Sevgili Olya, siz çok tatlı ve gerçekçi bir insansiniz. Sizin tespitleriniz çok doğru. Bu mahalle baskisindan, doğaya karşı duyarsızlıktan bizler de şikayetçiyiz.
Başkalarının hayatına çok fazla karışma gerçekten doğru .bu sadece siz yabancı olduğunuz için olmuyor .ben Türk’üm ve en ufak bir cilt bakımına bile gitsen hiç tanımadığın o kişi senin hayatın hakkında herşeyi soruyor ,hatta onla kalmıyor şöyle şöyle yap diye hiç sormadığın tavsiyeleri veriyor . ve sonuncu dediğiniz başkalarına kötü görünmekten korkma olayı da doğru .düğünlerde insanlar sırf etrafa gösteriş yapabilmek için bir sürü borcun altına giriyor,el alemin ne dediği çok önemldir.koskoca 30 yaşında gelmiş adamın annesinin onun hayatı için söyledikleri çok önemlidir .gibi gibi
Aslında insanlar iyi niyetli oldukları için tavsiye vermeye çalışıyorlar. Ama bazı durumlarda özellikle gezmediğin bir doktor kalmadiktan sonra dışarıdaki insanın senin sorunu çözebilmesi düşündüğünü çok rahatsız edici olabilir.
Fazlası var, eksiği yok... İçerik, betimleme, konu başlıkları ve nezaket içerikli eleştirileri tamamen doğru. Sizi tebrik ediyorum, paylaşım için teşekkürler. Başarılarınızın devamını dilerim.
Gözlemlerin çok doğru ....maalesef bu bizim toplumda böyle...mesela Mercedes araba ile gittiğim zaman gördüğüm muamele veya Ford araba ile aynı muameleyi göremediğim ritüel...
Çöp konusunu bilemem, ancak diğer konularda insanlara soru sorarız ve cevapta veririz. Çünkü biz geleneksel olarak sosyal bir milletiz. Bireysellik biz de gelişmemiştir. Bundan dolayı aile, akraba, komşuluk, hemşehricilik, arkadaşlık konularında daha iyiyiz. Bana maaşimi, cocuklarimi, nerede oturdugumu soranlara söylüyorum. Bunlar çokta gizli seyler değil ki. Bu karsindakini tanima şekli. Böylece ortak noktaları yakalayıp muhabbeti gelistirebiliyoruz. Bence de Batililar bu benim özelim diye kendilerini kapatıp soğuk insanlara ve soğuk toplumlara dönmüşler. Hatta bizim de yavas yavas Batılılar gibi bireyselliğe döndükçe komşuluk, mahallecilik, akrabalık ve insalarla olan muhabbet kültürümüz yok oluyor. Biriyle bir ortamda bulundum, adini sordum o da bana sordu ve söyledim. Başka birsey sormadim, peki bundan sonra ne konusacagiz. Ortak birseyimiz var mı diye ögrenmek icin nereli oldugunu, ne is yaptigini, evli olup olmadigini, cocuklari olup olmadigini, nerede oturdugunu vs. sorariz ki sonrasinda muhabbet devam etsin. Yoksa bunlar sinifsal ayrimcilik icin falan sorulmuyor ki, zaten toplumun büyük cogunlugu aşağı yukarı aynı sinıfta ve birbirine yakın kazancları var. Bir de biz de ustaya, yaşlıya, devlete, askere, polise, amire ve devlet büyüklerine saygı olayı vardır. Toplumsal olarak gecmisten gelen bir özellik bu. Bundan dolayı bazen bunu kullanip çantasini tasitmak gibi abartili seyler yapanlar olabilir. O sosyetik hanima gelince parasi ile büyüklenen görgüsüzlük yapanlar olabilir. Marangoz amca ise müşteri velinimetimiz diyerek bir esnaflık gelenegini uygulayıp sabırla isini yapmis. Din konusunda tavsiye verenler ise inanın sizi sevmiş, kendilerine yakın görmüş kendilerince diger alemde sizin cennette gidip mutlu olmanız icin çabalayan insanlar. Bu kadın çok iyi bir insan, yarın ölüp sonsuz alemde azap görmesin, cennete gidip sonsuz mutluluğu yakalasın diye kendilerince birşeyler yapmaya calismislar. Türk toplumunda uzunca bir süre yasadiginiza göre din unsurunun temel kültürel direklerinden oldugunu fark etmissinizdir. İnsanlar sizi sevmiş, kendilerine yakın görmüs ve sizin icin kendilerince birseyler yapmaya calismislar. Sizi sevmese ve kendilerine yakin görmeseler inanin bu sekilde bir tavsiye vermezlerdi. Canı cehenneme deyip geçip giderlerdi.
Extra söylemek istediğim bir şey daha var..yani insanların dini ne sorusu ....kardeşim bizim dinimiz hoşgörü dini...ama maalesef bizim insanımız bu soruyu sorabiliyor...bu çok olumsuz bir şey ...bundan dolayı gerçekten kendi toplumum adına çok üzülüyorum
Bu clip'i yaptiginiz ve düsüncelerinizi aktardiginiz icin ben size kendi adima cok tesekkür ederim. Lütfen cesaretinizi kirmayin ve sizi rahatsiz eden her seyi bu platformda söyleyin..! bence siz kesinlikle elestiri yapmiyorsunuz ve yaptiklariniz tamamen bir hatirlatma.! öz elestiri yapabilme konusunda biz ( ülkemiz - türk toplumu ) maalesef bir cok konuda oldugu gibi sinifta kaldik. Ömrünün yaklasik ücte ikilik bir bölümünü ( 35 yil ) türkiye disinda geciren - farkli ülkelerede yasayan ve dünyanin bir cok ülkesini gezip görmüs birisi olarak, klise yaklasimlar - kültürel farkliliklar ve bunun gibi konular hakkinda oldukca iyi bir tecrübeye sahibim ve sizi cok iyi anliyorum. Eger mümkünse sizin konumunuzda olan diger yakin arkadaslarinizi da cesaretlendirin ve onlardan da bu tür videolar yapmalarini isteyin... Bu arada size yapilan tavsiyelerlere de cok güldüm... umarim sizde hep gülersiniz 😊
Diğer bir konuda maalesef kişisel temizlik konusundaki duyarsızlığımız. Aslında iyi denecek bir çok özelliğimizi biraz kuralsızlık ve saygısızlıkla yok ediyoruz
Çok beğendim, ayna tuttuğunuz için teşekkür ederiz, hepimizin bildiği ama kurtulamadığı alışkanlıklar, bir de kitap okumama alışkanlığı, beyaz türkler ki biraz değinmişsiniz, sonradan görmeleri de ekleyeyim üstüne...
Türkiye'de nazikçe kişisel soru sormak karşısındakine değer verme göstergesidir. Kaba bir şekilde sormak elbette ki her yerde olduğu gibi kötüdür. Ancak bazı yaşça büyük insanlar (ya da kadınlar), özellikle akrabalar daha cüretkar sorular sorabilmeyi ilkesel olarak kendilerine hak görürler.
iyi ki sizi tanımışız, akıllı dürüst bir kişilğiniz var, tesbitleriniz de çok dogru.tüm dünya ülkeleri önceleri sosyalizmden geçmeleri gerekiyormuş aslında..
Bizim otelde de müdürün aracı için park yeri var. Park yerinde plastik duba var. Özel güvenlikler, müdür gelince dubayı kaldırıyor. Bir gün unutmuşlar kaldırmayı, müdür de orta yere koymuş arabayı diğer araçların geçişini zorlaştıracak şekilde.
Olya hanım sizinle gurur duyuyoruz nasıl dogrularımızı anlatırken türkleri sevdiğin için hosumuza gidiyorsa yanlışlarımızı iyiligimiz için anlattığından bizi ne kadar gönülden sevdiginden eminim sizden allah razı olsun olya size hakaret olsa da sakın onların yorumlarına üzülme onlar her şeye tersinden bakan ilkel yaratıklar ve güzel insanlardan gelen yorumların adil olması sizin dogrularınızı kabul etmeleri türklerin kültürünün geliştiği eleştiriyi gerekli görmeleri beni çok sevindirdi umudum iyice artı olya hanım insanlar doğarken eşittir aşırı farkları zalimlerin doymak bilmeyen adaletsiz maddiyat hırsları yaratır marangoz konusunda çok üzüldüm ve musadenle yorumum uzayacak hayırlara vesile olsun insallah bende siz gibi atalarımın toprakları türkiyeye yunanistan batı trakyadan göçtüm türküm ırklara dinlere saygım eksik olmadı olmayacak makine mühendisliği eğitimi kadim meslek marangozluk bayan giyim satış dükkânlarım dillerimden dolayı ülkeme hizmet için maddiyatsız turist rehberliği satışlar ve dünya halklarını çoğunu tanıma imkanı libyalılarda dahil ve su an en büyük en keyifli kadim meslek marangoz atölyemde marangozlugun hakkını vererek izmirde üretim yapmaktayım türk ve yabancı insanlar ustalığımdan dolayı beni basının üstünde tutuyorlar diyebilirim sizden rica ediyorum türk halkının mutluluğu için emek verdiğiniz hakkınız olan ahşaptan hediyemi türk halkı adına kabul ederseniz çok sevinirim esinle haberlesip ailenize ulştırmayı düşünüyorum olya hanım o görgüsüz kadın varya onu bana gönder ben ona biraz vicdanlı kalbi varsa görgü kurallarını ögreteyim haksız kazançlarıyla zengin denilenler maalesef var hele bir analık yapan kadının olması çok üzüçü o parasının gücüyle ne kadar mal alsa yiyemez kullanamaz mutlu olamaz bunları yaptıgım mesleklerimden bilirim allaha havele edelim bunları sizin gönlünüz kalbiniz güzel olsun yeter hayranlarının akıl dolu merhametli yorumlarıyla da gurur duyorum hepinize sağlık mutluluk diliyorum saygılarımla
Bu tespit ettiğiniz,eleştirdiğiniz konuları biz de zaman zaman eleştiriyoruz. Ama insanımız bu,herkes aynı kültürde değil,kimi kişinin doğrusu başkasına yanlış olabiliyor.Genel doğrularda birleşemiyoruz. Bu konuları dile getirmeniz size hakaret getirmez,belki Belarus'da böyle şeyler yoktur. Ban şahsen şunu görüyorum bu ülkede her türlü insan var ve biz hep beraber yaşamak zorundayız. Yani anlaşabileceğimiz kişiyi bu toplumun içinden buluyor onunla evlenip mutlu olmaya çalışıyoruz.Videonuz için teşekkürler.
Olya hanımefendı, soyledikleriniz tamamen doğru hatta daha fazlasını da ekleyebilir. Biz dinimizi ne kadar iyi öğrenirsek o kadar da daha az hata yaparız.
Hayır hayır hakaret ne demek hanımefendi siz çok doğru söylüyorsunuz doğru bir noktaya parmak pastınız çok teşekkür ediyorum üzüldüğün tek şey bu konuyu bir yabancının dile getirmesi ama gerçekten çok doğru ve haklı bir eleştiri
Tüm tespitler şahsen zaten farkında olduğum ve ülkemden beni soğutan gerçekler. Bu kadar güzel bir ülkeden gitmek istememin nedeni işte bu detaylar. İnanın belarustan ukraynadan vb birini bulup evlenmek ve başka bir topluma karışıp hayatımı sonlandırmak istiyorum. Sırf bu detaylar yüzünden. Ancak şurası bir gerçek ki gittiğimiz her yerde benzer sıkıntılar olabiliyor. O sıkıntılar bizimkilerden oldukça farklı olabilir ama işte bir şeyler oluyor mutlaka. Hanımefendi değerlendirmeleriniz için kendi adıma teşekkür ederim. Umarım ülkemde bir nebze değişime vesile olur.
