayında 16 lık kızla düğün yapmak ne demek?
Bos yapma cocuk ya eksiden inciden gelme buraya cocuk
@@dfggff8035 babannende önümde aynı senin gibi böğürüyordu makarna kafa..
Canı çekmiş, n'aapsın? 😆😆😆😆😆😆
İlk defa Merhum 60’larda B.Ecevit, Vahidettinin, Kurtuluş savaşını başlatmak için M.Kemal’ı gönderdiği söylemiştir.
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK...,
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir.
Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor.
Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır.
Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim..
Makalenin Türkçe çevirisi:
Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti.
Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu.
Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi.
Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu.
Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu:
“… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu.
Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu.
Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım.
Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
@@darbelimatkapdarbelimatkap5634 Şu masalı her yere yazmışsın masalcı teyze 😄😄😄😄
"Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
Saçmalıyorsunuz
Murat hoca yine de üzeri kapalı konuşmuş bariz fark ediliyor.
Herşey ulu orta konuşulmaz adamın söylediği ve söylemediği bir durum varsa söylersin yoksa kaşini bükmüş yan bakmış bunda bir iş var demekle olmuyor
Bi kere cüret edemedi
Mantıken düşünsene Reis-i Cumhur ve hilafet makamı etrafı istihbaren sarılmış gerilla operasyonu ile kurtulanacağı aşikar (Nutuk'tan ve resmi yanlı batı tandanslı kaynaklardan kafayı kaldırtmayan bi at gözlüğü)
Tam yetkili Kurmay Albay statüsünde görevlendiriyorsun ordu müfettişi olarak yani meşaleyi yak demek bu gittiği yerlerde "hilafet ve saltanatı temin ve sıhhati" şeklinde beyanatta bulunuyor Gazi Paşa
Sonrasında da gözden çıkarıyorsun Hürriyet'e mani keyfemayeşa Sultan'dır" tozunu kaldırınca Vahideddin'e emniyet sağlanmayınca ülkeyi terke mecbur etmiş oluyorsun
Vahideddin hatıratında
"Biz beceriksiz olabiliriz gaflet te etmiş olabiliriz lâkin hainlik asla tiyniyetimizde yoktur ve olmamıştır da"şeklinde Mustafa Kemal'e kırgınlığını belirtmiştir
tvnette gordum benzer bi videoyu, bi kismini kesip kullanmislardi, iyidir kotudur demiyorum ama var boyle seyler. Ayni videoda konusan arkadas VAhdettinin baslattigini dusunuyormus
Tarihin arka odası çok değerli bir programdı ve Sayın Bardakçı bu konuyu o zamandan beri bu şekilde açıklamıştır. Önyargısız, tarihi gerçekler ve Atatürk sevgisiyle, bilinciyle dinleyelim.
Abdülhamid osmanlıda ilk yahudi mason okulu açan pislik. Abdülhamid Tarsus Amerikan koleji 1883 yılında açma izni verdi, Erdoğan müslümanlara dolar garantili faizi getiren ilk yahudi madalyalı, dolar garantili faizi bütün islam ülkelerine yayılıyor.
atatürk sevgisi falan yok sadece tarafsız ve gerçekler
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar. Robert Gerwart..BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK...,
@@darbelimatkapdarbelimatkap5634 Abdülhamid Osmanlıya faizi getiren ilk sahte Halife islamiyeti sattı Osmanlı’yı batırdı.
Atatürk sevgilisiyle dinleyelim ne demek ? Önyargısız okusan, gerçekleri bilsen Ata demezsin ona zaten
Bir haftadır Mustafa Kemal'i Vahdettin kurtarmak üzere yolladı diye temize çıkarmak için referans kullananların hepsi patladı :)
Sultan Vahdettin kirli değildiki temize çıksın, pis olan sizin zihniyetiniz.
@@cenkakhisar6351 Siz kimsiniz biz kimiz ?
İngiliz gemisi ile gitmiştir ama, diye cümleyi kurduğunuzda “ama” dan sonrası net olmadığınızın göstergesidir.
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK..
@Emir Yıldız ingilizler 100 yillik planla calisir...1839 sultan Abdulazize azinliklari askeri okullara kabul etmesi icin baski yapti..yani osmanli devsirme muessessini tersine cevirdi...azinliklar orduya girdiler...selanik yahudi sehriydi...iitihat terakki orada yahudilerce kuruldu....bu yahudi ekip adim adim osmanliyi icerden cokertti...
"Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
cumhuriyet gazetesinin safsatısına itiraz edilirken fatih altaylı durmadan söz kesiyor.
Murat Bardakçı ve Fatih Altaylı bir dönem yalpalamanın telafisi kolay olmuyor ne yazık ki. Atalar:" Yapan kurtulmuş ama söyleyen kurtulamamış." demiş.
