Bu konuya ciddi derecede merak sardığım zamanlarda şöyle bir teori okumuştum. Gordon Childe ilk yerleşimlerin nehir veya genel ismiyle akarsu kıyılarında başladığı yönünde bir tez ortaya atıyordu ve yanılmıyorsam Braidwood ise; ilk yerleşimlerin nehir kıyıları yerine dağ eteklerinde olduğu tezini ortaya atıyordu ve şuan yapılan kazılarda bunu destekleyen izlere rastlıyoruz. Hatta en dikkatimi çeken şuydu; dağ eteklerinde ve daha yüksek yerlerde yerleşim kurma fikri bir liderin ya da grubun yönetme ve egemenlik kurma arzusundan türemesiydi. Çünkü; buralarda kurulan bir egemenlikte kaynaklar daha kıt olacağı için lidere ve gruba bağlılığı artacak ve egemen gücün nüfuzu genişleyecekti. Şuan bile baktığımızda daha kıt kaynaklarla yaşayan insanlarda belirli bir gruba ait olma hissi daha fazla ve itaatkarlıkları daha da fazla. Bu tezi okuyalı 3-4 sene olmuştur hatırladığım kadarıyla yazdım yanlışlarım olmuş olabilir, güzel anlatımdı teşekkürler :)
@@bedirhansezer6431 Bahsettiğiniz Medeniyetlerden neyi kastettiğinizi anladım ama o medeniyetleri maksimum MÖ 4000 en geç MÖ 4500'e götürebiliyoruz ama benim bahsettiklerim MÖ 10.000'ler den 6.000'lere kadar olan dönem. Bahsettiğiniz medeniyetlerde(Sümer, Hatti, Mısır) farklı olgularda devreye giriyor onlar artık kitlesel tarım üretimi yapan medeniyetler
Ben yine de anlayamıyorum yerleşik hayata geçişin nedenini. Tarım dediğin şey bugünkü gibi bir tarım değil, verimi az ürünler kalitesiz. Öte yandan hayvancılığı yapmak için de yerleşik hayata geçilmesine gerek yok ama yerlesik hayata geçince açık hedef oluyorsun. İstediği kadar ordusu olsun, baskınlara açık ve karşı hamle yapamaz çünkü düşman sürekli yer değiştiriyor... Gerçekten çok derin bir konu
Zaten çok uzunca bir süre tarım yapan toplumlar göçebe toplumlarca fethedilmiştir. Ama bahsi geçen göçebe toplumlar hep asimile olmuşlardır. Yerleşik hayat silahla değil kültürle yok ediyor göçebeleri. Nedenini tam açıklayamasam da göçebe insanların kültürel mirasının daha geçici olması bir faktör olabilir gibi. Yalnız yaşanılan araziyle kesin bir ilinti olmalı çünkü göçebe yaşamın olduğu ve yerleşik yaşamın olduğu bölgeler sanki biraz statik gibi.
@@onurgudemez4267 kim kanka? Mesela bir grup var yüz kişilik, liderleri yerleşik hayata geçmeye karar verdi. Bunu güvensiz bulanlar ayrılır gruptan olur biter ya da bunlar mecburen sulak ve verimli yerlerde geçecekler yerleşim hayata. Bir baskin yerler, kalanlar bu fikrin mantıksız olduğunu anlayarak vaz geçer falan... kim kimi nasıl zorlayabilir ki dönemde?
Araştırmak istediğim bir konuydu ve en sevdiğim kanallardan birinin seri halinde başlattığını görünce mutlu oldum. Seriyi hiç atlamadan izleyeceğim, şimdiden emeğinize sağlık.