Bravoooo Olya yenge.... Sen ne zeki kadınsın yaaa.... Keskin Zekana hayran kaldım doğrusu..... Açıkladıklarının hepsi de doğru çok doğru bir tespit..... Ancak, bu anlattıklarınız çok normal davranışlar Türkiye'de.... Çok normal ve bunda çekinilecek hiçbir şey yok.... Selamlar sevgiler
Olya hanım 3. bahsettiğiniz konunun tanımı mahalle baskısı, insanlar sürekli başkalarının hayatlarını takip edip dedikodu yaptığı ve başkalarının ne yaptığı ile kendi yaptıklarından daha çok ilgilendikleri için çoğu kişi davranışlarında özgür olamıyor. Türkiye'de insanların birey olmaya saygısı yok, insanlar başkalarının kişisel alanına saygı göstermezler özel hayatına müdahale etmekten çekinmezler; ne zaman evleneceksin, kaç çocuk yapacaksın vs. gibi soruları tereddüt etmeden sorarlar. Fanatikçe sevdikleri futbolcuya bile neden müslüman olmadın diye sitem ederler, sanki başkasının inancı onu ilgilendiriyormuşçasına yorum yapmaktan ve ısrar etmekten geri durmazlar. Bu arada videoda değindiğiniz sorunlar linç yiyeceğiniz şeyler değil ancak orta yaş ve üstü olup hayattan nefret eden, kinini yönlendirecek yer arayan kişiler tarafından sözlü saldırıya uğrarsınız onları da ciddiye almamayı türkiye'de yaşarken öğrenmişsinizdir. Türkiye'nin şiddet, dolandırıcılık, adam kayırmacılık, trafik magandalığı gibi çok daha ciddi sorunları var. Bu sorunlara değinirseniz bunları yapanlar tarafından lince uğrama olasılığınız çok yüksek, türkiye'deki insanların hepsi aynı değil bunlar her ülkede var diyerek normalleştirmeye çalışırlar yapıcı eleştiriyi kabul etmezler. Türkiye'de hayvanların ve ağaçların bile özgürce yaşama hakkı sınırlıdır. Ruh hastasının biri kendi halinde sokakta yatan bir köpeğin üstüne kaynar su dökebilir, arabayla ezmeye çalışabilir; sokaktaki ağaca saldırabilir, parktaki ağacın dallarını kırıp dikilmiş fidanları kökünden sökebilir. Türkiye'de haksızlığa uğramadan yaşamak çok zorlaştı çünkü hukuk sistemi işlemediği için ülkede kaos var.
O kadar güzel bir açıklama yaptığınız için çok teşekkür ederim. Çünkü ben sizden öğreniyorum, bütün benim tespitlerin aslında sizin sözlerinizin üzerinde. Siz burada doğduğunuz için, sistemi benden bin kat daha iyi bildiğiniz için her şey o kadar güzel aciklayabiliyorsunuz.
Bey efendi bilgilerinizin çoğuna katılıyorum bazı konularda biraz fazla olmuş gibi avrupada doğup kültürünü bildiğim ve ata topraklarına göç edince iyi yanlarını eksik yanlarını yakından yasamış oluyorsunuz türk halkının kültüründe duygu incelik merhamet Şevkat bir başka bu anlattığınız dogruların eğitimsizlik yoksulluk komsu ve dünya ülkelerini tanıyamama imkansızlıklarından olabilir elestrileriyi dediğin gibi eski kuşaklar hariç gençler kabul ediyorlar hayvanlarla ağaçlarla ilgili çoğu halklardan daha duyarlıdır olya hanımın hizmetleri bizler için gerekli faydalı saygılarımla
Öncelikle doğru tabi... Biz de bu toplumun bir parçasıyız. Görüyor, yaşıyoruz. Şimdi gelelim nedenlerine; Olya Hanım, biz ülke olarak birinci dünya savaşında ve özellikle Çanakkale Savaşında adeta bütün eğitimli, okumuş, görmüş geçirmiş insanlarımızı kaybettik. İçimizdeki etnik azınlıklar da mübadelelerle farklı ülkelere gittiler. Toplumun çoğunluğu kırsal kökenli, eğitimsiz veya az eğitimliydi. Toplumu her açıdan yükseltecek bireylerin azlığı, vasatı vaka-i adiye haline getirdi. On yıllar içerisinde sermayenin gelişmesi ve büyümesi ile birlikte, parası olan ama eğitim ve kültür seviyesi düşük insanlar oluştu. Bir zamanlar biz onlara sonradan görme derdik. Bu insanların en temel ve belirgin özelliği hadsiz olmalarıdır. Bir ata sözümüzü buradan tekrar ederek, eğitimli ama görgüsüz insanları da özetleyeyim. Eğitim cahilliği alır ama eşeklik baki kalır. Bu ülkenin insanı olarak rahatlıkla söyleyebilirim. Eminim ki ben de linç edileceğim. Bu ülkenin en önemli problemi köylülüktür. Son derece düşük seviyedeki bu insanlar şu anda şehirlerde ve pek çoğu, belki önemli devlet kademelerinde, belki şirket, fabrika, iş yeri sahibi insanlar oldular. Ve tabiki sizin gözlemlediğiniz insanlar, kahir ekseriyeti olsa da, elbette öyle olmayan ve sayıları azımsanmayacak miktarda olanlar da var. Benim çocukluğumda bu davranış veya sözleri söyleyen insanlar ayıplanır ve hatta söylemesine izin verilmezdi. Uzun bir yanıt oldu. Ama kişisel görüşümü paylaşmak istedim. Not: Türkiye’deki insanların soyağaçları incelendiğinde çok çok büyük kısmı köy kökenli olduğu görülecektir. Köylülere methiye dizecek de değilim. Köy kültürü incelendiğinde, tespitlerinizin kaynağı olduğu görülecektir. Şehre gelen köylüler, şehir kültürünü almaktansa, köylerini şehre taşımışlardır.
Beni o kadar bilgildirdiginiz için teşekkür ederim. Bu arada bizim de öyle- şehirler daha 100 sene önce o kadar kalabalık değildi. Şehirler zaten köyden gelen insanlar sayesinde büyüdüler, ve bu normal.
Linç etmeyeceğim. Kaç yüz yaşında olduğunuzu da bilmiyorum. Türkiye de hangi köye giderseniz gidin, gelen türk yada yabancı olsun, hoşgeldiniz denir. İhtiyacı olup olmadığı sorularak yardım etmek isterler. Köylüyü görgüsüzlükle suçlamınızı eleştireceğim. Size tavsiyem Türk toplumunun 500-600 yıl öncesindeki yaşam şekillerini inceleyerek düşüncelerinizi tekrar gözden geçirmeniz. Türklerin yaşam şekillerine bakıldığı zaman , yerleşik hayat yaşamadıkları, göçebe şekilde yaşadıkları açıktır. Son 150 - 200 yılda yerleşik hayat başlamış ise de son 50 yılda olgunlaşma evresine girmiştir. Avrupa ve Komünist Rusya dan dağılan ülkelerdeki binaların yaşlarına ve mimarilerine bakarsanız, bunları açıkça görebilrisiniz. Avrupa, Rusya ve İskandinav ülkeleri binlerce yıldır yerleşik hayat yaşadıkları için kültürel miras olarak bıraktıkları binalar ve tarihi eserler bize bilgi vermektedir. Oysa günümüz Türkiyesinde eski tarihli ve kendine özgü binaların sayısı konut olarak oldukça az. Bu binalarda genellikle Yunan ve Rumlardan kalanlardır. Türklerin eski yapıtlarından kalanlar çoğunlukla, Kervansaraylar, Kaleler, ve Camilerdir. Türk mimarisi diye bileceğimiz Cumhuriyetin ilk yılları, Osmanılının son dönemlerinden kalan yarı yığma kagir dediğimiz kerpiç, taş, ağaç ve çamurdan yapılmış evler vardır. Bunlara örnek olarak Safranbolu,Eskişehir, Ankara, Amasya, Denizli, İzmir Birgi de bulunan evleri gösterebiliriz. Atatürk " Köylü Milletin Efendisidir" sözünü söylerken, insanların ruhsal güzelliğini , çalışkanlığını, saygılı olduklarını dile getirmek istemiştir. Türk gelenek ve göreneklerinden uzaklaşarak yozlaşmış ve batı kültürüne hayran olmuş insanların yaşadıkları ikilemlerin sorumlusu köylüler değildir. Yediğiniz besinleri, giydiğiniz elbisenin pamuğunu üreten bu insanlar aşağılanmayı değil, övgüyü hak ediyor. Türkler yerleşik hayata Cumhuriyetle birlikte daha fazla ilgi göstermiştir. Türk toprakları sürekli saldırı altında kaldığından ve Türkler savaşçı bir millet oldukları için at sırtında sürekli yer değiştirmeleri sebebi ile de yerleşik hayata geçememişlerdir. Ancak Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti içinde azınlık olarak yaşayan yabancılar yerleşik hayat yaşamışlar ve bıraktıkları yapıtlar, binalar, kullandıkları eşyalar ile bize ışık tutmuştur. Olya hanımın bahsettiği ayrımcılığı yapan ve yukarıdan bakmaya çok güzel bir örnek de siz oluyorsunuz.
@@akkeceli Efendim, henüz asırlık bir insan değilim. Ama Türk toplumunun içinde bulunduğu durumla ilgili gerçekleri de görmemiz en azından kendimiz için faydalı olacaktır. Beni tanıyormuş gibi yargı dağıttınız. Şehircilikle ilgili bazı tarihi bilgileri vermiş olmanız gerçeği ne yazık ki değiştirmiyor. Şehirleşme veya şehir kültürü batı kültürü değildir. Bilakis ben doğu şehir kültürünün batı kültüründen çok daha üstün olduğunu düşünenlerdenim. Batı tarzı şehir kültürü ile Türk tipi şehir kültürü arasında derin bir farklılık bulunmaktadır. Türk kültüründe toplumsal yaşam ve saygı ön plandadır. Türk insanının genel karakteristiği misafirperverliğidir. Misafirperverlik üzerinden şehir ve köy kültürlerini karşılaştırmanın kimseye bir yararı bulunmuyor. Atatürk'ün sözüne atıf yapılacağını tahmin etmiştim. "Köylü milletin efendisidir." Bu tek cümleyi söylendiği şartlarda nasıl anladığınıza bağlı farklı düşünebiliriz. Sizce efendiliği, hilafeti ve sultanlığı tamamen kaldırıp Cumhuriyet ve demokrasiyi önceleyen bir anlayışın gerçekten sarf etmek istediği cümle köylülere pozitif yönde bir ayrıcalık vermek midir? Yoksa, Osmanlı'dan beri ezilerek yok sayılmış insanların kendilerini toplum yararına entegre etmeye çalışan bir onurlandırma düşüncesi midir? Veyahut, benim de daha önce belirtmiş olduğum gibi, koskoca Osmanlı bakiyesinden sadece onların kalması sonucu elde olanın yükseltilmesi, ülkenin onlar sayesinde geleceğe yürüyeceğinin bir ifadesi midir? Ben köylülüğü kendi mecrasında normal bir durum olarak görüyorum. Hayatın ve tarihin akışı sonucu şekillenmiş bir kültürdür. Ama siz aynı anlayışı toplumun geneline yerleştirdiğinizde veya normalleştirdiğinizde bunun gerçekçi olmayan sonuçlarının olacağını bilmelisiniz. Ben dahil, kendimizi elit olarak görebilecek bir seviyede olduğumuzu düşünmüyorum. Eminim ki siz veya sizin çevresindeki insanlardan son derece naif, ince düşünceli, insana, yaşama ve topluma değer kazandıran insanların atalarının en az bir kaç yüzyıl boyunca şehir insanları olduğunun farkındasınızdır. Alıngan olmak için bir sebep bulunmuyor. Köylüleri de küçümseyip hor görmüyorum. Bilakis onlar kendi mecralarında olmaları gerektiği gibi insanlar. Ama onların hepsini bir şehre, İstanbul'a doldurduğunuzda, İstanbul dünyanın en büyük şehirlerinden birisi değil, dünyanın en büyük köyü oluyor. Denklem bu kadar basit.
@@adjustment48tümden reddediyorum tespitlerinizi. Toplumumuzda görülen çarpıklıklar üreten insan anlamına gelen köylülerle alakalı değildir. Hem de hiç değil. Ortada bir yozlaşma var ve bunun sebepleri çok daha derinlerde yatar. Köy ensitüleriyle ortaya çıkan köylü profilimiz bugünkü batılı toplumlardan bile ilerideydi. Ancak 1950 lerden itibaren bizler köylerimizi imamlara tarikatlara cemaatlere teslim ettik. Bu dönüşümün küresel düzlemdeki siyasal sebeplerini anlarsanız toplumumuzdaki dejenerasyonun sebeplerini de anlarsınjz. Özellikle 1980 lerden itibaren içine girdiğimiz iğrenç kapitalizm nedeniyle para tek ve en üst değer haline geldi. Köylümüz toplumun tüm kesimlerinde görülen çürümeden nasibini aldı. Ben çocuklugumda köyde yasarken piskopat gibi kitap okurdum. Çünkü o zamanlar okumak bilmek öğrenmek önemli bir üst değerdi. Bugün şehirlerde öğretmenler doktorlar hukukcular yani toplumu ileriye tasıyacak her meslek dalı tüccarlıga dönüşmüş durumdadır. Sadece köylüler değil şehirliler de dejenere oldular. Bunca karşılıksız çeki piyasaya köylüler mi sürüyor?! Meseleye köylülük şehirlilik değil de tüm toplum için eğitim sorunu olarak bakarsanız daha doğru bir tespit yapmış olurdunuz. Bu ülkede köylüsü şehirlisi hayata arap çöl mitolojisi üzerinden bakıyor. Çünkü amerika 1950 lerden itibaren sovyetleri cevrelemek için dindar toplumlar yarattı. İslam ülkeleri dincileşirse sovyetlerden nefret edip abd nin yanında saf tutacaktı çünkü. İranda arabistanda mısırda pakistanda endenozyada malezyada ve ülkemizde islamcı örgüt ve kişilerin önü böyle açıldı. Bunların önğnü açmak için tüm bu ülkelerde darbeler yapılıp solcu dedikleri seküler kesimleri tasfiye ettiler. İslamcılara Sınırsız maddi ve siyasi destek verildi. Sonuçta tüm bu islam ülkelerinde bilimsel düşünen, medeni, seküler kesimler tasfiye edildi. Ellerindeki maddi ve siyasi güçler alındı. Tarikatlar cemaatler üretmeyen dinci yapılar tüm devleti ele geçirdi. Bu sürecin sonunda parayı önceleyen kapitalist ve bağnaz bir toplum düzenine geçtik. Bilimsel düşüncenin ve üretimin yerini kabız bir ekonomi ve geci bir kültürel toplum alıverdi. Tüm yaşadığımız melanetlerin sebebi budur. Köylülük ya da şehirleşme filan değil. Abd sadece bizi değil diğer tüm islam ülkelerini mahvetti.
