Belki bilmeyeniniz vardır, Engin hocam başta tecrübeli ve iyi bir eğitimcidir. Çalgı ustalığı dışında başka uzmanlığı da vardır. Ne mutlu bana ki bir TRT yayınında birlikte olabilmiştik. Çok uzun yıllardır bu işe ciddi bir emek vermiş, ne yaptıysa üzerine çok düşünerek, okuyup araştırıp akıl süzgecinden geçirerek yapmıştır. Buna şahidim, şahidiz. İnsanın kafasında yeni fikirler uyandırdığı için ve mantığa yatan bilgileri paylaştığı için, sorgulamanın ve yeniliğin kapısını araladığı için naçizane bir akademisyen ve müzisyen olarak kendisine minnettarım. Bu çalgıların bazı inanç ve kültürlerde yeri olması ayrı bir konu. Önemli de bir detay fakat konuyu oraya çekmenin anlamsız bir çaba olduğunu düşünüyorum. Çünkü zaten kendisi sadece kendi fikirlerini ifade ederek bilgi aktarıyor. İyi ki de aktarıyor. Kendi adıma çok teşekkür ederim bu güzel bilgiler için Engin hocam 🙏
hocam bağlama, kopuz vs. yapma ya da çalma ihtimalim yok ama kanalınızdan çıkamıyorum bir süredir. bu işi tutkuyla yaptığınız ve detayları öğrenmekten, keşfetmekten aldığınız haz bunları bize anlatırken de hissediliyor. teşekkürler.
Hocam sizi uzun süredir takip ediyorum abone sayısı arttıkça gelen tepkiler ve boş yorumlar artıyor. Ne amaçla böyle yorumlar yapıyorlar pek bilemiyorum ama hocam bu kanalı bırakmayın size ihtiyacımız var yoksa her şeyi bildiğini sanıp yalan yanlış şeyler söyleyen ustalara kalırız. Selamlar
Thank you very much, dear Engin Usta. I myself play long necked baglama. I had purchased a small baglama (cura) and I applied three strings to it and tuned it as you showed in your kopuz videos. As far as I know, you are the only one who showed how to play kopuz. What I would like to know if there is a method for kopuz? I know of baglama methods, but I haven't encountered a method for kopuz yet. Many thanks from the Netherlands.
3 роки тому+2
Hi, thanks for the comment. Unfortunately there's no methods for kopuz I know of. You can find some private online courses. If you are a beginner you can write to Erkan Oğur Müzik okulu on Instagram (Erkan oğur himself doesn't give online classes) or you can also check Merih Aşkın. Happy playings 🙂
Engin üstadım merhabalar, üstadım kütüğü tekneye çevircez ama kütüğün üstüne teknenin şeklini çizip kesiyorlar biz bu şablonu nerede bulabiliriz mesela 34 lük bir balt az şablonu
Рік тому+1
Merhaba. Hazır olarak satıldığını sanmıyorum. Yapanlar kendi ölçülerine göre kendileri şablon kesiyorlar.
Bilgi için teşekkür ederim bir şey hakkında fikir istiyorum aslında. Nesimi düzenle bağlama düzeni arasındaki fark nedir Bende bağlama düzeninde çalımaya uygun bir cura mevcut bunu Nesimi düzene çevirmek istiyorum ama perde sıralamasını nasıl hesaplayacağım. Genelde saz atolyelerinde bu is için cetveller görüyorum bunu evde kendim yapmam mümkün mü
2 роки тому
Perde değişikliğine gerek yok. Kullanılmayan perdeleri bağlamıyorlar geleneksel olarak. Alttan üste la la mi şeklinde akortlanır. Normalde iki tel ama ortaya da ekleniyor.
hocam aşık veyselin kullandığı sazın benzerini bulmak istiyorum nasıl aratıp bulabilirim? kaç perdeli oluyor? bilgilendirirsen çok sevinirim.
3 роки тому+1
Nasıl bulursun bilmiyorum. 38 tekne bir gürgen sazım var tam o sesleri veriyor. Yıllar önce o şekilde tellemiştim. Bu boy, daha eski formlu bir sazda uygulanabilir.
Engin bey bu videonun konusu değil ama bağlamada balkon sistemi nedir her saz da olması mı gerekir? Olursa ne olur olmasa ne olur bilginiz var mı? Rica etsem. 🙂
3 роки тому+1
Ayrı ve uzun bir konu evet. Ama bu konuda uzun uzadıya konuşacak tecrübem yok. Balkon, kapağı desteklemek ama daha çok da ton, volüm ve denge kazandırmak için yapılıyor. Balkonsuz elbette olur. Balkonlu sazlarda daha farklı tınılar ortaya çıkıyor.
