Kendisi hakkında yazılan bir üniversite tezi için konuşan Gencebay bağlama ve müzik macerasına dair pek bilinmeyen şu bilgileri veriyor. 7,5 yaşımda bağlamayı kucakladım. Notanın temel prensiplerini deşifreyi 6 yaşımda öğrenmiştim. 7,5-8 yaşlarımda duyduğumu yazmaya başlamıştım. Bağlama ile 7,5 yaşımda öğrendiğim ezgi “Engürü” idi. Engürü, Ankara’nın isminin ilk halidir. Aslında Enikır ‘dır. Enikır da Hititlerden gelen bir tanımdır. Yeraltı tanrısıdır. Bu eseri bana öğreten babamın yanında çalışan elemanı Efe Naci’dir. Halk müziği ile 7,5 - 8’li yaşlarda tanıştım. Sanat müziğindeki koro bana uğultu gibi geliyordu. Klasik Batı Müziğindeki formasyonu koro ile yapılan icralara nazire, benzetme olarak yapıyorlardı. 9-10 yaşlarımda bu şekilde olmaması konusunda tenkitlerde bulunmaya başladım ve Sanat müziği denen müziğin melodi zenginliğini fark ediyordum. Güzel eserler vardı. Makamsal özelliklerini fark etmiştim, biliyordum. Makamsal özelliklerin daha iyi icra edilmesi lazım diye düşünmüştüm. Sultaniyegâh sirtolar, Nihavent sirtolar, Saz semaileri hepsi benim antrenman alanlarımdı. Tabii Sanat müziğine gelene kadar bütün Halk müziği yöresel tavırlarını neredeyse geçmiştim. 7’den 10 yaşıma kadar tavırları aşkla isteyerek geçtim diyebilirim. 7,5- 8 yaşımda Hacı Taşan’ı tanıyordum. Muharrem Ertaş’ı tanıyordum. Çekiç Ali’yi tanıyordum. Bu ustaların taş plaklarını dinleyerek kare kare milimetrik çalışırdım. Halk müziğinde özellikle bağlamada üç tane ses kullanıyoruz. O sesler temel. Üstelik onun üzerine ilave bizim karar sesimiz var. Güçlümüz var. Mobil dolanılacak seslerimiz var. Bunların tespitini yaparken, karar verirken tabi geleneğimize göreneğimize, kulağımıza göre karar vereceğiz. Batı öyle yapmış. Bunu yaparken ister istemez batı polifonisinin bazı dereceleriyle örtüşebilirsiniz. Bütününe baktığınızda farklılıklar var. Bağlamada daha geniş bir alan bulayım diye melodi zenginliği olarak kendime göre bir karargâhım oldu. “Sol”. Benden önce bu karargâhla kimse ilgilenmiyordu. Bu benim özel bir alanım oldu. Niye yaptım? Üst telden orta telin sol sesine gelene kadar bir oktav kazanıyoruz. Alt telin sol perdesine kadar olan kısmına bir oktav, kamış perdeleri ile üç oktavlık mesafe… Ben bağlamada zenginlik arıyordum. Tavırlar başka bir de sesler… Yani derdim neydi? Tavırları bilmek, bunu geliştirmek… Tavırların her birinin birer ekol olduğunu düşündüm. Hepsinin birer birer farklı bir alan olduğunu gördüm. Ayrı karakterler ayrı birer kimliklerdi adeta… Ankara ile Kayseri, Karadeniz ile Trakya, Ege yani baktığımızda farklı farklı özellikler yansıtıyordu. Bütününe baktığın zaman yakınlardır ama içine girdiğin zaman detaylar ortaya birer ekol olarak çıkıyordu, bunları kendi doğrultusunda düzenlemek iyi olurdu diye düşündüm. Ben virtüöziteye önem veren birisiyim. Daha önceleri günde 12-16 saat saz çalardım. Yani en az 8 saat bestelerimi yaparken dalardım. Ankara Radyosu son derece önemli bir üst seviye idi. Uzun dalga TRT Ankara Radyosu kısa ve orta dalgalar o zaman yoktu. Ankara Radyosunda her şey vardı. Bize ait bütün değerlerin hepsi sergileniyordu. Emin Aldemir, Osman Özdenkçi, rahmetli Orhan Subay benim özellikle çok iyi tanıdığım kişilerdendi. 12-13 yaşlarımda bağlamanın yanı sıra tambura sarıldım. 13 yaşımdan itibaren ciddi besteler yapmaya başladım. Bestenigâr makamında, segâh makamında, ferahnak makamında, düyek usulünde besteler yapmaya başladım. Sanat müziğinin çeşitliliğini gördüm. O çünkü bir sentezdi. Ortadoğu’nun bir senteziydi. 13 yaşında Samsun’da nota bilen bendim. Ben o yaşta dernek cemiyeti yönetiyordum. Samsun türkülerini derleyip toplamıştık. Bir tane türkü vardı. “Cangeriç”, onu Çarşambalı Tetik Aslan’dan ben toparlamıştım. Bu yaşlardan itibaren Türk müziğinde çok şeyler yapılması gerektiğini, Türk müziğinden gelen batıya bakan birisinin değerlerimizi daha kolay nasıl yüceltebileceğini, iyi bir hale getireceğini düşünmeye başladım. İstanbul Radyosu sınavlarını en üst puanla kazandım. Jüride 17 kişi vardı. Neriman Altındağ Tüfekçi, Ahmet Yamacı, Halil Bedi, Jirayir Bey batıcı, Muzaffer İlkar, Seyfettin Sığmaz vs. Sınav 35-40 dakika kadar sürdü. Sınavın sonunda jüri beni ayakta alkışladı. Ben alkışlayın demedim. Radyodaki on aylık süreçte Halk müziğinde Nida ağabey Allah gani gani rahmet eylesin kurallar koyuyordu........
