Memleketim Elbistanı ne güzel anlatmış hala o güzel yerlerden selam olsun Uğur bey. Sizi severek dinliyoruz Allah razı olsun eserlerimizi unutulmaktan kurtarıp yeni nesle taşıdığınız için.
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun muhteşem uslubunuzla onu sizden dinlemek o gür sesinizle birleşince karşıma uğur ışılak la birleşmiş üstat çıkıyor ortaya saygılar sevgiler
Aliyarak. Umudum keserim. Ben. Çok çok çok seviyorum içim. Carpiliyor. Elim birbirn dolaşıyor. İnamiyom. Çok çok. Üzgünüm aliyom. Sana icinyaniyor. Neolur gela. Almanya'da gel bekliyom
Allahu Ekber . / Tâ, Sîn, Mîm. Kasas, 1./ İşte sana, açık-seçik beyanda bulunan Kitap'ın ayetleri. Kasas, 2./Mûsa'nın annesine şunu vahyettik: "Emzir onu! Onun aleyhinde bir korku hissedince de nehire bırakıver onu. Korkma, üzülme! Kuşkun olmasın ki, biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu resullerden biri yapacağız." Kasas, 7./Nihayet, Firavun ailesi onu kayıp bir şey olarak bulup aldı. O, kendileri için bir düşman ve tasa olacaktı. Gerçek olan şu ki Firavun, Hâman ve bunların orduları yanlış yoldaydılar. Kasas, 8./Firavun'un karısı şöyle dedi: "Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır bu. Öldürmeyin onu, bize yararı olabilir, yahut onu çocuk ediniriz." Onlar işin farkında olmuyorlardı. Kasas, 9./Mûsa'nın annesinin kalbi ise bomboş bir halde sabahladı. Eğer inananlardan olması için kalbine bir bağ vermeseydik, onu açığa vuracak bir durumdaydı. Kasas, 10./Annesi, Mûsa'nın kızkardeşine, "onu izle" dedi. O da onu kenardan gözledi. Onlarsa işin farkında olmuyorlardı. Kasas, 11./Biz daha önce ona, süt emziren kadınları haram kılmıştık. Bu sırada kızkardeşi dedi ki: "Onun bakımını sizin için üstlenecek, onu eğitip öğretmeyi yüklenecek bir ev halkını size tanıtayım mı?" Kasas, 12./Nihayet Mûsa'yı öz anasına geri çevirdik ki, o ananın gözü aydın olsun, kederlenmesin ve Allah'ın vaadinin hak olduğunu bilsin. Fakat çokları bunu bilmezler. Kasas, 13./Mûsa, yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz. Kasas, 14./Medyen suyuna ulaştığında, su başında halktan bir grup gördü. Hayvanlarını suluyorlardı. Biraz ötelerinde çekingen bir halde duran iki kadın fark etti. "Derdiniz nedir?" dedi. "Şu çobanlar çekilip gidinceye kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Üstelik babamız da ileri yaşta bir ihtiyardır." dediler. Kasas, 23./ Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından. Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o. Fussilet, 42./ Artık Allah'ın rahmetinin eserlerine bak, nasıl diriltiyor toprağı ölümü ardından! İşte bu Muhyî, ölüleri elbette diriltir. O, herşeye Kadîr'dir. Rûm, 50. / Allah O'dur ki, sizi bir güçsüzlükten yarattı. Sonra o güçsüzlüğün arkasından bir kuvvet oluşturdu. Sonra o kuvvetin arkasından bir güçsüzlük ve ihtiyarlığa vücut verdi. Dilediğini yaratır. Alîm'dir O, Kadîr'dir. Rûm, 54. / O'nun ayetlerindendir ki, size rahmetinden tattırsın; gemiler, buyruğu ile akıp gitsin. Lütfundan nasip arayasınız ve şükredebilesiniz diye, rüzgârları müjdeciler olarak gönderir. Rûm, 46. / Yemin olsun biz, senden önce de resulleri toplumlarına gönderdik, onlara açık kanıtlar getirdiler. Nihayet, günah işleyenlerden öc aldık. İnananlara yardım etmek bizim üzerimizde bir haktı. Rûm, 47./ O Allah'tır ki, rüzgârları gönderir de onlar, bulutu savurur. Sonra Allah o bulutu gökte dilediği gibi yayıp döşer, onu parça parça eder. Nihayet sen onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Sonra onu kullarından dilediğine ulaştırdığında onlar, müjde