Hocam video çok güzel olmuş teşekkür ederiz haricen tırnak konusu ile alakalı kopuza gitarda ki gibi bir klavye takıp eşiği ona uygun taktığınız zaman gövde ve tel arasında mesafe artacağı için bu problem tamamen ortadan kalkacaktır bu konuda ne düşünüyorsunuz şimdiden teşekkür ederim
Örnek vermek gerekirse Erkan Oğur un ey benim divane gönlüm çaldığı bir program var anlattığım durumu anlatıyor ordaki çıtırtı dinleyerek daha iyi anlayabilirsiniz
Dünyada bu kadar şekliyle,teliyle, orasıyla burasıyla uğraşılan başka bir enstrüman var mıdır acaba. Kusura bakmayın ama bazen bunları bağlamaya yapılan bir kötülük gibi görüyorum. Bazen de doğru dürüst bağlama çalamayanların uydurduğu şeyler gibi görüyorum. Bazen de sazın zenginliği gibi görüyorum. Herkese göre bir saz var. Nasıl çalarsan çal. Hakikaten dünyada böyle bir tane daha enstrüman var mıdır acaba..
Erkan hocanın doğru dürüst bağlama çalamayacağını hiç sanmıyorum :)
3 роки тому+4
@mehmetdal kafanızdaki Bağlama tanımını gözden geçirmenizi öneririm. Bütün bunlar yeni filan değil. Hiç enstrüman da sabit değil. Gitar dünyasına bakın. Bugün Bağlama denen saz çok değil 40 yıl önce yoktu.
evet var. her enstrüman ile oynayıp modifikasyonlar yapabilirsiniz. standartlara bağlı kalmanıza gerek yok, ama standart denilen model zaten o enstrümanın en optimum hale getirilmesiyle ortaya çıkıyor. şekliyle uğraşılmasının sebebi (tekneyi kastediyorsanız) farklı tınılar yakalamak, belki daha ergonomik bir yapıya sahip olma amacında olmak ya da videoda izlediğiniz gibi kültürel çeşitlilikler ile alakalı bir durum. teliyle oynamak dediğiniz şeyi tam anlamadım çünkü şu an "standart" diye tanımlayabileceğiniz bir tel tipi yok. akustik gitarlar için bile 5 çeşit tel var en yumuşaktan en serte kadar. e bi de bunların sentetik/naylon olanı, bağırsaktan yapılmış olanları, sarım açısından farklı metaller kullanılmış olanları var. yani kabaca 10 çeşit desek (ki daha fazla), e 5 tane de sertlik opsiyonunuz var 10 x 5 = 50 farklı opsiyonunuz var, işin içine bir de akort sistemini sokarsanız, 5 farklı akort sisteminden (bu da daha fazla) 50 x 5 = 250 farklı opsiyon oluyor :) bence sazın zenginliği olarak görmeye devam edin, hatta müziğin zenginliği olarak görmeye çalışın.
@ Bağlamadan kastınız nedir.. Bağlama düzeni midir ?? Ne yazık ki işte bu saz bu hale geldi.. daha adı bile belli değil. Benim bildiğim SAZ türkçede enstrüman demek. Davul da bir sazdır. Hatta eskiden TRT'de konserler öncesi saz heyeti sunulurdu.. nefesli sazlarda falan filan... Ritm sazlarda falan filan.. Bağlamalarda falan filan diye.. Bağlama da bu sazın (enstrüman) adı. Yaşım 57 .. 9 yaşından beri bağlama çalarım yani 48 yıl olmuş. ODTÜ mezunu bir makine mühendisiyim. İşim müzik değil ama ODTÜ'de bağlamanın akustik özellikleri üzerine bir tez yazacak kadar da bu işle ilgilendim. Size bu 48 yılda bağlamada neler olduğunu kısaca anlatayım. 70'li yıllarda bağlama çalmak ayıp bir şeydi.. Hele benim gibi sunni bir ailede iseniz neredeyse suçtu. Kızılbaş mı olacaksın oğlum denirdi.. Ama o yıllar Neşet Ertaşlar , Orhan Gencebaylar bu algıyı kırdılar. Bağlamaya bakış değişmeye başladı. O zamanlar bu ustalar, hatta Ali Ekber Çiçek gibi, Aşık Mahsuniler gibi ozanlar bile uzun saplı bağlama( bu arada bağlama bağlamadır uzunu kısası olmaz ileride bu nereden çıktı anlatacağım) çalardı. Ben de uzun saplıyla başladım. Kara düzen derlerdi düzenine. Ama o yıllarda bağlama düzeni de misket düzeni de bilinirdi. Ardından 80'li yıllar geldi. Arif hocalar, Yavuz hocalar, Musa