“Zeka sanatsal bir şeydir. Ölçülebilir bir şey değildir. Sanatı ölçersen tadı kaçar. Zeka, kaotik dünyanın her türlü gelişine vurabilmektir.” - Sinan Canan
Emin Çolak nasıl gözüktüğünü biliyorum ama bi açıklaması var videoyu tam dinlemeden okudum çok zekice buldum cümleyi. Sonra ne mi oldu meğer aynı cümle videoda sinan hoca söylüyomuş bende yanıtı silmeyi unuttum tabi öyle kaldı
Her şey bir tarafa, çoğumuz sohbet ederken neredeyse kimle olduğu fark etmeksizin birbirimizden farklı düşündüğümüzü fark ettiğimiz anda üstün olma çabası içerisine giriyoruz. Bazen alanen bazen içten içe. Resmen bir yarış hali hakim olmaya başlıyor ortama dikkat edin ama Can'lar bu görüş farklılıklarını sohbetin zenginleşmesi için, yeni şeyler dinlemek, öğrenmek vs. için kullanıyorlar. Bu bayıldığımız sohbetler işte böyle ortaya çıkıyor. Onlardan örnek almamız gereken temel davranışlardan biri de bu bence.
Problem çözebilme kapasiteni arttırırsan daha zeki olursun. Yani her alandan bilgi edinmek lazım. Matematik, fizik, biyoloji, tarih, psikolojiyi, iyi öğren. Odaklanmanı arttırmak içinde meditasyonu öğren. Ve bunları öğrenmek için zamanın çok olduğuna inan. Zeki olmaya başlarsın. Sadece kişi kendini daha zeki yapabilir. Zamanla sorunların ne kadar hızlı üstesinden gelebildiğinizi farkedince anlaşılır.
Zekanın tanımı olarak "Eksikleri görme ve tamamlama/giderme yetisi" diyebiliriz. Akıl: Bilme ve bildiklerini uygulama becerisidir. Örneklendirelim. Siz birinden araba park etmeyi öğrendiniz. Bu öğrendiğinizi iyi uyguluyorsanız akıllısınız demektir. Yani bildiklerinizi iyi uygulayabiliyorsunuz demektir. Ama park yeri olmayan bir yerde, bu araba buraya da sığar diye düşünüp, arabayı daha önce öğrenmediğiniz bir şekilde park edebiliyorsanız, zekanızı kullanmış olursunuz. Bu duygusal durumlar içinde geçerlidir. Durumlara, daha önce öğrenmediğiniz şekilde yeni duygularla yaklaşabiliyorsanız duygusal zekanız gelişmiş demektir. Akıl bildiklerini kullanma yeteneğidir. Zeka seçeneklerinizi arttırır. Zeka aynı zamanda: daha uzun vadeli faydalar için, daha kısa vadeli faydalardan vazgeçebilme yeteneğidir. Zekanızla bulduğunuz yeni durumu, aklınıza kaydedersiniz. Yani birbiriyle aynı ya da benzer şeyler akıl ile, farklı şeyler zeka ile yapılır. Dolayısı ile akıl kısrakdır, zeka sürücüdür. Kısrak bildiği gibi gitmeye çalışır, zeka daha kısa, daha kolay yollar bulmaya çalışır. Zekanızla elde ettiğiniz yeni bilgiler de, daha sonra kullanılmak üzere aklınıza aktarılır. Bu duygusal zeka, analitik zeka gibi her durum için aynıdır. O yüzden üşengeç insanlar, işlerini daha kolay halledebilmek için zekalarını kullanmak zorundadırlar. Nasıl daha kolay halledebilirim diye kendilerine sorarlar ve yeni yollar üretmek/bulmak zorunda kalırlar. Akıl olmadan zekadan bahsedemeyiz. Kısrak olmadan da sürücüden bahsedemeyiz. Kısrak yoksa sürecek bir şey de yoktur dolayısı ile o sürücü değil başka bir şeydir. Akıl bilginin tutulduğu yerdir. Birçok şeye (bilgiye)göre değişkenlik gösterebilir. Bilgiyi kullanma yöntemidir(tabi akılda hangi bilgiler olduğuna göre değişir) Gece korkan bir Müslüman bilgisine dayanarak bir dua okurken, aynı durumdaki bir Hristiyan bambaşka bir çözüm uygulayacaktır. Çünkü İslam dinindeki duaları bilmeyecektir. Problemi görecek ve aklındaki çözümü kullanacaktır. Aklındaki çözüm yeterli olmadığında, zekasını kullanmak zorunda kalacaktır ve yeni şeyler yaratacak/öğrenecektir. Ve yarattığı/öğrendiği şey aklının bir parçası olacaktır. Çünkü artık bilinen bir durumdur. Aklındakilerle(bildikleriyle) çözüm bulamayan bir canlı depresyona yaklaşır. Zekasını kullanarak da problemi çözemiyorsa(yeni çözümler yaratamıyor/öğrenemiyorsa) artık yardıma ihtiyacı var demektir. Dolayısı ile eksiği görüp kendini geliştiremeyen canlı, daha çok depresyona girecektir. Kendini geliştirmek her zaman yeni bilgi ile olmaz. Bazen bakış açısını değiştirmek yeterlidir. Çok susadığımızı ve yarım bardak su bulduğumuzu düşünelim. Bu su yetmez, susuzluğumu geçirmez diye üzüledebiliriz, su bulduk diye sevinedebiliriz. Bu yüzden şükretme yetisi, bulduğumuz kadarı ile yetinebilmemizi ve bununla mutlu olma şansımızı arttırır. Yani şükretmek bizim için iyi bir şey olabilir. Bir canlı bunalıma girmeye başladığında iki seçeneği vardır. Ya problemi görmezden gelmeye çalışacaktır ya da çözüm arayacaktır. Görmezden geldiğinde problem ile ilgili sorunlar artacaktır ve sistem daha az verimli çalışmaya başlayacaktır. Çünkü bilinçaltı elindeki bilgi ile problemi çözmeye çalışacak ama bunu için de enerjinin çoğunu kullanacaktır. Daha az verimli çalışan bir sistem de daha zor çözüm bulacak ve daha da bunalıma itilecektir. Bu gibi durumlarda bilinçaltından bir çözüm gelebilir. ( Bir problemle yatıp, uyandığımızda çözümü bulmuş olmak gibi) Bunalım durumunda enerjinin/düşüncenin büyük bir kısmı probleme ayrıldığı için,sistem performansının altında çalışmak zorunda kalır. Problem ötelendikçe, sistem daha da zorlanır. (Sizin arabanın motorunun ısınması örneğinde verdiğiniz gibi). Problem ne kadar başka şeyleri etkiliyorsa, sistem o kadar verimsiz çalışır görünür. Problemi tespit etmek ve bir çözüm bulmak elzemdir. Problemler ve içerikler değişsede, durum bundan ibarettir. Bir problem, çözülene kadar problemdir. Zihin, aklın diğer adıdır. Birinin aklından geçenler ve zihninden geçenler aynı şeydir. Sizin bu videoda söylediğiniz "zihin evren gibidir" tabiri de doğrudur. Her şeyi bilen bir akıl, tüm evreni kapsar ve bilir. Aklınız ne kadar küçükse(ne kadar az biliyorsanız) evreniniz de o kadar küçüktür. Evrimi bilmenin faydası, doğada canlılar bir şekilde bulundukları ortamdaki problemleri(yüzyıllar içerisinde olsa da) çözmüşlerdir. İnsanoğlu en zekidir önermesinin güzelliği şudur. Bizler uzuv geliştirmeden, normalde bilemeyeceğimiz şeyleri teknolojilerle bilebilir hale gelebiliyoruz. (Teleskop, mikroskop, gece görüşü vs) Yani zekamızla bir eksik bulmuşuz ve bunu çözmüşüz. Ama zaten çözdüğümüz için bu bizim aklımızın bir parçası olmuş.( Tabi bu bilgilere sahip akıllardan bahsediyorum) Ve doğada problemleri çözmüş canlılardan öğrenip uygulayabiliyoruz. Bu konu ile bağlantılı yazılabilecek çok şey var. Bir gün bunları yüz yüze konuşabilmek dileği ile. Saygılarımla
Hocalarıma ek olarak belirtmek isterim. Kişisel düşünceme göre, Zekayı Atletizme benzetiyorum. Zeka da atletizm gibi kendi başına kapsamlı bir anlam ve ayrıca farklı kabiliyetler bütününü ifade eder. Ama bu "bütünlüğü" ölçerken aynen atletizmin de yapısına uygun olan kapsayıcı bir ölçüm biçimi gereklidir. Örneğin, atletik bir kişiyi tanımlarken onu; Güç, Hız, Reaksiyon hızı/Çeviklik, Beyin kas koordinasyonu, Denge, Dayanıklılık.. gibi gibi farklı alanların bir bütünü olarak ele alır ve hepsine göre ayrı değerlendiririz. Zeka'nın da aynı böyle alt dalları mevcuttur. Örn; Hafıza, odaklanma, mantık zinciri kurma, reaksiyon hızı, Esnek düşünce kaabiliyeti, soyut kavramlara hakimiyet gibi gibi.. Bu bakış açısı onun nasıl işlediği ve ne şekilde kullanılması gerektiği konusunda daha somut fikir edinmemizi kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum.
