Efe abi grup yorum söylenene göre Moskova'da bir avuç insana konser vermiş ve Ukrayna'ya faşist diyerek savaşta Rusya'yı desteklediğini söyleyen açıklamalarda bulunmuş, ne düşünüyorsun?
Abi ömrümde gördüğüm kendine ve çevreye karşı en dürüst insanlardan birisin. Uzun süredir kendi kendime izlenim edindiğim ama dillendirmediğim sözlerdi çok güzel bir podcast. Sayıglar.
evrimi ve evrimsel psikolojiyi iyice anladığımdan beri bu podcastte sözü edilen her şeyi dibine kadar farkında olarak yaşıyorum..aslında bir hayvan olduğumuz gerçeği suratıma çarptıktan sonra bu tarz şeylere çok daha fazla dikkat ediyorum..sadece ben böyle düşünüyorum galiba dediğim şeyleri efe aydal gibi birinden duymak ve yorumlarda bizim gibi çok fazla insan olduğunu görmek çok rahatlatıcı bir şey..
Bazen gerçekten biyolojik bir hayvan olduğumuzu unutuyoruz insanlık çok gelişti hızla gelişmeye devam ediyor ama bazı şeyleri anlamak ve çözmek için bu eksiğimizi iyi bilmemiz lazım.
Bu benim de son zamanlarda ilgimi çeken bir konuydu hatta bir biyolog adayı olarak daha iyi araştırmak için bu dönem okulumda hayvan davranışları ismindeki seçmeli dersi alacağım. Şahsen insanlığın, içindeki söz konusu etkilere kapılmak yerine onu verim için kendi yararına kullanması gerektiğini düşünüyorum. Mesela kısa süren keyifler için çöp gibi beslenmek veya aldatmak gibi davranışlardan sıyrılıp, cesareti ve itici gücü girişim kurmak veya yeni buluşlar ortaya koymak için kullanarak insanlığı ileri bir noktaya taşımak daha makul olur. Birilerinin de insanlığın bu yönü hakkında düşündüğünü görmek güzel.
Hayvanı baskılama taraftarı değilim. Üzüldüğünde veya sinirlendiğinde eğer baskılar ve içine atarsan zamanla depresifleşirsin. Dağda yürüyüş yapmak; belki bağırmak, çığlık atmak, ağlamak gibi bastırdığımız duyguları dışarı vurmak lazım. Savaşamıyoruz, avlanamıyoruz... Eskisi gibi duygularımızı dışa vuramıyoruz.
Ağlamak çok yarıyor.Ben şahsen daha güçlü oluyorum.Tabi her kesin önünde değil.İlla bir sebebi olmasına da gerek yok.Dolduysam ağlarım boşalırım.Çok rahatlarım.
Buradaki hayvan metaforu dinlerdeki "nefse hakim olmak" eylemine denk düşüyor gibi görünüyor. Düşünceler ve kavramlar ne olursa olsun; dindar ya da seküler, aslında hepimiz aynı şeyleri yaşıyor ve düşünüyoruz.
bir erkek arkadaşım kendini bu şekilde açıklıyordu içimde hayvan var diye.. hem sporda hem cinsellikte hem iş hayatında bu iç güdüyle davrandığını görüyordum zaten, erkek yapısını podcastlerin sayesinde anlıyorum ve anlamaya da devam ediyorum, istekler konusunda birbirimize sunabileceklerimiz konusunda yapılarımız farklı ve hayal edileni karsilamak zor cunku hayal gercekten uzak, bunu kabullenip önlem alarak bilinçli şekilde iletişim kurmak bizi ileriye taşıyacak
paathurnax'ın sevdiğim bir lafı vardı: "hangisi daha iyi bir şey? doğuştan iyi olmak mı, yoksa çaba sarf ederek doğuştan gelen kötülüğünün üstesinden gelmek mi?" içimizdeki hayvani dürtülerin üstesinden gelerek iyi bir insan olabiliriz. id-ego-süper ego olayını dengelemek lazım
Neyi baskılarsak o bizi daha çok ele geçiriyor gibi düşünüyorum ben usta. Duyguları bastırmanın zararlı olduğunu düşünüyorum. Gelen duyguları kabullenmek bence daha kolay. Birinden etkilendiğin zaman bunu kabul etmek "evet etkilendim" gibi bir düşünceye girmek daha faydalı. En azından farkındalığı arttırır bana göre. Görmezden gelmek sadece o duygunun daha görünür olmaya çabalamasını sağlıyor gibi düşünüyorum (evet çok karmaşık bir cümle ama olsun)
Abi bu konulara , hayatta karşımıza çıkan temel ama üstüne çok düşünmediğimiz konulara , değinmen çok güzel. Kendini , iç güdülerini ve davranışlarını (bunlar hepimizde var) dürüstçe değerlendirmeye çalışman harika 👏
Sabahattin Ali İçimizdeki Şeytan eserinde bu konuya eğiliyor. Aslında herkesin az çok fikir sahibi olduğu ancak net bir sonuca varamadığı üzerinde daha çok tanım yapılması gereken bir konu.
Öncelikle teşekkür ederim. Uzun zamandır bunun bilincindeydim. Bazı zamanlar geldi ki mücadele ettiğim, uğruna saatlerimi, ekonomimi harcadığım şeyin sadece hayvani içgüdülerimin istekleri olduğu gerçeği beni çarptı. Yine de haza doğru gitmenin heyecanı, insan olmayı zorlaştırıyor. Üstüne İzmir’de yaşıyorum. Büyük kentler, ihtişamın, gösterişin, zenginliğin ve hazcılığın yüksek kalibrede yaşandığı şehirler insanın psikolojisini bozuyor.
Öncelikle Freud'e selam olsun gerçekten adam yıllar öncesinden harika kafa açmaya başlamış. Şuan kafa açan Efe abi sana da selam olsun, hani 'Çünkü kendime güvenmiyorum.' demen var ya, bunu kendime o kadar çok söylüyorum ve o kadar çok kendimi frenliyorum ki anlatamam. Bu olayı senin gibi iradesi güçlü bir insanın bile yaşaması yine 'tek ben değilmişim' dedirtti. Teşekkürler Efe abi 🙏🏻
Güçlü id+Güçlü süper ego bunlar muhteşem bir egonun unsurları mı acaba. Biri daha baskın olunca ya pısırık yada tırrek oluyorsun gibi skalanın iki ucu verilmiş sanırım
Bu "Dark side of the force" olayının en uzak olduğu zaman dilimi İnternet jargonuyla tabir etmek gerekirse "31 sonrası bilgelik" olarak adlandırılan zaman bence
Bazı arkadaşlar duyguları bastırmanın daha kötü olduğundan bahsetmiş, gerçek hayatta hiçbirinin duygularını direkt kabullendiğini yada ifade ettiğini pek sanmıyorum
evet abi doğru bir konuya parmak basmışsın ama ben de bu force un düşmanımız olduğunu düşünmüyorum, evrimsel süreçte yıllarca hayatta kalmamızı sağlayan, savaşçı ve aktif olmamızı sağlayan bu hayvansallığı kaldırmak yerine dengelemek, yeri geldiğinde salmak yeri geldiğinde dizginlemek önemli bence
MP'ler biraz daha uzun olsa dinlerim. Hergün içimi kavuran şey bu... Kendimize bile sahteyiz. O içimizdeki vahşi kişiliği kendimizden bile gizliyoruz. Başkalarının da o vahşi duygular barındırdığını görmezden geliyoruz. - Ah! Ne samimi kadın, ne kadar da iyi adam vs. Değil işte! Biz insanız, arzularımız hiç bir zaman tatmin olmaz. Elde ettiğimiz zevkler geçici, her zaman içimizde yankılanan bir 'acaba' sorusu var. Daha iyisini bulur muydum, yeter miydi... Buna mı layığım ben. 1 porsiyon iskender doyurur ama 1,5 olsun. 1 tane yeter ama threesome olsun. 2021 model iyi ama 22 olsun.... Bu samimi gerçekler hakkımda daha çok audio gelsin.