Eroğlu hocalar çıktı ortaya. TRT'nin dışında türküler çalmaya başlamışlardı. Ve size söyleyeyim bu hocalar da ilk başlarda uzun saplı bağlama çaldılar. Sonra bağlama düzeninde akort problemleri olduğu için tuttular sazın sapını kesip kısa saplı bağlama diye bir şey çıkarttılar. Eskiden bağlama düzeni denilen düzende çalmaya başladılar. Sonra kısa saplı oldu bağlama.. Bağlama oldu SAZ... O yıllar halk müziğinde TRT'nin bir hakimiyeti vardı. Bu hakimiyet yıkılmaya başladı. Orhan Gencebaylar (arabesek dünyası) bir taraftan, Arif hocalar bir taraftan bunu değiştirmeye başladılar. Bu değişim bizlerin de çok hoşuna gitti. Hep TRT'yi eleştirdik. Bu arada 70'li yıllarda sol kesim de bağlamayı keşfetmişti.. Ruhi Su bağlamayla batı şan tekniğini kullanarak türküler söylüyordu. Sonra Zülfü Livaneli, Rahmi Saltuk, Sadık Gürbüz gibi isimler çıktı. Bunların da türküleri modernize etme gibi bir dertleri vardı. O zamanlar Zülfü Livaneli'nin bütün şarkılarını bağlamayla çalardım. 80'Lİ yıllarda ODTÜ'de THBT'de (Türk Halk Bilimleri Topluluğu) çalışmalar yaptım. Toplulukla ilk tanışmam İhsan Öztürk hocanın gelip koromuzu çalıştırmaya başlamasıyla başladı. O zaman toplulukta çok iyi bağlama çalanlar vardı. (Buna benden iyi çalanlar diyelim) Hoca ilk derste Ferayi'dir kızın adı türküsünün notalarını önümüze koydu. O kadar bağlamacının içinde nota bilen bir kişi vardı. Sonra bu bir zeybek ve tavrı da bu diye gösterdi ve o tavrı da atabilen bir kişi çıktı. İşte o gün benim bağlamaya bakış açımın değiştiği gündür. Eleştirdiğimiz TRT'nin türküsünü çalabilmekten o kadar uzaktık ki... Ama solcuyuz ya... Bir başladık mı.. TRT'ye saydırıp dururduk.. Bu işlerin böyle olmadığını anlamaya başlamıştım. Piyasaya geri dönelim... Arabesk dünyası elektro bağlamayı geliştirdi... Bir de buna 4 tellisini kattı. Arif Sağ geleneği sonuçta kısa saplıda kaldılar. 90'lı yıllarda İstanbul'da uzun saplı ( bu dönemden sonra bağlamanın adı uzun saplı olarak kaldı ) öğreten dershane kalmamıştı. Orhan Gencebay geleneği sonunda geldi süratli bağlama çalmakta takılıp kaldılar.. Sol kesim zaten bağlama çalmayı bilmezdi sol ortadan kalkınca onlar da ortadan kalktı gitti. Bir ara Ahmet Kaya çıktı güzel şarkılar yaptı.. Millet onu da bağlama virtüözü sandı. Oysa ortanın altında bağlama çalan biriydi. Neşet Ertaş dahi Abdal sazı gibi bir şey çıkarttı.. Kendi tarzına tınısına çok uygundu.. Oysa ondan önceki babası dahil, Hacı Taşan dahil hepsi divan saz çalarlardı. Şimdi onun da ne olduğu belli değil.. 44 cm'den büyük bütün sazlara divan diyorlar. Gerçekten divan çalan şu anda neredeyse yok.. Abdal düzeni diye bir düzen vardı şimdi bilen yok. Bütün bunlar olurken konservatuarlarda ne yapıldı.. Koca bir hiç.. Oysa Anadolu'nun her yeri türkü kaynıyordu. O kadar naif türkülerimiz var ki bugün bunları çalan yok.. Mesela 80'li yıllarda ortalık deyiş kasetinden geçilmiyordu. İnsanlar artık bağlama eşittir Alevilik moduna girdi. O dönemde Ruhi Su'nun dışında zeybek albümü hiç yoktu. ODTÜ'den Tolga Çandar çıktı bir zeybek kaseti yaptı. 30 yıl onun üstüne bir zeybek albümü yapılmadı. Mesela şimdi kim Kastamonu türkülerini biliyor. O yörenin bağlama tavırlarını. Ki uzun yıllar Bağlamanın en iyi ustaları Kastamonu'daydı.. İşte demem şu ki... Daha notasyonu bile olmayan... Hattı adı bile tartışmalı bu güzel saza (enstrüman) işte bu büyük ustalar bile bir çok kötülük yapmışlardır.. Neşet Ertaş bile... Arif Sağ bile.... Maalesef bizde bir huy var.. Hiçbir şeyi yerine koymayı beceremiyoruz. Çetin Akdeniz dinleyen adamlar bağlamayı sadece o sanıyor.. Erkan Oğur dinleyen adamlar bağlamayı onun çaldığı saz sanıyor. Ahmet Kaya dinleyen adam Ahmet Kaya'yı bağlama virtüözü sanıyor.. Oysa bu güzelim sazın artık adı bile tartışmalı.. 