00:00 Giriş gev gev 02:05 Dune tekrar 09:45 Poor Things üzerine 20:55 X-Men 97 haberleri 26:10 Spawn yarışmasına AI ile katılan adam 41:30 Kuru Otlar Üstüne 01:06:10 Kuvvetli Bir Alkış 01:57:10 Ekmek Teknesi üzerine Oyyy oyy oy 01:58:05 Haftaya The First Slam Dunk ve Air Dakika insan bu haftalık benden olsun, buraları boş bırakma kardom :)
Hah ben de tam o noktada katılamadım Sungur'a. Kesinlikle ailesi kötü olup kendi karakterini geliştiren insan var ama asıl nokta bence geliştiremeyen insanların yanında pirinç tanesi gibi kalıyorlar çünkü kendini geliştirenler bu çabayı gösteren veya bir kırılma noktası yaşamış insanlar ki çoğunluk buna erişemiyor bu yüzden belki de ülkenin hali burada.
@@yagztokel9605 Bu görüşe tamamen zıt değilim bizzat tanıdıklarım var 30 yaşında ve ebeveynleri tarafından şiddetle yetiştirilip şiddetle hayatına devam eden. Bu noktada şunu da diyebiliriz "öyle gördü öyle gidiyor onu da anlamak lazım" evet tamam anlıyorum ama kabul etmiyorum ya.. ben ve birçok "iyi genç" nasıl iyidir abi? hepimiz garip, şiddetli, özgürlüğümüzün olmadığı ailelerde büyüyoruz ve aramızdan iyi insanlar çıkıyor bu nasıl oluyor? biz de bu noktada onlara acımayı bırakıp ya kardeşim mal mısın niye şunu demiyorsun kendine hayatında bir noktada "kötü mirasa dur" demek istiyorum. Bunu şiddet üzerinden atladım ama bunu al yerine "sığır" olmayı koy aynısı geçerli. Dur ya bunlar beni sığır gibi yetiştirdi ben kendimi geliştireyim demeli.
@@yagztokel9605 Yazdıklarında haklısın ama acıyamam. Bende acıdım acıdım acıdım şu kıvama geldim bir noktada, ya başlayacağım sana da ha, gelmişsin 30 yaşına aynı ülkedeyiz, aynı havayı soluyoruz aynı yemekleri yiyoruz sen niye sığır gibi oldun bu senin hatan, diyorum. Bunu bizzat çevrenden birileriyle yaşayınca Can Sungur'a katılıyorsun. Onlara bişey diyemeyiz diyeceğimiz o kadar çok sorunu, bozukluğu olan insan var ki...
@@tufanaydin6340 Yok kesinlikle aslında aynı noktadayız bende de acıma ya da "onlar öyle, yapacak bir şey yok " kafasında değilim katılıyorum çabalamaları gerekiyor ama çabalamaları için uygun ortamın olmadığını düşünüyorum. Ayrıca psikoloji okuduğum için biraz da olayın o noktasındayım. Madem travmaların var git terapi al demek gerçekten kolay ama uygulamaya gelirsek çok sayıda olmasına rağmen ne kaliteli psikoloğumuz var ne de o terapiye gidecek mentalite ve ekonomik durum. Bu travmalarının üstesinden kendi başına gelmek gerçekten kolay değil ve çoğu insan bununla uğraşmıyor sadece bunu söylemek istedim. Uğraşmama sebebini sorgularsak da kötü aile eğitimi, kötü eğitim sistemi, ekonomik durum, din, siyaset her şeyi bağlıyor ve bu durumlar da ülkemizde maalesef dipte olduğu için o travmalarının üstesinden gelip kendini geliştiren insan oranının geliştiremeyen kesime göre az olduğunu söylemek istedim.
ya kesinlikle villenueve cut çıkması lazım, engelleyen hiçbir şey yok. dijital ortama çıkarsın, lotr da zamanında öyle olmuştu. extended editionları çıksın, alalım 2032 senesinde 3 filmi bingeleyelim yılda bir kez.
53:36 O sahnede kızdan kendisine aşık olduğunu itiraf etmesini bekliyor, mektubu okurken gülümsüyordu sonraki sahnede kızın yaşıtı bi çocuğa yazdığını görünce 5 kere arkasını dönüp bakmıştı.Samet karakteriyle kendimizi özdeşleştirmeyelim diye setten çıkma sahnesi, itici diyologlar ne varsa eklenmis zaten pedofililige yorup yormama konusu son 5 dakika final olarak işlenmiş.Konusunun onceki filmlerimlere benzemesini bi kenara birakirsak cok ince ayrıntılar da vardi. Ahlat ağacı, kış uykusu,bir zamanlar anadoluda oldugu gibi bu filmde de ana karakterimizin boş zamanlarda kitap okudugu gozukuze sokuluyor ki 15 dakikalik tiratları dandik bi resim ogretmeni nasil konusuyor denmesin
Tancan'a katılan bir yorumdur. İlla her hikaye kötü karakterin büyüyüp gelişip kendini değiştirmesini konu almak zorunda değil. Seyir zevki varsa boktan olmaya devam edebilir.
Bugüne kadar "kasaba" dışında tüm filmlerini izleyen biriyim. Uzak ile Bir Zamanlar Anadolu'da filmini izlemenizi tavsiye ederim. Özellikle bir zamanlar anadoluda bugüne kadar izlediğim en iyi filmlerden biridir. Ama sonrasındaki filmlerde özellikle ahlat ağacında didaktik bir anlatım başladı. Karakterlerin belli bir matematiği var ve diyaloglar karakterlerden bağımsız belirli bir diskur üzerinden şekilleniyor.
Can Sungur'a katılıyorum 1.40.00 daki muhabbette. İnsan ailesini seçemez ancak kendinfen sorumludur ve kendini geliştirebilir, değiştirebilir. Ki ülkemizde çoğu genç ailesinin nasıl birisi olduğunu 20 li yaşların başında anlar ve kendinde değişiklikler yaparak bugünlere gelmiştir. Hangimiz annemizin ya da babamızın tabularına ya da inandıkları şeylere sıkı sıkıya bağlıyız...
Film, edebiyat ya da tiyatroda bir karakter illaki gelismek ya da degismek zorunda degildir. Bu gelisme- degisme matematiğine daha cok amerikan kurgularından aşina olup, sartmis gibi her iste bunu bekler oluyoruz. Zira boyle islenmek zorunda değil. Bir durumu, fikri, ya da olayi anlatirken karakterin gelişimini işlemek zorunda değiliz. O anın resmini çekip, iyi anlatabilmek de bal gibi sanattır. Bu dayatılan kurgu matematiğine gicik oluyorum. Sanatci urettigi eserde ozgur olmalıdır. Gerektiğinde anlatımı ya da üslubu geregi kör göze parmak yapabilir, tell don't show'a gidebilir, tüfeği gösterip, patlatmayabilir. Bu üslubtur ya da bu belki o spesifik hikayenin anlatısını güçlendirecektir. Ben öykü yazarken kurgu matematiğini bıraktığımdan beri daha özgün ve ilgi çekici sonuclar cikarabiliyorum.
Abiler Merve Dizdar’ın bu filmdeki oyunculuğunu övmenize çok şaşırdım açıkçası. Kendisini severim normalde ama bu filmdeki oyunculuğuyla Cannes’da aldığı ödül son derece bedava, kolpa bir ödüldü. Heleki yarıştığı rakiplerine bakılırsa, kesinlikle politik bir ödül. Başka birçok yapımda bundan çok daha iyi oyunculukları var halbuki.
AI ile görsel mevsusunda şunu diyebilirim, 2 aydır gpt 4 kullanıyorum ve özelleştirilmiş gpt olan game asset gpt ile ödevimin görsellerini ürettim. Prompt olarak 2D Medievel Treasure Hunt Game yazdım ve ağaç, dağ, hayvanlar, sandıklar kısaca her görseli ai ile ürettim. Bence benim gibi ana işi tasarım olmayan ama tasarıma ihtiyaç duyan kesimlerin işini hiç uğraşmadan çözebiliyor ve tam istediğim revizelerle istediğim şeyi üretiyor. Çok büyük kolaylık sağladı bu anlamda.
4:23 Tancan Sardaukar'lar başka ailenin ordusu demiş ama aile dediği zaten İmparatroun ailesi, başka bi aileye bağlı değiller. Arrakis'de yaşanan yenilgiden sonra pek de adamları kalmıyor. Ama filmde çok şey değiştiği ve muhtemelen sadece Paul'un yükselişini göstereceği için baş düşman olarak Sardaukar'ları belirleyecek olabilir Villeneuve abimiz.
Bu sabah yatay bakışın bittiği bir kabus görerek uyandım. Sonra yeni bölümü görünce çok sevindim abi. yine manyak güzel bir bölüm olmuş. Bir de kalp spamliim şuraya.
