Hikayesi kısaca söyle ; Anakronizm’le ilgili olan bu tarihi parça, Orta Çağ balad özelliği taşıyan bir parçadır. Parça, İsveç’te yaklaşık 200-250 yıl önce konuşulan konuları ve ülkenin kültürüne dair çeşitli renkleri içerisinde barındırmaktadır. Bu yıllarda yaşadışı ifade edilen troller aslına bakılırsa iskandinav mitlerinin önemli bir parçasıdır. insansı yaratıklar olarak büyük korkunç olarak tabir edilirler, insanları kaçırıp dağlara hapsettikleri söylenir Bir dişi dağ trolü, cesur, oldukça güçlü bir Herr Mannelig adlı şövalyeye aşık olur. Ve kaba sesiyle o evlenme teklifi eder. Eğer şövalye teklifi kabul ederse dişi dağ trolü insana dönüşecektir. “Herr Mannelig, Her Mannelig benimle evlenir misin?” Dişi dağ trolü, evlenmeyi kabul etmesi karşılığında Herr Mannelig’e bir sürü şey vadeder. Taşları en kırmızı bakırdan yapılmış, çarkları gümüşle doldurulmuş, Tillö ve Ternö arasında on iki değirmen… Halkaları on beş altın yüzükten bir kılıç… Beyaz ipekten tığ işi, yıpranmamış, en iyisinden bir gömlek. Dişi dağ trolü, Herr Mannelig’in yalnızca evet veya hayır diye cevap vermesini ister. Ancak Herr Mannelig şöyle der: “Eğer ki Hıristiyan bir kadın olsaydın, hediyelerini memnuniyetle kabul ederdim. Ama biliyorum ki sen kötü bir dağ trolüsün ve Necken ile Şeytan’ın çocuğusun!” Dağ trolü, ağlayarak oradan kaçar ve isyan eder: “Yakışıklı silahtar benim olsaydı azabımdan kurtulacaktım.” Trol, günlerce ağlar. Ağlamasıyla dağlar sarsılır, kuşlar onun yanına gelir ve beraber ağlarlar. Nitekim dağ trolü hiçbir zaman insan olamaz ve ağlamaya daima devam eder, gözyaşını kimse dindiremez.. -Her Mannelig, sizce dişi dağ trolünün teklifini kabul etseydi ne olurdu? Şövalye, herkes gibi trolün kalbine değil dış görünüşüne baktı.. Dağ trolü çirkin ve Hristiyan değildi. Oysa trolün teklifini kabul etseydi mutlu olabilirdi, belkide hayatınınn aşkı o olacaktı. Ama o, diğer güzelliklere gitti. gerçek aşkı arkasında bırakarak.. Dış görünüşe değer veren insanlar gerçek aşkı asla bulamayacaklardır. Çirkin veya güzel olmak, kalple ilgilidir. Kişinin yüzü güzel olabilir ama ya kalbi kötüyse? Dış görünüşü bir anlam ifade eder mi? Bir insanı sevdiğiniz zaman güzelleşeceğİni unutmayın. Dağ trolü, onunla bir ömür mutlu yaşam arzularken, aslında dinmeyen göz yaşların sahibi oldu. Herr Mannelig onu dışladı, hor gördü. Karşısına çıkıp “Benimle evlenir misin” diyen kadını aşağıladı. Unutmayın ki asıl cesur, Herr Mannelig gibi şövalyeler değil, dağ trölü gibi sevdiğini açıkça söyleyen insanlar cesurdur. Dişi dağ trolü gibi cesur olmak kimsenin harcı değildir. Umarım sizde Herr Mannelig gibi insanlarla karşılaşmazsınız. Güzelliği bedenlerde değil, kalplerde arayın.