@@Tulparyelesi Ben sizin tespitlerinizi reddetmiyorum. Ama aynı şeylerden bahsetmediğimizi söyleyebilirim. Köy hayatı hiç yaşamadım. Köyde deli gibi kitap falan da okumadım. Siz eğitim ile ilgili bazı sorunlara değinmişsiniz. Ama bahsettiğim elbette eğitim sorunu değildi. Kişisel olarak algılamayın sadece durumu anlatmak için yazıyorum. Hani derler ya, "Okumak cahilliği alır ama eşeklik baki kalır" Eğitim, okumak, meslek erbabı olmak başka bir şeydir. Doktor, mühendis, hukukçu olabilirsiniz. Ancak bahsettiğimiz şeyin eğitimle ilgisi bulunmuyor. Anlatmaya çalıştığım şey kültürdür. Bir insanın, toplum içerisindeki konuşması, davranışları, olaylara karşı tepkisi, diğer insanlarla olan ilişkisi, sanata, sanatçıya bakışı, gibi somutlaştırabileceğimiz şeyleri ifade eder. Köy insanı, içinde bulunduğu zorlu koşullar nedeniyle şehir insanına göre farklıdır. Davranışları da yüzyıllar içerisinde biçimlenmiştir. Var olan kadim Türk kültürü ile dini değerlerin harmanlanmış bir halidir. Ülke yöneticilerinin dini toplumu yönetmek için kullanmaları yeni değildir. İslam Dininde bu ilk olarak Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde gerçekleştirilmiş, Kuran'ın okunarak anlaşılması yerine, çevirisi yapılmadan, din adamları tarafından yorumlandığı haliyle halk kitleleri yönetilmeye çalışılmıştır. Fakat bu tamamen tartışmanın konusu dışında başka bir durumdur. Bu durum sadece İslamiyet'te değil, özellikle Katolik ve Protestan Hristiyanlarda da görülmektedir. Sayın @Tulpar hemen hemen hepimiz bir iki kuşak geriye gittiğimizde köy kökenli olduğumuzu görürüz. Bu nedenle köylülüğü hep savunuruz. Her zaman iyi özelliklerini dile getiririz. Ancak gidin köyde yaşamaya kalkın, emin olunuz ki yaşayamazsınız. Bir iki ay içerisinde orada boğulursunuz. Ya da tersine bir köyü boşaltıp bir sitede toplasak siz de onlara komşu olsanız. Bir iki ay içerisinde orada yaşamak istemezsiniz. Bu köyden şehre ve şehir kültürüne olan bir dönüşümün ifadesidir. Bu farkındalığı tamamen ailesi ve kendisinin yüzyıllardır şehir hayatı ve şehir kültürü içerisinde bulunmuş bir insanın nasıl hissedeceğini düşünebilirsiniz. Biraz ağır bir örnek olacak ama, bunu asla bir genelleme yapmadan söylüyorum. Gündüz kuşağı TV programlarına baktığınızda, her türlü ahlaksızlığı, bayağılığı, şirretliği yapan insanlar görürsünüz. Bu insanlar köy insanlarıdır. Hızlı şehirleşme ve toplumsal dönüşümün arızalarıdır. Kişisel hak ve özgürlükleri kavramadaki yetersizlikleri onları her şeyi yapabileceğine inanan yozlaşmış insanlar haline getirmiştir. Onların bu dönüşüme örnek olabilecek şehir insanı sayısındaki muazzam eksiklik nedeniyle, referans aldıkları, örnek aldıkları kişiler toplumsal yozlaşmaya neden olmaktadır.
Sınıf ayrımcılığı değil o. O karakter ayrımcılığı yani karakter sahibi olmak yada karaktersiz olmak. bazı insanların karakterleri makama ve paraya endekslidir parası veya makamı varsa saygı gösterilmesi gerekir yada gerekmez. Ama Türk geleneğini yitirmemiş kimseler ise o ülkenin kralı olsalar da o densize ses etmezler isteklerini yerine getirirler. Ses etmezler çünkü o kişi anlatılan şeyi anlayacak kapasiteye sahip değildir, yaşaması gerekir.
Olya, Türkler otomobillere düşkündür. Ukrayna'da (galerilerde) bir otomobil videosu çekersen çok izleneceğini düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla fiyatlar Türkiye'den çok ucuz neredeyse Amerika fiyatına. Biraz teknik bir konu ama yapabilirsen bu da çok ilgi çeker.
çok haklısın bu konu herkesin acısı. Lakin ayrımcılığı bır gurup kendini ust tabakadan sayan insanlar malesef hala var . bunlar 1980 lerden once kı kalıplaşmış kalıntılar . bu tür ayrımcılık yapan insanların artık bu milletin gözünde yeri yok ama malesef hayat şartları ve alımgücü için birileri maddi gücunu kullanmaya hala devam ediyor malesef imkanı az olanlarda boyun eğiyor aslında sadece maddiyat var şu an .
Sayin Olia, video boyunca anlattiklariniz dogru idi. Iyi hatirliyorsam, bir videonda söyle diyordunuz: Bir trenin kompartmanina oturdugun zaman, oraya baska kimlerin, nasil davranan insanlarin, gelip oturacagini, mesela bir sarhosun gelip, yol boyunca sacma sapan laflarla insani biktabilecegini anlatiyordunuz. Yani bir nevi, karsilastirma. Insanlar cesitli yapida, cesitli aliskanliklarda yetismis, kimi iyi ögretmenletrden iyi seyler ögrenmis, kimilerise sarhos bir anne - babanin elinde büyümüs olabilir ve bu iki sahis, biribiriyle hic alakasi olmayan bir sekilde davranabilirler. Bu durumu zaten siz kendiniz videonuzun en sonunda formüle etmissiniz. Nerede olursa olsun, eger o son cümlenizi kendinize rehber ederseniz, her yerde cok daha rahat yasarsiniz. Unutmayin. Selamlar
Sokaklar , parklar , bahceler , piknik alanı ve sahiller de ÇÖP konusu çok dogru bir tespit. Bunun nedeni nüfus , bu nüfusun egitimsiz oluşu ve sığınmacı-göçmen-kaçaklar- güneydoğu kökenliler maalesef. İlk okul da trafik , toplum , hayvan ve çevre egitimi yok denecek kadar az. Daha bir çok çevre soruni var ama siyasi elestiriye girecek diye yazmıyorum.
5 yıldır Belarus'tayım , eğitimim sonlandı ve şükürler olsun Türkiye ye dönüyorum :) Bizler Belarus un gerçek yüzünü anlatan 1-2 video çeksek, Türkiye den dışarı adım atmazsınız :)))
Olya hanim emeğinize saglik elbette Türkler kotu yada art niyetinden degil biraz daha fazla samimiyetten cop konusunda sonuna kadar katiliyorum selamlar
Olta hanımefendi temizlik görünüşte güzel olmak önemli değil kişinin iç güzelliği çok önemlidir olga hanım müslüman insanların inancı ilk şartı temizliktir. İnsanların kendisini yetiştirmesi çok,çok önemlidir saygılarımızla.
Sevgili Olya.Önce emeğiniz, yapıcı eleştirileriniz,çok yerinde gözlem ve tespitlerinizden dolayı teşekkür ediyorum. Çevre temizliği,insanlarımızın dine bakışı,birbirimizle olan ilişkileri özetlerken, bunun altında yatan nedenleri; ben eğitimle ilişkilendiriyorum.Türkiye eğitimde Mustafa Kemal liderliğinde 1930 lı yıllarda köy enstitülerini kurarak çağdaş,bilime,mantığa ve akıla dayalı eğitim reformu yapmış.Ne yazıkki Mustafa Kemal'in 1938 yılında vefatından sonra bu uygulama devam etse de 1952 yıllarında Natoya girdikten sonra Amerika'nın isteği doğrultusunda bu okuların komünist yetiştirdiğine karar verilmiş.Ve kapatılmıştır.İşte eğitimde o günden itibaren sorgulamayan,araştırmayan,ezbere dayalı,dini ön plana alan bir eğitim sistemi uygulamaya konulmuştur.Bu uygulama neticesinde evini temiz tutarken,dış çevreyi ortak evimiz olarak görmeyen,düşünemiyen,yıllardır din ile,milliyetçilik ile,Atatürkçülük ile iktidara gelen siyasi politikacılar tarafından soyulan,sömürülen,fakirleştirilen ama seçim zamanı oy atarken çalıyorlar ama çalışıyorlar diyerek aynı siyasilere evet diyen bir insan topluluğu meydana getirdiler.Bu nedenle ne söylerseniz haklısınız.Gelecekte herşey iyi olacak,buna inanıyorum ama bu bir süreç.Çok zaman gerekiyor.Saygılar.🙏🙏🤗
bir videonuzda dost canlısı insanlar demişidiniz konuşmak icin bir sebep oluyor sorular sizde soruyorsunuz ister istemez nerelisiniz nerede oturyorsunuz kac cocugunuz var gibi daha sonrada biraz siyaset ve yemekler yada havalar gibi, tavsiye etiler dediniz istedimi hayır insanlar bence sevdikleri ve hoşlandıkarı insanlara tavsiyede bulunur akıl bedava iyi günler güzel kadın
Dediklerinizin hepsi doğru , Türk toplumununda diğer halklarda olduğu gibi toplumsal zafiyetlleri var , yanlışları var ve bunu sizin gibi başka bir ülkeden ülkemize yerleşmiş birinden duymak daha gerçekçi oluyor ,
@@olyasdays3794 eleştirmekten korkmayın biz Türkler yıllarca kendimizi eleştirmeyerek burnumuzu Kaf dağına çıkardık , burnu Kaf dağında olmak Türkçe bir deyimdir araştırabilirsinix😀😀😀
olya hanım , evet söylediklerinizden büyük bir kısmı doğru .birincisi sınıf ayrımcılığı ; bu konuya birazda kapitalizm etkisi olarak bakmak lazım yani amerika ve ingilterede böyle fakat bu konu ruslarda biraz fazla abartılmış galiba rus bir garson veya pazarcı ile diyalog beni çıldırtıyor sanki ben garsonum veya pazarda erikleri ben satıyormuşum gibi hissediyorum ,bizim beklediğimiz erikler çok güzel beyefendi tadına bakmak istermisiniz gibi laflar duymak am rus satıcılar suratınıza öyle donuk bir şekilde bakarki ben kendimi pazarcı hissettim bu konu ile ilgili şöyle bir paradoksta var .ruslar kendi eli ile sosyalizmi yıktı şimdi rusyada bir çok arkadaşımda benzer konulardan şikayetçi bende onlara söylediğimi sizede söyleyeyim hem kapitalist hem de sosyalist olamazsınız o çok merak ettiğiniz , imrendiğiniz , özendiğiniz kapitalizm böyle bir şey ,yani sana maaş veriyorum o zaman çantamıda taşıyacaksın çünkü o kişi kapı görevlisi bence tüm ruslar bu tramvayı yaşıyor ve çift kişilikli canı istediği zaman kapitalist canı istediği zaman sosyalist.diğer konularda haklısınız türkler çok özel sorular sorar ama kötü niyetleri yok sizde onlara özel sorular sorun . umarım sizi kırmamışımdır rusları seviyorum teşekkür ederim
Olya size bir sorum var : Sokaklarda başıboş köpekler dolaşması hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizin ülkenizde var mı? Özellikle komünist dönemde, ülkenizde, bu sorun nasıl hallediliyormus, onu merak.ediyorum. Bir gün video ile açıklar mısınız ?
Bir Turk olarak senin elestirilerini tamamen haklı buluyorum ...pravilna bce..cok ıyı analiz yapmıssın...ve bende senın gıbı bunlardan sıkayetcıyım...ben hayatımda bazı seylerı cıkardım..mesela baskaları ne der gıbı...ben soyle dusunuyorum...ne derlerse desınler bu benım hayatım ve kımseyı ılgılendırmez...kapı onunde ayakkabı cok kotu bır adet...hatta ıgrenc...