İmam-ı Azam’a sordular ..! Kalp nedir.. el cevap Akıl dedi..ğini naklederlerdi bir zamanlar.. Kocaman selamlar... Daha çok olsun milletimizde Sinanlar🥰🥰
Zeka bizim bu dünyada varoluş sebebimiz değildir, öyle olsaydı zeki olan kargalardan ayrışmazdık. İnsanın hayvandan ayrıştığı o nokta akıldır zira felsefe metinlerinde Farabinin, İbn Sina'nın baz aldığı akıl, Tanrı'nın insana lutfettiğini söylediği şeye tekabül eder. Bu bakımdan zeka Sinan hocanın da dediği gibi çözüm odaklı düşünmektir ki bunu hayvanlar da yapıyor. Ama insan ona ek olarak düşünüp "akledebiliyor". Ayette de de "akletmez misiniz" demesinin, zeki değil misiniz veya zihinsiz misiniz (3 kelime de arapçadan intikal ettiği için rahatlıkla bunları söyleyebilirim) dememesindeki sebebi budur Allahu alem.
#soruyorum küçüklüğümden beri hep merak ettiğim bir konudur neden yürürken yürüdüğüm aklıma geldiği zaman yürümem bozuluyor aynı şekilde kitap okurken de oluyor ve okuyamıyorum dikkatim dağılıyor. Basit bir soru ama cevaplarsanız çok sevinirim sizi ve kanalınız içeriklerini kaliteli buluyorum bir sonraki video yu sabırsızlıkla bekliyorum 😊
@@ramazankarakaya7956 rutinlermizden herhangi birini ele alıp onun üzerine düşündüğümüzde bu durum oluyor yani. Ama bende şöyle oluyor diyelim ki yürüyorum okula doğru arkama bı bakiyom 12 ye giden, benden bi yaş büyük olan , geçen sene o liseden mezun olmuş abimin aynı yaştaki arkadaşının kardeşi, ve dolaylı olarak abimle de tanışıklığı olan , onun da benden hoşlandığını düşündüğüm ve en önemlisi ona aşık olduğum kişi varr hemen bı yürüyüş şeklim değişiyor gayet normal yürüyor olmama rağmen sanki çarpık yürüyormuşum gibi bir hisse kapiliyorum. GRCKTN!!
4 роки тому+1
Ne kadar üstünde durursan okadar odaklanma dağılıyor beyin böyle çalışıyor.
Sorularım:1)Dahi veya üstün akıla sahip insanların beyninin daha büyük olması(daha fazla nöron sayısı gibi)bir orantısal tespit var mı?Yoksa nicelikten ziyade nitelik mi önemli? 2)Kişiliğimizin oluşmasında kalıtımsal etki ne kadar önemlidir? 3)orta yaştan sonra insan,kişiliğini isteyerek değiştirebilir mi,yoksa insan yedisinde ne ise yetmişinde de öyle mi kalır (genel olarak)? Şimdiden teşekkürler.
Sadece gözlemle ve belki de cahilce konuşuyorumdur, belki yanlıştır hoş görün ama benim düşünceme göre dahi diye bir kavramın gerçekte var olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir insan gerçek manada çok da salak olamayacağı gibi (beyinsel sorunları olması dışında) hiçbir insanın da dahi olması gibi bir şey mümkün değil. Bence bunlar bizim bir şeyleri övme ve yerme konusunda abartıya kaçma özelliğimizden kaynaklanıyor. Bir insan ne kadar farklı durumla karşılaşırsa o kadar çeşitli fikir üretebilir, yöntem geliştirebilir. Karşılaştığımız farklılıklar ölçüsünde sanatkarız. Mesela dahi diye Einstein'ı alırsak, o adam kendini zorlaya zorlaya uzun süreler bir konuyu düşünmeye alıştırmış, oysa bu beynin yapmakta çok zorlandığı bir şeydir. Bu yeteneği kendine kazandırması sayesinde çok uzun süre andan soyutlanarak düşünüp o kuramları bulabiliyor. Bu odaklanıp düşünmeyle alakalı ve o adam gibi odaklanabilen her insan aynı şeyleri bulabilirdi. Dahi diyerek birilerini yüceltirken kendimizi küçümsüyoruz. Aslında beynimiz hiç de küçümsenecek bir yapı değildir.
@@sefrabelle1314 Katılmıyorum. Dahilerin bir ortak noktası var. Hepsi farklılar.Toplumdan hep farklı olmuşlardır. Sürekli odaklanma becerisi iyi hoş ama istemediğin bir şeyden fiziği alt üst edecek şeyler çıkaramazsın, istek derken mantıksal bir istekten söz etmiyorum(yani sınavdan 100 almam gerekli o yüzden çok çalışmalıyım ama istiyor muyum? gerçekte çok sıkılıyorum istemiyorum) yani istemeye istemeye matematik çalışırsın 100 de alırsın ama matematiği sonunda bırakırsın. istemeye istemeye çalışman bile her deneyiminde matematiğe olan nefretini arttırır içten içe yani burada da dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oluyorsun. Dahileri şöyle özetleyeyim, Dahiler bakış açıları çok farklı, hayal güçleri gelişmiş , belli yeteneklerde üstünlüğe ulaşmış kimselerdir. yani kimse kimseye kasıtlı olarak abartıdan bir şey vermiyor hele ki bilim camiası gibi akıllı insan topluluğu abartı gibi şeylere kapılıpta einsteini öncü tutmaz. davinci gibi birinin yazıp çizdikleri çağlara ışık tutuyor bu öyle sürekli odaklanayımda bu becerimi geliştirirsem bende bu alanda iyi şeyler yaparıma benzemez yoksa tüm matematiğe gönlünü vermiş yada herhangi bir alanda olabilir hepsi birer dahi olur çıkardı ama içimizdeki dehayı uyandırabilir miyiz? ben olabileceğini düşünüyorum ve einsteininde sürekli vurguladığı hayal gücüyle mümkün olabileceğini düşünüyorum hayal gücü bütünü görmemizi sağlıyor, bütünü görürsen yani büyük resmi görürsen daha hızlı gelişebileceğimizi öğrenebileceğimizi ve yüksek bir konsantrasyona ulaşabileceğimizi düşünüyorum. ve bütünü gördüğünde bir anda basitleşmeye başlıyor o alanın hakimiyeti sana geçmiş oluyor
Ooffff çok aydınlatıcı bir video oldu kendi adıma teşekkür ederim hepinize. Osman hocayla yaptığınız sohbetleri de çok özledim önümüzdeki zamanlar için programınız olmasını umut ediyorum sağlıklı hayatlar dilerim
Bu tarz konusmalari dinlemekten aşırı keyif alıyorum ☺️ TV de dizi veyahut bir program bana hiç hitap etmedi veyahutta UA-cam da popüler bir video açıp izlemekte aynı şekilde sizin kanaliniz gibi takip ettiğim bir kaç kanal var çok keyif alıyorum umarım devam edersiniz bu çizgide 🙏
zeka= en kisa zamanda en kisitli imkanlarla en iyi karari veya sonucu bulabilme yetenegi.
5 років тому+3
Aldığım notlar: 1- Zekanın türleri ve çeşitleri vardır. 2- Zeka = adaptasyon kapasitesi denebilir... 3- Bir çok insan belirli bir ortamda zekidir..(9:00 dk civarı) 4- Ne kadar geniş aralığa adapte olabilirsen, uyum sağlayabilirsen aslında zeka o kadar yüksektir.. (11:00) 5- Farklı durumlarda nasıl davranıyor..(11:00) 6- Etrafa verilen değişiklik ve zeka..(15:00) 7- Yüksek zekalı çocuk..(18:45) 8- Akıllı ol yavrum..(21:22) Notlarımı bu şekilde paylaşmam insanların izlememesine yol açar mı ? 😀
Zeka her şey yapılabilir diye satılan oyun hamuru gibi,(başkasından öğrenebilirsin izleyerek deneyerek okuyarak öğrenir gelişir, başkaları da şekillendirebilir çok elin ellediği Bi şey) biçim verirsin benzetirsin imgeler yaratırsın içinde ama asıl olmaz... Bu da tamamlanamayacak eksiklik yaratır. Bu, bitmek bilmeyen ileriye dönük didinme tutkusu yaratır
Hürmetli Sinan Hocam acaba kelime madenciliği yapıp kavramlara adlar o adlar üzerine hikayeler inşa etmek mi lazım ? diye yazdım sizde video içinde benzer şeyleri ifade ettiniz ( benim idrak ettiğim kadarı ile) Sinan Hocam anladığım kadarı ile zeka'nın türlerini/frekanslarını/parçalarını tanımlamak için kendi dilimizden felsefesini muhkem zeminlerden yükselen anlamlar bütünlüğü üzerine, ifadesinden fukara kaldığım şeyin yapılarını bina etmemiz lazım sanırım. Bir önceki cümlede yaşadığım üzere felsefe için kifayetli bir zengin ifadelere sahip bir dil ihtiyacım/ihtiyacımız var sanırım. Kolay Gelsin.
