Rabbim sizden razı olsun. Tüm öğrettiğiniz dualara icâbet etsin, Sizi cennet ve cemâli ile mükafatlandırsın. Bir ders bu kadar mı rahmet vesilesi olur ?! Her duada gözlerim doldu SubhanAllah ❤️🔥😢
Hem meşhur şâir Nâbiga'nın kıssa-i meşhuresidir ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın yanında bir şiirini okumuş. Şu fıkra: بَلَغْنَا السَّمَٓاءَ مَجْدُنَا وَسَنَٓائُنَا ٭ وَ اِنَّا نُر۪يدُ فَوْقَ ذٰلِكَ مَظْهَرًا Yani: "Şerefimiz göğe çıktı, biz daha üstüne çıkmak istiyoruz!" Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, mülatafe suretinde ferman etti: اِلٰى اَيْنَ يَٓا اَبَا لَيْلَا؟ Dedi: اِلَى الْجَنَّةِ يَا رَسُولَ اللّٰهِ Yani: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm latîfe olarak dedi: "Gökten öbür tarafa nereyi istiyorsun ki, şiirinde orayı niyet ediyorsun?" Nâbiga dedi: "Göklerin fevkinde Cennet'e gitmek istiyoruz." Sonra bir manidar şiirini daha okudu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dua etti: لَا يَفْضُضِ اللّٰهُ فَاكَ Yani, "Senin ağzın bozulmasın." İşte o dua-yı Nebevînin bereketiyle, o Nâbiga yüzyirmi yaşında bir dişi noksan olmadı. Hattâ bazı bir dişi düştüğü vakit, yerine bir daha geliyordu. Mektubat - 145
Rabbim sizden razı olsun.
Tüm öğrettiğiniz dualara icâbet etsin,
Sizi cennet ve cemâli ile mükafatlandırsın.
Bir ders bu kadar mı rahmet vesilesi olur ?! Her duada gözlerim doldu SubhanAllah ❤️🔥😢
Nihal Hocam öğretme üslubunuz takdire şaya…
بارك الله فيك وشكرا لك من تركيا، أنا تركي وأحاول أن أتقن اللغة العربية الفصحى 🤲 🇹🇷 ❤ 🇹🇷 🤲
Allah razi olsun hocam
“Eş-hedu Ella İlahe İlla Allah.”
وَجَعَلْنَا عَلَى قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَن يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا وَإِذَا ذَكَرْتَ رَبَّكَ فِي الْقُرْآنِ وَحْدَهُ وَلَّوْاْ عَلَى أَدْبَارِهِمْ نُفُورًا
Ve cealna ala kulubihim ekinneten en yefkahuhu ve fi azanihim vakra, ve iza zekerte rabbeke fil kur'ani vahdehu vellev ala edbarihim nufura.
Allah razı olsun sayın hocam rabbim sizi esirgesin
Allah razı olsun hocam.
Teşekkürler
❤❤❤❤
❤
Udemy den ayrıldınız mı?
Merhabalar..Udemy devam ediyor.
Tamam teşekkürler hocam.
Hem meşhur şâir Nâbiga'nın kıssa-i meşhuresidir ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın yanında bir şiirini okumuş. Şu fıkra:
بَلَغْنَا السَّمَٓاءَ مَجْدُنَا وَسَنَٓائُنَا ٭ وَ اِنَّا نُر۪يدُ فَوْقَ ذٰلِكَ مَظْهَرًا
Yani: "Şerefimiz göğe çıktı, biz daha üstüne çıkmak istiyoruz!" Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, mülatafe suretinde ferman etti:
اِلٰى اَيْنَ يَٓا اَبَا لَيْلَا؟
Dedi:
اِلَى الْجَنَّةِ يَا رَسُولَ اللّٰهِ
Yani: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm latîfe olarak dedi: "Gökten öbür tarafa nereyi istiyorsun ki, şiirinde orayı niyet ediyorsun?" Nâbiga dedi: "Göklerin fevkinde Cennet'e gitmek istiyoruz." Sonra bir manidar şiirini daha okudu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dua etti:
لَا يَفْضُضِ اللّٰهُ فَاكَ
Yani, "Senin ağzın bozulmasın." İşte o dua-yı Nebevînin bereketiyle, o Nâbiga yüzyirmi yaşında bir dişi noksan olmadı. Hattâ bazı bir dişi düştüğü vakit, yerine bir daha geliyordu.
Mektubat - 145