Bu adam seni sınıyor Maria yapıştır cevabı! M: Rahmime seni zorla girdirtmedim! Eyvah Maria! Şuan burnumun dibinde olan buzdağına bakıyordum. Aldığı soluk sayılamazken ben soluk almıyordum bile. Yandın kızım sen bu adam seni lime lime yer! Jk: Altımda fahişeden farksız inleyen sendin! M: Ne? Ağzımdan çıkan tek bir kelime olmuştu.Elimi kalbime koyarak ondan uzaklaştığımda ağlamam şiddetlenmişti. O gerçekten de bana onu söyledi mi? Gerçekten o kelimeyi bana yakıştırdı mı? Elimle göğsümü bastırıyor bütün hıncımı kendimden çıkarmak istiyordum. Hayal kırıklığıyla ona baktığımda ne dediğinin farkında yeni varmıştı. Ağzını aralamış konuşacakken elimi kaldırıp durdurmuştum onu. M: Tek kelime dahi etme… Jk:Maria… Elimde tuttuğum testi yere bırakarak salondan hızlı adımlarla çıkmıştım. Az önce evin içine gözyaşlarım gezinirken şimdi hıçkırıklarım yankı yapıyordu. Odama girer girmez kapıyı kilitleyerek yere bırakmıştım kendimi. Ellerimi saçlarıma götürmüş diplerini karıştırmıştım. Şu halime bak! Adamın iyiliği için onunla aynı soyadı taşıyorum, üstüne üstlük bilmeden beraber oluyoruz ve bana taktığı iğrenç kelime… ben bunu hak etmedim. En azından o kelimeyi hak etmedim. Bir süre ayrı kalmak bana iyi gelecekti. O yüzden oturduğum yerden kalkmış yatağın üzerinde bulunan telefonumu elime almıştım. Arayacağım kişiler sayılıydı; Joon ve Tae.Ben bir İspanyalıydım ve Kore’de tanıdığım tek Jungkook,Joon ve Taeydı.Onlarda Jungkook’un en yakın arkadaşı. Aramayı başlattığım da bir kaç saniye çalmış daha soruna yanıt almıştım. Arama 📞 Joon: Efendim? M: J-Joon Joon: Maria sen ağlıyor musun? M: Sana gelebilir miyim? Joon: Gel, gel tabii ki. Sen iyi misin? M: Geldiğimde konuşsak? Joon: Sen nasıl istersen M: Teşekkür ederim Joon: Lafı bile olmaz Aramayı sonlandırarak dolaptaki sırt çantamı çıkardım. Bir iki hafta onun yüzünü görmek istemiyordum. Kendime yeterinde kıyafet aldığımda çantama kitap atarak kapatmıştım. Gerekli olan herşeyim hazırdı. Üzerimdeki kıyafetlerden kurtularak kalın bir şeyler giydim. Dışarıda yağmur vardı. Son kez kontrollerimi yapıp montumu giydim ve çantamı alarak odadan çıktım. Kuruyan gözyaşlarım yanaklarımı acıtsa da umrumda değildi. Evden çıktığımda bahçede Jungkook’u görüşmüştüm. Yüzünde anlam veremediği bir ifadeyle bana yaklaşmıştı. Ama yüzüne bakmadan yanından geçtiğimde bileğimi kavramıştı. M: Bırak bileğimi! Jk: Bak Maria- M: Bırak dedim sana! Jungkook bileğimi bırakınca nefretle ona baktım. Özür mü dinleyecekti benden? Gerçi bu buzdağından ne beklenirki! Jk: Nereye gidiyorsun? M: Seni ne ilgilendiriyor? Jk: Gayette ilgilendiriyor M: Neden? Jk: Eşinim ben senin Maria M: Ne güzel bir eş!Kadınına fahişe diyecek kadar saygılı! Jk: Ben- M: Seni daha fazla dinlemek istemiyorum, gideceğim yer belli. Bunu sende biliyorsun. Bir süreliğine böyle olması daha iyi olur. Hem beni görmezsin hemde daha varlığı olmayan bir bebekten rahatsız olmazsın. Jungkook’tan ayrılarak bahçe kapısından çıkmıştım. Arkamdan baktığına emindim ama ona dönmeyecektim. Saçıma düşen yağmur damlasıyla gökyüzüne bakmıştım. M: Bu yağmur bereket mi getiriyor yoksa hüzünü mü? . . . . . Joonların evine geldiğimde bitkin bir halde kapıyı çaldım. Bir dakika sonra kapıyı açan Tae olmuştu. Dehşete düşmüş derecede bana bakıyordu. Tae: Noldu kızım sana? Bu gözlerinin hali ne? M: İyiyim Tae, sorun yok. Tae: Benle dalga geçihor olmalısın, hiç aynaya baktın mı sen? M: İçeri alamayacak mısın? Tae yana çekilerek bana yol aştığında içeri girmiştim. Çantamı ayakkabılığın üzerine koymuş, montumu askılığa asmıştım. Tae’nin sorgulayıcı bakışları ise halen daha üzerimdeydi. M: Joon yok mu? Tae:Acil bir işi çıktığı için Almanya’ya gitti. aç mısın? M: Biraz sen yedin mi? Tae:Seni bekledim. M: O zaman mutfağa geçelim Yüzüme buruk bir gülümseme yerleştirerek Tae’ye bakarak mutfağa ilerledim. Arkamdan geliyordu. Tae: Ne olduğunu anlatamayacak mısın? M: Lütfen Tae Tae: Jungkook ile kavga ettiniz dimi? M: Tae sonra konuşalım Tae: iyi ama daha sonra kaçamazsın M: tamam Her ne kadar Tae’ye yardım etmek istememde buna izin vermemişti. Mutfak masasında oturmuş bekliyordum. Yavaş yavaş midemin yandığını hissettim. Bu yoğun koku beni öldürüyordu ve ben küsmak üzereyim. Koşarak mutfaktan çıktığımda banyoya zor yetişmiştim. Tuvaletin kapağını açarak öğürmeye başladığımda Tae koşarak banyoya girmişti. Beni bu halde görmesini istemiyordum. Çünkü Taeydi bu. Saf çocuksu haliyle her zaman benim iyiliğimi isterdi ve karşısında bitkili haldeyim. Durmak bilmeyen bu mide bulantım mahvetmişti beni.