İnsanlar zekalarını geliştirmek için yaptıkları o anket vb. tıklamalarda bence bilgi açlığını okumak yerine artık herşeyi böyle bilebilir hale gelirim kuruntusuyla yapıyorlar bence ben öyle düşünüyordum sanırım o zamanlar Okumak daha uzun soluklu bir serüven olunca kolay para kazanmaya benzer böyle birşey aranabiliyor sanırım 😅 bazen kendimi saçmalamış hissediyorum yine de yazdım
Eger bir insanin iyi bulunan bir ozelligi varsa, diger ozellikleri hakkindaki gorusler etkilenir. Yani diger ozellikler baskalarinin gozunde o iyi ozellige uyacak bicimde egilir bukulurler. insalar karsilarindaki kisiyi iyi ve kotunun bir karisimi olarak degil, tutarli bir butun olarak gormeye calisirlar. Stuart Sutherland - Irrasyonel
Victor'un ulaştığı mertebeye "zihnî olgunluk" denilebilir aslında. Ve bir insanın zekayı ve diğer zihni oluşturan parçaları kullanabilme kapasitesini de zihinsel olgunluk üstünden derecelendirebiliriz. Bu bir insana zeki, dahi, salak vesaire gibi içi boş yaftalar yapıştırmaktan daha gerçeğe ve doğruya yakın bir kullanım gibi geldi bana.
Paylaşımlarınızı ilgiyle takip ediyorum. Fakat çok şaşırdığım " nükleer enerjinin kaçınılmaz olduğu" yorumunu açıklarsanız çok sevinirim. Gerçekten sizden hiç beklemiyordum ...
Hocam aptal insanların zeka anlayışları zeki kişileri aptal olduğuna inandırabiliyor. Ben ki çocukluğumdan bu yana zeka = okul dersleri olarak algılamış birisiyim. Oturup çalışmaktan nefret ettiğim ve dersleri anlamsız bulduğum, gezmeyi çok sevdiğim için hep kendimde bir eksiklik hissetmisimdir. Birde çocukken ilk okulda ders yapmamanın dayak yemesi eklenince ortaya saçma sapan birşey çıkıyor. Hem zekayı dogustan geldiğini söyleyip hemde ders çalışmaya esitliyorlar , yetmezmis gibi ders çalışmayıncada dövüyorlardi. Yani doğuştan geldigine inanılan bir yetenek yok diye dayak yiyorduk. Bu öyle derin bir etki bırakıyor ki büyüdükçe sen cok zekisin diyen kişilere karşı hayır değilim yalancılar deyip saldirma isteği uyandıran bir kompleks doğuruyor. Ben büyüdükçe anladım ki okul çocukların zekasını yeteneğini felan ölçmüyor. Yani Türk eğitim sistemi bunu asla ölçmüyor. O yüzden Allah rızası için çocuğunuzu bu saçma sapan sistemin kriterine göre yargılamayın. Eğitim sistemi insan doğasına uygun değilse bunu çocuğu suçlamakla çözemezsiniz. Bırakın özgür olsun, zihni kelebek gibi yaratıcı şeyler uretsin. Bos işleri birak demeyin onlara esas dolu olan şeyler onun yaptığıdır. Onun merakidir. Birakin o merak sürekli yaşasın. O merak duygusu koreltilmemis kişilerdir, zihni ana babasi hocası şeyhi imami papazi bilmem nesi tarafından baskilanip söndürülmemis kişilerdir tarihe iz bırakmış kişiler. Not : Aman ha bırakın serseri olsun sorumsuz olsun anlamında algılanmasın bu aradaki ince noktayı yakalamak gerek.
“ Dünyayı bugüne dek değiştirmiş ve bundan sonra da değiştirecek olanın, ‘yalnız kalmış akıl’ değil, döneminin bütün egemen etik ve ideolojilerinden özgürleşebilmiş ve toplumun ileriye yönsemeci dinamik kesimleriyle bütünleşebilmiş akıl olduğunu görebilmek gerekiyor. “ Rousseau.
Sinan hocam o dediğiniz bulunduğu yerde her yöne koşturan futbolcuyum ben. Bugün bunu anlayıp dile getirdiğimde yine bugün bu sohbetinize denk geldim. Kaldı ki yönetmesi ve ya yönlendirmesi gerekli konumumuda daha yapabilen birine bırakarak seve isteye yapıyorum bunu. Tamamlayıcı, eksik giderici, toparlayıcı, bütünleyici ve bütünleştirici olmak ruhuma iyi gelen şeyler. Bunu hayatın içinde yaşayıpta izahını sizlerden duymakda çok iyi geliyor. Okuduğum bir kitapta zekanın potansiyelini ortaya çıkarmak olduğu yazıyordu. Tamamlayıcı olmak çabasını verirken ki bu müthiş bir koşturmacadır bütün gücümü ortaya koyduğumu hissediyorum biraz zihnî fazlaca bedenî. İnsan bunun keyfini yaşarken "zeki miyim ya da nasıl zeki olurum" gibi sorgular içine düşmüyor hiç. İnsan nerde olursa olsun bu birlik ve uyumdan kaynaklı neşe ve keyfi duyduğunda başka bir şey aramıyor. Şimdi ben nasıl demeyim: iyi ki varsınız, ordasınız.
"Hayatın Büyük bir kısmında tüketip çok az bir kısmında doğa parçasını korumak için ufak bir efor sarfetmemiz bunların hiçbiri yaşamı değiştirmeyecek" Victor Ananias
Hocam akşam yemeği yerken sizi dinlerken, sizden gelen "bizi normal olmayanlar dinler" deyince, eşim bana baktı veeee ,"ben diyodum normal olmadiviniu "deyince tastiklemis oldu dedim🤓
videoyu izlerken de farkettim daha önce de farketmiştim bir ortamda bilmediğimiz bir konudan bahsedince veya bahsedilince de dediğiniz gibi hareketlerimiz çok değişiyor
#soruyorum Sayın Sinan Canan, zekanın farklı durum ve ortamlara adapte olabilme özelliğinin kişinin yaratıcılığıyla ne tür ilişkisi olabilir? Kişi, beyninin farklı bölgelerini ne sıklıkla kullanırsa , o denli zekidir demek doğru olur mu? Yani mesela sağ ve sol lobu eşit düzeyde kullanan bireylerin daha zeki olabileceği söylenebilir mi?
Fikret Nart acaba videoyu izledin mi gerizekalı. Daha videonun başında bunun mümkün olmadığından bahsediliyor ,önce can bey “beni daha zeki yapabilir misiniz” diye soruyor Sinan hoca da önce bunun mümkün olmadığından sonra da zeka kavramının bizim tanımladığımızdan farklı bir şey olmasından bahsediyor. Videoyu izlemeden nefretini kusmak için yorum yapma, aptal gibi görünüyorsun.
13:1 ~13:15 "vicdan ve insaf bunun ölçme aracı" evet bunu bi bilim insanı söylüyor, saygı duydum içtenlikle.Ve "ölçü dinidir İslam".Size herhangi bi koşulda adapte olabileceğiniz "o doğru dengede" "doğru ölçüyü" verir size İslam! "insani koşullara" o kadar hakimdir ki dinimiz; yönümüzü çizme bilgisini, fıkıh ve fıkıh usulü literatüründe öyle müthiş incelikler ve kaidelerle bulursunuz ki hayran kalmamak elde değil: Bileni bilir...adaptasyon demiştiniz; farkında mıyız bilmiyorum; mesela "haramlar"ın daha ziyade söylenmesi insanlarda İslam'a karşı olumsuz ve çok fazla günah varmış algısına neden olmuş her nasılsa ama aslında haramların sayıca sınırlı olmasındanır bu; ifadede edip bitirme imkanına sahipsinizdir helalden ziyade.Bu haramların söylencesini kolaylaştırmış ve artırmış sanki bizde; halbuki amaç sıralanan sınırılar yani haramlardan sonra nihayet neyi yapmayacağınızı anlamış olarak; helalin genişliğinde kendinize geliştirecek alanlar insnai alanlar seçebilir ve müthiş ferahlıkla tercih yapabilecek hale gelirsiniz. Yani "adaptasyon" alanımızın sayılamayacak kadar geniş olmasındandır helalin sayılamayışı.Evet: adaptasyon alanımı; bir müslüman ve bunun tabi sonucunda da açık beyin sahibi olmaya çalışan biri olarak helallerdeki muazzam genişlik olarak anlıyorum.Haram ve şüpheli şeylerden gerçekten sıyrılmış tertemiz insafla seyreden bir umman olduğunda açık zihin; gerçek bi konfor ve genişliğe, rahatlığa ve ufuklar dolusu hikmete yelken açmış olacağıma inanıyorum...çünkü "zeka sanatsal" bi yönüyle de ve hayatta yön duyumuzun sağlığı 'hakiki' kurallara bağlı; onu İslam'da bulmaktan mutluyum elhamdülillah ki hayatı kolaylaştırır "hakiki" ölçüler; ölçüye ihtiyaç duyarız hakikatteki özgürlüğümüzü kavramak için.Allah'ın (c.c.) koyduğu ölçüdür; din: İslam..
