Viktor Emil Frankl: İnsan Olmak Ne Demektir?
Вставка
- Опубліковано 22 вер 2022
- İkinci Dünya Savaşı'nda Nazilerin kurduğu toplama kamplarında esir olarak bulunan ve zorlu deneyimlerinden ardından oradan kurtulan, "İnsanın Anlam Arayışı" adlı kitabıyla tanıdığımız Viktor Emil Frankl'ın belki de en çok bilinen tezlerinden biri, "insanın yalnızca kendisinden başka bir amaç veya kişiye kendisini adaması durumunda hayatında bir anlam bulabileceği" şeklinde özetlenebilecek olan fikridir.
Burada paylaştığım kesitte, Viktor Emil Frankl bu görüşünü dile getiriyor ve sanıyorum ki kitaplarının dışında kendi ağzından bu ifadeleri duymak kendisini tanıyan ve seven herkes için oldukça önemli ve heyecan vericidir.
* * *
Çeviri: Ümid Gurbanov
Blog: umidgurbanov.substack.com
Twitter: umidgurbanov
* * *
Twitter: ufaktefekceviri
Patreon: patreon.com/umidgurbanov
Kendi mesleki alanlarımız ya da ilgi alanlarımız sebebiyle; fanatiği olmadan ya da nefret etmeden okuduğumuz kıymetli entelektüelleri, kitap sayfalarından alıp, görüntüleri, sesleri ile bize aktaran insanlara ve bu aktarımı dilimize çevirerek bize kazandıran size çok teşekkürler. Özellikle popüler kültür yazarları, entel kimseler yerine alanında çok değerli olan entelektüellere, önemli kuramcılara yer verdiğiniz için daha çok teşekkürler.
İnsan olmak kendimizin dışına çıkabilmek ve kendi esaretimizden kurtulup başka birini veya bir şeyi amaç haline getirmektir diyor
Hayır. İnsan olmaklık eşya ve hadiseleri zapt etmektedir. Tek cümleyle özet bu
Başka bir insanın (veya insanların) huzuru, mutluluğu için kendini adamak. Yada kendini senin varlığından daha yüce bir hedef için adamak, o yolda emek vermek. İşte bu durumlarda kişinin hayatı anlam kazanır. Anlamlı bir hayat beraberinde mutluluğu getirir.
İşte Viktor'un felsefesi.
maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini ters düz eden bir iddia. takdir edilesi.
Uğruna ölünesi bir şeyi olan beşere, insan denir. İnsan olabilen ve kalabilenler ölebilir ancak... Yaşamak, berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaksa; herkesin yaşadığını iddia etmek mümkün değil... Trajikomik olansa, yaşamayanların ölüm kaygısı...
Teşekkürler Ümid Hocam, saygılar.
Teşekkürler çeviri için ❤️❤️❤️
İnsan olmak icin kendimizi başkasına adadığımızda dahi ucu yine bize dokunan kendimizi tatmin eden,bizi ulvi insan olarak hissettiren bir şey yapmış oluyoruz.En nihayetinde kendi çıkarımızı düşünmüş oluyoruz hala
Haklısın, elbette bu kaçınılmaz, hatta bence bu doğal bir yasa. Fakat bence burada önemli olan çıkış noktası. Yani insanın, çıkarını temel alarak bunu yapıp yapmadığı. Çünkü diğer türlüsü dayanışma adı altında bir çıkar örgütlenmesi olurken, bu gerçek anlamında sevginin, aşkın, fedakarlığın vücut bulmasıdır.
İnsan olmak eşya ve hadiseleri zapt etmektedir. Tek cümleyle özet bu.
@@melankoli7428 kimin tanımı bu
@@bugra4101 Salih Mirzabeyoğlu
Çoook teşekkürler Umut bey
Rica ederim Emine Hanım.
@@umidgurbanov Emilia*
Ümid*
Bu arada, zaten bilinçli (ve şakayla karışık) olarak yanlış yazmıştım isminizi, siz de benimkini yanlış yazdığınız için.
@@umidgurbanov Peki 😄
Emeğinize sağlık
Ödüm kopuyor videolarınızın başına bir şey gelecek diye 😅
@Romancı ve Çoban Yardımcısı kanalı kapatabilir mesela Umid Bey veya bazı videoları bir nedenden kullanıma kapatabilir. Başıma geldi ondan tedirgin oluyorum.
Hocam eline,emeğine sağlık.Bir hafta çabuk geçsin diye sabırsızlanıyorum.
İnsanlar insanlıktan cıkmıs
Bir nevi insan olmak insanlarla, nesnelerle, kendi benliğin harici evrensel olmaktan mı geçer anlamış değilim tam olarak
Bu şekilde anladım ben de.
Kısaca bir insanı sevmek ve değerli işler yapmak insan olmanın şartları.
Keyfimiz öyle istediği için kaleme aldığımız uzun bir yazı olacak. "Influencer" olma tanımının alt sınırını zorlayan ve muhtemelen kendisinin influencer olduğunun söylenmesini hakaret sayacak bir Twitter "influencer"ının dediği gibi, "Burası benim hesabım, ister ipe sapa gelmez fikirlerimi tüm ciddiyetimle kaleme alırım, istersem por... film paylaşırım." Dediklerine göre gerçekten dediğini yapmış, ben o zamanlar kendisini takip etmiyordum.
