Sesli Okumalar - 2. Bölüm ''Satırlardan Sadırlara'' Sosyal medya öncelikle bireyin kendi kendine kalmasını engelliyor. İnsanların kendini tanımaya ayıracak zamanı kalmadı. Düşünce ve duygularını derinlemesine idrak edemeyen, özeleştiri yapmaya vakit bulamayan bir bireyin, iiçindeki insan potansiyelini önce fark etmesi, sonra da kuvveden fiile geçirmesi mümkün olmayacaktır. Altıncı duyu organı haline gelen cep telefonu ile sürekli sosyal medyayı takip eden kişilerin kendilik algısı, içgüdüsel tepkiler düzeyindedir. Bu yüzden şimdilerde dillerde dolaşan aslında çok önemli bir kelime olan 'farkındalık', içi boş kelimeler kervanına katılmıştır. Oysa beşerden insana doğru olan o uzun iç yolculuk, sosyal kişinin nefs-i emmareden kurtuluşu, yani nefs denen varlığı fark etmesi ile başlar. Sosyal medyanın ikinci olumsuz etkisi, hız ve yüzeysellik ile ilgili. Sosyal medyanın erişim ve kullanığım kolaylığı nedeniyle kişiler, tanıdığı ve tanımadığı başkaları ile hızlı ve yüzeysel, ancak sürekli bir iletişim halindeler. Kimsenin bir paylaşımı hakkıyla anlayabilmek için zzaman 'harcamaya' vakti yok! İletişim adeta vur-kaç şeklinde yapılıyor. Herkes her şeyi söylemekte özgür olduğu için, kendilik kontrolü olmayan bireyler arasında yoğun bir haddini bildirme yarışı var. Sabır gibi bir haslete sosyal medyada yer yok ve karşısındakini anlamak için çaba sarf etmek için de zaman kalmadı. Onaylanma, beğenilme, takdir edilme isteği ve beklentisi insanın fıtratından kaynaklanan asli ihtiyaçlarındadır. Bu durumda ister geleneksel, ister ataerkil, ister modern olsun birey için bir 'elalemden' kurtulmak mümkün değil gibi görünüyor. Oysa kelime anlamlarından biri 'rıza ve teslimiyet' olan İslam, insana kurtuluş yolunu gösteriyor. Düşünce, duygu ve davranışlarında Allah'ı hoşnut etmeyi, Yaradan'ın takdirini kazanmayı isteyen ve bunun için halini etrafa sergilemeksizin gayret ve sabır gösteren kişi, rıza yolunda ilerledikçe elalemin baskısı azalacak; rıza kapısından geçtiğinde ise bu tür baskıları hissetmeyecektir bile. Mesele halk içinde Hak ile beraber olabilmektir... . . . Konya Diyanet Gençlik Moderatör&Editör: Abdülkerim Temizcan Seslendirme&Kurgu: Seyithan Kalkan Sesli Okumalar serimizin 2. Bölümü'nde Diyanet Vakfı'mızın, her konusunu farklı isimlerin kaleme aldığı ''Ailede çözülme ve Sosyal Medya Etkisi'' bölümünden, Fatma Beğlü Dikeçligil Hanımefendi'nin yazısından kısa alıntılar yapılarak seslendirilmiştir.
Sesli Okumalar - 2. Bölüm
''Satırlardan Sadırlara''
Sosyal medya öncelikle bireyin kendi kendine kalmasını engelliyor.
İnsanların kendini tanımaya ayıracak zamanı kalmadı.
Düşünce ve duygularını derinlemesine idrak edemeyen, özeleştiri yapmaya vakit bulamayan bir bireyin,
iiçindeki insan potansiyelini önce fark etmesi, sonra da kuvveden fiile geçirmesi mümkün olmayacaktır.
Altıncı duyu organı haline gelen cep telefonu ile sürekli sosyal medyayı takip eden kişilerin kendilik algısı,
içgüdüsel tepkiler düzeyindedir. Bu yüzden şimdilerde dillerde dolaşan aslında çok önemli bir kelime olan 'farkındalık',
içi boş kelimeler kervanına katılmıştır. Oysa beşerden insana doğru olan o uzun iç yolculuk, sosyal kişinin nefs-i emmareden kurtuluşu,
yani nefs denen varlığı fark etmesi ile başlar.
Sosyal medyanın ikinci olumsuz etkisi, hız ve yüzeysellik ile ilgili.
Sosyal medyanın erişim ve kullanığım kolaylığı nedeniyle kişiler, tanıdığı ve tanımadığı başkaları ile
hızlı ve yüzeysel, ancak sürekli bir iletişim halindeler.
Kimsenin bir paylaşımı hakkıyla anlayabilmek için zzaman 'harcamaya' vakti yok!
İletişim adeta vur-kaç şeklinde yapılıyor. Herkes her şeyi söylemekte özgür olduğu için,
kendilik kontrolü olmayan bireyler arasında yoğun bir haddini bildirme yarışı var.
Sabır gibi bir haslete sosyal medyada yer yok ve karşısındakini anlamak için
çaba sarf etmek için de zaman kalmadı.
Onaylanma, beğenilme, takdir edilme isteği ve beklentisi insanın fıtratından kaynaklanan asli ihtiyaçlarındadır.
Bu durumda ister geleneksel, ister ataerkil, ister modern olsun birey için bir 'elalemden' kurtulmak mümkün değil gibi görünüyor.
Oysa kelime anlamlarından biri 'rıza ve teslimiyet' olan İslam, insana kurtuluş yolunu gösteriyor.
Düşünce, duygu ve davranışlarında Allah'ı hoşnut etmeyi, Yaradan'ın takdirini kazanmayı isteyen
ve bunun için halini etrafa sergilemeksizin gayret ve sabır gösteren kişi, rıza yolunda ilerledikçe elalemin baskısı azalacak;
rıza kapısından geçtiğinde ise bu tür baskıları hissetmeyecektir bile.
Mesele halk içinde Hak ile beraber olabilmektir...
.
.
.
Konya Diyanet Gençlik
Moderatör&Editör: Abdülkerim Temizcan
Seslendirme&Kurgu: Seyithan Kalkan
Sesli Okumalar serimizin 2. Bölümü'nde Diyanet Vakfı'mızın,
her konusunu farklı isimlerin kaleme aldığı ''Ailede çözülme ve Sosyal Medya Etkisi'' bölümünden,
Fatma Beğlü Dikeçligil Hanımefendi'nin yazısından kısa alıntılar yapılarak seslendirilmiştir.