''Cehalet ayrıştırır, bilgelik birleştirir.'' Victor'un sahip olduğu belki de zekadan öte o birleştirici bilgeliktir. Victor bir tarafta kafasındaki idealler için eylemdeyken, öbür tarafta insanları zihninde konumlandırışının belirleyicisi bu idealler olmuyor. Kutuplaşmış bir toplumda, özellikle konuşmak-eylemek dengesi konuşma kısmında ağırlık kazanarak bozulmuşken, bu tür bir tutumu anlaması zor oluyor.
Sinan hocam solak insanlarda sağ beyinin baskın olduğu, Sağ tarafın duygusal çalıştığını söylüyorlar. Solaklar psikolojik sıkıntı yaşamaya daha yatkınmış bu konudaki düşünceleriniz neler cevaplarsanız çok mutlu olurum.
Aslında bizim halk arasında kullandığımız zeka kavramı, bence intelligence deil ama intelligence quality ile doğrudan örtüşen durumda. Jordan peterson abimize sorsak iq'nun çok doğru ve iyi ölçüldüğünü şu şekilde açıklar: * Psikolojide 5 temel karakter vasıfları vardır. Bunlar extroversion-introversion gibi 2 yönde açılırlar ve açıldıkları yönleri belirlemek için kişilere testler yapılabilir. Kişilere yapılabilecek (zihinsel) testlerden tüm bu 5 temel vasfa cevap verenleri çıkardığımızda, geriye kalan sorular iq testini oluşturmaktadır. * Psikolojide yapılabilen en doğru ve tutarlı test iq testidir. Akademik ,profesyönel ve sosyal başarıda doğrudan korelasyon u vardır. Eğer iq testinin zekayı ölçebildiğine inanmıyorsanız, psikoloji dalındaki en verimli ve nadir kanıtlanabilmiş başarılardan birini reddediyorsunuz demektir. ----- Bu tabiki alıntı değil ama muhtemelen böyle bir şey söylerdi :) 1) Bence siz zeka hakkında sahipleri olarak konuşurken biraz kibar davranmışsınız. Bana sorsalar zeka tüm zihinsel aktivitelere katalizördür derim. 2) Kelimeye yeni anlam katmaya çalıştığınızı zaten söylediniz ama bence değiştirilmesi gereken kelime zeka deil, örneğini verdiğiniz akıl. Akıllı olmanın "başını belaya sokmamak" olmadığını vurgularsanız bence taşıdığınız sosyal sorumluluk hissini daha iyi tatmin edersiniz 3) İnsanların %5'inin iq'su 80in altında. Bu insanlara bilgisayarların yapamadığı bir "zihinsel" işi yaptırmanız mümkün değil. Diğer 5 kişisel vasfı ne olursa olsun, bunun üstüne ne kadar erdemli olurlarsa olsunlar, bu insanlar zeki değil. Materyal problem çözmeye odaklı toplumumuzda malesef hakettikleri değeri görmeyecekler. 4) Bence zekanın (bana göre iq'nun) tanımını genişletip sanki herkesin bolca sahibi olduğu bişeymiş gibi davranmak yerine, herkesin zeki olmasına ihtiyacımız olmadığını ve insanların sadece bu yolla değil, diğer binbir türlü şekilde değerli olabileceklerini telkin etsek daha iyi olur. Sizi çok seviyorum tüm videolarınızı izliyorum. Yaptığınız bu hizmet için çok teşekkür ederim. Umarım videolar hiç bitmez.
normal sohbet etmeye gelmiştir zekayı aklı güçlendirecek ve arttırmanın yollarını bulmaktan ve örnekleme emsaller vermek yerine sanki Arkadaş ortamında sohbet ediyormuş gibi izlemiş bulunduğum fena da değil kenarda Dursun 35 bir şey öğrendik en azından
sizi takip eden normal değilse ne? ne olduğumu düşündürdünüz...yani bazen bu davranışım normalmi acaba diye sormuşluğum var kendime ama normalmiyim acaba sorusunu sormamiştim...
4 роки тому
Normal olmamanın hayrını bu videoda da görmüş olduk .d
Hocam bu ülkenin bir genci olarak,en değerli bayramlarımızdan birinde size kalpten teşekkür etmek istiyorum.Bireysel gelişimimin okul harici,gerçek anlamda başlamasında büyük payınız olduğunu söylemek isterim(Cem Mumcu'yla olan uzun programınızdır ateşleyici).Kendimi çok şanslı hissediyorum aynı sorunların etrafında dönen hayatların ve diyalogların ve insanların çevresinde olmaktansa,vaktimi bu bilgileri edinmeye ve özümsemeye harcadığım için...Ve bunun getirdiği özgürlük hissini anlatmam zor.Bu korkunç ezberci sistemin içerisinde tüm yaptıklarınız, kişinin kendini doğru analiz etmesi ve geliştirmesi,en önemlisi de bulunduğu coğrafyadan hatta yaşadığımız çağdan özgürleşmesi adına çok değerlidir,ülkeye,geleceğe hizmettir...Her ikinize de vizyonlarınız için,bıkmadan anlatmaya ve üretmeye devam ettiğiniz için teşekkür ediyorum,iyi ki varsınız.
“Zeka sanatsal bir şeydir. Ölçülebilir bir şey değildir. Sanatı ölçersen tadı kaçar. Zeka, kaotik dünyanın her türlü gelişine vurabilmektir.” - Sinan Canan
Rabia Gül süper tanımlama bir yerde mi yazıyor kendi düşünceniz mi?
Emin Çolak nasıl gözüktüğünü biliyorum ama bi açıklaması var videoyu tam dinlemeden okudum çok zekice buldum cümleyi. Sonra ne mi oldu meğer aynı cümle videoda sinan hoca söylüyomuş bende yanıtı silmeyi unuttum tabi öyle kaldı
o vuruş bana öyle geliyor ki Fatih'in gemileri karadan yürütmesi işte.. Fatih Sultan Mehmed ne güzel komutan ..bilgelik ve cesaret..
Her şey bir tarafa, çoğumuz sohbet ederken neredeyse kimle olduğu fark etmeksizin birbirimizden farklı düşündüğümüzü fark ettiğimiz anda üstün olma çabası içerisine giriyoruz. Bazen alanen bazen içten içe. Resmen bir yarış hali hakim olmaya başlıyor ortama dikkat edin ama Can'lar bu görüş farklılıklarını sohbetin zenginleşmesi için, yeni şeyler dinlemek, öğrenmek vs. için kullanıyorlar. Bu bayıldığımız sohbetler işte böyle ortaya çıkıyor. Onlardan örnek almamız gereken temel davranışlardan biri de bu bence.
en nefret ettiğim şeydir bu yüzden insanlardan kaçıyorum.saçma sapan bi ego savaşı.
"..Temel davranış.." çok haklısınz; sohbeti sohbet edesi..
Problem çözebilme kapasiteni arttırırsan daha zeki olursun. Yani her alandan bilgi edinmek lazım. Matematik, fizik, biyoloji, tarih, psikolojiyi, iyi öğren. Odaklanmanı arttırmak içinde meditasyonu öğren. Ve bunları öğrenmek için zamanın çok olduğuna inan. Zeki olmaya başlarsın. Sadece kişi kendini daha zeki yapabilir. Zamanla sorunların ne kadar hızlı üstesinden gelebildiğinizi farkedince anlaşılır.
Bizi takip eden normal değil dedi. 😀😀biri beni anladı. Çok mutluyum
Anormal olmak hiç bu kadar güzel olmamıştı :)
*katılıyorum :)
Cok iyi tespitler...adapte olmaya calisiyorum...🙃sagolun
Zeka..hayatin baharati...pūf noktasidir..demek dogru oldu😇
Anormal olmayı bi marifetmiş gibi göstermek biraz ergence olmuş aykırı olma güdüsünden kaynaklı
Gerçekten ufuk açıcı bir sohbet idi. Teşekkürler
Zekanın tanımı olarak "Eksikleri görme ve tamamlama/giderme yetisi" diyebiliriz. Akıl: Bilme ve bildiklerini uygulama becerisidir. Örneklendirelim. Siz birinden araba park etmeyi öğrendiniz. Bu öğrendiğinizi iyi uyguluyorsanız akıllısınız demektir. Yani bildiklerinizi iyi uygulayabiliyorsunuz demektir. Ama park yeri olmayan bir yerde, bu araba buraya da sığar diye düşünüp, arabayı daha önce öğrenmediğiniz bir şekilde park edebiliyorsanız, zekanızı kullanmış olursunuz. Bu duygusal durumlar içinde geçerlidir. Durumlara, daha önce öğrenmediğiniz şekilde yeni duygularla yaklaşabiliyorsanız duygusal zekanız gelişmiş demektir. Akıl bildiklerini kullanma yeteneğidir. Zeka seçeneklerinizi arttırır. Zeka aynı zamanda: daha uzun vadeli faydalar için, daha kısa vadeli faydalardan vazgeçebilme yeteneğidir.
