Gelenek nedir her şeyden önce bunu tartışmak gerek. Mesela dünyada ortak gelenekler ortaya çıkıyor şimdi "meme culture" gibi ki her ne kadar birbirlerinden etkilenseler de her ülkede de kendince farklılaşıyor bu "memeler" yahut "capsler" yani internet komedileri. Bana soracak olursanız Japonya bu konuda gayet iyi bir örnek. Japonlar Batı kültürüne ve modernizme açıklıkları sebebiyle büyük değişimler yaşadılar ama baktığımız zaman hala kendilerine ait ilginç dinamik, durmadan kendini geliştiren ve büyüyen bir kültürleri var. Hatta o kadar ilginç ki Batılı toplumları kültürel olarak bu kadar etkileyen başka bir modern kültür yoktur. Toplumun çoğu kendisini Şinto olarak tanımlıyor ama pratikte dinsizler lakin günün sonunda farklı bir "dinsizler". İslam da her ne kadar Müslüman kesim kabul etmek istemese de kendini durmadan zamana göre geliştiren güncelleyen bir din ki Ulemanın sözünün Kur'an yahut hadislerin önüne konması da bunun en büyük sebebi. Bu yaklaşıma sahip olmayan tüm topluluklar özellikle Türk İslam anlayışına göre yoldan çıkmış topluluklar (Vehabiler, Selefiler ve Hariciler gibi gibi). Yani İslam'ın kendi doğasında da olan toplumun kültürüne göre şekillenme durumunu (dört hak mezhepten tutun da "hak olmayan" çeşit çeşit mezheplere, oradan da legalizm, sufism gibi mistik yahut daha materyal yaklaşımdan tutun Maturidilik ve Eşarilik gibi farklı görüş biçimlerine kadar) küçümsememek lazım. Sonra "Gelecekte devletler varlıklarını koruyamayacak" diyen yahut "tarihin sonu" diyen Fukuyama tarzı akademisyenlere döneriz. Ha toplum dinsiz bir konuma evrilemez mi elbette evrilebilir. Nasıl ki vatkiyle İslami bir topluluğa evrildi şimdi de başka bir inanca evrilebilir. Bu her zaman farklı sebeplerden ötürü mümkün. Bunun için modernizmi suçlamak bana saçma geliyor.
İnsanlık için bütün ama bütün olumlu gelişmeler, modernizm sayesinde gerçekleşmiştir. Modernizmin ilkelerinin olmadığı yerde, medeniyetten bahsedilemez. Durum böyleyken modernizm, İslam ile bağdaşmıyorsa terk edilmesi gereken İslam'dır. Bugün ise insanlığın yaşadığı problemler, modernizm değil, postmodernizm kaynaklıdır. Yazı çok uzamasın diye bu iddiamı tek bir örnekle destekleyeceğim. Bugün Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olan sokak köpekleri sorunu, postmodernist zihniyetler yüzünden çözülemiyor. İnsanımız, modernizmin temel öğretilerinden biri olan hümanizmi benimsemiş olsaydı bu sorun çoktan çözülmüştü. Ancak postmodernist bir bakış açısına sahip olan halkımız, insanla diğer canlıları eşit gördüğü için sokak köpeklerinin öldürdüğü, sakat bıraktığı insanları görmezden geliyor. Bu yüzden de bu sorun çözülemiyor. Halbuki hümanizm, diğer canlıları hiçe saymak değil, insanları onların önüne koymak demektir. insanı öncelik almak demektir. Bir seçim yapmamız gerektiğinde öncelik tabii ki insan olmalıdır. Aksini düşünen birinde ne akıl vardır ne de vicdan. Amacından sapmış feminizm, kapitalizm ve üretim düşmanlığı, tembelliğe övgü, bilim ve felsefe karşıtlığı... Bütün bunlar postmodernizmin, insanda açtığı yaralardır.
