İnsanın Doğası - Alfred Adler
Вставка
- Опубліковано 19 вер 2024
- Adler, insanın doğası hakkındaki görüşlerini, genel okura hitap edecek bir şekilde anlatıyor.
Bireyin, kendi sorunlarını anlamasını, kendine yardımcı olmasını ve topluma katılmasını sağlamayı hedeflediğini söylüyor.
Erkek egemenliğinin zannedildiği gibi "doğal" bir şey olmadığını, tarihte süregelen bu durumun yasalaştırıldığını, erkeklerin erkekliklerini kanıtlamak, ayrıcalıklarını hak ettiklerini gösterebilmek için sürekli kadınlara tepeden baktıklarını çözümlüyor.
İncelediğimiz kitap: www.kitapyurdu...
Yeni basımı: www.amazon.com...
#ÖzHakikiKişiselGelişim serisinde ne yapıyoruz?
Berbat kitaplar ve berbat insanlar yüzünden adı batırılan kişisel gelişime sahip çıkıyoruz. Kişisel gelişim öyle değil böyle olur diyor ve özenle seçtiğimiz kitapları beraberce okuyup yorumluyoruz.
Tüm diğer #ÖzHakikiKişiselGelişim videolarına şu linkten ulaşabilirsiniz:
• Öz Hakiki Kişisel Gelişim
*
KATIL üyesi olup avantajlardan yararlanmak isterseniz tıklayın!
Nezaket şart, nefret söyleminde bulunan engellenir, espri, gırgır serbest!
/ @tarih_obası
İlkokulda çarpım tablosunu öğrendiğimiz dönemde öğretmenimiz bizi tahtaya kaldırıp sözlü yapardı. Sözlüler sırasında hep çok gerildiğimi hatırlıyorum. Sanki oğlanlardan daha başarılı olmazsam bütün kızların matematikte başarısız olduğunu kanıtlayacaktım. Oysaki çok başarılı bir öğrenciydim ve matematik öğrenmekte de zorluk çekmiyordum. Buna rağmen sözlü sırasında bütün kadınlar adına kendimi kanıtlamam gerekiyormuş gibi hissedişimi hatırlayınca içim buruluyor. O sırada erkekler dertsiz tasasız bir şekilde bütün enerjilerini öğrenmeye ayırabilirken ben içselleştirdiğim önyargılarımla da boğuşuyormuşum.
Yorumunuzu okuyunca aklıma geldi. Ben mühendisim hâliyle sayısal eğitimi aldım. Yüksek lisans yapıyorum ama çarpım tablosunu sorun,asla bilmiyorum. Çünkü aylarca yüzümüze bakmayan babam 3-4 ayda bir sinirli olduğu zaman karşısına alır çarpım tablosunu sorardı. Korkudan cevap veremez elim ayağım birbirine girerdi. Çarpım tablosu demek benim için korkulu rüya demek. Hayatımın 32 yılı küçük yaşta kırılmış kanatlarımın yeniden çıkması için uğraşmak oldu. Of of...
Erkeklerin genelde dertsiz tasasız olduğu doğru ama bütün enerjilerini öğrenmeye aktardıkları şaibeli... Öğrenmeyi çok severdim her çocuk gibi ama dersler filan kesinlikle ilgimi çekmezdi, berbat diploma notlarıyla ilkokulu liseyi bitirip iyi bir üni kazandım.. yani ilkokul derslerindeki başarının gelecek hayatinizdaki başarılarınıza dair hiçbir işarette bulunmadığını söyleyebilirim. İlkokulda derslerinde başarili olanlar bence en iyi uyum sağlayabilen,uslu,eğilip bukulebilen tiplerdi.. çocuğumun bi tık hayta ve kendi ilgi alanlarına derslerden çok yönelen bir tip olması aşırı hoşuma gider mesela
Ne alaka erkeğim ben de tüm arkadaşlarım da sözlü sırasında köpek gibi gerilirdik anlamsız bir kıyas
Onaylanma isteği erkekler için de geçerli.
