resmi tarih yalanları demeyin lütfen. chp nin yalanları.. çünkü kurgulayan onlar. ama ne dendir bilinmez (aslında biliyoruz.. darbe tehlikesi) hiçbir hükumet bunu değiştirmedi. veya gücü yetmedi.. peki şu andaki hükumetindemi bunu değiştirmeye gücü yetmiyor.
Bir kaç video önce vahdettinin tarımla ugrasma hayali olan devlet yönetecek vasfı olmayan biri olarak anlattınız. Şimdi tüm kurtulus planının arka perdesi olarak gösteriyorsunuz. Hangisine inanalım ? Atatürk için dinle hiç bir zaman isi olmamış ateist biri dediniz. Şimdi cuma namazında diz dize namaz kıldı diyorsunuz.
atatürk 1881 de doğduğunda ne ise vefat ederkende ayni düşüncelerde vefat etmiştir. O devrrimci özgürlük ve bilim insanıdır.. martavallara karnımız toktur.
Yürüyen Adam gibi ADAM olunca, bende yanında yürüyorum. Kıymetli Hocam UA-cam da, twitter da takip ediyorum. Tv lerde eski ve yeni yayınları gerek canlı gerekse UA-cam da anlayarak ilgiyle takip ediyorum. İyiki varsın Güzel insan
@@hasanyavuz1586 güzel tevafuk olmuş adaş ve soydaşım. Ahmet ANAPALI gibi değerli bir Hocanın videosunda buluşmak ayrı mutlu etti beni. Esenlikler diliyorum
İçinizden biri, 1989 Bulgaristan muhacirlerine neden Bulgar dediğini ( dolayısı ile daha önce gelmiş olanlara da ) ,hatırlatınca anında kıvırıp ; ben Bulgar demedim ,Bulganç Türkü dedim, diye ,bu sefer göz çıkardığını sorsanız. Merak ediyorum , size nasıl bir tepki verecek, ben hatırlatınca beni mahkemeye vermiş (!)
Rabbim ömrümüzü uzun hayırlı etsin ki sizde hep anlatmaya devam edin Atatürk'ün ölümüne kadar herşeyini anlatmanız dilegiyle iyi çalışmalar Allah a emanet olun
Bu anlattığınız detayları ilk defa duyuyorum hocam. Meğer bilmediğimiz neler varmış. Her devirde siyasi erk, kafasına göre tarihi çarpıtıyor, belge saklıyor ve gerçeği örtpas ediyor. Ben Atatürkçü'yüm. Çok açık söylüyorum bunu, ama gözümde at gözlüğü yok. Tarihi objektif olarak değerlendiriyorum. Ayrıca da atalarımla gurur duyuyorum. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Emeğinize sağlık. ( Çağlar Didman)
Atatürk’ün el yazısı ile Allah’ın doğuşu: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni) Masum ve cahil insanları, yüzlerce allaha taptırmak, veya, allahları, muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir. Hangi mabedin Hükümdarı, dolayısile papasları, kuvetlenir ve diğer mabetlere hakim olursa, O mabedin papasları kendi allahlarının büyüklüğünü tanıtmaya, diğer allahları ehemiyetten dülürmeye çalışırlardı. Netekim, Tinis hanedanının I inci Pepi’nin Menfis (Memphis), payitahat olunca, burası için yeni ve en büyük allah lazımdı. Tinis papasları bunun çaresini buldular. Tinisin (Helyopolis) mahallî allahı, insan şeklinde temsil edilen atom (Ataum=ammon) idi. Fakat, bu ilah,bütün mısırlıların gözünü dolduramazdı. Umumiyetle, mısırda, güneşe mensup bir allaha tapınmağa alışılmıştı. Kaynak: Doğu Perinçek, Kemalist Devrim 2 Din ve Allah Kaynak Yayınları 5.Basım İstanbul, Aralık 1996 sh. 207 Atatürk’ün el yazısıyla dinin rolü: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni) Din ve Millet Din birliğinin de bir millet şeklinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz. Türkler arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne arapların, ne aynı dinde bulunan acemleri ve ne de mısırlıların vesairenin türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün… …milliyetlerin fevkinde şamil bir arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammedin dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdurlar. Bununla beraber, allaha kendi milli lisanında değil, allahın arap kavmine, gönderdiği arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, allaha ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında türk milleti bir çok asırlar, ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta, bir kelimesinin… …manasını bilmediği halde Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, türk milletince, karışık, cahil hocalar ağziyle, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupada, allah kelimesinin ilâsı [yüceltilmesi] parulası altında, hıristiyan milletlerini idare altına geçirdiler, fakat onların dinlerine ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler. Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısırda, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspereyi, hilâfet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gâh şarka, gâh garba veya her tarafa birden saldıra saldıra Türk milletini allah için, peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, allaha mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaat ve temin eden dini akide… Ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı dikkati görmesine mani olmadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin, ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden din hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyle derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, türk düşmanaları olan arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve külayişiyle [açıklıkla,ferahlıkla], büyük heycanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük türk cedlerinin mukaddes miraslarının… Kaynak: Prof.Dr. Afet inan, Medeni Bilgiler ve Atatürk’ün Elyazıları, Sh.364 ve Medeni Bilgiler, s.366, s.367, s.368, s.450 Muhammed ve İslamiyet: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni), Atatürk’ün “Muhammed ve İslamyetin Doğuşu” konusunda, Lise Tarih kitabı için eliyle yazdıklarından bir kısmı (1930) Muhammedin menşei Muhammedin aile ve Atalarına ait bütüb malûmat Tarihî olmaktan ziyade efsanevîdir. Peygamber zamanında bu malûmat yoktu; bunlar sonradan icat olunmuştur. Arapların aile şecerelerinin tutulması usulü Halife Ömer zamanında başlamıştır. Bu usul bir takım düzme seçerelerin uydurulmasına yol açtı. Hakikatta, Muhammedin menşei hakkında pek az şey bilinmiştir, okadar ki onun asıl ismi dahi malûm olmamıştır; Muhammet, Peygamberin ismi değil, lakabıydı. Peygamberin cetleri hakkındaki malûmat dahî tarihî ve sikalara uymaz. Araplar, Peygamberin İbrahim neslinden geldiği ispata çalıştılar; Araplar bu suretle bütün… …Arap ırkının yüksek necabet sahibi olduğunu ispat etmek hevesinde idiler. Muhammet kendisi hiçbir zaman asalet şerefi iddiasına kalkışmamıştır;O, boş teferruata ehemiyet vermezdi; gayesine doğru tereddütsüz yürür amelî adamdı. Muhammet, hiçbir zaman bir asalet Hücceti istemedi; damarlarında İbranî nebilerin canı dolaştığını iddia etmedi; bilakis kerek kendisinin, kerek ana ve babasının fakir halleriyle iftihar etti. Bütün mehazlar, biye, Muhammedin babası olmak üzere Abdülmüttabin oğlu Abdulla namında bir zatı gösterir; Anasının da adını Emine olarak tespit ettiler. Muhammet dünyaya gelmeden evvel, babası ölmüştür. Emine de , çocuğun altı… …yaşında yetim bırakmıştır. Muhammet dedesi abdülmuttalip yanında kaldı. Dedesi öldükten sonra da amcası Ebûtalibin himayesine girdi. Ebûtalip çok fakir ve ailesi de kalabalıktı. Mûhammet, maişetini Temin için gençliğinde çobanlık etti. Mûhammet 25 yaşında iken Hatice isminde 40 yaşında zengin bir dul kadınla evlendi; daha evel onun hizmetine girmiş develerine ve ticaret işlerine bakıyordu. Bu verdiğimiz malûmat, öteden beri verilegelmekte olan malûmattır. Ancak, bu hususta bilgimizi, tarih çerçevesine sokabilmek için şu noktalara dikkat celp etmek lazımdır; Muhammedin Abdulla ismini şığinda dair söylenen sözler kati değildir. Abdulla ismi, Muhammetten evvel adeta meçhuldü. İslamiyetten evel Herhangi bir mabuda nispetle Abdüllat, zeydüllat gibi isimler vardı; bu isimler islamiyet devrinde Abdullah, Zeydullah yapldı. Anananın bize Muhammedin dedesi olmak üzere gösterdiği Abdülmuttalibin dahi, Hakiki dedesi olduğu hakkında tarihî vesika yoktur. Bu mülahazalardan sonra Muhammedin menşei hakkında söylenebilecek şudur; Muhammet, fakir bir menşeden gelmiştir; pek güçük yaşında anasız, babasız kalmıştır; Abdülmuttalip ailesi ve bilhassa Ebutalip tarafından şefkat hissile kabul ve… …Himaye edilmiştir. Peygambere verilmiş olan Muhhammet lakabı, ölmüş babasının ismini kullanmaya lüzum bırakmıyordu. Muhammedin Peygamberliği Muhammedin Peygamberlik vazifesinin nasıl başladığını izah etmek en nazik ve en müşkül meseledir. Muhammedin bir melek ile ve allah ile Hakikaten konuşmuş olduğu kanaatında bulunanlar olduğu gibi, Muhammedin, isteyerek böylede söylediğini de ileri sürenler olmuştur. Bu faziyeleri Bir tara bırakmak ve meseleyi ilim ve mantık öeröevesi içinde mütaala etmek daha doğru olur. Kuranda öğrendiğimize göre, Muhammet hiç değişmeden yaşamış bir insan değildi; o da hayat ve Hadislerin zaruri icapları karşısında adeta hergün değişmiştir. Muhammet, iptida allahın resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır; bunu düşünmemiştir. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisine hasıl olmuştur. asıl meselenin Hal noktası şurdadır: Bütün iptidaî kavimlerde olduğu gibi Araplarda da, şairlerin akıl erdiremedikleri kuvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı. Bu kuvetler Araplar için Cinsel idi. Cinler, gûya kâhinlere de kâyıptan haber vermek… Kaynak: Orijinal belge, Anıtkabir Kütüphanesi’nde. Fotokopisi, Türk Tarih Kurumu’nda, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Askeri Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanlığı’nda ve Aydınlık gazetesi arşivinde, Doğu Perinçek Atatürk Din ve Lâiklik üzerine 2. Basım, Kaynak Yayınları İstanbul, Aralık 1997 Sh.145, s.147, s.149, s.151, s.153 ve s.155.
@@ugurc5461 Hem genele yazdım hem de zorumların altına. Aklımla küçümseme dostum, çünkü bu dostça değil. Bak sana ne dicem. Atatürk’ün öncesi ve sonrasını matematiksel anlatıyorum kanalımda. Sırasıyla para nedir, adil düzen, mevcut kapitalist/sosyalist sistem videolarını izle, üzerinde düşün, hem geçmişi, hem bugünleri, hemde geleceği okursun.
@@fatihemreomeroglu3195 Aklınla dalga geçen yok, ikincisi youtuber olarak bir şeyler yapmaya çalışıyorsan kısaca davet atman daha uygun değil mi ? Neyse iyi geceler iyi çalışmalar, videolarını izleyeceğim.
@@fatihemreomeroglu3195 Bir imam hatip mezunu olarak söylüyorum. Yaptığım çok kapsamlı araştırmalar sonucunda bütün dinlerin insanlar tarafından uydurulmuş safsatalar olduğunu çözdüm. YAŞASIN TÜM İNSANLARIN KARDEŞLİĞİ.
Abi videoları indirip iş yerinde izliyorum. Eşime de önerdim o da şimdi başladı 5 bölümdeyiz. Beraber izleyeceğiz. Emeğinize yüreğinize sağlık. Rabbim utandırmasın
@@manithor7572 adam Videonun başından sonuna kadar Vahdettin diyor, tek bir yerde Abdülhamid geçmiyor. Video izlemeden de başlıktan baksan sallarsan bile tutturmak mümkün değil. Bu ne biçim bir şey ya
😅😅😅😅😅kafa o biçim la sizde . Hain vahidettin den bahsediliyor. Hain olmasada 1 milyon 600 bin km2 toprak kaybeden en çok toprak kaybeden Osmanli padişahı diye anılan 2.abdülhamid han değil videoda anlatılan . Hani Atatürk büyük taaruz yapıp vatani işgal altından kurtardığı sonrası ingilizlerden yardım isteyip can güvenliğim yok yıldız sarayından çıkmam lazım diye ingilizlerden yardım isteyip kaçan hain vahidettin den bahsediyor. Can güvenliği yoktu çünkü kuvayı milliyeciler sarayı basmaya hazırlanıyordu. Hain vahdettin diye sokaklar çınlıyordu.
Atatürk serisinden önce yapmış olduğun bir programa yorum yazmıştım. Sonrasında Atatürk programları gelmeye başladı. Sen eli öpülecek insansın. Allah razı olsun senden
Tarafsızlık tan objektiflikten ne anlıyorsun sen adam tarihte ne belge bilgi varsa anlatıyor... Atatürk te Vahdettin de karalanmaya gerek olmadığını anlatıyor.
Bildirim geldiği an izleyecek imkanım olmasa bile videoyu açıp önden beğeniyi yolluyorum nasılsa izlediğim zaman beğeneceğim diye, rabbim uzun ömürler versin inşallah :)
Hocam lütfen sizden rica ediyorum, o nedemiş bu ne diyor hakkınızda diye takılmayınız lütfen, üzülmeyiniz... siz ve ekibiniz burda çok güzel iş çıkarıyorsunuz, aydınlatıyorsunuz bizleri.. ben kendi şahsıma çok müteşekkir im.. Allah sizlerden razı olsun..
Kardesim lisede tarıh öğretmeniyim ben bunları bende biliyorum ama üniversite sınavında bunlar çıkmıyor malesef mufredat neyse ona göre anlatıyoruz mecburen..boyle anlatrsam soru yapamaz cocuklar osym nasil ele aldiysa bizde oyle anlatmak zorundayiz..burasi youtube bizim anlattığımz yer mebin okulu..ahmet anapali da gelse liseye boyle anlatamaz bu kadar basit yani
:siz orda yoksanız biz burda yokuz izleyici :1 saat yapın videoları :Videolar 20 , 30 dk olacak izleyici:biz tat almaz olduk 20 dk dan siz anlatın o zaman
Samimiyetiniz ve tarafsız anlatımınız için teşekkür ediyorum. Umarım ki , bu çalışmanın neticesinde daha önemli hakikatlere ulaşacaksınız ya da , bu önemli hakikati biliyorsunuz ve topluma bu gerçeği anlatmaya çalışıyorsunuz . Nacizane bende yıllarca araştırmalar yaptım ve hadislerde bildirilen bir müjdenin , Türkiye de ortaya çıktığını gördüm . Bu konu bütün toplumu ve islam dünyasını ilgilendiren bir konudur .
Sayın hocam, bu bölümde okumuş olduğunuz mektuplar/telgraflar geeçekten çok önemliydi. Şahsen başka yerde okumamıştım. Hatta güncel bir tartışma var malumunuz bir ilimizde, nutukta sultan vahidettine hain deniliyor diye okullara dağıtımı durduruldu. Bu sebepten meb müdürü görevden alındı. Koca devlet trajikomik işler yapıyor.