40 yıldır konsevatuarlar var. Bir tanesi de çıkıp bu dünyanın en güzel sazı için bir notasyon geliştirmedi. Bir kişi çıkıp bu sazda ne kadar akord sistemi var, ne kadar tavır var oturup bir çalışma yapmadı. İlk yazıma cevap olarak gitarı göstermişsiniz. Ama gitarın bir notasyon sistemi var, adı var, hangi müzik tarzında çalınacaksa o tarza özel sistemi var tellemesi var.. var da var... Bu bence dünyada en güzel sazlardan ilk üçe girebilecek sazımız bunların hiçbirine sahip değil. Millet buna kafa yoracağına oturup bir teli pese yada tize çekip gitardan ordan burdan öğrendiği teknikleri buna aktarıp sazı geliştirdiğini sanıyor. Kimse kusura bakmasın bildiğiniz o büyük müzisyenler bile bu saza çok zarar verdi ve hala vermeye de devam ediyorlar. Bu arada arayışlar, yeni tarzlara da karşı değilim ama BAĞLAMA bu değil. BAĞLAMA'ya adını bile tartışmalı hale getiren anlayışa karşıyım. Bunları da birisinin söylemesi gerekiyordu. Bunu da söylemek bana nasip oldu. Memleketimizde maalesef kaş yapayım derken göz çıkarma alışkanlığı hat safhada.. Arayışlar güzel de bağlama ne oldu bu arada..Yöresel tavırlar, o harika türküler ne oldu bu arada.. Son söz... Herkes hala TRT'yi eleştiriyor.. Ama herkes bir türkünün notasını aradığı zaman TRT arşivine bakıyor. Bu saydığım büyük üstadlar kendi çaldıkları türküleri notalayıp arşivlemişler mi acaba... Örnek olarak.. Orhan Gencebay şarkılarını notalayıp arşiv şeklinde yayınlamış mı... Kim yapmış böyle bir şey.. Kimse kusura bakmasın.. Bir tek hep eleştirdiğimiz TRT yapmış. Neyse bu yazı böyle uzar gider.. Maalesef temel sorunlara çare bulmadan uzaya çıkmaya çalışıyoruz.. Bu arada da evdeki bulguru kaybediyoruz...
Belki bilmeyeniniz vardır, Engin hocam başta tecrübeli ve iyi bir eğitimcidir. Çalgı ustalığı dışında başka uzmanlığı da vardır. Ne mutlu bana ki bir TRT yayınında birlikte olabilmiştik. Çok uzun yıllardır bu işe ciddi bir emek vermiş, ne yaptıysa üzerine çok düşünerek, okuyup araştırıp akıl süzgecinden geçirerek yapmıştır. Buna şahidim, şahidiz. İnsanın kafasında yeni fikirler uyandırdığı için ve mantığa yatan bilgileri paylaştığı için, sorgulamanın ve yeniliğin kapısını araladığı için naçizane bir akademisyen ve müzisyen olarak kendisine minnettarım. Bu çalgıların bazı inanç ve kültürlerde yeri olması ayrı bir konu. Önemli de bir detay fakat konuyu oraya çekmenin anlamsız bir çaba olduğunu düşünüyorum. Çünkü zaten kendisi sadece kendi fikirlerini ifade ederek bilgi aktarıyor. İyi ki de aktarıyor. Kendi adıma çok teşekkür ederim bu güzel bilgiler için Engin hocam 🙏
Çok teşekkür ederim Ceren. 🙏🙏
hocam bağlama, kopuz vs. yapma ya da çalma ihtimalim yok ama kanalınızdan çıkamıyorum bir süredir. bu işi tutkuyla yaptığınız ve detayları öğrenmekten, keşfetmekten aldığınız haz bunları bize anlatırken de hissediliyor. teşekkürler.
Çok gerçekçi, objektif şekilde yorumlamışsınız.
Üstat, çok değerli paylaşımın için teşekkür ederim.
Gecenin bu saatinde dinleyip bilgilendim :) teşekkürler ustam
Hocam sizi uzun süredir takip ediyorum abone sayısı arttıkça gelen tepkiler ve boş yorumlar artıyor. Ne amaçla böyle yorumlar yapıyorlar pek bilemiyorum ama hocam bu kanalı bırakmayın size ihtiyacımız var yoksa her şeyi bildiğini sanıp yalan yanlış şeyler söyleyen ustalara kalırız. Selamlar
Teknik bilgiler için tesekkur ederim.