@@vonhumboldt8ya zaten yorumda gerilmenin, kaygının kadınlara özel olduğunu söylemiyor. kadınların sadece kadın olmak sebebiyle sahip olduğu kaygıdan bahsediyor. başarısız olma korkusu bir yana, başarısızlığının diğer insanlara genelleneceğinin korkusu ve bundan kaynaklı hissettiği sorumluluk bir yana. ama bu durumlarda olmadığınız belli, erkek olmaktan kaynaklı benzer bir kaygınız olsaydı belirtirdiniz, ama yaşamamışsınız böyle bir şeyi ve bu durumu kavrayabilecek derecede bir empati beceriniz yok. bir şeyleri inkâr etmeden önce biraz anlamayı deneyin. birey özelinde atılan bir laf yok ve sadece bir erkeksiniz diye suç sizde değil ki hemen inkâra yönelesiniz. ama kadın perspektifinden bir gözlem; her şeyi kendinizle alakalı yapmanız çoğu zaman sizin de suçu olan erkeklerden olduğunuzu gösteriyor.
"Kadın erkek eşitliğini savunmak için geçmişten referanslar göstermeye gerek yok. Bir şey varsa vardır." Yorumunuza kesinlikle katılıyorum.
"Bir çocuğu; ev işleriyle meşgul bir annenin, ev dışında sorumluluk gerektiren bir iş yapan baba kadar önemli olduğuna inandırmak güçtür." Bu minvaldeki düşünceleri duymak dahi korkunç raddede kötü hissettirirken bahsi geçen fikirlerin henüz doğumumuzdan da önce zihin kıvrımlarımıza nakış nakış işlendiği bir toplumda yaşıyor olmak çok can yakıcı. Emeğiniz için teşekkürler.
Videoda sorguladığım ve bizzat tanığı olduğum bir çok konu vardı ve her birini tekrar bilinçli bir şekilde hatırlamak ve sorgulamak o kadar iyi geldi ki. Bir keresinde babamlar bahçemize yol yaparken ben de yardım etmek istediğimde annemden erkek işi olduğunu duydum. Yine de yardım ettim ama çekinerek çünkü benim işim olmadığını düşünmüştüm. Kendine erkeklerin işleri olarak tanımlanan işleri yaptığı için erkek gibiyim deyip gurur duyuyordu. Sonrasında bunun yanlış bir idade olduğunu açıklamamla azaltsa da ara sıra duyuyorum. Velhasıl kelam 1900 lerde yazılan tespitlere günümüzde neredeyse her kız çocuğu maruz kalıyor, özgüvenimiz düşüyor. Yıllardır bu yıkılan özgüvenimi toparlamak için çabalıyorum, bu algıdan çıkmak hiç kolay değil; üstelik çevrenizde yol gösteren olmadığında. Şanslıyım ki İnternet elimin altında ve doğru bilgilere erişebiliyorum. Video için çok teşekkür ederim Ceren Abla, sayende kendime biraz daha güvenmeyi çalışmam gerektiğini hatırladım. ❤️
Gündem yüzünden ancak izleyebiliyorum. Bildiğin Tarihobası kafamızı soğutacak escape room haline dönüştü. Teşekkür ederim Ceren Hanım.
Kızlara yapıştırılan hanım hanımcık olma hali,toplumda oturma şeklinden tutup gülme tarzına kadar önceden çizilmiş kalıplara sığdırılmaya çalışılmamız ve sonra da kalıplardan çıkmaya çalışmak için çırpınmamız.Kadınların artık bu döngüyü yaşamaması için konuşmalıyız,çalışmalıyız,sokakta olmalıyız,her alanda sesimizi duyurmalıyız.
Sohbet için teşekkürler🤍
Seni ve üretkenliğini o kadar çok sevıyorum kii
insan doğası var oldukça nesillerimiz devam ettikçe bu düşünceler her zaman olucaktır umarım toplumda adaletli bir düzende yaşarız ve kesinlikle kadınların ev hanımlığı yapmaması taraftarıyım biz kadınlar tek başına her şeyi çok güzel götürebileceğimizi düşünüyorum bir erkeğin sorumluluğu evin sorumluluğunu al üstüne kimse seni burnuna koymasın.tüm kadınların kendi değerini bildiği kendinden vazgeçmediği bir dünya diliyorum.