@@Can-wn2nh Linkteki sayfanın arama kısmına "Orhan Gencebay eserlerinin müziksel ve edebi analizi (Batsın Bu Dünya albümü örneği)" yazıp aratırsanız, karşısıza çıkan yüksek lisans tez çalışmasını indirebilirsiniz. tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/giris.jsp
Allah uzun ömür versin. Ölünce ne yapacağız bu karakteri bu kaliteyi yakalayabilecek yaşatabilecek biri yok. En büyük eksikliği bir müzik akademisi kurup kendi elleriyle yeni gencebay adayları yetiştirmemiş olması.
@@furkanhamdikrtorun2158 ne Hakkı Bulut'u kardeşim iyi misin sen, Çetin Akdeniz zaten Orhan Gencebay hastası , aklama kadar Gencebay şarkıları çalıyor aç bak UA-cam a.
Orhan Gencebay tam bir müzik dehası, efsane bir sanatçı. Sesi güzel; sözü ve müziği kendisine ait bir çok eserleri var; bağlama vb enstrüman çalıyor; ...... vb. Daha ne olsun.
Burada Orhan baba yaklaşık 65 yaşında. Bir de 30 lu yaşlarda bu eseri ilk icra ettiği yıllarda nasıl çalıyordu düşünemiyorum . Hem acilite var hemde müthiş bir kompozisyon bilgisi .
70ler ve 80lerde hani Cemal Safi abinin 16 saat bağlama calisirdi albumlere buna elde canda dayanmaz dedigi 30lu 40li yas araligini dusenemiyorum bile 😂
Çok duygusal adamdı rahmetlide, ankarada ki kahvehanesinde kitabı vurgun u imzalatmaya gidişimiz, muhabbetimiz, şiir okurken ağlaması hala dün gibi. Her güzel şey gibi oda bitti kardeşim.
Nihavent Üvertür'ü her ne kadar Gencebay bestelese de, albümde riske girmemek için, 1994 yılındaki Yalnız Değilsin albümünde bu eseri, bir profesyonel olan İsmet Topçu'ya çaldırdı. Çünkü kendi deyimiyle, bir röpörtajında, "Bu eseri her zaman çalamıyorum. Kazık olarak tabir ettiğim bestelerimdendir." demiştir. Dikkat edin zaten hiç bir zaman hatasız çalamadı. Genelde karıştırmıştır. Zaten İsmet Topçu' da biraz uçmuş bi adam olduğundan, bu eseri resmen uçurmuştur. Gencebay sadece eski Leyla ile Mecnun albümündeki, daha ağır olan girişi çalmıştı..
orhan gencebay'ın her zaman çalamıyorum, çok kazık dediği eser; diriliş/etrüskler bestesindeki kromatik bölüm, ama bunun da en az onun kadar kazık olduğu doğrudur, ek olarak gencebay bu eseri albümde risk almamak için kendi çalmadı savı mesnetsiz, gencebay bağlama virtüözüdür ve o dönem antrenmanlı olduğunda çalamayacağı herhangi bir eser olması imkansız. bağlama ve genel itibarıyla enstrüman icracılığı, antrenmanlı olmayı gerektiren uğraşlardır. gencebay birçok demecinde, "iyi durumdayken" virtüöz olarak anılırız diye bahseder, iyi durumda olmak kavramını bizzat vurgular. Gencebay 1950 lerde 8-10 yaşlarında iken bayram aracı, hacı taşan ve çekiç ali plaklarını iğnesini indirip kaldırıp, durdura durdura kare kare milimetrik çalışa çalışa orta Anadolu yu çok iyi öğrendim, 12-13 yaşlarımda muhteşem bir yöre icracısı olmaya başladığımı hissediyordum, anlamaya başlamıştım diyor, birçok ustanın yaptıklarına daha ileri seviyelerde eklemeler, süslemeler yaptığımı fark etmeye başladığımda daha da şevklenip, günde 18 saat bağlama çalıştığım zamanlar dahi oluyordu, sirtolar, uvertürler antrenman alanlarımdı diyor, zaten 21 yaşında trt ye saz sanatçısı olarak yüksek iftiharla giriyor, yani ismet topçu'ya profesyonel derken gencebay'a amatör vurgusu yapmak biraz abes. burada konu yetersiz, profesyonel, amatör olma konusu değil antrenmanlı olma konusudur. gencebay az önce bahsettiğim gibi günde 18 saat bağlama ile haşır neşir olan biri olarak kalmadı, enerjisini hayli fazla uğraşla böldü, kendisi ciddi kompozitör, aranjeleri kendi yapıyor, arşeleri bile kendi yazıyor, albümleri kendi yönetiyor, plak şirketi vardı, diğer sanatçılara albüm yaptı, onları da yönetti çoğu zaman, e azımsanmayacak sayıda sinema filmi yaptı, hele 50'den sonra