☃️ |" •Sweet Crisis• " ❄ |" Önceden Birliktelik Yaşamış Olduğun Patronun Seni, Yeni Gelen Ortağından Kıskanır " 🎠 |" Jeon Jungkook - Kim Adela " 🎻 |" Mustafa Sandal - Aşka Yürek Gerek (Speed Up) Özgün - Tek Bölümlük🍭 July Sunar🍻 ~~~~~~~~~ " Sizin bu patronunuz hödük hödük! " Ne kadar sakin kalmaya çalışsamda başaramamış, ortada dönen Jeon ile ilgili olan konuya pat diye giriş yapmıştım. _Sorarsanız pişman mıyım, tabii ki de hayır!_ Hepsinin bakışları kurduğum cümle ile birlikte bana dönerken "Ne var? " dercesine kafamı sallamıştım ciddiyetle. _Tamam belki fazla içtiğimden dolayı kafam gidip, geliyor olabilirdi ama dediğimin sonuna kadar arkasındaydım._ KSJ:" Bir şey yapmış yine bizimki. " " Şuna yanımdayken bizimki diyip durmayın, sinirlerim bozuluyor! " Diyerek önümde duran içki bardağımı elime almış ve tek dikişte bitirerek, tekrardan doldurması adına Yoongi'ye uzatmıştım. Yoongi bir uzatmış olduğum bardağa, bir de bana bakarak ağzının içinden bir sabır çekmiş ve itiraz etmeden yanındaki içki şişesini alıp, doldurmuştu. " Aferin, böyle adam ol! " Ciddi anlamda kaşınıyordum. Buna, Yoongi'nin bana şu an göndermekte olduğu ölümcül bakışları kanıttı. JHS:" Jungkook'ta da bir hâller vardı. Diğer günlere kıyasla daha sinir küpüydü bugün. " " Benim gibi bir çıtırı kaybetmek çok koymuştur ona. " Diyerek elimdeki içkiden bir yudum almış ve devam etmiştim; " Daha da beter olsun Tanrı'm! " Gökyüzüne bakarak isteğimi belirtiğimde sanki güzel Tanrı'm anında beni duymuş gibi şiddetli bir gökgürültüsünün kopmasına izin vermişti. Gökgürültüsünün kopmasıyla Jin yerinden sıçradığında bende irkilmiş ve oturduğum minderin üzerinden kayıp, çimenlerle buluşmuştum. KSJ:" Senin edeceğin Beddua'ya da, Jungkook'una da, aşk acına da- " Demeye kalmadan Namjoon onu bacağından cimciklediğinde kaşlarımı çatmıştım. " Ne dedin sen? Aşk acısı mı!? " Jin, Namjoon'un onu cimciklediği yeri ovalarken konuşmuştu; KSJ:" Hadi ama Adela, şu an burada olmamızın ve bu kadar içmenin nedeni kim, hm? " Elimdeki bardağı gözleriyle işaret ettiğinde yüzümü buruşturmuş ve çimenlerden kalkıp, mindere oturmuştum tekrardan. " Öncelikle Jeon ile ayrılalı 1 ay oluyor. Hem aramızda ' ilişki ' diye bir şey var mıydı, orası tartışılır. " Yüzüm yavaş yavaş cümlelerim ile asıldığında Yoongi koluyla koluma hafifçe vurmuş ve gülümsemişti. _Sinirdi falan ama seviyordum bu çocuğu ya._ " Herneyse, olmuş ve bitmiş bir şey. Ayrıca burada olmamızın nedeni keyfim ve kâhyasının isteğidir. Sizde tıpış tıpış geldiniz. " Dişlerimi göstererek sırıttığımda Yoongi başta olmak üzere, diğerleri de ellerine geçen ilk şeyi bana fırlatmışlardı. ~🍡~ " Yöröyorok godolom lotfon! Hom böylo kolo orotoroz! " (Yürüyerek gidelim lütfen. Hem böyle kilo eritiriz.) KSJ:" Yoongi, hazır yanındayken bir tane koysana şuna! " Dediğinde Yoongi'ye döndüğümde adam, ikimizden bıkmış gibi gözlerini devirmiş ve adımlarını hızlandırmıştı yanımızdan uzaklaşmak adına. _Adam işini biliyordu vallah!_ KNJ:" Jin kusura bakma ama Adela doğru söylüyor. Saat olmuş gecenin yarısı, biz hâlâ sapık gibi bomboş sokaklarda geziyoruz. " İsyan eden ses tonu zafer kazanmışçasına Jin'e dönerek dil çıkarmama neden olurken o ise, gözlerini kocaman açarak Namu'ya dönmüştü. KSJ:" Sende mi Brütüs!? " JHS:" Hazırlanın, biraz sonra burası Aşk-ı Drama'ya dönecek! " Hoseok'un cümlesi üzerine kendime tutamayarak güldüğümde Jin, sabır rotasını doldurmuş olacak ki çocuğun ensesine bir tane yapıştırmıştı. Çıkan tiz ses yürümekte olduğumuz sokakta yankılandığında artık kâhkâhalar ile gülmeye başlamıştım. KSJ:" Ensene patlattığım gibi o dramayı da üzerine patlatırım Hoseok! " JHS:" Eli de ağırmış hâ! " Jin'in tehdidini görmezden gelerek ensesini narin narin okşadığında dudaklarımı birbirine bastırmıştım gülüşümü sonlandırmak adına. Çünkü biliyordum ki sırada ben vardım. _Ve ben, ölmek için daha gençtim._ KNJ:" Az kaldı sıkın dişinizi. Bir daha da Jin'e uyanın aklını- " Son anda küfür etmekten vazgeçip, sabır çektiğinde önüme dönmüş ve yürümeye devam etmiştim. Kısa bir süre sonra ilk benim evime ulaştığımızda durmuş ve onlara dönüp, gülümsemiştim. " Teşekkür ederim, bugün de beni yalnız bırakmadığınız için. " KSJ:" Ne demek ya, aramızda teşekkür meşekkür mü olur? Sabah kahvaltıya davet edersin, ödeşiriz. Hiç sıkma canını sen. " Beden diliyle sözlerini desteklediğinde gözlerimi devirerek gülmüştüm. JHS:" Bir kere de mideni düşünme be adam! " KSJ:" Sen bugün benimle çok uğraşıyorsun. Fark etmedim sanma! " Jin ve Hoseok ayak üstü didişmeye de başladığına göre artık rahatlıkla evime girebilirdim. Hepsine ' İyi geceler ' dileyip, karşılık aldıktan sonra anahtarla dış kapıyı açmış ve bedenimi evin sıcaklığıyla buluşturmuştum. _İnsanın evi gibisi yoktu gerçekten!