M:Tanrı belasını! Tae: Maria, güzelim sen iyi değilsin hadi doktora gidelim. Yüzümü lavaboda yıkadığım sırada Taenin itirazları bitmek bilmiyordu. Havluyla yüzümü kuruladığımda ona döndüm. M: İyiyim Tae, bir anlık oldu sadece Tae: Bir anlık miden bulandı öyle mi? M: Evet Tae: pek inandırıcı gelmedi ama neyse M: Ne olmasını bekliyorsun Tae? Tae: Bilmem M: Hadi çıkalım Tae: iyisin dimi? M: İyiyimm Tae ile banyodan çıktığımızda bir daha kusmamak için mutfağa girmek istememiştim. Tae’den izin alarak misafir odasına geçmiş, yatağa yatmıştım. Uykum vardı ve ben kendimi uykunun kollarına teslim etmiştim… (Burada pek ayrıntıya girmeyeceğim, eve dönüyor falan filan) -Doğuma 2 Hafta Kala- Karnımı okşayarak balkona çıktığımda güzel bir hava beni karşılamıştı. Doğuma az bir süre kalmışken karnım epey büyümüştü. Küçük bir oğlum olacağı için heyecanlıydım. Fakat bu Jungkook için geçerli mi bilmiyorum. Hamilelik döneminde genellikle uyuduğum için fazla muhattap olmuyordum onunla. Oda benimle aynı şekilde muhattap olmuyordu. Bir evin içinde iki yabancı. Oğlumun adını dahaden düşünmedim. Odasını Tae ile birlikte hazırlamıştık. İlk başlarda ona söylemediğim için bana kızmıştı. Ama daha sonrasında anlayışla karşılamıştı. Önümde ki manzarayı izlerken karnıma giren sancı belimi bükülmesin sağlamıştı. Fakat bu sancı diğerleri gibi değildi. Çok çok keskindi. Jungkook evde yoktu ve ben yalnızdım. Artan sancım İle içeriye girdiğimde bir yandan karnımı tutuyor bir yandan telefonumu nereye koydum diye bakıyordum. Ah bu ağrının altından kalkabileceğimi düşünmüyorum! Bacak aramda hissettiğim ıslaklık ile suyumun geldiğini anlamıştım. Hayır hayır çok erken olmaz olmaz! Telefonumu nihayetinde bulduğumda hemen Jungkook’u aramıştım. İlk aklıma gelen kişi oydu. Sancıya daha gazla dayanamayarak yere oturduğumda ağlamaya başlamıştım. Arama 📞 Jk: Ne var Maria? M: J-jungkook ah Jk: Maria ne oluyor? İyi misin? M: Çok çok sancım var! Jk: Dur dur tamam korkma korkma ben geleceğim. Sakin ol hemen geliyorum M: Jungkook! Jk: Efendim güzelim? İlk kez bana güzelim dedi… Buzdağım bana iltifat etti… M: Çok erken ah! Jk: hayır hayır korkma bir şey olmayacak bak ben şimdi şirketten çıktım eve geliyorum. Derin nefes al derin nefes ver hadi güzelim M: Ah yapamıyorum! Jk: tamam tamam benimle birlikte Jk: nefes al Jungkook’un dediği gibi onunla birlikte nefes alış verişlerini düzene sokmaya çalışıyordum. Yaklaşık on dakika sonra telefonu kapattığında geldiğini anlamıştım. Kapıyı anahtarıyla açtığında salona koştuğunu anladım. Beni yerde görünce hemen yanıma gelmiş saçlarımı yüzümden ayırmıştı. İlk kez korktuğunu görüyordum gözlerinde. Titriyordu benim ilk zamanlar titrediğimi gibi. Jk: korkma ben buradayım Jungkook beni kucağına alıp evden çıkardığında arabaya koşmuştu. Arka koltuğa yavaşça oturmuş kucağından indirmemişti beni. Jk: Hızlı ol! Jungkook şöföre emir verince hastaneye gitmeye başladık. Acım kat kat artmıştı. Dayanılmaz bir ağrıydı. Çaresizce Jungkook’a baktığımda endişeyle bana bakıyor yüzümü okşuyordu. Jk: Özür dilerim, özür dilerim. Ben lanet bir adamım, lütfen iyi ol, lütfen beni bırakma Mariam M: Jungkook ona ahh bir şey olamayacak dimi? Jk: olmayacak güzelim, olmayacak Dakikalar sonrasında hastaneye ulaştığımızda Jungkook hemen bir sedye çağırarak acile girmişti. Gerisini pek hatırlamıyorum ama Jungkook’un dudaklarından çıkan tek bir cümle vardı. Jk: Seni seviyorum, beni bırakma SON (Şaka lan şaka gül diye alttan devam hehe drama nasılda komedi sokuyorum ama 👌🏻)
. . . . Karnımdaki acı ve baş ağrısı ile gözümü açtığımda hastane odasında olduğumu anlamıştım. Yavaşça kendime geldiğimde karnımın artık küçüldüğünü fark ettim. Neredeydi? Oğlum neredeydi? Kendimi biraz toparlayınca odanın diğer köşesinde oturan Jungkook’u görmüştüm. M: J-jungkook Jungkook sanki korkmuş gibi yerinden kalkmış yanıma gelmişti hızlıca. Ben ona şaşkınca bakarken o sadece yanımda eğilmiş elimi ellerinin arasına almış tutuyordu. Ağlıyordu ve bunu benden saklıyordu. Benim buzdağim ağlıyordu. Jk: Özür dilerim, yeminle özür dilerim Maria.Çok korktum, seni kaybedeceğim diye. Ben seni köpekler gibi seviyormuşum Maria, köpekler gibi. Affet beni, özür dilerim meleğim M: Jungkook Jungkook ıslak gözlerle bana bakarken elimi kaldırarak yanaklarına götürmüştüm. O ağlıyor ben ağlıyordum. Buzdağı içindeki buzları eritmişti. M: Affediyorum. Jk: Gerçekten mi? Başımı sallayarak yanıt verdiğimde Jungkook aniden sarılmıştı bana. Dikişlerim acıdığı için istemsizce inlemiştim. Hemen benden ayrılıp korkuyla bana baktığında dudaklarım kıvrılmıştı. Jk: iyi misin? Neyin var? M: acıdı sadece Jk: ohh M: Jungkook? Jk: efendim güzelim? M: Bebeğim nerede? Jk: … M: J-jungkook lütfen yaşadığını söyle yalvarırım Jk: yaşıyor Maria M: S-sen ciddi misin? Jk: evet M: nerede? Jk: Erken doğduğu için kendi başına nefes alamıyor. Bu yüzden kuveze (!) koydular M: nefes alamıyor mu? Jk: Şuanlık, zamanla alacak M: Lütfen beni ona götür Jk: Pekala Jungkook’tan yardım alarak yataktan kalktığımda kolumdan tutarak bana destek oluyordu. Odadan çıktığımızda uzun bir koridor vardı. Ne yalan söyleyim bu koridor beni korkutmuştu. Koridorun sonunda Tae ve Joon’u gördüğümde yüzümde buruk bir gülümseme oldu. İkiside ayakta camdan bir şeyi izliyorlardı. İzlediklerini şey benim oğlumdu… Yavaş adımlarla yanlarına giderken Jungkook’a çevrildi başım. Halen daha ağlıyordu. İlk kez bu kadar pişman ve çaresiz gözüküyordu. Onu ilk defa böyle gördüm. M: Zırlamayı kes Onun lafını ona karşı kullandığımda bana bakmadan sırıttığını görmüştüm. Vay be buzdağı gülüyormuş. Bizimkilerin yanına geldiğimizde ikiside beni süzmüştü. Onlar ağlamış mıydı? Tae küçük bir çocukmuş gibi bana sarıldığında zorla kolları kaldırarak ona sarılmıştım. O sırada Joon ve Jungkook sarılıyordu. Joon ile sarıldıktan sonra cama baktım dikkatlice fakat perde olduğu için bir şey gözükmüyordu. M:N-neden perde var? J:Şimdi kapattılar Stresten tırnaklarımı yerken camın önünde öylece bekliyordum. Bir el ağzımdaki elimi çektiğinde kim olduğuna baktım. Jungkook’tu. Jk: Tırnaklarını yeme M: Onu bana göstermiyorlar Beş yaşındaki küçük çocuklar gibi şikayet ettiğimde elleri saçlarımı bulmuştu. Tane tane saçlarımı okşuyordu. Jk: Güzelim birazdan perdeyi açacaklar, açmazsalar