Türkiyede dünyanın bir bölgesi,heryerde olduğu gibi burada.herşey var,iyi,kötü doğru,yanlıs güzel,çirkin siyah,beyaz........gibi. Ben Astana kaldım.7ay kadar İki arkadaş yürüyoruz 6 genç etrafımızı sardılar arkadaşım kaçtı 2 gaspcı arkasından gitti gözlerimi açtığımda elim yüzüm kan elimdeki poşet ve içindeki 2 pahalı tellefon yok.Şimdi bunlara hayvanlar diyeceğim ama hayvanlara hakaret olacak.Allahcc.kuranıkerimde biz insanları çeşitli karekterlerde yarattık her insan kendi karakterinin gerektiği şekilde hareket eder diyor.Bu ayetin üstüne söyleyecek birşeyim yoktur
Söylediğiniz unsurlarin tamamı doğru. İranlilarla aynı evde kalmıştım. Onlarında şikayet ettikleri gereksiz ve samimiyet dışı sorulara hayret ederlerdi. Türk halkının hiç hoş olmayan merakı ve kendini muhatabiyla kıyaslaması anlamina gelen gereksiz meraklı soruları bırakması lazım. Çöp işi oldukça sorunlu. Bir zamanlar kapalı yerlerde sigara içmek serbestti. Bankanın her yerine sigara içmek yasaktır yazılarıyla donattim.fakat kısmen basarabildim.kamunun çöp işini el atması ve sert yasak ve cezalar getirmesi lazım. Yoksa rica minnetle çözülecek bir sorun değil...
Dini konudan bizim toplumumuz bir başka dinden olan kişinin müslüman olmasını ister bu tamamen içten gelen birşey nasıl sen Türkiye geldin ve ülkemizi milletimizi sevdin sohbet ettin sana müslüman ol diyen kişilerde cennete tekrar buluşalım konuşalım komşu olalım diye müslüman olmanı ister çünkü son din islamdir sana bunun için teklif ederler
Uzun lafın kısası burası zaman geçtikçe yaşanılmaz hale gelmeye başladı. Olya hanım benim şuan belarusa yerleşme gibi planlarım var. Türkiye yaşanılmaz hale geldi güvenlik sorunu oluşmaya bunun yanında ekonomik sıkıntılar baş göstermeye başladı sizde bunun farkındasınızdır artık pahalılık konusunda Belarustan farkı kalmadı hatta 1 Adım önde şuan sen bu ülkeye yeni geldiğin için birçok şeyin farkında olmaman normal hatta burada doğup büyüyen yerlileri bile neyin ne olduğunun farkında değil kimse buradaki tehlikenin farkında değil farkında olan da vardır elbet ama benim için artık Türkiye bitmiştir insanından nefret ediyorum param olduğu halde bile buraya yatırım yapmayı düşünmüyorum dünyanın her hangi bir yeri veya adası ülkesi farketmez vatandaşlık almak için arayış içerisindeyim buda belarusu covid tedbirleri çok gevşek olması maske zorlaması aşı dayatması olamaması açısından ucunda idam ülkesi olsa bile avantajlı halde şuan benim gözümde istediği kadar kural olsun düzen olsun ama adam akıllı yaşanılabilir bir yer olsun benim için farketmez ben çabucak uyum sağlayacağıma inanıyorum. Dünyanın neresi olursa olsun...
Bence çok ağır bir konu diyerek abartmış olduğunuzu düşünüyorum. Gayet normal şeylerden bahsettiniz. Sonuçta bu olan şeyler bir iftira değil ama bir gerçek ve her zaman gözümüzün önünde olan şeyler. Çöp konusunda çok haklısınız mesela. Bu ülke sanki başkasınınmış gibi çok rahat davranıyor insanlar. Hatta yurtdışından gelen yabancılar bu ülkede eline poşet alıp çöp topluyor. Bu utanılacak bir şey bence. Daha geçen yaz denizde müsilaj problemi vardı örneğin hatırlarsanız. Bu etrafı kirletme mevzusu çocuk daha okula başlamadan önce verilmesi gereken bir eğitim. Lakin bu ülkede ki sorumsuz anne babalar önce kendileri de bir eğitim edinmedikleri için çocukları da aynı şekilde yere çöp atıyor. Bu bilinç halen tam olarak yerleşmedi. Yinede ben umutluyum eğitim ile bu sorunu çözeceğiz. Bu ülkede ne yazık ki insanlar burnunu sokmaması gereken yerlere sokuyor. Herkes birbirini kendisiyle kıyaslıyor. Aşırı bir haset - fesat var. Ben yapamazsam o da yapamasın demek gibi. Daha ilk okulda iken öğretmenler hep sorar mesela babanın mesleği ne? Annen ne yapıyor falan. Hatta buna göre bile öğretmen davranışını bile değiştirir. Babanızın milletvekili olduğunu düşünün mesela. Babası ayakkabıcı olan bir çocuğa davranışı ile size olan davranışı bir olmazdı. Bana göre bu konuştuğumuz bir çok konunun ülkenin ekonomisi ile doğrudan alakası var. Ülkenin ekonomisi kötü ise, refah yok ise o ülkenin insanlarında her türlü sorun oluyor. Bir Norveç ile bir Türkiye bir olabilir mi? Pekala olamaz. Toplumda ki çürüme, dejenerasyon ülkede ki refah oranı ile bağlantılı. Tabi bir ülkede refah olup bu refahın toplumun her kesimine eşit bir şekilde paylaştırılması gerekir. Yoksa refahı bulamayan kısım yine sorunlu olur. Aynı Amerika da ki siyahilerin yaşadığı mahalleler gibi. Türkiye'nin geri kalmasının nedeni Osmanlı'dan başlıyor. Osmanlı'nın artık bilimi ve gelişmeyi bırakması ile imparatorluk gücünü yavaşça kaybetti ve en sonunda dağıldı. Atatürk zamanında devrimler yapılsa bile Atatürkten sonra bu iyileşmeyi sürdürecek birisi gelmedi. Aynı tas aynı hamam anlayacağınız. Türkiye'nin makus talihi böyle. Ülkede ki ekonomi git gide bozuldu mesela. Hepimiz canlı şahit olacağız yokluktan artık insanların delirdiği, cinnet geçirdiği, birbirini öldürdüğü vb zamanlara. Ülkenin yarısı asgari ücret kazanıyor gerisini siz düşünün. Daha tabi yazılabilecek çok şey var ama işte...
Son kısmı gerçekten çok üzücü. Ama dediğiniz gibi hepsinin o kadar çok sebepleri var ki derine baktığımızda. Okul ile ilgili söylediklerinize kesinlikle katılıyorum. Her çocuk babasının mesleğinden gurur duymayabilir, bu tarz sorural rahatsız verici olabilir. Beni bu kadar bilgilendirdiginiz için çok teşekkür ederim, asıl ben Turkiye'yi sizden öğreniyorum.
Hepsinde haklısınız. Avrupalılar bizim medeni olmadığımızı soylediklerinde onlara kızardım. Ama artık anlıyorum ki biz gerçekten gelişmiş ve saygılı bir toplum değiliz. Eleştiri kabul etmek de bizim için zor. Umarım değişebiliriz. Sevgiler 🙏🏼❤️
Dinimizi okumadan başkasının söyledikleriyle kulaktan doyma sözleriyle hadislerle öğreniyoruz yaşıyoruz ve biz müslümanlar en östün en iyi mükemmel yaratıklar oldoğumuzdan vaz geçmedikçe başka inançlara saygı göstermediğimiz sürece yollara tükürmeğe devam edeceğiz
Hakaret edilecek bir şey yok, tam aksine takdir edilecek bir dürüstlükle sorunları paylaşmışsınız. Siz Belarus'tan Türkiye'ye gelip bizim temizlik yoksunu vatandaşlarımızın yerlere attığı çöpleri çocuklarınızla birlikte toplamışsınız. Utanması, sıkılması gereken bu çöpleri atanlardır. Evet bizim müdürler biraz öyledir. Gösterişi, etrafa büyük görünmeyi çok severler. Hepsi aynı değil tabiki. Sistem öyle işliyor ki o müdürün çantasını taşımazsa, özel işini yapmazsa işten atılabileceğini düşündürüyor. Dini inanç herkesin özel alanıdır, kişisel tercihidir. Buna müdahale etmek ve etkilemeye çalışmak saygısızlıktır. Herkes kendisinden sorumludur ve kendi düşünce tarzına göre inancını yaşar. Yada hiçbir şeye inanmayabilir. Bu bir özgürlüktür. Sorgulanamaz ve yargılanamaz bir değerdir. Siz böyle anlatacaksınız ki izleyen insanlar da bir başkasının gözüyle nasıl göründüğünü bilecek.
Amma özür diledin be! Bu farkı da söyle bari. Belarus'da istediğin gibi eleştirebilirsin, ve herkes nasıl daha iyi olabilir diye seni dinler. Türkiye'de ise yapıcı bir eleştiri yaptığında, sana bir kötülük yapmasınlar diye böyle korku içinde kemküm edersin!
Eksikliklerimizi anlatman bu videoyu en iyisi yapar. Biz toplum olarak gerçekten cahil, eğitimsiziz . Belki birileri sizlerden utanır ve kendini düzeltir.
Öyle bir şey kesinlikle düşünmüyorum. Her toplumda ona ait sorunları var. Ama biz/siz diye bir şey yok. Hepimiz Türkiye'de kalanlar bir tık daha dikkatli olursak bu sorunlar çözülür.
Bütün tespitlerin yüzde yüz doğru maalesef... Sizi tebrik ederim...
Desteğiniz için teşekkür ederim
Bizdeki olumsuzlukları içtenlikle ve dürüstçe ve isabetle ifade ettiğinizi düşünüyor, size katılıyor ve sizi kutluyorum..
temizlik konusundaki tespitiniz çok doğru çevremizi maalesef çok hor kullanıyoruz.
Sevgili Olya, siz çok tatlı ve gerçekçi bir insansiniz. Sizin tespitleriniz çok doğru. Bu mahalle baskisindan, doğaya karşı duyarsızlıktan bizler de şikayetçiyiz.
Size sonuna kadar katılıyorum. Ağzınıza sağlık.
Olya hanım iyi akşamlar sizi tebrik ediyorum.🙏🏼👏👏👏
Başkalarının hayatına çok fazla karışma gerçekten doğru .bu sadece siz yabancı olduğunuz için olmuyor .ben Türk’üm ve en ufak bir cilt bakımına bile gitsen hiç tanımadığın o kişi senin hayatın hakkında herşeyi soruyor ,hatta onla kalmıyor şöyle şöyle yap diye hiç sormadığın tavsiyeleri veriyor . ve sonuncu dediğiniz başkalarına kötü görünmekten korkma olayı da doğru .düğünlerde insanlar sırf etrafa gösteriş yapabilmek için bir sürü borcun altına giriyor,el alemin ne dediği çok önemldir.koskoca 30 yaşında gelmiş adamın annesinin onun hayatı için söyledikleri çok önemlidir .gibi gibi
Aslında insanlar iyi niyetli oldukları için tavsiye vermeye çalışıyorlar. Ama bazı durumlarda özellikle gezmediğin bir doktor kalmadiktan sonra dışarıdaki insanın senin sorunu çözebilmesi düşündüğünü çok rahatsız edici olabilir.
Anlattığınız herşeye katılıyorum
Fazlası var, eksiği yok... İçerik, betimleme, konu başlıkları ve nezaket içerikli eleştirileri tamamen doğru. Sizi tebrik ediyorum, paylaşım için teşekkürler. Başarılarınızın devamını dilerim.
Çok teşekkür ederim
Gözlemlerin çok doğru ....maalesef bu bizim toplumda böyle...mesela Mercedes araba ile gittiğim zaman gördüğüm muamele veya Ford araba ile aynı muameleyi göremediğim ritüel...
Bu beni çok üzüyor, insanlar paralarına göre ayrı muameleyi görmemeli
@@olyasdays3794 bu bizim Ortadoğu insanı böyle maalesef
Çöp konusunu bilemem, ancak diğer konularda insanlara soru sorarız ve cevapta veririz. Çünkü biz geleneksel olarak sosyal bir milletiz. Bireysellik biz de gelişmemiştir. Bundan dolayı aile, akraba, komşuluk, hemşehricilik, arkadaşlık konularında daha iyiyiz. Bana maaşimi, cocuklarimi, nerede oturdugumu soranlara söylüyorum. Bunlar çokta gizli seyler değil ki. Bu karsindakini tanima şekli. Böylece ortak noktaları yakalayıp muhabbeti gelistirebiliyoruz. Bence de Batililar bu benim özelim diye kendilerini kapatıp soğuk insanlara ve soğuk toplumlara dönmüşler. Hatta bizim de yavas yavas Batılılar gibi bireyselliğe döndükçe komşuluk, mahallecilik, akrabalık ve insalarla olan muhabbet kültürümüz yok oluyor.
