Bahsetmeden geçemeyeceğim bir konuda "spoiler" konusundaki açılımınızın muhteşemliğiydi ve büyük bir zenginlik katmışsınız. nihayet buna değinen birilerinin varlığını duymak bile başlı başına çarpıcı bir konuydu bunun için de teşekkür etmezsem korkarım haksızlık etmiş olurum.
Çok beğendim, gerek yazarın edebi tabanı hakkında bilgilendirmeniz gerekse kitabın kıssadan hisse tadındaki yoğunluklu çıkarımlarınızla harikasınız çok teşekkürler.
Kitabın 1982 yılında Türkiye'de Can Yayınlarınca basılan 1. baskısı şu an elimde; ilk cümlesi dediğiniz gibi "Santiago Nasar onu öldürecekleri gün..." ya da "Santiago Nasar'ı öldürecekler" değil, ilk cümle "Santiago Nasar, öldürüldüğü gün, piskoposun geldiği vapuru beklemek için sabah saat beş buçukta kalkmıştı." şeklinde.
Nurullah Ataç "Ölüm üzerine" başlıklı denemesinde şöyle diyor : "Öldüm diyemeyeceğim için ölmüş olmak acısı nedir, bilemeyeceğim." Kitabın başında Santiago Nasar'ın öleceğini biliyordum ama beni öldürdüler diyerek ölmenin acısını bu denli çekeceğini tahmin edemezdim.
Çok keyifli bir söyleşi olmuş. Ancak kitapta Santiago Nasar'ın gerçekten Angela'la ilişkiye girip girmediği konusunda bir açıklık yok. Bu Angela'nın bir iddiası. Bence bu ilişki olmadı (sebepleri ayrıntılı konuşulabilir) ve bu nedenle asıl mağdur Santiago Nasar. Saygılar
Bahsetmeden geçemeyeceğim bir konuda "spoiler" konusundaki açılımınızın muhteşemliğiydi ve
büyük bir zenginlik katmışsınız.
nihayet buna değinen birilerinin varlığını duymak bile başlı başına çarpıcı bir konuydu
bunun için de teşekkür etmezsem korkarım haksızlık etmiş olurum.
Çok beğendim, gerek yazarın edebi tabanı hakkında bilgilendirmeniz gerekse kitabın kıssadan hisse tadındaki yoğunluklu çıkarımlarınızla harikasınız çok teşekkürler.
Teşekkürler değerlendirmeniz için.
Kitabın 1982 yılında Türkiye'de Can Yayınlarınca basılan 1. baskısı şu an elimde; ilk cümlesi dediğiniz gibi "Santiago Nasar onu öldürecekleri gün..." ya da "Santiago Nasar'ı öldürecekler" değil, ilk cümle "Santiago Nasar, öldürüldüğü gün, piskoposun geldiği vapuru beklemek için sabah saat beş buçukta kalkmıştı." şeklinde.
Nurullah Ataç "Ölüm üzerine" başlıklı denemesinde şöyle diyor : "Öldüm diyemeyeceğim için ölmüş olmak acısı nedir, bilemeyeceğim."
Kitabın başında Santiago Nasar'ın öleceğini biliyordum ama beni öldürdüler diyerek ölmenin acısını bu denli çekeceğini tahmin edemezdim.
"Beni öldürdüler, Wene Hala"
Çok keyifli bir söyleşi olmuş. Ancak kitapta Santiago Nasar'ın gerçekten Angela'la ilişkiye girip girmediği konusunda bir açıklık yok. Bu Angela'nın bir iddiası. Bence bu ilişki olmadı (sebepleri ayrıntılı konuşulabilir) ve bu nedenle asıl mağdur Santiago Nasar. Saygılar