Tüm farklı argümanları defalarca dinledim, argümanlar hep ya öyle ya da böyle diyor. Hâlbuki avcı toplayıcıların tohumu evcilleştirmeyi öğrendikleri gibi tarıma geçtikleri ve böylece yönetici sınıf oluştuğu tezi veya yönetici sınıfın bunu zorladığı tezinin arasında bişey olmalı bana kalırsa. Videoda da kültür tarım devriminden sonra çıktı ya da kanunların ortaya çıkışında hammurabiye gönderme yapıldı. Burada günümüzde kullandığımız kavramlar ile o günleri açıklamaya çalışırken kavram karmaşası yaşanıyor bence çünkü kültür ya da kanun videoda bahsedildiği gibi günümüz anlamıyla tarım devrimi sonrasi ve Hammurabi kanunları gibi örnekler ile bağdaşır fakat avcı toplayıcıların da ateş başında birbirlerine anlattıkları büyük felaket ve kahramanlık öyküleri olmalıydı keza mağaralara çizdikleri av sahneleri de kültürün bir parçası değil de nedir. Yine maymunlara bakarsak onların da grup içi hiyerarşileri var buradan yola çıkarak avcı toplayıcılar arasında da o grubun lideri ve lider etrafında belkide yavaş yavaş belirmeye başlayan bugünkü manasıyla olmasa da bir yönetici grubun oluştuğunu düşünebiliriz. Ayrıca bu avcı toplayıcı gruplar birbirleri ile savaşmış ve zaman zaman iş birliği de yapmış olmalılar. Mesela göbeklitepe örneği tarım devriminin erken dönemlerine dair birçok bulgu veriyor, daha tamamı kazılmamış ve katıldıkça bir önceki argümanları yıkar şekilde bulgulara ulaşılsa da göbeklitepe öncesi benzer bölgeler olmuş olmalı. 80-100 kişi arası bir örgütlenmeye imkan veran avcı toplayıcı grup modeli zaman içerisinde iklimin de değişimi ile daha fazla kişinin örgütlenmesini ve bu örgütlenmenin bir liderin ötesinde farklı mekanizmaların devreye girmesi gerektiğini düşünebiliriz. Ayrıca bu grupların yer yer karşılaşması ve kendi bölgelerini belirlemeleri bazen bir araya gelip etkileşime geçmeleri sonucunda işbirliği ve karşılıklı anlaşmalar yapılmış olabilir. Sonuç olarak bölge paylaşımı yapılmış olabilir. Hatta bu anlaşmayı destekler nitelikte çiftleşme festivali düzenlenmiş olabilir. Hatta göbeklitepe gibi kült alanları bu toplulukların ortak kurduğu yerler olabilir. Bu aşamada ise yarı tarım yarı hayvanların evcilleştirilmesi ve bir yandan da avcı toplayıcılık devam etmiş olabilir. Böylece tarımsal üretim yavaş yavaş kaçınılmaz olarak ortaya çıkmış, bu üretimde karşılaşılan sorunlar neticesinde gıda stoklama bunun neticesinde devlet mekanizmasını oluşturacak çeşitli görevler ile yönetici sınıf ortaya çıkmıştır diye bir senaryo zihnimde canlanıyor. Eğer halihazır var olan arkeolojik bulgular ve antropolojik çalışmalar arasında söylediklerime bariz ters düşen kanıtlar varsa lütfen bilgilendirin.
Videoda yanlış ve popüler kültür söylemi olduğunu düşündüğüm o kadar çok ifade var ki hangisine değinmek gerekir emin değilim. Determinist bir bakışla olduğu aşikar. Tarım devrimi öncesi değişen ekosistem ve son buzul çağından bahsetmeden süreci kavramak mümkün değil. Tarım devrimi ve kültür ile kurulan bağ ise antropolojik olarak yanlış. Konuyla alakalı birçok kitap önerilebilir, Skalnik ve Claessen'in Erken Devlet ve Harris'in Yamyamlar ve Krallar kitaplarına bakabilirsiniz mesela. Asya tipi ve Mezoamerika'da çok farklı örnekler de mevcut. Şefliklerin ve erken devlet modellerinin tarıma geçiş dönemleriyle yakın veya aynı dönemde olması başka birşey, devletin tarıma geçişle oluşması başka birşey. Örneğin Türkler ve Moğollarda tarımla ilişki kurulmamış olmakla beraber erken devlet bulgularının birçoğu mevcut.
insanların içerisinde ki 1 grup diğer insanları yönetebilecekleri bir araç olduğu için devleti kurmaya çalışırken 1 diğer grup ise korunmak için bu organizmaya onay verdiler. bir diğer grup bunlara hiç onay vermedikleri için maalesef soylarını devam ettiremedi.
