13 Dua (Vakıa 75-96) - Hafiz Yusuf Gebzeli - Ismail Rumi Asitanesi (1991 Zikrullah Kayıtları)

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 3 жов 2024
  • Rahman ve Rahim Olan Allahın Adıyla;
    56 / VAKIA - 75
    Fe lâ uksimu bi mevâkiin nucûm(nucûmi).
    Artık hayır! Yıldızların mevkilerine yemin ederim.
    56 / VAKIA - 76
    Ve innehu le kasemun lev ta'lemûne azîm(azîmun).
    Ve muhakkak ki o, gerçekten çok büyük bir yemindir, keşke bilseniz.
    56 / VAKIA - 77
    İnnehu le kur'ânun kerîm(kerîmun).
    Muhakkak ki O, gerçekten Kerim olan Kur'ân'dır (Kur'ân-ı Kerim'dir).
    56 / VAKIA - 78
    Fî kitâbin meknûn(meknûnin).
    Mahfuz (korunmuş) olan bir Kitap'tadır (Levhi Mahfuz'dadır).
    56 / VAKIA - 79
    Lâ yemessuhû illel mutahherûn(mutahherûne).
    O'na, tahir olanlardan (maddî ve manevî arınanlardan) başkası dokunamaz.
    56 / VAKIA - 80
    Tenzîlun min rabbil âlemîn(âlemîne).
    Âlemlerin Rabbi tarafından (kısım kısım, âyet âyet) indirilmiştir.
    56 / VAKIA - 81
    E fe bi hâzel hadîsi entum mudhinûn(mudhinûne).
    Yoksa siz, bu söze inanmayan, şüphe eden kimseler misiniz?
    56 / VAKIA - 82
    Ve tec'alûne rızkakum ennekum tukezzibûn(tukezzibûne).
    Ve siz, yalanlamış olmanızı kendinize rızık ediniyorsunuz. (Kur'ân'daki sözlerin âlemlerin Rabbi tarafından indirildiğinden şüphe ettiğiniz için rızkınız, nasibiniz sadece yalanlamak oluyor.)
    56 / VAKIA - 83
    Fe lev lâ izâ belegatil hulkûme(hulkûme).
    O halde can boğaza gelmiş olsa değil mi ki (siz öylece).
    56 / VAKIA - 84
    Ve entum hîne izin tenzurûn(tenzurûne).
    Ve siz, o anda (ona öylece, bir yardım yapamayarak sadece) bakarsınız.
    56 / VAKIA - 85
    Ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lâkin lâ tubsirûn(tubsirûne).
    Ve Biz, ona sizden daha yakınız fakat siz görmezsiniz.
    56 / VAKIA - 86
    Fe lev lâ in kuntum gayre medînîn(medînîne).
    Öyleyse eğer siz (amellerinizin karşılığında) ceza görecek kimseler değil iseniz.
    56 / VAKIA - 87
    Terciûnehâ in kuntum sâdikîn(sâdikîne).
    Eğer siz sadıklarsanız, onu geri çevirirsiniz.
    56 / VAKIA - 88
    Fe emmâ in kâne minel mukarrebîne(mukarrebîne).
    Fakat o eğer mukarrebin olanlardan (Allah'a yakın olanlardan) ise.
    56 / VAKIA - 89
    Fe revhun ve reyhânun ve cennetu naîm(naîmin).
    O taktirde, ferahlık, huzur, güzel kokulu bitkiler ve naim cenneti vardır.
    56 / VAKIA - 90
    Ve emmâ in kâne min ashâbil yemîn(yemîni).
    Fakat yemin sahiplerinden (ashabı yeminden yani hayat filmleri sağından verilenlerden) ise.
    56 / VAKIA - 91
    Fe selâmun leke min ashâbil yemîn(yemîni).
    O zaman ashabı yeminden (hayat filmleri sağından verilenlerden) "sana selâm olsun" (denir).
    56 / VAKIA - 92
    Ve emmâ in kâne minel mukezzibîned dâllîn(dâllîne).
    Ve fakat dalâlette olan ve yalanlayanlardan ise.
    56 / VAKIA - 93
    Fe nuzulun min hamîm(hamîmin).
    O taktirde kaynar sudan bir ziyafet vardır.
    56 / VAKIA - 94
    Ve tasliyetu cahîm(cahîmin).
    Ve alevli ateşe atılma vardır.
    56 / VAKIA - 95
    İnne hâzâ le huve hakkul yakîn(yakîni).
    Muhakkak ki bu (anlatılanlar), elbette o (verilen haberler), Hakk'ul yakîn'dir (yakîn olan haktır, kesin olarak gerçektir).
    56 / VAKIA - 96
    Fe sebbih bismi rabbikel azîm(azîmi).
    Artık Rabbini "Azîm" ismi ile tesbih et.

КОМЕНТАРІ • 85