Podcastin çoğu yerini hak vererek dinledim ama şu anda 11. sınıfa giden bir kız olarak değinmek istediğim bir şey var, o da çevresel faktörler. Nesiller devam ettikçe içimizdeki hayvanı da daha iyi kontrol edebiliyor ya da bastırıyormuşuz gibi düşünüyorum. Çünkü benim çağımda erkekler de kızlar da ilkokuldan beri aynı ortamda bulunup ortak şeyler yaptıkları için erkeklerde kızlarla konuşurken bir çekince olmadığını görüyorum. Hemcinslerine karşı farklı, karşı cinse karşı farklı bir üslup kullanmıyorlar. Z kuşağı birçok durumdan toksik ve amaçsız olabilir ama kadın erkek ilişkileri konusunda çok iyiyiz çünkü buna alıştık. En azından benim perspektifimden, yaşıtım olan hiçbir erkeğin bir kızla konuşurken kendi kişiliğinden ödün verdiğini görmedim. Küfür ediyorsa yine ediyor, kaba konuşuyorsa yine kaba konşuyor, cinsel espri yapacaksa yine yapıyor. Kendisini kısıtlamıyor veya kasılmıyor. Aynı şekilde kızlar da bu konularda daha rahat. Ve yeni nesil olarak karşı cins konusunda o kadar rahatız ki (iyi veya kötü) ortaokulda bile kendi arkadaş grubumuzda kız erkek karışık bir şekilde cinselliği bir "bilim" olarak ele alıp sohbet edebiliyorduk. Ya da ben hep vizyonlu insanlarla karşılaştım, bilemiyorum. Ama yine de z kuşağının bu konuda katbekat daha rahat ve umursamaz olduğunu düşünüyorum. Olumlu açıdan.
Sonlara doğru söylediklerinin aynısını hissediyorum. Geçmişte aşırı yoğun olan bazı duygularım yüzünden hem ben çok acı çektim hem de bir başkasının acı çekmesine sebep oldum. Ne kadar doğru bir hareket olduğunu bilemem ama o olaylardan sonra kendimi ailem dışındaki insanlardan neredeyse tamamıyla soyutladım. Eskiden arkadaş ararken şimdi elime gelen her imkanı görmezden geliyorum aynı şeyleri yaşamamak ve yaşatmamak için. Yalnızlığın gercekten bana iyi geldiğini öğrenmiş oldum sonuç olarak
Bu konuda ben de bir süredir düşünüyordum. Bu doğal mekanizmaya muhtaç olduğunu yadsıyıp itaat etmekten kurtulup onu ondan daha iyi anlayarak, tabiri caizse bir üst katmana çıkıp onu kullanmaya başlamamız lazım.
Dr jekyll ve bay hyde'ı okumuştum ama sen burda hayvan olayından örnek verince bir anda aydınlandım resmen. Bu yaşımda senin fikirlerin gibi kafa açıcı fikirleri dinleyebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
İçgüdü ve sağduyu arasındaki savaş hep ilgi çekiciydi, dediğin gibi dizi filmlerde bunun imgesel anlatımını çok görürüz. Dune'da da Paul'un başlardaki elini kutunun içine sokup acıya karşı gelmeye çalışma sınavı bence örnek verilebilir. Tam da dediğin gibi sen bir hayvan mısın yoksa insan mı sorusu soruluyordu orada da. Neredeyse tükettiğim her eserde içine bakarsam bu çatışmayı görüyorum ben de. Hatta bi japon oyununda, oyun seçim bazlı olmasına rağmen oyun boyunca verdiğin kararların hepsini sadece iki kelimeyle veriyordun "instinct" ve "reason". Dinler de insanların bu hayvansal içgüdülerini kontrol etmelerini sağlamak için kullanışlıydı, zaten hayvan gibi düşünen dindarların dinsizleri görüp "e senin annenle ilişkiye girmeni ne engelliyor?" diye sorması da bundan bağımsız değil, adamın içindeki hayvanı kontrol etmesi için büyük bi güç tarafından tehdit edilmesi lazım :D
11:56 şahssn çocukuğumda duygusal olmamdan birçok problem vs yaşadığım için bende zamanla kendimi telkinleye telkinleye çok değiştim. Ama durumdan memnunum istesemde artık duygusal olamıyorum.
İnsan düşünce örüntülerini ve eylemlerini içgüdü(hayvan), insan gibi kategorileştirmek ve bazı temel arzuları sanki bireyin fikri dışındaymış gibi nitelemek bana kalırsa çok ilkel bir yaklaşım. Birey dediğin hatalarıyla ve yetkinlikleriyle bir toplamdır. Postnut clarity dediğin de arzuların tatmin olmasıyla beraber 'farkına vardığını' sandığın geçiş fazından başka bir şey değil. Id, süper ego, ego gibi kavramların literatürde yeri yok. Erkeklerin 'önde' olması meselesi de geçmişten gelen fırsat eşitsizlikleri ve ön yargıların ürünü.
Duyguları bastırma olayında ciddi videolarda o kadar güzel yapıyorsun ki artık normalin olmuş. Normal hayatımda çok gülüyorum neşeliyim espiri yapıyorum diyorsun ki inanırım bu kadar zeki bi adamın espiritüel olmaması absürt olur. Şu geçen gün fıkra yayınında öyle bir kahkaha attın ki ( ağzı açık uyumak adeti olmayan kadın fıkrası- böyle diyince komik gibi arkadaşlar ama açıp fıkraya bakmayın buraya kadar daha komik ) herkes le birlikte bende şok oldum. "Efe Aydal" personasından normal Efeye geçişi görmek çok güzeldi. Buraya kadar okuduğunu biliyorum. Erkeklerin hem cinsleri,karşı cinsleri aileleri karşısında gösterdiği farklı personalara ait bir podcast yapmayı düşünürsen çok sevinirim.
Galiba şanslıyım. Çocukluktan beri her şeyi mantığa dayadığımdan dolayı ( 3-4 yaslarındayken arkadaşlarımın birbirleriyle oyun oynama tarzlarının aynısını kafesteki herhangi bir hayvan kolonisinin de yapacbilecegini fark edince başladığını sanıyorum en net hatırladığım bu.) her şeyin birbirleriyle bağlantılı olduğunu anlamıştım. O dakkadan sonra zaten insanlık bende bilgiyi aktarabilen maymun olarak aklımda kaldı. Bu durum da içimdeki hayvan olayının kontrolü tamamen benim kontrolüme bıraktığı için neredeyse hatasız görev tamamlıyorum. Geç olmadan herkes öğrensin tavsiyemdir.