_ Üzerimdeki montu çıkararak girişteki vastiyeye asmış ve mutfağa ilerlemiştim. Tam buzdolabın önünde durduğumda oyalanmadan açmış ve biraz eğilerek raflarda gezdirmiştim bakışlarımı. Hani evde her şey olurda inadına " Bir şey yok ki! " dersiniz ya, şu an aynısını bende yapmış ve oflayarak buzdolabının kapısını kapatmıştım. Ellerimi belimde birleştirerek etrafta boş boş gözlerimi gezdirdiğimde evden tekrardan çıkıp, - evimin bitişiğinde olan - markete gidemeyecek kadar üşengeç olduğumu fark etmiş, bu nedenle de oflaya - puflaya odama yönelmiştim. _Bir geceyi de aç geçirelim, ne olacak?_ Odama ulaştığımda hızlıca pijamalarımı giymiş ve sımsıcak olduğunu tahmin ettiğim yatağıma bedenimi bırakmıştım. Yatağın sıcaklığı ile anında gelen mayışma hissi kollarımı iki yana açarak esnememe sebep olurken, birden bire telefonumdan çıkan ' Tik tik ' sesini işitmiş, bakışlarımı yatağın baş ucunda duran komedine çevirmiştim. İçime düşen merak ve heyecan ile umutsuz bir şekilde mesajın Jeon'dan geldiğini düşünmüş, bu yüzden hızlıca telefonu elime alarak mesaj bölümünü açmıştım. Fakat mesaj sahibinin Jeon değilde, daha bugün şirkete ortak olan Bay Park'tan geldiğini görmek; istemdışı derin bir iç çekmeme neden olmuştu. Bay Park👨💼: - Gece gece umarım rahatsız etmiyorumdur. - Ki önemli olmasa yazmazdım. Ediyorsunuz mâalesef. _Tabii bunu yazacak g-t yoktu bende._ Adela: - Sorun değil Bay Park. - Buyrun? *Görüldü* Bay Park👨💼: - Yarın önemli bir toplantı olacağından erken gelmen gerekiyor. - Son kez dosyaların üzerinden geçmek adına. Tanrı Aşkına, erken mi dedi o?! Lan saat 08:00'de normal olarak şirkette olmamız gerekiyor, bunun daha da erkeni ne zaman!? Adela: - Erken derken, saat kaç gibi? *Görüldü* Bu adamda direkt görüldü atıyor. İşi gücü yok mu ya? Bay Park👨💼: - Altı ya da altı buçuk gibi. Şaka mı yapıyor? Benim o saatte uyanmam imkansız! Ayrıca beni uyandırmak için alarm kurmayı bırak, deprem bile olsa ben yüzüncü rüyamdan uyanmam! Adela: - Bay Park biraz erken değil mi bu? - Yani yedi olsa neyse diyeceğim fakat altı? - Ben bu saatte hayatta uyanmam ki. [01:57'de Gönderildi.] Oluşan iki gri tik ile bir süre mesajımı görmesini beklemiş fakat görmeyı bırak, okunduğu ile ilgili bir işarette gelmemişti. " Adamın içine doğmuş demekti böyle bir şey yazacağım. " Dudağımı büzerek ilk başta saati 04:00'e kurmuştum. _Şimdi iki saat erken çalarsa ve ben ertelersem her zaman, toplamda 20 - 30 kere daha çalacak. Böylelikle istemesem bile uyanacaktım. Tamam belki aşk konusunda aptal olabilirdim fakat bu konu da asla!_ Ardından alarmi en gürültülü bildirime koyarak sesi sonuna kadar yükseltmiş ve yastığımın altına yerleştirmiştim. Üzerimdeki yorganı da düzeltiğimde beni sarmalamak için bekleyen uykuya kentimi anında teslim etmiştim. DEVAMI👇
DEVAMI¹ Üzerimdeki yorganı da düzeltiğimde beni sarmalamak için bekleyen uykuya kentimi anında teslim etmiştim. ~🍡~ Üzerime rastgele geçirdiğim jeans pantalona ve V yakalı T-shirte uyum sağlaması adına deri ceketimi giydiğimde son kez aynadan kendime bakmıştım. Sonbahara yeni girmiş olmamız, yaz ayındaki sıcaklığı arada sırada yaşamamıza neden oluyordu ve bugün, o günlerden biriydi. Bu nedenle üzerime çok özenmeyip, yazlık bir şeyler giymiş ve telefonumu alarak odamdan çıkmıştım. Evden çıkmadan önce gazları kapatmış, fişleri kontrol etmiş ve unuttuğum bir şey var mı, diye her odaya girip, çıkmıştım. _Annemden gelen bir alışkanlıktı bu._ Her şeyi hallettiğimden emin olduktan sonra ayakkabılarımı giymiş ve evden çıkarak şirkete doğru ilerlemiştim. Şirketin kapısından girmek için bir adım attığım ân yanımda beliren beden ile irkilmiş, ağzımdan garip bir sesin çıkmasına neden olmuştum. PJM:" Günaydın Adela. " Hızlı çarpan kalbim, duymuş olduğu tanıdık ses ile sakinleşirken, zorâki bir gülümseme sunarak konuşmuştum; " Günaydın Bay Park. " İkimizde başka bir şey demeyerek şirkete girmiş ve odalarımızın olduğu kata yönelmiştik. Ben, Bay Park ve -ismi asla önemli olmayan- Patron Bozuntusu ile aynı katta çalışıyorduk. Ve şansa gel ki odalamız da karşılıklıydı! Son basamağı da geride bırakarak uzun koridorda yürümeye başladığımızda karşıdan gelen Jeon'u görmüş, bakışlarımı başka yöne çevirmiştim. PJM:" Günaydın Jeon. " Bay Park'ın enerji dolu sesi kulağımı delip, geçtiğinde Jeon'dan da cevap gelmişti. JJK:" Günaydın. " Bay Park'ın aksine soğuk ve mesafeli ses tonu ortaya sıkkın