burayı başlarına yıkarım Ağzımı aralayarak açtığım sırada perdenin çekildiğini gördüm. Heyecanla baktığımda küvezin içindeki minik bedeni görmem bir oldu. Küçük bedenine kablolar bağlanmıştı. Ama o hayata meydan okurcasına hareket etmeye çalışıyordu. Ayaklarını hareket ettirecek üzerindeki ince örtü bunu engelliyordu. Elim ağzımda şaşkınlıkla oğlumu izliyordum. Gözyaşlarım bu sefer mutluluktan akıyordu. M: Ben geldim annecim… Fısıltıyla konuşmaya çalıştım sanki onunla. Şuan yanında olup saçlarını okşamak, kokusunu içime çekmek istiyordum. Minik prensim… ağlayarak cam ekrana dokundum. Siyah saçlı kafasını hareket ettirdiğinde bize doğru dönmüştü. İki çift küçük göz… gözleri gözlerimle buluştuğu an dedim bu gözler benim hayatım olacak diye. Hıçkırarak ağlarken koridordan geçenleri takmıyordum. Jungkook’a baktığımda o cama sırtını dönmüştü. Ne yani hiç mi merak etmiyor? Az önce söyledikleri neydi o zaman? M: Jungkook… Jk: Efendim? M: Hiç mi merak etmiyorsun? Jk: Etmiyorum. M: A-ama az önce- Jk: Sana demiştim Maria ona babalık yapmayacağım. Tae: Jungkook yapma M: N-neden buradasın o zaman? Umrunda değiliz işte gitsene Jk: Gidemem M: Niye? Kendi çocuğunun yüzüne bakamayacak kadar iğrenç bir insansın sen Jk: Maria M: Yalan mı? J: Hastanede bari tartışmayın,yeter. Jungkook sen bahçeye çık. Jk: Ama- J: Bahçeye çık, yoksa sinirimi senden çıkaracağım Jungkook bir şey demeden arkasını çekip uzaklaşmıştı bizden. Sergilediği tavırlar neydi şimdi? Bunu yapması gerekiyor muydu? Joon’a acıyla bakarken sinirli olduğu herhalinden belliydi. Yanına giderek ona sarıldığımda afallamış gözüküyordu. Ama ben hıçkırıkların içinde boğuluyordum. Halimi anlatsalar anlatsalar şöyle olurdu: Kalbi kırık bir kıza verilen umut ona bütün şeylerin olduğunu gösterir. Ama o umutlardan birisi yok olduğunda o kız yine paramparça olmaktan başka bir şey olmaz. M: Joon o beni hiç sevmiyor… J: Seni seviyor Maria, korkuyor sadece M: Korkuyor mu? J: Kötü bir çocukluk geçirdi, babası yüzünden M: Ama böyle davranması iğrenç hissettiriyor, bakmaya tahammül edemedi. J: Zamana ihtiyacı var M: Dayanamıyorum Joon, her zaman bunu yapıyor. Zayıf noktamı bulduğu an acımıyor. J: Tamam bak bunları düşünmeyelim, hadi bak oğlun sana bakıyor. Joon’un gözdesinden başımı kaldırdığımda cama tekrar bakmıştım. Küçük gözleriyle beni izliyordu halen daha. İyi hisseder diye gülümsemiştim gözyaşlarının altından. İyi olacaksın bebeğim, sana söz veriyorum…
-3 Hafta Sonra- Hastaneden çıktıktan sonra iki gün geçmişti. Bebeğime kavuştuğumda, onun minik ellerini tuttuğumda, kokusunu içime çektiğimde her şey bir anda benim olmuştu. Siyah irisleri kahverengi irislerimle çoğu kez birleşiyordu. İnanın ban anı dünyanın en iyi hissi. Jungkook o günkü tavırlarını bırakmıştı. Ama Jung’a hiç bir ilgi göstermiyordu. Benimle iyi geçiniyordu. Anlamış değilim ama kötü bir çocukluk geçirmek çocukluk geçirememekten daha kötü. Onu anlamaya çalışıyorum, umarım zamanla alışır. Jung’u uyutmuş üzerini örttükten sonra yüzüne doya doya bakmıştım. Saçlarını öperek odadan çıktığımda olabildiğince sessiz davranmaya çalışıyordum. En ufak seste uyanıyordu. Aşağıya indiğimde Jungkook balkonda olduğunu gördüm. Fazla takmayarak mutfağa girmiştim. Akşam için yemek hazırlamam lazımdı. -15 Dakika Sonra- Jungkook’un mutfağa girmesini fark etmememiştim. Yalancı bir öksürükle varlığını belli ettiğinde arkamı dönerek ona baktım. Jk: Ben çalışma odasındayım M: Tamam birazdan yemekler hazır olur Jk: Şimdiden nefis kokuyorlar M: Teşekkür ederim Gülümseyerek söylediği söz üzerine soğuk yanıtım onu üzmüş olacak ki duymakta zorlandığım mırıltılar çıkarmıştı. O mutfağa giderken bende çorbayı karıştırıyordum… Yemekleri hazırlamış masayı kurduktan sonra Jungkook’u çağırmak için yukarıya çıktım. Çalışma odasına ilerlerken Jung’un kapısını aralı olduğunu gördüm. İyi de ben kapıyı kapatmıştım. Neyse gidiyim bir bakıyım, hem özledim! Kapıya yaklaştığım sırada içeriden Jungkook’un sesini duymuştum. Aralı kapıdan baktığımda sırtı kapıya dönüktü ve o… o Jung’u kucağına almıştı. Doğru duydunuz, Jungkook Jung’u kucağına almıştı! Biraz izlemekten zarar gelmez dedim. Yavaş yavaş Jung’u kucağında sallamaya başlamıştı. Ayrıca bir şeyler mırıldanıyordu. Jk: Özür dilerim Jung. Sana babalık yapmaktan korkuyorum. Anneni de üzdüm biliyor musun? Gözlerine her baktığımda kahverengi irisleri beni buralar götürüyor Jung, saçları beni öldürüyor. Ama üzdüm onu, hemde defalarca. Seni de üzüyor muyum? Biliyorum kötü bir adamım. Bencilin, aptalın tekiyim hatta. Lakin korkuyorum oğlum. Sana kötü davranırım diye. Yaşadıklarımı sana yaşatmak istemiyorum… bana benziyorsun. Siyah saçların, büyük gözlerim, hatta hatta burnun bile benim burnuma benziyor. Ben senden nasıl ayrı duracağım söyle bana. O kadar masum duruyorsun ki sana doya doya sarılmak istiyorum. Cennet kokunu her gün koklamak istiyorum. Üzgünüm oğlum, ben yüreksizin tekiyim. Sesinin titremesinden ağladığı belli oluyordu benim buzdağımın🥺. Onları izlerken ben ne ara ağladığımı hatırlamıyorum bile. Jungkook Jung’un alnını öpmüş sonra beşiğine yatırarak üzerini örtmüştü. Biraz daha Jung’u izlerken artık dayanamayarak odaya girdim. Aniden girmem Jungkook’u korkutmuş olmalı ki korkuyla bana bakmıştı. Halini görmeliydiniz. İki elini havaya kaldırmış suçlular gibi duruyordu.Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum. M: Sizi yakaladım bayım. Jk: Açıklayabilirim İkimiz arasında ki bu diyaloğa birlikte gülmüştük. Hatta epeyce güldük, gülmekten karnımın ağırlığını bile hissediyordum. İnsan sevdiği kişinin yanında çok gülermiş, ben onu seviyordum… En sonunda gülmeyi bırakarak kendimi duvara yaslı bir şekilde yerde oturan Jungkook’un yanına oturmuştum. Jung belki de uyanmıştı ki illa ki uyanmıştır. Sesini çıkarmadığına göre sorun yok. Başımı yana çevirerek Jungkook’a baktığımda başını duvara yaslanmış, gözlerini kapalı tutuyordu. Konuşmuyordu, konuşmuyordum. Aniden gelen istekle dudaklarına yaklaşmış öylece durmuştum. Nefesimi hissetmiş olacak ki dudağının kenarı kıvrılmıştı. Elini belime koyarak beni kendine çektiğinde dudaklarımız buluşmuştu. Ne o hareket ediyordu ne ben. Sadece dudakları dudaklarımdaydı. Yavaşça hareket etti. Yıllardır kavuşamayan aşıklar gibi öpüyordu beni. Narin dudaklarında