Bir ton işe yaramaz youtube kanallarının milyon takipçisi varken böylesine güzel bi kanala neden ilgi az; ÜZÜCÜ. Allahım milletimize kur'an aşkı ver Amin
Yalanın alıcısı fazladır,batılın alıcısı daha da fazladır ,biz azlardan olalım ALLAH hep kur'an da azlar dan bahsediyor örnek ALLAH verdiği nimetler den bahsediyor sonun da da kullarinin azı nın şükreddiğini söylüyor örnek yeryüzünde 8 milyar insan var ALLAH ın kulu var ancak kendisini tanıyan dünya da 1,5 milyar insan var onların da tanıdığı emirlerini yaptığı şüphe li çünkü bunların içinden münafık çıkacak 750 bini ni münafık olduğunu farzetsek ALLAH ı hakkıyla tanıyan 750 bin kişi kalıyorki azınlık ta kalıyorlar lakin dünya ve ahireti kazananlar onlar o müslüman lar dır ALLAH onlardan eylesin bizi......
Maşallah muhterem hocama,o mekan ve zaman hiç şüphesiz ki Kur'an-ı Kerim'in vesilesiyle şeref bulmuştur, abartılı tezahürat gibi dinlemek ne derece uygun bilemedim... Rabbim hocalarımızın sayılarını ziyade eylesin,dua temennisiyle...
Fatih kardesim videoda dedigin gibi muhtesem bir kayit olmus. Cihan hocam vucuhata bizleri doyurdu ama yandan yapılan tezahurat ,konusma (هذا deli) vb seyler insicami bozuyor. Belki siz orada coşa geliyorsunuz ama bizlere izleyip dinlerken hos gelmiyor ve dahi Kur'an'ın ruhuna ve okunan ayetlerin manasina da uygun olmuyor( واذا قرءالقران فستمعوله ..) emegine saglik , Allah razı olsun. Bu yazimi tavsiye kabilinden kabul buyur inşallah.
Kur'an Zikir,fikir,ilim,dua,vahdaniyet,bütün ilimleri camî, derecesine göre her beşerin istifa ettiği, Halik-ı Kainat tarafından vazedilmiş Kelam-ı İlahidir. Bu benzeri olmayan Kelam-ı İlahiyi hoş sadaları ile tilavet edecek Kur'an bülbüllerinin yaradılması da lüfu ilahidir. Ezel ve ebed sultanımız yüce Rabbimize sonsuz şukürler olsun.
Kuran okunurken sessizce dinlemek gerek gereksiz yere ses yapmamak gerek içinden söylenebilir ama her okuyuşdan sonra bu şekilde ses yapmak makbul değil beğendini içinde tutmak gerekir.
اَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ Kovulmuş Şeytan’ın şerrinden Allah’a sığınırım. بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adı ile.. وَكَذٰلِكَ يَجْتَب۪يكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِنْ تَأْو۪يلِ الْاَحَاد۪يثِ وَيُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَعَلٰٓى اٰلِ يَعْقُوبَ كَمَٓا اَتَمَّهَا عَلٰٓى اَبَوَيْكَ مِنْ قَبْلُ اِبْرٰه۪يمَ وَاِسْحٰقَۜ اِنَّ رَبَّكَ عَل۪يمٌ حَك۪يمٌ۟ ﴿٦﴾ ﴾6﴿ Anlaşılan böylece rabbin seni seçecek, sana rüyada görülenlerin yorumunu öğretecek ve daha önce ataların İbrâhim ve İshak’a nimetini tamamladığı gibi sana ve Ya‘kūb soyuna da nimetini tamamlayacaktır. Kuşkusuz rabbin çok iyi bilendir, hikmet sahibidir." لَقَدْ كَانَ ف۪ي يُوسُفَ وَاِخْوَتِه۪ٓ اٰيَاتٌ لِلسَّٓائِل۪ينَ ﴿٧﴾ ﴾7﴿ Andolsun ki Yûsuf ve kardeşlerinde, almak isteyenler için ibretler vardır. اِذْ قَالُوا لَيُوسُفُ وَاَخُوهُ اَحَبُّ اِلٰٓى اَب۪ينَا مِنَّا وَنَحْنُ عُصْبَةٌۜ اِنَّ اَبَانَا لَف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍۚ ﴿٨﴾ ﴾8﴿ Hani kardeşleri demişlerdi ki: "Yûsuf