bir nefes vermeme neden olurken, daha fazla aralarında beklemek istemediğimden Bay Park'a dönerek konuşmuştum; " Dosyaları odanıza getirmemi ister misiniz? " Jeon'un cümlemle beraber bakışlarının bana çevirdiğini hissetsemde umursamamaya çalışmıştım. PJM:" Durduğun kâbahat Asistan. " Gülümseyerek önüme dönmüş ve Jeon'a birkez bile bakmadan yanından geçmiştim. _Daha dün ondan mesaj geldiğini düşünerek sevinen ben, şu an gurur yapıyordum. Hoş, onun için önemli de değildim. Yani, bir şeyde fark etmiyordu._ Dosyaları alarak Bay Park'ın odasına girdiğim ân ön koltuklarda oturan Jeon'u görmüş, gözlerimi kısmıştım. Kapının açılmasıyla beraber onun da bakışları beni bulduğunda anlamlandıramadığım bir öfke vardı yüzünde. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırarak kapıyı ayağımla kapatmış ve elimdeki dosyaları bırakmak adına Bay Park'ın masasına ilerlemiştim. Dosyaları masaya bıraktığım sırada tekrardan açılan odanın kapısıyla bakışlarımı oraya çevirmiş ve Bay Park'ın geldiğini görmüştüm. Ama onun bakışları beni değil, Jeon'u esir aldığında kaşlarının anlıkta olsa çatıldığına şahit olmuştum. PJM:" Jeon? " " Ne işin var lan burada? " demek istercesine ismini ağzından firar ettiğinde dudaklarımı birbirine bastırmıştım. _Ta-mam! O soruyu sormak isteyip, soramadığımdan Bay Park'a atmış olabilirim ama bence gayet mantıklı bir soruydu._ Biz merakla ona bakarken o, yerinden kalkmış ve üzerindeki ceketi çıkartarak koltuğa bırakmıştı. _Soyunacak mıyd- EHM YANİ!_ JJK:" İki saat sonra toplantı var. Dosyaları zamanında bitirelim. " Diyerek tekrardan oturup, masanın üzerindeki herhangi bir dosyayı eline aldığında tek kaşımı havaya kaldırmıştım. Ne yani, yardım etmeye mi gelmişti? Jeon ve yardım etmek? Ne? " Aslında yardımınıza hiç gerek yok Bay Jeon. Biz Bay Park ile toplantı başlamadan bitirmiş oluruz zaten. " Bakışlarımı sabit bir şekilde yüzünde tuttuğumda açmış olduğu dosyadan ağır ağır başını kaldırmış ve bana bakmıştı. Cevap alana kadar geri adım atmaya niyetli değildim, üzgünüm. Fakat o, inadına cevap vermeden dudağını kenara kıvırmış ve tekrardan dosyaya dönmüştü. Kaşlarım bu davranışı ile çatılırken Bay Park'ın bize olan imâlı bakışlarını fark ettiğimde kendimi hızlıca düzeltmiş ve Jeon'un karşısındaki boş koltuğa oturup, bende herhangi bir doyayı incelemeye başlamıştım. ~🍡~ " Bu da sondu! " Diyerek rahat bir nefes aldığımda Bay Park'ın güldüğünü işitmiştim. PJM:" Bu kadar yorulduğuna göre bence bir kahveyi hâk ediyorsun. " Bana bakarak açık bir şekilde birlikte kahve içmeyi teklif ettiğinde gözlerim istemdışı Jeon'a kaymıştı. Kaşları çatık bir şekilde Bay Park'a bakıyordu ve bu, hoşuma gitmişti. " Söz konusu kahve ise asla hayır diyemem. " Cümlemin sonlanması ile gözlerini yumup, dışarıya doğru keskin bir nefes verdiğinde gülümsememek için kendimi baya zor tutmuş ve başarmıştım da. PJM:" Jeon, sende gel- " JJK:" Asistanın şu an benimle daha önemli bir işi var. " Dediğinde kaşlarımı çatarak tam anlamıyla ona dönmüştüm. O da yummuş olduğu gözlerini açmış ve bana dikmişti. JJK:" Kahvesini sonra da içebilir, değil mi? " Ayağa kalkarak ceketini giydiğinde anlamaz bir şekilde Bay Park'a bakmış, ardından tekrardan ona çevirmiştim gözlerimi. " Benim haberim- " JJK:" Her şeyi bilmek zorunda değilsin Adela. " İlk defa ismimi böyle sert bir ses tonunda duymak; içimi ürpertsede itiraz etmemiş ve bende ayağa kalkmıştım. JJK:" Toplantıda görüşürüz Jimin. " Odanın kapısını açarak çıktığında hızlıca Bay Park'a dönmüş ve saygıyla hafif eğilmiştim. " Kusura bakmayın Bay Park. Bir dahakine sözüm olsun kahve. " Dediğimde burnundan gülmüş ve başıyla kapıyı işaret ederek konuşmuştu; PJM:" Daha fazla bekletme yoksa bu sinirle içeri girerse kurtuluşum zor olur. " İstemdışı tebessüm ettiğimde son kez Bay Park'a ' Görüşürüz ' demiş ve odadan çıkıp, beni merdivenlerin başında bekleyen Jeon'un yanına ilerlemiştim. JJK:" Bir görüşürüz demek bu kadar uzun sürmüş olamaz. " Kendi kendine fısıldayarak merdivenlerden inmeye başladığında alt dudağımı dişlerimin arasına almıştım gülmemek için. _Kıskanmıştı. Beni, kıskanmıştı._ " Anlayamadım Bay Jeon? " Dediğini sesli bir şekilde söylemesi adına konuştuğumda adım atmayı bırakmıştı anında. Bende durduğumda bedenini bana çevirmiş ve çatık kaşlarıyla yüzüme bakmıştı. Gözleri yüzümün her zerresinde gezerken aynı zamanda çatılan kaşlarının da yavaş yavaş düz çizgi haline döndüğünü görmüştüm. " Bay Jeon- " JJK:" Şu s/ktiğimin Bay'ına ne zamana kadar devam edeceksin Adela? " Dişlerinin arasından tısladığında sabrını zorladığımı anlamam