44 yaşımda kitap kulübümüzün moderatörü sayesinde tanıştım Ayfer Tunç ile çok geç kalmanın üzüntüsü ve tanışmış olmanın memnuniyeti ile iyiki varsınız "kuru kız" diyorum
50 yaşında tamamen tesadüflerle okumaya başladım ve dilim tutuldu, hayran kaldım kitaplarına. Şimdi tüm külliyatını okuyor ve iyi ki diyorum çağdaşın olmuşum, güzelim Türkçeyi senden okuma şansını bulmuşum.
Kitaplarıyla, etkileyici diliyle muhtesem bir Yazar Sevgili Ayfer TUNÇ. Samimi, bakış açısı ile sizi yürekten etkileyen muhteşem bir İNSAN. Külliyati bitirmeye az kaldı; her hikaye her roman durup düşünerek gerçekten sindirilmeye ihtiyaç duyuruyor okuyana. Teşekkürler #ayfertunc
Ayfer Tunç'un 4 kitabını 7-8 ay önce aldım. İlk, Bir maniniz yoksa annemler size gelecek kitabını Nisan 2023 okudum. Biraz beklemeden sonra Kasım 2023 Yeşil peri gecesine bugün başladım 50-60 sayfa okudum. Harika bir anlatım zengin dil, içerik herşey var psikoloji, aşk, nefret, sevgi, ihanet, içsel düşünceler birçok hazine buldum. Keyifle okuyorum. Ahmet Hamdi Tanpınar 'ı çok seviyorum sizin gibi yeşil peri gecesi romanında bazı anlatım tarzı ve Tanpınar kitaplarındaki imgeleri gördüm. Sizi tebrik ediyorum. Harika bir roman olmuş. Sevgiler
Merhaba, sevgili Ayfer Tunç benim en sevdiğim Türk yazarlardan biridir. Tüm kitaplarını, öykülerini okumuş biri olarak süslü hanım öyküsü kalbime çok işledi. “Bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi” gülmekten öldüğüm ve yazımının ne kadar zor olduğunu şaşkınlıkla gördüğüm bir kitaptı. Tavrını, tarzını, anlatımını, her kitapta farklı bir yol izlemesini ve içe işleyen öyküleriyle çok çok seviyorum kendisini. Sevgilerimle
Az önce bitti roman. Çok güzel bir sanat filmi izledim gibiydi. O kadar gerçekti ki Osman, uzun süre etkisinden çıkamayacağım. Ellerinize sağlık Ayfer hanım.
Ayfer Hanım’ın müthiş bir anlatı dili var. Muhtemelen ömür izin verirse bir kaç sefer daha okuyacağım eserlerini. Topraklarımızdan böyle muazzam bir yazar çıktığı İçin iftihar etmeliyiz. Çok yaşa ve çok üret Ayfer Tunç. 👏👏👏👏
En sevdiğim kadın yazarlarımızdan Ayfer Tunç. "Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi" isimli mükemmel romanıyla sevip sonrasında okumaya devam ettim kendisini. Edebi bilgi birikimi ve eserleri ile kıymeti bilinmeli diye düşünüyorum. Tanıdığım, tanımadığım herkese eserlerini gözü kapalı tavsiye ederim.
O kadar güçlü bir anlatım ki , Ayfer Tunc muthis bir kalem . Kitapta sona geliyorum ama bitsin de istemiyorum. Duygular nasil bu kadar güzel yazıya dökülür.
Çok güzel bir çekim olmuş be, Ayfer Tunç konuşma ve anlatımda da başarılı bir kadınmış, bazı yazarlar bunu beceremiyor. Can Yayınları, emeği olanları tebrik ediyorum, çekim şahane, içerik muhteşem doyurucu, başka yazarlardan da bekleriz. Saygılar
Az önce bitirdim Osman'ı. Benim için muhteşem bir okuma süreciydi. Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesi'ni de yakın zamanda okumuştum. Hepsi birbirinden etkileyici. Osman'da her karaktere bir ses vermiş adeta Ayfer hanım, okurken hepsini kendi sesleriyle okudum. Ve karakterler o kadar gerçek ki... Kadın ne yaşamış olursa olsun haksızdır, suçludur ya da haketmiştir bizim ülkemizde. Maalesef...