Konuyla alakasız bir yorum olacak, son 2 senedir uyuma ritüelim youtube'dan mini podcast açıp uykuya dalmak oldu, artık sesini duyunca bünye uyku moduna alıyor kendini şaka gibi :) Bi anda podcast atmayı bıraksan sanırım uyku düzenim alt üst olucak ahahaha var ol cansın.
Bu konuda bir video metni yazmıştım,hayvansal beden ve ruhsal beden diye bahsetmiştim,hayvansal bedenin arzularını ve ruhsal bedenin arzularını anlatmıştım. Bedenlerin iç dengesi,bedenler arası yani havyansal bedenle ruhsal beden arasındaki bireysel denge,son olarak da toplumsal denge. Hem bedenlerin,hem bireylerin hem de toplumun huzurlu olabilmesi için gereken adaletten bahsetmiştim. Başka bi video metnimde de "potansiyel" dediğimiz şeyin tek yönlü değil,çift yönlü olduğundan bahsetmiştim. Yani + yönde ne derece potansiyel varsa,aynı zamanda - yönde de o kadar potansiyel vardır diye anlatmıştım. Bide bu hayvansal bedenle ruhsal beden arasındaki bu durumu temel alarak toplumsal meselelerden,tacizlerden vs de bahsetmiştim bi videomda ama onu yayınlamaktan vazgeçtim sonra,çok aşırı sıkıntı konular çünkü..
Kafa patlatan düşüncelere daldığım zamanlar bana zaman kaybı yaşatacak insanları sezdiğim gibi bırakamıyordum eskiden. Şimdiyse yaz arkadaşı gibi görüp çok hızlı bir şekilde kesiyorum iletişimi. Yani eskiden ayıp etmiş olma hissi vardı, geçici biri olarak görünce kafam rahatladı.
Abi çok iyi zamanlama . Bu gün Marquis de Sade 'ın bi kitabını okuyordum (kitabın adını vermiyeceğim çünkü pek tekin bi kitap değil ve ben önermişim gibi olmasın diye ) ama ben kötü taraflarının dışında zekice taraflarına daha çok önem veriyorum ve ders çıkarıyorum. Neyse uzatmayayım . Adam bizim hayvani taraflarımızı kullanarak süperegomuzu beslemeye çalışmış. Yani sex hikayesi okurken bir yandan bazı felsefi öğretileri ve düşünceleri aktarmaya çalışmış. Verdiği fikirler ve düşünceler iyi veya kötü demiyorum ama verdiği teknik çok zekice geldi, Efe abinin bahsettiği zayıflıkları avantaja çevirmek olayını zekice yapmış bence .
İçimdeki karanlık tarafı anormal baskılıyorum. Sanırım bu bir çocukluk travması. İnsanlara karşı gereksiz kibar ve düşünceliyim. Hak ettiklerinin ötesinde saygılıyım. Şuanda bir sevgilim yok ve yırtıcı hayvan gibi kızlara yürüyen evli arkadaşlarımın aksine o kadar girişimci değilim. Boy dezavantajım sıradan yakışıklılığım ve dikkat çekmeyen mal varlığımla kızların peşinden koşacağı bir tip de değilim. Bişeyler yanlış ama kendimi de bozmayıp sıradan hayatıma devam edecem. Belki bir gün bir psikolog çocukluğuma iner de arızalarımı tamir eder. Burada beni tanıyan bir arkadaş görse 'araban var, boş evin var paran da var(aileden) yakışıklısın da, senin mallığın, yerinde olsam ilk bulduğum kıza yapışırdım.' derdi. Hatta ben yakınmıyor olmama rağmen diyorlar. Bir süre daha yalnız devam. Ama eksik bişeyler var, hissediyorum.
İçimizdeki hayvanı kontrol edip mantıklı davranmak doğru olan olabilir ama sonuçta biz hayvanız ve bu şekilde sürekli özümüzü baskıladığımız sürece mutlu olamayız. Kesinlikle kendimizi kontrol etmek gerekli fakat dozunda olması gerektiğini düşünüyorum. Hissettiğiniz eksiklik bu nedenden dolayı olabilir
Kendim dediğin kimliğini değiştirmen gerekli,nefret ettiğin ebeveyninin erkeksi taraflarını kendine al,hepimizin içinde var,ortaya çıkarabilirsin.Mutlak iyi insan yoktur bunlar hep ilüzyon ve algıdan ibaret yada küçükken çektiğin acıların ütopyasını kendine çıkarma,kendi gerçekliğini yıkıp yeniden inşa etmelisin yok ağır bir travma yaşayarak değişirsin.Kendi kendini yavas yavas değiştirmeyi denemelisin.
ben de farketmiştim bunu. ama söze çok güzel dökmüşsün. aslında hayvani olmadığını düşündüğüm şeylerin hayvani olduğunu ve faydasını gördüğüm bu hayvani şeyleri dışlamayıp, kontrollü olarak onu da sisteme dahil etmem gerektiğini farkettirdin. aslında ortaokul ve lise dönemlerinde hayvani yönleri ders çalışmak için ekstra motivasyon olarak kullanıyodum. tabi bu fiziksel aktivite olarak değil de, umut olarak vardı. ve gerçekten de meyvesini toplayacağım sonuçlara dönüştü. tabi bu kısa motivasyonlar hayatın ilerleyen dönemlerinde etkisini kaybediyor. yoldan bi kere çıktıktan sonra da bırak motivasyonu, hangi yolda olduğunu bile hatırlamıyor insan. belli bir yaşa gelindiğinde ise muhakkak daimi sağlam bir motivasyon bulunmalı. onu buldum ama hayata başka kapıdan girmiştik artık..
Abi bahsettiğin şey testosteron esasen. Kadınlarda da var ama bizden çok daha az. Bazen düşünüyorum, acaba testosteronun cinsel etkilerini ortadan kaldırıp, diğer etkilerini (girişkenlik, risk almaktan korkmama vs. ) arttıracak bir ilaç geliştirilse ve bütün insanlığa o ilacı versek dünya nasıl bir yer olurdu? Bunun dışında öğrendiğimde beni baya bir sarsan bir gerçek var o da şu ki, eğer bir erkeğin testislerinin ikisini de alacak olursanız, zaman içerisinde böbrek üstü bezlerine çok fazla yük biniyor ve genç yaşta ölüyor. Yani doğa bize diyor ki, üstüne düşeni yapıyorsan yap, yoksa yaşamaya hakkın yok.
"Dark Side Of The Worce" olmasa daha mı iyi olur sorusuna "Hayır" cevabı vermene katılıyorum. Hayatımın önceki döneminde her şeyi sıkı sıkıya mantığına göre yapmaya çalışırdım. Mantık her şeyden üstündü. Düşüncelerim çelişkili olmamalı, anlık içgüdülerle hareket etmemeli, kendimi kusursuza en yakın şekilde nitelemeliydim. Buna kendimi o kadar kaptırmıştım ki içgüdülerim artık alarma dahi geçmiyordu. Ama ne yapsam başarıya ulaşamıyor, bir şeyi çok fazla isteyemiyor, inat edemiyordum. Başarısızlığımın sebebini sorgulayıp duruyordum. Nitekim kendimi biraz daha serbest bırakınca, kendi arzularıma biraz daha ağırlık verince, hatalar yapınca daha iyi ve canlı hissetmeye başladım. Hayattaki planlarımda gözle görülür biçimde ilerleme kaydettim. Çevrem her ne kadar değiştiğimi söylese de bu ilkelleşmeye ihtiyacım vardı. Tabii ki dediğin gibi ayarında tutmaya da çalışıyorum. Yani anladım ki ilerleme kaydetmek için biraz daha geriye gidip ilkelleşmek gerekiyormuş. Hiçbir şeyin fazlası iyi değilmiş. Podcast için teşekkürler, kendimi daha iyi anlamama yardımcı oldu.