Nasıl söylemedin hocam şahbaba'da belgeler ile vermiştiniz
ALLAHIM DEVLETİMİZİ MİLLETİMİZİ KORUSUN
Herşeyin altına alakasz şeyler yazmayın ya.
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir.
Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor.
Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır.
Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim..
Makalenin Türkçe çevirisi:
Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti.
Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu.
Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi.
Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu.
Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu:
“… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu.
Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu.
Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım.
Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.,.
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK...,
Mason dedenin torunu Murat Bardakçı'dan kıvırmalar! Vahdettin göndermemişmiş ama 9.Ordu müfettişi olarak göndermiş. Devletin başı Sultan Vahdettin değil mi? Sultan Vahdettin imza vermese Kamâl sınırsız padişah fermanı altın para silah araba asker ve subaydan oluşan 48 kişiyle ve İngiliz istihbarat subayı J.G.Bennet'in verdiği ingiliz vizesiyle gönderildiği Samsun'a asla hareket edemezdi.
Ey Murat Bardakçı! İngiliz baskısıyla alınmış fetva hakkında Kamâl'ın neler söylediğini de söyle! Kamâl Samsun'dan Erzurum'dan çektiği telgraflarda güya kendisi hakkında idam ferman çıkartmış Vahdettin ve Saltanat için Cenab-ı Vâcibul Ağmal hazretlerinden niyâzım odur ki diyerek bir Alim Ulema şeriatçı gibi niye dua etsin?
Kamâl Ankara'da Hacı Bayram Veli camisinden tekbirlerle salavatlarla sağına soluna hacı hocayı alarak açtığı mecliste 24 Nisan 1920 günü meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada gayelerinin din-i islâm'ı hilafeti saltanatı vatanı kurtarmak olduğunu niye söylesin?
Güya vatan kurtaran Kamâl'a ve yanındakilere Samsun'daki ingiliz binbaşı Salter yüzbaşı Hurst, Erzurum'daki İngiliz Albay Rawlinson, Ankara'daki İngiliz yüzbaşı Whittall Fransız yüzbaşı Boissier emrindeki silahlı birliklerle niye müdahale etmediler? Fransızlar işgal ettikleri ilk meclis binası Kamâl Ankara'ya geldikten sonra işgali sonlandırıp binayı Kamâl'a niye verdiler? Yoksa alternatif devlet kurdurularak yüzyıllarca Hristiyan batı dünyasına kafa tutup bela olmuş islâm'ın müslümanların hamiliğini yapmış, devlet sistemini İslâmî temellere oturtmuş, üç kıtaya şan şeref nam salıp adaletle hükmetmiş bir Ecdad'dan kurtulup, laik seküler dînsiz temelllere dayalı İslâm müslüman mukaddesat düşmanı devlet sisteminin temelleri mi atılmıştır?
Velhasıl Kamâl, İstanbul'dan hareket etmeden bir gün önce Vahdettin'e verdiği sözleri yeminleri unutup ingilizlerin değirmenine su taşımıştır. 1923'den sonra yani türlü entrikalara tehditlere gücü kuvveti yetkiyi ipleri eline tam olarak aldıktan sonra gerçek yüzünü göstermiştir. Osmanlının posta telgraf araba silah mühimmat subay asker vs. her türlü imkanını kullanıp da 1 Kasım 1922'de meclisteki mebusları "Muhtemel bazı kafalar kesilecektir" diyerek tehditle Saltanatı kaldırıp 623 yıllık Osmanlı'yı yıkmanın adını sen koy kardeş. Hiçbir tarih kitabında Osmanlıyı ingilizler Fransızlar İtalyanlar Ruslar vs.yıktı diye yazmaz.
Hem bize vatan kurtardı diye yutturulan Kamâl, Fransızlarla İtalyanlarla Ruslarla ve 1918-23 arası 5 yıl kaldıkları İstanbul'dan bizim kandırdıkları Yunan'la dalaşmamızı seyredip istedikleri düzeni kurduktan sonra Ekim 1923'de ülkeyi törenlerle veda partileriyle terk eden İngilizlerle nerde ne zaman hangi savaşı yapmıştır da vatanı kurtarmıştır? 1914-18 arası 4 yıl boyunca yüzbinlerce kişilik ordularıyla Osmanlı üzerine yürüyen İngilizler, 1918-23 arası 5 yıl kaldıkları İstanbul'dan Ankara'ya Kamâl'ın üzerine niye yürümediler? Bu ingilizler İstanbul'a turistik gezi yapmaya mı geldiler?
Bugün Akdeniz'de başımızı ağrıtan Antalya'ya 2 km, Yunanistan'a ise 580 km uzaktaki Meis adasını bile güya denize dökülen Yunan'a verenler vatan kurtarmış olabilir mi? Asla!