Güzel değil yaşamak. Ya da çok güzeldi bir zamanlar." Ayfer Tunç, “Anlatmak yeniden yaşamak demek.” dedirtiyor, romanın sonlarına doğru Osman’a. Aslına bakarsanız Tunç da, anlatarak yeniden yaşatıyor. Çünkü son romanı Osman, bir üçlemenin -belki de şimdilik- son romanı. İlkini 1990’ların başlarında yazmıştı: Kapak Kızı. O roman karlı bir kış günü Ankara’dan İstanbul’a giden bir trenin üç yolcusu üzerine kuruluydu. Romana adını veren kapak kızı ise eserde çok az yer bulabilmişti kendisine. Aradan on beş yıldan fazla bir süre geçtikten sonra Ayfer Tunç, o kapak kızını tozlu rafların, sisli hayallerin arasında buldu ve Şebnem, Yeşil Peri Gecesi’yle arzı endam eyledi. Güzelliğin başa bela olup olmadığını, modern hayatı, çocukluğu ve aile dramlarını ihtiva eden şahane bir anlatıydı. Ardından Dünya Ağrısı ve Aşıklar Delidir girdi hayatımıza. Farklı iki roman. Ama sonra bir gün, Ayfer Tunç’un son romanı Osman’ı gördük tanıtımlarda. Benim gibi Tunç hayranı okurlar için müjdeli bir haberdi bu. İlk başta Osman’ı idrak edemedim, onun Şebnem’in kocası olduğunu anlayamadım. Sonrasında oturdu taşlar yerine. Evet, Osman bir üçlemenin son kitabı. Ancak endişe etmeyin, çünkü bu üç roman birbiriyle bağlantılı olsa dahi bağımsız olarak da okunabilir. Zaten özellikle ikiyi okursanız üçü, üçü okursanız da ikiyi merak edip, hemen alacaksınız bence. Mesela ben Osman’ı bitirmemin hemen ardından kütüphaneme koşup, Yeşil Peri Gecesi’nin bilhassa son bölümlerini tekrar okudum. Osman, her şeyden önce çok başarılı bir anlatı. Ayfer Tunç, çok başarılı bir anlatıcı çünkü. Onun kelimeleri, onun üslubu bambaşka. Osman, Nişantaşı’nda doğup büyümüş, profesör bir babanın iki evladından biridir. İyi eğitim almış, hep varlık içinde yaşamış, yakışıklı, yetenekli bir adamdır. Ancak o kadar değildir çünkü aynı zamanda hedefsiz, ömrünce hiç çalışmamış ve dahası berbat bir çocukluk, ilk gençlik geçirmiştir. Gerçekler görünenden farklıdır. Tunç’un eserlerinde kahramanların çocuklukları onların kaderlerini çizen en önemli unsurlardan biridir. Nitekim bu Şebnem için de öyleydi, Osman için de öyle. Romanı okurken, acaba Yeşil Peri Gecesi’ni okumamış olsaydım beni nasıl etkilerdi diye de çokça düşündüm. Sonuçta oradaki esas konuyu biliyordum, lakin Osman’daki kahramanların neredeyse hiç biri bilmiyordu. Vardığım sonuç şu oldu, Osman’ı büyük bir beğeni ve merakla okur, ardından ne yapar eder, Yeşil Peri Gecesi’ni de okurdum. Hatta Kapak Kızı’nı da… Osman bir tezli roman değil. Mesaj verme kaygısı yok. Osman karakteri biraz da Masumiyet Müzesi’nin Kemal Basmacı’sını andırıyor. Osman, bir hayatı anlatıyor, insanı… Zaten Tunç bir röportajında, “Doğacı bir insan olmadım