@Enes Polat avcı toplayıcı toplumlarda 10 kişiyi yönetiyordun hocam. o da grubun en güçlüsü ya da en yaşlısı olurdu. ayrıca yönetilen yönetici ilişkisi arasındaki bağ tamamen farklıydı. tarım toplumunda yöneticiyi hiç görmeyen kişi bile onun yasalarına uyuyor ondan korkuyordu. arada fark var. tarım devrimi ile yönetici sınıfı ortaya çıktı.
Çok güzel bir çalışma olmuş. Emeğinize sağlık. Benim değerlendirmem o zamanlarda insanların çok zeki oldukları ve bugüne göre şiddetten daha uzak olduğu yönünde. Dolayısıyla ben bir tahakküm olduğunu düşünmüyorum. Bu bağlamda aslında Göbeklitepe ve Karahantepe bize çok ipucu veriyor.
@enespolat5456 Yorumuma cevabın için teşekkür ederim. Eğitim olmaz mı? Elbette vardı, belki bugünün metodları değildi sadece. O zamanın kendine has yöntemleriyle çok şey öğreniyorlardı. Bir mağarada yaşamak bile ne kadar eğitim gerektiren bir şey. Mesela mağaranın temizlenmesi, vahşi hayvanlardan arındırılması, korunması vb. birçok şey. Bugün şahsen modern bir insan hiç kullanılmamış bir mağaraya girse adeta yaşayamaz. Şiddet konusunda da ben insanın insana olan şiddetini kastettim. Anlatılan konunun bağlamına göre. Tekrar düşünmek için bana fırsat verdiğin için teşekkür ederim.
Video için ellerinize sağlık ancak eleştiri olarak avcı-toplayıcı yaşamdan tarım toplumuna geçmenin sağlık yönünden bir cok olumsuz yanı oldugunu gösteren calısmalar da var. Sizin dediğinizin aksine avcı toplayıcı insan bir yere bağlı olmadığı için her çeşit makro besini, bitki kökünü, meyveyi bulabilme, her gün değişik kombinasyonlarda beslenme olanağına sahipken, tarım toplumu insanı ise coğrafyasına göre ya patates ya mısır ya buğday ya arpaya yani tek çeşit sınırlı besine mecbur kalıyordu. evet belki tarıma geçişin ilk zamanlarında bu karbonhidrat bolluğu ve insanların bir bölgede sabit durması dogurganlıgın artmasına ve nüfusun artmasına sebep olduysa da bir yönden tek çeşit besin (karbonhidrat) ve hatta ekilen tarlanın başına bir iş geldiğinde, avcı-toplayıcı reflekslerin de yıllar icinde körelmiş olacağından dolayı büyük bir ‘kıtlık’ riskinin bulunduğuna, kıtlık riski bulunmasa bile bildigimiz o dönemki tarım insanın bir cok vitamin/mineral ve protein eksikliği yaşamasının daha olası oldugunu düşünüyorum. Bunun yanında bahsettiğiniz hayvanlarla iç içe yaşama, onlarla aynı havayı soluma ve salgılarıyla temas içinde olma ve evcilleştirme hali de homo sapiensin daha önce karşılaşmadığı mikroplarla “türler arası geçiş mekanizması” sayesinde karşılaşmasına ve bir cok yeni enfeksiyöz hastalıklara ve dolayısıyla ölümlere yol açtı. Yani bahsedilen birçok “ilerleme” nin yanında tarım devrimi insan sağlığı ve biyolojisi açısından belki de sandıgımız kadar uyumlu ve sağlıklı değildi.. Bu konuda daha detaylı bilgi edinmek isteyenler için “Evrimsel Tıbbın İlkeleri” kitabını öneririm.
Onu bunu bilmem de, o zamanlardan insanları bugüne getirseniz ve onlar bizim bir barınak - binit sahibi olmak ve üremek için tüm ömrümüzü harcadığımızı, çoğumuzun da bu emele ulaşamadan öldüğünü görseler ne derlerdi acaba!
güzel özetlemişsiniz ancak cennetten kovulma metaforu ile avcı toplayıcı dan tarıma geçiş arasındaki bağlantı kurma çabası biraz zorlama bir yorum gibi sanki. bu arada yorum istediğiniz için yazıyorum, ben sınıfsal temelli devlete geçiş sürecinin toplum sözleşmecilerinin söylediklerinden daha gerçekçi olduğunu düşünüyorum. devamını bekliyoruz emeğinize sağlık
Avcı Toplayıcı toplumdan tarım toplumuna neden geçildiği, motivasyonun tam olarak ne olduğu belli değil. Farklı teoriler var. Zira bu geçiş sürecinde salgın hastalıklar ve benzeri sorunlar yaşandı.