1923 e kadarki dönemde bugün Atatürkçü geçinenlerin yüzü gülüyor gördünüz mü bakın Mustafa Kemal nasıl güzel bir komutan diyorlar, 1923 ten sonra bugün Atatürk karşıtı olanlar memnuniyet içinde , gördünüz mü bakın nasıl biriymiş o yere göğe sığdıramadığınız Atatürk diyecekler bu programla. Öyle bir his var içimde.
Anlattığı Mustafa Kemal ile Kamâl Atatürk zıtlar. 5816 faşist kanun kaldırılsın da o zaman gerçekleri konuşalım. Bu kanun kalkmadan hakikati söyleyen ceza yiyecek, söyleyip yiyenler gibi. Bak iyi dinle Mustafa Kemal nasıl Şeriat’a, Hilafet’e, Saltanata ve Sultanına bağlı. Sonra ki Atatürk tam tersi hareketlerde bulunuyor!
Hep vurguladığınız '' M. Kemal Paşa-Atatürk'' ayrımını çok merak ediyorum. Zira malumunuz bizler tarih değil hikaye/masal dinledik eğitim hayatımız boyunca.
Atatürk'ten bahsedince herhalde devletin basina geçenden söz ediyor, yani devlet adami. Mustafa Kemal Pasa diyince askeri komutandan bahsediyor dogru anladiysam.
Atatürk Türklerin atası demektir. Atatürk ü atası olarak kabul etmediği için. Mustafa Kemal diyor... Bu konuda çok çelişkili bilgiler var... Neden şimon zvi nın okulunda 6 yıl okudu... Bize Şemsi efendi diye okutulan şimon zvi...
Atatürk: "16 Mart 1920 saat 10'dan önce İstanbul telgrafçılarından (adını şimdi söylemeyeceğim) vatansever bir kişinin Ankara'da Ziraat Okulundaki merkezimize gönderdiği telgraf, İstanbul işgalinin kanlı bir biçimde başladığını bildiriyordu. İstanbul merkezinden, Harbiye telgrafhanesinden ve telgraf aleti başındaki birçok vatansever memurlardan, birbirini izleyen çeşitli telgraflar alıyorduk. Saat 11'e kadar toplanan bilgileri derhal bir genelge ile duyurduk."
hehehe kadir İNANIR bile inanmıyor sen inandın demek safsatalara... eeee ! inanmaya meyillisin belli...ATATÜRK aslında ingiliz ajanıdır.. bunada inanırsın sen
@@Riza-s3v kazım Karabekir’in kızı biraz eksik anlatmış o tutuklama sırasında detaylı cümleleri var Kazımkarabekir paşanın hatta soruyor neden ben bir numara siz iki numara olarak görevlendirildik siz bir numara neden olmadınız oda emir böyle siz tercih edildiniz diyor vs
@@yildizc kardeş Adam tescilli BELGE okuyor G.K.B dan bizzat M.Kemalin mektuplarını okuyor sen hala falan filanın duygu düşünce kannat falan gilanın kendi hayallerindekileri delil diye video atıyorsun Tarih BELGELERLE HAKİKATTİR NUTUK okudunmu acaba sadeleştirilmemiş yani sansürlenmemişini bulamasın kitab olarak gerçi orjinal NUTUK TBMM zabtı orjinal sansürlülernmiş olan 70 yıldır sadeleştirilmiş diye sansürlü olan piyasadakiler değil TBMM zabıtlı osmanlıca olan M.Kemalin ordada bizzat kendi beyanları samsuna gönderildiği padişahla mektuplaşdığı önceden istiklal bağımsızlık mücadelesi için teşkilatlanmanın olduğunu aşikat net anlaşılır şekilde açıklamış mesela Kazım paşa kendi kafasındanmı erzurumda orda kolordusuyla bekliyorum diyor M.Kemale saraydan habersizmi gidiyor Kazım koca genaral o ilk attığın videoyu iyi dinle kardeşim benim
Güzel masal olmuş, her saniye Murat Bardakçı'nın Şahbaba kitabını örnek vermişsiniz. Sanki Murat Bardakçı Şahbaba'da memleketi Sultan Vahidettin kurtardı diye belge ve anektod sunmuş. Tabi nasıl olsa kimse kitabı okumuyor bol keseden sallayın. Kitabın hiç bir yerinde Milli Mücadeleyi Sultan Vahidettin başlattı gibi bir belge veya anektod geçmiyor, aksine Sultan Vahidettin'in öyle bir niyetinin olmadığı vurgulanıyor. Kitap okumayanların Murat Bardakçı'nın bu konuyla ilgili videosu bile var. Sultan Vahidettin'in bir direniş fikri olmadığıyla ilgili. Tabii ki bu demek değildir Sultan'ın hain olduğu sadece kurtuluş fikirleri farklıydı, zamanında bir çok aydının da düşündüğü gibi kurtuluşun tek başımıza değil de büyük bir devletin himayesiyle olacağıydı. Milli Mücadele başarısız olsaydı muhtemelen Atatürk ve Milli Mücadele kahramanları hain olarak tarih kitaplarında yerini almış olacaktı.
1910 ile 1930 arasında ülkenin önemli kesiminse bulunan en az 20 kişinin kitabı var git bunları okuda asıl masal neymiş öğren. Ben sana bunlardan 2 tanesini söyleyeyim ismet inönü kendi kitabında inönü savaşları olmamıştır diye yazıyor diğeri ise celal bayar kendi kitabında yunanistanı bilerek ankaraya kadar getirildiği yazıyor son olarakta atatürk senin dediğin gibi olsa ilk yapılan seçimlerde belediye seçimleri yapılıyor o sonuçlara bak bakalım dediğin giyimiymiş ve sonra neden seçimler iptal oluyorda diktatörlük geliyor, sana soruyorum sen bir ülkenin kahramanı olacaksın ama seçim kaydedeceksin böyle bir ihtimal var mı? Burdan iki şey çıkar ya çakma kahraman yada millet nankör bunada sen karar ver ya deden nankör yada birileri çakma kahraman
Atatürk: "İstanbul'da telgraf görüşmeleri konusunda alınan önlemlerin gerekli olduğunu gösteren İngiliz girişiminin ortaya çıkması gecikmedi. 16 Mart 1920 saat 11'den sonra İstanbul telgrafhanesi Ankara merkezine bir resmi bildiri vermek istiyordu. İstanbul merkezinde telgraf başında bir İngiliz subayı bulunuyor ve bütün Anadolu'ya bu bildiriyi yayımlamaya çalışıyordu."
Kardesim lisede tarıh öğretmeniyim ben bunları bende biliyorum ama üniversite sınavında bunlar çıkmıyor malesef mufredat neyse ona göre anlatıyoruz mecburen..boyle anlatrsam soru yapamaz cocuklar osym nasil ele aldiysa bizde oyle anlatmak zorundayiz..burasi youtube bizim anlattığımz yer mebin okulu..ahmet anapali da gelse liseye boyle anlatamaz bu kadar basit yani
@@berkaykaya4976 kardesim tyt sinavinda ki mufredati anlatıyoruz biz sınavda resmi tarih soruyorlar boyle anılatirsak testlerle celisir bilgiler sinavda yapamaz cocuk malesef olay bu
@@yavuzsultanselim1377 bunlar neden mufredatta yok ? Bu adamın anlattıkları yaşanmamış mı uyduruyor mu ? Kendi çarpık ideolojilerini bizim çocuklarımıza öğretip dangalak bir nesil yetiştirmeye ne hakları var ?
Merhaba hocam. Kurtuluşun Faturasını Ödeyen Adam kitabınızın 55. sayfasında Anzak çıkarmasıyla ilgili paragraf çok hoşuma gitti. Sizden kaynak rica edebilir miyim? Sayfa altında kaynak yoktu.
Hocam Gençlere Ulaşır İnşaALLAH Çünkü Gerçek Tarihini Bilen Genç Nesil Daha Güçlü Mücadele Eder M.E.BAKAN,ımız Lütfen Yardımcı Olun 😔🦁🐺🐯🇦🇿🇰🇿🇰🇬🇵🇰🇹🇲🇺🇿🇹🇷🇹🇷🇹🇷🤘🤘🤘🤘🤘🤘👊
Sevgili Adaşım, zaten seni tarafsız olduğun ve doğru bilgileri bizlere aktarmaya çalıştığın için taktir edip takip ediyor ve izliyorum. Tüm emeği geçenlere müteşekkirim. Selamlar.
Üstadım, peki böyle hilafet ve saltanat yanlısı olan M. Kemal Paşa nasıl ve neden hilafeti ve saltanatı kaldırdı. Bu bir planmıydı yoksa sonradan gelişen bir durumun neticesimiydi.
Atatürk: "İstanbul'da yapılan tutuklamalara karşılık olmak üzere Anadolu'daki İtilâf devletleri subaylarının tutuklanması gerekiyordu. Göz önünde bulunanların tutuklanması için gerekli yerlere emir verdik."
@@makrc6877 Onu Atatürk'e bile dediler. Kulak asma, sıkma güzel canını. Bize düşen Cumhuriyetimizi yaşatmak ve Atatürk ve diğer atalarımıza kötü söz diyenlere tarihimizi anlatmak ve onu korumak. Başka ülkemiz yok. Kal sağlıcakla
Evet, Mustafa Kemal Atatürk gerçeğini, eğrisi ve doğrusuyla objektif, hiç bir etki altında kalmadan anlattığınız için size ve arkadaşlarınıza canı gönülden teşekkür eder bu konudaki çalışmalarınızın devamının gelmesi temennisi ile saygı ve muhabbetlerimi sunmakla beraber..Merak ettiğim bir konudur..Atatürk'ün yahudi soy adı Kamal meselesi ve ingilizlere bırakılan 450 ton altın meselesi bu konuyada bir açıklık getirirseniz memnun olurum..Bırakın sağdaki, soldaki ortadaki fincancı katırları ürksün, tepetaklak gelsin yeter ki hak ve hakikatin ışığı, güneş gibi parlasın güzel ülkemde..Allah yar ve yardımcınız olsun..
Vahdettin burnunun dibindeki İngiliz zırhlılarini parmağıyla gösterip "millet uyansın" demiş ama uyandiramamis. Gazi Mustafa Kemal Atatürk uyandırmış. Allah Atatürk sevgisini ve ışığını bu milletten eksik etmesin inşallah.
İki yüzlülük yapmayın! Anlattığı Mustafa Kemal ile Kamâl Atatürk zıtlar. 5816 faşist kanun kaldırılsın da o zaman gerçekleri konuşalım. Bu kanun kalkmadan haikakti söyleyen ceza yiyecek, söyleyip yiyenler gibi. Bak iyi dinle Mustafa Kemal nasıl Şeriat’a, Hilafet’e, Saltanata ve Sultanına bağlı. Sonra ki Atatürk tam tersi hareketlerde bulunuyor!
Atatürk’ün el yazısı ile Allah’ın doğuşu: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni) Masum ve cahil insanları, yüzlerce allaha taptırmak, veya, allahları, muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir. Hangi mabedin Hükümdarı, dolayısile papasları, kuvetlenir ve diğer mabetlere hakim olursa, O mabedin papasları kendi allahlarının büyüklüğünü tanıtmaya, diğer allahları ehemiyetten dülürmeye çalışırlardı. Netekim, Tinis hanedanının I inci Pepi’nin Menfis (Memphis), payitahat olunca, burası için yeni ve en büyük allah lazımdı. Tinis papasları bunun çaresini buldular. Tinisin (Helyopolis) mahallî allahı, insan şeklinde temsil edilen atom (Ataum=ammon) idi. Fakat, bu ilah,bütün mısırlıların gözünü dolduramazdı. Umumiyetle, mısırda, güneşe mensup bir allaha tapınmağa alışılmıştı. Kaynak: Doğu Perinçek, Kemalist Devrim 2 Din ve Allah Kaynak Yayınları 5.Basım İstanbul, Aralık 1996 sh. 207 Atatürk’ün el yazısıyla dinin rolü: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni) Din ve Millet Din birliğinin de bir millet şeklinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz. Türkler arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne arapların, ne aynı dinde bulunan acemleri ve ne de mısırlıların vesairenin türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün… …milliyetlerin fevkinde şamil bir arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammedin dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdurlar. Bununla beraber, allaha kendi milli lisanında değil, allahın arap kavmine, gönderdiği arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, allaha ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında türk milleti bir çok asırlar, ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta, bir kelimesinin… …manasını bilmediği halde Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, türk milletince, karışık, cahil hocalar ağziyle, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupada, allah kelimesinin ilâsı [yüceltilmesi] parulası altında, hıristiyan milletlerini idare altına geçirdiler, fakat onların dinlerine ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler. Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısırda, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspereyi, hilâfet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gâh şarka, gâh garba veya her tarafa birden saldıra saldıra Türk milletini allah için, peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, allaha mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaat ve temin eden dini akide… Ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı dikkati görmesine mani olmadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin, ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden din hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyle derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, türk düşmanaları olan arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve külayişiyle [açıklıkla,ferahlıkla], büyük heycanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük türk cedlerinin mukaddes miraslarının… Kaynak: Prof.Dr. Afet inan, Medeni Bilgiler ve Atatürk’ün Elyazıları, Sh.364 ve Medeni Bilgiler, s.366, s.367, s.368, s.450 Muhammed ve İslamiyet: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni), Atatürk’ün “Muhammed ve İslamyetin Doğuşu” konusunda, Lise Tarih kitabı için eliyle yazdıklarından bir kısmı (1930) Muhammedin menşei Muhammedin aile ve Atalarına ait bütüb malûmat Tarihî olmaktan ziyade efsanevîdir. Peygamber zamanında bu malûmat yoktu; bunlar sonradan icat olunmuştur. Arapların aile şecerelerinin tutulması usulü Halife Ömer zamanında başlamıştır. Bu usul bir takım düzme seçerelerin uydurulmasına yol açtı. Hakikatta, Muhammedin menşei hakkında pek az şey bilinmiştir, okadar ki onun asıl ismi dahi malûm olmamıştır; Muhammet, Peygamberin ismi değil, lakabıydı. Peygamberin cetleri hakkındaki malûmat dahî tarihî ve sikalara uymaz. Araplar, Peygamberin İbrahim neslinden geldiği ispata çalıştılar; Araplar bu suretle bütün… …Arap ırkının yüksek necabet sahibi olduğunu ispat etmek hevesinde idiler. Muhammet kendisi hiçbir zaman asalet şerefi iddiasına kalkışmamıştır;O, boş teferruata ehemiyet vermezdi; gayesine doğru tereddütsüz yürür amelî adamdı. Muhammet, hiçbir zaman bir asalet Hücceti istemedi; damarlarında İbranî nebilerin canı dolaştığını iddia etmedi; bilakis kerek kendisinin, kerek ana ve babasının fakir halleriyle iftihar etti. Bütün mehazlar, biye, Muhammedin babası olmak üzere Abdülmüttabin oğlu Abdulla namında bir zatı gösterir; Anasının da adını Emine olarak tespit ettiler. Muhammet dünyaya gelmeden evvel, babası ölmüştür. Emine de , çocuğun altı… …yaşında yetim bırakmıştır. Muhammet dedesi abdülmuttalip yanında kaldı. Dedesi öldükten sonra da amcası Ebûtalibin himayesine girdi. Ebûtalip çok fakir ve ailesi de kalabalıktı. Mûhammet, maişetini Temin için gençliğinde çobanlık etti. Mûhammet 25 yaşında iken Hatice isminde 40 yaşında zengin bir dul kadınla evlendi; daha evel onun hizmetine girmiş develerine ve ticaret işlerine bakıyordu. Bu verdiğimiz malûmat, öteden beri verilegelmekte olan malûmattır. Ancak, bu hususta bilgimizi, tarih çerçevesine sokabilmek için şu noktalara dikkat celp etmek lazımdır; Muhammedin Abdulla ismini şığinda dair söylenen sözler kati değildir. Abdulla ismi, Muhammetten evvel adeta meçhuldü. İslamiyetten evel Herhangi bir mabuda nispetle Abdüllat, zeydüllat gibi isimler vardı; bu isimler islamiyet devrinde Abdullah, Zeydullah yapldı. Anananın bize Muhammedin dedesi olmak üzere gösterdiği Abdülmuttalibin dahi, Hakiki dedesi olduğu hakkında tarihî vesika yoktur. Bu mülahazalardan sonra Muhammedin menşei hakkında söylenebilecek şudur; Muhammet, fakir bir menşeden gelmiştir; pek güçük yaşında anasız, babasız kalmıştır; Abdülmuttalip ailesi ve bilhassa Ebutalip tarafından şefkat hissile kabul ve… …Himaye edilmiştir. Peygambere verilmiş olan Muhhammet lakabı, ölmüş babasının ismini kullanmaya lüzum bırakmıyordu. Muhammedin Peygamberliği Muhammedin Peygamberlik vazifesinin nasıl başladığını izah etmek en nazik ve en müşkül meseledir. Muhammedin bir melek ile ve allah ile Hakikaten konuşmuş olduğu kanaatında bulunanlar olduğu gibi, Muhammedin, isteyerek böylede söylediğini de ileri sürenler olmuştur. Bu faziyeleri Bir tara bırakmak ve meseleyi ilim ve mantık öeröevesi içinde mütaala etmek daha doğru olur. Kuranda öğrendiğimize göre, Muhammet hiç değişmeden yaşamış bir insan değildi; o da hayat ve Hadislerin zaruri icapları karşısında adeta hergün değişmiştir. Muhammet, iptida allahın resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır; bunu düşünmemiştir. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisine hasıl olmuştur. asıl meselenin Hal noktası şurdadır: Bütün iptidaî kavimlerde olduğu gibi Araplarda da, şairlerin akıl erdiremedikleri kuvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı. Bu kuvetler Araplar için Cinsel idi. Cinler, gûya kâhinlere de kâyıptan haber vermek… Kaynak: Orijinal belge, Anıtkabir Kütüphanesi’nde. Fotokopisi, Türk Tarih Kurumu’nda, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Askeri Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanlığı’nda ve Aydınlık gazetesi arşivinde, Doğu Perinçek Atatürk Din ve Lâiklik üzerine 2. Basım, Kaynak Yayınları İstanbul, Aralık 1997 Sh.145, s.147, s.149, s.151, s.153 ve s.155.