@@malkocoglu4770 Oğlum siz işinize gelmeyen herkese niye mason, yahudi terörist hain damgası yapıştırıyorsunuz. İngilzilerin baskısıyla İdam fermanı çıkartmışlar diyorsun sende. Koskoca Osmanlı, İngilizlerin köpeği maskarası olmuş kendin itiraf ediyorsun. İngilizin sözüyle ferman çıkaran devletin beyin ölümü çoktan gerçekleşmiş zaten. Sen söyledin ben değil :). Dünyada herkes yanlış söylüyor. Bütün Türk doçent tarihçiler yalancı. Alman yalancı. Fransız yalancı. Bütün dünya arşivleri yalancı. Anadolu da yaşayan bütün gün kahvehanede batak oynayan Seyfettin dayı biliyor herşeyi. Ona göre yalan yazan tarih utanacakmış ahahahha. Ulan Türklerin 450 sene sonra ilk defa kazandığı meydan muharebesini yalanlayabilirmisin. Sakarya Meydan Muharebesi. Çok şehit verildiği için Subay Savaşı da denir. Mustafa Kemal nasıl kazandı o savaşı. Hattı müdafa yoktur Sathı müdafa var o satıh bütün vatandır ne demek? Nereden bileceksin :). Polatlıya kadar inen işgalcileri inkar edebiliyorsan et. İzmirin Kurtuluşunu inkar edebiliyorsan et. 3 gün önce Yunan Başbakanı açıklama yaptı 100 yıl önce ağır bir trajedi yaşadk anadoluda ki hakimiyetimiz bitti dedi. Yunanlılarla ayn saftasınız. Sizler Vatan haini ve korkaksınız. Hep böyle sahte hesaplardan yazarsınız. Düşmanınızı yenmek istiyorsanız onun gibi cesur olmak zorundasınız. Aksi takdir de yenemezssiniz Mustafa Kemali..Kaç tane savaştan geçtik sizim kadar hain değillerdi
Devlet operasyonu ise, devletin başı da Vahdettin. Vazifesi orduların dağilmasını önlemekdi.
Devlet bir padişah tan mi oluşuyor...bir vatan hain i kahraman yapmak için bir yerinizi yirtacaksiniz
27 Nisan 1920 Fevzi çakmak meclis konusmasi
Vahdettin sadece kağıt üstünde devletin başıydı, alınan kararlarda hiçbir etkisi yoktu.
Daha nasıl elden gidecekse İstanbul...
Ilber hoca ve murat hocanın sözlerinin altına imza atarım
Her ikiside birbirini göndermişler diyelim de olay bitsin.
Sahbaba mukemmmel bir kitap okumayan varsa kesin likle okusun ....dayatama degil gercek tarih...
Murat Bardakçı iyi bir tarihçi .
Sonradan haddine dusmiyen Inan varislerinin de elestirisine hatta davasina neden olan ve tamamini okuttamadigi halde tv programin da yorum yapan Muhterem pasayi ataislikle itham ettigi, yayiinlarin tam aksisi oldugu, ispatlandigin da U donusunu istiklal mahkelmeleri olayina cekerek degistiren bir gidis gelisler otesindeydi cepler zaten doluydu vesaire "Millet tarafından, millet adına, devleti idareye yetkili kılınanlar için, gerektiği zaman millete hesap vermek mecburiyeti, lâubalilik ve keyfî hareketle uzlaşamaz." (1930
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar...BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK...,
Kesinlikle kiymetini bilmek lazım...Dünyada bile onun gibisi az bulunur
@@pabloescobar5371 Maaşın kaç? Bu yorum bedavaya yazılmaz çünkü. Dünyada azmış, ne değerli adammış bu! Vay canına...
@@pabloescobar5371 "Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik… Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi gerektir.” Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim…” Mustafa Kemal. Kaynak : Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.
Sayın Murat Bardakçı geri vites yapmak zorunda bırakıldı! Murat bardakçı gibi bir insan geri vites yapmamalı
Korkmasın, tarihe geçsin ama o çapta insan nerede? Günübirlik adamlar
vahdetin haindirr atamın nutkuunda bizatt kendii yazısıı var noktta...........
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir.
Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor.
Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır.
Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim..
Makalenin Türkçe çevirisi:
Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti.
Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu.
Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi.
Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu.
Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu:
“… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu.
Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu.
Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım.
Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
Adam anlatıyor ama anlamak istemeyen anlamıyor tabii ki.
kadir mısıroglu hepsinize hodri meydan dedi babalar neden cık demedınız .D.dd::Dd:d:d..d.dDD:d:
Diyemezler adam belgelerle konuşuyordu. Karşısına çıkan hiç bir kemalist onu yalanlayamadı.
"İsrail istihbarat için cinleri kullanıyor" diyen bir meczubu ancak kendisi gibi meczuplar ciddiye alır.