ile öz kardeşi babamızın gözünde bizden daha değerli. Halbuki bizim sayımız daha çok. Şüphesiz ki babamız apaçık bir yanılgı içinde! اُقْتُلُوا يُوسُفَ اَوِ اطْرَحُوهُ اَرْضاً يَخْلُ لَكُمْ وَجْهُ اَب۪يكُمْ وَتَكُونُوا مِنْ بَعْدِه۪ قَوْماً صَالِح۪ينَ ﴿٩﴾ ﴾9﴿ Yûsuf’u öldürün veya onu (uzak) bir yere atın ki babanızın teveccühü yalnız size kalsın! Ondan sonra da (tövbe ederek) iyi kimseler olursunuz!" قَالَ قَٓائِلٌ مِنْهُمْ لَا تَقْتُلُوا يُوسُفَ وَاَلْقُوهُ ف۪ي غَيَابَتِ الْجُبِّ يَلْتَقِطْهُ بَعْضُ السَّيَّارَةِ اِنْ كُنْتُمْ فَاعِل۪ينَ ﴿١٠﴾ ﴾10﴿ Onlardan biri, "Yûsuf’u öldürmeyin, eğer mutlaka yapacaksanız, onu (kör) kuyunun dibine bırakın. Nasıl olsa gelip geçen kervanlardan biri onu bulup alır" dedi. قَالُوا يَٓا اَبَانَا مَا لَكَ لَا تَأْمَنَّۭۖا عَلٰى يُوسُفَ وَاِنَّا لَهُ لَنَاصِحُونَ ﴿١١﴾ ﴾11﴿ Dediler ki: "Ey babamız! Niçin Yûsuf hakkında bize güvenmiyorsun? Oysa biz onun iyiliğini isteyen kimseleriz. اَرْسِلْهُ مَعَنَا غَداً يَرْتَعْ وَيَلْعَبْ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ ﴿١٢﴾ ﴾12﴿ Yarın onu bizimle beraber (kıra) gönder de bol bol yesin içsin, oynasın; onu mutlaka koruruz." قَالَ اِنّ۪ي لَيَحْزُنُن۪ٓي اَنْ تَذْهَبُوا بِه۪ وَاَخَافُ اَنْ يَأْكُلَهُ الذِّئْبُ وَاَنْتُمْ عَنْهُ غَافِلُونَ ﴿١٣﴾ ﴾13﴿ Babaları, "Doğrusu onu götürmeniz beni endişelendiriyor; farkında olmadığınız bir sırada onu kurt yer diye korkuyorum" dedi. قَالُوا لَئِنْ اَكَلَهُ الذِّئْبُ وَنَحْنُ عُصْبَةٌ اِنَّٓا اِذاً لَخَاسِرُونَ ﴿١٤﴾ ﴾14﴿ Dediler ki: "Biz böylesine kalabalık iken onu kurt yerse o zaman gerçekten bize yazıklar olsun!" فَلَمَّا ذَهَبُوا بِه۪ وَاَجْمَعُٓوا اَنْ يَجْعَلُوهُ ف۪ي غَيَابَتِ الْجُبِّۚ وَاَوْحَيْنَٓا اِلَيْهِ لَتُنَبِّئَنَّهُمْ بِاَمْرِهِمْ هٰذَا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ ﴿١٥﴾ ﴾15﴿ Onu götürüp kuyunun dibine bırakmaya ittifakla karar verince bunu yaptılar. Biz de Yûsuf’a, "Kardeşlerinin bu yaptıklarını bir gün onlara, kendileri (senin kim olduğunun) farkına varmadan mutlaka haber vereceksin!" diye vahyettik. وَجَٓاؤُٓ۫ اَبَاهُمْ عِشَٓاءً يَبْكُونَۜ ﴿١٦﴾ ﴾16﴿ Akşam ağlayarak babalarına geldiler. قَالُوا يَٓا اَبَانَٓا اِنَّا ذَهَبْنَا نَسْتَبِقُ وَتَرَكْنَا يُوسُفَ عِنْدَ مَتَاعِنَا فَاَكَلَهُ الذِّئْبُۚ وَمَٓا اَنْتَ بِمُؤْمِنٍ لَنَا وَلَوْ كُنَّا صَادِق۪ينَ ﴿١٧﴾ ﴾17﴿ "Ey babamız! Biz yarış için uzaklaşmış, Yûsuf’u da eşyamızın yanında bırakmıştık; onu kurt yemiş! Ama biz doğru söyleyen kimseler olsak da sen bize inanmazsın" dediler. وَجَٓاؤُ۫ عَلٰى قَم۪يصِه۪ بِدَمٍ كَذِبٍۜ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ اَنْفُسُكُمْ اَمْراًۜ فَصَبْرٌ جَم۪يلٌۜ وَاللّٰهُ الْمُسْتَعَانُ عَلٰى مَا تَصِفُونَ ﴿١٨﴾ ﴾18﴿ Gömleğinin üstünde uydurma bir kan izi de gösterdiler. Ya‘kûb, "Hayır! Nefsiniz sizi kötü bir iş yapmaya sürüklemiş; artık (bana düşen) güzelce sabretmektir. Anlattığınız şeyler karşısında, (bana) yardım edecek olan ise ancak Allah’tır" dedi. وَجَٓاءَتْ سَيَّارَةٌ فَاَرْسَلُوا وَارِدَهُمْ فَاَدْلٰى دَلْوَهُۜ قَالَ يَا بُشْرٰى هٰذَا غُلَامٌۜ وَاَسَرُّوهُ بِضَاعَةًۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ بِمَا يَعْمَلُونَ ﴿١٩﴾ ﴾19﴿ Derken bir kervan geldi, sucularını gönderdiler, adam kovasını kuyuya saldı; "Müjde! İşte bir oğlan çocuğu!" diye bağırdı. Onu alıp bir ticaret malı olarak sakladılar. Allah onların yaptıklarını çok iyi biliyordu. وَشَرَوْهُ بِثَمَنٍ بَخْسٍ دَرَاهِمَ مَعْدُودَةٍۚ وَكَانُوا ف۪يهِ مِنَ الزَّاهِد۪ينَ۟ ﴿٢٠﴾ ﴾20﴿ (Mısır’da) onu yok pahasına, birkaç dirheme sattılar. Zaten ona pek değer vermemişlerdi. اَللََّهُ أكبر Allah en büyüktür. بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adı ile.. اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَعِبْرَةً لِمَنْ يَخْشٰىۜ۟ ﴿٢٦﴾ ﴾26﴿ Elbette bunda Allah’a itaatsizlikten korkanların alacağı büyük bir ders vardır! ءَاَنْتُمْ اَشَدُّ خَلْقاً اَمِ السَّمَٓاءُۜ بَنٰيهَا۠ ﴿٢٧﴾ ﴾27﴿ Şimdi, sizi yaratmak mı daha zor yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah yaptı. رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوّٰيهَاۙ ﴿٢٨﴾ ﴾28﴿ Onu yükseltip kusursuz olarak şekillendirdi. وَاَغْطَشَ لَيْلَهَا وَاَخْرَجَ ضُحٰيهَاۖ ﴿٢٩﴾ ﴾29﴿ Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı. وَالْاَرْضَ بَعْدَ ذٰلِكَ دَحٰيهَاۜ ﴿٣٠﴾ ﴾30﴿ Bundan sonra da yeryüzünü döşeyip yaydı. اَخْرَجَ مِنْهَا مَٓاءَهَا وَمَرْعٰيهَاۖ ﴿٣١﴾ ﴾31﴿ Yerden suyunu ve bitkisini çıkardı. وَالْجِبَالَ اَرْسٰيهَاۙ ﴿٣٢﴾ ﴾32﴿ Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi. مَتَاعاً لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْۜ ﴿٣٣﴾ ﴾33﴿ Hepsi sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için. فَاِذَا جَٓاءَتِ الطَّٓامَّةُ الْكُبْرٰىۘ ﴿٣٤﴾ ﴾34﴿ O büyük felâket (kıyamet) geldiğinde; يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْاِنْسَانُ مَا سَعٰىۙ ﴿٣٥﴾ ﴾35﴿ O gün insan yapıp ettiklerini iyice hatırlayacak; وَبُرِّزَتِ الْجَح۪يمُ لِمَنْ يَرٰى ﴿٣٦﴾ ﴾36﴿ Ve görecek olana cehennem açık bir şekilde gösterilecektir. فَاَمَّا مَنْ طَغٰىۙ ﴿٣٧﴾ وَاٰثَرَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۙ﴿٣٨﴾ ﴾37-38﴿ Azan ve dünya hayatını âhirete tercih eden kişi; فَاِنَّ الْجَح۪يمَ هِيَ الْمَأْوٰىۜ ﴿٣٩﴾ ﴾39﴿ Cehennem işte onun için tek barınaktır. وَاَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوٰىۙ ﴿٤٠﴾ فَاِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوٰىۜ ﴿٤١﴾ ﴾40-41﴿ Rabbinin huzurunda (hesap vermekten) korkan ve nefsine kötü arzuları yasaklayana gelince, onun barınağı da cennetin ta kendisidir يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ اَيَّانَ مُرْسٰيهَاۜ ﴿٤٢﴾ ﴾42﴿ "Ne zaman gelip çatacak?" diye sana kıyameti sorarlar. ف۪يمَ اَنْتَ مِنْ ذِ كْرٰيهَاۜ ﴿٤٣﴾ ﴾43﴿ Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki! اِلٰى رَبِّكَ مُنْتَهٰيهَاۜ ﴿٤٤﴾ ﴾44﴿ Onun hakkındaki nihaî bilgi rabbine aittir. اِنَّمَٓا اَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشٰيهَاۜ ﴿٤٥﴾ ﴾45﴿ Sen ancak ondan korkanları uyarırsın. كَاَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُٓوا اِلَّا عَشِيَّةً اَوْ ضُحٰيهَا ﴿٤٦﴾ ﴾46﴿ Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti veya onun kuşluğu kadar kaldıklarını sanırlar. صَدَقَ اللّهُ العَظِيمُ Yüce Allah doğru söyledi.