ben, şehir insanıyım. Doğada bir haftadan fazla bulunmaktan hoşlanmıyorum. Beni asıl ilgilendiren şey insan hikayesi. Doğanın hikayesi yok, döngüsü var, büyüleyici bir döngü ama o kadar, beni fazla sarmıyor. Şehirde önümden her dakika bir hikaye geçiyor.” demişti. Evet, o herhangi bir insanı alıp, öyle bir tahkiye ediyor ki, şaşıp kalıyorsunuz. Osman’da iki tekniği bir arada kullandığını görüyoruz. Buna göre, Osman hakkında araştırma yapan anlatıcı, bir yandan röportajlar yaparak onun hayatına giren kişileri konuşturuyor. Öte yandan bir sahafta bulduğu Osman’ın günlüğünü de kronolojiye uygun olarak okuyor ve bütün bir hikayeyi bize anlatıyor. Nihayetinde Osman, arabesk hayatları hiç de arabesk olmayacak bir biçimde yazabilen Ayfer Tunç’un tipik bir romanı, çok başarılı. Her zamanki gibi insanı sarsan aforizmalarla dolu. “Üniversitedeyken, çok kitap, çok şiir okuduğum yıllarda. O güzel, kaygısız, umut dolu yıllarda. O zamanlar gelecek parlak bir elma şekeriydi benim için, meğer zehirliymiş.” Sanki ben yazmışım gibi… Ah be Osman! Sana üzülsem mi kızsam mı, bilemedim.
Dünya Ağrısı sonrası kitaplarına abone olduğum çok önemli bir yazar Ayfer Tunç. Sizin kitaplarınızı okuduktan sonra bir süre daha karakterlerinizle birlikte yaşamaya devam ediyorum. Sevgi ve saygılarımla
15.00 te zamanında bir hocası "hangi alanda kadın sayısı erkekleri geçiyorsa o alanda değersizleşme vardır " demiş. Duyunca insan önce bi afallasa da açıklamasını dinledikten sonra anlıyor. Mesela öğretmenlerde kadın sayısı erkekleri geçmiş durumda ve bugün öğretmene verilen değer ortada
Ayfer Tunç, benim duygularımı ele geçiren bir yazar. Linç yemeyeceksem Yaşar Kemal'den daha etkilendiğim, karakter altyapısı olarak derinleşebilen tek yazar. Bu ülkede nobel alabilecek 2 yazar görüyorum önümüzde biri Hasan Ali Toptaş, diğeri Ayfer Tunç. Okuyucularından etkilenmediğini biliyorum ama biraz daha dünya meseleleri hakkında yazarlarsa iki yazar da bizim ateşimizi, kızgınlığımızı daha da söndürecektir ortak olarak.
Aslında ikisini çok kıyaslamamak gerekiyor. Biri cumhuriyet'in ilk ağrılarını diğeri o ağrıdan doğan hastalıkları anlatıyor. Ayfer hoca modern dünyada insanı ele alıyor. Yaşar Kemal ise köyü anlatır. Köylüyü anlatır. İkisini de çok çok seviyorum.
En sevdiğim yerli yazarların başında gelir Ayfer Tunç, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi ve Osman'ı üst üste okuyup çarpıldım. Kalemine ,yüreğine sağlık. Bu söyleşi ile gönlüme taht kurdu. Sağolsun, varolsun hep yazsın da keyifle okuyalım 👏👏
Osman kitabını bugün satın aldım ancak kitabın basımında bir sorun var Farklı bölümlerde 15-20 sayfa eksik çıktı, Can yayınları acaba sorundan haberdar mi ?