@@huntertube7890 hep böyle diyip kivircaksiniz demi? 🤣
@@muhammetugur5128 Ben de sana akıl hastanesinden bir şizofren getireyim, derdini ona anlat. 😆😆😆😆
Hahaha kıvırın bakalım nerye kadar
Eveleyip gevelemeye gerek yok Murat efendi;Vahdettin devletin başıdır ve M Kemal İle iyi niyetle bu hareketi başlatmıştır
İzmir içinde kullanmış kahraman ,kıvırmasınlar
Gerçek bilgilerini verdiğiniz icin teşekkürler
Evelemeye gevelemeye gerek yok dahi Atatürk çok zor birsey,i imkansızı gerçekleştirmiştir Allah ondan ve tüm silah arkadaşlarından razı olsun yattıkları yer cennet olsun.
Ben eski yazımızı neden okuyamıyorum Tarihimizi nasıl öğrenecem böylebir başka millet varmı
Çünkü tembel bir asalaksın
Ögrenemessin zeka oranın çokaz
Murat Bardakçı: "Ben tarihçi değilim" dedikçe; hala ısrarla habertürk olarak "tarihçi-yazar" yazıp millete yanlış lanse ediyorsunuz. "Araştırmacı-gazeteci" veya "gazeteci-yazar" yazmak bu kadar mı zor!
Adamı öyle bir yönlendiriyor ki, Fatih Altaylı nın söylediğini onaylayan bir konuşma yapmaktan başka çaresi kalmıyor...
Al kitabını oku adamın. Boş konuşma.
Tarihi nerede efendim ne anlatıyorsunuz
HOCAM BU ÜLKEDE YETİŞMİŞ TARAFSIZ EN BÜYÜK TARİHÇİSİNİZ ALLAH SİZE UZUN ÖMÜRLER VERSİN
AYYAS, GAY, DIKTATOR...NUFUSTA ADINI (IBRANICE) KAMAL OLARAK DEGISTIRDI.SELANIK YAHUDISIDIR.
"Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.”BUNUNLA ACIKCA DINSIZ IMANSIZ OLDUGUNU ACIKLIYOR..DECCALDIR.
18 SENE EZANI YASAKLADI.INGILIZ AJANIDIR..
CAGDASLIK UYGARLIK GIBI LAFLAR...HEPSI BOS.. INGILIZLERIN EMRINDEYDI...ULKEYI DAHA IYI BIR YER YAPMA ,TEKNOLOJI VE SANAYI UMURUNDA DEGILDI . ILK ACTIGI FABRIKA RAKI FABRIKASIDIR. TUM YAPTIGI DEVRIMLER ISLAMI YOK ETMEK ICINDI.600 SENE DUNYANIN SUPER GUCU OLMUS ALEMI ISLAMIN LIDERI OSMANLIYI YERE SERMEK ONUN GOREVIYDI.CANAKKALE SAVASINDAN SONRA ISTANBULU ISGALA EDEN INGILIZLER KAMAL YONETIMI ELE GECIRINCE TEK KURSUN ATMADAN ISTANBULU TERK ETTI.
.CANAKKALEDE YEDEKLERIN ARDINDAKI YEDEK OLDUGU HALDE , KENDI YAZDIRDIGI YALAN TARIHLE, SAHTE KAHRAMANLIKLARLA ZAVALLI NESILLERE ANAOKULUNDAN ITIBAREN ZORLA SEVDIRILEN YAHUDI PUT.
CANKAYA KOSKU MEYHANE VEYA KERHANE GIBIYDI.AYYAS TIKSIRINCAYA KADAR RAKI ICER. AHLAKSIZLIKDA DA SINIR TANIMAZDI. LATIFE HANIM VEDATIN ALTINCA GORUNCE BOSANMISTIR. ESCINSELDIR. AHLAKSIZLIKLARI ANCAK KORUMA KANUNUYLA KORUNABILEN DUNYADADAKI TEK YAHUDIDIR.KORUMA KANUNU DA YAHUDI Ernst Eduard Hirsch TARAFINDAN HAZIRLAMISTIR. GUYA PADISAHLIGI KALDIRDI...TEREKESINE BAKIVERIN: OLDUGUNDE ULKENIN EN ZENGINIYDI.HINDISTANDAN GELEN SAVAS YARDIMI ALTINLARA COKMUSTUR..(MECLIS KAYITLARINA BAKINIZ)PADISAHIN YAVERI CULSUZ BIR ASKERIN NASIL BANKASI OLABILIR! GEBERDIGINDE, DEVLET BUTCESI 200 MILYON KEN ,TEREKESINDE SAYISIZ TASINMAZIN YANINDA SADECE IS BANKASINDA 1,6 MILYON TL NAKIT BANKADA PARASI VARDIR.TOPLAM SERVETI 1O MILYON U ASMAKTADIR.
BIRI CUMHURIYET MI DEDI !! DIKTATORLUGUNU ILAN ETTI.OLENE KADAR TEK PARTI TEK ADAM OLARAK! DOLMABAHCE SARAYINDA GEBERDI. KIM MUHALEFET ETTIYSE OLDURTTU.BUGUNKU BUYUK SOSYAL PROBLEMLERIN TEK KAYNAGIDIR.