Zekanızla bulduğunuz yeni durumu, aklınıza kaydedersiniz. Yani birbiriyle aynı ya da benzer şeyler akıl ile, farklı şeyler zeka ile yapılır. Dolayısı ile akıl kısrakdır, zeka sürücüdür. Kısrak bildiği gibi gitmeye çalışır, zeka daha kısa, daha kolay yollar bulmaya çalışır. Zekanızla elde ettiğiniz yeni bilgiler de, daha sonra kullanılmak üzere aklınıza aktarılır. Bu duygusal zeka, analitik zeka gibi her durum için aynıdır. O yüzden üşengeç insanlar, işlerini daha kolay halledebilmek için zekalarını kullanmak zorundadırlar. Nasıl daha kolay halledebilirim diye kendilerine sorarlar ve yeni yollar üretmek/bulmak zorunda kalırlar. Akıl olmadan zekadan bahsedemeyiz. Kısrak olmadan da sürücüden bahsedemeyiz. Kısrak yoksa sürecek bir şey de yoktur dolayısı ile o sürücü değil başka bir şeydir.
Akıl bilginin tutulduğu yerdir. Birçok şeye (bilgiye)göre değişkenlik gösterebilir. Bilgiyi kullanma yöntemidir(tabi akılda hangi bilgiler olduğuna göre değişir) Gece korkan bir Müslüman bilgisine dayanarak bir dua okurken, aynı durumdaki bir Hristiyan bambaşka bir çözüm uygulayacaktır. Çünkü İslam dinindeki duaları bilmeyecektir. Problemi görecek ve aklındaki çözümü kullanacaktır. Aklındaki çözüm yeterli olmadığında, zekasını kullanmak zorunda kalacaktır ve yeni şeyler yaratacak/öğrenecektir. Ve yarattığı/öğrendiği şey aklının bir parçası olacaktır. Çünkü artık bilinen bir durumdur.
Aklındakilerle(bildikleriyle) çözüm bulamayan bir canlı depresyona yaklaşır. Zekasını kullanarak da problemi çözemiyorsa(yeni çözümler yaratamıyor/öğrenemiyorsa) artık yardıma ihtiyacı var demektir. Dolayısı ile eksiği görüp kendini geliştiremeyen canlı, daha çok depresyona girecektir.
Kendini geliştirmek her zaman yeni bilgi ile olmaz. Bazen bakış açısını değiştirmek yeterlidir. Çok susadığımızı ve yarım bardak su bulduğumuzu düşünelim. Bu su yetmez, susuzluğumu geçirmez diye üzüledebiliriz, su bulduk diye sevinedebiliriz. Bu yüzden şükretme yetisi, bulduğumuz kadarı ile yetinebilmemizi ve bununla mutlu olma şansımızı arttırır. Yani şükretmek bizim için iyi bir şey olabilir.
Bir canlı bunalıma girmeye başladığında iki seçeneği vardır. Ya problemi görmezden gelmeye çalışacaktır ya da çözüm arayacaktır. Görmezden geldiğinde problem ile ilgili sorunlar artacaktır ve sistem daha az verimli çalışmaya başlayacaktır. Çünkü bilinçaltı elindeki bilgi ile problemi çözmeye çalışacak ama bunu için de enerjinin çoğunu kullanacaktır. Daha az verimli çalışan bir sistem de daha zor çözüm bulacak ve daha da bunalıma itilecektir. Bu gibi durumlarda bilinçaltından bir çözüm gelebilir. ( Bir problemle yatıp, uyandığımızda çözümü bulmuş olmak gibi) Bunalım durumunda enerjinin/düşüncenin büyük bir kısmı probleme ayrıldığı için,sistem performansının altında çalışmak zorunda kalır. Problem ötelendikçe, sistem daha da zorlanır. (Sizin arabanın motorunun ısınması örneğinde verdiğiniz gibi). Problem ne kadar başka şeyleri etkiliyorsa, sistem o kadar verimsiz çalışır görünür. Problemi tespit etmek ve bir çözüm bulmak elzemdir. Problemler ve içerikler değişsede, durum bundan ibarettir. Bir problem, çözülene kadar problemdir.
Zihin, aklın diğer adıdır. Birinin aklından geçenler ve zihninden geçenler aynı şeydir. Sizin bu videoda söylediğiniz "zihin evren gibidir" tabiri de doğrudur. Her şeyi bilen bir akıl, tüm evreni kapsar ve bilir. Aklınız ne kadar küçükse(ne kadar az biliyorsanız) evreniniz de o kadar küçüktür.
Evrimi bilmenin faydası, doğada canlılar bir şekilde bulundukları ortamdaki problemleri(yüzyıllar içerisinde olsa da) çözmüşlerdir. İnsanoğlu en zekidir önermesinin güzelliği şudur. Bizler uzuv geliştirmeden, normalde bilemeyeceğimiz şeyleri teknolojilerle bilebilir hale gelebiliyoruz. (Teleskop, mikroskop, gece görüşü vs) Yani zekamızla bir eksik bulmuşuz ve bunu çözmüşüz. Ama zaten çözdüğümüz için bu bizim aklımızın bir parçası olmuş.( Tabi bu bilgilere sahip akıllardan bahsediyorum) Ve doğada problemleri çözmüş canlılardan öğrenip uygulayabiliyoruz.
Bu konu ile bağlantılı yazılabilecek çok şey var. Bir gün bunları yüz yüze konuşabilmek dileği ile.
Saygılarımla
👏🏼👏🏼👏🏼👏🏼
Necisin
👏👏👏
Kral be
Sıkılmadan ve büyük bir keyifle okudum çünkü aradığım sorulardan bir tanesinin cevabı buydu teşekkür ederim
Peygamberimizin bir duası bu güzel sohbeti özetliyor. "Allahım benim ilmimi fehmimi ve aklımı artır."
Hocalarıma ek olarak belirtmek isterim.
Kişisel düşünceme göre, Zekayı Atletizme benzetiyorum. Zeka da atletizm gibi kendi başına kapsamlı bir anlam ve ayrıca farklı kabiliyetler bütününü ifade eder. Ama bu "bütünlüğü" ölçerken aynen atletizmin de yapısına uygun olan kapsayıcı bir ölçüm biçimi gereklidir.
Örneğin, atletik bir kişiyi tanımlarken onu;
Güç,
Hız,
Reaksiyon hızı/Çeviklik,
Beyin kas koordinasyonu,
Denge,
Dayanıklılık.. gibi gibi farklı alanların bir bütünü olarak ele alır ve hepsine göre ayrı değerlendiririz.
Zeka'nın da aynı böyle alt dalları mevcuttur. Örn;
Hafıza,
odaklanma,
mantık zinciri kurma,
reaksiyon hızı,
Esnek düşünce kaabiliyeti,
soyut kavramlara hakimiyet gibi gibi..
Bu bakış açısı onun nasıl işlediği ve ne şekilde kullanılması gerektiği konusunda daha somut fikir edinmemizi kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum.
İmam-ı Azam’a sordular ..! Kalp nedir.. el cevap Akıl dedi..ğini naklederlerdi bir zamanlar..
Kocaman selamlar...
Daha çok olsun milletimizde Sinanlar🥰🥰
youtube türkiye için bir elmassınız
Izleyerek seviyoruz
Beni daha zeki yapabilir misin?
+Allah'tan kork. 😊😊😊
Tesekkurler guzel adamlar. Teknolojiyi seviyorum. Caktirmadan sizi dinler gibiyim.cok zevkli.
Allah razı olsun hocam cok faydalı oldu
Zeka bizim bu dünyada varoluş sebebimiz değildir, öyle olsaydı zeki olan kargalardan ayrışmazdık. İnsanın hayvandan ayrıştığı o nokta akıldır zira felsefe metinlerinde Farabinin, İbn Sina'nın baz aldığı akıl, Tanrı'nın insana lutfettiğini söylediği şeye tekabül eder. Bu bakımdan zeka Sinan hocanın da dediği gibi çözüm odaklı düşünmektir ki bunu hayvanlar da yapıyor. Ama insan ona ek olarak düşünüp "akledebiliyor". Ayette de de "akletmez misiniz" demesinin, zeki değil misiniz veya zihinsiz misiniz (3 kelime de arapçadan intikal ettiği için rahatlıkla bunları söyleyebilirim) dememesindeki sebebi budur Allahu alem.
Sizi izliyorum, ilgimdesiniz ! Teşekkürler 😊
Zihnimiz evrenimizdir ama evrenin kendiside biziz. Çalışan birseyin içindeyiz.. beden neyi hissediyorsa zihinde o dönüyor. Bir nevi simülasyon gibi.
Zeka, belki de bir yönüyle çevreye uyum sağlama becerisidir. :) Çok güzel bir program olmuş. :)
16:53 JOKER oyuncu derler hocam. Hangi pozisyona koysan oynar, sırıtmaz... hatta heryere yetişir...
Selamlar,mustafa bey çok iyi izah ettiniz.🙋♀️
#soruyorum küçüklüğümden beri hep merak ettiğim bir konudur neden yürürken yürüdüğüm aklıma geldiği zaman yürümem bozuluyor aynı şekilde kitap okurken de oluyor ve okuyamıyorum dikkatim dağılıyor. Basit bir soru ama cevaplarsanız çok sevinirim sizi ve kanalınız içeriklerini kaliteli buluyorum bir sonraki video yu sabırsızlıkla bekliyorum 😊
Enteresan!