mesamdı, meslek birlikleriydi, yönetsel işlere vakit ayırdı, bunlar ciddi mesai gerektiren ve her ne kadar beste çalışmalarını bağlama ile yapsa da enerjiyi bölen uğraşlar, şu anki haliyle bile bağlamada ekol olmayı başarmış, albümlerinde daha önce örneklerine rastlanmamış ileri virtüöziteli icralar sunmuş biri iken sadece icracı olarak bağlamada kalsaydı daha neler çıkardı hayal edemiyorum. sürekli eski kayıtları çıkıyor mesela youtube'ta, albüm dışı kayıtlar, taksimler, ya da 18 19 yaşlarındaki taş plak kayıtları, zamanın ötesinde icralar yapmış, topaloğlu, şeker oğlan, Trakya karşılama, yıldız akşamdan doğarsın, inanılmaz icralar var, ama özel televizyonların çıkmasıyla, TV'lerde de görmeye başladığımız gencebay da hep bir cimrilik görüyoruz performans konusunda, özel tv lerin çıkması ile gencebay ın bağlama ile ilişkisinin yavaş yavaş azalması aynı döneme tekabül ediyor ve burada bahsettiğiniz bağlamanın nankörlüğü ortaya çıkıyor. gencebay saz çalacak olduğunda hep şunu söylüyor, ellerim iyi değil, ben bunu hep, elimde yara var, ne bileyim kolumda ağrı var gibi bi şey sanıyordum, çalmamak için bahane buluyor sanıyordum, geçenlerde 25 30 senelik bi videosuna rast geldim, Beyazıt öztürk ondan saz çalmasını istiyor ve gencebay yine ellerim iyi değil diyor ama devamında ekliyor, mesam ile uğraşıyorum, telif hakları ile ilgili çalışmalar için görüşmeler yapıyorum, sazdan çok uzak kaldım, bu sebeple ellerim iyi değil, fire vermek istemem, yani ellerim iyi değilden kasıt, bağlamadan uzak kalmış olmak. buradan anlıyoruz ki bağlama ilgi bekleyen bi alet. yani ismet topçu profesyonel, gencebay amatör gibi bir mana beni rahatsız etti, gencebay çok ciddi bir virtüöz ama yalnız değilsin albümü çıkarken gencebay sadece bir saz sanatçısı değildi, albümün notisti, kompozitörü, aranjörü, direktörü, prodüktörü ve şan icracısıydı. sadece bir bağlama icracısı değil, ismet topçu her daim hazır, çünkü tek uğraşı o. Gencebay 1 haftasını antrenmana ayırsaydı elbette o icrayı rahatlıkla yapardı. gencebay zaten ismet topçu yu, o güne dek var olan sazcılar arasında çok farklı ve kreatif bir tarzı olduğu için, hayranlıkla ve hem onu lanse etmek, hem ondan istifade etmek hem de 4 telli duyumu ile bir zenginlik yaratmak için dahil etti
O elektro fişini baglama ya degil kesin eline takiyor! Nasi bi icra yeteneği yarabbim.. Bu videoyu ceken arkadaş mutlaka görmüştür, Baba bu mekandan ciktiktan sonra son model ufosuna binip kimbilir hangi gezegendeki evine gitmiştir!!
Cogu baglamaciyi izledimde dinledimde hic biri Bir Orhan Gencebay değil istediginiz ismi yazin bu dusuncem degismez❤ Zaten caldiklari eserlerde gencebay taklitleri 😅
gencebay trt İstanbul radyosu saz sanatçılığı imtihanlarını yüksek iftiharla kazandığında, jüride Neriman Altındağ Tüfekçi, Ahmet Yamacı, Halil Bedi, Jirayir Bey, Muzaffer İlkar, Seyfettin Sığmaz vardı. Bu isimleri bir araştırın derim.aynı imtihanı gencebay dan sonra arif sağ ile birlikte ikinciliği paylaşarak kazanan mustafa hisarlı, gemcebay ın imtihanı konsere dönmüştü, biz 15 dakikada çıkmıştık, orhan 45 dakika heyette kaldı, onu ayakta alkışladılar demişti. yine rahmetli ali ekber çiçek trt ye onun gibi bir fırtına gelmedi demiştir. gencebay bağlamada da devrim yapmış, sol kararı işlek kılmış, üstten orta sole, alttan sole, kamış perdesiyle 3 oktav mesafe kazanıp, 3 sıra çalımda ekol olmuş, bağlamayla yaylı ailesine yazılacak kalibrede yekpare ajiliteli partisyonları hem yazmış hem bizzat icra etmiş, bu manada yüz binlerce hatta milyonlarca bağlama icracısını etkilemiş, virtüöziteye teşvik etmiştir. her neyse gencebay müzikalitesini ve virtüözitesini anlatmaya ne benim kelimelerim yeter ne de idrakiniz.