Bir eleştiri: "hiç bi şey anlatmıyor" "çok tırt" " nbc kendini geliştirirse world class iş yapabilir" gibi hiç bir anlamı olmayan yorumlar yerine filmde anlatılan temala odaklansanız çok daha kaliteli iş olurmuş. Ben daha çok taşraya atanan memurların ruh hali, Samet karakterinin karanlık tarafları veya bireycilik-toplumsalcılık gibi konulara dair fikirlerinizi duymak isterdim.
Gerçekten can sungur gerçekliği alıp çıkarabilecek sağ duyuya sahip olmuyor bazen ve bazı filmlerde de tancan aksini düşünse de baskın şekilde ifade edemiyor ama o da böyle zaten hepimiz de her şeye vakıf olamiyoruz
ne dediklerini bilmiyorum ama bu film gerçekten vadettiklerinin altından kalkamıyor, büyük büyük konuşuyormuş gibi gözüküp altı boş şeyler söylenen yemek sahnesi filmin özeti gibi
İyi de dostum yönetmen anlatsa zaten konuşuyorlar. Hemen öncesinde poor thingsle alakalı konuşurken bile en basitinden bazı konulara değiniyorlar filmin, yönetmenin anlatmaya çalıştığı. NBC dandik anlattığı için dandikliğinden başka bir şey konuşmuyorlar.
Ben filmi beğenip beğenmemelerine takılmıyorum. Sanat bireysel bi şey sen beğenirsin ben beğenmem çok normal de NBC hakkında büyük büyük yargılarda bulunmalarını yadırgadım. Adamın filmleri en önemli sinema ödüllerinde her kategoride ödül aldı. Yani adam kendini kanıtlamış. Bu filmi de Cannes'da kısa listeye girmiş. Başarısını her türlü kanıtlamış. "Bomboş film" "ne anlatıyor bu adamlar" minvalinde anlamsız yorumlar yerine filmdeki temalara yoğunlaşabilirlermiş. Ben yine Sungur'un filmi yan ekranda oyun oynarken izlediğinden şüpheliyim😁. Eğer öyleyse zaten filme girememiştir zira NBC filmleri eğlenceli olmaktan ziyade düşündürücü oluyor.
Oh be kuvvetli bir alkış'ı ben de hiç begenmedim hatta 2 bölüm izleyip bırakmıştım. 2 bölüm izleyince ben de çok kör göze parmak olduğunu düşündüm ve karakterler çok gıcık olduğu için devamını hiç merak etmedim. Bu diziye hak ettiğinden çok fazla övgü geldiğini düşünüyorum.
Pedofili eleştirileri hakkında şunu diyebilirim. Bende bir erkek olarak net olarak hatırlıyorum ki daha 8 yaşında kendi vücudunu keşfeden bir çocuktum belki yaşıtlarıma göre çok erkende olabilir bu yaş ama cinsel faaliyetlerimin başladığını net hatırlıyorum. O yaşlarda karşı cinste de bu tür keşifler oluyor. Ama filmde bella bu cinselliğini ilk keşfettiğinde kendi yaşıtında olmayan kişilerle bunu gerçekleştiriyo. Eğer bella diğer victoria tarzı bir kişi ile kendi dengi biriyle bunu keşfetse bu kadar rahatsız edici olmayacaktı. Ama kalkıpta 40 yaşında kart zampara ile hoplamalı eğlence falan denince mide bulandırıyo. Hatta ilk zamanlar dövmecinin bacak arasına yaptıklarını değerlendirecek kapasitede de değildi. Tancanın dediği paristen sonra iyice zihni oturuyo ama ilk zamanlar sorun ki bunu sadece erkekler değil çoğu feminist hesapta belirtiyo. Sungur canavar vs diyerek maalesef biraz saçmalamış. Onun dışında filmi kimsenin beğenmediği yok izlerken oldukça zevk alarak izleniyo zaten ama bunuda eleştiri olarak belirtmek gerekiyo.
Çok güzel bir sohbetti. ailenin ve toplumun çocuklar üzerindeki etisi ve tekrardan toplumu oluşturma süreci hakkında moral orel adında sevdiğim bir animasyon var. onun da eleştirisini sizden dinlemeyi çok istedim video sırasında.
abiler kuru otlar üstüne yorumlarına %60-65 katılmadığımı söyleyebilirim, film benim ve benim gibi birçok 20'lerinin başındaki arkadaş için oldukça verimli 2-3 fikre ya da çelişkiye dokunuyordu, hatta sinemada izlediğim günlerde kafamda çözemediğim bazı durumları bile filmin üzerinden okuma şansı buldum diyebilirim, yemek sahnesi bence hafife alınması gereken bir sahne değil ama sizin yaşam tecrübenizdeki insanlara hafif gelmiş olabilir - ben de daha dolu işlenmesini isterdim - diğeri ise merve dizdar'ın karakterinin kendi üzerine doğrultulmuş yargılayıcı namlulara karşı aldığı tavrını (cinsel özgürlüğünü vurgular şekilde) ortaya koyduğu kesitti, kuvvetli bir alkış konusunda ise tancan abinin kuvvetli şekilde objektiflik ekseninden kaydığını hissettim - ki objektif olmak zorunda değil - bana kalırsa cs abinin de vurguladığı üzere kör göze parmağın hası bir mesaj verme kaygısıyla sürreal olmaya çalışmış sonra da vazgeçmiş metafora mı boğuyor gerçekçi mi yapayım bilemedim, gibi takılan sonunda da toplumsal karakter dağılımında yerini bulmanın pek mümkün olmadığı bir lavuk şemasıyla karşılaşıyoruz, görüşlerinize saygım sonsuz, umarım boşanmazsınız
Kuvvetli Bir Alkış üzerinden harika bir tartışma dönmüş. Ben bu iki farklı bakış açısının aynı anda doğru olduğunu düşünüyorum. Bana göre kişinin kendini geliştirme iradesi de içine doğduğu ev de gözardı edilmemesi gereken değişkenler. Doğduğumuz şartları değiştiremiyoruz, bu yüzden bazı sınırları aşamadığımızda kendimize kötü davranmamalıyız ama ilerleme iradesinin bize bağlı olduğunu ve o sınırları genişletmek için her zaman şansımız olduğunu unutmamalıyız bence
sorun şu ki sınırları aşamadığımız durumlarda neden yapamiyorum ya da neden kısıtlı yapmak zorunda kalmam gerekmeli gibi varoluşsal sorunlarla başetmek zorunda kaliyoruz. buyüzden kendini geliştiriyor olsan bile hiç bir zaman tatmin olamiyorsun. dj lik yapan metinin kendi işini küçümseyip sahiplenememesi gibi
@@cavidhuseyn8002 o konu ilerleyememekten ziyade kendimizi yanlış kulvarda konumlandırmak bence. Eğer yaptığımız iş, onda olağanüstü başarılı olmadığımız zaman bizi tahmin etmeyecekse yanlış bir işin peşine düşmüşüz demektir çünkü herhangi bir konudaki başarı bizi eninde sonunda mutlu edebilir. Asıl mesele yeteneklerimizi ve mutluluğumuzu gözettiğimiz; sağladığimız fayda ve değişim konusunda tatmin olduğumuz kulvarda ilerlemek. O zaman da sınırlılıklar insanın canını sıkıyor ama en iyisi olmasan da işin hakkını vermek insanın hayatını anlamlandırmasına yetiyor bana sorarsan
yorumum kariyer odakli değil. tatmin olamama başarıya bağlı bir durum değil. dizide metinin bir kaç farkli iş yapmasi tatmin arayışıdır. fakat farkinda olmasada sevgisiz, eleştirel, empati yoksunu, kavgalı bir ailede doğmuş olması karakter yapısını etkilemiş. ihmal görmüş çocukların benlik algisi normal insana kıyasla gelişmez. benliğini başkasının özellikle annesinin gözünden yorumlar. oyuzden her konuda annesi gibi davranir fakat plant&friend sahnesi ve sonrasi gibi içten içe buna isyan eder. bu tür insanlar üst düzey iş adamida olabilir fakat hiçbir zaman mutlu olamazlar. hayatı görev bilinciyle yaşarlar.
X men 97 mükemmel olmuş lütfen hemen izleyin 5 bölümü gelmiş ve 5. Bölüm hayatımda izlediğim en iyi süperkahraman yapımlarından biri oldu gözlerim doldu bazı yerlerinde lütfen hemen inceleyin sabaha kadar konuşalım
abi canlı yayında yorumları zaten tınlamıyordunuz :D geçen siz yayındayken deprem oldu chat yıkıldı siz oralı olmadınız :D ama yine de sizin yorumları görme ihtimalinizin, şansının, olabiltesi güzeldi :D
Herkesin bir fikri var saygı duymak lazım ama şu Metin hakkında benim anladığım bu keşmekeşlik içerisinde sürekli bir şey yapacağım ve bu hayat anlamlı gelecek demek insana çok zor geliyor. Keşke senin içine konulan o efsundan Metin'e de koyulsaydı Can Sungur.
ben nurinin samet olduğundan eminim ama kanıtlayamam. filmden çıktığımda da aynısını düşünmüştüm. nuri sonunda kendini filtresiz göstermiş, ne olduğunu gördük adamın şeklinde ifade etmiştim. hala da arkasındayım bu düşüncenin. iyi ki çekmiş, iyi oldu izledik gördük emin olduk.
