Rüyaların Şehrinde (Sürüm II)

Şu âlemin devasa sükûnetinde, bir serap peşinde koşarım adım adım,
Zihnimin kuytularında yankılanır, huzuru eski zamanların.
Perde perde ayrılır hatıralar, gözbebeklerimde titrek bir zuhur,
Mehtabın ışıltısıyla benliğim savrulur,
Kalbim esrarengiz ama belki bir gün durulur.
Gönlümün harabelerinde, belirsiz hayallerin perileri,
Her bir köşede saklı, zamanın unuttuğu hikâyeleri.
Bir vefasız rüzgâr dokunur, saçlarını tarar, üşür ince telleri.
Sana gelemem ey vuslatın yalancı gölgesi.
Hadi bana rüyalarını anlat, içinde ne vardı
Ciğerlerim yorgun, tütün bitince farkına vardı
Hiçbir şeyden korkmam derdim ama bir korku ki sardı,
Unutamadığım kadarıyla beni hatırlasan ne vardı?
Âşkın sarhoşluğunda yüzerken, bir girdabın içinde kaybolurum,
Nâralar atan duygularım, hüzünle harmanlanmışken soğurum.
Sana uzanan ellerimde, eski zamanlardan kalma izler,
Bir umutla beklerim, rüyaların şehrinde içim titrer.
Zamanın iğnesiyle dokunmuş, kaderin ince nakışları,
Gözlerimde bir damla yaş, ruhumda derin yakarışları.
Sana yollar yakışır ey unutuşun meçhul hikayesi,
Bir gün gelir, yine kesişir yollarımız belki,
bu âlemin sonsuz dehlizlerinde kimler denk gelmedi ki?
Hadi bana rüyalarını anlat, içinde ne vardı
Ciğerlerim yorgun, tütün bitince farkına vardı
Hiçbir şeyden korkmam derdim ama bir korku ki sardı,
Unutamadığım kadarıyla beni hatırlasan ne vardı?
Bir an gelir, buluşuruz, zamanın ötesinde,
Sonsuzluğun rüzgarlarında, rüyaların şehrinde.
Söz: Hasan Bulut
Müzik ve Vokal: Suno AI