Eski Datça Ve Renklerin Harmonisi Muğla 4K UHD

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 29 вер 2024
  • ISBN 978-605-88104-0-2
    Eski Datça Ve Renklerin Harmonisi Muğla 4K UHD
    Eski Datça, Muğla ili, Datça ilçesine bağlı bir mahalledir. Datça Yarımadasında, antik çağlardan beri üzerinde yaşam süregelen tek mahalledir. Eski Datça, yarımadanın ilk merkezlerinden biri olmakla birlikte, tarihi M.Ö. 11. yüzyıla kadar uzanmaktadır.
    M.Ö. 1100’den başlayarak yerleşim yeri olan Datça diğer adıyla Reşadiye Yarımadası, yüzyıllarca değişik toplumların, kültürlerin gelip geçtiği, izlerini bıraktığı bir dünya cenneti. Binlerce yıl önceye dayanan tarihi, hala araştırılıyor.
    Oldukça fazla sayıda arkeolojik kalıntı barındıran yarımada, tarih boyunca önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Bunlardan en önemlisi Knidos antik kentidir. Yarımadada bulunan yakın döneme ait 28 kilise kalıntısı, bölgenin aynı zamanda mistik bir kökene sahip olduğunun kanıtıdır.
    Karyalı’lar ve Dorlar, Hexapolis Birliği altında altı şehir kurmuşlar. Bu şehirlerden biri olan Knidos, Datça yarımadası üzerine kurulmuş ve birliğin merkezi olmuş.
    M.Ö. 546 da Pers saldırılarına karşı koymak için Karyalı’lar, Balıkaşıran denilen yerde kanal açarak yarımadayı ada yapmak istemişler. Ancak umulduğundan daha sert ve keskin çıkan kayalar, çalışanların el ve yüzlerinde yaralar açınca, tanrıların gazabına uğradıklarına inanarak vazgeçmişler. Tanrıların da onay verdiğini düşünerek şehri Pers yönetimine teslim etmişler.
    Datça Yarımadası sırasıyla Karya, Yunan, Roma, Bizans, Germiyanoğulları’ndan Menteşe Bey’in yönetimine geçmiştir. Datça 1390 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı İmparatorluğu'na katılmış, Sultan Reşad zamanında adı Reşadiye olarak değiştirilmiştir. Cumhuriyet döneminde Datça adı altında Muğla iline bağlı bir ilçe olmuştur.
    Köy halkı genellikle tarım ve ev pansiyonculuğu ile geçinir. Eski Datça'da ayrıca dışarıdan gelenler tarafından kurulan butik oteller ve sanat atölyeleri mevcuttur.
    Yerel tarihçi ve yazar Nihat Akkaraca, 1931 yılında Eski Datça Mahalleninde doğmuştur. Dünyaca tanınan modern Türk şairi Can Yücel, hayatının son yıllarını Eski Datça'da geçirmiştir.
    Datça-Marmaris yolu üzerinde merkeze iki kilometre mesafedeki Eski Datça, burada yaşamış burayı renklendirmiş olan Can Yücel'le özdeşleşen bir kasaba. Datça'dan "Dünyanın en büyük açık hava tımarhanesi" diye bahseden Can Baba'nın Can Evi olarak anılan evinin müze olmadığını ancak araştırma amaçlı ziyaretlere açık olduğunu hatırlatmakta yarar var.
    Dalmayı seviyorsanız eğer Datça'nın eşsiz su altındaki dünyasını yakından görmek ve bunu yaşamak için özel dalgıç okulları bulunmaktadır,
    Eski Datça'nın muhteşem taş evleri ve Can Yücel'in anısı. Adından da anlaşılacağı gibi Datça'nın taş evleriyle ünlü eski yerleşim yeri. Aslında son zamanlarda Datça'ya yerleşenlerin tercihi olduğu için eskiliği sadece adında kaldı.
    Buradaki taş evlerin arasında bulunan dar sokaklara rengârenk begonviller, meyvesi çatlamış nar ağaçları eşlik eder. Her adımda fotoğraf çekmek istersiniz. Ünlü şair Can Yücel de çok sevdiği Datça'daki evinde hayata gözlerini yummuştur. Eski Datça'nın girişinde bulunan köy kahvesinde Can Baba'nın yarım kalan şarabını, kendi el yazısı ile yazdığı bir kaç şiirini ziyaret edip ruhuna bir selam gönderebilirsiniz.
    Eski Datça, taş sokakları, taş evleri ile süslü minik bir mahalle aslında. Ancak öylesine kişilikli, öylesine güzel ki ruhunuzun derinliklerine işler hemen. İnsanın orada uzun uzun vakit geçiresi, hatta bir ömür geçiresi duygusu uyandırıyor.
    Eski Datça, hep deniz kenarında olmasına alıştığımız bu tarz tarihi mekanların aksine şehrin arka taraflarında denize biraz uzakta. Sıcak bir yaz günü taş sokaklarında, sıra sıra tezgahların arasında dolaşmaya koyularak bu filmi sizler için hazırladık. Yıllar önceki ziyaretimize göre daha derli toplu ve daha da turistik bulduk bu eski yerleşkeyi. Özellikle merkezinde hemen her bir ev bir cafeye, restoran, otel veya atölyeye dönüşmüş. Turistik olmuş ama çehresi değişmemiş, aksine daha bir güzelleşmiş.
    Sokaklarda dolaşırken karnımız acıkınca bademli köftesinin pek bir methedildiği Datça Sofralarının bulunduğu mekânlara yöneldik. Restoran bahçesinde asma altına kurulmak çok keyif vericidir. Eh, Datça'da yöresel tat olarak ne yenir? Elbette ki badem! Bol bol bademli tatlar deneyerek keyiflendik.
    ---------------------------------------------
    Kamera/Metin Yazım : Mehmet SÖKMEN
    Seslendirme : Rüksan Atak SÖKMEN
    Çekim Tarihi : 23.09.2017
    Prodüksiyon Yapım Tarihi: 07.01.2018
    Video Prodüksiyon Yapım, Yayın Ve Yönetmeni: Mehmet SÖKMEN - 0532 525 84 93
    web: www.mehmetsokmen.tv
    / mehmetsokmen1

