@@mrlepus8529 Çalışmak sınavlara çalışmak değildir. Türkiyede eğitim yoktur ve buna çalışmak da denmez. Çalışmak seni muassır emdeniyeler seviyesine çıkaran bilimsel çalışmalar yolunda yapılacak her türlü adımdır. Çalışmak kelebekleri kovalamaktır ali demirsoy gibi, saatlerce okumaktır, dil öğrenmektir. Sınav sonrası unutulacak bilgilere çalışmak çalıma değildir.
Industrial Engineer İnsanların maddi imkanları üzerinden vurmaya çalışman hoş değil arkadaş doğru demiş sende aşağılık kompleksi mevcut. psikolojideki tanımını tam olarak karşılayacak şekilde yazmışsın
Industrial Engineer Mevzu elit olmak olmamak değil paranın olması elit olduğun anlamına da gelmez zaten. Elit bilgi birikim kültür üzerine inşa edilen bir kavram. Her parası olanın elit olması lazım senin düşüncene göre. içinde bulundugumuz ekonomik krizi göremeyip insanları maddi imkanları üzerinden hor görüyorsun polyannacılık oynayan sensin.
"3 sarhoş öğrenci Mozart'ın eserini Latince olarak söylüyordu" diyor. Elitizmin en uç örneğini veriyor yani. Sizin imanızla 'hava atma' amaçlı kurulmuş bir cümle değildi o ki Celal Şengör Türkiye'de hava cıva yapacak son kişilerden biridir.
Kemal Ozan Çenbertaş yorum yapan arkadaşları bilmiyorum, kendi adıma konuşayım hiç hava attığını düşünmedim ya da yoruma o yüzden yanıt vermedim yanlış anlaşılma olmasın efendim. bizim için orada olması zor bir şey ve Celal bey bunu normal bir şekilde anlattığı için arkadaş buraya yazmış diye düşünüyorum ben de o amaçla işi dalgaya vurarak yorum yaptım başka bir şey düşünmedim umarım kendimi anlatabilmişimdir
filmler biraz zayıf. Sinemaya çok ilgili değil değerli hocamız o yüzden çok da takılmayın derim. Ha ama konusu sebebiyle ilginizi çekebilir tabi ama sinematografik olarak şaheser değiller.
Hocamız konuşurken beynimiz rahatlıyor. Zorlama ifadeler yok, boş laf yok, yalan yok, zırva yok, dedikodu yok, gerçek var, ışık var, bilgi var. Bilgiyle sohbeti 4-5 kez okunmasını tavsiye ediyorum bu arada.ben müslümanım ama hocamız sayesinde aydınlanıyoruz ve eminim ki benden daha iyi bir insan. Saygılar sevgiler.
Saatlerce hatta günlerce konuşsa hiçbirzaman bıkmadan ve soluksuz dinlediğim tek insan yeryüzünde Celal hoca. Olağanüstü mükemmel ve çok zengin bir bilgi hazinesi olan ve neyazıkki kıymeti çok az bilinen nadide bilim insanlarımızdandır
Saygıdeğer Celal Hocamızı dinlerken insanın gözleri doluyor… Gençlerin “feyz” aldıklarını ifade eden yorumlarını görmekse mutluluk verici ve umudumuzu çoğaltıyor… Emeğinize sağlık 👏👏
Sayın Şengör eğitimle alakalı konuştuğunuz kısımı ağlayarak dinliyorum. Üniversiteyi, gelecek göremediğim için bıraktım. Yaşadığım şehirde ise kendime uygun iş bulmakta çok zorlanıyorum. Şuan -4 derece soğukta 5 kat giyinmiş bir şekilde parkomatlık yaparken yazıyorum, bu durumumdan utanmıyorum. Ellerim üşüdü ancak şunu söylemeden edemem. Bu lanet olası ülkede aşağıdan yukarıyı görmek imkansız. Ne yaparsan yap iyi bir aileye ve bol paraya sahip değilsen cahil kalırsın. Yeni nesilken, ailenin cehaletiyle bile mücadele edemeyip onlara benzemiş bir şekilde ölüverirsin. Ben bu durumu deleceğime, kendimi yetiştirip topluma bir şeyler katacağıma, and içiyorum. Bir elit olamam ancak iyi bir tüccar olabilirim, sayın Şengör hayallerimin peşinden 2. el ayakkabıyla koşuyorum size böyle şeyler söylediğiniz için minnettarım.
Asla pes etme dostum senin gibi düşünen binler hatta milyonlar var bende dahil bende açıköğretimden sosyoloji okuyordum bıraktım şuan karar verme aşamasındayim...
6 yıl sonra bile teşekkürler. Güzel sorular hazırlanmış gerçekten. Celal Şengör gibi insanları dinleyip bilgilenmek güzel birşey. Bunu bize yaşattığınız için tekrar teşekkür ederim.
@@ahmetkaandengizek2955 aga bakış açısına bakar mısın? adamın yazdığı kitaplar, makaleler hepsi dünya çapında. Adam dünyanın en iyi jeologlarından. Binlerce öğrenci yetiştirmiş.Konuşmalarıyla milyonlarca insana dokunmuş.Hayattaki en büyük başarısı nefes almak olan bir andaval çıkıp hocayı eleştiriyor.Cehalet çok kötü bir şey.
berkant boşver bro böylelerini kendini bilmez bunlar, ne olmuş yani adam bokunu yemişse buda bir alçak gönüllülük bir kişisel terbiye, bir erdem, bir mütevaziliktir. Özgüven timsali adam oturuşu bile güzel, izleyici kitleye bacaklarımlan gonuşun size girsin bunlar der gibi. Hakkını yedirtmeyiz
Ne güzel bir söyleşi ,deneyimler ve elit bir hayat ……Türkiye de hocam gibi 5 kişi yoktur ,dünya çapında dostluklar ,…..Çok Tesekk ……..Hocamın kitaplarının baskısı yok ,Bilgi ile sohbetler ,vs …..
İlber Ortaylı, Celal Şengör gibi isimler Türkiye'nin gördüğü son aydınlar bundan sonraki böyle müthiş insanlar gelir mi şu eğitim sistemiyle çok zor. Böyle insanların değerini bilelim.
sorular çok güzel seçilmiş Celal Hocamız da çok güzel anlatmış, çok sempatik konuşmuş her zamanki gibi. Celal Hoca gibileri akademik camiadan eksik olmamalı
Çok fakir bir ailenin ortanca cocuğu olarak doğdum. Boğaziçi mezunu olmama rağmen iyi bir eğitim, güzel bir eğitmenin rahle-i tedrisinden geçtiğimi düşünmüyorum. Bu ülkede doğmak malesef birilerinin dediği gibi hayata 3-0 geriden başlamak anlamına geliyor.
Mukemmel bir soylesi. Cok tesekkurler. Celal hoca evrensellik anlaminda ulasilmasi gereken tavani olusturuyor ve genclerimiz icin kendisi buyuk bir deger. Tek dilegim hocamizin sagligina ve ozellikle kilosuna dikkat etmesi cunku genclerimizin kendisine uzun yillar ihtiyaci olacaktir.
ne güzel bir video ya bu teşekkürler gençlerimiz için büyük bir değer ücretsiz ve kolay bir şekilde bu kadar değerli bir hocanın birikimine erişebilmeleri
Bu video, Ilkkez denk geldigim merakla oturup ilgiyle izledigim keyif aldigim bilgi aldigim hayatimi tekrar sorguladiğım nadir bir deneyimi yasatti bana.Tesekkurler
zamanı yönetmek ve beslenme gibi temel konularda sorular beklerdim. dindar olan bilim insanları örneğini tam anlayamadım ama genel manada dinlerken çok düşündürdü, sorgulattı. teşekkürler!
22:21 ben buna tam olarak katılmıyorum Celal Bey. Benim ailem kitap okumama hiçbir zaman sıcak bakmadı. Kitap okumayı, özellikle üniversite sınavına hazırlanırken, bir zaman kaybı olarak gördüler. Ama ben merakımı hiçbir zaman yitirmedim. İnatla da okudum. Bu daha çok karakterle alakalı.
Çok koyu dindar bir ailede yetiştim. Kitap okumam dahi yasaktı. Sadece dini kitaplar vs. Küçüklüğümde dünya klasiklerini okudum. Bir şekilde okumaya düşünmeye başladım.
@@holmesholmes1826 babam vefat ettikten sonra ben iyice okudum, aydınlandım zaten. Ama kitap okuma sevgim ve küçüklüğümde okuduğum kitaplar artıydı. Ben de dinden çıktım annem biliyor. Ama akrabalar ve pederin arkadaşları koyu dinci ve bağnaz. Onlara ben de söylemiyorum. Bir an önce iyi bir bölüm okuyup kendinizi geliştirin. Yurtdışı yüksek lisans mantıklı. Ekonomik bağımsızlığınız varsa kimseye eyvallahınız olmaz.
@@zbera97 şu anda üniversite sınavına hazırlanıyorum,netlerim iyi düzeyde. Koç fizik okuyup yurtdışında yüksek lisans yapmayı düşünüyorum. Tek çare ekonomik bağımsızlık.
Gene O' nun dedigi gibi. " Cumhuriyet vicdani hur, irfani hur nesiller ister. K.Ataturk. Celâl Hoca' yi keske 15 yil once dinleseydim. Oglumu mutlaka yurtdisina gonderirdim.
ben dinlerin gökkuşağı nın renkleri Tanrının ise ışığın ta kendisi olduğuna inanan biri olarak sizi çok seviyorum Celal ŞENGÖR İlber ORTAYLI Fatih ALTAYLI ve TEKE TEK ve FLAPS CLUP ve şu an adını anamadığım TÜRKİYE cumhuriyetinin bütün ELİTLERİ sizlere minnettarım iyiki varsınız...✨🙏💖
(Kâfirleri dost edinen, Allah’ın dostluğunu bırakmış olur.) [Al-i İmran 28] (Ey iman edenler, benim ve sizin düşmanınız olanları dost edinmeyin.) [Mümtehine 1]
@@neymansur5016 kâfir kelime kökeni Arapça kafara كفر "1. örttü, kararttı, mesela baban arabayla birisine çarptı sende hapise girmesin diye gerçeği söylemedin kâfir oluyorsun. Peygamberimiz neden amcasının huyuna gidip zengin bir hayat yaşamak varken neden amcasının yakasına yapıştığını hiç düşündün mü? Bu dünyada her din her meshep her tarikat sadece kendini layık görüyor cennete diğer herkes aşağılık işte bu yüzden İran gibi Arabistan gibi ülkelerin halkları yoksulluk ve acı içinde yaşıyor. O aşağıladığınız cennete layık görmediğiniz bilim insanları CORONA VİRÜS aşısını üretsin diye bekliyor dünya görmüyor musun. Merak etme ben hiçbir zaman gerçeğin üstünü örten kâfirleri dost edinmedim.
