Değişik bir konu olmuş canım sıkılır dedim ama çok keyifle dinledim. O dönemler çok güzeldi gerçekten de, o mutluluğu kaybedince anladık. ❤ müzik trendleri-klasik hariç tüm dunyada çok farklı bir yola girdi. Benim de Turkiye'de bir heyecanım kalmadı çok iyi anlıyorum sizi. La şante mi kantere diyip size güzel bir ruh hali ve enerji diliyorum❤
Röportajı yapan kişi Ahmet San'ın sadece Michael Jackson'ı getirdiğini sanıyor ama gençler bilmeliki sadece Michael Jackson'ı değil dünyanın en önemli yıldızlarını Türkiye'ye getirdi. Ahmet San bence Türkiye'nin en değerli insanları arasında.
Ertan Abi Eline Emeğine Ağzına Sağlık. Ahmet Abi Tanıdığım En Kibar En Saygılı En Nahif İnsan. Büyükçekmece Belediyesi Festivalini Önceki Senelerde Öyle Güzel Organize Etmişti. Orada Görüp Şahit Oldum Güzel İnsanlığına.
Ertan bey bu konu hakkinda goruslerinizi rica ediyoruz. Fransız le Monde Muhabiri Guillaume Perrier'nin "Türkiye analizi" "Türkiye, son ve büyük bir hesaplaşmaya doğru gidiyor. Bu ülke korkulduğu gibi, ırka ya da dine dayalı bir bölünme yaşamadı. Daha korkunç ve daha temel bir bölünmeye gidiyor. Cumhuriyet boyunca süren "kültürel bölünme". Bu artık iyice keskinleşti. Şimdi bir yanda, ayakkabılarını sokak kapısı önünde çıkaran, kadınları başı örtülü, erkekleri sokağa pijamayla da çıkabilen, erkek çocukları kahveye giden, kız çocukları tam bir baskı altında yaşayan, türkü ile arabesk arası bir müzikten zevk alan, futbol izleyen, belki de hiç kitap okumamış, hiç dans etmemiş, hiç karı koca birlikte yemeğe gitmemiş, hiç tiyatro seyretmemiş, iyi eğitim alamamış, dini inançları kuvvetli, kalabalık, bir kitle var. Diğer yanda ise kız lisesi-kolej yelpazesinde eğitim görmüş, en azından bir düğün salonunda ya da kolej partisinde dans etmiş, sinemaya giden, çok fazla olmasa da kitap okuyan, müzik zevki pop şarkılarla, klasik müzik arasında dolaşan, evi nispeten daha zevkli döşenmiş, kızlarının flörtüne göz yuman, kadınları modern görünümlü, şarabın kalitesinden pek anlamasa da, kadın erkek bir arada içki içebilen, gazetelere bakan, magazin haberlerini izleyen, kendini birinci gruba kıyasla çok gelişmiş algılıyan, entelektüel düzeyi çok yüksek olmasa da, Batı standartlarına yakın bir grup var. Bu iki grubun yaşam tarzı birbirinden kopuk. Onların, Batı'daki sınıflar arasında ortak zevk alanları yaratan, müzik, resim, heykel tiyatro ve sanat gibi, birleştirici kültürel zeminler yok. Yaşamları, zevkleri, inanışları birbirinden çok farklı. Hatta birbirine düşmanca. Birinci grup Cumhuriyet boyunca horlanmış, aşağılanmış, itilip kakılmış. Şimdi bu grup siyasal olarak örgütlendi. Kalabalıklar. Ve her seçimi kazanacak siyasi bir güçleri var artık. İkinci grup ise azınlıkta. Ve artık bir daha seçim kazanma olanakları yok. Bu noktada da tarihi bir paradoks ortaya çıkıyor. Daha Batılı olan "ikinci grup", Batı'nın siyasi değerlerini kabul ederse, bir daha asla iktidarı ele geçiremeyeceğini bildiği için, git gide Batı'ya ve