Dostum senin yorumlarını beğeniyordum, güzel yazıyordun ta ki Gencebay'ı Neşet Ertaş'tan aşağı gördüğün güne kadar.Nasıl böyle bir yorum yaparak Gencebay'a sitem ettin hala çözemiyorum.
@@Kerem_1 ben bağlama çalmaya çalışıyorum Gencebay bağlamada değişik tarzlarda müzikler çalıyor evet ama bana herkes Neşet Ertaş tarzından bahsetti Gencebay sanatçı Neşet Ertaş halk ozanı derler ya ama Orhan Gencebay'ı farklı seviyorum hayranıyım delisiyim
Neden türk müziğiyle kendinize eziyet çektirip böyle şarkılar duyup hayranlık duyuyorsunuz. Şarkının sizin hayranlık duyduğunuz kısımları batı klasik müziğinden ağır esinlenilmiş şarkılar. Klasik müzikte bunların alası var siz Türk müziğinde duyduğunuz anda dikkatinizi çekiyor. Açın bi astruias dinleyin bakın bakalım tanıdık gelecek mi
Kendisi hakkında yazılan bir üniversite tezi için konuşan Gencebay bağlama ve müzik macerasına dair pek bilinmeyen şu bilgileri veriyor.
7,5 yaşımda bağlamayı kucakladım. Notanın temel
prensiplerini deşifreyi 6 yaşımda öğrenmiştim. 7,5-8 yaşlarımda duyduğumu yazmaya başlamıştım. Bağlama ile 7,5 yaşımda öğrendiğim ezgi “Engürü” idi. Engürü, Ankara’nın isminin ilk halidir. Aslında Enikır ‘dır. Enikır da Hititlerden gelen bir tanımdır. Yeraltı tanrısıdır. Bu eseri bana öğreten babamın yanında çalışan elemanı Efe Naci’dir.
Halk müziği ile 7,5 - 8’li yaşlarda tanıştım. Sanat müziğindeki koro bana uğultu gibi geliyordu. Klasik Batı Müziğindeki
formasyonu koro ile yapılan icralara nazire, benzetme olarak yapıyorlardı. 9-10 yaşlarımda bu şekilde olmaması konusunda tenkitlerde bulunmaya başladım ve Sanat müziği denen müziğin melodi zenginliğini fark ediyordum. Güzel eserler vardı. Makamsal özelliklerini fark etmiştim, biliyordum. Makamsal özelliklerin daha iyi icra edilmesi lazım diye düşünmüştüm. Sultaniyegâh sirtolar, Nihavent sirtolar, Saz semaileri hepsi benim antrenman alanlarımdı.
Tabii Sanat müziğine gelene kadar bütün Halk müziği yöresel tavırlarını neredeyse geçmiştim. 7’den 10 yaşıma kadar tavırları aşkla isteyerek geçtim diyebilirim. 7,5- 8 yaşımda Hacı Taşan’ı tanıyordum.
Muharrem Ertaş’ı tanıyordum. Çekiç Ali’yi tanıyordum. Bu ustaların taş plaklarını dinleyerek kare kare milimetrik çalışırdım. Halk müziğinde özellikle bağlamada üç tane ses kullanıyoruz. O sesler temel. Üstelik onun üzerine ilave bizim karar sesimiz var. Güçlümüz var. Mobil dolanılacak seslerimiz var. Bunların tespitini yaparken, karar verirken tabi geleneğimize göreneğimize, kulağımıza göre karar vereceğiz. Batı öyle yapmış. Bunu yaparken ister istemez batı polifonisinin bazı dereceleriyle örtüşebilirsiniz. Bütününe baktığınızda farklılıklar var. Bağlamada daha geniş bir alan bulayım diye melodi zenginliği olarak kendime göre bir karargâhım oldu. “Sol”. Benden önce bu karargâhla kimse ilgilenmiyordu. Bu benim özel bir alanım oldu. Niye yaptım? Üst telden orta telin sol sesine gelene kadar bir oktav kazanıyoruz. Alt telin sol perdesine kadar olan kısmına bir oktav, kamış perdeleri ile üç oktavlık mesafe… Ben bağlamada zenginlik arıyordum. Tavırlar başka bir de sesler… Yani derdim neydi? Tavırları bilmek, bunu geliştirmek… Tavırların her birinin birer ekol olduğunu düşündüm. Hepsinin birer birer farklı bir alan olduğunu gördüm. Ayrı karakterler ayrı birer kimliklerdi adeta… Ankara ile Kayseri, Karadeniz ile Trakya, Ege yani baktığımızda farklı farklı özellikler yansıtıyordu. Bütününe baktığın zaman yakınlardır ama içine girdiğin zaman detaylar ortaya birer ekol olarak çıkıyordu, bunları kendi doğrultusunda düzenlemek iyi olurdu diye düşündüm. Ben virtüöziteye önem veren birisiyim. Daha önceleri günde 12-16 saat saz çalardım. Yani en az 8 saat bestelerimi yaparken dalardım.