ki tat kesinlikle hiç bir şeyde yoktu. Nefesimi içine çekerek dudağımdan ayrıldığında alınlarımızı birleştirdik. Onun elleri belindeyken benim ellerim onun yanaklarındaydı. Nefesini içime çekiyordum. Biz az önce isteyerek öpüştük… İkimizde gözlerimizi açtığımızda sırıtmıştık. Deli gibi sırıtıyorduk. Jk: Bana kızdın mı? M: Hayır… Jk: Özür dilerim, her şey için. Sadece korkuyordum. Ama yemin ederim, artık çabalayacağım. Söz veriyorum. M: İçinde ağlayan çocuğu senin için gülümseteceğim Jk: Seni seviyorum M: Seni seviyorum Jungkook dudaklarımı son kez öptü. İlk ben ayağa kalkarak elimi uzattım. Elimi tutarak oda ayağa kalkarak elimi bırakmadı tuttu. Beşiğin yanına geldiğimizde Jung bize bakıyordu. Bu haliyle o kadar tatlıydı ki akşam yemeğine onu yiyebilirdim! M: Hadi al kucağına da aşağı inelim Jk: Ben mi? M: Az önce gördüm Jk: Biliyorum 😉 M: Bildiğini en başından beri biliyordum Jungkook Jung’u kucağına aldığında ikiliyi süzmüştüm. Fazla iyi görünüyorlardı. M: Benim adamlarım diğerlerine bin basar Jk: Benim kadınım diğerleriyle kıyaslanamaz Jungkook bir yandan Jung’u tutarken bir yandan benim elimi tutuyordu. Biz diye bir şeyin var olacağına inanmamıştım. İnanmak aklımın ucundan bile geçmemişti. Ama son bir umut olur içinizde. O umuru kaybetmeyin, umudunuzu büyütün. SON 🕊 Nasıl oldu bilmiyorum ama iyi. Yorumlarınızı bekliyor olacağım.🦋
arkadaşlar benim çok ünlü bi yazar arkadaşım var biliyormusunuz mükkemel hikayeler yazar hatta satırlarını okuduğunuzda başka bi diyara gidersiniz öyle güzel yazar ki bu kızın aklına nasıl geliyor bunlar dersiniz ve ben onla gurur duyuyorum
Hikayeyi diger kanallar gibi kestirip atmadan cabucak bitirmeden yavas ve olaylari atlamadan anlattigin icin cok hosuma gitti uzun zamandir bu konuda agız tadıyla kurgu okuyamıyordum ve cok mutlu oldum basarıların devamını dilerim 🐾
Dedim tae ilgileniyo fln adini birlikte koydular tae ile birlikte evlencekler fln zannettim ohhh jeon ile buyutuyolar taehyung'uda seviyorum hatta 2. Biasim ama Jk ile mutlu olsunlar istedim tae nin arkadasligina asik oldummm bizimde soyle ilgilenip kardesimiz gibi olan bi arkadasimiz olurmu beee
Çok çok güzel olmuş bayıldım senin bütün hikayelerin beni duygulandırıyor bu hikaye o kadar güzel ki bazen ağladım bazen güldüm... Bütün duyguları bir arada yaşadım o olayın içinde hissettim çok güzel yazıyorsun bize böyle mukellmellll hikâyeler sunduğun için teşekkür ederim 💜...
Son yazdigin yerde dedim part 2 yemi kalicazzz fln sonra assagiya indim derin bir ohhh cekip kahkahalara boguldum dramanin tam ortasina komedi cok iyiydi
Tamam, bu hayatimda like attigim ilk fiction ve itiraf edeyim; cidden mukemmeldi. Yani ben bunu taekooker oldugum icin taekook olarak hayal ediyorum ama cidden bu cok guzel olmus
Ben geldimmm bu arada ben bi tane seri okudum senin serilerinden adı genç yaşta hamile kalırsın yanlış hatırlamıyorsam. İşte o okuduğum en güzel seriler arasında birinciliği hak etti bence. Çünkü çok mükemmeldi. Eminim bu bölümde mükemmeldir aynı senin gibi
Offf ben çok meraklıyım bilmiyorum neden ama sende bir değişiklik hissettim sana garip gelebilir bu değişiklik seni değişik hissetmemin sebebi: sürekli hayatla mücadele konularını ele alarak hikayeler yazıyorsun acaba gerçekte yaşadığın olayları yazıya döküyor olabilir misin yanlış anlamış olabilirim işi eğer bir derdin varsa dinlemeye hazırım ❤
Çook güzeldi sırf anlaşmalı evlilik yaptığı için mi eve geri dönmüştü Joonlarin evinden direkt Jeon ile yaşadığı eve geçti nasıl affedebildi yani o kısımda.. ellerine sağlık her şeyi en ince ayrıntısına kadar aktardığın için. 💜💜
@@jjeonxdv anladim o zaman anlaşmayı bitirmeyi teklif edebilirdi bence madem o lafları edebiliyor değeri de yoktur gözünde hemde çocuğu da istemiyordu ama iç yüzü farklı tabii kii o yüzden Jeon'a da hak vermemezlik olmazdı.. Ne demek rica ederim 💜🥰
Bu adam seni sınıyor Maria yapıştır cevabı!
M: Rahmime seni zorla girdirtmedim!
Eyvah Maria! Şuan burnumun dibinde olan buzdağına bakıyordum. Aldığı soluk sayılamazken ben soluk almıyordum bile. Yandın kızım sen bu adam seni lime lime yer!
Jk: Altımda fahişeden farksız inleyen sendin!
M: Ne?
Ağzımdan çıkan tek bir kelime olmuştu.Elimi kalbime koyarak ondan uzaklaştığımda ağlamam şiddetlenmişti. O gerçekten de bana onu söyledi mi? Gerçekten o kelimeyi bana yakıştırdı mı? Elimle göğsümü bastırıyor bütün hıncımı kendimden çıkarmak istiyordum. Hayal kırıklığıyla ona baktığımda ne dediğinin farkında yeni varmıştı. Ağzını aralamış konuşacakken elimi kaldırıp durdurmuştum onu.
M: Tek kelime dahi etme…
Jk:Maria…
Elimde tuttuğum testi yere bırakarak salondan hızlı adımlarla çıkmıştım. Az önce evin içine gözyaşlarım gezinirken şimdi hıçkırıklarım yankı yapıyordu. Odama girer girmez kapıyı kilitleyerek yere bırakmıştım kendimi. Ellerimi saçlarıma götürmüş diplerini karıştırmıştım. Şu halime bak! Adamın iyiliği için onunla aynı soyadı taşıyorum, üstüne üstlük bilmeden beraber oluyoruz ve bana taktığı iğrenç kelime… ben bunu hak etmedim. En azından o kelimeyi hak etmedim. Bir süre ayrı kalmak bana iyi gelecekti. O yüzden oturduğum yerden kalkmış yatağın üzerinde bulunan telefonumu elime almıştım. Arayacağım kişiler sayılıydı; Joon ve Tae.Ben bir İspanyalıydım ve Kore’de tanıdığım tek Jungkook,Joon ve Taeydı.Onlarda Jungkook’un en yakın arkadaşı.
Aramayı başlattığım da bir kaç saniye çalmış daha soruna yanıt almıştım.
Arama 📞
Joon: Efendim?
M: J-Joon
Joon: Maria sen ağlıyor musun?
M: Sana gelebilir miyim?
Joon: Gel, gel tabii ki. Sen iyi misin?
M: Geldiğimde konuşsak?
Joon: Sen nasıl istersen
M: Teşekkür ederim
Joon: Lafı bile olmaz
Aramayı sonlandırarak dolaptaki sırt çantamı çıkardım. Bir iki hafta onun yüzünü görmek istemiyordum. Kendime yeterinde kıyafet aldığımda çantama kitap atarak kapatmıştım. Gerekli olan herşeyim hazırdı. Üzerimdeki kıyafetlerden kurtularak kalın bir şeyler giydim. Dışarıda yağmur vardı. Son kez kontrollerimi yapıp montumu giydim ve çantamı alarak odadan çıktım. Kuruyan gözyaşlarım yanaklarımı acıtsa da umrumda değildi.
Evden çıktığımda bahçede Jungkook’u görüşmüştüm. Yüzünde anlam veremediği bir ifadeyle bana yaklaşmıştı. Ama yüzüne bakmadan yanından geçtiğimde bileğimi kavramıştı.
M: Bırak bileğimi!
Jk: Bak Maria-
M: Bırak dedim sana!