Aynı şeyi yaşadımışız. Ben kendimi kusursuz yapmak için yapmıyordum aşırı mantıklı değildim ama içgüdülerimi bastırıyordum bi yerden sonra cidden ota dönüştüm
When Efe Aydal said that " Çöp yemek yemek, haraket etmemek, çünkü yaymak daha kolay gelir, oturup bilgisayar oynamak daha kolay gelir, çok fazla alkol tüketmek..." I really felt that :(
Kral katili güncesinde Ademre'deki halk da bu güçten "öfke" olarak bahsediyordu. Okurken böyle bir inanç geliştirmelerinin çok da mantıksız olmadığını düşünmüştüm.
Bana sorarsaniz erkeklerin daha iyi olmasinin sebebi erkeklerin guc icin rahatlarindan cok daha fazla feragat edebilmesi ve kadinlarin belirli refaha ulastiginda Ben boyle iyiyim demesi
Hayır aslında erkek biyolojik olarakda rahatdan keyif alamıyor aslında kadın la erkeğin aldığı rahat anlayışı aynı değil bir erkek kuş tüyü bir yatakta 10 tane çok güzel kadınla kalmaktansa 1 tane büyük adamı hayatta kalma savaşında öldürmeyi daha çok sevebilir duruma göre
Dünyada senin gibi açık sözlü güvenilir şeffaf bir adam daha varmıdır acaba senle tanışıp elini sıkmak birazcık sohbet etmek hatta senle arkadaş olmak çok isterdim davet etsen hemen gelirim dostum o derece
Post-nut clarity bayağı bayağı meme olsa da gayet tutarlı ve hemen hemen çoğu kişide belli belirsiz de olsa gerçekleşen bir şey. Bunun hakkında bir açıklama görmüştüm, işin sonunda çocuk sahibi olma ihtimali olduğu için daha kaliteli bir birey veya ebeveyn olman için beynin seni teşvik ediyor. Kişiden kişiye göre değişir, büyük ihtimalle benim özet geçtiğimden çok daha karmaşık bir durumdur ama bu durum gerçek. Yani post-nut clarity yaşadığın zaman içindeki hayvan gitmiyor, içindeki hayvan seni daha ideal bir ebeveyn haline getirmeye çalışıyor.
Ama unutmamak gerekir ki uzun yıllardan beri insanlar ilişkiye girmeden kendilerini tatmin etmenin çeşitli yollarını kullanıyorlar. Aynı olmasa da, işin sonunda boşalıyorsun ve sonuç olarak aynı süreçten geçiyorsun. Çocuk sahibi olmak gibi bir durum söz konusu değilken, sırf boşaldığın için daha iyi bir ebeveyn olma konusunda beynin seni teşvik ediyor. Aynı zamanda da ortada bir çocuk olmadığı için eski haline geri dönüyorsun. Bunun etkileri nelerdir, post-nut clarity mevzusunun günümüzde aşırı kısa sürede gerçekleşmesi veya insanları saçmalamaya itmesi acaba bu özelliğimizin körelmesiyle mi alakalı? vs. bunun hakkında güzel bir araştırma bulup okumak lazım.
İçimdeki hayvan sınav dönemi yaklaşmasına rağmen git bir oyun bilgisayarı al diyor. Ama ben buna engel olmaya çalışıyorum, o bilgisayarı alırsam bir daha ders çalışmayacağımı biliyorum.
Erkek bedeninin erkeğe yaptirttiklari çok fena. Normal bir ergenlik yasadiysaniz sorun yok ama ben gibi dine inanılmaz önem vererek yasadiysaniz vay halimize. Mastürbasyonun günah olduğunu cenabet durmanın en büyük günah olduğunu bilerek bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatiyorsaniz bravo.
Abi Ukrayna için için parçalanıyor Kendim Rusya'da doğup büyüdüm ,ama bende Putin'in Ukrayna yaptığı saldırının bir katliam olduğunu herkes gibi görüyor ve anliyorum
Bölüm Sponsoru:
www.efeaydal.com/yazmuhammedov
Efe abi grup yorum söylenene göre Moskova'da bir avuç insana konser vermiş ve Ukrayna'ya faşist diyerek savaşta Rusya'yı desteklediğini söyleyen açıklamalarda bulunmuş, ne düşünüyorsun?
"Hepimizin içinde bir hayvan, bir de insan vardır" benzetmesini çok beğendim. Güzel bir bakış açısı verdi. Teşekkürler.
Abi ömrümde gördüğüm kendine ve çevreye karşı en dürüst insanlardan birisin. Uzun süredir kendi kendime izlenim edindiğim ama dillendirmediğim sözlerdi çok güzel bir podcast. Sayıglar.
Hayatımda birebir tanışmadığım ama samimiyetine güvendiğim 3 kişi. Efe Aydal, Hayko Cepkin, Semih Saygıner.
evrimi ve evrimsel psikolojiyi iyice anladığımdan beri bu podcastte sözü edilen her şeyi dibine kadar farkında olarak yaşıyorum..aslında bir hayvan olduğumuz gerçeği suratıma çarptıktan sonra bu tarz şeylere çok daha fazla dikkat ediyorum..sadece ben böyle düşünüyorum galiba dediğim şeyleri efe aydal gibi birinden duymak ve yorumlarda bizim gibi çok fazla insan olduğunu görmek çok rahatlatıcı bir şey..
Bazen gerçekten biyolojik bir hayvan olduğumuzu unutuyoruz insanlık çok gelişti hızla gelişmeye devam ediyor ama bazı şeyleri anlamak ve çözmek için bu eksiğimizi iyi bilmemiz lazım.
Bastırılmış duygular asla sönmez en iğrenç şekilde birgün ortaya çıkar
Sigmund Freud
Dürüstlüğünü, cesaretini takdir ediyorum abi. Adamsın !
Karanlık taraf yüzünden 14-20 yaş arası eziyet gibi geçti, 21 yaşındayım yine karanlık tarafla yaşamaya çalışmak zor
Bu benim de son zamanlarda ilgimi çeken bir konuydu hatta bir biyolog adayı olarak daha iyi araştırmak için bu dönem okulumda hayvan davranışları ismindeki seçmeli dersi alacağım. Şahsen insanlığın, içindeki söz konusu etkilere kapılmak yerine onu verim için kendi yararına kullanması gerektiğini düşünüyorum. Mesela kısa süren keyifler için çöp gibi beslenmek veya aldatmak gibi davranışlardan sıyrılıp, cesareti ve itici gücü girişim kurmak veya yeni buluşlar ortaya koymak için kullanarak insanlığı ileri bir noktaya taşımak daha makul olur. Birilerinin de insanlığın bu yönü hakkında düşündüğünü görmek güzel.