Batı'nın demokratik değerlerine düşman oluyor. Yaşam tarzı olarak Batı'ya düşman olan birinci kesim ise, iktidarı ancak Batı'nın kriterlerini kabul ederek ele geçirebileceğini bildiği için, Batı'yla ilişkileri geliştirmek ve demokrasiyi kabullenmek istiyor. Bu kültürel parçalanmada "ordu" önemli bir role sahip. Eğer, birinci grubu desteklerse ve Batı'nın demokrasisi burada kabul görürse, ordu da iktidarını kaybedecek. Aslında birinci grubun çocuklarından oluşan ordu, kendi iktidarını sürdürebilmek için, kendisine benzemeyen ikinci grupla işbirliği yapıyor. Bir anlamda kendi köklerine ihanet ediyor. Bu iki grup, siyasi iktidar için son kez çarpışmak üzere hareketlenmiş gözüküyorlar. Birinci grup ekonomik olarak da güçlü artık, Anadolu'da üretim yapıyor, malını dış dünyaya satıyor. Para kazanıyor. Siyasi örgütünü destekliyor. İkinci grup ise parasal olarak da kuvvetli değil artık. Mevcut iktidarın da baskısıyla giderek ekonomik kazançlarını kaybediyor. Dış dünyayla iş yapan, dışarıdan borçlanan büyük burjuvazi, Türkiye'nin ancak demokrasiyle normalleşebileceğine inanan entelektüel kesim, devletin yapısının değişmesi ve dünyayla bütünleşmesi gerektiğini düşünen bir grup bürokrat, birinci grubun destekçileri. Yargı, ordu, bürokrasinin önemli bir kısmı, ikinci grubun arkasında. Ve bu ikinci grup, siyasetle demokrasiyle, iktidarı elinde tutmasının olasıl olmadığını kavradığından, şimdi siyaset ve demokrasi dışında bir çözümün peşinde. Cumhurbaşkanı seçimi; kavganın keskinliğini ve iki tarafın niyetlerini açıkça ortaya koydu. Ordu destekli ikinci grup artık seçim de istemiyor. Ve darbe söylentileri gittikçe artıyor. Cuntalardan söz ediliyor. Peki, darbe olursa ne olur? Yaşam tarzı Batı'ya daha yakın olan ikinci grup, orduyla birlikte iktidara gelir ve Batı'nın desteğini kaybeder. Avrupa buna kesinlikle karşı çıkar. Amerika her zamanki pragmatizmiyle, Kuzey Irak ve Ortadoğu politikalarını, desteklemesi karşılığında darbeyi kabullenebilir aslında. Ama Amerika'nın önünde de ciddi bir engel var. "Demokrasi getireceğim" diye Irak'ı işgal eden bir ülke, dünyaya ve kendi kamuoyuna Türkiye'deki "darbeyi" niye desteklediğini açıklayamaz. Ve Irak faciasından sonra ikinci bir "zorlamayı" gerçekleştirecek gücü yok. İstese de istemese de darbeye karşı çıkacak. Silahını ve parasını Batı'dan alan bir ordu ve ülke, Batı'dan koptuğunda ne yapacak? Sanırım uzun zamandır bunu düşünüyorlar ve korkarım bunun yanıtını buldular. Türkiye'de darbe olursa, dünya, tarihte bugüne kadar hiç gerçekleşmemiş, yeni bir oluşumla karşılaşacak. Türkiye, olası bir darbeden sonra, Rusya ve İran'la ortaklık kurmak isteyecek. Silahı, enerjiyi ve parayı bu iki ülkeden alacak. Rusya'yla Iran'ın elindeki doğal gaz, petrol ve nükleer güç, Türkiye'yi ayakta tutmaya yeter. Ama Rusya-Türkiye-İran bloku dünyanın bütün dengelerini değiştirir. Ortadoğu'nun kontrolünü tümüyle ele geçirir. Avrupa'yı küçük kıtasına hapseder. Kafkasları, Afganistan'ı, Pakistan'ı