uzun sürmemişti. Aslında bir aydır böyleydik. Ayrıldığımız zamandan beri açık bir şekilde görünmesede ' Kaçan Kovalanır ' oynuyorduk ve o, kovalamaktan bıkmıştı. " Benim patronumsunuz diye biliyorum- " JJK:" Ondan bahsetmediğimi gayet iyi biliyorsun. " Tekrardan sözümü kestiğinde gözlerimi ondan çekmiş ve etrafta gezdirmiştim birileri var mı, diye. Kimsenin olmadığını gördüğümde dudağımı kenara doğru kıvırmış ve derin bir nefes alarak konuşmuştum; " Jeon, yapamıyorum diyen sen değil miydin? Neyin hesabını soruyorsun bana şu an? " JJK:" Bundan bahsetmemiştim- " " Neyden bahsettin o zaman Jeon!? Söylede bileyim, hm!? " Ses tonumu biraz yükseltiğimde gözlerini yummuş ve derin bir nefes alarak eliyle alnını ovalamıştı. Beni de kendini de kandıramayacağını gayet iyi biliyordu. Böyle oyunlara girmek yerine açık olsa bana, belki her şey daha farklı olabilirdi şu an. Ben ona cevap beklercesine bakarken o, elini indirip gözlerini aralamış ve kafasını iki yana sallamıştı. JJK:" Özür dilerim. " Diyerek her zaman yaptığı gibi arkasına döndüğünde bu sefer gitmesine izin vermeyip, kolunu tutmuş ve kendime döndürüp, dudağımı buz gibi olan dudaklarıyla buluşturmuştum. Haklı olsam bile ona doğru bir adım atmıştım. Kalbimi kıran ve bir aydır ayrı kalmamıza neden olan sözlerini, gururumla beraber ezerek ona bir adım atmıştım. DEVAMI👇
DEVAMI (SON) Haklı olsam bile ona doğru bir adım atmıştım. Kalbimi kıran ve bir aydır ayrı kalmamıza neden olan sözlerini, gururumla beraber ezerek ona bir adım atmıştım. Kırgındım, kızgındım ama ben bu adamı her haliyle kabul etmiş ve her haliyle kalbimi ellerine vermiştim. Belime dolamış olduğu kolları ile birlikte ilk attığım adıma karşılık verdiğinde hareket eden dudaklarımıza rağmen gülümsemiştim. Kırmıştı, paramparça etmişti belki de ama o da benim gibi, beni her halimle kabul etmişti. Güvenmişti, bağlanmıştı, aşık olmuştu... Dudaklarımızı ayırarak küçük bir öpücük daha bahsettiğinde gözlerimi kapatmış ve kollarımı boynuna daha da sarmıştım. O ise rahat durmayarak burnunu boynuma sürtmüş, huylanmama neden olmuştu. " Jeon. " Derince yutkunarak kulağına doğru fısıldadığımda boynuma küçük küçük öpücükler bahşetmişti. " Jeon şu an nerede olduğumuzu biliyorsun, değil- " JJK:" Özür dilerim. Dediklerim için, yaptıklarım için.. Her şey için özür dilerim ama sana Jeon Jungkook sözü. " Diyerek kafasını boynumdan uzaklaştırmış ve gözleriyle gözlerimi hizlamıştı. JJK:" Bir daha bunun tekrarı yok. " Bir elini belimden çekerek yanağıma getirmiş ve elinin tersiyle yanağımı okşamıştı. JJK:" Bir daha bırakmak yok. " Ne zaman dolduğunu bilmediğim gözlerime rağmen gülümsediğimde aklına birden gelen şey ile kaşlarını çatmıştı. JJK:" Ayrıca o *Bay Park'la* ortaklığımız çok uzun sürmez, söylemek istedim. " Bay Park kelimesini üstüne basarak söylediğinde gülerek gözlerimi devirmiştim. Kıskanmayı bilmeyen bir sevgilim vardı, Tanrı sabır versin bana. July Sundu🍻 ~~~~~~~~~ 🍡: Eleştirilerinize açığımdır.
Ayaayayay MÖ-KEM-MEL olmuş ay Adela gitsin Jeonu ile ben “Bay” Park’ı alıp kaçıyorum karıcımm Ay ayrıca Hoseoka acıdım bea masum çoçuk ensesine tokadı yedi LGSIHPSLHPFLGPDOHPDPBLFLOD
Güzeldi ama insanların bu kadar çabuk affetmesini anlamıyorum tek bu bölüm için değil diğer bölümler içinde herşeyi yapıyorlar insana cehennem acısı çektiriyolar ,sonra hiçbir şey olmamış gibi özür diliyorlar. Sizce affetmelimiyiz?
☃️ |" •Sweet Crisis• "
❄ |" Önceden Birliktelik Yaşamış Olduğun Patronun Seni, Yeni Gelen Ortağından Kıskanır "
🎠 |" Jeon Jungkook - Kim Adela "
🎻 |" Mustafa Sandal - Aşka Yürek Gerek (Speed Up)
Özgün - Tek Bölümlük🍭
July Sunar🍻
~~~~~~~~~
" Sizin bu patronunuz hödük hödük! "
Ne kadar sakin kalmaya çalışsamda başaramamış, ortada dönen Jeon ile ilgili olan konuya pat diye giriş yapmıştım.
_Sorarsanız pişman mıyım, tabii ki de hayır!_
Hepsinin bakışları kurduğum cümle ile birlikte bana dönerken "Ne var? " dercesine kafamı sallamıştım ciddiyetle.
_Tamam belki fazla içtiğimden dolayı kafam gidip, geliyor olabilirdi ama dediğimin sonuna kadar arkasındaydım._
KSJ:" Bir şey yapmış yine bizimki. "
" Şuna yanımdayken bizimki diyip durmayın, sinirlerim bozuluyor! "
Diyerek önümde duran içki bardağımı elime almış ve tek dikişte bitirerek, tekrardan doldurması adına Yoongi'ye uzatmıştım.
Yoongi bir uzatmış olduğum bardağa, bir de bana bakarak ağzının içinden bir sabır çekmiş ve itiraz etmeden yanındaki içki şişesini alıp, doldurmuştu.
" Aferin, böyle adam ol! "
Ciddi anlamda kaşınıyordum. Buna, Yoongi'nin bana şu an göndermekte olduğu ölümcül bakışları kanıttı.