ISTIKLAL MAHKEMESI ADI ALTINDA GEZICI MAHKEME KURDU..HUKUKCU OLMAYAN 3 HAKIM(CELLAD)LA BINLERCE MASUM INSANI SAPKA VE KIYAFET KANUNUNA MUHALEFETTEN SABAH YARGILADI AKSAM ASTI.BU YAHUDI PICININ HALKA YAPTIGI ZULMU INGILIZ GAVURU YAPMADI.
YAHUDILERDEN KENDI ZENGIN GURUBUNU OLUSTURDU.BUGUN ONLAR "OLMASAYDIN OLMAZDIK" DIYOR.
ARDINDAN GELENLER SISTEMIN DEVAMI ICIN 20 TON ALTIN HARCAYARAK ISRAF YUNAN TAPINAGI ANITKABIR YAPTIRDI OKULLARA PUTUNU KOYDURDU..EZANA DINE IMANA SAYGI BILMEZLER BU DINSIZ IMANSIZA SAYGI DURUSU ADI ALTINDA TAPIYOR,,.,.
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir.
Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor.
Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır.
Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim..
Makalenin Türkçe çevirisi:
Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti.
Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu.
Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi.
Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu.
Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu:
“… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu.
Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu.
Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım.
Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
Mason dedenin torunu Murat Bardakçı'dan kıvırmalar! Vahdettin göndermemişmiş ama 9.Ordu müfettişi olarak göndermiş. Devletin başı Sultan Vahdettin değil mi? Sultan Vahdettin imza vermese Kamâl sınırsız padişah fermanı altın para silah araba asker ve subaydan oluşan 48 kişiyle ve İngiliz istihbarat subayı J.G.Bennet'in verdiği ingiliz vizesiyle gönderildiği Samsun'a asla hareket edemezdi.
Ey Murat Bardakçı! İngiliz baskısıyla alınmış fetva hakkında Kamâl'ın neler söylediğini de söyle! Kamâl Samsun'dan Erzurum'dan çektiği telgraflarda güya kendisi hakkında idam ferman çıkartmış Vahdettin ve Saltanat için Cenab-ı Vâcibul Ağmal hazretlerinden niyâzım odur ki diyerek bir Alim Ulema şeriatçı gibi niye dua etsin?
Kamâl Ankara'da Hacı Bayram Veli camisinden tekbirlerle salavatlarla sağına soluna hacı hocayı alarak açtığı mecliste 24 Nisan 1920 günü meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada gayelerinin din-i islâm'ı hilafeti saltanatı vatanı kurtarmak olduğunu niye söylesin?
Güya vatan kurtaran Kamâl'a ve yanındakilere Samsun'daki ingiliz binbaşı Salter yüzbaşı Hurst, Erzurum'daki İngiliz Albay Rawlinson, Ankara'daki İngiliz yüzbaşı Whittall Fransız yüzbaşı Boissier emrindeki silahlı birliklerle niye müdahale etmediler? Fransızlar işgal ettikleri ilk meclis binası Kamâl Ankara'ya geldikten sonra işgali sonlandırıp binayı Kamâl'a niye verdiler? Yoksa alternatif devlet kurdurularak yüzyıllarca Hristiyan batı dünyasına kafa tutup bela olmuş islâm'ın müslümanların hamiliğini yapmış, devlet sistemini İslâmî temellere oturtmuş, üç kıtaya şan şeref nam salıp adaletle hükmetmiş bir Ecdad'dan kurtulup, laik seküler dînsiz temelllere dayalı İslâm müslüman mukaddesat düşmanı devlet sisteminin temelleri mi atılmıştır?
Velhasıl Kamâl, İstanbul'dan hareket etmeden bir gün önce Vahdettin'e verdiği sözleri yeminleri unutup ingilizlerin değirmenine su taşımıştır. 1923'den sonra yani türlü entrikalara tehditlere gücü kuvveti yetkiyi ipleri eline tam olarak aldıktan sonra gerçek yüzünü göstermiştir. Osmanlının posta telgraf araba silah mühimmat subay asker vs. her türlü imkanını kullanıp da 1 Kasım 1922'de meclisteki mebusları "Muhtemel bazı kafalar kesilecektir" diyerek tehditle Saltanatı kaldırıp 623 yıllık Osmanlı'yı yıkmanın adını sen koy kardeş. Hiçbir tarih kitabında Osmanlıyı ingilizler Fransızlar İtalyanlar Ruslar vs.yıktı diye yazmaz.