Kuru Otlar Üstüne filminde ilk yarıda olan taciz meselesi bir yere varmıyor, ikinci yarıdaki muhabbetler bomboş. 3.5 saat film yapıp da nasıl hem yarım bırakıp hem hiçbir şey anlatamazsın ki?
50:50 nbc büyük bütçeli filmleri sevmez, Hollywood vari bulur. Bunu zamanında TRT'de "İnsanlar bizim filmlerimizi izlemek yerine, Matrix gibi filmleri tercih ediyorlar" minvalinde bir şey söylerek belirtmişti. Adam koymuş kafasına bu tarz bir şeyler yapmayı.
Kuru Otları izlerken gerçekten dayanamadım. Gene NBC'nin suya sabuna dokunmadan Fransızca altyazıyla izlendiğinde etkileyici gözükecek anlamsız tiratları sıraladığı bomboş bir film. İncelemelere baktım NBC'nin en cesur filmi falan denmiş. Gerçi açılışında bakanlık ismi gördüğümüz bir filmden de bu ülkenin halkı olarak cesurluk namına ne bekliyorsak. Filmin yaptığı max politik duruş yoldaş şakaları ve karşısında durduğunu hissettirmeden sadece iktidar sözcüğünü cümlede geçirmek. Yani NBC artık MCU gibi bi şey olmuş kopyala yapıştır. Ben artık bu filmlerin hedef kitlesi falan olduğuna da inanmıyorum. Adam direkt Cannes jürisi izlesin diye yapıyor bence. Yani inanılmaz insanlar o Samet'le Nuray'ın yemek masasındaki muhabbetini falan öve öve bir hal olmuş. Ulan hani gerçekçilikti olay, iş siyasi bi yere varınca ne kadar formül formül konuşmalar, yapay ve ezber duran anlamsız bi takım cümleler.
Hayatımda bunun kadar aynı fikirde olmadığım bir video görmedim.. Özellikle bilge ceylan kısmı.. Videonun her milisaniyesiyle farklı görüşteyim inanılmaz
Karşıt görüşler buranın (Y.B.ın) en güzel yanı CS. Bundan kaçınmayın lütfen. Böyle bir içerik Trde değil dünyada bile ne kadar vardır acaba? Barışık kalın. ❤
Kuvvetli Bir Alkış'ı "Evet, toplumda şunları şunları eleştiriyor" ya da "Berkun Oya bir özeleştiri mi yapıyor acaba? Eğer öyleyse..." diye yorumlamış anladığım kadarıyla Can Sungur. "Bana bir şey söylüyor mu?" diye bir soru geçti mi aklından izlerken, merak ettim. Bu kadar ülke eleştirisi yapıyoruz, çünkü sebeplerimiz var. Benim gözümde Metin, bu videoyu yapan siz (dizi-oyun-sohbet yayıncısı; herşeye rağmen) ve bunu izleyen bizden (dar zamanları ve kutuplaşmayı iliğine kadar yaşamış, bir yerlerde durmaksızın devam eden katliam sebebiyle de uyku ve vücut düzeni bozulmuş bir anne) farklı olarak başka yöne bakamamış, kaldıramayacağı yükle yüklenmiş ve deşarj da olamayan bir insan. Mücadele ve kimi zaman görmezden gelme ya da kanıksamak yoluyla bile olsa zorlukla baş etmeyi öğrenememiş. Neticede patlıyor. Her karakter çelişki içinde benim gördüğüm. Eylem-söylem tutmuyor. Dosdoğru bir tarafı yok. Bu da normal insanı yansıtıyor. Tıpkı Modalı gibi.
@@levitate7 samimi bulmadım pek kendisinin 7 puanı letterboxd profilindeki puanlamasına göre baya yüksek üstelik bir de kalp bırakmış yani filmi oldukça beğenmiş olması gerekiyor yayındaki yorumların ayak uydurma yorumları olduğu belli
Can abiye kuvvetli bir alkıştaki metin hakkındaki görüşlerine katılmıyorum.Kötü ailede büyüyüp bir şeyleri değiştirebilir diyor,evet haklısın ben ailemde görmediğim entelektüel uğraşları kendi uğraşımla ve karşılaştığım insanların gelişmişliğini örnek alarak kazandım .Kötü aile bir tip değil,her şeyi eline verip al bunlarla bir şeyler yap denilen hayata salınan şımarık boktan insanlar her yerde var bu tip kötü ailelerde büyüyen çocuklar hayatı sikilmedikçe boktan hayatın içinde olduğunu anlayamadan ölüyor.
AI konusunda katılıyorum abi. İllüstrasyon yarışmasına direkt ai yaptırıp gidip yollamazsın. Hiç yoktan mixed art veya referans olarak kendi tarzıyla tekrar çizmiş olması gerekli, ki referans olarak kullanmakta hiç bir sakınca yok bence, bende kullanıyorum. Bunun google da bir sürü görsel ayıklayıp onları alıp saatlerce bir eseri çıkarmaktan farkı yok. Aksine kafandaki kompozisyonu, figürü rahat bir şekilde oluşturup tek seferde referansını alıp istediğin gibi çalışmanı yapabiliyorsun. Müthiş bir gamechanger sırf illüstratörlük noktasında bile bu olay. Ama seninde dediğin gibi gidipte ham görseli olduğu gibi yollamazsın..
Can sungur dizi ile ilgili en büyük sıkıntıyı söyledi. “Aşırı uzun diyaloglarla birbirleriyle kavga ediyorlar”. Bundan dolayo aşırı sıkıldım 3 bölüm izleyip kapattım.
Valla ben de uzun süre önce ailem yüzünden mi böyleyim yoksa doğuştan mı bir sıkıntım var diye karar veremediğim için hem ailemden hem kendimden nefret etmiştim. Ailemiz ölünce bu sorguyu salıyoruz diye tahmin ediyorum.
Can abi, Mesut çevikle takılmayı bırakmalısın bence. Gg'de de aynı kafayı yaşamayı başlamıştın. orayı ,oranın usulünce götürmeye çalışıyorsun diye düşünmüştüm.
Kuvvetli Bir Alkış kısa olmasına rağmen süresini iyi kullanıp mesajını güzel vermiş bana göre. Daha uzun bir dizi olsun isterdim. Metin'in karakterinin aptallığını izlemek sıkıcı olabilir ama bence bu diziyi kötü yapmıyor zaten doğumundan itibaren o karakterin neden böyle olduğunu görüyoruz. Çocuğun ailesinin ekonomik durumundan metin gibi insanların ülkede az olduğu anlamını çıkartmışsınız bence o detaya katılmaya gerek yok. Ekonomik durumdan ve yetişme şartlarından bağımsız olarak aile'nin çocuktaki etkisini izliyoruz.
Bu çok problemli bir bakış açısı; acaba nbc Samet karakteri olabilir mi? Bu çok ağır. İyisiyle kötüsüyle, filmin her detayı yorumlanabilir ama bu, bir eleştiri türü olamaz
Hayatta yaşadığı şeyler herkesi farklı etkiler. Kimse aynı genlere, gelişime, psikolojiye sahip değil. Sırf farklı olucam diye 6 yaşındaki çocuğa denyo, salak vs de denmez.
Nuri bilge ceylan stilinde sanat sepet yapiyoz brom tarzi hic bir zorlama bayik filmi tuketmiyorum, ama can ve tancan abinin bu filmlere roleplayli elestrilerini izlemek cok keyifli
Kuvvetli bakış bence komedi dizisi. Baya günümüz aile yapısıyla, ebeveyn çocuk ilişkisiyle dalga geçen bunun sonucunda da bomboş , dünyayı kendi ekseninde döndüğünü zanneden bir çocuğun büyümesini izliyoruz. Anne de, baba da depresyonda, mutsuz, amaçları sadece çocuk yapalımdan ibaret. Kadın ile kocası arasındaki diyaloglar özellikle meditasyon sahneleri günümüzde ilişkilerde ne kadar konuşulamadığının göstergesi. Hikaye derin değil. Aile nasıl, ne şekilde o noktaya varıyor belli değil. Karakterlerin bir geçmişi yok. Sanki olan absürt durumları almış fotoğraflamış gibi. Gül geç tadında bir dizi olmuş. Öyle uzun uzadıya çıkarım yapılacak bir şeyi yok bence. Ama günümüzde annelerin özellikle , ( öğretmen sahnesinde olduğu gibi ) benim çocuğum böyle bu şekilde kabul edin şeklindeki tavırlarının ne kadar saçma olduğunun da kanıtı olmuş. Şimdi çocuğunuz olmadığı için diyeceğim ama suçlayıcı bir yerden bakmıyorum fakat bu noktadan empati kuramamanız normal. Eğitim sisteminde özellikle o kadar fazla böyle anne var ki "bullying" konusu özellikle aşmış durumda okullarda. Ve sonucu " amaaan biz onların yaşlarındayken neler yapmadık ki " ya da " oğlum/kızım da hiç bir şey yok. Çocuk bunlar" kıvamında savunuyorlar kendilerini. Dizi de de en ufak olarak " matematikte güçlü değil benim çocuğum. Başka alanlarla ilgileniyor." kısmından anlayışsız, yaptığı başarıları bile algılayamayan , mutsuz, empati yoksunu bir adama dönüşmesi tam da buralara dokunur cinsten. Özetlersem çok abartılacak bir dizi değil amma velakin çerezlik azıcık ebeveyn tavrı sorgulatan koy kahkahayı cinsten bir şey olmuş. Keşke karakterleri derinleştirseymiş te güzel bir vurgu koysaymış buralara dediğim bir iş bence.