JHS:" Jungkook'ta da bir hâller vardı. Diğer günlere kıyasla daha sinir küpüydü bugün. "
" Benim gibi bir çıtırı kaybetmek çok koymuştur ona. "
Diyerek elimdeki içkiden bir yudum almış ve devam etmiştim;
" Daha da beter olsun Tanrı'm! "
Gökyüzüne bakarak isteğimi belirtiğimde sanki güzel Tanrı'm anında beni duymuş gibi şiddetli bir gökgürültüsünün kopmasına izin vermişti.
Gökgürültüsünün kopmasıyla Jin yerinden sıçradığında bende irkilmiş ve oturduğum minderin üzerinden kayıp, çimenlerle buluşmuştum.
KSJ:" Senin edeceğin Beddua'ya da, Jungkook'una da, aşk acına da- "
Demeye kalmadan Namjoon onu bacağından cimciklediğinde kaşlarımı çatmıştım.
" Ne dedin sen? Aşk acısı mı!? "
Jin, Namjoon'un onu cimciklediği yeri ovalarken konuşmuştu;
KSJ:" Hadi ama Adela, şu an burada olmamızın ve bu kadar içmenin nedeni kim, hm? "
Elimdeki bardağı gözleriyle işaret ettiğinde yüzümü buruşturmuş ve çimenlerden kalkıp, mindere oturmuştum tekrardan.
" Öncelikle Jeon ile ayrılalı 1 ay oluyor. Hem aramızda ' ilişki ' diye bir şey var mıydı, orası tartışılır. "
Yüzüm yavaş yavaş cümlelerim ile asıldığında Yoongi koluyla koluma hafifçe vurmuş ve gülümsemişti.
_Sinirdi falan ama seviyordum bu çocuğu ya._
" Herneyse, olmuş ve bitmiş bir şey. Ayrıca burada olmamızın nedeni keyfim ve kâhyasının isteğidir. Sizde tıpış tıpış geldiniz. "
Dişlerimi göstererek sırıttığımda Yoongi başta olmak üzere, diğerleri de ellerine geçen ilk şeyi bana fırlatmışlardı.
~🍡~
" Yöröyorok godolom lotfon! Hom böylo kolo orotoroz! "
(Yürüyerek gidelim lütfen. Hem böyle kilo eritiriz.)
KSJ:" Yoongi, hazır yanındayken bir tane koysana şuna! "
Dediğinde Yoongi'ye döndüğümde adam, ikimizden bıkmış gibi gözlerini devirmiş ve adımlarını hızlandırmıştı yanımızdan uzaklaşmak adına.
_Adam işini biliyordu vallah!_
KNJ:" Jin kusura bakma ama Adela doğru söylüyor. Saat olmuş gecenin yarısı, biz hâlâ sapık gibi bomboş sokaklarda geziyoruz. "
İsyan eden ses tonu zafer kazanmışçasına Jin'e dönerek dil çıkarmama neden olurken o ise, gözlerini kocaman açarak Namu'ya dönmüştü.
KSJ:" Sende mi Brütüs!? "
JHS:" Hazırlanın, biraz sonra burası Aşk-ı Drama'ya dönecek! "
Hoseok'un cümlesi üzerine kendime tutamayarak güldüğümde Jin, sabır rotasını doldurmuş olacak ki çocuğun ensesine bir tane yapıştırmıştı.
Çıkan tiz ses yürümekte olduğumuz sokakta yankılandığında artık kâhkâhalar ile gülmeye başlamıştım.
KSJ:" Ensene patlattığım gibi o dramayı da üzerine patlatırım Hoseok! "
JHS:" Eli de ağırmış hâ! "
Jin'in tehdidini görmezden gelerek ensesini narin narin okşadığında dudaklarımı birbirine bastırmıştım gülüşümü sonlandırmak adına. Çünkü biliyordum ki sırada ben vardım.
_Ve ben, ölmek için daha gençtim._
KNJ:" Az kaldı sıkın dişinizi. Bir daha da Jin'e uyanın aklını- "
Son anda küfür etmekten vazgeçip, sabır çektiğinde önüme dönmüş ve yürümeye devam etmiştim.
Kısa bir süre sonra ilk benim evime ulaştığımızda durmuş ve onlara dönüp, gülümsemiştim.
" Teşekkür ederim, bugün de beni yalnız bırakmadığınız için. "
KSJ:" Ne demek ya, aramızda teşekkür meşekkür mü olur? Sabah kahvaltıya davet edersin, ödeşiriz. Hiç sıkma canını sen. "
Beden diliyle sözlerini desteklediğinde gözlerimi devirerek gülmüştüm.
JHS:" Bir kere de mideni düşünme be adam! "
KSJ:" Sen bugün benimle çok uğraşıyorsun. Fark etmedim sanma! "
Jin ve Hoseok ayak üstü didişmeye de başladığına göre artık rahatlıkla evime girebilirdim.
Hepsine ' İyi geceler ' dileyip, karşılık aldıktan sonra anahtarla dış kapıyı açmış ve bedenimi evin sıcaklığıyla buluşturmuştum.
_İnsanın evi gibisi yoktu gerçekten!_
Üzerimdeki montu çıkararak girişteki vastiyeye asmış ve mutfağa ilerlemiştim.
Tam buzdolabın önünde durduğumda oyalanmadan açmış ve biraz eğilerek raflarda gezdirmiştim bakışlarımı.
Hani evde her şey olurda inadına " Bir şey yok ki! " dersiniz ya, şu an aynısını bende yapmış ve oflayarak buzdolabının kapısını kapatmıştım.
Ellerimi belimde birleştirerek etrafta boş boş gözlerimi gezdirdiğimde evden tekrardan çıkıp, - evimin bitişiğinde olan - markete gidemeyecek kadar üşengeç olduğumu fark etmiş, bu nedenle de oflaya - puflaya odama yönelmiştim.
_Bir geceyi de aç geçirelim, ne olacak?_
Odama ulaştığımda hızlıca pijamalarımı giymiş ve sımsıcak olduğunu tahmin ettiğim yatağıma bedenimi bırakmıştım.
Yatağın sıcaklığı ile anında gelen mayışma hissi kollarımı iki yana açarak esnememe sebep olurken, birden bire telefonumdan çıkan ' Tik tik ' sesini işitmiş, bakışlarımı yatağın baş ucunda duran komedine çevirmiştim.