Hem bize vatan kurtardı diye yutturulan Kamâl, Fransızlarla İtalyanlarla Ruslarla ve 1918-23 arası 5 yıl kaldıkları İstanbul'dan bizim kandırdıkları Yunan'la dalaşmamızı seyredip istedikleri düzeni kurduktan sonra Ekim 1923'de ülkeyi törenlerle veda partileriyle terk eden İngilizlerle nerde ne zaman hangi savaşı yapmıştır da vatanı kurtarmıştır? 1914-18 arası 4 yıl boyunca yüzbinlerce kişilik ordularıyla Osmanlı üzerine yürüyen İngilizler, 1918-23 arası 5 yıl kaldıkları İstanbul'dan Ankara'ya Kamâl'ın üzerine niye yürümediler? Bu ingilizler İstanbul'a turistik gezi yapmaya mı geldiler?
Bugün Akdeniz'de başımızı ağrıtan Antalya'ya 2 km, Yunanistan'a ise 580 km uzaktaki Meis adasını bile güya denize dökülen Yunan'a verenler vatan kurtarmış olabilir mi? Asla!
Tarafsız? Adam doğrudan saraya bağlı! Başşak mı geçiyorsun, yoksa kafan mı güzel? Bardakçı denilen kripto daha iki gün önce Erdoğan'ın adamıyla çöktükleri yalıları gezdi. Kripto Bardakçı'nın yanındaki Dilber de yılların Fethullahçısı. Tüm kitapları Gülen cemaatine bağlı Timaş'tan basılmıştır. Siz ne gazel okuyorsunuz! Bu yorumları okuyan saf insanlar bu alçak adamları da bir şey zanneder.
@@darbelimatkapdarbelimatkap5634 Martin gilbert ingiliz gizli servisinin bir ajanıdır.tarihciliği ek işdir.İngiltere M.K.ATATÜRK.le savaşından yani Türklerle savaşından önce üstünde güneş batmayan bir koca imparatorluktu.ama 1919.savaşdan sonra içinden onlarca devlet çıkmış.adeta küçücük bir ada devletine dönmüştür.ingiliz sömürüsünden kurtulan başta hindistan anzaklar vs.hepside özgürlüğümüz başta atatürke ve Türklere borçluyuz demişlerdir.çünkü ilhamı atatürkten almışlardır.sen hala bir ingiliz ajanı sahte tarihcinin.Türklere ve atatürke karşı dürüst olmasınımı bekliyorsun.daha çok beklersin.
Doğrusunu Fatih Altaylı söyledi devlet içinde bir grubun operasyonu mevzu bu.
Elhamdulillah Sultan Vahdettinin torunuyum
vahdetin haindirr atamın nutkuunda bizatt kendii yazısıı var noktta...........
@The Turc Petchenegues sana sormalı
Boğazda İngiliz zırhlısı kalmadı artık ama İngiliz yolcu gemisine binip gidebilirsin atan gibi.
biz gitmiycez ama osmanli karsıtlari yunanlilar bu diyardan gidecek birgün. Allah nurunu tamamlayacak. din düsmanlarinin sonu cehennemin dibidir
😂😂😂@@huntertube7890
Eğer Vahdettin Mustafa Kemal Atatürk'ün idam ile yargılanması için tutuklanması ni emrettiyse ve bu emri Kazım Karabekir paşa uygulamayip aksine tutuklanması istenen Mustafa Kemal in emrine girmesi sonucunda Kazım Karabekir paşa nasıl görevine devam etti onunda emre itaatsizlik yaptığı için görevden alınıp tutuklanması gerekmez miydi
Cumhuriyet Gazetesi : Paçavra
Sabah gazetesi A haber tuvalet kağıdı diye kıçını siler çöpe atılır
Bu Atatürkün ölüsü bile bu iblisleri korkutuyor
Ayyas KAMAL Atatop un Selanik’teki öğretmeni Şemsi Efendi’nin gerçek ismi Şimon Zvi’dir, aynı zamanda Yahudi ve Sabetayist’tir. bu okulda okuyan ogrencilerin tamami yahudidir.okul ozeldir.osmanliyi yikan ekip bu okuldan yetismistir.OSMANLI YI YIKAN ITTIHAT TERAKKI SELANIKLI YAHUDILERCE KURULMUSTUR... TALATPASA YAHUDIDIR ITTIHAT TERAKKI KURUCUSUDUR.ITTIHAT TERAKKI ABDULHAMIDI DEVIRMEK ICIN SELANIKDE HAREKET ORDUSU ADINDA BALKAN CAPULCULARINI TOPLADILAR BASINA M.KAMAL I KOYDULAR. ABDULHAMITI BU ALCAKLAR GURUHU TAHTDAN INDIRDI...FILISTIN DE INGILIZLERE KARSI 4. ORDU, 7.ORDU VE 8. ORDU SAVASIRKEN..M.KAMAL 7.ORDUYU ANIDEN GERI CEKTI...ACILAN BOSLUKDAN INGILIZLER ORDUNUN ARKASINA GECIP ORDUMUZU PERISAN ETTI...SAHTE KAHRAMAN M.KAMAL ORDUYU CEMAL PASAYA BIRAKTI VE 500 KM KACTI....HALEP TE BARON HOTELDE INGILIZ AJANI LAWRANCE ILE BULUSTU...(MAGLUPLAR)fransiz yazar.Robert Gerwarth..BU YUZDEN MONTROS ANLASMASI YAPILDI...BU AHLAKSIZ INGILIZ AJANI YAHUDI PICININ SONU GELDI...HEYKELLERI KAMYON ARKASINDA CADDELERDE SURUKLENECEK..
vahdetin haindirr atamın nutkuunda bizatt kendii yazısıı var noktta...........