çok iyiydi umarım bu konuyla ilgili daha çok video gelir
Hayvanı baskılama taraftarı değilim. Üzüldüğünde veya sinirlendiğinde eğer baskılar ve içine atarsan zamanla depresifleşirsin. Dağda yürüyüş yapmak; belki bağırmak, çığlık atmak, ağlamak gibi bastırdığımız duyguları dışarı vurmak lazım. Savaşamıyoruz, avlanamıyoruz... Eskisi gibi duygularımızı dışa vuramıyoruz.
size ulaşabileceğim discord hesabı bırakabilir misinz?
Ağlamak çok yarıyor.Ben şahsen daha güçlü oluyorum.Tabi her kesin önünde değil.İlla bir sebebi olmasına da gerek yok.Dolduysam ağlarım boşalırım.Çok rahatlarım.
Buradaki hayvan metaforu dinlerdeki "nefse hakim olmak" eylemine denk düşüyor gibi görünüyor. Düşünceler ve kavramlar ne olursa olsun; dindar ya da seküler, aslında hepimiz aynı şeyleri yaşıyor ve düşünüyoruz.
bir erkek arkadaşım kendini bu şekilde açıklıyordu içimde hayvan var diye.. hem sporda hem cinsellikte hem iş hayatında bu iç güdüyle davrandığını görüyordum zaten, erkek yapısını podcastlerin sayesinde anlıyorum ve anlamaya da devam ediyorum, istekler konusunda birbirimize sunabileceklerimiz konusunda yapılarımız farklı ve hayal edileni karsilamak zor cunku hayal gercekten uzak, bunu kabullenip önlem alarak bilinçli şekilde iletişim kurmak bizi ileriye taşıyacak
paathurnax'ın sevdiğim bir lafı vardı:
"hangisi daha iyi bir şey? doğuştan iyi olmak mı, yoksa çaba sarf ederek doğuştan gelen kötülüğünün üstesinden gelmek mi?"
içimizdeki hayvani dürtülerin üstesinden gelerek iyi bir insan olabiliriz. id-ego-süper ego olayını dengelemek lazım
Neyi baskılarsak o bizi daha çok ele geçiriyor gibi düşünüyorum ben usta. Duyguları bastırmanın zararlı olduğunu düşünüyorum. Gelen duyguları kabullenmek bence daha kolay. Birinden etkilendiğin zaman bunu kabul etmek "evet etkilendim" gibi bir düşünceye girmek daha faydalı. En azından farkındalığı arttırır bana göre. Görmezden gelmek sadece o duygunun daha görünür olmaya çabalamasını sağlıyor gibi düşünüyorum (evet çok karmaşık bir cümle ama olsun)
Zaten mesele görmezden gelmemek değil hmm evet etkilendim diyerek kalabilmektir.
Evrimsel psikoloji hastayım bu konulara eline sağlık abi
Abi son 1.5 2 yıldır tam da bunları düşünüyordum düşüncelerime tercüman olmuşsun.Seviliyorsun
Abi bu konulara , hayatta karşımıza çıkan temel ama üstüne çok düşünmediğimiz konulara , değinmen çok güzel. Kendini , iç güdülerini ve davranışlarını (bunlar hepimizde var) dürüstçe değerlendirmeye çalışman harika 👏
Sabahattin Ali İçimizdeki Şeytan eserinde bu konuya eğiliyor. Aslında herkesin az çok fikir sahibi olduğu ancak net bir sonuca varamadığı üzerinde daha çok tanım yapılması gereken bir konu.
Psikolog Jung'un gölge konsepti var. O konsept bu konuya güzel bir tanım yapıyor.
Öncelikle teşekkür ederim. Uzun zamandır bunun bilincindeydim. Bazı zamanlar geldi ki mücadele ettiğim, uğruna saatlerimi, ekonomimi harcadığım şeyin sadece hayvani içgüdülerimin istekleri olduğu gerçeği beni çarptı. Yine de haza doğru gitmenin heyecanı, insan olmayı zorlaştırıyor. Üstüne İzmir’de yaşıyorum. Büyük kentler, ihtişamın, gösterişin, zenginliğin ve hazcılığın yüksek kalibrede yaşandığı şehirler insanın psikolojisini bozuyor.
Öncelikle Freud'e selam olsun gerçekten adam yıllar öncesinden harika kafa açmaya başlamış. Şuan kafa açan Efe abi sana da selam olsun, hani 'Çünkü kendime güvenmiyorum.' demen var ya, bunu kendime o kadar çok söylüyorum ve o kadar çok kendimi frenliyorum ki anlatamam. Bu olayı senin gibi iradesi güçlü bir insanın bile yaşaması yine 'tek ben değilmişim' dedirtti. Teşekkürler Efe abi 🙏🏻
aradığım yorum
Güçlü id+Güçlü süper ego bunlar muhteşem bir egonun unsurları mı acaba. Biri daha baskın olunca ya pısırık yada tırrek oluyorsun gibi skalanın iki ucu verilmiş sanırım
Bu "Dark side of the force" olayının en uzak olduğu zaman dilimi İnternet jargonuyla tabir etmek gerekirse "31 sonrası bilgelik" olarak adlandırılan zaman bence
Bazı arkadaşlar duyguları bastırmanın daha kötü olduğundan bahsetmiş, gerçek hayatta hiçbirinin duygularını direkt kabullendiğini yada ifade ettiğini pek sanmıyorum
evet abi doğru bir konuya parmak basmışsın ama ben de bu force un düşmanımız olduğunu düşünmüyorum, evrimsel süreçte yıllarca hayatta kalmamızı sağlayan, savaşçı ve aktif olmamızı sağlayan bu hayvansallığı kaldırmak yerine dengelemek, yeri geldiğinde salmak yeri geldiğinde dizginlemek önemli bence
Büyük güç büyük sorumluluk getirir.
Hepimiz içimizdeki şeytanlara karşı yalnız savaşırız.
MP'ler biraz daha uzun olsa dinlerim.
Hergün içimi kavuran şey bu... Kendimize bile sahteyiz. O içimizdeki vahşi kişiliği kendimizden bile gizliyoruz. Başkalarının da o vahşi duygular barındırdığını görmezden geliyoruz.
- Ah! Ne samimi kadın, ne kadar da iyi adam vs. Değil işte!
Biz insanız, arzularımız hiç bir zaman tatmin olmaz.
Elde ettiğimiz zevkler geçici, her zaman içimizde yankılanan bir 'acaba' sorusu var.
Daha iyisini bulur muydum, yeter miydi... Buna mı layığım ben.
1 porsiyon iskender doyurur ama 1,5 olsun.
1 tane yeter ama threesome olsun.
2021 model iyi ama 22 olsun....
Bu samimi gerçekler hakkımda daha çok audio gelsin.
Podcastin çoğu yerini hak vererek dinledim ama şu anda 11. sınıfa giden bir kız olarak değinmek istediğim bir şey var, o da çevresel faktörler. Nesiller devam ettikçe içimizdeki hayvanı da daha iyi kontrol edebiliyor ya da bastırıyormuşuz gibi düşünüyorum. Çünkü benim çağımda erkekler de kızlar da ilkokuldan beri aynı ortamda bulunup ortak şeyler yaptıkları için erkeklerde kızlarla konuşurken bir çekince olmadığını görüyorum. Hemcinslerine karşı farklı, karşı cinse karşı farklı bir üslup kullanmıyorlar.