Ankara Radyosu son derece önemli bir üst
seviye idi. Uzun dalga TRT Ankara Radyosu kısa ve orta dalgalar o zaman yoktu.
Ankara Radyosunda her şey vardı. Bize ait bütün değerlerin hepsi sergileniyordu. Emin Aldemir, Osman Özdenkçi, rahmetli Orhan Subay benim özellikle çok iyi tanıdığım kişilerdendi. 12-13 yaşlarımda bağlamanın yanı sıra tambura sarıldım. 13 yaşımdan itibaren ciddi besteler yapmaya başladım. Bestenigâr makamında, segâh makamında, ferahnak makamında, düyek usulünde besteler yapmaya başladım. Sanat müziğinin çeşitliliğini gördüm. O çünkü bir sentezdi. Ortadoğu’nun bir senteziydi. 13 yaşında Samsun’da nota bilen bendim. Ben o yaşta dernek cemiyeti yönetiyordum. Samsun türkülerini derleyip toplamıştık. Bir tane türkü vardı. “Cangeriç”, onu Çarşambalı Tetik Aslan’dan ben toparlamıştım. Bu yaşlardan itibaren Türk müziğinde çok şeyler yapılması gerektiğini, Türk müziğinden gelen batıya bakan birisinin değerlerimizi daha kolay nasıl yüceltebileceğini, iyi bir hale getireceğini düşünmeye başladım. İstanbul Radyosu sınavlarını en üst puanla kazandım. Jüride 17 kişi vardı. Neriman Altındağ Tüfekçi, Ahmet Yamacı, Halil Bedi, Jirayir Bey batıcı, Muzaffer İlkar, Seyfettin Sığmaz vs. Sınav 35-40 dakika kadar sürdü. Sınavın sonunda jüri beni ayakta alkışladı. Ben alkışlayın demedim. Radyodaki on aylık süreçte Halk müziğinde Nida ağabey Allah gani gani rahmet eylesin kurallar koyuyordu........
merhaba hangi kaynaktan bu acaba
@@Can-wn2nh Linkteki sayfanın arama kısmına "Orhan Gencebay eserlerinin müziksel ve edebi analizi (Batsın Bu Dünya albümü örneği)" yazıp aratırsanız, karşısıza çıkan yüksek lisans tez çalışmasını indirebilirsiniz.
tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/giris.jsp
teşekkürler
Orhan Baba kendi alanında rakipsizdir. Nokta. Söz yazar, beste yapar, bağlama çalar, üretir...
Siyasi tarafını düşünmemeye çalış yapacak birşey yok. Elton john da ibne ama onu da dinliyorum.
Son yıllarda dili daha iyi uretiyor
Akademisyen tehdit ettirir Sedat Peker'e. Aynen
ismet topçu var.
Bu insan dünyaya bağlama çalmak için gelmiş bu nasıl bir ustalıktır ki kimse bunun sazındaki lezzeti vermiyor bir numarasın sayın Gencebay üstat
Leyla ile Mecnun eseri. Orhan gencebayın zirve eseridir. Bütün noktaların kullanıldığı ender eserlerdendir.
Allah uzun ömür versin. Ölünce ne yapacağız bu karakteri bu kaliteyi yakalayabilecek yaşatabilecek biri yok. En büyük eksikliği bir müzik akademisi kurup kendi elleriyle yeni gencebay adayları yetiştirmemiş olması.
Aynen öyle.
Ah be Orhan baba dünya gözüyle bir görsem seni elini öpsem
Bir yakınım işi gereği Orhan Gencebay Selami Şahin ve Suavi ile çok görüştü Orhan Gencebay bambaşka anlatılmaz o kadar beyefendi mütevazi der hep
Benimkini ÖP aynı Şey🥒
@@ismailzaferdemir6606abazaa 😂
Müziğin profosörü baba yaşayan efsane bağlamanın kendisi dir Orhan baba
Bu adamla müzikte aynı masaya oturacak dünyada adam yok şuan.
İsmet topcu
@@arabeskci5384 hakkı bulut kim amk
@@furkanhamdikrtorun2158 ne Hakkı Bulut'u kardeşim iyi misin sen, Çetin Akdeniz zaten Orhan Gencebay hastası , aklama kadar Gencebay şarkıları çalıyor aç bak UA-cam a.
Sen varsın ya Ramazan...
Cahit Berkay tüm duayenleri öttürür
Tek kelime olagan ustu. Üzerine yok
Yaptığı muzikler çok büyük eserler bunları yapabilmek için Orhan baba olmak lazım büyüksün babaa
Allah uzun ömür versin.. ellerinden öperim orhan baba...büyüksün
Orhan Gencebay tam bir müzik dehası, efsane bir sanatçı. Sesi güzel; sözü ve müziği kendisine ait bir çok eserleri var; bağlama vb enstrüman çalıyor; ...... vb. Daha ne olsun.