Biri diyor ki videoyu kesmeyip hepsini izleyin, ötekide “hı hı” diyor. Bu arkadaşlar Kadir Mısıroğlu’nun ne karşısına çıkıp belge çarpıştırdılar ne de Yunan galip gelseydi videosunu oturup tam seyrettiler. Benim gözümde bu programda objektif bir akademisyen veya gazeteci yok.
Bardakçı hocam hainliğin ölçüsü ney hain değildir diyorsunuz ya merak ettim
Bende ayni soruyu soracaktim.Hain ve buyuk hata arasindaki farki merak ettim.
@@suleymancinali5994 kurtuluş mücadelesi verenler için idam fermanı çıkarıyorsan ve kaybedince ingiliz gemisine binip kaçıyorsan, sana hain derler, çok da haksız bir itham değil bu. murat bardakçı hanedan ailesiyle kişisel dostluk kurduğu için böyle diyemez ama.
Vahdettin koltuğuna sadık , ingilize dost ,tebasına karşı sorumsuz bir lider. Osmanlı devleti topraklarını , halkını ,başkent istanbulu itilaf devletlerine teslim etmiş, Mustafa Kemali'de toprakları kurtar diye değil , Anadoluda itilaf devleti askerlerinin zulmüne karşı gelen halkın isyanlarını bastırsın diye göndermiştir.
Hain midir ? Halkına yapılan taciz ve tecavüz ve cinayetleri kendi canını kurtarmak için sessiz kalan bunu millete reva gören bir adam benim için bencil ,ödlek,iktidarsızdır.
Hain kelime anlamı olarak vahdettine pek uygun değil. Kendi sahibi olduğu hanedanı çökertmek için kendine hainlik yapacak değil. Mal onun mülk onun maraba onun kime hainlik edecek.?Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğu cumhuriyet döneminde büyüyünce osmanlıda da mülk sahibi oldumuğumuzu sanan kişiler vahdettine hain diyebilir ama bu bir zaman yanılgısıdır.Devlet ve mülk pahişahındı hiçbir padişah hainlik ederek kendi ayağına sıkmaz ama canını kurtarmak için vahdettin gibi ingilizlere teslim eden basiretsizler çıkabilir.O yüzden Murat Bardakçı büyük hata diyor.
Söylediklerine göre İngiliz işgalinin genişlememesi için Atatürk u müfettiş olarak göndermiş.
Ölçü şu:
Memleketi yıkmaya yelteniyorsa haindir.
Memleketin geleceği için bir çaba içerisinde ise hain değildir. Bu kısımda çabanın doğru veya yanlış olmasın sonucu değiştirmiyor.
çanakkale zaferi güçsüz denen osmanlı cephelerinde kazanıldı şüphesiz hemen akabinde 2.zaferimiz kutul amare zaferi hanî osmanlı güçsüzdü ya ? peki kutul amare zaferimiz okullarimizdaki tarih kitaplarimizdan neden kaldırıldı ?bunlarida anlatırmısınız neden kaldırıldı ?neden ?
Ecevit bile vahdettin gonderdi diyor. Belliki birisi seni baya silkelemiş
vahdetin haindirr atamın nutkuunda bizatt kendii yazısıı var noktta...........
yasar emirza kardeş, Murat Bardakçı da vahdettin gönderdi diyor. Ama askerler plan yaptı, başka bir amaç için gönderiyormuş gibi aciz Vahdettin'e imzalattı'' diyor. Bak bir daha yazayım, Vahdettin'e ACİZ diyor. Gönderirken Vahdettin'in amacı başkaydı, vatanı kurtarmayı düşünen askerlerin amacı başkaydı diyor. Sen bunun neresini ve nasıl yanlış anlayabiliyorsun? Ecevit de vahdettin gönderdi der, ban de vahdettin gönderdi derim. Plan yapılmış, vahdettin taklaya getirilmiş. En son imzayı atan kişi vahdettin. Niye?
La adam padişah, tabii ki en son imza atacak.
Belgelere karşı belgeniz varsa ortaya koyun. Ecevit veya bilmem kim söyledi diye bir şey gerçek ya da gerçek dışı olmaz.