Biriyle bir ortamda bulundum, adini sordum o da bana sordu ve söyledim. Başka birsey sormadim, peki bundan sonra ne konusacagiz. Ortak birseyimiz var mı diye ögrenmek icin nereli oldugunu, ne is yaptigini, evli olup olmadigini, cocuklari olup olmadigini, nerede oturdugunu vs. sorariz ki sonrasinda muhabbet devam etsin. Yoksa bunlar sinifsal ayrimcilik icin falan sorulmuyor ki, zaten toplumun büyük cogunlugu aşağı yukarı aynı sinıfta ve birbirine yakın kazancları var.
Bir de biz de ustaya, yaşlıya, devlete, askere, polise, amire ve devlet büyüklerine saygı olayı vardır. Toplumsal olarak gecmisten gelen bir özellik bu. Bundan dolayı bazen bunu kullanip çantasini tasitmak gibi abartili seyler yapanlar olabilir.
O sosyetik hanima gelince parasi ile büyüklenen görgüsüzlük yapanlar olabilir. Marangoz amca ise müşteri velinimetimiz diyerek bir esnaflık gelenegini uygulayıp sabırla isini yapmis.
Din konusunda tavsiye verenler ise inanın sizi sevmiş, kendilerine yakın görmüş kendilerince diger alemde sizin cennette gidip mutlu olmanız icin çabalayan insanlar. Bu kadın çok iyi bir insan, yarın ölüp sonsuz alemde azap görmesin, cennete gidip sonsuz mutluluğu yakalasın diye kendilerince birşeyler yapmaya calismislar. Türk toplumunda uzunca bir süre yasadiginiza göre din unsurunun temel kültürel direklerinden oldugunu fark etmissinizdir. İnsanlar sizi sevmiş, kendilerine yakın görmüs ve sizin icin kendilerince birseyler yapmaya calismislar. Sizi sevmese ve kendilerine yakin görmeseler inanin bu sekilde bir tavsiye vermezlerdi. Canı cehenneme deyip geçip giderlerdi.
Açıklamanız için teşekkür ederim, farklı taraftan bakmak benim için de faydalı olur.
Musluman olmayla sorunu cozmeyr calisan ilkel toplum insanlari o yuzden turkiye adam olmadi olmayacak
Her seyi böyle yumusatma kadin hakli
Extra söylemek istediğim bir şey daha var..yani insanların dini ne sorusu ....kardeşim bizim dinimiz hoşgörü dini...ama maalesef bizim insanımız bu soruyu sorabiliyor...bu çok olumsuz bir şey ...bundan dolayı gerçekten kendi toplumum adına çok üzülüyorum
Çok haklısın . Kimse haksız diyemez merak etme .
Olya Hanım, %100 haklısınız :)
Tespitleriniz o kadar doğru ki hepsinin altına imzamı atarım .
Desteğiniz için çok teşekkür ederim
benden iyi cümle kuruyorsunuz :)
🌺 🌺 abla soylediklerin hepsi dogru 👏
Teşekkürler
Maalesef tespitler doğru
Desteğiniz için teşekkür ederim
Bu clip'i yaptiginiz ve düsüncelerinizi aktardiginiz icin ben size kendi adima cok tesekkür ederim. Lütfen cesaretinizi kirmayin ve sizi rahatsiz eden her seyi bu platformda söyleyin..! bence siz kesinlikle elestiri yapmiyorsunuz ve yaptiklariniz tamamen bir hatirlatma.! öz elestiri yapabilme konusunda biz ( ülkemiz - türk toplumu ) maalesef bir cok konuda oldugu gibi sinifta kaldik. Ömrünün yaklasik ücte ikilik bir bölümünü ( 35 yil ) türkiye disinda geciren - farkli ülkelerede yasayan ve dünyanin bir cok ülkesini gezip görmüs birisi olarak, klise yaklasimlar - kültürel farkliliklar ve bunun gibi konular hakkinda oldukca iyi bir tecrübeye sahibim ve sizi cok iyi anliyorum. Eger mümkünse sizin konumunuzda olan diger yakin arkadaslarinizi da cesaretlendirin ve onlardan da bu tür videolar yapmalarini isteyin... Bu arada size yapilan tavsiyelerlere de cok güldüm... umarim sizde hep gülersiniz 😊
Anlayış ve güzel sözleriniz çok teşekkür ederim 💫
Господи, как все точно сказано! Ни дать ни взять! Отозвалось вообще всё. Браво 👏🏻👏🏻👏🏻
Спасибо за поддержку, потому что тема сложная...
Diğer bir konuda maalesef kişisel temizlik konusundaki duyarsızlığımız. Aslında iyi denecek bir çok özelliğimizi biraz kuralsızlık ve saygısızlıkla yok ediyoruz
Haklısınız.
Çok beğendim, ayna tuttuğunuz için teşekkür ederiz, hepimizin bildiği ama kurtulamadığı alışkanlıklar, bir de kitap okumama alışkanlığı, beyaz türkler ki biraz değinmişsiniz, sonradan görmeleri de ekleyeyim üstüne...
Helal olsun yenge,ağzına sağlık,bütün tespitleriniz çok doğru
Tespitlerin çok doğru Olya, linç edilmekten çekinme Türkiye'de bir deyim var ''Dost acı söyler'' :)
Tespitleriniz çok doğru teşekkürler
Ben teşekkür ederim
ÇOK GÜZEL ELEŞTİRİ BUNDAN BENDE ŞİKAYETÇİYİM
Gerçekler acıdır. Bunların bizde farkındayız. Ah bir de düzeltebilsek.
Türkiye'de nazikçe kişisel soru sormak karşısındakine değer verme göstergesidir. Kaba bir şekilde sormak elbette ki her yerde olduğu gibi kötüdür. Ancak bazı yaşça büyük insanlar (ya da kadınlar), özellikle akrabalar daha cüretkar sorular sorabilmeyi ilkesel olarak kendilerine hak görürler.
Çok güzel söylediniz, teşekkür ederim
iyi ki sizi tanımışız, akıllı dürüst bir kişilğiniz var, tesbitleriniz de çok dogru.tüm dünya ülkeleri önceleri sosyalizmden geçmeleri gerekiyormuş aslında..
Türkiyenin ve hayatın güzel bir özeti.
çok doğru
Çok doğru çok doğru
Bizim otelde de müdürün aracı için park yeri var. Park yerinde plastik duba var. Özel güvenlikler, müdür gelince dubayı kaldırıyor. Bir gün unutmuşlar kaldırmayı, müdür de orta yere koymuş arabayı diğer araçların geçişini zorlaştıracak şekilde.
Olga hanım çok haklısınız.Siz net görmüşsünüz.👍
Teşekkürler
dinlemeden like tuşuna bastım. neden üzüleceksin ki.
olya eline emeğine sağlık bu güzel vlog için kolay gelsin hayırlı işler....
Teşekkürler
Ülkemiz ve milletimiz ile ilgili gerçekçi yorumlarınızdan dolayı teşekkür ederiz Olya Hanım. Bizim için pırlanta gibisiniz.
Teşekkür ederim, pırlanta gibi hiç bir insan bulunmuyor dünyada ama 😁
Olya hanım sizinle gurur duyuyoruz nasıl dogrularımızı anlatırken türkleri sevdiğin için hosumuza gidiyorsa yanlışlarımızı iyiligimiz için anlattığından bizi ne kadar gönülden sevdiginden eminim sizden allah razı olsun olya size hakaret olsa da sakın onların yorumlarına üzülme onlar her şeye tersinden bakan ilkel yaratıklar ve güzel insanlardan gelen yorumların adil olması sizin dogrularınızı kabul etmeleri türklerin kültürünün geliştiği eleştiriyi gerekli görmeleri beni çok sevindirdi umudum iyice artı olya hanım insanlar doğarken eşittir aşırı farkları zalimlerin doymak bilmeyen adaletsiz maddiyat hırsları yaratır marangoz konusunda çok üzüldüm ve musadenle yorumum uzayacak hayırlara vesile olsun insallah bende siz gibi atalarımın toprakları türkiyeye yunanistan batı trakyadan göçtüm türküm ırklara dinlere saygım eksik olmadı olmayacak makine mühendisliği eğitimi kadim meslek marangozluk bayan giyim satış dükkânlarım dillerimden dolayı ülkeme hizmet için maddiyatsız turist rehberliği satışlar ve dünya halklarını çoğunu tanıma imkanı libyalılarda dahil ve su an en büyük en keyifli kadim meslek marangoz atölyemde marangozlugun hakkını vererek izmirde üretim yapmaktayım türk ve yabancı insanlar ustalığımdan dolayı beni basının üstünde tutuyorlar diyebilirim sizden rica ediyorum türk halkının mutluluğu için emek verdiğiniz hakkınız olan ahşaptan hediyemi türk halkı adına kabul ederseniz çok sevinirim esinle haberlesip ailenize ulştırmayı düşünüyorum olya hanım o görgüsüz kadın varya onu bana gönder ben ona biraz vicdanlı kalbi varsa görgü kurallarını ögreteyim haksız kazançlarıyla zengin denilenler maalesef var hele bir analık yapan kadının olması çok üzüçü o parasının gücüyle ne kadar mal alsa yiyemez kullanamaz mutlu olamaz bunları yaptıgım mesleklerimden bilirim allaha havele edelim bunları sizin gönlünüz kalbiniz güzel olsun yeter hayranlarının akıl dolu merhametli yorumlarıyla da gurur duyorum hepinize sağlık mutluluk diliyorum saygılarımla
Allah razı olsun
Bu tespit ettiğiniz,eleştirdiğiniz konuları biz de zaman zaman eleştiriyoruz. Ama insanımız bu,herkes aynı kültürde değil,kimi kişinin doğrusu başkasına yanlış olabiliyor.Genel doğrularda birleşemiyoruz. Bu konuları dile getirmeniz size hakaret getirmez,belki Belarus'da böyle şeyler yoktur. Ban şahsen şunu görüyorum bu ülkede her türlü insan var ve biz hep beraber yaşamak zorundayız. Yani anlaşabileceğimiz kişiyi bu toplumun içinden buluyor onunla evlenip mutlu olmaya çalışıyoruz.Videonuz için teşekkürler.
Çok doğru söylediniz, bunu sizden öğreniyorum, teşekkür ederim
Kotu olmak sorun degil kotu gorunmek ayip turkiye boyle 2 yuzlu insanlar
Tespitler %100 doğru👌. Bulunduğunuz slav ülkelerde 🇷🇺🇺🇦🇧🇾 bahsettiğiniz eleştirel durumlar nasıl,buna yönelik bir video çekmenizi rica ederim.
Olya hanımefendı, soyledikleriniz tamamen doğru hatta daha fazlasını da ekleyebilir. Biz dinimizi ne kadar iyi öğrenirsek o kadar da daha az hata yaparız.
Hayır hayır hakaret ne demek hanımefendi siz çok doğru söylüyorsunuz doğru bir noktaya parmak pastınız çok teşekkür ediyorum üzüldüğün tek şey bu konuyu bir yabancının dile getirmesi ama gerçekten çok doğru ve haklı bir eleştiri
Gerçekleri söylediğin için tebrik ederiz.
Desteğiniz için teşekkür ederim
Tüm tespitler şahsen zaten farkında olduğum ve ülkemden beni soğutan gerçekler. Bu kadar güzel bir ülkeden gitmek istememin nedeni işte bu detaylar. İnanın belarustan ukraynadan vb birini bulup evlenmek ve başka bir topluma karışıp hayatımı sonlandırmak istiyorum. Sırf bu detaylar yüzünden. Ancak şurası bir gerçek ki gittiğimiz her yerde benzer sıkıntılar olabiliyor. O sıkıntılar bizimkilerden oldukça farklı olabilir ama işte bir şeyler oluyor mutlaka. Hanımefendi değerlendirmeleriniz için kendi adıma teşekkür ederim. Umarım ülkemde bir nebze değişime vesile olur.
Teşekkür ederim. Haklısınız. Her toplumda sıkıntılar var. Bir yerden kaçmakla çözülmüyor maalesef
👏👏👏👏👏
Bravoooo Olya yenge....
Sen ne zeki kadınsın yaaa....
Keskin Zekana hayran kaldım doğrusu.....
Açıkladıklarının hepsi de doğru çok doğru bir tespit.....
Ancak, bu anlattıklarınız çok normal davranışlar Türkiye'de....
Çok normal ve bunda çekinilecek hiçbir şey yok....
Selamlar sevgiler
Olya hanım 3. bahsettiğiniz konunun tanımı mahalle baskısı, insanlar sürekli başkalarının hayatlarını takip edip dedikodu yaptığı ve başkalarının ne yaptığı ile kendi yaptıklarından daha çok ilgilendikleri için çoğu kişi davranışlarında özgür olamıyor. Türkiye'de insanların birey olmaya saygısı yok, insanlar başkalarının kişisel alanına saygı göstermezler özel hayatına müdahale etmekten çekinmezler; ne zaman evleneceksin, kaç çocuk yapacaksın vs. gibi soruları tereddüt etmeden sorarlar. Fanatikçe sevdikleri futbolcuya bile neden müslüman olmadın diye sitem ederler, sanki başkasının inancı onu ilgilendiriyormuşçasına yorum yapmaktan ve ısrar etmekten geri durmazlar.
