"Leyla diyorsam kesik yanaklarıyla leyla../O gitti ağlamak kaldı bize kala kala."Sezai Karakoç'un köşe şiirini hatırlattı bana bu belgesel. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.
Öncelikle emeği geçenlerden Allah razı olsun.Sonuna kadar izledim ve tabiki çokça hüzünlendim.Rabbim tüm Endülüslü müslüman kardeşlerimizin mekanını cennet eylesin.Ana vatanlarından koparılıp gittikleri yerde de İslamiyeti yaşattıkları ve hala yaşatmaya devam ettikleri için Rabbim katında mükafatları olacaktır 🤲
Esaret altinda, herseyi Hak'tan bilen idraki ile ecnebinin sarayina carkifelekli göğü, Hakim ayetleri işleyen müdehar sanatkarlarınin ve bu Hakikate ışık tutan Akif Emre'nin ruhu şad olsun 🤲
Estupendo ,maravilloso documental,que dios le bendiga, muchas gracias!!!allah razı ola efendiler,bazı ilaveler lazım olurdu,lakin esasen mevzuu çok güzel, hamdola rabbimize!!!ellerinize sağlık!!!
Muhammed Salih Bey'in İngilizce altyazı önerisi Merhum Âkif Emre'nin ruhâniyetini hoşnûd edecek,misyonu ve vizyonuna uygun bu belgesel serisinin Dünyâ ölçeğinde algılanmasını sağlayacak çok hayırlı bir hizmet olacaktır...
@@l.g2180 Atatürk; 1913 yılında Fuat Bulca'ya yazdığı mektupta Osmanlı'nın sonunu nasıl öngördüğünü öğreniyoruz. Atatürk Osmanlı'nın 1913 'teki durumunu; Endülüs'ün yıkıma doğru adım adım sürüklendiği 1008 yılı sonraki dönemine benzetmiştir. Atatürk, mektubunda arkadaşlarını uyararak "Endülüs tarihinin son sayfalarını okuyunuz!" demiştir. Atatürk'ün bu sözünden 7 yıl sonra Mehmet Akif Ersoy da Endülüs'ün akıbetine vurgu yapmıştır. Mehmet Akif; Kastamonu Nasrullah Camii'nde 1920 tarihinde verdiği vaazında: "Endülüs diyarını gözünüzün önüne getirin. O cihanın en mamur, en medeni, en mütefennin iklimi vaktiyle sinesinde on beş milyon Müslüman barındırırken bugün baştanbaşa dolaşsanız, tek bir dindaşımıza rast gelemezsiniz." demiştir. 700 yıldan fazla hüküm süren Endülüs'ün yıkılışındaki kodlar çözülmüş ve Osmanlı'nın da aynı akıbete doğru sürüklendiği önceden görülmüştür. Endülüs bir savaşla bir anda yıkılmış değildir. Adım adım ve planlı bir politika ile bu sona yaklaşmıştır. Atatürk'ün; "Endülüs tarihinin son sayfalarını okuyunuz!" dediği sayfalarda "böl, sömür, yönet, yok et" politikası öne çıkıyor. Endülüslü Müslümanlar iki şeye sahip çıkamadıkları için bu akıbete uğramışlardır. 1- Müslümanlar arasında dini birliğin bozulması 2- Milli birliğin bozulması Bu iki unsurun kaybedilişini Endülüs'ün son sayfalarından şöyle örneklendirelim: * Müslümanların dini yaşantısı, yerini Hıristiyanlara özentiye bıraktı ve onların adetleri ülkede yaygınlaşmaya başladı. Hıristiyanlarla karşılıklı evlilikler teşvik edilmekteydi. * Endülüs'teki eski kiliseler ihya edilip turizmle Hıristiyanların ülkeye gelip gitmeleri sağlandı. * Ülkedeki işbirlikçilerin de faaliyetleri ile Müslümanlar arasındaki itikadî ve ahlakî bozulma zamanla Müslümanların kendi aralarında ihtilafa düşüp birbirleri ile mücadeleye yol açmıştır. * Müslümanlar daha sonra kendi aralarındaki mücadelelerde güçlü gördükleri