Metin’in mal oluşu aileden veya onların ilgisizliğinden kaynaklanmıyor. Metin doğmadan bile paket paket sigara içen bir denyo, derdi nefes kabul etmiş bir drama queen. Var böyle tipler. Bu konuda net Sungur tarafındayım. Beyin fırtınanızı keyifle izledim, seviliyorsunuz. Hey sam şu elimdeki listeyi…
Kaçırılan şey şu:Metin zaten doğmak istemiyor, annenin mutluluk sanrısı uğruna, "çocuk yapmamız lazım " macerasından dünyaya geliyor. Zaten aynı anne boşanalim diyen ne istediğini bilmeyen bir figür. Dolayısıyla karakterinin üzerinde etkisi olan helikopter baskın anne ve dışlanmış baba ile kendi ezik karakterinde sıkışıp kendi karakterini oluşturamıyor. Belki her düştüğünde aman yavrum diye koşan anne yerine, kendi acısıyla baş başa kalıp kendini geliştirebilmesi sağlansa o zaman mal olmazdı. Tam da bunu alt metin vermiş olabilir.
4:01 abi adamlar gidiyor çünkü paul aileleri spice üzerinden tehdit ediyor. sonrasında adamlar paulun padişahlığını kabul etmeyince paul'un cihadı onlara gidiyor.
Poor things'in sıkıntılı olan yanı yetişkin vücudunda fakat çocuk beynine sahip bir kadının cinsel ilişkiye girmesi, onun dışında deneysel ve farklı bir çalışma.
Sanki bi de samet karakteriyle çok duygusal bişi paylaşmışım gibi sonda uzun uzun şiir miir okutmuşlar. İçim bayıldı iyice. Bu kadar taşra anlatıp bu kadar gerçeklerden uzakta bir şey ortaya koymak baya saçma bence
Poor Things Frankenstein temelinden aldığı sorular dışında mantıklı sorular eklemiyor bence hikayeye. İskenderiye sahnesinden sonra film başka bişeyler anlatmaya başlar diye bekledim ama aynı şeyi farklı settinglerde çok predictable bi şekilde anlattı. O yüzden izlerken nasıl sorular canlandı kafanda anlayamadım Can abi. Çünkü çocuk beyni makarası ilk 45dkdan falan sonra bitiyo aslında.
Can beye katılmakla birlikte biraz da sinemanın öyle edebiyat kasılacak bir sanat dalı olmaması gerektiğine karar verdim. Devasa maymunlar birbirinin kafasına vurup çöllerde melanjla kafa bulan intikam hikayeleri izlemek daha bir oturaklı. Yani bir çok film var dışarıda ama onlara film yerine, 4k ambiyans, asmr, podcast, tiyatro bozması diyebileceğim. Kafam açıldı ve kendimi sinemada daha mantıklı bir yere oturttum. Thanks.
Tancan’ın kuvvetli bir alkış hakkında 1:42:00’ta bahsettigi konuda, hiçbiri yok bu çocukta dediği noktada şahsen çok daha kötü bir yalnızlık geciren insanlar gördüm, normal insan oldular. Bu baya mal.
can sungur orijinal ne yaşıyormuş acaba hayatında acayip merak ettim. bu adam narsisizm üzerine bir doktrin yazsa gerçekten çok başarılı olur, onun dışında yaptığı her şey yarım akıllı ergenlere fikir önderi olmak
Kral sohbetinize sağlık. Videodan alakasız bir yorum yapıcam şuanda Senden birsey rica edecektim. Wattpad de kozmik korku ve gotik kurgu tarzinda bir kitap yazıyorum. İsmi YOL ŞEYTANI yayinlarından birinde birkac bölüm okuyup yorumlayabilir misin. Ful eleştiriye açığım gömebilirsinde 😂 ama en azında atmosferi ve anlatım dili nasıl yorumunu merak ediyorum. Edebiyat konusunda benimde sevdiğim türler senin okuma zevkinle aynı olduğu için bakış açını çok merak ediyorum reis.
01:40:00 Metin de kendine rol model bulsaydı Tancan. Kurye çocuğun hayatı Metin'den çok daha kötüdür belki ama kurye çocuk "Allahım her şey çok kötü" diye dolaşmıyor ortalıkta. Bir yerinden yakalamış hayatı tutunmaya uğraşıyor. Metin'in hiç bir tutunma çabası yok. Tutunduğu şeyleri de geçici olarak görüyor. Belki kuryenin de hayalleri var o da geçici olarak görüyor ama "Hallederiz ya" diyor kabul ediyor. Kurallar belli simülasyon belli. Ya oynıcaz ya gidicez. Kurye oynuyor herkes gibi. Metin "gidicem de gidicem". E yürü git o zaman. Millete niye suç atıyosun?
Tancan Fümen e kuvvetli bir alkış konusunda hiç katılmıyorum ya, insanlara iyi bir eğitim verilmeli doğru ama insan farkındalığı olan bir varlık ve nereye evrileceği kendinden bu kadar bağımsız değil diye düşünüyorum
00:00 Giriş gev gev
02:05 Dune tekrar
09:45 Poor Things üzerine
20:55 X-Men 97 haberleri
26:10 Spawn yarışmasına AI ile katılan adam
41:30 Kuru Otlar Üstüne
01:06:10 Kuvvetli Bir Alkış
01:57:10 Ekmek Teknesi üzerine Oyyy oyy oy
01:58:05 Haftaya The First Slam Dunk ve Air
Dakika insan bu haftalık benden olsun, buraları boş bırakma kardom :)
38:17 robot9000 yatay bakışı sabote etmeye geliyor
teşekkürler dakika reis v.2
Can Sungur bi eserin adını gerçek adıyla değilde abik gubik değiştirerek söylüyosa beğenmediğini anlayabilirsiniz :)
Can abiye katılıyorum, ben ve birçok Türk genci gibi ailesi kötü olup kendini karakter olarak geliştiren çok insan var.
Hah ben de tam o noktada katılamadım Sungur'a. Kesinlikle ailesi kötü olup kendi karakterini geliştiren insan var ama asıl nokta bence geliştiremeyen insanların yanında pirinç tanesi gibi kalıyorlar çünkü kendini geliştirenler bu çabayı gösteren veya bir kırılma noktası yaşamış insanlar ki çoğunluk buna erişemiyor bu yüzden belki de ülkenin hali burada.
@@yagztokel9605 Bu görüşe tamamen zıt değilim bizzat tanıdıklarım var 30 yaşında ve ebeveynleri tarafından şiddetle yetiştirilip şiddetle hayatına devam eden. Bu noktada şunu da diyebiliriz "öyle gördü öyle gidiyor onu da anlamak lazım" evet tamam anlıyorum ama kabul etmiyorum ya.. ben ve birçok "iyi genç" nasıl iyidir abi? hepimiz garip, şiddetli, özgürlüğümüzün olmadığı ailelerde büyüyoruz ve aramızdan iyi insanlar çıkıyor bu nasıl oluyor? biz de bu noktada onlara acımayı bırakıp ya kardeşim mal mısın niye şunu demiyorsun kendine hayatında bir noktada "kötü mirasa dur" demek istiyorum. Bunu şiddet üzerinden atladım ama bunu al yerine "sığır" olmayı koy aynısı geçerli. Dur ya bunlar beni sığır gibi yetiştirdi ben kendimi geliştireyim demeli.
@@yagztokel9605 Yazdıklarında haklısın ama acıyamam. Bende acıdım acıdım acıdım şu kıvama geldim bir noktada, ya başlayacağım sana da ha, gelmişsin 30 yaşına aynı ülkedeyiz, aynı havayı soluyoruz aynı yemekleri yiyoruz sen niye sığır gibi oldun bu senin hatan, diyorum. Bunu bizzat çevrenden birileriyle yaşayınca Can Sungur'a katılıyorsun. Onlara bişey diyemeyiz diyeceğimiz o kadar çok sorunu, bozukluğu olan insan var ki...