@@ramazankarakaya7956 rutinlermizden herhangi birini ele alıp onun üzerine düşündüğümüzde bu durum oluyor yani. Ama bende şöyle oluyor diyelim ki yürüyorum okula doğru arkama bı bakiyom 12 ye giden, benden bi yaş büyük olan , geçen sene o liseden mezun olmuş abimin aynı yaştaki arkadaşının kardeşi, ve dolaylı olarak abimle de tanışıklığı olan , onun da benden hoşlandığını düşündüğüm ve en önemlisi ona aşık olduğum kişi varr hemen bı yürüyüş şeklim değişiyor gayet normal yürüyor olmama rağmen sanki çarpık yürüyormuşum gibi bir hisse kapiliyorum. GRCKTN!!
Ne kadar üstünde durursan okadar odaklanma dağılıyor beyin böyle çalışıyor.
Sorularım:1)Dahi veya üstün akıla sahip insanların beyninin daha büyük olması(daha fazla nöron sayısı gibi)bir orantısal tespit var mı?Yoksa nicelikten ziyade nitelik mi önemli?
2)Kişiliğimizin oluşmasında kalıtımsal etki ne kadar önemlidir?
3)orta yaştan sonra insan,kişiliğini isteyerek değiştirebilir mi,yoksa insan yedisinde ne ise yetmişinde de öyle mi kalır (genel olarak)?
Şimdiden teşekkürler.
Sadece gözlemle ve belki de cahilce konuşuyorumdur, belki yanlıştır hoş görün ama benim düşünceme göre dahi diye bir kavramın gerçekte var olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir insan gerçek manada çok da salak olamayacağı gibi (beyinsel sorunları olması dışında) hiçbir insanın da dahi olması gibi bir şey mümkün değil. Bence bunlar bizim bir şeyleri övme ve yerme konusunda abartıya kaçma özelliğimizden kaynaklanıyor. Bir insan ne kadar farklı durumla karşılaşırsa o kadar çeşitli fikir üretebilir, yöntem geliştirebilir. Karşılaştığımız farklılıklar ölçüsünde sanatkarız. Mesela dahi diye Einstein'ı alırsak, o adam kendini zorlaya zorlaya uzun süreler bir konuyu düşünmeye alıştırmış, oysa bu beynin yapmakta çok zorlandığı bir şeydir. Bu yeteneği kendine kazandırması sayesinde çok uzun süre andan soyutlanarak düşünüp o kuramları bulabiliyor. Bu odaklanıp düşünmeyle alakalı ve o adam gibi odaklanabilen her insan aynı şeyleri bulabilirdi. Dahi diyerek birilerini yüceltirken kendimizi küçümsüyoruz. Aslında beynimiz hiç de küçümsenecek bir yapı değildir.
Evet. Yedisinde neyse yetmişinde de odur..Sadece rol yapmayı öğrenir zamanla..Toplumsal rol yapmayı becerisi edinir zamanla.
@@sefrabelle1314 Katılmıyorum. Dahilerin bir ortak noktası var. Hepsi farklılar.Toplumdan hep farklı olmuşlardır. Sürekli odaklanma becerisi iyi hoş ama istemediğin bir şeyden fiziği alt üst edecek şeyler çıkaramazsın, istek derken mantıksal bir istekten söz etmiyorum(yani sınavdan 100 almam gerekli o yüzden çok çalışmalıyım ama istiyor muyum? gerçekte çok sıkılıyorum istemiyorum)
yani istemeye istemeye matematik çalışırsın 100 de alırsın ama matematiği sonunda bırakırsın. istemeye istemeye çalışman bile her deneyiminde matematiğe olan nefretini arttırır içten içe yani burada da dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oluyorsun.
Dahileri şöyle özetleyeyim,
Dahiler bakış açıları çok farklı, hayal güçleri gelişmiş , belli yeteneklerde üstünlüğe ulaşmış kimselerdir.
yani kimse kimseye kasıtlı olarak abartıdan bir şey vermiyor hele ki bilim camiası gibi akıllı insan topluluğu abartı gibi şeylere kapılıpta einsteini öncü tutmaz.
davinci gibi birinin yazıp çizdikleri çağlara ışık tutuyor bu öyle sürekli odaklanayımda bu becerimi geliştirirsem bende bu alanda iyi şeyler yaparıma benzemez yoksa tüm matematiğe gönlünü vermiş yada herhangi bir alanda olabilir hepsi birer dahi olur çıkardı
ama içimizdeki dehayı uyandırabilir miyiz? ben olabileceğini düşünüyorum ve einsteininde sürekli vurguladığı hayal gücüyle mümkün olabileceğini düşünüyorum
hayal gücü bütünü görmemizi sağlıyor, bütünü görürsen yani büyük resmi görürsen daha hızlı gelişebileceğimizi öğrenebileceğimizi ve yüksek bir konsantrasyona ulaşabileceğimizi düşünüyorum.
ve bütünü gördüğünde bir anda basitleşmeye başlıyor o alanın hakimiyeti sana geçmiş oluyor
Yav burası çok iyi ortam ya ne güzel herkes düşüncesini rahatça söylüyo
Einstein'in beyni yanlis hatirlamiyorsam diger insanlara oranla daha kucuktu
Harika bir videoydu. Ağzınıza sağlık.
Ooffff çok aydınlatıcı bir video oldu kendi adıma teşekkür ederim hepinize. Osman hocayla yaptığınız sohbetleri de çok özledim önümüzdeki zamanlar için programınız olmasını umut ediyorum sağlıklı hayatlar dilerim
Hocam sohbetiniz için teşekkür ediyorum
21.56 daki mimiğinize hayran kaldım saygılar 🙂
Videolar kısa kısa dergi kesitleri gibi 👏👏
"Lafla peynir gemisi gerçekten yürüyo" Çok katılıyorum :D
Bu tarz konusmalari dinlemekten aşırı keyif alıyorum ☺️ TV de dizi veyahut bir program bana hiç hitap etmedi veyahutta UA-cam da popüler bir video açıp izlemekte aynı şekilde sizin kanaliniz gibi takip ettiğim bir kaç kanal var çok keyif alıyorum umarım devam edersiniz bu çizgide 🙏
Başarılar çalışmalarınızda. Azərbaycanlıyım ve sizi Norveçden izliyorum.
zeka= en kisa zamanda en kisitli imkanlarla en iyi karari veya sonucu bulabilme yetenegi.
Aldığım notlar:
1- Zekanın türleri ve çeşitleri vardır.
2- Zeka = adaptasyon kapasitesi denebilir...
3- Bir çok insan belirli bir ortamda zekidir..(9:00 dk civarı)
4- Ne kadar geniş aralığa adapte olabilirsen, uyum sağlayabilirsen aslında zeka o kadar yüksektir.. (11:00)
5- Farklı durumlarda nasıl davranıyor..(11:00)
6- Etrafa verilen değişiklik ve zeka..(15:00)
7- Yüksek zekalı çocuk..(18:45)
8- Akıllı ol yavrum..(21:22)
Notlarımı bu şekilde paylaşmam insanların izlememesine yol açar mı ? 😀
Zeka konusu çözülmüş teşekkürler
Zeka her şey yapılabilir diye satılan oyun hamuru gibi,(başkasından öğrenebilirsin izleyerek deneyerek okuyarak öğrenir gelişir, başkaları da şekillendirebilir çok elin ellediği Bi şey) biçim verirsin benzetirsin imgeler yaratırsın içinde ama asıl olmaz... Bu da tamamlanamayacak eksiklik yaratır. Bu, bitmek bilmeyen ileriye dönük didinme tutkusu yaratır
Can'ım, Canan'ım, bütün varım.. 💭♥️
👍
Hürmetli Sinan Hocam acaba kelime madenciliği yapıp kavramlara adlar o adlar üzerine hikayeler inşa etmek mi lazım ? diye yazdım sizde video içinde benzer şeyleri ifade ettiniz ( benim idrak ettiğim kadarı ile) Sinan Hocam anladığım kadarı ile zeka'nın türlerini/frekanslarını/parçalarını tanımlamak için kendi dilimizden felsefesini muhkem zeminlerden yükselen anlamlar bütünlüğü üzerine, ifadesinden fukara kaldığım şeyin yapılarını bina etmemiz lazım sanırım. Bir önceki cümlede yaşadığım üzere felsefe için kifayetli bir zengin ifadelere sahip bir dil ihtiyacım/ihtiyacımız var sanırım. Kolay Gelsin.