Hıristiyanlardan yardım istediler. * Ülkeye yardım için çağırdıkları Hıristiyanlar sözüm ona çözüm adına Müslümanları bölüp tampon bölgeler oluşturdular. Zamanla Endülüs Emevi Devleti bölündü ve özerk yarı devletçikler oluştu. * Etnik unsurlu iç isyanlarla ülke iç karışıklığa sürüklendi. Artık ortam iyice hazırdı. Hıristiyan orduları saldırıya geçip katliam ve tecavüzlerle Müslümanları yok etmeye başladı. * Son olarak 1492'de Gırnata'nın da düşmesiyle bölge adım adım tamamen Hıristiyanların eline geçmiştir. * 781 senelik devletten geri kalanlar İslam'a ait bütün izler; saraylar, camiler, kütüphaneler yerle bir edildi. * Geride kalan Müslümanların önüne üç seçenek konuldu: Ya Hıristiyan olup vaftiz edilecek, ya üç gün içerisinde İspanya'yı terk edecek ya da öldürüleceklerdi! * Din değiştirenlerin de domuz eti yiyerek samimiyetlerini kanıtlamaları gerekiyordu. Domuz eti yemeyenler cezalandırılır ve mallarına el konulurdu. * Direnen Müslümanlar engizisyon fırınlarında yakılarak öldürüldüler. Endülüs tarihinin son sayfalarında Müslümanlara yapılanlara bakınca Atatürk'ün; niçin "Ya İstiklal ya ölüm" parolası ile kurtuluş mücadelesi verdiğini şimdi daha iyi anlıyoruz. Müslüman Türk milletinin Endülüs tarihinin son sayfalarındaki akıbete uğramasını istemiyordu. Şimdi soruyoruz: Bir Müslüman'ın Atatürk'le ne derdi olabilir ki? Ya da Atatürk'le derdi olanlar aslında kimdir?
@erol dp:Bunu yazmadan önce biraz tarih bilgisi edinin. Keseden herkes atar:Alman belgeselinde bile Müslüman lar gelmeden 300 yıl önce Vatikan orayı zorla Katolik yapmaya başlamış yani sadece 300 yıl hristiyanlar yaşarken 800 yıl Müslüman lar muhteşem eserler yaptı.
Endülüs daha çok hatırlanmalı, bilinmeli...
Ne güzel bir çalışma Akif Emre hocamızdan, Allah cc rahmet eylesin, mekânı Cennet olsun.
Mehmet Özdemir'in Endülüs kitabını okuduktan sonra daha bir anlamlı oldu. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.
Muhteşem kaçıncı izleyişim ahh ah Endülüs .....
Çok güzel araştırmışsıniz yattığınız yer nurlar içinde olsun Akif Emre Hoca
Rahmetli Akif Emre... Allah razı olsun emeği geçen herkesten.
"Leyla diyorsam kesik yanaklarıyla leyla../O gitti ağlamak kaldı bize kala kala."Sezai Karakoç'un köşe şiirini hatırlattı bana bu belgesel. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.
Öncelikle emeği geçenlerden Allah razı olsun.Sonuna kadar izledim ve tabiki çokça hüzünlendim.Rabbim tüm Endülüslü müslüman kardeşlerimizin mekanını cennet eylesin.Ana vatanlarından koparılıp gittikleri yerde de İslamiyeti yaşattıkları ve hala yaşatmaya devam ettikleri için Rabbim katında mükafatları olacaktır 🤲
Emeği geçen herkesten Allah razı olsun 💗
Emeğinize sağlık. Akif Emre hocamıza Rabbim rahmet eylesin.
Türkiyede doğup büyüyen bir Endülüs olmaktan gurur duyuyorum ✔️
Selamün aleyküm gardasim
Arapmısın
@@tezcantay3387 ispanyol müslüman
BENDE TÜRKİYEDE BÜYÜYEN BİR KAFKASYALIYIM BİZİ BAĞRINA BASAN MAZLUMLAR YURDU ANADOLUMUZA ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ ALLAH BU VATANI DAİM KORUSUN.