@@tufanaydin6340 Yok kesinlikle aslında aynı noktadayız bende de acıma ya da "onlar öyle, yapacak bir şey yok " kafasında değilim katılıyorum çabalamaları gerekiyor ama çabalamaları için uygun ortamın olmadığını düşünüyorum. Ayrıca psikoloji okuduğum için biraz da olayın o noktasındayım. Madem travmaların var git terapi al demek gerçekten kolay ama uygulamaya gelirsek çok sayıda olmasına rağmen ne kaliteli psikoloğumuz var ne de o terapiye gidecek mentalite ve ekonomik durum. Bu travmalarının üstesinden kendi başına gelmek gerçekten kolay değil ve çoğu insan bununla uğraşmıyor sadece bunu söylemek istedim. Uğraşmama sebebini sorgularsak da kötü aile eğitimi, kötü eğitim sistemi, ekonomik durum, din, siyaset her şeyi bağlıyor ve bu durumlar da ülkemizde maalesef dipte olduğu için o travmalarının üstesinden gelip kendini geliştiren insan oranının geliştiremeyen kesime göre az olduğunu söylemek istedim.
ya kesinlikle villenueve cut çıkması lazım, engelleyen hiçbir şey yok. dijital ortama çıkarsın, lotr da zamanında öyle olmuştu. extended editionları çıksın, alalım 2032 senesinde 3 filmi bingeleyelim yılda bir kez.
vay be son yatay bakışmış hee
muhafazakar aileme poor things izlettim ve bazı şeyleri aşmayı başardık, öneriniz için teşekkürler
53:36 O sahnede kızdan kendisine aşık olduğunu itiraf etmesini bekliyor, mektubu okurken gülümsüyordu sonraki sahnede kızın yaşıtı bi çocuğa yazdığını görünce 5 kere arkasını dönüp bakmıştı.Samet karakteriyle kendimizi özdeşleştirmeyelim diye setten çıkma sahnesi, itici diyologlar ne varsa eklenmis zaten pedofililige yorup yormama konusu son 5 dakika final olarak işlenmiş.Konusunun onceki filmlerimlere benzemesini bi kenara birakirsak cok ince ayrıntılar da vardi. Ahlat ağacı, kış uykusu,bir zamanlar anadoluda oldugu gibi bu filmde de ana karakterimizin boş zamanlarda kitap okudugu gozukuze sokuluyor ki 15 dakikalik tiratları dandik bi resim ogretmeni nasil konusuyor denmesin
cansız bakış cansız bakış cansız bakış. cana ihtiyaç duymayan program
1:06:09 kuvvetli bir alkış
Tancan'a katılan bir yorumdur. İlla her hikaye kötü karakterin büyüyüp gelişip kendini değiştirmesini konu almak zorunda değil. Seyir zevki varsa boktan olmaya devam edebilir.
Bugüne kadar "kasaba" dışında tüm filmlerini izleyen biriyim. Uzak ile Bir Zamanlar Anadolu'da filmini izlemenizi tavsiye ederim. Özellikle bir zamanlar anadoluda bugüne kadar izlediğim en iyi filmlerden biridir. Ama sonrasındaki filmlerde özellikle ahlat ağacında didaktik bir anlatım başladı. Karakterlerin belli bir matematiği var ve diyaloglar karakterlerden bağımsız belirli bir diskur üzerinden şekilleniyor.
cansız olunca ne değişiyor allesen arkadaşlar sakin olun... onemli olan sevgili yayincilarimizin yorumları
Can Sungur'a katılıyorum 1.40.00 daki muhabbette. İnsan ailesini seçemez ancak kendinfen sorumludur ve kendini geliştirebilir, değiştirebilir. Ki ülkemizde çoğu genç ailesinin nasıl birisi olduğunu 20 li yaşların başında anlar ve kendinde değişiklikler yaparak bugünlere gelmiştir. Hangimiz annemizin ya da babamızın tabularına ya da inandıkları şeylere sıkı sıkıya bağlıyız...
Can Sungur'un aynı şeyi 20 kez tekrar ederek söylediğini sadece ben mi fark ediyorum? 😅
Film, edebiyat ya da tiyatroda bir karakter illaki gelismek ya da degismek zorunda degildir. Bu gelisme- degisme matematiğine daha cok amerikan kurgularından aşina olup, sartmis gibi her iste bunu bekler oluyoruz. Zira boyle islenmek zorunda değil. Bir durumu, fikri, ya da olayi anlatirken karakterin gelişimini işlemek zorunda değiliz. O anın resmini çekip, iyi anlatabilmek de bal gibi sanattır. Bu dayatılan kurgu matematiğine gicik oluyorum. Sanatci urettigi eserde ozgur olmalıdır. Gerektiğinde anlatımı ya da üslubu geregi kör göze parmak yapabilir, tell don't show'a gidebilir, tüfeği gösterip, patlatmayabilir. Bu üslubtur ya da bu belki o spesifik hikayenin anlatısını güçlendirecektir. Ben öykü yazarken kurgu matematiğini bıraktığımdan beri daha özgün ve ilgi çekici sonuclar cikarabiliyorum.
Cansız yatay bakış :(
yoo can abi de var
hshsdhhdhdhdhxds
Sağda ya işte kardeşim
o yetmezse solda tanCAN da var
Artık cansız olsa daha iyi olur
Tancan abi kuvvetli bir alkış konusunda bence haklı
Abiler Merve Dizdar’ın bu filmdeki oyunculuğunu övmenize çok şaşırdım açıkçası. Kendisini severim normalde ama bu filmdeki oyunculuğuyla Cannes’da aldığı ödül son derece bedava, kolpa bir ödüldü. Heleki yarıştığı rakiplerine bakılırsa, kesinlikle politik bir ödül. Başka birçok yapımda bundan çok daha iyi oyunculukları var halbuki.
+
AI ile görsel mevsusunda şunu diyebilirim, 2 aydır gpt 4 kullanıyorum ve özelleştirilmiş gpt olan game asset gpt ile ödevimin görsellerini ürettim. Prompt olarak 2D Medievel Treasure Hunt Game yazdım ve ağaç, dağ, hayvanlar, sandıklar kısaca her görseli ai ile ürettim. Bence benim gibi ana işi tasarım olmayan ama tasarıma ihtiyaç duyan kesimlerin işini hiç uğraşmadan çözebiliyor ve tam istediğim revizelerle istediğim şeyi üretiyor. Çok büyük kolaylık sağladı bu anlamda.
Merhaba. Bahsedilen yarışma görsellerini nerden bulabilirim? Twitterdan baktım ama bulamadım.
4:23 Tancan Sardaukar'lar başka ailenin ordusu demiş ama aile dediği zaten İmparatroun ailesi, başka bi aileye bağlı değiller. Arrakis'de yaşanan yenilgiden sonra pek de adamları kalmıyor. Ama filmde çok şey değiştiği ve muhtemelen sadece Paul'un yükselişini göstereceği için baş düşman olarak Sardaukar'ları belirleyecek olabilir Villeneuve abimiz.
Uzak ve Bir Zamanlar Anadolu'da konuşsanız güzel olur bence. NBC'nin nerden nereye geldiğini görmek açısından güzel olur.
Bu iki filmi yöneten kişi ile diğer filmlerini yöneten aynı kişi değilmiş gibi. Arada öyle bir fark var
Bu sabah yatay bakışın bittiği bir kabus görerek uyandım. Sonra yeni bölümü görünce çok sevindim abi. yine manyak güzel bir bölüm olmuş. Bir de kalp spamliim şuraya.
Bir eleştiri: "hiç bi şey anlatmıyor" "çok tırt" " nbc kendini geliştirirse world class iş yapabilir" gibi hiç bir anlamı olmayan yorumlar yerine filmde anlatılan temala odaklansanız çok daha kaliteli iş olurmuş. Ben daha çok taşraya atanan memurların ruh hali, Samet karakterinin karanlık tarafları veya bireycilik-toplumsalcılık gibi konulara dair fikirlerinizi duymak isterdim.
Gerçekten can sungur gerçekliği alıp çıkarabilecek sağ duyuya sahip olmuyor bazen ve bazı filmlerde de tancan aksini düşünse de baskın şekilde ifade edemiyor ama o da böyle zaten hepimiz de her şeye vakıf olamiyoruz
ne dediklerini bilmiyorum ama bu film gerçekten vadettiklerinin altından kalkamıyor, büyük büyük konuşuyormuş gibi gözüküp altı boş şeyler söylenen yemek sahnesi filmin özeti gibi
NBC bu konuları düzgün anlatmayı becerseydi konuşlardı belki. Film dandik ondan sallamışlar yani
İyi de dostum yönetmen anlatsa zaten konuşuyorlar. Hemen öncesinde poor thingsle alakalı konuşurken bile en basitinden bazı konulara değiniyorlar filmin, yönetmenin anlatmaya çalıştığı. NBC dandik anlattığı için dandikliğinden başka bir şey konuşmuyorlar.