Thank you very much, dear Engin Usta. I myself play long necked baglama. I had purchased a small baglama (cura) and I applied three strings to it and tuned it as you showed in your kopuz videos. As far as I know, you are the only one who showed how to play kopuz. What I would like to know if there is a method for kopuz? I know of baglama methods, but I haven't encountered a method for kopuz yet.
Many thanks from the Netherlands.
Hi, thanks for the comment. Unfortunately there's no methods for kopuz I know of. You can find some private online courses. If you are a beginner you can write to Erkan Oğur Müzik okulu on Instagram (Erkan oğur himself doesn't give online classes) or you can also check Merih Aşkın. Happy playings 🙂
@ Thank you for your quick reply. I didn't know that mr. Ogur had a school, wonderful! I'll check it out. Thanks again.
Bildiğini paylaşan ustalara selam olsun👏👏👏👌👌
Emeğinize sağlık üstad 🌹
hocam satış yapıyor musunuz
Emeğinize sağlık hocam, bu konuda bir-iki video daha yapacakmışsınız gibi geliyor bana.😀
Erkan Oğur tarzı çalmayı çok istiyorum kaç perdeli önerirsiniz
Engin üstadım merhabalar, üstadım kütüğü tekneye çevircez ama kütüğün üstüne teknenin şeklini çizip kesiyorlar biz bu şablonu nerede bulabiliriz mesela 34 lük bir balt az şablonu
Merhaba. Hazır olarak satıldığını sanmıyorum. Yapanlar kendi ölçülerine göre kendileri şablon kesiyorlar.
Ustam merhaba ben denin yanında zakirlik yapıyorum deyiş çalıyorum cem de balta kesik 28e38
Re kesik 40 a 34 var fa yada sol sesi elde edebilirmiyim
ilgi ile izliyorum teşekkürler... ❤
Yüreğine sağlık abi
Anlatım sade ve güzel teseko
Dede bağlaması için nasıl ders alabilirim?
Merhabalar engin usta, bir sorum olucak, 27.50cm lik bir balta sazın sap boyu nekadar olmalıdır ?
Eşik yeri dörtte bire gelecekse, yekne boyu /4 X 5 sap boyunu verir.
@ Zaman ayırıp cevap verdiğiniz teşekkür ederim. 👌
Bilgi için teşekkür ederim bir şey hakkında fikir istiyorum aslında. Nesimi düzenle bağlama düzeni arasındaki fark nedir Bende bağlama düzeninde çalımaya uygun bir cura mevcut bunu Nesimi düzene çevirmek istiyorum ama perde sıralamasını nasıl hesaplayacağım. Genelde saz atolyelerinde bu is için cetveller görüyorum bunu evde kendim yapmam mümkün mü
Perde değişikliğine gerek yok. Kullanılmayan perdeleri bağlamıyorlar geleneksel olarak. Alttan üste la la mi şeklinde akortlanır. Normalde iki tel ama ortaya da ekleniyor.
@ teşekkür ederim
Balta sazın fiyatı ne acaba çok güzelmiş ?
Hi there, I was wondering if you could add english subtitles to this video?
Hi. I have no idea how to do that. Write me for your questions. etopuzkanamis@gmail.com
Dinç sazı ile de ilgilenmelisiniz bence. Onun da geliştirilme potansiyelinin olduğunu düşünüyorum. Misket düzeninin
Kopuz ve oğur ile mutluyum 🙂🙂
hocam aşık veyselin kullandığı sazın benzerini bulmak istiyorum nasıl aratıp bulabilirim? kaç perdeli oluyor? bilgilendirirsen çok sevinirim.
Nasıl bulursun bilmiyorum. 38 tekne bir gürgen sazım var tam o sesleri veriyor. Yıllar önce o şekilde tellemiştim. Bu boy, daha eski formlu bir sazda uygulanabilir.
@ hocam onu bana satmak imkanınız var mı hediyede verebilirsiniz :)
@@armagan_gok :) mümkün değil ikisi de.
Hocam geçen videoda da sordum cevap gelmedi :) bu elinizdeki kopuz satılık mı? Bi sahibi var mı ?
Değil, kendine yaptım.
@ çok güzel görünüyo keşşşşşke benim olsa 😍
Engin bey bu videonun konusu değil ama bağlamada balkon sistemi nedir her saz da olması mı gerekir? Olursa ne olur olmasa ne olur bilginiz var mı? Rica etsem. 🙂
Ayrı ve uzun bir konu evet. Ama bu konuda uzun uzadıya konuşacak tecrübem yok. Balkon, kapağı desteklemek ama daha çok da ton, volüm ve denge kazandırmak için yapılıyor. Balkonsuz elbette olur. Balkonlu sazlarda daha farklı tınılar ortaya çıkıyor.
@ Teşekkür ederim. 🙂
@ emeğinie yüreğinize bilginize sağlık.