Awesome 💚
En sevdiğim müziklerden biri
💜💜❄
🌹
Çoksel
Teşekkürler :)
Nice 🎶❤️
🤍
WOOW SO GREAT I LIKE IT
Thanks ^^
Hikayesi kısaca söyle ;
Anakronizm’le ilgili olan bu tarihi parça, Orta Çağ balad özelliği taşıyan bir parçadır. Parça, İsveç’te yaklaşık 200-250 yıl önce konuşulan konuları ve ülkenin kültürüne dair çeşitli renkleri içerisinde barındırmaktadır. Bu yıllarda yaşadışı ifade edilen troller aslına bakılırsa iskandinav mitlerinin önemli bir parçasıdır. insansı yaratıklar olarak büyük korkunç olarak tabir edilirler, insanları kaçırıp dağlara hapsettikleri söylenir
Bir dişi dağ trolü, cesur, oldukça güçlü bir Herr Mannelig adlı şövalyeye aşık olur. Ve kaba sesiyle o evlenme teklifi eder. Eğer şövalye teklifi kabul ederse dişi dağ trolü insana dönüşecektir.
“Herr Mannelig, Her Mannelig benimle evlenir misin?”
Dişi dağ trolü, evlenmeyi kabul etmesi karşılığında Herr Mannelig’e bir sürü şey vadeder. Taşları en kırmızı bakırdan yapılmış, çarkları gümüşle doldurulmuş, Tillö ve Ternö arasında on iki değirmen… Halkaları on beş altın yüzükten bir kılıç… Beyaz ipekten tığ işi, yıpranmamış, en iyisinden bir gömlek.
Dişi dağ trolü, Herr Mannelig’in yalnızca evet veya hayır diye cevap vermesini ister. Ancak Herr Mannelig şöyle der:
“Eğer ki Hıristiyan bir kadın olsaydın, hediyelerini memnuniyetle kabul ederdim. Ama biliyorum ki sen kötü bir dağ trolüsün ve Necken ile Şeytan’ın çocuğusun!”
Dağ trolü, ağlayarak oradan kaçar ve isyan eder:
“Yakışıklı silahtar benim olsaydı azabımdan kurtulacaktım.”
Trol, günlerce ağlar. Ağlamasıyla dağlar sarsılır, kuşlar onun yanına gelir ve beraber ağlarlar. Nitekim dağ trolü hiçbir zaman insan olamaz ve ağlamaya daima devam eder, gözyaşını kimse dindiremez..
-Her Mannelig, sizce dişi dağ trolünün teklifini kabul etseydi ne olurdu? Şövalye, herkes gibi trolün kalbine değil dış görünüşüne baktı.. Dağ trolü çirkin ve Hristiyan değildi. Oysa trolün teklifini kabul etseydi mutlu olabilirdi, belkide hayatınınn aşkı o olacaktı. Ama o, diğer güzelliklere gitti. gerçek aşkı arkasında bırakarak.. Dış görünüşe değer veren insanlar gerçek aşkı asla bulamayacaklardır. Çirkin veya güzel olmak, kalple ilgilidir. Kişinin yüzü güzel olabilir ama ya kalbi kötüyse? Dış görünüşü bir anlam ifade eder mi? Bir insanı sevdiğiniz zaman güzelleşeceğİni unutmayın. Dağ trolü, onunla bir ömür mutlu yaşam arzularken, aslında dinmeyen göz yaşların sahibi oldu. Herr Mannelig onu dışladı, hor gördü. Karşısına çıkıp “Benimle evlenir misin” diyen kadını aşağıladı. Unutmayın ki asıl cesur, Herr Mannelig gibi şövalyeler değil, dağ trölü gibi sevdiğini açıkça söyleyen insanlar cesurdur. Dişi dağ trolü gibi cesur olmak kimsenin harcı değildir.
Umarım sizde Herr Mannelig gibi insanlarla karşılaşmazsınız. Güzelliği bedenlerde değil, kalplerde arayın.
Ooo~ so amazing and beautiful
Thanks ^^