Modern dinsiz lerin İSLAM ile ilgili yorum yapmaları gerçekten mide bulandırıyor. Bilgi sahibi olmadığınız dini kötülemek size ne kazandırıyor? Ben Âlem lerin rabbi olan ALLAH cellecelaluhu azimuşşan a son peygamber efendimiz Hz. Muhammed mustafa S A.V e iman ediyorum. Eğer modernizm İSLAM ile bağdaşmıyor ise bana göre değiştirilmesi gereken İSLAM dinine uygun hale gelmesi gereken modernizm dir. İSLAM dini bilim teknoloji ve insan oğlu num fayda göreceği fizik astronomi matematik gibi bilim dallarına karşı değildir. İSLAM dini yaratan ALLAH'ın emrini ve yasaklarıni dikkate alarak nimetlerden faydalanılmasını tavsiye ediyor. Bilmediğiniz İSLAM'ın her şeye karşı olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İSLAM tüm zamanları kucaklayacak olan din dir.
Batı emperyalizminin propagandasını çok iyi özümsemişsiniz de batı dünyası bunu uyguluyor mu? Modernizmi sokak köpeklerine kadar düşürmüşsünüz. Bilir misiniz ABD de sokak köpekleri yoktur çünkü, bu konunun ekipleri vardır ve hemen toplanıp birinci karantinaya alınır. Eğer köpeğin sahibi arar, bulup alırsa ne ala yoksa ikinci karantina kısmında köpek almak isteyen biri çıkarsa çok iyi. Üçüncü hafta doğru köpek maması yapılan fabrikaya yollanır. Bununla ilgili yazıyı sanırım okumuş ve o günlerde 26 milyon köpek mama yapıldı yazıyordu. Otuz yıl önce de İngiltere'de de bulundum, orada ne uyguluyorlar bilemem bir ihtimal aynı olsa gerek. Batı dünyasından gelenler İstanbul'a bayılıyorlar; köpekler istiklal caddesinde üçer beşer koşturuyor, Beşiktaş'ta Boğaziçi'nde insanların yanında kediler güneşleniyor bir ahbaplıkla yaşıyor ve Türklerin hayvan sevgisini övüyorlar. Yıllar evvel bir Fransız seyyahın 1700'lü yıllardaki İstanbul'u anlatıyor Pera'da sokaklarda kedi köpek sesi olmayıp sessizken haliç'in karşısında Türklerin yaşadığı kadim üçgende sokaklarda kedi köpek sesi olduğu hayvanların çevrenin esnafları tarafından beslendiği ve mahalle çeşmelerindeki yalaklardan sularını içtiklerini anlatıyordu. Batı'nın uydurduğu ne modernizm nede post-modern tarz doğru bir yol değil. Hümanizm Batı'nın yanından bile geçmemiştir, geçen yüzyılın 30 yılında iki dünya savaşı sırasında milyonlarca kendi insanlarını öldürdüler. İkinci dünya savaşında 19 milyon Rus, 6,5 milyon Yahudi öldürülürken 380 bin Fransız, 353 bin İngiliz ölmüş. Uzak Doğu, Afrika ve Güney Amerika'da neler yaptığını belli belirsiz. Bugün Suriye ve Afrika'dan gelenlere neler yapıldığını TV'den seyrediyoruz. Eğer siz okuma özürlü olmasaydınız peygamberimizin veda haccı nutkunu okusaydınız hemen müslüman olurdunuz.
@@aligokalptopsakal4279 @Mim Cim kardeşimin yazdıkları yaşadığımız dünya ile örtüşüyor. Tarih okuyan herkes avrupa ve amerika nın haçlı ordularının ne kadar insan ve hayvan öldürdüğünü biliyor. İSLAM dininin yaratılanı yaratan dan ötürü sevmek gibi bir medeniyeti var. Batı medeniyet inin tek dişi kalmış canavar olduğunu cennet mekan atalarım bize öğretmiş bulunuyorlar. Size batı seviciliğiniz ile mutluluklar dilerim.