"Influence" kelimesi, İngiliz dilinde isim anlamıyla "etki" ve fiil anlamıyla "etkilemek"tir. "Influencer", en genel (ve dolayısıyla eksik, yüzeysel) manasıyla "etkileyici"dir. Ancak buradaki "etkileyici"lik, sıfat manasında değil "işi etkilemek olan kimse" anlamına gelen bir isimdir.
"Influencer"ın "internet ünlüsü" kavramıyla karşılanmasının sebebi, bu "işi etkilemek olan kimse"lerin genellikle sosyal medya üzerinden bu "iş"lerini gerçekleştirmeleridir. Kimimiz bunu iş olarak görmezken kimimiz, özellikle onlara özenenler kendilerinin bilmem kaç katı kadar para kazanan insanların gelirlerinin meşru olduğunu ispatlamak için uzun ispat gayretlerine girişir, kendisi gibi üç kuruşa tamah ederek yaşayan karşıt görüşlüleriyle uzun uzun tartışmayı göze alırlar. Bu UA-cam yorumumuzda bunun iş olup olmadığını tartışacak değiliz, hukukî açıdan sorun teşkil etmeyenleri yasal meşruiyet çerçevesinde kabul etmekten başka yapabileceğimiz bir şey yoktur.
Bu "işi başkalarını etkilemek olan kişi" olmak, genellikle saygın bir bilim insanı, dilini ve kalemini ifade gücüyle tahkim etmiş bir edebiyatçı ya da köklü ve zengin bir ailenin eğitim için sağladığı imkânları mümkün mertebe değerlendirip (görece) tabandan yükselmiş bir kalifiye işçi, işveren yahut Elon Musk tipi bir girişimci olmaktan (en azından bütün bu sayıp döktüğümüz önkoşulların genellikle gerekli ve zorunlu olmaması bağlamında) daha basit, daha doğrusu "daha erişilebilir" bir konumdur.
Halk arasında "bu herif sosyal medya olmasa sokakta kağıt topluyor olurdu" diye yer yer kıskançlık ve öfke, yer yer imrenme duygusuyla yapılmış yorumlar da bu paraleldedir. Influencer olmak, insanları etkilemek için kafanızın ya da cebinizin çok dolu olmasına gerek yoktur. Hatta influencerlık, bir süre sonra cebinizi doldurmanıza da yarar; halbuki ilki için bir şey diyemeyeceğim.
Neyse, buraya kadar okuduysanız sizi hayal kırıklığına uğratabilecek, "bu kadar goygoyu bu sonuca ulaşmak için mi yaptın, senin ben ta..." diye başlayan bir cümleyle adını bile unuttuğum akrabalarıma selam yollayacak olabilirsiniz, eyvallah.
Ancak gelmek istediğim nokta, başından beri o veya bu şekilde, bu amcaya katılmanız ya da onun fikirlerine şiddetle karşı çıkmanızdan bağımsız olarak, bizi etkileyenlerin, yani bizim "etkileyici"miz, "influencer"larımızın; "influencer" denince akla gelen klasik profilden olumlu şekilde bu kadar sapmış bir karakter tipi ve fikir altyapısına sahip olmasından dolayı kendimizle gurur duymamız gerektiğidir. Şahsen bedenini sergileyip TikTok'ta yeni nesil "rap sanatçılarının" basslı müzikleriyle kendi editlerini yapan insanlardan etkilense ve onlara, onlar hakkında konuşan arkadaşlarıma duyduğum saygı dolayısıyla yine onlar hakkında anlattıkları magazinsel haberlere zorunluluktan maruz kalmak haricinde vakit ayırsaydım, kendimi aşağılamış ve aşağılanmış hissederdim.
Kuşkusuz herkes birilerinden etkilenir, ister sokaktaki bakkalınızın berberinizden devşirdiği fikirler olsun isterse Atatürk gibi büyük adamların ülkelerin tarihini şekillendiren, Batılı filozoflarla millî kaynakları birleştirerek ortaya koyduğu düşünceleri, herkesin akıl ürünleri birilerinin olumlu ya da olumsuz etkilemesiyle şekillenir. Önemli olan ekonominin ne kadar iyi olduğundan söz eden Berber Recai Abi'niz yerine Rousseau veya onun muadillerinden etkilenmek.
ne dion
Mukemmel. Fransiz aksani var
Hayır Alman aksanı var. Kendisi aslen Viyana'lıdır. Kendisini ünlü yapan şey ise, beş yıllık toplama kampı esaretinden sağ kurtulup hayatın her şeye rağmen yaşanılabilir olduğu iddiasıdır. Bunu aslında herkes iddia ediyor ama bütün ailesini toplama kampında kaybeden birinin yaşama tutunma öyküsü insana acılar karşısında bir ömür yetecek bilgeliklerle dolu.
Ne video be
👍👍👍
kendi ingilizcemden şüphe ettiren bir ingilizce keşke daha anlaşılır konuşabilse