Hocam ben lise mezunuyum bizlere tarihimizi yanlış öğrettiler sizlerden ve Vatan savunmasında hayatları tehlikeye atan tüm büyüklerimizden Allah razı olsun mekanları Cennet olsun.
Aynen! Anlattığı Mustafa Kemal ile Kamâl Atatürk zıtlar. 5816 faşist kanun kaldırılsın da o zaman gerçekleri konuşalım. Bu kanun kalkmadan hakikati söyleyen ceza yiyecek, söyleyip yiyenler gibi. Bak iyi dinle Mustafa Kemal nasıl Şeriat’a, Hilafet’e, Saltanata ve Sultanına bağlı. Sonra ki Atatürk tam tersi hareketlerde bulunuyor!
Atatürk’ün el yazısı ile Allah’ın doğuşu: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni) Masum ve cahil insanları, yüzlerce allaha taptırmak, veya, allahları, muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir. Hangi mabedin Hükümdarı, dolayısile papasları, kuvetlenir ve diğer mabetlere hakim olursa, O mabedin papasları kendi allahlarının büyüklüğünü tanıtmaya, diğer allahları ehemiyetten dülürmeye çalışırlardı. Netekim, Tinis hanedanının I inci Pepi’nin Menfis (Memphis), payitahat olunca, burası için yeni ve en büyük allah lazımdı. Tinis papasları bunun çaresini buldular. Tinisin (Helyopolis) mahallî allahı, insan şeklinde temsil edilen atom (Ataum=ammon) idi. Fakat, bu ilah,bütün mısırlıların gözünü dolduramazdı. Umumiyetle, mısırda, güneşe mensup bir allaha tapınmağa alışılmıştı. Kaynak: Doğu Perinçek, Kemalist Devrim 2 Din ve Allah Kaynak Yayınları 5.Basım İstanbul, Aralık 1996 sh. 207 Atatürk’ün el yazısıyla dinin rolü: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni) Din ve Millet Din birliğinin de bir millet şeklinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz. Türkler arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne arapların, ne aynı dinde bulunan acemleri ve ne de mısırlıların vesairenin türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün… …milliyetlerin fevkinde şamil bir arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammedin dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdurlar. Bununla beraber, allaha kendi milli lisanında değil, allahın arap kavmine, gönderdiği arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, allaha ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında türk milleti bir çok asırlar, ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta, bir kelimesinin… …manasını bilmediği halde Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, türk milletince, karışık, cahil hocalar ağziyle, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupada, allah kelimesinin ilâsı [yüceltilmesi] parulası altında, hıristiyan milletlerini idare altına geçirdiler, fakat onların dinlerine ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler. Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısırda, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspereyi, hilâfet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gâh şarka, gâh garba veya her tarafa birden saldıra saldıra Türk milletini allah için, peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, allaha mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaat ve temin eden dini akide… Ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı dikkati görmesine mani olmadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin, ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden din hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyle derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, türk düşmanaları olan arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve külayişiyle [açıklıkla,ferahlıkla], büyük heycanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük türk cedlerinin mukaddes miraslarının… Kaynak: Prof.Dr. Afet inan, Medeni Bilgiler ve Atatürk’ün Elyazıları, Sh.364 ve Medeni Bilgiler, s.366, s.367, s.368, s.450 Muhammed ve İslamiyet: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni), Atatürk’ün “Muhammed ve İslamyetin Doğuşu” konusunda, Lise Tarih kitabı için eliyle yazdıklarından bir kısmı (1930) Muhammedin menşei Muhammedin aile ve Atalarına ait bütüb malûmat Tarihî olmaktan ziyade efsanevîdir. Peygamber zamanında bu malûmat yoktu; bunlar sonradan icat olunmuştur. Arapların aile şecerelerinin tutulması usulü Halife Ömer zamanında başlamıştır. Bu usul bir takım düzme seçerelerin uydurulmasına yol açtı. Hakikatta, Muhammedin menşei hakkında pek az şey bilinmiştir, okadar ki onun asıl ismi dahi malûm olmamıştır; Muhammet, Peygamberin ismi değil, lakabıydı. Peygamberin cetleri hakkındaki malûmat dahî tarihî ve sikalara uymaz. Araplar, Peygamberin İbrahim neslinden geldiği ispata çalıştılar; Araplar bu suretle bütün… …Arap ırkının yüksek necabet sahibi olduğunu ispat etmek hevesinde idiler. Muhammet kendisi hiçbir zaman asalet şerefi iddiasına kalkışmamıştır;O, boş teferruata ehemiyet vermezdi; gayesine doğru tereddütsüz yürür amelî adamdı. Muhammet, hiçbir zaman bir asalet Hücceti istemedi; damarlarında İbranî nebilerin canı dolaştığını iddia etmedi; bilakis kerek kendisinin, kerek ana ve babasının fakir halleriyle iftihar etti. Bütün mehazlar, biye, Muhammedin babası olmak üzere Abdülmüttabin oğlu Abdulla namında bir zatı gösterir; Anasının da adını Emine olarak tespit ettiler. Muhammet dünyaya gelmeden evvel, babası ölmüştür. Emine de , çocuğun altı… …yaşında yetim bırakmıştır. Muhammet dedesi abdülmuttalip yanında kaldı. Dedesi öldükten sonra da amcası Ebûtalibin himayesine girdi. Ebûtalip çok fakir ve ailesi de kalabalıktı. Mûhammet, maişetini Temin için gençliğinde çobanlık etti. Mûhammet 25 yaşında iken Hatice isminde 40 yaşında zengin bir dul kadınla evlendi; daha evel onun hizmetine girmiş develerine ve ticaret işlerine bakıyordu. Bu verdiğimiz malûmat, öteden beri verilegelmekte olan malûmattır. Ancak, bu hususta bilgimizi, tarih çerçevesine sokabilmek için şu noktalara dikkat celp etmek lazımdır; Muhammedin Abdulla ismini şığinda dair söylenen sözler kati değildir. Abdulla ismi, Muhammetten evvel adeta meçhuldü. İslamiyetten evel Herhangi bir mabuda nispetle Abdüllat, zeydüllat gibi isimler vardı; bu isimler islamiyet devrinde Abdullah, Zeydullah yapldı. Anananın bize Muhammedin dedesi olmak üzere gösterdiği Abdülmuttalibin dahi, Hakiki dedesi olduğu hakkında tarihî vesika yoktur. Bu mülahazalardan sonra Muhammedin menşei hakkında söylenebilecek şudur; Muhammet, fakir bir menşeden gelmiştir; pek güçük yaşında anasız, babasız kalmıştır; Abdülmuttalip ailesi ve bilhassa Ebutalip tarafından şefkat hissile kabul ve… …Himaye edilmiştir. Peygambere verilmiş olan Muhhammet lakabı, ölmüş babasının ismini kullanmaya lüzum bırakmıyordu. Muhammedin Peygamberliği Muhammedin Peygamberlik vazifesinin nasıl başladığını izah etmek en nazik ve en müşkül meseledir. Muhammedin bir melek ile ve allah ile Hakikaten konuşmuş olduğu kanaatında bulunanlar olduğu gibi, Muhammedin, isteyerek böylede söylediğini de ileri sürenler olmuştur. Bu faziyeleri Bir tara bırakmak ve meseleyi ilim ve mantık öeröevesi içinde mütaala etmek daha doğru olur. Kuranda öğrendiğimize göre, Muhammet hiç değişmeden yaşamış bir insan değildi; o da hayat ve Hadislerin zaruri icapları karşısında adeta hergün değişmiştir. Muhammet, iptida allahın resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır; bunu düşünmemiştir. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisine hasıl olmuştur. asıl meselenin Hal noktası şurdadır: Bütün iptidaî kavimlerde olduğu gibi Araplarda da, şairlerin akıl erdiremedikleri kuvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı. Bu kuvetler Araplar için Cinsel idi. Cinler, gûya kâhinlere de kâyıptan haber vermek… Kaynak: Orijinal belge, Anıtkabir Kütüphanesi’nde. Fotokopisi, Türk Tarih Kurumu’nda, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Askeri Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanlığı’nda ve Aydınlık gazetesi arşivinde, Doğu Perinçek Atatürk Din ve Lâiklik üzerine 2. Basım, Kaynak Yayınları İstanbul, Aralık 1997 Sh.145, s.147, s.149, s.151, s.153 ve s.155.
Anlattığı Mustafa Kemal ile Kamâl Atatürk zıtlar. 5816 faşist kanun kaldırılsın da o zaman gerçekleri konuşalım. Bu kanun kalkmadan hakikati söyleyen ceza yiyecek, söyleyip yiyenler gibi. Bak iyi dinle Mustafa Kemal nasıl Şeriat’a, Hilafet’e, Saltanata ve Sultanına bağlı. Sonra ki Atatürk tam tersi hareketlerde bulunuyor!