İSLAM dini, yaratan ALLAH'ın emir ve yasaklarını elden bırakmadan, zamanın getirdiği insan a fayda veren her türlü gelişmeyi icat ları bilim ve teknolojiyi matematik fizik astronomiyi nimetlerden faydalanmayı tavsiye eder, yasaklamaz. Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. Nahl90
Kuran'a göre asla şüphe edilmemesi gerekir, şüphesiz iman edilmesi gerekir. Ayrıca, Kuran'a göre Kuran hakikatleri anlatan bir kitaptır. Kuran'da yazılanların olduğu gibi kabul edilmesi gerekir çünkü Kuran'a göre Kuran'da hakikatler vardır. Kuran'daki herhangi bir bilginin yanlışlandığı görülse veya bilginin yanlış olduğu bilinse dahi yanlışların doğru olduğuna, hakikat olduğuna iman edilmesi gerekir. Kuran, hakikati ara demez ben hakikatim. Bu hakikati olduğu gibi kabul et der. Yani İslam'daki dogmaların olduğu gibi kabul edilmesi, bu dogmalardan şüphe duyulmaması gerekir. Bilim ise bilimsel yöntemle yapılır. Bilimsel yöntemde şüphecilik ve sorgulama vardır. Bilim, objektiftir. Bilimde her şey sorgulanabilir. Bilim sorgulamaya açıktır, hatta bilimin ana unsuru test edilebilirliktir, test etmedir. Yani dinin aksine bilimde dogma yoktur. Hipotezler öne sürülür. Yanlışlanamayan hipotezler teori ve kanun olur. Yanlışlanan hipotezler, teoriler ve kanunlar terk edilir ve bunlar yerine daha iyi hipotezler ortaya atılır. Daha hipotezler teori ve kanun olabilirler. Bilim ile adım adım yanlışlardan arınarak bilgiler genişletilir. İslam'da ise bilgi vardır ve bu bilginin hakikat olduğuna iman edilme zorunluluğu vardır. İslam'da herhangi bir yanlış olduğu bilindiğinde bilginin terk edilmesi gibi bir şey mümkün değildir. Yani bilim ile din ayrı şeylerdir. İslam'ın dogmatik, şüpheye kapalı yapısı açıkça şüphecilik üzerine kurulu olan bilimsel yöntem ile çelişir. Yeterli bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayınız.
@@YunusEmreAKIN1997 Kuran 'da yanlış yoktur. Sonradan çıkabilecek yanlışlarıda yoktur. Bilim dediğiniz olguyu da yaratan ALLAH tır. Bilim in araştırdığı nedir? ALLAH 'tan gelen ve ALLAH a dönecek olan yaratılan bütündür. Size fayda göreceğiniz veya zarar göreceğiniz sonuçları gösteren ALLAH cellecelaluhu azimuşşan dır. Zarar verecek sandığınızı faydaya faydayı da zarara çeviren ALLAH cellecelaluhu azimuşşan dır. Yıllar önce keşfi yapılmış icat ların bugün insanlığa zarar verdiği anlaşılıyor. Ozon tabakasını deldiniz bilim diye diye ALLAH her şeye kadir dir. İSLAM bilime karşı değildir. ALLAH'ın emir ve yasakları doğrultusunda hareket eden bilim farz dır. Müslüman lara ALLAH ın insanoğluna bahşettiği nimetleri araştırmak ALLAH 'ın azametini görmek farz dır. Hamd ile secde 'ye kapılmak şükür ile secdeye kapılmak farz dır. ALLAH sız bilim zarar dır ziyan dır.
@@YunusEmreAKIN1997 aramızdaki fark senin kâfir benim ise müslüman olmamdan kaynaklanıyor. Sen küfür de ben ise İSLAM da sabit kalacağız. Ben dinimde ALLAH'ın ayetlerinden kesinlikle şüphe etmem. Kusursuz olan dinim ve ALLAH 'ın kelam ı nın bilime karşı olmadığını söylüyorum. Konumuz ALLAH KUR-AN ı hakim ve Hz.Muhammed efendimiz S.A.V değil. İlim çinde olsa gidin onu alın diyen peygamber efendimiz dir. Bilim ve dinin çeliştiğini, bir bilim adamının dindar veya dindar bir insanın bilim adamı olamayacağını savunanlar önemli bir yanılgı içindedır. Hayyan, Ebû Bekir er-Razi, Harezmi, İbn Heysem, Uluğ Bey, Piri Reis, Ferazi, Ferganî, Birûnî, Sabit b. Kurrâ, İbn Battuta, Evliya Çelebi, Kindî, Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd, Gazzali Önemli islam bilim insanlarıdır. 19 uncu yüz yıldan sonra müslümanların din den uzaklaşarak kâfir lerin icat ettiklerini kullanmaya başlamaları kolaya kaçmaları müslümanların geri kalmasına sebep olmuştur. Mesele budur.
