ÖNEMLİ AÇIKLAMA : Talmud hakkında yapılan "sapık" suçlamaları, genellikle yüzeysel ve derinlikten yoksun bir yaklaşımı temsil eder. Herhangi bir inanç sistemini veya tarihsel belgeyi değerlendirmek için, bağlamını anlamadan yalnızca sonuca odaklanmak yanıltıcıdır. Özellikle, tarih boyunca toplumlarda varlığını sürdüren belirli uygulamaların, inanç sistemlerine nasıl yansıdığını ve zamanla nasıl dönüştüğünü anlamamız gerekiyor. Yani becerebilirsek bir zorlu EMPATİ. Örneğin, Talmud’un hukuki ve ahlaki metinleri, bazı geleneksel uygulamaları doğrudan ortadan kaldırmaktan ziyade, onları sınırlamaya ve zamanla azaltmaya yönelik çabalar içerir. Bu, o dönemin sosyo-ekonomik ve kültürel gerçeklikleri düşünüldüğünde, radikal değişimlerden ziyade kademeli dönüşümlerin daha uygulanabilir olduğu bir stratejiydi. Buna bir örnek olarak, günümüzde “beşik kertmesi - çok benzer olmasa da kavramı anlamak adına - ” olarak adlandırılabilecek uygulamalara benzeyen antik gelenekler verilebilir. Mezopotamya kültüründen başlayarak, pagan inançlardan tek tanrılı dinlere geçiş sürecinde bu tür uygulamalar devam etmiş, - hatta çok daha korkunç uygulamalar, etik ve fiziksel olanlar - ve yok olmaları zamana yayılmıştır. Bu tür dönüşüm süreçleri Yahudilikle sınırlı değildir. Aynı durum Hristiyanlık ve İslamiyet için de geçerlidir. Bir uygulamanın toplumsal kabul gördüğü bir dönemde, bunu bir gecede ortadan kaldırmak, hem dini liderler hem de toplum için son derece zorlu bir süreçtir. Örneğin, - Kölelik. İslamiyet ve Hristiyanlık dönemlerinde de kölelik doğrudan ortadan kaldırılmamış, ancak sınırlandırılmış ve zamanla kaldırılmaya yönelik bir zemin hazırlanmıştır. - Çocuk evlilikleri - nerde ise bebek - ve kadına yönelik uygulamalar. Hem İslamiyet hem de Hristiyanlık, bu tür uygulamaları düzenlemeye ve sınırlandırmaya çalışmıştır. Ancak bu süreç, yalnızca dini metinler değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik dinamikler nedeniyle de uzun bir zamana yayılmıştır. Bugün korkunç ve insanlık dışı bulduğumuz pek çok uygulamanın, geçmişte yaygın olduğunu ve geniş bir kabul gördüğünü görürüz. Ancak bu durum, o dönemin metinlerini yalnızca bugünün perspektifiyle yargılamak yerine, onların içinde bulundukları dönemin dinamiklerini ve dönüşüm çabalarını anlamamızı gerektirir. Talmud, bu bağlamda bir toplumsal düzen kurma ve var olan gelenekleri sınırlayarak dönüştürme çabası olarak anlaşılmalıdır. Kısaca bu yönde eleştiri yapmış arkadaşlarımız - Oldukça düzeysizlerdi. Sansür bazen yararlı imiş demek ki - önce sahip olduğu tarihe bakmaları gerekiyor. Yani bu konular açılırsa inanın herkesin çok ama çok söyleyecek sözü ve gösterecek kanıtları vardır. Not : Kabul edelim, etmeyelim, kızalım ret edelim hiç fark etmez. Ortada bir gerçeklik vardır. Oda şu; Dinler bir çok yönden bu gün bile, eleştirilebilir. Ama, dönemlerindeki ciddi etik ve sosyal dönüşümler çok değerli ve önemlidir. Bizim ne demek istediğimizi, bu tarihi bilen tarihçiler ve dönemi inceleyen arkeologlar çok iyi anlar. Anubis.
11 днів тому+11
Selam, Talmut, Bizde ki Sahih-i Buhariye benzer. Kur'an vardır, bide Elçinin Sünneti Yani Hadis Külliyatı, onunda en büyük temsilcisi Buhari. Talmut'ta, Tevrat vardır yazılı metin olarak, bir de Musa'ya indirilen sözlü metin, oda Talmut'tur. Musa'nın hadisleri... Fakat ne Buhari ne de Talmut indirilen dinin kaynakları olamazlar. Asıl olan Allah ve onun hükümleridir. Çünkü onun "...Hükmünde ortağı yoktur" (Kehf,26) Selam ve dua ile...