Atatürk’ün el yazısı ile Allah’ın doğuşu: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni) Masum ve cahil insanları, yüzlerce allaha taptırmak, veya, allahları, muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir. Hangi mabedin Hükümdarı, dolayısile papasları, kuvetlenir ve diğer mabetlere hakim olursa, O mabedin papasları kendi allahlarının büyüklüğünü tanıtmaya, diğer allahları ehemiyetten dülürmeye çalışırlardı. Netekim, Tinis hanedanının I inci Pepi’nin Menfis (Memphis), payitahat olunca, burası için yeni ve en büyük allah lazımdı. Tinis papasları bunun çaresini buldular. Tinisin (Helyopolis) mahallî allahı, insan şeklinde temsil edilen atom (Ataum=ammon) idi. Fakat, bu ilah,bütün mısırlıların gözünü dolduramazdı. Umumiyetle, mısırda, güneşe mensup bir allaha tapınmağa alışılmıştı. Kaynak: Doğu Perinçek, Kemalist Devrim 2 Din ve Allah Kaynak Yayınları 5.Basım İstanbul, Aralık 1996 sh. 207 Atatürk’ün el yazısıyla dinin rolü: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni) Din ve Millet Din birliğinin de bir millet şeklinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz. Türkler arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne arapların, ne aynı dinde bulunan acemleri ve ne de mısırlıların vesairenin türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün… …milliyetlerin fevkinde şamil bir arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammedin dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdurlar. Bununla beraber, allaha kendi milli lisanında değil, allahın arap kavmine, gönderdiği arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, allaha ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında türk milleti bir çok asırlar, ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta, bir kelimesinin… …manasını bilmediği halde Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, türk milletince, karışık, cahil hocalar ağziyle, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupada, allah kelimesinin ilâsı [yüceltilmesi] parulası altında, hıristiyan milletlerini idare altına geçirdiler, fakat onların dinlerine ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler. Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısırda, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspereyi, hilâfet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gâh şarka, gâh garba veya her tarafa birden saldıra saldıra Türk milletini allah için, peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, allaha mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaat ve temin eden dini akide… Ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı dikkati görmesine mani olmadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin, ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden din hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyle derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, türk düşmanaları olan arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve külayişiyle [açıklıkla,ferahlıkla], büyük heycanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük türk cedlerinin mukaddes miraslarının… Kaynak: Prof.Dr. Afet inan, Medeni Bilgiler ve Atatürk’ün Elyazıları, Sh.364 ve Medeni Bilgiler, s.366, s.367, s.368, s.450 Muhammed ve İslamiyet: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni), Atatürk’ün “Muhammed ve İslamyetin Doğuşu” konusunda, Lise Tarih kitabı için eliyle yazdıklarından bir kısmı (1930) Muhammedin menşei Muhammedin aile ve Atalarına ait bütüb malûmat Tarihî olmaktan ziyade efsanevîdir. Peygamber zamanında bu malûmat yoktu; bunlar sonradan icat olunmuştur. Arapların aile şecerelerinin tutulması usulü Halife Ömer zamanında başlamıştır. Bu usul bir takım düzme seçerelerin uydurulmasına yol açtı. Hakikatta, Muhammedin menşei hakkında pek az şey bilinmiştir, okadar ki onun asıl ismi dahi malûm olmamıştır; Muhammet, Peygamberin ismi değil, lakabıydı. Peygamberin cetleri hakkındaki malûmat dahî tarihî ve sikalara uymaz. Araplar, Peygamberin İbrahim neslinden geldiği ispata çalıştılar; Araplar bu suretle bütün… …Arap ırkının yüksek necabet sahibi olduğunu ispat etmek hevesinde idiler. Muhammet kendisi hiçbir zaman asalet şerefi iddiasına kalkışmamıştır;O, boş teferruata ehemiyet vermezdi; gayesine doğru tereddütsüz yürür amelî adamdı. Muhammet, hiçbir zaman bir asalet Hücceti istemedi; damarlarında İbranî nebilerin canı dolaştığını iddia etmedi; bilakis kerek kendisinin, kerek ana ve babasının fakir halleriyle iftihar etti. Bütün mehazlar, biye, Muhammedin babası olmak üzere Abdülmüttabin oğlu Abdulla namında bir zatı gösterir; Anasının da adını Emine olarak tespit ettiler. Muhammet dünyaya gelmeden evvel, babası ölmüştür. Emine de , çocuğun altı… …yaşında yetim bırakmıştır. Muhammet dedesi abdülmuttalip yanında kaldı. Dedesi öldükten sonra da amcası Ebûtalibin himayesine girdi. Ebûtalip çok fakir ve ailesi de kalabalıktı. Mûhammet, maişetini Temin için gençliğinde çobanlık etti. Mûhammet 25 yaşında iken Hatice isminde 40 yaşında zengin bir dul kadınla evlendi; daha evel onun hizmetine girmiş develerine ve ticaret işlerine bakıyordu. Bu verdiğimiz malûmat, öteden beri verilegelmekte olan malûmattır. Ancak, bu hususta bilgimizi, tarih çerçevesine sokabilmek için şu noktalara dikkat celp etmek lazımdır; Muhammedin Abdulla ismini şığinda dair söylenen sözler kati değildir. Abdulla ismi, Muhammetten evvel adeta meçhuldü. İslamiyetten evel Herhangi bir mabuda nispetle Abdüllat, zeydüllat gibi isimler vardı; bu isimler islamiyet devrinde Abdullah, Zeydullah yapldı. Anananın bize Muhammedin dedesi olmak üzere gösterdiği Abdülmuttalibin dahi, Hakiki dedesi olduğu hakkında tarihî vesika yoktur. Bu mülahazalardan sonra Muhammedin menşei hakkında söylenebilecek şudur; Muhammet, fakir bir menşeden gelmiştir; pek güçük yaşında anasız, babasız kalmıştır; Abdülmuttalip ailesi ve bilhassa Ebutalip tarafından şefkat hissile kabul ve… …Himaye edilmiştir. Peygambere verilmiş olan Muhhammet lakabı, ölmüş babasının ismini kullanmaya lüzum bırakmıyordu. Muhammedin Peygamberliği Muhammedin Peygamberlik vazifesinin nasıl başladığını izah etmek en nazik ve en müşkül meseledir. Muhammedin bir melek ile ve allah ile Hakikaten konuşmuş olduğu kanaatında bulunanlar olduğu gibi, Muhammedin, isteyerek böylede söylediğini de ileri sürenler olmuştur. Bu faziyeleri Bir tara bırakmak ve meseleyi ilim ve mantık öeröevesi içinde mütaala etmek daha doğru olur. Kuranda öğrendiğimize göre, Muhammet hiç değişmeden yaşamış bir insan değildi; o da hayat ve Hadislerin zaruri icapları karşısında adeta hergün değişmiştir. Muhammet, iptida allahın resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır; bunu düşünmemiştir. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisine hasıl olmuştur. asıl meselenin Hal noktası şurdadır: Bütün iptidaî kavimlerde olduğu gibi Araplarda da, şairlerin akıl erdiremedikleri kuvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı. Bu kuvetler Araplar için Cinsel idi. Cinler, gûya kâhinlere de kâyıptan haber vermek… Kaynak: Orijinal belge, Anıtkabir Kütüphanesi’nde. Fotokopisi, Türk Tarih Kurumu’nda, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Askeri Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanlığı’nda ve Aydınlık gazetesi arşivinde, Doğu Perinçek Atatürk Din ve Lâiklik üzerine 2. Basım, Kaynak Yayınları İstanbul, Aralık 1997 Sh.145, s.147, s.149, s.151, s.153 ve s.155.
@@fatihemreomeroglu3195 Madde 1 - Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır. Madde 2 - Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır. Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır. Madde 3 - Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır. Madde 4 - Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Madde 5 - Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür. Yanlışım varsa lütfen düzeltin. Benim anlamadığım Atatürk'e hakaret etmeden saygısızlık yapmadan gerçeğiyle tarih anlatılamaz mı? Bu maddeler niçin Atatürk'ü tam olarak anlamamızda bir engel olabiliyor?
@@rdvanaltn9235 Çünkü acı olan gerçekler, bu maddeler sayesinde söylenemiyor. Hakaret nedir mesela? İkiye ayrılır, 1. Haklı hakaret 2. Haksız hakaret. Tabii hakaret kelimesinin anlamı ‘haksız hakaret’ sayılmaz ise. Yani şöyle, bir insana hırsız diyen ya doğru söyler, ya da ifira atıp hakaret etmiş olur. Şimdi misal olarak Atatürk’ün planlı olarak ingilizlerle işbirliği yaptığı belgelense (ki belgeler hala saklanıyor milleten, niye acaba!) Osmanlıyı yıkması ihanet olur. Ve bu sefer ona hain demek doğru olur. Ama bu maddelerle gerçek dahi olsa hapislerde çürürsün. Bir hiç uğruna. Ölmüş bir insan için. Bu kanun neden yürülüğe konuldu onu da bilmek lazım. Menderes bu kanunu getirmeseydi, Mustafa Kemal Atatürk değil, İsmet İnönü Atatürk olacaktı.
@@fatihemreomeroglu3195 neymis aci gercek ? Bu devleti kuran adama rahat rahat ingiliz işbirlikçisi vatan haini diyip iftira atamadığın için kuduruyosun tabi. Ulan sen ne yaptin bu ulke için. O adam 12 sene her cephede savasti. Sen ne yaptın? Klavye cihatcisi.
Hocam selamlar, sizden İslam tarihini dinlemek isteriz. Efendimiz(s.a.v) , 4 Halife ve sahabe efendilerimiz sizin üslubunuzla, gerçekçi halleri ile dinlemek çok isteriz. Teşekkürler hepinize.
Anlattığı Mustafa Kemal ile Kamâl Atatürk zıtlar. 5816 faşist kanun kaldırılsın da o zaman gerçekleri konuşalım. Bu kanun kalkmadan hakikati söyleyen ceza yiyecek, söyleyip yiyenler gibi. Bak iyi dinle Mustafa Kemal nasıl Şeriat’a, Hilafet’e, Saltanata ve Sultanına bağlı. Sonra ki Atatürk tam tersi hareketlerde bulunuyor!
11 bölüm olmuş hala eveleyip geveleyip arka bahçe dolanıyorsun biz senin net söylemlerini sevmiştik 1 bölümde bitireceğin meseleyi 11 bölümde bitiremedin yazık.
sayın anapalı. "Harp tarihi vesikaları" adlı bir kitap ınternette bulamıyoruz ya da sadece belgemıdır. biz nereden görebiliriz. böylece biz de kendi çapımızda insanlara bunu anlattıgımızda kaynak sunabılırız
SERİNİN TAMAMINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ: ua-cam.com/play/PLn38JIkO2hEz4GLPlU61KACL0XAslk-mU.html
resmi tarih yalanları demeyin lütfen. chp nin yalanları.. çünkü kurgulayan onlar. ama ne dendir bilinmez (aslında biliyoruz.. darbe tehlikesi) hiçbir hükumet bunu değiştirmedi. veya gücü yetmedi.. peki şu andaki hükumetindemi bunu değiştirmeye gücü yetmiyor.
Bir kaç video önce vahdettinin tarımla ugrasma hayali olan devlet yönetecek vasfı olmayan biri olarak anlattınız. Şimdi tüm kurtulus planının arka perdesi olarak gösteriyorsunuz. Hangisine inanalım ? Atatürk için dinle hiç bir zaman isi olmamış ateist biri dediniz. Şimdi cuma namazında diz dize namaz kıldı diyorsunuz.
Keşke Mustafa Kemal, Atatürk olduktan sonra değişime uğramasaym ış.
atatürk 1881 de doğduğunda ne ise vefat ederkende ayni düşüncelerde vefat etmiştir. O devrrimci özgürlük ve bilim insanıdır.. martavallara karnımız toktur.
Sizi dinlemek hem çok zevkli hem de çok karlı saygılar hocam
Yürüyen Adam gibi ADAM olunca, bende yanında yürüyorum.
Kıymetli Hocam UA-cam da, twitter da takip ediyorum. Tv lerde eski ve yeni yayınları gerek canlı gerekse UA-cam da anlayarak ilgiyle takip ediyorum. İyiki varsın Güzel insan
Adaş adaşım
@@hasanyavuz1586 güzel tevafuk olmuş adaş ve soydaşım. Ahmet ANAPALI gibi değerli bir Hocanın videosunda buluşmak ayrı mutlu etti beni. Esenlikler diliyorum
❤️❤️
ua-cam.com/video/t9Cp-ZVKDK4/v-deo.html
İçinizden biri, 1989 Bulgaristan muhacirlerine neden Bulgar dediğini ( dolayısı ile daha önce gelmiş olanlara da ) ,hatırlatınca
anında kıvırıp ; ben Bulgar demedim ,Bulganç Türkü dedim, diye ,bu sefer göz çıkardığını sorsanız.
Merak ediyorum , size nasıl bir tepki verecek, ben hatırlatınca beni mahkemeye vermiş (!)
TARİHİ SEVİYORUM GERÇEKLERİ ÖĞRENDİKÇE HEM MUTLU HEM DE ÜZÜLÜYORUM... YAZIKKİ KENDİ TARİHİNE BUKADAR KİNDAR NESİL YETİŞTİREREK GERÇEĞİN ÜSTÜNÜ ÖRTEREK NİYETLERİNİ ORTAYA KOYANLARA YAZIKLAR OLSUN.. İYİKİ SİZLER VARSINIZ
100bolumde olsa izlerdim.Tarixi bilgiler cox deyerli.bu bilgilerin bize ulasmasi ucun ekran arxasinda, onunde olan kisilere tesekkur🙏🏼💐
Rabbim ömrümüzü uzun hayırlı etsin ki sizde hep anlatmaya devam edin Atatürk'ün ölümüne kadar herşeyini anlatmanız dilegiyle iyi çalışmalar Allah a emanet olun
Videoları yeni izlemeye başladım sırasıyla gidiyorum Allah razı olsun emeği geçenlerden
Diline sağlık AHMET ABİ...biz meğerse tarih okumamişız....
Bizi kandırmışlar.
Tam vaktinde paylastin abi, tam isten geldim ve birzamanlar kibris baslamadan önce paylastin tam izlenilcek vakit tesekkurler
🌹ALLAH, razı olsun ; İnşâALLAH.
Kıymetli Kardeşim.
🌹Selâm ve Saygılarımla,
Bu anlattığınız detayları ilk defa duyuyorum hocam. Meğer bilmediğimiz neler varmış. Her devirde siyasi erk, kafasına göre tarihi çarpıtıyor, belge saklıyor ve gerçeği örtpas ediyor. Ben Atatürkçü'yüm. Çok açık söylüyorum bunu, ama gözümde at gözlüğü yok. Tarihi objektif olarak değerlendiriyorum. Ayrıca da atalarımla gurur duyuyorum. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Emeğinize sağlık. ( Çağlar Didman)
sen atatürkçü falan olamazsın ..yalan tarih yazma uğraşındaki kişilere hocam dediğinden anladım..
Selamunaleyküm Ahmet abi.
Devamını sabırsızlıkla bekliyorum bu arada buraya kadar olan kısmı bir atasözünü aklıma getirdi köprüyü geçene kadar.
Atatürk’ün el yazısı ile Allah’ın doğuşu: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni)
Masum ve cahil insanları, yüzlerce allaha taptırmak, veya, allahları, muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir.
Hangi mabedin Hükümdarı, dolayısile papasları, kuvetlenir ve diğer mabetlere hakim olursa, O mabedin papasları kendi allahlarının büyüklüğünü tanıtmaya, diğer allahları ehemiyetten dülürmeye çalışırlardı. Netekim, Tinis hanedanının I inci Pepi’nin Menfis (Memphis), payitahat olunca, burası için yeni ve en büyük allah lazımdı. Tinis papasları bunun çaresini buldular. Tinisin (Helyopolis) mahallî allahı, insan şeklinde temsil edilen atom (Ataum=ammon) idi. Fakat, bu ilah,bütün mısırlıların gözünü dolduramazdı. Umumiyetle, mısırda, güneşe mensup bir allaha tapınmağa alışılmıştı.
Kaynak: Doğu Perinçek, Kemalist Devrim 2 Din ve Allah
Kaynak Yayınları 5.Basım İstanbul, Aralık 1996 sh. 207
Atatürk’ün el yazısıyla dinin rolü: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni)
Din ve Millet
Din birliğinin de bir millet şeklinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz.
Türkler arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne arapların, ne aynı dinde bulunan acemleri ve ne de mısırlıların vesairenin türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün…
…milliyetlerin fevkinde şamil bir arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammedin dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdurlar. Bununla beraber, allaha kendi milli lisanında değil, allahın arap kavmine, gönderdiği arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, allaha ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında türk milleti bir çok asırlar, ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta, bir kelimesinin…
…manasını bilmediği halde Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, türk milletince, karışık, cahil hocalar ağziyle, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupada, allah kelimesinin ilâsı [yüceltilmesi] parulası altında, hıristiyan milletlerini idare altına geçirdiler, fakat onların dinlerine ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler.
Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısırda, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspereyi, hilâfet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gâh şarka, gâh garba veya her tarafa birden saldıra saldıra Türk milletini allah için, peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, allaha mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaat ve temin eden dini akide…
Ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı dikkati görmesine mani olmadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin, ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden din hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyle derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, türk düşmanaları olan arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve külayişiyle [açıklıkla,ferahlıkla], büyük heycanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük türk cedlerinin mukaddes miraslarının…
Kaynak: Prof.Dr. Afet inan, Medeni Bilgiler ve Atatürk’ün Elyazıları, Sh.364 ve Medeni Bilgiler, s.366, s.367, s.368, s.450
Muhammed ve İslamiyet: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni), Atatürk’ün “Muhammed ve İslamyetin Doğuşu” konusunda, Lise Tarih kitabı için eliyle yazdıklarından bir kısmı (1930)
Muhammedin menşei
Muhammedin aile ve Atalarına ait bütüb malûmat Tarihî olmaktan ziyade efsanevîdir. Peygamber zamanında bu malûmat yoktu; bunlar sonradan icat olunmuştur.
Arapların aile şecerelerinin tutulması usulü Halife Ömer zamanında başlamıştır. Bu usul bir takım düzme seçerelerin uydurulmasına yol açtı. Hakikatta, Muhammedin menşei hakkında pek az şey bilinmiştir, okadar ki onun asıl ismi dahi malûm olmamıştır; Muhammet, Peygamberin ismi değil, lakabıydı.
Peygamberin cetleri hakkındaki malûmat dahî tarihî ve sikalara uymaz. Araplar, Peygamberin İbrahim neslinden geldiği ispata çalıştılar; Araplar bu suretle bütün…
…Arap ırkının yüksek necabet sahibi olduğunu ispat etmek hevesinde idiler.
Muhammet kendisi hiçbir zaman asalet şerefi iddiasına kalkışmamıştır;O, boş teferruata ehemiyet vermezdi; gayesine doğru tereddütsüz yürür amelî adamdı.
Muhammet, hiçbir zaman bir asalet Hücceti istemedi; damarlarında İbranî nebilerin canı dolaştığını iddia etmedi; bilakis kerek kendisinin, kerek ana ve babasının fakir halleriyle iftihar etti.
Bütün mehazlar, biye, Muhammedin babası olmak üzere Abdülmüttabin oğlu Abdulla namında bir zatı gösterir; Anasının da adını Emine olarak tespit ettiler.
Muhammet dünyaya gelmeden evvel, babası ölmüştür. Emine de , çocuğun altı…
…yaşında yetim bırakmıştır. Muhammet dedesi abdülmuttalip yanında kaldı. Dedesi öldükten sonra da amcası Ebûtalibin himayesine girdi. Ebûtalip çok fakir ve ailesi de kalabalıktı. Mûhammet, maişetini Temin için gençliğinde çobanlık etti.
Mûhammet 25 yaşında iken Hatice isminde 40 yaşında zengin bir dul kadınla evlendi; daha evel onun hizmetine girmiş develerine ve ticaret işlerine bakıyordu.
Bu verdiğimiz malûmat, öteden beri verilegelmekte olan malûmattır. Ancak, bu hususta bilgimizi, tarih çerçevesine sokabilmek için şu noktalara dikkat celp etmek lazımdır;
Muhammedin Abdulla ismini şığinda dair söylenen sözler kati değildir.
Abdulla ismi, Muhammetten evvel adeta meçhuldü. İslamiyetten evel Herhangi bir mabuda nispetle Abdüllat, zeydüllat gibi isimler vardı; bu isimler islamiyet devrinde Abdullah, Zeydullah yapldı.
Anananın bize Muhammedin dedesi olmak üzere gösterdiği Abdülmuttalibin dahi, Hakiki dedesi olduğu hakkında tarihî vesika yoktur.
Bu mülahazalardan sonra Muhammedin menşei hakkında söylenebilecek şudur;
Muhammet, fakir bir menşeden gelmiştir; pek güçük yaşında anasız, babasız kalmıştır; Abdülmuttalip ailesi ve bilhassa Ebutalip tarafından şefkat hissile kabul ve…
…Himaye edilmiştir. Peygambere verilmiş olan Muhhammet lakabı, ölmüş babasının ismini kullanmaya lüzum bırakmıyordu.
Muhammedin Peygamberliği
Muhammedin Peygamberlik vazifesinin nasıl başladığını izah etmek en nazik ve en müşkül meseledir.
Muhammedin bir melek ile ve allah ile Hakikaten konuşmuş olduğu kanaatında bulunanlar olduğu gibi, Muhammedin, isteyerek böylede söylediğini de ileri sürenler olmuştur.
Bu faziyeleri Bir tara bırakmak ve meseleyi ilim ve mantık öeröevesi içinde mütaala etmek daha doğru olur.
Kuranda öğrendiğimize göre, Muhammet hiç değişmeden yaşamış bir insan değildi; o da hayat ve Hadislerin zaruri icapları karşısında adeta hergün değişmiştir.
Muhammet, iptida allahın resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır; bunu düşünmemiştir. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisine hasıl olmuştur.
asıl meselenin Hal noktası şurdadır:
Bütün iptidaî kavimlerde olduğu gibi Araplarda da, şairlerin akıl erdiremedikleri kuvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı. Bu kuvetler Araplar için Cinsel idi. Cinler, gûya kâhinlere de kâyıptan haber vermek…
Kaynak: Orijinal belge, Anıtkabir Kütüphanesi’nde. Fotokopisi, Türk Tarih Kurumu’nda, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Askeri Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanlığı’nda ve Aydınlık gazetesi arşivinde,
Doğu Perinçek Atatürk Din ve Lâiklik üzerine 2. Basım, Kaynak Yayınları İstanbul, Aralık 1997 Sh.145, s.147, s.149, s.151, s.153 ve s.155.
@@fatihemreomeroglu3195 bunu okudum biliyorum fakat benim yorumum altına yazmaktansa genele yazman daha mantıklı olmaz mıydı? dostum.
@@ugurc5461 Hem genele yazdım hem de zorumların altına. Aklımla küçümseme dostum, çünkü bu dostça değil. Bak sana ne dicem. Atatürk’ün öncesi ve sonrasını matematiksel anlatıyorum kanalımda. Sırasıyla para nedir, adil düzen, mevcut kapitalist/sosyalist sistem videolarını izle, üzerinde düşün, hem geçmişi, hem bugünleri, hemde geleceği okursun.
@@fatihemreomeroglu3195 Aklınla dalga geçen yok, ikincisi youtuber olarak bir şeyler yapmaya çalışıyorsan kısaca davet atman daha uygun değil mi ?
Neyse iyi geceler iyi çalışmalar, videolarını izleyeceğim.
@@fatihemreomeroglu3195 Bir imam hatip mezunu olarak söylüyorum. Yaptığım çok kapsamlı araştırmalar sonucunda bütün dinlerin insanlar tarafından uydurulmuş safsatalar olduğunu çözdüm. YAŞASIN TÜM İNSANLARIN KARDEŞLİĞİ.
Abi videoları indirip iş yerinde izliyorum.
Eşime de önerdim o da şimdi başladı 5 bölümdeyiz. Beraber izleyeceğiz. Emeğinize yüreğinize sağlık. Rabbim utandırmasın
Nasıl indiriyorsunuz
ua-cam.com/video/t9Cp-ZVKDK4/v-deo.html
ua-cam.com/video/-DYYKtfSjcE/v-deo.html
ua-cam.com/video/PkSZbEqk6Yk/v-deo.html
ua-cam.com/video/kQXdLRFfTJ0/v-deo.html
TEŞEKKÜRLER HOCAM O ÜLKEMİZİN TEHLİKESİ VAR TABİ ŞU EMİNÖNÜNDE FATİHTE ÜSKÜDARDA İSTANBULUN TÜRKİYENİN DÜNYANIN HHER YERİNDE UYUYAN ATALARIMIZ BİRDE UYUYAMIYAN BİZLER
Vurgular yerinde, hakikatler kimisi için can yakıcı. Ama bilinmesi lazım ki, Cennet Mekan Sultan Abdul Hamit Han hain değil!!!
11 bölüm olmuş adam Vahdettin hanı anlatıyor.. sen Abdülhamit han diyorsun.. Abdülhamit zamanı Mustafa Kemal çocuktu
@@ozerguray6564
Daha kötüsü 27 davaro da like vermiş bunun cehaletine 😏
Vahdettin
..
@@manithor7572 adam Videonun başından sonuna kadar Vahdettin diyor, tek bir yerde Abdülhamid geçmiyor. Video izlemeden de başlıktan baksan sallarsan bile tutturmak mümkün değil. Bu ne biçim bir şey ya
😅😅😅😅😅kafa o biçim la sizde . Hain vahidettin den bahsediliyor. Hain olmasada 1 milyon 600 bin km2 toprak kaybeden en çok toprak kaybeden Osmanli padişahı diye anılan 2.abdülhamid han değil videoda anlatılan . Hani Atatürk büyük taaruz yapıp vatani işgal altından kurtardığı sonrası ingilizlerden yardım isteyip can güvenliğim yok yıldız sarayından çıkmam lazım diye ingilizlerden yardım isteyip kaçan hain vahidettin den bahsediyor. Can güvenliği yoktu çünkü kuvayı milliyeciler sarayı basmaya hazırlanıyordu. Hain vahdettin diye sokaklar çınlıyordu.
Atatürk serisinden önce yapmış olduğun bir programa yorum yazmıştım. Sonrasında Atatürk programları gelmeye başladı. Sen eli öpülecek insansın. Allah razı olsun senden
yanlis anlamiyorm dimi ataturkumu savunuyor ahmet bey yani. ataturkcu degildi kendisi
Tarafsızlık tan objektiflikten ne anlıyorsun sen adam tarihte ne belge bilgi varsa anlatıyor... Atatürk te Vahdettin de karalanmaya gerek olmadığını anlatıyor.
Bildirim geldiği an izleyecek imkanım olmasa bile videoyu açıp önden beğeniyi yolluyorum nasılsa izlediğim zaman beğeneceğim diye, rabbim uzun ömürler versin inşallah :)
Hocam lütfen sizden rica ediyorum, o nedemiş bu ne diyor hakkınızda diye takılmayınız lütfen, üzülmeyiniz... siz ve ekibiniz burda çok güzel iş çıkarıyorsunuz, aydınlatıyorsunuz bizleri.. ben kendi şahsıma çok müteşekkir im..
Allah sizlerden razı olsun..
Desteğiniz için teşekkür ederiz.
@Tüm Ekran TV rica ederim.. seve seve
Ne mutlu Türküm diyene Atatürk 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 ❤❤❤
Allah Razi olsun Hocam ☝🇹🇷🤘
Kardesim lisede tarıh öğretmeniyim ben bunları bende biliyorum ama üniversite sınavında bunlar çıkmıyor malesef mufredat neyse ona göre anlatıyoruz mecburen..boyle anlatrsam soru yapamaz cocuklar osym nasil ele aldiysa bizde oyle anlatmak zorundayiz..burasi youtube bizim anlattığımz yer mebin okulu..ahmet anapali da gelse liseye boyle anlatamaz bu kadar basit yani
abi işte ideal video süren bu, böyle gidelim, isterse yüzlerce bölüm olsun, uzattık kısalttık derken dengeyi buluyoruz
Hocam ağzına yüreğine sağlık, değerli anlatımların için çok teşekkür ederim. Bir dahaki yayına nasip olursa yine beraberiz hocam
Mustafa Kemal hakkında çıkan idam fermanını da açıkla....... Sonradan yürek yediniz!!
:siz orda yoksanız biz burda yokuz
izleyici :1 saat yapın videoları
:Videolar 20 , 30 dk olacak
izleyici:biz tat almaz olduk 20 dk dan siz anlatın o zaman
Hocam bugün seriyi bitirdim 11 çıktı şaşırdım ağzınıza sağlık
Allah razı olsun hocam ağzınıza sağlık ...
ALLAH YÂR VE YARDIMCIMIZ OLSUN
Samimiyetiniz ve tarafsız anlatımınız için teşekkür ediyorum. Umarım ki , bu çalışmanın neticesinde daha önemli hakikatlere ulaşacaksınız ya da , bu önemli hakikati biliyorsunuz ve topluma bu gerçeği anlatmaya çalışıyorsunuz . Nacizane bende yıllarca araştırmalar yaptım ve hadislerde bildirilen bir müjdenin , Türkiye de ortaya çıktığını gördüm . Bu konu bütün toplumu ve islam dünyasını ilgilendiren bir konudur .
Vala hic üşenmeden çoğu videonu seyretmeye basladim bir kaç gündür ve begeniyor ve paylaşıyorum hakini helal et
Allah da sizden de razi olsun sayin Anapali hakki konustugunuz icin . Allah butun muslumanlara hakki konusmayi nasip etsin, amin.
Ahmet hocam ağzınıza sağlık. Bir haftanın ne kadar uzun olduğunu sizin sayenizde fark ettim.
Sayın hocam, bu bölümde okumuş olduğunuz mektuplar/telgraflar geeçekten çok önemliydi. Şahsen başka yerde okumamıştım. Hatta güncel bir tartışma var malumunuz bir ilimizde, nutukta sultan vahidettine hain deniliyor diye okullara dağıtımı durduruldu. Bu sebepten meb müdürü görevden alındı. Koca devlet trajikomik işler yapıyor.
Allah mustafa kemal atatürkten binlerce kez razı olsun ne mutlu böyle liderimiz oldu ruhu şad olsun aramıza minnettarız ❤🤲🇹🇷
Atamıza minnettariz❤🤲🇹🇷
1923 e kadarki dönemde bugün Atatürkçü geçinenlerin yüzü gülüyor gördünüz mü bakın Mustafa Kemal nasıl güzel bir komutan diyorlar, 1923 ten sonra bugün Atatürk karşıtı olanlar memnuniyet içinde , gördünüz mü bakın nasıl biriymiş o yere göğe sığdıramadığınız Atatürk diyecekler bu programla. Öyle bir his var içimde.
Anlattığı Mustafa Kemal ile Kamâl Atatürk zıtlar. 5816 faşist kanun kaldırılsın da o zaman gerçekleri konuşalım. Bu kanun kalkmadan hakikati söyleyen ceza yiyecek, söyleyip yiyenler gibi. Bak iyi dinle Mustafa Kemal nasıl Şeriat’a, Hilafet’e, Saltanata ve Sultanına bağlı. Sonra ki Atatürk tam tersi hareketlerde bulunuyor!
@@fatihemreomeroglu3195 Kardeşim , adım adım anlatıyor işte, tarih akışı içinde, anlattığı yere kadar kısımda hiçbir problem yok.
Cahiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiil@@fatihemreomeroglu3195
BU ARKADASIN YAPMAYA CALISTIGI SEYDE BU ZATEN
Hep vurguladığınız '' M. Kemal Paşa-Atatürk'' ayrımını çok merak ediyorum. Zira malumunuz bizler tarih değil hikaye/masal dinledik eğitim hayatımız boyunca.
,ANA. ZUBEYDE. ,,BABA. ALİRIZA. ,,1881. ,,1938. ,,,,BİZİM. TARIHIMIZ
Atatürk'ten bahsedince herhalde devletin basina geçenden söz ediyor, yani devlet adami. Mustafa Kemal Pasa diyince askeri komutandan bahsediyor dogru anladiysam.