Ayfer Tunç 'u Osman'la tanıdım. Hayran oldum. Gercekten romanı cok cok begendim. O kadar doyamadım ki, hemen arkasından Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesi'ni de okudum. Fakat Osman romanındaki karakterin hayattan onurlu vazgeçişi ile Yeşil Peri Gecesi'nde cizilen zayıf Osman karakterinin örtüşmediğini düşünüyorum. Psikolojinin bir gerceği olarak zayıf karakterlerin intihar etmesi neredeyse mumkun değil. Osman'a daha farklı bir son yakışırdı. Belki birbakımevi, belki Erguder Yoldas gibi bir son. Ama onurlu bir intihar değil. Kapak Kızı'nın kurgusu enteresan olsa da yeterince surukleyici değildi. Biraz zayıf buldum. diyalogları da flash backleri de. Yeşil Peri Gecesi, ondan belki bir tık daha iyiydi, ama gereksiz ve amaca hizmet etmeyen manasız betimlemelerle doluydu. O yuzden zaman zaman sıktı. Ama Osman tam bir ustalık eseri.Hic bırakmadan soluksuz okunuyor. Yazarın ilerlemesi bu 3 romanda net görülebiliyor. sonraki eserlerini sabırsızlıkla bekliyorum.
@@sebnemyildirim8122lutfen sonuna kadar okuyun. O kismi yani intihar ya da kaza aslinda okuyucuya kalıyor. En basta anlatılanla, sonu arasi esasinda dusunulmesi gereken kisim... Hani doğum ve ölüm arasindaki o kisa cizgi. Sonu tamamen okuyucuya kalmis - intihar ya da kaza.
44 yaşımda kitap kulübümüzün moderatörü sayesinde tanıştım Ayfer Tunç ile çok geç kalmanın üzüntüsü ve tanışmış olmanın memnuniyeti ile iyiki varsınız "kuru kız" diyorum
50 yaşında tamamen tesadüflerle okumaya başladım ve dilim tutuldu, hayran kaldım kitaplarına. Şimdi tüm külliyatını okuyor ve iyi ki diyorum çağdaşın olmuşum, güzelim Türkçeyi senden okuma şansını bulmuşum.
Kitaplarıyla, etkileyici diliyle muhtesem bir Yazar Sevgili Ayfer TUNÇ. Samimi, bakış açısı ile sizi yürekten etkileyen muhteşem bir İNSAN. Külliyati bitirmeye az kaldı; her hikaye her roman durup düşünerek gerçekten sindirilmeye ihtiyaç duyuruyor okuyana. Teşekkürler #ayfertunc
Yazmada olduğu kdr konuşmada da çok usta A.Tunç....👌🏼 Anlamlı, etkili, anlaşılır ve net 1 konuşma 🤗
Ne kadar güzel , akıcı , dolu dolu konuştu 😮
Ayfer Tunç'un 4 kitabını 7-8 ay önce aldım. İlk, Bir maniniz yoksa annemler size gelecek kitabını Nisan 2023 okudum. Biraz beklemeden sonra Kasım 2023 Yeşil peri gecesine bugün başladım 50-60 sayfa okudum. Harika bir anlatım zengin dil, içerik herşey var psikoloji, aşk, nefret, sevgi, ihanet, içsel düşünceler birçok hazine buldum. Keyifle okuyorum. Ahmet Hamdi Tanpınar 'ı çok seviyorum sizin gibi yeşil peri gecesi romanında bazı anlatım tarzı ve Tanpınar kitaplarındaki imgeleri gördüm. Sizi tebrik ediyorum. Harika bir roman olmuş. Sevgiler
Merhaba, sevgili Ayfer Tunç benim en sevdiğim Türk yazarlardan biridir. Tüm kitaplarını, öykülerini okumuş biri olarak süslü hanım öyküsü kalbime çok işledi. “Bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi” gülmekten öldüğüm ve yazımının ne kadar zor olduğunu şaşkınlıkla gördüğüm bir kitaptı. Tavrını, tarzını, anlatımını, her kitapta farklı bir yol izlemesini ve içe işleyen öyküleriyle çok çok seviyorum kendisini. Sevgilerimle
Sen nasıl bir kadınsın? Nasıl yazarsın böyle? Yüreğimi parçalıyorsun. Öldüm okudum, okudum öldüm.