almış gibi sevinirler. Rûm, 48./Allah'ın nimetlerini saymaya kalkarsanız, onların sonunu getiremezsiniz. Allah, gerçekten Gafûr ve Rahîm'dir. Nahl, 18./Ve O'dur ki, içinden taze bir et yemeniz ve kuşanacağınız bir süs çıkarmanız için denizi emrinize vermiştir. Gemileri onda yara yara gider görürsün. Böyle yapmıştır ki, O'nun kereminden nasip arayasınız ve şükredebilesiniz. Nahl, 14./Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı sizin emrinize vermiştir. Yıldızlar da O'nun emriyle bir hizmete boyun eğmiştir. Bütün bunlarda, aklını çalıştıran bir topluluk için elbette ibretler vardır. Nahl, 12./ O suyla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşitten meyvalar bitirir. Hiç kuşkusuz, bunda, derin derin düşünen bir toplum için gerçek bir mucize vardır. Nahl, 11./ O sizin için gökten bir su indirdi; ondan bir içecek var. Kendisinden hayvanlarınıza yedirdiğiniz bir ağaç da ondan oluşmaktadır. Nahl, 10./ Yolu doğrultup denge noktasını bulmak Allah'ın işidir. Ondan sapan da var. Allah dileseydi, sizi toptan hidayete erdirirdi. Nahl, 9./Göklerin de yerin de mülk ve yönetimi Allah'ındır. Diriltir de öldürür de. Sizin için Allah dışında ne bir dost vardır ne de bir yardımcı. Tevbe, 116./Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve özü-sözü bir kişilerle beraber olun. Tevbe, 119./ Andolsun ki sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da meleklere "Âdem'e secde edin" dedik. Onlar da secde ettiler. Ama İblis etmedi, secde edenlerden olmadı o. A’râf, 11./ Bir de melekler şöyle demişlerdi: "Ey Meryem, Allah seni seçti. Seni tertemiz kıldı ve seni âlemlerin kadınları üstüne yüceltti." Âl-i İmrân, 42./"Ey Meryem, Rabbinin huzurunda saygıyla el bağla. Secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et!" Âl-i İmrân, 43./Ona Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek. Âl-i İmrân, 48./Onu Beniisrail'e şöyle konuşan bir resul yapacak: "Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde bir şey yapar, ona üflerim de Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah'ın izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size haber veririm. Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize vardır." Âl-i İmrân, 49./İsa onlardan inkârı sezince şöyle konuştu: "Allah'a gidişte benim yardımcılarım kim?" Havâriler dediler ki: "Biz Allah'ın yardımcılarıyız!Allah'a iman ettik biz!Tanık ol, biz müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız." Âl-i İmrân, 52./"Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik, resule uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla beraber yaz!" Âl-i İmrân, 53./Onlar tuzak kurdular, Allah da tuzak kurdu. Ve Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. Âl-i İmrân, 54./Allah şunu da demişti: "Ey İsa, senin canını alacağım, seni kendime yükselteceğim; seni, inkâr edenlerden uzaklaştırıp arındıracağım. Ve sana uyanları, inkâr edenlerin, kıyamete kadar üstünde tutacağım. Sonra bana olacak dönüşünüz; tartışıp durduğunuz şeyler hakkında aranızda ben hüküm vereceğim." Âl-i İmrân, 55./Allah'tan başka ilah yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nundur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiçbir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliyy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azim'dir O, büyüklüğü sınırsızdır. Bakara, 255./İşte bunlar Allah'ın ayetleri. Onları sana hak olarak okuyoruz. Yemin olsun ki sen, gönderilen elçilerdensin. Bakara, 252./Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır. Bakara, 183.
