Beklenen & Bekleyen - Necip Fazıl Kısakürek I

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 27 лип 2024
  • Necip Fazıl Beklenen şiirinin hikâyesini belki duydunuz belki de hiç bilmiyorsunuz. Aslında çok uzun ve derin bir hikâyeye sahip bir aşk öyküsünün yansımadır Beklenen şiiri. Ben bu hikâyeyi sizlere uzatmadan kısaca anlatmak istiyorum ve kendi yorumlarımla… Aşkın en dolu ve temiz zamanları aslında üniversite yılları. O dönemin gölgesinde filizlenen bir sevgi tomurcuğunun hikâyesi Necip Fazıl Beklenen şiiri. Geçmiş ve geleceğe aynı anda tanıklık eden bir yaşam öyküsü onunkisi. Yaşamın içinden aynı zamanda da güzelliklerle dolu bir hikayenin şiiri’dir Beklenen. Yaşantısının ardındaki gizemi bize her seferinde farklı bir boyutuyla gösteren yazar bu sefer de aşk hayatındaki gizemi Beklenen şiiri sayesinde bize aktarmış. Türk Edebiyatı için çok önemli ve saygıdeğer bir yeri bulunan Kısakürek, hayatı, anıları ve eserleri ile günümüze hem ışık tutuyor hem de aşkın, sevginin en saf halini bize gösteriyor.
    Necip Fazıl Beklenen Aşkı
    Necip Fazıl Ankara’da öğrenciyken yazar bu şiiri. Bir voleybol maçında genç bir delikanlıyken aslında maçı değil de oyuncuların arasından güzel bir kızı takip ettiğini fark ettiği an başlar hikâye. Kız da onu fark etmiştir aslında, karşısındaki çocuk okulun tanıdık simalarındandır çünkü. Oyun oynanırken set değiştiğinde bile kızın karşısında, ona bakmak için yerini değiştirir o genç çocuk. Kız ona gülümser, çocuğun kalbinde güller açar. Daha sonrasında gel zaman git zaman o genç çocuk yani Necip Fazıl o voleybol maçlarını kaçırmaz hale gelir. Herkes de durumun farkındadır aslında. Bu iki geç birbirine bir şey hissetmeye başlamıştır. Hatta zamanla artık âşık olmuştur Necip Fazıl. En sonunda dayanamaz voleybol takımının kaptanıyla konuşur. Kaptan anlayışlı çıkar hafta sonu bir konser vardır oraya gelmesi halinde tanışabileceklerini söyler. Bizim delikanlı yani Necip Fazıl, mutluluktan havalara uçar. Geceleri uyuyamaz. Konsere giderken kalbi yerinden çıkacakmış gibi atar.
    En sonunda içeriye girerken kaptan tanıştırır ikisini. Ellerini sıkarlar birbirlerinin. Necip Fazıl unutmaz o anı. O kadar güzel hisseder ki. Devamında da içeride kaptan içerde küçük bir hamleyle ikisini yan yana getirir. Uzun bekleyişlerin ardından yan yana kalırlar en sonunda. O kadar güzel hisseder ki zaman dursa umurunda olmazdı sanki. Çıkışta da birbirleriyle konuşurken haftaya Adana’da maçlarının olduğunu, seni maçlarımızda görmeye çok alışmıştık keşke Adana’da da olsaydın bizimler derler bizim genç delikanlıya. O da cebindeki paraya bakar, gidip gelebileceğini görür ve düşünemeden gider. O an Adana’da anlamıştır belki de o kız. Sonra döndüklerinde kızın defterinin arasında bir not. O güzel duygular, bir dörtlüğe bir paragrafa anlatılır gibi anlatmış Necip Fazıl;
    Ne hasta beklerdi sabahı
    Ne taze ölüyü mezar
    Bekleyen
    Ne de şeytan bir günahı
    Seni beklediğim kadar!
    Sonrasında…
    O an anlar kız, ona duyulan aşkın gerçekliğini. Karşısında gördüğünde Necibi karşısında gördüğündeyse ‘senden hoşlanıyorum ama senden önce tanıştığım biri vardı. Onu da hayatımdan o kadar kolay çıkaramam. İkiniz arasında seçim yapmam gerekecek.’ Der. O genç delikanlı dağılır, yıkılır, kül ama belli etmez. Aradan aylar geçer hala o kıza duyduğu aşk kalbinin en derinlerinde onunla birlikte yaşamaktadır. Bir gün kapısının çaldığını duyduğunda kapıyı açar. Karşısında o kızı görür. Aslında beklediği an gelmiştir belki de. Kız ona artık birlikte olabileceklerini söyler. Ona olan aşkından bahseder. Onca ayın sonunda, onca çektiği acıların sonunda beklediği olmuştur ama o kendisine yapılanı yediremez. İçeri gider boş kâğıda bir dörtlük daha yazar. O kâğıdı da kıza verir, sonra da kapıyı kapatır. Kağıtta yazanlar şunlardır:
    Geçti istemem gelmeni
    Yokluğunda buldum seni.
    Bırak vehmimde gölgeni
    Gelme artık neye yarar!..
    Bekleyen
    Sen, kaçan ürkek ceylânsın dağda,
    Ben, peşine düşmüş bir canavarım!
    İstersen dünyayı çağır imdada;
    Sen varsın dünyada, bir de ben varım!
    Seni korkutacak geçtiğin yollar,
    Arkandan gelecek hep ayak sesim.
    Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
    Enseni yakacak ateş nefesim.
    Kimsesiz odanda kış geceleri,
    İçin ürperdiği demler beni an!
    De ki: Odur sarsan pencereleri,
    De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran!
    Göğsümden havaya kattığım zehir,
    Solduracak bir gül gibi ömrünü,
    Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir,
    Bana kalacaksın yine son günü.
    Ölürsün… Kapanır yollar geriye;
    Ben mezarla sırdaş olur, beklerim.
    Varılmaz hayale işaret diye,
    Toprağında bir taş olur, beklerim…
    &&&...
    Beklenen
    Ne hasta bekler sabahı,
    Ne taze ölüyü mezar.
    Ne de şeytan, bir günahı,
    Seni beklediğim kadar.
    Geçti istemem gelmeni,
    Yokluğunda buldum seni;
    Bırak vehmimde gölgeni,
    Gelme, artık neye yarar?
    Necip Fazıl KISAKÜREK
    Yorum/ Ali Yıldırım

КОМЕНТАРІ • 18