Canan Gerede | Yılmaz Güney'i Hapisten Kaçıran, Senarist Yönetmen ve Yapımcı Canan Gerede Kimdir?

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 9 лют 2025
  • Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın:
    / Önemli İnsanlar
    #kimdir #kaçyaşında #nerelidir
    1995 yılında bergen’in hayatını anlattığı ‘aşk ölümden soğuktur’ filmiyle altın portakal en iyi yönetmen ödülü’nü kazanan ilk kadın olan gerede’nin kendi hayatı da kült bir bağımsız film tadında; dünyanın dört yanında geçen bir çocukluk, new york-istanbul arası maceralı yıllar... New york’ta dünyaya gelen, çocukluğu tayvan’dan venezüela’ya yerkürenin dört bir yanında geçen yönetmen ve senarist canan gerede için ‘dünya vatandaşı’ desek yanlış olmaz. Baba tarafı giritli
    Dedesinin 10 çocuğu vardı. Çocuklarını iyi okutabilmek için deri, sabun, zeytinyağı fabrikalarını girit’te bırakıp istanbul’a göç etmiş. İyi bir eğitim alan babası dışişleri bakanlığı’nda çalışmaya başladı.
    Gerede, 1948 yılında new york’da dünyaya geldi. Annesi reşiha akman, babası diplomat cemil vafi tren seyahatinde karşılaşmışlardı. Bir ay sonra evli olarak new york’a gittiler. Annesi o sırada ingiliz edebiyatı okuyordu. Eğitimi yarıda kaldı ama hep piyes tercüme etti.. Çoğu şehir tiyatrosu’nda gösterildi yıllarca.bcanan gerede, babası uzun yıllar türkiye'nin new york başkonsolosluğu görevinde yer aldığı sırada new york’da doğmuştur. Canan üç yaşında iken türkiye’ye döndüler. Daha sonra görevler icabı avrupa ve güney amerika'da çeşitli ülkelerde yaşadı. . Menderes döneminde babası merkeze çekiliyor. Gerede bu esnada istanbul’da anneannesi necla öke’nin yanında kalıyor. İki sene sonunda yeniden yollar .. Çok yer değiştirdiği için pek arkadaşı yoktu. Yalnızlık çekiyordu. Venezuela’nın baş şehri caracas’da ve new york'taki amerikan sahne sanatları akademisi'nde (american acting school of drama arts) tiyatro doğaçlaması üzerine eğitim gördü. Ne yapmak istediğini çok küçük yaştan beri biliyordu; sinema ve tiyatro. Hürriyetten zeynep bilgehana verdiği röportajda şöyle anlatmıştı o yılları: “bir yandan okul, diğer yandan çocuk bakıcılığı yaparak iyi bir gelir kazanıyordum. Ayrıca mankenlik eğitimi alıyordum. Okuldan sonra,1960’ların başlarında istanbul’a döndüm. Bir süre gazetecilik yaptım, amerikan konsolosluğu’na belgesel senaryoları yazdım. Derken tony richardson ve ekibi, ‘hafif süvari alayının hücumu’ (charge of the light brigade) filmini çekmek üzere türkiye’ye geldi. Onun kostüm işlerini bana verdiler. Burada, star wars filmlerinin de sanat yönetmeni john mollo’nun asistanlığını yaptım. İlk film çalışmam burası oldu.”
    Okulu bittikten kısa bir süre sonra evlendi. Ancak bu evlilik ne kadar hızlı gerçekleştiyse, o kadar da hızlı sona erdi. New york'taki okulu bitirip istanbul’a geldiğinde önce istanbul şehir tiyatroları'nda muhsin ertuğrul kadrosunda çalıştı. Ancak şehir tiyatrolarının kendisine göre olmadığını karar vererek ayrıldı. Ama tiyatrodan kopmamıştı, tiyatro dekorları yaptı, film senaryolarına imza attı, annesi gibi tercümeler yaptı.
    Canan gerede, mustafa kemal atatürk’ün silah arkadaşı hüsrev gerede’nin oğlu dr. Selçuk gerede ile 1971 yılında ikinci evliliğini yaptı. Gerede” soyadını atatürk değerli silah arkadaşlarından hüsrev beye vermişti. Gerede ilçesinde ayaklanan yobazların elinde, ölümden döndüğü için... Eşinin işi nedeniyle şubat 1972 tarihinde ailecek new york’a taşındılar. 1972’de aileye yeniden new york yolları göründü. Diplomat baba cemil vafi’nin yardımıyla selçuk gerede birleşmiş milletler’de doktor olarak göreve başladı. Eşi birleşmiş milletler doktoru olarak 15 sene new york’da görev aldı. 1987 yılında türkiye’ye döndüler. Şiva ve bennu gerede (d. 30 ağustos 1971) adında iki kızı oldu. Daha sonra boşanmadılar ama uzun seneler eşi ölene kadar ayrı yaşadılar.hürriyetten zeynep bilgehana verdiği röportajda şöyle demişti: bir gün paris’teki arkadaşı nur vergin, ona öneride bulundu; “istanbul’da doktor selçuk gerede var. Tam sana göre; git onunla tanış.” Canan gerede, “türkiye hakkında çok az bilgim vardı” diye anlatıyor: “selçuk, o arada boşanıyordu. Doktorluktan para almayı reddediyordu. Bir muayenehanesi bile yoktu. Telefon açıp ‘görüşmek istiyorum’ dedim. Ertesi güne randevu verdi. Kapıyı beyaz bir kimonoyla açtı. Gözlerine baktım ve ‘ben bu adamla evleneceğim’ dedim.Yılmaz güney, erden kıral, zeki ökten, atıf yılmaz gibi isimlerle tanıştı. Yılmaz güneyle tanışması onun yıllar sonra bile konuşulmasını sağlayacaktı. Tanışmaları da ilginç olmuştu.
    #canangerede #yılmazgüney #atatürk

КОМЕНТАРІ • 5