Hocam saz enstrümanının farisi enstrümanı olduğu doğru olabilir mi sizce?
Tüm Mezopotamyada var bu sazlar. Kime ait olduğundan değil hangi coğrafyaya ait olduğundan bahsetmek lazım.
Hocam cumbus ile cura ayni mi?
Değil, çok başka sazlar.
kulaklık kullanımız ses kalitesini arttırmış fakat sesi az geliyor biraz
Eyvalla usta.
Hocam video çok güzel olmuş teşekkür ederiz haricen tırnak konusu ile alakalı kopuza gitarda ki gibi bir klavye takıp eşiği ona uygun taktığınız zaman gövde ve tel arasında mesafe artacağı için bu problem tamamen ortadan kalkacaktır bu konuda ne düşünüyorsunuz şimdiden teşekkür ederim
Gövdede zaten sorun olmuyor düşük tel. Perdeler olduğu bölgede çalarken tırnaklar çarpıyor
Örnek vermek gerekirse Erkan Oğur un ey benim divane gönlüm çaldığı bir program var anlattığım durumu anlatıyor ordaki çıtırtı dinleyerek daha iyi anlayabilirsiniz
@@mucahitetli7725 o saz kemal ustanın yapısı. Onu hiç çalmadığım için bilmiyorum ama teller çok yakınmış gibi duyuluyor
Doğru ama ilave klavye ile yükselen tel kapağa daha fazla baskı ve tınının değişmesi demek.
@@alpay3693 Kemal usta düşük yapıyor eşikleri. Ben kopuz için yüksek tercih ederim.
Esenlikler, bir kopuz almak istiyorum uzun ve kısa sap bağlamam var, kendi kendime öğrenebilir miyim ve fiyat rica edebilir miyim; teşekkürler
Merhaba etopuzkanamis@gmail.com adresine yazın.
Teşekkürler.
Arkadaki akustik gitar mi🤗🤗
😀 Perdesiz olmayı bekleyen bir klasik gitar.
@ Ne şanslı bir gitarmış😁
Can, benim bir kopuz ve birde uzun saplı saza ihtiyacım var. Bu konuda size güveniyorum. ..
Bağlama değil ama kopuz için etopuzkanamis@gmail.com
@ tamam, ne yapmalıyız? WhatsApp numaranızı rica edebilirmiyim?
etopuzkanamis@gmail.com adresine yazar mısınız?
Zaten cura, cure küçük demedek
Nolur sanki bana şu balta tekneden hediye etsen
Adam okadar bencil ki satmiyor bile
Dede sazinin 12 perdesi var ve 12 imamlari temsil ediyor!
İlk önce ben beğendim 😁
Teşekkürler 🙏
Dünyada bu kadar şekliyle,teliyle, orasıyla burasıyla uğraşılan başka bir enstrüman var mıdır acaba. Kusura bakmayın ama bazen bunları bağlamaya yapılan bir kötülük gibi görüyorum. Bazen de doğru dürüst bağlama çalamayanların uydurduğu şeyler gibi görüyorum. Bazen de sazın zenginliği gibi görüyorum. Herkese göre bir saz var. Nasıl çalarsan çal. Hakikaten dünyada böyle bir tane daha enstrüman var mıdır acaba..
Erkan hocanın doğru dürüst bağlama çalamayacağını hiç sanmıyorum :)
@mehmetdal kafanızdaki Bağlama tanımını gözden geçirmenizi öneririm. Bütün bunlar yeni filan değil. Hiç enstrüman da sabit değil. Gitar dünyasına bakın. Bugün Bağlama denen saz çok değil 40 yıl önce yoktu.
evet var. her enstrüman ile oynayıp modifikasyonlar yapabilirsiniz. standartlara bağlı kalmanıza gerek yok, ama standart denilen model zaten o enstrümanın en optimum hale getirilmesiyle ortaya çıkıyor. şekliyle uğraşılmasının sebebi (tekneyi kastediyorsanız) farklı tınılar yakalamak, belki daha ergonomik bir yapıya sahip olma amacında olmak ya da videoda izlediğiniz gibi kültürel çeşitlilikler ile alakalı bir durum. teliyle oynamak dediğiniz şeyi tam anlamadım çünkü şu an "standart" diye tanımlayabileceğiniz bir tel tipi yok. akustik gitarlar için bile 5 çeşit tel var en yumuşaktan en serte kadar. e bi de bunların sentetik/naylon olanı, bağırsaktan yapılmış olanları, sarım açısından farklı metaller kullanılmış olanları var. yani kabaca 10 çeşit desek (ki daha fazla), e 5 tane de sertlik opsiyonunuz var 10 x 5 = 50 farklı opsiyonunuz var, işin içine bir de akort sistemini sokarsanız, 5 farklı akort sisteminden (bu da daha fazla) 50 x 5 = 250 farklı opsiyon oluyor :) bence sazın zenginliği olarak görmeye devam edin, hatta müziğin zenginliği olarak görmeye çalışın.
