Günümüz genç sanatçıların en başarılısı. Çok yaşa Bekir Ünlüataer şarkıları hiç bozmadan hakkıyla okuyor bu nedenle de keyifle dinleniyor Allah nazarlardan korusun sağlıklı uzun ömürler versin . 🤲🤲🧿🧿🍀🍀🌹🌹
Bu şarkının hikâyesine geçmeden önce, şarkının doğuşuna ve bestelenmesine neden olan tiyatro oyuncusu Afife Jale’nin hayat hikâyesine bir göz atmamız gerekir. 1902 yılında İstanbul Kadıköy’de dünyaya gelen Afife Jale, Hekim Said Paşa’nın torunudur. İstanbul Kız Sanayi Mektebi’nde eğitim gördü. Darülbedayi’nin 1918 yılında kursları için açtığı sınavı kazandı. Darülbedayi’nin kurslarına katılan 5 kadın öğrenciden biriydi. Diğer üç öğrenci sahneye çıkma ümidi göremedikleri için kursu bıraktılar. Afife 18 Aralık 1918’de 500 kuruş aylıkla stajyer oyuncu olarak kadroya alındı. Afife Jale stajyer oyuncu olarak kadroya alındıktan sonra, bir yıldan uzun bir süre provalara katıldı, ama sahneye çıkma olanağı bulamadı. Hüseyin Suat’ın “Yamalar” adlı oyunu oynayacaktı. Başrol oyuncusu Elize Hanım Paris’e gidince, bu rol için Afife’ye karar verildi. Afife büyük bir coşkuyla rolüne hazırlandı. Sahneye Jale takma adıyla çıktı. Müslüman bir kadın olarak sahneye ilk çıkan Afife Jale’yi, Vasfı Rıza Zobu’nun anılarından dinleyelim: “…’Afife’ adındaki kız, taassupla çekişmenin yılmaz bir kahramanı olarak pençeleşti durdu. Mektebe talebe olarak girmeleri ‘günahkâr takipçileri’ tarafından duyulmadığından ses çıkaran olmadı. Bu sessizlikten cesarete gelen idare, Afife hanıma Hüseyin Suat beyin ‘Yamalar’ piyesinde bir rol verdi…Ve ilk defa Kadıköy’ünde Apollon Tiyatrosu’nda sahneye çıktı. Vay efendim, sen misin “Şer-i şerife mugayir” hareket eden!…Dahiliye Nezareti, Şehremaneti, Polis Müdüriyeti… Derken, işe Şeyh-ül İslam’ı da karışınca, hadise dini bir mevzu oldu. “Müslüman kadını sahneye çıkamaz” fetvasıyla, bu ilk teşebbüse adeta “İrtidat” (dinden dönme) nazariyle bakıldı. Afife’yi tevkife teşebbüs ettiler.” Afife, bu olumsuz olaylardan sonra, Kadıköy’de Apollon Tiyatrosu’nda, Tepebaşı Tiyatrosu’nda, Beyoğlu’nda Varyete Tiyatrosu’nda sahneye çıktı ve daha sonra Anadolu turnesine katıldı. İstanbul’a dönünce tekrar sahneye çıkma olanağı bulunmayan Afife şiddetli baş ağrıları nedeniyle bir doktorun verdiği morfine alıştı. Sağlığı giderek bozuldu. 1928 yılında Kuşdili çayırında Hafız Burhan’ın konserinde ünlü besteci ve müzisyen Selahattin Pınar’la tanıştı. Büyük bir aşk yaşayan Afife ve Selahattin Pınar, Pınar’ın ailesine muhalefetine rağmen 1929 yılında gizlice evlendiler. Selahattin Pınar’ın birçok unutulmaz bestesinin esin kaynağı olan Afife, bir süre gözlerden uzak Fatih’te bahçeli bir evde Pınar’ın şefkatli ilgisiyle yaralarını sardı. Ama sahneye çıkma arzusu hiç tükenmedi. Acılı ve dramatik hayatının etkisiyle uyuşturucu bağımlılığından kurtulamayan Afife’nin ısrarıyla 1935 yılında boşandılar. İşte, büyük bir aşk yaşayan Afife Jale ve Selahattin Pınar, Afife’nin hüsranla biten yaşamı üzerine, Selahattin Pınar “Nereden Sevdim O Zalim Kadını” Kürdilihicazkâr makamındaki ölümsüz eserini besteler ve dillerden düşmeyen bir şarkı olur. Afife Jale ve Selahattin Pınar’ı rahmetle anıyor ve “İZ BIRAKAN ŞARKILAR”ın bir başka güzelliğinde yeniden buluşmak dileğiyle hoşça kalın diyorum. Metin mercimek KENT GAZETESİ
Bu nasıl bir yorum Allah'ım muhteşemsin Beki Ünlüataer. Her Gün dinlesem bıkmam ❤❤❤❤
Günümüz genç sanatçıların en başarılısı. Çok yaşa Bekir Ünlüataer şarkıları hiç bozmadan hakkıyla okuyor bu nedenle de keyifle dinleniyor Allah nazarlardan korusun sağlıklı uzun ömürler versin . 🤲🤲🧿🧿🍀🍀🌹🌹
Bu nasıl bir ses be abi
Bu nasıl nasıl güzel bir yorumdur böyle... bayıldım...tam beni anlatıyor
Muhtesemsiniz
Defalarca dinlesem bıkmam👏👏👏
Muhteşem okumuş....
