Mevlid-i Şerîf (Velâdet Bahri) - Bekir Sıtkı Sezgin

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 27 лис 2024

КОМЕНТАРІ • 21

  • @hafisademirbas2135
    @hafisademirbas2135 10 місяців тому

    Mükemmel bir icra

  • @tuncaysakalloglu6289
    @tuncaysakalloglu6289 4 роки тому +2

    Gönlümüzü fethettin .Mekânın cennet olsun inşallah kıymetli hocam .Nur içinde yat ...

  • @h.kubradurmaz1501
    @h.kubradurmaz1501 2 роки тому

    Harika🌺🌺🌺🌺

  • @l-hkk
    @l-hkk Рік тому

    Maşaallah

  • @ekmekvemushaf
    @ekmekvemushaf 8 років тому +15

    Âmine Hâtun Muhammed ânesi
    Ol sadeften doğdu ol dürdânesi
    Çünki Abdullah'tan oldu hâmile
    Vakt erişti hefte-vü eyyâm ile
    Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn
    Çok alâmetler belirdi gelmeden
    Ol Rabî'ul-evvel ayın-nicesi
    On ikinci gice isneyn gîcesi
    Ol gece kim doğdu ol hayr-ul beşer
    Ânesi anda neler gördü neler
    Dedi gördüm ol habîbin ânesi
    Bir acep nûr kim güneş pervânesi
    Berk urup çıktı evimden nâgehân
    Göklere dek nur ile doldu cihân
    Gökler açıldı ve feth oldu zulem
    Üç melek gördüm elinde üç alem
    Biri meşrik biri mağribde anın
    Biri damında dikildi Kâbe'nin
    Bildim anlardan kim ol halkın yeği
    Kim yakîn oldu cihana gelmeyi
    İndiler gökten melekler, saf saf
    Kâbe gibi kıldılar beytim tavaf
    Geldi hûriler bölük bölük buğur
    Yüzleri nurundan evim doldu nur
    Hem heva üzre döşendi bir döşek
    Adı Sündüs döşeyen anı melek,
    Çevre yanıma gelip oturdular
    Mustafa'yı birbirine muştular
    Dediler oğlun gibi hiçbir oğul
    Yaradılalı cihan gelmiş değil
    Bu senin oğlun gibi Kadr-i Cemil
    Bir anaya vermemiştir ol-Celil
    Bu gelen ilm-i ledün Sultanıdır
    Bu gelen tevhid-ü irfan kânıdır
    Bu gelen aşkına devreyler felek
    Yüzüne muştaktır ins-ü melek
    Bu gece şadân olur erbâb-ı dil
    Bu geceye can verir eshâb-ı dil
    Rahmeten lil âlemindir Mustafa
    Hem şefial Müznibindir Mustafa
    Vasfını bu resme tertib ettiler
    Ol mübarek nura terğib ettiler
    Amine ider çün vakit oldu tamam
    Kim vücuda gele ol hayr-ul enam
    Susadım gayet hararetten kati
    Sundular bir cam dolusu şerbeti
    Şerbeti sundukta bana huriler
    Bunu sana verdi Allah dediler
    Kardan ak idi ve hem soğuk idi
    Lezzeti dahi şekerde yok idi
    İçtim anı oldu cismim nura gark
    İdemezdim kendimi nurdan fark
    Geldi bir ak kuş kanadıyle revan
    Arkamı sığadı kuvvetle heman
    Doğdu ol saatte ol Sultan-ı Din
    Nura gark oldu semavat-u zemin
    Sallu aleyhi ve sellimü teslime
    Hatta tenalü cenneten ve naima

    • @basakaycindonmez9977
      @basakaycindonmez9977 2 роки тому +1

      Veladet bahrini tam ve doğru yazdığınız için çok çok teşekkürler.

  • @nuribasagaoglu154
    @nuribasagaoglu154 10 років тому +5

    Allah gani,gani rahmet eylesin.Yattığı yer NUR larla dolsun, mekanı cennet olsun AMİN.

  • @1muzisyen
    @1muzisyen 10 років тому +6

    tek kelime ile muhteşem..Hocamıza rahmetler olsun..