İnsanlar zekalarını geliştirmek için yaptıkları o anket vb. tıklamalarda bence bilgi açlığını okumak yerine artık herşeyi böyle bilebilir hale gelirim kuruntusuyla yapıyorlar bence ben öyle düşünüyordum sanırım o zamanlar
Okumak daha uzun soluklu bir serüven olunca kolay para kazanmaya benzer böyle birşey aranabiliyor sanırım 😅 bazen kendimi saçmalamış hissediyorum yine de yazdım
Eger bir insanin iyi bulunan bir ozelligi varsa, diger ozellikleri hakkindaki gorusler etkilenir. Yani diger ozellikler baskalarinin gozunde o iyi ozellige uyacak bicimde egilir bukulurler.
insalar karsilarindaki kisiyi iyi ve kotunun bir karisimi olarak degil, tutarli bir butun olarak gormeye calisirlar.
Stuart Sutherland - Irrasyonel
Sohbetinize aşık oldum...
Victor'un ulaştığı mertebeye "zihnî olgunluk" denilebilir aslında. Ve bir insanın zekayı ve diğer zihni oluşturan parçaları kullanabilme kapasitesini de zihinsel olgunluk üstünden derecelendirebiliriz. Bu bir insana zeki, dahi, salak vesaire gibi içi boş yaftalar yapıştırmaktan daha gerçeğe ve doğruya yakın bir kullanım gibi geldi bana.
Bu hayatta varolma nedeni olmasi zeka...cok dogru
Paylaşımlarınızı ilgiyle takip ediyorum. Fakat çok şaşırdığım " nükleer enerjinin kaçınılmaz olduğu" yorumunu açıklarsanız çok sevinirim. Gerçekten sizden hiç beklemiyordum ...
lütfen böyle ilgi çekici başlıkları atın.
"kavram sadece lafa dönüşürse düşüncenin yakıtıda biter." not aldım bu cümleyi.
Normal olmadığımı biliyordum 🤣
Normal değiliz tabi. Takip ediyoruz hem de sahur sofrasında. 😉
Bin şükür; bu muhabbeti keyifle ve pürdikkat takip edecek kadar anormaliz şükür ;)
Masa güzelmiş.
Hocam aptal insanların zeka anlayışları zeki kişileri aptal olduğuna inandırabiliyor. Ben ki çocukluğumdan bu yana zeka = okul dersleri olarak algılamış birisiyim. Oturup çalışmaktan nefret ettiğim ve dersleri anlamsız bulduğum, gezmeyi çok sevdiğim için hep kendimde bir eksiklik hissetmisimdir. Birde çocukken ilk okulda ders yapmamanın dayak yemesi eklenince ortaya saçma sapan birşey çıkıyor. Hem zekayı dogustan geldiğini söyleyip hemde ders çalışmaya esitliyorlar , yetmezmis gibi ders çalışmayıncada dövüyorlardi. Yani doğuştan geldigine inanılan bir yetenek yok diye dayak yiyorduk. Bu öyle derin bir etki bırakıyor ki büyüdükçe sen cok zekisin diyen kişilere karşı hayır değilim yalancılar deyip saldirma isteği uyandıran bir kompleks doğuruyor. Ben büyüdükçe anladım ki okul çocukların zekasını yeteneğini felan ölçmüyor. Yani Türk eğitim sistemi bunu asla ölçmüyor. O yüzden Allah rızası için çocuğunuzu bu saçma sapan sistemin kriterine göre yargılamayın. Eğitim sistemi insan doğasına uygun değilse bunu çocuğu suçlamakla çözemezsiniz. Bırakın özgür olsun, zihni kelebek gibi yaratıcı şeyler uretsin. Bos işleri birak demeyin onlara esas dolu olan şeyler onun yaptığıdır. Onun merakidir. Birakin o merak sürekli yaşasın. O merak duygusu koreltilmemis kişilerdir, zihni ana babasi hocası şeyhi imami papazi bilmem nesi tarafından baskilanip söndürülmemis kişilerdir tarihe iz bırakmış kişiler. Not : Aman ha bırakın serseri olsun sorumsuz olsun anlamında algılanmasın bu aradaki ince noktayı yakalamak gerek.
Malesef matematik kötü diye fırça yiyordum okula gitmiyordum bı daha olsa gene dinlemem o matematik derslerini
“ Dünyayı bugüne dek değiştirmiş ve bundan sonra da değiştirecek olanın, ‘yalnız kalmış akıl’ değil, döneminin bütün egemen etik ve ideolojilerinden özgürleşebilmiş ve toplumun ileriye yönsemeci dinamik kesimleriyle bütünleşebilmiş akıl olduğunu görebilmek gerekiyor. “ Rousseau.
👋👋👋
Hocam Osman Börütecene ile olan sohbetlerinizin tadı damağımda kaldı. Bi kutu daha yok mu o sohbetlerden? :)
Sinan hocam o dediğiniz bulunduğu yerde her yöne koşturan futbolcuyum ben. Bugün bunu anlayıp dile getirdiğimde yine bugün bu sohbetinize denk geldim. Kaldı ki yönetmesi ve ya yönlendirmesi gerekli konumumuda daha yapabilen birine bırakarak seve isteye yapıyorum bunu. Tamamlayıcı, eksik giderici, toparlayıcı, bütünleyici ve bütünleştirici olmak ruhuma iyi gelen şeyler. Bunu hayatın içinde yaşayıpta izahını sizlerden duymakda çok iyi geliyor. Okuduğum bir kitapta zekanın potansiyelini ortaya çıkarmak olduğu yazıyordu. Tamamlayıcı olmak çabasını verirken ki bu müthiş bir koşturmacadır bütün gücümü ortaya koyduğumu hissediyorum biraz zihnî fazlaca bedenî. İnsan bunun keyfini yaşarken "zeki miyim ya da nasıl zeki olurum" gibi sorgular içine düşmüyor hiç. İnsan nerde olursa olsun bu birlik ve uyumdan kaynaklı neşe ve keyfi duyduğunda başka bir şey aramıyor. Şimdi ben nasıl demeyim: iyi ki varsınız, ordasınız.
Zeka, hayatin pūf noktasidir.
"Hayatın Büyük bir kısmında tüketip çok az bir kısmında doğa parçasını korumak için ufak bir efor sarfetmemiz bunların hiçbiri yaşamı değiştirmeyecek" Victor Ananias
22:48
💌
Hocam akşam yemeği yerken sizi dinlerken, sizden gelen "bizi normal olmayanlar dinler" deyince, eşim bana baktı veeee ,"ben diyodum normal olmadiviniu "deyince tastiklemis oldu dedim🤓
videoyu izlerken de farkettim daha önce de farketmiştim bir ortamda bilmediğimiz bir konudan bahsedince veya bahsedilince de dediğiniz gibi hareketlerimiz çok değişiyor
2 nizde cansiniz
Lütfen depresyonla alakalı materyalist bir bakış açısıyla bir video cekiiiiiinnn
Parametrenin Türkçe'si değişken değildir, variable'ın Türkçe'sidir. Parametre, argument ve variable birbirinden farklı şeylerdir.
harbiden normal değilim. DELİ GİBİ TAKİP EDİYORUM. izlediğim en güzel film
#soruyorum
Sayın Sinan Canan, zekanın farklı durum ve ortamlara adapte olabilme özelliğinin kişinin yaratıcılığıyla ne tür ilişkisi olabilir? Kişi, beyninin farklı bölgelerini ne sıklıkla kullanırsa , o denli zekidir demek doğru olur mu? Yani mesela sağ ve sol lobu eşit düzeyde kullanan bireylerin daha zeki olabileceği söylenebilir mi?
Bana youtubeda yorum yazdıracak kadar ki bu ilk, Muhtesemsiniz!
Eee ?
Şu arkada ki tahta da ne programı var çok merek ediyoruz
🐑
He vallahi
Ticarî zekilikten bahsediyorsan, onu başarmış sınız. Konuşarak kimi zeki yapacaksınız, duyguları gıdıklar sadece bu muhabbetler.
Fikret Nart acaba videoyu izledin mi gerizekalı. Daha videonun başında bunun mümkün olmadığından bahsediliyor ,önce can bey “beni daha zeki yapabilir misiniz” diye soruyor Sinan hoca da önce bunun mümkün olmadığından sonra da zeka kavramının bizim tanımladığımızdan farklı bir şey olmasından bahsediyor. Videoyu izlemeden nefretini kusmak için yorum yapma, aptal gibi görünüyorsun.