Biz sorumluluk alamadığımız için devlete ihtiyaç duyduk böyle bir otorite kurduk. Tarım devriminden öncede sorumluluk almayan insanlar liderlerine itaat etmesi köleliğin baskın olmasada o dönemlerde hafifçe olabileceğini düşünüyorum.
Kalabalığın olduğu yerde karmaşa olur o dönemki insanların düzen yanlısı olup devletleştiğini düşünüyorum aralarında mutlaka Türklerin ataları varmış ki bir araya gelip devletleşmişler Yahudi olsalardı şirketleşirlerdi :) Güzel bir seri olacağa benziyor.Kısa, öz tarafsız. Emeğinize sağlık🤍
Aynen aynen .tarım devrimini de Türkler yaptı . yerleşik yaşama da Türkler geçti.her şeyi Türkler yaptı .en üstün ırk türk 🤣🤣🤣şaka misin yaaa .nerden ne çıkarıp saçmalamışsin .epey güldürdün
Aga ii de, şunun nedeni nedir? Şimdi tarım devrimi MÖ 10-15bin tarihlerine dayanıyor deniyor değil mi? E bu sapiens ne zaman amerikaya yayıldı? E buzul çağında yayıldıysa tarım devrimi farklı bölgelerde farklı zamanlarda birbirinden bağımsız olarak mı gerçekleşti?
evet. 3 farklı coğrafyada birbirinden bağımsız gerçekleşti. bizim bereketli hilal dediğimiz bölge muhtemelen ilk tarım yapan bölge (mevcut arkeoloji çalışmalarına göre) buradan bağımsız olarak Güneydoğu Asya ve Amerika'da da tarım başladı.
Bu konuya ciddi derecede merak sardığım zamanlarda şöyle bir teori okumuştum. Gordon Childe ilk yerleşimlerin nehir veya genel ismiyle akarsu kıyılarında başladığı yönünde bir tez ortaya atıyordu ve yanılmıyorsam Braidwood ise; ilk yerleşimlerin nehir kıyıları yerine dağ eteklerinde olduğu tezini ortaya atıyordu ve şuan yapılan kazılarda bunu destekleyen izlere rastlıyoruz. Hatta en dikkatimi çeken şuydu; dağ eteklerinde ve daha yüksek yerlerde yerleşim kurma fikri bir liderin ya da grubun yönetme ve egemenlik kurma arzusundan türemesiydi. Çünkü; buralarda kurulan bir egemenlikte kaynaklar daha kıt olacağı için lidere ve gruba bağlılığı artacak ve egemen gücün nüfuzu genişleyecekti. Şuan bile baktığımızda daha kıt kaynaklarla yaşayan insanlarda belirli bir gruba ait olma hissi daha fazla ve itaatkarlıkları daha da fazla. Bu tezi okuyalı 3-4 sene olmuştur hatırladığım kadarıyla yazdım yanlışlarım olmuş olabilir, güzel anlatımdı teşekkürler :)
Eğer hatırlıyorsanız makalenin ismi nedir acaba ? Çok ilgimi çekti şu an.
@@serhatbey213 Serhat Bey şuan hatırlamıyorum ama notlarımı tarayıp buraya yazmaya çalışacağım. Benim de okuduğumda ilgimi çok çekmişti :)
elinize sağlık
iyi de bütün anadolu-mezopotamya medeniyetleri, mısır medeniyeti hep akarsu havzasında kurulmuş. bu bir gerçek.