Z kuşağı birçok durumdan toksik ve amaçsız olabilir ama kadın erkek ilişkileri konusunda çok iyiyiz çünkü buna alıştık. En azından benim perspektifimden, yaşıtım olan hiçbir erkeğin bir kızla konuşurken kendi kişiliğinden ödün verdiğini görmedim. Küfür ediyorsa yine ediyor, kaba konuşuyorsa yine kaba konşuyor, cinsel espri yapacaksa yine yapıyor. Kendisini kısıtlamıyor veya kasılmıyor. Aynı şekilde kızlar da bu konularda daha rahat.
Ve yeni nesil olarak karşı cins konusunda o kadar rahatız ki (iyi veya kötü) ortaokulda bile kendi arkadaş grubumuzda kız erkek karışık bir şekilde cinselliği bir "bilim" olarak ele alıp sohbet edebiliyorduk. Ya da ben hep vizyonlu insanlarla karşılaştım, bilemiyorum. Ama yine de z kuşağının bu konuda katbekat daha rahat ve umursamaz olduğunu düşünüyorum. Olumlu açıdan.
Sonlara doğru söylediklerinin aynısını hissediyorum. Geçmişte aşırı yoğun olan bazı duygularım yüzünden hem ben çok acı çektim hem de bir başkasının acı çekmesine sebep oldum. Ne kadar doğru bir hareket olduğunu bilemem ama o olaylardan sonra kendimi ailem dışındaki insanlardan neredeyse tamamıyla soyutladım. Eskiden arkadaş ararken şimdi elime gelen her imkanı görmezden geliyorum aynı şeyleri yaşamamak ve yaşatmamak için. Yalnızlığın gercekten bana iyi geldiğini öğrenmiş oldum sonuç olarak
Bu tarz konularda daha çok mp gelirse iyi olur.
Bu konuda ben de bir süredir düşünüyordum. Bu doğal mekanizmaya muhtaç olduğunu yadsıyıp itaat etmekten kurtulup onu ondan daha iyi anlayarak, tabiri caizse bir üst katmana çıkıp onu kullanmaya başlamamız lazım.
Dr jekyll ve bay hyde'ı okumuştum ama sen burda hayvan olayından örnek verince bir anda aydınlandım resmen. Bu yaşımda senin fikirlerin gibi kafa açıcı fikirleri dinleyebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
Lan içimdeki havyan ölmüş haberim yok
Mclskclsmvlxmx
Kısaca dark sideı yoketmeye değil ona hükmetmeye çalışmak lazım.
muhteşem muazzam net👏👏👏
Gerçekten çok güzel bir podcast olmuş. Eline sağlık.
Evrimsel bilinçdışını ve yapısal psikanalitik modeli herkese daha basit bir dille anlattığım için teşekkürler abi
Simülasyon da yaşıyoruz sanırım ,kendi goruslerimin yuzde 100 aynısı bir insanın kanalını izliyorum şuan ve karşıma yeni çıkıyor bu video .d
İçgüdü ve sağduyu arasındaki savaş hep ilgi çekiciydi, dediğin gibi dizi filmlerde bunun imgesel anlatımını çok görürüz. Dune'da da Paul'un başlardaki elini kutunun içine sokup acıya karşı gelmeye çalışma sınavı bence örnek verilebilir. Tam da dediğin gibi sen bir hayvan mısın yoksa insan mı sorusu soruluyordu orada da. Neredeyse tükettiğim her eserde içine bakarsam bu çatışmayı görüyorum ben de. Hatta bi japon oyununda, oyun seçim bazlı olmasına rağmen oyun boyunca verdiğin kararların hepsini sadece iki kelimeyle veriyordun "instinct" ve "reason".
Dinler de insanların bu hayvansal içgüdülerini kontrol etmelerini sağlamak için kullanışlıydı, zaten hayvan gibi düşünen dindarların dinsizleri görüp "e senin annenle ilişkiye girmeni ne engelliyor?" diye sorması da bundan bağımsız değil, adamın içindeki hayvanı kontrol etmesi için büyük bi güç tarafından tehdit edilmesi lazım :D
11:56 şahssn çocukuğumda duygusal olmamdan birçok problem vs yaşadığım için bende zamanla kendimi telkinleye telkinleye çok değiştim. Ama durumdan memnunum istesemde artık duygusal olamıyorum.
İnsan düşünce örüntülerini ve eylemlerini içgüdü(hayvan), insan gibi kategorileştirmek ve bazı temel arzuları sanki bireyin fikri dışındaymış gibi nitelemek bana kalırsa çok ilkel bir yaklaşım. Birey dediğin hatalarıyla ve yetkinlikleriyle bir toplamdır. Postnut clarity dediğin de arzuların tatmin olmasıyla beraber 'farkına vardığını' sandığın geçiş fazından başka bir şey değil. Id, süper ego, ego gibi kavramların literatürde yeri yok. Erkeklerin 'önde' olması meselesi de geçmişten gelen fırsat eşitsizlikleri ve ön yargıların ürünü.
Gerçekten çok iyi tespitler var. Bu tarz konularda bilgiler edinmek bizim için çok avantajlı, benzerleri gelirse mutlu olurum.
Duyguları bastırma olayında ciddi videolarda o kadar güzel yapıyorsun ki artık normalin olmuş. Normal hayatımda çok gülüyorum neşeliyim espiri yapıyorum diyorsun ki inanırım bu kadar zeki bi adamın espiritüel olmaması absürt olur. Şu geçen gün fıkra yayınında öyle bir kahkaha attın ki ( ağzı açık uyumak adeti olmayan kadın fıkrası- böyle diyince komik gibi arkadaşlar ama açıp fıkraya bakmayın buraya kadar daha komik ) herkes le birlikte bende şok oldum. "Efe Aydal" personasından normal Efeye geçişi görmek çok güzeldi.
Buraya kadar okuduğunu biliyorum.
Erkeklerin hem cinsleri,karşı cinsleri aileleri karşısında gösterdiği farklı personalara ait bir podcast yapmayı düşünürsen çok sevinirim.
evet bu yüzden bazen bazı düşüncelerimden sonra kendimden nefret ediyorum. korkunç bir şey.
aydınlanma yaşadım resmen
Galiba şanslıyım. Çocukluktan beri her şeyi mantığa dayadığımdan dolayı ( 3-4 yaslarındayken arkadaşlarımın birbirleriyle oyun oynama tarzlarının aynısını kafesteki herhangi bir hayvan kolonisinin de yapacbilecegini fark edince başladığını sanıyorum en net hatırladığım bu.) her şeyin birbirleriyle bağlantılı olduğunu anlamıştım. O dakkadan sonra zaten insanlık bende bilgiyi aktarabilen maymun olarak aklımda kaldı. Bu durum da içimdeki hayvan olayının kontrolü tamamen benim kontrolüme bıraktığı için neredeyse hatasız görev tamamlıyorum. Geç olmadan herkes öğrensin tavsiyemdir.
Durtulerim kontrol edilsin diye ilaç ta kullanmak zorunda olan birisi olarak söylüyorum faydalı bi video.
Bunları bildiğim iyi oldu.
