Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızasını esas maksat yapmak gerektir.
Hazreti Mevlana’nın menkıbelerini okurken bu hatıraya rastladım paylaşmak istedim Nakledilmiştir ki: Bir gün Mevlana, bir şeyhin posta oturtulması törenine rast gelmişti. Kıra'at-i seb'a hafızlarından olan Sâineddin de bu sırada "Ve'd-duha" sûresine gelmişti ve onu sonuna kadar imâle ile okumağa başladı. Bundan Mevlana'nın canı sıkıldı. Hüsameddin Çelebi mazeretler beyan etmeğe başladı ve: "Bu hafız, Kisâî'nin kıraati üzere okuyor. Efendimiz onu mazur görsün," dedi. Mevlana: "Evet, Çelebi doğru buyuruyor. Bunlar tıpkı (anlatacağım hikayedeki) seferden gelen şu Türk fakihine benziyor. Bir Türk fakihi seferden gelmişti. Bir nahivci ondan: 'Nereden geliyorsun?' diye sordu. Fakih, min Tus ( = Tus'tan) diyecek yerde, min Tis (= Tis'ten) dedi. Nahivci: 'Vallahi, ben ömrümde böyle bir memleket adı hiç işitmemişim,' dedi. Fakih: 'Sen "min"in harf-i cer olduğunu bilmiyor musun? "min", "Tus" un evveline geldiği için "Tus" u "Tis" yaptı? dedi. Nahivci: 'Benim nahivde okuduğuma göre "min" yalnız harf-i cerre’dir. Onun koca bir şehri de altüst ettiğini hiç işitmedim,' dedi. Bunun üzerine bu hafız başını açtı kul ve mürid oldu."
İmale, fethada ve onu takip eden elifte ortaya çıkan telaffuz değişikliği anlamında dil ve kıraat terimidir. İmale, sarf ve kıraat ilimlerinde “fethayı kesreye ve elifi yâ’ya yaklaştırarak seslendirmek” demektir. İmale mütevatir rivayettir. İmale yapılması gerekir.
Hem uygulama hem kitâbi ifadeyle Esreye meyilli veya elif harfini Yâ harfine meyilli bir şekilde okumak en doğrusudur. Üstad Fatih Çollak hocamızdan öğrendiğimi direk sizlerle paylaşıyorum.
Allah razı olsun Rabbim ilminizi arttırsın
Sizin gibi gençlerin sayısını artırsın
Âmin, Allah sizden de razı olsun 🌹
İlminle amil ol yavrum insaAllah...Rabbim razı olsun..❤
Âmin Yâ Rabbelâlemin 🌹
Sağlıklı günler dilerim hafız. By
Allah razı olsun hocam sizden istifade ediyoruz
Âmin, cümlemizden
Allah muvaffak eylesin 🌹
MaşALLAH🌹Allah razı olsun
Ma şa Allah
Allah sizden razı olsun hocam çok faydalı ilim öğretiyorsunuz maşaallah
Sizin vesilenizle yanlışlarımı düzeltiyorum hamdolsun .
Âmin, cümlemizden
Allah muvaffak eylesin.
Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok.
Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok.
O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder.
Onun için, bu hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızasını esas maksat yapmak gerektir.
رَضِيَ اللّٰهُ عَنْكُمْ
Rabbim ebeden daima razı olsun hocam
Âmin Yâ Rabbelâlemin
Hocam allah sizden razı olsun hocam
Âmin, Allah sizden de razı olsun
Allah razı olsun kuzum ❤❤
Âmin, Allah sizden de razı olsun 🌹
Maşallah kardeşim
Sağolun
Maşallah
Allah razı olsun ❤
ALLAH razı olsun hocam
Âmin, cümlemizden
Hazreti Mevlana’nın menkıbelerini okurken bu hatıraya rastladım paylaşmak istedim
Nakledilmiştir ki: Bir gün Mevlana, bir şeyhin posta oturtulması törenine rast gelmişti. Kıra'at-i seb'a hafızlarından olan Sâineddin de bu sırada "Ve'd-duha" sûresine gelmişti ve onu sonuna kadar imâle ile okumağa başladı. Bundan Mevlana'nın canı sıkıldı. Hüsameddin Çelebi mazeretler beyan etmeğe başladı ve: "Bu hafız, Kisâî'nin kıraati üzere okuyor. Efendimiz onu mazur görsün," dedi.