Harflerin incelik kalınlığına rıayet edilmiyor sükünlerde öyle kalkaleyok vakıflar da yanlışlar var sekit olmayak yerlerde sekit yapılıyor yani Tecvit ve cezeri okuyuşda yok .yani Guran Taklide Terk edilmiş çok ve bal var nasıl Hesap vereceksiniz.
Hay maşallah subhanallah barakellah la havle ve la kuvvete illa billah. Güzel kardeşim, Kur'an güzel okumak için gelmemiştir, diye niye yorum yapıyorsun? Evet Kur'an hem güzel okumak için gelmiştir hem de okunup anlaşılıp yaşanmak için... Sen hiç ilgili hadîs-i şerîflerde Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Kur'an-ı Kerim'i okumaktan ziyade dinlemeyi de çok sevdiğini dair haberleri ya da bilgileri okumadın mı? Kur'an-ı Kerim hem lafzı hem manası hem okunuşu hem dinlenmesi hem de yaşanması üstelik kelimenin tam anlamıyla hayatımızın rehberi olması hasebiyle yani bütün yönleriyle bir mucizedir. Hakkı batılla karıştırmayın. Kur'an sadece yaşanmak için gelmiştir deyip Kur'an'ın diğer mucizevi yönlerine lütfen set çekmeye kalkışmayın Güneş balçıkla sıvanmaz, vesselam!.. İlmi olan yazsın, ilmi olmayan ya sussun, ya dinlesin. Yazarsa da tebrik etsin. Bilip bilmediği yere konuşmasın.
kur’an kıraati aralarında zikir tamam da, çokça kelam etmek önceleri bizde yoktu. maalesef dikkat dağıtıyor. sükûnet ve huşu ile dinlemek vardır bizde. cemaatle farz kılarken fatiha’dan sonra yüksek sesle söylenen âmin’ler de öyle nevzuhur. arap makamı ezan taklitleri de öyle. hoş olmuyor. bu arada, enfes kıraatinden dolayı hocadan allah razı olsun.
Bir ton işe yaramaz youtube kanallarının milyon takipçisi varken böylesine güzel bi kanala neden ilgi az; ÜZÜCÜ. Allahım milletimize kur'an aşkı ver Amin
Yalanın alıcısı fazladır,batılın alıcısı daha da fazladır ,biz azlardan olalım ALLAH hep kur'an da azlar dan bahsediyor örnek ALLAH verdiği nimetler den bahsediyor sonun da da kullarinin azı nın şükreddiğini söylüyor örnek yeryüzünde 8 milyar insan var ALLAH ın kulu var ancak kendisini tanıyan dünya da 1,5 milyar insan var onların da tanıdığı emirlerini yaptığı şüphe li çünkü bunların içinden münafık çıkacak 750 bini ni münafık olduğunu farzetsek ALLAH ı hakkıyla tanıyan 750 bin kişi kalıyorki azınlık ta kalıyorlar lakin dünya ve ahireti kazananlar onlar o müslüman lar dır ALLAH onlardan eylesin bizi......
Amin
Allah teala bu meclisi kuranlardan sebep olanlardan razı olsun. Cihan hocam Allah sizi başımızdan eksik etmesin ağzınıza sağlık MaşaAllah
Maşallah çok güzel okuyor, Mısırlı meşhur hafızları aratmıyor..Allah razı olsun.
Rabbim sayilarini artirsin amin amin Hayırlı cumalar
Maşallah muhterem hocama,o mekan ve zaman hiç şüphesiz ki Kur'an-ı Kerim'in vesilesiyle şeref bulmuştur, abartılı tezahürat gibi dinlemek ne derece uygun bilemedim... Rabbim hocalarımızın sayılarını ziyade eylesin,dua temennisiyle...