Konuyla alakasız bir yorum olacak, son 2 senedir uyuma ritüelim youtube'dan mini podcast açıp uykuya dalmak oldu, artık sesini duyunca bünye uyku moduna alıyor kendini şaka gibi :)
Bi anda podcast atmayı bıraksan sanırım uyku düzenim alt üst olucak ahahaha var ol cansın.
Bu konuda bir video metni yazmıştım,hayvansal beden ve ruhsal beden diye bahsetmiştim,hayvansal bedenin arzularını ve ruhsal bedenin arzularını anlatmıştım. Bedenlerin iç dengesi,bedenler arası yani havyansal bedenle ruhsal beden arasındaki bireysel denge,son olarak da toplumsal denge. Hem bedenlerin,hem bireylerin hem de toplumun huzurlu olabilmesi için gereken adaletten bahsetmiştim. Başka bi video metnimde de "potansiyel" dediğimiz şeyin tek yönlü değil,çift yönlü olduğundan bahsetmiştim. Yani + yönde ne derece potansiyel varsa,aynı zamanda - yönde de o kadar potansiyel vardır diye anlatmıştım. Bide bu hayvansal bedenle ruhsal beden arasındaki bu durumu temel alarak toplumsal meselelerden,tacizlerden vs de bahsetmiştim bi videomda ama onu yayınlamaktan vazgeçtim sonra,çok aşırı sıkıntı konular çünkü..
Kafa patlatan düşüncelere daldığım zamanlar bana zaman kaybı yaşatacak insanları sezdiğim gibi bırakamıyordum eskiden. Şimdiyse yaz arkadaşı gibi görüp çok hızlı bir şekilde kesiyorum iletişimi. Yani eskiden ayıp etmiş olma hissi vardı, geçici biri olarak görünce kafam rahatladı.
FİLM ÖNERİSİ: The King's Man: Başlangıç
Big mouth dizisi bu konuyu çok iyi ele alıyor
Tün dizi boyunca mı yoksa bir bölümde mi ? Bölümse kaçıncı?
8:20 son iki aydır düzenli olarak spor yapıyorum aslında sağlıklıyım spor yapmaktan da zevk almam, sırf inat için gerçekten
9:30 babam :"|
Çok önemli bir konuya değinmişsin
Abi çok iyi zamanlama . Bu gün Marquis de Sade 'ın bi kitabını okuyordum (kitabın adını vermiyeceğim çünkü pek tekin bi kitap değil ve ben önermişim gibi olmasın diye ) ama ben kötü taraflarının dışında zekice taraflarına daha çok önem veriyorum ve ders çıkarıyorum. Neyse uzatmayayım . Adam bizim hayvani taraflarımızı kullanarak süperegomuzu beslemeye çalışmış. Yani sex hikayesi okurken bir yandan bazı felsefi öğretileri ve düşünceleri aktarmaya çalışmış. Verdiği fikirler ve düşünceler iyi veya kötü demiyorum ama verdiği teknik çok zekice geldi, Efe abinin bahsettiği zayıflıkları avantaja çevirmek olayını zekice yapmış bence .
Sadizm'in kurucusu kabul edilen Sade değil mi bu
Açık sözlülüğün çok iyi ya
Bence insanlardan en tehlikeli olanı içindeki hayvanı kontrol edemeyen değil içindeki hayvanı avantajına kontrol edebilendir.
İçimdeki karanlık tarafı anormal baskılıyorum. Sanırım bu bir çocukluk travması. İnsanlara karşı gereksiz kibar ve düşünceliyim. Hak ettiklerinin ötesinde saygılıyım. Şuanda bir sevgilim yok ve yırtıcı hayvan gibi kızlara yürüyen evli arkadaşlarımın aksine o kadar girişimci değilim. Boy dezavantajım sıradan yakışıklılığım ve dikkat çekmeyen mal varlığımla kızların peşinden koşacağı bir tip de değilim. Bişeyler yanlış ama kendimi de bozmayıp sıradan hayatıma devam edecem. Belki bir gün bir psikolog çocukluğuma iner de arızalarımı tamir eder.
Burada beni tanıyan bir arkadaş görse 'araban var, boş evin var paran da var(aileden) yakışıklısın da, senin mallığın, yerinde olsam ilk bulduğum kıza yapışırdım.' derdi. Hatta ben yakınmıyor olmama rağmen diyorlar. Bir süre daha yalnız devam. Ama eksik bişeyler var, hissediyorum.
İçimizdeki hayvanı kontrol edip mantıklı davranmak doğru olan olabilir ama sonuçta biz hayvanız ve bu şekilde sürekli özümüzü baskıladığımız sürece mutlu olamayız. Kesinlikle kendimizi kontrol etmek gerekli fakat dozunda olması gerektiğini düşünüyorum. Hissettiğiniz eksiklik bu nedenden dolayı olabilir
Kendim dediğin kimliğini değiştirmen gerekli,nefret ettiğin ebeveyninin erkeksi taraflarını kendine al,hepimizin içinde var,ortaya çıkarabilirsin.Mutlak iyi insan yoktur bunlar hep ilüzyon ve algıdan ibaret yada küçükken çektiğin acıların ütopyasını kendine çıkarma,kendi gerçekliğini yıkıp yeniden inşa etmelisin yok ağır bir travma yaşayarak değişirsin.Kendi kendini yavas yavas değiştirmeyi denemelisin.
ben de farketmiştim bunu. ama söze çok güzel dökmüşsün. aslında hayvani olmadığını düşündüğüm şeylerin hayvani olduğunu ve faydasını gördüğüm bu hayvani şeyleri dışlamayıp, kontrollü olarak onu da sisteme dahil etmem gerektiğini farkettirdin. aslında ortaokul ve lise dönemlerinde hayvani yönleri ders çalışmak için ekstra motivasyon olarak kullanıyodum. tabi bu fiziksel aktivite olarak değil de, umut olarak vardı. ve gerçekten de meyvesini toplayacağım sonuçlara dönüştü. tabi bu kısa motivasyonlar hayatın ilerleyen dönemlerinde etkisini kaybediyor. yoldan bi kere çıktıktan sonra da bırak motivasyonu, hangi yolda olduğunu bile hatırlamıyor insan. belli bir yaşa gelindiğinde ise muhakkak daimi sağlam bir motivasyon bulunmalı. onu buldum ama hayata başka kapıdan girmiştik artık..
12:08 (Man vs Wild): iliklerime kadar...
rollo tomassi'nin rational male ini okursan bu konular hakkında çok podcast çıkar
Abi bahsettiğin şey testosteron esasen. Kadınlarda da var ama bizden çok daha az. Bazen düşünüyorum, acaba testosteronun cinsel etkilerini ortadan kaldırıp, diğer etkilerini (girişkenlik, risk almaktan korkmama vs. ) arttıracak bir ilaç geliştirilse ve bütün insanlığa o ilacı versek dünya nasıl bir yer olurdu?
Bunun dışında öğrendiğimde beni baya bir sarsan bir gerçek var o da şu ki, eğer bir erkeğin testislerinin ikisini de alacak olursanız, zaman içerisinde böbrek üstü bezlerine çok fazla yük biniyor ve genç yaşta ölüyor. Yani doğa bize diyor ki, üstüne düşeni yapıyorsan yap, yoksa yaşamaya hakkın yok.
insan ve hayvan benzetmesi Tim Urban'in erteleme ile ilgili TED konusmasindan esinlenilmis olabilir, cok guzel bir benzetim.