Jungkook bileğimi bırakınca nefretle ona baktım. Özür mü dinleyecekti benden? Gerçi bu buzdağından ne beklenirki!
Jk: Nereye gidiyorsun?
M: Seni ne ilgilendiriyor?
Jk: Gayette ilgilendiriyor
M: Neden?
Jk: Eşinim ben senin Maria
M: Ne güzel bir eş!Kadınına fahişe diyecek kadar saygılı!
Jk: Ben-
M: Seni daha fazla dinlemek istemiyorum, gideceğim yer belli. Bunu sende biliyorsun. Bir süreliğine böyle olması daha iyi olur. Hem beni görmezsin hemde daha varlığı olmayan bir bebekten rahatsız olmazsın.
Jungkook’tan ayrılarak bahçe kapısından çıkmıştım. Arkamdan baktığına emindim ama ona dönmeyecektim. Saçıma düşen yağmur damlasıyla gökyüzüne bakmıştım.
M: Bu yağmur bereket mi getiriyor yoksa hüzünü mü?
.
.
.
.
.
Joonların evine geldiğimde bitkin bir halde kapıyı çaldım. Bir dakika sonra kapıyı açan Tae olmuştu. Dehşete düşmüş derecede bana bakıyordu.
Tae: Noldu kızım sana? Bu gözlerinin hali ne?
M: İyiyim Tae, sorun yok.
Tae: Benle dalga geçihor olmalısın, hiç aynaya baktın mı sen?
M: İçeri alamayacak mısın?
Tae yana çekilerek bana yol aştığında içeri girmiştim. Çantamı ayakkabılığın üzerine koymuş, montumu askılığa asmıştım. Tae’nin sorgulayıcı bakışları ise halen daha üzerimdeydi.
M: Joon yok mu?
Tae:Acil bir işi çıktığı için Almanya’ya gitti. aç mısın?
M: Biraz sen yedin mi?
Tae:Seni bekledim.
M: O zaman mutfağa geçelim
Yüzüme buruk bir gülümseme yerleştirerek Tae’ye bakarak mutfağa ilerledim. Arkamdan geliyordu.
Tae: Ne olduğunu anlatamayacak mısın?
M: Lütfen Tae
Tae: Jungkook ile kavga ettiniz dimi?
M: Tae sonra konuşalım
Tae: iyi ama daha sonra kaçamazsın
M: tamam
Her ne kadar Tae’ye yardım etmek istememde buna izin vermemişti. Mutfak masasında oturmuş bekliyordum. Yavaş yavaş midemin yandığını hissettim. Bu yoğun koku beni öldürüyordu ve ben küsmak üzereyim. Koşarak mutfaktan çıktığımda banyoya zor yetişmiştim. Tuvaletin kapağını açarak öğürmeye başladığımda Tae koşarak banyoya girmişti. Beni bu halde görmesini istemiyordum. Çünkü Taeydi bu. Saf çocuksu haliyle her zaman benim iyiliğimi isterdi ve karşısında bitkili haldeyim. Durmak bilmeyen bu mide bulantım mahvetmişti beni.
M:Tanrı belasını!
Tae: Maria, güzelim sen iyi değilsin hadi doktora gidelim.
Yüzümü lavaboda yıkadığım sırada Taenin itirazları bitmek bilmiyordu. Havluyla yüzümü kuruladığımda ona döndüm.
M: İyiyim Tae, bir anlık oldu sadece
Tae: Bir anlık miden bulandı öyle mi?
M: Evet
Tae: pek inandırıcı gelmedi ama neyse
M: Ne olmasını bekliyorsun Tae?
Tae: Bilmem
M: Hadi çıkalım
Tae: iyisin dimi?
M: İyiyimm
Tae ile banyodan çıktığımızda bir daha kusmamak için mutfağa girmek istememiştim. Tae’den izin alarak misafir odasına geçmiş, yatağa yatmıştım. Uykum vardı ve ben kendimi uykunun kollarına teslim etmiştim…
(Burada pek ayrıntıya girmeyeceğim, eve dönüyor falan filan)
-Doğuma 2 Hafta Kala-
Karnımı okşayarak balkona çıktığımda güzel bir hava beni karşılamıştı. Doğuma az bir süre kalmışken karnım epey büyümüştü. Küçük bir oğlum olacağı için heyecanlıydım. Fakat bu Jungkook için geçerli mi bilmiyorum. Hamilelik döneminde genellikle uyuduğum için fazla muhattap olmuyordum onunla. Oda benimle aynı şekilde muhattap olmuyordu. Bir evin içinde iki yabancı. Oğlumun adını dahaden düşünmedim. Odasını Tae ile birlikte hazırlamıştık. İlk başlarda ona söylemediğim için bana kızmıştı. Ama daha sonrasında anlayışla karşılamıştı.
Önümde ki manzarayı izlerken karnıma giren sancı belimi bükülmesin sağlamıştı. Fakat bu sancı diğerleri gibi değildi. Çok çok keskindi. Jungkook evde yoktu ve ben yalnızdım. Artan sancım İle içeriye girdiğimde bir yandan karnımı tutuyor bir yandan telefonumu nereye koydum diye bakıyordum. Ah bu ağrının altından kalkabileceğimi düşünmüyorum!
Bacak aramda hissettiğim ıslaklık ile suyumun geldiğini anlamıştım. Hayır hayır çok erken olmaz olmaz!
Telefonumu nihayetinde bulduğumda hemen Jungkook’u aramıştım. İlk aklıma gelen kişi oydu. Sancıya daha gazla dayanamayarak yere oturduğumda ağlamaya başlamıştım.
Arama 📞
Jk: Ne var Maria?
M: J-jungkook ah
Jk: Maria ne oluyor? İyi misin?
M: Çok çok sancım var!
Jk: Dur dur tamam korkma korkma ben geleceğim. Sakin ol hemen geliyorum
M: Jungkook!
Jk: Efendim güzelim?
İlk kez bana güzelim dedi… Buzdağım bana iltifat etti…
M: Çok erken ah!
Jk: hayır hayır korkma bir şey olmayacak bak ben şimdi şirketten çıktım eve geliyorum. Derin nefes al derin nefes ver hadi güzelim
M: Ah yapamıyorum!
Jk: tamam tamam benimle birlikte
Jk: nefes al
Jungkook’un dediği gibi onunla birlikte nefes alış verişlerini düzene sokmaya çalışıyordum. Yaklaşık on dakika sonra telefonu kapattığında geldiğini anlamıştım. Kapıyı anahtarıyla açtığında salona koştuğunu anladım.
Beni yerde görünce hemen yanıma gelmiş saçlarımı yüzümden ayırmıştı. İlk kez korktuğunu görüyordum gözlerinde. Titriyordu benim ilk zamanlar titrediğimi gibi.
Jk: korkma ben buradayım
Jungkook beni kucağına alıp evden çıkardığında arabaya koşmuştu. Arka koltuğa yavaşça oturmuş kucağından indirmemişti beni.
Jk: Hızlı ol!
Jungkook şöföre emir verince hastaneye gitmeye başladık. Acım kat kat artmıştı. Dayanılmaz bir ağrıydı. Çaresizce Jungkook’a baktığımda endişeyle bana bakıyor yüzümü okşuyordu.
Jk: Özür dilerim, özür dilerim. Ben lanet bir adamım, lütfen iyi ol, lütfen beni bırakma Mariam
M: Jungkook ona ahh bir şey olamayacak dimi?
Jk: olmayacak güzelim, olmayacak
Dakikalar sonrasında hastaneye ulaştığımızda Jungkook hemen bir sedye çağırarak acile girmişti. Gerisini pek hatırlamıyorum ama Jungkook’un dudaklarından çıkan tek bir cümle vardı.
Jk: Seni seviyorum, beni bırakma
SON
(Şaka lan şaka gül diye alttan devam hehe drama nasılda komedi sokuyorum ama 👌🏻)
.
.
.
.