Canımsın Ayfer Tunç❤
Az önce bitti roman. Çok güzel bir sanat filmi izledim gibiydi. O kadar gerçekti ki Osman, uzun süre etkisinden çıkamayacağım. Ellerinize sağlık Ayfer hanım.
Ayfer Hanım’ın müthiş bir anlatı dili var. Muhtemelen ömür izin verirse bir kaç sefer daha okuyacağım eserlerini. Topraklarımızdan böyle muazzam bir yazar çıktığı İçin iftihar etmeliyiz. Çok yaşa ve çok üret Ayfer Tunç. 👏👏👏👏
En sevdiğim kadın yazarlarımızdan Ayfer Tunç. "Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi" isimli mükemmel romanıyla sevip sonrasında okumaya devam ettim kendisini. Edebi bilgi birikimi ve eserleri ile kıymeti bilinmeli diye düşünüyorum. Tanıdığım, tanımadığım herkese eserlerini gözü kapalı tavsiye ederim.
Ayfer Tunç hem çok kaliteli bir Romancı hem de çok İyi bir Öykücü.Hem de çok iyi bir Anlatıcı...
İlk okuduğumda Romandaki Profesör :Altay Çamur'un da dediği gibi fokuslanamadım, ama 2.okumamda fokus fokus fokuslandım. İyiki varsın Ayfer Tunç🙏
Eksiksiz bütün kitaplarını okudum. Favori yazarlarımdan.
O kadar güçlü bir anlatım ki , Ayfer Tunc muthis bir kalem . Kitapta sona geliyorum ama bitsin de istemiyorum. Duygular nasil bu kadar güzel yazıya dökülür.
qarip bir sekilde etkilendim boyle kulturlu bir kadini izlemekten Azerbaycandan selamlar
Çok güzel bir çekim olmuş be, Ayfer Tunç konuşma ve anlatımda da başarılı bir kadınmış, bazı yazarlar bunu beceremiyor. Can Yayınları, emeği olanları tebrik ediyorum, çekim şahane, içerik muhteşem doyurucu, başka yazarlardan da bekleriz. Saygılar
İyikı varsınız🌹
Az önce bitirdim Osman'ı. Benim için muhteşem bir okuma süreciydi. Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesi'ni de yakın zamanda okumuştum. Hepsi birbirinden etkileyici. Osman'da her karaktere bir ses vermiş adeta Ayfer hanım, okurken hepsini kendi sesleriyle okudum. Ve karakterler o kadar gerçek ki... Kadın ne yaşamış olursa olsun haksızdır, suçludur ya da haketmiştir bizim ülkemizde. Maalesef...
Kitapliginizda Tutsaklar sehri mevcut ise muhakkak okumanızı tavsiye ediyorum.uzun süre etkisinden çıkamayacağınız mükemmel bir eser ❤
Çok yararlı bir video oldu benim açımdan
Emeği geçenlere teşekkür ederim
Güzel değil yaşamak. Ya da çok güzeldi bir zamanlar."
Ayfer Tunç, “Anlatmak yeniden yaşamak demek.” dedirtiyor, romanın sonlarına doğru Osman’a. Aslına bakarsanız Tunç da, anlatarak yeniden yaşatıyor. Çünkü son romanı Osman, bir üçlemenin -belki de şimdilik- son romanı.
İlkini 1990’ların başlarında yazmıştı: Kapak Kızı. O roman karlı bir kış günü Ankara’dan İstanbul’a giden bir trenin üç yolcusu üzerine kuruluydu. Romana adını veren kapak kızı ise eserde çok az yer bulabilmişti kendisine.