Ben bir Endülüs aşığıyım
Keşke hiç bitmeseydi oradaki müslüman hâkimiyeti
Esaret altinda, herseyi Hak'tan bilen idraki ile ecnebinin sarayina carkifelekli göğü, Hakim ayetleri işleyen müdehar sanatkarlarınin ve bu Hakikate ışık tutan Akif Emre'nin ruhu şad olsun 🤲
Endülüs....❤
Hem Endülüs hem Endelüs...
Emeğinize ve yüreğinize sağlık...
Allah rahmet eylesin merhum Akif emre hocamıza ♥️
Estupendo ,maravilloso documental,que dios le bendiga, muchas gracias!!!allah razı ola efendiler,bazı ilaveler lazım olurdu,lakin esasen mevzuu çok güzel, hamdola rabbimize!!!ellerinize sağlık!!!
Teşekkürler 👍👏👏
Emektarlara saygı ve minnetle..
Ah eski günler
Tuncay Hocanın öğrencileri beğensin 💫
tesekkürler harika bir yapım
Akif Emre'ye Rahmetle...
Cebeli tarıktan cava adalarına kadar tek devlet sınırı yok
KESINLIKLE DINLEYIN DINLETIN
Muhammed Salih Bey'in İngilizce altyazı önerisi Merhum Âkif Emre'nin ruhâniyetini hoşnûd edecek,misyonu ve vizyonuna uygun bu belgesel serisinin Dünyâ ölçeğinde algılanmasını sağlayacak çok hayırlı bir hizmet olacaktır...
Nasıl yapsın alt yazı 2 3 gün sürer aralıksız
Bunu altyazılı çeşitli dillerde yayınlarmısınız
Gırnata düşmesiyle Endülüs Müslümanların karanlıkta kalan acılı tarihi henüz başlıyordu.
TEŞEKKÜRLER
❤
"La galibe illaAllah" ayet değildir.
?
La galibe illallah Yusuf suresinde geçiyor kardeşim tefsiri: Mutlak Galip Allah'tır ondan başka galip yoktur
1913'te adam boşuna dememiş demek ki "Endülüs tarihinin son sayfalarını okuyun!" diye..
Onur KCN kim diyor bunu ?
@@alandalus1704 Gazi Mustafa Kemal Atatürk..
Mustafa KАmal Osmanlı Devleti'nin sırtındaki son hançer!
ne demek istiyorsun yani ?
@@l.g2180 Atatürk; 1913 yılında Fuat Bulca'ya yazdığı mektupta Osmanlı'nın sonunu nasıl öngördüğünü öğreniyoruz. Atatürk Osmanlı'nın 1913 'teki durumunu; Endülüs'ün yıkıma doğru adım adım sürüklendiği 1008 yılı sonraki dönemine benzetmiştir. Atatürk, mektubunda arkadaşlarını uyararak "Endülüs tarihinin son sayfalarını okuyunuz!" demiştir.
Atatürk'ün bu sözünden 7 yıl sonra Mehmet Akif Ersoy da Endülüs'ün akıbetine vurgu yapmıştır. Mehmet Akif; Kastamonu Nasrullah Camii'nde 1920 tarihinde verdiği vaazında: "Endülüs diyarını gözünüzün önüne getirin. O cihanın en mamur, en medeni, en mütefennin iklimi vaktiyle sinesinde on beş milyon Müslüman barındırırken bugün baştanbaşa dolaşsanız, tek bir dindaşımıza rast gelemezsiniz." demiştir.
700 yıldan fazla hüküm süren Endülüs'ün yıkılışındaki kodlar çözülmüş ve Osmanlı'nın da aynı akıbete doğru sürüklendiği önceden görülmüştür. Endülüs bir savaşla bir anda yıkılmış değildir. Adım adım ve planlı bir politika ile bu sona yaklaşmıştır.