@@naslgelipgectibuncaseneler5262 Kuran'da hata yok diyorsunuz. Hata yoksa sorumu cevaplayınız. Akletmeyi, inanmayı, düşünmeyi ve anlamayı biz hangi organımızla yaparız? Benim görüşlerim, sorgulama, akıl yürütme ve araştırmalarım sonucu elde ettiğim bilgiler sonucunda şekillenmiştir. Bunlara göre şekillenen görüşümde hata olduğunu fark edersem görüşlerim değişir. Benim dogmalarım yok. Ben bilgilere iman etmiyorum, bilgilere adım adım ulaşıyorum. Bu yüzden kafamınıza göre benim görüşlerimin değişmeyeceği yargısına varmayınız. Ben, siz değilim. Benim hiçbir dogmam yok. Saf iddialar sunmanızın hiçbir şey ifade edemeyeceğini daha önce ifade etmiştim. Herhangi bir iddiada bulunacaksanız bu iddianızı destekleyebilmelisiniz. İlim Çin'de olsa gidin alın, ifadesinin gerçekten Muhammed tarafından söylendiğini bana kanıtlayınız. Ayrıca orada ilim ile ifade edilen günümüz bilimi mi gerçekten? Orada ilim ile ifade edilenin günümüz bilimi olduğunu da kanıtlamanız gerekiyor. Bilim ve dinin çeliştiği açıktır. Kutsal kitaplardaki bilgilerin bilimsel olarak yanlış olmasından bunu açıkça anlayabiliyoruz. Dinlerdeki bilgiler doğru olsa, bir kitapta hakikatler yazılıyor olsa bilime bu kadar para, emek ve zaman ayrılmazdı. Bir kitabı okur ve anlardık olur biterdi. Bilimsel süreçte bilgimizi genişletebilmek için uzun süreler harcamazdık. Dinin nitelikleri ile bilimin niteliklerini anlattım. Kendini geliştir veya iyi eğitim almış herhangi bir kişi zaten bunları bilir. Bilmiyorsanız, bunlarla ilgili kanıt da sunabilirim. İddia varsa onu kanıtlama zorunluluğu benim için de geçerli. Fakat kanıtlara rağmen bile dogma inançlarınızda devam edecekseniz beni baştan yormayınız. Bilim insanı, bilim yaparken bilimin yöntemine, bilimsel yönteme uymalıdır. Dinlerdeki dogmalara iman etme taraflı olunmasına neden olur. Dindeki dogma inanç ve bunun sonucundaki taraflı olmak, bilimsel yöntemdeki dogmaların olmamasına yani şüphecilik ve tarafsızlık ile çelişir. Dogmalara inanan kişi bilimsel yöntemi sağlıklı uygulayamadığı için bilimi doğru düzgün yapamaz. Bilimsel yönteme uygun şekilde bilim yapanlar ise inançlı olduklarını iddia ediyorlarsa bile gerçekten inançlı değillerdir. İnancın temeli, dinin temeli zaten sorgulamamaktır, iman etmektir. Aslında çok basit fakat dogmalara iman etmenin sonucunda oluşan taraflılık anlamanıza engel oluyor.
Gelenekler icat edilmiş şeylerdir, sonsuza kadar yaşamaları gerekmez. Bir şeyin varlığı yokluğu geleneklere bağlı ise yok olacaktır.
Marcus Porcius Cato used to say at the end of every speech he gave, "Carthago delenda est," meaning Carthage must be destroyed. islam DELENDA EST....