Karnımdaki acı ve baş ağrısı ile gözümü açtığımda hastane odasında olduğumu anlamıştım. Yavaşça kendime geldiğimde karnımın artık küçüldüğünü fark ettim. Neredeydi? Oğlum neredeydi? Kendimi biraz toparlayınca odanın diğer köşesinde oturan Jungkook’u görmüştüm.
M: J-jungkook
Jungkook sanki korkmuş gibi yerinden kalkmış yanıma gelmişti hızlıca. Ben ona şaşkınca bakarken o sadece yanımda eğilmiş elimi ellerinin arasına almış tutuyordu. Ağlıyordu ve bunu benden saklıyordu. Benim buzdağim ağlıyordu.
Jk: Özür dilerim, yeminle özür dilerim Maria.Çok korktum, seni kaybedeceğim diye. Ben seni köpekler gibi seviyormuşum Maria, köpekler gibi. Affet beni, özür dilerim meleğim
M: Jungkook
Jungkook ıslak gözlerle bana bakarken elimi kaldırarak yanaklarına götürmüştüm. O ağlıyor ben ağlıyordum. Buzdağı içindeki buzları eritmişti.
M: Affediyorum.
Jk: Gerçekten mi?
Başımı sallayarak yanıt verdiğimde Jungkook aniden sarılmıştı bana. Dikişlerim acıdığı için istemsizce inlemiştim. Hemen benden ayrılıp korkuyla bana baktığında dudaklarım kıvrılmıştı.
Jk: iyi misin? Neyin var?
M: acıdı sadece
Jk: ohh
M: Jungkook?
Jk: efendim güzelim?
M: Bebeğim nerede?
Jk: …
M: J-jungkook lütfen yaşadığını söyle yalvarırım
Jk: yaşıyor Maria
M: S-sen ciddi misin?
Jk: evet
M: nerede?
Jk: Erken doğduğu için kendi başına nefes alamıyor. Bu yüzden kuveze (!) koydular
M: nefes alamıyor mu?
Jk: Şuanlık, zamanla alacak
M: Lütfen beni ona götür
Jk: Pekala
Jungkook’tan yardım alarak yataktan kalktığımda kolumdan tutarak bana destek oluyordu. Odadan çıktığımızda uzun bir koridor vardı. Ne yalan söyleyim bu koridor beni korkutmuştu. Koridorun sonunda Tae ve Joon’u gördüğümde yüzümde buruk bir gülümseme oldu. İkiside ayakta camdan bir şeyi izliyorlardı. İzlediklerini şey benim oğlumdu…
Yavaş adımlarla yanlarına giderken Jungkook’a çevrildi başım. Halen daha ağlıyordu. İlk kez bu kadar pişman ve çaresiz gözüküyordu. Onu ilk defa böyle gördüm.
M: Zırlamayı kes
Onun lafını ona karşı kullandığımda bana bakmadan sırıttığını görmüştüm. Vay be buzdağı gülüyormuş.
Bizimkilerin yanına geldiğimizde ikiside beni süzmüştü. Onlar ağlamış mıydı? Tae küçük bir çocukmuş gibi bana sarıldığında zorla kolları kaldırarak ona sarılmıştım. O sırada Joon ve Jungkook sarılıyordu. Joon ile sarıldıktan sonra cama baktım dikkatlice fakat perde olduğu için bir şey gözükmüyordu.
M:N-neden perde var?
J:Şimdi kapattılar
Stresten tırnaklarımı yerken camın önünde öylece bekliyordum. Bir el ağzımdaki elimi çektiğinde kim olduğuna baktım. Jungkook’tu.
Jk: Tırnaklarını yeme
M: Onu bana göstermiyorlar
Beş yaşındaki küçük çocuklar gibi şikayet ettiğimde elleri saçlarımı bulmuştu. Tane tane saçlarımı okşuyordu.
Jk: Güzelim birazdan perdeyi açacaklar, açmazsalar burayı başlarına yıkarım
Ağzımı aralayarak açtığım sırada perdenin çekildiğini gördüm. Heyecanla baktığımda küvezin içindeki minik bedeni görmem bir oldu. Küçük bedenine kablolar bağlanmıştı. Ama o hayata meydan okurcasına hareket etmeye çalışıyordu. Ayaklarını hareket ettirecek üzerindeki ince örtü bunu engelliyordu. Elim ağzımda şaşkınlıkla oğlumu izliyordum. Gözyaşlarım bu sefer mutluluktan akıyordu.
M: Ben geldim annecim…
Fısıltıyla konuşmaya çalıştım sanki onunla. Şuan yanında olup saçlarını okşamak, kokusunu içime çekmek istiyordum. Minik prensim… ağlayarak cam ekrana dokundum. Siyah saçlı kafasını hareket ettirdiğinde bize doğru dönmüştü. İki çift küçük göz… gözleri gözlerimle buluştuğu an dedim bu gözler benim hayatım olacak diye. Hıçkırarak ağlarken koridordan geçenleri takmıyordum. Jungkook’a baktığımda o cama sırtını dönmüştü. Ne yani hiç mi merak etmiyor? Az önce söyledikleri neydi o zaman?
M: Jungkook…
Jk: Efendim?
M: Hiç mi merak etmiyorsun?
Jk: Etmiyorum.
M: A-ama az önce-
Jk: Sana demiştim Maria ona babalık yapmayacağım.
Tae: Jungkook yapma
M: N-neden buradasın o zaman? Umrunda değiliz işte gitsene
Jk: Gidemem
M: Niye? Kendi çocuğunun yüzüne bakamayacak kadar iğrenç bir insansın sen
Jk: Maria
M: Yalan mı?
J: Hastanede bari tartışmayın,yeter. Jungkook sen bahçeye çık.
Jk: Ama-
J: Bahçeye çık, yoksa sinirimi senden çıkaracağım
Jungkook bir şey demeden arkasını çekip uzaklaşmıştı bizden. Sergilediği tavırlar neydi şimdi? Bunu yapması gerekiyor muydu? Joon’a acıyla bakarken sinirli olduğu herhalinden belliydi. Yanına giderek ona sarıldığımda afallamış gözüküyordu. Ama ben hıçkırıkların içinde boğuluyordum. Halimi anlatsalar anlatsalar şöyle olurdu: Kalbi kırık bir kıza verilen umut ona bütün şeylerin olduğunu gösterir. Ama o umutlardan birisi yok olduğunda o kız yine paramparça olmaktan başka bir şey olmaz.
M: Joon o beni hiç sevmiyor…
J: Seni seviyor Maria, korkuyor sadece
M: Korkuyor mu?
J: Kötü bir çocukluk geçirdi, babası yüzünden
M: Ama böyle davranması iğrenç hissettiriyor, bakmaya tahammül edemedi.
J: Zamana ihtiyacı var
M: Dayanamıyorum Joon, her zaman bunu yapıyor. Zayıf noktamı bulduğu an acımıyor.
J: Tamam bak bunları düşünmeyelim, hadi bak oğlun sana bakıyor.
Joon’un gözdesinden başımı kaldırdığımda cama tekrar bakmıştım. Küçük gözleriyle beni izliyordu halen daha. İyi hisseder diye gülümsemiştim gözyaşlarının altından. İyi olacaksın bebeğim, sana söz veriyorum…
-3 Hafta Sonra-
Hastaneden çıktıktan sonra iki gün geçmişti. Bebeğime kavuştuğumda, onun minik ellerini tuttuğumda, kokusunu içime çektiğimde her şey bir anda benim olmuştu. Siyah irisleri kahverengi irislerimle çoğu kez birleşiyordu. İnanın ban anı dünyanın en iyi hissi.
Jungkook o günkü tavırlarını bırakmıştı. Ama Jung’a hiç bir ilgi göstermiyordu. Benimle iyi geçiniyordu. Anlamış değilim ama kötü bir çocukluk geçirmek çocukluk geçirememekten daha kötü. Onu anlamaya çalışıyorum, umarım zamanla alışır.