Atatürk'ün; "Endülüs tarihinin son sayfalarını okuyunuz!" dediği sayfalarda "böl, sömür, yönet, yok et" politikası öne çıkıyor. Endülüslü Müslümanlar iki şeye sahip çıkamadıkları için bu akıbete uğramışlardır.
1- Müslümanlar arasında dini birliğin bozulması
2- Milli birliğin bozulması
Bu iki unsurun kaybedilişini Endülüs'ün son sayfalarından şöyle örneklendirelim:
* Müslümanların dini yaşantısı, yerini Hıristiyanlara özentiye bıraktı ve onların adetleri ülkede yaygınlaşmaya başladı. Hıristiyanlarla karşılıklı evlilikler teşvik edilmekteydi.
* Endülüs'teki eski kiliseler ihya edilip turizmle Hıristiyanların ülkeye gelip gitmeleri sağlandı.
* Ülkedeki işbirlikçilerin de faaliyetleri ile Müslümanlar arasındaki itikadî ve ahlakî bozulma zamanla Müslümanların kendi aralarında ihtilafa düşüp birbirleri ile mücadeleye yol açmıştır.
* Müslümanlar daha sonra kendi aralarındaki mücadelelerde güçlü gördükleri Hıristiyanlardan yardım istediler.
* Ülkeye yardım için çağırdıkları Hıristiyanlar sözüm ona çözüm adına Müslümanları bölüp tampon bölgeler oluşturdular. Zamanla Endülüs Emevi Devleti bölündü ve özerk yarı devletçikler oluştu.
* Etnik unsurlu iç isyanlarla ülke iç karışıklığa sürüklendi. Artık ortam iyice hazırdı. Hıristiyan orduları saldırıya geçip katliam ve tecavüzlerle Müslümanları yok etmeye başladı.
* Son olarak 1492'de Gırnata'nın da düşmesiyle bölge adım adım tamamen Hıristiyanların eline geçmiştir.
* 781 senelik devletten geri kalanlar İslam'a ait bütün izler; saraylar, camiler, kütüphaneler yerle bir edildi.
* Geride kalan Müslümanların önüne üç seçenek konuldu: Ya Hıristiyan olup vaftiz edilecek, ya üç gün içerisinde İspanya'yı terk edecek ya da öldürüleceklerdi!
* Din değiştirenlerin de domuz eti yiyerek samimiyetlerini kanıtlamaları gerekiyordu. Domuz eti yemeyenler cezalandırılır ve mallarına el konulurdu.
* Direnen Müslümanlar engizisyon fırınlarında yakılarak öldürüldüler.
Endülüs tarihinin son sayfalarında Müslümanlara yapılanlara bakınca Atatürk'ün; niçin "Ya İstiklal ya ölüm" parolası ile kurtuluş mücadelesi verdiğini şimdi daha iyi anlıyoruz. Müslüman Türk milletinin Endülüs tarihinin son sayfalarındaki akıbete uğramasını istemiyordu. Şimdi soruyoruz: Bir Müslüman'ın Atatürk'le ne derdi olabilir ki? Ya da Atatürk'le derdi olanlar aslında kimdir?
Araplar büyük koloniler kursalarmış harika olurdu
kurdular zaten ama ingilizler gibi fransizlar gibi kaybettiler afrikada bir sürü afro-arap yaşio
bol bol islam propaganadsi yapmissiniz, yahudi ve hristiyan mimarlarin yarattigi eserler üzerinden.
Hangi eser mesela?
@erol dp:Bunu yazmadan önce biraz tarih bilgisi edinin. Keseden herkes atar:Alman belgeselinde bile Müslüman lar gelmeden 300 yıl önce Vatikan orayı zorla Katolik yapmaya başlamış yani sadece 300 yıl hristiyanlar yaşarken 800 yıl Müslüman lar muhteşem eserler yaptı.
Hıristiyanlar in ataları hep hırsızlık ve despotluk
O kadar zavallı ve cahilsin ki. Sana ne anlatılır ne de vakit harcanır...
Cehalet güzel mi?