@@bedirhansezer6431 Bahsettiğiniz Medeniyetlerden neyi kastettiğinizi anladım ama o medeniyetleri maksimum MÖ 4000 en geç MÖ 4500'e götürebiliyoruz ama benim bahsettiklerim MÖ 10.000'ler den 6.000'lere kadar olan dönem. Bahsettiğiniz medeniyetlerde(Sümer, Hatti, Mısır) farklı olgularda devreye giriyor onlar artık kitlesel tarım üretimi yapan medeniyetler
Ek olarak şunu katmak isterim: Coğrafya ya göre evcilleştirilen hayvan ya da evcilleştirilen bitkiler değişiklik gösterir.
Çok iyi bir seri devamı kesinlikle gelmelii👍💕
Güzel bir seri olacağını düşünüyorum. Ellerinize sağlık. Seviliyorsunuz.
Harika bir seri fikri 👏 devamını heyecanla bekliyorum. Ayrıca Abdulvahitte çok güzel anlatmış emeğinize sağlık 🌷
Konuyla ilgili müthiş bir kitap önerisi: James C. Scott, Tahıla Karşı.
bu kanal çok değerli
Ben yine de anlayamıyorum yerleşik hayata geçişin nedenini. Tarım dediğin şey bugünkü gibi bir tarım değil, verimi az ürünler kalitesiz. Öte yandan hayvancılığı yapmak için de yerleşik hayata geçilmesine gerek yok ama yerlesik hayata geçince açık hedef oluyorsun. İstediği kadar ordusu olsun, baskınlara açık ve karşı hamle yapamaz çünkü düşman sürekli yer değiştiriyor... Gerçekten çok derin bir konu
düşmanlar da yerleşik hayata geçmiştir.
Zaten çok uzunca bir süre tarım yapan toplumlar göçebe toplumlarca fethedilmiştir. Ama bahsi geçen göçebe toplumlar hep asimile olmuşlardır. Yerleşik hayat silahla değil kültürle yok ediyor göçebeleri. Nedenini tam açıklayamasam da göçebe insanların kültürel mirasının daha geçici olması bir faktör olabilir gibi. Yalnız yaşanılan araziyle kesin bir ilinti olmalı çünkü göçebe yaşamın olduğu ve yerleşik yaşamın olduğu bölgeler sanki biraz statik gibi.
belki de zorla geçirildiler.
@@onurgudemez4267
Göçebe yaşayan toplulukları kitlece köle almak aşırı kolay olmasa gerek. Örneği yok değil tabii.
@@onurgudemez4267 kim kanka? Mesela bir grup var yüz kişilik, liderleri yerleşik hayata geçmeye karar verdi. Bunu güvensiz bulanlar ayrılır gruptan olur biter ya da bunlar mecburen sulak ve verimli yerlerde geçecekler yerleşim hayata. Bir baskin yerler, kalanlar bu fikrin mantıksız olduğunu anlayarak vaz geçer falan... kim kimi nasıl zorlayabilir ki dönemde?
Araştırmak istediğim bir konuydu ve en sevdiğim kanallardan birinin seri halinde başlattığını görünce mutlu oldum. Seriyi hiç atlamadan izleyeceğim, şimdiden emeğinize sağlık.
Videoyu oluşturan arkadaşlara ve izleyicilere Against the Grain ve Seeing Like a State okumalarını tavsiye ediyorum.