Jung’u uyutmuş üzerini örttükten sonra yüzüne doya doya bakmıştım. Saçlarını öperek odadan çıktığımda olabildiğince sessiz davranmaya çalışıyordum. En ufak seste uyanıyordu. Aşağıya indiğimde Jungkook balkonda olduğunu gördüm. Fazla takmayarak mutfağa girmiştim. Akşam için yemek hazırlamam lazımdı.
-15 Dakika Sonra-
Jungkook’un mutfağa girmesini fark etmememiştim. Yalancı bir öksürükle varlığını belli ettiğinde arkamı dönerek ona baktım.
Jk: Ben çalışma odasındayım
M: Tamam birazdan yemekler hazır olur
Jk: Şimdiden nefis kokuyorlar
M: Teşekkür ederim
Gülümseyerek söylediği söz üzerine soğuk yanıtım onu üzmüş olacak ki duymakta zorlandığım mırıltılar çıkarmıştı. O mutfağa giderken bende çorbayı karıştırıyordum…
Yemekleri hazırlamış masayı kurduktan sonra Jungkook’u çağırmak için yukarıya çıktım. Çalışma odasına ilerlerken Jung’un kapısını aralı olduğunu gördüm. İyi de ben kapıyı kapatmıştım. Neyse gidiyim bir bakıyım, hem özledim!
Kapıya yaklaştığım sırada içeriden Jungkook’un sesini duymuştum. Aralı kapıdan baktığımda sırtı kapıya dönüktü ve o… o Jung’u kucağına almıştı. Doğru duydunuz, Jungkook Jung’u kucağına almıştı! Biraz izlemekten zarar gelmez dedim. Yavaş yavaş Jung’u kucağında sallamaya başlamıştı. Ayrıca bir şeyler mırıldanıyordu.
Jk: Özür dilerim Jung. Sana babalık yapmaktan korkuyorum. Anneni de üzdüm biliyor musun? Gözlerine her baktığımda kahverengi irisleri beni buralar götürüyor Jung, saçları beni öldürüyor. Ama üzdüm onu, hemde defalarca. Seni de üzüyor muyum? Biliyorum kötü bir adamım. Bencilin, aptalın tekiyim hatta. Lakin korkuyorum oğlum. Sana kötü davranırım diye. Yaşadıklarımı sana yaşatmak istemiyorum… bana benziyorsun. Siyah saçların, büyük gözlerim, hatta hatta burnun bile benim burnuma benziyor. Ben senden nasıl ayrı duracağım söyle bana. O kadar masum duruyorsun ki sana doya doya sarılmak istiyorum. Cennet kokunu her gün koklamak istiyorum. Üzgünüm oğlum, ben yüreksizin tekiyim.
Sesinin titremesinden ağladığı belli oluyordu benim buzdağımın🥺. Onları izlerken ben ne ara ağladığımı hatırlamıyorum bile. Jungkook Jung’un alnını öpmüş sonra beşiğine yatırarak üzerini örtmüştü. Biraz daha Jung’u izlerken artık dayanamayarak odaya girdim. Aniden girmem Jungkook’u korkutmuş olmalı ki korkuyla bana bakmıştı. Halini görmeliydiniz. İki elini havaya kaldırmış suçlular gibi duruyordu.Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum.
M: Sizi yakaladım bayım.
Jk: Açıklayabilirim
İkimiz arasında ki bu diyaloğa birlikte gülmüştük. Hatta epeyce güldük, gülmekten karnımın ağırlığını bile hissediyordum. İnsan sevdiği kişinin yanında çok gülermiş, ben onu seviyordum…
En sonunda gülmeyi bırakarak kendimi duvara yaslı bir şekilde yerde oturan Jungkook’un yanına oturmuştum. Jung belki de uyanmıştı ki illa ki uyanmıştır. Sesini çıkarmadığına göre sorun yok.
Başımı yana çevirerek Jungkook’a baktığımda başını duvara yaslanmış, gözlerini kapalı tutuyordu. Konuşmuyordu, konuşmuyordum. Aniden gelen istekle dudaklarına yaklaşmış öylece durmuştum. Nefesimi hissetmiş olacak ki dudağının kenarı kıvrılmıştı. Elini belime koyarak beni kendine çektiğinde dudaklarımız buluşmuştu. Ne o hareket ediyordu ne ben. Sadece dudakları dudaklarımdaydı. Yavaşça hareket etti. Yıllardır kavuşamayan aşıklar gibi öpüyordu beni. Narin dudaklarında ki tat kesinlikle hiç bir şeyde yoktu. Nefesimi içine çekerek dudağımdan ayrıldığında alınlarımızı birleştirdik. Onun elleri belindeyken benim ellerim onun yanaklarındaydı. Nefesini içime çekiyordum. Biz az önce isteyerek öpüştük…
İkimizde gözlerimizi açtığımızda sırıtmıştık. Deli gibi sırıtıyorduk.
Jk: Bana kızdın mı?
M: Hayır…
Jk: Özür dilerim, her şey için. Sadece korkuyordum. Ama yemin ederim, artık çabalayacağım. Söz veriyorum.
M: İçinde ağlayan çocuğu senin için gülümseteceğim
Jk: Seni seviyorum
M: Seni seviyorum
Jungkook dudaklarımı son kez öptü. İlk ben ayağa kalkarak elimi uzattım. Elimi tutarak oda ayağa kalkarak elimi bırakmadı tuttu. Beşiğin yanına geldiğimizde Jung bize bakıyordu. Bu haliyle o kadar tatlıydı ki akşam yemeğine onu yiyebilirdim!
M: Hadi al kucağına da aşağı inelim
Jk: Ben mi?
M: Az önce gördüm
Jk: Biliyorum 😉
M: Bildiğini en başından beri biliyordum
Jungkook Jung’u kucağına aldığında ikiliyi süzmüştüm. Fazla iyi görünüyorlardı.
M: Benim adamlarım diğerlerine bin basar
Jk: Benim kadınım diğerleriyle kıyaslanamaz
Jungkook bir yandan Jung’u tutarken bir yandan benim elimi tutuyordu. Biz diye bir şeyin var olacağına inanmamıştım. İnanmak aklımın ucundan bile geçmemişti. Ama son bir umut olur içinizde. O umuru kaybetmeyin, umudunuzu büyütün.
SON 🕊
Nasıl oldu bilmiyorum ama iyi. Yorumlarınızı bekliyor olacağım.🦋
@@jjeonxdv çooook güzel olmuş 💓
🧡💛 çok iyi
arkadaşlar benim çok ünlü bi yazar arkadaşım var biliyormusunuz mükkemel hikayeler yazar hatta satırlarını okuduğunuzda başka bi diyara gidersiniz öyle güzel yazar ki bu kızın aklına nasıl geliyor bunlar dersiniz ve ben onla gurur duyuyorum
🥹 sen birtanesin
@@jjeonxdv ama senin birtanenim
@@xvkimx evettt
Hikayeyi diger kanallar gibi kestirip atmadan cabucak bitirmeden yavas ve olaylari atlamadan anlattigin icin cok hosuma gitti uzun zamandir bu konuda agız tadıyla kurgu okuyamıyordum ve cok mutlu oldum basarıların devamını dilerim 🐾
Öyle hikaye yazmayı açıkçası sevmiyorum, yalın bir anlatım oluyor. Yorumun için çok teşekkür ederim ❤️
Dedim tae ilgileniyo fln adini birlikte koydular tae ile birlikte evlencekler fln zannettim ohhh jeon ile buyutuyolar taehyung'uda seviyorum hatta 2. Biasim ama Jk ile mutlu olsunlar istedim tae nin arkadasligina asik oldummm bizimde soyle ilgilenip kardesimiz gibi olan bi arkadasimiz olurmu beee
Aslında bir ara düşünmüştüm ama bir saniye sonra yok dedim bunu yapamam YDJDJDKX
@@jjeonxdv ŞJDÇANSŞDJALBS
@@jjeonxdv iyi yapmissin askoo 💫
Agladım yag cok guzel böyle hikayelerin devamini bekliyoruz :)
Benimde adım Maria yemin ederim
Bu hikaye Şaka mı?