Abi ben şuan napiyorum ya . Gerçekten çok kurduğum bir cümle
sabahattin alinin içimizdeki kitabı bu konuyu çok iyi anlatıyor
Ben onu yönetebiliyorum az çok
"Dark Side Of The Worce" olmasa daha mı iyi olur sorusuna "Hayır" cevabı vermene katılıyorum.
Hayatımın önceki döneminde her şeyi sıkı sıkıya mantığına göre yapmaya çalışırdım. Mantık her şeyden üstündü. Düşüncelerim çelişkili olmamalı, anlık içgüdülerle hareket etmemeli, kendimi kusursuza en yakın şekilde nitelemeliydim. Buna kendimi o kadar kaptırmıştım ki içgüdülerim artık alarma dahi geçmiyordu. Ama ne yapsam başarıya ulaşamıyor, bir şeyi çok fazla isteyemiyor, inat edemiyordum. Başarısızlığımın sebebini sorgulayıp duruyordum. Nitekim kendimi biraz daha serbest bırakınca, kendi arzularıma biraz daha ağırlık verince, hatalar yapınca daha iyi ve canlı hissetmeye başladım. Hayattaki planlarımda gözle görülür biçimde ilerleme kaydettim. Çevrem her ne kadar değiştiğimi söylese de bu ilkelleşmeye ihtiyacım vardı. Tabii ki dediğin gibi ayarında tutmaya da çalışıyorum. Yani anladım ki ilerleme kaydetmek için biraz daha geriye gidip ilkelleşmek gerekiyormuş. Hiçbir şeyin fazlası iyi değilmiş. Podcast için teşekkürler, kendimi daha iyi anlamama yardımcı oldu.
Aynı şeyi yaşadımışız. Ben kendimi kusursuz yapmak için yapmıyordum aşırı mantıklı değildim ama içgüdülerimi bastırıyordum bi yerden sonra cidden ota dönüştüm
When Efe Aydal said that " Çöp yemek yemek, haraket etmemek, çünkü yaymak daha kolay gelir, oturup bilgisayar oynamak daha kolay gelir, çok fazla alkol tüketmek..." I really felt that :(
Kral katili güncesinde Ademre'deki halk da bu güçten "öfke" olarak bahsediyordu. Okurken böyle bir inanç geliştirmelerinin çok da mantıksız olmadığını düşünmüştüm.
Bu arada mp çok iyidi .
çok iyi bir video olmuş
Abi "beyniniz zonklar " kısmında attığım kahkaha komşuları uyandırdı büyük ihtimal . Çok yaşa 😂.
The dark side of the force is a pathway to many abilities some of the force is a pathway to many abilities some consider to be unnatural
This is my gift, my curse. Who am I? I am man.
Dexter - Dark Passenger
Abi YKS'ye 4 ay kala barajı kaldırmaları hakkında konuşur musun?
Gündemden ziyade bu tarz konulara biraz daha ağırlık versek olmaz mı be abi
Bana sorarsaniz erkeklerin daha iyi olmasinin sebebi erkeklerin guc icin rahatlarindan cok daha fazla feragat edebilmesi ve kadinlarin belirli refaha ulastiginda Ben boyle iyiyim demesi
Hayır aslında erkek biyolojik olarakda rahatdan keyif alamıyor aslında kadın la erkeğin aldığı rahat anlayışı aynı değil bir erkek kuş tüyü bir yatakta 10 tane çok güzel kadınla kalmaktansa 1 tane büyük adamı hayatta kalma savaşında öldürmeyi daha çok sevebilir duruma göre
Dünyada senin gibi açık sözlü güvenilir şeffaf bir adam daha varmıdır acaba senle tanışıp elini sıkmak birazcık sohbet etmek hatta senle arkadaş olmak çok isterdim davet etsen hemen gelirim dostum o derece
Her erkekte bu hayvan var mıdır cidden?
Evet
Guzel podcast
8.dakikadaki konu için Naruto ve içindeki Kurama aklıma geldi.
Post-nut clarity bayağı bayağı meme olsa da gayet tutarlı ve hemen hemen çoğu kişide belli belirsiz de olsa gerçekleşen bir şey.
Bunun hakkında bir açıklama görmüştüm, işin sonunda çocuk sahibi olma ihtimali olduğu için daha kaliteli bir birey veya ebeveyn olman için beynin seni teşvik ediyor. Kişiden kişiye göre değişir, büyük ihtimalle benim özet geçtiğimden çok daha karmaşık bir durumdur ama bu durum gerçek.
Yani post-nut clarity yaşadığın zaman içindeki hayvan gitmiyor, içindeki hayvan seni daha ideal bir ebeveyn haline getirmeye çalışıyor.
Ama unutmamak gerekir ki uzun yıllardan beri insanlar ilişkiye girmeden kendilerini tatmin etmenin çeşitli yollarını kullanıyorlar. Aynı olmasa da, işin sonunda boşalıyorsun ve sonuç olarak aynı süreçten geçiyorsun. Çocuk sahibi olmak gibi bir durum söz konusu değilken, sırf boşaldığın için daha iyi bir ebeveyn olma konusunda beynin seni teşvik ediyor.
Aynı zamanda da ortada bir çocuk olmadığı için eski haline geri dönüyorsun. Bunun etkileri nelerdir, post-nut clarity mevzusunun günümüzde aşırı kısa sürede gerçekleşmesi veya insanları saçmalamaya itmesi acaba bu özelliğimizin körelmesiyle mi alakalı? vs. bunun hakkında güzel bir araştırma bulup okumak lazım.
Haklı
Grup yorum rusya'yı desteklemiş. Bunun hakkında konuşabilir misin?
Neden bu podcast çıktığı zaman arkada star wars clone savaşları izliyordum
İçimdeki hayvan sınav dönemi yaklaşmasına rağmen git bir oyun bilgisayarı al diyor. Ama ben buna engel olmaya çalışıyorum, o bilgisayarı alırsam bir daha ders çalışmayacağımı biliyorum.
İ show you the dark side
Dark side of the force=Testosteron
İnsan çok eşli bir canlı. Bunun önüne fiziksel olarak geçsekte düşünsel olarak geçemeyiz.
Yes sir
Erkek bedeninin erkeğe yaptirttiklari çok fena. Normal bir ergenlik yasadiysaniz sorun yok ama ben gibi dine inanılmaz önem vererek yasadiysaniz vay halimize. Mastürbasyonun günah olduğunu cenabet durmanın en büyük günah olduğunu bilerek bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatiyorsaniz bravo.
Değişebilirsin dostum,değiştirme yeteneğine sahipsin kendini,bastırılan her şey patlar unutma freud haklı değiş,.
ben o hayvanı evcilleştireli çok oldu mantıksız bir şey yaptıramaz hiç zorluk çekmiyorum
Abi Ukrayna için için parçalanıyor
Kendim Rusya'da doğup büyüdüm ,ama bende Putin'in Ukrayna yaptığı saldırının bir katliam olduğunu herkes gibi görüyor ve anliyorum
İD, EGO, SÜPEREGO
👍
5 dakikalık iş:d
Kimisi buna libido, testosteron da diyebilir. Biraz o anlama da çıkıyor sanki