Bu arada videoda değindiğiniz sorunlar linç yiyeceğiniz şeyler değil ancak orta yaş ve üstü olup hayattan nefret eden, kinini yönlendirecek yer arayan kişiler tarafından sözlü saldırıya uğrarsınız onları da ciddiye almamayı türkiye'de yaşarken öğrenmişsinizdir.
Türkiye'nin şiddet, dolandırıcılık, adam kayırmacılık, trafik magandalığı gibi çok daha ciddi sorunları var. Bu sorunlara değinirseniz bunları yapanlar tarafından lince uğrama olasılığınız çok yüksek, türkiye'deki insanların hepsi aynı değil bunlar her ülkede var diyerek normalleştirmeye çalışırlar yapıcı eleştiriyi kabul etmezler.
Türkiye'de hayvanların ve ağaçların bile özgürce yaşama hakkı sınırlıdır. Ruh hastasının biri kendi halinde sokakta yatan bir köpeğin üstüne kaynar su dökebilir, arabayla ezmeye çalışabilir; sokaktaki ağaca saldırabilir, parktaki ağacın dallarını kırıp dikilmiş fidanları kökünden sökebilir.
Türkiye'de haksızlığa uğramadan yaşamak çok zorlaştı çünkü hukuk sistemi işlemediği için ülkede kaos var.
O kadar güzel bir açıklama yaptığınız için çok teşekkür ederim. Çünkü ben sizden öğreniyorum, bütün benim tespitlerin aslında sizin sözlerinizin üzerinde. Siz burada doğduğunuz için, sistemi benden bin kat daha iyi bildiğiniz için her şey o kadar güzel aciklayabiliyorsunuz.
Bey efendi bilgilerinizin çoğuna katılıyorum bazı konularda biraz fazla olmuş gibi avrupada doğup kültürünü bildiğim ve ata topraklarına göç edince iyi yanlarını eksik yanlarını yakından yasamış oluyorsunuz türk halkının kültüründe duygu incelik merhamet Şevkat bir başka bu anlattığınız dogruların eğitimsizlik yoksulluk komsu ve dünya ülkelerini tanıyamama imkansızlıklarından olabilir elestrileriyi dediğin gibi eski kuşaklar hariç gençler kabul ediyorlar hayvanlarla ağaçlarla ilgili çoğu halklardan daha duyarlıdır olya hanımın hizmetleri bizler için gerekli faydalı saygılarımla
❤👍👍👍
Öncelikle doğru tabi... Biz de bu toplumun bir parçasıyız. Görüyor, yaşıyoruz. Şimdi gelelim nedenlerine; Olya Hanım, biz ülke olarak birinci dünya savaşında ve özellikle Çanakkale Savaşında adeta bütün eğitimli, okumuş, görmüş geçirmiş insanlarımızı kaybettik. İçimizdeki etnik azınlıklar da mübadelelerle farklı ülkelere gittiler. Toplumun çoğunluğu kırsal kökenli, eğitimsiz veya az eğitimliydi. Toplumu her açıdan yükseltecek bireylerin azlığı, vasatı vaka-i adiye haline getirdi. On yıllar içerisinde sermayenin gelişmesi ve büyümesi ile birlikte, parası olan ama eğitim ve kültür seviyesi düşük insanlar oluştu. Bir zamanlar biz onlara sonradan görme derdik. Bu insanların en temel ve belirgin özelliği hadsiz olmalarıdır. Bir ata sözümüzü buradan tekrar ederek, eğitimli ama görgüsüz insanları da özetleyeyim. Eğitim cahilliği alır ama eşeklik baki kalır. Bu ülkenin insanı olarak rahatlıkla söyleyebilirim. Eminim ki ben de linç edileceğim. Bu ülkenin en önemli problemi köylülüktür. Son derece düşük seviyedeki bu insanlar şu anda şehirlerde ve pek çoğu, belki önemli devlet kademelerinde, belki şirket, fabrika, iş yeri sahibi insanlar oldular. Ve tabiki sizin gözlemlediğiniz insanlar, kahir ekseriyeti olsa da, elbette öyle olmayan ve sayıları azımsanmayacak miktarda olanlar da var. Benim çocukluğumda bu davranış veya sözleri söyleyen insanlar ayıplanır ve hatta söylemesine izin verilmezdi. Uzun bir yanıt oldu. Ama kişisel görüşümü paylaşmak istedim.
Not: Türkiye’deki insanların soyağaçları incelendiğinde çok çok büyük kısmı köy kökenli olduğu görülecektir. Köylülere methiye dizecek de değilim. Köy kültürü incelendiğinde, tespitlerinizin kaynağı olduğu görülecektir. Şehre gelen köylüler, şehir kültürünü almaktansa, köylerini şehre taşımışlardır.
Beni o kadar bilgildirdiginiz için teşekkür ederim.
Bu arada bizim de öyle- şehirler daha 100 sene önce o kadar kalabalık değildi. Şehirler zaten köyden gelen insanlar sayesinde büyüdüler, ve bu normal.
Linç etmeyeceğim. Kaç yüz yaşında olduğunuzu da bilmiyorum. Türkiye de hangi köye giderseniz gidin, gelen türk yada yabancı olsun, hoşgeldiniz denir. İhtiyacı olup olmadığı sorularak yardım etmek isterler. Köylüyü görgüsüzlükle suçlamınızı eleştireceğim. Size tavsiyem Türk toplumunun 500-600 yıl öncesindeki yaşam şekillerini inceleyerek düşüncelerinizi tekrar gözden geçirmeniz. Türklerin yaşam şekillerine bakıldığı zaman , yerleşik hayat yaşamadıkları, göçebe şekilde yaşadıkları açıktır. Son 150 - 200 yılda yerleşik hayat başlamış ise de son 50 yılda olgunlaşma evresine girmiştir. Avrupa ve Komünist Rusya dan dağılan ülkelerdeki binaların yaşlarına ve mimarilerine bakarsanız, bunları açıkça görebilrisiniz. Avrupa, Rusya ve İskandinav ülkeleri binlerce yıldır yerleşik hayat yaşadıkları için kültürel miras olarak bıraktıkları binalar ve tarihi eserler bize bilgi vermektedir. Oysa günümüz Türkiyesinde eski tarihli ve kendine özgü binaların sayısı konut olarak oldukça az. Bu binalarda genellikle Yunan ve Rumlardan kalanlardır. Türklerin eski yapıtlarından kalanlar çoğunlukla, Kervansaraylar, Kaleler, ve Camilerdir. Türk mimarisi diye bileceğimiz Cumhuriyetin ilk yılları, Osmanılının son dönemlerinden kalan yarı yığma kagir dediğimiz kerpiç, taş, ağaç ve çamurdan yapılmış evler vardır. Bunlara örnek olarak Safranbolu,Eskişehir, Ankara, Amasya, Denizli, İzmir Birgi de bulunan evleri gösterebiliriz. Atatürk " Köylü Milletin Efendisidir" sözünü söylerken, insanların ruhsal güzelliğini , çalışkanlığını, saygılı olduklarını dile getirmek istemiştir. Türk gelenek ve göreneklerinden uzaklaşarak yozlaşmış ve batı kültürüne hayran olmuş insanların yaşadıkları ikilemlerin sorumlusu köylüler değildir. Yediğiniz besinleri, giydiğiniz elbisenin pamuğunu üreten bu insanlar aşağılanmayı değil, övgüyü hak ediyor. Türkler yerleşik hayata Cumhuriyetle birlikte daha fazla ilgi göstermiştir. Türk toprakları sürekli saldırı altında kaldığından ve Türkler savaşçı bir millet oldukları için at sırtında sürekli yer değiştirmeleri sebebi ile de yerleşik hayata geçememişlerdir. Ancak Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti içinde azınlık olarak yaşayan yabancılar yerleşik hayat yaşamışlar ve bıraktıkları yapıtlar, binalar, kullandıkları eşyalar ile bize ışık tutmuştur. Olya hanımın bahsettiği ayrımcılığı yapan ve yukarıdan bakmaya çok güzel bir örnek de siz oluyorsunuz.
@@akkeceli Efendim, henüz asırlık bir insan değilim. Ama Türk toplumunun içinde bulunduğu durumla ilgili gerçekleri de görmemiz en azından kendimiz için faydalı olacaktır. Beni tanıyormuş gibi yargı dağıttınız. Şehircilikle ilgili bazı tarihi bilgileri vermiş olmanız gerçeği ne yazık ki değiştirmiyor. Şehirleşme veya şehir kültürü batı kültürü değildir. Bilakis ben doğu şehir kültürünün batı kültüründen çok daha üstün olduğunu düşünenlerdenim. Batı tarzı şehir kültürü ile Türk tipi şehir kültürü arasında derin bir farklılık bulunmaktadır. Türk kültüründe toplumsal yaşam ve saygı ön plandadır. Türk insanının genel karakteristiği misafirperverliğidir. Misafirperverlik üzerinden şehir ve köy kültürlerini karşılaştırmanın kimseye bir yararı bulunmuyor. Atatürk'ün sözüne atıf yapılacağını tahmin etmiştim. "Köylü milletin efendisidir." Bu tek cümleyi söylendiği şartlarda nasıl anladığınıza bağlı farklı düşünebiliriz. Sizce efendiliği, hilafeti ve sultanlığı tamamen kaldırıp Cumhuriyet ve demokrasiyi önceleyen bir anlayışın gerçekten sarf etmek istediği cümle köylülere pozitif yönde bir ayrıcalık vermek midir? Yoksa, Osmanlı'dan beri ezilerek yok sayılmış insanların kendilerini toplum yararına entegre etmeye çalışan bir onurlandırma düşüncesi midir? Veyahut, benim de daha önce belirtmiş olduğum gibi, koskoca Osmanlı bakiyesinden sadece onların kalması sonucu elde olanın yükseltilmesi, ülkenin onlar sayesinde geleceğe yürüyeceğinin bir ifadesi midir?
Ben köylülüğü kendi mecrasında normal bir durum olarak görüyorum. Hayatın ve tarihin akışı sonucu şekillenmiş bir kültürdür. Ama siz aynı anlayışı toplumun geneline yerleştirdiğinizde veya normalleştirdiğinizde bunun gerçekçi olmayan sonuçlarının olacağını bilmelisiniz. Ben dahil, kendimizi elit olarak görebilecek bir seviyede olduğumuzu düşünmüyorum. Eminim ki siz veya sizin çevresindeki insanlardan son derece naif, ince düşünceli, insana, yaşama ve topluma değer kazandıran insanların atalarının en az bir kaç yüzyıl boyunca şehir insanları olduğunun farkındasınızdır.
Alıngan olmak için bir sebep bulunmuyor. Köylüleri de küçümseyip hor görmüyorum. Bilakis onlar kendi mecralarında olmaları gerektiği gibi insanlar. Ama onların hepsini bir şehre, İstanbul'a doldurduğunuzda, İstanbul dünyanın en büyük şehirlerinden birisi değil, dünyanın en büyük köyü oluyor. Denklem bu kadar basit.
@@adjustment48tümden reddediyorum tespitlerinizi. Toplumumuzda görülen çarpıklıklar üreten insan anlamına gelen köylülerle alakalı değildir. Hem de hiç değil. Ortada bir yozlaşma var ve bunun sebepleri çok daha derinlerde yatar. Köy ensitüleriyle ortaya çıkan köylü profilimiz bugünkü batılı toplumlardan bile ilerideydi. Ancak 1950 lerden itibaren bizler köylerimizi imamlara tarikatlara cemaatlere teslim ettik. Bu dönüşümün küresel düzlemdeki siyasal sebeplerini anlarsanız toplumumuzdaki dejenerasyonun sebeplerini de anlarsınjz. Özellikle 1980 lerden itibaren içine girdiğimiz iğrenç kapitalizm nedeniyle para tek ve en üst değer haline geldi. Köylümüz toplumun tüm kesimlerinde görülen çürümeden nasibini aldı. Ben çocuklugumda köyde yasarken piskopat gibi kitap okurdum. Çünkü o zamanlar okumak bilmek öğrenmek önemli bir üst değerdi. Bugün şehirlerde öğretmenler doktorlar hukukcular yani toplumu ileriye tasıyacak her meslek dalı tüccarlıga dönüşmüş durumdadır. Sadece köylüler değil şehirliler de dejenere oldular. Bunca karşılıksız çeki piyasaya köylüler mi sürüyor?! Meseleye köylülük şehirlilik değil de tüm toplum için eğitim sorunu olarak bakarsanız daha doğru bir tespit yapmış olurdunuz. Bu ülkede köylüsü şehirlisi hayata arap çöl mitolojisi üzerinden bakıyor. Çünkü amerika 1950 lerden itibaren sovyetleri cevrelemek için dindar toplumlar yarattı. İslam ülkeleri dincileşirse sovyetlerden nefret edip abd nin yanında saf tutacaktı çünkü. İranda arabistanda mısırda pakistanda endenozyada malezyada ve ülkemizde islamcı örgüt ve kişilerin önü böyle açıldı. Bunların önğnü açmak için tüm bu ülkelerde darbeler yapılıp solcu dedikleri seküler kesimleri tasfiye ettiler. İslamcılara Sınırsız maddi ve siyasi destek verildi. Sonuçta tüm bu islam ülkelerinde bilimsel düşünen, medeni, seküler kesimler tasfiye edildi. Ellerindeki maddi ve siyasi güçler alındı. Tarikatlar cemaatler üretmeyen dinci yapılar tüm devleti ele geçirdi. Bu sürecin sonunda parayı önceleyen kapitalist ve bağnaz bir toplum düzenine geçtik. Bilimsel düşüncenin ve üretimin yerini kabız bir ekonomi ve geci bir kültürel toplum alıverdi. Tüm yaşadığımız melanetlerin sebebi budur. Köylülük ya da şehirleşme filan değil. Abd sadece bizi değil diğer tüm islam ülkelerini mahvetti.