Gelenek nedir her şeyden önce bunu tartışmak gerek. Mesela dünyada ortak gelenekler ortaya çıkıyor şimdi "meme culture" gibi ki her ne kadar birbirlerinden etkilenseler de her ülkede de kendince farklılaşıyor bu "memeler" yahut "capsler" yani internet komedileri. Bana soracak olursanız Japonya bu konuda gayet iyi bir örnek. Japonlar Batı kültürüne ve modernizme açıklıkları sebebiyle büyük değişimler yaşadılar ama baktığımız zaman hala kendilerine ait ilginç dinamik, durmadan kendini geliştiren ve büyüyen bir kültürleri var. Hatta o kadar ilginç ki Batılı toplumları kültürel olarak bu kadar etkileyen başka bir modern kültür yoktur. Toplumun çoğu kendisini Şinto olarak tanımlıyor ama pratikte dinsizler lakin günün sonunda farklı bir "dinsizler". İslam da her ne kadar Müslüman kesim kabul etmek istemese de kendini durmadan zamana göre geliştiren güncelleyen bir din ki Ulemanın sözünün Kur'an yahut hadislerin önüne konması da bunun en büyük sebebi. Bu yaklaşıma sahip olmayan tüm topluluklar özellikle Türk İslam anlayışına göre yoldan çıkmış topluluklar (Vehabiler, Selefiler ve Hariciler gibi gibi). Yani İslam'ın kendi doğasında da olan toplumun kültürüne göre şekillenme durumunu (dört hak mezhepten tutun da "hak olmayan" çeşit çeşit mezheplere, oradan da legalizm, sufism gibi mistik yahut daha materyal yaklaşımdan tutun Maturidilik ve Eşarilik gibi farklı görüş biçimlerine kadar) küçümsememek lazım. Sonra "Gelecekte devletler varlıklarını koruyamayacak" diyen yahut "tarihin sonu" diyen Fukuyama tarzı akademisyenlere döneriz. Ha toplum dinsiz bir konuma evrilemez mi elbette evrilebilir. Nasıl ki vatkiyle İslami bir topluluğa evrildi şimdi de başka bir inanca evrilebilir. Bu her zaman farklı sebeplerden ötürü mümkün. Bunun için modernizmi suçlamak bana saçma geliyor.
04:20 hoca agnostik tanımını yanlış yaptı.
Dinler modern dünya ile uyumsuz olacaksa insanlar modern dünyayı seçeceklerdir. Bu kesin. Kimse suyun akışı karşısında direnemez.
İnsanlık için bütün ama bütün olumlu gelişmeler, modernizm sayesinde gerçekleşmiştir. Modernizmin ilkelerinin olmadığı yerde, medeniyetten bahsedilemez. Durum böyleyken modernizm, İslam ile bağdaşmıyorsa terk edilmesi gereken İslam'dır. Bugün ise insanlığın yaşadığı problemler, modernizm değil, postmodernizm kaynaklıdır. Yazı çok uzamasın diye bu iddiamı tek bir örnekle destekleyeceğim. Bugün Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olan sokak köpekleri sorunu, postmodernist zihniyetler yüzünden çözülemiyor. İnsanımız, modernizmin temel öğretilerinden biri olan hümanizmi benimsemiş olsaydı bu sorun çoktan çözülmüştü. Ancak postmodernist bir bakış açısına sahip olan halkımız, insanla diğer canlıları eşit gördüğü için sokak köpeklerinin öldürdüğü, sakat bıraktığı insanları görmezden geliyor. Bu yüzden de bu sorun çözülemiyor. Halbuki hümanizm, diğer canlıları hiçe saymak değil, insanları onların önüne koymak demektir. insanı öncelik almak demektir. Bir seçim yapmamız gerektiğinde öncelik tabii ki insan olmalıdır. Aksini düşünen birinde ne akıl vardır ne de vicdan. Amacından sapmış feminizm, kapitalizm ve üretim düşmanlığı, tembelliğe övgü, bilim ve felsefe karşıtlığı... Bütün bunlar postmodernizmin, insanda açtığı yaralardır.