@@neymansur5016Celâl şengör ün neye inandığı na bakmıyorum beni ilgilendirmez ne dediğine ne yaptığına bakıyorum ve gayet dürüst ve namuslu bir insan görüyorum. Zannediyorsunuz ki kelime i şahadet getirince size benzeyince herşey tamam unuttuğunuz şey bu dünya'daki insan sayısı kadar Vicdan vardır. Bu yüzden peygamberler babasıyla veya o zamanının din büyükleriyle hep ihtilafa düşmüştür neden.
@@mulayimsert3509 her fırsatta inananlarla ve tanrıyla alay eden kibir abidesi Celal Şengör Kuranın kafir tanımına uymuyorsa bana kafir örneği verir misin? Ben Kuranın ahlak tanımına uyduğunu da düşünmüyorum şahsen. Tanrıyla ve inananlarla alay eden bir insan Kurana göre ahlaklı değildir. Sadece bilimini yapsa anlarım ama kendisi tanrıya savaş açmış durumda. Kelimei şehadet getirmek zorunda değil elbette ama getirmesi gerekmediğini düşünüyorsanız da Kurana göre Allahın varlığını örtmeye çalışan bir kafirdir. Allaha karşı yalan uyduran veya ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir(Enam 21). "Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah (sizin yerinize) öyle bir topluluk getirir ki (Allah) onları sever, onlar da (Allah’ı) severler. Müminlere karşı alçak gönüllü/yumuşak huylu, kâfirlere karşı izzetlidirler. Allah yolunda cihad ederler ve kınayıcının kınamasından korkmazlar. Bu, Allah’ın lütfudur. Allah onu dilediğine verir. Allah (ihsanı ve lütfu bütün varlığı kuşatacak kadar geniş olan) Vâsi’, (her şeyi bilen) Alîm’dir. (5/Mâide 54) " Ey iman edenler! Benim ve sizlerin düşmanı olan kimseleri veli/dost edinmeyin. Onlar, size gelen hakkı inkâr ettikleri hâlde, siz onlara sevgi gösterisinde bulunuyor (müminlerin haberlerini ve sırlarını onlara ulaştırıyorsunuz). (Oysa onlar,) Rabbiniz olan Allah’a iman ettiğiniz için, Resûl’ü ve sizi (Mekke’den) çıkarmışlardı. Şayet benim yolumda cihad etmek ve rızamı elde etmek gayesiyle (yola) çıkmışsanız, onlara gizlice sevgi beslemeniz (nasıl mümkün olabilir ki?) Ben, sizin gizlediğinizi de açığa vurup ilan ettiğinizi de bilirim. Sizden kim bunu yapar (onlara sevgi besler ve müminlerin haberlerini ulaştırırsa) hiç şüphesiz, dosdoğru yoldan sapmış olur."(60/Mümtehine 1)
07:00 'da Celal'in verdiği örneğe benim de bir örneğim var. Teknik üniversitede Elektrik-Elektronik Mühendisliği son sınıftayken, arkadaşlarımızla alkol tükettiğimiz gecelerde bir mühendislik probleminden çok bilim adamı bakışı gerektiren, halkımızca sivri zeka denilen, karmaşık elektronik sorularını evimizin duvarlarına yazıp, çözmeye çalışıp, ertesi sabah da deterjanlı su ile duvarları temizlemekten canımızın çıktığı anlarımız çok olmuştur. O tek gecenin aldığımız derslerden daha faydalı olduğu da düşünme biçimimizin geliştiği sonraki yıllarda görülmüştür.
Ben bu para = elitizm olayına katılmıyorum. Eskişehir'de okurken, herkesimden insanın herkesin gücünün yetebileceği operalar baleler konserler vs. sayesinde bir çok bestecinin eserlerini dinleme şansım oldu. Bu da sosyal fırsat eşitliğinin sağladığı imkanla kendimi geliştirmeme müzik hakkında birçok şey öğrenmeme yardımcı oldu. Eğer o zaman Eskişehir belediyesi öğrencilere konser biletlerini 50 kuruşa satmayıpta 100 tl ye satsa sadece zenginlerin yararlanabileceği bir etkinlik olacak ve ben öğrenci bütçemle gidip görüp ilgi duyup araştırmaya başlamayacaktım. Kimyagerim bu arada.
Osmanlı'da ve dolayısı ile mirası devralan Türkiye'de yeterince elit olmaması ve olan az sayıda elitin de ordu içinden yani doğrudan doğruya devlet tarafından oluşturulan bir tabakadan gelmesinin temelde iki sebebi vardır. 1. Osmanlı'daki ekonomik sistem neredeyse sosyalizme varacak ölçüde sıkı idi. Bu sebeple sermaye birikemiyordu. Zengin tüccar sınıfı ya da burjuva sınıfı oluşamıyordu. Dolayısıyla bu tüccarların finanse(patronaj) ettiği veya kendi evlatlarından ve sülalesinden gelişebilecek bir elit sınıfı da oluşamıyordu. Özellikle dört durum var ki sosyalizme benziyor. a)Birincisi karada ve denizde serbest ticaret ciddi denetime tabii idi. Örneğin bir malı bir sancaktan çıkarıp başka bir sancakta satmak bile denetime tabii idi. Özellikle İstanbul nüfusu ve tüketiminin fazla oluşu ve dar taşrası yani tarım arazilerinin nüfusa göre yetersiz oluşu sebebiyle dış eyaletlerden en çok mal talebi olan şehir konumundaydı. Buraya mal taşımak ve burada satmak elbette ticari olarak kârlı olurdu. Ancak bunu Osmanlı'da Devlet yapıyordu. Un kapanı ismi İstanbul'a devletin denetiminde getirilen unun yığıldığı yerden ismini alıyor mesela. Bir de bu malların nereden geleceği de belli idi. Mesela tereyağ Trabzondan geliyordu. Başka yerden değil. Veya et kuzu eti olacak, filan yerden gelecek gibi kurallari vardı. Bu malların geleceği miktarı da şehirdeki ihtiyaca göre devlet tarafından belirleniyordu. Yakacak odunun bile geleceği yer ve miktar belliydi. Bu mallar kapan denen büyük liman depolarından İstanbul esnafına satılıyordu. Pazarlarda da esnafın ne kadar kazanabileceği sıkı sıkıya denetleniyordu. Hem taşrada hem İstanbul'da devlet'in kadısı pazardaki esnafın kazanabileceği kâr oranını ve malın fiyatını bile belirliyordu. b)İkincisi serbest seyahat çok ciddi denetime tabii idi. Bu hem göç, yani kalıcı olarak başka bir yere taşınma için hem de geçici konaklama için geçerliydi. Bir şehirde bir tüccar her hangi bir boş evi tutup kalamazdı ya da bir yerde ticaret daha kârlı diye taşınamazdı. Tüccarın kalacağı kervansaraylar ve hanlar belli idi. Osmanlı'da mahalle üzerine kurulu bir ikamet sistemi vardı. Dışarıdan birisi bir mahalleye de kolay kolay taşınamazdı. Ayrıca sistemde aile önemliydi. Yalnız yaşayan bekar kişiler bile mahallenin dış kesiminde devlet tarafından belirlenmiş evlerde kalabilirdi. Mahalle içinde kalamazdı. c)Üçüncü durum yine sermaye birikimine engel olacak şekilde Askere ve Memura geçimini ancak sağlayabileceği kadar az maaş veriliyordu ve devlete ait bir ev veya konakta konaklama imkanı veriliyordu(günümüzdeki lojman mantığı gibi). Kolay kolay oğluna miras kalmıyordu. Bu durum taşrada da benzer şekildeydi. d)Dördüncü durum ise arazi üzerinde özel mülkiyet çok çok sınırlı idi. Bu da tarımdan zenginleşmeyi ve sermaye biriktirmeyi engelliyordu. Osmanlı'da hemen hemen tüm araziler devletindi ve devlet araziyi sadece ekmesi ya da asker yetiştirmesi karşılığında kiralıyordu. Tımar Sistemi hakimdi. Burda genelde Tımar denen arazi Asker-Memura(Tımarlı Sipahi) yani Tımar sahibine veriliyordu. Bu arazinin boyutu farklı olabiliyor. Burdan Tımar sahibi gelir elde ediyordu. Ayrıca arazi gelir potansiyeline ve boyutuna göre devlete savaş zamanı belirli sayıda asker gönderiyordu. Kendisi de bu askerlerle birlikte savaşa katılıyordu. Ayrıca Tımar arazisinde asayiş sağlama yetkisi de kazanıyordu. Ancak bu kişi ölünce arazi oğullari arasında mirasla bölünmez. Oğullari Askerse ancak o zaman rutbesine göre aynı ya da başka bir Tımar verilir. Bir de Aileler için "Yurtluk" kavramı vardır. Her çiftçi aileye "Yurtluk" denen ve iklime, coğrafyaya ve yetiştirilen ürüne göre bir ailenin geçimini sağlayabilecek kadar bir arazi veriliyordu. Aile geçimini buradan sağlıyordu. Ancak mülkiyeti kendinde olmuyordu. Çiftçi ölürse oğluna ve sonra torunlarına miras gibi kalmıyordu ve arazi bölünmüyordu yani. Ayrıca arazi 3 yıl ekilip biçilmezse elinden alınırdı. Çiftçi'nin evlenen oğluna yeni bir "Yurtluk" veriliyordu. Böylece topraklar boş kalmıyordu ve üretim sürekli oluyordu. Bir de Vakıf sistemine ait araziler vardı. Oranın geliri de Vakfa gelirdi. Fakirlere yardım için(Darüşşafaka) kurulmus vakıflar vardı. Ayrıca Darüşşifa(Hastahane) veya Medrese(Üniversite) gibi kurumların giderlerini karşılayan vakıflar da vardı. Yani bu vakıf arazisi sistemi sayesinde eğitim ve sağlık da ücretsizdi. Osmanlı sonlara doğru mülzetim sistemine gecmiş ve ekonomik sebeplerle Tımar Sistemini bozmuştur. Daha sonra vilayet sistemine geçmiştir. Ancak onldan sonra arazide özel mülkiyet oluşmaya başlamıştır. Osmanlı'nın bu dört durumu sebebiyle sermaye Osmanlı'da kişilerde birikmiyordu. Devlette birikiyordu. Ancak olumlu tarafı rekabetçi ve insanı yıpratacak ya da ezecek bir piyasa ortamı yoktu. Fakir veya zor durumdaki kişi kollanıyordu. Yani kimse zengin olmuyordu ama kimse aç kalmıyordu. Bu sistem Avrupa'da Sanayi Devrimi olunca bunu ülkeye getirebilecek tek gücün devlet olması anlamına geliyordu. Çünkü özel sektörde büyük sermaye sahipleri olusmasına sistem izin vermiyordu. Halkın bu sistemde herşeyi