Orhan Gencebay abimizin rahmetli babası da Samsun'da çok sevilen saygı duyulan bir esnafı
Allah sana hayırlı ömürler versin . # Orhan Gencebay
Burada Orhan baba yaklaşık 65 yaşında. Bir de 30 lu yaşlarda bu eseri ilk icra ettiği yıllarda nasıl çalıyordu düşünemiyorum . Hem acilite var hemde müthiş bir kompozisyon bilgisi .
@@koraykaraman5910 Burada diyor. Video eski
Bu eseri hiç çalmadı. Albümde de bağlamacı İsmet Topçu çalmıştı..
Bu kadar hızlı çalıp, bu kadar notalara sağlam ve senkronlu basmak, vay canına
70ler ve 80lerde hani Cemal Safi abinin 16 saat bağlama calisirdi albumlere buna elde canda dayanmaz dedigi 30lu 40li yas araligini dusenemiyorum bile 😂
Çok duygusal adamdı rahmetlide, ankarada ki kahvehanesinde kitabı vurgun u imzalatmaya gidişimiz, muhabbetimiz, şiir okurken ağlaması hala dün gibi. Her güzel şey gibi oda bitti kardeşim.
Hey maşallah be
Allah uzun ömürler versin Orhan baba
Adam gibi Adam KRAL KRAL
Nihavent Üvertür'ü her ne kadar Gencebay bestelese de, albümde riske girmemek için, 1994 yılındaki Yalnız Değilsin albümünde bu eseri, bir profesyonel olan İsmet Topçu'ya çaldırdı. Çünkü kendi deyimiyle, bir röpörtajında, "Bu eseri her zaman çalamıyorum. Kazık olarak tabir ettiğim bestelerimdendir." demiştir. Dikkat edin zaten hiç bir zaman hatasız çalamadı. Genelde karıştırmıştır. Zaten İsmet Topçu' da biraz uçmuş bi adam olduğundan, bu eseri resmen uçurmuştur. Gencebay sadece eski Leyla ile Mecnun albümündeki, daha ağır olan girişi çalmıştı..
orhan gencebay'ın her zaman çalamıyorum, çok kazık dediği eser; diriliş/etrüskler bestesindeki kromatik bölüm, ama bunun da en az onun kadar kazık olduğu doğrudur, ek olarak gencebay bu eseri albümde risk almamak için kendi çalmadı savı mesnetsiz, gencebay bağlama virtüözüdür ve o dönem antrenmanlı olduğunda çalamayacağı herhangi bir eser olması imkansız. bağlama ve genel itibarıyla enstrüman icracılığı, antrenmanlı olmayı gerektiren uğraşlardır. gencebay birçok demecinde, "iyi durumdayken" virtüöz olarak anılırız diye bahseder, iyi durumda olmak kavramını bizzat vurgular. Gencebay 1950 lerde 8-10 yaşlarında iken bayram aracı, hacı taşan ve çekiç ali plaklarını iğnesini indirip kaldırıp, durdura durdura kare kare milimetrik çalışa çalışa orta Anadolu yu çok iyi öğrendim, 12-13 yaşlarımda muhteşem bir yöre icracısı olmaya başladığımı hissediyordum, anlamaya başlamıştım diyor, birçok ustanın yaptıklarına daha ileri seviyelerde eklemeler, süslemeler yaptığımı fark etmeye başladığımda daha da şevklenip, günde 18 saat bağlama çalıştığım zamanlar dahi oluyordu, sirtolar, uvertürler antrenman alanlarımdı diyor, zaten 21 yaşında trt ye saz sanatçısı olarak yüksek iftiharla giriyor, yani ismet topçu'ya profesyonel derken gencebay'a amatör vurgusu yapmak biraz abes. burada konu yetersiz, profesyonel, amatör olma konusu değil antrenmanlı olma konusudur. gencebay az önce bahsettiğim gibi günde 18 saat bağlama ile haşır neşir olan biri olarak kalmadı, enerjisini hayli fazla uğraşla böldü, kendisi ciddi kompozitör, aranjeleri kendi yapıyor, arşeleri bile kendi yazıyor, albümleri kendi yönetiyor, plak şirketi vardı, diğer sanatçılara albüm yaptı, onları da yönetti çoğu zaman, e azımsanmayacak sayıda sinema filmi yaptı, hele 50'den sonra mesamdı, meslek birlikleriydi, yönetsel işlere vakit ayırdı, bunlar ciddi mesai gerektiren ve her ne kadar beste çalışmalarını bağlama ile yapsa da enerjiyi bölen uğraşlar, şu anki haliyle bile bağlamada ekol olmayı başarmış, albümlerinde daha önce örneklerine rastlanmamış ileri virtüöziteli icralar sunmuş biri iken sadece icracı olarak bağlamada kalsaydı daha neler çıkardı hayal edemiyorum. sürekli