КОМЕНТАРІ • 6

  • @gulaycolak6073
    @gulaycolak6073 4 роки тому +1

    Anlatım tarzınız Etrafı gösterme tarzınız hakikaten takdire şayan Ellerinize emeğinize sağlık

  • @BoRaXiN72
    @BoRaXiN72 6 років тому

    Şahane, geçen yaz bu çift yönlü yolu komple gidip gelmiştik yürüyerek

  • @ondersahin731
    @ondersahin731 5 років тому +1

    şahane bir yer fakat anlatım sıkıcı

    • @MehmetSokmenTv
      @MehmetSokmenTv  5 років тому

      Ne yapalım, ticari değiliz ki profesyonel sanatçılara senaryo yazdırsak ve okutsak! Biz, parası olmayan ve gezemeyen insanlarımız ülkenin saklı cennetlerini tanısınlar diye elimizden geleni yapıyoruz. Şahsım olarak 65 kişinin işini tek başıma yapıyorum. Çekim, ışık, senaryo, reji, renk, kurgu ve daha 26 branş. Seslendirmeyi de eşim yapıyor. Yani sadece iki kişi her şey cebimizden çalışıyoruz. Çektiğimiz doğa filmleri çok izlenip iyi para kazansaydı eğer, o zaman senin sıkıcı bulduğun bölümlere çare bulurduk.
      Sevgilerimizle

    • @borauysal7758
      @borauysal7758 Рік тому

      @@MehmetSokmenTv emeğinize sağlık. Teşekkür ederiz.