devletten beklemesi çok çok normaldir. Devlet tabiki Osmanlı'nın son döneminde Avrupa'daki gelismeleri istihbarat eksikliği ve Batı Avrupa dillerini bilen kişilerin neredeyse olmaması sebebiyle takip edemedi. Sadece Sanayi Devrimi'ni değil Fransız İhtilali'nin bile tam olarak ne olduğunu anlayamamış, basit bir ayaklanma ve karışıklık olarak görmüştür. Bunun en büyük sebebi elbette 1595'te calugareni'de (yergöğü) denen yerde Akıncı Ocağını kaybetmesidir. Bu faciadan sonra Osmanlı bir daha yeni bir Akıncı Teşkilatı kuramadı. Osmanlı'da Akıncı'lar komşu ülkelerde istihbarat faaliyetleri de yürütüyordu. Ayrıca Avrupa ülkeleri çok erken dönemde birbirlerinin başkentlerinde ve İstanbul'da kalıcı sefaretler kurmaya başladı. Bu elçiliklerde istihbarat faaliyetleri yapılıyor, raporlar kendi ülkelerine gönderiliyor, kendi ülke tüccarlarına ticarette destek olunuyordu. Osmanlı'da ise gereksiz şekilde kendini üstün görme hezeyanı sebebiyle diğer ülkelere dâimî elçilikler çok geç açılmıştır(Londra 1792,Paris, Berlin, Viyana). Ayrıca Sanayi Osmanlı'ya gelse bile özel sektörde sermaye eksikliği sebebiyle yine Devlet'in tekelinde kalacaktı. Nitekim çok geç bir tarihte ancak 1850'lerden sonra Avrupa'daki gibi bazı makinalar gelse bile bu faaliyetler Devlet'in askeri amaçlı atölyeleri olmaktan öteye gidememiştir. 2. Eğitim sisteminin yeterli kalitede olmayışı Elit yetişmemesinin ikinci sebebidir. Bunda Osmanli'nın aslinda çok kabahati yok. Burda da iki durum buna sebep uyordu. a)Birincisi Osmanlı Daha kurulmadan önce İslam Medeniyetinde Kütüphane ve değerli kitap kalmamıştır. İnternetten önce bilginin kalıcı olabileceği ve bu yolla başkalarina ve yeni nesillere aktarılabildiği tek kaynak kitaplardı. İslam Medeniyetinin Altın Çağında Yunanca'dan Bilimsel eserler Arapça'ya çevrildi ve okundu. Bu bir temel oluşturdu. Bunların üzerine özgün fikirler, çalışmalar ve deneyler ile katkı yapılarak ciddi bir birikim oluşturuldu. Bu eserler Avrupa klise baskısı ile karanlık çağı yaşarken İslam Medeniyetini Dünya'nın bilim merkezi haline getirmişti. Avrupa Ronesans'ı yaşarken bu eserler Endülüs'te(İspanya'da) Avrupa dillerine kazandırılmaya başlanmıştır. Bu kitaplar Abbasi döneminde Bağdat'taki Beytül Hikmet Medrese'sinin Kütüphanesinde ve İskenderiye Kütüphanesinde idi. Bu iki kütüphaneden İskenderiye'deki Haçlılar tarafından yakılmıştır. Bağdat Kütüphanesi ise Selçuklu zamanında Moğollar tarafından yakılmıştır. Kitaplar yanınca bilgiler bir insan nesli içinde yok oldu. Osmanlı kurulduğunda malesef İslam dünyası karanlık çağa yeni başlıyordu. Bu da ciddi bir medrese ve kütüphanenin olmayışını doğurdu. Avrupa'nın hristiyan oluşu ve askeri anlamda Osmanlı'dan zayıf görünüşü Avrupa'dan bu eserleri alıp tekrar çevirip tekrar kütüphane kuracak birikimde yöneticilerin de olmamasını da perçinledi. b) Medrese'lerde İslam Dini ve Bilim yan yana öğretilirdi. Bilim'in az önce bahsettiğim sebeplerle zayıflaması Medrese'lerde ağırlıklı olarak dini eğitim verilmesini doğurmuştur. Bu da Bilim'den beslenmemiş ve hatta bilimden korkan bir dini zümre oluşturmuştur. Bu sebeple Bilim alanında girişimler de dini baskıya takılmıştır.
Merhaba. Bu paragrafları keyifle okudum. Kaynak nedir, bu bir özet mi yoksa birçok kaynaktan toplanmış bu konu hakkında bir çıkarım mı? Osmanlı ile ilgili hiçbir birikim ve bilgisi olmayan henüz okumamış biriyim bana hangi kitapları önerirdiniz
Katherine -, Merhabalar, öncelikle tek bir kaynaktan değil bir çok kaynaktan edindiğim bilgilerden aklıma gelenleri yazdım. Yaşım gereği belli bir birikime ulaşma fırsatım oldu. Tarih öğrenmede önce doğru tarihçiden okumak çok önemlidir. Çünkü tarih yazımında tarihçi birincil kaynakları yorumlar ve tez üretir. Ürettiği tezi de farklı kaynaklarla kanıtlar. Farklı bir tarihçi ise o birincil kaynağı farklı yorumlayarak farklı ek kaynaklarla farklı bir tez de üretebilir. Ancak ve ancak çok sayıda kaynak kullanılıp karşılaştırılarak hangi tezin doğru olduğu anlaşılır. Örneğin Osmanlı Hristiyan devletlerle Avrupa'da manevi bir amaçla yani Gaza için mi savaştı? Yoksa Avrupalı oryantalistlerin iddia ettiği gibi sadece maddi bir amaçla yani yağma için mi savaştı? Hangi tezin doğru olduğunu kullanılan kaynakların fazlalığı ve bu kaynakları rasyonel yorumlama ortaya çıkarır. Osmanlı Tarihi hakkında meraklı olanlara ilk tavsiyem tabiki hocaların hocası Halil İNALCIK olur. Onu sadece bilgisinden dolayı değil kullandığı dilin de rahat anlaşılabilir, keyifli ve akıcı oluşundan dolayı öneririm. Olayları genelde mantık zeminine oturtarak ve gerektiğinde diğer devletlerle ve o dönemki dünya ile karşılaştırmalı olarak akıcı şekilde anlatır. Tüm kitaplarını okuyabilirsiniz. Bazı öneriler: "Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı", "Fatih Sultan Mehemmed Han: Iki Denizin Hakani Kayser-i Rum", "Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi Sultan ve Siyaset"(2 cilt) "Osmanlı İmparatorluğu Klâsik Çağ (1300-1600)", "Osmanlılar: fütühat, imparatorluk, Avrupa ile ilişkiler" Diğer kitaplarından da özellikle daha yakın tarihli çıkmış olan eserleri okunabilir. Sonra önereceğim Tarihçi İlber Ortaylı'nın eserlerinden bazıları olur. "Türklerin Tarihi"(2 cilt) "İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı" "Türkiye teşkilât ve idare tarihi" Ayrıca genel başvuru kaynağı olarak Türkiye'deki en iyi en bilimsel ansiklopedilerden olan İslam Ansiklopedisi'ni öneririm. İnternette açık kaynak halinde de mevcut. İstediğiniz olayı istediğiniz padişahı google'da sonuna "islam ansiklopedisi" yazarak aratıp ordan okuyabilirsiniz. Çeşitli şehirlerin ya da ülkelerin Selçuklu ve Osmanlı devrindeki tarihlerini de burdan araştırabilirsiniz. Bu ansiklopedinin müellifleri gayet iyidir. Sonradan bu yazarların kitaplarını da bulup okuyabilirsiniz. Ayrıca yine genel başvuru kaynağı olabilecek İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI'nın "Büyük Osmanlı Tarihi" 6 cilttir hepsini baştan sona okumak uzun sürer biraz zordur. Merak ettiğiniz konuyu açıp araştırabilirsiniz. Bu tarihçilerin tamamı birbirleriyle %100 aynı değildir elbette. Bazı olayları bazı konuları farklı yorumlarlar. Siz inceleyip içlerinden size uygun olan çıkarımları yapabilirsiniz. Saygılarımla.
@@orkunyucel3095 Öncelikle böyle uzunca, emek geçilmiş bir cevap için teşekkür ederim. İslam ansiklopedisinden bihaberdim, öğrendiğim çok iyi oldu. Gösterdiğiniz kaynaklar ve rehberliğiniz için de çok teşekkürler, hangi kitaplardan başlayacağıma ve hangilerini seçeceğime dair hiçbir fikrim yoktu, bu kaynaklar beni uzunca bir süre götürür ve çok iyi bir temel olacağına eminim. Bilimle ve sanatla kalın🙏🏻
Bilgiyle Sohbet, önerdiği kitabı 4 yıl önce satın alıp kapağını açmadığım için içim sızladı... yarından tezi yok. Porgram da bi nevi kitabın ismi gibi olmuş. Herkesin emeğine sağlık. 🐺🏋️♂️
@Xharrow Araç kullanıyorum Kusura bakmayın, internetten kopyalıyorum; bilgiyle sohbet - a. m. celal şengör avrupa bilimler akademisi’nin ve amerikan bilimler akademisi’nin ilk türk üyesi, rus bilimler akademisi’ne fuat köprülü’den sonra seçilen ikinci türk, türkiye bilimler akademisi’nin en genç kurucu üyesi, tübitak bilim ödülü kazanan en genç bilim adamı... iki şeref doktorası, paris’te collège de france’da profesörlük, ulusal ve uluslararası otuz bir adet şeref payesi ve ödül. tüm bu nitelikleri şahsında toplayan prof. dr. a. m. celâl şengör halen istanbul teknik üniversitesi maden fakültesi jeoloji mühendisliği bölümü ile avrasya yer bilimleri enstitüsü’nde görevini sürdürmektedir. dünyanın en saygın jeolog, bilim adamı ve üniversite hocalarından biri olmasının yanı sıra prof. şengör’ün en önemli özelliği hayata bir bütün olarak bilim çerçevesinden bakmasıdır. bu anlamda kelimenin tam anlamıyla bir “akademisyen”dir. prof. şengör’ün yirmi yılı aşkın süreyle çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan yazıları ve farklı platformlarda yaptığı konuşmalarının metinleri elinizdeki kitapta bir araya getirilmiştir. prof. şengör bilimsel birikimini elbette yine başta bilim olmak üzere eğitim, tarih, arkeoloji, coğrafya, edebiyat, toplum ve kültür gibi pek çok alanda okurlarla paylaşıyor. herkesi bilgiyle sohbet’e davet ediyor
Dokuz Eylül Makina mühendisliğinde 1. sınıf öğrencisiyim Türkiye'de başarılı denilebilecek bir öğrenciyim sanırdım bu videoyu izleyene kadar Celal hocama çok teşekkür ederim ne kadar bilgisiz olduğumu gösterdiği için.