Atatürk Türklerin atası demektir. Atatürk ü atası olarak kabul etmediği için. Mustafa Kemal diyor... Bu konuda çok çelişkili bilgiler var... Neden şimon zvi nın okulunda 6 yıl okudu... Bize Şemsi efendi diye okutulan şimon zvi...
asıl tarih İslam çerçevesi içinde Osmanlı tarihidir
sen esas masalları şimdi dinliyorsun buralarda.....andsersenden masalları bile geride bıraktı ahmetçik...
HOCAM SİZİN SAYENİZDE NÖBET TUTMAKTAN KEYİF ALIR OLDUM BİR SİZ BİR GÖNÜL DAĞI YETİYOR SİZE VE EKİBİNİZE ÇOK TŞK EDER DEVAMINI DİLERİM
Atatürk: "16 Mart 1920 saat 10'dan önce İstanbul telgrafçılarından (adını şimdi söylemeyeceğim) vatansever bir kişinin Ankara'da Ziraat Okulundaki merkezimize gönderdiği telgraf, İstanbul işgalinin kanlı bir biçimde başladığını bildiriyordu. İstanbul merkezinden, Harbiye telgrafhanesinden ve telgraf aleti başındaki birçok vatansever memurlardan, birbirini izleyen çeşitli telgraflar alıyorduk. Saat 11'e kadar toplanan bilgileri derhal bir genelge ile duyurduk."
Selamun aleyküm
Üstadım kaynakları videonun açıklama kısmında da paylaşabilir misiniz 🙋🏻♂️
54 yaşında ahmet anapalinin öğrencisi oldum
Bu ayrıcalıkdan dolayı
Teşekkür ederim hocam
Vay be dezze
Şimdiye kadar neredeydin be Adam. Biraz geç kalınmış ama ortaya çıkmış güzel bilgiler için teşekkürler 👍
hehehe kadir İNANIR bile inanmıyor sen inandın demek safsatalara... eeee ! inanmaya meyillisin belli...ATATÜRK aslında ingiliz ajanıdır.. bunada inanırsın sen
Abi. Her gün yayın yapsanız daha güzel. Bir hafta. Bekliyorum sabırsızlıkla
Benim için tek dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk'tur Atam ruhun şad olsun sana minnettariz
Atatürk’ümüzü Bize Anlatanları Her Haliyle Seviyoruz. Kardeşim Seni Çok Farklı Severiz
Of of hocam bu bilgiler ne 😱 böyle ölmezler SİHA ile vurun👏👏
ua-cam.com/video/-DYYKtfSjcE/v-deo.html
ua-cam.com/video/t9Cp-ZVKDK4/v-deo.html
@@yildizc Harika bir video. Serdar kacmasinda video yu izlesin.
@@Riza-s3v kazım Karabekir’in kızı biraz eksik anlatmış o tutuklama sırasında detaylı cümleleri var Kazımkarabekir paşanın hatta soruyor neden ben bir numara siz iki numara olarak görevlendirildik siz bir numara neden olmadınız oda emir böyle siz tercih edildiniz diyor vs
@@yildizc kardeş Adam tescilli BELGE okuyor G.K.B dan bizzat M.Kemalin mektuplarını okuyor sen hala falan filanın duygu düşünce kannat falan gilanın kendi hayallerindekileri delil diye video atıyorsun Tarih BELGELERLE HAKİKATTİR NUTUK okudunmu acaba sadeleştirilmemiş yani sansürlenmemişini bulamasın kitab olarak gerçi orjinal NUTUK TBMM zabtı orjinal sansürlülernmiş olan 70 yıldır sadeleştirilmiş diye sansürlü olan piyasadakiler değil TBMM zabıtlı osmanlıca olan M.Kemalin ordada bizzat kendi beyanları samsuna gönderildiği padişahla mektuplaşdığı önceden istiklal bağımsızlık mücadelesi için teşkilatlanmanın olduğunu aşikat net anlaşılır şekilde açıklamış mesela Kazım paşa kendi kafasındanmı erzurumda orda kolordusuyla bekliyorum diyor M.Kemale saraydan habersizmi gidiyor Kazım koca genaral o ilk attığın videoyu iyi dinle kardeşim benim
Gerçekleri anlattığınız çoooooook teşekkür ediyorum bu videoların devamını istiyoruz
Güzel masal olmuş, her saniye Murat Bardakçı'nın Şahbaba kitabını örnek vermişsiniz. Sanki Murat Bardakçı Şahbaba'da memleketi Sultan Vahidettin kurtardı diye belge ve anektod sunmuş. Tabi nasıl olsa kimse kitabı okumuyor bol keseden sallayın. Kitabın hiç bir yerinde Milli Mücadeleyi Sultan Vahidettin başlattı gibi bir belge veya anektod geçmiyor, aksine Sultan Vahidettin'in öyle bir niyetinin olmadığı vurgulanıyor. Kitap okumayanların Murat Bardakçı'nın bu konuyla ilgili videosu bile var. Sultan Vahidettin'in bir direniş fikri olmadığıyla ilgili. Tabii ki bu demek değildir Sultan'ın hain olduğu sadece kurtuluş fikirleri farklıydı, zamanında bir çok aydının da düşündüğü gibi kurtuluşun tek başımıza değil de büyük bir devletin himayesiyle olacağıydı. Milli Mücadele başarısız olsaydı muhtemelen Atatürk ve Milli Mücadele kahramanları hain olarak tarih kitaplarında yerini almış olacaktı.
BIN YASA KARDESIM DILIMDE TUY BITTI BU ADAM INSANLARI MANIPULE EDIYOR CELISKI YARATARAK TARAFSIZLIK KISVESI ALTINDA M.KEMALI DUSURMEYE CALISIYOR.
1910 ile 1930 arasında ülkenin önemli kesiminse bulunan en az 20 kişinin kitabı var git bunları okuda asıl masal neymiş öğren. Ben sana bunlardan 2 tanesini söyleyeyim ismet inönü kendi kitabında inönü savaşları olmamıştır diye yazıyor diğeri ise celal bayar kendi kitabında yunanistanı bilerek ankaraya kadar getirildiği yazıyor son olarakta atatürk senin dediğin gibi olsa ilk yapılan seçimlerde belediye seçimleri yapılıyor o sonuçlara bak bakalım dediğin giyimiymiş ve sonra neden seçimler iptal oluyorda diktatörlük geliyor, sana soruyorum sen bir ülkenin kahramanı olacaksın ama seçim kaydedeceksin böyle bir ihtimal var mı? Burdan iki şey çıkar ya çakma kahraman yada millet nankör bunada sen karar ver ya deden nankör yada birileri çakma kahraman
Atatürk: "İstanbul'da telgraf görüşmeleri konusunda alınan önlemlerin gerekli olduğunu gösteren İngiliz girişiminin ortaya çıkması gecikmedi. 16 Mart 1920 saat 11'den sonra İstanbul telgrafhanesi Ankara merkezine bir resmi bildiri vermek istiyordu. İstanbul merkezinde telgraf başında bir İngiliz subayı bulunuyor ve bütün Anadolu'ya bu bildiriyi yayımlamaya çalışıyordu."
Herşey bu kadar açıkken kaynaklar varken bizi bu yanlış tarihe mahkum edenlere hakkımız helal değildir!
O KADAR MÜKEMMEL UYUTULDUKKİ BUNDAN SONRA UYANMAZSAK
Dü gece 10 dan beli şu saate kadar Atatürk serisini izliyorum harikasınız
Allah seni mahşerde Mustafa Kemal ile haşretsin..
Ămin
Zekaniza hayranim..tesekkurler bu programlarinizdan dolayi.
İnşallah lise deki tarih. hocalarımda dinliyordur Sizi....
Kardesim lisede tarıh öğretmeniyim ben bunları bende biliyorum ama üniversite sınavında bunlar çıkmıyor malesef mufredat neyse ona göre anlatıyoruz mecburen..boyle anlatrsam soru yapamaz cocuklar osym nasil ele aldiysa bizde oyle anlatmak zorundayiz..burasi youtube bizim anlattığımz yer mebin okulu..ahmet anapali da gelse liseye boyle anlatamaz bu kadar basit yani
@@yavuzsultanselim1377 işte mesele orda. Neden anlatamıyorsunuz ? Sebep ne ?
@@berkaykaya4976 kardesim tyt sinavinda ki mufredati anlatıyoruz biz sınavda resmi tarih soruyorlar boyle anılatirsak testlerle celisir bilgiler sinavda yapamaz cocuk malesef olay bu
@@yavuzsultanselim1377 bunlar neden mufredatta yok ? Bu adamın anlattıkları yaşanmamış mı uyduruyor mu ? Kendi çarpık ideolojilerini bizim çocuklarımıza öğretip dangalak bir nesil yetiştirmeye ne hakları var ?
@@berkaykaya4976 haklisin kardesim bugune sukur eskiden daha berbatti
Merhaba hocam. Kurtuluşun Faturasını Ödeyen Adam kitabınızın 55. sayfasında Anzak çıkarmasıyla ilgili paragraf çok hoşuma gitti. Sizden kaynak rica edebilir miyim? Sayfa altında kaynak yoktu.
Hocam Gençlere Ulaşır İnşaALLAH Çünkü Gerçek Tarihini Bilen Genç Nesil Daha Güçlü Mücadele Eder M.E.BAKAN,ımız Lütfen Yardımcı Olun 😔🦁🐺🐯🇦🇿🇰🇿🇰🇬🇵🇰🇹🇲🇺🇿🇹🇷🇹🇷🇹🇷🤘🤘🤘🤘🤘🤘👊
Gerçeklerin eninde sonunda su yüzüne çıkma gibi bir huyu var allah razı olsun sizden
haftalık dizi gibi bekleyenler
Sevgili Adaşım, zaten seni tarafsız olduğun ve doğru bilgileri bizlere aktarmaya çalıştığın için taktir edip takip ediyor ve izliyorum. Tüm emeği geçenlere müteşekkirim. Selamlar.
Üstadım, peki böyle hilafet ve saltanat yanlısı olan M. Kemal Paşa nasıl ve neden hilafeti ve saltanatı kaldırdı. Bu bir planmıydı yoksa sonradan gelişen bir durumun neticesimiydi.
Gelişimlerden Netice
Atatürk: "İstanbul'da yapılan tutuklamalara karşılık olmak üzere Anadolu'daki İtilâf devletleri subaylarının tutuklanması gerekiyordu. Göz önünde bulunanların tutuklanması için gerekli yerlere emir verdik."
Ağzınıza sağlık 😊
Allah Ahmet Anapali dan razı olsun. Allah aklini, gözünü ve dilini korusun ve kuvvetlendirsin.
ilk ben yazayım dedim kesinlikle güzel olmuştur heman izliyorum.
Arkadaşa madalyasını getirin 😅
@@ugurbykbs5484 😒😒😂😂😂😂😂
ua-cam.com/video/kQXdLRFfTJ0/v-deo.html
BÜYÜK HARFLERLE YAZIYORUM İTTİHAT VE RERAKKİ HAKKINDA BİZLERİ BİLGİLENDİRİRSENİZ ÇOK GÜZEL OLUR
Gerçeklerin bir gün açığa çıkma gibi bir huyu vardır. Teşekkürler Ahmet Anapalı
Ortaya çıkan gerçekte ne var?
@@CobainsShotgun bir zamanlar Vahdettin'e hain damgası vuruldu. Oysa kurtuluş savaşının startını veren bizatihi padişah Vahdettin
@@makrc6877 Onu Atatürk'e bile dediler. Kulak asma, sıkma güzel canını. Bize düşen Cumhuriyetimizi yaşatmak ve Atatürk ve diğer atalarımıza kötü söz diyenlere tarihimizi anlatmak ve onu korumak.
Başka ülkemiz yok. Kal sağlıcakla
inandın mı hemen leeeynnn
@@melihocal2029 cahillikte ısrar niye
Evet, Mustafa Kemal Atatürk gerçeğini, eğrisi ve doğrusuyla objektif, hiç bir etki altında kalmadan anlattığınız için size ve arkadaşlarınıza canı gönülden teşekkür eder bu konudaki çalışmalarınızın devamının gelmesi temennisi ile saygı ve muhabbetlerimi sunmakla beraber..Merak ettiğim bir konudur..Atatürk'ün yahudi soy adı Kamal meselesi ve ingilizlere bırakılan 450 ton altın meselesi bu konuyada bir açıklık getirirseniz memnun olurum..Bırakın sağdaki, soldaki ortadaki fincancı katırları ürksün, tepetaklak gelsin yeter ki hak ve hakikatin ışığı, güneş gibi parlasın güzel ülkemde..Allah yar ve yardımcınız olsun..
işte şimdi tüm taşlar yerine oturdu.herşeyin sebebi belli oldu
Daha Izlemeden like. Emeğine sağlık hocam. Takipteyiz
Vahdettin burnunun dibindeki İngiliz zırhlılarini parmağıyla gösterip "millet uyansın" demiş ama uyandiramamis. Gazi Mustafa Kemal Atatürk uyandırmış. Allah Atatürk sevgisini ve ışığını bu milletten eksik etmesin inşallah.
yorumunu düzeltiyorum : vahdettin ingiliz zırhlısını parmağı ile gösterip ingilizlere hitaben ; " çok ihanet ettim (anzavur ayaklanması- kuvai zaptiye -idam fermanları-atatürke suikastçılar gönderme) bunların hesabını veremem can güvenliğim yok gelin kurtarın beni" demiştir....
Ataturku enguzel sekliile anlatiyosunuz sagolun varolun emek veren herkese tesekkurler
Hocam gerçekleri ortaya çıkardığınız için minnettarız devamını bekliyoruz inşallah emeklerinize sağlık çok güzel gidiyor 👍👏
Soru cevap videosu olacak mı?
Teşekkür ediyoruz Ahmet bey kardeşim
Emeğinize sağlık
Acelemiz yok yavaş yavaş sindire sindire gerçekleri anlatmaya devam kardeşim Allah razı olsun
İki yüzlülük yapmayın! Anlattığı Mustafa Kemal ile Kamâl Atatürk zıtlar. 5816 faşist kanun kaldırılsın da o zaman gerçekleri konuşalım. Bu kanun kalkmadan haikakti söyleyen ceza yiyecek, söyleyip yiyenler gibi. Bak iyi dinle Mustafa Kemal nasıl Şeriat’a, Hilafet’e, Saltanata ve Sultanına bağlı. Sonra ki Atatürk tam tersi hareketlerde bulunuyor!
Atatürk’ün el yazısı ile Allah’ın doğuşu: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni)
Masum ve cahil insanları, yüzlerce allaha taptırmak, veya, allahları, muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir.
Hangi mabedin Hükümdarı, dolayısile papasları, kuvetlenir ve diğer mabetlere hakim olursa, O mabedin papasları kendi allahlarının büyüklüğünü tanıtmaya, diğer allahları ehemiyetten dülürmeye çalışırlardı. Netekim, Tinis hanedanının I inci Pepi’nin Menfis (Memphis), payitahat olunca, burası için yeni ve en büyük allah lazımdı. Tinis papasları bunun çaresini buldular. Tinisin (Helyopolis) mahallî allahı, insan şeklinde temsil edilen atom (Ataum=ammon) idi. Fakat, bu ilah,bütün mısırlıların gözünü dolduramazdı. Umumiyetle, mısırda, güneşe mensup bir allaha tapınmağa alışılmıştı.
