bakara 104. ayeti Kerime kelime kelime

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 4 сер 2024
  • Ey iman edenler! ‘Râinâ’ (راعنا) değil, ‘unzurnâ’ (أنظرونا) deyin ve dinleyip itaat edin. Denildi ki ensâr, İslâmiyet’i benimseyişlerinin başlangıcında bu hitabı Resûlullah’a (s.a.) yöneltiyorlardı, Allah Teâlâ bu âyet-i kerîme ile onlara bunu söylemeyi yasakladı{Dipnot}. Şöyle de denildi: Yahudiler Hz. Peygamber’e “gevşek ve dağınık olmak” anlamındaki “ru‘ûnet” (رعونة) kökünden türeyen “râinâ” hitabında bulunuyor (Bu kökten erkek için türetilen sıfat “er‘an” (أرعن), kadın için de ra‘nâ’dır (رعناء). Hasan-ı Basrî tenvin ile “râinen” (راعناً) diye okurdu{Dipnot}. Kelbî şöyle demiştir: Râinâ kelimesi yahudi dilinde birbirlerine dil uzatmak için kullandıkları kötü bir sövgü ifadesiydi. Yahudiler Hz. Peygamber’in huzuruna gelir, “râinâ” (رعنا) diyerek gülerlerdi. Onların sergilediği davranışın aksine müminlere bu yasaklanmıştır.
    Unzurnâ (أنظرنا) deyin. Bu, “bize anlat, açıkla” şeklinde yorumlanmıştır. Mukâtil, “Bize yönelerek anlat” diye anlam vermiştir.
    Şöyle denildi: Müslümanların Hz. Peygamber’den kendilerine bakmasını talep etmeleri iki açıdan şefaat ve şefkat dileme konumunda bulunur. Birincisi, Resûlullah’ın onları meclisinde bulundurması, kendilerine hitap etmesidir. Buna göre onların unzurnâ (انظرنا) demeleri, “Akıllarımız söylediğin şeylerin amaçladığı hedefi anlayamadığı için bize şefkatte bulun” mânasına gelir. İkincisi, Resûl-i Ekrem’le sohbette bulunmanın gerektirdiği seviyeden ve gereken mukabelede bulunmaktan âciz kalmalarıdır. Bunun yanında ona “râinâ” (راعنا) diye hitap etmek dış görünüş itibariyle, “Bizi gözetip kolla” anlamına gelir. Bu ise Hz. Peygamber’e karşı büyüklük taslamak, alçak gönüllülüğü ve boyun eğişi terk etmektir{Dipnot}.
    Dinleyin. Yani ona icâbet edin. Şöyle de denilmiştir: Dinleyin, yani dinleyip kavrayın.
  • Наука та технологія

КОМЕНТАРІ •