benim en büyük değerlerimden biri olan Alexander the Gereat (2004), sonunda bir entellektüel tarafından şiddetle övüldü. Şu filmin değeri imdb fukaraları yüzünden bir türlü bilinenedi. Müziklerinden, görüntü yönetmenine, kurgusundan oyunculuğa, tam bir başyapıt ama gel gör ki fukara puanı 5.4
Sizi attığınız tekli videolardan da takip ediyordum. Yorumlardaki tepkilerin de etkisiyle uzun bir video alternatifi yapmanız iyi olmuş. Benim değinmek istediğim şey başka. Dün ulusal bir kanaldaki bir programda Fazıl Say'ın evini ziyaret ettiği videoyu izledim. Orada "dünyaca ünlü" olduğunu kendileri de belirtmesine rağmen Fazıl Say'a, "konserleriniz niye hep dolu oluyor" diye bir soru sorup ciddi ciddi cevap beklediler. Sizin sorularınız izlediğim başka başka röportajlarla da mukayese edilemeyecek kadar kaliteli. İlber Ortaylı, Ahmet Arslan, Mahfi Eğilmez, Erol Mütercimler, Özgür Demirtaş gibi diğer önemli insanların videolarını da bekliyoruz. Başarılarınızın devamını dilerim. 👍🏽😊
@7.04 yoo... biz aynısını birkaç sene önce İÜ Edebiyat Fakültesinde yapıyorduk... çakırkeyf bir halde yeri geliyordu Sovyet marşları söylüyorduk, yeri geliyordu Ode an die Fraude söylüyorduk, yeri geliyordu Da Pacem Domine söylüyorduk. Yani bunda pek abartılacak bir şey olduğunu düşünmüyorum şahsen.
Bir kurgu mevzusundan dolayı ekleyemedik Mustafa ancak ayrı ayrı bölümlerde bahsettiğin olay mevcut. İlgilendiğin bölümleri bulman için seninle listeyi paylaşıyoruz: ua-cam.com/play/PLHfG3AEUvFzBpe-9UK9UrL9NJll1I7FvZ.html
Sayın Şengör elit insan özelliklerini taşıyan insan etrafına da örnek olur. Çok doğru söylüyorsunuz. 60 lı 70 li yıllarda toplum eğitime ve görgüye çok önem verirdi.
Hocanin bahsettigi, kisiler, kitap , film ve belgesel isimlerini altyazi olarak yazabilseydiniz veya yazarsaniz cok makbule gecer, bunlardan yararlanmak isteyenlere cok yardiminiz dokunur. tesekkur ederim
Asım Şengör'ü o kadar fazla kıskandım ki küçükken kendi bilgisayarını yapması gibi bir çok olaya aşırı özendim bir gün bir çocuğum olursa ona da tıpkı Celal Bey'in Asım Bey'e baktığı gibi bakmak isterim.
Kanaldaki diğer bilim adamlarının izlenme sayısına bakıyorum, Celal Şengör'ün bu mülakatına bakıyorum, resmen katlamış, kalite de, elitte, insanların merakı da ortada... Diğer bilim adamları düşünsün..
Sınav haftalarım geldiği zaman açarım bu videoyu, sayın şengörün gözlerine bakarak dinlerim. Sonra derim ki çok çalışmam lazım.
Yalnız değilsin. Tam olarak aynı durumdayım ...
@@mrlepus8529 Çalışmak sınavlara çalışmak değildir. Türkiyede eğitim yoktur ve buna çalışmak da denmez. Çalışmak seni muassır emdeniyeler seviyesine çıkaran bilimsel çalışmalar yolunda yapılacak her türlü adımdır. Çalışmak kelebekleri kovalamaktır ali demirsoy gibi, saatlerce okumaktır, dil öğrenmektir. Sınav sonrası unutulacak bilgilere çalışmak çalıma değildir.
@@dewrimsirine ders çalış ituye git böyle bir adamdan ders al. Türkiye'de yapılacak en güzel şeylerden biri
Industrial Engineer İnsanların maddi imkanları üzerinden vurmaya çalışman hoş değil arkadaş doğru demiş sende aşağılık kompleksi mevcut. psikolojideki tanımını tam olarak karşılayacak şekilde yazmışsın
Industrial Engineer Mevzu elit olmak olmamak değil paranın olması elit olduğun anlamına da gelmez zaten. Elit bilgi birikim kültür üzerine inşa edilen bir kavram. Her parası olanın elit olması lazım senin düşüncene göre. içinde bulundugumuz ekonomik krizi göremeyip insanları maddi imkanları üzerinden hor görüyorsun polyannacılık oynayan sensin.
"hiç unutmam, bir gün oxford'dayız"
Ahahahah🤣🤣
KWLDKALALALSKALKDLA
"3 sarhoş öğrenci Mozart'ın eserini Latince olarak söylüyordu" diyor. Elitizmin en uç örneğini veriyor yani. Sizin imanızla 'hava atma' amaçlı kurulmuş bir cümle değildi o ki Celal Şengör Türkiye'de hava cıva yapacak son kişilerden biridir.
Kemal Ozan Çenbertaş yorum yapan arkadaşları bilmiyorum, kendi adıma konuşayım hiç hava attığını düşünmedim ya da yoruma o yüzden yanıt vermedim yanlış anlaşılma olmasın efendim. bizim için orada olması zor bir şey ve Celal bey bunu normal bir şekilde anlattığı için arkadaş buraya yazmış diye düşünüyorum ben de o amaçla işi dalgaya vurarak yorum yaptım başka bir şey düşünmedim umarım kendimi anlatabilmişimdir
@@kemalozancenbertas6348 herkes kendinfen bilirmis. Anlamazlar anlatmaya calisma yorma kendini
Celal Şengör'ün önerdiği filmler ;
1) Los Magnificos Flying Machine
2) My Fair Lady
3) Çöküş
4) Memphis Belle
Celal Şengör'ün önerdiği kitaplar ;
1) Nutuk (Mustafa Kemal ATATÜRK)
2) Bilgi İle Sohbet (Celal Şengör)
3) Hasan-Âli Yücel ve Türk Aydınlanması (Celal Şengör)
4) Cyrano De Bergerac (Çeviri : Sabri Esat Siyavuşgil)
5) Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar (Mehmet Fuat Köprülü) .......
çok teşekkürler
Film olarak bir de "The Wild Child / 1970 / François Truffaut" var ekleyeyim.
Emek vermişsiniz teşekkürler.
filmler biraz zayıf. Sinemaya çok ilgili değil değerli hocamız o yüzden çok da takılmayın derim. Ha ama konusu sebebiyle ilginizi çekebilir tabi ama sinematografik olarak şaheser değiller.
@@vertisync Los Magnificos Flying Machine bu filmli bulamadım bulabilen varmı
Hocamız konuşurken beynimiz rahatlıyor. Zorlama ifadeler yok, boş laf yok, yalan yok, zırva yok, dedikodu yok, gerçek var, ışık var, bilgi var. Bilgiyle sohbeti 4-5 kez okunmasını tavsiye ediyorum bu arada.ben müslümanım ama hocamız sayesinde aydınlanıyoruz ve eminim ki benden daha iyi bir insan. Saygılar sevgiler.
Takdir ettim seni hayatında başarılar dilerim.
Bilgi mi o senin hayalin
Saatlerce hatta günlerce konuşsa hiçbirzaman bıkmadan ve soluksuz dinlediğim tek insan yeryüzünde Celal hoca. Olağanüstü mükemmel ve çok zengin bir bilgi hazinesi olan ve neyazıkki kıymeti çok az bilinen nadide bilim insanlarımızdandır
Tek taraflı..m.kemal osm.yi dünya harbine sokan ittihad terakki üyesi değil mi
Saygıdeğer Celal Hocamızı dinlerken insanın gözleri doluyor…
Gençlerin “feyz” aldıklarını ifade eden yorumlarını görmekse mutluluk verici ve umudumuzu çoğaltıyor…
Emeğinize sağlık 👏👏
Sayın Şengör eğitimle alakalı konuştuğunuz kısımı ağlayarak dinliyorum. Üniversiteyi, gelecek göremediğim için bıraktım. Yaşadığım şehirde ise kendime uygun iş bulmakta çok zorlanıyorum. Şuan -4 derece soğukta 5 kat giyinmiş bir şekilde parkomatlık yaparken yazıyorum, bu durumumdan utanmıyorum. Ellerim üşüdü ancak şunu söylemeden edemem. Bu lanet olası ülkede aşağıdan yukarıyı görmek imkansız. Ne yaparsan yap iyi bir aileye ve bol paraya sahip değilsen cahil kalırsın. Yeni nesilken, ailenin cehaletiyle bile mücadele edemeyip onlara benzemiş bir şekilde ölüverirsin. Ben bu durumu deleceğime, kendimi yetiştirip topluma bir şeyler katacağıma, and içiyorum. Bir elit olamam ancak iyi bir tüccar olabilirim, sayın Şengör hayallerimin peşinden 2. el ayakkabıyla koşuyorum size böyle şeyler söylediğiniz için minnettarım.
Ugurlar dilerim size. Ümitsiz olmayın.
Yolunda başarılar kardeşim. Çoluğun çocuğun olursa ilerde onları düzgün yetiştirirsen zaten onların dünyaya katkısı senin katkın olacak.
Asla pes etme dostum senin gibi düşünen binler hatta milyonlar var bende dahil bende açıköğretimden sosyoloji okuyordum bıraktım şuan karar verme aşamasındayim...
Respect
Güzelim ülkeme lanet diyecek bir alcakdan hayır beklenmez, defol git kendine başka Ülke ara, eğer bulursan tabiki.
6 yıl sonra bile teşekkürler.
Güzel sorular hazırlanmış gerçekten.
