Kıyamet Günü Neler Olacak? | Halis Bayancuk Hoca

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 7 вер 2024
  • Uzun Hali İçin 👇
    • Sabr-ı Cemîl | Meâric ...
    Sabr-ı Cemîl | Meâric Suresi Tefsiri 2 | Halis Bayancuk Hoca (Ebu Hanzala)
    Değerli kardeşlerim, önceki dersimizde Meâric Suresi'nin tefsirine başlamıştık. Hatırlarsanız, Meâric Suresi'nin girişindeki dört ayet üzerine Allah bize konuşma fırsatı vermişti. O zaman, Meâric Suresi'nde şunları anlatmıştık:
    Birincisi, kıyamet gününün kesinlikle gerçekleşeceğini ve hiçbir gücün bu günün vuku bulmasını engelleyemeyeceğini vurgulamıştık. İkincisi ise, Rabbimizin sıfatlarından birinin 'Zil Meâric' olduğunu belirtmiştik. Yani, bütün yücelik Allah'a aittir ve O, bütün yüceliklerin sahibidir. Hiç kimse bulunduğu konumla yetinmek istemez. Örneğin, hiçbir öğrenci sadece öğrenci olarak kalmak istemez, yükselmek ister. Benzer şekilde, hiçbir şirket çalışanı sadece çalışan olarak kalmak istemez, müdür olmak ister. Ve hiçbir bürokrat sadece bürokrat olarak kalmak istemez, bakan olup ülkeyi yönetmek ister.
    Allah (cc), "Ben bütün yüce derecelerin sahibiyim" dediğinde, insanın fıtratında var olan bu duyguya istikamet kazandırıyor. Allah, "Kim yücelmek istiyorsa, bütün yüceliklerin kaynağı Alemlerin Rabbi olan Allah'tır. Allah'a yönelin, O'ndan isteyin" diyor.
    Son olarak, bizim alemimizi ilgilendirmeyen gayb alemi ile ilgili bir konuya temas etmiştik. Her gün melekler ve ruh, miktarı 50.000 sene kadar olan bir günde Allah'a yükselir. Bu, Allah Azze ve Celle'nin bize öğrettiği bir şeydir. Bu nedenle, mümin her an Rabbine karşı ümitvâr olmalı ve her an Rabbinden beklenti içinde olmalıdır. Söylediği her sözün ve yaptığı her amelin Allah'a yükseldiğini bilmelidir.
    Şimdi Allah, Peygamberimize bunları indirdikten sonra hitabını Peygamberimize yöneltti ve Peygamberimize
    bir emirde bulundu:
    فَاصْبِرْ صَبْرًا جَمِيلًا
    (Öyleyse) güzel bir sabırla sabret! (70/Meâric, 5)
    Meâric Suresi
    5. (Öyleyse) güzel bir sabırla sabret! (70/Meâric, 5)
    6. Şüphesiz ki onlar, onu (azabı) uzak görüyorlar. (70/ Meâric, 6)
    7. Biz ise yakın görüyoruz. (70/Meâric, 7)
    8. Gökyüzünün erimiş maden gibi olacağı gün, (70/ Meâric, 8)
    9. Dağlar (etrafa saçılmış) rengarenk yün gibi olur. (70/Meâric, 9)
    10. (O gün) yakın dost, dostunu sormaz. (70/Meâric, 10)
    11. (Birbirlerine) gösterilirler. Mücrim kimse, o günün azabından kurtulmak için oğullarını fidye olarak vermek ister. (70/Meâric, 11)
    12. Hanımını ve kardeşini, (70/Meâric, 12)
    13. Onu barındıran hısım akrabayı, (70/Meâric, 13)
    14. Yeryüzünde olanların tamamını... Sonra da (bu verdikleri) onu kurtarsın (ister). (70/Meâric, 14)
    15. Asla! Çünkü o, çılgınca yanan ve alevleri şiddetli cehennemdir. (70/Meâric, 15)
    16. Kafa derisini soyup çıkarandır. (70/Meâric, 16)
    17. (İman ve salih amelden) yüz çeviren ve arkasını
    döneni çağırır. (70/Meâric, 17)
    18. (Mal) toplayıp onu bir kapta/kesede/kasada/ banka hesabında (biriktireni). (70/Meâric, 18)
    Sabrı Besleyen Kaynaklar
    tevhiddergisi....
    İletişim İçin:
    Wp: +90 0535 766 45 45
    E-posta: mailto:info@tevhiddergisi.org
    www.tevhidders...
    tevhiddergisi....
    tevhidgundemi....
    www.tevhidkita...
    tevhidmeali.com/

КОМЕНТАРІ • 40