Abi eski müzik çok güzeldi
Önce Canan sonra Can
Sinan hocama soru sorup kendiniz daha çok cevap veriyorsunuz 😄
13:1 ~13:15 "vicdan ve insaf bunun ölçme aracı" evet bunu bi bilim insanı söylüyor, saygı duydum içtenlikle.Ve "ölçü dinidir İslam".Size herhangi bi koşulda adapte olabileceğiniz "o doğru dengede" "doğru ölçüyü" verir size İslam! "insani koşullara" o kadar hakimdir ki dinimiz; yönümüzü çizme bilgisini, fıkıh ve fıkıh usulü literatüründe öyle müthiş incelikler ve kaidelerle bulursunuz ki hayran kalmamak elde değil: Bileni bilir...adaptasyon demiştiniz; farkında mıyız bilmiyorum; mesela "haramlar"ın daha ziyade söylenmesi insanlarda İslam'a karşı olumsuz ve çok fazla günah varmış algısına neden olmuş her nasılsa ama aslında haramların sayıca sınırlı olmasındanır bu; ifadede edip bitirme imkanına sahipsinizdir helalden ziyade.Bu haramların söylencesini kolaylaştırmış ve artırmış sanki bizde; halbuki amaç sıralanan sınırılar yani haramlardan sonra nihayet neyi yapmayacağınızı anlamış olarak; helalin genişliğinde kendinize geliştirecek alanlar insnai alanlar seçebilir ve müthiş ferahlıkla tercih yapabilecek hale gelirsiniz. Yani "adaptasyon" alanımızın sayılamayacak kadar geniş olmasındandır helalin sayılamayışı.Evet: adaptasyon alanımı; bir müslüman ve bunun tabi sonucunda da açık beyin sahibi olmaya çalışan biri olarak helallerdeki muazzam genişlik olarak anlıyorum.Haram ve şüpheli şeylerden gerçekten sıyrılmış tertemiz insafla seyreden bir umman olduğunda açık zihin; gerçek bi konfor ve genişliğe, rahatlığa ve ufuklar dolusu hikmete yelken açmış olacağıma inanıyorum...çünkü "zeka sanatsal" bi yönüyle de ve hayatta yön duyumuzun sağlığı 'hakiki' kurallara bağlı; onu İslam'da bulmaktan mutluyum elhamdülillah ki hayatı kolaylaştırır "hakiki" ölçüler; ölçüye ihtiyaç duyarız hakikatteki özgürlüğümüzü kavramak için.Allah'ın (c.c.) koyduğu ölçüdür; din: İslam..
''Cehalet ayrıştırır, bilgelik birleştirir.'' Victor'un sahip olduğu belki de zekadan öte o birleştirici bilgeliktir. Victor bir tarafta kafasındaki idealler için eylemdeyken, öbür tarafta insanları zihninde konumlandırışının belirleyicisi bu idealler olmuyor. Kutuplaşmış bir toplumda, özellikle konuşmak-eylemek dengesi konuşma kısmında ağırlık kazanarak bozulmuşken, bu tür bir tutumu anlaması zor oluyor.
zeka, bir görme halidir. bilincin, "dünyada olma" derinlik ve genişlik kapsamının müdahale edebilme eğilimi.
İşte bu hocam futbol da voleybol gibi olmalı her futbolcu her mevkide oynamalı süper fikir👍🏻
Sinan hocam bütün konuşmanın özünü aslında videonun başındaki "Allah'tan kork" yanınıtıyla cevaplıyor.😁😁
Sizi takip etmeyip normal olmaktansa ; takip edip anormal olmayı yeğlerim.
"Akıl bilgileri işler, zihin işlenen bilgileri bireysel yorumlar, zeka ise evrensel sonuçlar çıkarır" çıkarımı doğru mudur?
Sinan hocam solak insanlarda sağ beyinin baskın olduğu, Sağ tarafın duygusal çalıştığını söylüyorlar. Solaklar psikolojik sıkıntı yaşamaya daha yatkınmış bu konudaki düşünceleriniz neler cevaplarsanız çok mutlu olurum.
Sevgili Hocam insan olmayanı ister. Tıpkı zenginlik gibi herkes zengin olmak istemesi gibi geliyor Bana 🤔Akıl ne onu bilmek gerekir.
21:19
harıkasınız ancak konusmalarınızın arasına ıngılızce kelımeler koymanız gercekten bıraz garıp oluyor, yanı turkce nız kıtmıskı, bazı gorgusuz ınsanlarda sımarıkca ıngılızce kelımeler koyuyorlar, sızı sevıyorum, butun bılgılerımız ıcın cok tesekkur ederım , coook seyler ogrendım vede ogrenıyorum
Aslında bizim halk arasında kullandığımız zeka kavramı, bence intelligence deil ama intelligence quality ile doğrudan örtüşen durumda. Jordan peterson abimize sorsak iq'nun çok doğru ve iyi ölçüldüğünü şu şekilde açıklar:
* Psikolojide 5 temel karakter vasıfları vardır. Bunlar extroversion-introversion gibi 2 yönde açılırlar ve açıldıkları yönleri belirlemek için kişilere testler yapılabilir. Kişilere yapılabilecek (zihinsel) testlerden tüm bu 5 temel vasfa cevap verenleri çıkardığımızda, geriye kalan sorular iq testini oluşturmaktadır.
* Psikolojide yapılabilen en doğru ve tutarlı test iq testidir. Akademik ,profesyönel ve sosyal başarıda doğrudan korelasyon u vardır. Eğer iq testinin zekayı ölçebildiğine inanmıyorsanız, psikoloji dalındaki en verimli ve nadir kanıtlanabilmiş başarılardan birini reddediyorsunuz demektir.
-----
Bu tabiki alıntı değil ama muhtemelen böyle bir şey söylerdi :)
1) Bence siz zeka hakkında sahipleri olarak konuşurken biraz kibar davranmışsınız. Bana sorsalar zeka tüm zihinsel aktivitelere katalizördür derim.
2) Kelimeye yeni anlam katmaya çalıştığınızı zaten söylediniz ama bence değiştirilmesi gereken kelime zeka deil, örneğini verdiğiniz akıl. Akıllı olmanın "başını belaya sokmamak" olmadığını vurgularsanız bence taşıdığınız sosyal sorumluluk hissini daha iyi tatmin edersiniz
3) İnsanların %5'inin iq'su 80in altında. Bu insanlara bilgisayarların yapamadığı bir "zihinsel" işi yaptırmanız mümkün değil. Diğer 5 kişisel vasfı ne olursa olsun, bunun üstüne ne kadar erdemli olurlarsa olsunlar, bu insanlar zeki değil. Materyal problem çözmeye odaklı toplumumuzda malesef hakettikleri değeri görmeyecekler.
4) Bence zekanın (bana göre iq'nun) tanımını genişletip sanki herkesin bolca sahibi olduğu bişeymiş gibi davranmak yerine, herkesin zeki olmasına ihtiyacımız olmadığını ve insanların sadece bu yolla değil, diğer binbir türlü şekilde değerli olabileceklerini telkin etsek daha iyi olur.
Sizi çok seviyorum tüm videolarınızı izliyorum. Yaptığınız bu hizmet için çok teşekkür ederim. Umarım videolar hiç bitmez.
Hocam program kısaydı biraz daha uzun olsun
normal sohbet etmeye gelmiştir zekayı aklı güçlendirecek ve arttırmanın yollarını bulmaktan ve örnekleme emsaller vermek yerine sanki Arkadaş ortamında sohbet ediyormuş gibi izlemiş bulunduğum fena da değil kenarda Dursun 35 bir şey öğrendik en azından
zeka baştır akıl ise boyundur. zeka en baştadır ama boynu ne tarafa çevirirsen baş o tarafa gider..
Yaşasın anormallik..! ☺️
Bizim beyin hep Fanta...
Alev Alatlı kuşağı,bu olsa gerek herhalde. Saygılar sevgiler.
sizi takip eden normal değilse ne? ne olduğumu düşündürdünüz...yani bazen bu davranışım normalmi acaba diye sormuşluğum var kendime ama normalmiyim acaba sorusunu sormamiştim...
Normal olmamanın hayrını bu videoda da görmüş olduk .d
13:16 sevineyimmi üzüleyimmi
hawking e göre zekanın tanımı uyum becerisiymiş
Hocam peki kurnazlık nedir ? Kurnazlık ve zeka arasındaki bağlantı nasıldır??
Hocam Trade Borsa Forex Yatırımı Esnasında,Yatırım Psikolojisi Ve Zihinde Olup Bitenler Gibi Bir Konu Yapabilir misiniz.Teşekkürler
16:53 atiba hocam Atiba deniyor
Benin ne kadar zeki olduğumu anlayacak kadar zekimisin. Desek olur mu hocam :)
Bende , topa vurmak için kaleden çıkan o kalecilerden biriyim 😅
Sinan hocam lütfen Sakarya ya gelinnn
Hocam bu ülkenin bir genci olarak,en değerli bayramlarımızdan birinde size kalpten teşekkür etmek istiyorum.Bireysel gelişimimin okul harici,gerçek anlamda başlamasında büyük payınız olduğunu söylemek isterim(Cem Mumcu'yla olan uzun programınızdır ateşleyici).Kendimi çok şanslı hissediyorum aynı sorunların etrafında dönen hayatların ve diyalogların ve insanların çevresinde olmaktansa,vaktimi bu bilgileri edinmeye ve özümsemeye harcadığım için...Ve bunun getirdiği özgürlük hissini anlatmam zor.Bu korkunç ezberci sistemin içerisinde tüm yaptıklarınız, kişinin kendini doğru analiz etmesi ve geliştirmesi,en önemlisi de bulunduğu coğrafyadan hatta yaşadığımız çağdan özgürleşmesi adına çok değerlidir,ülkeye,geleceğe hizmettir...Her ikinize de vizyonlarınız için,bıkmadan anlatmaya ve üretmeye devam ettiğiniz için teşekkür ediyorum,iyi ki varsınız.
basari nedir bununla ilgili bir program yailirsa cok iyi olur cunku toplumda basarida yanlis kodlanmis
degisken variable parametre modellerde degismeyen "degiskenlere" diyoruz