Celal Şengör gibi insanları dinleyip bilgilenmek güzel birşey. Bunu bize yaşattığınız için tekrar teşekkür ederim.
Celal şengör güldükden sonra bır anda cıddı konusmaya devam etmesı efsane bır sey ya :D
Bu topraklarda yetişmiş ender entellektüel aydınlardan biri olan Celal hocamıza sonsuz saygılar sevgiler
Entelektüel
Kendi bokunun tadına bakmak da entellektüel olma şartlarından sayılır mı
@@ahmetkaandengizek2955 aga bakış açısına bakar mısın? adamın yazdığı kitaplar, makaleler hepsi dünya çapında. Adam dünyanın en iyi jeologlarından. Binlerce öğrenci yetiştirmiş.Konuşmalarıyla milyonlarca insana dokunmuş.Hayattaki en büyük başarısı nefes almak olan bir andaval çıkıp hocayı eleştiriyor.Cehalet çok kötü bir şey.
berkant boşver bro böylelerini kendini bilmez bunlar, ne olmuş yani adam bokunu yemişse buda bir alçak gönüllülük bir kişisel terbiye, bir erdem, bir mütevaziliktir. Özgüven timsali adam oturuşu bile güzel, izleyici kitleye bacaklarımlan gonuşun size girsin bunlar der gibi. Hakkını yedirtmeyiz
salak
Ne güzel bir söyleşi ,deneyimler ve elit bir hayat ……Türkiye de hocam gibi 5 kişi yoktur ,dünya çapında dostluklar ,…..Çok Tesekk ……..Hocamın kitaplarının baskısı yok ,Bilgi ile sohbetler ,vs …..
İlber Ortaylı, Celal Şengör gibi isimler Türkiye'nin gördüğü son aydınlar bundan sonraki böyle müthiş insanlar gelir mi şu eğitim sistemiyle çok zor. Böyle insanların değerini bilelim.
Bir kaç yıl bekle geliyorum.Umudunu kesme fizik her şeyin açıklamasıdır.Zaman da herkesin dülmanıdır.Sadece bekle...
Yakında bu güzel insanlara da bilim adamı müsveddesi diyenler çıkabilir keşke bu seviyeye gelmeseler.
Celal şengör ün sadece 113 iq ya sahip olduğunu Canan karatay ın 141 iq ya sahip olduğunu bilmessin ama
@@sonercakr4990 iq denen şeyin tamamen doğruyu yansıttığını sanan ahmakların olduğunu biliriz ama :) Dön arkanı yat hadi
Bu eğitim sistemi ile yetişen diğerleri,yeni Aydınlarını da büyük aydın görecektir.Şuan bizim hissettiğimizi hissedeceklerdir.
sorular çok güzel seçilmiş Celal Hocamız da çok güzel anlatmış, çok sempatik konuşmuş her zamanki gibi. Celal Hoca gibileri akademik camiadan eksik olmamalı
Çok fakir bir ailenin ortanca cocuğu olarak doğdum. Boğaziçi mezunu olmama rağmen iyi bir eğitim, güzel bir eğitmenin rahle-i tedrisinden geçtiğimi düşünmüyorum. Bu ülkede doğmak malesef birilerinin dediği gibi hayata 3-0 geriden başlamak anlamına geliyor.
Aynen
Hocanın dediği çok doğru; "elit olmak için ortam ve eğitim gerek."
Mukemmel bir soylesi. Cok tesekkurler. Celal hoca evrensellik anlaminda ulasilmasi gereken tavani olusturuyor ve genclerimiz icin kendisi buyuk bir deger. Tek dilegim hocamizin sagligina ve ozellikle kilosuna dikkat etmesi cunku genclerimizin kendisine uzun yillar ihtiyaci olacaktir.
Bu format daha güzel bence. tüm videoları izlemek istediğinizde tek video olması daha rahat bir tüketim sağlıyor. Sevgiler.
Yaşayan ansiklopedi ve çok değerli bir insan
ne güzel bir video ya bu teşekkürler gençlerimiz için büyük bir değer ücretsiz ve kolay bir şekilde bu kadar değerli bir hocanın birikimine erişebilmeleri
Öğrencisinin eteğini kaldırdığı videosu nerde
@@uvuvwevwevweonyetenyevweug833 Ahlaksız edepsiz şerefsiz adam..böyle mi savunacaksin..evli kız öğrencisinin. eteğini kaldırıp gotunu saplaklayan dinsiz imansizi...Bilimi de evrimi de carpitan yalancı tacizci kefereyi.
Celal hoca kadar güzel konu anlatan görmedim. ❤️
A.Bilgili/Bilim Ne Değildir.. bu eseri okuyun.. Şengör'ün içyüzünü öğrenin..
İyide g9t şaplakliyor kizlarin
Hele kız öğrencinin eteğini nasıl kaldırdığını dinle.
Sorular harika hazırlanmış
Bu video, Ilkkez denk geldigim merakla oturup ilgiyle izledigim keyif aldigim bilgi aldigim hayatimi tekrar sorguladiğım nadir bir deneyimi yasatti bana.Tesekkurler
Çok güzel röportaj olmuş. Notlar alarak izledim. Teşekkür ederim.
Çok güzel insan ve bu insan pozitif impals yayıyor beyinlere.Ona uzun ömür,sağlık dilerim.
Harika bir bilim insanı çok güzel tavsiyler yaptı kısaca bilgi dolu bir videvo emeği geçen herkese tşk ederim
Atatürk hakkında hem eleştiri yapıp hemde onu yücelten cümleler kullanması Celal hocanın mükemmelliğini gösteriyor
Celal hocam sizin gibi elit insanları çok ihtiyacımız var sizi seviyoruz
zamanı yönetmek ve beslenme gibi temel konularda sorular beklerdim. dindar olan bilim insanları örneğini tam anlayamadım ama genel manada dinlerken çok düşündürdü, sorgulattı. teşekkürler!
Sayın hocamıza ve videoda emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz
Kızmakta kendimizce haklıyız ama adamlar 1 içerikle 11 bin aboneyi buldu. Tebrik ediyorum.
29:40 "Logik der Forschung" dedi. Kitabı, Almanca orijinalinden okumuş herif. Bu kadar azim ve zeka... Müthişsiniz Celal Bey!
Almanca'si ana dili gibi oldugu icin zorlanmamistir
harikasınız. Türkiye deki elitleri bizlerle buluşturmanız müthiş.tebrikler
Öğrencisinin eteğini kaldıran
@@MustafaDogan-gj4ui git din adamlarının yaptıkları sapıklıkları araştır.
Elit got şaplaklamaz
Gerçekten harika birisiniz sizi izledikçe ne kadar mükemmel olduğunuzu görüyorum.
22:21 ben buna tam olarak katılmıyorum Celal Bey. Benim ailem kitap okumama hiçbir zaman sıcak bakmadı. Kitap okumayı, özellikle üniversite sınavına hazırlanırken, bir zaman kaybı olarak gördüler. Ama ben merakımı hiçbir zaman yitirmedim. İnatla da okudum. Bu daha çok karakterle alakalı.
Çok koyu dindar bir ailede yetiştim. Kitap okumam dahi yasaktı. Sadece dini kitaplar vs. Küçüklüğümde dünya klasiklerini okudum. Bir şekilde okumaya düşünmeye başladım.
@@zbera97 ben de aynı durumdayım, ateistim hatta ancak dile getiremiyorum.
@@holmesholmes1826 babam vefat ettikten sonra ben iyice okudum, aydınlandım zaten. Ama kitap okuma sevgim ve küçüklüğümde okuduğum kitaplar artıydı. Ben de dinden çıktım annem biliyor. Ama akrabalar ve pederin arkadaşları koyu dinci ve bağnaz. Onlara ben de söylemiyorum. Bir an önce iyi bir bölüm okuyup kendinizi geliştirin. Yurtdışı yüksek lisans mantıklı. Ekonomik bağımsızlığınız varsa kimseye eyvallahınız olmaz.
@@zbera97 Genç yaşlarda çok hayatınıza çok şey katar dediğiniz kitaplar varmı ?
@@zbera97 şu anda üniversite sınavına hazırlanıyorum,netlerim iyi düzeyde. Koç fizik okuyup yurtdışında yüksek lisans yapmayı düşünüyorum. Tek çare ekonomik bağımsızlık.
Bu video çekildiğinde hatırlıyorum hergün bir dk sını Koyuyordu admin. 1 saat videoyu bir ayda izledik
Hocamın House Md izlemesi,beni sevindirdi.
@@omeratasoy2043 Efendim hocam?
Celal Şengör sen bu ülkenin çok büyük bir Değerisin Sayin Hocam.
Gene O' nun dedigi gibi. " Cumhuriyet vicdani hur, irfani hur nesiller ister. K.Ataturk. Celâl Hoca' yi keske 15 yil once dinleseydim. Oglumu mutlaka yurtdisina gonderirdim.
Ben afganistanlim bu video muhteşem
şu adamı dinledikçe ne kadar ayrı dünyalarda olduğumuzu anlıyorum aile çok önemli
1 saniye atlamadan izletme be adam! Mukemmel anlatimlar podcastinizide dinledim burayida izledim harika icerik celal'i kaybetmeden 10 15 kere daha programlara cikarmamiz lazim.
ben dinlerin gökkuşağı nın renkleri Tanrının ise ışığın ta kendisi olduğuna inanan biri olarak sizi çok seviyorum Celal ŞENGÖR İlber ORTAYLI Fatih ALTAYLI ve TEKE TEK ve FLAPS CLUP ve şu an adını anamadığım TÜRKİYE cumhuriyetinin bütün ELİTLERİ sizlere minnettarım iyiki varsınız...✨🙏💖
(Kâfirleri dost edinen, Allah’ın dostluğunu bırakmış olur.) [Al-i İmran 28]
(Ey iman edenler, benim ve sizin düşmanınız olanları dost edinmeyin.) [Mümtehine 1]
@@neymansur5016 kâfir kelime kökeni Arapça kafara كفر "1. örttü, kararttı, mesela baban arabayla birisine çarptı sende hapise girmesin diye gerçeği söylemedin kâfir oluyorsun. Peygamberimiz neden amcasının huyuna gidip zengin bir hayat yaşamak varken neden amcasının yakasına yapıştığını hiç düşündün mü?
Bu dünyada her din her meshep her tarikat sadece kendini layık görüyor cennete diğer herkes aşağılık işte bu yüzden İran gibi Arabistan gibi ülkelerin halkları yoksulluk ve acı içinde yaşıyor.