Bu seri devam etsin, lutfen 😊
Teşekkürler
Muhteşem bir seri olmuş. Emeğinize sağlık 🤍
Tüm farklı argümanları defalarca dinledim, argümanlar hep ya öyle ya da böyle diyor. Hâlbuki avcı toplayıcıların tohumu evcilleştirmeyi öğrendikleri gibi tarıma geçtikleri ve böylece yönetici sınıf oluştuğu tezi veya yönetici sınıfın bunu zorladığı tezinin arasında bişey olmalı bana kalırsa. Videoda da kültür tarım devriminden sonra çıktı ya da kanunların ortaya çıkışında hammurabiye gönderme yapıldı. Burada günümüzde kullandığımız kavramlar ile o günleri açıklamaya çalışırken kavram karmaşası yaşanıyor bence çünkü kültür ya da kanun videoda bahsedildiği gibi günümüz anlamıyla tarım devrimi sonrasi ve Hammurabi kanunları gibi örnekler ile bağdaşır fakat avcı toplayıcıların da ateş başında birbirlerine anlattıkları büyük felaket ve kahramanlık öyküleri olmalıydı keza mağaralara çizdikleri av sahneleri de kültürün bir parçası değil de nedir. Yine maymunlara bakarsak onların da grup içi hiyerarşileri var buradan yola çıkarak avcı toplayıcılar arasında da o grubun lideri ve lider etrafında belkide yavaş yavaş belirmeye başlayan bugünkü manasıyla olmasa da bir yönetici grubun oluştuğunu düşünebiliriz. Ayrıca bu avcı toplayıcı gruplar birbirleri ile savaşmış ve zaman zaman iş birliği de yapmış olmalılar. Mesela göbeklitepe örneği tarım devriminin erken dönemlerine dair birçok bulgu veriyor, daha tamamı kazılmamış ve katıldıkça bir önceki argümanları yıkar şekilde bulgulara ulaşılsa da göbeklitepe öncesi benzer bölgeler olmuş olmalı. 80-100 kişi arası bir örgütlenmeye imkan veran avcı toplayıcı grup modeli zaman içerisinde iklimin de değişimi ile daha fazla kişinin örgütlenmesini ve bu örgütlenmenin bir liderin ötesinde farklı mekanizmaların devreye girmesi gerektiğini düşünebiliriz. Ayrıca bu grupların yer yer karşılaşması ve kendi bölgelerini belirlemeleri bazen bir araya gelip etkileşime geçmeleri sonucunda işbirliği ve karşılıklı anlaşmalar yapılmış olabilir. Sonuç olarak bölge paylaşımı yapılmış olabilir. Hatta bu anlaşmayı destekler nitelikte çiftleşme festivali düzenlenmiş olabilir. Hatta göbeklitepe gibi kült alanları bu toplulukların ortak kurduğu yerler olabilir. Bu aşamada ise yarı tarım yarı hayvanların evcilleştirilmesi ve bir yandan da avcı toplayıcılık devam etmiş olabilir. Böylece tarımsal üretim yavaş yavaş kaçınılmaz olarak ortaya çıkmış, bu üretimde karşılaşılan sorunlar neticesinde gıda stoklama bunun neticesinde devlet mekanizmasını oluşturacak çeşitli görevler ile yönetici sınıf ortaya çıkmıştır diye bir senaryo zihnimde canlanıyor. Eğer halihazır var olan arkeolojik bulgular ve antropolojik çalışmalar arasında söylediklerime bariz ters düşen kanıtlar varsa lütfen bilgilendirin.
Emeğinize sağlık.
Cok güzel bir seri teşekkürler
sözümü tutayım, özletme kendini mubarek.
Gül Devrimi ve Turuncu Devrim de gelsin
Videoda yanlış ve popüler kültür söylemi olduğunu düşündüğüm o kadar çok ifade var ki hangisine değinmek gerekir emin değilim. Determinist bir bakışla olduğu aşikar. Tarım devrimi öncesi değişen ekosistem ve son buzul çağından bahsetmeden süreci kavramak mümkün değil. Tarım devrimi ve kültür ile kurulan bağ ise antropolojik olarak yanlış. Konuyla alakalı birçok kitap önerilebilir, Skalnik ve Claessen'in Erken Devlet ve Harris'in Yamyamlar ve Krallar kitaplarına bakabilirsiniz mesela.
Asya tipi ve Mezoamerika'da çok farklı örnekler de mevcut. Şefliklerin ve erken devlet modellerinin tarıma geçiş dönemleriyle yakın veya aynı dönemde olması başka birşey, devletin tarıma geçişle oluşması başka birşey. Örneğin Türkler ve Moğollarda tarımla ilişki kurulmamış olmakla beraber erken devlet bulgularının birçoğu mevcut.
insanların içerisinde ki 1 grup diğer insanları yönetebilecekleri bir araç olduğu için devleti kurmaya çalışırken 1 diğer grup ise korunmak için bu organizmaya onay verdiler. bir diğer grup bunlara hiç onay vermedikleri için maalesef soylarını devam ettiremedi.