@@Tulparyelesi Ben sizin tespitlerinizi reddetmiyorum. Ama aynı şeylerden bahsetmediğimizi söyleyebilirim. Köy hayatı hiç yaşamadım. Köyde deli gibi kitap falan da okumadım. Siz eğitim ile ilgili bazı sorunlara değinmişsiniz. Ama bahsettiğim elbette eğitim sorunu değildi. Kişisel olarak algılamayın sadece durumu anlatmak için yazıyorum. Hani derler ya, "Okumak cahilliği alır ama eşeklik baki kalır" Eğitim, okumak, meslek erbabı olmak başka bir şeydir. Doktor, mühendis, hukukçu olabilirsiniz. Ancak bahsettiğimiz şeyin eğitimle ilgisi bulunmuyor. Anlatmaya çalıştığım şey kültürdür. Bir insanın, toplum içerisindeki konuşması, davranışları, olaylara karşı tepkisi, diğer insanlarla olan ilişkisi, sanata, sanatçıya bakışı, gibi somutlaştırabileceğimiz şeyleri ifade eder. Köy insanı, içinde bulunduğu zorlu koşullar nedeniyle şehir insanına göre farklıdır. Davranışları da yüzyıllar içerisinde biçimlenmiştir. Var olan kadim Türk kültürü ile dini değerlerin harmanlanmış bir halidir. Ülke yöneticilerinin dini toplumu yönetmek için kullanmaları yeni değildir. İslam Dininde bu ilk olarak Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde gerçekleştirilmiş, Kuran'ın okunarak anlaşılması yerine, çevirisi yapılmadan, din adamları tarafından yorumlandığı haliyle halk kitleleri yönetilmeye çalışılmıştır. Fakat bu tamamen tartışmanın konusu dışında başka bir durumdur. Bu durum sadece İslamiyet'te değil, özellikle Katolik ve Protestan Hristiyanlarda da görülmektedir.
Sayın @Tulpar hemen hemen hepimiz bir iki kuşak geriye gittiğimizde köy kökenli olduğumuzu görürüz. Bu nedenle köylülüğü hep savunuruz. Her zaman iyi özelliklerini dile getiririz. Ancak gidin köyde yaşamaya kalkın, emin olunuz ki yaşayamazsınız. Bir iki ay içerisinde orada boğulursunuz. Ya da tersine bir köyü boşaltıp bir sitede toplasak siz de onlara komşu olsanız. Bir iki ay içerisinde orada yaşamak istemezsiniz. Bu köyden şehre ve şehir kültürüne olan bir dönüşümün ifadesidir. Bu farkındalığı tamamen ailesi ve kendisinin yüzyıllardır şehir hayatı ve şehir kültürü içerisinde bulunmuş bir insanın nasıl hissedeceğini düşünebilirsiniz. Biraz ağır bir örnek olacak ama, bunu asla bir genelleme yapmadan söylüyorum. Gündüz kuşağı TV programlarına baktığınızda, her türlü ahlaksızlığı, bayağılığı, şirretliği yapan insanlar görürsünüz. Bu insanlar köy insanlarıdır. Hızlı şehirleşme ve toplumsal dönüşümün arızalarıdır. Kişisel hak ve özgürlükleri kavramadaki yetersizlikleri onları her şeyi yapabileceğine inanan yozlaşmış insanlar haline getirmiştir. Onların bu dönüşüme örnek olabilecek şehir insanı sayısındaki muazzam eksiklik nedeniyle, referans aldıkları, örnek aldıkları kişiler toplumsal yozlaşmaya neden olmaktadır.
Sınıf ayrımcılığı değil o. O karakter ayrımcılığı yani karakter sahibi olmak yada karaktersiz olmak. bazı insanların karakterleri makama ve paraya endekslidir parası veya makamı varsa saygı gösterilmesi gerekir yada gerekmez. Ama Türk geleneğini yitirmemiş kimseler ise o ülkenin kralı olsalar da o densize ses etmezler isteklerini yerine getirirler. Ses etmezler çünkü o kişi anlatılan şeyi anlayacak kapasiteye sahip değildir, yaşaması gerekir.
Olya, Türkler otomobillere düşkündür. Ukrayna'da (galerilerde) bir otomobil videosu çekersen çok izleneceğini düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla fiyatlar Türkiye'den çok ucuz neredeyse Amerika fiyatına. Biraz teknik bir konu ama yapabilirsen bu da çok ilgi çeker.
çok haklısın bu konu herkesin acısı. Lakin ayrımcılığı bır gurup kendini ust tabakadan sayan insanlar malesef hala var . bunlar 1980 lerden once kı kalıplaşmış kalıntılar . bu tür ayrımcılık yapan insanların artık bu milletin gözünde yeri yok ama malesef hayat şartları ve alımgücü için birileri maddi gücunu kullanmaya hala devam ediyor malesef imkanı az olanlarda boyun eğiyor aslında sadece maddiyat var şu an .
Mentalite ve egitim sorunu. Bu nedenle Turkiyede bu sorun hep vardi hep var olacak
Yenge o kadar güzel konuşmuşsun ki ağzına sağlık. Az bile söylemişsin.
Teşekkürler
Sayin Olia, video boyunca anlattiklariniz dogru idi. Iyi hatirliyorsam, bir videonda söyle diyordunuz:
Bir trenin kompartmanina oturdugun zaman, oraya baska kimlerin, nasil davranan insanlarin, gelip oturacagini, mesela bir sarhosun gelip, yol boyunca sacma sapan laflarla insani biktabilecegini anlatiyordunuz. Yani bir nevi, karsilastirma. Insanlar cesitli yapida, cesitli aliskanliklarda yetismis, kimi iyi ögretmenletrden iyi seyler ögrenmis, kimilerise sarhos bir anne - babanin elinde büyümüs olabilir ve bu iki sahis, biribiriyle hic alakasi olmayan bir sekilde davranabilirler. Bu durumu zaten siz kendiniz videonuzun en sonunda formüle etmissiniz. Nerede olursa olsun, eger o son cümlenizi kendinize rehber ederseniz, her yerde cok daha rahat yasarsiniz. Unutmayin. Selamlar
doğru analiz..belarusta nasıl olumsuzluklar var bizim türkler için
Sadece soğuk hava ve iletişim bunun haricinde çok kalite insanların yaşadığı bir ülke ...
Kusursuz bir yer yada insan yok maalesef
Sokaklar , parklar , bahceler , piknik alanı ve sahiller de ÇÖP konusu çok dogru bir tespit. Bunun nedeni nüfus , bu nüfusun egitimsiz oluşu ve sığınmacı-göçmen-kaçaklar- güneydoğu kökenliler maalesef. İlk okul da trafik , toplum , hayvan ve çevre egitimi yok denecek kadar az. Daha bir çok çevre soruni var ama siyasi elestiriye girecek diye yazmıyorum.
5 yıldır Belarus'tayım , eğitimim sonlandı ve şükürler olsun Türkiye ye dönüyorum :) Bizler Belarus un gerçek yüzünü anlatan 1-2 video çeksek, Türkiye den dışarı adım atmazsınız :)))
Bekliyoruz💫 yaşadığınız tecrübenizi paylaşın
Olya hanim emeğinize saglik elbette Türkler kotu yada art niyetinden degil biraz daha fazla samimiyetten cop konusunda sonuna kadar katiliyorum selamlar
Tabii ki insanların kötü niyetleri kesinlikle yok, belki de biz kapalı dünyada buyudugumuz için sorular biraz fazla açık geliyor
Tabii ki insanların kötü niyetleri kesinlikle yok, belki de biz kapalı dünyada buyudugumuz için sorular biraz fazla açık geliyor
@@olyasdays3794 .)
Olta hanımefendi temizlik görünüşte güzel olmak önemli değil kişinin iç güzelliği çok önemlidir olga hanım müslüman insanların inancı ilk şartı temizliktir. İnsanların kendisini yetiştirmesi çok,çok önemlidir saygılarımızla.
Bizim atalarımız köken olarak atlı göçebeler... Bir toprağı sahiplenmeden yaşayan sonra çekip giden, başka yere göçen insanlar...
Sevgili Olya.Önce emeğiniz, yapıcı eleştirileriniz,çok yerinde gözlem ve tespitlerinizden dolayı teşekkür ediyorum. Çevre temizliği,insanlarımızın dine bakışı,birbirimizle olan ilişkileri özetlerken, bunun altında yatan nedenleri; ben eğitimle ilişkilendiriyorum.Türkiye eğitimde Mustafa Kemal liderliğinde 1930 lı yıllarda köy enstitülerini kurarak çağdaş,bilime,mantığa ve akıla dayalı eğitim reformu yapmış.Ne yazıkki Mustafa Kemal'in 1938 yılında vefatından sonra bu uygulama devam etse de 1952 yıllarında Natoya girdikten sonra Amerika'nın isteği doğrultusunda bu okuların komünist yetiştirdiğine karar verilmiş.Ve kapatılmıştır.İşte eğitimde o günden itibaren sorgulamayan,araştırmayan,ezbere dayalı,dini ön plana alan bir eğitim sistemi uygulamaya konulmuştur.Bu uygulama neticesinde evini temiz tutarken,dış çevreyi ortak evimiz olarak görmeyen,düşünemiyen,yıllardır din ile,milliyetçilik ile,Atatürkçülük ile iktidara gelen siyasi politikacılar tarafından soyulan,sömürülen,fakirleştirilen ama seçim zamanı oy atarken çalıyorlar ama çalışıyorlar diyerek aynı siyasilere evet diyen bir insan topluluğu meydana getirdiler.Bu nedenle ne söylerseniz haklısınız.Gelecekte herşey iyi olacak,buna inanıyorum ama bu bir süreç.Çok zaman gerekiyor.Saygılar.🙏🙏🤗
Koy enstitüleri biraz abartılıyor yine aynı oluruz baze şeyler kültür farkı iste
bir videonuzda dost canlısı insanlar demişidiniz konuşmak icin bir sebep oluyor sorular sizde soruyorsunuz ister istemez nerelisiniz nerede oturyorsunuz kac cocugunuz var gibi daha sonrada biraz siyaset ve yemekler yada havalar gibi, tavsiye etiler dediniz istedimi hayır insanlar bence sevdikleri ve hoşlandıkarı insanlara tavsiyede bulunur akıl bedava iyi günler güzel kadın
all quite objective comments , nothing false / exagerated.
Dediklerinizin hepsi doğru , Türk toplumununda diğer halklarda olduğu gibi toplumsal zafiyetlleri var , yanlışları var ve bunu sizin gibi başka bir ülkeden ülkemize yerleşmiş birinden duymak daha gerçekçi oluyor ,
Desteğiniz için teşekkür ederim
@@olyasdays3794 eleştirmekten korkmayın biz Türkler yıllarca kendimizi eleştirmeyerek burnumuzu Kaf dağına çıkardık , burnu Kaf dağında olmak Türkçe bir deyimdir araştırabilirsinix😀😀😀
@@cemugurgun5537 evet bakarım, hiç duymadım bu deyim
👍
olya hanım , evet söylediklerinizden büyük bir kısmı doğru .birincisi sınıf ayrımcılığı ; bu konuya birazda kapitalizm etkisi olarak bakmak lazım yani amerika ve ingilterede böyle fakat bu konu ruslarda biraz fazla abartılmış galiba rus bir garson veya pazarcı ile diyalog beni çıldırtıyor sanki ben garsonum veya pazarda erikleri ben satıyormuşum gibi hissediyorum ,bizim beklediğimiz erikler çok güzel beyefendi tadına bakmak istermisiniz gibi laflar duymak am rus satıcılar suratınıza öyle donuk bir şekilde bakarki ben kendimi pazarcı hissettim bu konu ile ilgili şöyle bir paradoksta var .ruslar kendi eli ile sosyalizmi yıktı şimdi rusyada bir çok arkadaşımda benzer konulardan şikayetçi bende onlara söylediğimi sizede söyleyeyim hem kapitalist hem de sosyalist olamazsınız o çok merak ettiğiniz , imrendiğiniz , özendiğiniz kapitalizm böyle bir şey ,yani sana maaş veriyorum o zaman çantamıda taşıyacaksın çünkü o kişi kapı görevlisi bence tüm ruslar bu tramvayı yaşıyor ve çift kişilikli canı istediği zaman kapitalist canı istediği zaman sosyalist.diğer konularda haklısınız türkler çok özel sorular sorar ama kötü niyetleri yok sizde onlara özel sorular sorun . umarım sizi kırmamışımdır rusları seviyorum teşekkür ederim
Senin gibi özdenetimi olan bir eş düşledim hayatım boyunca keşke bende bir rusla evlenebilsem❤️❤️❤️❤️
Olya size bir sorum var : Sokaklarda başıboş köpekler dolaşması hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizin ülkenizde var mı? Özellikle komünist dönemde, ülkenizde, bu sorun nasıl hallediliyormus, onu merak.ediyorum. Bir gün video ile açıklar mısınız ?