İçime düşen merak ve heyecan ile umutsuz bir şekilde mesajın Jeon'dan geldiğini düşünmüş, bu yüzden hızlıca telefonu elime alarak mesaj bölümünü açmıştım.
Fakat mesaj sahibinin Jeon değilde, daha bugün şirkete ortak olan Bay Park'tan geldiğini görmek; istemdışı derin bir iç çekmeme neden olmuştu.
Bay Park👨💼:
- Gece gece umarım rahatsız etmiyorumdur.
- Ki önemli olmasa yazmazdım.
Ediyorsunuz mâalesef.
_Tabii bunu yazacak g-t yoktu bende._
Adela:
- Sorun değil Bay Park.
- Buyrun?
*Görüldü*
Bay Park👨💼:
- Yarın önemli bir toplantı olacağından erken gelmen gerekiyor.
- Son kez dosyaların üzerinden geçmek adına.
Tanrı Aşkına, erken mi dedi o?! Lan saat 08:00'de normal olarak şirkette olmamız gerekiyor, bunun daha da erkeni ne zaman!?
Adela:
- Erken derken, saat kaç gibi?
*Görüldü*
Bu adamda direkt görüldü atıyor. İşi gücü yok mu ya?
Bay Park👨💼:
- Altı ya da altı buçuk gibi.
Şaka mı yapıyor?
Benim o saatte uyanmam imkansız! Ayrıca beni uyandırmak için alarm kurmayı bırak, deprem bile olsa ben yüzüncü rüyamdan uyanmam!
Adela:
- Bay Park biraz erken değil mi bu?
- Yani yedi olsa neyse diyeceğim fakat altı?
- Ben bu saatte hayatta uyanmam ki.
[01:57'de Gönderildi.]
Oluşan iki gri tik ile bir süre mesajımı görmesini beklemiş fakat görmeyı bırak, okunduğu ile ilgili bir işarette gelmemişti.
" Adamın içine doğmuş demekti böyle bir şey yazacağım. "
Dudağımı büzerek ilk başta saati 04:00'e kurmuştum.
_Şimdi iki saat erken çalarsa ve ben ertelersem her zaman, toplamda 20 - 30 kere daha çalacak. Böylelikle istemesem bile uyanacaktım. Tamam belki aşk konusunda aptal olabilirdim fakat bu konu da asla!_
Ardından alarmi en gürültülü bildirime koyarak sesi sonuna kadar yükseltmiş ve yastığımın altına yerleştirmiştim.
Üzerimdeki yorganı da düzeltiğimde beni sarmalamak için bekleyen uykuya kentimi anında teslim etmiştim.
DEVAMI👇
DEVAMI¹
Üzerimdeki yorganı da düzeltiğimde beni sarmalamak için bekleyen uykuya kentimi anında teslim etmiştim.
~🍡~
Üzerime rastgele geçirdiğim jeans pantalona ve V yakalı T-shirte uyum sağlaması adına deri ceketimi giydiğimde son kez aynadan kendime bakmıştım.
Sonbahara yeni girmiş olmamız, yaz ayındaki sıcaklığı arada sırada yaşamamıza neden oluyordu ve bugün, o günlerden biriydi.
Bu nedenle üzerime çok özenmeyip, yazlık bir şeyler giymiş ve telefonumu alarak odamdan çıkmıştım.
Evden çıkmadan önce gazları kapatmış, fişleri kontrol etmiş ve unuttuğum bir şey var mı, diye her odaya girip, çıkmıştım.
_Annemden gelen bir alışkanlıktı bu._
Her şeyi hallettiğimden emin olduktan sonra ayakkabılarımı giymiş ve evden çıkarak şirkete doğru ilerlemiştim.
Şirketin kapısından girmek için bir adım attığım ân yanımda beliren beden ile irkilmiş, ağzımdan garip bir sesin çıkmasına neden olmuştum.
PJM:" Günaydın Adela. "
Hızlı çarpan kalbim, duymuş olduğu tanıdık ses ile sakinleşirken, zorâki bir gülümseme sunarak konuşmuştum;
" Günaydın Bay Park. "
İkimizde başka bir şey demeyerek şirkete girmiş ve odalarımızın olduğu kata yönelmiştik.
Ben, Bay Park ve -ismi asla önemli olmayan- Patron Bozuntusu ile aynı katta çalışıyorduk.
Ve şansa gel ki odalamız da karşılıklıydı!
Son basamağı da geride bırakarak uzun koridorda yürümeye başladığımızda karşıdan gelen Jeon'u görmüş, bakışlarımı başka yöne çevirmiştim.
PJM:" Günaydın Jeon. "
Bay Park'ın enerji dolu sesi kulağımı delip, geçtiğinde Jeon'dan da cevap gelmişti.
JJK:" Günaydın. "
Bay Park'ın aksine soğuk ve mesafeli ses tonu ortaya sıkkın bir nefes vermeme neden olurken, daha fazla aralarında beklemek istemediğimden Bay Park'a dönerek konuşmuştum;
" Dosyaları odanıza getirmemi ister misiniz? "
Jeon'un cümlemle beraber bakışlarının bana çevirdiğini hissetsemde umursamamaya çalışmıştım.
PJM:" Durduğun kâbahat Asistan. "
Gülümseyerek önüme dönmüş ve Jeon'a birkez bile bakmadan yanından geçmiştim.
_Daha dün ondan mesaj geldiğini düşünerek sevinen ben, şu an gurur yapıyordum. Hoş, onun için önemli de değildim. Yani, bir şeyde fark etmiyordu._
Dosyaları alarak Bay Park'ın odasına girdiğim ân ön koltuklarda oturan Jeon'u görmüş, gözlerimi kısmıştım.
Kapının açılmasıyla beraber onun da bakışları beni bulduğunda anlamlandıramadığım bir öfke vardı yüzünde.
Gözlerimi birkaç kez kırpıştırarak kapıyı ayağımla kapatmış ve elimdeki dosyaları bırakmak adına Bay Park'ın masasına ilerlemiştim.
Dosyaları masaya bıraktığım sırada tekrardan açılan odanın kapısıyla bakışlarımı oraya çevirmiş ve Bay Park'ın geldiğini görmüştüm.
Ama onun bakışları beni değil, Jeon'u esir aldığında kaşlarının anlıkta olsa çatıldığına şahit olmuştum.
PJM:" Jeon? "
" Ne işin var lan burada? " demek istercesine ismini ağzından firar ettiğinde dudaklarımı birbirine bastırmıştım.