kendi gücüne katar. Müslüman dünyayla yakın bir ilişki kurar. Petrol kaynaklarına egemen olur. Çin'le işbirliği yapabilir. Bu gelişme, Avrupa, Amerika ve biraz da Japonya'dan oluşan "Batı" nın, dünyadaki etkinliğini inanılmaz bir biçimde azaltır. Yeni blok asker, enerji ve para acısından çok güçlenir. Böylece, Türkiye'deki çatlama dünyada büyük bir çatlamaya yol açar. Eğer Üçüncü Dünya Savaşı çıkacaksa, sanırım, bu çatlamadan çıkar. "Asla böyle bir şey olmaz" diyebilirsiniz... Niye olmayacağına dair elinizde çok kuvvetli veriler varsa, söyleyin. Ama, ya olursa... ki.... bana çok mümkün geliyor. O zaman ne yapacaksınız? Bugün Türkiye'de kamplaşan ve bölünen insanların da... Türkiye'yi Avrupa dışına itmeye çalışan, eski bir imparatorluk olmanın bir yanıyla; çok görkemli, bir yanıyla; çok zayıf mirasına sahip olan bir ülkeye küstahça davranan, işbirliği yerine "baş öğretmenlik" yapmaya kalkan Avrupa'nın da... Türkiye politikasında "ikili" oynayıp, kurnazlık ettiğini sanan Amerika'nın da... ... bu senaryoyu bir düşünmesini isterim doğrusu. Türkiye'de yaklaştığı görülen kanlı bir çatışmanın, bütün dünyayı yakması sandığınız kadar uzak bir ihtimal değil." Le Monde
Ertan Ağbi.... Uzun Süredir Davet Ettiklerini Ve İşlemiş Olduğun Konularını Severek Takip Ediyorum.... Fakat ,Ahmet San Beyefendi ve Anlattıkları. KOMPLO TEORİLERİ😊 nden Fazla Heyecan Verdi Bana.😊 Bence...İnsanın. En Büyük Hazinesi Çevresindeki Zengin Arkadaş Çevresiymiş..... Almanyadan Saygılar.... Nihat Arslan....🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Kimsenin gormedigi bir ayrintiydi bu iyi yakalamissiniz! Evet, kesinlikle oyle! Hep kilit yerlerde kilit insanlari vardi onun. Fakat yine de kalp dayanmaz o strese! Bakiyorum da 70 yasinda ama dimdik!
Sizde tıpkı Michael Jackson gibi zamanının önünde işler kaliteli işler yapmışsınız ülke için çok büyük şans kaliteli bakış kaliteli işler emeklerinize yüreğinize sağlık 🙏
Ertan Özyiğit, Türliye kıstaslarına göre iyi pazarlamacı! UA-cam'u iyi kullanıyor! Yoksa konukların çoğunda bir donanım, bilgi yok! En son Oytun Erbaş harikaydı!
Cok guzel sohbet ve tarihi anlatma olmus, hafizalarda canlandi resmen,sevgi ve saygilar ... bugun tum teknolojik gelismeler olmasina ragmen yeni Ahmet San lar var mi? varsa kac adet😊 ve neredeler hangi organizasyonu yapıyorlar (elestirmeye kalkanlara sesleniyorum.)
Merhaba Nilay Hn ın podcast inde de dinlemiştim benim ilk gençliğim de konsere gitmemin yegane sebebi dir Ahmet bey her zaman nazik kibardır teşekkürler saygılar bu arada sipariş ettim inşallah imzalatmak nasip olur ❤
Önemli soru şu , M.jackson için yaptığı masrafı kısa vadede çıkarabildi mi? evet uzun vadede karizması ile kazandı tabi ama Jackson dışında iş gelmeseydi ölü yatırım olabilirdi. ama çok büyük sükse yaptı Ahmet San o işden sonra
Ertan biraz sesiz kalmayı denemelisin misafirden daha çok konuşuyorsun, bu videoyu ikiye bölseler senin konuştuğun 60dk bu egoizmden sıyrılır artık amca.