Ben filmi beğenip beğenmemelerine takılmıyorum. Sanat bireysel bi şey sen beğenirsin ben beğenmem çok normal de NBC hakkında büyük büyük yargılarda bulunmalarını yadırgadım. Adamın filmleri en önemli sinema ödüllerinde her kategoride ödül aldı. Yani adam kendini kanıtlamış. Bu filmi de Cannes'da kısa listeye girmiş. Başarısını her türlü kanıtlamış. "Bomboş film" "ne anlatıyor bu adamlar" minvalinde anlamsız yorumlar yerine filmdeki temalara yoğunlaşabilirlermiş. Ben yine Sungur'un filmi yan ekranda oyun oynarken izlediğinden şüpheliyim😁. Eğer öyleyse zaten filme girememiştir zira NBC filmleri eğlenceli olmaktan ziyade düşündürücü oluyor.
Oh be kuvvetli bir alkış'ı ben de hiç begenmedim hatta 2 bölüm izleyip bırakmıştım. 2 bölüm izleyince ben de çok kör göze parmak olduğunu düşündüm ve karakterler çok gıcık olduğu için devamını hiç merak etmedim. Bu diziye hak ettiğinden çok fazla övgü geldiğini düşünüyorum.
Pedofili eleştirileri hakkında şunu diyebilirim. Bende bir erkek olarak net olarak hatırlıyorum ki daha 8 yaşında kendi vücudunu keşfeden bir çocuktum belki yaşıtlarıma göre çok erkende olabilir bu yaş ama cinsel faaliyetlerimin başladığını net hatırlıyorum. O yaşlarda karşı cinste de bu tür keşifler oluyor. Ama filmde bella bu cinselliğini ilk keşfettiğinde kendi yaşıtında olmayan kişilerle bunu gerçekleştiriyo. Eğer bella diğer victoria tarzı bir kişi ile kendi dengi biriyle bunu keşfetse bu kadar rahatsız edici olmayacaktı. Ama kalkıpta 40 yaşında kart zampara ile hoplamalı eğlence falan denince mide bulandırıyo. Hatta ilk zamanlar dövmecinin bacak arasına yaptıklarını değerlendirecek kapasitede de değildi. Tancanın dediği paristen sonra iyice zihni oturuyo ama ilk zamanlar sorun ki bunu sadece erkekler değil çoğu feminist hesapta belirtiyo. Sungur canavar vs diyerek maalesef biraz saçmalamış. Onun dışında filmi kimsenin beğenmediği yok izlerken oldukça zevk alarak izleniyo zaten ama bunuda eleştiri olarak belirtmek gerekiyo.
Premier devam etsin bence. İşiniz çıktığı zaman önceden çekersiniz hem bizde yatay bakış neden yok diye ağlamayız
Çok güzel bir sohbetti. ailenin ve toplumun çocuklar üzerindeki etisi ve tekrardan toplumu oluşturma süreci hakkında moral orel adında sevdiğim bir animasyon var. onun da eleştirisini sizden dinlemeyi çok istedim video sırasında.
abiler kuru otlar üstüne yorumlarına %60-65 katılmadığımı söyleyebilirim, film benim ve benim gibi birçok 20'lerinin başındaki arkadaş için oldukça verimli 2-3 fikre ya da çelişkiye dokunuyordu, hatta sinemada izlediğim günlerde kafamda çözemediğim bazı durumları bile filmin üzerinden okuma şansı buldum diyebilirim, yemek sahnesi bence hafife alınması gereken bir sahne değil ama sizin yaşam tecrübenizdeki insanlara hafif gelmiş olabilir - ben de daha dolu işlenmesini isterdim - diğeri ise merve dizdar'ın karakterinin kendi üzerine doğrultulmuş yargılayıcı namlulara karşı aldığı tavrını (cinsel özgürlüğünü vurgular şekilde) ortaya koyduğu kesitti, kuvvetli bir alkış konusunda ise tancan abinin kuvvetli şekilde objektiflik ekseninden kaydığını hissettim - ki objektif olmak zorunda değil - bana kalırsa cs abinin de vurguladığı üzere kör göze parmağın hası bir mesaj verme kaygısıyla sürreal olmaya çalışmış sonra da vazgeçmiş metafora mı boğuyor gerçekçi mi yapayım bilemedim, gibi takılan sonunda da toplumsal karakter dağılımında yerini bulmanın pek mümkün olmadığı bir lavuk şemasıyla karşılaşıyoruz, görüşlerinize saygım sonsuz, umarım boşanmazsınız
premier usulü olması canlı olmasından daha mantıklı. istediğiniz saatte çekersiniz, mis gibi koyarsınız. 🎉
Kuvvetli Bir Alkış üzerinden harika bir tartışma dönmüş. Ben bu iki farklı bakış açısının aynı anda doğru olduğunu düşünüyorum. Bana göre kişinin kendini geliştirme iradesi de içine doğduğu ev de gözardı edilmemesi gereken değişkenler. Doğduğumuz şartları değiştiremiyoruz, bu yüzden bazı sınırları aşamadığımızda kendimize kötü davranmamalıyız ama ilerleme iradesinin bize bağlı olduğunu ve o sınırları genişletmek için her zaman şansımız olduğunu unutmamalıyız bence
sorun şu ki sınırları aşamadığımız durumlarda neden yapamiyorum ya da neden kısıtlı yapmak zorunda kalmam gerekmeli gibi varoluşsal sorunlarla başetmek zorunda kaliyoruz. buyüzden kendini geliştiriyor olsan bile hiç bir zaman tatmin olamiyorsun. dj lik yapan metinin kendi işini küçümseyip sahiplenememesi gibi
@@cavidhuseyn8002 o konu ilerleyememekten ziyade kendimizi yanlış kulvarda konumlandırmak bence. Eğer yaptığımız iş, onda olağanüstü başarılı olmadığımız zaman bizi tahmin etmeyecekse yanlış bir işin peşine düşmüşüz demektir çünkü herhangi bir konudaki başarı bizi eninde sonunda mutlu edebilir. Asıl mesele yeteneklerimizi ve mutluluğumuzu gözettiğimiz; sağladığimız fayda ve değişim konusunda tatmin olduğumuz kulvarda ilerlemek. O zaman da sınırlılıklar insanın canını sıkıyor ama en iyisi olmasan da işin hakkını vermek insanın hayatını anlamlandırmasına yetiyor bana sorarsan
yorumum kariyer odakli değil. tatmin olamama başarıya bağlı bir durum değil. dizide metinin bir kaç farkli iş yapmasi tatmin arayışıdır. fakat farkinda olmasada sevgisiz, eleştirel, empati yoksunu, kavgalı bir ailede doğmuş olması karakter yapısını etkilemiş. ihmal görmüş çocukların benlik algisi normal insana kıyasla gelişmez. benliğini başkasının özellikle annesinin gözünden yorumlar. oyuzden her konuda annesi gibi davranir fakat plant&friend sahnesi ve sonrasi gibi içten içe buna isyan eder. bu tür insanlar üst düzey iş adamida olabilir fakat hiçbir zaman mutlu olamazlar. hayatı görev bilinciyle yaşarlar.
Canlı yayın gibi olmuyordu zaten ama böyle de yerimi yadırgadım
X men 97 mükemmel olmuş lütfen hemen izleyin 5 bölümü gelmiş ve 5. Bölüm hayatımda izlediğim en iyi süperkahraman yapımlarından biri oldu gözlerim doldu bazı yerlerinde lütfen hemen inceleyin sabaha kadar konuşalım
abi canlı yayında yorumları zaten tınlamıyordunuz :D geçen siz yayındayken deprem oldu chat yıkıldı siz oralı olmadınız :D ama yine de sizin yorumları görme ihtimalinizin, şansının, olabiltesi güzeldi :D
kimlik ve travma kelimelerini duyunca tiksiniyoruz be
Can'ın her yapımdan bir kuvvetli ders çıkarma gereği Kuvvetli Bir Alkış'ı tam kavratamıyor bence. Tancan haklı.
Herkesin bir fikri var saygı duymak lazım ama şu Metin hakkında benim anladığım bu keşmekeşlik içerisinde sürekli bir şey yapacağım ve bu hayat anlamlı gelecek demek insana çok zor geliyor. Keşke senin içine konulan o efsundan Metin'e de koyulsaydı Can Sungur.
ben nurinin samet olduğundan eminim ama kanıtlayamam. filmden çıktığımda da aynısını düşünmüştüm.
nuri sonunda kendini filtresiz göstermiş, ne olduğunu gördük adamın şeklinde ifade etmiştim.
hala da arkasındayım bu düşüncenin. iyi ki çekmiş, iyi oldu izledik gördük emin olduk.
Kuru Otlar Üstüne filminde ilk yarıda olan taciz meselesi bir yere varmıyor, ikinci yarıdaki muhabbetler bomboş. 3.5 saat film yapıp da nasıl hem yarım bırakıp hem hiçbir şey anlatamazsın ki?
50:50 nbc büyük bütçeli filmleri sevmez, Hollywood vari bulur. Bunu zamanında TRT'de "İnsanlar bizim filmlerimizi izlemek yerine, Matrix gibi filmleri tercih ediyorlar" minvalinde bir şey söylerek belirtmişti. Adam koymuş kafasına bu tarz bir şeyler yapmayı.