Peki bu hikayeyi yazan Şaka mı?
Ağlamam Şaka mı?
Abone oldum Şaka mı?
HERŞEY ŞAKA MI??!!! 😢❤
Izledigim tüm hikayeler muq cıktı hani karpuz alıp nasıl çıktığına bakarsın ya onun gibi bir şey 😍💜
Daha önce bundan daha güzel bir hikaye okuduğumu hatırlamıyorum...
😍
Çok çok güzel olmuş bayıldım senin bütün hikayelerin beni duygulandırıyor bu hikaye o kadar güzel ki bazen ağladım bazen güldüm... Bütün duyguları bir arada yaşadım o olayın içinde hissettim çok güzel yazıyorsun bize böyle mukellmellll hikâyeler sunduğun için teşekkür ederim 💜...
Duyguyu hissettirmek güzel ❤
Cidden ağlayarak okudum harikaaaaa 😫🥲🥲🥲
Son yazdigin yerde dedim part 2 yemi kalicazzz fln sonra assagiya indim derin bir ohhh cekip kahkahalara boguldum dramanin tam ortasina komedi cok iyiydi
İşimi biliyorum 😼
@@jjeonxdv evett ŞJDÇANSŞDJALBS
Ohaaa çok iyiii bayıldımmmm sen harika bir yazarsın çok güzel 😍 güzelliği anlatılmaz yaşanır
Ben mükemmel değilim okurlarım mükemmel 😻
😘❤
Çok güzel olmuş ellerine sağlık canım❤️duygulandım ve ağladım birazcık🥺💗
🥹❤️
hikaye sonlarına doğru ekran bulanıklaşması normal mi :')
Çok güzel olmuş ellerine sağlık
Mükemmel olmuş❤
❤️
Maria yemek yandı kafama takılan tek şey ama guzeldı
Yemeklerin altını kapatmıştı 🤗
O yaptığın Son şakasına kaç dakika güldüm lan ben BSAMQJNZÜKS
TSKDNJDKD
Ellerine sağlık çok güzel olmuş ♥️♥️♥️
❤️
Yazar varya duygusal hikayedede komedi koyuyon yaaa helall😅😊❤
Buarada müppp
Şakanda gerçekten güldüm çok ii
🤗
Azıcık jk ye sovmuş olabilirim
Harika olmuş bayıldım emeğine sağlık 🥰😘💜
😻
@@jjeonxdv 😘😘😘😘
Tamam, bu hayatimda like attigim ilk fiction ve itiraf edeyim; cidden mukemmeldi. Yani ben bunu taekooker oldugum icin taekook olarak hayal ediyorum ama cidden bu cok guzel olmus
Harika olmuş son bölümde ağladım🥲Çok duygulandım Jungkook'un Jung ile konuşmasında daha çok ağladım😢😢😢harika
🥹❤️
Çok güzeldi.😭
Harika olmuşşşşşşş🤧🤧💜
-sizi yakaladım bayım"
"Açıklayabilirim"
XÖFMDMDKFMFKFKFGKMGGM
Olm beni gece gece ağlatmayı başardınya tebrik ediyorum 🥺😭
💗
Mükemmmmeeellllllllldiiiiiiii çok güzel bir hikaye olmuş ❤️♥️♥️
Ben geldimmm bu arada ben bi tane seri okudum senin serilerinden adı genç yaşta hamile kalırsın yanlış hatırlamıyorsam. İşte o okuduğum en güzel seriler arasında birinciliği hak etti bence. Çünkü çok mükemmeldi. Eminim bu bölümde mükemmeldir aynı senin gibi
Yaa çok teşekkür ederim, beğenini kazanmak büyük bir gurur benim için 💗
@@jjeonxdv sen bu kadar emek ver sonra biz beğenmeyelim. Nerde kız bu dünya
@@fatmasavaha5846 🤭
Hayatımda bu kadar iyi bir kurgu görmedim çok muq seni seviyorum kanalına abone oldum ❤️
Teşekkür ederim, aramıza hoşgeldin ❤️
Ben yedi aylıkken doğdum tek sorunlarım tırnaklarım yoktu bide böbrek taşı vardı
Değişik :)
wowww harika yaa
çok iyi olmuş
eline sağlık
Nasılda tak diye burdayım
🤟🏻
Offf ben çok meraklıyım bilmiyorum neden ama sende bir değişiklik hissettim sana garip gelebilir bu değişiklik seni değişik hissetmemin sebebi: sürekli hayatla mücadele konularını ele alarak hikayeler yazıyorsun acaba gerçekte yaşadığın olayları yazıya döküyor olabilir misin yanlış anlamış olabilirim işi eğer bir derdin varsa dinlemeye hazırım ❤
Oyle asiri zor bir hayatim yok guncel konular uzerinde ki dusuncelerimin yaziya dokuylrum
Ay kız sanki ben doğum yaptım gibi hissettim çok iyi
😻 saol aşko
@@jjeonxdv 💕❤️
Bu kadar güzel bi hikaye Allah belamı versin görmedim okurken ağladım çok güzelll olmusss ellerine sağlık 💜💖💖💖💖💗💞
Tesekkür ederimm
@@jjeonxdv 💝💝💝💖💖
Hikayeyi okurken gözlerimden yaşlar boşanması normal mi :)
Bu arada ellerime sağlık gerçekten çok güzel olmuş ❤️❤️
Çook güzeldi sırf anlaşmalı evlilik yaptığı için mi eve geri dönmüştü Joonlarin evinden direkt Jeon ile yaşadığı eve geçti nasıl affedebildi yani o kısımda.. ellerine sağlık her şeyi en ince ayrıntısına kadar aktardığın için. 💜💜
Orada anlaşmalı evlilik olduğu için geri döndü, her zamanki güzel yorumun için teşekkür ederim
@@jjeonxdv anladim o zaman anlaşmayı bitirmeyi teklif edebilirdi bence madem o lafları edebiliyor değeri de yoktur gözünde hemde çocuğu da istemiyordu ama iç yüzü farklı tabii kii o yüzden Jeon'a da hak vermemezlik olmazdı.. Ne demek rica ederim 💜🥰
Kiz gamze sen niye heryerdesinn
Ee ben nasıl hayal edicem
Valla dünyanın en iyi hikayesi.
:D
BEM BUNU YENİ GORUYO4UM WMA MÜKEMMEL OLUMMM
:))
Çoooooooooooooooookkkk güzel olmuş balım bir de şarkı ismini yazar mısın?
Nasil da tak diye burdayim saniyede yeahh
Oh yeah 👌🏻
E beğenmek ve abone olmak zorundayım o zaman 😁
no zorunluluk noo
Buzdağı=Alaz Altuğ Sipahi
Alaz Altuğ Sipahi=Buzdağı
JUNGKOOK!!??? 😵💫😵💫🤯🤯🤯
Erorrrrrr!!!!
🙀🙀
@@jjeonxdv cghfhfvhgjhjhhf
Ben 7 aylık doğmuşum-
-
Uzun zamandır böyle güzel bir kurgu okumuyordum ellerine sağlık Çok güzel olmuş okumaya değer
❤️
Efsanesin sen yazmakta ya
😻😻
@@jjeonxdv 🥰🥰🥰
New abus
Güzel değil MÜKEMMEL
Sen saka yapiyorsun
Hikaye boyunca karnım kelebek oldu.
:)) sevindim
Lan sonda çok erken doğdu kendi nefes alamıyor dedi ya aklıma direkt karantina kitabı geldi lan hahshshahahsh
aa evet
Çok iyi olmuş🤌🏻🤏🏻👍🏻🫰🏻
*O kadaarr güzel olmuş kiii eline emeğine sağlıkk💗*
Cok guzel olmus🥺
Çokkk guzellll❤🎉