Yaninda calistigim icin soyluyorum. Azim inancta tek basina Ahmet San olmaya yetmiyor! Onun hakkinda herkes bildigini soylese ciltlerce kitap olur. Kendi karakter orgusu olaganustu! Insan otesi ozgur bir ruhu var. Hic bir kosula eyvallahi yoktu. Olacak, yapabilecegin seyin hayalini kuracaksin diyor ya, yalan! Olmayacak seylere el atti hep! Tereyagindan kil ceker gibi yapar, yaptirirdi isini.Sanki Allah'la kirmizi hattan gorusuyor derdim icimden bazen!
ahmet bey ve cem uzan sayesin de ortadoğu ülkesi olmaktan bi nebze sıyrılmışız helal olsun size saygılar.
Ahmet abi müthiş enerjisiyle tüm insanlığa örnek bir idoldür…🙏
Değişik bir konu olmuş canım sıkılır dedim ama çok keyifle dinledim. O dönemler çok güzeldi gerçekten de, o mutluluğu kaybedince anladık. ❤ müzik trendleri-klasik hariç tüm dunyada çok farklı bir yola girdi. Benim de Turkiye'de bir heyecanım kalmadı çok iyi anlıyorum sizi. La şante mi kantere diyip size güzel bir ruh hali ve enerji diliyorum❤
Röportajı yapan kişi Ahmet San'ın sadece Michael Jackson'ı getirdiğini sanıyor ama gençler bilmeliki sadece Michael Jackson'ı değil dünyanın en önemli yıldızlarını Türkiye'ye getirdi. Ahmet San bence Türkiye'nin en değerli insanları arasında.
Ertan Abi Eline Emeğine Ağzına Sağlık.
Ahmet Abi Tanıdığım En Kibar En Saygılı En Nahif İnsan.
Büyükçekmece Belediyesi Festivalini Önceki Senelerde Öyle Güzel Organize Etmişti.
Orada Görüp Şahit Oldum Güzel İnsanlığına.
Ertan bey bu konu hakkinda goruslerinizi rica ediyoruz.
Fransız le Monde Muhabiri Guillaume Perrier'nin "Türkiye analizi"
"Türkiye, son ve büyük bir hesaplaşmaya doğru gidiyor.
Bu ülke korkulduğu gibi, ırka ya da dine dayalı bir bölünme yaşamadı. Daha korkunç ve daha temel bir bölünmeye gidiyor. Cumhuriyet boyunca süren "kültürel bölünme". Bu artık iyice keskinleşti. Şimdi bir yanda, ayakkabılarını sokak kapısı önünde çıkaran, kadınları başı örtülü, erkekleri sokağa pijamayla da çıkabilen, erkek çocukları kahveye giden, kız çocukları tam bir baskı altında yaşayan, türkü ile arabesk arası bir müzikten zevk alan, futbol izleyen, belki de hiç kitap okumamış, hiç dans etmemiş, hiç karı koca birlikte yemeğe gitmemiş, hiç tiyatro seyretmemiş, iyi eğitim alamamış, dini inançları kuvvetli, kalabalık, bir kitle var.
Diğer yanda ise kız lisesi-kolej yelpazesinde eğitim görmüş, en azından bir düğün salonunda ya da kolej partisinde dans etmiş, sinemaya giden, çok fazla olmasa da kitap okuyan, müzik zevki pop şarkılarla, klasik müzik arasında dolaşan, evi nispeten daha zevkli döşenmiş, kızlarının flörtüne göz yuman, kadınları modern görünümlü, şarabın kalitesinden pek anlamasa da, kadın erkek bir arada içki içebilen, gazetelere bakan, magazin haberlerini izleyen, kendini birinci gruba kıyasla çok gelişmiş algılıyan, entelektüel düzeyi çok yüksek olmasa da,
Batı standartlarına yakın bir grup var. Bu iki grubun yaşam tarzı birbirinden kopuk.
Onların, Batı'daki sınıflar arasında ortak zevk alanları yaratan, müzik, resim, heykel tiyatro ve sanat gibi, birleştirici kültürel zeminler yok. Yaşamları, zevkleri, inanışları birbirinden çok farklı. Hatta birbirine düşmanca.
Birinci grup Cumhuriyet boyunca horlanmış, aşağılanmış, itilip kakılmış. Şimdi bu grup siyasal olarak örgütlendi. Kalabalıklar.