O aşağıladığınız cennete layık görmediğiniz bilim insanları CORONA VİRÜS aşısını üretsin diye bekliyor dünya görmüyor musun.
Merak etme ben hiçbir zaman gerçeğin üstünü örten kâfirleri dost edinmedim.
@@mulayimsert3509 Celal Şengör sana göre gerçeği örtmüyor mu?
@@neymansur5016Celâl şengör ün neye inandığı na bakmıyorum beni ilgilendirmez ne dediğine ne yaptığına bakıyorum ve gayet dürüst ve namuslu bir insan görüyorum.
Zannediyorsunuz ki kelime i şahadet getirince size benzeyince herşey tamam unuttuğunuz şey bu dünya'daki insan sayısı kadar Vicdan vardır. Bu yüzden peygamberler babasıyla veya o zamanının din büyükleriyle hep ihtilafa düşmüştür neden.
@@mulayimsert3509 her fırsatta inananlarla ve tanrıyla alay eden kibir abidesi Celal Şengör Kuranın kafir tanımına uymuyorsa bana kafir örneği verir misin? Ben Kuranın ahlak tanımına uyduğunu da düşünmüyorum şahsen. Tanrıyla ve inananlarla alay eden bir insan Kurana göre ahlaklı değildir. Sadece bilimini yapsa anlarım ama kendisi tanrıya savaş açmış durumda. Kelimei şehadet getirmek zorunda değil elbette ama getirmesi gerekmediğini düşünüyorsanız da Kurana göre Allahın varlığını örtmeye çalışan bir kafirdir.
Allaha karşı yalan uyduran veya ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir(Enam 21).
"Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah (sizin yerinize) öyle bir topluluk getirir ki (Allah) onları sever, onlar da (Allah’ı) severler. Müminlere karşı alçak gönüllü/yumuşak huylu, kâfirlere karşı izzetlidirler. Allah yolunda cihad ederler ve kınayıcının kınamasından korkmazlar. Bu, Allah’ın lütfudur. Allah onu dilediğine verir. Allah (ihsanı ve lütfu bütün varlığı kuşatacak kadar geniş olan) Vâsi’, (her şeyi bilen) Alîm’dir. (5/Mâide 54)
" Ey iman edenler! Benim ve sizlerin düşmanı olan kimseleri veli/dost edinmeyin. Onlar, size gelen hakkı inkâr ettikleri hâlde, siz onlara sevgi gösterisinde bulunuyor (müminlerin haberlerini ve sırlarını onlara ulaştırıyorsunuz). (Oysa onlar,) Rabbiniz olan Allah’a iman ettiğiniz için, Resûl’ü ve sizi (Mekke’den) çıkarmışlardı. Şayet benim yolumda cihad etmek ve rızamı elde etmek gayesiyle (yola) çıkmışsanız, onlara gizlice sevgi beslemeniz (nasıl mümkün olabilir ki?) Ben, sizin gizlediğinizi de açığa vurup ilan ettiğinizi de bilirim. Sizden kim bunu yapar (onlara sevgi besler ve müminlerin haberlerini ulaştırırsa) hiç şüphesiz, dosdoğru yoldan sapmış olur."(60/Mümtehine 1)
07:00 'da Celal'in verdiği örneğe benim de bir örneğim var. Teknik üniversitede Elektrik-Elektronik Mühendisliği son sınıftayken, arkadaşlarımızla alkol tükettiğimiz gecelerde bir mühendislik probleminden çok bilim adamı bakışı gerektiren, halkımızca sivri zeka denilen, karmaşık elektronik sorularını evimizin duvarlarına yazıp, çözmeye çalışıp, ertesi sabah da deterjanlı su ile duvarları temizlemekten canımızın çıktığı anlarımız çok olmuştur. O tek gecenin aldığımız derslerden daha faydalı olduğu da düşünme biçimimizin geliştiği sonraki yıllarda görülmüştür.
Ben bu para = elitizm olayına katılmıyorum. Eskişehir'de okurken, herkesimden insanın herkesin gücünün yetebileceği operalar baleler konserler vs. sayesinde bir çok bestecinin eserlerini dinleme şansım oldu. Bu da sosyal fırsat eşitliğinin sağladığı imkanla kendimi geliştirmeme müzik hakkında birçok şey öğrenmeme yardımcı oldu. Eğer o zaman Eskişehir belediyesi öğrencilere konser biletlerini 50 kuruşa satmayıpta 100 tl ye satsa sadece zenginlerin yararlanabileceği bir etkinlik olacak ve ben öğrenci bütçemle gidip görüp ilgi duyup araştırmaya başlamayacaktım. Kimyagerim bu arada.
Sen kulturlendin sadece Elit olmadin.
Sorular gayet güzel hazırlanmış tebrikler.
Etek kaldırmayı soracakdi
Osmanlı'da ve dolayısı ile mirası devralan Türkiye'de yeterince elit olmaması ve olan az sayıda elitin de ordu içinden yani doğrudan doğruya devlet tarafından oluşturulan bir tabakadan gelmesinin temelde iki sebebi vardır.
1. Osmanlı'daki ekonomik sistem neredeyse sosyalizme varacak ölçüde sıkı idi. Bu sebeple sermaye birikemiyordu. Zengin tüccar sınıfı ya da burjuva sınıfı oluşamıyordu. Dolayısıyla bu tüccarların finanse(patronaj) ettiği veya kendi evlatlarından ve sülalesinden gelişebilecek bir elit sınıfı da oluşamıyordu. Özellikle dört durum var ki sosyalizme benziyor.
a)Birincisi karada ve denizde serbest ticaret ciddi denetime tabii idi. Örneğin bir malı bir sancaktan çıkarıp başka bir sancakta satmak bile denetime tabii idi. Özellikle İstanbul nüfusu ve tüketiminin fazla oluşu ve dar taşrası yani tarım arazilerinin nüfusa göre yetersiz oluşu sebebiyle dış eyaletlerden en çok mal talebi olan şehir konumundaydı. Buraya mal taşımak ve burada satmak elbette ticari olarak kârlı olurdu. Ancak bunu Osmanlı'da Devlet yapıyordu. Un kapanı ismi İstanbul'a devletin denetiminde getirilen unun yığıldığı yerden ismini alıyor mesela. Bir de bu malların nereden geleceği de belli idi. Mesela tereyağ Trabzondan geliyordu. Başka yerden değil. Veya et kuzu eti olacak, filan yerden gelecek gibi kurallari vardı. Bu malların geleceği miktarı da şehirdeki ihtiyaca göre devlet tarafından belirleniyordu. Yakacak odunun bile geleceği yer ve miktar belliydi. Bu mallar kapan denen büyük liman depolarından İstanbul esnafına satılıyordu. Pazarlarda da esnafın ne kadar kazanabileceği sıkı sıkıya denetleniyordu. Hem taşrada hem İstanbul'da devlet'in kadısı pazardaki esnafın kazanabileceği kâr oranını ve malın fiyatını bile belirliyordu.
b)İkincisi serbest seyahat çok ciddi denetime tabii idi. Bu hem göç, yani kalıcı olarak başka bir yere taşınma için hem de geçici konaklama için geçerliydi. Bir şehirde bir tüccar her hangi bir boş evi tutup kalamazdı ya da bir yerde ticaret daha kârlı diye taşınamazdı. Tüccarın kalacağı kervansaraylar ve hanlar belli idi. Osmanlı'da mahalle üzerine kurulu bir ikamet sistemi vardı. Dışarıdan birisi bir mahalleye de kolay kolay taşınamazdı. Ayrıca sistemde aile önemliydi. Yalnız yaşayan bekar kişiler bile mahallenin dış kesiminde devlet tarafından belirlenmiş evlerde kalabilirdi. Mahalle içinde kalamazdı.
c)Üçüncü durum yine sermaye birikimine engel olacak şekilde Askere ve Memura geçimini ancak sağlayabileceği kadar az maaş veriliyordu ve devlete ait bir ev veya konakta konaklama imkanı veriliyordu(günümüzdeki lojman mantığı gibi). Kolay kolay oğluna miras kalmıyordu. Bu durum taşrada da benzer şekildeydi.
d)Dördüncü durum ise arazi üzerinde özel mülkiyet çok çok sınırlı idi. Bu da tarımdan zenginleşmeyi ve sermaye biriktirmeyi engelliyordu. Osmanlı'da hemen hemen tüm araziler devletindi ve devlet araziyi sadece ekmesi ya da asker yetiştirmesi karşılığında kiralıyordu. Tımar Sistemi hakimdi. Burda genelde Tımar denen arazi Asker-Memura(Tımarlı Sipahi) yani Tımar sahibine veriliyordu. Bu arazinin boyutu farklı olabiliyor. Burdan Tımar sahibi gelir elde ediyordu. Ayrıca arazi gelir potansiyeline ve boyutuna göre devlete savaş zamanı belirli sayıda asker gönderiyordu. Kendisi de bu askerlerle birlikte savaşa katılıyordu. Ayrıca Tımar arazisinde asayiş sağlama yetkisi de kazanıyordu. Ancak bu kişi ölünce arazi oğullari arasında mirasla bölünmez. Oğullari Askerse ancak o zaman rutbesine göre aynı ya da başka bir Tımar verilir. Bir de Aileler için "Yurtluk" kavramı vardır. Her çiftçi aileye "Yurtluk" denen ve iklime, coğrafyaya ve yetiştirilen ürüne göre bir ailenin geçimini sağlayabilecek kadar bir arazi veriliyordu. Aile geçimini buradan sağlıyordu. Ancak mülkiyeti kendinde olmuyordu. Çiftçi ölürse oğluna ve sonra torunlarına miras gibi kalmıyordu ve arazi bölünmüyordu yani. Ayrıca arazi 3 yıl ekilip biçilmezse elinden alınırdı. Çiftçi'nin evlenen oğluna yeni bir "Yurtluk" veriliyordu. Böylece topraklar boş kalmıyordu ve üretim sürekli oluyordu. Bir de Vakıf sistemine ait araziler vardı. Oranın geliri de Vakfa gelirdi. Fakirlere yardım için(Darüşşafaka) kurulmus vakıflar vardı. Ayrıca Darüşşifa(Hastahane) veya Medrese(Üniversite) gibi kurumların giderlerini karşılayan vakıflar da vardı. Yani bu vakıf arazisi sistemi sayesinde eğitim ve sağlık da ücretsizdi. Osmanlı sonlara doğru mülzetim sistemine gecmiş ve ekonomik sebeplerle Tımar Sistemini bozmuştur. Daha sonra vilayet sistemine geçmiştir. Ancak onldan sonra arazide özel mülkiyet oluşmaya başlamıştır.
