Cahit Zarifoğlu - Ben Dirimle Doğrulurken

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 5 жов 2024
  • #CahitZarifoğlu #Bendirimledoğrulurken

КОМЕНТАРІ • 1

  • @emeklisair
    @emeklisair  3 роки тому +1

    Sis boruları ötmeğe başladı yavrular
    Şimdi oradalar - Aşk delice kımıldamalı yatağından
    Sen bir yıldız kaymasıyla yatağından
    Üstüne alevleri alarak
    Kemikli bir aşk gencinin kollarından tutarak
    Sen kanın damarlara tutunamadığı anlardan
    Beni karnınla
    Bir göz boğuşmasına daha kandırarak
    Bul içe kapanık hayvanlarımı yalvarmalarınla
    Üzülmüş
    Belki dünya ile horlanmışım
    Ansızın çık oradan görün orada
    Bu siyah basmış kara akar deme -
    Başka olmalı gövdemi denetleyişin
    aşka hazır olan
    ... LARDAN. OKADIN'lardan
    Halk aşksızsa sokaklar
    banka dükkânlarıyla doludur
    Ellerimi kâlb olmayan sularla
    ıslamaya alışır o kızlar
    - işte artık kaçmak - işte durmadan karşımızdayken bile -
    - ılık ev girintileri
    gizlesin daha köprüler
    karanlık bedenleri
    Her şey onlara göre - yamandırlar
    Ansızın melek bekliyorum eski türk ezgileriyle
    Senin Asya'dan hiç yontmadan zarif bir cep saati yapışın
    Asya Asya ve Asya diye yalvarışın
    Sana ansızın alın yazımı ve kendimi ekliyorum
    Aşka hazır aşka aç ve davetli
    Ansızın melek bekliyorum
    Asya ile ayağa kalkan
    Melekler ellerinde gelenekle
    İçinden hızla süt akımı geçiren mızraklar
    Boydanboya girdirmektedirler gövdelerin içine
    Nar doğuran - dikkatle nar doğuran
    Hayvanı ve insanı aynı teklifle doyuran
    Nazlı baharlarla
    Hiç ağlanmadı
    'Biz çetin adamız ha' ayrıca söylenmez
    Anlaşılır
    Ne yavuz kışlar
    Kurt sıyrığı ayazlarla
    Ne evren depdebesi bahar
    Gerdan kırıp mendil düşüren kızlarla
    Ayrıca söylenmez
    'Biz çetin adamız ha'
    Doymuştur aşk bu gece en son buluşlarına kadar
    Sen meleksi kadın bu gece kendini vermekle
    İkiye yarıldım
    Sen meleksi kadın bu gece
    1000 yıl adına bilinmekle
    Sen melek uyarmalarıyla
    Uyarılan erkek
    Bu gece bir şehvet azarladı
    Hayvan kovdun
    Yatağını yüceltenlerden oldun
    Şimdi ev gebedir
    Dağ kuşlukla uyanır - varsın uyansın -
    Önce hafif bir uyku sisi
    Tanrı evvelsiz sonrasız bir iklim gibi ordadır
    Daim
    Melek kanatlarında hava görünmez
    Uzaklar yinede görülür
    Ay dostlukla anılan bir komşu evidir
    Kıl çadırlarla devinen o kavim göçü
    İşte o kavim göçü
    Dağlar ilk kez bizi
    Çıplak ete kavuşun aşk sandı
    Kadife döşer gibi toprağa işte öyle yürüyen
    Ilık bir hava bürüyen
    Gözleri o - rengarenk gözleri çocuk gözleri develerin
    Çözülür ayakları
    Kavim bu
    Boynuna kan yürümüş
    (Gözüne bir şey görünmüş)
    - Nedir o görünen / susalım /
    Hayat her zerresi uyarılmış gibidir
    - Çok acele
    Kâlb bir bohçanın içinde atmaktadır
    Omurgasından mızrakyürüyor kavmin boynuna
    Develer en som bir duruşla - Raptedilmiş
    Çocuklar ağızlarında Ey Nazlı Ölüm
    Ey Nazlı Bahar Marşlarıyla
    Bütün bunlar nedir - sorulsa
    Sorusuna
    Ne can ne cevap kalmıştır
    Kavim donmuş deve mıhlanmış
    Kadın ateşle ateş doğumdan önce
    Sığırlar kendi kendileriyle
    Göz göze kalmıştır
    Kavim seferidir evinden ayrılmıştır ama
    Kendine varılan ilklim ve toprak