Ben ne zaman Abdurrahman Karakoçu ne zaman dinlesem beni benden alır çok seviyorum mekânı cennet olsun
Memleketim Elbistanı ne güzel anlatmış hala o güzel yerlerden selam olsun Uğur bey. Sizi severek dinliyoruz Allah razı olsun eserlerimizi unutulmaktan kurtarıp yeni nesle taşıdığınız için.
Karakoç hoca ülkücü hareketin yetiştirdiği en önemli değerlerinden biridir mekanı cennet olsun 🤲
Beden bukadar. Senbilin gelirse de gelmesede. Canın sağolsun. Nediyomoldum😭😭😭😭😭 ağlarım devamlı canım canım canım
Kula kul olmadım ömrüm boyunca
Abdurrahim Karakoç,
Mekanın Cennet olsun…
Allahtan rahmet eylesin SAIIRIMIZIN MEKANI CENET OLSUN.
Mekanı Cennet olsun 🌹
Abdullah Karakuş rahmetle anıyoruz Mekanı cennet olsun ruhu şad olsun Işıklar içinde uyusun Amin amin diyorum
👏👏👏🙏🙏🙏
Mekanları cennet olsun. AHİRETE göçen Gönül Adamlarına. Seviyoruz. Unutmadık Rahmet le Anıyoruz. 🌲👐
Çok anlamlı, çok güzel olmuş. Şairimizi Allah rahmet etsin saygıyla anıyorum..çok sade ve temiz bir kişilik. Çok sevdim.
Başarılarınızın daimini diliyorum sayın
Uğur Işılak
Bugazim dumleniyor. Gece uyamiyom aklım dengeliyor. Vallaha böleolmyordum sen ikdafa böyle oldum. Aniyamadim
Uğur dayanamıyom uğur cuma. Kafayiyiyecam. Neolur gelde göruyum
Anlatımınıza doyulmuyor Rabbim razı olsun sizden...
Sen bizim yaylaları görmedin ....🌹🌹
Allah rahmet eylesin Abdurrahim Karakoç babaya.
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah.🤲 Ağzınıza sağlık üstadım.😊
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Canım canım canım benim
Sen bizim dağları bilmessin gülüm
Sevda adamı ol💖
Gunadin. Uğur Işılak bey. Senin. Rasizediyom. Kusurabakm. Canım canım canım benim. Sanabölediyomda kızma neolur. Bir görsem. Seni. Didikce icimcirpiniyor seniandikca. Kalbim cikpinyor
🌱Seni öldürmeye gelen, sende hayat bulsun. / Sezai Karakoç
Allah rahmet etsin mekânı cennet olsun
Meselede o ya, hür olmak…
Seni çok seviyorum 😘
Düşünen baş çekmek
Dert çekmekten zor…
Amin saygıyla amin Ağzına yüreğine sağlık Onun da senin de iyi akşamlar
🙏🙏🙏🙏🤲🤲🤲🙏🙏♥️👩💼
🌬
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun muhteşem uslubunuzla onu sizden dinlemek o gür sesinizle birleşince karşıma uğur ışılak la birleşmiş üstat çıkıyor ortaya saygılar sevgiler
🤲✅
Yâ....
👍👌👏
Benkaliyim. Acikdeyilim bunudabildedim
🙏🙏🙏🙏🙏👏👏👏👏👏
Aliyarak. Umudum keserim. Ben. Çok çok çok seviyorum içim. Carpiliyor. Elim birbirn dolaşıyor. İnamiyom. Çok çok. Üzgünüm aliyom. Sana icinyaniyor. Neolur gela. Almanya'da gel bekliyom
❤
İlk beğenen ben oldum.🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Banabir. Cevap. Versen neolur. Yada. Bana evetdi. Yadahar di bende umudumkesiyim
İyideyilim. Aklimdacikmiyon
🌍👍👍👏👏👏👍👍🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Allahu Ekber . / Tâ, Sîn, Mîm.