Osmanlı'nın bu dört durumu sebebiyle sermaye Osmanlı'da kişilerde birikmiyordu. Devlette birikiyordu. Ancak olumlu tarafı rekabetçi ve insanı yıpratacak ya da ezecek bir piyasa ortamı yoktu. Fakir veya zor durumdaki kişi kollanıyordu. Yani kimse zengin olmuyordu ama kimse aç kalmıyordu. Bu sistem Avrupa'da Sanayi Devrimi olunca bunu ülkeye getirebilecek tek gücün devlet olması anlamına geliyordu. Çünkü özel sektörde büyük sermaye sahipleri olusmasına sistem izin vermiyordu. Halkın bu sistemde herşeyi devletten beklemesi çok çok normaldir. Devlet tabiki Osmanlı'nın son döneminde Avrupa'daki gelismeleri istihbarat eksikliği ve Batı Avrupa dillerini bilen kişilerin neredeyse olmaması sebebiyle takip edemedi. Sadece Sanayi Devrimi'ni değil Fransız İhtilali'nin bile tam olarak ne olduğunu anlayamamış, basit bir ayaklanma ve karışıklık olarak görmüştür. Bunun en büyük sebebi elbette 1595'te calugareni'de (yergöğü) denen yerde Akıncı Ocağını kaybetmesidir. Bu faciadan sonra Osmanlı bir daha yeni bir Akıncı Teşkilatı kuramadı. Osmanlı'da Akıncı'lar komşu ülkelerde istihbarat faaliyetleri de yürütüyordu. Ayrıca Avrupa ülkeleri çok erken dönemde birbirlerinin başkentlerinde ve İstanbul'da kalıcı sefaretler kurmaya başladı. Bu elçiliklerde istihbarat faaliyetleri yapılıyor, raporlar kendi ülkelerine gönderiliyor, kendi ülke tüccarlarına ticarette destek olunuyordu. Osmanlı'da ise gereksiz şekilde kendini üstün görme hezeyanı sebebiyle diğer ülkelere dâimî elçilikler çok geç açılmıştır(Londra 1792,Paris, Berlin, Viyana). Ayrıca Sanayi Osmanlı'ya gelse bile özel sektörde sermaye eksikliği sebebiyle yine Devlet'in tekelinde kalacaktı. Nitekim çok geç bir tarihte ancak 1850'lerden sonra Avrupa'daki gibi bazı makinalar gelse bile bu faaliyetler Devlet'in askeri amaçlı atölyeleri olmaktan öteye gidememiştir.
2. Eğitim sisteminin yeterli kalitede olmayışı Elit yetişmemesinin ikinci sebebidir. Bunda Osmanli'nın aslinda çok kabahati yok. Burda da iki durum buna sebep uyordu.
a)Birincisi Osmanlı Daha kurulmadan önce İslam Medeniyetinde Kütüphane ve değerli kitap kalmamıştır. İnternetten önce bilginin kalıcı olabileceği ve bu yolla başkalarina ve yeni nesillere aktarılabildiği tek kaynak kitaplardı. İslam Medeniyetinin Altın Çağında Yunanca'dan Bilimsel eserler Arapça'ya çevrildi ve okundu. Bu bir temel oluşturdu. Bunların üzerine özgün fikirler, çalışmalar ve deneyler ile katkı yapılarak ciddi bir birikim oluşturuldu. Bu eserler Avrupa klise baskısı ile karanlık çağı yaşarken İslam Medeniyetini Dünya'nın bilim merkezi haline getirmişti. Avrupa Ronesans'ı yaşarken bu eserler Endülüs'te(İspanya'da) Avrupa dillerine kazandırılmaya başlanmıştır. Bu kitaplar Abbasi döneminde Bağdat'taki Beytül Hikmet Medrese'sinin Kütüphanesinde ve İskenderiye Kütüphanesinde idi. Bu iki kütüphaneden İskenderiye'deki Haçlılar tarafından yakılmıştır. Bağdat Kütüphanesi ise Selçuklu zamanında Moğollar tarafından yakılmıştır. Kitaplar yanınca bilgiler bir insan nesli içinde yok oldu. Osmanlı kurulduğunda malesef İslam dünyası karanlık çağa yeni başlıyordu. Bu da ciddi bir medrese ve kütüphanenin olmayışını doğurdu. Avrupa'nın hristiyan oluşu ve askeri anlamda Osmanlı'dan zayıf görünüşü Avrupa'dan bu eserleri alıp tekrar çevirip tekrar kütüphane kuracak birikimde yöneticilerin de olmamasını da perçinledi.
b) Medrese'lerde İslam Dini ve Bilim yan yana öğretilirdi. Bilim'in az önce bahsettiğim sebeplerle zayıflaması Medrese'lerde ağırlıklı olarak dini eğitim verilmesini doğurmuştur. Bu da Bilim'den beslenmemiş ve hatta bilimden korkan bir dini zümre oluşturmuştur. Bu sebeple Bilim alanında girişimler de dini baskıya takılmıştır.
Merhaba. Bu paragrafları keyifle okudum. Kaynak nedir, bu bir özet mi yoksa birçok kaynaktan toplanmış bu konu hakkında bir çıkarım mı? Osmanlı ile ilgili hiçbir birikim ve bilgisi olmayan henüz okumamış biriyim bana hangi kitapları önerirdiniz
Katherine -, Merhabalar, öncelikle tek bir kaynaktan değil bir çok kaynaktan edindiğim bilgilerden aklıma gelenleri yazdım. Yaşım gereği belli bir birikime ulaşma fırsatım oldu.
Tarih öğrenmede önce doğru tarihçiden okumak çok önemlidir. Çünkü tarih yazımında tarihçi birincil kaynakları yorumlar ve tez üretir. Ürettiği tezi de farklı kaynaklarla kanıtlar. Farklı bir tarihçi ise o birincil kaynağı farklı yorumlayarak farklı ek kaynaklarla farklı bir tez de üretebilir. Ancak ve ancak çok sayıda kaynak kullanılıp karşılaştırılarak hangi tezin doğru olduğu anlaşılır. Örneğin Osmanlı Hristiyan devletlerle Avrupa'da manevi bir amaçla yani Gaza için mi savaştı? Yoksa Avrupalı oryantalistlerin iddia ettiği gibi sadece maddi bir amaçla yani yağma için mi savaştı? Hangi tezin doğru olduğunu kullanılan kaynakların fazlalığı ve bu kaynakları rasyonel yorumlama ortaya çıkarır.
Osmanlı Tarihi hakkında meraklı olanlara ilk tavsiyem tabiki hocaların hocası Halil İNALCIK olur. Onu sadece bilgisinden dolayı değil kullandığı dilin de rahat anlaşılabilir, keyifli ve akıcı oluşundan dolayı öneririm. Olayları genelde mantık zeminine oturtarak ve gerektiğinde diğer devletlerle ve o dönemki dünya ile karşılaştırmalı olarak akıcı şekilde anlatır. Tüm kitaplarını okuyabilirsiniz. Bazı öneriler:
"Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı",
"Fatih Sultan Mehemmed Han: Iki Denizin Hakani Kayser-i Rum",
"Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi Sultan ve Siyaset"(2 cilt)
"Osmanlı İmparatorluğu Klâsik Çağ (1300-1600)",
"Osmanlılar: fütühat, imparatorluk, Avrupa ile ilişkiler"
Diğer kitaplarından da özellikle daha yakın tarihli çıkmış olan eserleri okunabilir.
Sonra önereceğim Tarihçi İlber Ortaylı'nın eserlerinden bazıları olur.
"Türklerin Tarihi"(2 cilt)
"İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı"
"Türkiye teşkilât ve idare tarihi"
Ayrıca genel başvuru kaynağı olarak Türkiye'deki en iyi en bilimsel ansiklopedilerden olan İslam Ansiklopedisi'ni öneririm. İnternette açık kaynak halinde de mevcut. İstediğiniz olayı istediğiniz padişahı google'da sonuna "islam ansiklopedisi" yazarak aratıp ordan okuyabilirsiniz. Çeşitli şehirlerin ya da ülkelerin Selçuklu ve Osmanlı devrindeki tarihlerini de burdan araştırabilirsiniz. Bu ansiklopedinin müellifleri gayet iyidir. Sonradan bu yazarların kitaplarını da bulup okuyabilirsiniz.
Ayrıca yine genel başvuru kaynağı olabilecek İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI'nın "Büyük Osmanlı Tarihi" 6 cilttir hepsini baştan sona okumak uzun sürer biraz zordur. Merak ettiğiniz konuyu açıp araştırabilirsiniz.
Bu tarihçilerin tamamı birbirleriyle %100 aynı değildir elbette. Bazı olayları bazı konuları farklı yorumlarlar. Siz inceleyip içlerinden size uygun olan çıkarımları yapabilirsiniz. Saygılarımla.
@@orkunyucel3095 Öncelikle böyle uzunca, emek geçilmiş bir cevap için teşekkür ederim. İslam ansiklopedisinden bihaberdim, öğrendiğim çok iyi oldu. Gösterdiğiniz kaynaklar ve rehberliğiniz için de çok teşekkürler, hangi kitaplardan başlayacağıma ve hangilerini seçeceğime dair hiçbir fikrim yoktu, bu kaynaklar beni uzunca bir süre götürür ve çok iyi bir temel olacağına eminim. Bilimle ve sanatla kalın🙏🏻
@@orkunyucel3095herkese merhaba. muhreşem bir düşünce tarzı..