Kaynak: Doğu Perinçek, Kemalist Devrim 2 Din ve Allah
Kaynak Yayınları 5.Basım İstanbul, Aralık 1996 sh. 207
Atatürk’ün el yazısıyla dinin rolü: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni)
Din ve Millet
Din birliğinin de bir millet şeklinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz.
Türkler arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne arapların, ne aynı dinde bulunan acemleri ve ne de mısırlıların vesairenin türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün…
…milliyetlerin fevkinde şamil bir arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammedin dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdurlar. Bununla beraber, allaha kendi milli lisanında değil, allahın arap kavmine, gönderdiği arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, allaha ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında türk milleti bir çok asırlar, ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta, bir kelimesinin…
…manasını bilmediği halde Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, türk milletince, karışık, cahil hocalar ağziyle, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupada, allah kelimesinin ilâsı [yüceltilmesi] parulası altında, hıristiyan milletlerini idare altına geçirdiler, fakat onların dinlerine ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler.
Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısırda, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspereyi, hilâfet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gâh şarka, gâh garba veya her tarafa birden saldıra saldıra Türk milletini allah için, peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, allaha mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaat ve temin eden dini akide…
Ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı dikkati görmesine mani olmadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin, ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden din hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyle derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, türk düşmanaları olan arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve külayişiyle [açıklıkla,ferahlıkla], büyük heycanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük türk cedlerinin mukaddes miraslarının…
Kaynak: Prof.Dr. Afet inan, Medeni Bilgiler ve Atatürk’ün Elyazıları, Sh.364 ve Medeni Bilgiler, s.366, s.367, s.368, s.450
Muhammed ve İslamiyet: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni), Atatürk’ün “Muhammed ve İslamyetin Doğuşu” konusunda, Lise Tarih kitabı için eliyle yazdıklarından bir kısmı (1930)
Muhammedin menşei
Muhammedin aile ve Atalarına ait bütüb malûmat Tarihî olmaktan ziyade efsanevîdir. Peygamber zamanında bu malûmat yoktu; bunlar sonradan icat olunmuştur.
Arapların aile şecerelerinin tutulması usulü Halife Ömer zamanında başlamıştır. Bu usul bir takım düzme seçerelerin uydurulmasına yol açtı. Hakikatta, Muhammedin menşei hakkında pek az şey bilinmiştir, okadar ki onun asıl ismi dahi malûm olmamıştır; Muhammet, Peygamberin ismi değil, lakabıydı.
Peygamberin cetleri hakkındaki malûmat dahî tarihî ve sikalara uymaz. Araplar, Peygamberin İbrahim neslinden geldiği ispata çalıştılar; Araplar bu suretle bütün…
…Arap ırkının yüksek necabet sahibi olduğunu ispat etmek hevesinde idiler.
Muhammet kendisi hiçbir zaman asalet şerefi iddiasına kalkışmamıştır;O, boş teferruata ehemiyet vermezdi; gayesine doğru tereddütsüz yürür amelî adamdı.
Muhammet, hiçbir zaman bir asalet Hücceti istemedi; damarlarında İbranî nebilerin canı dolaştığını iddia etmedi; bilakis kerek kendisinin, kerek ana ve babasının fakir halleriyle iftihar etti.
Bütün mehazlar, biye, Muhammedin babası olmak üzere Abdülmüttabin oğlu Abdulla namında bir zatı gösterir; Anasının da adını Emine olarak tespit ettiler.
Muhammet dünyaya gelmeden evvel, babası ölmüştür. Emine de , çocuğun altı…
…yaşında yetim bırakmıştır. Muhammet dedesi abdülmuttalip yanında kaldı. Dedesi öldükten sonra da amcası Ebûtalibin himayesine girdi. Ebûtalip çok fakir ve ailesi de kalabalıktı. Mûhammet, maişetini Temin için gençliğinde çobanlık etti.
Mûhammet 25 yaşında iken Hatice isminde 40 yaşında zengin bir dul kadınla evlendi; daha evel onun hizmetine girmiş develerine ve ticaret işlerine bakıyordu.
Bu verdiğimiz malûmat, öteden beri verilegelmekte olan malûmattır. Ancak, bu hususta bilgimizi, tarih çerçevesine sokabilmek için şu noktalara dikkat celp etmek lazımdır;
Muhammedin Abdulla ismini şığinda dair söylenen sözler kati değildir.
Abdulla ismi, Muhammetten evvel adeta meçhuldü. İslamiyetten evel Herhangi bir mabuda nispetle Abdüllat, zeydüllat gibi isimler vardı; bu isimler islamiyet devrinde Abdullah, Zeydullah yapldı.
Anananın bize Muhammedin dedesi olmak üzere gösterdiği Abdülmuttalibin dahi, Hakiki dedesi olduğu hakkında tarihî vesika yoktur.
Bu mülahazalardan sonra Muhammedin menşei hakkında söylenebilecek şudur;
Muhammet, fakir bir menşeden gelmiştir; pek güçük yaşında anasız, babasız kalmıştır; Abdülmuttalip ailesi ve bilhassa Ebutalip tarafından şefkat hissile kabul ve…
…Himaye edilmiştir. Peygambere verilmiş olan Muhhammet lakabı, ölmüş babasının ismini kullanmaya lüzum bırakmıyordu.
Muhammedin Peygamberliği
Muhammedin Peygamberlik vazifesinin nasıl başladığını izah etmek en nazik ve en müşkül meseledir.
Muhammedin bir melek ile ve allah ile Hakikaten konuşmuş olduğu kanaatında bulunanlar olduğu gibi, Muhammedin, isteyerek böylede söylediğini de ileri sürenler olmuştur.
Bu faziyeleri Bir tara bırakmak ve meseleyi ilim ve mantık öeröevesi içinde mütaala etmek daha doğru olur.
Kuranda öğrendiğimize göre, Muhammet hiç değişmeden yaşamış bir insan değildi; o da hayat ve Hadislerin zaruri icapları karşısında adeta hergün değişmiştir.
Muhammet, iptida allahın resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır; bunu düşünmemiştir. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisine hasıl olmuştur.
asıl meselenin Hal noktası şurdadır:
Bütün iptidaî kavimlerde olduğu gibi Araplarda da, şairlerin akıl erdiremedikleri kuvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı. Bu kuvetler Araplar için Cinsel idi. Cinler, gûya kâhinlere de kâyıptan haber vermek…
Kaynak: Orijinal belge, Anıtkabir Kütüphanesi’nde. Fotokopisi, Türk Tarih Kurumu’nda, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Askeri Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanlığı’nda ve Aydınlık gazetesi arşivinde,
Doğu Perinçek Atatürk Din ve Lâiklik üzerine 2. Basım, Kaynak Yayınları İstanbul, Aralık 1997 Sh.145, s.147, s.149, s.151, s.153 ve s.155.
@@fatihemreomeroglu3195 tamam kardeşim bizde biliyoruz sakin ol m Kemal başka Atatürk başka az sabret
Allah razı olsun. Bugüne kadar bilmediğimiz konuları öğrendik.
Herkesin gerçek tarihi öğrenmesi lazım
Hocam ben lise mezunuyum bizlere tarihimizi yanlış öğrettiler sizlerden ve Vatan savunmasında hayatları tehlikeye atan tüm büyüklerimizden Allah razı olsun mekanları Cennet olsun.
Ağzına yüreğine sağlık hocam,emeği gecen ekibe teşekkürler
Abı zstrn cumhuriyetten oncesıne kımse bırsey demıyor uzerundr bulundugumuz toorakları Allah, peygamber, mıllet ıcın fetheden Atalarımızın surgun edılmesı ve cumhuriyet sonrsanı diyoruz konusuyoruz bahsedıyoruz saygılar, sevgıler abı
Aynen! Anlattığı Mustafa Kemal ile Kamâl Atatürk zıtlar. 5816 faşist kanun kaldırılsın da o zaman gerçekleri konuşalım. Bu kanun kalkmadan hakikati söyleyen ceza yiyecek, söyleyip yiyenler gibi. Bak iyi dinle Mustafa Kemal nasıl Şeriat’a, Hilafet’e, Saltanata ve Sultanına bağlı. Sonra ki Atatürk tam tersi hareketlerde bulunuyor!
Atatürk’ün el yazısı ile Allah’ın doğuşu: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni)
Masum ve cahil insanları, yüzlerce allaha taptırmak, veya, allahları, muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir.
Hangi mabedin Hükümdarı, dolayısile papasları, kuvetlenir ve diğer mabetlere hakim olursa, O mabedin papasları kendi allahlarının büyüklüğünü tanıtmaya, diğer allahları ehemiyetten dülürmeye çalışırlardı. Netekim, Tinis hanedanının I inci Pepi’nin Menfis (Memphis), payitahat olunca, burası için yeni ve en büyük allah lazımdı. Tinis papasları bunun çaresini buldular. Tinisin (Helyopolis) mahallî allahı, insan şeklinde temsil edilen atom (Ataum=ammon) idi. Fakat, bu ilah,bütün mısırlıların gözünü dolduramazdı. Umumiyetle, mısırda, güneşe mensup bir allaha tapınmağa alışılmıştı.
Kaynak: Doğu Perinçek, Kemalist Devrim 2 Din ve Allah
Kaynak Yayınları 5.Basım İstanbul, Aralık 1996 sh. 207
Atatürk’ün el yazısıyla dinin rolü: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni)
Din ve Millet
Din birliğinin de bir millet şeklinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz.
Türkler arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne arapların, ne aynı dinde bulunan acemleri ve ne de mısırlıların vesairenin türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün…
…milliyetlerin fevkinde şamil bir arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammedin dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdurlar. Bununla beraber, allaha kendi milli lisanında değil, allahın arap kavmine, gönderdiği arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, allaha ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında türk milleti bir çok asırlar, ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta, bir kelimesinin…
…manasını bilmediği halde Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, türk milletince, karışık, cahil hocalar ağziyle, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupada, allah kelimesinin ilâsı [yüceltilmesi] parulası altında, hıristiyan milletlerini idare altına geçirdiler, fakat onların dinlerine ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler.
Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısırda, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspereyi, hilâfet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gâh şarka, gâh garba veya her tarafa birden saldıra saldıra Türk milletini allah için, peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, allaha mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaat ve temin eden dini akide…
Ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı dikkati görmesine mani olmadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin, ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden din hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyle derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, türk düşmanaları olan arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve külayişiyle [açıklıkla,ferahlıkla], büyük heycanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük türk cedlerinin mukaddes miraslarının…
Kaynak: Prof.Dr. Afet inan, Medeni Bilgiler ve Atatürk’ün Elyazıları, Sh.364 ve Medeni Bilgiler, s.366, s.367, s.368, s.450
Muhammed ve İslamiyet: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni), Atatürk’ün “Muhammed ve İslamyetin Doğuşu” konusunda, Lise Tarih kitabı için eliyle yazdıklarından bir kısmı (1930)
Muhammedin menşei
Muhammedin aile ve Atalarına ait bütüb malûmat Tarihî olmaktan ziyade efsanevîdir. Peygamber zamanında bu malûmat yoktu; bunlar sonradan icat olunmuştur.
Arapların aile şecerelerinin tutulması usulü Halife Ömer zamanında başlamıştır. Bu usul bir takım düzme seçerelerin uydurulmasına yol açtı. Hakikatta, Muhammedin menşei hakkında pek az şey bilinmiştir, okadar ki onun asıl ismi dahi malûm olmamıştır; Muhammet, Peygamberin ismi değil, lakabıydı.
Peygamberin cetleri hakkındaki malûmat dahî tarihî ve sikalara uymaz. Araplar, Peygamberin İbrahim neslinden geldiği ispata çalıştılar; Araplar bu suretle bütün…
…Arap ırkının yüksek necabet sahibi olduğunu ispat etmek hevesinde idiler.
Muhammet kendisi hiçbir zaman asalet şerefi iddiasına kalkışmamıştır;O, boş teferruata ehemiyet vermezdi; gayesine doğru tereddütsüz yürür amelî adamdı.
Muhammet, hiçbir zaman bir asalet Hücceti istemedi; damarlarında İbranî nebilerin canı dolaştığını iddia etmedi; bilakis kerek kendisinin, kerek ana ve babasının fakir halleriyle iftihar etti.
Bütün mehazlar, biye, Muhammedin babası olmak üzere Abdülmüttabin oğlu Abdulla namında bir zatı gösterir; Anasının da adını Emine olarak tespit ettiler.
Muhammet dünyaya gelmeden evvel, babası ölmüştür. Emine de , çocuğun altı…
…yaşında yetim bırakmıştır. Muhammet dedesi abdülmuttalip yanında kaldı. Dedesi öldükten sonra da amcası Ebûtalibin himayesine girdi. Ebûtalip çok fakir ve ailesi de kalabalıktı. Mûhammet, maişetini Temin için gençliğinde çobanlık etti.
Mûhammet 25 yaşında iken Hatice isminde 40 yaşında zengin bir dul kadınla evlendi; daha evel onun hizmetine girmiş develerine ve ticaret işlerine bakıyordu.
Bu verdiğimiz malûmat, öteden beri verilegelmekte olan malûmattır. Ancak, bu hususta bilgimizi, tarih çerçevesine sokabilmek için şu noktalara dikkat celp etmek lazımdır;
Muhammedin Abdulla ismini şığinda dair söylenen sözler kati değildir.
Abdulla ismi, Muhammetten evvel adeta meçhuldü. İslamiyetten evel Herhangi bir mabuda nispetle Abdüllat, zeydüllat gibi isimler vardı; bu isimler islamiyet devrinde Abdullah, Zeydullah yapldı.
Anananın bize Muhammedin dedesi olmak üzere gösterdiği Abdülmuttalibin dahi, Hakiki dedesi olduğu hakkında tarihî vesika yoktur.
Bu mülahazalardan sonra Muhammedin menşei hakkında söylenebilecek şudur;
Muhammet, fakir bir menşeden gelmiştir; pek güçük yaşında anasız, babasız kalmıştır; Abdülmuttalip ailesi ve bilhassa Ebutalip tarafından şefkat hissile kabul ve…
…Himaye edilmiştir. Peygambere verilmiş olan Muhhammet lakabı, ölmüş babasının ismini kullanmaya lüzum bırakmıyordu.
Muhammedin Peygamberliği
Muhammedin Peygamberlik vazifesinin nasıl başladığını izah etmek en nazik ve en müşkül meseledir.
Muhammedin bir melek ile ve allah ile Hakikaten konuşmuş olduğu kanaatında bulunanlar olduğu gibi, Muhammedin, isteyerek böylede söylediğini de ileri sürenler olmuştur.