_Ta-mam! O soruyu sormak isteyip, soramadığımdan Bay Park'a atmış olabilirim ama bence gayet mantıklı bir soruydu._
Biz merakla ona bakarken o, yerinden kalkmış ve üzerindeki ceketi çıkartarak koltuğa bırakmıştı.
_Soyunacak mıyd- EHM YANİ!_
JJK:" İki saat sonra toplantı var. Dosyaları zamanında bitirelim. "
Diyerek tekrardan oturup, masanın üzerindeki herhangi bir dosyayı eline aldığında tek kaşımı havaya kaldırmıştım.
Ne yani, yardım etmeye mi gelmişti?
Jeon ve yardım etmek?
Ne?
" Aslında yardımınıza hiç gerek yok Bay Jeon. Biz Bay Park ile toplantı başlamadan bitirmiş oluruz zaten. "
Bakışlarımı sabit bir şekilde yüzünde tuttuğumda açmış olduğu dosyadan ağır ağır başını kaldırmış ve bana bakmıştı.
Cevap alana kadar geri adım atmaya niyetli değildim, üzgünüm.
Fakat o, inadına cevap vermeden dudağını kenara kıvırmış ve tekrardan dosyaya dönmüştü.
Kaşlarım bu davranışı ile çatılırken Bay Park'ın bize olan imâlı bakışlarını fark ettiğimde kendimi hızlıca düzeltmiş ve Jeon'un karşısındaki boş koltuğa oturup, bende herhangi bir doyayı incelemeye başlamıştım.
~🍡~
" Bu da sondu! "
Diyerek rahat bir nefes aldığımda Bay Park'ın güldüğünü işitmiştim.
PJM:" Bu kadar yorulduğuna göre bence bir kahveyi hâk ediyorsun. "
Bana bakarak açık bir şekilde birlikte kahve içmeyi teklif ettiğinde gözlerim istemdışı Jeon'a kaymıştı.
Kaşları çatık bir şekilde Bay Park'a bakıyordu ve bu, hoşuma gitmişti.
" Söz konusu kahve ise asla hayır diyemem. "
Cümlemin sonlanması ile gözlerini yumup, dışarıya doğru keskin bir nefes verdiğinde gülümsememek için kendimi baya zor tutmuş ve başarmıştım da.
PJM:" Jeon, sende gel- "
JJK:" Asistanın şu an benimle daha önemli bir işi var. "
Dediğinde kaşlarımı çatarak tam anlamıyla ona dönmüştüm. O da yummuş olduğu gözlerini açmış ve bana dikmişti.
JJK:" Kahvesini sonra da içebilir, değil mi? "
Ayağa kalkarak ceketini giydiğinde anlamaz bir şekilde Bay Park'a bakmış, ardından tekrardan ona çevirmiştim gözlerimi.
" Benim haberim- "
JJK:" Her şeyi bilmek zorunda değilsin Adela. "
İlk defa ismimi böyle sert bir ses tonunda duymak; içimi ürpertsede itiraz etmemiş ve bende ayağa kalkmıştım.
JJK:" Toplantıda görüşürüz Jimin. "
Odanın kapısını açarak çıktığında hızlıca Bay Park'a dönmüş ve saygıyla hafif eğilmiştim.
" Kusura bakmayın Bay Park. Bir dahakine sözüm olsun kahve. "
Dediğimde burnundan gülmüş ve başıyla kapıyı işaret ederek konuşmuştu;
PJM:" Daha fazla bekletme yoksa bu sinirle içeri girerse kurtuluşum zor olur. "
İstemdışı tebessüm ettiğimde son kez Bay Park'a ' Görüşürüz ' demiş ve odadan çıkıp, beni merdivenlerin başında bekleyen Jeon'un yanına ilerlemiştim.
JJK:" Bir görüşürüz demek bu kadar uzun sürmüş olamaz. "
Kendi kendine fısıldayarak merdivenlerden inmeye başladığında alt dudağımı dişlerimin arasına almıştım gülmemek için.
_Kıskanmıştı. Beni, kıskanmıştı._
" Anlayamadım Bay Jeon? "
Dediğini sesli bir şekilde söylemesi adına konuştuğumda adım atmayı bırakmıştı anında.
Bende durduğumda bedenini bana çevirmiş ve çatık kaşlarıyla yüzüme bakmıştı.
Gözleri yüzümün her zerresinde gezerken aynı zamanda çatılan kaşlarının da yavaş yavaş düz çizgi haline döndüğünü görmüştüm.
" Bay Jeon- "
JJK:" Şu s/ktiğimin Bay'ına ne zamana kadar devam edeceksin Adela? "
Dişlerinin arasından tısladığında sabrını zorladığımı anlamam uzun sürmemişti.
Aslında bir aydır böyleydik. Ayrıldığımız zamandan beri açık bir şekilde görünmesede ' Kaçan Kovalanır ' oynuyorduk ve o, kovalamaktan bıkmıştı.
" Benim patronumsunuz diye biliyorum- "
JJK:" Ondan bahsetmediğimi gayet iyi biliyorsun. "
Tekrardan sözümü kestiğinde gözlerimi ondan çekmiş ve etrafta gezdirmiştim birileri var mı, diye.
Kimsenin olmadığını gördüğümde dudağımı kenara doğru kıvırmış ve derin bir nefes alarak konuşmuştum;
" Jeon, yapamıyorum diyen sen değil miydin? Neyin hesabını soruyorsun bana şu an? "
JJK:" Bundan bahsetmemiştim- "
" Neyden bahsettin o zaman Jeon!? Söylede bileyim, hm!? "
Ses tonumu biraz yükseltiğimde gözlerini yummuş ve derin bir nefes alarak eliyle alnını ovalamıştı.
Beni de kendini de kandıramayacağını gayet iyi biliyordu. Böyle oyunlara girmek yerine açık olsa bana, belki her şey daha farklı olabilirdi şu an.
Ben ona cevap beklercesine bakarken o, elini indirip gözlerini aralamış ve kafasını iki yana sallamıştı.
JJK:" Özür dilerim. "
Diyerek her zaman yaptığı gibi arkasına döndüğünde bu sefer gitmesine izin vermeyip, kolunu tutmuş ve kendime döndürüp, dudağımı buz gibi olan dudaklarıyla buluşturmuştum.