Canlı olmayacak mı artık? :(
cs'nin kasa bozulmuş o yüzden 2 haftadır böyle, anakartı düzeltene kadar da devam sanırım...
Kuru Otları izlerken gerçekten dayanamadım. Gene NBC'nin suya sabuna dokunmadan Fransızca altyazıyla izlendiğinde etkileyici gözükecek anlamsız tiratları sıraladığı bomboş bir film. İncelemelere baktım NBC'nin en cesur filmi falan denmiş. Gerçi açılışında bakanlık ismi gördüğümüz bir filmden de bu ülkenin halkı olarak cesurluk namına ne bekliyorsak. Filmin yaptığı max politik duruş yoldaş şakaları ve karşısında durduğunu hissettirmeden sadece iktidar sözcüğünü cümlede geçirmek. Yani NBC artık MCU gibi bi şey olmuş kopyala yapıştır. Ben artık bu filmlerin hedef kitlesi falan olduğuna da inanmıyorum. Adam direkt Cannes jürisi izlesin diye yapıyor bence. Yani inanılmaz insanlar o Samet'le Nuray'ın yemek masasındaki muhabbetini falan öve öve bir hal olmuş. Ulan hani gerçekçilikti olay, iş siyasi bi yere varınca ne kadar formül formül konuşmalar, yapay ve ezber duran anlamsız bi takım cümleler.
Hayatımda bunun kadar aynı fikirde olmadığım bir video görmedim.. Özellikle bilge ceylan kısmı.. Videonun her milisaniyesiyle farklı görüşteyim inanılmaz
can sungur kuvvetli bir alkışı anlamış ama anlayamamış, Berkun Oya'nın anlattığı şeyi anlamadığını düşünüyor her ne kadar kör göze parmak olsa bile🤔
Karşıt görüşler buranın (Y.B.ın) en güzel yanı CS. Bundan kaçınmayın lütfen. Böyle bir içerik Trde değil dünyada bile ne kadar vardır acaba? Barışık kalın. ❤
ha canlı ha cansız sonuçta ikisi de yatay bakış
Kuvvetli Bir Alkış'ı "Evet, toplumda şunları şunları eleştiriyor" ya da "Berkun Oya bir özeleştiri mi yapıyor acaba? Eğer öyleyse..." diye yorumlamış anladığım kadarıyla Can Sungur.
"Bana bir şey söylüyor mu?" diye bir soru geçti mi aklından izlerken, merak ettim.
Bu kadar ülke eleştirisi yapıyoruz, çünkü sebeplerimiz var.
Benim gözümde Metin, bu videoyu yapan siz (dizi-oyun-sohbet yayıncısı; herşeye rağmen) ve bunu izleyen bizden (dar zamanları ve kutuplaşmayı iliğine kadar yaşamış, bir yerlerde durmaksızın devam eden katliam sebebiyle de uyku ve vücut düzeni bozulmuş bir anne) farklı olarak başka yöne bakamamış, kaldıramayacağı yükle yüklenmiş ve deşarj da olamayan bir insan.
Mücadele ve kimi zaman görmezden gelme ya da kanıksamak yoluyla bile olsa zorlukla baş etmeyi öğrenememiş. Neticede patlıyor.
Her karakter çelişki içinde benim gördüğüm. Eylem-söylem tutmuyor. Dosdoğru bir tarafı yok. Bu da normal insanı yansıtıyor.
Tıpkı Modalı gibi.
Ortalık Metin gibi sığırlarla ortalama insanlarla dolu olduğu için Sungur'un sinirini çok iyi anlıyorum. Dizi amacına ulaşmış gibi geldi bana.
tancan abi kuru otlar üstüne'ye geçirdi ama letterboxd'ta 7 vermiş, iklimler'e bayağı çaktı ama 6 vermiş, şaşırdım
can sungur kötü yorum yapınca bozmak istememiştir
sanmıyorum söyledikleri dürüst ve içten duruyor bence
@@levitate7 samimi bulmadım pek kendisinin 7 puanı letterboxd profilindeki puanlamasına göre baya yüksek üstelik bir de kalp bırakmış yani filmi oldukça beğenmiş olması gerekiyor yayındaki yorumların ayak uydurma yorumları olduğu belli
beğenmediği kısımlarda sungur'a katılıyordu muhtemelen ancak çok fazla beğendiği kısımları anlatmamış gibi@@slippinKman
Vidyoyu acar acmaz likeladim o kadar sevdirdin kendini
abi turuncu giyip gelmiş mükemmel ya
Kuvveti bir alkış ilk bölümden sonra Türk lirasının değer kaybeden grafiği gibiydi.
Daha rahat edeceklerse yatay bakışın kayıt olması daha iyi.
Bir zamanlar Anadolu izlensin Türk sinemasının en iyi filmi ne derse densin
Can abiye kuvvetli bir alkıştaki metin hakkındaki görüşlerine katılmıyorum.Kötü ailede büyüyüp bir şeyleri değiştirebilir diyor,evet haklısın ben ailemde görmediğim entelektüel uğraşları kendi uğraşımla ve karşılaştığım insanların gelişmişliğini örnek alarak kazandım .Kötü aile bir tip değil,her şeyi eline verip al bunlarla bir şeyler yap denilen hayata salınan şımarık boktan insanlar her yerde var bu tip kötü ailelerde büyüyen çocuklar hayatı sikilmedikçe boktan hayatın içinde olduğunu anlayamadan ölüyor.
can, abi hiç anlayamamışsın kuvvetli bir alkışı ya
olabilir, boktan işlere bakarken yoruluyorum
AI konusunda katılıyorum abi. İllüstrasyon yarışmasına direkt ai yaptırıp gidip yollamazsın. Hiç yoktan mixed art veya referans olarak kendi tarzıyla tekrar çizmiş olması gerekli, ki referans olarak kullanmakta hiç bir sakınca yok bence, bende kullanıyorum. Bunun google da bir sürü görsel ayıklayıp onları alıp saatlerce bir eseri çıkarmaktan farkı yok. Aksine kafandaki kompozisyonu, figürü rahat bir şekilde oluşturup tek seferde referansını alıp istediğin gibi çalışmanı yapabiliyorsun. Müthiş bir gamechanger sırf illüstratörlük noktasında bile bu olay. Ama seninde dediğin gibi gidipte ham görseli olduğu gibi yollamazsın..
Can sungur dizi ile ilgili en büyük sıkıntıyı söyledi. “Aşırı uzun diyaloglarla birbirleriyle kavga ediyorlar”. Bundan dolayo aşırı sıkıldım 3 bölüm izleyip kapattım.
Kuvvetli bir alkisi kuweytli bi akış sığlığında yorumlayan c.s. karsisinda, Yakın Evren isimli arkadasa allah varsa da yoksa da sabır versin...
Cs'nin muhteşem örneklerine bayılıyorum :D
yine mi cansız ya :/
Valla ben de uzun süre önce ailem yüzünden mi böyleyim yoksa doğuştan mı bir sıkıntım var diye karar veremediğim için hem ailemden hem kendimden nefret etmiştim. Ailemiz ölünce bu sorguyu salıyoruz diye tahmin ediyorum.
Poor Things'de bebeğin erkek mi yoksa kız mı oldugunu düşününce yeni bir okuma da yapılabiliyor.
Bunu hiç düşünmemiştim
Kuvvetli bir alkışın sonu için o soyut anlatımın analizlerini okumanızı tavsiye ederim eğer merak ediyorsanız.
olmazzz olamaz cansiz olmus yayinlarr...
Can abi, Mesut çevikle takılmayı bırakmalısın bence. Gg'de de aynı kafayı yaşamayı başlamıştın. orayı ,oranın usulünce götürmeye çalışıyorsun diye düşünmüştüm.