@@alpay3693 Erkan hoca çok üst düzey bir müzisyen ama bağlamacı değil. O yüzden çaldığı saza bağlama demiyor belki de..
@ Bağlamadan kastınız nedir.. Bağlama düzeni midir ?? Ne yazık ki işte bu saz bu hale geldi.. daha adı bile belli değil. Benim bildiğim SAZ türkçede enstrüman demek. Davul da bir sazdır. Hatta eskiden TRT'de konserler öncesi saz heyeti sunulurdu.. nefesli sazlarda falan filan... Ritm sazlarda falan filan.. Bağlamalarda falan filan diye.. Bağlama da bu sazın (enstrüman) adı. Yaşım 57 .. 9 yaşından beri bağlama çalarım yani 48 yıl olmuş. ODTÜ mezunu bir makine mühendisiyim. İşim müzik değil ama ODTÜ'de bağlamanın akustik özellikleri üzerine bir tez yazacak kadar da bu işle ilgilendim. Size bu 48 yılda bağlamada neler olduğunu kısaca anlatayım. 70'li yıllarda bağlama çalmak ayıp bir şeydi.. Hele benim gibi sunni bir ailede iseniz neredeyse suçtu. Kızılbaş mı olacaksın oğlum denirdi.. Ama o yıllar Neşet Ertaşlar , Orhan Gencebaylar bu algıyı kırdılar. Bağlamaya bakış değişmeye başladı. O zamanlar bu ustalar, hatta Ali Ekber Çiçek gibi, Aşık Mahsuniler gibi ozanlar bile uzun saplı bağlama( bu arada bağlama bağlamadır uzunu kısası olmaz ileride bu nereden çıktı anlatacağım) çalardı. Ben de uzun saplıyla başladım. Kara düzen derlerdi düzenine. Ama o yıllarda bağlama düzeni de misket düzeni de bilinirdi. Ardından 80'li yıllar geldi. Arif hocalar, Yavuz hocalar, Musa Eroğlu hocalar çıktı ortaya. TRT'nin dışında türküler çalmaya başlamışlardı. Ve size söyleyeyim bu hocalar da ilk başlarda uzun saplı bağlama çaldılar. Sonra bağlama düzeninde akort problemleri olduğu için tuttular sazın sapını kesip kısa saplı bağlama diye bir şey çıkarttılar. Eskiden bağlama düzeni denilen düzende çalmaya başladılar. Sonra kısa saplı oldu bağlama.. Bağlama oldu SAZ... O yıllar halk müziğinde TRT'nin bir hakimiyeti vardı. Bu hakimiyet yıkılmaya başladı. Orhan Gencebaylar (arabesek dünyası) bir taraftan, Arif hocalar bir taraftan bunu değiştirmeye başladılar. Bu değişim bizlerin de çok hoşuna gitti. Hep TRT'yi eleştirdik. Bu arada 70'li yıllarda sol kesim de bağlamayı keşfetmişti.. Ruhi Su bağlamayla batı şan tekniğini kullanarak türküler söylüyordu. Sonra Zülfü Livaneli, Rahmi Saltuk, Sadık Gürbüz gibi isimler çıktı. Bunların da türküleri modernize etme gibi bir dertleri vardı. O zamanlar Zülfü Livaneli'nin bütün şarkılarını bağlamayla çalardım. 80'Lİ yıllarda ODTÜ'de THBT'de (Türk Halk Bilimleri Topluluğu) çalışmalar yaptım. Toplulukla ilk tanışmam İhsan Öztürk hocanın gelip koromuzu çalıştırmaya başlamasıyla başladı. O zaman toplulukta çok iyi bağlama çalanlar vardı. (Buna benden iyi çalanlar diyelim) Hoca ilk derste Ferayi'dir kızın adı türküsünün notalarını önümüze koydu. O kadar bağlamacının içinde nota bilen bir kişi vardı. Sonra bu bir zeybek ve tavrı da bu diye gösterdi ve o tavrı da atabilen bir kişi çıktı. İşte o gün benim bağlamaya bakış açımın değiştiği gündür. Eleştirdiğimiz TRT'nin türküsünü çalabilmekten o kadar uzaktık ki... Ama solcuyuz ya... Bir başladık mı.. TRT'ye saydırıp dururduk.. Bu işlerin böyle olmadığını anlamaya başlamıştım. Piyasaya geri dönelim... Arabesk dünyası elektro bağlamayı geliştirdi... Bir de buna 4 tellisini kattı. Arif Sağ geleneği sonuçta kısa saplıda kaldılar. 