Kasas, 1./ İşte sana, açık-seçik beyanda bulunan Kitap'ın ayetleri.
Kasas, 2./Mûsa'nın annesine şunu vahyettik: "Emzir onu! Onun aleyhinde bir korku hissedince de nehire bırakıver onu. Korkma, üzülme! Kuşkun olmasın ki, biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu resullerden biri yapacağız."
Kasas, 7./Nihayet, Firavun ailesi onu kayıp bir şey olarak bulup aldı. O, kendileri için bir düşman ve tasa olacaktı. Gerçek olan şu ki Firavun, Hâman ve bunların orduları yanlış yoldaydılar.
Kasas, 8./Firavun'un karısı şöyle dedi: "Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır bu. Öldürmeyin onu, bize yararı olabilir, yahut onu çocuk ediniriz." Onlar işin farkında olmuyorlardı.
Kasas, 9./Mûsa'nın annesinin kalbi ise bomboş bir halde sabahladı. Eğer inananlardan olması için kalbine bir bağ vermeseydik, onu açığa vuracak bir durumdaydı.
Kasas, 10./Annesi, Mûsa'nın kızkardeşine, "onu izle" dedi. O da onu kenardan gözledi. Onlarsa işin farkında olmuyorlardı.
Kasas, 11./Biz daha önce ona, süt emziren kadınları haram kılmıştık. Bu sırada kızkardeşi dedi ki: "Onun bakımını sizin için üstlenecek, onu eğitip öğretmeyi yüklenecek bir ev halkını size tanıtayım mı?"
Kasas, 12./Nihayet Mûsa'yı öz anasına geri çevirdik ki, o ananın gözü aydın olsun, kederlenmesin ve Allah'ın vaadinin hak olduğunu bilsin. Fakat çokları bunu bilmezler.
Kasas, 13./Mûsa, yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz.
Kasas, 14./Medyen suyuna ulaştığında, su başında halktan bir grup gördü. Hayvanlarını suluyorlardı. Biraz ötelerinde çekingen bir halde duran iki kadın fark etti. "Derdiniz nedir?" dedi. "Şu çobanlar çekilip gidinceye kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Üstelik babamız da ileri yaşta bir ihtiyardır." dediler.
Kasas, 23./ Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından. Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o.
Fussilet, 42./ Artık Allah'ın rahmetinin eserlerine bak, nasıl diriltiyor toprağı ölümü ardından! İşte bu Muhyî, ölüleri elbette diriltir. O, herşeye Kadîr'dir.
Rûm, 50. / Allah O'dur ki, sizi bir güçsüzlükten yarattı. Sonra o güçsüzlüğün arkasından bir kuvvet oluşturdu. Sonra o kuvvetin arkasından bir güçsüzlük ve ihtiyarlığa vücut verdi. Dilediğini yaratır. Alîm'dir O, Kadîr'dir.
Rûm, 54. / O'nun ayetlerindendir ki, size rahmetinden tattırsın; gemiler, buyruğu ile akıp gitsin. Lütfundan nasip arayasınız ve şükredebilesiniz diye, rüzgârları müjdeciler olarak gönderir.
Rûm, 46. / Yemin olsun biz, senden önce de resulleri toplumlarına gönderdik, onlara açık kanıtlar getirdiler. Nihayet, günah işleyenlerden öc aldık. İnananlara yardım etmek bizim üzerimizde bir haktı.
Rûm, 47./ O Allah'tır ki, rüzgârları gönderir de onlar, bulutu savurur. Sonra Allah o bulutu gökte dilediği gibi yayıp döşer, onu parça parça eder. Nihayet sen onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Sonra onu kullarından dilediğine ulaştırdığında onlar, müjde almış gibi sevinirler.