MaşaAllah. Okuyuşuyla olduğu gibi duruşuyla ve ağır başlılığıyla da Şeyh Mustafa İsmail'i andırıyor hocamız😊
Allah razı olsun inşaallah Mustafa İsmail'in meyveleri
İlk defa dinledim bu hocamızı maşallah süper okuyor
Hocam yüregine saglık rabbim ne güzel ayetlerin var
Fatih kardesim videoda dedigin gibi muhtesem bir kayit olmus. Cihan hocam vucuhata bizleri doyurdu ama yandan yapılan tezahurat ,konusma (هذا deli) vb seyler insicami bozuyor. Belki siz orada coşa geliyorsunuz ama bizlere izleyip dinlerken hos gelmiyor ve dahi Kur'an'ın ruhuna ve okunan ayetlerin manasina da uygun olmuyor( واذا قرءالقران فستمعوله ..) emegine saglik , Allah razı olsun. Bu yazimi tavsiye kabilinden kabul buyur inşallah.
Yahya karataş yüreğine sağlık allah yolun bahtım açık olsun sayılarınızı artırsın
CİHAN HOCAMIZ MÜKEMMEL OKUYOR RABBİM SESİNE ZEVÂL VERMESİN
J PO q
Maaşallah hocam ağzına sağlık çok güzel
Kur'an
Zikir,fikir,ilim,dua,vahdaniyet,bütün ilimleri camî, derecesine göre her beşerin istifa ettiği, Halik-ı Kainat tarafından vazedilmiş Kelam-ı İlahidir.
Bu benzeri olmayan Kelam-ı İlahiyi hoş sadaları ile tilavet edecek Kur'an bülbüllerinin yaradılması da lüfu ilahidir. Ezel ve ebed sultanımız yüce Rabbimize sonsuz şukürler olsun.
Kuran okunurken sessizce dinlemek gerek gereksiz yere ses yapmamak gerek içinden söylenebilir ama her okuyuşdan sonra bu şekilde ses yapmak makbul değil beğendini içinde tutmak gerekir.
Allah rızası için okunan KuranıKerimlerde Türkçe mealini de alt yazı olarak verirseniz... ALLAH razı olsun
Bu hafızlar şimdiye kadar neredeydi? Maşallah Mustafa İsmail tavrını birçok Mısırlıdan daha güzel icra etmiş!
Bu hafız ağabey TRT'de yayınlanan Kuran yarışmasına da çıkmıştı. Aslında hepsi altın madeni gibi ancak onları ortaya çıkarmakta eksik kalınıyor.
اَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Kovulmuş Şeytan’ın şerrinden Allah’a sığınırım.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adı ile..
وَكَذٰلِكَ يَجْتَب۪يكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِنْ تَأْو۪يلِ الْاَحَاد۪يثِ وَيُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَعَلٰٓى اٰلِ يَعْقُوبَ كَمَٓا اَتَمَّهَا عَلٰٓى اَبَوَيْكَ مِنْ قَبْلُ اِبْرٰه۪يمَ وَاِسْحٰقَۜ اِنَّ رَبَّكَ عَل۪يمٌ حَك۪يمٌ۟ ﴿٦﴾
﴾6﴿ Anlaşılan böylece rabbin seni seçecek, sana rüyada görülenlerin yorumunu öğretecek ve daha önce ataların İbrâhim ve İshak’a nimetini tamamladığı gibi sana ve Ya‘kūb soyuna da nimetini tamamlayacaktır. Kuşkusuz rabbin çok iyi bilendir, hikmet sahibidir."
لَقَدْ كَانَ ف۪ي يُوسُفَ وَاِخْوَتِه۪ٓ اٰيَاتٌ لِلسَّٓائِل۪ينَ ﴿٧﴾
﴾7﴿ Andolsun ki Yûsuf ve kardeşlerinde, almak isteyenler için ibretler vardır.
اِذْ قَالُوا لَيُوسُفُ وَاَخُوهُ اَحَبُّ اِلٰٓى اَب۪ينَا مِنَّا وَنَحْنُ عُصْبَةٌۜ اِنَّ اَبَانَا لَف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍۚ ﴿٨﴾
﴾8﴿ Hani kardeşleri demişlerdi ki: "Yûsuf ile öz kardeşi babamızın gözünde bizden daha değerli. Halbuki bizim sayımız daha çok. Şüphesiz ki babamız apaçık bir yanılgı içinde!
اُقْتُلُوا يُوسُفَ اَوِ اطْرَحُوهُ اَرْضاً يَخْلُ لَكُمْ وَجْهُ اَب۪يكُمْ وَتَكُونُوا مِنْ بَعْدِه۪ قَوْماً صَالِح۪ينَ ﴿٩﴾
﴾9﴿ Yûsuf’u öldürün veya onu (uzak) bir yere atın ki babanızın teveccühü yalnız size kalsın! Ondan sonra da (tövbe ederek) iyi kimseler olursunuz!"