Aradan on beş yıldan fazla bir süre geçtikten sonra Ayfer Tunç, o kapak kızını tozlu rafların, sisli hayallerin arasında buldu ve Şebnem, Yeşil Peri Gecesi’yle arzı endam eyledi. Güzelliğin başa bela olup olmadığını, modern hayatı, çocukluğu ve aile dramlarını ihtiva eden şahane bir anlatıydı.
Ardından Dünya Ağrısı ve Aşıklar Delidir girdi hayatımıza. Farklı iki roman. Ama sonra bir gün, Ayfer Tunç’un son romanı Osman’ı gördük tanıtımlarda. Benim gibi Tunç hayranı okurlar için müjdeli bir haberdi bu. İlk başta Osman’ı idrak edemedim, onun Şebnem’in kocası olduğunu anlayamadım. Sonrasında oturdu taşlar yerine.
Evet, Osman bir üçlemenin son kitabı. Ancak endişe etmeyin, çünkü bu üç roman birbiriyle bağlantılı olsa dahi bağımsız olarak da okunabilir. Zaten özellikle ikiyi okursanız üçü, üçü okursanız da ikiyi merak edip, hemen alacaksınız bence. Mesela ben Osman’ı bitirmemin hemen ardından kütüphaneme koşup, Yeşil Peri Gecesi’nin bilhassa son bölümlerini tekrar okudum.
Osman, her şeyden önce çok başarılı bir anlatı. Ayfer Tunç, çok başarılı bir anlatıcı çünkü. Onun kelimeleri, onun üslubu bambaşka. Osman, Nişantaşı’nda doğup büyümüş, profesör bir babanın iki evladından biridir. İyi eğitim almış, hep varlık içinde yaşamış, yakışıklı, yetenekli bir adamdır. Ancak o kadar değildir çünkü aynı zamanda hedefsiz, ömrünce hiç çalışmamış ve dahası berbat bir çocukluk, ilk gençlik geçirmiştir. Gerçekler görünenden farklıdır.
Tunç’un eserlerinde kahramanların çocuklukları onların kaderlerini çizen en önemli unsurlardan biridir. Nitekim bu Şebnem için de öyleydi, Osman için de öyle.
Romanı okurken, acaba Yeşil Peri Gecesi’ni okumamış olsaydım beni nasıl etkilerdi diye de çokça düşündüm. Sonuçta oradaki esas konuyu biliyordum, lakin Osman’daki kahramanların neredeyse hiç biri bilmiyordu. Vardığım sonuç şu oldu, Osman’ı büyük bir beğeni ve merakla okur, ardından ne yapar eder, Yeşil Peri Gecesi’ni de okurdum. Hatta Kapak Kızı’nı da…
Osman bir tezli roman değil. Mesaj verme kaygısı yok. Osman karakteri biraz da Masumiyet Müzesi’nin Kemal Basmacı’sını andırıyor. Osman, bir hayatı anlatıyor, insanı… Zaten Tunç bir röportajında, “Doğacı bir insan olmadım ben, şehir insanıyım. Doğada bir haftadan fazla bulunmaktan hoşlanmıyorum. Beni asıl ilgilendiren şey insan hikayesi. Doğanın hikayesi yok, döngüsü var, büyüleyici bir döngü ama o kadar, beni fazla sarmıyor. Şehirde önümden her dakika bir hikaye geçiyor.” demişti. Evet, o herhangi bir insanı alıp, öyle bir tahkiye ediyor ki, şaşıp kalıyorsunuz.
Osman’da iki tekniği bir arada kullandığını görüyoruz. Buna göre, Osman hakkında araştırma yapan anlatıcı, bir yandan röportajlar yaparak onun hayatına giren kişileri konuşturuyor. Öte yandan bir sahafta bulduğu Osman’ın günlüğünü de kronolojiye uygun olarak okuyor ve bütün bir hikayeyi bize anlatıyor.