Çok haklısın cerencim senin gibi düşünüyorum kadınlarımız ve kızlarımız okusun ve çalışsın🙏😊
Kadınların çalışan anne konusunda söyledikleri bir erkek olarak bir aydınlanma yaşamama sebep olmadı değil. Babam bizim evde çalışmayan, annem ise sürekli olarak çalışan konumdaydı. Bu yüzden evin direği konusunda anne örneğini görerek büyüdüm. Belki bundan da kaynaklı olarak gerek ortaokul gerekte lise dönemlerimde çok fazla kız arkadaşımla kadınların erkeklerden farklılığı sanıldığı gibi olmadığı konusunda çok fazla konuşmuş, bazılarıyla resmen benden aşağı değilsin diye tartıştığım olmuştu. Hala da herhangi bir konuda(fiziksel olsun fark etmez) kadınlara yapılan ve yetersizliğini vurgulayan hiçbir hareketi yapmaz ve karşı dururum.(Kadınlara yer vermek gibi, ağır diye elinden alıp taşımak gibi) Belki ayıptır orasını bilemem fakat demek istediğim aklımın ucundan geçmez bile bu ve biri söylediğinde rahatsız bile ettiği olmuştur. Şunu da belirtmem gerekir ki vücut yapısı biraz güreşçi tipi olan hep kalıplı biri olarak ortalama bir erkekten güç olarak baya üstün olmuşumdur. Bu nedenle bana bu tarz konuşmalarda erkek kadın farkları konusu açıldığında konuşan erkeklere ''Gözümde 50 kilo kadınla eşit derecede zayıfsın'' demeden geçemiyorum. Özellikle annemi 155 boyuyla kocaman adamları iş yerinde azarlarken gördüğümde bu işin çok farklı olduğunu ve büyük ölçüde algı olduğunu görerek büyüdüm. O yüzden aynı şekilde bence sadece kadın değil, bir erkek içinde evde çok güçlü bir kadın olması +1 diyebilirim.(Verdiğim örnekler biraz garip kaçmış olabilir ama demeden geçemedim :D )
Örnekler hiç garip değil. Bence baya iyi yetişmiş, baya iyi çözümlemişsin durumu.
Bence iyi yetişmiş diyemeyiz, baba yönünden şanssızsın. kadının baskın babanın tembel ve pasif olması da sağlıklı değil bana göre, annenin pasif babanın baskın olma durumu da.
Tam aksi olmasından çok daha iyi bence. İyi yetişmiş olduğu kendini ifade gücünden, muhakeme yeteneğinden, kurduğu cümlelerden belli oluyor. Babasıyla alakalı bir şey değil yani. İyi yetişmem mükemmel ailede yetişmek anlamına gelmiyor.
Ne güzel bir insansın... Sakın bırakma bu kanalı!
Fevkalade bir içerik olmuş. Toplumun derinlerinde bir sır gibi saklanan psikolojik unsurları usta gözlemlerle açığa çıkararak kendi hemcinsini yüceltmeden bizlere aktaran cesur ve gerçekçi insanlara daha çok ihtiyacımız var.
Bu okuma çok yararlı oldu. Siz de güzel bir açıklama ile ufkumu genişlettiniz. Kızlarıma da tavsiye ettim. Çok teşekkür ederim❤
Bizim evde de çalışan daha çok annemdi. Annemle babam ayrıldıkları ilk zamanlarda zorluk yaşadılar. İkisi için de kolay bir süreç olmadı. Evin büyük kızı olarak ikisini görünce çok üzülüyordum. Ama annem, babama göre daha hızlı toparlandı ve hayatına çok daha iyi devam etti. Babam ise o kadar kolay toparlanamadi. Çünkü evli oldukları zaman içerisinde pek çok şeyi annem yapiyordu. Bu nedenle olsa gerek ne yaşamını düzene sokabildi babam ne de ekonomik durumunu. Ve ebeveynlerimin bu süreçlerini gördükçe hep şunları düşündum: Biriyle evlenirsem, ona muhtaç olmayacak şekilde yaşamak istiyorum. Annem gibi güçlü bir kadın olmak istiyorum. Babam gibi kendi kendine yetemeyen biri olmak istemiyorum.