@Enes Polat avcı toplayıcı toplumlarda 10 kişiyi yönetiyordun hocam. o da grubun en güçlüsü ya da en yaşlısı olurdu. ayrıca yönetilen yönetici ilişkisi arasındaki bağ tamamen farklıydı.
tarım toplumunda yöneticiyi hiç görmeyen kişi bile onun yasalarına uyuyor ondan korkuyordu. arada fark var.
tarım devrimi ile yönetici sınıfı ortaya çıktı.
Çok iyi video olmuş
podcast ile video keşke aynı zamanda yüklense
dünyanın en iyi videosu
sen de dünyanın en güzel kızısın
@@rahmiboga3806 sen de dünyanın en yakışıklı erkeğisin
@semakzlrsln +1
@@Zerdust0 görmeden:D
bu saatte izledim uykum açıldı kahve içmeme gerek kalmadı
Çok güzel bir çalışma olmuş. Emeğinize sağlık. Benim değerlendirmem o zamanlarda insanların çok zeki oldukları ve bugüne göre şiddetten daha uzak olduğu yönünde. Dolayısıyla ben bir tahakküm olduğunu düşünmüyorum. Bu bağlamda aslında Göbeklitepe ve Karahantepe bize çok ipucu veriyor.
yanlış
teşekkür ederim Hakan hocam :)
@enespolat5456 Yorumuma cevabın için teşekkür ederim. Eğitim olmaz mı? Elbette vardı, belki bugünün metodları değildi sadece. O zamanın kendine has yöntemleriyle çok şey öğreniyorlardı. Bir mağarada yaşamak bile ne kadar eğitim gerektiren bir şey. Mesela mağaranın temizlenmesi, vahşi hayvanlardan arındırılması, korunması vb. birçok şey. Bugün şahsen modern bir insan hiç kullanılmamış bir mağaraya girse adeta yaşayamaz. Şiddet konusunda da ben insanın insana olan şiddetini kastettim. Anlatılan konunun bağlamına göre. Tekrar düşünmek için bana fırsat verdiğin için teşekkür ederim.
Video için ellerinize sağlık ancak eleştiri olarak avcı-toplayıcı yaşamdan tarım toplumuna geçmenin sağlık yönünden bir cok olumsuz yanı oldugunu gösteren calısmalar da var. Sizin dediğinizin aksine avcı toplayıcı insan bir yere bağlı olmadığı için her çeşit makro besini, bitki kökünü, meyveyi bulabilme, her gün değişik kombinasyonlarda beslenme olanağına sahipken, tarım toplumu insanı ise coğrafyasına göre ya patates ya mısır ya buğday ya arpaya yani tek çeşit sınırlı besine mecbur kalıyordu. evet belki tarıma geçişin ilk zamanlarında bu karbonhidrat bolluğu ve insanların bir bölgede sabit durması dogurganlıgın artmasına ve nüfusun artmasına sebep olduysa da bir yönden tek çeşit besin (karbonhidrat) ve hatta ekilen tarlanın başına bir iş geldiğinde, avcı-toplayıcı reflekslerin de yıllar icinde körelmiş olacağından dolayı büyük bir ‘kıtlık’ riskinin bulunduğuna, kıtlık riski bulunmasa bile bildigimiz o dönemki tarım insanın bir cok vitamin/mineral ve protein eksikliği yaşamasının daha olası oldugunu düşünüyorum. Bunun yanında bahsettiğiniz hayvanlarla iç içe yaşama, onlarla aynı havayı soluma ve salgılarıyla temas içinde olma ve evcilleştirme hali de homo sapiensin daha önce karşılaşmadığı mikroplarla “türler arası geçiş mekanizması” sayesinde karşılaşmasına ve bir cok yeni enfeksiyöz hastalıklara ve dolayısıyla ölümlere yol açtı. Yani bahsedilen birçok “ilerleme” nin yanında tarım devrimi insan sağlığı ve biyolojisi açısından belki de sandıgımız kadar uyumlu ve sağlıklı değildi.. Bu konuda daha detaylı bilgi edinmek isteyenler için “Evrimsel Tıbbın İlkeleri” kitabını öneririm.
Çok doğru kesinlikle katılıyorum 👍
🧡
sanayileşmeden önce demokratikleşmenin zararları ve dp dönemi lütfen
Onu bunu bilmem de, o zamanlardan insanları bugüne getirseniz ve onlar bizim bir barınak - binit sahibi olmak ve üremek için tüm ömrümüzü harcadığımızı, çoğumuzun da bu emele ulaşamadan öldüğünü görseler ne derlerdi acaba!