Modern dinsiz lerin İSLAM ile ilgili yorum yapmaları gerçekten mide bulandırıyor. Bilgi sahibi olmadığınız dini kötülemek size ne kazandırıyor? Ben Âlem lerin rabbi olan ALLAH cellecelaluhu azimuşşan a son peygamber efendimiz Hz. Muhammed mustafa S A.V e iman ediyorum. Eğer modernizm İSLAM ile bağdaşmıyor ise bana göre değiştirilmesi gereken İSLAM dinine uygun hale gelmesi gereken modernizm dir. İSLAM dini bilim teknoloji ve insan oğlu num fayda göreceği fizik astronomi matematik gibi bilim dallarına karşı değildir. İSLAM dini yaratan ALLAH'ın emrini ve yasaklarıni dikkate alarak nimetlerden faydalanılmasını tavsiye ediyor. Bilmediğiniz İSLAM'ın her şeye karşı olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İSLAM tüm zamanları kucaklayacak olan din dir.
Batı emperyalizminin propagandasını çok iyi özümsemişsiniz de batı dünyası bunu uyguluyor mu?
Modernizmi sokak köpeklerine kadar düşürmüşsünüz. Bilir misiniz ABD de sokak köpekleri yoktur çünkü, bu konunun ekipleri vardır ve hemen toplanıp birinci karantinaya alınır. Eğer köpeğin sahibi arar, bulup alırsa ne ala yoksa ikinci karantina kısmında köpek almak isteyen biri çıkarsa çok iyi. Üçüncü hafta doğru köpek maması yapılan fabrikaya yollanır. Bununla ilgili yazıyı sanırım okumuş ve o günlerde 26 milyon köpek mama yapıldı yazıyordu. Otuz yıl önce de İngiltere'de de bulundum, orada ne uyguluyorlar bilemem bir ihtimal aynı olsa gerek. Batı dünyasından gelenler İstanbul'a bayılıyorlar; köpekler istiklal caddesinde üçer beşer koşturuyor, Beşiktaş'ta Boğaziçi'nde insanların yanında kediler güneşleniyor bir ahbaplıkla yaşıyor ve Türklerin hayvan sevgisini övüyorlar.
Yıllar evvel bir Fransız seyyahın 1700'lü yıllardaki İstanbul'u anlatıyor Pera'da sokaklarda kedi köpek sesi olmayıp sessizken haliç'in karşısında Türklerin yaşadığı kadim üçgende sokaklarda kedi köpek sesi olduğu hayvanların çevrenin esnafları tarafından beslendiği ve mahalle çeşmelerindeki yalaklardan sularını içtiklerini anlatıyordu. Batı'nın uydurduğu ne modernizm nede post-modern tarz doğru bir yol değil. Hümanizm Batı'nın yanından bile geçmemiştir, geçen yüzyılın 30 yılında iki dünya savaşı sırasında milyonlarca kendi insanlarını öldürdüler. İkinci dünya savaşında 19 milyon Rus, 6,5 milyon Yahudi öldürülürken 380 bin Fransız, 353 bin İngiliz ölmüş. Uzak Doğu, Afrika ve Güney Amerika'da neler yaptığını belli belirsiz. Bugün Suriye ve Afrika'dan gelenlere neler yapıldığını TV'den seyrediyoruz.
Eğer siz okuma özürlü olmasaydınız peygamberimizin veda haccı nutkunu okusaydınız hemen müslüman olurdunuz.
@@mimcim4481 İçi boş lâflar etme. Konuşacaksan dolu konuş.
Beynin beni tahrik etti.
@@aligokalptopsakal4279 @Mim Cim kardeşimin yazdıkları yaşadığımız dünya ile örtüşüyor. Tarih okuyan herkes avrupa ve amerika nın haçlı ordularının ne kadar insan ve hayvan öldürdüğünü biliyor. İSLAM dininin yaratılanı yaratan dan ötürü sevmek gibi bir medeniyeti var. Batı medeniyet inin tek dişi kalmış canavar olduğunu cennet mekan atalarım bize öğretmiş bulunuyorlar. Size batı seviciliğiniz ile mutluluklar dilerim.
Madem öğle, dinciler otomobilden insin ve deveye binsin lütfen!