Şu anda güçlü bir kadın olduğumu dusunmuyorum. Annem gibi olmak için daha çok yolum var. Ama videoda Ceren abla: "Annesi çalışan kız çocukları hayata 1-0 önde başlıyor" demişti. Öyle olamasam da annemle babamı gören birisi olarak söylemeliyim ki hayatımda çok sevdiğim bir erkek var ama yine de ayakları yere sağlam basan biri olmadan onunla evlenmeyi de düşünmüyorum. Çünkü kadın erkek fark etmeksizin insanın kendi kendisine yetebilmesi çok önemli bir şey.
(Konuyla çok alakalı olmayabilir ama bu videoyu dinlerken aklıma bunlar geldi.)
Ben, Adler'le NA Psikoloji Bilim kanalı sayesinde tanışmıştım. Ebeveynlere verdiğiniz tavsiyeye kesinlikle katılıyorum. Kardeşler arası rekabeti okumak ebeveyn olmasam da bir ailenin içinde yaşadığımdan beni çok aydınlatmıştı. Engeller ile alakalı söyledikleri de. Bunların dışında asıl beni etkileyen aşağılık duygusunu ifade ediş biçimiydi.
"hepinize takarim psikolojide" hahha cok guldum, muhtesemsin ya!
Ya ben bu kanalı çok sevdim yeni keşfettim bu arada, önceden kazıklı maria izlerdim kitapları eleştirirdi, sonra etrafımdakiler sayesinde düzgün bir eleştirmen olmadığını her şeye salladığını anlayabildim, izlemeyi de bıtaktım. Şu an bu kanal bana çok iyi geldi anlatım şekli de çok hoşuma gidiyor
Ceren'e hayranlığım her videoda artıyor 🥺❤
Daha gelişmiş agaçlarin zayıf ağacları besledigi bilinçle mi yapıliyor acaba.Internet aği gibi toprak altinda birbirlerinden yararlanan ,besleyen koruyan bir bilinç gibi gelmiştir bana hep.🍁
Çok kıymetli bir konu olmasına rağmen tahammül edemedim videoya. Adam zaten gayet net açıklamış, ne diye yorumlarınızla anlamsız yerlere çekiyorsunuz konuyu. Taşın belkide bilinci vardır demek nedir ya? Adamı anlamışsınız ama yanlış anlamışsınız.
Çok teşekkürler
%100 emin olduğum tek şey erkek ve kadın haklarının eşit olması gerektiği. Bu bence tartışmaya bile kapalı. Diğer yandan bazı konularda erkeklerin bazı konularda da kadınların üstün olduğu da bir gerçek. Fakat son kertede bir genelleme yapılırsa erkek üstün görünüyor. Çünkü zaten bu savaş yapılmış,bitmiş ve biz şu anda onun sonuçlarını yaşıyoruz. Fakat günümüz modern toplumunda erkeğin üstün olduğu konular büyük oranda önemini yitirdi ve belki de o üstünlük savaşı şu anda tekrar yaşanıyor. Yine bir sonuç çıkacak ortaya ve gelecek nesiller de o sonucun etkileriyle biçimlenecek.
Cok sasirdim 1927 yilinda bir erkek yazardan boyle seyler duymak... ayrica mukemmel bir videoydu
Yine çok güzel bir yayın olmuş. Her zamanki gibi harika nokta atışı tespitler! ❤
Uzun suredir videolarini izliyorum bi baktim abone degilmisim kanalina. hemen abone oldum :')
Schopenhauer'a ne kadar kılsam, Adler'i o kadar sevdim.
Evet özellikle Nietzsche ve Schopenhauer veya Freud savunan kadınları görünce çok şaşırıyorum ben de.
Kadın-Erkek eşitliğini gerçek anlamda yaşayan tek millet, eski Türkler sanırım... Adler, kendi toplumunu referans alarak bu kitabı yazarken, insan psikoloji ile ilgili önemli ipuçları vermiş... teşekkürler...