Bu faziyeleri Bir tara bırakmak ve meseleyi ilim ve mantık öeröevesi içinde mütaala etmek daha doğru olur.
Kuranda öğrendiğimize göre, Muhammet hiç değişmeden yaşamış bir insan değildi; o da hayat ve Hadislerin zaruri icapları karşısında adeta hergün değişmiştir.
Muhammet, iptida allahın resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır; bunu düşünmemiştir. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisine hasıl olmuştur.
asıl meselenin Hal noktası şurdadır:
Bütün iptidaî kavimlerde olduğu gibi Araplarda da, şairlerin akıl erdiremedikleri kuvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı. Bu kuvetler Araplar için Cinsel idi. Cinler, gûya kâhinlere de kâyıptan haber vermek…
Kaynak: Orijinal belge, Anıtkabir Kütüphanesi’nde. Fotokopisi, Türk Tarih Kurumu’nda, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Askeri Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanlığı’nda ve Aydınlık gazetesi arşivinde,
Doğu Perinçek Atatürk Din ve Lâiklik üzerine 2. Basım, Kaynak Yayınları İstanbul, Aralık 1997 Sh.145, s.147, s.149, s.151, s.153 ve s.155.
ua-cam.com/video/PkSZbEqk6Yk/v-deo.html
@@fatihemreomeroglu3195 cesurlar az korkaklar cok ☝️🇹🇷👑
Allah sizden razı olsun emeğinize sağlık 👍👍👍👏👏👏👏
Akit tv.deki ahmet hoca ile aksi tarihteki ahmet hoca arasinda 180 derece fark var
Allah razı olsun hocam çok güzel anlatıyorsunuz gerçekten.
Allah emeğinizi zayi etmesin
Yorumlarla soru bölümü ne zaman yapılacak acaba 🤔
bundan sonra atatürk ün siyasi hayatını da doğrularıyla hatalarıyla ve kanıtlarla anlatmalısın hocam
biz dinleriz
Anlattığı Mustafa Kemal ile Kamâl Atatürk zıtlar. 5816 faşist kanun kaldırılsın da o zaman gerçekleri konuşalım. Bu kanun kalkmadan hakikati söyleyen ceza yiyecek, söyleyip yiyenler gibi. Bak iyi dinle Mustafa Kemal nasıl Şeriat’a, Hilafet’e, Saltanata ve Sultanına bağlı. Sonra ki Atatürk tam tersi hareketlerde bulunuyor!
Atatürk’ün el yazısı ile Allah’ın doğuşu: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni)
Masum ve cahil insanları, yüzlerce allaha taptırmak, veya, allahları, muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir.
Hangi mabedin Hükümdarı, dolayısile papasları, kuvetlenir ve diğer mabetlere hakim olursa, O mabedin papasları kendi allahlarının büyüklüğünü tanıtmaya, diğer allahları ehemiyetten dülürmeye çalışırlardı. Netekim, Tinis hanedanının I inci Pepi’nin Menfis (Memphis), payitahat olunca, burası için yeni ve en büyük allah lazımdı. Tinis papasları bunun çaresini buldular. Tinisin (Helyopolis) mahallî allahı, insan şeklinde temsil edilen atom (Ataum=ammon) idi. Fakat, bu ilah,bütün mısırlıların gözünü dolduramazdı. Umumiyetle, mısırda, güneşe mensup bir allaha tapınmağa alışılmıştı.
Kaynak: Doğu Perinçek, Kemalist Devrim 2 Din ve Allah
Kaynak Yayınları 5.Basım İstanbul, Aralık 1996 sh. 207
Atatürk’ün el yazısıyla dinin rolü: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni)
Din ve Millet
Din birliğinin de bir millet şeklinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz.
Türkler arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne arapların, ne aynı dinde bulunan acemleri ve ne de mısırlıların vesairenin türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün…
…milliyetlerin fevkinde şamil bir arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammedin dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdurlar. Bununla beraber, allaha kendi milli lisanında değil, allahın arap kavmine, gönderdiği arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, allaha ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında türk milleti bir çok asırlar, ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta, bir kelimesinin…
…manasını bilmediği halde Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış, hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, türk milletince, karışık, cahil hocalar ağziyle, ateş ve azap ile müdhiş bir muamma halinde kalan, dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupada, allah kelimesinin ilâsı [yüceltilmesi] parulası altında, hıristiyan milletlerini idare altına geçirdiler, fakat onların dinlerine ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler.
Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısırda, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspereyi, hilâfet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gâh şarka, gâh garba veya her tarafa birden saldıra saldıra Türk milletini allah için, peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, allaha mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaat ve temin eden dini akide…
Ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı dikkati görmesine mani olmadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin, ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden din hissi; dünyanın acısı duyulan tokatıyle derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, türk düşmanaları olan arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi, derhal, yüzlerce asırlık kudret ve külayişiyle [açıklıkla,ferahlıkla], büyük heycanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık türk, cenneti değil, eski, hakiki büyük türk cedlerinin mukaddes miraslarının…
Kaynak: Prof.Dr. Afet inan, Medeni Bilgiler ve Atatürk’ün Elyazıları, Sh.364 ve Medeni Bilgiler, s.366, s.367, s.368, s.450
Muhammed ve İslamiyet: (El Yazısının Matbaa Harfleri ile Metni), Atatürk’ün “Muhammed ve İslamyetin Doğuşu” konusunda, Lise Tarih kitabı için eliyle yazdıklarından bir kısmı (1930)
Muhammedin menşei
Muhammedin aile ve Atalarına ait bütüb malûmat Tarihî olmaktan ziyade efsanevîdir. Peygamber zamanında bu malûmat yoktu; bunlar sonradan icat olunmuştur.
Arapların aile şecerelerinin tutulması usulü Halife Ömer zamanında başlamıştır. Bu usul bir takım düzme seçerelerin uydurulmasına yol açtı. Hakikatta, Muhammedin menşei hakkında pek az şey bilinmiştir, okadar ki onun asıl ismi dahi malûm olmamıştır; Muhammet, Peygamberin ismi değil, lakabıydı.
Peygamberin cetleri hakkındaki malûmat dahî tarihî ve sikalara uymaz. Araplar, Peygamberin İbrahim neslinden geldiği ispata çalıştılar; Araplar bu suretle bütün…
…Arap ırkının yüksek necabet sahibi olduğunu ispat etmek hevesinde idiler.
Muhammet kendisi hiçbir zaman asalet şerefi iddiasına kalkışmamıştır;O, boş teferruata ehemiyet vermezdi; gayesine doğru tereddütsüz yürür amelî adamdı.
Muhammet, hiçbir zaman bir asalet Hücceti istemedi; damarlarında İbranî nebilerin canı dolaştığını iddia etmedi; bilakis kerek kendisinin, kerek ana ve babasının fakir halleriyle iftihar etti.
Bütün mehazlar, biye, Muhammedin babası olmak üzere Abdülmüttabin oğlu Abdulla namında bir zatı gösterir; Anasının da adını Emine olarak tespit ettiler.
Muhammet dünyaya gelmeden evvel, babası ölmüştür. Emine de , çocuğun altı…
…yaşında yetim bırakmıştır. Muhammet dedesi abdülmuttalip yanında kaldı. Dedesi öldükten sonra da amcası Ebûtalibin himayesine girdi. Ebûtalip çok fakir ve ailesi de kalabalıktı. Mûhammet, maişetini Temin için gençliğinde çobanlık etti.
Mûhammet 25 yaşında iken Hatice isminde 40 yaşında zengin bir dul kadınla evlendi; daha evel onun hizmetine girmiş develerine ve ticaret işlerine bakıyordu.
Bu verdiğimiz malûmat, öteden beri verilegelmekte olan malûmattır. Ancak, bu hususta bilgimizi, tarih çerçevesine sokabilmek için şu noktalara dikkat celp etmek lazımdır;
Muhammedin Abdulla ismini şığinda dair söylenen sözler kati değildir.
Abdulla ismi, Muhammetten evvel adeta meçhuldü. İslamiyetten evel Herhangi bir mabuda nispetle Abdüllat, zeydüllat gibi isimler vardı; bu isimler islamiyet devrinde Abdullah, Zeydullah yapldı.
Anananın bize Muhammedin dedesi olmak üzere gösterdiği Abdülmuttalibin dahi, Hakiki dedesi olduğu hakkında tarihî vesika yoktur.
Bu mülahazalardan sonra Muhammedin menşei hakkında söylenebilecek şudur;
Muhammet, fakir bir menşeden gelmiştir; pek güçük yaşında anasız, babasız kalmıştır; Abdülmuttalip ailesi ve bilhassa Ebutalip tarafından şefkat hissile kabul ve…
…Himaye edilmiştir. Peygambere verilmiş olan Muhhammet lakabı, ölmüş babasının ismini kullanmaya lüzum bırakmıyordu.
Muhammedin Peygamberliği
Muhammedin Peygamberlik vazifesinin nasıl başladığını izah etmek en nazik ve en müşkül meseledir.
Muhammedin bir melek ile ve allah ile Hakikaten konuşmuş olduğu kanaatında bulunanlar olduğu gibi, Muhammedin, isteyerek böylede söylediğini de ileri sürenler olmuştur.
Bu faziyeleri Bir tara bırakmak ve meseleyi ilim ve mantık öeröevesi içinde mütaala etmek daha doğru olur.
Kuranda öğrendiğimize göre, Muhammet hiç değişmeden yaşamış bir insan değildi; o da hayat ve Hadislerin zaruri icapları karşısında adeta hergün değişmiştir.
Muhammet, iptida allahın resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır; bunu düşünmemiştir. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisine hasıl olmuştur.
asıl meselenin Hal noktası şurdadır:
Bütün iptidaî kavimlerde olduğu gibi Araplarda da, şairlerin akıl erdiremedikleri kuvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı. Bu kuvetler Araplar için Cinsel idi. Cinler, gûya kâhinlere de kâyıptan haber vermek…
Kaynak: Orijinal belge, Anıtkabir Kütüphanesi’nde. Fotokopisi, Türk Tarih Kurumu’nda, Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Askeri Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanlığı’nda ve Aydınlık gazetesi arşivinde,
Doğu Perinçek Atatürk Din ve Lâiklik üzerine 2. Basım, Kaynak Yayınları İstanbul, Aralık 1997 Sh.145, s.147, s.149, s.151, s.153 ve s.155.
@@fatihemreomeroglu3195 Madde 1 - Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten
kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2 - Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya
umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.
Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa
verilecek ceza bir misli artırılır.
Madde 3 - Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır.
Madde 4 - Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 5 - Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.
Yanlışım varsa lütfen düzeltin. Benim anlamadığım Atatürk'e hakaret etmeden saygısızlık yapmadan gerçeğiyle tarih anlatılamaz mı?
Bu maddeler niçin Atatürk'ü tam olarak anlamamızda bir engel olabiliyor?
@@rdvanaltn9235 Çünkü acı olan gerçekler, bu maddeler sayesinde söylenemiyor. Hakaret nedir mesela? İkiye ayrılır, 1. Haklı hakaret 2. Haksız hakaret. Tabii hakaret kelimesinin anlamı ‘haksız hakaret’ sayılmaz ise. Yani şöyle, bir insana hırsız diyen ya doğru söyler, ya da ifira atıp hakaret etmiş olur. Şimdi misal olarak Atatürk’ün planlı olarak ingilizlerle işbirliği yaptığı belgelense (ki belgeler hala saklanıyor milleten, niye acaba!) Osmanlıyı yıkması ihanet olur. Ve bu sefer ona hain demek doğru olur. Ama bu maddelerle gerçek dahi olsa hapislerde çürürsün. Bir hiç uğruna. Ölmüş bir insan için. Bu kanun neden yürülüğe konuldu onu da bilmek lazım. Menderes bu kanunu getirmeseydi, Mustafa Kemal Atatürk değil, İsmet İnönü Atatürk olacaktı.
@@fatihemreomeroglu3195 neymis aci gercek ? Bu devleti kuran adama rahat rahat ingiliz işbirlikçisi vatan haini diyip iftira atamadığın için kuduruyosun tabi. Ulan sen ne yaptin bu ulke için. O adam 12 sene her cephede savasti. Sen ne yaptın? Klavye cihatcisi.
Hocam selamlar, sizden İslam tarihini dinlemek isteriz. Efendimiz(s.a.v) , 4 Halife ve sahabe efendilerimiz sizin üslubunuzla, gerçekçi halleri ile dinlemek çok isteriz. Teşekkürler hepinize.
Öküzlere anlatıyorum gerçekleri hala inanmıyorlar hocam
Anlamazlar
Anlattığı Mustafa Kemal ile Kamâl Atatürk zıtlar. 5816 faşist kanun kaldırılsın da o zaman gerçekleri konuşalım. Bu kanun kalkmadan hakikati söyleyen ceza yiyecek, söyleyip yiyenler gibi. Bak iyi dinle Mustafa Kemal nasıl Şeriat’a, Hilafet’e, Saltanata ve Sultanına bağlı. Sonra ki Atatürk tam tersi hareketlerde bulunuyor!
@E.S beton kafa anlamaz
@Fatih Turk evet
@Fatih Turk Öyle, çünkü müslüman değiller.
Sayın Anapalı Hocam,
Önereceğiniz orjinaline yakın Nutuk var mıdır.?
Aynen gunumuzdekiler hep sansürlu belki hocada orjinali vardir nelee vardir neler.
11 bölüm olmuş hala eveleyip geveleyip arka bahçe dolanıyorsun biz senin net söylemlerini sevmiştik 1 bölümde bitireceğin meseleyi 11 bölümde bitiremedin yazık.
sayın anapalı. "Harp tarihi vesikaları" adlı bir kitap ınternette bulamıyoruz ya da sadece belgemıdır. biz nereden görebiliriz. böylece biz de kendi çapımızda insanlara bunu anlattıgımızda kaynak sunabılırız
Hocam (sözde) ermeni soykırımı ile ilgili bi video yaparsanız bu günlerde çok iyi olur .
Seviliyorsun Ahmet hocam, ALLAH''a emanet ol.
İzlemek için çok geç kaldığım bir program geçen yıl inkilap derside anlatılanlardan sonra nasıl bu kadar çarpıtılabilir diyorum.
Teşekkürler...
ANAPALI... Devam et... Yolun açık olsun...
Hocam sizinle Ayasofya'nın açıldığı gün görüşmüştük Heyecandan dizlerimin titremisti Ahmet bey inşallah gelecekte isminiz altın harflerle yazılacak
Üstadım Çok teşekkür ederim Allah hepsine gani gani rahmet eylesin
Can hocam ağzına diline sağlık sen ne güzel bilgiler verdin bize yıllarca bizi uyutanlara iyi cevap veriyorsun ellerinden öperim
Hocam ağzınıza sağlık olsun çok güzel aydınlatınız 👍
Teşekkürler hocam haftayı bekliyoruz.
Mustafa kemal aAtatürk hayranlığınm 10 kat daha artti tşk hocam
Bildirim gelir gelmez buradayız