eski kayıtları çıkıyor mesela youtube'ta, albüm dışı kayıtlar, taksimler, ya da 18 19 yaşlarındaki taş plak kayıtları, zamanın ötesinde icralar yapmış, topaloğlu, şeker oğlan, Trakya karşılama, yıldız akşamdan doğarsın, inanılmaz icralar var, ama özel televizyonların çıkmasıyla, TV'lerde de görmeye başladığımız gencebay da hep bir cimrilik görüyoruz performans konusunda, özel tv lerin çıkması ile gencebay ın bağlama ile ilişkisinin yavaş yavaş azalması aynı döneme tekabül ediyor ve burada bahsettiğiniz bağlamanın nankörlüğü ortaya çıkıyor. gencebay saz çalacak olduğunda hep şunu söylüyor, ellerim iyi değil, ben bunu hep, elimde yara var, ne bileyim kolumda ağrı var gibi bi şey sanıyordum, çalmamak için bahane buluyor sanıyordum, geçenlerde 25 30 senelik bi videosuna rast geldim, Beyazıt öztürk ondan saz çalmasını istiyor ve gencebay yine ellerim iyi değil diyor ama devamında ekliyor, mesam ile uğraşıyorum, telif hakları ile ilgili çalışmalar için görüşmeler yapıyorum, sazdan çok uzak kaldım, bu sebeple ellerim iyi değil, fire vermek istemem, yani ellerim iyi değilden kasıt, bağlamadan uzak kalmış olmak. buradan anlıyoruz ki bağlama ilgi bekleyen bi alet. yani ismet topçu profesyonel, gencebay amatör gibi bir mana beni rahatsız etti, gencebay çok ciddi bir virtüöz ama yalnız değilsin albümü çıkarken gencebay sadece bir saz sanatçısı değildi, albümün notisti, kompozitörü, aranjörü, direktörü, prodüktörü ve şan icracısıydı. sadece bir bağlama icracısı değil, ismet topçu her daim hazır, çünkü tek uğraşı o. Gencebay 1 haftasını antrenmana ayırsaydı elbette o icrayı rahatlıkla yapardı. gencebay zaten ismet topçu yu, o güne dek var olan sazcılar arasında çok farklı ve kreatif bir tarzı olduğu için, hayranlıkla ve hem onu lanse etmek, hem ondan istifade etmek hem de 4 telli duyumu ile bir zenginlik yaratmak için dahil etti
Dünyada muadili olmayan muazzam bir sanatkâr.
Orhan Gencebay bir deha müzik sanatını icra eden eşsiz bir değerimiz
Gazete kağıdından masaörtüsü yapılma fikri Orhan babaya garip bir fikir gelmediği için bizden biridir...detaylar çok önemli...
Baglamadan gitar, ud ,kanun vb telli calgıların nağmelerini çıkarabilen müzik dehası
Maşallah
Helal usta
Baglamanin duayeni Orhan abimiz
Arkadaş dünyada yaşayan en büyük müzik adamı bağlama çalıyor , önünde gazete kağıtları ve gelip geçen insanlar . Biz nefes almaya utanırız !
Bağlama atölyesi abi orası altın varaklı koltuk mu olacaktı.
SÜPPERR başka bir laf istemez ….
Eskiden uzun süre Orhan Baba aslında kendi çalmıyor, çalamıyor diyenler vardı bu ülkede. Hey yavrum hey.
afiyet olsun 🌿
sagol kardesim 🌺
gecmis olsun dadas🕴
Allah hayırlı mutlu uzun ömürler versin
1983 leyla ile mecnun birebir aynisi nasil olur bu ya harikasin Baba
ne yaptın oyle gozun sevdigim ya..o nasil calmaktir
Orhan abim harikasın,Senin hayranınım, Fakat benimle başarıyla görüşmüyorsun,Sana çok kırgınım,Bilgilerine
Helal olsun
Boşuna Orhan abim değil.
Yok böylesi
Kimse Orhan Gencebay’ın mızrabından çıkan seslerin tınısını veremiyor. Asla…
Hasan genc x
@@IIRyainII hade yA
Taklitçileri neredeyse ilah ilan edeceksiniz.
Şaka de bana,!,!
@@IIRyainII dırtttttt sjfndnskfn
@@IIRyainII Hasan da tam calamiyor hocam ya.
Burda yaş 60 sene 2004
2-3 sene önce çekildi Akdeniz müzik evinde
Eeee devamı nerede? Neden yarıda kesilmiş?
O my god
Baba büyüksün!!!
Bu adam 5000 yaşınada gelse bu sazı çalar. Rahmetli Güngör Ayık abimin sözü. 😊
O elektro fişini baglama ya degil kesin eline takiyor!
Nasi bi icra yeteneği yarabbim..
Bu videoyu ceken arkadaş mutlaka görmüştür, Baba bu mekandan ciktiktan sonra son model ufosuna binip kimbilir hangi gezegendeki evine gitmiştir!!
