ŞEYTAN (Kur'an Kavramları - 182) Prof. Dr. Şadi EREN

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 20 січ 2025

КОМЕНТАРІ • 4

  • @ilknurkonca3483
    @ilknurkonca3483 2 роки тому +1

    🙏🏻🌷

  • @mkmk9717
    @mkmk9717 2 роки тому

    Ona ve ona benzeyen insanlara karşı sürekli kalben aklen hissiyatten ne ile yada nasıl müteyakkız olunur mağlup olmamak için .

    •  2 роки тому +1

      Şeytanın Aldatmalarına Karşılık Allah’a Tevbe
      Peygamber olmadığımıza göre muhakkak kusurlarımız ve günahlarımız da olacaktır. Ama Gafur ve Rahim olan bir Rabbin kullarıyız.
      Pişman olmak da tevbedir. Ama sadece pişmanlıkta kalmayıp samimi bir tevbe ile o günahın lekelerinden temizlenmek lazımdır. Günahlarını hatırlayan birinin tam bir pişmanlık içinde gözyaşı dökmesi, iç dünyasında ciddi bir temizlik ameliyesi gerçekleştirecektir.
      Takva ile yaşayan bir Hak dostu şöyle der: “Harama bak¬makla cünup olan gözlerine, gözyaşı ile gusül yaptır.”
      Tevbede ciddi olmak, Allah’a verdiği sözün ardında durmak esastır. Yoksa “yüz bin kere tevbe eder, yine şarap içeriz” şeklindeki yaklaşımlar maneviyattan nasipsizliğin alametidir.
      Günahlar kire, tevbe ise bunları yıkayan deterjana benzer. Günahına samimi tevbe eden kimse, günahı olmayan kimse gibidir.
      İnsanın günahları dağlar gibi de olsa, Allah’ın rahmet denizinde bir kum tanesi kadar bile yer işgal edemez. Bunu bilen kimse, günahları çok da olsa Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.
      Şeytanın Çekim Alanından Uzak Kalmak
      Mıknatıs, iğne gibi maddeleri kendine çeker. Bu çekim, mesafeyle de alakalıdır, mıknatısa yaklaştıkça çekim artar, uzaklaştıkça çekim azalır. Benzeri bir durum günahların çekiminde görülür. İnsan günahlara yakın oldukça kendini onlara kaptırır, uzak kaldıkça korunması daha kolay olur. Yüzmek için plaja giden biriyle, tenha bir yerde yüzen kimse, günahlar yönünden elbette aynı şartlarda değildir.
      Günümüzde bir kısım gazeteler ve televizyonlar, bar ve meyhane gibi gayr-i meşru eğlence yerleri, bir kısım internet siteleri âdeta şeytanın yayın organları ve yayın merkezleri gibi çalışmaktadır. Bunlar devamlı günahlara sevk etmekte, insanları yaratılış gayesine zıd mecralara yönlendirmektedir. Televizyona karşı zaafı olan birinin televizyonlu odada durması imtihanını şiddetlendirir, saatlerini günahlarla dolu veya en azından boşu boşuna geçirmesini netice verir.
      Yalnız Kalmamak
      İnsan, günaha meyilli bir varlıktır. Özellikle tek başına kaldığında şeytan bu fırsatı değerlendirir, vesveseleriyle ona “arkadaşlık” eder. Mesela, evde tek başına kalan delikanlı, ailesiyle beraberken bakamadığı müstehcen yayınlara kolaylıkla ulaşabilir veya aslında girmemesi gereken yerlere internetten girebilir. Hâlbuki başkalarıyla beraber olsa bunu yapmayacak veya yapamayacaktır. Demek ki, yalnız kalmak insanı manen tehlikelere maruz bırakıyor, cemaat halinde olmak ise otokontrol sağlıyor, insanlar birbirlerini korumada birbirlerine yardımcı oluyorlar.
      Peygamber Efendimiz bu konuda bize şunu bildirir:
      “Dikkat edin! Cemaat halinde olun. Ayrılıktan sakının. Zira şeytan, tek kalanla birlikte olur. İki kişiden ise uzak durur.”
      Ancak kötü tabiatlı kimse veya kimselerle beraber olmak “cemaat halinde olmak” sayılmaz. Böyleleriyle beraber olmak, masum ve saf insanların da onlara benzer hale gelmelerini netice verir. Bu açıdan kişi kimlerle beraber olduğuna dikkat etmesi gerekir. Peygamber Efendimizin ifadesiyle, “Kişi arkadaşının dini üzeredir. O halde sizden birisi kiminle arkadaşlık yaptığına dikkat etsin.”
      Göze Dikkat
      Kur’an-ı Kerim, şu ayetlerle iman sahibi erkek ve kadınları gözlerini haramdan sakınmaya ve iffetli bir hayat yaşamaya davet eder:
      “Ey Peygamber! Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan çevirsinler, ırzlarını korusunlar. Böyle yapmaları kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.
      Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan çevirsinler, ırzlarını korusunlar. Zorunlu görünen kısımlar dışında zinetlerini göstermesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine kadar örtsünler.”
      -Ayet-i kerime “Gözlerini haramdan çevirsinler, ırzlarını korusunlar.” derken önce gözden başladı. Çünkü iffetli kalabilmenin yolu, göze sahip çıkmaktan geçer. Gözüne dikkat etmeyen, günün birinde gayr-i meşru beraberliğe düşmekten kendini alamaz. Zira harama bakmak, zinanın habercisidir.
      -Harama bakmak, hadiste “göz zinası” şeklinde ifade edilir. Şöyle ki:
      “Allah her uzva zinadan payını yazmıştır. Gözün zinası bakmaktır. Kulağın zinası duymaktır. Elin zinası tutmaktır… Nefis ister ve arzular. Azalar ise, ya bunu uygular veya terk eder.”
      Mideye Dikkat
      Manevi hayatın kıvam bulmasında helal gıdanın çok önemli bir yeri vardır. Haramla beslenen ailelerde manevi hayat ya hiç olmaz veya çok cılız olur. Gerçi çocuk masumdur, haram gıdanın sorumluluğu ailesine aittir, fakat -şöyle veya böyle- çocuk bu haram ortamdan etkilenir. Bu yüzden anne-baba, hem kendileri, hem de çocukları için helal gıdaya azami özen göstermeleri gerekir.
      İstiaze
      İstiaze, herhangi bir işe başlarken ve herhangi bir münasebetle “Euzü billahi mine’ş-şeytani’r-racîm”, yani; “Kovulmuş olan şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım” cümlesini söy-lemeye verilen isimdir.
      İstiazede “Allah’a firar edin!” emrine itaat etmek vardır.
      Allah’ın kemal ve merhametine, kulun da kusur ve ihtiyacına bir sınır yoktur. Böyle olunca, Allah’a iltica ve dua, en önemli kulluk görevlerinden biridir.
      Bir başka ayette şu emir verilir:
      “Eğer şeytandan sana bir vesvese gelirse, hemen Allah’a sığın. Muhakkak ki, Allah Semi’-Alîmdir.”
      Burada Allahu Teâlâ’nın Semi’-Alîm, yani “hakkıyla işiten, kemaliyle bilen” olarak ifade edilmesi son derece önemlidir. Zira kendisine sığındığımız zat, sesimizi duymazsa ve halimizi bilmezse bize yardım edemez.
      O bize şah damarımızdan daha yakındır. Kalbimizden geçenler O’na gizli değildir.
      Konumuzla ilgili bir başka ayette Allah şöyle buyurur:
      “Kur’an okuduğunda kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.”
      Çünkü Kur’an okumak isteyen kimse en güzel amellerden birini yapacaktır. Kur’an, dinin aslı ve esasıdır. İnsanın dili ve kalbi gıybet gibi hatalarla kirlenir. Bunun için dilini temizlemesi uygun düşer. Şeytan, ise böyle müspet işlerden hoşlanmadığından Kur’an okuyan kişiyi, Kur’an’ı anlamaktan ve onunla amel etmekten vazgeçirmek için var gücüyle uğraşacak, vesvese vererek Kur’an üzerinde düşünmekten onu alıkoymaya çalışacaktır.
      Hadis kitaplarını incelediğimizde Hz. Peygamber’in, insana sıkıntı ve üzüntü verecek, onu zarara sokacak, dünya ve ahirette zillete düşürecek birçok konularda Allah’a sığındığını görmekteyiz. O’nun cehennemden; kabir fitnesinden; her şeyin ve her canlının şerrinden, nefsin şerrinden; yoksulluk ve borcun galebe çalmasından; tembellikten, küfürden, kötü ahlâk, kötü iş ve heveslerden; kederden ve çok yaşlılıktan; yan¬gın ve sel felâketinden Allah’a sığınması bunlar arasında sayılabilir.
      Sıralamada istiaze besmeleden önce gelir. Bizler “Euzü bil¬lahi mine’ş-şeytani’r-racîm” der, sonra besmele çekeriz. Çünkü zararın def’i, faydalı olanı celbetmekten öncedir.
      “Euzü billahi mine’ş-şeytani’r-racîm” derken, bunun sırf dilde kalmayıp kalben de söylenmesi esastır.

    • @mkmk9717
      @mkmk9717 2 роки тому +1

      Teşekkür ederim emeğiniz ve gayretiniz için.