Bir Turk olarak senin elestirilerini tamamen haklı buluyorum ...pravilna bce..cok ıyı analiz yapmıssın...ve bende senın gıbı bunlardan sıkayetcıyım...ben hayatımda bazı seylerı cıkardım..mesela baskaları ne der gıbı...ben soyle dusunuyorum...ne derlerse desınler bu benım hayatım ve kımseyı ılgılendırmez...kapı onunde ayakkabı cok kotu bır adet...hatta ıgrenc...
Çok doğru 💯
Ama ben mesleği genelde "bu para nereden geliyor? Hırsız mı? Mafya mı? Babasının parası mı, kendi parası mı?" bunu öğrenmek için sorarım 🤔
😁😁😁👍
Türkiyede dünyanın bir bölgesi,heryerde olduğu gibi burada.herşey var,iyi,kötü doğru,yanlıs güzel,çirkin siyah,beyaz........gibi. Ben Astana kaldım.7ay kadar İki arkadaş yürüyoruz 6 genç etrafımızı sardılar arkadaşım kaçtı 2 gaspcı arkasından gitti gözlerimi açtığımda elim yüzüm kan elimdeki poşet ve içindeki 2 pahalı tellefon yok.Şimdi bunlara hayvanlar diyeceğim ama hayvanlara hakaret olacak.Allahcc.kuranıkerimde biz insanları çeşitli karekterlerde yarattık her insan kendi karakterinin gerektiği şekilde hareket eder diyor.Bu ayetin üstüne söyleyecek birşeyim yoktur
Bizde doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar ve sizde doğru söylüyorsunuz!! :)))
Çöpler kıyı bölgelerinde çoğunlukla turistler tarafından atılıyor.Ve toplanmiyor
Maalesef
Bu yazdığına sen inandın mı?
@@erkutkoksal1913 herkes çöp atabilir, turist yada burada yaşayan, önemli değil.
Söylediğiniz unsurlarin tamamı doğru. İranlilarla aynı evde kalmıştım. Onlarında şikayet ettikleri gereksiz ve samimiyet dışı sorulara hayret ederlerdi. Türk halkının hiç hoş olmayan merakı ve kendini muhatabiyla kıyaslaması anlamina gelen gereksiz meraklı soruları bırakması lazım. Çöp işi oldukça sorunlu. Bir zamanlar kapalı yerlerde sigara içmek serbestti. Bankanın her yerine sigara içmek yasaktır yazılarıyla donattim.fakat kısmen basarabildim.kamunun çöp işini el atması ve sert yasak ve cezalar getirmesi lazım. Yoksa rica minnetle çözülecek bir sorun değil...
En azından çöp çözülse ne güzel olur
Dini konudan bizim toplumumuz bir başka dinden olan kişinin müslüman olmasını ister bu tamamen içten gelen birşey nasıl sen Türkiye geldin ve ülkemizi milletimizi sevdin sohbet ettin sana müslüman ol diyen kişilerde cennete tekrar buluşalım konuşalım komşu olalım diye müslüman olmanı ister çünkü son din islamdir sana bunun için teklif ederler
Uzun lafın kısası burası zaman geçtikçe yaşanılmaz hale gelmeye başladı. Olya hanım benim şuan belarusa yerleşme gibi planlarım var. Türkiye yaşanılmaz hale geldi güvenlik sorunu oluşmaya bunun yanında ekonomik sıkıntılar baş göstermeye başladı sizde bunun farkındasınızdır artık pahalılık konusunda Belarustan farkı kalmadı hatta 1 Adım önde şuan sen bu ülkeye yeni geldiğin için birçok şeyin farkında olmaman normal hatta burada doğup büyüyen yerlileri bile neyin ne olduğunun farkında değil kimse buradaki tehlikenin farkında değil farkında olan da vardır elbet ama benim için artık Türkiye bitmiştir insanından nefret ediyorum param olduğu halde bile buraya yatırım yapmayı düşünmüyorum dünyanın her hangi bir yeri veya adası ülkesi farketmez vatandaşlık almak için arayış içerisindeyim buda belarusu covid tedbirleri çok gevşek olması maske zorlaması aşı dayatması olamaması açısından ucunda idam ülkesi olsa bile avantajlı halde şuan benim gözümde istediği kadar kural olsun düzen olsun ama adam akıllı yaşanılabilir bir yer olsun benim için farketmez ben çabucak uyum sağlayacağıma inanıyorum. Dünyanın neresi olursa olsun...
🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣✌🙏🙏🙏🙏🙏🙏💯💯💯💯
🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣 çok çok çok dogru bu bir temel egitim sorunu
✌✌✌✌sosyalizim sosyalizim
Bence çok ağır bir konu diyerek abartmış olduğunuzu düşünüyorum. Gayet normal şeylerden bahsettiniz. Sonuçta bu olan şeyler bir iftira değil ama bir gerçek ve her zaman gözümüzün önünde olan şeyler. Çöp konusunda çok haklısınız mesela. Bu ülke sanki başkasınınmış gibi çok rahat davranıyor insanlar. Hatta yurtdışından gelen yabancılar bu ülkede eline poşet alıp çöp topluyor. Bu utanılacak bir şey bence. Daha geçen yaz denizde müsilaj problemi vardı örneğin hatırlarsanız. Bu etrafı kirletme mevzusu çocuk daha okula başlamadan önce verilmesi gereken bir eğitim. Lakin bu ülkede ki sorumsuz anne babalar önce kendileri de bir eğitim edinmedikleri için çocukları da aynı şekilde yere çöp atıyor. Bu bilinç halen tam olarak yerleşmedi. Yinede ben umutluyum eğitim ile bu sorunu çözeceğiz.
Bu ülkede ne yazık ki insanlar burnunu sokmaması gereken yerlere sokuyor. Herkes birbirini kendisiyle kıyaslıyor. Aşırı bir haset - fesat var. Ben yapamazsam o da yapamasın demek gibi.
Daha ilk okulda iken öğretmenler hep sorar mesela babanın mesleği ne? Annen ne yapıyor falan. Hatta buna göre bile öğretmen davranışını bile değiştirir. Babanızın milletvekili olduğunu düşünün mesela. Babası ayakkabıcı olan bir çocuğa davranışı ile size olan davranışı bir olmazdı.
Bana göre bu konuştuğumuz bir çok konunun ülkenin ekonomisi ile doğrudan alakası var. Ülkenin ekonomisi kötü ise, refah yok ise o ülkenin insanlarında her türlü sorun oluyor. Bir Norveç ile bir Türkiye bir olabilir mi? Pekala olamaz. Toplumda ki çürüme, dejenerasyon ülkede ki refah oranı ile bağlantılı. Tabi bir ülkede refah olup bu refahın toplumun her kesimine eşit bir şekilde paylaştırılması gerekir. Yoksa refahı bulamayan kısım yine sorunlu olur. Aynı Amerika da ki siyahilerin yaşadığı mahalleler gibi.
Türkiye'nin geri kalmasının nedeni Osmanlı'dan başlıyor. Osmanlı'nın artık bilimi ve gelişmeyi bırakması ile imparatorluk gücünü yavaşça kaybetti ve en sonunda dağıldı. Atatürk zamanında devrimler yapılsa bile Atatürkten sonra bu iyileşmeyi sürdürecek birisi gelmedi. Aynı tas aynı hamam anlayacağınız. Türkiye'nin makus talihi böyle.
Ülkede ki ekonomi git gide bozuldu mesela. Hepimiz canlı şahit olacağız yokluktan artık insanların delirdiği, cinnet geçirdiği, birbirini öldürdüğü vb zamanlara. Ülkenin yarısı asgari ücret kazanıyor gerisini siz düşünün.
Daha tabi yazılabilecek çok şey var ama işte...
Son kısmı gerçekten çok üzücü. Ama dediğiniz gibi hepsinin o kadar çok sebepleri var ki derine baktığımızda.
Okul ile ilgili söylediklerinize kesinlikle katılıyorum. Her çocuk babasının mesleğinden gurur duymayabilir, bu tarz sorural rahatsız verici olabilir.
Beni bu kadar bilgilendirdiginiz için çok teşekkür ederim, asıl ben Turkiye'yi sizden öğreniyorum.
Hepsinde haklısınız. Avrupalılar bizim medeni olmadığımızı soylediklerinde onlara kızardım. Ama artık anlıyorum ki biz gerçekten gelişmiş ve saygılı bir toplum değiliz. Eleştiri kabul etmek de bizim için zor. Umarım değişebiliriz. Sevgiler 🙏🏼❤️
Tespitler cok doğru; çöp konuusu beni çıldırtıyor
Destek için teşekkür ederim
Yerden göğe kadar haklısınız. Bir de ".. yor" diye konuşabilseniz çok iyi olacak. "..yoo,..yoo" diye konuşmanız kulağı tırmalıyor.
Teşekkür ederim, düzeltmeye çalışırım.
Dinimizi okumadan başkasının söyledikleriyle kulaktan doyma sözleriyle hadislerle öğreniyoruz yaşıyoruz ve biz müslümanlar en östün en iyi mükemmel yaratıklar oldoğumuzdan vaz geçmedikçe başka inançlara saygı göstermediğimiz sürece yollara tükürmeğe devam edeceğiz
Sigara izmaritlerini kuma gömüyorlar:))
Maalesef çok derin olmuyor
@@olyasdays3794 hanım 100 yıl önce dininden kültüründen koparilip Avrupa ya kuyruk yapılmaya calisildik bize bu gozle bakarsanız anlarsınız
Benim içimdeki Sosyalist de bundan nefret ediyor. Malesef doğru söylüyorsunuz.. Çöp sorunu bunun yanında solda sıfır..
Hakaret edilecek bir şey yok, tam aksine takdir edilecek bir dürüstlükle sorunları paylaşmışsınız. Siz Belarus'tan Türkiye'ye gelip bizim temizlik yoksunu vatandaşlarımızın yerlere attığı çöpleri çocuklarınızla birlikte toplamışsınız. Utanması, sıkılması gereken bu çöpleri atanlardır. Evet bizim müdürler biraz öyledir. Gösterişi, etrafa büyük görünmeyi çok severler. Hepsi aynı değil tabiki. Sistem öyle işliyor ki o müdürün çantasını taşımazsa, özel işini yapmazsa işten atılabileceğini düşündürüyor. Dini inanç herkesin özel alanıdır, kişisel tercihidir. Buna müdahale etmek ve etkilemeye çalışmak saygısızlıktır. Herkes kendisinden sorumludur ve kendi düşünce tarzına göre inancını yaşar. Yada hiçbir şeye inanmayabilir. Bu bir özgürlüktür. Sorgulanamaz ve yargılanamaz bir değerdir. Siz böyle anlatacaksınız ki izleyen insanlar da bir başkasının gözüyle nasıl göründüğünü bilecek.
Amma özür diledin be! Bu farkı da söyle bari. Belarus'da istediğin gibi eleştirebilirsin, ve herkes nasıl daha iyi olabilir diye seni dinler. Türkiye'de ise yapıcı bir eleştiri yaptığında, sana bir kötülük yapmasınlar diye böyle korku içinde kemküm edersin!
Çok sanslısınız Türkiye'de yaşıyorsunuz. Yine çok sanslısınız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kadına vermiş olduğu hakları ve çok ama çok sahipsiniz...
Eksikliklerimizi anlatman bu videoyu en iyisi yapar. Biz toplum olarak gerçekten cahil, eğitimsiziz . Belki birileri sizlerden utanır ve kendini düzeltir.
Öyle bir şey kesinlikle düşünmüyorum. Her toplumda ona ait sorunları var. Ama biz/siz diye bir şey yok. Hepimiz Türkiye'de kalanlar bir tık daha dikkatli olursak bu sorunlar çözülür.
Evet büyükşehirler de çöp çok sen birde ege nin küçük şehirleri gör o.kadsr çöp yok ve pis değil.ormanlar
Cok doru söylüyor sun cöb konusu
çok doğru