  • @saitozdemir9213
    @saitozdemir9213 10 років тому +5

    Tek kelimeyle mükemmel allah mekanını cennet eylesin

  • @rifatozcollu1662
    @rifatozcollu1662 6 років тому +12

    Türkçenin en lirik şiirlerinden Vesiletü'n-Necat'ın Veladet Bahri'nin günümüz Türkçesine çevirisi. (Süleyman Çelebi, 1351-1422, içinde kasideler ve gazeller de bulunan mesnevi türündeki eserine bu adı vermesine rağmen halk arasında Mevlid-i Şerif diye bilinir.)
    Çeviren: Erdinç Babacan
    Mefhar-i Mevcudât, Hazret-i Fahr-i Âlem
    Muhammed Mustafâ râ Salevât
    (Âlemin ve yaratılmışların övülmüşü ve övüncü Hz. Muhammed Mustafa’ya salavat olsun.)
    Âmine hatun Muhammed anesi
    Ol sadefden doğdu ol dür danesi
    (O inci tanesi Muhammed(sav) o sedef gibi pak ve güzel kadın Âmine Hatun’dan dünyaya geldi.)
    Çünki Abdullahdan oldu hamile
    Vakt erişti hefte vü eyyam ile
    (Abdullah’tan hamile kaldıktan sonra haftalar günler geçti ve doğum vakti erişti.)
    Hem Muhammed gelmesi oldu yakin
    Çok alâmetler belürdi gelmedin

    (Doğum yaklaştıkça o gelmeden birçok belirtiler, alametler görülmeye başladı.)
    Ol Rebîû’l-evvel ayı nicesi
    On ikinci gice isneyn gicesi

    (Rebiülevvel ayının ortalarına doğru, On İkinci Pazartesi gecesiydi.)
    Ol gice kim doğdı ol hayrü’l-beşer
    Anesi anda neler gördü neler

    (İnsanların en hayırlısı o gece doğarken,
    annesi neler, ne fevkalade şeyler gördü.)
    Dedi gördüm ol habîbin anesi
    Bir acep nur kim, güneş pervanesi

    (O sevgili bebeğin annesi, "Bir ışık gördüm ki güneş onun etrafında dönüyordu," dedi.)
    Berk urup çıkdı evimden nâgehan
    Göklere dek nur ile doldu cihan

    (O ışık, şimşek gibi çakarak evimden yükselip dışarıya çıktı. Göklere kadar her yer ışıkla, nur ile doldu.)
    Gökler açıldı ve feth oldu zulem
    Üç melek gördüm elinde üç alem

    (Gökler açıldı ve karanlıklar yok oldu. Elinde bayrakları olan üç melek gördüm.)
    Biri meşrik, biri mağribde anın
    Biri damında dikildi Kâ'benin

    (Meleklerden biri doğuda, diğeri batıda, diğeri de Kâbe’nin damında dikiliyordu.)
    Bildim anlardan kim ol halkın yeği
    Kim yakin oldu cihana gelmeği

    (Meleklerin hallerinden, gelişlerinden anladım ki, o halkın en üstününün dünyaya gelmesi yakınlaştı.)
    İndiler gökden melekler sâf sâf
    Kâ'be gibi kıldılar evim tavaf

    (Gökten bölük bölük, sıra sıra melekler indiler. Kâbe'yi tavaf eder gibi evimi tavaf ettiler. Etrafında döndüler.)

    Kâ'be savt etdi o demde nâgehan
    Dedi doğdu bu gice şems-i cihan

    (Kâbe ansızın dile gelerek, bu gece cihanın güneşi doğdu diye seslendi.)
    Geldi hûriler bölük bölük buğur
    Yüzleri nurundan evim doldu nur

    (Bundan sonra huriler kısım kısım geldiler. Hurilerin yüzlerinin nurundan evim, odam aydınlandı.)
    Hem hava üzre döşendi bir döşek
    Adı sündüs, döşeyen anı melek

    (Melek sündüs adlı bir döşeği havaya serdi, döşedi.)
    Çün göründü bana bu işler ayan
    Hayret içre kalmış idim ben heman

    (Apaçık bir şekilde gördüğüm bu işler karşısında hayretler içinde kalmıştım.)
    Yarılıp divar çıkdı nâgehan
    Geldi üç hûri bana oldu ayan