ÖNEMLİ AÇIKLAMA :
Talmud hakkında yapılan "sapık" suçlamaları, genellikle yüzeysel ve derinlikten yoksun bir yaklaşımı temsil eder. Herhangi bir inanç sistemini veya tarihsel belgeyi değerlendirmek için, bağlamını anlamadan yalnızca sonuca odaklanmak yanıltıcıdır. Özellikle, tarih boyunca toplumlarda varlığını sürdüren belirli uygulamaların, inanç sistemlerine nasıl yansıdığını ve zamanla nasıl dönüştüğünü anlamamız gerekiyor. Yani becerebilirsek bir zorlu EMPATİ.
Örneğin, Talmud’un hukuki ve ahlaki metinleri, bazı geleneksel uygulamaları doğrudan ortadan kaldırmaktan ziyade, onları sınırlamaya ve zamanla azaltmaya yönelik çabalar içerir. Bu, o dönemin sosyo-ekonomik ve kültürel gerçeklikleri düşünüldüğünde, radikal değişimlerden ziyade kademeli dönüşümlerin daha uygulanabilir olduğu bir stratejiydi. Buna bir örnek olarak, günümüzde “beşik kertmesi - çok benzer olmasa da kavramı anlamak adına - ” olarak adlandırılabilecek uygulamalara benzeyen antik gelenekler verilebilir. Mezopotamya kültüründen başlayarak, pagan inançlardan tek tanrılı dinlere geçiş sürecinde bu tür uygulamalar devam etmiş, - hatta çok daha korkunç uygulamalar, etik ve fiziksel olanlar - ve yok olmaları zamana yayılmıştır.
Bu tür dönüşüm süreçleri Yahudilikle sınırlı değildir. Aynı durum Hristiyanlık ve İslamiyet için de geçerlidir. Bir uygulamanın toplumsal kabul gördüğü bir dönemde, bunu bir gecede ortadan kaldırmak, hem dini liderler hem de toplum için son derece zorlu bir süreçtir.
Örneğin,
- Kölelik. İslamiyet ve Hristiyanlık dönemlerinde de kölelik doğrudan ortadan kaldırılmamış, ancak sınırlandırılmış ve zamanla kaldırılmaya yönelik bir zemin hazırlanmıştır.
- Çocuk evlilikleri - nerde ise bebek - ve kadına yönelik uygulamalar. Hem İslamiyet hem de Hristiyanlık, bu tür uygulamaları düzenlemeye ve sınırlandırmaya çalışmıştır. Ancak bu süreç, yalnızca dini metinler değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik dinamikler nedeniyle de uzun bir zamana yayılmıştır.
Bugün korkunç ve insanlık dışı bulduğumuz pek çok uygulamanın, geçmişte yaygın olduğunu ve geniş bir kabul gördüğünü görürüz. Ancak bu durum, o dönemin metinlerini yalnızca bugünün perspektifiyle yargılamak yerine, onların içinde bulundukları dönemin dinamiklerini ve dönüşüm çabalarını anlamamızı gerektirir. Talmud, bu bağlamda bir toplumsal düzen kurma ve var olan gelenekleri sınırlayarak dönüştürme çabası olarak anlaşılmalıdır.
Kısaca bu yönde eleştiri yapmış arkadaşlarımız - Oldukça düzeysizlerdi. Sansür bazen yararlı imiş demek ki - önce sahip olduğu tarihe bakmaları gerekiyor. Yani bu konular açılırsa inanın herkesin çok ama çok söyleyecek sözü ve gösterecek kanıtları vardır.
Not : Kabul edelim, etmeyelim, kızalım ret edelim hiç fark etmez. Ortada bir gerçeklik vardır. Oda şu; Dinler bir çok yönden bu gün bile, eleştirilebilir. Ama, dönemlerindeki ciddi etik ve sosyal dönüşümler çok değerli ve önemlidir. Bizim ne demek istediğimizi, bu tarihi bilen tarihçiler ve dönemi inceleyen arkeologlar çok iyi anlar.
Anubis.
Selam,
Talmut, Bizde ki Sahih-i Buhariye benzer. Kur'an vardır, bide Elçinin Sünneti Yani Hadis Külliyatı, onunda en büyük temsilcisi Buhari. Talmut'ta, Tevrat vardır yazılı metin olarak, bir de Musa'ya indirilen sözlü metin, oda Talmut'tur. Musa'nın hadisleri... Fakat ne Buhari ne de Talmut indirilen dinin kaynakları olamazlar. Asıl olan Allah ve onun hükümleridir. Çünkü onun "...Hükmünde ortağı yoktur" (Kehf,26)
Selam ve dua ile...
...
Güzel ve Bilge Araştırmacı Abimiz Emeğin için çok çok Teşekkür EDERİM ❤
Yine güzel bir videoya başlayalım . Teşekkürler ...
Emeğinize sağlık.Güzel bir video olmuş.❤
teşekkürler
Talmud zebur u şerif tir cennet sekiz cehennem yedi kattır
@@cileklisut8063 gitmiş gibi emin konuşuyorsun