Harikasın harika... :)
Kreşe ne kadar erken baslanilirsa o kadar iyi
Eski Türkler feminist idi. “Türkçülüğün esasları “ kitabında Ziya Gökalp buna kısaca değinir. Sonradan bu topluma ne oldu, garip tipler türedi, anlaması çok zor
Çok güzelsin❤ tesekkur ederim
❤️❤️❤️
Sondaki bir çocuk olarak cevaplamamızı istediğin soruya aklıma gelenlerden hangi birini yazacağımı bilemedim, üzücü
Merhaba :) yine harika bir yayin. Biyolojik evrimsel bir yaklasimi bilinc konusunu da ele alan bir kitap okumustum. Dorion Sagan , Lynn Margulis; Doganin dogasi. Cok uzun zaman oldu, hangi baslikta ele aliniyor hatirlamiyorum ama, mikrocanlilarin bilinci oldunu temellendiriyordu. Ilgililere tavsiyedir.
45:39 20:30
Eğer öyle düşünüyorsanız tavsiye Etmeme konusunda Boşuna Okumuşsunuz Bu Kitabı okuyupta tavsiye Etmeyen Kişinin Yada Kişilerin Yaşadıklarını Hayal dünyası İle Bağdaştırıp Sanki Kendi Gözüyle Görmüş Gibi Anlatım Yapan Bir kitaptır. İnsan Doğasını Anlatan Ve Örnek Olan Bir Kitaptır.
ne hikmetse bunu erkek yazmış şaşırmadım :D
@@lilyrose1288 Şaşırmamanızı Gayet Doğal Karşılıyorum Çünkü İnsan Doğasında Sınıfta Kaldınız..😊🙋🏻♂️
@@mesutbulut4949 senin gibileri 1700de de varmış, 1800de de 1900de de şimdilerde de, kadınları ikinci sınıf gören amsalaklarsınız😍 senin gibileri kadın insan mıdır değil midir diye araştırıyorlarmış, onlarda ruh var mı yok mu merak ediyorlarmış, sizin kadınları toplumda bastırma icgüdünüz ne yazık "ikinci sınıf insan" gördüyünüz kadınları kıskandığınız içindir..
@@mesutbulut4949 o kadar eziksinizki seni doğuran insanin kadın oluşu umrunuzda değil, annen olmasaydı hayatda olamazdın, azıcık saygı.
💕💕💕💕
Normalde ne alaka derdim ama size psikolojide yakışıyor. Güçlü bir auraniz var
Güncel kitap önerisi gelebilir mi acabaa? 😊
😎Dikkatli olun. Hepinize takabilir çok kötü takar ❤️😎aman ha.. 😎
Bitkilerle konustugun zaman mutlu olup acmalari mi? Umarim saka yapmissinizdir
Yapılan araştırmalar, konuşmanın neden bitki büyümesine katkı sağladığını göstermiştir. Esasında cevap çok basit: Karbondioksit! Bitkilerinizle konuştuğunuz zaman, konuştuğunuz ve hatta yakınında bulunduğunuz sürece ağzınızdan ve burnunuzdan oksijen alıp, karbondioksit salarsınız.
İçinize çektiğiniz havanın %79 civarı azot, %21 civarı oksijen, önemsiz bir miktarı ise diğer gazlardır. Buna karşılık verdiğiniz nefesin %78'i azot, %18'i oksijen, %4'ü karbondioksittir. Bu sayede, konuştuğunuz bitkinin yakın çevresindeki karbondioksit derişimini arttırırsınız. Böylece, fotosentez hızını arttırarak bitkinin büyümesine katkı sağlarsınız. Tabii ağzınızdan saçılan karbondioksitin bitki büyümesine etki etmesi için bitkilerinizle gün içinde saatlerce konuşmanız gerekir; evrim ağacı sitesinden, mutlulukla alakalı değil tabii, insanların yanlış yorumu bu inanış
Kanalda incelediğiniz kitaplar için yayınevinden,yazardan vs. izin alıyor musunuz Ceren Hanım?
Hayır, izin gerekmiyor.
8 ay ideal krese baslama yasi diyor bir fransiz psikologue Rufo. :)
Oha djhdjjjs yok fetusken baslasinlar direkt dogumdan firt diye okula fielatsinlar bebegi
yeni izleyebildim yine harika bir yayın olmuş, teşekkürler