    (Odamın duvarının ansızın yarıldığını ve içeriye üç hurinin geldiğini gördüm.)
    Bazılar derler ki ol üç dilberin
    Asiye’ydi biri ol meh peykerin

    (Bazıları derler ki o üç dilberden biri, ay gibi parlak yüzlü Asiye’ydi. -Firavunun karısı Hz. Asiye.)
    Biri Meryem hatun idi aşikar
    Birisi hem hûrilerden bir nigar

    (Birisinin Meryem Hatun olduğu apaçık belliydi. Diğeri de hurilerden, güzel bir huri idi.)
    Geldiler lutf ile ol üç mehcebin
    Verdiler bana selâm ol dem hemin

    (O ay yüzlü üç misafirim lütfedip geldiler ve bana hemen selam verdiler.)
    Çevre yanıma gelip oturdular
    Mustafa'yı birbirine muştular

    (Etrafıma gelip oturdular ve Mustafa'yı birbirlerine müjdelediler.)
    Dediler oğlun gibi hiç bir oğul
    Yaradılalı cihan gelmiş değil

    (Dediler ki, cihan yaratılalı beri bu çocuk gibi hiçbir çocuk dünyaya gelmiş değildir.)
    Bu senin oğlun gibi kadr-i cemil
    Bir anaya vermemiştir ol Celil

    (Bu senin oğlun gibi güzel, değerli ve itibarlı bir çocuğu. O büyük, Ulu Allah'ım hiçbir anneye vermemiştir.)
    Ulu devlet buldun ey dildar sen
    Doğiserdir senden ol hûlk-ı hasen

    (Ey sevgili hanım, sen çok büyük, ulu bir devlet buldun. Senden "dünyaya iyi ahlak ve güzellikleri getirecek" evlat doğmaktadır.)
    Bu gelen “ilm-i ledün” sultanıdır
    Bu gelen tevhîd ü irfan kânıdır

    (Bu doğan çocuk, Allah'ın izni ile gizli olan şeyleri açarak gösteren, Allah'ın sırlarını öğretebilenlerin sultanıdır. Bu çocuk ilim sahiplerini tevhid akidesine götürenlerin esas kaynağıdır. İrfan cevheri ile tevhidi öğretecektir.)
    Bu gelen aşkına devreyler felek
    Yüzüne müştakdürür ins ü melek

    (Dünyalar, güneşler, yıldızlar ve galaksiler bu gelen aşkına dönmektedirler. İnsanlar ve melekler onun yüzünü görmek arzusundadırlar.)
    Bu gice ol gicedir kim ol şerif
    Nur ile âlemleri eyler lâtif

    (Bu gece o kadar şerefli bir gecedir ki, onun nuruyla âlemler daha nazik olurlar.)
    Bu gice dünyayı ol cennet kılar
    Bu gice eşyaya Hak rahmet kılar

    (Bu gece Allah(cc) her şeye rahmet nazarıyla bakar, dünyayı cennet gibi yapar.)
    Bu gice şâdân olur erbab-ı dil
    Bu giceye can verir eshab-ı dil

    (Bu gece gönül erbapları sevinirler. Bu geceyi gönül sahipleri ihya ederler. Boş geçirmezler.)
    Rahmete’n-li’l-âlemîndir Mustafa
    Hem şefia’l-müznibindir Mustafa

    (Mustafa âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Hem de günahkâr Müslümanların da şefaatçisidir.)
    Vasfını bu resme tertib etdiler
    Ol mübârek nuru tergib etdiler

    (Doğan çocuğun özelliklerini bu şekilde sıralayarak anlattılar. (Esasen o nur idi, bu dünyaya bu cisimde, bu resimde geldi.) O mübarek nura böylece rağbet uyandırıldı, o nur böylece sevdirildi, kıymetli ve istenir kılındı.)
    Âmine der çü vakt oldu temam
    Kim vücude gele ol hayrü’l-enam

    (Âmine insanların en hayırlısının doğum vaktinin geldiğini anladığını söylüyor.)
    Susadım gayet hararetden kati
    Sundular bir cam dolusu şerbeti