Çok güzel eser ve yorum teşekkürler
Vay be ......
👏👏👏👏👏👏❤️❤️❤️❤️❤️❤️
❤❤❤❤
Bu şarkının hikâyesine geçmeden önce, şarkının doğuşuna ve bestelenmesine neden olan tiyatro oyuncusu Afife Jale’nin hayat hikâyesine bir göz atmamız gerekir.
1902 yılında İstanbul Kadıköy’de dünyaya gelen Afife Jale, Hekim Said Paşa’nın torunudur. İstanbul Kız Sanayi Mektebi’nde eğitim gördü. Darülbedayi’nin 1918 yılında kursları için açtığı sınavı kazandı. Darülbedayi’nin kurslarına katılan 5 kadın öğrenciden biriydi. Diğer üç öğrenci sahneye çıkma ümidi göremedikleri için kursu bıraktılar. Afife 18 Aralık 1918’de 500 kuruş aylıkla stajyer oyuncu olarak kadroya alındı.
Afife Jale stajyer oyuncu olarak kadroya alındıktan sonra, bir yıldan uzun bir süre provalara katıldı, ama sahneye çıkma olanağı bulamadı. Hüseyin Suat’ın “Yamalar” adlı oyunu oynayacaktı. Başrol oyuncusu Elize Hanım Paris’e gidince, bu rol için Afife’ye karar verildi. Afife büyük bir coşkuyla rolüne hazırlandı. Sahneye Jale takma adıyla çıktı.
Müslüman bir kadın olarak sahneye ilk çıkan Afife Jale’yi, Vasfı Rıza Zobu’nun anılarından dinleyelim:
“…’Afife’ adındaki kız, taassupla çekişmenin yılmaz bir kahramanı olarak pençeleşti durdu. Mektebe talebe olarak girmeleri ‘günahkâr takipçileri’ tarafından duyulmadığından ses çıkaran olmadı. Bu sessizlikten cesarete gelen idare, Afife hanıma Hüseyin Suat beyin ‘Yamalar’ piyesinde bir rol verdi…Ve ilk defa Kadıköy’ünde Apollon Tiyatrosu’nda sahneye çıktı. Vay efendim, sen misin “Şer-i şerife mugayir” hareket eden!…Dahiliye Nezareti, Şehremaneti, Polis Müdüriyeti… Derken, işe Şeyh-ül İslam’ı da karışınca, hadise dini bir mevzu oldu. “Müslüman kadını sahneye çıkamaz” fetvasıyla, bu ilk teşebbüse adeta “İrtidat” (dinden dönme) nazariyle bakıldı. Afife’yi tevkife teşebbüs ettiler.”
Afife, bu olumsuz olaylardan sonra, Kadıköy’de Apollon Tiyatrosu’nda, Tepebaşı Tiyatrosu’nda, Beyoğlu’nda Varyete Tiyatrosu’nda sahneye çıktı ve daha sonra Anadolu turnesine katıldı.
İstanbul’a dönünce tekrar sahneye çıkma olanağı bulunmayan Afife şiddetli baş ağrıları nedeniyle bir doktorun verdiği morfine alıştı. Sağlığı giderek bozuldu. 1928 yılında Kuşdili çayırında Hafız Burhan’ın konserinde ünlü besteci ve müzisyen Selahattin Pınar’la tanıştı. Büyük bir aşk yaşayan Afife ve Selahattin Pınar, Pınar’ın ailesine muhalefetine rağmen 1929 yılında gizlice evlendiler. Selahattin Pınar’ın birçok unutulmaz bestesinin esin kaynağı olan Afife, bir süre gözlerden uzak Fatih’te bahçeli bir evde Pınar’ın şefkatli ilgisiyle yaralarını sardı. Ama sahneye çıkma arzusu hiç tükenmedi. Acılı ve dramatik hayatının etkisiyle uyuşturucu bağımlılığından kurtulamayan Afife’nin ısrarıyla 1935 yılında boşandılar.
İşte, büyük bir aşk yaşayan Afife Jale ve Selahattin Pınar, Afife’nin hüsranla biten yaşamı üzerine, Selahattin Pınar “Nereden Sevdim O Zalim Kadını” Kürdilihicazkâr makamındaki ölümsüz eserini besteler ve dillerden düşmeyen bir şarkı olur.
Afife Jale ve Selahattin Pınar’ı rahmetle anıyor ve “İZ BIRAKAN ŞARKILAR”ın bir başka güzelliğinde yeniden buluşmak dileğiyle hoşça kalın diyorum.
Metin mercimek KENT GAZETESİ
👌👏👏👏💫💐✨
Sevgili dostum eseri katletmek ne demek bu arkadaş anlatıyor. Başka şeyler söyleyin , arabeks filan yapın hocam ağır gelir bunlar size
Sen biliyorsun zaten
Ne yazık ki haklısınız Bekir beyi dinlerim ama bu eser bir hayal kırıklığı oldu
Saçmalamissiniz siz resmen, tsm sizi aşar gidin pop dinleyin