Eline sağlık harika yazmışsın
Hayatımı değiştiren Adam.İyiki varsın
Benim de hayatımı degistiyor şuan,Celal Şengörle tanıştıktan sonra hayata bambaşka bakmaya başladım. Mükemmel bir insan
Ya şu tatlılığa bak adamdaki :) biz yaşlanınca ceset gibi gezeceğiz
Çok kaliteli sonsuz teşekkürler
Bilgiyle Sohbet, önerdiği kitabı 4 yıl önce satın alıp kapağını açmadığım için içim sızladı... yarından tezi yok. Porgram da bi nevi kitabın ismi gibi olmuş. Herkesin emeğine sağlık. 🐺🏋️♂️
@Xharrow
Araç kullanıyorum Kusura bakmayın, internetten kopyalıyorum;
bilgiyle sohbet - a. m. celal şengör
avrupa bilimler akademisi’nin ve amerikan bilimler akademisi’nin ilk türk üyesi, rus bilimler akademisi’ne fuat köprülü’den sonra seçilen ikinci türk, türkiye bilimler akademisi’nin en genç kurucu üyesi, tübitak bilim ödülü kazanan en genç bilim adamı... iki şeref doktorası, paris’te collège de france’da profesörlük, ulusal ve uluslararası otuz bir adet şeref payesi ve ödül. tüm bu nitelikleri şahsında toplayan prof. dr. a. m. celâl şengör halen istanbul teknik üniversitesi maden fakültesi jeoloji mühendisliği bölümü ile avrasya yer bilimleri enstitüsü’nde görevini sürdürmektedir. dünyanın en saygın jeolog, bilim adamı ve üniversite hocalarından biri olmasının yanı sıra prof. şengör’ün en önemli özelliği hayata bir bütün olarak bilim çerçevesinden bakmasıdır. bu anlamda kelimenin tam anlamıyla bir “akademisyen”dir. prof. şengör’ün yirmi yılı aşkın süreyle çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan yazıları ve farklı platformlarda yaptığı konuşmalarının metinleri elinizdeki kitapta bir araya getirilmiştir. prof. şengör bilimsel birikimini elbette yine başta bilim olmak üzere eğitim, tarih, arkeoloji, coğrafya, edebiyat, toplum ve kültür gibi pek çok alanda okurlarla paylaşıyor. herkesi bilgiyle sohbet’e davet ediyor
Harika bir insan hic bir zaman ölmeyecek bir insan .
Dokuz Eylül Makina mühendisliğinde 1. sınıf öğrencisiyim Türkiye'de başarılı denilebilecek bir öğrenciyim sanırdım bu videoyu izleyene kadar Celal hocama çok teşekkür ederim ne kadar bilgisiz olduğumu gösterdiği için.
MAKİNE doğrusunu öğren
Okuduğun bölümün adını doğru yazamıyorsun başarılıyım diyorsun.
mehmet can kocakurt çünkü makina mühendisliği yazıyor öğrenci kartımda
Atacan Demir kartımda makina mühendisi yazıyor makina veya makine ikiside TDK ya göre doğru benim bölümümü benden iyi bildiğini mi düşünüyorsun ?
Atacan Demir yıldız teknik makine yazar dokuz eylül makina yazar ikiside doğrudur birine sallamadan önce lütfen iyi araştır .
40:09 Dünyanın en içten "inanılmaz"ı bu olsa gerek
Defalarca dinledim çok teşekkürler
Cok icten cok güzel gülüyor sevgili Celal Sengör ❤
benim en büyük değerlerimden biri olan Alexander the Gereat (2004), sonunda bir entellektüel tarafından şiddetle övüldü. Şu filmin değeri imdb fukaraları yüzünden bir türlü bilinenedi. Müziklerinden, görüntü yönetmenine, kurgusundan oyunculuğa, tam bir başyapıt ama gel gör ki fukara puanı 5.4
Avengers 8.7 veren bir sistemi pek fazla ciddiye alma
Teşekkürler
67 yaşında bir insan olarak seni dinlerken cahilliğimden utanıyorum. Seninle tanışmadan ölürsem gözlerim açık giderim.
Nargile eşliğinde.. adam bu adam
Sizi attığınız tekli videolardan da takip ediyordum. Yorumlardaki tepkilerin de etkisiyle uzun bir video alternatifi yapmanız iyi olmuş. Benim değinmek istediğim şey başka. Dün ulusal bir kanaldaki bir programda Fazıl Say'ın evini ziyaret ettiği videoyu izledim. Orada "dünyaca ünlü" olduğunu kendileri de belirtmesine rağmen Fazıl Say'a, "konserleriniz niye hep dolu oluyor" diye bir soru sorup ciddi ciddi cevap beklediler. Sizin sorularınız izlediğim başka başka röportajlarla da mukayese edilemeyecek kadar kaliteli. İlber Ortaylı, Ahmet Arslan, Mahfi Eğilmez, Erol Mütercimler, Özgür Demirtaş gibi diğer önemli insanların videolarını da bekliyoruz. Başarılarınızın devamını dilerim. 👍🏽😊
Erol Mütercimler mi ? sjjsjs
Özgür Demirtaş ile Sayın Şengör ve Sayın Ortaylıyı mukayese etmek...
Sayın hocam saygılar.. çok güzel bir monolog olmuş.. Yakarsa dünyayı elitler yakar. Hocam
Ne? Hugh Laurie mi? Celal hocam bunu Türkiyede dile getiren ilk insansınız. Teşekkürler.
Önerilen filmler, belgeseller, kitaplar harika
Özlem?
@7.04 yoo... biz aynısını birkaç sene önce İÜ Edebiyat Fakültesinde yapıyorduk... çakırkeyf bir halde yeri geliyordu Sovyet marşları söylüyorduk, yeri geliyordu Ode an die Fraude söylüyorduk, yeri geliyordu Da Pacem Domine söylüyorduk. Yani bunda pek abartılacak bir şey olduğunu düşünmüyorum şahsen.
pekiii sensssiinn
Çok teşekkür ederim, büyük bir zevkle izledim, sağolun.
UA-cam Türkiyenin en iyi içeriği
A.Bilgili/Bilim Ne Değildir.. bu eseri okuyun.. Şengör'ün içyüzünü öğrenin..
Celal bey mutlu bir insan 🧿🧿🧿
Elinize Sağlık,çok emek vermişsiniz.
Boyle videolar izleyince nedense yutkunmaktan zevk alıyorum
Gölde 7 kat olmazmiş..evreni mi gezdin uydurukcu dinsiz.
tamam röpörtaj çok iyi fakat kardeşim hocanın söylediği eserleri bi görsel ile sağda gösterseniz daha iyi olmaz mı?
Bir kurgu mevzusundan dolayı ekleyemedik Mustafa ancak ayrı ayrı bölümlerde bahsettiğin olay mevcut. İlgilendiğin bölümleri bulman için seninle listeyi paylaşıyoruz:
ua-cam.com/play/PLHfG3AEUvFzBpe-9UK9UrL9NJll1I7FvZ.html
23:20 İhsan Ketin, Sırrı Erinç muhteşem!
Yeni abonenizim. Tebrikler! Gayet hoş bir içerik olmuş. Videolarınızın devamını sabırsızlıkla bekliyorum. Başarılar!
_Tutku hâlinde bağlanacağı bir konu bulmak lazım aksi hâlde ziyan olunur._
Bir zamanlar bir elit vardı
Yağlıydı ama jeolojinin babasıydı
En son şaplak attı
Elitlik yapayım derken hayatı kaydı
Sayın Şengör elit insan özelliklerini taşıyan insan etrafına da örnek olur. Çok doğru söylüyorsunuz.
60 lı 70 li yıllarda toplum eğitime ve görgüye çok önem verirdi.
Hocaların hocası kıymeti bence bilinen adam. Biz biliyoruz, ben biliyorum en azından.
Çok büyük adamsın Celal Şengör çok
Hocanin bahsettigi, kisiler, kitap , film ve belgesel isimlerini altyazi olarak yazabilseydiniz veya yazarsaniz cok makbule gecer, bunlardan yararlanmak isteyenlere cok yardiminiz dokunur. tesekkur ederim
Celal Şengör'ün önerdiği filmler ;
1) Los Magnificos Flying Machine
2) My Fair Lady
3) Çöküş
4) Memphis Belle
Celal Şengör'ün önerdiği kitaplar ;
1) Nutuk (Mustafa Kemal ATATÜRK)
2) Bilgi İle Sohbet (Celal Şengör)
3) Hasan-Âli Yücel ve Türk Aydınlanması (Celal Şengör)
4) Cyrano De Bergerac (Çeviri : Sabri Esat Siyavuşgil)
5) Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar (Mehmet Fuat Köprülü) .......
@@rukiyesolak7217 çok teşekkürler
Asım Şengör'ü o kadar fazla kıskandım ki küçükken kendi bilgisayarını yapması gibi bir çok olaya aşırı özendim bir gün bir çocuğum olursa ona da tıpkı Celal Bey'in Asım Bey'e baktığı gibi bakmak isterim.
Bence elitlik insanın ruhunda olacak, elit olamamış bir profesörün öğrencisine diplomadan başka verebileceği hiç bir aydınlanma olamaz
Tam aradığım kanal .Hemen abone olup bildirimleri açtım ve beğendim.Teşekkürler
Tiksiran aksiran kusan atlayan ziplayan youtuberlarin milyonlar izlenip bu adamin bu izlenme sayisinda kalmasi da ne bileyim insan bi dusunmuyor degil
Kanaldaki diğer bilim adamlarının izlenme sayısına bakıyorum, Celal Şengör'ün bu mülakatına bakıyorum, resmen katlamış, kalite de, elitte, insanların merakı da ortada... Diğer bilim adamları düşünsün..
those magnificent men in their flying machines ilk söylediği flim bulamadım böyle bir flim bulabilen varmı acaba ?
Hocam saygılar sevgiler
Adam ateist olduğu için tarafsız, tarafsız olmasını seviyom
celal sengor tarafsız mı..
Ateist tarafsız mi olur ?
çok güzel düzenlenmiş bir video çok beğendim
48:20 çok tatlı değilmi yaa? :-D
A.Bilgili/Bilim Ne Değildir.. bu eseri okuyun.. Şengör'ün içyüzünü öğrenin..
@@uozkan77 boş yapma lan i
"Mühim olan, tutkunun peşinden gitmek"
Emeğiniz için teşekkürler :)
Bende bregenz liyim celal hocam
inanılmaz müthiş
Dehşetül vahşet
Kapanış müziğiniz muhteşem.
54.50 sona koymuşlardır diyip sonu açtım bonusları buldum.
Bonuslar hangi dakikalarda ? Vakti olup izleyen biri varsa yazabilir mi ?
Minaredenatbeniinaşağıtutbeni bonuslar kaçtan başlıyo??
Sondakilerden başka yok sanırım
Minaredenatbeniinaşağıtutbeni eyvallah
baya fazla bonus var konujsmlara da kesilmemis yerler var
Ahmet arslan hocada gelse şahane program olur
Bilimine ilmine bilgisine söz yok ama kendini dinlettirme yeteneği var
Cumhuriyet tarihinin buyuk bilim insani SENGOR.
Video boyunca yaptıklarım :
1) Celal Şengör'ün yüzüne bakmak.
2) Celal Şengör'ü dinlemek.
3) Celal Şengör'ün ayağını izlemek.
Nasıl tatlı nasıl kıymetlisin Celal hocam.Rabbim islama bağışlasın💖💖💖🥹.
Neden hangi dakikada hangi bölümün olduğu yazmıyor?