Ve her seçimi kazanacak siyasi bir güçleri var artık.
İkinci grup ise azınlıkta. Ve artık bir daha seçim kazanma olanakları yok. Bu noktada da tarihi bir paradoks ortaya çıkıyor.
Daha Batılı olan "ikinci grup", Batı'nın siyasi değerlerini kabul ederse, bir daha asla iktidarı ele geçiremeyeceğini bildiği için, git gide Batı'ya ve Batı'nın demokratik değerlerine düşman oluyor.
Yaşam tarzı olarak Batı'ya düşman olan birinci kesim ise, iktidarı ancak Batı'nın kriterlerini kabul ederek ele geçirebileceğini bildiği için, Batı'yla ilişkileri geliştirmek ve demokrasiyi kabullenmek istiyor.
Bu kültürel parçalanmada "ordu" önemli bir role sahip. Eğer, birinci grubu desteklerse ve Batı'nın demokrasisi burada kabul görürse, ordu da iktidarını kaybedecek.
Aslında birinci grubun çocuklarından oluşan ordu, kendi iktidarını sürdürebilmek için, kendisine benzemeyen ikinci grupla işbirliği yapıyor. Bir anlamda kendi köklerine ihanet ediyor.
Bu iki grup, siyasi iktidar için son kez çarpışmak üzere hareketlenmiş gözüküyorlar.
Birinci grup ekonomik olarak da güçlü artık, Anadolu'da üretim yapıyor, malını dış dünyaya satıyor. Para kazanıyor. Siyasi örgütünü destekliyor.
İkinci grup ise parasal olarak da kuvvetli değil artık. Mevcut iktidarın da baskısıyla giderek ekonomik kazançlarını kaybediyor.
Dış dünyayla iş yapan, dışarıdan borçlanan büyük burjuvazi,
Türkiye'nin ancak demokrasiyle normalleşebileceğine inanan entelektüel kesim, devletin yapısının değişmesi ve dünyayla bütünleşmesi gerektiğini düşünen bir grup bürokrat, birinci grubun destekçileri.
Yargı, ordu, bürokrasinin önemli bir kısmı, ikinci grubun arkasında.
Ve bu ikinci grup, siyasetle demokrasiyle, iktidarı elinde tutmasının olasıl olmadığını kavradığından, şimdi siyaset ve demokrasi dışında bir çözümün peşinde.
Cumhurbaşkanı seçimi; kavganın keskinliğini ve iki tarafın niyetlerini açıkça ortaya koydu. Ordu destekli ikinci grup artık seçim de istemiyor. Ve darbe söylentileri gittikçe artıyor. Cuntalardan söz ediliyor.
Peki, darbe olursa ne olur?
Yaşam tarzı Batı'ya daha yakın olan ikinci grup, orduyla birlikte iktidara gelir ve Batı'nın desteğini kaybeder. Avrupa buna kesinlikle karşı çıkar.
Amerika her zamanki pragmatizmiyle, Kuzey Irak ve Ortadoğu politikalarını, desteklemesi karşılığında darbeyi kabullenebilir aslında. Ama Amerika'nın önünde de ciddi bir engel var.
"Demokrasi getireceğim" diye Irak'ı işgal eden bir ülke, dünyaya ve kendi kamuoyuna Türkiye'deki "darbeyi" niye desteklediğini açıklayamaz. Ve Irak faciasından sonra ikinci bir "zorlamayı" gerçekleştirecek gücü yok. İstese de istemese de darbeye karşı çıkacak.
Silahını ve parasını Batı'dan alan bir ordu ve ülke, Batı'dan koptuğunda ne yapacak? Sanırım uzun zamandır bunu düşünüyorlar ve korkarım bunun yanıtını buldular.
Türkiye'de darbe olursa, dünya, tarihte bugüne kadar hiç gerçekleşmemiş, yeni bir oluşumla karşılaşacak. Türkiye, olası bir darbeden sonra, Rusya ve İran'la ortaklık kurmak isteyecek. Silahı, enerjiyi ve parayı bu iki ülkeden alacak. Rusya'yla Iran'ın elindeki doğal gaz, petrol ve nükleer güç, Türkiye'yi ayakta tutmaya yeter.