Haklı olsam bile ona doğru bir adım atmıştım. Kalbimi kıran ve bir aydır ayrı kalmamıza neden olan sözlerini, gururumla beraber ezerek ona bir adım atmıştım.
DEVAMI👇
DEVAMI (SON)
Haklı olsam bile ona doğru bir adım atmıştım. Kalbimi kıran ve bir aydır ayrı kalmamıza neden olan sözlerini, gururumla beraber ezerek ona bir adım atmıştım.
Kırgındım, kızgındım ama ben bu adamı her haliyle kabul etmiş ve her haliyle kalbimi ellerine vermiştim.
Belime dolamış olduğu kolları ile birlikte ilk attığım adıma karşılık verdiğinde hareket eden dudaklarımıza rağmen gülümsemiştim.
Kırmıştı, paramparça etmişti belki de ama o da benim gibi, beni her halimle kabul etmişti.
Güvenmişti, bağlanmıştı, aşık olmuştu...
Dudaklarımızı ayırarak küçük bir öpücük daha bahsettiğinde gözlerimi kapatmış ve kollarımı boynuna daha da sarmıştım.
O ise rahat durmayarak burnunu boynuma sürtmüş, huylanmama neden olmuştu.
" Jeon. "
Derince yutkunarak kulağına doğru fısıldadığımda boynuma küçük küçük öpücükler bahşetmişti.
" Jeon şu an nerede olduğumuzu biliyorsun, değil- "
JJK:" Özür dilerim. Dediklerim için, yaptıklarım için.. Her şey için özür dilerim ama sana Jeon Jungkook sözü. "
Diyerek kafasını boynumdan uzaklaştırmış ve gözleriyle gözlerimi hizlamıştı.
JJK:" Bir daha bunun tekrarı yok. "
Bir elini belimden çekerek yanağıma getirmiş ve elinin tersiyle yanağımı okşamıştı.
JJK:" Bir daha bırakmak yok. "
Ne zaman dolduğunu bilmediğim gözlerime rağmen gülümsediğimde aklına birden gelen şey ile kaşlarını çatmıştı.
JJK:" Ayrıca o *Bay Park'la* ortaklığımız çok uzun sürmez, söylemek istedim. "
Bay Park kelimesini üstüne basarak söylediğinde gülerek gözlerimi devirmiştim.
Kıskanmayı bilmeyen bir sevgilim vardı, Tanrı sabır versin bana.
July Sundu🍻
~~~~~~~~~
🍡: Eleştirilerinize açığımdır.
@@sweetcrisiss
çok güzel olmuş sonda itrnetimiz açıldı ya her bildirminde haberim olcak
@@sweetcrisiss çook güzel olmuş da Bay Park'a ne oldu acaba ve o Jimin miydi yoksa başka biri mi biri beni aydınlatırsa çok mutlu olurum ☺☺
birde arkada bunları jimin izliyormuş🤦🏻♀️
Öf be bizi de şöyle jk gibi kıskansalar keşkee😂😂 çok güzel olmuş❤❤❤
Kıskançlığın en çok yakıştığı adam olabilir 🤭 kalemine sağlık julyam 🖤🌼
Afiyet, bal, şeker olsun anam🍻
Ola bilir deyil bence
Net o😂
Ayaayayay MÖ-KEM-MEL olmuş ay Adela gitsin Jeonu ile ben “Bay” Park’ı alıp kaçıyorum karıcımm Ay ayrıca Hoseoka acıdım bea masum çoçuk ensesine tokadı yedi LGSIHPSLHPFLGPDOHPDPBLFLOD
Güzeldi ama insanların bu kadar çabuk affetmesini anlamıyorum tek bu bölüm için değil diğer bölümler içinde herşeyi yapıyorlar insana cehennem acısı çektiriyolar ,sonra hiçbir şey olmamış gibi özür diliyorlar. Sizce affetmelimiyiz?
Realde yaşamış gibi oldum. Ellerinize sağlık, Juju hanım. Çok güzel 🤗
Yaaa Bay Park’la arkadaş olmak isterdim, kıskançlık krizinden dolayı gitmesi beni üzdü 😢
Ben de ben de
Ohaa yaa senin kurgularını bile özlemişim aşkımmm...Sanki gerçekte yaşamışım gibiii çok etkileyiciydiii💞💞
Çok tatlı çok iyiki olsun kız aferin sana go girl
Ne zamandır aktif değildim bu sebepten ötürüde bu sanat eserlerini okuyamıyordum güzelim, ancak geri döndüm ❤
Aşırı aşırı güzeldi ellerine sağlık bayıldım 💜💜
Kıskanç jk severizz
Bayılırızzzzz😋
Merhaba ben writer layd hesabıyım hesabım çalındı hesaba giremiyorum bu yüzden buradan devam ediyorum sizi çok özledim
Eline emeğine sağlık, gelişi güzel yazıyorsun, hikayelerini beğenerek okuyorum. Çok iyi olmuş 🤍 Her zaman mutlu olman dileğiyle 💫😍
Çok şirin buldum yapmaya devametmelisin hikayelerin müq
Mukemmeldi askomm ellerine saglik💖
Acayip iyiiiiii
Ya bu fazla mökemmel🍀~
Yaa çok tatlıydıı💕
çok tatlı olmuş çok guzelllllll bayildimmmmmm
Pşşt Julya, yapıyorsun bu sporu~😉💜
Ufff müko müko👌👌👌👏👏👏
Neden sildin son seriyi cok guzeldi ama aglicam artik askm ya
Taaak diye buraya düştüm
Saniyede yiaaah👀🍻
Elcağazlarına sağlık ablacım
Of çok güzel olmus ask 🌹
ikinciyim
Kalbimsin😋👀🍡
cok haaarikulaaaade olmusss
Ben geldimm
Hoşgeldinnnn😋🍻
Ay erken geldim hikaye yoj
Ayayayayya hoşgeldin ve o da geldi👀🍻
Geldim
Hoşgeldinnnn🍻😋
@@sweetcrisiss hoş buldum
Ya onceki serine noldu 😔
Gizliye aldım👀
@@sweetcrisiss ya neden nedennnnnnnnnnnn okuyodum ne guzel
MÜKEMMELLLLLL❤
Geldik julyam okumaya uçuyorum
İyi uçmalar anam😌🍻