Madem modernlik bir tehdit.
Merlin olbirayt
İSLAM dini, yaratan ALLAH'ın emir ve yasaklarını elden bırakmadan, zamanın getirdiği insan a fayda veren her türlü gelişmeyi icat ları bilim ve teknolojiyi matematik fizik astronomiyi nimetlerden faydalanmayı tavsiye eder, yasaklamaz.
Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. Nahl90
Kuran'a göre asla şüphe edilmemesi gerekir, şüphesiz iman edilmesi gerekir. Ayrıca, Kuran'a göre Kuran hakikatleri anlatan bir kitaptır. Kuran'da yazılanların olduğu gibi kabul edilmesi gerekir çünkü Kuran'a göre Kuran'da hakikatler vardır. Kuran'daki herhangi bir bilginin yanlışlandığı görülse veya bilginin yanlış olduğu bilinse dahi yanlışların doğru olduğuna, hakikat olduğuna iman edilmesi gerekir. Kuran, hakikati ara demez ben hakikatim. Bu hakikati olduğu gibi kabul et der. Yani İslam'daki dogmaların olduğu gibi kabul edilmesi, bu dogmalardan şüphe duyulmaması gerekir.
Bilim ise bilimsel yöntemle yapılır. Bilimsel yöntemde şüphecilik ve sorgulama vardır. Bilim, objektiftir. Bilimde her şey sorgulanabilir. Bilim sorgulamaya açıktır, hatta bilimin ana unsuru test edilebilirliktir, test etmedir. Yani dinin aksine bilimde dogma yoktur. Hipotezler öne sürülür. Yanlışlanamayan hipotezler teori ve kanun olur. Yanlışlanan hipotezler, teoriler ve kanunlar terk edilir ve bunlar yerine daha iyi hipotezler ortaya atılır. Daha hipotezler teori ve kanun olabilirler. Bilim ile adım adım yanlışlardan arınarak bilgiler genişletilir. İslam'da ise bilgi vardır ve bu bilginin hakikat olduğuna iman edilme zorunluluğu vardır. İslam'da herhangi bir yanlış olduğu bilindiğinde bilginin terk edilmesi gibi bir şey mümkün değildir.
Yani bilim ile din ayrı şeylerdir. İslam'ın dogmatik, şüpheye kapalı yapısı açıkça şüphecilik üzerine kurulu olan bilimsel yöntem ile çelişir. Yeterli bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayınız.
@@YunusEmreAKIN1997 Kuran 'da yanlış yoktur. Sonradan çıkabilecek yanlışlarıda yoktur. Bilim dediğiniz olguyu da yaratan ALLAH tır. Bilim in araştırdığı nedir? ALLAH 'tan gelen ve ALLAH a dönecek olan yaratılan bütündür. Size fayda göreceğiniz veya zarar göreceğiniz sonuçları gösteren ALLAH cellecelaluhu azimuşşan dır. Zarar verecek sandığınızı faydaya faydayı da zarara çeviren ALLAH cellecelaluhu azimuşşan dır. Yıllar önce keşfi yapılmış icat ların bugün insanlığa zarar verdiği anlaşılıyor. Ozon tabakasını deldiniz bilim diye diye ALLAH her şeye kadir dir. İSLAM bilime karşı değildir. ALLAH'ın emir ve yasakları doğrultusunda hareket eden bilim farz dır. Müslüman lara ALLAH ın insanoğluna bahşettiği nimetleri araştırmak ALLAH 'ın azametini görmek farz dır. Hamd ile secde 'ye kapılmak şükür ile secdeye kapılmak farz dır. ALLAH sız bilim zarar dır ziyan dır.
@@YunusEmreAKIN1997 boş
@@YunusEmreAKIN1997 aramızdaki fark senin kâfir benim ise müslüman olmamdan kaynaklanıyor. Sen küfür de ben ise İSLAM da sabit kalacağız. Ben dinimde ALLAH'ın ayetlerinden kesinlikle şüphe etmem. Kusursuz olan dinim ve ALLAH 'ın kelam ı nın bilime karşı olmadığını söylüyorum. Konumuz ALLAH KUR-AN ı hakim ve Hz.Muhammed efendimiz S.A.V değil. İlim çinde olsa gidin onu alın diyen peygamber efendimiz dir.