    / VAKİTTİR / namaza durmuştur
    Bin bireydir kavim
    Bir tür kararla eğrilip doğulmakta
    Her candan bir cana
    Bir candan bir cana
    Sonsuza değin
    Bir tavır bolluğudur kavim ama
    Nihayet vaktidir VAKİT
    Bu duruş en zarifi duruşların
    Gidip endamlı dağlara
    Beğendirmek için yeni gelinleri
    O iklim kullanılır hep
    İnsanın en bilgelerini
    Onlarla karşılanmak için baharda
    İklim aranır herşeyden önce her olayda
    Şerbet taslarında
    Bir topak okunmuş şeker dedenin avcunda
    Genç bir kız kadar ağırdır
    Bileceksin ey çocuk
    Tatmıştın onu geçen baharda da
    Kavim uyanan toprağı
    Karşılarken - Uyanıktır -
    Kavim Toprağı
    Devirirken - Uyanıktır -
    Kavimden biri varırken toprağa
    - Uyanıktır O ve Kavim
    Vardıktan sonra toprağa
    Gaflet uyandırılmaz - kavim uyanıktır
    O anne gibi verimlidir besmele çocuk için
    O erkek
    Karpuz dilimi gibi ortadadır
    O en yaşlı gelin
    Ocaktaki çorbayla birlikte tütmektedir
    O kavim için
    'Kışları göç içinizedir' buyuruluyor
    Büyük çadır en sevgili düşmana emanettir
    Çorba dağıtılsın nefes ve el dağıtılsın
    Yer ötesi ve yer eşit alınsın
    Kadın ve erkek eşit durmaktadır - kadın arkadadır
    İnsan hayada ve tanrıdadır
    Ki kış ortasında kardan - bir duayla sıyrılıp
    O derviş ağaç kupkuru dallarında
    O meyvayı büyütüyor
    O tiyek
    Bir salkım - müthiş - üzüm
    Uykuya tez doyanlar için
    Saçlar uçuşur havalara sevinçle
    şarkı şarkı içine
    Cenkle bir üstün haberleşme ile
    İnsandan insana hep akıl ve sezgilerle
    O coşkun mutlu savaş dülgerleri
    Kalbi çoğaltan bayramlar açtılar
    Şimdi de açtılar
    İşaret verin ve açtılar bütün köprüleri
    Deniz yüce bir soluk denizlidir - rotalar denizin kendisinedir
    Kaptan sancakta bir tek an yaşamak yoluna
    Bütün bir ömür ağartmıştır
    Işıklar çoğalıyor içimizden birine
    kime bu davet
    Limanı dolduranlar yanan insan meşaleleri
    Yüzbinler taş kulelere yaslanmış söylüyorlar
    - Rüzgar nereden eserse essin güzeldir
    Alevler bir ayrı alemdir
    Dirlik sevinçtir - göç içimizedir.
    Aşktan sonra sarhoşluk günümüz ülkemizde
    Sevine sevine
    Sağlığının elleri uzansaydı dağların eteklerine yer'in şarkılarına
    Aşkın mağara kovuklarındaki şarkılarına
    İlkel bir duyguyla bağırır kalırdım
    Yöremde mor lekeler gibi duran
    Bir basamaklı melekler ve gelenler olur birden
    Bütün meleklerden bir melek
    - Bak diyor bakıyorum
    ve bak diyor
    Ellerimi bıçakla yontacağım deniyor
    İlkel bir sevinç destan ve kan
    şiir en safından
    sonra soyut heykeller
    Hiç düşman yok - üzgün söyleniyor
    - Olmayacak mı hiç
    Eziyor gururum onları
    - Görün ey güzel düşman ey güzel düşman
    Saraylarda geçti ömrüm seninle
    Yüzüm aydınlık bakar elemlere
    Yangın yerlerine
    Coşkuyla selamladım bütün bayrakları
    Düşman kadınlarını
    Tanrım bu dağları da sen yarattın
    Bana kattın
    Bir bir okşadım
    Sema yapan kırları
    Alemlere kalbimizi yeniliyoruz ve tutuşmuş geliyoruz
    Yeryüzü batarsa batsın dayanamayıp o kavmin
    çadırlarına
    Develer de tutuştu
    Onlarla ayarlandık bir devinim bir devinim
    arkasında bütün devinimler
    Kum kendi raksında beden aynı raksda
    Karın bacaklara ulaşır öper onları ve uzaklaşır