11.20 cevabım bazı yerlerde birinci şekilde bazı yerlerde ikinci şekilde devlet kurdular
Bence kendi rizalari ile bunu yaptılar ve zamanla ikinci dediğinize doğru verildi durum
👏
Keşke video kapağına resmini koymasaydın Vahit.
:)) bence gayet yakışıklı çıkmışım.
Merak ediyorum kanalın adı neden 49W?
Bunu ilk soru cevap videolarının birinde açıklıyorlardı. Üniversitede aldıkları bir dersin koduydu yanlış hatırlamıyorsam
Tr' de en cok kullanilan teori "Karma Teori" :))
cokiyi
Ülkelerin kalkınma süreçlerini de işler misiniz
güzel özetlemişsiniz ancak cennetten kovulma metaforu ile avcı toplayıcı dan tarıma geçiş arasındaki bağlantı kurma çabası biraz zorlama bir yorum gibi sanki. bu arada yorum istediğiniz için yazıyorum, ben sınıfsal temelli devlete geçiş sürecinin toplum sözleşmecilerinin söylediklerinden daha gerçekçi olduğunu düşünüyorum. devamını bekliyoruz emeğinize sağlık
İste o geldi işte beklenen adam işte ABDÜLVAHİT GEZER!
Abi yeni seriler hakkında yeni bi seri gelir mi
❤
Tam da burada "Michel Foucault" a selam çakmak lazım
seri güzel sseriiii (ted kaczynski haklıydı)
Avcı Toplayıcı toplumdan tarım toplumuna neden geçildiği, motivasyonun tam olarak ne olduğu belli değil. Farklı teoriler var. Zira bu geçiş sürecinde salgın hastalıklar ve benzeri sorunlar yaşandı.
Biz sorumluluk alamadığımız için devlete ihtiyaç duyduk böyle bir otorite kurduk. Tarım devriminden öncede sorumluluk almayan insanlar liderlerine itaat etmesi köleliğin baskın olmasada o dönemlerde hafifçe olabileceğini düşünüyorum.
Kalabalığın olduğu yerde karmaşa olur o dönemki insanların düzen yanlısı olup devletleştiğini düşünüyorum aralarında mutlaka Türklerin ataları varmış ki bir araya gelip devletleşmişler Yahudi olsalardı şirketleşirlerdi :)
Güzel bir seri olacağa benziyor.Kısa, öz tarafsız. Emeğinize sağlık🤍
Aynen aynen .tarım devrimini de Türkler yaptı . yerleşik yaşama da Türkler geçti.her şeyi Türkler yaptı .en üstün ırk türk 🤣🤣🤣şaka misin yaaa .nerden ne çıkarıp saçmalamışsin .epey güldürdün
Hanımefendi bir daha sakın bilimsel konularda yorum yapmayın
@@kevsersarac8584 Trolden anlamayan nesle maalesef aşina değiliz.
@@CennetMerveYalçın tarih bilimine aşina olmadığınız gibi sanırım
Aga ii de, şunun nedeni nedir? Şimdi tarım devrimi MÖ 10-15bin tarihlerine dayanıyor deniyor değil mi? E bu sapiens ne zaman amerikaya yayıldı? E buzul çağında yayıldıysa tarım devrimi farklı bölgelerde farklı zamanlarda birbirinden bağımsız olarak mı gerçekleşti?
evet. 3 farklı coğrafyada birbirinden bağımsız gerçekleşti. bizim bereketli hilal dediğimiz bölge muhtemelen ilk tarım yapan bölge (mevcut arkeoloji çalışmalarına göre) buradan bağımsız olarak Güneydoğu Asya ve Amerika'da da tarım başladı.
The real industrial revolution and its consequences
Evrim ağacından daha güzel anlatınız ve fanatik gibi anlatmamışsınız.
Soru cevap daha iyiydi
2
Olmayan devrimdir
Offf çok sıkıcı ömer falan yok muydu
Çok ayıp
2x izle
Siyaset uzmanı o
Teşekkürler