قَالَ قَٓائِلٌ مِنْهُمْ لَا تَقْتُلُوا يُوسُفَ وَاَلْقُوهُ ف۪ي غَيَابَتِ الْجُبِّ يَلْتَقِطْهُ بَعْضُ السَّيَّارَةِ اِنْ كُنْتُمْ فَاعِل۪ينَ ﴿١٠﴾
﴾10﴿ Onlardan biri, "Yûsuf’u öldürmeyin, eğer mutlaka yapacaksanız, onu (kör) kuyunun dibine bırakın. Nasıl olsa gelip geçen kervanlardan biri onu bulup alır" dedi.
قَالُوا يَٓا اَبَانَا مَا لَكَ لَا تَأْمَنَّۭۖا عَلٰى يُوسُفَ وَاِنَّا لَهُ لَنَاصِحُونَ ﴿١١﴾
﴾11﴿ Dediler ki: "Ey babamız! Niçin Yûsuf hakkında bize güvenmiyorsun? Oysa biz onun iyiliğini isteyen kimseleriz.
اَرْسِلْهُ مَعَنَا غَداً يَرْتَعْ وَيَلْعَبْ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ ﴿١٢﴾
﴾12﴿ Yarın onu bizimle beraber (kıra) gönder de bol bol yesin içsin, oynasın; onu mutlaka koruruz."
قَالَ اِنّ۪ي لَيَحْزُنُن۪ٓي اَنْ تَذْهَبُوا بِه۪ وَاَخَافُ اَنْ يَأْكُلَهُ الذِّئْبُ وَاَنْتُمْ عَنْهُ غَافِلُونَ ﴿١٣﴾
﴾13﴿ Babaları, "Doğrusu onu götürmeniz beni endişelendiriyor; farkında olmadığınız bir sırada onu kurt yer diye korkuyorum" dedi.
قَالُوا لَئِنْ اَكَلَهُ الذِّئْبُ وَنَحْنُ عُصْبَةٌ اِنَّٓا اِذاً لَخَاسِرُونَ ﴿١٤﴾
﴾14﴿ Dediler ki: "Biz böylesine kalabalık iken onu kurt yerse o zaman gerçekten bize yazıklar olsun!"
فَلَمَّا ذَهَبُوا بِه۪ وَاَجْمَعُٓوا اَنْ يَجْعَلُوهُ ف۪ي غَيَابَتِ الْجُبِّۚ وَاَوْحَيْنَٓا اِلَيْهِ لَتُنَبِّئَنَّهُمْ بِاَمْرِهِمْ هٰذَا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ ﴿١٥﴾
﴾15﴿ Onu götürüp kuyunun dibine bırakmaya ittifakla karar verince bunu yaptılar. Biz de Yûsuf’a, "Kardeşlerinin bu yaptıklarını bir gün onlara, kendileri (senin kim olduğunun) farkına varmadan mutlaka haber vereceksin!" diye vahyettik.
وَجَٓاؤُٓ۫ اَبَاهُمْ عِشَٓاءً يَبْكُونَۜ ﴿١٦﴾
﴾16﴿ Akşam ağlayarak babalarına geldiler.
قَالُوا يَٓا اَبَانَٓا اِنَّا ذَهَبْنَا نَسْتَبِقُ وَتَرَكْنَا يُوسُفَ عِنْدَ مَتَاعِنَا فَاَكَلَهُ الذِّئْبُۚ وَمَٓا اَنْتَ بِمُؤْمِنٍ لَنَا وَلَوْ كُنَّا صَادِق۪ينَ ﴿١٧﴾
﴾17﴿ "Ey babamız! Biz yarış için uzaklaşmış, Yûsuf’u da eşyamızın yanında bırakmıştık; onu kurt yemiş! Ama biz doğru söyleyen kimseler olsak da sen bize inanmazsın" dediler.
وَجَٓاؤُ۫ عَلٰى قَم۪يصِه۪ بِدَمٍ كَذِبٍۜ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ اَنْفُسُكُمْ اَمْراًۜ فَصَبْرٌ جَم۪يلٌۜ وَاللّٰهُ الْمُسْتَعَانُ عَلٰى مَا تَصِفُونَ ﴿١٨﴾
﴾18﴿ Gömleğinin üstünde uydurma bir kan izi de gösterdiler. Ya‘kûb, "Hayır! Nefsiniz sizi kötü bir iş yapmaya sürüklemiş; artık (bana düşen) güzelce sabretmektir. Anlattığınız şeyler karşısında, (bana) yardım edecek olan ise ancak Allah’tır" dedi.