Nihayetinde Osman, arabesk hayatları hiç de arabesk olmayacak bir biçimde yazabilen Ayfer Tunç’un tipik bir romanı, çok başarılı. Her zamanki gibi insanı sarsan aforizmalarla dolu.
“Üniversitedeyken, çok kitap, çok şiir okuduğum yıllarda. O güzel, kaygısız, umut dolu yıllarda. O zamanlar gelecek parlak bir elma şekeriydi benim için, meğer zehirliymiş.”
Sanki ben yazmışım gibi…
Ah be Osman! Sana üzülsem mi kızsam mı, bilemedim.
Kitapliginizda Tutsaklar sehri mevcut ise muhakkak okumanızı tavsiye ediyorum.uzun süre etkisinden çıkamayacağınız mükemmel bir eser ❤
Dünya Ağrısı sonrası kitaplarına abone olduğum çok önemli bir yazar Ayfer Tunç. Sizin kitaplarınızı okuduktan sonra bir süre daha karakterlerinizle birlikte yaşamaya devam ediyorum. Sevgi ve saygılarımla
Ayfer tunç der susarım. Hayranım kendisine.Suzan defteri nasıl okuyacağımı anlamamış mail atmıştım. Hemen dönüş yapmıştı🥰Teşekkürler Can yayınları
Merhabalar, nasıl okunması gerekiyormuş acaba?
@@damlayigit5202 ben okuduğum zaman ilk bir karakterin güncesini sonra diğerini okumuştum, çok zevki bir deneyim olmuştu tavsiye ederim
Merhaba, mail adresini bulamıyorum. Yardımcı olur musunuz?
Sanırım bir kez daha Ayfer Tunç'a aşık oldum.
bir zamanlar çukurovayı izle ondan sonra aşkını yeniden düşün derim!
@@leventsuheyl4206 neden ki? anlamadım... o diziyi hiç bilmiyorum.
@@enginfirol Ayfer Tunç'un yazdığı berbat dizi, atv'de yayınlanıyor dört sezondur.
15.00 te zamanında bir hocası "hangi alanda kadın sayısı erkekleri geçiyorsa o alanda değersizleşme vardır " demiş. Duyunca insan önce bi afallasa da açıklamasını dinledikten sonra anlıyor. Mesela öğretmenlerde kadın sayısı erkekleri geçmiş durumda ve bugün öğretmene verilen değer ortada
Nasıl güzel anlatıyor keşke daha uzun yapılsaymış röportaj...
Şu an elimde. Bırakamıyorum.
Bir yanım bırakamıyor bir yanım bitecek diye üzgün
Az önce bitirdim..keşke bitmeseydi yine çok güzeldi🥰
Çok güzel kitap, akıyor ama elden bırakılmayacak türden de değil bence
Ayfer Tunç, benim duygularımı ele geçiren bir yazar. Linç yemeyeceksem Yaşar Kemal'den daha etkilendiğim, karakter altyapısı olarak derinleşebilen tek yazar. Bu ülkede nobel alabilecek 2 yazar görüyorum önümüzde biri Hasan Ali Toptaş, diğeri Ayfer Tunç.
Okuyucularından etkilenmediğini biliyorum ama biraz daha dünya meseleleri hakkında yazarlarsa iki yazar da bizim ateşimizi, kızgınlığımızı daha da söndürecektir ortak olarak.
Aynı şeyi düşündüm benim için yaşar Kemal'in tahtını salladı
Aslında ikisini çok kıyaslamamak gerekiyor. Biri cumhuriyet'in ilk ağrılarını diğeri o ağrıdan doğan hastalıkları anlatıyor. Ayfer hoca modern dünyada insanı ele alıyor. Yaşar Kemal ise köyü anlatır. Köylüyü anlatır. İkisini de çok çok seviyorum.