    Aynı yönde ve aralarında bir dünya vardır
    Göğüs ahenkle havanın direncini kırmaktadır
    Kalb başa ve guddeye en yakın sırlara göre
    Kumu ve balçıklı toprağı
    Ağacın ve kayanın dizilimini
    O tek kuşun yalnızca süzülüşü
    Ani bir haber gibi salt bir kez ötüşünü
    Dinliyor kumu balçıklı toprağı
    Ağacı kayayı ve kuşu
    Uyku beladır göç içinizedir
    Sabır ve zaman içinizdedir
    Kadın ve çocuk içiçedir
    Güneş vurmuyor- öyle söyleyin - üzerine döşeklerimizin
    - Sokuluyoruz besmele ile kadının toprağına
    (İşte böyle söyleyin)
    Öyle ki o kadınlar
    Bağlasınlar doğanları tanrı bağlarına
    Melekler kırmızı yanar
    Kalbe tutuşan herşey kırmızıdır
    Hele kalb hazırsa
    "kentten" bir er kalkar - Onun eri
    Kollar semayı deryayı korkularından
    Yoksa aşk hemen kaçmak mıdır dağımıza
    Söyleyelim ya hay ya huu
    - Yolları aydınlık kıl Yaradan
    Kanla bir sabah
    Akşam kanla
    '... ateş.. ve öldüm...' deniyor
    - Oysa sorular verilmişti ona
    Sorular yığılmış
    aynı kaynaktan olana
    Işık ve karanlık hakkında
    Bu nasıl uzun uyanılmaz gibi
    - Ateş ve öldün uykuyla
    - Kurşunla yoklanması bir sorudur geri kalanlara
    Taze doğanlara
    Şehzadelerden de sorular kalmıştı ona
    'Biz artık gitmeliyiz dağımıza anneciğim
    Yorgun geldim savaşmadım ama
    Bir ceset gibi ayaklarının dibindeyim'
    'Biz artık
    Gitmeliyiz dağımıza'
    - Hayır olmaz
    Durmalıyız burada şahinim
    'Kezzap içsem
    Daha kuvvetle can çekişirdim'
    (dertten çıktık) söylendi (güzel bir kurtuluşa yöneldik) dendi
    Heykel bekliyen kımıldamış
    Abesle elele ahbab gibi
    Avazı çıkınca bağırmıştır
    - Durmadan deniyor ki vatanım neredir
    Heykel ne diyor
    Konuşmaz heykel
    Felçtir
    Karşılıklı
    - Kaslarımız karşılıklı kasılsın
    Olsun
    - (Kalbimiz tüm insanın namına) iddiasında
    - Dertten çıkmışsın ötekine kavuşmuşsun da
    Diyor ki diyor ki
    Geçmiş nedir kavim kimdir dert nerdedir
    Kırbaçla ayağa kalkarlardı
    'biz artık... anneciğim.. dağımıza..'
    ruhum geçer bedenine yüz bin kara nokta yemiştir soyrad
    ..ve nasıl olan oldu - o ve yeni uygar dostları
    Bir noktalar anlaşmasıdır fabrika baca ve duman
    Anne onları kapıya kadar uğurla gel
    Delinen böğrüme bir sed geçer
    'yapmayın yapmayın' çığlıkları
    Güneş doğsun mu doğmasın mı kararsızım
    Başlarını bana çevirmiş büyük baş hayvanlar
    londra moskova vaşington berlin pekin
    hava ceryanları sarsılan ikindiler
    korkularımız intihar dönemlerinde
    kötü bir alışkanlık peyda olmuştur
    bağ budama hasat zekat
    evlenme hoş görme
    Buğday ve ekmeğe saygı göreneğine doğru
    - İnce bir düşman yönelmiştir
    - Hayır içimizden yönelmiştir
    - Oh oh dıştan yönelmiştir
    - Dıştan ve içten mi yönelmiştir
    - Ne yönelmiş ne yönelememiştir
    - Yönelememiş önele Miş
    'Ey örtülerle donatılmış Mustafa'
    - Oğlum sen artık
    şarapnel gibi yağmalısın
    düşmanı güzelce vurmulısın
    '...biz artık dağımıza.. anneciğim..'
    (Komşudan o ölü de kalktı
    Boşluğuna bir kırbaç uzatıldı)
    (Çoktandır şu maraş kalesi hatıraları elinden alınmış
    bir taş yığınıdır.-onların yerine bilardo masaları konmuştur-
    şalvarlı şövalye ve kovboylar bilardo oynamaktadırlar)