Mevlana: "Evet, Çelebi doğru buyuruyor. Bunlar tıpkı (anlatacağım hikayedeki) seferden gelen şu Türk fakihine benziyor. Bir Türk fakihi seferden gelmişti. Bir nahivci ondan: 'Nereden geliyorsun?' diye sordu. Fakih, min Tus ( = Tus'tan) diyecek yerde, min Tis (= Tis'ten) dedi. Nahivci: 'Vallahi, ben ömrümde böyle bir memleket adı hiç işitmemişim,' dedi. Fakih: 'Sen "min"in harf-i cer olduğunu bilmiyor musun? "min", "Tus" un evveline geldiği için "Tus" u "Tis" yaptı? dedi. Nahivci: 'Benim nahivde okuduğuma göre "min" yalnız harf-i cerre’dir. Onun koca bir şehri de altüst ettiğini hiç işitmedim,' dedi. Bunun üzerine bu hafız başını açtı kul ve mürid oldu."
❤🤲🥀
❤🎉
Mana nasıl değişmiyor kardeşim açıklar mısın, bi de bu kural arapçanın temelinde olan bişey mi merak ettim
İmale, fethada ve onu takip eden elifte ortaya çıkan telaffuz değişikliği anlamında dil ve kıraat terimidir. İmale, sarf ve kıraat ilimlerinde “fethayı kesreye ve elifi yâ’ya yaklaştırarak seslendirmek” demektir.
İmale mütevatir rivayettir. İmale yapılması gerekir.
İMALE KUR'AN DA KAÇ YERDE VAR YADA SADE HUD SURESİNDEMİ VAR HOCAM
Uygulanan başka yerlerde var fakat bizim kıraatimizde sadece bu kelimede uygulanıyor.
Ama baya esre gibi okudun
Esreye dogru diyor hocamız zaten
Bu imale kurali bu ayetten baska bir ayettede geciyormu yoksa sadece bu ayettemi var guzel kardesim❤
Bizim kıraatimizde sadece bu ayette uygulanıyor.
Normal ince okunsa anlamı bozulur mu cevap verirmisiniz
Mana bozulmaz , Mana değişmiyor diye terkedilmez. İmale mütevatir rivayettir. İmale yapılması gerekir. Elimizden geldiğince uygulamaya çalışmalıyız.
@@hafızhalitbasis esre gibi değilde biz ra yı ne ince ne kalın öğrenmiştik
Hem uygulama hem kitâbi ifadeyle Esreye meyilli veya elif harfini Yâ harfine meyilli bir şekilde okumak en doğrusudur. Üstad Fatih Çollak hocamızdan öğrendiğimi direk sizlerle paylaşıyorum.
@@hafızhalitbasisaynen öyle hocam . MaşAllah Allah sizden razı olsun
@@hafızhalitbasis haah tamam bende öyle okuyorum
Tam anlatamadım biraz önce size
Allah razı olsun
Yavrucum ra ninaltindaki yazimi oyle okutuyor ra diye okuyorum
Sadece Hûd Sûresinin 41. ayetindeki "mecrâha" kelimesinde böyle okunuyor.
Imale, Kuran' da sadece Hud süresinde mi var hocam?
Yalnızca Hud suresinin 41. âyetinde var.
Hafs rivayetinde bundan başka imale yoktur.
@@hafızhalitbasis Allah razı olsun hocam.