Tchaikovsky'nin Sonbahar Şarkısı kadını hayata viyolonselle döndürecek. Sanat aşka yenilir. Oysa ben sanatın sanat içinde kaybolduğunu sanırdım hep. Demek ki kadını yaşatan sanattı. Harikaydı.
Bu öyle güzel bir hikayeydi ki... Bir çok şey çıkarmak mümkün. Nacizane bende yorumumu sizinle paylaşmak isterim. 😊 Ben öyküyü okuduktan sonra malesef çoğu insanın yaptığı bir hatayı tekrar anladım. Âdeta yüzüme tokat yedim. İnsanlar birbirlerinden bir şeyler çalmamalı. Karşısındaki insanı olduğu gibi sevmeli ve kabul etmeli. Değiştirmeye çalışmaksızın... Sevdiğimiz, keyif aldığımız yahut yapmaktan hoşlanmadığınız şeyler bizi biz yapan şeylerdir. İnsan ne başkası için bundan taviz vermeli, ne de karşısındaki insandan bunları değiştirmesini istememelidir. Benim viyolonselim kitaplardır. Bu benden alınırsa kısa sürede solarım. Ve son nefesimde kitaplarımı benden alan kişinin en sevdiğim kitabı bana okuması, benim için hiçbir anlam ifade etmez... Viyolonsellerimizden kimse için vazgeçmemeliyiz. Sevgi ve kitapla kalın 😊
@@tugbaozcakir Zaten kelimelerin amacı da bize birşeyleri göstererek ayna tutmaktır.Güzel yazan insanlar, güzel de konuşurlar. Bunun nedeni okudukları ,içlerinde biriktirdikleri ,bir cımbızla aldıkları ince sözlerdir. İnsanlar birbiriyle ilişki halindedir. Ancak farklı kişiliklere sahip olduklarından oldukları gibi kabul etmeleri zordur çoğu zaman. Değiştirmeye çalışırız onları.Bizim gibi yaparız .Nitekim ne fayda! Değişmezler biz değildirler. Oldukları gibi kabul etmek gerekir. Sadece sevdiğimiz ,yapmaktan hoşlandığımız şeyler değil bizi biz yapan karakterlerimiz için de geçerlidir varolmamız. Kitaplar ve kalemler elime ilk verilen eşyalardır. Okula gitmeden okumayı kendi kendime öğrendim.Ansiklopediler tutuşturuldu bu defa elime. Oku ,diyen bir ses vardı içimden yükselen.Sonra başkaları yazıyorsa ben niye yazmayayım ,dedim şiir, kısa öyküler derken iş ciddiye bindi. Allah vergisi bir yeteneğim olduğu öğretmenlerce keşfedildi. Yazdım ,yazdım... Okudum, okudum yine yazdım.Şiirler toplumsal oldu, kitaplarsa klasikti artık.Günlükler romanlara döndü, kendi ruhumu yansıtan...Eğer kitaplarım dan biri eksilirse çıldırırım. Bibliomanyak oldum kısacası. Onları da mezara götürmeyi düşünüyorum .Olmadı ,bir siteye bağışlamak...Saygılarımla Beray Çelebi
Ağzınıza emeğinize sağlık bize böyle güzel bir çalışma göstermiş olduğunuz için çok teşekkür ederim
Gözlerimden yaşlar geldi, inanılmaz gerçekten de
Teşekkürler. Şuan dinliyorum.
Keyifli dinlemeler 😊😊
Sesine yüreğine sağlık iyi ki varsın
👍👍👍
Kitap okuma sitelerine üye oluyorum.dinlmeyi seviyorm.
Tchaikovsky'nin Sonbahar Şarkısı kadını hayata viyolonselle döndürecek. Sanat aşka yenilir. Oysa ben sanatın sanat içinde kaybolduğunu sanırdım hep. Demek ki kadını yaşatan sanattı. Harikaydı.
Bu öyle güzel bir hikayeydi ki... Bir çok şey çıkarmak mümkün. Nacizane bende yorumumu sizinle paylaşmak isterim. 😊
Ben öyküyü okuduktan sonra malesef çoğu insanın yaptığı bir hatayı tekrar anladım. Âdeta yüzüme tokat yedim.
İnsanlar birbirlerinden bir şeyler çalmamalı. Karşısındaki insanı olduğu gibi sevmeli ve kabul etmeli. Değiştirmeye çalışmaksızın... Sevdiğimiz, keyif aldığımız yahut yapmaktan hoşlanmadığınız şeyler bizi biz yapan şeylerdir. İnsan ne başkası için bundan taviz vermeli, ne de karşısındaki insandan bunları değiştirmesini istememelidir.
Benim viyolonselim kitaplardır. Bu benden alınırsa kısa sürede solarım. Ve son nefesimde kitaplarımı benden alan kişinin en sevdiğim kitabı bana okuması, benim için hiçbir anlam ifade etmez...
Viyolonsellerimizden kimse için vazgeçmemeliyiz.
Sevgi ve kitapla kalın 😊
@@tugbaozcakir Zaten kelimelerin amacı da bize birşeyleri göstererek ayna tutmaktır.Güzel yazan insanlar, güzel de konuşurlar. Bunun nedeni okudukları ,içlerinde biriktirdikleri ,bir cımbızla aldıkları ince sözlerdir.
İnsanlar birbiriyle ilişki halindedir. Ancak farklı kişiliklere sahip olduklarından oldukları gibi kabul etmeleri zordur çoğu zaman. Değiştirmeye çalışırız onları.Bizim gibi yaparız .Nitekim ne fayda! Değişmezler biz değildirler. Oldukları gibi kabul etmek gerekir. Sadece sevdiğimiz ,yapmaktan hoşlandığımız şeyler değil bizi biz yapan karakterlerimiz için de geçerlidir varolmamız.
Kitaplar ve kalemler elime ilk verilen eşyalardır. Okula gitmeden okumayı kendi kendime öğrendim.Ansiklopediler tutuşturuldu bu defa elime. Oku ,diyen bir ses vardı içimden yükselen.Sonra başkaları yazıyorsa ben niye yazmayayım ,dedim şiir, kısa öyküler derken iş ciddiye bindi. Allah vergisi bir yeteneğim olduğu öğretmenlerce keşfedildi. Yazdım ,yazdım... Okudum, okudum yine yazdım.Şiirler toplumsal oldu, kitaplarsa klasikti artık.Günlükler romanlara döndü, kendi ruhumu yansıtan...Eğer kitaplarım dan biri eksilirse çıldırırım. Bibliomanyak oldum kısacası. Onları da mezara götürmeyi düşünüyorum .Olmadı ,bir siteye bağışlamak...Saygılarımla Beray Çelebi
Çok dokunaklı