    (Ve doğum sırasında, ateşinin yükselmesinden dolayı çok susadığını ve kendisine bir bardak dolusu şerbet sunulduğunu söylüyor.)
    Şerbeti karşımda tutdu hûriler
    Bunu sana verdi Allâh dediler

    (Şerbeti önüme getiren cennet kızları, "Bunu sana Allah verdi!" dediler.)
    Kardan ak idi ve hem soğuk idi
    Lezzeti dahi şekerde yok idi

    (Bu şerbet kardan beyaz, (ve sıcak iklime sahip Mekke’de) soğuk ve çok lezzetli idi. Şekerden de lezzetliydi.)
    İçdim anı oldu cismim nura gark
    İdemezdim kendimi nurdan fark

    (Şerbeti içince vücudum ışık gibi oldu. Öyle ki kendimi ışıktan ayırt edemiyordum.)
    Geldi bir akkuş kanad ile revan
    Arkamı sığadı kuvvetle heman

    (Bir beyaz kuş kanatlarını yavaş yavaş çırparak uçup yanıma geldi. Hemen, gelir gelmez sırtımı kuvvetle sıvadı.)
    Doğdu ol saatde ol sultan-ı din
    Nura gark oldu semavat ü zemin

    (O anda doğum gerçekleşti. Dinin sultanı doğdu. Yer ve gökler nurla, ışıkla doldu, aydınlandı.)
    Sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ
    Hattâ tenâlû cenneten ve naîmâ
    (Cennete ve nimete kavuşuncaya kadar ona salat ve selam edelim.)

    • @ruhmuhaccer864
      @ruhmuhaccer864 2 роки тому

      Ne kadar yanlis söz söylemissiniz, bu mücerred günümüz Türkcesi degil. Serhdeki kelimelerin cogu eskiden beri var. Basitlestirilmis de bare.

    • @rifatozcollu1662
      @rifatozcollu1662 2 роки тому

      @@ruhmuhaccer864 "günümüz Türkçesi" bir terim. günümüzdeki insanların daha rahat anlayabildiği Türkçe anlamında. "basitleştirme", "sadeleştirme" hem aslının hem çevirinin kıymetini düşürdüğünden pek tercih edilmeyen bir ifade artık.

    • @ruhmuhaccer864
      @ruhmuhaccer864 2 роки тому

      @@rifatozcollu1662 Entrige, spesyal sofistik vokabüler prezante etmek ile problemi analize etmis sanmayin. Cok kosarsaniz bir terim degil iki terim de olur.

    • @basakaycindonmez9977
      @basakaycindonmez9977 2 роки тому

      Açıklamalarınız için çok teşekkürler.

  • @cengiztopaloglu5747
    @cengiztopaloglu5747 8 років тому +2

    Allah gani gani rahmet eylesin.

  • @nimetkasapoglu663
    @nimetkasapoglu663 3 роки тому +1

    Allah'ı m bumevludi şerifi kim bizler için hazırlayıp UA-cam koyduy sa ,her iki cihanda Nurlar içinde olsun.
    Bana çocukluğumu yasattiniz .
    Rahmetli Annem ve iki teyzem bir araya geldiklerinde,hemen bir Yasin peşinden ,
    Amine hatun ,Allah adın zikir edelim evvelâ hep bunlar okunurdu .
    Methiyeler insanı alıp götürüyor
    Beni ihya ettiniz Allah sizleri de her konuda ihya etsin .AMİN
    Sizleri ilk defa gördüm hemen Abone oldum , inşallah devamı gelir!. Allah nutkunu za kuvvet versin

    • @ruhmuhaccer864
      @ruhmuhaccer864 2 роки тому

      Eyvallah efendim. Bilmukabil insallah.

  • @OneDirectionVEVO9
    @OneDirectionVEVO9 8 років тому +2

    müthiş

  • @burakkaya7585
    @burakkaya7585 9 років тому +3

    Miraç bahri de var mı? Üstattan dinlemek isteriz

  • @hafisademirbas2135
    @hafisademirbas2135 10 місяців тому

    Tevhit bahri olsa da yayinlansa var ama baska makamda

  • @mehmetsalihakpnar426
    @mehmetsalihakpnar426 8 років тому +2

    kusursuz icra