Ama Rusya-Türkiye-İran bloku dünyanın bütün dengelerini değiştirir. Ortadoğu'nun kontrolünü tümüyle ele geçirir. Avrupa'yı küçük kıtasına hapseder. Kafkasları, Afganistan'ı, Pakistan'ı kendi gücüne katar. Müslüman dünyayla yakın bir ilişki kurar. Petrol kaynaklarına egemen olur. Çin'le işbirliği yapabilir.
Bu gelişme, Avrupa, Amerika ve biraz da Japonya'dan oluşan "Batı" nın, dünyadaki etkinliğini inanılmaz bir biçimde azaltır.
Yeni blok asker, enerji ve para acısından çok güçlenir. Böylece, Türkiye'deki çatlama dünyada büyük bir çatlamaya yol açar. Eğer Üçüncü Dünya Savaşı çıkacaksa, sanırım, bu çatlamadan çıkar.
"Asla böyle bir şey olmaz" diyebilirsiniz...
Niye olmayacağına dair elinizde çok kuvvetli veriler varsa, söyleyin. Ama, ya olursa... ki.... bana çok mümkün geliyor. O zaman ne yapacaksınız?
Bugün Türkiye'de kamplaşan ve bölünen insanların da...
Türkiye'yi Avrupa dışına itmeye çalışan, eski bir imparatorluk olmanın bir yanıyla; çok görkemli, bir yanıyla; çok zayıf mirasına sahip olan bir ülkeye küstahça davranan, işbirliği yerine "baş öğretmenlik" yapmaya kalkan Avrupa'nın da... Türkiye politikasında "ikili" oynayıp, kurnazlık ettiğini sanan Amerika'nın da...
... bu senaryoyu bir düşünmesini isterim doğrusu.
Türkiye'de yaklaştığı görülen kanlı bir çatışmanın, bütün dünyayı yakması sandığınız kadar uzak bir ihtimal değil."
Le Monde
valla süper adam. türkiye tarihinde yeri var.
Süper bir söyleşi. Teşekkürler
Ertan Ağbi....
Uzun Süredir Davet Ettiklerini Ve İşlemiş Olduğun Konularını Severek Takip Ediyorum....
Fakat ,Ahmet San Beyefendi ve Anlattıkları.
KOMPLO TEORİLERİ😊
nden Fazla Heyecan Verdi Bana.😊
Bence...İnsanın. En Büyük Hazinesi Çevresindeki Zengin Arkadaş Çevresiymiş.....
Almanyadan Saygılar....
Nihat Arslan....🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Kimsenin gormedigi bir ayrintiydi bu iyi yakalamissiniz! Evet, kesinlikle oyle! Hep kilit yerlerde kilit insanlari vardi onun. Fakat yine de kalp dayanmaz o strese! Bakiyorum da 70 yasinda ama dimdik!
Ahmet Bey vizyonuyla klas bir insan, iyi ki varsınız sağolun varolun 🙏 Ahmet San ❤
Araya cok girip ciddi anlamda kesme olmus konuk on planda olursa daha keyifli bir program olur
14:00 bak işte Türkiye o zamanlar öyle büyük bir ülkeydi. Michaelnin parmak izlerini istemişler.
Sizde tıpkı Michael Jackson gibi zamanının önünde işler kaliteli işler yapmışsınız ülke için çok büyük şans kaliteli bakış kaliteli işler emeklerinize yüreğinize sağlık 🙏
Ertan Özyiğit, Türliye kıstaslarına göre iyi pazarlamacı! UA-cam'u iyi kullanıyor! Yoksa konukların çoğunda bir donanım, bilgi yok! En son Oytun Erbaş harikaydı!
Muthis bir soylesi olmus. Kitabi Amazon’dan sipsris verdim. Sabirsizlikla okumayi bekliyorum 🙏
Tarkan, ünlü olmasını Ahmet beye borçlu. Tarkan da artık unutuldu.