Kuvvetli Bir Alkış kısa olmasına rağmen süresini iyi kullanıp mesajını güzel vermiş bana göre. Daha uzun bir dizi olsun isterdim. Metin'in karakterinin aptallığını izlemek sıkıcı olabilir ama bence bu diziyi kötü yapmıyor zaten doğumundan itibaren o karakterin neden böyle olduğunu görüyoruz. Çocuğun ailesinin ekonomik durumundan metin gibi insanların ülkede az olduğu anlamını çıkartmışsınız bence o detaya katılmaya gerek yok. Ekonomik durumdan ve yetişme şartlarından bağımsız olarak aile'nin çocuktaki etkisini izliyoruz.
kuvvetli alkış, kuru otler üzerinden daha kötüdür
Bu çok problemli bir bakış açısı; acaba nbc Samet karakteri olabilir mi? Bu çok ağır. İyisiyle kötüsüyle, filmin her detayı yorumlanabilir ama bu, bir eleştiri türü olamaz
Sungur ilk 2 bölümden sonrasını yandan acmis, butun referanslar oraya ait :)
Hayatta yaşadığı şeyler herkesi farklı etkiler. Kimse aynı genlere, gelişime, psikolojiye sahip değil. Sırf farklı olucam diye 6 yaşındaki çocuğa denyo, salak vs de denmez.
mal bir de
Dune bölümü bekliyoruz (lütfen boşanmayın)
Nuri bilge ceylan stilinde sanat sepet yapiyoz brom tarzi hic bir zorlama bayik filmi tuketmiyorum, ama can ve tancan abinin bu filmlere roleplayli elestrilerini izlemek cok keyifli
Kuvvetli bakış bence komedi dizisi. Baya günümüz aile yapısıyla, ebeveyn çocuk ilişkisiyle dalga geçen bunun sonucunda da bomboş , dünyayı kendi ekseninde döndüğünü zanneden bir çocuğun büyümesini izliyoruz. Anne de, baba da depresyonda, mutsuz, amaçları sadece çocuk yapalımdan ibaret. Kadın ile kocası arasındaki diyaloglar özellikle meditasyon sahneleri günümüzde ilişkilerde ne kadar konuşulamadığının göstergesi. Hikaye derin değil. Aile nasıl, ne şekilde o noktaya varıyor belli değil. Karakterlerin bir geçmişi yok. Sanki olan absürt durumları almış fotoğraflamış gibi. Gül geç tadında bir dizi olmuş. Öyle uzun uzadıya çıkarım yapılacak bir şeyi yok bence. Ama günümüzde annelerin özellikle , ( öğretmen sahnesinde olduğu gibi ) benim çocuğum böyle bu şekilde kabul edin şeklindeki tavırlarının ne kadar saçma olduğunun da kanıtı olmuş. Şimdi çocuğunuz olmadığı için diyeceğim ama suçlayıcı bir yerden bakmıyorum fakat bu noktadan empati kuramamanız normal. Eğitim sisteminde özellikle o kadar fazla böyle anne var ki "bullying" konusu özellikle aşmış durumda okullarda. Ve sonucu " amaaan biz onların yaşlarındayken neler yapmadık ki " ya da " oğlum/kızım da hiç bir şey yok. Çocuk bunlar" kıvamında savunuyorlar kendilerini. Dizi de de en ufak olarak " matematikte güçlü değil benim çocuğum. Başka alanlarla ilgileniyor." kısmından anlayışsız, yaptığı başarıları bile algılayamayan , mutsuz, empati yoksunu bir adama dönüşmesi tam da buralara dokunur cinsten. Özetlersem çok abartılacak bir dizi değil amma velakin çerezlik azıcık ebeveyn tavrı sorgulatan koy kahkahayı cinsten bir şey olmuş. Keşke karakterleri derinleştirseymiş te güzel bir vurgu koysaymış buralara dediğim bir iş bence.
Tancan bellanın son halini söylüyor paristen önceki seks sahnelerinden bahsediliyor genelde.
41:37 kuru otlar üzerine
Thank youu😊😊
Teşekkürler
Kuvvetli bir alkis baya toplumsal ya. Ben bildigin Metin'im, Can çünkü.
Metin’in mal oluşu aileden veya onların ilgisizliğinden kaynaklanmıyor. Metin doğmadan bile paket paket sigara içen bir denyo, derdi nefes kabul etmiş bir drama queen. Var böyle tipler. Bu konuda net Sungur tarafındayım. Beyin fırtınanızı keyifle izledim, seviliyorsunuz. Hey sam şu elimdeki listeyi…
Kaçırılan şey şu:Metin zaten doğmak istemiyor, annenin mutluluk sanrısı uğruna, "çocuk yapmamız lazım " macerasından dünyaya geliyor. Zaten aynı anne boşanalim diyen ne istediğini bilmeyen bir figür. Dolayısıyla karakterinin üzerinde etkisi olan helikopter baskın anne ve dışlanmış baba ile kendi ezik karakterinde sıkışıp kendi karakterini oluşturamıyor. Belki her düştüğünde aman yavrum diye koşan anne yerine, kendi acısıyla baş başa kalıp kendini geliştirebilmesi sağlansa o zaman mal olmazdı. Tam da bunu alt metin vermiş olabilir.
İnsanlar kötü aileler sebebiyle kötü insanlar olabilirler ama kötü aileler yüzünden gerizekalı olamazlar.
Hanım bir kahve yapta yatay bakış izleyelim
4:01 abi adamlar gidiyor çünkü paul aileleri spice üzerinden tehdit ediyor.
sonrasında adamlar paulun padişahlığını kabul etmeyince paul'un cihadı onlara gidiyor.
Poor things'in sıkıntılı olan yanı yetişkin vücudunda fakat çocuk beynine sahip bir kadının cinsel ilişkiye girmesi, onun dışında deneysel ve farklı bir çalışma.
Sanki bi de samet karakteriyle çok duygusal bişi paylaşmışım gibi sonda uzun uzun şiir miir okutmuşlar. İçim bayıldı iyice. Bu kadar taşra anlatıp bu kadar gerçeklerden uzakta bir şey ortaya koymak baya saçma bence
Poor Things Frankenstein temelinden aldığı sorular dışında mantıklı sorular eklemiyor bence hikayeye. İskenderiye sahnesinden sonra film başka bişeyler anlatmaya başlar diye bekledim ama aynı şeyi farklı settinglerde çok predictable bi şekilde anlattı. O yüzden izlerken nasıl sorular canlandı kafanda anlayamadım Can abi. Çünkü çocuk beyni makarası ilk 45dkdan falan sonra bitiyo aslında.
Can beye katılmakla birlikte biraz da sinemanın öyle edebiyat kasılacak bir sanat dalı olmaması gerektiğine karar verdim. Devasa maymunlar birbirinin kafasına vurup çöllerde melanjla kafa bulan intikam hikayeleri izlemek daha bir oturaklı. Yani bir çok film var dışarıda ama onlara film yerine, 4k ambiyans, asmr, podcast, tiyatro bozması diyebileceğim. Kafam açıldı ve kendimi sinemada daha mantıklı bir yere oturttum. Thanks.
Alttabtaydım Robot9000'i duyunca geldim like ımı bastım yorumumu yaptım :D
Tancan’ın kuvvetli bir alkış hakkında 1:42:00’ta bahsettigi konuda, hiçbiri yok bu çocukta dediği noktada şahsen çok daha kötü bir yalnızlık geciren insanlar gördüm, normal insan oldular. Bu baya mal.
can sungur orijinal ne yaşıyormuş acaba hayatında acayip merak ettim. bu adam narsisizm üzerine bir doktrin yazsa gerçekten çok başarılı olur, onun dışında yaptığı her şey yarım akıllı ergenlere fikir önderi olmak
Çok lezzetli bir sohbetti ❤
42:45 aşırı güldüm 😂😂😂
Yoo Can Sungur da burada TanCAN da, Can’lı bölüm olmuş 🤡
Kral sohbetinize sağlık.
Videodan alakasız bir yorum yapıcam şuanda
Senden birsey rica edecektim.
Wattpad de kozmik korku ve gotik kurgu tarzinda bir kitap yazıyorum.
İsmi YOL ŞEYTANI yayinlarından birinde birkac bölüm okuyup yorumlayabilir misin. Ful eleştiriye açığım gömebilirsinde 😂 ama en azında atmosferi ve anlatım dili nasıl yorumunu merak ediyorum.
Edebiyat konusunda benimde sevdiğim türler senin okuma zevkinle aynı olduğu için bakış açını çok merak ediyorum reis.
Nuri Bey kendi kendine takılıyor, bırakalım oynasın.
01:40:00 Metin de kendine rol model bulsaydı Tancan. Kurye çocuğun hayatı Metin'den çok daha kötüdür belki ama kurye çocuk "Allahım her şey çok kötü" diye dolaşmıyor ortalıkta. Bir yerinden yakalamış hayatı tutunmaya uğraşıyor. Metin'in hiç bir tutunma çabası yok. Tutunduğu şeyleri de geçici olarak görüyor. Belki kuryenin de hayalleri var o da geçici olarak görüyor ama "Hallederiz ya" diyor kabul ediyor. Kurallar belli simülasyon belli. Ya oynıcaz ya gidicez. Kurye oynuyor herkes gibi. Metin "gidicem de gidicem". E yürü git o zaman. Millete niye suç atıyosun?
ruhlar alemi güzeldi çok güzeldi rahmetliyi iyi bilirdik
Tancan Fümen e kuvvetli bir alkış konusunda hiç katılmıyorum ya, insanlara iyi bir eğitim verilmeli doğru ama insan farkındalığı olan bir varlık ve nereye evrileceği kendinden bu kadar bağımsız değil diye düşünüyorum
Küvetli bir alkış ilk 3 + son bölüm olsa daha iyi olurdu
Kuvvetli bir alkıs icin aklimdan ve icimden gecenlerin tartismasini o kadar iyi yansitmissiniz ki…
kuvvetli bir alkis bir oyun olarak cok daha keyifli olurdu da iste kim gidecekti de izleyecekti
CS çok bölüyor tamam kardeşim kanal senin anladık :D
Can abi ''Training Day '' film incelemesi gelirmi. Seviliyorsun