😂😂😂😂😂😂
Cogu baglamaciyi izledimde dinledimde hic biri Bir Orhan Gencebay değil istediginiz ismi yazin bu dusuncem degismez❤ Zaten caldiklari eserlerde gencebay taklitleri 😅
Adam gülmekten koptuğunu sanmıştım 😐
Isaac Albeniz'in Asturias'ını bağlamaya uyarlamış.
ayni ben
Süper yaa. MAŞAALLAH
Kŏṣeyi Dőnen Adam😊
Saz'ın içinden geçip, geri gelmiş, bidaha geçip, tekrar geri gelmiş, bidaha geçmiş, o sırada video kesildi.
Böyle bir videoyu nasıl burada kesersin.
Yer akdeniz müzik evi çetin akdenizin babası ragıp akdenizin dükkanı
Ömrünüz boyunca Orhan abiyi yakalamayacaksınız belkide. Adam doğru düzgün çekim yapar.
kendine ait olmayan eserleri de bu kadar ustalıkla çalabilir mi acaba ?
Yetenek beceri felan değil resmen ilizyon sihirbazlık bu
Yorumlari okuyorum da, okuyan onun dünyanin en iyi baglama calani sanacak, ondan önce nice baska gercek ustalar gelir.
gencebay trt İstanbul radyosu saz sanatçılığı imtihanlarını yüksek iftiharla kazandığında, jüride Neriman Altındağ Tüfekçi, Ahmet Yamacı, Halil Bedi, Jirayir Bey, Muzaffer İlkar, Seyfettin Sığmaz vardı. Bu isimleri bir araştırın derim.aynı imtihanı gencebay dan sonra arif sağ ile birlikte ikinciliği paylaşarak kazanan mustafa hisarlı, gemcebay ın imtihanı konsere dönmüştü, biz 15 dakikada çıkmıştık, orhan 45 dakika heyette kaldı, onu ayakta alkışladılar demişti. yine rahmetli ali ekber çiçek trt ye onun gibi bir fırtına gelmedi demiştir. gencebay bağlamada da devrim yapmış, sol kararı işlek kılmış, üstten orta sole, alttan sole, kamış perdesiyle 3 oktav mesafe kazanıp, 3 sıra çalımda ekol olmuş, bağlamayla yaylı ailesine yazılacak kalibrede yekpare ajiliteli partisyonları hem yazmış hem bizzat icra etmiş, bu manada yüz binlerce hatta milyonlarca bağlama icracısını etkilemiş, virtüöziteye teşvik etmiştir. her neyse gencebay müzikalitesini ve virtüözitesini anlatmaya ne benim kelimelerim yeter ne de idrakiniz.
@@adsoyad1172 Olur siz de bir Arif Sagi, Erdal Erzincani, Erol Parlagi arastirin.
Böyle A kalite bir sanatçıya böyle bir çekim!!! Pes doğrusu…
Oldu mu şimdi!!
Tadı orda, nası desem...
Arap kağıdına bindin mi hiç ? :)
@@sondajprensi kağıt helvamı senin dediğin?🎶💜🎶
Baba sanatını icra ederken ordaki kamil arkadaş birşey soruyor veya söylüyor , video da kesilmiş yazık ....
Şunu niye yarısında keserler ki
Dostum senin yorumlarını beğeniyordum, güzel yazıyordun ta ki Gencebay'ı Neşet Ertaş'tan aşağı gördüğün güne kadar.Nasıl böyle bir yorum yaparak Gencebay'a sitem ettin hala çözemiyorum.
@@Kerem_1 ben bağlama çalmaya çalışıyorum Gencebay bağlamada değişik tarzlarda müzikler çalıyor evet ama bana herkes Neşet Ertaş tarzından bahsetti Gencebay sanatçı Neşet Ertaş halk ozanı derler ya ama Orhan Gencebay'ı farklı seviyorum hayranıyım delisiyim
@@Kerem_1 Kim burada göremedim Kerem..Kim bu sitemkar..(((
Cem Kasım isimli kişi.
Çekme beni demis son anda galiba
baba Stratovarius - Black Diamond çalıyor çıldırırsın
orhan abi rehinmi burda
Bu kadar değildir herhalde
YA ABİ NERDE YAKALADINIZ ADAMI DA BAĞLAMA ÇALDIRDINIZ orhan baba da alçak gönüllü adam yok demiyo hiç valla
Bağlamanın Maradonası
Allah aşkına mı büyük Nisa aynı tavanda çalış söylüyor 0:19 0:21 0:26
Çalar
Neden türk müziğiyle kendinize eziyet çektirip böyle şarkılar duyup hayranlık duyuyorsunuz. Şarkının sizin hayranlık duyduğunuz kısımları batı klasik müziğinden ağır esinlenilmiş şarkılar. Klasik müzikte bunların alası var siz Türk müziğinde duyduğunuz anda dikkatinizi çekiyor. Açın bi astruias dinleyin bakın bakalım tanıdık gelecek mi
Leyla ile Mecnun
Rakipsiz..
Orhan Bencegay
isterde havada ucarak takla atarak calsın bana ne faydası var anca mal aml bakıyoruz :D
Büyük müzisyen ona şüphe yok, ama elitist tavırları ve siyasete bulaşması hayranlarını azalttı.