وَجَٓاءَتْ سَيَّارَةٌ فَاَرْسَلُوا وَارِدَهُمْ فَاَدْلٰى دَلْوَهُۜ قَالَ يَا بُشْرٰى هٰذَا غُلَامٌۜ وَاَسَرُّوهُ بِضَاعَةًۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ بِمَا يَعْمَلُونَ ﴿١٩﴾
﴾19﴿ Derken bir kervan geldi, sucularını gönderdiler, adam kovasını kuyuya saldı; "Müjde! İşte bir oğlan çocuğu!" diye bağırdı. Onu alıp bir ticaret malı olarak sakladılar. Allah onların yaptıklarını çok iyi biliyordu.
وَشَرَوْهُ بِثَمَنٍ بَخْسٍ دَرَاهِمَ مَعْدُودَةٍۚ وَكَانُوا ف۪يهِ مِنَ الزَّاهِد۪ينَ۟ ﴿٢٠﴾
﴾20﴿ (Mısır’da) onu yok pahasına, birkaç dirheme sattılar. Zaten ona pek değer vermemişlerdi.
اَللََّهُ أكبر
Allah en büyüktür.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adı ile..
اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَعِبْرَةً لِمَنْ يَخْشٰىۜ۟ ﴿٢٦﴾
﴾26﴿ Elbette bunda Allah’a itaatsizlikten korkanların alacağı büyük bir ders vardır!
ءَاَنْتُمْ اَشَدُّ خَلْقاً اَمِ السَّمَٓاءُۜ بَنٰيهَا۠ ﴿٢٧﴾
﴾27﴿ Şimdi, sizi yaratmak mı daha zor yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah yaptı.
رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوّٰيهَاۙ ﴿٢٨﴾
﴾28﴿ Onu yükseltip kusursuz olarak şekillendirdi.
وَاَغْطَشَ لَيْلَهَا وَاَخْرَجَ ضُحٰيهَاۖ ﴿٢٩﴾
﴾29﴿ Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı.
وَالْاَرْضَ بَعْدَ ذٰلِكَ دَحٰيهَاۜ ﴿٣٠﴾
﴾30﴿ Bundan sonra da yeryüzünü döşeyip yaydı.
اَخْرَجَ مِنْهَا مَٓاءَهَا وَمَرْعٰيهَاۖ ﴿٣١﴾
﴾31﴿ Yerden suyunu ve bitkisini çıkardı.
وَالْجِبَالَ اَرْسٰيهَاۙ ﴿٣٢﴾
﴾32﴿ Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.
مَتَاعاً لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْۜ ﴿٣٣﴾
﴾33﴿ Hepsi sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için.
فَاِذَا جَٓاءَتِ الطَّٓامَّةُ الْكُبْرٰىۘ ﴿٣٤﴾
﴾34﴿ O büyük felâket (kıyamet) geldiğinde;
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْاِنْسَانُ مَا سَعٰىۙ ﴿٣٥﴾
﴾35﴿ O gün insan yapıp ettiklerini iyice hatırlayacak;
وَبُرِّزَتِ الْجَح۪يمُ لِمَنْ يَرٰى ﴿٣٦﴾
﴾36﴿ Ve görecek olana cehennem açık bir şekilde gösterilecektir.
فَاَمَّا مَنْ طَغٰىۙ ﴿٣٧﴾ وَاٰثَرَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۙ﴿٣٨﴾
﴾37-38﴿ Azan ve dünya hayatını âhirete tercih eden kişi;
فَاِنَّ الْجَح۪يمَ هِيَ الْمَأْوٰىۜ ﴿٣٩﴾
﴾39﴿ Cehennem işte onun için tek barınaktır.
وَاَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوٰىۙ ﴿٤٠﴾ فَاِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوٰىۜ ﴿٤١﴾
﴾40-41﴿ Rabbinin huzurunda (hesap vermekten) korkan ve nefsine kötü arzuları yasaklayana gelince, onun barınağı da cennetin ta kendisidir
يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ اَيَّانَ مُرْسٰيهَاۜ ﴿٤٢﴾
﴾42﴿ "Ne zaman gelip çatacak?" diye sana kıyameti sorarlar.
ف۪يمَ اَنْتَ مِنْ ذِ كْرٰيهَاۜ ﴿٤٣﴾
﴾43﴿ Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki!
اِلٰى رَبِّكَ مُنْتَهٰيهَاۜ ﴿٤٤﴾
﴾44﴿ Onun hakkındaki nihaî bilgi rabbine aittir.
اِنَّمَٓا اَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشٰيهَاۜ ﴿٤٥﴾
﴾45﴿ Sen ancak ondan korkanları uyarırsın.
كَاَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُٓوا اِلَّا عَشِيَّةً اَوْ ضُحٰيهَا ﴿٤٦﴾
﴾46﴿ Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti veya onun kuşluğu kadar kaldıklarını sanırlar.
صَدَقَ اللّهُ العَظِيمُ
Yüce Allah doğru söyledi.
MaşaAllah
Maaşaallah ...
Sanki üstad Mustafa ismail'i dinliyorum
Cihan hocamız kiraati aşera da hafızlığını tamamladı mı acaba?
Maşallah
Selamunaleykum bu hoca sumsun bafra emirefendidemi görev yapiyor? Slm
Hafız kardeşimiz MaşaAllah güzel okuyorda, dinleyicilerin bazıları Kurana karşı daha saygılı olsaydılar
ماشاءاللہ
Harflerin incelik kalınlığına rıayet edilmiyor sükünlerde öyle kalkaleyok vakıflar da yanlışlar var sekit olmayak yerlerde sekit yapılıyor yani Tecvit ve cezeri okuyuşda yok .yani Guran Taklide Terk edilmiş çok ve bal var nasıl Hesap vereceksiniz.
Maşallah Hocamıza
(Arada vokaller olmasa daha iyi olurmuş)
👍🇹🇷👍
🤲🤲🤲🤲👏👏👏👏👏🧿🧿🧿🧿🧿🧿✨✨✨✨✨✨✨🤗🤗🤗🤗🤗🤗
Hay maşallah subhanallah barakellah la havle ve la kuvvete illa billah. Güzel kardeşim, Kur'an güzel okumak için gelmemiştir, diye niye yorum yapıyorsun? Evet Kur'an hem güzel okumak için gelmiştir hem de okunup anlaşılıp yaşanmak için... Sen hiç ilgili hadîs-i şerîflerde Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Kur'an-ı Kerim'i okumaktan ziyade dinlemeyi de çok sevdiğini dair haberleri ya da bilgileri okumadın mı? Kur'an-ı Kerim hem lafzı hem manası hem okunuşu hem dinlenmesi hem de yaşanması üstelik kelimenin tam anlamıyla hayatımızın rehberi olması hasebiyle yani bütün yönleriyle bir mucizedir. Hakkı batılla karıştırmayın. Kur'an sadece yaşanmak için gelmiştir deyip Kur'an'ın diğer mucizevi yönlerine lütfen set çekmeye kalkışmayın
Güneş balçıkla sıvanmaz, vesselam!..
İlmi olan yazsın, ilmi olmayan ya sussun, ya dinlesin. Yazarsa da tebrik etsin. Bilip bilmediği yere konuşmasın.
ŞEYH ABDULBASID MUHAMMED ABDUSSAMED O BİR İMPARATOR NERDEEEEE ONUN GİBİ KARİLER
Onun gibi bircok var
Kuran güzel okunmak için değil anlayarak okunmak için gelmiştir
Atilla kardeş sen herhalde peygamber s.a.v kuran kerim okuyuş tarzında haber yok herhalde birazcık araştır istersen ona göre yorum yap istersen...
Kendin yaşıyorsun herhalde...
Bilader bi sus boş yapma. Güzel okumak güzel anlamaya ve guzel yaşamaya engel değil
Anlamaqda sənə buraxılmış
kur’an kıraati aralarında zikir tamam da, çokça kelam etmek önceleri bizde yoktu. maalesef dikkat dağıtıyor. sükûnet ve huşu ile dinlemek vardır bizde. cemaatle farz kılarken fatiha’dan sonra yüksek sesle söylenen âmin’ler de öyle nevzuhur. arap makamı ezan taklitleri de öyle. hoş olmuyor. bu arada, enfes kıraatinden dolayı hocadan allah razı olsun.
İnşaallah bu mesajı okur ve dikkate alırlar.
Bizim de huşumuz bozuluyor aradaki seslerden
☝️🌹🤲👍🇩🇪
Güzelim tilaveti, boş muhabbetler ve sesler ile rezil olmuş. Biz kimiz ki Allah konuşurken, homurdaniyoruz.
Muhteşem kıraat Allah daim etsin, yanlız dinleyenlerin arasındaki CIVIK kişiyi çıkarın, hiç hoş değil
şu kur'an-ı Kerim'i dinlerken lakayıt tavırlar takınan arkadaşlar tuhaf sesler çıkararak Araplara mı benzemeye çalışıyorsunuz? Kur'an'ı edeple dinlemek gerekir. lütfen bu konuda hassas olalım. okuyucunun nefes aldığı aralarda da konuşmaya çalışmayalım
Yazıklar olsun kuran okunuyor çivi k cıvık hareketler yapiyorsunuz
MaşaAllah