Bilim ve dinin çeliştiğini, bir bilim adamının dindar veya dindar bir insanın bilim adamı olamayacağını savunanlar önemli bir yanılgı içindedır.
Hayyan, Ebû Bekir er-Razi, Harezmi, İbn Heysem, Uluğ Bey, Piri Reis, Ferazi, Ferganî, Birûnî, Sabit b. Kurrâ, İbn Battuta, Evliya Çelebi, Kindî, Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd, Gazzali
Önemli islam bilim insanlarıdır. 19 uncu yüz yıldan sonra müslümanların din den uzaklaşarak kâfir lerin icat ettiklerini kullanmaya başlamaları kolaya kaçmaları müslümanların geri kalmasına sebep olmuştur. Mesele budur.
@@naslgelipgectibuncaseneler5262 Kuran'da hata yok diyorsunuz. Hata yoksa sorumu cevaplayınız. Akletmeyi, inanmayı, düşünmeyi ve anlamayı biz hangi organımızla yaparız?
Benim görüşlerim, sorgulama, akıl yürütme ve araştırmalarım sonucu elde ettiğim bilgiler sonucunda şekillenmiştir. Bunlara göre şekillenen görüşümde hata olduğunu fark edersem görüşlerim değişir. Benim dogmalarım yok. Ben bilgilere iman etmiyorum, bilgilere adım adım ulaşıyorum. Bu yüzden kafamınıza göre benim görüşlerimin değişmeyeceği yargısına varmayınız. Ben, siz değilim. Benim hiçbir dogmam yok.
Saf iddialar sunmanızın hiçbir şey ifade edemeyeceğini daha önce ifade etmiştim. Herhangi bir iddiada bulunacaksanız bu iddianızı destekleyebilmelisiniz. İlim Çin'de olsa gidin alın, ifadesinin gerçekten Muhammed tarafından söylendiğini bana kanıtlayınız. Ayrıca orada ilim ile ifade edilen günümüz bilimi mi gerçekten? Orada ilim ile ifade edilenin günümüz bilimi olduğunu da kanıtlamanız gerekiyor.
Bilim ve dinin çeliştiği açıktır. Kutsal kitaplardaki bilgilerin bilimsel olarak yanlış olmasından bunu açıkça anlayabiliyoruz. Dinlerdeki bilgiler doğru olsa, bir kitapta hakikatler yazılıyor olsa bilime bu kadar para, emek ve zaman ayrılmazdı. Bir kitabı okur ve anlardık olur biterdi. Bilimsel süreçte bilgimizi genişletebilmek için uzun süreler harcamazdık.
Dinin nitelikleri ile bilimin niteliklerini anlattım. Kendini geliştir veya iyi eğitim almış herhangi bir kişi zaten bunları bilir. Bilmiyorsanız, bunlarla ilgili kanıt da sunabilirim. İddia varsa onu kanıtlama zorunluluğu benim için de geçerli. Fakat kanıtlara rağmen bile dogma inançlarınızda devam edecekseniz beni baştan yormayınız. Bilim insanı, bilim yaparken bilimin yöntemine, bilimsel yönteme uymalıdır. Dinlerdeki dogmalara iman etme taraflı olunmasına neden olur. Dindeki dogma inanç ve bunun sonucundaki taraflı olmak, bilimsel yöntemdeki dogmaların olmamasına yani şüphecilik ve tarafsızlık ile çelişir. Dogmalara inanan kişi bilimsel yöntemi sağlıklı uygulayamadığı için bilimi doğru düzgün yapamaz. Bilimsel yönteme uygun şekilde bilim yapanlar ise inançlı olduklarını iddia ediyorlarsa bile gerçekten inançlı değillerdir. İnancın temeli, dinin temeli zaten sorgulamamaktır, iman etmektir. Aslında çok basit fakat dogmalara iman etmenin sonucunda oluşan taraflılık anlamanıza engel oluyor.