Rûm, 48./Allah'ın nimetlerini saymaya kalkarsanız, onların sonunu getiremezsiniz. Allah, gerçekten Gafûr ve Rahîm'dir.
Nahl, 18./Ve O'dur ki, içinden taze bir et yemeniz ve kuşanacağınız bir süs çıkarmanız için denizi emrinize vermiştir. Gemileri onda yara yara gider görürsün. Böyle yapmıştır ki, O'nun kereminden nasip arayasınız ve şükredebilesiniz.
Nahl, 14./Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı sizin emrinize vermiştir. Yıldızlar da O'nun emriyle bir hizmete boyun eğmiştir. Bütün bunlarda, aklını çalıştıran bir topluluk için elbette ibretler vardır.
Nahl, 12./ O suyla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşitten meyvalar bitirir. Hiç kuşkusuz, bunda, derin derin düşünen bir toplum için gerçek bir mucize vardır.
Nahl, 11./ O sizin için gökten bir su indirdi; ondan bir içecek var. Kendisinden hayvanlarınıza yedirdiğiniz bir ağaç da ondan oluşmaktadır.
Nahl, 10./ Yolu doğrultup denge noktasını bulmak Allah'ın işidir. Ondan sapan da var. Allah dileseydi, sizi toptan hidayete erdirirdi.
Nahl, 9./Göklerin de yerin de mülk ve yönetimi Allah'ındır. Diriltir de öldürür de. Sizin için Allah dışında ne bir dost vardır ne de bir yardımcı.
Tevbe, 116./Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve özü-sözü bir kişilerle beraber olun.
Tevbe, 119./ Andolsun ki sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da meleklere "Âdem'e secde edin" dedik. Onlar da secde ettiler. Ama İblis etmedi, secde edenlerden olmadı o.
A’râf, 11./ Bir de melekler şöyle demişlerdi: "Ey Meryem, Allah seni seçti. Seni tertemiz kıldı ve seni âlemlerin kadınları üstüne yüceltti."
Âl-i İmrân, 42./"Ey Meryem, Rabbinin huzurunda saygıyla el bağla. Secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et!"
Âl-i İmrân, 43./Ona Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek.
Âl-i İmrân, 48./Onu Beniisrail'e şöyle konuşan bir resul yapacak: "Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde bir şey yapar, ona üflerim de Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah'ın izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size haber veririm. Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize vardır."
Âl-i İmrân, 49./İsa onlardan inkârı sezince şöyle konuştu: "Allah'a gidişte benim yardımcılarım kim?" Havâriler dediler ki: "Biz Allah'ın yardımcılarıyız!Allah'a iman ettik biz!Tanık ol, biz müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız."
Âl-i İmrân, 52./"Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik, resule uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla beraber yaz!"
Âl-i İmrân, 53./Onlar tuzak kurdular, Allah da tuzak kurdu. Ve Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.
Âl-i İmrân, 54./Allah şunu da demişti: "Ey İsa, senin canını alacağım, seni kendime yükselteceğim; seni, inkâr edenlerden uzaklaştırıp arındıracağım. Ve sana uyanları, inkâr edenlerin, kıyamete kadar üstünde tutacağım. Sonra bana olacak dönüşünüz; tartışıp durduğunuz şeyler hakkında aranızda ben hüküm vereceğim."
Âl-i İmrân, 55./Allah'tan başka ilah yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nundur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiçbir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliyy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azim'dir O, büyüklüğü sınırsızdır.
Bakara, 255./İşte bunlar Allah'ın ayetleri. Onları sana hak olarak okuyoruz. Yemin olsun ki sen, gönderilen elçilerdensin.
Bakara, 252./Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır.
Bakara, 183.
AGZINIZA DAGLIK OZANIMIZ.
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah