Demokrasi Abartılmış Bir Balon Mudur? I Demokrasi Nedir? I Ateş Ölçer 11

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 25 лис 2024

КОМЕНТАРІ • 125

  • @buseyasar1
    @buseyasar1 2 роки тому +47

    her video daha da farklı argüman ve fikirlerle destekliyorsunuz, böyle birden fazla kişinin birlikte tartıştığı videolar devam eder umarım🙏

  • @YKSRehberlik
    @YKSRehberlik 2 роки тому +25

    Gençler harikasınız. Yaz tatilinde keşfettim sizi. Önce Türkiye'nin iktisadi tarihi ile ilgili videolarınızla başladım sonra hepsini izledim. Ben bir psikolojik danışmanım. Okulda rehber öğretmen olarak çalışıyorum. Sosyal bilimler hakkında popüler bilim tadında hiç sıkmadan anlatıyorsunuz ve bayıla bayıla izliyorum sizleri. Yetiştirdiğim öğrenciler için bana vizyon kattığınız için çoook teşekkür ediyorum. Sizin kadar okumalar yapamadığım için en azından sizin okuduklarınızdan süzülmüş az ve öz analizlerinizle kültürleniyorum. İnşallah sizi motive eden şeyler bitmez ve youtube mecrasında içerik üretmeye devam edersiniz. Sizi çooook seviyorum.❤

    • @AHMETDOLMACI
      @AHMETDOLMACI 6 місяців тому +1

      aynı yorumu yapacaktım. Gençler çok seviliyorsunuz. Her ne kadar umutsuzluktan gebersem de sizi dinlemek bana umu vermeye çalışıyor. İyi ki varsınız!

  • @enescihan1750
    @enescihan1750 2 роки тому +21

    Ömer ve Yaşar birbirlerine dönüp sabaha kadar argümanlarını kapıştırsın, sıkılmadan izlerim..

  • @ben10nyson10
    @ben10nyson10 9 місяців тому +2

    Baştaki konuyla ilgili Adam Smith, Ulusların Zenginliği kitabında "Uzmanlar bildiklerini iddia ettiklerinden daha az şey bilir ve sıradan insanlar, neyin onlar için en yararlı olcağını zannedilenden daha fazla bilirler." diyor.

  • @aysegul3098
    @aysegul3098 2 роки тому +3

    Bu kanal gerçekten kendine bir şey katmak, daha fazla entelektüel bilgi sahibi olmak isteyen insanların izlediği kanaldır.

  • @ilhamdegirmenci3165
    @ilhamdegirmenci3165 2 роки тому +7

    Bu yıl siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümünü kazandım Konuyu ele alış biçiminiz çok hoşuma gitti Ayrıca ilgimi çektiği için de izlerken çok keyif aldım Teşekkürler

  • @nurdanerdogan2998
    @nurdanerdogan2998 2 роки тому +12

    Democracy is a pathetic belief in the collective wisdom of individual ignorance. (Henry L. Mencken)

  • @batuhankavlak
    @batuhankavlak 2 роки тому +8

    Andrew'da bir ajan vibe'i aldım umarım anahtarı unutması yalan değildir

  • @selmaguler7969
    @selmaguler7969 Рік тому +1

    Gençler harikasınız❤ kulaklığımı takıp yemek yaparken, temizlik yaparken hep sizleri dinliyorum❤

  • @tahahokelek4153
    @tahahokelek4153 2 роки тому +9

    Bir küçük kişisel görüş daha eklemek isterim. ABD'yi demokrasinin beşiği şeklinde yansıtmak biraz sıkıntılı bana göre. "ABD'de demokrasi var" dan ziyade ABD'de liberalizm var desek çok daha anlamlı olacaktır çünkü biz ABD yönetiminde bürokrasinin son derece güçlü olduğu elitist bir yapı gözlemliyoruz. Öte yandan, sosyal ve ekonomik yapının ise son derece liberal ve kapitalist bir yapıda olduğunu görüyoruz. Bu da bizi "Amerikan demokrasisi" kavramından ziyade "Amerikan Liberalizmi" kavramına daha çok yaklaştırır diye düşünüyorum. O yüzden ideal demokrasi nerede diye sorgularken ABD'yi kesinlikle listenin başına yazmam şahsen.

  • @melikek.3508
    @melikek.3508 Рік тому +1

    çok iyi sohbet olmuş ya tesekkürler

  • @mali_640
    @mali_640 2 роки тому +12

    Çok iyi bu kanal nasıl izlenmiyor anlıyamıyorum

    • @fatihylmaz9891
      @fatihylmaz9891 8 місяців тому +1

      Demekki iyi bir kanal değilmiş, iyi olsa çoğunluk izlerdi değil mi :)

    • @saffetd
      @saffetd 7 місяців тому

      ​@@fatihylmaz9891 iyi kanal çok izlenecek diye bir kural yok :) hatta bilgi kanalları bi dizi veya oyun videosu kadar izlenmez. Arz talep meselesi.

  • @cem4378
    @cem4378 3 місяці тому +2

    Churchill in sözü için,"ingilizceydi zaten" demek 😊

  • @alperenkymaz7674
    @alperenkymaz7674 2 роки тому +5

    Ben de her zaman demokrasinin overrated olduğunu dünürdüm, çok güzel bir video olmuş.

  • @cetin.demir.2002
    @cetin.demir.2002 9 місяців тому

    İnsan faktörü her zaman var ve insanlar için değerleri her zaman daha önemli.Eğer uğruna ölebileceğiniz bir değeriniz varsa isterse elitist bir destek olsun isterse demokratik bir destek olsun siz bir şekilde değerlerinizi bulabildiğiniz en iyi araçla savunursunuz.Şahsi fikrimi de söylemek gerekirse ne halkın ne de elit kesimin isteği umrumda ben önce Allah'a sonra da kendi benliğime bakıp karar alırım ve bu kararı da ilk fırsatta uygularım.Çünkü insanlara güvenmiyorum sadece kendime ve Allah'a güveniyorum (Kendime de tam güvenmiyorum ama Allah'a mutlak bir güven besliyorum)

  • @tanberkak6188
    @tanberkak6188 2 роки тому +2

    Çok güzel bir konu tartışılmış ve ilk defa Ateş Ölçer’de bu kadar sakin bir tartışmanızı gördüm. Fakat bir düzeltme ile başlamak istiyorum. Ömer'in Türkiye'de doğmuş birisi olarak bu kadar fatalist olmasını anlayabiliyorum parlamentarizm hakkında ama Avrupa'da, Kuzey Amerika ülkelerinde, Avustralya ve Yeni Zelanda, hatta birçok Latin Amerika ülkesinde parti içi demokrasi vardır. Kişiler bireysel olarak yasalara oy kullanıyorlar. Burada örnek olarak Birleşik Krallık'ı sordu Ömer ama kesinlikle Birleşik Krallık'ta da parti içi demokrasi olduğunu söyleyebiliriz. İşçi Partisi'nden Başbakan Tony Blair Irak Savaşı tezkeresini geçirmek isterken partinin radikal sol kanadı olan Jeremy Corbyn, Tony Benn, George Galloway, Dianne Abbott, John McDonell gibi kişiler çok sert bir şekilde çekinmeden hayır oyu verdiler, hatta bu isimlerden Dianne Abbott Blair hükümetinin El-Kaide'yi terörist olarak tanımlamasına bile hayır oyu kullandı ve sonra bu yüzüne vuruldu. Veya Muhafazakar Part için de durum böyle. David Cameron 2015'te Suriye'ye müdahale için bir savaş tezkeresi geçirmeye çalışıyordu hem Muhafazakar, hem de İşçi Partisi'nden bir kısım milletvekili evet, bir kısmı ise hayır oyu kullandı ve tezkere geçmedi. Ya da Theresa May döneminde Chequers Plan isimli AB'den anlaşmalı bir çıkış gerçekleştirilmesine partinin içerisinde aşırı-sağ kanat olan ve en sert Brexit savunucusu olan Jacob Rees-Mogg gibi isimler bu yasa tasarısına hayır oyu verdiler. ABD'de birçok ilerici muhafazakar ve Neo-Conservative Cumhuriyetçi Trump'ın görevden alınması için soruşturma başlattı, hatta Liz Cheney çok sıkı bir şekilde bir Cumuhriyetçi olmasına rağmen Trump'a karşı sert bir şekilde direndi. Demokratlardan da Joe Manchin ve Kristen Sinema gibi kendini merkez-sağ olarak tanımlayan Muhafazakar Demokrat senatörler ise şu an Biden hükümetine zor zamanlar yaratıyorlar, halbuki uzun süreden beri ilk defa Demokratlar Senato'nun %50sini almıştı (2 tanesi bağımsız senatör ama onlar Demokratlar'dan daha yana davranır). Avustralya da ise parti içi resmi olarak fraksiyonların oluşmasına bile izin var Labor Left ve Labor Right gibi. Bunların sebebi tabi ki de o ülkelerin çok aşırı demokrat olması değil, siyasetçilerin partilerinden bağımsız bireysel olarak oy kullanmalarını koruyan mekanizmaların olması. Birincisi, ABD gibi ülkelerde her siyasetçi bir önseçimden geçerek seçiliyor, parti başkanları tarafından listeye yazılmıyor. İkincisi, ise bu bütün saydığım ülkelerde var, parti başkanları anlaşamadığı siyasetçileri partiden kolay kolay kovamıyor, ABD'de hiçbir şekilde kovamıyor. Bu sayede o siyasetçiler mecliste blok oy kullanır gibi partilerinin istediği ölçütte oy kullanmıyorlar, bireysel olarak oy kullanıyorlar.
    ABD'nin de dürüst olarak söylemek gerek, ilk defa illiberalizm ile karşılaştığı bir durum değildi Trump dönemi. Daha önceden de bir sürü olaylı seçimler yaşadı. 1824 başkanlık seçimlerinde birinci çıkan ama yeterli delege toplayamayan Andrew Jackson'a başkanlığı verilmedi, yeterli delege toplanılamayınca başkanı belirlemek için yapılan meclis oylamasında John Quincy Adams bazı milletvekillerini bakan ve büyükelçi atama sözü vererek kendisini başkan seçtirdi ve böylece Andrew Jackson'ın elinden başkanlığı çalmış oldu. 1832-33 yıllarında Amerikan İç Savaşı'na ilham olacak Nullification Crisis (1832-33) isimli Güney Carolina eyaleti bir gümrük vergisine eyalet haklarını bahane edip karşı çıkmasıyla neredeyse bölünmeye gidecek bir kriz çıktı, sonrasında Amerikan İç Savaşı'nın bizzat sebebi olan Secession Crisis ile de Güney eyaletleri Abraham Lincoln'ın başkan seçilmesiyle kölelik kurumu kaldıralacak korkusuyla ayrılmaya gittiler ve İç Savaş'ı başlattılar. 1876 seçimleri tamamen hileli bir şekilde yapıldı ve en sonunda Güneyli Demokratlar Cumhuriyetçi başkan adayı Rutherford B. Hayes'i 1877 Tavizi'ne zorlayıp İç Savaş sonrasında oluşan Güney eyaletlerinin Birlik askerleri tarafından kontrolünü kaldırılmasına ve Güney'in içişlerine karışmamasını sağladılar, ardından da hemen peşine Black Disenfrenchisement dediğimiz Siyahilerin oy haklarını ellerinden alan Poll Tax Law (baş vergisi yasası, Siyahilerin oy kullanmasını engellemek için çıkarılmış ufak bir miktar vergi, ödeyemeyenler oy kullanamıyordu) ve zorunlu okuma-yazma testleri (bu testlerin çoğu da hileliydi) gibi kanunlarla Güneyli Demokratlar Güney eyaletlerinde güçlerini uzunca bir süre pekiştirdiler. Ardından da Jim Crow Yasaları dediğimiz apartheid rejimini andıran ırksal ayrımcılığa dayalı yasalar, örgütlü KKK saldırıları ve UDC gibi örgütlerin öncülüğünde sahte anlatılarla dolu bir Beyaz Üstünlükçü Güney milliyetçi ideolojinin yaratılması gibi bir dizi ABD'nin başına bela olacak olaylar yaşandı. Bununla da ancak 1960lı yıllarda Martin Luther King Jr., Rosa Parks ve arkadaşları öncülüğündeki Civil Rights Movement güç kazanınca yüzleşildi ve Demokrat başkan Johnson 1964'te Civil Rights Act, 1965'te Voting Rights Act imzalanıp bu korkunç Jim Crow yasaları kaldırıldı, tabi bunun sonucunda Demokratlar seçimi kazanmalarına rağmen normalde gözü kapalı kazandıkları neredeyse bütün Güney eyaletlerini 1964 seçimlerinde kaybetti. Richard Nixon döneminde 1972 yılında Watergate Skandalı yaşandı, Nixon hükümeti Demokrat Parti binasına CIA ve FBI aracılığıyla dinleme cihazları yerleştirdi. 2000 yılında ise normalde Florida'daki seçimi ve bu sayede başkanlık seçimini Al Gore kazanmasına rağmen seçim hileleri ve Yüksek Mahkeme'deki Cumhuriyetçi yargıç çoğunluğu sayesinde başkanlık George Walker Bush'a verildi ki bu seçim hilesi yapılan Florida eyaletinin valisi de George W. Bush'un kardeşi Jeb Bush'tu. Kısacası ABD'de ne yazık ki her daim demokrasi ile problem vardı.
    Ömer'in Fransa siyasetinde elitlerin hakim olduğu konusuna kısmen katılıyorum ama zaten Fransa veya Batı devletlerini halen demokrasi yapan, onları radikalizmden ve popülizmden uzak tutan şey bu. İnsanların siyasete katılım oranı ise Fransa'da diğer Batı ülkelerine göre çok düşük değil, %70lerde. Türkiye'de biliyorum hep çok yüksek katılım oranı, ve neden bu kadar umutsuz bir demokraside bu kadar yüksek katılım oranı var onu bilmiyorum, ama Batı ülkelerinde 1980lerden sonra katılım oranlarında radikal derecede azalma yaşanmıştır, bunun da sebebini tahmin edebiliyorsunuzdur. Neoliberalizmin gelmesiyle artık demokrasi iyicene demokrasi olmaktan çıktı, daha çok corporatocracy'e dönüştü. Artık büyük para çok ciddi bir kuvvet oluşturuyor demokraside ve onların çıkarları korunacak şekilde, ekonomiye çok müdahale edilmeyecek şekilde, insanı değil ekonomik istikrarı temel alan bir ekonomi anlayışı var, Keynezyen dönemlerinin aksine. Evet, Yaşar'ın dediği gibi bu bir kriz ama uzun süreden beri var olan bir temsiliyet krizi, anaakım partilerin neoliberal politikaları benimsemesi sebebiyle.
    Yaşar ABD'de Cumhuriyetçi kesimden silah talebi var dedi ama aslında bu da oldukça yeni bir fenomen sayılır ve yapay bir şekilde NRA tarafından yaratılmış bir şey. Normalde 1993'e* kadar silah kontrolü ABD'de hep anketlerde %70lik bir kesim tarafından destekleniyordu, Ronald Reagan gibi Libertarian Conservative Cumhuriyetçi başkanlar bile sert bir silah kontrolünden yanaydı. 1970lerden önce ise silah kontrolü hiç partizan bir mesele bile değildi. Ama silah lobisi NRA'in 1977'de aldığı meşhur bir " The Revolt at Cincinnati" isimli kongreleri vardır, o kongrede aldıkları karar sonrasında silahın bir anayasal hak olduğu iddia edildi (halbuki anayasanın ikinci maddesinde asla her vatandaş silah alma hakkı vardır yazmaz, kocaman bir şekilde "a well regulated militia" yazmaktadır) ve bunun üzerine de reklamlarını sadece avcılık hobisi üzerine değil paranoyak bir aşırı-sağ anti-komünist gerici popülizm üzerine değiştirdiler, hatta bu fikirleri yaymak için NRA TV gibi aşırı-sağ kanallar (çok güleceksiniz ama NRA'in yöneticileri bile kendi tv kanallarının çok ırkçı olmasından şikayet etti*) ve American Hunter, NRA Journal, America's First Freedom, Traditions, Shooting Illustrated, American Rifle gibi yüksek bütçeli siyasi içerikli aşırı-sağ dergiler çıkardılar ve sürekli bir şekilde Cumhuriyetçi Parti içerisindeki siyasetçileri uçuk rakamlardaki bağışlarla finanse ettikleri gibi lobicilik faaliyetlerini çok kuvvetli şekilde arttırdılar. Artık her silah yasağı çıkarılmaya çalışıldığı anda bir anda özellikle Cumhuriyetçi senatörlere bağışların aktığını görürsünüz NRA'den. Resmen rüşvet bu ama yasal bir şey.

    • @tanberkak6188
      @tanberkak6188 2 роки тому

      Demokrasinin oluşumu konusunda Ömer doğru bir şekilde, daha önceki demokrasi videosunda da bundan bahsetmişti, demokrasinin burjuva tarafından çıkarlarını koruyacak şekilde koyulduğunu söylemiş tam bir ulus iradesi olmasın, illiberal kararlar çıkmasın diye. Fakat demokrasi sadece kurulup bırakılan ve yüzyıllardır aynı devam eden bir sistem değil, sürekli yaşanan sınıf mücadeleri sonunda değiştirilen, değişmek zorunda kalan bir siyasi sistem. İlk geldiğinde Britanya’da da, ABD’de de, Fransa’da da, hatta Osmanlı, İtalya, Almanya gibi ülkelerde de oy hakkı sadece toprak sahibi, vergi veren erkeklere ait bir şeydi. Fakat uzun mücadeleler sonucunda bu seçmen tanımı değişti. Büyük Britanya’dan örnek verelim, ne zaman işçi sınıfı ayaklanmaya başladı, 1819’da Peterloo Massacre gibi korkunç katliamlara maruz kaldı o zaman 1832 yılında « Reform Act » gerçekleşti ve seçmen tanımı genişletildi, ardından Chartist Hareket gibi önemli oy hakkı talepleri olan emek hareketi 1830 ve 1840larda yaptığı eylemlerle daha fazla reformda diretti ve en sonunda 1867’de uzun mücadeleler sonunda « Second Reform Act » geçti. Sonrasında ise emek hareketi kendi kendilerini temsil edecek, işçi sendikaları tarafından kurulan bir parti kurdu ve şu anki Britanya İşçi Partisi işte bu uzun süren mücadelelerin bir ürünüdür. Zamanında hor görülmüş, umursanmamış ve bastırılamayacağını fark ettiklerinde sadece sus payı olarak reformla ekarte edilmeye çalışılmış ama yine de belli bir ivme kazanan ve zamanla güçlenen bir emek hareketinin başarısıdır. Sonunda partilileşmiş ve Liberal Parti’nin yerini alıp asla değişmez zannedilen çift partili sistemi yıkarak, Muhafazakar Parti’nin iktidarını sarsmaya başlamış ki Birinci Dünya Savaşı sonrasında ilk seçimini kazanıp hükümet de kurmaya başlayacak. O sebeple, Britanya İşçi Partisi’ne veya Avustralya ve Yeni Zelanda’daki İçşi Partisi’ne ya da Avrupa’daki herhangi bir merkez-sol sosyal demokrat partiye bakınca bunun sadece iktidarın ılımlı ortakları olarak görülmemesi gerek. Gerek merkez-sol sosyal demokrat partiler, gerekse radikal sol sosyalist partiler uzun süren ve halen bitmemiş olan bir demokrasi hareketinin birer başarısıdır.
      Demokrasiyi şahsen ben demokrat birisi olarak pek overrated olarak görmüyorum, sadece elimizdeki demokrasinin demokrasinin çok ilkel versiyonu olduğunun kanısındayım. Özgür seçimi küçümsemiyorum ama demokrasi sadece bundan ibaret değil. Yaşar’ın dediği gibi sivil toplumdur, grev hakkıdır, konuşma ve basın özgürlüğüdür, hatta yetmez ben de ekleyeyim biraz, işçi haklarıdır, insan haklarıdır, azınlık haklarıdır, hayvan haklarıdır, çevre haklarıdır ve sonucunda her bireye eşitlik ve eşit haklar vaad eden bir egalitaryan sistemdir. Bunun şu an oldukça uzağında olduğumuzu kabul ediyorum ama bu dediğim gibi halen bitmemiş uzun bir mücadele süreci. Şu anda bile bir tarihçi için bu kadar kısa sürede böyle bir yol katedildiğini düşününce eninde sonunda o ideallere ulaşacağımızı umuyorum.
      Kaynaklar:
      - Silah kontrolüne karşı trendi gösteren Gallop Anket Şirketi'nin yaptığı anketleri ekliyorum kaynak olarak. 90lardan sonra yavaş yavaş silah savunuculuğu başlıyor, burada hem NRA'in saldırıya geçmesi, hem de Baba Bush ve Bill Clinton dahil bir çok siyasetçinin ırkçı tınıları olan "Tough on crime (suç konusunda sertlik)" söylemlerinin yarattığı korku iklimi etkisi var. Obama döneminde ise bu silah savunuculuğu uçuyor, çünkü eminim rastlamışsınızdır, Obama döneminde Siyahi bir başkanın Beyazlara soykırım yapacağı gibi uçuk bir uç-sağ ırkçı söylemi yayıldı internette ve NRA de, Ted Cruz gibi aşırı-sağ bir çok Cumhuriyetçi siyasetçi de, sürekli böyle ırkçı çağrışımlar yapan kampanyalara devam etti uzun bir süre boyunca. Tabi, bir de 2010'daki Citizens United v. FEC davasından sonra bu tip lobi örgütleri siyasette inanılmaz bir güç kazandılar, bu faktörü de unutmamak lazım:
      news.gallup.com/poll/1645/guns.aspx
      - Konu hakkında oldukça bilgilendirici keyifli bir John Oliver bölümü NRA TV üzerine, izlemenizi öneririm eğer İngilizce biliyorsanız:
      ua-cam.com/video/LEcbagW4O-s/v-deo.html
      - NRA'in olaylı lobiciliği üzerine benzer bir bölüm de Hasan Minhaj "The Patriot Act" isimli şovunda yapmıştı. UA-cam linkini koyuyorum, Netflix'ten Türkçe altyazılı olarak da izleyebilirsiniz:
      ua-cam.com/video/wCJJI6M77pA/v-deo.html
      - NRA yöneticilerinin NRA TV'den "utanç verici ve ırkçı" diye şikayet ettikleri üzerine Vox'un haberi:
      www.vox.com/policy-and-politics/2019/10/28/20936511/nra-nratv-ackerman-mcqueen-lawsuit-complaint
      - NRA'in nasıl aşırı-sağ reaksiyoner popülist hareketlerle silah sahipliğini birleştirip nasıl bir siyasi kimlik yarattığını anlatan güzel bir çalışmayı barındıran Vox makalesi:
      www.vox.com/2018/2/27/17029680/gun-owner-nra-mass-shooting-political-identity-political-science

  • @Axel13619
    @Axel13619 2 роки тому +2

    Demokrasi en güzel, az nüfuslu ülkelerde işler. Aksi durumda ise, federal demokrasi ve konfederasyonlar olmalıdır. Yoksa demokrasi,faciaya dönüşür. Doğrudan demokrasi harici demokrasiler, pek de demokratik sayılmaz. İsviçre en güzel demokrasi örneğidir.

  • @antoncehov9798
    @antoncehov9798 2 роки тому +2

    Cumhuriyetçilik konusunda farklı bir bakış açısı öğrendim teşekkürler

  • @raichuolmayredetmeyenpikac7676
    @raichuolmayredetmeyenpikac7676 2 роки тому

    bu kanal gerçek bir düşünce kulübü

  • @sorensdogukansezer9148
    @sorensdogukansezer9148 2 роки тому +2

    Demokrasinin en çekici olan tarafı bence, muhalif olabilme özgürlüğüdür. Ve gerçek bi demokraside Iktidar olanlar muhalefetin gücünden korkarak bu baskıyla hareket ederlerse ancak kalkınma, refah yükselebilir.
    Mesela, bugun hard kapitalizmin babasi sayılabilecek ülkelerde de durum bundan farkli olmamış, sol siyasetin yarattigi endişe ile maas karşılığı çalışan insanların çalışma saatleri düşürülmüş, maaşları yükselmiştir.
    Bu denge denetim mekanizması Atatürk tarafından yetişmiş insan sayısının azlığı sebebiyle, tek kurumsal yapi olan askeriye verilmiş ancak çağın gerekliliklerine her zaman ki gibi Türkiye ayak uyduramamis ve başka kurumların bu görevi üstlenmesi bilinci yine yerlesememistir.
    O yüzden bugün çağı yakalayacaksak; önce insan kalitemizi artırmalı, sıradan halk olarak da oy verdiğimiz veya iktidara gelen partiler için sürekli bir ic ve dış denetimi ele almalıyız.
    Not: Ben düşler ülkesinden polyanna.

  • @tanyantanr1352
    @tanyantanr1352 10 місяців тому

    Çok iyi noktalara değinilmiş. Ek olarak demokrasi için sivil toplum ve özgür medya için de sermaye birikimi önemli. Otoritenin sürekli sömürdüğü bir halk ya da cronny-capitalism ilişkisi olan bir devlet, sermayesi olmayan toplumlarda özgür olmayan basın yaratabilir. Bir de demokrasi, mali savurganlığa da sebep oluyor. Türkiye'de zaten bağımsız kurum yapısı yok ama mesela Birleşik Devletler'e bakınca bütçesinin ve borcunun her sene arttığını görüyoruz çünkü siyasetçiler için bir sorumluluk nerdeyse yok.

  • @vosvodin
    @vosvodin 2 роки тому +1

    Toplumda eşitliği arttırırsan demokrasi çok güzel işler. Ama dikkat edilmesi gereken bir nokta var, eşitliği sağlamak birilerine bedava bir şey vermek değildir.

  • @metinbkrc
    @metinbkrc 2 роки тому +1

    24:40 önümüzdeki seçimde olacak şey

  • @ismet7
    @ismet7 2 роки тому +3

    Aysun Kayacı'ya ulaşıp çekebilirseniz işte o zaman bu video patlar

  • @nejatkitis9123
    @nejatkitis9123 Рік тому +2

    Bence demokrasinin gerçekleşmesini engelleyen en büyük şey işçinin gelir vergisinin otomatik ödenmesidir.
    Halk hükümetin beğenmediği bir tutumu karşısında topluca vergi vermeyi reddetse o zaman halkın söz sahibi olduğu bir yönetim biçimi olabilir diye düşünüyorum.

  • @helin3456
    @helin3456 2 роки тому

    Kaç zamandır aklımda olan bi soruydu, çok güzel bi video olmuş teşekkürlerr

  • @selinceyhan06
    @selinceyhan06 2 роки тому +1

    Hem çok büyüyün istiyorum hem sadece bana kalın..❤️

  • @kemalbas4295
    @kemalbas4295 2 роки тому +1

    Harika bir kanal elinize sağlık. Arkadaşlar katıl butonu ile destek olalım.

  • @abbastolgayylmaz4078
    @abbastolgayylmaz4078 Рік тому

    Seçimler bazında düşünürsek, demokrasinin temel sıkıntısı temsiliyet ve demokratik oluşumların, örn. politikacı ve politik partilerin, sistemsel/tasarımsal olarak kendi talep ve projelerini gerçekleştirmek için gücü ele geçirmeye itilmesi ve teşvik edilmesidir.
    İster koalisyon olsun, ister ittifak veya yeterli çoğunluk, her daim toplumu temsil eden belli bir yüzde, mekanizmaları projelerini yürürlüğe koyma ve kaynak almak için karar alma mekanizmalarından dışlanmaktadır.
    (bence) bunun temel sebebi, zamanın bölüşülmesi yerine mekanın/koltukların/bakanlıkların bölüşülmesidir.
    Buna çözüm olarak, önerim şudur: örneğin 5 senelik bir seçim döneminde A partisi %40 alır, B partisi %20, C partisi %10 alır. Bu durumda, A partisi 2 yıl, B partisi 1 yıl ve C partisi 6 ay yönetimde kalır.
    Seçim kurulu, seçim sonrasında kim önce, kim sonra yönetecek rastgele belirler. Sonrasında, bu seçim döneminde partilerin ortak hedefler belirlemesini, bunun yanısıra, belli konularda kaygılarının olması durumunda bunu gidermelerini teşvik eder. (consensus)
    Tam temsiliyet olmasa da, oldukça yüksek temsiliyet bu şekilde sağlanabilir ve "oyum boşa gidecek" veya "ben temsil edilmiyorum" diyen insanların kurumlara ve demokratik sisteme güveni tasarımsal olarak artırılabilir.
    #acilDemokrasi değil #adilDemokrasi

  • @nedenbey2959
    @nedenbey2959 2 роки тому +3

    Bireysel silahlanma ile alakalı bir ateş ölçer bölümü gelir mi?

  • @erdemoz2657
    @erdemoz2657 2 роки тому

    Winston Churchill, 11 Kasım 1947’deki Avam Kamarası (House of Commons) konuşmasında “Demokrasi en kötü yönetim biçimidir” der ve sonrasına ekler “bugüne kadar denenen diğer bütün yönetim şekilleri hariç tutulursa.”

  • @Sepsis12
    @Sepsis12 2 роки тому

    Soluksuz izlenen bir aksiyon filmi gibiydi. Tebrikler.

  • @cem4378
    @cem4378 3 місяці тому +1

    Ömer'e bir yıl çin, bir yıl arabistan, bir yıl da Rusya'da yaşamasını tavsiye ediyorum :)

  • @ardamertsehan6424
    @ardamertsehan6424 2 роки тому +1

    "Just for %5khmfkgmh?"
    Altundağ, M. Yaşar (2022)
    Harikasınız dostlar 😂

  • @kelesozgur
    @kelesozgur 2 роки тому +4

    Partilerin olmadığı bir meritroksasi güzel olurdu. Tabiki temel haklar olmak zorunda. Tabiki hukuk karşısında herkes eşittir.

  • @hasleft3436
    @hasleft3436 2 роки тому +1

    İlk kurulduğunuzdan beri takip ediyorum sizi gençler başarılar xdkdl

  • @AliOsman-pe3hr
    @AliOsman-pe3hr 2 роки тому

    Elinize sağlık ❤️

  • @yektaterzioglu9539
    @yektaterzioglu9539 2 роки тому +2

    Sonda Ömer'in bahsettiği durum: Türkiye

    • @senansvny
      @senansvny 2 роки тому +1

      katılıyorum kardeşim

  • @aydnkatal2167
    @aydnkatal2167 2 місяці тому

    Demokratik monarşi hakkında ne düşünüyorsunuz?

  • @handeylmaz4196
    @handeylmaz4196 2 роки тому +2

    👏🏻👏🏻👏🏻

  • @elduderino5353
    @elduderino5353 2 роки тому +2

    selam hocam :) o'donnell ın makalesini açıklamaya eklerseniz harika olur

  • @Cosmic_Love
    @Cosmic_Love 2 роки тому +2

    Aysun Kayacı milyonların düşüncesini dile getirdi diye linç yedi

  • @baturmanispartali5136
    @baturmanispartali5136 Рік тому

    Birkaç gündür aklıma takılan bir soru vardı. Bu videonuzda tam o konuya değinecek gibi oldunuz fakat değinmediniz. Mustafa Kemal Atatürk'ün demokratik sistem tercihini nasıl buluyorsunuz. Halkın tabanında tüm çabalara rağmen laik sistemin benimsenmediği apaçık ortada. İlk seçimler olduğunda halkın eğilimi de ortada. Tahminimce önce halkı eğitip sonrasında ise çok partili rejime geçilmesi hedeflenmişti. Ben çok partili rejime erken geçildiğini düşünmekteyim. Sizlerin bu konu hakkındaki yorumlarını çok merak ediyorum. Saygılar.

  • @Burakistanbul
    @Burakistanbul 2 роки тому +1

    Platonun demokrasi kaygısı tartışılırken adamı anmak gerekirdi :)

  • @furkanuner8989
    @furkanuner8989 2 роки тому +2

    Ömer Bey, ;)

  • @sezerkocaekiz5866
    @sezerkocaekiz5866 2 роки тому +1

    21:00 deki teorik soruyu Mozambik test etti ve sonuç pek hoş olmadı. İyi ki Türkiye'de yaşıyoruz.

  • @iso2827
    @iso2827 2 роки тому +9

    Parlamenterizmi Türkiye dahil sadece mizansen olarak görmek doğru değil bana kalırsa. Özellikle başkanlık sistemine geçmeden önce bir yasanın çıkması ciddi bir süreç ve kamusal tartışma yaratıyordu, ki şu anda bile bu olmuyor demek zor. Öncelikle bir yasa tasarısı oluşturulacağı zaman meclis çalışma gruplarında görülüşüyordu, üst komisyonlara gidiyordu, sonrasında meclise geliyordu. Tüm bu süreç esasen bir tartışmayı ve sentezleme görevini üstleniyordu. Tek başına iktidarın olmadığı dönemlerde bu aynı zamanda bir pazarlık süreci. Bu noktada sivil toplum eğer bir konuda hassasiyet bildiriyorsa iktidar tepki görmemek için yasa çıkmadan ufak ya da büyük değişiklikler yapabiliyordu. Cumhurbaşkanı veto yetkisine sahip olduğu için ayrı bir denetleme ve modifiye etme görevi görebiliyordu. Bu illa veto etmekten ziyade tasarı hazırlanırken bu veto gücünü kullanırken yaşanıyordu. Üzerine anayasa mahkemesinin iptal riskine karşı hukuki düzenlemeler yapılabiliyordu. Malesef günümüzde bunlar Türkiye bağlamında tiyatro gibi görülebilir ama yeni sisteme geçmeden önce bence bu süreç çok önemliydi. Demokrasinin de değeri bu süreç ve kamusal tartışmaydı.

    • @tanberkak6188
      @tanberkak6188 2 роки тому +1

      1960lar ve 70ler için bunu diyebilirim de 80ler sonrası için biraz zor, 2000ler içinse imkansız. 2000lerde bayağı partiler blok oy kullanıyorlardı, çok nadir Irak Savaşı Tezkeresi gibi durumlarda mecliste bazı milletvekillerinin özgürce oy verdiğini gördük, yoksa sürekli olarak partileri ne emrediyorlarsa onu yapıyorlar aksi taktirde sıradaki seçimde milletvekili gösterilmiyorlar. 2017'de başkanlık sistemine geçilince ise daha saçma bir hale geldi çünkü malum, Yasama organı olan meclisin neredeyse hiç gücü kalmadı, güç tamamen Yürütme'nin başı olan Cumhurbaşkanına verildi resmen. O konuda 12 Eylül Rejimi parlamenter demokrasiye Türkiye'de çok ciddi şekilde zarar verdi, sonra da aşırı-sağ reaksiyoner popülist AKP'nin tek başına iktidara gelmesiyle o iyice bozuldu.

  • @suhede5283
    @suhede5283 2 роки тому +1

    Yaşar in gömlekleri hoşş :)

  • @ayseciloglu5829
    @ayseciloglu5829 22 години тому

    ❤❤❤

  • @kenankenan2150
    @kenankenan2150 2 роки тому +1

    Video içimde önerdiğiniz kitap makale bilgilerini açıklama kısmında yazsanız çok rahatlık olacak bizim için selamlar elinize sağlık

  • @Jonsnow0111
    @Jonsnow0111 2 роки тому

    İçerik çok iyi ama kamera açılarını değiştirseniz daha iyi olur bence

  • @ilay3157
    @ilay3157 2 роки тому +1

    Bu saç ilk videoları, İbrahim'le Ömer'in dalaşmalarını, o balkonu hatırlattı :'(

  • @smith_wnston3219
    @smith_wnston3219 2 роки тому

    Hocam her ülke demokrasiyle yönetiliyor çünkü her ülkenin çoğunluğu neyse orayı o yönetir demek halis midir

  • @leventaknc9344
    @leventaknc9344 2 роки тому

    Eğer bir ülkede herkes tek tip ise, tek ırk, tek din, tek mezhep, tek ideoloji, vs. demokrasi'nin hiçbir sorunu kalmıyor. Ama bu durumda krallık ta sorun olmaz zaten. Herkes kraldan memnun olur. Sorun kozmopolit bir toplumda. Kozmopolit olunca demokrasi ülkeyi boş siyaset gündemleriyle oyalıyor. Kozmopolit ülkelerde otorite kurulduğunda ise ülkeler gayet te gelişiyor. Mesela Sovyetler, İngiltere. Bu ülkelerde tam demokrasi olsa ne olurdu düşünsenize? Galler iskoçlar İngilizler İrlandalılar hepsi birbiriyle didişmekten ülke Ortadoğu gibi olurdu. Ama mesela Danimarka'da herkes Dan. Krallık ta olsa demokrasi de olsa fark etmez.

  • @aknsaka
    @aknsaka Рік тому

    Gerçekten zevkle izliyor ve istifade ediyorum.
    Açıkçası bu konuların amatörü biri olarak, sizden meşruti monarşi / parlamenter monarşi hakkındaki fikrinizi de duymak isterim.
    Zira bu uygulamada demokrasinin zayıf karnı olan konularda çözüm olabilecek bir emniyet mekanizması olduğunu düşünüyorum.
    Sizin de bahsettiğiniz şekilde ömrü boyunca bu rol için yetiştirilip donatılmış ve bu pozisyon için rekabete girmesi gerekmeyen bir gücün; seçilenlerin seçmenlere karşı sorumluluklarını veya demokrasiden çıkma isteği riskini denetleyebilir mi sizce??
    saygılarımla başarılar..

  • @FUTBOLKANALIFK
    @FUTBOLKANALIFK 2 роки тому

    Fransa da cok guzel basorutlu ogretmeklik yapilmiyor cok guzel

  • @finemlucis
    @finemlucis 2 роки тому

    guzel

  • @bittersynthII
    @bittersynthII 2 роки тому +5

    Güzel bir beyin fırtınası olmuş.

  • @cem4378
    @cem4378 3 місяці тому +1

    Kuvvetler ayrılığını unuttunuz

  • @suhede5283
    @suhede5283 2 роки тому

    Bi sonraki ateş ölçerin konuşu aşklı meşkli olsun biraz :))

  • @AhmetKARA-gx3tv
    @AhmetKARA-gx3tv 6 місяців тому +1

    bizi yapay zeka yönetsin artık

  • @olcaytugozturk5326
    @olcaytugozturk5326 2 роки тому +1

    Liberal demokrasi şeklinde ifade ettiğiniz kavram yerine çoğulcu demokrasi kavramını kullanmanız gerekmez mi burada bir kavram hatasına düştüğünüzü düşünüyorum veya liberal demokrasi ile çoğulcu demokrasi örtüşüyor olmalı (böyle ise benim cahilliğim) ancak tartışma bağlamından hareketle çoğulcu demokrasi kavramı tartışmaya daha uygun düşerdi sanki.

    • @tanberkak6188
      @tanberkak6188 2 роки тому +1

      Liberal Demokrasi denirken kastedilen şey temel insan haklarının ne olursa olsun korunduğu ve demokratik kurumların olduğu sistemler. Yani majoriteryan demokrasinin tam karşısında yer alan, çoğunluk ne derse sorgusuz sualsiz o olur denilen demokrasi tipleri değiller. Mutlaka tek adam rejiminin engellenmesi için güçler ayrılığı olması gerekir ve bunun yanında demokratik kurumlara sahip olması gerekir. Videoda da söylenildiği gibi sandıktan bir kişiye idam veya bir gruba soykırım kararı çıkamaz ya da demokrasiyi yok etme kararı çıkamaz. O kararlar alınsa bile Yüksek Mahkeme, anayasa gibi kurumlar onu engeller. Örneğin Donald Trump bir aşırı-sağ isim olarak seçildi ve Müslüman yasağı getirme sözü vermişti, ilk sene defalarca denemesine rağmen sürekli olarak Yüksek Mahkeme onun çıkardığı Müslüman yasağı kararnamelerini iptal etti, sebebi ise ABD Anayasa'sının ilk maddesinde dini ayrımcılık açık bir şekilde yasaklanmış olmasıydı. Trump "Ben başkanım, ben seçildim, ne istersem onu yaparım" gibi bir şey deyip buna karşı gelemedi.
      Çoğulcu Demokrasi ise daha çok farklı fikirlerin, grupların zorunlu olarak bir araya gelmesini savunan sistemler. Bu sistemler asla tek bir partinin, grubun bütün bir ulusu temsil edebileceğini savunmaz, zaten direk bu önermeye karşı gelerek ortaya çıkmışlardır. Burada daha çok tam ideal pluralist demokrasiler olmasalar da İsviçre veya Kuzey İrlanda'yı örnek veriyoruz. Örneğin İsviçre'de direk bir başbakan yoktur, onun yerine federal konsey bulunmaktadır ve 7 bölgenin başkanı bir arada bu federal konseyi oluşturur, aralarında oy vererek de federal konseyin başkanını seçerler. Toplamda 7 bakanlık vardır ve bu 7 kişi kendi aralarında onları bölüşür. Herhangi bir karar alınacaksa da bu 7 kişi kendi aralarında oylayarak karar verir, bir kişi bile hayır oyu verirse iptal olur o karar. Kuzey İrlanda'da ise birazcık daha iş farklı, orada aynı şekilde bir güç paylaşımı sistemi var. Kuzey İrlanda Birleşik Krallık'a ait bir özerk bölge ve malum, uzunca bir süre IRA ile çatışma vardı. En sonunda Tony Blair hükümetinde IRA ile silah bırakılması için the Good Friday Agreement diye bir anlaşma yapıldı 1998 yılında ve yine aynı yıl çıkan Northern Ireland Act 1988 ile Kuzey İrlanda'ya tam özerklik verildi. Şimdi artık Kuzey İrlanda'da seçimlere katılan partiler kendilerini mutlaka Milliyetçi (İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmek isteyen manasında. Sol partiler bu çizgide), Birlikçi (Birleşik Krallık'ın bir parçası olarak devam etmek isteyenler. Sağ partiler bu çizgide) veya tarafsız (non-Secterian, liberal Alliance Party ile Kuzey İrlanda Yeşil Partisi bu çizgide) olarak tanımlaması gerekiyor ve seçim bittiğinde ise mutlaka kurulan yeni hükümette en az bir Cumhuriyetçi ve bir Birlikçi partinin oluşturduğu bir koalisyon hükümeti kurulmalı ve mutlaka özerk bölge başbakanı ile başbakan yardımcısı da birisi Birlikçi, diğeri Milliyetçi şeklinde olmalı.

    • @olcaytugozturk5326
      @olcaytugozturk5326 2 роки тому +1

      @@tanberkak6188 ben ankara hukukta öğrenciyim anayasa hukuku dersinde bize çoğunluğun mutlak hakimiyetine karşı azınlığın temel haklarının korunmasını savunan bu sayede azınlığın da bir gün çoğunluk olabilme ihtimaline sahip olabileceği demokrasi anlayışı olarak çoğulcu demokrasi anlatıldı. Bahsettiğiniz trump örneği de bunun tipik örmeği gibi geldi.

    • @tanberkak6188
      @tanberkak6188 2 роки тому +1

      @@olcaytugozturk5326
      Anladım. Sanırım orada daha farklı bir anlamda majoritarianismin karşıtlığı olarak pluralism/çoğulculuk kullanılmış. Benim çoğulcu demokrasi olarak kastettiğim daha Arend Lijphart gibi "consociational school" olarak bilinen kişilerin pluralism/çoğulculuk tanımıydı. Onların pluralism/çoğulculuktan kastı toplumun bölünmüş olduğunun kabulü ve bu bölünmüş gruplar arasında çatışmayı önlemek için de kendileri, bu yukarıda bahsettiğim güç bölümüne dayanan "cosociational democracy" modelini öneriyorlar.

    • @olcaytugozturk5326
      @olcaytugozturk5326 2 роки тому +1

      @@tanberkak6188 zaman ayırıp yazdığınız için çok teşekkürler. :))

  • @AlpKaraca-s7z
    @AlpKaraca-s7z 7 місяців тому

    Demokrasi tiyatro
    Partiler oyuncu
    Oy verenler seyirci
    Senarist kim ? Bulun bakalım

  • @aysemutlu5740
    @aysemutlu5740 2 роки тому

    Yine yeni ve yeniden Ömer hocamla hemfikirim, demokrasinin seçilmiş elitlere bi gün gidebilirim korkusu vermesinden başka mutlak monarşiden ve krallıktan hiç bir farkı yok, sivil toplum moplum hepsi hikaye , bravo ömer Hocam bu yaşta bu bilgelik çok çok şaşırtıcı 👏👏👏

  • @serkandere2456
    @serkandere2456 2 роки тому +2

    Yani özetle; balondur. :D

  • @GoodGame-yr7ri
    @GoodGame-yr7ri 2 роки тому

    11:46 daki kişi kim?

    • @tanberkak6188
      @tanberkak6188 2 роки тому +1

      Aysun Kayacı o kişi. Eski bir manken ve oyuncu. Zamanında (2008-2009 yıllarında) NTV'de ABD'deki ABC'de yayınlanan, kadın ünlülerin siyasi konuları tartıştığı The View'ın bir çeşit kopyası olarak "Haydi Gel Bizimle Ol" diye bir program yapılmıştı, Müjde Ar, Aysun Kayacı, Çiğdem Anay ve Pınar Kür'ün olduğu ve orada Kayacı demokrasiye karşı "Ben vergi veriyorum, niye vergisini vermeyen, çok özür diliyorum herkes üstüme gelecek ama kalıp olarak söylüyorum, dağdaki çobanın oyu ile benim oyum eşit mesela?" diye bir çıkış yapmıştı ve stüdyoda Müjde Ar ile kavga etmişti, sonrasında ise bir anda Türkiye gündemine oturmuştu. Saçma sapan bir şekilde medyadan ve AKPli milletvekilleri tarafından linç edildiği gibi hakkında 301 olarak bilinen "Türklüğe Hakaret" ve "Basın yoluyla hakaret" gibi hakaret davaları açılmıştı. Sonraları bir internet meme'i olarak adı kullanılmaya başlandı. Hatta ekşisözlük'te en iyi sosyolog, en iyi siyaset bilimci olarak Aysun Kayacı gösterilip, "Cumhurbaşkanı adayımız" esprileri dönmüştü 2014 yılında. Ardından kendisi de 2014 yılında bir tweet atmıştı "şimdi anladınız mı?" diye ama geçen sene "O sözü söylediğimde 20 yaşındaydım. Söylediğim anda da pişman oldum." diye bir açıklama yaptı.
      Kaynaklar:
      - NTV'deki "Haydi Gel Bizimle Ol" programında bahsi geçen tartışmanın olduğu kesit:
      ua-cam.com/video/PEljTmp8roM/v-deo.html
      - Dönemin AKP milletvekillerinin bol bol seksist ve popülist söylemlerle kendisine saldırıları:
      www.milliyet.com.tr/siyaset/akpli-firat-tan-aysun-kayaci-ya-edepsiz-511246
      www.haberturk.com/polemik/haber/64078-aysun-kayaciya-akpden-sert-yanit
      www.hurriyet.com.tr/kelebek/aysun-sanki-koklu-bir-ailenin-kizi-8593277
      - Aysun Kayacı ve Müjde Ar'a Türklüğe Hakaret (Madde 301) üzerinden açılan dava:
      m.bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/106043-aysun-kayaci-yla-mujde-ar-a-301-den-suc-duyurusu
      - Çobanların Aysun Kayacı'ya açtığı davalar:
      www.haberturk.com/polemik/haber/65585-dagdaki-cobandan-aysuna-dava
      www.haberturk.com/yasam/haber/68439-ikinci-coban-da-dava-acti
      - Aysun Kayacı'nın 2014 yılında attığı tweet:
      www.haber3.com/magazin/aysun-kayaci-yillar-beni-hakli-cikardi-haberi-2496943
      - 2021 yılında Aysun Kayacı'nın yaptığı o sözü söylediği için pişmanlığını belirten açıklama:
      www.cumhuriyet.com.tr/haber/aysun-kayaci-benim-oyumla-cobanin-oyu-bir-mi-sozleriyle-ilgili-ilk-kez-konustu-1828362

  • @tahapamuk
    @tahapamuk Рік тому

    Demokrasi bence kötü bir sistem. Temelinde oy kullanmak var ve bu herkese verilen bir hak. Oy kullanmak bir hak olmamalı, bir yetenek olmalı. Oy kullanan insanın bir sınavı, belli bir seviyeyi geçmesi lazım. Sınavı geçen kişilere oy kullanma ehliyeti verilmeli ve sadece onlar oy kullanabilmeli. Basit gerçekçekten çok basit bir sınav problemi büyük ölçüde çözecektir.

  • @yeghor
    @yeghor 2 роки тому +2

    Teknokrasi ftw

  • @omerzerenuz6184
    @omerzerenuz6184 2 роки тому

    Liberalizm demokrasiye mahkum mu? Hakların tanımlı olduğu bir monarşi imkansız mı?

  • @BOŞMODERNSOHBETLER
    @BOŞMODERNSOHBETLER 2 роки тому

    ömer gemalmaz= eeaveet hıhı

  • @melikkacan4903
    @melikkacan4903 2 роки тому +1

    Demokrasi müptezel bir rejimdir.

  • @Maglupbey
    @Maglupbey 2 роки тому

    Suudi Arabistan'da devletin şiddeti kadına uyguladığı fikrine nerede kapıldınız Yaşar bey

    • @nurdanerdogan2998
      @nurdanerdogan2998 2 роки тому

      şey olabilir mi mesela, kadınların ehliyet alabilmelerini savunan kadın aktivistlerin hapse atılması falan gibi? ya da yasanın zorunlu kıldığı 'erkek koruyucuları' (daha doğrusu gardiyanları -male guardian-) olmadan üniversiteye gidememeleri, onların izni olmadan işe alınmamaları, banka hesabı açamamaları, tek başlarına seyahat edememeleri ve en önemlisi oy verememeleri... yani bunlar minik bir tahminden ibaret yalnızca. yoksa nereden de kapılmış bu fikre Yaşar bey değil mi.. of şuraya yorum atana kadar bi Google araması yapsanız keşke.

    • @Maglupbey
      @Maglupbey 2 роки тому

      @@nurdanerdogan2998 bunları devletin kadına şiddeti olarak görmek ilginçmiş. Dış baskılar hariç tutulursa Suudi kadınların bundan şikayetçi olduğunu sanmıyorum. Suudi Arabistan bence devlet bile olmamalı ama kadınlar için dünyanın en güvenli ülkelerinden birisi

    • @nurdanerdogan2998
      @nurdanerdogan2998 2 роки тому

      @@Maglupbey siz cok istiyorsaniz buna devletin kadina siddeti degil, devlet eliyle kadinlara ait temel hak ve bireysel ozgurluklerin zapturaptina yol acilmasi, yasalarla cinsel ayrimciligin mesrulastirilmasi, kadinlarin ikinci sinif vatandas - ki bence o bile degil - sayilmasi, kadin aktivistlerin devlet tarafindan taciz edilmesi falan da diyebilirsiniz.
      "Dış baskılar (?) hariç tutulursa Suudi kadınların bundan şikayetçi olduğunu sanmıyorum."
      Sanrilarinizdan yola cikarak degerlendirilebilecek bir konu degil ne yazik ki.
      Guvenlik?
      Loujain al-Hathloul ismini arastirmanizi nacizane oneririm.
      Saygilar

  • @zaferaltok3061
    @zaferaltok3061 Рік тому

    Hersey dogumkontrolu ile başladı yüksek Iq lu insanlar üremedi daha az Iq Lula uredi

  • @onurgudemez4267
    @onurgudemez4267 Рік тому

    Andrew 😂

  • @semihakay00
    @semihakay00 Рік тому

    🫀🫀🫀

  • @heideggermartin1005
    @heideggermartin1005 2 роки тому

    gündemde de olan başıboş sokak köpekleri ile ilgili bir münazara gelir mi? Ömer'in gercekci yorumlarını merak ediyorum ne olacak bu sahte hayvan severlerin hali

  • @aysemutlu5740
    @aysemutlu5740 2 роки тому

    Ben müslüman bir kadınım , İslamiyet’in bütün pratiklerini ve göstergelerini sonuna kadar yaşıyorum ve taşıyorum, Boğaziçi üniversitesi mezunuyum , şu takkeli arkadaş mütamadiyen islamın ve İslami otoritelerin bana bir kadın olarak şiddet uyguladığı öngörüsüyle zihinini doldurmuş. Bu takkeli arkadaş ya az okuyor ya da yaşadığını anlamıyor, toplumsal önyargıların pençesinede, klişelerle örülü zihni bir yapısı var, nerede Ömer Hocamın dehası nerede bu takkeli arkadaşın kafası

    • @matilda765
      @matilda765 2 роки тому

      Anlaşılan sadece kafanı örtmemişsin. Sen beyninin üstünü örtmüşsün ve onu kullanmayı unutmuşsun.

  • @cileksevenbiri4804
    @cileksevenbiri4804 2 роки тому

    Sırf daha cok izlensin diye sacma sapan video baslıkları koymayın bence