Kitap önerisi isteyenleri Ayfer Tunç tarafına çekiyorum. Fantastik istiyorum, polisiye olsun, hayır. Önce bunlar okunacak 💙💜
bayılıyorum bu kadına
Seni dinlemeyi çok seviyorum ❤️
10:37 ...güven, modern insanın tanrısıdır..
Kalemi çok sağlam çok sevdiğim yazarların başındadır kendileri....
Henüz kitaplarını okumaya başlamadığım bir yazar
Ama okunacak da
Okadar kitap varki
Özür yetmeyecek sanırım 😢
🙏
Keske daha uzun olsaydı. 💜👏
💜
Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.üç kitabı da okudum hayranlığın her okuduğumda daha da arttı.
Erkeklerin başarı tanımlaması safsata gerçekten kadınları ön plana çıkarmak için diğer kesimi yok edemezsin
Ayfer Tunç daha okumadım sizce ilk hangisini okumam gerekiyor
Nasıl tanışabiliriz kendisiyle
Karı koca Ayfer Tunç hastasıyız.
En sevdiğim yerli yazarların başında gelir Ayfer Tunç, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi ve Osman'ı üst üste okuyup çarpıldım. Kalemine ,yüreğine sağlık. Bu söyleşi ile gönlüme taht kurdu. Sağolsun, varolsun hep yazsın da keyifle okuyalım 👏👏
Sırasıyla mı okumak gerekiyordu. Ben direk Osman kitabını almışım ve yarıladım😢
Bütün şehirler İstikbal ya da Bellona ile başlar,villalar ile biter.
Osman kitabını bugün satın aldım ancak kitabın basımında bir sorun var
Farklı bölümlerde 15-20 sayfa eksik çıktı, Can yayınları acaba sorundan haberdar mi ?
Merhaba, konuyla ilgili olarak yayinevi@canyayinlari.com adresimizden iletişime geçebilirsiniz.
Burasi Ayfer Tunç'un evi mi acaba :)))
0:22
Ayfer Tunç 'u Osman'la tanıdım. Hayran oldum. Gercekten romanı cok cok begendim. O kadar doyamadım ki, hemen arkasından Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesi'ni de okudum. Fakat Osman romanındaki karakterin hayattan onurlu vazgeçişi ile Yeşil Peri Gecesi'nde cizilen zayıf Osman karakterinin örtüşmediğini düşünüyorum. Psikolojinin bir gerceği olarak zayıf karakterlerin intihar etmesi neredeyse mumkun değil. Osman'a daha farklı bir son yakışırdı. Belki birbakımevi, belki Erguder Yoldas gibi bir son. Ama onurlu bir intihar değil.
Kapak Kızı'nın kurgusu enteresan olsa da yeterince surukleyici değildi. Biraz zayıf buldum. diyalogları da flash backleri de.
Yeşil Peri Gecesi, ondan belki bir tık daha iyiydi, ama gereksiz ve amaca hizmet etmeyen manasız betimlemelerle doluydu. O yuzden zaman zaman sıktı. Ama Osman tam bir ustalık eseri.Hic bırakmadan soluksuz okunuyor. Yazarın ilerlemesi bu 3 romanda net görülebiliyor. sonraki eserlerini sabırsızlıkla bekliyorum.
Ya niye spoiler verdiniz daha kitabı bitirmemiştim. Sinirim bozuldu demek intiharmış pfffffffff.
@@sebnemyildirim8122lutfen sonuna kadar okuyun. O kismi yani intihar ya da kaza aslinda okuyucuya kalıyor. En basta anlatılanla, sonu arasi esasinda dusunulmesi gereken kisim... Hani doğum ve ölüm arasindaki o kisa cizgi. Sonu tamamen okuyucuya kalmis - intihar ya da kaza.
@@sebnemyildirim8122 şu an ben
...kamyon, sadece Osman'a mı çarptı?...
“Değer”i beklentinin üzerinde maddi ele aldığını düşünüyorum
OS