Cok guzel sohbet ve tarihi anlatma olmus, hafizalarda canlandi resmen,sevgi ve saygilar ... bugun tum teknolojik gelismeler olmasina ragmen yeni Ahmet San lar var mi? varsa kac adet😊 ve neredeler hangi organizasyonu yapıyorlar (elestirmeye kalkanlara sesleniyorum.)
çok güzel bir sohbet ti
Ertan bey siz fazla gülün beni de güldürüyorsunuz 😅 👏🏼 sevgiler
Merhaba Nilay Hn ın podcast inde de dinlemiştim benim ilk gençliğim de konsere gitmemin yegane sebebi dir Ahmet bey her zaman nazik kibardır teşekkürler saygılar bu arada sipariş ettim inşallah imzalatmak nasip olur ❤
Büyük emek saygılar sunuyorum 🙏
Helal olsun diyorum daha ne söylenir ki haddimiz olmayarak ta olsa🙏🙏💜👏👋
Anlatılanlar çok iyi. En çok reklam aldığınız yayın olmuş.
Üstad müsait oldugun bir gün göksel gardiyanlar ile alakalı bir bölüm yaparmisin
Önemli soru şu , M.jackson için yaptığı masrafı kısa vadede çıkarabildi mi? evet uzun vadede karizması ile kazandı tabi ama Jackson dışında iş gelmeseydi ölü yatırım olabilirdi. ama çok büyük sükse yaptı Ahmet San o işden sonra
Michael Jackson'i alsin ve is gelmesin, olacak is miydi bu sizce? Ki zaten oncesinde yaptigi bir dolu isi vardi.
Ahmet bey egosuz nezaket sahibi böyle bir insan olduğu aklıma gelmezdi harika bir çekim olmuş ertan bey kendi adıma teşekkür ederim
Hocam sizin tek başınıza son durumlarla ilgili değerlendirmelerinizi anlattıgınız bir bölüm gelirmi sanki herşey daha da hızlanmaya başladı.
Ertancım daha sonra seyrediyormusun kendini bilmiyorum. KESME…. Sürekli kesme kardeşim bu nedir Allah aşkına… Adamı konuşturmuyorsun…
5 kere ileri sardım farklı dakikalara hepsinde Ertan konuşuyor. Videoyu kapatıyorum
anlatmadığı ne hikayeler vardır daha. ünlülerin aşk hayatına daha değinmedi bile
Hayatta da deginmez! Agzi cok SIKI biridir. (Yaninda calisan biriydim 20-25 yil once)
👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻
ÇOK YAŞLANMIŞ! POPSTAR AHMET SAN!
Aahmet San bu iş için kaç dolar verdi acaba? :)
Ahmet San'ı davet ettiğiniz için teşekkürler
🥰💐
Ertan biraz sesiz kalmayı denemelisin misafirden daha çok konuşuyorsun, bu videoyu ikiye bölseler senin konuştuğun 60dk bu egoizmden sıyrılır artık amca.
SAN ?! 🤔
👍
Sanki fetih yapmış meleyani işler
Ertan Bey, keske konuklarinizin sozunu kesmeseniz.. konuklarin anlattiklari hep bolunuyor ve cogu zaman konular yarim kaliyor…..
Duymuyorki yılardır diyos 😊
azmin inancın nekadar değerli olduğunun canlı örneği stratejiyi doğru yaparsan başarılı olman kacinilmaz
Yaninda calistigim icin soyluyorum. Azim inancta tek basina Ahmet San olmaya yetmiyor! Onun hakkinda herkes bildigini soylese ciltlerce kitap olur. Kendi karakter orgusu olaganustu! Insan otesi ozgur bir ruhu var. Hic bir kosula eyvallahi yoktu. Olacak, yapabilecegin seyin hayalini kuracaksin diyor ya, yalan! Olmayacak seylere el atti hep!
Tereyagindan kil ceker gibi yapar, yaptirirdi isini.Sanki Allah'la kirmizi hattan gorusuyor derdim icimden bazen!