90'lı yıllarda İstanbul'da uzun saplı ( bu dönemden sonra bağlamanın adı uzun saplı olarak kaldı ) öğreten dershane kalmamıştı. Orhan Gencebay geleneği sonunda geldi süratli bağlama çalmakta takılıp kaldılar.. Sol kesim zaten bağlama çalmayı bilmezdi sol ortadan kalkınca onlar da ortadan kalktı gitti. Bir ara Ahmet Kaya çıktı güzel şarkılar yaptı.. Millet onu da bağlama virtüözü sandı. Oysa ortanın altında bağlama çalan biriydi. Neşet Ertaş dahi Abdal sazı gibi bir şey çıkarttı.. Kendi tarzına tınısına çok uygundu.. Oysa ondan önceki babası dahil, Hacı Taşan dahil hepsi divan saz çalarlardı. Şimdi onun da ne olduğu belli değil.. 44 cm'den büyük bütün sazlara divan diyorlar. Gerçekten divan çalan şu anda neredeyse yok.. Abdal düzeni diye bir düzen vardı şimdi bilen yok. Bütün bunlar olurken konservatuarlarda ne yapıldı.. Koca bir hiç.. Oysa Anadolu'nun her yeri türkü kaynıyordu. O kadar naif türkülerimiz var ki bugün bunları çalan yok.. Mesela 80'li yıllarda ortalık deyiş kasetinden geçilmiyordu. İnsanlar artık bağlama eşittir Alevilik moduna girdi. O dönemde Ruhi Su'nun dışında zeybek albümü hiç yoktu. ODTÜ'den Tolga Çandar çıktı bir zeybek kaseti yaptı. 30 yıl onun üstüne bir zeybek albümü yapılmadı. Mesela şimdi kim Kastamonu türkülerini biliyor. O yörenin bağlama tavırlarını. Ki uzun yıllar Bağlamanın en iyi ustaları Kastamonu'daydı.. İşte demem şu ki... Daha notasyonu bile olmayan... Hattı adı bile tartışmalı bu güzel saza (enstrüman) işte bu büyük ustalar bile bir çok kötülük yapmışlardır.. Neşet Ertaş bile... Arif Sağ bile.... Maalesef bizde bir huy var.. Hiçbir şeyi yerine koymayı beceremiyoruz. Çetin Akdeniz dinleyen adamlar bağlamayı sadece o sanıyor.. Erkan Oğur dinleyen adamlar bağlamayı onun çaldığı saz sanıyor. Ahmet Kaya dinleyen adam Ahmet Kaya'yı bağlama virtüözü sanıyor.. Oysa bu güzelim sazın artık adı bile tartışmalı.. 40 yıldır konsevatuarlar var. Bir tanesi de çıkıp bu dünyanın en güzel sazı için bir notasyon geliştirmedi. Bir kişi çıkıp bu sazda ne kadar akord sistemi var, ne kadar tavır var oturup bir çalışma yapmadı. İlk yazıma cevap olarak gitarı göstermişsiniz. Ama gitarın bir notasyon sistemi var, adı var, hangi müzik tarzında çalınacaksa o tarza özel sistemi var tellemesi var.. var da var... Bu bence dünyada en güzel sazlardan ilk üçe girebilecek sazımız bunların hiçbirine sahip değil. Millet buna kafa yoracağına oturup bir teli pese yada tize çekip gitardan ordan burdan öğrendiği teknikleri buna aktarıp sazı geliştirdiğini sanıyor. Kimse kusura bakmasın bildiğiniz o büyük müzisyenler bile bu saza çok zarar verdi ve hala vermeye de devam ediyorlar. Bu arada arayışlar, yeni tarzlara da karşı değilim ama BAĞLAMA bu değil. BAĞLAMA'ya adını bile tartışmalı hale getiren anlayışa karşıyım. Bunları da birisinin söylemesi gerekiyordu. Bunu da söylemek bana nasip oldu. Memleketimizde maalesef kaş yapayım derken göz çıkarma alışkanlığı hat safhada.. Arayışlar güzel de bağlama ne oldu bu arada..Yöresel tavırlar, o harika türküler ne oldu bu arada.. Son söz... Herkes hala TRT'yi eleştiriyor.. Ama herkes bir türkünün notasını aradığı zaman TRT arşivine bakıyor. Bu saydığım büyük üstadlar kendi çaldıkları türküleri notalayıp arşivlemişler mi acaba... Örnek olarak.. Orhan Gencebay şarkılarını notalayıp arşiv şeklinde yayınlamış mı... Kim yapmış böyle bir şey.. Kimse kusura bakmasın.. Bir tek hep eleştirdiğimiz TRT yapmış. Neyse bu yazı böyle uzar gider.. Maalesef temel sorunlara çare bulmadan uzaya çıkmaya çalışıyoruz.. Bu arada da evdeki bulguru kaybediyoruz...
Tomır