Atatürk iyiki bizim atamız önderimiz oldu bizi kurtardı yoksa halimiz haraptı bugünleri göremezdik varolsun geçmişteki başarılı atalarımız
kendi adina konusa ben selanikliyi ata olarak görmüyorum
@@kipcakturku4821 ben ve benim gibi milli duygu ve düşüncelere sahip olanların adına konuştum sen istersen ananasa ata de banane
@@onur_baltaci selanikli nezamandir milli oluyor? onu sevmeyen milli olamiyormu? yok böyle sacmalik
benim Ata dediklerim belli zaten ismimden profilfotodan belli oluyor aslinda ama sende bunu anlicak zeka yok.
@@kipcakturku4821 herifler zorla atatürk devrimlerini sevdirecek. askerliğini seviyorum ama siyasetini sevmiyorum desen bile yakar bu herifler. bkz. nihal atsız
Fatih Altaylının Bi kuyruk acısı var
Kuyrık acısı olan sizsiniz..
ALLAH, SULTAN VAHDETTİN'E RAHMET EYLESİN.
SABRİ ALTUNTAŞ
Padişah FATİH SULTAN MEHMET OLSAYDI KAÇAR MIYDI...👆🏻😄😄🤔😠
Ben nutuk ne yazarsa ona inanırım güvenirim.
Bende kuran ne yazarsa ona inaniyorum aramizdaki fark bu
Tarih hatırattan öğrenilmez .herkes kendi adamının gözünden bakarsa objektif olmaz .
Hem yunan hayrani hem mustfa kamal hayrani nasil olunur .bize anlatirmisin posedon
@The Turc Petchenegues kuran harici bütün kitaplar yazanlarin heva ve heveslerine göre yazildiği için olabilirmi acaba.yani kuran hariç her kitap sorgulanir .adini dürkçe yazamayan biri ancak densiz ve ahmaktan başka birşey değildir.densiz🤣
@@mustafaeskin Senin kitabın yazanların heva ve heveslerine göre yazılmamış yani? Ciddi mi? 🤣🤣🤣🤣🤣🤣
Birde kaçarken kaç bin altını götürdüğünüde söyleseydinizde kaç milyon kul hakkınıda yediğini millet öğrenseydi ben biliyorumda sizde söyleyecek cesaret varmı?
Hiçbirşey götürmedi herşeyi millete bağışladı bu toprakları padişahlarımız fethetti bize bıraktı
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir.
Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor.
Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır.
Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim..
Makalenin Türkçe çevirisi:
Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti.
Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu.
Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi.
Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu.
Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu:
“… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu.
Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu.
Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım.
Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.
Katlı vaciptir diyen kim
Damat Ferit
Ne Vahdettin göndermiştir, Ne de Mustafa Kemal tek başına yapmıştır....Hele şükür gerçekler konuşuluyor
Okuyacaklarınız “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir.
Resimde gösterilen metinde 11 Şubat 1968 tarihli The Sundays Times da yayınlanmış Martin Gilbert imzalı makalede bir telgraf metni açıklanıyor.
Atatürk ölüm döşeğinde kendinde sonra ülkeyi emanet edecek birini çevresinde göremediğinden olsa gerek İngiltere Büyükelçisi Sir Percy Loraine yanına çığırarak başbaşa görüştüklerini ve ölümünden sonra kendisinin başa geçmesini istediğini yazmaktadır.
Sir Percy teklifi kabul etmemiş durumu İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Halifax'a anlatmıştır.Peki Neden bu teklifi kabul etmediler yabancı bir tarihçiden okuduğum kadarıyla İngiltere teklifi kabul etse planın deşifre olacağından korkmuştu o plan lozanda uygulanmıştı.''madem Türkleri Müslümanlıktan dönderemiyoruz kendimize benzetiriz!...'' buyrun gazeteyi ve tercümesini görelim..
Makalenin Türkçe çevirisi:
Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir.O,15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi,halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı.O,sarık ve çarşafı men etmiş,İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış,hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti.
Atatürk’ün vefat döşeğinde,üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu.
Bunun için zamanın İngiliz sefiri (Büyükelçisi) Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı.İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi.
Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı.Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine,vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu.
Bu vesikada Loraine,Lord Halifax’a şunları yazıyordu:
“… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm.Ben girdiğimde,Reis (Mustafa Kemal),hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra,ekselansları benimle yavaş yavaş,fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi.Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini,“Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi.Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu.
Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu.
Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım.Fakat bu,son mulâkatım olabilirdi.O,uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti.Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu.Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi,benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu.Onun bir reis olarak vefatından evvel,kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı.Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi.Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim.Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum;hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım.
Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor,aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu.Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum.Ekselansları ise,şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi.,.,
Abdulhahamitcilik gitti Vahdettencilik geldi ..iyi oyaldilar !
Dogrulari anlatinca neyse birakalim o konulari diyen bir gazeteci tarafsiz olamaz.
Murat Bardakçi Atatürke hakaret eden,bir güruh varken sana sunu demisler bunu demisler mi derdin,uzatma adam gibi açik ve net konus..